İçindekiler: Az Daha Fazladır Anlayışı Neden Modayı Yönetiyor 26 u Peugeot Almanlara Savaş Açıyor 28 u Karaman da Dünya Markası Yaratmak 29 u Halka Açıldı, Sırada Dünyaya Açılmak Var 30 u Halis Muhlis Zeytin Aşkına 30 u Babil Usulü Yerli Turizm Zinciri 31 u Editörler: James E. Ellis, Ceyhan Aksoy Temkinli ve Güvenli u Erkek giyim markası Kiğılı, deneyim ve yeniliği harmanlayarak büyüyor u Türkiye de 20-25 yıllık süreçte bizim sektörden birinin dünya markası olması mümkün değil Abdullah Kiğılı, başarının sırrının iyi insan kaynağı yetiştirmekten, bilgi-işleme yatırım yapmaktan geçtiğini söylüyor Sed in ante donec venatis nibh a dolor ut lectus mauris et vestibulum ac interdum adipis est in tortor Geçtiğimiz Pazar günü kıran kırana bir lig mücadelesinin ardından Fenerbahçe şampiyon oldu. Sarılacivertli takım son birkaç yıldır kıl payı kaçırdığı şampiyonluğu şenliklerle kutladığı sırada bir başka başarıya da imza atıyordu. Fenerium mağazaları sadece Pazar günü 1 milyon TL ciroya ulaştı. Fenerbahçe yönetiminin bütün hazırlıkları tamamladığını ancak yeniden üretim için Pazar gecesi saat Madem Çin de iç talep artışı var, biz de bunu değerlendirmek istiyoruz 22:00 yi beklediğini öğreniyoruz kulübün Fenerbahçe Spor Ürünleri AŞ Fenerium dan Sorumlu Asbaşkanı Abdullah Kiğılı dan. Rekor düzeyde ilgi var. Bütün Fenerbahçelilere teşekkür ederim bunun için diyor Kiğılı. Fenerium un bu yıl şampiyonlukla beraber cirosunun 50 milyon doları aşması bekleniyor. FOTOĞRAF: CEVAHİR BUĞU 24
FOTOĞRAF: CEVAHİR BUĞU Fenerium un bu denli başarılı olmasında elbette birçok faktörün etkisi var. Bu faktörlerden biri de, Türkiye de tekstilin duayen isimlerinden Abdullah Kiğılı nın varlığı hiç kuşkusuz. 16 yaşında iş hayatına atılan ve 1973 te henüz 28 yaşındayken Beymen in Beyoğlu mağazasına ortak olan Kiğılı bugün kendi ismini taşıyan markasıyla her gün yeni bir başarıya imza atmaya devam ediyor. Kiğılı Giyim 2010 u yüzde 34 büyümeyle kapattı. Mağaza sayısını ise yüzde 11 oranında artırdı. Şirket sadece haziran ayında 10 mağaza açmaya hazırlanıyor. 1990 ların başında üç mağazası ve 2001 de 16 mağazası olan şirketin bugün 187 mağazası bulunuyor. 1994 krizine üç mağazayla yakalanmamıza rağmen epey zorlanmıştık diyor Kiğılı Giyim in CEO su Hilal Suerdem ve ekliyor: O krizden büyük dersler çıkardık. Böylece 2001 Krizi ni rahat atlattık. Öz sermayemiz yeterli olduğu için uygun fiyatlı reklam ve kira olanaklarını değerlendirdik. Var olan yatırımlarımızı devam ettirdik ve rakiplerimizin üç-dört katı büyüdük. Suerdem e göre en büyük avantajlarından biri de alışveriş alışkanlıklarındaki ve moda trendlerindeki değişimleri çok yakından takip etmeleri. Kiğılı Giyim, krizlerden güçlenerek çıkmasıyla ünlü. Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kiğılı, işin sırrının iyi insan kaynağı yetiştirmekten, lojistik merkezine sahip olmaktan ve bilgiişleme yatırım yapmaktan geçtiğini söylüyor. Türkiye nin 60 iline dağılmış 200 e yakın mağazamız var. Odamdaki bu ekrandan hangi saat, hangi gün, hangi bedenden kaç ürün satıldığını takip edebiliyorum diyor Kiğılı. Şirket, Yenibosna daki fabrikasında ürettiği ya da tedarikçilerinden temin ettiği ürünlerini Gebze deki devasa lojistik merkezinden mağazalarına dağıtıyor. Erkek giyim üzerinde uzmanlaşan şirketin Kiğılı markasının yanı sıra daha üst gelir grubuna hitap eden Abdullah Kiğılı markası var. Şirketin halihazırda 10 Abdullah Kiğılı mağazası var. Oradaki ürünler daha spesifik ve daha özel hammaddelerle yapılıyor. Oradan aldığınız bir ürünü başkasında görme ihtimaliniz yüzde 1 in bile altında diyor Hilal Suerdem ve ekliyor: Ama çok şık mağazalar insanlarda korku yaratabiliyor. O sıkıntıyı da Kiğılı mağazalarıyla aşmaya çalışıyoruz. Türkiye nin en köklü giyim markalarından Kiğılı Giyim in bir dünya markası olup olmayacağı sık sık sorgulanır. Abdullah Kiğılı nın bu konuda tavrı net. Türkiye de 20-25 yıllık süreçte bizim sektörden birinin dünya markası olması mümkün değil. Kendimizi kandırmayalım diyor Kiğılı ve ekliyor: Dünya markası olabilmeniz için en az 100 ülkede mağazanızın olması gerekiyor. Bir mağaza da yetmez. Bunun altyapısını kurmak yıllar alır. Kiğılı ya göre, tekstil markalarının önce Türkiye yi fethetmesi, daha sonra dünyaya açılması gerekiyor. Şirket yetkilileri bu noktada temmuz ayında devreye girecek tekstil ve hazır giyim vergilerine vurgu yapıyor. Hazır giyimde halihazırda yüzde 12 olan ithalat vergilerine yüzde 30 vergi daha eklenecek. Yüzde 42 vergi çok yüksek diyor Abdullah Kiğılı. Avrupa Birliği dışından ülkelerden ithalat yapan firmalar kumaş ve benzeri hammadde getirirlerse ona da yüzde 32 vergi ödemek durumunda kalacak. Bu vergilerinin hepsini gümrükten malı çekerken peşin yatırmak zorundasınız. Bu da ağır bir mali külfet getirecek. Bu külfeti tüketiciye yansıtmaktan başka çare kalmıyor kimseye diye ekliyor Abdullah Kiğılı. Perakende ve tekstil alanında birçok derneğin, bu sıkıntıların giderilmesi için Kiğılı nın arabuluculuk yeteneklerine başvurduğu biliniyor. Pamuk ve yün gibi hammaddelerin fiyatları arttığı için zaten zorlandıklarını ifade eden sektör temsilcileri, yeni vergilerle birlikte Avrupalı rakipleri karşısında ellerinin iyice zayıflamasından korkuyor. Tam tersini düşünenler de var. Ek vergi kararı çıktığından beri kumaş makinesi siparişleri başladı diyor isminin açıklanmasını istemeyen bir tekstilci ve ekliyor: İthalat yerine üretim ve ihracat dönemi başlıyor Türk tekstil sektöründe. Vergilendirmeyle birlikte 500 bin kişiye istihdam şansı doğacak. Bu tartışmaların yönünün nereye gideceğini ve yeni vergilerin sonuçlarını bu yaz itibariyle görmeye başlayacağız. Gebze deki lojistik merkezlerinde bir araya geldiğimiz Hilal Suerdem, Kiğılı nın dünya markası olup olamayacağı tartışmalarına yeni bir boyut getiriyor. Yabancı bir ortakla Çin de mağazalaşabiliriz diyor Suerdem ve ekliyor: Madem Çin de iç talep artışı var, biz de bunu değerlendirmek istiyoruz. Çin mağazalaşma konusunda bizim 20 yıl gerimizde. Dışarıdan gelen ürünlere yüzde 70 vergi koyuyorlar. Ama orada üretim yaparsanız bunu ödemiyorsunuz. Biz de oradaki fırsatları değerlendirmek istiyoruz. Suerdem, Çin le ilgili projelerinin detaylarını önümüzdeki dönemde açıklayacaklarını söylüyor. Şirket şu anda yurtdışında sadece franchise modeliyle mağazalaşıyor. Yıllık ihracatı 25 milyon doları bulan şirket yurtdışında sekiz franchise şirketiyle 10 u aşkın mağazaya ulaşmış durumda. Deneyimli ve saygın kişilerden