Tarih: 12.11.2015 Sayı: 62 Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkanlığı na, S.B. Türkiye Halk Sağlığı Kurumu nun "Kemoterapi tedavisinin hangi koşullarda, kimler tarafından uygulanabileceği" ile ilgili Başkanlığa gelen başvuru doğrultusunda bilimsel görüş istediği ve buna Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Pervin Hürmüz, Doç. Dr. Melis Gültekin ve Prof. Dr. Gökhan Özyiğit in aşağıdaki şekilde görüş bildirdiği öğrenilmiştir: Kanser tedavisi multidisipliner bir ekip çalışması gerektirir. Gelişimlere açık olan kanser tedavisinde hastanın tedavileri uygun biçimde alması ve yan etkiler açısından takibi çok önemlidir. Radyasyon Onkolojisi uzmanlık eğitiminin sonunda radyasyon onkolojisi uzmanı ünvanı alınmaktadır. Bu süreçte hastalara radyoterapi uygulamasının fiziksel ve radyobiyolojik temellerinin öğrenilmesinin yanı sıra klinik olarak da hastalara uygulanan tedavinin akut/geç etkileri takip edilmektedir. Hastalarımızın büyük çoğunluğu tedavi süresince kemoterapi almaktadır. Radyasyon Onkolojisi eğitim süresi içinde en az 3 ay Medikal onkoloji ve 2 ay Pediatrik Onkoloji rotasyonu yapılmaktadır. Ayrıca tüm asistanlık süresinde radyoterapi ile eş zamanlı kemoterapi uygulamaları ve bu uygulamalarda görülebilecek komplikasyonlar, komplikasyonların tedavisi konusunda eğitim verilmektedir. Bu nedenlerden dolayı radyasyon onkologları tüm kemoterapileri verebilme yetkinliğine sahiptir.
Kendileri radyoterapi almakta olan hastalarının büyük çoğunluğunun radyoterapi süresince kemoterapi almakta olduğunu, Radyasyon Onkolojisi eğitimi sırasında yapılan 3 aylık Medikal Onkoloji ve 2 aylık Pediatrik Onkoloji rotasyonu sebebiyle kemoterapi verebilmek için gerekli yetkinliğe sahip olduklarının iddia etmektedir. Bu konuda Türk Tıbbi Onkoloji Derneği (TTOD) un görüşü şu şekildedir: 1. Kanser sistemik bir hastalıktır ve verilen tedavilerin de tüm sistem üzerine ciddi ve hayatı tehdit edici yan etkileri olabilmektedir. Kemoterapi kanserin sistemik tedavi yöntemlerinden biridir. Son yıllarda kemoterapiye ek olarak biyolojik tedaviler (hedefe yönelik tedaviler) ve immunoterapiler kanserin sistemik tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır. Bu ajanların yan etkileri ile mücadale edilmesi ancak İç Hastalıkları uzmanlık eğitimi almış olan bir doktor tarafından yapılabilir. Kemoterapi verebilmek için İç Hastalıkları uzmanı olmak da yeterli değildir. Kemoterapi verebilmek için Tıbbi Onkoloji yandal uzmanlığı yapılması gerekmektedir. Bu da 4 yıllık İç Hastalıkları uzmanlığı sonrası 3 yıllık Tıbbi Onkoloji yan dal uzmanlığı yapılması gerektiği anlamına gelmektedir. İç Hastalıkları uzmanlığı almakta olan bir doktor, Radyasyon Onkolojisi uzmanlığı sırasında yapılan 3 aylık rotasyondan daha uzun süre Tıbbi Onkoloji polikliniğinde çalışılmakta ve kemoterapi alan hastaları takip etmektedir. Buna rağmen İç Hastalıkları uzmanı olmuş bir doktorun kemoterapi verme yetkinliği yoktur. Radyasyon Onkolojisi uzmanlığı Tıp Fakültesi nden mezun olduktan sonra dahili eğitim alınmadan
