ADOLESAN İDİOPATİK SKOLYOZ DOÇ DR MEHMET AYDOĞAN



Benzer belgeler
TORAKOLOMBER VERTEBRA KIRIKLARI. Prof.Dr.Nafiz BİLSEL VERTEBRA KIRIKLARI 1

Göğüs Cerrahisi Hakan Şimşek. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Skolyoz. Prof. Dr. Önder Aydıngöz

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK

Spondilolistezis. Prof. Dr. Önder Aydıngöz

Konjenital Skolyozda Kırmızı Bayraklar

TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ. ERİŞKİN İSTMİK SPONDİLOLİSTEZİS (Bel Kayması) HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ

EKLEM HAREKET AÇIKLIĞI ÖLÇÜMÜ

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ

Adolesan idiyopatik skolyoz sırt ya da bel ağrısına neden olur mu?

Ortopedi. Cotrel - Dubousset Tekniğinin Vertebral Cerrahideki Yeri GİRİŞ CD KULLANIMINDA BAZI KLİNİK ÖRNEKLER. Ömer ÇELİKER*

DEFORMİTE. Sagittal Plan Analizleri (Diz Kontraktürleri) DEFORMİTE (Tedavi Endikasyonlari) DEFORMİTE. Tedavi Endikasyonlari (klinik)

Omurga-Omurilik Cerrahisi

ADÖLESAN İDİOPATİK SKOLYOZUN CERRAHİ TEDAVİSİNDE ANTERİOR ve POSTERİOR ENSTRÜMENTASYON SONUÇLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

Sakrum Kırıkları ve Biyomekaniği

GELİŞİMSEL KALÇA DİSPLAZİSİ PROGNOZU VE GÖRÜNTÜLEME. Dr. Öznur Leman Boyunağa Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Radyoloji Bilim Dalı

ANKİLOZAN SPONDİLİT UZM.FZT. NAZMİ ŞEKERCİ

VÜCUDUN TEMEL PARÇALARI. 1) Baş-boyun 2)Gövde 3)Ekstremiteler (Kollar ve bacaklar)

PELVİS KIRIKLARI. Prof. Dr. Mehmet Aşık

TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ. SERVİKAL DAR KANAL ve MYELOPATİ HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ

Torakolomber Bileşke Patlama Kırıkları

Postür Analizi. Prof. Dr. Reyhan Çeliker. Acıbadem Maslak Hastanesi

Columna vertebralis (omurga); vücudun arka ve orta kısmında yer alır, kemikten ve kıkırdaktan oluşur ve içinde omuriliği barındırır.

Anatomi. Ayak Bileği Çevresi Deformitelerinde Tedavi Alternatifleri. Anatomi. Anatomi. Ardayak dizilim grafisi (Saltzman grafisi) Uzun aksiyel grafi

Diastomatomiyeli Ameliyatı Sonrası Mentamove İle Tedavi

BEL AĞRISI. Dahili Servisler

BOYUN AĞRILARI

EKLEM HAREKET AÇIKLIĞI MUAYENESİ (LOMBER VE ALT EKSTREMİTE) Dr. Arif GÜLKESEN

18/11/2015. PA (posteroanterior) AKCİĞER. Önerilen pozisyonlar. Toraks grafileri Çekim teknikleri ve Radyografik Anatomi

Bel Ağrıları. Uzm. Fzt. Kağan YÜCEL - Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv.

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın

Lenke Tip 1 Adölesan İdiopatik Skolyozun Cerrahi Tedavisinde Segmental Pedikül Vidası ve Hibrid Enstrümantasyon Tekniklerinin Karşılaştırılması

Vertebra Grafilerinin Değerlendirilmesi

KİFOZ. Prof. Dr. Necdet Altun. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

ADÖLESAN İDİYOPATİK SKOLYOZUN CERRAHİ TEDAVİSİNDE POSTERİOR ENSTRÜMANTASYON VE FÜZYON SONUÇLARI

Ankilozan Spondilit Rehabilitasyonu. Prof. Dr.Hidayet Sarı

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ FİZİKSEL TIP VE REHABİLİTASYON ANABİLİM DALI PEDİATRİK REHABİLİTASYON BİRİMİ

GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

ULUSAL KONGRE VE SEMPOZYUMLARDA KONFERANSLAR

Juvenil SPondiloArtrit/Entezit İle İlişkili Artrit (SPA-EİA)

ADOLESAN İDİYOPATİK SKOLYOZ CERRAHİSİNDE PEDİKÜL VİDA SİSTEMLERİYLE GLOBAL DEROTASYON MANEVRASI VE TEDAVİ SONUÇLARIMIZ

Ankilozan Spondilit BR.HLİ.065

Diş hekimlerinde Bel Ağrısından Korunma

ADOLESAN İDİYOPATİK SKOLYOZUN POSTERİOR CERRAHİSİNDE ÜST OMURA PEDİKÜL VİDASI VE ÇENGEL UYGULAMASININ ÜST KAVŞAK KİFOZUNA ETKİSİ

NEDENLERİ. Endometrial polipler ile sigara kullanımı, doğum kontrol hapı kullanımı ve yapılan doğum sayısı arasında bir ilişki yoktur.