seçiyoruz franchise vereceğimiz isimleri diyor Hilal Suerdem ve ekliyor: Sosyal patlamalar gibi kriz durumlarında işler durduğu zaman bunu atlatma kapasitesi var bu insanların. Örneğin, Arap Baharı başladığında üç-dört hafta Mısır a ürün sevk etmedik. Sonra işler kaldığı yerden devam etti. Şirket yetkilileri birinci önceliklerinin her zaman Türkiye de Avrupalı markaların girdiği bütün AVM lere girmek olduğunu kaydediyor. Kiğılı Giyim in son dönemde çok öne çıkan adımlarından biri de ürün gamını çeşitlendirmiş olması. Birkaç sene öncesine kadar klasik erkek giyim ve takım elbiseyle özdeşleşen markanın bugün spor ve rahat giyime de odaklandığını görüyoruz. Şirket genç tüketiciler arasında popülerliğini artırmak için birçok kampanya düzenliyor. Bu odakların başında üniversiteler ve sosyal medya geliyor. Üniversitelerde ve sosyal medyada çok fazla etkin olmamız genç müşterilerimizin sayısını artırdı diyor Kiğılı Giyim Reklam ve Halkla İlişkiler Müdürü Didem Paktimur ve ekliyor: Artık sadece takım elbise ve benzeri klasik giyim üreten ve satan bir marka olarak görmüyorlar bizi. Gerek Fenerium da gerekse kendi şirketinde her gün yeni bir başarıya imza atan Abdullah Kiğılı, engin deneyimi ve teknolojiye verdiği önemle sektöre yön vermeye devam ediyor. Bu deneyim ve yenilik kapasitesinden büyük bir Türkiye markası doğdu. Yarın belki bu hikayeden bir dünya markası doğacak. Güneş Kömürcüler Sözün Özü: Fenerium u yöneten Abdullah Kiğılı, krizlerden büyüyerek çıkmasıyla ünlü şirketi Kiğılı Giyim i daha da büyütmeye hazırlanıyor. Bu sırada sektörün sorunlarına çözüm arıyor. 25
26 FOTOĞRAF NICK FERRARI FOR BLOOMBERG BUSINESSWEEK Hazırgiyim Az Daha Fazladır Anlayışı Neden Modayı Yönetiyor uhazır giyim üreticileri maliyetleri kısmak için tasarımlara makas atıyor u Saat cebini aşağı çekmek bu pantolonu baştan aşağı değiştirir mi? Gap 19 Mayıs ta 2011 kâr tahminlerini yüzde 22 oranında düşürmek zorunda kaldığında, CEO Glenn Murphy yükselen pamuk ve işgücü maliyetlerini mazeret gösterdi. Target tan Family Dolar Stores a kadar farklı perakendeciler de benzer şekilde baskılardan dert yanıyor. Bu etkenlerin tümü hazır giyim şirketlerinin yöneticilerini şok ediyor; çünkü çoğu son 20 yıldır yalnızca durağan ya da düşen maliyetler görmüştü. Perakendeciler bugünlerde bütçe bilinci olan tüketiciler karşısında fiyatlandırma güçleri olmadığını fark ediyor. Bu yüzden hazır giyim şirketleri Peter Brown gibi, müşterilere kıyafetleri parçalara ayırıp sonra daha ucuz ve daha az materyalle nasıl yeni bir kıyafet oluşturabileceklerini gösteren yeniden üretme uzmanlarına yöneliyor. Şirketler tüketicileriyle ilişkilerine zarar verme korkusundan, maliyet düşürme 195$ Yüksek kaliteli bir takım elbisenin fiyatı taktikleriyle ilgili konuşmak istemiyor. Mayın tarlasından geçiyorlar şimdi diyor perakende danışmanlık şirketi Kurt Salmon ın Başkan Yardımcısı da olan Brown ve büyük hazır giyim üreticileri ve satıcılarının çoğuyla çalıştığını söylüyor. Brown şu sıralar Temmuz 2010 da mağazalara teslimat yapacak hazır giyim üreticileriyle birlikte çalışıyor. (Müşterilerinin adını vermek istemiyor.) Yapılması gereken çok iş var diyor Brown, çünkü Kurt Salmon maliyetlerin bu yılın ikinci yarısında yüzde 15 oranında artmasını bekliyor. Bir giysiden çok fazla parça çıkarılabileceği için maliyet tasarrufları oradan birkaç dolar, buradan birkaç dolar şeklinde yapılıyor: Manşetler ve pileler kaldırılır, montların içindeki astar azaltılır, cepler için daha sıradan malzemeler kullanılır Kumaş, bir giysinin maliyetinin yüzde 50 sini oluşturuyor. Brown, bir şirketin israfı önlemek için kumaşı daha dikkatli keserek 195 dolarlık bir yün erkek takımında 50 cent ya da daha fazla maliyet tasarrufu sağlayabileceğini söylüyor. Toplu alınan fermuarlar giysiler için özel olarak yapılan fermuarlara göre çok daha ucuz oluyor. Yılda yüz binlerce erkek takım elbisesi üreten büyük hazır giyim şirketleri için takım başına 20 ila 50 cent arasında tasarruf yapmak çok önemli diyor erkek takım elbisesi tasarımcısı ve New York taki Fashion Institute of Technology de öğretim üyesi olan Salvatore Giardina. Kısa süre önce Brown 29,50 dolara satılan haki renkli bir üniformayı inceledi ve bozuk para cebi dikildiğini gördü. Bu cebin kaldırılması bir kuruş getirir diyor Brown. Saat cepleri de kolayca gözden çıkarılabilir çünkü erkeklerin çoğu artık bu cepleri kullanmıyor. Aynı şekilde kemerler altında dekoratif amaçlı kullanılan logolar ve dikişler de silinebilir. Bunları yalnızca kıyafeti giyen kişi sadece giyerken görüyor. Tasarımcılara göre tüketicilerin Yılda yüz binlerce erkek takım elbisesi üreten büyük hazırgiyim şirketleri için takım başına 20 ila 50 cent arasında tasarruf yapmak çok önemli bütçelerini denetlediği bir dönemde yapılabilecek tasarruflar bir sanat gibi. Tüketiciler yapılan değişikliklerin nerelere vardığını görüyor. Giardina hayır diyenlerden: Pantolonların cepleri geniş dikildiğinde bozuk paralar kayboluyor. Daha az malzeme ve dikişle yapılan basit bir kemer yeterince sıkmaz ve üstteki kıyafet aşağı düşer. Birkaç yıkamadan sonra çatlayan plastik düğmelere geçmek ve daha kalın yün kullanımı tüketicileri başka mağazalara yönlendirir diyor Giardina. Brown a göre hazır giyim üreticilerinin çoğu genelde tüketiciler tarafından kolaylıkla fark edilmeyecek değişiklikler yapmaya özen gösteriyor. Hiçbir tasarımcının amacı Bu giysileri ucuza getirmek değildir diyor ve ekliyor: Perakendecilerin çoğu ürünlerini ucuzlaştırmak istemiyor. Saat cebini aşağı çekmek bu pantolonu baştan aşağı değiştirir mi? Hiç sanmıyorum. Ee, o zaman çıkar at saat cebini diyorlar. Bazı durumlarda moda trendleri hayatı kolaylaştırabilir. Takım elbiseler ve gömleklerde genç erkeklerin (ve daha olgun hipsterların) en sevdiği küçük siluetler ciddi bir kumaş tasarrufu getirir. Brown a göre enflasyon ortamı güzel giysiler yapmak isteyen tasarımcılar ve iyi kâr getiren güzel giysiler isteyen üreticiler ve yöneticiler arasındaki genel gerilimi alevlendiriyor. Masanın bir ucunda saat cebini aşağı çekerek benim güzel tasarımımı mahvedemezsiniz diyen bir tasarımcı var diyor Brown ve devam ediyor: Diğer tarafında da Bunları 30 doların altında tutmak istiyorsun. Söyle bakalım nasıl olacak? diyen bir yönetici var. Giardina nın New York ta düğme satış temsilcisi olan kız kardeşi Concetta gelecek sonbaharda mağazalarda yer alacak bir erkek gömleğinin maliyetini tartışmak üzere büyük bir perakendecinin üretim yöneticileriyle toplantı yaptı. Düğmeleri gerçek deniz kabuğundan mı yoksa imitasyon mu istiyorlardı? Fiyat farkı ne? diye sordular Concetta ya. Bir düzine düğme kullanılan gömleklerde, düğme başına yaklaşık 20 cent diye cevapladı. Onlar da tabii ki imitasyonu seçti. Chris Burritt Sözün Özü: Kumaş ve işgücü maliyetlerinin 2011 yılının ikinci yarısında yüzde 15 oranında artması bekleniyor; hazırgiyim üreticileri tasarruf yapmak için kıyafetleri yeniden tasarlıyor. Ferm İki p y görü fazl harca
