Deniz Kavukçuoðlu CANIM ACIYOR BABA



Benzer belgeler
Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

-gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Erdoğan Kâhyaoğlu. Öykü SUŞA İLE KİKİ YERLE GÖK ARASINDA. Çeviren: Aslı Özer. Resimleyen: Mengü Ertel

ATEŞKIZ İLE TARLAKUŞU

Gök ler. Uçak lar la gi di lir an cak ora la ra. İn san gök ler de do la şa bil se. Bir ak şa müs tü, ar ka daş la rıyla. Bel ki ora la ra uçak lar

Daima. Yoldaş Mektuplar

Leyla Ruhan Okyay GEYÝKLÝ ORMAN

O gün televizyonda ve radyoda, Antalya da fýrtýna çýkacaðý her saat baþý duyurulmuþtu. Ben, sonuçlarýný düþünmeden sevinçle karþýladým bu haberi.

Uður DAÐLI - C.DAÐLI YENÝ EVRE

Ferit Edgü YARALI ZAMAN BÝR DOÐU YOLCULUÐUNDAN NOTLAR

mer can or ma nı için de do laş mak tay dı. Ka ya la rın ara sın da ki ya rık lar da on la rın yu va la rıy dı. Ha nos de lik ler den bi ri ne bil gi

Kavga Bitmedi Daha Yeni Başlıyor & Tekel Güncesi Tekel Güncesi 1

Üzülme Tuna, annem yakýnda gelecek, biliyorum ben. Nereden biliyorsun? Mektup mu geldi? Hayýr, ama biliyorum iþte. Postacýya telefon edip not

ÝÇÝNDEKÝLER OKU... OKUT... DAÐITIMINI YAP... ABONE OL... ABONE BUL... Yurtiçi Abonelik Koþullarý: Yurtdýþý Abonelik Koþullarý:

Ý Ç Ý N D E K Ý L E R

STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

E SAS O LAN DEV RÝ MÝN YÜK SE LÝ ÞÝ DÝR

ÇE LÝÞ KÝ LER VE ÇA TIÞ MA LAR

Tu nus ta o lan ko þul lar

TOM SAWYER IN SERÜVENLERİ

. Dünya. . İzmir in. . -DEK in. . Sendikacılara. . Newroz ve. . Siz de mi. . Dünya Emekçi . -BELLEK- . Sağlık Eylemi HİÇBİR ŞEYDİR. .

ya kın ol ma yı is ter dim. Gü neş le ısı nan top rak üze rinde ki çat lak la rı da ha net gö rür düm o za man. Bel ki de ka rın ca la rı hat ta yağ

sınıflar için. Öğrenci El Kitabı

Tür ki ye ve Kür dis tan da dev rim

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Çetin Öner. Roman GÜLİBİK. Çeviren: Aslı Özer. 26. basım. Resimleyen: Orhan Peker

Mine Haným sevinçliydi, mutluydu. Ýçinden gülmek, türkü söylemek, oynamak geliyordu. Bilmediði, ayrýmýnda olmadýðý bir coþku vardý içinde.

DEV RÝ MÝN OL GUN LAÞ MA SI

DEV RÝM CÝ SÜ REÇ Sayý / 9-23 Mayıs 2012

Gü ven ce He sa b Mü dü rü

Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ.

SI NIF SA VA ÞI MIN DA KRÝ TÝK AN

Sevim Ak. Resimleyen: Behiç Ak. Öykü DÖRTGÖZ. 9.ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI basım

Roald Dahl YAMAN TİLKİ

Mo dern za man la rýn Müs lü -

Açýklama suç, gereði yapýlsýn

36. AVRUPA BRİÇ ŞAMPİYONASI WIESBADEN / ALMANYA

AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR. 1 OCAK 2011 CUMARTESÝ / 75 Kr

VEKTÖRLER BÖLÜM 1 MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ MODEL SORU - 2 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

nin da ha et ki le yi ci ye ni ör nek le ri ni ya ra ta cak -

10. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: ELEKTRİK VE MANYETİZMA 4. Konu MANYETİZMA ETKİNLİK ve TEST ÇÖZÜMLERİ


DÜZLEM AYNALAR BÖLÜM 25

SURÝYE BÖLÜNMENÝN EÞÝÐÝNDE

ali hikmet ÞEYTAN UÇURTMASI

Ayakkabýlarýný çýkardýktan sonra sevindirici bir yüz anlatýmýyla bir elindeki pakete baktý, bir içeriye. Sonra oðluna seslendi: Murat, Murat!..