Türk Omurga Derneği. Eğitim Modülleri. Modül 1: Temel Bilimler-09 Kasım 2018

BİRİNCİL KEMİK KANSERİ

LOMBER SPİNAL STENOZ TEDAVİSİNDE MİKRO-HEMİLAMİNEKTOMİ veya LAMİNEKTOMİ SEÇENEKLERİ

İliotibial Bant Sendromu

ÇOCUKLARDA ANTROPOMETRİK UYGULAMAR ANTROPOMETRİK ÖLÇÜMLER YUNUS PEKŞEN

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK PROGRAMI

ADOLESAN İDİYOPATİK SKOLYOZUN CERRAHİ TEDAVİSİNDE MONOAKSİYEL VE POLİAKSİYEL VİDA KULLANIMININ DENGE ÜZERİNE ETKİLERİ

Ankilozan Spondilit. Uzm. Fzt. Kağan YÜCEL Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv.

TOS (Toraksın Çıkım Sendromu)

Spinal, Epidural, Kombine, RİVA ve Komplikasyonları. Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI. Rejyonel Anestezi Nedir?

Spina Bifidalı Hastalarda Omurga Sorunları

Modül 1: Temel Bilimler-09 Kasım 2018

TEMEL İLK YARDIM VE ACİL MÜDAHALE

Ergen idiopatik skolyozda radyolojik değerlendirme ve sınıflama sistemlerinin incelenmesi

FZT. Serhan BULUT

Pediatrik Ortopedi - Pediatrik Vertebra

DÖLE N İDİYOP TİK KOLYOZUN CERR Hİ TED Vİ İNDE PO TERİORD N İNTR OPER TİF GEÇİCİ GERME YÖNTEMİ İLE TED Vİ ONUÇL RI

Dünya Sağlık Örgütü tarafından tanımlanan HASTALIK MODELİ

CERRAHİ TEDAVİ UYGULANAN SKOLYOZ HASTALARININ POSTOPERATİF YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

SERVİKAL DİSK HERNİSİ

Uzm. Dr Duygu KURTULUŞ FTR Uzmanı

KEMİK VE MİNERAL YOĞUNLUĞU ÖLÇÜMÜ (KMY) Dr. Filiz Yenicesu Düzen Laboratuvarı 6 Ekim 2013

USS, ISOLA VE SYNERGY POSTERİOR SPİNAL ENSTRUMENTASYON SİSTEMLERİNİN SKOLYOZUN CERRAHİ TEDAVİSİNDE ORTA DÖNEM SONUÇLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

İneklerde Sütçülük özellikleri. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

Yaşlanma ile birlikte deri ve saçlarda görülen değişiklikler gibi vücut duruşunda ve yürüyüşünde de değişiklikler meydana

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK

1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir?

Nörovasküler Cerrahi Öğretim Ve Eğitim Grubu Hasta Bilgilendirme Formu

BOYUN VE BEL FITIKLARI

Rady Çocuk Hastanesi San Diego Miami Çocuk Hastanesi Nemours/Alfred I. dupont Çocuk Hastanesi Omurga ve Skolyoz Merkezi

Neden Çankaya Ortopedi?

HASTAYA POZİSYON VERME TALİMATI

YÜKSEK TİBİAL OSTEOTOMİ

Servikal. Torakal. Lumbal. Sakrum

Türk Ortopedi ve Travmatoloji Eğitim Konseyi (TOTEK) Kurum Ziyaretleri ve Akreditasyon Programı Esasları. ve Akreditasyon Standartları

Endometriozis. (Çikolata kisti)

F.Ü. SHMYO Tıbbi Görüntüleme Teknikleri Radyolojik İnceleme

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ORTOPEDİ VE TRAVMALOJİ ANABİLİM DALI

AYAK AĞRISI VE PEDOBAROMETRİK DEĞERLENDİRME

Pelvis Anatomisi ve Pelvis Kırıkları

TANIM. Ankilozan Spondilit (spondilartrit) Spondilit = vertebraların (omurların) inflamasyonu

NÖROMUSKÜLER HASTALIKLAR

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

BÜYÜMENİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Prof Dr Zehra AYCAN.

MEME KANSERİ TARAMASI

Artroskopi, ortopedik cerrahların eklem içini görerek tanı koydukları ve gerektiğinde

Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir.