Kemer kısmı İki parçalı kemer kısmı daha pahalı pantolonlarda bulunan içten dengeleyicili dört parçalı kemerlere göre daha ucuza geliyor 29 Mayıs 4 Haziran 2011 Düğmeler ve fermuar Düğmeler metal bir kanca ya da kelepçelere göre daha ucuz. Toptan alınan fermuarlar da daha ucuza mal oluyor ve daha pahalı pantolonlarda kullanılan özel fermuarların sipariş süresine göre daha kısa sürede de teslim alınıyor Kemer halkaları ve bozuk para cepleri Kemer halkaları ve bugünlerde çok az kullanılan bozuk para ceplerinin dikilmesi daha fazla zaman alıyor ve maliyetleri artırıyor. Tüketicilerin çok azı pantolonda bu özellikleri arıyor 30$ Yan dikiş yerleri Ön ve arka parçaları basitçe dikmek zamandan tasarruf sağlıyor ama ağız kısımlarında işler zorlaşıyor Giysi üzerinde yapılan ufak değişiklik lerin sağladığı mali yet tasarrufu Kenar dikişleri Bu gibi tek dikişler zikzak dikişlere göre daha ucuz Fermuar kapatan bölüm İki parçalı fermuar gizleme yerleri daha düz bir görüntü sağlıyor ama daha fazla malzeme ve zaman harcanmasına neden oluyor Kumaş Bir pantolonun maliyetinin yarısını kumaşı oluşturur. Bu yüzden üreticiler daha ucuz pamuk ya da daha sert yün kullanarak tasarruf yapmaya çalışıyor Hazır giyim üreticileri tasarruf yapmak için astar azaltımından daha az ve ucuz plastik düğme kullanımına kadar çeşitli yollar deneyebiliyor 27
Otomotiv Peugeot Almanlara Savaş Açıyor u Peugeot, 508 ile Alman üreticilerle yarışmayı hedefliyor u Şirket, 508 ile filo pazarında agresif bir strateji izleyecek 28 Büyük ve lüks otomobil dendiğinde dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi Türkiye de de ilk olarak Alman markaları akla geliyor. Özellikle D segmentindeki satışlara bakıldığında Türkiye de Alman otomobil tutkusu daha da su yüzüne çıkıyor. Geçen yılın rakamlarına göre bu segmentteki ilk dört marka Alman, nisan ayı rakamlarına göre ise ilk üç. Böyle bir pazarda volüm yapmak isteyen tüm markaların bu Alman markaları ile bir savaşın içine girmesi lazım. Tıpkı Fransız otomobil üreticisi Peugeot nun 508 gibi. Peugeot, 508 ile segmentin lideri Passat ı zorlamayı hedefliyor. Bunun için ise tıpkı Passat gibi filo pazarında da yüksek volümler yapması gerekecek. Türkiye de D segmenti B ve C segmentinden sonra en büyük segment. Otomobil Distribütörleri Derneği (ODD) rakamlarına göre D segmenti Nisan 2011 verilerine göre pazarın yüzde 13 ünü oluşturuyor. Tabii bu segmentin, markaların kârlılıkları açısından değeri çok daha yüksek. Bu pazarda Passat açık ara lider konumunda. Pazarda liderliğe oynamak isteyen markaların Passat ın yüzde 26 seviyelerindeki pazar payına ulaşması gerekiyor. Nitekim Peugeot da şimdiye kadar 407 ile rekabet ettiği bu segmentte 508 gibi daha güçlü ürünle Passat ı kendine hedef olarak alıyor. Beyaz Filo Genel Müdürü Gürkan Gençler, Peugeot 508 üzerinde çok uğraşılmış bir araç. Kanımca Peugeot nun hedefi Passat ın pazar payına ulaşmak diyor. Peugeot tarafında da Passat ile olan rekabet pek gizlenmiyor. Şirketin üst düzey yöneticileri araç tanıtımında her fırsatta Peugeot 508 ile Passat ı kıyaslıyor. Peugeot mart ayında Türkiye pazarına sürdüğü 508 ile segmentinde ilk sene yüzde 12,5, 2012 de ise yüzde 20 pazar payı alarak ilk yıl 5 bin, ikinci yıl ise 8 bin adetlik bir satış rakamına ulaşmayı hedefliyor. Ancak pazar hedefi pazar büyüklüğü ile birlikte daha da yukarı çıkacak. Bir tam yılda 6 Peugeot da Hedef Üst Sıralar 2010 yılında D segmenti Alman markaların egemenliği altındaydı. almayı hedefliyor Modeller Ocak Şubat Mart Nisan Toplam Volkswagen Passat 540 817 1541 1233 4131 Peugeot 508 0 0 78 623 701 Citroen Facelift C5 279 173 257 525 1234 Renault Lattitude 0 266 378 361 1005 BMW 3 serisi 185 148 413 351 1097 Opel Insignia 259 405 351 326 1341 Ford Facelift Mondeo 136 163 269 294 862 Mercedes C serisi 322 321 478 262 1383 Toyota Avensis 145 180 236 257 818 bin adedi geçmemiz kaçınılmaz ama bunun ötesini pazar belirleyecek. Pazar bir milyona ulaşırsa 6 bin adet 508 satmak üzücü olur diyor Peugeot Türkiye Genel Müdürü Jean Pierre Vieux ve devam ediyor: 850-900 bin adetlik bir pazarda 7 bin adet 508 satmak kaçınılmaz olur. Tabii araç mart ayında pazara sürüldüğü için dokuz aylık hedef 5 bin adet oluyor. Ancak Peugeot nun bu hedefleri beklentilerin fazla üstünde. Peugeot ilk çeyrekte zor günler geçirdi. Satışları artıyor ama pazar payı düşüyor diyor J.D. Power Automotive Forecasting Orta ve Doğu Avrupa Analisti Carol Thomas. Thomas ın 2011 için 508 satış tahmini ise 2 bin 551 adet ile sınırlı. Peugeot tarafından bakıldığında ise ilk çeyrekte yaşanan bu düşüşün üç nedeni var. Bunlardan ilki 508 lansmanı. 508 gibi bir aracı pazara sunduğunuz zamanlarda satışlarınız geçici bir süre için bu süreçten etkileniyor diyor. Bir diğer neden ise mart ayında Peugeot nun satış ekibinin ciddi bir eğitim sürecinde olması nedeniyle satışların düşmesi. Son neden ise yüksek döviz kuru. Tüm bu negatif gelişmelere rağmen Peugeot 508 in ilk satış rakamları pek de hayal kırıklığına uğratan cinsten değil. Peugeot nun şimdiye kadar sattığı 508 adedine bakıldığında marka, nisan sonu itibari ile 701 adetlik satış rakamı ile segmentinde dokuzuncu sırada. Ancak 508 in mart ayında pazara sunulduğu ve henüz çok yeni olduğu unutulmamalı. Nisan ayı rakamlarına bakıldığında 623 adetlik satış ile Passat dan sonra ikinci sırada yer alıyor. Hem de tüm motor donanımları da mevcut değilken. Peugeot nun 508 ile şimdiye kadar pek de kuvvetli olamadığı bir KAYNAK: PEUGEOT
