Özofagus mukozası, çeşitli vücut yüzeylerini kolonize

Benzer belgeler
Probiyotik suşları. Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı

İntestinal Mikrobiyota Nedir? Ne yapar? Dr. Taylan Kav Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji BD

MİKROBİYOTALARDA ANAEROP ÜSTÜNLÜĞÜ. Dr. Ferda TUNÇKANAT Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Normal Mikrop Florası. Prof.Dr.Cumhur Özkuyumcu

CİLT MİKROBİYOTASI PROF.DR. NİLGÜN SOLAK BÜLENT ECEVİT Ü. TIP FAK. DERMATOLOJİ AD

Erişkinde Mikrobiyota. Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı

Diabetes Mellitus ve Mikrobiyota

İnsan Mikrobiyom Projesi. Tanıl Kocagöz, M.D., Ph.D.

İnfeksiyonlar ve Mikrobiyom İlişkisi

Dirençli Kolonizasyonda Mikrobiyotanın Yeri. Prof. Dr. Z. Ceren KARAHAN Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

İnsan Mikrobiyom Projesi. Prof. Dr. Tanıl Kocagöz

*Barsak yaraları üzerine çalışmalarda probiyotikler, yaraların iyileşmesi ve kapanması amaçlı test edilmiştir.

Yaşlıda Mikrobiota ve Uzun Yaşam ile İlişkisi. Prof. Dr. Bülent SAKA İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı

Non-Alkolik Karaciğer Yağlanması Olan Hastalarda Barsak Mikrobiyotası

MİKROBİYOTA-2018 Prof. Dr. Ener Çağrı DİNLEYİCİ Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı

*Hijyen hipotezi, astım, romatoid artrit, lupus, tip I diabet gibi otoimmün hastalıkların insidansındaki artışı açıklayan bir alternatiftir.

Nonalkolik Karaciğer Yağlanması Olan Hastalar ve Sağlıklı Kontrollerde Bağırsak Mikrobiyotasının Yeni Nesil Dizi Analizi İle Karşılaştırılması

Solunum Sistemi Mikrobiyotası. Dr. Haluk Türktaş Gazi Üniversitesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Ankara

Mikrobiyom Çalışmaları. Tanıl Kocagöz

D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi. Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Normal Mikrobiyal Flora

SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ JOURNAL OF HEALTH SCIENCES Erciyes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Yayın Organıdır

Gastrointestinal Sistem Mikrobiyotası

MİKROBİYATAYI ETKİLEYEN FAKTÖRLER ve METABOLİK HASTALIKLARDAKİ ROLÜ PROF.DR.Ş.EROL BOLU

DİYET POSASI VE SAĞLIK İLİŞKİSİ. Duygu PELİSTER

Mikrobiyom ve Deri Mikrobiyomuna Genel Bakış. Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Kliniği, Ankara.

ÇÜRÜK AKTİVİTE TESTİ (ÇAT):

YAŞLILIK VE MİKROBİYOTA

Arşiv Kaynak Tarama Dergisi

Hayvanlarda mikrobiyom - hayvan mikrobiyomu

MS TE BESLENME VE EGZERSİZ. Dr. Özlem Taşkapılıoğlu

Tüm Genom Analizi ve Klinik Mikrobiyoloji. Dr. Burak Aksu M.Ü. Tıp Fakültesi T.Mikrobiyoloji AD.

Işın Akyar 1,2, Meltem Kaya 2, Onur Karatuna 1,2, Yeşim Beşli 2. Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji AD, İstanbul 2

Yoğun Bakımlarda İnfeksiyon Kontrolü: Haricen Klorheksidin Uygulanmalı mı?