Kasým AKKURT 11 KASIM 1984

Türkçe Dil Bilgisi B R N C BÖ LÜM SES B L G S. a b c ç d e f g h i j k l m n o ö p r s t u ü v y z TÖMER. Gazi Üniversitesi 17

Emek ve Özgürlük Cephesi Ne istiyor Broşürü Çıktı

OKUL ÖNCESİ DİN VE AHLÂK EĞİTİMİ

Gelin Bir Yolculuða Çýkalým Birlikte

7. Sınıf MATEMATİK TAM SAYILARLA ÇARPMA VE BÖLME İŞLEMLERİ 1. I. ( 15) ( 1) 5. ( 125) : ( 25) 5 6. (+ 9) = (+ 14)

Y AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR

KATLÝAMI PKK YA ERGENEKON YAPTIRDI

L BERAL MARX STE FAfi ST NASYONAL SOSYAL ST VE SOSYAL DEVLET

KA PÝ TA LÝZM TOP LUM SAL LAÞ MIÞ ÝN SAN LIK LA KAR ÞI KAR ÞI YA

ÝÇÝNDEKÝLER 1. TEMA OKUL HEYECANIM Kazaným Testi Fiziksel Özelliklerim Duygularým Haftanýn Testi...

Sabýr ve direniþ çaðrýsý

SAÐDUYUNUN SESÝ OYUNU BOZUYOR

GER ÇEK TEN HA BER VE RiR AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR. 10 MAYIS 2012 PERÞEMBE/ 75 Kr YAYILIYOR

Bir an hangisini giyeceðinin kararsýzlýðý içinde kaldýktan sonra miki fare desenli pembe tiþörtüyle mavi kot pantolonunu çýkardý. Çabucak giyindi.

Mer ha ba sevgili ço cuk lar!

Fa ni dün ya nýn bâ kî a da mý ol mak

sý ge re ken, sa de ce dev rim ü ze ri ne laf lar et mek de ðil, a sýl o la rak o nu ger çek yap mak týr. Dev -

Turque. diplomatique. ağustos 2017, Sayı: Sayfa 10 Lira. Bu gazete, uluslararası saygın düşünce kuruluşlarının analizleriyle hazırlanmaktadır

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR. 23 ARALIK 2010 PERÞEMBE/ 75 Kr DES ÝN ARAÞTIRMASI

GER ÇEK TEN HA BER VE RiR AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR. 25 ARALIK 2011 PAZAR/ 75 Kr

Oyunu reformlarla bozun

BU KALEM UN(UFAK)* SEL YAYINCILIK. Enis Batur un yayınevimizdeki kitapları:

ÝSVÝÇRE PARASINDA RIZIK ALLAH TANDIR YAZIYOR n H ü s e y i n U z u n u n Ý s v i ç r e. GER ÇEK TEN HA BER VE RiR

YGER ÇEK TEN HA BER VE RiR

O GÖRÜÞMEYÝ M. KEMAL ÝSTEDÝ

AÝHM den Rusya ya Risale-i Nur sorularý

HAKSIZ YASAÐA GÜLÜNÇ GEREKÇE

ünite1 Sosyal Bilgiler

İslam da İhya ve Reform, çev: Fehrullah Terkan, Ankara Okulu Yayınları, Ankara 2006.

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN BANKALAR KANUNU NUN 46 NCI MADDESİNE GÖRE YAPACAKLARI TASDİKE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK

TUR OPERATÖRÜ ÝSMAÝL ÞENAY: uha be ri HAFTA SONU ekinde

KÜRESEL AYNALAR BÖLÜM 26

PENGUENLER FLÜT ÇALAMAZ

CAMÝLER ÇOCUKLARLA ÞENLENECEK. n HABERÝ SAYFA 9 DA. GER ÇEK TEN HA BER VE RiR AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR


AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR. 9 ARALIK 2010 PERÞEMBE/ 75 Kr

Ramazan etkinlikleri mânevî iklimi bozmasýn

Kýrk Hadis Kitabý Üzerinden Ýsmet Özel Ýle Bir Hasbihâl

Þam da yakýlan ümit ýþýðý 100 yýldýr parlýyor

Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek

Y ASYA NIN BAHTININ MÝFTAHI, MEÞVERET VE ÞÛRÂDIR

TORK VE DENGE BÖLÜM 8 MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ. 4. Kuvvetlerin O noktasına

DÜNYANIN BÜTÜN KEDİLERİ

BEDEN DE, BEBEK DE ALLAH IN EMANETÝDÝR

Tunus ta çöken, Kemalist model

YGER ÇEK TEN HA BER VE RiR

ÜMÝT VEREN BULUÞMALAR YA GE LDÝ; FÝLÝSTÝNLÝLERÝ BÝRLEÞTÝREN ANLAÞMA YÜRÜRLÜÐE GÝRDÝ.

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý

turque diplomatique Eylül 2017, Sayı: Sayfa 10 Lira Bu gazete, uluslararası saygın düşünce kuruluşlarının analizleriyle hazırlanmaktadır

Afrika, Van için gözyaþý döküyor

Transkript:

1

2

Deniz Kavukçuoðlu CANIM ACIYOR BABA 3

Can Yayýnlarý: 1576 Can Sanat Yayýnlarý Ltd. Þti., 2006 1. basým: Ekim 2006 4. basým: Kasým 2009 Bu kitabýn 4. baskýsý 1000 adet yapýlmýþtýr. Yayýna hazýrlayan: Faruk Duman Kapak tasarýmý: Erkal Yavi Kapak düzeni: Semih Özcan Dizgi: Gülay Yýldýz Düzelti: Nurten Sönmezcan Kapak baský: Çetin Ofset Ýç baský ve cilt: Özal Matbaasý ISBN 978-975-07-0666-0 4 CAN SANAT YAYINLARI YAPIM, DAÐITIM, TÝCARET VE SANAYÝ LTD. ÞTÝ. Hayriye Caddesi No. 2, 34430 Galatasaray, Ýstanbul Telefon: (0212) 252 56 75-252 59 88-252 59 89 Fax: 252 72 33 http://www.canyayinlari.com e-posta: yayinevi@canyayinlari.com