Peugeot da Hedef Üst Sıralar 2010 yılında D segmenti Alman markaların egemenliği altındaydı. Peugeot 2011 de pazar payı ile bu markaların arasında yerini almayı hedefliyor Markalar Volkswagen Passat 25,9 Peugeot 508 20 * Mercedes C serisi 19 BMW 3 serisi 13,3 Opel Insignia 10 * PEUGEOT NUN HEDEFLEDIĞI PAZAR PAYI Citroen C5 8,5 Toyota Avensis 6,1 Audi A4 5,5 Ford Mondeo 4,4 Peugeot 407 1,4 pazar olan filo pazara girecek olması da satış rakamlarını hareketlendirecek. Fransız otomobil üreticisi 508 in satışlarında filo satışlarının üçte birlik bir pay almasını hedefliyor. Tüm bu hedeflerine, doğru bir strateji ile giderse Peugeot nun 508 savaşı başarılı olabilir. Türkiye de fiyat ve konumlandırılmasına bakıldığında, ilk etapta benim beklediğimden yüksek bir fiyat ile pazar girdiler. Zaman içerisinde biraz fiyat da indirim olacaktır diyor Gürkan Gençler ve ekliyor: O zaman Peugeot bu segmentte hiç yapmadığı kadar yüksek satışlara ulaşabilir. Orta ve uzun vadede Peugeot 508 ile bu segmette kalıcı olacaktır. Öte yandan bu yıl Peugeot nun tek kozu 508 olmayacak. Yeni 308 ile de Peugeot binek otomobil pazarında satış adetlerini arttırmayı hedefliyor. Haziranda pazara sunulacak. Yeni 308 satışları ile de hedef 5 bin adet olacak. Buna yaklaşık bin adetlik eski 308 satışı da eklenince bu segmentte de hedef 6 bin olacak. Bu ise markanın geçen yıl ki 3 bin 500 adetlik satış rakamına göre oldukça iddialı bir hedef. Osman Kurt Sözün Özü: Peugeot, 508 ile Alman üreticilere ve özellikle de Passat a savaş açıyor. Fransız otomobil üreticisi bunun için geniş bir motor seçeneği ile geliyor. Segmentte yüzde 20 lik bir pay hedefleyen Peugeot, bunun için filo pazarına ağırlık verecek. Perakende Karaman da Dünya Markası Yaratmak u Saray Holding, Avrupa da marka satın alarak büyümeyi planlıyor u Gelişmiş ekonomilerde rekabet çok fazla ve acımasız Merkezi Karaman olan Saray Holding in kurucusu Sami Özdağ ın şirketini dünya gıda devi haline getirmek gibi iddialı bir hedefi var. Bu hedef doğrultusunda geliştirdiği stratejik planını adım adım uygulamaya koyuyor. Avrupa ve Amerika pazarında güçlenmek için İsviçre de yaklaşık üç yıl önce şirket kurdu. Bu sayede ürünler etnik pazarlardan marketlere kayarken satışlarda yüzde 10 luk artış oldu. Şimdi büyüme sürecini hızlandırmak için aralarında İsviçre, Belçika, Fransa nın olduğu Avrupa ülkelerinde marka satın almak için görüşmeler yürütülüyor. Afrika ve Orta Doğu yu ihmal etmeyeceğiz ama asıl hedeflerimiz gelişmiş bölgeler diyor Sami Özdağ. Atıştırmalık pazarında kekten çikolata ve sakıza kadar sekiz farklı kategoride üretim yapan Saray ın hali hazırda 80 civarında ülkeye ihracatı var. Bu nedenle ihracat konusunda önemli bir bilgi birikimine sahip. Yine de Avrupa ve Amerika gibi gelişmiş pazarlarda rekabet etmek kolay değil. Amerika da bir süpermarkette atıştırmalık raflarında bizdekinin 10 misli ürün bulmak mümkün diyor yaklaşık 30 yıldır çikolata sektöründe faaliyet gösteren Bella Çikolataları nın sahibi Metin Altuğ ve ekliyor: Türkiye de üretim potansiyeli var ancak o pazarlarda yer almak için fiyatın rekabetçi olması gerekiyor. Fiyat düşünce kalite de düşebiliyor. Global bir marka yaratmak için devlet desteği gerekli. Sami Özdağ, pazarın zorluklarının farkında. Gelişmiş ekonomilerde rekabet çok fazla ve acımasız. Bu rekabet pazarı kaybetme riskini gündeme getiriyor. Ya da kâr marjları düşüyor. Rekabet edebilmek için inovatif olmak şart diyor. Bu nedenle Saray, Ar-Ge çalışmalarıyla yeni ürünler geliştirerek fark yaratmaya çalışıyor. Cironun yüzde 5 ini Ar-Ge ye ayırıyor şirket. En büyük avantajlarından biri de çok sayıda ürün kategorisinde üretim deneyimine sahip olması. Türkiye deki gibi bu kadar farklı kategoride üretim yapan firma bulmak zordur. Ancak bu ürün çeşitliliği uzmanlaşma eksikliği getirebilir diyor adının açıklanmasını istemeyen gıda sektöründen bir yetkili. Gıda devi olma hedefi doğrultusunda atıştırmalık ürünlerin dışında hayvancılık, tarım ve süt işine de yatırım yapıyor Saray Holding. Meyve suyu, süt ve süt ürünleri üretmeyi hedefleyen şirket, 10 milyon dolarlık bir yatırım planlıyor. Tarım ve hayvancılık alanına ise 7,5 milyon dolarlık yatırım öngörülüyor. Saray Holding in lokomotif işi gıda olsa da makine ve mobilya yatırımları var. Başta gıda sektörüne olmak üzere çeşitli makineler üretiyor ve anahtar teslimi fabrikalar kuruyor. Bunun dışında oluklu mukavva tesisi var. Verelli markasıyla mobilya sektörüne giren Holding, iç pazarda mağazalaşırken yurtdışında da büyümeyi ihmal etmiyor. 2008 yılında mobilya işine girdik. 10 ülkeye ihracat yapıyoruz. Mağazalaşmak planlarımız arasında diyor Sami Özdağ. Farklı alanlarda şansını denese de Saray Holding in temel hedefi gıdada büyümek. 2010 da 200 milyon TL ciroya ulaşan şirket, 2011 de yüzde 30 luk büyüme hedefliyor. Bu hedefe ulaşma konusunda çok kararlıyız. Stratejik işbirliklerine açığız diyor Sami Özdağ. Ayşegül Sakarya Sözün Özü: Gıda alanında bir dünya markası olma hedefiyle yola çıkan Saray Holding, stratejik işbirliklerine sıcak bakıyor. 29 FOTOĞRAF: GÜRCAN ÖZTÜRK
30 Telekomünikasyon Halka Açıldı, Sırada Dünyaya Açılmak Var u Kron Telekom komşu ülkelerin kapısını çalacak u İşi, telekom operatöründen müşteriye yaklaştırmak gibi bir planımız var Türkiye de bilişim firmalarının sayıca büyük bir çoğunluğu KOBİ niteliğinde şirketlerden oluşuyor. Sermaye tabanını genişletmek isteyen bu şirketler için, geçtiğimiz yıl Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve İMKB bazı düzenlemeler yürürlüğe koydu. Böylece borsaya açılmak, bu şirketler için eskisine göre daha cazip hale geldi. Büyüme eğiliminde olan ve yatırım arayan küçük ve orta ölçekli bilişim şirketleri için yaratılan bu fırsatı değerlendiren firmalardan biri olan Kron Telekom, geçtiğimiz haftadan itibaren borsada işlem görmeye başladı. Halka arzdan elde ettikleri 7 milyon TL yi öncelikle yeni ürün geliştirmelerinde ve yurtdışı açılımlarında kullanacaklarını belirtiyor, Kron Telekom Yönetim Kurulu Başkanı ve Kurucusu Lütfi Yenel. Daha önce Vestel, Sansui ve Alcatel Teletaş gibi şirketlerin yönetim kurulu başkanlıkğını yapan Yenel, telekom sektörünü iyi tanıyor ve Kron Telekom için önce bölgesel, ardından global bir şirket olma hedefini öngörüyor. Orta Doğu ve Orta Asya daki fırsatları kovalayan Şirket, buradaki ucuz ancak kaliteli insan gücüyle maliyetleri azaltmayı planlıyor. Türkiye den bilişimcilere pek yabancı olmayan ve bu bölgede yedi yıldır iş yapan Telcotank Girişimcisi Hakan Dülge, Türkiye ye takılmak yerine buraya giren şirketler yeni hizmet alanları bulabiliyorlar ve hızla büyüyorlar diyor ve ekliyor: İnşaat sektöründe yaptığımızı bilişimde yapmamamız için hiçbir neden yok. Türkiye de Turkcell ve Türk Telekom gibi telekom sektöründe söz sahibi firmalar için farklı projeler geliştiren Kron Telekom un 2010 yılında bu hızlı büyüme potansiyelini görmesi de borsaya açılmasında önemli bir etken. 