ÇOCUKLUK YAŞ DÖNEMİ OMURGA YARALANMALARI

Ali Haydar Baykan 1, Hakan Sezgin Sayıner 2. Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoloji Ana Bilim Dalı, Adıyaman

Ayrık Omurilik Malformasyonu: İki Olgu Sunumu

Doç. Dr. İbrahim İKİZCELİ Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kayseri. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi

AMBULASYONA YARDIMCI CİHAZLAR

DOĞUM OBJESi İLE ilgili DİSTOSİ

LENKE TİP 3C, 5C VE 6C EĞRİLİKLERİ OLAN ADOLESAN İDİOPATİK SKOLYOZUN CERRAHİ TEDAVİSİNDE DİSTAL FÜZYON SEVİYESİNİ L4 YERİNE L3 TE DURMA KRİTERLERİ

Transkript:

ADOLESAN İDİOPATİK SKOLYOZ DOÇ DR MEHMET AYDOĞAN

Skolyoz (Scoliosis), omurganın en sık görülen deformitesidir. Terim olarak Yunanca dan köken alır ve eğri, çarpık anlamına gelmektedir. Tıbbi literatürde, omurganın frontal (arkadan sırta bakıldığında) planda laterale doğru olan eğriliklerini ifade etmektedir. ADOLESAN IDIOPATIK SKOLYOZ Omurganın bu deformitesi ilk kez Hipokrat tarafından tarif edilmiştir. Tedavisi için scamnon adını verdiği traksiyon cihazını kullanmıştır. Skolyoz, lordoz ve kifoz terimleri ilk kez Galen tarafından 2. yüzyılda kullanılmıştır. 7. yüzyılda Paul Aegina, deformitenin düzeltilmesi amacı ile gövdeyi ateller ile sardığı bir tedavi yöntemi uygulamıştır. 16. yüzyıla kadar skolyoz tedavisinde bir gelişme izlenmemiş, traksiyona dayalı tedavi yöntemleri kullanılmıştır. 16. yüzyılda Ambroise Pare tarafından skolyozun nedenleri araştırılmış, postural nedenlerin skolyoza yol açabileceği belirtilmiştir. Ayrıca omurilik basısına bağlı parapleji ve konjenital skolyoz ilk kez Pare tarafından tarif edilmiş ve deformitenin düzeltilmesi amacı ile çelik korselerle tedavi uygulanmıştır. 18. yüzyılda, Nicholas Andry tarafından kötü duruş ve oturma alışkanlıklarının skolyoza neden olabileceği belirtilmiş, tedavi için egzersiz yöntemlerini tarif etmiş ve korse kullanılmasını önermiştir. 19. yüzyılda Guerrin tarafından skolyotik deformitenin düzeltilmesine yönelik ilk cerrahi girişim olan paraspinal kaslara myotomi operasyonu uygulanmıştır. 1

Skolyozun cerrahi tedavisinde, ilk başarılı sonuçlar 20. yüzyılın başlarında Hibbs tarafından bildirilmiştir. 1911 yılında, vertebra tüberkülozuna bağlı deformiteleri düzeltmek için tarif ettiği posterior füzyonla cerrahi tedavi yöntemini skolyoz tedavisinde de kullanmaya başlamış, 1929 senesinde 59 skolyoz vakasında uyguladığı posterior füzyon sonuçlarını yayınlamıştır. 40 yılından sonra Cobb ve Risser tarafından yapılan çalışmalarla cerrahi tedavinin temelleri oluşturulmuştur. Cobb tarafından deformitenin radyolojik ölçüm metodu tarif edilmiştir. Risser ise cerrahi öncesinde, deformiteyi olabildiğince düzeltmek amacı ile düzeltici-gerici alçı (turn-buckle cast) kullanımını tarif etmiştir. 1945 senesinde, Al Schmidt ve Walter Blount tarafından skolyozun konservatif tedavisinde kullanılan Milwaukee korsesi geliştirilmiştir. Bunu takiben kısa bir süre sonra, Boston grubu tarafından kendi isimlerini verdikleri ortez geliştirilmiştir. Skolyozun cerrahi tedavisinde deformitenin düzeltilmesine yönelik en büyük ilerleme Harrington enstrümantasyon sisteminin kullanılmaya başlanması ile sağlanmıştır. Harrington, 2