Deniz Kavukçuoðlu CANIM ACIYOR BABA ÖYKÜ CAN YAYINLARI 5

DENÝZ KAVUKÇUOÐLU NUN CAN YAYINLARI NDAKÝ DÝÐER KÝTAPLARI DENÝZ BÝTTÝ / deneme KOMÝK ÞEYLER YAZMAK / öykü KEDÝ GÜLÜÞÜ / aný ALAGEYÝK SOKAÐI BÝR LÝMAN MIYDI? / aný SEN VATAN HAÝNÝ MÝSÝN, BABA? / aný ZARÝFE / roman ONU BEN ÖLDÜRDÜM LEONARDO / roman 6

Deniz Kavukçuoðlu, 1943 te Ýstanbul da doðdu. Ýlk ve ortaöð re nimini Ýstanbul da yaptý. 1963 yýlýnda Almanya ya gitti. Tü bin gen, Heidelberg ve Nürnberg de felsefe, tarih, ekonomi okudu. 1970 yýlýndan sonra Almanya nýn çeþitli kentlerinde, özel kuruluþlarda yönetici olarak çalýþtý. Hamburg da üç yýl öð retim görevlisi/proje yönetmeni olarak görev yaptý. Sý ký yö netimli dönemlerde yirmi iki yýlý zorunlu olmak üzere, top lam otuz yýl Almanya da yaþadý. 1960 lý yýllarýn sonundan iti ba ren Ant dergisi, Aydýnlýk dergisi ve Yeni Ortam gazete sinde yazýlarý yayýmlandý. 1990 lý yýllarýn baþýnda Milliyet ga ze tesinin yurtdýþý baskýsýnda, bir yýl da günlük Aydýnlýk ga ze tesinde köþe yazýlarý yazdý. Þiddetten Demokrasiye/ Sosyal De mokrasi ve Milliyetçilik i (Ercan Karakaþ, Günay Öz do ðan ve Murat Belge ile) 1996 da, Karl Marx tan Günümüze Almanya da Sosyal Demokrasi yi 1997 de, Deniz Bitti yi ve Sosyal Demokraside Temel Eðilimler i 1998 de, Alageyik Sokaðý Bir Liman mýydý yý 2002 de, Sen Vatan Haini misin Ba ba yý ve Zarife yi 2003 te, Kedi Gülüþü nü 2004 te, Bir Yol cu luk Öykü sü/tüyap Ýstanbul Kitap Fuarý nýn 25 Yýlý ný 2006 da yayýmladý. 1992 yýlý sonunda Türkiye ye dönen Deniz Ka vuk çu oðlu, 1993 yýlýndan bu yana TÜYAP A.Þ. de genel koor di natör ola rak görev yapýyor ve 1996 yýlýndan beri Cumhuriyet gazete sinde yazýyor. 7

8

ÝÇÝNDEKÝLER Mor Kâbus... 11 Yalan... 21 Mefharet Abla... 31 Erna... 39 Ýntikam... 48 Caným Acýyor Baba... 55 Hep Geride Kalmak... 63 Hayalet... 73 Ayrýlýk... 85 Arka Bahçe... 94 Ankara Ekspresi... 99 Veda... 110 Topal Ýsmail... 117 9

10

Sevgili arkadaþým Erdal Öz ün anýsýna 11

12

MOR KÂBUS Satýcý, yirmi dakikadýr özenle hizmet ettiði müþterisinin, Yeter artýk, istemiyorum, istemiyorum! diye baðýrarak kendini maðazanýn Taksim Alaný na açýlan kapýsýndan kaldýrýma atýp ko þar ca sý na uzak laþ ma sý na bir an lam ve re me miþ ti. Peþinden gidip bir süre arkasýndan baktýktan sonra içeri girdiðinde, maðazadaki öbür satýcýlarýn, paketleme tezgâhýndaki kýzýn, patronun kasada duran karýsýnýn, raflardaki kýþlýk kazaklara bakan genç çiftin soran gözleriyle karþýlaþtý. Maðazadaki herkes susmuþ, merakla ona bakýyordu. Ondan bir açýklama bekliyor gibiydiler. Ne söyleyebilirdi? Müþteri, spor eko se bir göm lek le ren gi ona uya cak bir de V ya ka ka zak sorunca raflardan birkaç gömlekle dört kazak indirip göstermiþti. Adam konuþmasýyla, davranýþlarýyla beðeni sahibi bir insan izlenimi býrakmýþtý üzerinde. Bu tür insanlara hizmet etmek bir zevkti, o da adamýn gösterdiklerini beðenmemesini an la yýþ la kar þý la mýþ, göm lek le ri, ka zak la rý ye ni le riy le deðiþtirmiþti. Adamýn yeni ürünler arasýndan bir gömleði beðenir gibi olduðunu görünce, raftan mor bir kazak alýp o gömleðin üzerine koymuþtu. Ne ka dar uy du, öy le de ðil mi? Fakat sorusuna olumlu bir yanýt almayý beklerken tam tersi bir davranýþla karþýlaþmýþtý. Hemen kaldýrýn bunu diye sertçe bir çýkýþ yapmýþtý adam. Bir hatasý varsa, tam bu noktada yapmýþ olabilirdi; çünkü müþterinin isteðine uyup o kazaðý kaldýracaðý yerde, Sarý ile gülkurusu pembe bakýn morla ne kadar uyumlu diyerek üstelemiþti çünkü. Adam, tepkisini dile getirecek bir çift söz bulamamýþ 13