2007 yılında kurulan genç şirket, telekomünikasyon operatörleri ve servis sağlayıcıların ihtiyaçlarına yönelik yazılım ve donanım çözümleri üretiyor. Operasyon Destek Sistemleri ve Kalite Güvence Sistemleri alanındaki ürünleriyle 8 milyondan fazla kullanıcının geniş bant internet erişimini sağlamasında pay sahibi olan Şirket, ileriki dönemlerde işlerini telekom operatörlerinden müşterilere doğru kaydırmayı planlıyor. Büyüme planını, yeni ürünler ve yeni bölgeler olmak üzere iki ana hedefle çiziyor Kron. Buna karşın özellikle Orta Doğu ve Türki cumhuriyetlere açılan küçük şirketlerin sermaye derinliği yetersizliği sorunu yaşadığını belirtiyor Hakan Dülge. Ancak başarılı gerçekleşen halka arz bu sorunu bir süre bertaraf edecek gibi görünüyor. Önümüzdeki dönem için yabancı fonlara da sıcak bakıyor Kron Telekom. Küçük olsun bizim olsun yerine büyük olsun bizim de payımız olsun diyor Lütfi Yenel. Merve Kara Sözün Özü: Kron Telekom un önce bölgesel, ardından küresel bir oyuncu haline gelme hedefi gelecek vaat ediyor. Gıda Halis Muhlis Zeytin Aşkına u UZZK, zeytin ve zeytinyağı sektörünün sorunlarını çözmeyi hedefliyor u Kalite kontrol programıyla sektörün akla karalarını ayırmayı planlıyoruz Tariş in doğma büyüme Egeli olan Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin, zeytin ve zeytinyağının faydalarını şu anısıyla anlatıyor: Edremitli eczacı arkadaşım kışın kalp ilaçları elinde kaldığı için sürekli şikayet eder. Son dönemde Akçay ve Altınoluk un İstanbul ve diğer büyük şehirlerden yazlıkçıların gelmesiyle bu derdinden kurtuldu. Kışın biriken kalp ilacı stoklarını yazın gelen yazlıkçılar eritiyormuş. Kalp hastalıklarından kansere kadar birçok rahatsızlığın önüne geçtiği kanıtlanan, sağlığa sağlık katmasıyla ünlü zeytin ve zeytinyağı sektöründe önemli gelişmeler yaşanıyor. Bir yandan geçtiğimiz aylarda Mersin Üniversitesi nde 100 ü aşkın zeytin çeşidinden fidelerinin söküldüğü ve Gemlik teki zeytinliklerin yok edilip yerlerine bina dikildiği haberleri geliyor. Diğer yandansa birbiri ardına olumlu haberler geliyor zeytin ve zeytinyağı sektöründen. Bunlardan biri geçtiğimiz hafta, Türkiye nin ilk tarım konseyi olan Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi nden (UZZK) geldi. Konsey, 1 Ocak 2009 da uygulamaya koyduğu Ülkemizde Pazarlanan Zeytinyağlarının Kalite Kontrol Anlaşması ve Kalite Kontrol Programı kapsamında en kaliteli zeytinyağı üreticilerini belli eden bir beyaz liste açıkladı. Tariş, Marmara Birlik, Fora, Ana Gıda ve Kristal gibi sektörün önde gelen şirketleri, kendi kalite sistemlerine ek olarak kendi istekleriyle UZZK kalite kontrol programına dahil oldular ve yapılan denetimler sonucunda UZZK tarafından Kalite Kontrol Belgesi almaya hak kazandılar. Bu programla sektörün akla karalarını ayırmayı planlıyoruz diyor UZZK Başkanı Mustafa Tan ve ekliyor: Programın tüketici nezdinde güvenilirliği açısından kalite kontrolleri sürekli yapacağız ve beyaz liste her yıl yenilecek. Tan şu anda sekiz firmanın kalite kontrol için sırada beklediğini ve bu rakamın yıl sonuna kadar 20 ye çıkmasını beklediklerini söylüyor. Yıllardır en büyük sıkıntılarının başında markalaşamamanın geldiği sektörümüzde bugün bu kadar çok markanın adını telaffuz etmek bizim için önemli diye ekliyor Mustafa Tan. FOTOĞRAF:( SAĞ ÜST ) GÜRCAN ÖZTÜRK
FOTOĞRAF:( SAĞ ÜST ) GÜRCAN ÖZTÜRK Konsey in bugüne kadar birçok başarıya imza attığını görüyoruz. Örneğin, Konsey kurulduğu zaman 30 kuruş olan zeytin teşviki bugün 50 kuruşun üzerine çıkmış durumda. Sektör temsilcileri, Avrupa da bu rakamın 1 euronun üzerinde olduğunu ve bu rakama ulaşmayı, hatta onun üstüne çıkmayı hedeflediklerini söylüyor. Ayrıca, geçtiğimiz yıllardır teşvik priminin ne kadar olacağına her kurum kendisi karar verirken bugün Konsey karar veriyor. Yine son beş yılda zeytinyağı üretiminin 112 bin tondan 147 bin tona, zeytin ağacı sayısının ise 102 milyondan 154 milyona çıktığını görüyoruz. Birkaç seneye kalmaz bu yatırımların meyveleri gelecek ve ürünümüz bollaşacak diyor Kristal Genel Müdürü Christopher Dologh ve ekliyor: Hepimiz Türk zeytinyağının hak ettiği yere gelmesini istiyoruz, ama bu, ancak ülke olarak önceliklerimizi belirleyerek ve tedarik zincirimizi istikrarlı hale getirerek ulaşabileceğimiz bir hedef. Bu sırada elbette gidilecek hâlâ çok yol var. Bir kere, Türkiye de zeytin ve zeytinyağı tüketimi hâlâ çok düşük. Komşumuz Yunanistan da kişi başına zeytinyağı tüketimi 21 litreyken Türkiye de bu miktar 1,4 litre seviyesinde. Türkiye şu anda zeytinyağı ürettiği halde tüketim oranı bu kadar düşük olan tek ülke konumunda. Bir diğer sorun da, sektörde hammaddenin ve yarı mamulün hâlâ yeterli ve düzenli tedarik edilememesi. Sektörde merdiven altı üreticiler denen kayıt dışı üreticilerin bütün sektörün yüzde 75 ini oluşturduğu düşünülüyor. Bunun önüne geçmek için zeytin ve zeytinyağı üreten firmalar şikayet üzerine değil periyodik ve standart denetime tabi tutulmalı diyor Ant Gıda (Fora) Genel Müdürü Muammer Güngör ve ekliyor: Bu denetimlere tüketici dernek ve birlikleri de katılmalı ve ambalajsız zeytin satışı kesinlikle yasaklanmalı. Bu şekilde, zeytinyağına başka yağlar karıştırılmasının ve sağlıksız üretim koşullarının önüne geçilmesi hedefleniyor. Zeytinyağı, etten sebze yemeklerine salatadan çorbaya kadar her yemeğe ayrı bir lezzet katıyor. Has zeytinyağıysa lezzetin yanı sıra sağlık katıyor. UZZK ve sektörün kalite belgeli üreticileri en halis zeytin ve zeytinyağına ulaşılması yolunda epey mesai harcıyor gibi görünüyor. Güneş Kömürcüler Sözün Özü: Türkiye de kayıt dışı üretim ve yetersiz tüketim gibi ciddi sorunlarla boğuşan zeytin ve zeytinyağı sektörü el birliğiyle düze çıkmayı hedefliyor. Bu çabalar, sektöre bir kalite standardı getiriyor. Turizm Babil Usulü Yerli Turizm Zinciri u Recai Çakır, Gardens of Babylon markası ile yerli marka zinciri hedefliyor u Beş yıl içerisinde beş otele ulaşırız Milattan önce 605 yılında Kral Nebukadnezar, sıla hasreti çeken eşi Amyitis i neşelendirmek için Babil in Asma Bahçeleri ni yaptırır. Dünyanın sayılı harikaları arasında gösterilen bu bahçeler turizm yatırımcısı Recai Çakır a 2006 yılında ilham verir. Bodrum daki engebeli araziye Babil Bahçeleri konseptinde bir otel yapma kararı alır. Recai Çakır, belki sıla hasreti çeken bir kraliçeyi eğlendirmeyi amaçlamıyor; ama benzer hasretler çeken bir kitleyi otelinde ağırlıyor. Jet sosyeteye yönelik bir otel işleten Recai Çakır, önümüzdeki dönemde Gardens of Babylon