TOPLUMSAL CĠNSĠYETLE ĠLGĠLĠ KURAMLAR İlknur M. Gönenç
Erkek diģi sorulmaz, muhabbetin dilinde, Hak kın yarattığı her Ģey yerli yerinde. Bizim nazarımızda, kadın erkek farkı yok, Noksanlıkla eksiklik, senin görüģlerinde. (Hacı BektaĢ-ı Veli)
Erkekler ve kadınlar arasındaki farkları yaratan onların doğal özellikleri midir, yoksa içinde yaģadıkları toplumun özellikleri nedeniyle mi farklıdırlar?
Daha somut olarak, erkeklerin siyasetçi, güreģçi, kamyon Ģoförü, asker olmaları, doğaları gereğimidir? Kavgacı, aktif, saldırgan, mantısal olmaları doğuģtan mıdır? Neden yönetici konumlarını iģgal etmektedirler?
Kadınların öğretmen, ebe hemģire, terzi, olmaları doğalarının gerektirdiği seçimler midir? Narin, merhametli, yardım sever ve duygusal olmaları doğuģtan getirdikleri özellikleri ile mi ilgilidir?
Erkeklerin çalıģıp para kazanmaları gerekmesi kadınların ev iģlerini yapıp, çocuklarına bakması doğalarına uygun bir davranıģ mı? Yoksa acaba erkeklerin ve kadınların bu özellikleri toplumsal mıdır? Yani aile içinde sosyalleģen ve toplumda etkileģim içinde öğrenilen özellikler midir?
Toplum içinde kadın ve erkekler arasındaki sosyal farklılıkların biyolojik farklılıkların bir yansıması olduğunu savunanlara doğacı görüş taraftarları ve cinsiyet rollerinin kültürel olarak belirlendiği ve sosyal olarak inģa edildiğini savunanlara da gelişmeci görüş taraftarları denilir.
DOĞACI GÖRÜġ Erkeklerle kadınlar arasında fiziksel ve biyolojik özelliklerinden kaynaklanan farklar vardır. BU ÖZELLĠKLER SĠZCE NELERDĠR?...
DOĞACI GÖRÜġÜN ÖZELLĠKLERĠ NELERDĠR? Zaman içinde erkeklerin ev-hane dıģında, kadınların ise ev-hane içindeki iģleri üstlenmeleri Ģeklinde bir toplumsal iģbölümü geliģmiģtir. Bunun doğanın getirdiği bir süreç olduğunu savunurlar. Bu görüģü savunanlar tezlerini desteklemek için birçok biyolojik, genetik, psikolojik kanıtları ileri sürmüģlerdir.
GELĠġMECĠ GÖRÜġ Bu görüģü savunanlar, cinsiyet (biyolojik) ile toplumsal cinsiyet arasındaki iliģkinin zayıf bir iliģki olduğu görüģündedirler. Bu görüģe göre kadın ve erkek arasında çocuk doğurma dıģında, pek çok alanda biyolojik farklılıkların önemi kalmamıģtır. Örneğin günümüzde kas gücü kullanılarak yapılan çok az iģ türü vardır. Dolayısıyla kadınlar erkeklerin yaptığı pek çok iģi yapabilmektedirler. Erkekler de ev içinde yapılması gereken iģlerin ve hizmetlerin üstesinden gelebilirler.
GELĠġMECĠ GÖRÜġ-2 Biyolojik olarak sahip olunan cinsiyetle toplumsal özelliklerimizin (davranma, düģünme, karar verme (tutum alma ve eylemde bulunma) belirlenmesi iliģkili değildir. Bu görüģe göre bir insanın davranıģı, büyük ölçüde onun yetiģtiği sosyal ve kültürel çevrenin bir etkisidir.