gibi, boðuk boðuk sesler çýkarmýþ, gözleri fal taþý gibi açýlmýþ, mor kazaðý tutup yere fýrlatmýþtý. Ýkisi, maðazanýn deneme kabinlerinin bulunduðu en kuytu köþesinde olduklarýndan, adamýn bu davranýþýna baþka kimse tanýk olmamýþtý. Ne yaptým ben size? diye sormuþtu adama yerdeki kazaðý alýrken. Adam kazaðý görünce yeniden deliye dönmüþ, baðýrarak kendini dýþarý atmýþtý. Tüm bunlarý, meraklý gözlerle kendisine bakanlara anlatsa kimseyi inandýramayacaktý. Deliydi herhalde deyip o sýrada kapýdan giren yaþlýca bir kadýna doðru yöneldi. Tolga Artun, Ýstiklal Caddesi ne girip bir süre koþar adým yürüdükten sonra Saray Muhallebicisi nin önüne geldiðinde sað baldýrýna kramp girdi. Yürümekte zorlanýyordu. Muhallebicide kramp geçene kadar oturup dinlenmek, bu arada da bir þeyler yemek hiç fena olmayacaktý. Verdiði karardan hoþnut, sað bacaðý aksayarak içeri girdi, kendini karþýlayan garso na bir keþ kül le bir þi þe su söy le yip boþ bir ma sa ya otur du. Maðazadaki satýcýya ayýp etmiþti. Bir ara yarý yoldan geri dönüp delikanlýdan özür dilemeyi bile düþünmüþ; fakat çocuðun bilmeden gene ters bir þey söyleyip sinirlerini altüst etmesinden korktuðu için bu düþüncesinden vazgeçmiþti. Bir baþka gün uðrayýp gönlünü alabilirdi oðlanýn. Bu mor kâbusu baþýna bir gün daha büyük iþler açacaktý. Fakat elinden bir þey gel mi yor, gör dü ðü mor renk li her þey, çýl gý na dönmesine yetiyordu. Uzun zamandýr hava kararýp da maðaza vitrinleri ýþýklandýrýldýðýnda mor ýþýkla karþýlaþabilirim korkusuyla vitrinlere bakamaz olmuþtu. Mor ýþýk yüzünden diskoteklerden, gece kulüplerinden elini ayaðýný çekmiþti. Bir kaçamaðýnda yeni tanýþtýðý genç bir kadýnla Tepebaþý nda yeni açýlan kulüplerden birine gittiðinde salon bir anda mora bürününce kadýnýn koluna yapýþtýðý gibi kendini dýþarýya zor atmýþtý. Kadýn, bu davranýþýný büyük bir kabalýk olarak algýlamýþ, belki de uzun erimli bir iliþkiye dönüþebilecek birliktelikleri oracýkta son bulmuþtu. Ertesi gün Niþantaþý nda muayenehanesi olan psikiyatr bir arkadaþýnýn kapýsýný çal- 14

mýþ, ondan yardým istemiþti. Ýki haftada dört seans yapmýþlar, son seansýn bitiminde arkadaþý, Benim yapabileceðim fazla bir þey yok; çünkü senin rahatsýzlýðýnýn kaynaðý belli, bundan sonra iþ sana düþüyor demiþti. Mor kâbusu adýný verdiði rahatsýzlýðýnýn kaynaðýnýn mor âþýðý bir kadýn olduðunu biliyordu; bunu ilk seansta söylemiþti doktor arkadaþýna. Nitekim dört seansta da arkadaþý baþka bir bulguya rastlamayýnca kaynak týbben onaylanmýþtý. Ýnsanýn baþýna neler geliyor diye geçirdi kafasýndan. O pa zar gü nü Moda daki, o za ma na ka dar ve on dan son ra hiç gitmediði, bundan sonra da gideceðini hiç sanmadýðý Ca lip so Café deki rast lan tý ger çek leþ me miþ ol say dý, bu durumlarý yaþamayacaktý. Ne var ki kader in önüne geçilmiyordu. Hanýmefendi, çakmaðýnýzý kullanabilir miyim? Her þey yer yü zün de her gün on bin ler ce, bel ki de yüz binlerce insanýn birbirine sorduklarý bu masum soruyla baþlamýþtý. Ta bii; ama izin ve rin ben yakayým de miþ ti ka dýn þuh bir sesle. Sesinin etkisiyle mi ne, önce gözlerine bakmýþtý kadýnýn. Allah için çok güzel gözleri vardý, menekþe gözler Uzun, siyah, kývrýk kirpikler Þarkýcý kadýnlarýn estetik cerrahlara avuç dolusu para verip yaptýrdýklarý o standart burunlardan deðil, gerçeði Etli, kýrmýzý dudaklar; fakat küçücük bir aðýz Yerine geçtikten sonra da gözlerini alamamýþtý, en fazla otuz beþinde gösteren kadýndan. Altýnda siyah bir pantolon, üs tün de mor ipek bir bluz var dý. Ço rap sýz ayak la rýn da da burnu sipsivri, uzun topuklu, arkasý açýk o terlik-iskarpinlerden Hem þýk, hem de za rif bir ka dýn dý. Ba þý ný her sa ða çevirdiðinde onunla göz göze geliyordu. Bir, iki, üç Tamam; ama her seferinde göz göze gelmek rastlantý olamazdý. Sütlü kahvesini yarýladýktan sonra kalkýp kadýnýn masasýna gitmiþti. 15