1960 yılında distraksiyon kompresyon çubuklarını geliştirmiş, 1962 yılında ilk tedavi sonuçlarını yayınlamıştır. gösterilmiştir. 16 Poliaksiyel pedikül vidalarının geliştirilmesi ile çubukların yerleştirilmesinde büyük kolaylık sağlanmıştır. 1969 yılında Dwyer tarafından ilk kez anterior cerrahi ile deformitenin düzeltildiği bildirilmiş, vida ve tellerden oluşan enstrümantasyon sistemini tarif etmiştir. Bu sistem ile düzeltmenin yetersiz kalması üzerine Zielke tarafından yeni bir sistem geliştirilmiştir. Teller yerine yivli çubuklar kullanarak daha rijit bir tespit elde etmiş, 1976 yılında Ventral Derotasyon Spondilezisi adı altında sonuçlarını yayınlamıştır. 1970 li yıllarda Luque tarafından sublaminar teller kullanılmaya başlanmış, her seviyeden sublaminar teller geçirilerek segmental spinal enstrümantasyon yöntemi tarif edilmiştir. Bu sayede frontal ve sagittal planlarda deformitenin düzeltilmesi sağlanmıştır. Sublaminar telleme yönteminde nörolojik komplikasyon oranının yüksek bulunması üzerine Drummond, tellerin spinöz çıkıntılardan geçirildiği Wisconsin İnterspinöz Enstrümantasyon sistemini geliştirmiştir. 1980 li yıllarda skolyotik deformitenin üç boyutlu olduğunun anlaşılması üzerine frontal, sagittal ve aksiyel planlarda düzeltmeye olanak sağlayan üçüncü nesil enstrümantasyon sistemleri (Cotrel-Dubousset, TSRH, Isola, Alıcı) geliştirilmiştir. Bu sistemler ile, posterior elemanların her iki tarafına yerleştirilen çubukların birden fazla çengel ve vidalar ile omurgaya tespit edilmesi ile daha iyi bir düzeltme imkanı elde edilmiş ve eksternal tesbit ihtiyacını ortadan kaldıracak kadar güçlü bir internal tespit sağlanmıştır. 1986 yılında Luque tarafından pedikül vidaları skolyoz cerrahisinde öncelikle lomber bölgede kullanılmaya başlanmış, 1990 lı yıllarda torakal bölgede de pedikül vidalarının güvenle kullanılabileceği 3

2 ANATOMI Columna vertebralis (omurga), baş ve gövdenin ağırlığını bacaklara aktaran, omuriliğ i çepeçevre sararak koruyan, gövdede yeterli hareketin sağlanmasına izin veren viskoelastik bir sütundur. Vertebra (omur) adı verilen kemiklerin, gövdenin arkasında ve orta çizgi üzerinde üst üste dizilmesi ve ligamentlerle birbirlerine bağlanması ile meydana gelir. Omurga dizilimini oluşturan omurlar bulundukları bölgeye göre adlandırılırlar. Erişkin bir insan omurgasında 7 servikal, 12 torakal, 5 lomber, 5 sakral ve 4 koksigeal olmak üzere toplam 33 vertebra bulunmaktadır. İlk 24 vertebra birbirleri ile hareketli eklemler aracılığı ile bağlanmış olduklarından dolayı gerçek vertebra, hareketli vertebra veya presakral vertebra olarak isimlendirilirler. Sakrumu ve koksiksi oluşturan geri kalan 9 vertebra ise kendi aralarında kaynaştıkları için bunlara yalancı vertebra veya sabit vertebra adı verilir. omurganın frontal planda (arkadan öne baktığımızda) hiç bir eğriliğn olmaması gerekirken, sagital planda (yandan baktığımızda) normal olarak (fizyolojik) dört adet eğriliği mevcuttur. Servikallordoz, torakal kifoz, lomber lordoz ve sakral kifoz olmak üzere. Doğumda vertebral kolon düz bir sütun halindedir. Bebek başını tutmaya başlayınca servikal lordoz oluşur. Oturmaya ve daha sonra ayağa kalkmaya başlayınca da lomber lordoz gelişir. 4

Torakal ve sakral kifoz embriyonik dönemde geliştiğinden dolayı primer eğrilikler adını alır. Başlangıçta çocuklarda bu eğrilik değerleri erişkinlerden azdır. Kas gücü gelişip denge sağlanınca normal açılarına ulaşır. Normal bir yetişkinde fizyolojik eğrilikler; servikal bölgede 30-50 lordoz, torakal bölgede 20-50 kifoz, lomber bölgede 40-80 lordoz ve sakral bölgede 40-60 kifoz şeklindedir. 5

3 SINIFLANDIRMA skolyoz omurganın 10 derecen fazla sağa veya sola eğriliğdir. 10 derecenin altındaki eğrilikler omurgada görünüş ve denge açısından gözle görülür bir değişim yaratmamakla birlikte omurganın asimetrisi olarak tanımlanmaktadır. Her nekadar omurganın yana eğriliğne skolyoz denilsede skolyoz tek planda bir deformite olmayıp, her üç planı da ilgilendiren bir deformitedir. yani yana eğilmenin yanında öne eğrilikte artma veya azalm aile birlikte omurların anormal dönüklüğü de eşlik eder. Yapısal bozukluğa bağlı skolyoz skolyoz bir teşhis değil bir semptomdur. sebebi bilinen veya bilinmeyen bir nedenle oluşan omurga eğriliğidir. buradan hareketle sebebi belli olan ve sebebi belli olmayan olmak üzere iki ana gruba ayırbiliriz. -Sebebi bilinen (sekonder) skolyoz (%15) Bağ doku, nörolojik ve iskelet sistemi hastalıklarına bağlı oluşan skolyozlar. -Sebebi bilinmeyen (idiopatik) skolyoz (%85) en sık görülen tipitir. 6 İdiopatik skolyoz