u bir zincir marka yapmayı hedefliyor. Bunun için birçok alternatif şehir söz konusu. Ancak bu konuda ilk adım İstanbul da atılacak. Şirketin ilk etapta İstanbul da hayata geçireceği Zigurat Kuleleri, İkitelli de inşa edilecek. Arazinin şekli nedeniyle Babil Bahçesi konsepti yerine burada Zigurat Kuleleri konsepti kullanılacak ama marka yine Gardens of Babylon olacak. Şirket bu yatırım konusunda çalışmalarını sürdürüyor. Çakırlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Recai Çakır, 2011 yılı sonu başlayıp, 2013 te de projeyi hayata geçiririz diyor. Şirketin burada yapacağı yatırımın maliyetini ise belediyenin vereceği emsal değer belirleyecek. Bire iki ya da bire üç emsal iznine göre proje farklılaşacak. Bire üç emsal olması durumunda projenin yatırım bedeli yaklaşık 75-80 milyon euro seviyesinde olacak. Bu projede home ofisler ve otel bir arada hayata geçecek. Şirket, Zigurat Kuleleri nin finansmanını home-ofis satışları ile karşılamayı hedefliyor. Çakır aynı Bodrum da olduğu gibi home-ofis sahiplerinin, ofislerini kullanmadıkları zamanlarda kiraya verecek ve gelirin yüzde 65 ila 70 lik kısmı, daire sahibine dönecek. Şirketin yatırım planları arasında yer alan şehirlerden bir diğeri de Kayseri. Kayseri son dönemde yaptığı altyapı yatırımları ile turizm yatırımcılarının dikkatini çekiyor. Erciyes Dağı Kış Turizmi Merkezi ne, hazırlanan ana plan çerçevesinde 2011 yılı sonuna kadar Kayseri Büyükşehir Belediyesi nce 100 milyon dolar tutarında yatırım gerçekleştirilecek diyor Turizm Yatırımcıları Derneği (TYD) Başkanı Turgut Gür ve ekliyor: Kayseri-Erciyes Kış Turizm Merkezi ne TYD üyelerinin de yatırım yapacağını şimdiden söyleyebilirim. Kayseri 160 kilometrelik kayak pistleri ile 20 ye yakın otelin inşa edilmesini bekliyor. Bunlardan birinin de Çakırlar Holding tarafından kurulması büyük bir ihtimal. Recai Çakır, Bir dağ oteli açmayı planlıyoruz. Böylelikle yaz ayları dışında kullanamadığımız personeli buraya kaydırma imkanımız olacak. Bu bağlamda Erciyes, yatırımı ciddi şekilde düşündüğümüz bir yer diyor. Şirketin yatırım projeleri sadece yurtiçi ile sınırlı değil. Soçi, Karadağ ve Dubai de şirketin ciddi olarak yatırım yapmayı planladığı destinasyonlar arasında yer alıyor. Ancak şirketin uzun bir süredir bu şehirlerde yatırımı dillendirmesine rağmen yatırımlarını hayata geçirememiş olması akıllarda bazı soru işaretleri oluşturuyor. Şirketin İstanbul da hayata geçireceği Zigurat Kuleleri Projesi için ilk aday Dubai idi. Ancak yaşanan emlak krizi sonrası şirket, bu yatırımı öteleme kararı aldı. Recai Çakır, Dubai de bir ada aldırdık. Ama krize takıldık. Proje askıya alındı. Ortamın düzelip oraya yatırımı yeniden gündemimize almamız için daha bir-iki yıla ihtiyaç var diyor. Ancak Dubai için halihazırda emlak krizinin etkilerinin geçtiğini söylemek mümkün. Çevre ülkelerde yaşanan huzursuzluk Dubai de talebin ve fiyatların bir miktar artmasına neden oluyor. Orta Doğu daki kaos Dubai de gayrimenkul ve turizm fiyatlarını olumlu etkiledi. Dünya genelinde ve Türkiye de gayrimenkul getirileri yüzde 2-3 seviye- FOTOĞRAF: CEVAHİR BUĞU 31
60.000 İngiltere de gizlilik ihlali davasında verilen rekor tazminat miktarı lerini geçmezken Dubai de yüzde 10-12 gibi getirileri yakalamak hala mümkün. Üstelik Emirlik te gelir vergisi olmadığı için gayrimenkul üzerinden edilen kâr doğrudan yatırımcı şirkete kalıyor. Dubai nin en büyük emlak şirketlerinden Betterhomes un Emlak Danışmanı Naime Vasquez, Dubai de 2006-2007 yıllarındaki emlak patlaması fiyatların anormal yükselmesine neden olmuştu. Şimdi de fiyatların düşmesi nedeniyle emlak patlaması yaşanıyor diyebilirim. Dubai şu an en iyi dönemlerinden birini yaşıyor. Önceden günde sekiz saat seviyelerinde çalışırken şimdi 13 saat çalışıyorum diyor ve ekliyor: Çevre ülkelerin zenginleri buraya akın ediyor. Satmak için ev bulamıyoruz. Bu gelecek yılların yatırımcılarını da iştahlandırıyor. Şirket Soçi de de kriz nedeniyle ötelediği yatırım için Rusya ekonomisinin yeniden iyileşmesini bekliyor. Rusya ekonomisi henüz kriz öncesindeki durumu- na dönmüş değil. Ancak petrol fiyatlarının mevcut seyri Rusya için de olumlu beklentileri artırıyor. Karadağ da mevcut turizm potansiyeli ile yakın zamanda proje düşünülen yerlerin başında yer alıyor. Recai Çakır, bunların hangilerini kısa zaman içerisinde hayata geçirebilecek, bunu önümüzdeki günler gösterecek. Ancak deneyimli turizmci beş yıl içerisinde beş tane Gardens of Babylon markalı otele ulaşmayı hedefliyor. Tüm bu projeler yatırım yapılan arazinin yapısına göre farklı konseptlerde olacak. Bu konseptlerde lüks bir otel eşliğinde home-ofis, villa ya da rezidans tarzı ürünler sunulacak. Bu yan ürünler projenin finansmanını sağlarken otel de bu ürünlerin hizmet kalitesini belli bir seviyede tutacak. Osman Kurt Sözün Özü: Recai Çakır, Bodrum da başlattığı Gardens of Babylon konseptini bir zincir marka haline getirmeyi hedefliyor. Zincirin ikinci halkası İstanbul da hayata geçecek. Diğer adaylar ise Karadağ, Dubai, Kayseri ve Soçi olacak. Medya Hukuku News Corp. Davacılarla Horoz Yarışı Yapıyor uzorlu davalardan kaçmak için dinleme davalarında anlaşmaya gidiliyor u Bunların hepsi yılbaşına kadar bitmiş olacak diyor bir avukat News Corp. birimi News Group Newspapers a aktörler, atletler ve politikacılar tarafından 25 ten fazla dava açıldı. Tabloid gazete News of the World de çalışan gazetecilerin bir haberde kullandıkları bilgileri yasal olmayan cep telefonu dinlemeleriyle elde ettikleri iddia edildi. Peki kurumun yasal stratejisi ne? Özür dilemek, davacılara İngiliz hukuk sisteminde reddetmenin hayli riskli olduğu cömert anlaşma önerileri sunmak ve tüm bu dalaverenin 32 Diploma Töreni CEO Öğütleri, 2011 yılı Sınıfı Cecile Vannucci John C. Cushman III Cushman&Wakefield Başkanı Marshall School of Business, USC 13 Mayıs 1975 yılında doğan herkes adına konuyla ilgilendiğiniz için teşekkürlerimi iletmek isterim. Global borç dengesizliğine ve Amerikan federal borcun gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 100 üne ulaşmasına kim sebep oldu? Biz. Bu borcu faizi ile ödemek zorunda olan kim? Siz Henry Kravis Kohlberg Kravis Roberts Eş CEO su Columbia Business School 15 Mayıs Andrew N. Liveris Dow Chemical CEO Broad College of Business, Michigan State University 7 Mayıs Bugün, başlıca yeteneklerimizin çoğu, finans ve sermaye piyasalarında olmak istiyor. Diğer ülkelere sermaye sağlamak bizim oynadığımız tek rol ise, eninde