Eðer birini beklemiyorsanýz masanýza oturabilir miyim, en azýndan karþýmýzdaki manzarayý paylaþýrýz Bunu söylerken eliyle karþýdaki Fenerbahçe Burnu nu göstermiþti. Buyurun, oturun demiþti kadýn. Ondan sonra konuþmalarý Bilin bakalým, ben ne iþ yapýyorum? Bakalým, mesleðimi tahmin edebilecek misiniz? türünden karþýlýklý sorularla çocukça bir bilmece-bulmaca oyu nu bi çi min de sür müþ tü. Ün lü bir pet rol þir ke tin de Kurumsal Ýliþkiler Yönetmeni olan kadýn Tolga Artun un hem bekâr, hem de bir iletiþim danýþmanlýk þirketinde genel müdür olduðunu öðrenince, Ne güzel diyerek hafif bir çýðlýk atmýþtý. Bu çýð lýk, ara yýþ için de olan iki ço cuk lu dul bir ka dý nýn sosyal statü sorununun engel oluþturmayacaðý uyumlu bir birlikteliðe gönderdiði bir selamdý aslýnda. O geceyi Tolga Artun un Suadiye deki evinde seviþerek geçirmiþlerdi. Tolga Artun ertesi sabah da her zamanki gibi erkenden kalkmýþ, balkonda güzel bir kahvaltý sofrasý hazýrlamýþ, iki saatten fazla kadýnýn uyanmasýný, duþunu alýp giyinmesini, sofraya oturmasýný beklemiþti. Bilemezsin, bir erkeðin hazýrladýðý sofraya oturmayalý ne ka dar ol du, çok özlemiþim Tol ga Ar tun bir il ti fat mý, yok sa bir öz lem vur gu su mu olduðunu anlayamadýðý bu sözleri gülümsemekle geçiþtirmiþti. Kadýnýn davranýþlarýnda ona nedense abartýlý gelen bir özgüven vardý. Kadýn, kahvaltýdan sonra salona geçmiþ, bir üçlü koltuða uzanýp onun sofrayý toplamasýný, topladýklarýný mutfaða taþýmasýný izlemiþti. Mükemmel bir erkeksin, tatlým. Sofra kurup sofra kaldýrmakla mükemmel olmanýn ne ilgisi olabilirdi? Bir de o tatlým sözcüðüne takýlmýþtý kafasý. Tanýþmalarýnýn üzerinden daha yirmi dört saat bile geçmemiþti; seviþmesine seviþmiþlerdi de bu tatlýlýk aidiyeti nereden kaynaklanýyordu? Sofra taþýma iþini bitirdikten sonra CD-çalara bir Latin Amerika diski koyup kadýnýn uzandýðý üçlü koltuðun karþýsýndaki berjere oturmuþtu. Bir süre ne konuþacaklarýný bilemediklerinden bakýþmakla yetinmiþlerdi. Neden sonra kadýn, 16