en sık görülöesi dolayısı ile kitabımızın konusu olan sebebi belli olmayan (idiopatik) skolyoz dan bahsedeceğiz. İdiyopatik skolyoz yapısal nedenli skolyozların yaklaşık %80 ini oluşturmakta olup deformitenin nedeni bilinmemektedir. İdiyopatik skolyozun tanısı, iyi bir fizik muayene ile nörolojik nedenler ve diğer belirtilerin (örneğin, nörofibromatoziste cilt lekeleri gibi) tespit edilmemesi, radyolojik muayene ile de doğumsal anomalilerin ekarte edilmesi ile konulabilir. idiopatik skolyoz büyüme çağında herhengi bir yaşta ortaya çıkabilir. Başlangıç yaşına göre: -İnfantil ilk 3 yaş -Jüvenil 3 yaştan ergenliğe kadar (3-10 yaş) -Adolesan Ergenlik çağı ve sonrası (10-18 yaş) olmak üzere üçe ayrılır ki bunların arasından da en sık görüleni adolesan yani ergenlik döüneminde başlayan skolyozdur. 10 ila 16 yaş arasındaki çocukların %2-4 ünde nedeni belli olan skolyoz görülür ki bu da bizim günlük pratiğimizde en sık gördüğümüz ve tedavi ettiğimiz skolyoz tipidir. Kız ve erkek oranı 30 derecen az eğriliklerde eşit iken 30 derecenin üzerindeki eğriliklerde ise kızlarda 10 kat daha fazla görülmektedir. bir başka deyişle ameliyatla tedavisi gereken skolyozların kızlarda görülme oranı erkeklere oranla 10 kat fazladır. Ülkemizde Prof. Dr. Veli Lök ve arkadaşları tarafından yapılan taramada skolyoz prevelansı %1.3 olarak tespit edilmiştir. Prof. Dr. Emin Alıcı ve arkadaşları tarafından yapılan araştırmada bu oran %1.5 olarak bulunmuştur. 7

4 NEDENLERİ Adından da anlaşılacağı üzere henüz direk sorumlu neden saptanamamıştır. fakat kesinleşmemiş olsa bile olası nedenler için geliştirilmiş sayısal bilimsel teoriler vardır. Başlıcaları Nörolojik fonksiyon bozuklukları teorileri Bağdoku anormallikleri teorileri Hormonal teoriler Genetik faktörler olarak sıralanabilirler. En güncel teori skolyozun multigenetik dominant bir durum olduğudur. genlerin dizilimlerinin hastalığın şiddeti ve seyrini belirlediğine inanılmaktadır.? ikiz çalışmalarında tek yumurta ikizlerinde çift yumurta ikizlerine göre skolyoz oluşumu ve eğriliğin ilerleyici olası bakımından daha fazla risk olduğu belirtilmiştir. 8

5 TEŞHİS Skolyozlu adölesanlar, genellikle sırtta eğrilik, yüksek omuz, kaburga kamburluğu, gövde asimetrisi, bir kalçanın yüksekte durması gibi deformiteye bağlı şikayetler nedeni ile hekime başvururlar. Bazen de tesadüfen çekilen akciğer grafileri veya intravenöz piyelografi sonrasında eğrilik tespit edilir. Bu şekilde hekime başvuran hastaların hikayesi detaylı bir şekilde sorgulanmalı, ayrıntılı muayene ve gerekli radyolojik incelemeler ile deformitenin nedeni ve uygulanacak tedavinin planı belirlenmelidir. Adölesan idiyopatik skolyozlularda ağrı çok sık görülmez. Ancak çok ileri lomber idiopatik skolyozlu hastalarda kas güçsüzlüğü ve yorgunluğa bağlı ağrı gelişebilir. Ağrının ön planda olması durumunda spondilolizis, spondilolistezis, Scheurmann hastalığı, kemik veya omurilik tümörleri öncelikle akla gelmelidir. Adolesan idiopatik skolyoz gelişmekte ve büyümekte olan bir omurgada görüldüğünden, hastanın büyüme potansiyeli ile skolyozun ilerlemesinin paralel olması beklenir. Kemik gelişim düzeyinin saptanabilmesi için ilk tarih önemlidir., pubik ve aksiller kıllanma tarihleri. Kızlarda pubik kıllanma ve meme gelişimi, hızlı büyümenin başlangıcından hemen önce görülür. Aksiler kıllanma her iki cinste de büyüme hızının azaldığını göstermektedir. Menarş da hızlı büyüme döneminin yavaşladığını göstermektedir. Adam ın öne eğilme testi 9