Obezite son yıllarda dramatik olarak artmış, gelişmiş

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

AĞIZ SAĞLIĞININ YENİ TANIMI: AĞIZ MİKROBİYOMU*

BEEBOOK & BAL ARISI (Apis mellifera L.) MİKROFLORASI

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA

CANDİDA İLE UYARILMIŞ VAJİNAL VE BUKKAL EPİTEL HÜCRELERİNİN SİTOKİN ÜRETİMİ

28. Ulusal Patoloji Kongresi Çıkar İlişkisi Beyanı

Çocuklarda Bagısıklık Sisteminin Desteklenmesi

İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız Mikrobiyolojisi Laboratuvarı

PROBİYOTİK Lactabasillus Acidophilus 1.25 milyar CFU Lactabasillus Rhamnosus 1.25 milyar CFU Lactabasillus Casei 1.25 milyar CFU Bifidobacterium

MEME KANSERİ KÖK HÜCRELERİNİN GEN EKSPRESYON PROFİLİ

Vaxoral. Tekrarlayan bakteriyel solunum yolu enfeksiyonlarının önlenmesinde 5. Şimdi. Zamanı. KOAH Kronik bronşit Sigara kullanımı

SİNDİRİM SİSTEMİ MİKROBİYOTASI VE FEKAL TRANSPLANTASYON

Bütün vücudumuzda, derimizin üzerinde, ağzımızda mikroplar bulunur;

PROF. DR. ERDAL ZORBA

DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık

Metagenom Analiz Stratejileri

YILIN SES GETİREN MAKALELERİ

Yrd. Doç. Dr. Tuba ŞANLI

Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü Bebek İstanbul-Türkiye

Prof Dr Zeynep Tamay. Istanbul Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD, Çocuk Alerji BD

SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ

Prof.Dr. Meltem Yalınay Çırak Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji A.D. SALGINLARIN İZLENMESİ VE MOLEKÜLER

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit

Çocukluk çağı özofajitleri: Eozinofilik Özofajit...? Reflü Özofajit...?

VAGİNAL/PLASENTAL MİKROBİYOM/PTD. PROF. DR. FÜSUN VAROL KADıN HASTALıKLARı VE DOĞUM ABD TRAKYA ÜNIVERSITESI

DİRENÇLİ BAKTERİ ENFEKSİYONLARINA KARŞI KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER

Tekrarlayan Üriner Sistem Enfeksiyonlarına Yaklaşım. Dr.Adnan ŞİMŞİR Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji AD

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI BİOGAİA Damla

Çocukta Kusma ve İshal

SİSTEMİK İNFLAMASYON VE NÖRONAL AKTİVİTE

Enzimlerinin Saptanmasında

Pektin, metil grupları içeren galakturonik asit polimeridir. Mikrobiyal yıkım ile, pektik asit, metanol, d- galakturonik asit e çevrilir.

TÜTÜNÜN ÇOCUKLARDA SOLUNUM YOLLARI SAĞLIĞINA ETKİLERİ. Ders 1 Modül: Tütün ve Çocuk Sağlığı

TÜM MİDE BİYOPSİLERİNE RUTİN OLARAK GIEMSA VE ALCIAN BLUE UYGULAMALI MIYIZ?


Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü

Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI DÜZENLEMEK İÇİN PRONEL

Pediatriye Özgü Farmakoterapi Sorunları

Yeliz Çağan Appak¹, Hörü Gazi², Semin Ayhan³, Beyhan Cengiz Özyurt⁴, Semra Kurutepe², Erhun Kasırga ⁵

STANDARDİZASYON KURUMLARI VE TÜRKİYE

Helicobacter pylori TEDAVİSİNİN MİKROBİYOTA ÜZERİNE ETKİSİ. Serap SÜZÜK DOKTORA TEZİ TIBBİ MİKROBİYOLOJİ ANABİLİM DALI

Hastane Ortamında Klinik Mikrobiyoloji «KÜLTÜRÜ»

DEMİR VE MİKROBİYOTA

T.C Uludağ Üniversitesi Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu. Burcu EKMEKÇİ

İMMUNİZASYON. Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı?

Mikrobiyotaya Yakından Bakış ve İnsan Fizyolojisindeki Rolü. Osman Şadi YENEN 24 Nisan 2015

Yüksek Lisans Tez Başlığı Ülkemizde Üretilen Makarnaların Bileşimi ve Pişirme Kaliteleri Üzerinde Araştırmalar Tez Danışmanı Yrd.Doç.Dr.