Derli toplu bir evin var demiþti. Evet, öyledir. Haftada bir kadýn gelip temizlik yapýyor. A ma her hal de sen de çok düzenlisin. Öyleyimdir. Benim kocam daðýnýk adamýn tekiydi Tolga Artun, birlikte olduðu kadýnlarýn eski kocalarýndan, sevgililerinden, yattýklarý erkeklerden söz etmelerinden hoþlanmazdý. Ýrkildi. Fakat kesin bir ifadeyle konuyu orada keseceði yerde boþ bulunarak, Ben eþlerin birbirlerine ev iþlerinde yardýmcý olmalarýndan yanayým diye talihsiz bir yorumda bulundu. Bu yorum kadýndaki bastýrýlmýþ feminist duygularý bir anda harekete geçirmiþ olmalý ki, konuþma Tolga Artun un Ya öyle mi?.. Haklýsýn Olmamalý Teþekkür ederim gibisinden kýsa müdahaleleri dýþýnda uzun, ama çok uzun bir monologa dönüþmüþtü. Kadýn yeryüzündeki tüm erkekleri yerin dibine batýrýyor, bir tek Tolga Artun u göklere çýkartýyordu. O ise bunlarý dinlemekten yorgun düþmüþtü. Öðlene doðru kadýný uðurladýðýnda kendini yataða atmýþ, gözlerini tavanýn beyazlýðýna dikip hiç kýmýldamadan ve hiçbir þey düþünmeden bir saatten fazla öylece, bir heykel gibi kalmýþtý. Aradan bir hafta geçmesine karþýn aramamýþtý kadýn. Tolga Artun da onu aramadý. O bir gecelik maceranýn ertesi sabaha sarkan finalini her aklýna getirdiðinde boðulacak gibi olmuþtu. Hafta, yoðun bir tempoda geçmiþ, iþ toplantýlarý, akþamlarý yemek çaðrýlarý, koþuþturmalar Yorgun düþmüþtü. Hafta sonu eve kapanacak, biraz müzikle, biraz kitapla, en fazla da futbolla zaman geçirip dinlenecekti. Cumartesi öðleden sonra alýþveriþe çýktý, birkaç þiþe beyaz þarap aldý. Eve dönünce üstünü deðiþtirip eþofmanlarýný giydi. Aþçýlýk yaný iyiydi Tolga Artun un; mutfaða girdi, þaraplarý buzdolabýna yerleþtirdikten sonra akþam için brokoli, ýspanak, ince dilimlenmiþ patates ve parmesan peynirinden oluþan bir fýrýn ye me ði ha zýr la dý. Saat 20.00 de baþ la ya cak Ga la ta sa ray maçýndan yarým saat önce fýrýna sürecekti. CD-çalara Mozart - ýn flüt sonatlarýndan bir seçki koydu, salondaki üçlü koltuða uzanýnca bir süre sonra içi geçti. Bela geliyorum demezmiþ ya; uykusunun en tatlý yerin- 17

de zil sesiyle uyanmýþ, daha doðrusu sýçramýþtý. Kim olabilirdi? Bir koþu gidip apartmanýn otomatiðine basmýþ, gözleri asansörün kapýsýnda, içinden çýkacak olaný beklemeye baþlamýþtý. Gelen oydu. Üzerinde bu kez mor jarse bir elbise vardý; makyajý, saçlarý belleðinde kalmýþ olanýn aynýsýydý, elinde de üzerinde lüks giyimevlerinden birinin adý yazýlý bir poþet Bu ne sürpriz böyle diye karþýlamýþtý kadýný. Aslýnda olabilecek sürprizlerin en kötüsüydü; ama bunu nasýl söyleyebilirdi ki Telefon numaraný kaybetmiþim, arayamadým; ama senden de ses çýkmadý, neyse, ben de hayýrsýz sevgilime sürpriz yapayým dedim, diyerek kollarýný iki yana açan kadýný yanaklarýndan öpmüþtü. Birlikte salona girmiþlerdi. Mozart ýn flütleri çoktan susmuþtu. Üçlü koltuktaki yastýðý gören kadýn, Uyuyor muydun, yoksa? diye sormuþtu. Müzik dinlerken dalmýþým. Uyandýrdým seni, özür dilerim Yo, ha yýr Ge rek yok özür dilemene Benim ince ruhlu sevgilim çok anlayýþlýdýr. Ýkidir yinelenen bu sevgilim sözcüðünden rahatsýz olmuþtu. Ama pat diye gelen kadýnýn aðzýný kapatamaz, ona bu sözcüðü yasaklayamazdý da Bak, sa na ne aldým? Bu nu söy ler ken po þet ten mor bir tiþört çýkartmýþ, parmaklarýnýn uçlarýyla omuz baþlarýndan tutup sallamýþtý, Hadi giy, bakalým üstünde nasýl duracak? Tolga Artun un itiraz etmesine olanak býrakmadan onu kolundan tutmuþ, çeke sürükleye yatak odasýna götürmüþtü. Sevgilimi ben soyup ben giydireceðim Sahiplenmenin bu kadarý da fazlaydý. Bir þey yapmalý, bu sarmaldan kurtulmalý, diye düþünüyordu. Ama nasýl, nasýl? O bunu düþünürken, kadýn eþofmanýn üstünün fermua rý ný aç mýþ, kol la rý ný onun çýp lak be de ni ne do la mýþ, dudaklarýný dudaklarýna yapýþtýrmýþtý. E, ne de olsa saðlýklý bir erkekti o... Ýkisinin de çýrýlçýplak kalmalarý bir dakika bile sürmemiþ, kendilerini ateþli bir seviþmeye býrakmýþlardý. Bunun büyük bir hata olduðunu daha sonra anlayacak, piþ- 18