MUAYENE Adölesan idiyopatik skolyozlu hastanın muayenesi, hastanın bütün sırtı, omuzları ve her iki iliak kanatları görülecek şekilde, tercihen çıplak yapılmalıdır. Omuzların seviyesi, skapulalanın pozisyonu, baş boyun ve omuzların pelvise göre dengesi değerlendirilir. Omuzlara arkadan bakılarak akromioklaviküler eklemler arasındaki seviye farkı ölçülür. Eğriliğin konveks tarafında omuz daha yukarıdadır. omurgada dengeyi değerlendirmek için kafatasının ortasından aşağı bir şakül sallandırılr. bu şakül normalde her iki gluteanın ortasından gluteal yarıktan geçmelidir. 2 cm den fazla sağdan veya soldan geçmesi dengenin olmadığını gösterir. omurganın dönüklüğünün (rotasyon) derecesi ve eğriliğin yönünü değerlendiren en iyi test Adams öne eğilme testidir. Muayene eden hekim, hastanın arkasında durur ve hastanın dizleri bükülmemiş, ayakları birleşik, kollar aşağı doğru sarkıtılmış ve avuçlar karşılıklı olacak şekilde öne eğilmesini sağlar. Omurganın rotasyonu sırtta tek taraflı yüksekliğe neden olur. sırt bölgesinde kaburgalardaki çıkıntı, bel bölgesinde ise bel boşluğunun bir tarafta dolu bir tarafta boş olması ile tanınır.torakal bölgede kostal gibozite, lomber bölgede ise paraspinal dolgunluk olarak gözlenir. Bu rotasyonel asimetri skoliometre denilen cihazlarlada ölçülebilir. 10

RADYOLOJİK DEĞERLENDİRME Skolyozlu omurganın radyolojik incelemesi, 90 35 cm (36 14 inch) büyüklüğündeki film kasetlerine, 2 metre mesafeden ayakta çekilen ön-arka ve yan radyografiler ile başlar. Uzun film kasetlerinin kullanılması ile tek bir film üzerinde boyundan leğen kemiğine kadar olan tüm omurga görülebilir. Ön-arka grafide, eğriliğin tipi, omurga ve gövdenin dengesi, iskelet matüritesi ve alt ekstremite uzunluk farkı değerlendirilebilir. Yan radyografi ile, torakal ve lomber omurganın sagittal kontüründeki torakal hipokifozun tespiti, spondilolizis ve spondilolistezisin görüntülenmesi sağlanabilir. Sık radyolojik incelemeye maruz kalan skolyozlu hastalarda meme ve tiroid kanseri riskinin hafif artmış olduğu gösterilmiştir. Bu nedenle mümkün olan durumlarda gonad ve meme koruyucular kullanılmalı ve gereksiz pozisyon ve tekrarlayıcı işlemlerden kaçınılmalıdır. AP ve Lateral skolyoz grafileri Radyolojik değerlendirme sırasında hastalar mümkün olabildildiğince dik durmalı, dizleri düz ve ayakları bitişik olmalıdır. Alt ekstremitelerde uzunluk farkı varsa, kısa ekstremitede ayak altına uygun yükseltme konulmalıdır. Hasta ayakta duramıyorsa, desteksiz oturma pozisyonunda grafi çekilbilir. Ayakta yan grafi çekiminde, kolların omurga ile süperpozisyonunu önlemek için, hastanın omuzları 90 fleksiyonda ve kollar bir destek üzerinde durmalıdır. Omurgadaki eğriliğin esnekliğinin değerlendirilmesi için, yatar pozisyonunda yana eğilme (lateral fleksiyon) radyografileri çekilir. Bu radyografiler aynı zamanda ameliyat tipinin ve füzyon seviyelerinin tayininde de yardımcı olur. Supine bending grafiler 11