Kan Dolaşım Enfeksiyonlarında Karar Verme Süreçleri. Prof. Dr. Aynur EREN TOPKAYA Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD

TÜRKİYE DE MİDE KANSERLİ HASTALARIN KLİNİKOPATOLOJİK ÖZELLİKLERİ: -Çok Merkezli Retrospektif Çalışma- Türk Onkoloji Grubu

Kan Kültürlerini Nasıl Değerlendirelim? Rehber Eşliğinde. Dr. Banu Sancak

SÜT ENDÜSTRİSİNDEKİ YARARLI MİKROORGANİZMALAR

ÇOCUKLARDA FİZİKSEL AKTİVİTE VE FİZİKSEL UYGUNLUK PROF. DR. ERDAL ZORBA

KOLOREKTAL KANSERLERİN MOLEKÜLER SINIFLAMASI. Doç.Dr.Aytekin AKYOL Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı 23 Mart 2014

Dr. Aysun YALÇI Gülhane Eğitim Araştırma Hastanesi , ANKARA

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Eğitim Yılı Dönem II 3. Ders Kurulu GASTROİNTESTİNAL SİSTEM VE METABOLİZMA Eğitim Programı

ETKEN BELİRLEMEDE KLASİK YÖNTEMLER, MOLEKÜLER YÖNTEMLER. Doç. Dr. Gönül ŞENGÖZ 9 Mayıs 2014

BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ. Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr.

Farklı deneysel septik şok modellerinde bulgularımız. Prof. Dr. Alper B. İskit Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı

Özgün Problem Çözme Becerileri

Gram boyama Mikrobiyolojinin vazgeçilmezi

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

Özofagus Tümörleri. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2016

Transkript:

güncel gastroenteroloji 21/4 Gastroözofageal Reflü Hastalığına Farklı Bir Bakış: Özofageal Mikrobiata Engin ALTINTAŞ Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi, Gastroenteroloji Bilim Dalı, Mersin, İçel Özofagus mukozası, çeşitli vücut yüzeylerini kolonize eden, çeşitli fizyolojik ve patolojik süreçlerde rol oynamaya kararlı olduğu karmaşık mikrobik ekosistem olan insan mikrobiyolojisi tarafından kolonize edilen bölgeler arasında yer almaktadır. Sağlıkta ve hastalıkta özofagus mikrobiyotasının bileşimi konusundaki anlayışımız, invaziv örnekleme prosedürlerinin gerekmesi ve özofageal çevrenin dinamik doğası gereğiyle karşı karşıyadır ve diğer vücut alanları için mevcut bilgilerle karşılaştırıldığında sınırlı kalır. Birkaç başka müşterek özellik taşıyan bakteri grubu varlığı bildirilmiş olmasına rağmen Streptococcus cinsinin üyeleri sağlıklı özofagus mikrobiyatasının başlıca bileşeni gibi görünmektedir. Bazı gram negatif bakterilerin (Veillonella, Prevotella, Haemophilus, Neisseria, Campylobacter ve Fusobacterium) artmasıyla oluşan disbiyoz gastroözofageal reflü hastalığıyla ilişkili olduğu rapor edilmiştir ve bu durumun Barrett özofagusunun ve sonunda özofagus adenokarsinomun gelişimine katkıda bulunduğu savı ileri sürülmüştür. Bazı Campylobacter türleri (çoğunlukla Campylobacter concisus), hastalığın adenokarsinoma doğru ilerlemesinde de yer alırlar. Bununla birlikte, ek araştırmalarda son zamanlarda değişken bulgular bildirilmiştir. Disbiyoz ya da spesifik bakteri türleri ile özofagus hastalıkları arasındaki nedensel ilişkiler hala tartışmalıdır ve daha ileri araştırmalara ihtiyaç vardır. Barsak mikrobiyomu, gastrointestinal sistemde bulunan, kodladıkları genler de dahil olmak üzere toplam mikropları temsil eder. Bu mikroplar esas olarak karbohidrat fermantasyonu, vitamin biyosentezi ve bağışıklık sisteminin düzenlenmesi gibi birçok önemli fonksiyonda konaka katkıda bulunarak karşılıklı bir halde bulunur. Barsak mikrobiyomu, diyet ve antibiyotikler gibi çevresel faktörlerin yanı sıra genetik ve yaş gibi konaktaki değişikliklere cevap veren dinamik bir organı temsil eder. Bu mikroplar değişikliğe uyum gösterse de, bu konakçı-mikrobik dengesindeki herhangi bir bozulma, bir hastalık fenotipine yol açan bir olay kaskatı başlatma potansiyeline sahiptir. Bu derlemede, farklı gastrointestinal ve sistemik hastalıklarda barsak mikrobiyomunun ortaya çıkmakta olan rolünü, mevcut tedavilerin rolü ve barsak mikrobiyomunu potansiyel bir tedavi modeli olarak hedef alan gelecekteki tedavilerin geliştirilmesini vurguluyoruz. İnsan barsak mikrobiyomu, gastrointestinal (Gİ) sistemin yüzeylerini kolonize eden bakteriler, Archaea, mantar ve virüsleri içeren dinamik bir mikroorganizma dizisidir (1). Bu organizmalar insan konağı ile belirli immünolojik denge içinde bulunurlar ki bu da kendisi diğerlerinden ayırt edilmesine duyarlı olmasına rağmen varlıklarına izin verir. Konak ve mikrobiyota arasındaki karşılıklı denge, insan sağlığı, hastalığın patogenezi ve tıbbi tedavilerin geleceği için gittikçe önemli klinik etkiler doğan, giderek genişleyen bir çalışma alanına dönüşmüştür. Teknolojideki ilerlemeler, daha önce kültürlenemeyen organizmaların tanımlanmasına izin vererek Gİ mikrobiyatı hakkındaki bilgimizi genişletti. Artık ortalama 287