manlýk duyacak; fakat iþ iþten geçmiþ olacaktý. Kadýn yatakta mükemmeldi. Hiçbir tabu tanýmýyordu. Böyle bir kadýný reddetmek hiç kolay deðildi; o da reddedememiþti. Gönlü, mantýðý istemese de kadýnýn sevgililik ýsrarýna karþý çýkabilecek bir gerekçesi kalmamýþtý artýk. Cinselliðe tutsak olmak denen þey bu olmalý herhalde, diye geçirmiþti içinden. Kadýn, artýk ona Buketçiðim diyordu Tolga Artun fýrýn yemeðini nefis bulmuþ, iki kez doldurmuþtu tabaðýný. Bir buçuk þiþe de þarap içmiþlerdi; her þey normal denilebilecek bir çizgide ilerlerken, iþler, Tolga Artun un maçý izlemek için televizyonun düðmesine basmasýyla birlikte bir anda karýþmýþtý. Ben buradayken sen maç mý izleyeceksin, yoksa? Bun da ne var Bu ket çi ðim, sen de izlersin Ben o ma ço spo run dan nef ret ederim. Ne maçoluðu yaa, futbolu seven birçok kadýn tanýyorum ben, stadyumlara bile gidiyorlar Ben o kadýnlardan deðilim, sevgilim. O zaman kendine onlardan birini bul! Bu kadar öfkelenmeni gerçekten anlayamýyorum. Anlamaya çalýþ, ben seni bu erkek egemen dünyada farklý bir insan olarak tanýdým. Arkadaþlarýma da Nihayet feminist bir erkekle karþýlaþtým diye anlattým. Ne olur dünyamý karartma benim Ben kadýn-erkek eþitliðinden, kadýn haklarýndan yana bir insaným, bunu biliyorsun; ama feminist filan deðilim. Bu da ne de mek olu yor, þimdi? O akþam gerçek bir þok yaþamýþtý Tolga Artun. Artýk, Ben feminist falan deðilim! diye binlerce kez yinelese de Buket i saplantýsýndan kurtarmayý baþaramayacaðýný anlamýþtý. Üzerindeki mor tiþörtün anlamýný da çözmüþtü, feministlerin rengiydi bu. Ama ah, cinsellikteki o sýnýr geçmeler, ta bu kýr ma lar, kar þý sýn da ki ni uçu ran, bu lut la rýn üze ri ne çýkartan o doyumlar yok mu? Televizyon kapanmýþ, üçlü koltukta bitkin düþene kadar seviþmiþlerdi. Haftanýn en az üç günü buluþmaya baþlamýþlardý artýk. Tolga Artun, Buket in feminizme iliþkin monologlarýný duy- Caným Acýyor Baba 19/2

mamak; ama onu dinliyor gibi yapmak doðrultusunda çeþitli belki refleks demek daha doðru olacak yöntemler geliþtirmiþti. Sözgelimi Buket, erkek egemen toplumda bastýrýlmýþ kadýnýn savaþým yollarý gibi baþlý baþýna bir akademik seminer konusu olabilecek konulara girdi mi, aklýna iþiyle ilgili sorunlarý getiriyor; ama arada bir söze girip Yaaaa, öyle mi türünden mekanik müdahalelerde bulunuyordu. Her araya giriþinin Buket in monologlarýný uzattýðýný anlamýþtý. Söz tükenince kendilerini yataða atýyor, uzun uzun seviþiyorlardý. Zaman içinde Tolga Artun un neredeyse tüm giysileri mor laþ mýþ tý. Ti þört le ri, ka zak la rý, göm lek le ri, kra vat la rý, çoraplarý Buket le sokaða birlikte çýktýklarýnda mosmor bir görüntü sergiliyorlardý. Onu, mosmor giysiler içinde gören arkadaþlarý Tolga Artun un yeni rengini birbirlerine gülümseyerek, gülerek anlatýyorlardý. Ýþyerinde de adý Mor Tolga Bey e çýkmýþtý. Tolga Artun, çevresindeki alaylý bakýþlarýn, ardýndan söylenenlerin farkýndaydý, için için öfkeleniyor, öfkesini kime yönlendireceðini bilemiyordu. Ýþ bu noktaya geldikten sonra ona yaþamý boyunca tatmadýðý yatak güzelliklerini sunan kadýndan deðil; ama bu mor renkten kurtulmalýydý. Bunun bir yolu olmalýydý, mutlaka olmalýydý. Yine bir cumartesi günü Hacý Salih te bir öðle yemeði sonrasýnda Ýstiklâl Caddesi ne çýkmýþlardý, Vakko nun önünden geçerlerken vitrinde mor bir erkek ceketi gören Buket, Bunu alalým diye tutturdu. Sana çok yakýþacak. Caddenin ortasýnda tartýþamazlardý, Buket in isteðine çaresiz boyun eðdi, girip o pahalý mor ceketi aldýlar. Bu mor ceket, Tolga Artun için bardaðý taþýran son damlaydý. Buket - le konuþmayý, bir an önce bu morarmalara son vermeyi düþündü. Gel kar þý ya ge çip Kaktüs e bir uðrayalým. Ta mam, çok iyi olur. Ýmam Adnan Sokaðý ndaki kafe, haftanýn öteki günlerinin tersine cumartesileri tenha olurdu. Boþ masalardan birine oturup garsona iki espresso söylediler, Tolga Artun kendine bir de sert bir Ýtal yan iç ki si, grap pa ýs mar la dý. Duble olsun, lütfen. 20