yapılmaktadır. Bu uzmanlığı almış olan bir doktorun kemoterapinin sistemik yan etkilerini doğru tedavi etmesi mümkün değildir. 2. Kanser tedavisi multidisipliner bir ekip çalışması ile yapılabilir. Kanser tedavisini yapan Tıbbi Onkoloji, Radyasyon Onkolojisi gibi branşlar bu sebeple uzmanlık eğitimleri sırasında diğer branşların hastaya yaklaşımları konusunda fikir sahibi olmak ve benzer dili konuşabilmek için farklı branşlarda rotasyonlar yapmaktadır. Bu multidisipliner yaklaşımın gerekliliğidir. Radyasyon Onkolojisi uzmanlığı sırasında yapılan 3 aylık rotasyon ancak kemoterapi endikasyonları, yan etkiler, hasta takibi gibi konularda genel bir fikir oluşturabilir. Bu rotasyonun amacı kemoterapi verme yetkinliği sağlamak değildir. Kemoterapi verebilme yetkinliği ancak 4 yıllık İç Hastalıkları eğitimi üzerine yapılan, 3 yıllık Tıbbi Onkoloji yandal eğitimi ile mümkündür. 3 aylık rotasyon yeterli olsaydı, 4 yıllık İç Hastalıkları eğitimi üzerine yapılacak olan 3 aylık Tıbbi Onkoloji rotasyonunun kemoterapi verebilmek için yeterli olması gerekirdi. Benzer şekilde hastalarının önemli bölümü radyoterapi alan Tıbbi Onkologların Radyasyon Onkolojisi rotasyonu sonrası radyoterapi verme yetkisi olduğunu iddia etmesi gerekirdi. 3. Radyoterapi sırasında bir grup hasta radyoterapi etkinliğini artırmak için kemoterapi almaktadır. Ancak radyoterapi sırasında kullanılan kemoterapötik ajanların çeşitliliği sınırlıdır (en sık kullanılan ajanlar sisplatin, temozolamide, 5-fluorourasil, kapesitabin gibi), dozları ve verilme süreleri standart sistemik tedavilerden farklıdır. Bu tedaviler sebebiyle elde edilen tecrübenin tüm kemoterapileri uygulamak için yeterli olacağını söylemek mümkün değildir.
Radyoterapi sırasında uygulanan kemoterapiler ile yaşanan akut ve geç dönem yan etkileri standart sistemik tedaviler sonrası olanlardan farklılıklar göstermektedir. Ek olarak Radyasyon Onkologları radyoterapi sırasında uygulanan kemoterapilere bağlı yan etkiler yaşadıklarında sıklıkla Tıbbi Onkoloji desteği almak zorunda kalmaktadır. Bir çok Radyasyon Onkolojisi kliniğinde radyoterapi sırasında uygulanan eşzamanlı kemoterapiler Tıbbi Onkolog gözetiminde verilmektedir. 4. Kanserin sistemik tedavisi son yıllarda hızla gelişmektedir. Bu gelişmelerin takip edilerek hastalara en doğru tedavinin uygulanması, son yıllarda Tıbbi Onkologlar açısından bile güç olmaya başlamış ve Tıbbi Onkoloji içinde bile branşlaşmalar başlamıştır. Böyle bir ortamda Radyasyon Onkologlarının radyoterapi alanındaki gelişmeleri takip edip, radyoterapi vermesi yanında sistemik tedavileri doğru endikasyonla, doğru ilaçları kullanarak verebilmeleri mümkün değildir. Antineoplastik ajanların rasyonel kullanılması ancak yeterli bilgi ve eğitimle olabilir. Tıbbi Onkoloji uzmanları dışında antineoplastik ilaç uygulamalarının yapılması, yanlış ilaç kullanımına ve yan etkilerin doğru yönetilememesine bağlı tedavi maliyetlerinde artışına yol açacak ve en önemlisi hasta hayatını tehdit edecektir.
Bu görüşler ışığında Radyasyon Onkolojisi uzmanlarının kemoterapi verebilmek için yeterli bilgi ve yetkinliği olduğunu söylemek mümkün değildir. Herkesin eğitim aldığı ve yeterliliği olan uzmanlık alanı ile ilgili tedavileri vermeye devam etmeleri uygun olacaktır. Saygılarımızla, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Yönetim Kurulu Adına Prof.Dr.Gökhan DEMİR TTOD Başkanı