insanın barsağında 100 trilyondan fazla mikrop olduğu bilinmektedir (2). Bu mikroplar bulundukları yere ve konuşlanma seviyesine bağlı olarak ayrı topluluklar oluştururlar (2,3). Mikrobiyotanın baskın olan üyesi bakterilerdir ve %0.1 den azı patojeniktir. İki fila baskındır: çoğunluğu Bacteroides ve Clostridia sınıfının olduğu Bacteroidetes ve Firmicutes dir (4. 5). Proteobakteriler, önemli ölçüde daha düşük yoğunluklarda tespit edildiği Actinobacteria, Cyanobacteria, Fusobacteria, Spiroket ve Verrucomicrobia ile üçüncü en yaygın fila dır (6). Bu mikropların çoğu anaerobiktir; izole edilen bakterilerin >%99 u oksijen varlığında büyüyemez. Bakterilerin yanı sıra, Methanobrevibacter smithii Gİ kanalda baskın arkeondur (7). Sağlıklı, insan barsak mikrobiyolojisi hakkındaki yeni bilgiler, 16S rrnamarker gen dizilimi ve tüm genom dizilimi ile üretilen metagenomik profilleri kullanarak sağlıklı bireylerin dışkı örneklerini analiz eden İnsan Mikrobiyolojisi Projesi nden geldi (8,9). 39 bireyin metagenomik profillerini kullanarak, Arumugam ve ark. barsak mikrobiyal bileşimine dayalı üç farklı grup veya enterotip tanımlamıştır (10). Bacteroides, en fazla enterotip 1 de, Prevotella, enterotip 2 de ve Ruminococcus enterotip 3 de yer alır (10). Daha sonraki çalışmalar, popülasyonlarda Bacteroides ve Prevotella nın gradyentlerini belirledi ve enterogradientlerin enterotiplere göre daha uygun bir tanım olabileceğini düşündürüyordu. Mukozayla ilişkili mikrobiyotik bakteri bileşimi, Gİ kanal boyunca uzunlamasına değişir. Distal özofagus, Streptococcus türlerinin egemenliğinde olup Prevotella, Actinomyces, Lactobacillus ve Staphylococcus daha az sıklıkta bulunur (11). Mide muhtemelen düşük ph ortamı nedeniyle mikrobik çeşitlilik açısından sınırlıdır (4). Helicobacter pylori gastrik mikrobiyomun büyük bir bölümünü oluşturur ve yokluğunda Streptococcus baskındır (12). İnsanın ince barsağının mikrobiyomu iyice araştırılmamıştır, ancak Streptococcus un duodenum ve jejunumda baskın bir cins olduğu bilinmektedir (13). Distal barsakta mikrobiyom, diyet lifi fermantasyonu ve glikanların kısa zincirli yağ asitlerine işlenmesi için zenginleştirilmiştir (14). Mikrobiyomun bileşimi, yaş, cinsiyet, etnisite, diyet, hijyen, davranış, genetik ve birlikte görülen tıbbi durumlar gibi çeşitli faktörlerden etkilenir. Yaş özellikle önemlidir ve barsak mikrobiyotik bileşimi aynı kişinin yaşamı içindeki farklı noktalarda farklılık gösterebilir (15). Barsak mikrobiyatasının