Sert içkinin kendisini yüreklendireceðini düþünmüþtü; ayýkken Buket le tartýþmanýn deveye hendek atlatmaktan daha zor olduðunu biliyordu. Ýlk yudum midesine inerken içini ýsýttý, üçüncü yudumda da konuþmaya baþladý. Buketçiðim, benim giyim kuþamýmla ilgilenmen hoþuma gitmiyor desem yalan olur. Fakat bu morlar giderek bayýyor beni. Ceketi de sen istiyorsun diye aldým; ama giyebileceði mi hiç sanmýyorum. Niçin giymeyecekmiþsin, sanatçýlar, yazarlar, gazeteciler, herkes mor giyiyor bugünlerde Senin arkadaþlarýn da giyiyor... Buket in, son zamanlarda mor bir ceketle televizyona çýkmayý alýþkanlýk haline getiren gazeteci arkadaþýndan söz ettiðini anladý. Arkadaþým da olsa, baþkalarýnýn ne giydiði beni ilgilendirmez. Salt o ceketi deðil, mor tiþörtlerimi, kazaklarýmý, çoraplarýmý da giymeyeceðim artýk. Ortalýkta mosmor dolaþmaktan sýkýldým. Bu renkten nefret ediyorum. Bunlarý söyledikten sonra içkisinden büyük bir yudum aldý. Ýçini dökünce rahatlamýþ, fakat Buket in beklediði tepkiyi göstermemesine de bir anlam verememiþti. Kadýn, hiçbir þey söylemeden dýþarýya, sokaða bakýyordu. Neden sonra, Ýçimi acýttýn, sevgilim dedi, alçak bir sesle. Oysa ben mor bir yuva hazýrlamýþtým bize Ne yuvasý? diyerek sözünü kesti kadýnýn. Ne yuvasý olacak, sevgilim? Bizim yuvamýz, ikimizin yuvasý Tolga Artun un anlamaz gözlerle baktýðýný görünce açýklama gereði duydu: Benim Etiler deki dairemi baþtan sona elden geçirttim. Kaç gündür ustalar çalýþýyor evde, halýlar deðiþti, duvarlar baþtan aþaðýya yeniden boyandý Hele yatak odamýz Yok sa her ye ri mo ra mý boyattýn? Baþ ka han gi ren ge ola bi lir? Ta bii ki mo ra, o renk bi zim rengimiz deðil mi? Dünyaya bakýþýmýzýn simge rengi deðil mi? Birileri, Tolga Artun un kafasýndan kaynar sular döküyordu sanki. Sahiplenmenin yuva kurma noktasýna gelme- 21

si, ilk kez bu ka dar de rin den kor kut muþ tu onu. O gü ne ka dar hiç gitmediði, gitmeyi de hiç düþünmediði, Buket in duvarlarý mor evini getirmeye çalýþtý gözlerinin önüne. Dehþet verici bir görüntüydü. Buket le birlikte yerdeki mor halýnýn üzerine uzanýp mor duvarlarý seyrediyor olmak Dayanýlýr þey deðildi! Bir an Buket in çocuklarý olduðunu anýmsadý. O mor yuvada onlar da olacaktý. Akþamlarý, Tolga Artun iþten döndüðünde mor giysili iki çocuk, Babamýz geldi, babamýz geldi diyerek karþýlayacaklardý, mor ceketli babalarýný. Son ra ge ce ola cak, Buket le bir lik te onun mor bir aþk tapýnaðýna dönüþtürdüðü yatak odasýnda, mor çarþaflarýn üzerinde seviþeceklerdi. Bunlarý düþünürken Tolga Artun a ter basmýþtý, üzerindeki mor kazaðý çýkartýp masanýn yanýndaki boþ sandalyenin üzerine koydu. Garsona bir duble grappa daha söyledi, kadeh önüne konur konmaz, içkiyi bir yudumda indirdi midesine. Baþý dönmeye baþlamýþtý. Ben lavaboda yüzümü yýkayacaðým dedi Buket e. Kalktý, bodrum katýndaki tuvalete indi, önce yüzüne su çarptý, sonra tuvalete girip iþedi. Ýþerken vermiþti kararýný, bitirecekti bu iþi. Yukarý çýktýðýnda, dalgýn dalgýn oturur buldu Buket i. Yanýna gitti, oturmadan bir çýrpýda söyledi söyleyeceklerini. Buraya kadarmýþ, Buketçiðim. Bu macerayý noktalýyorum ben, ba ðýþ la, gidiyorum. Bunlarý söylerken ter basmýþtý bedenini. Buket in aðzýný açmasýna olanak býrakmadan hýzla uzaklaþtý yanýndan; çýkarken tezgâhtaki barmene bir elli milyonluk býraktý. Kazaðý, ceket torbasý kafede kalmýþtý. Üzerindeki gömlek terden sýrýlsýklamdý, yüz metre kadar yürüdükten sonra üþümeye baþladý, ilk rastladýðý giyimevine girdi, gülümseyerek yanýna gelip Buyurun diyen genç satýcýya, Bir gömlekle bir kazak bakmak istiyorum dedi. Silivri, Mart 2006 22

23

24