EĞRİLİĞİN ÖLÇÜMÜ Eğriliğin derecesinin belirlenmesinde Cobb metodu standart ölçüm yöntemi olarak kabul edilir. Ölçüm end (uç) vertebraların tespiti ile başlar. üst end vertebranın üst, alt end vertebranın alt yüzeyleri, eğrilikte en fazla eğime sahiptirler. Eğriliğin konkav kısmında intervertebral aralık, üst end vertebranın üstünde geniş, altında ise dardır. alt end vertebrada ise bunun tersi geçerlidir. End vertebralar tespit edildikten sonra, üst end vertebranın üst end plağına ve alt end vertebranın alt end plağına dik hatlar çizilir. Bu çizgilerin arasında oluşan açı Cobb açısıdır. ayakta dururken çekilen grafiler ve supine bending grafilerde cobb metodu na göre yapılan ölçümler bize eğriliğin esnekliği dolayısı ile de tedaviye cevabı tahmin etmekte yardımcı olur. MRI (manyetik rezonans görüntüleme) adolesan idiopatik skolyoza eşlik eden patolojilerin tayini için özellikle ameliyat düşünülen hastalarda tüm omurganın MRI ı bazı merkezlerce rutin olarak alınmaktadır. bu konuda literatürde tam bir fikir birliği yoktur. biz kendi pratiğimizde 30 derecenin üzerindeki tüm eğriliklerde tüm omurganın MRI görüntülemesini yapıyoruz. bunun yanında bazı durumlar var ki MRI mutlak çekilmelidir: Cobb açısı - Boyun ve baş ağrısı ile birlikte olan (özellikle eforla), yürüme bozukluğu, güçsüzlük, ilerleyici ayak deformitesi gibi nörolojik problemlerin varlığı - öne eğilme testinde bir tarafa deviasyon - esnekliği çok az olan eğrilikler - ağrılı skolyoz 12

- Beklenmedik bir şekilde hızlı ilerleme gösteren eğrilikler - Cerrahi gerektiren konveksitesi sol olan eğrilikler - Asimetrik karın cildi reflekslerin varlığı CT (Bilgisayarlı Tomografi) tanı aşamasında omurgaların şekil bozukluğuna bağlı oluşan skolyozdan şüphelenildiğinde ve cerrahi tedavi planlanan vakalarda pedikülün (vida konulan omurga bölümü) anormalliklerinin olduğu düşünülen vakalarda alınmalıdır. normalde tanı ve tedavi planlamasında yeri yoktur. normal omurga skolyozlu omurga 13

6 DOĞAL SEYİR skolyozda oluşan anormal eğrilik yerçekimininde etkisi ile bir kısır döngüye neden olmaktadır. bilinmeyen sebeple oluşan eğrilik, omurların arasındaki disklerde asimetrik yüklenmeye, bu asimetrik yüklenme de omurun şeklinde deformasyona ve tekrar asimetrik yüklenme ve tekrar deformasyon kısır döngüsü.

iskelet maturitesi öncesi skolyozun ilerlemesinde hızlı boy uzaması döneminin önemi büyüktür. hızlı boy uzaması ile ilgili bazı ipuçları vardır. bunlar -Risser bulgusu -Leğen kemiğindeki triradiat kıkırdağın kemikleşmesi hastalığın doğal seyrinde anahtar nokta hastanın kemik maturasyonudur. kısaca hastanın büyüme potansiyelinin yüksek olması skolyotik eğriliğin ilerlemesi için en önemli risk faktörüdür. -Kız çocuklarda adet görme yaşı buradan hareketle doğal seyri iki dönemde değerlendirmek gerekir. - iskelet maturasyonu öncesi - iskelet maturasyonu sonrası olarak. İskelet matüritesinin radyolojik olarak saptanması için iliak kanat apofizinin kemikleşmesini (ossifikasyon) değerlendiren Risser bulgusu kullanılmaktadır. İliak kanat apofizinin kemikleşmesi lateralden başlayarak mediale doğru devam eder. Buna göre, iliak kanat 4 eşit kadrana ayrılır. Risser 0 da hiç ossifikasyon görülmemektedir. Risser 4 de ise kadranların dördünde de apofiz kemikleşmesi görülür. Kemikleşmiş apofiz ilium ile tamamen kaynaştığında Risser 5 olur ve artık iskelet matüritesi tamamlanmıştır. Risser 0 ve 1 olan hastalar büyüme potansiyellerinden dolayı ciddi risk altındadırlar. Risser bulgusu 15

iskelet maturasyonu öncesi -Çocuğun önündeki büyüme potansiyeli ne kadar fazla ise eğriliğin ilerleme potansiyeli de okadar fazladır. -Başvuru anındaki eğriliğin derecesi ne kadar yüksek ise ilerleme potansiyeli o kadar fazladır. kabaca başvuru anında 30 derece eğriliği olan Risser 0-1-2 eğriliklerin çoğu cerrahi tedavi gereksinimi göstermektedir. -Kız hasta da eğriliğin ilerlemesi için bir diğer risk faktörüdür. iskelet maturasyonu sonrası -Eğrilik 30 derecenin altında ise ilerlemesi beklenmez - Torasik (sırt bölgesi) eğrilik eğer 50 derecenin üzerinde ise ortalama yılda 1 derece ilerler. hamilelik dönemlerinde 5 dereceye varan ilerlemeler görülebilir. -Lomber (bel bölgesi) eğrilikler 30 derecenin üzerinde ise yılda ortalama 0.5 derece ilerler 16