sonunda aracıları ortadan kaldıracaklar. Ülkeler hem finanse hem inşa edebilirler ve etmeliler de. Kötü haberler ve eleştiriler, iltifattan daha fazla ilgiyi hak ediyor. Acımasız bir rekabetin olduğu bir dünyada yaşıyoruz ve kibir sizi öldürecek. Steven Ballmer Microsoft CEO su University of Southern California 13 Mayıs Biraz başarı sağlayabilirsiniz. Bazı duvarlara doğru koşarsınız. Bu sizin ne kadar azimli, durdurulamaz, sonuçta ne kadar iyimser ve başarınızı belirleyen şeyler konusunda ne kadar azimli olduğunuzu gösterir. Ellen Kullman DuPont CEO su Lehigh University 23 Mayıs Kariyeriniz, eğer başarılıysanız, çok sayıda farklı takımın üyeliğinin toplamı olacaktır. Ve bu takımlara katkıda bulunan değerli biri olmanın sırrı, hayat boyu öğrenen biri olarak kendinizi geliştirmektir. Biz Stone Twitter eş kurucusu Babson College 14 Mayıs Fırsat yaratılabilir. Evet, doğru şartların oluşmasını bekleyebilir ve meydana atılabilirsiniz, ancak bu şartları kendiniz de oluşturabilirsiniz. Böyle yaparak kendi fırsatlarınızı yaratabilirsiniz.. Sheryl Sandberg Facebook CEO su Barnard College 17 Mayıs Evlerimizin yarısını erkeklerin, şirketlerin yarısını da kadınların yönettiği bir dünya daha da iyi bir dünya olacaktır. Vikram Pandit Citigroup CEO su Wharton School, University of Pennsylvania 15 Mayıs Daha fazla fikir daha fazla karmaşa, daha fazla fırsat ise yanlış seçim anlamına gelir. James Rogers Duke Energy CEO su North Carolina State University 14 Mayıs Size verebileceğim ya da bizden herhangi birinin verebileceği en iyi mezuniyet hediyesi kendi hikayenizin telif hakkıdır. Yazmaya başlayın. İhtiras ve azimle yazın. Ve limitler olmadan yazın. Rex W. Tillerson ExxonMobil CEO Worcester Polytechnic Institute 14 Mayıs Bir çoğunuz, hatta hepiniz, sizden önceki hiçbir kuşağın yapmadığı gibi, dünyayı net bir şekilde algılamak ve hayatınızın ve becerilerinizin ortak global sorunlarla yüzleşmenizi sağladığını anlamak zorundasınız. Bugünü ve geleceği global bağlamda görmek zorundasınız. SAAT YÖNÜNDE BAŞTAN: CHARLES DHARAPAK/AP PHOTO; JAY MALLIN/BLOOMBERG; LOUIS LANZANO/BLOOMBERG; PETER FOLEY/BLOOMBERG
Özetle Teknosa Yüzde 20 Ciro Artışı Hedefliyor Ceyhan Aksoy SAAT YÖNÜNDE BAŞTAN: CHARLES DHARAPAK/AP PHOTO; JAY MALLIN/BLOOMBERG; LOUIS LANZANO/BLOOMBERG; PETER FOLEY/BLOOMBERG kamuoyu önüne çıkmamasını ummak. 8 Nisan da News Corp. un bir başka birimi ve News of the World un yayıncısı News International çok pişman olduklarını açıklayan bir bildiri yayınladı ve doğruluğu ispat edilebilir iddiaları adil ve etkin bir şekilde ele alabilmek için bir tazminat planı çıkarabileceklerini duyurdu. Bu özür duyurusu iki gazetecinin ve eski bir editörün tutuklanmasından sonra yapıldı. 13 Mayıs ta News of the World Alfie ve G.I. Joe dan aktris Sienna Miller a 100 bin euro (161 bin dolar) değerinde bir anlaşma önerisi sundu. Oyuncunun Sherlock Holmes da oynayan eski nişanlısı Jude Law ve üvey annesi Kelly Hoppen da dava açmaya hazırlanıyor. Bu davayı takip eden avukatlar, medya devinin cömert finansal öneriler sunması durumunda davacıların anlaşmaya yanaşacağını söylüyor. İngiliz yasalarına göre bir davacı ya da davalının duruşma öncesi anlaşma teklifini geri çevirmesi ve sonra mahkemede daha düşük bir tazminat miktarına hak kazanması ya da kaybetmesi durumunda, söz konusu taraf karşı tarafın da yasal masraflarını karşılamak zorunda olur. Londra daki hukuk bürosu Taylor Wessing in medya başkanı Niri Shan, Law ve Hoppen davalarında News Corp. un yasal faturasının 400 bin euroya ulaşabileceğini söylüyor. News Corp., Miller a ve daha önceki davacılarına aşırı cömert, karşı koyulamaz anlaşma teklifleri sunarak davaları etkin bir şekilde yönetti diyor Londra daki Charles Russel da medya avukatı olan Duncan Lamont. Miller ve Law un avukatı Mark Thomson yorum taleplerimizi yanıtlamadı. News of the World sözcüsü Hayley Barlow ve News International sözcüsü Daisy Dunlop da yorum yapmak istemedi. Miller a sunulan anlaşma önerisi, News of the World haberinde Nazi temalı seks partilerine katıldığı iddia edilen eski Formula 1 Başkanı Max Mosley nin hak kazandığı 60 bin euroluk tazminattan bile yüksek. Miller ın avukatı Thomson mayıs başında gerçekleşen oturumda davanın en az 400 bin euro değerinde olacağını söyledi. Konuyla alakalı bilgi sahibi bir kaynağa göre News Corp. mağdurlara tazminat fonu olarak 20 milyon euro ayırdı. Polisin telefon dinleme soruşturmaları devam ediyor. James Lumley ve Erik Larson, Bloomberg Businessweek Sözün Özü: News Corp. tabloid gazetesinde telefon dinleme skandalıyla ilgili bir davayı anlaşmaya bağladı ve ödemelerin daha da artması bekleniyor. Türkiye de teknoloji perakendeciliği sektörüne paralel firmalar da hızlı bir büyüme sürecinde. Gfk TEMAX ın yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre toplam tüketici teknolojisi ürünleri pazarı 2010 yılının aynı dönemine göre yüzde 25 büyüyerek yaklaşık 5,1 milyar TL oldu. Global kriz nedeniyle 2009 da küçülme kaydeden dünya tüketici elektroniğinin 2011 de rekor büyüdüğünü söyleyen Teknosa Genel Müdürü Mehmet T.Nane, Teknosa 2010 da 1,4 milyar TL lik ciro elde etti. 2011 sonunda hedefimiz yüzde 20 ciro artışı diyor. Emaar Türkiye Yavaş Yaşam Konseptini Getiriyor Emaar, Türkiye deki ilk projesi Büyükçekmece deki Toskana Vadisi nde huzurlu ve doğayla iç içe yaşam tarzı Yavaş Yaşam Konsepti ni Türkiye ye taşıyor. Emaar Türkiye Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ümit Türüdü Şen, Yavaş Yaşam konseptiyle; kentsel ve yerel öğelerin korunması, gürültü kirliliğinin ve trafiğin önlenmesi, yeşil alanların oluşturulması gibi konularda farkındalık yaratmayı hedeflediklerini söylüyor. BKM Reklam Yıldızı Keklik Oldu Bankalararası Kart Merkezi nin (BKM) alışverişlerde nakit yerine banka kartı kullanımını yaygınlaştırmak amacıyla, 2004 yılından bu yana sürdürdüğü bilinçlendirme çalışmalarının yeni kampanyası başladı. Yeni kampanyanın yıldızı olarak, Osmanlıca da nakit anlamına gelen Keklik seçildi. Bankalararası Kart Merkezi Genel Müdürü Sertaç Özinal, bugüne kadar sürdürdükleri bilinçlendirme kampanyaları sonucu, alışverişlerde banka kartı kullanım oranında, yıllık yüzde 65 lik bir artış sağladıklarını söylüyor. TAB Gıda 250 Restoran Açacak Burger King, Sbarro, Popeyes ve Arby s markalarının master franchise şirketi TAB Gıda, 2010 yılında 850 milyon TL olan cirosunu 2011 de 1 milyar TL ye çıkarmayı hedefliyor. TAB Gıda Genel Müdürü Caner Dikici, 2011 yıl