ko- lonizasyonu, doğumda veya doğumdan hemen önce başlar, tam günlük yenidoğanların mekonyumlarının bakteri içerdiği gösterilmiştir. Vajinal olarak doğan bebeklerin annelerinin vajinal yollarına benzeyen mikrobiyomları vardır. Sezaryen ile doğan bebeklerin mikropları genellikle Staphylococcus, Corynebacterium ve Propionibacterium gibi tipik cilt mikrobiyatlarından oluşmaktadır (15-17). Barsak mikrobiyomu yaşamın erken döneminde hızlı bir şekilde gelişir ve 3 yaşına kadar, Gİ kanalın mikrobiyom kompozisyonu bir yetişkinin %40 ile 60 ını oluşturur. Mikrobiyatanın gelişimi ergenlik döneminde zirveye ulaşır ve daha sonra yaşamın üçüncü ve yedinci onyılları arasında dengelenir. Yaşamın yedinci on yılının ötesinde, mikrobiyomun stabilitesi azalarak nispeten daha az çeşitlilik kazanır ve Escherichia coli, Proteobakterler ve Staphylococcus sayıları artarken, Bifidobakteriler, Faecalibacterium prausnitzii ve Firmicutes in birden fazla üyesi oranı azalır (17). Uzun süreli ve kısa vadeli diyet alımları da önemli rol oynamaktadır. Sindirilemeyen glikanlardan oluşan insan sütü oligosakaritleri, bebeklikten itibaren barsak yolundan geçmekte ve aslında prebiyotik olarak işlev gören Bifidobakteryum gibi spesifik kolonik bakterilerin büyümesini desteklemektedirler (18). Artan Bifidobakteryum, barsak mukozasını güçlendirebilir ve patojenlere karşı koruyabilir (19). Daha küresel olarak, kültürler arasında farklı olan diyetler de farklı barsak mikrobiyatasının gelişmesine yol açmıştır. Bu etkiyi göstermek için en iyi bilinen çalışma De Filippo ve ark. tarafından yürütülmüştür ve Burkina Faso kırsalındaki çocuklar ile daha gelişmiş Avrupa daki çocuklar arasındaki barsak mikrobiyata bileşiminde çok büyük farklar ortaya koymuştur (20). REFLÜ İLE İLİŞKİLİ MİKROBİYOM Gastroözofageal reflü (GER) öyküsü özofagus adenokanseri (ÖAK) için en güçlü değiştirilebilir risk faktörüdür. Yayımlanan veriler, Barret özofagus (BE) ve reflü özofajiti olan hastalarda, reflü ile ilişkili koşullarda gram pozitif Streptokoklar azalırken Fusobacterium, Neisseria, Campylobacter, Bacteroides, Proteobakteriler ve Veilonella taksonları dahil olmak üzere gram-negatif bakterilerin artmış göreceli bolluğu ile karakterize, belirgin bir özofagus mikrobiyolojisi barındırdığını göstermektedir. Bu mikrobiyom değişiklikleri muhtemelen gastrik ve safra asitleri, barsak ve gastrik türlerin geri akışından veya distal özofagus mikro-çevresinin değişmesinden kaynaklanmaktadır. 288 ARALIK 2017