7 TEDAVİ

İdiopatik skolyoz tanısı almış hastaların büyük kısmında tedavi ihtiyacı gerekmemektedir. Tedavi, skolyotik eğrilikleri ilerleme riski gösteren veya tanı konulduğu anda ciddi eğriliği olan hastalar için gerekmektedir. Tedavinin amacı, -deformitenin ilerlemesinin engellenmesi, -deformitenin düzeltilmesi, -elde edilen düzeltmenin korunmasıdır. Tedavi seçiminde adölesanın büyüme potansiyeli, tespit edildiği zamandaki eğriliğin büyüklüğü, skolyozun lokalizasyonu ve paterni dikkate alınmalıdır. Karar verme aşamasında bireyin kozmetik görünümü ve tedavi üzerine etkili olabilecek sosyal faktörler de düşünülmelidir. Eğriliğin Risser 1 veya Risser 3, 4 Risser 0 Büyüklüğü 2 veya 5 <25 izlem izlem izlem 30-45 korse tedavisi korse tedavisi izlem >45 cerrahi tedavi cerrahi tedavi cerrahi tedavi Tablo: Eğriliğin büyüklüğü ve Risser bulgusuna göre genel tedavi yaklaşımı İZLEM Hastanın matüritesine bakılmaksızın, 25 altındaki eğriliklerde takip muayeneleri gereklidir. İki muayene arasındaki süre, hastanın iskelet matüritesine ve eğriliğin boyutuna bağlıdır. Genellikle büyüyen ve eğriliği 20 altında olan çocuklarda bir sonraki değerlendirme yaklaşık 6 ay sonra olmalıdır. Eğrilik 20 ile 30 arasında ise, radyografi 3 ile 4 ay sonra tekrarlanmalıdır. Eğrilikte 5 ve üzerinde ilerleme görülürse tedavi gereklidir. Eğriliği ilerleme göstermeyen hastalarda gözlem kemik büyümesi tamamlanana kadar devam eder ve muayeneler arasındaki süre iskelet matüritesi tamamlandıkça uzatılır. KORSE TEDAVİSİ Etkinliği kanıtlanmış tek konservatif tedavi yöntemi korse tedavisidir. korsenin etkisi eğriliği tedavi edici olmayıp ilerlemeyi durudurucu nitelktedir. korsenin bu etkisi birçok bilimsel çalışma ile kanıtlanmıştır. korse tedavisi yapılacak durumlar 1. Risser 0,1, ya da 2 olan ve başvuru anında 30 ile 45 eğriliği bulunan büyüyen adölesanlar. 2. İlk yapılan ölçümleri 20 ile 30 arasında olup takiplerinde 5 ilerleme gösteren hastalar. korse tedavisisnin yapılmayacağı durumlar 1.eğriliği 45 derecenin üzerinde ve büyüme potansiyeli olan olgular 2.korseyi tolere edemeyen olgular 18

3.sırt bölgesindeki kifozun az veya olmaması (torakal hipokifoz) 4.kemik gelişimini tamamlamış olgular. en sık kullanılan korse tipleri şekilde verilmiştir. Boston korse Milwaukee korse Charleston korse 19

CERRAHİ TEDAVİ Skolyoz tedavisinde cerrahinin temel amacı, güvenli bir şekilde deformiteyi düzeltmek ve eğriliğin ilerlemesini önleyebilmek için yeterli füzyonu sağlamaktır. Operasyon sonucunda, hastanın başı, omuzları ve gövdesi pelvis üzerinde santralize olacak şekilde, dengeli bir omurga elde edilmelidir. İdeal olan bu esnada önemli miktarda eğriliğin düzeltilebilmesidir. Cerrahi tedavi endikasyonuna karar verme konusunda, eğriliğin büyüklüğü, iskelet matüritesi, eğriliğin tipi, omurganın dengesi, sagittal plan ve kozmetik görünüş gibi pek çok etken belirleyicidir. Skolyotik eğriliğin büyüklüğü bu konuda primer faktördür. tarihsel gelişim içerisinde birçok tedavi yöntemi geliştirilmiş olsa da günümüzde en iler omurga cerrahisi merkezlerinde uygulanan tedavi yöntemi; her seviyeye uygulanan pedikül vidaları ve rodlarla eğriliğin düzeltilmesi ve kemik füzyonunun (kaynama) sağlanmasıdır. 20

FILM 7.1 Skolyozun güncel cerrahi tedavi animasyonu Skolyoz Güncel Tedavi Animasyonu

8 HASTA ÖRNEKLERİ

14 yaşında bayan hasta

15 yaşında bayan hasta

21 yaşında bayan hasta

10 yaşında bayan hasta daha önce yurtdışında bir merkezde 5 kez ameliyat edilmiş

16 yaşında bayan hasta