GRUP TARTIġMASI
TOPLUMSAL CĠNSĠYET KURAMLARI
1. Biyolojik Kuram Bu kurama göre, farkın kaynağı kadın ve erkeğin biyolojik özellikleri bağlamında üstlendikleri roldür. Kadınların çocuk doğurabilmeleri, erkeklerin ise bunu yapamamaları bu rollerin değiģimindeki en büyük nedendir Üreme yeteneğinin sonucu olarak, insanoğlunun topluluk olarak yaģamaya baģladıkları ilk zamanlardan itibaren erkekler dıģ çevreyle mücadeleden sorumluyken (başat davranış örüntüsü), kadınlar evle ilgili iģlerden sorumluydular (edilgen davranış örüntüsü).
Biyoloji kaderdir Bu fikre göre, biyolojik yapı sosyal koģullama doğrultusunda ortaya çıkmakta ve anne rolü de sadece biyolojik olarak getirilen özelliklerin bir sonucu olarak değil sosyalleģme süreciyle edinilmektedir.
Hem erkekler hem de kadınlar doğaya uyum sağlama sürecinde farklı mekanizmalar geliģtirmiģlerdir. O nedenle evrim sürecinin yol açtığı cinsiyet farklılıkları sanıldığı gibi kontrol edilemez ve değiģtirilemez değildir. Bu görüģe göre gereken ayarlamalar yapılırsa söz konusu cinsiyet ayrılığının yok olduğu görülebilir
2. Sosyal Rol Kuramı Sosyal Rol Kuramı, sosyal ve siyasal davranıģ ile tutumlarda gözlenen kadın ve erkek farklılıkların, erkeklerin ve kadınların farklı sosyal roller üstlenmelerinden kaynaklandığını ileri sürmektedir. Erkekler ve kadınlar, aslında doğuģtan gelen ve farklı cinsiyete özgü psikolojik eğilimlere ve cinsiyet rollerine sahip değillerdir. Farklı sosyalleģme yaģantıları, sosyal davranıģlarda cinsiyet farklılıkların oluģmasından sorumludur.
2. Sosyal Rol Kuramı Erkekler ve kadınlar, baģarılı bir rol performansı gösterebilmek adına doğuģtan getirdikleri ve zamanla edindikleri özellikleri birleģtirmektedirler ki böylece cinsiyete özgü toplumsal roller oluģmaktadır. Örn: savaģlar.
3. EtkileĢimsel Model Toplumsal cinsiyetle ilgili davranıģlar bireyin kiģisel seçimleri, diğer kiģilerin davranıģları ve bağlamca belirlenmektedir. Bu model Toplumsal Cinsiyetle Bağlantılı DavranıĢların EtkileĢimsel Modeli olarak isimlendirilmektedir.
3. EtkileĢimsel Model DıĢsal nedenlerden ziyade içsel nedenlerin üzerinde durmaktadır. Algılayıcının beklentileri, Cinsiyetle ilgili Ģemanın harekete geçirilmesi Ortamsal baskılar
EtkileĢimsel Model-2 PaylaĢılan kültürel yaģantılar, kadın ve erkek davranıģlara iliģkin kuralcı inançların geliģimine, cinsiyet kimliğinin farklı olarak yapılanmasına ve alıģılandan farklı olan davranıģların ve tercihlerin ortaya konulmasına neden olabilir. Benzer olarak, biyolojik faktörler kadın ve erkeğin çevresel koģullara karģı göstermiģ oldukları tepkilerin sonucu olarak farklı eğilimler yaratabilirler.
4- Sosyal Öğrenme Kuramı Cinsiyetlerin farklı algılanması ve bu farklılıklara göre davranma. Cinsiyetlerine göre belirlenmiģ rol modellerini öğrenme ve bu rol modelleriyle tutarlı davranma
4- Sosyal Öğrenme Kuramı-2 Kurama göre, çevre bireyin kendi cinsiyetine uygun rolleri öğrenmesi açısından oldukça zengin bir kaynaktır. Cinsiyete iliģkin benzerlikleri algılama, taklit etme
TEġEKKÜRLER