BE ile ilişkili mikrobiyolojinin ilk anlayışı, kültür temelli araştırmalardan elde edilmiştir. Osias ve ark. yerleşik bakterilerin Barrett mukozasını kolonize ettiğini ve biyopsi örneklerinin mikroskobik incelemesinde ekilebilir bakterilerin yakın mukozal ilişkisine dayanılarak basitçe geçici olarak bırakılmadığını göstermiştir (21). Macfarlane ve arkadaşları; BE nin varlığı ve bulunmadığı hastalardan üst endoskopide toplanan mukozal biyopsi ve gastrik aspirat örnekleri taramış ve izole edilmiş organizmaları tanımlamak için 16S rrna gen dizilimi kullanmış. BE hastalarında BE olmayan hastalara (11 cinse 23 tür, 7 cinse 12 tür) kıyasla daha geniş bir bakteri serisi izole edilmiş, bu da reflü ile ilişkili BE li hastalarda mikrobiyolojik çeşitliliğin artabileceğini göstermiş (22). Özellikle, Fusobacterium, Neisseria ve Campylobacter dahil olmak üzere birkaç gram-negatif cins, sadece Barrett hastalarında belirlenmiş, kontrollerde izole edilmemiş. Yang ve ark. BE, reflü özofajiti ve kontrolleri olan 34 hastanın kesitsel bir çalışmasında kültürden bağımsız teknikler kullanarak reflü ile ilişkili mikrobiyomu daha kapsamlı bir şekilde tanımladılar (23). Üst gastrointestinal semptomlar (mide ekşimesi, dışkıda gizli kan, bulantı vb.) için endoskopi uygulanan hastaların biyopsi örnekleri gastroözofageal bileşkenin 2 cm üstünden alınmış ve histolojiye göre normal, özofajit veya BE olarak sınıflandırılmıştır. Biyopsilerden gelen 16S rrna gen dizilimi verileri üzerinde denetimsiz kümeleme gerçekleştirildi ve tip I ve tip II olarak kabul edilen iki geniş kategoriden birinde kümelenmiş mikrobiyomları tespit ettiler. Her iki kümede sadece özofagus fenotipleri ile korele olmamasına rağmen, tip I mikrobiyom normal özofagusla daha yakından ilişkili iken, tip II mikrobiyom esas olarak anormal özofagus ile ilişkili imiş. Dolayısıyla, distal özofajitte mikrobiyomun tip I den tip II ye değişmesi, konak fenotipleri ve hastalığın ilerleyişi ile ilişkilidir. Tip I mikrobiyomu, Firmicutes filumunu temsil eden gram pozitif bakterilerin hakimiyeti altındadır. Buna karşılık, tip II mikrobiyomlar phyla Bacteroidetes, Proteobacteria, Fusobacteria ve Spirochaetes teki çok sayıda gram negatif bakteri içermektedir. Streptokok özofageal mikrobiyomda en baskın cins olup, göreceli bolluğu tip I mikrobiyomda (%78.8) tip II mikrobiyomdan (%30) daha belirgin olarak daha yüksektir. Tip II mikrobiyomda, Streptokokun varlığındaki azalma, diğer 24 cinsin nispi bolluğundaki bir artış ile telafi edilir. Özellikle, en belirgin artış, birçoğu gram-negatif anaeroblar veya mikroaerofiller olan ve periodontal hastalık için varsayımsal patojenler olan Veillonella, Prevotella, Haemophilus, Neisseria, Rothia, Granulicatella, Campylobacter, Porphyromonas, Fusobacterium ve Actinomyces i içerir. Genel olarak, gram-negatif bakteri, tip II mikrobiyomun %53.4 ünü, ancak I. tip mikrobiyomun sadece %14.9 unu oluşturmaktadır. Japon