sonunda restoran sayımızı 620 ye çıkarmayı öngörüyoruz. Bu yıl sonu için yüzde 30 luk bir büyüme hedefimiz var. Şirket olarak dört yıl sonraki hedefimiz de bin 250 restoran. Yani yılda ortalama 250 restoran açmayı planlıyoruz diyor. % Lenovo Karbondioksit Salınımını Azaltıyor Çevre dostu geri dönüştürebilir malzemeleri, üretimden dağıtım süreçlerine kadar her aşamada aktif olarak kullanan Lenovo, Amerika Çevre Koruma Ajansı (EPA) ile gerçekleştirdiği iş birliği kapsamında, yeşil teknolojiye yönelik yatırımlarını sürdürüyor. Bu kapsamda, Lenovo nun nakliye endüstrisi ve iş ortakları, 2012 yılından itibaren her yıl, ürünlerin üretiminden ve nakliyesinden kaynaklanan 66 milyon metrik ton karbondioksit ve 200 bin ton nitrojen oksit yayılımını azaltmayı hedefliyor. Doruk Grup 2020 Hedefi 5 Milyar Dolar Tarım, katkı ve unlu mamuller grupları altında 12 şirketle faaliyet gösteren ve tüm markalarını holding bünyesinde toplayan Doruk Group, önümüzdeki 10 yıl içinde 400 milyon liralık yatırım planlıyor. Hedefimiz 2011 yılında 1 milyar lira ciroya ulaşmak. 2020 yılında 5 milyar dolar ciroyu yakalamak diyen Yönetim Kurulu Başkanı Hasip Gencer, 2011 sonuna kadar 35 Komşu Fırın daha açacaklarını ve dört yıl içinde Doğu Avrupa ya açılmak istediklerini belirtiyor. Gençer, bir yandan da Rusya da un ve maya fabrikası kurmaya hazırlandıklarını söylüyor. Vodafone 16,8 Milyon Aboneye Ulaştı 2005 yılı sonunda Türkiye ye en büyük ikinci doğrudan yabancı sermaye yatırımı olarak giriş yapan Vodafone, son iki yıldır yürüttüğü müşteri odaklı stratejik programı sayesinde beş yıllık dönemi, toplam 10,9 milyar liraya ulaşan yatırım, 16,8 milyon abone, 3,7 milyar lira ciro ve yüzde 27,1 gelir pazar payı ile tamamladı. Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkanı Serpil Timuray, Mart 2011 itibariyle sona eren mali yılda toplam gelirlerin yüzde 30,2 arttığını dile getirerek, Bu bir organik artış. Bunun içinde satın aldığımız Borusan Telekom dan gelen büyüme yok diyor. 33
Serdar Turan Apple Store da Bir Gariplik Var 34 PHOTOGRAPH ILLUSTRATION BY CREDITTK ipad ile talebi patlatan Apple ın yeni mağaza stratejisi akıllıca kurgulanmış bir yaklaşım New York un ünlü beşinci bulvarındaki cam girişe yaklaştığımda açıkçası çok da ümitli değildim. Her ne kadar Apple ın ipad 2 ürününü lanse etmesinin üzerinden biraz zaman geçmiş olsa da web sitesinden verilen siparişlerde hâlâ 1 hafta 15 gün gibi teslim süreleri veriliyordu. Düz mantığımın bana kurduğu senaryo, dünyanın en yoğun Apple Store lardan biri olan Manhattan daki amiral gemisi mağazaya gittiğimde, elimin boş kalacağı yönündeydi. Fakat toplantım beklediğimden erken bitmişti, New York da sıcak ama kapalı ve nemli bir hava vardı. Yani şansımızı denemek için koşullar son derece uygundu. Mağazanın yerin altına doğru ilerleyen dönen merdivenlerinden inip mağazanın içini görmeye başladığımda umutsuzluğum bir kademe daha arttı. Akşam saatlerine yaklaşıldığından da olsa gerek, mağazanın içi tıklım tıklımdı ve mavi tişört giymiş Apple müşteri temsilcilerinin her birinin önünde en az beş kişi sıra bekliyordu, sadece soru sormak için. Mağazaya inen merdivenlerin sonuna geldiğimde bir tuhaflık olduğunu fark ettim. Mağaza genel anlamda klasik bir Apple mağazası görünümünde olsa da işleyişinde bir tuhaflık vardı. Jet lag den dağılan dikkatimi biraz daha topladığımda ana farklılığı anladım. Mağazanın bir ucuna geniş bir banko kurulmuştu. Bu bankoda sayabildiğim kadarıyla 11 tane kasa ve her bir kasada bir görevli vardı. Bankonun arka tarafındaki duvarın önüne yerleştirilen ve bankoya boydan boya paralel olan bir standın üzerinde yüzlerce ipad kutusu duruyordu. Ve bu kasaların önünde oluşturulan tek bir koridorda onlarca kişi sabırla sıralarını bekliyorlardı. Aynı bir havaalanındaki pasaport kuyruğunu andırıyordu ortamın görünümü. Bir koridor ve bankolar boşaldıkça boş bankoya müşterileri yönlendiren bir görevli. Benim tesadüfen ilk anlarına şahit olduğum bu uygulama Apple ın yeni mağaza düzeni ve satış stratejisinin bir sonucu. ipad 2 ile yepyeni bir ivme yakalayan ve ilk andaki yoğun talebe yönelik arz sıkıntısını biraz geride bırakan şirket, ipad müşterileri için mağazalarda özel ve hızlı ilerleyen bir satış mekanizması oluşturmuş. Bu sırada beklemem ve önümdeki yaklaşık 30 kişinin erimesi yaklaşık 15 dakika aldı. Apple ın bu satış stratejisinde iki temel amacı olduğu görülüyor. Birincisi ipad alma kararlılığıyla gelen ve hedefi bu olan müşterileri hızlı, kolay ve etkin biçimde ürüne yönlendirmek. Eski sistemde ipad lerin de sergilendiği büyük masalardaki müşteri temsilcilerine başvurmak ve onların elindeki özel iphone lar ile siparişi geçmeleri, sonra arka kısma gidip ürünü getirmeleri şeklinde bir süreç gerçekleşiyordu. Bu süreç, yoğun talebin olduğu anlarda mağaza içerisinde temsilcilerin önünde öbeklenmeler, düzensiz kuyruklar gibi tüm mağazayı öldüren ve satışı zorlaştıran bir hal alıyordu. Apple bir banko uygulamasıyla hem mağazaya düzen getirmiş hem de alım işlemini (ve dolayısı ile satış işlemini) etkin ve efektif bir yapıya kavuşturmuş. Ayrıca en fazla satılan aksesuar olan akıllı kapaklar da hemen bu bankolardan alınabiliyor. Yani aksesuar satımının da sürece eklenmesi söz konusu. Diğer bir önemli stratejik adım da Apple mağazalarında ipadler için aktivasyon ve uygulama indirme gibi temel hizmetlerin de veriliyor olması. Malum, ipad in çalışması için itunes ile senkronize edilmesi ve bir kimlik doğrulaması gerçekleştirilmesi gerekiyor. Bu, teknoloji ile arası çok da iyi olmayan birisi için kolay bir işlem değil. Bu nedenle Apple yetkilileri, mağazada bu sorunu çözerek, müşterilerin memnun biçimde mağazadan ayrılmasını sağlıyor. Bu uygulama, ipad alıp da bir an önce çıkıp gitmek motivasyonunda olan bazı müşterileri mağazada daha fazla tutmaya yarıyor. Süreç sırasında diyalog kuran müşteri temsilcileri başka Apple ürünlerini de önermek ve çapraz satışlar yapmak gibi imkanları da değerlendiriyorlar. ipad satışlarının online ortama kayma eğilimi göstermesiyle birlikle mağazalarına daha fazla insan çekmek isteyen Apple ın bu akıllıca stratejisinin başarılı sonuç verdiğini söylemek mümkün. Hele Apple gibi her yıl bir bomba ürün çıkaran ve mağazalara aşırı talep oluşturan bir markanın bu yaklaşım ile bu talebi daha doğru yönetmesi ve getirilerini maksimize etmesi kaçınılmaz olacak. İşte bizlere akıllı bir yaklaşımın basit birkaç düzenlemeyle nasıl iyi sonuç verdiğinin net göstergesi