hastalarda yapılan benzer bir çalışmada yine zengin reflü ilişkili özofagus mikrobiyomu tespit edilmiş (24). Sağlıklı kontrollerde streptokok en yaygın taksonmuş, Veilonella, Neisseria ve Fusobacterium da dahil olmak üzere gram negatif taksonların çeşitliliği BE de baskın imiş. Normal, reflü özofajiti ve BE hastaları içeren bu çalışma, bağıl türlerin bolluğunun distal özofagusta görülen iltihaplanma ve metaplazi ile total bakteriyel yükten daha fazla ilişkili olduğunu göstermiştir. Amir ve ark. semptomatik non-erozif reflü, reflü özofajiti ve BE hastalarında özofageal skuamöz mikrobiyomu karşılaştırmışlar (25). Özellikle, çalışma öncesi asit-baskılayıcı tedavi alan hastalar hariç tutulmuştur. Çoğunlukla oral flora dan oluşan çeşitli bir mikrobiyom bulmuşlar. Bu çalışma GÖRH li bu gruplar arasındaki mikrobiyom kompozisyonunda istatistiksel olarak önemli farklılıkların bulunmadığını, asidik gastrik reflünün distal özofagus mikrobiyom çeşitliliği ve bileşiminin önemli bir belirleyicisi olabileceğini göstermektedir (25). Gall ve ark.nın yayınladığı yakın tarihli bir çalışmada, bilinen BE li hastalarda birkaç üst gastrointestinal bölgede mikrobiyomu karakterize etmek için 16S pyrosequencing kullanılmıştır (26). Örnekler özofageal skuamoz mukoza, Barrett mukozası, mide korpusu ve mide antrumundan alınmış. Daha önceki çalışmalar gibi Firmicutes, Actinobacteria, Bacteroidetes, Proteobacteria ve Fusobacteria filumlarından oluşan bir özofageal mikrobiyomu tarif etmişler. Kişilerde skuamöz ve Barrett mukozası mikrobiyomu arasında filogenetik çeşitlilik açısından önemli bir fark bulunmamış ve mide antrum mikrobiyomu bitişik korpusa göre BE mikrobiyomuna daha yakından benziyormuş. Türlerin göreceli olarak bolluğu hastalar arasında büyük farklılık göstermiştir ve biyopsi alanları arasında kişi içi değişkenlik her bir bölgedeki kişiler arası karşılaştırmadan daha düşük bulunmuştur (26). Üst Gİ yolunun GÖRH ve ilgili durumlar, BE ve adenokarsinoma için sorumlu mudur? Son dört yıldır GÖRH li bireylerin distal özofagusunda mikrobik ekolojide dengesizlikler olduğunu biliyoruz. Bu mikrobiyal kaymanın bir sonucu, GG 289

hücre yüzeyinde lipopolisakaritler (LPS) veya endotoksin olarak bilinen bir inflamatuvar membran bileşenini barındıran gram-negatif bakterilerin seviyelerinde artıştır (23). Kanserojen metabolitleri sentezleyen hem fırsatçı patojenlerde hem de GÖRH gibi reflü bozuklukları gösteren ve tedavi edilmezse Barrett özofagusu ve üst Gİ kansere ilerleyen mükemmel bir fırtına yaratan gram-negatif bakteri hücrelerinden endotoksin artmasına izin veren bu kombine mikrobik dengesizlikler sayesindedir (27). Bununla birlikte, Amerikan Kanser Araştırmaları Derneği nin (AACR) Clinical Cancer Research Journal da kısa süre önce yayınlanan bu gözden geçirme, yukarıda belirtilen disbiozun iltihap aracılı doku anormalliklerine ve özofageal kansere yol açtığı mekanistik anlayışımızı genişletti (27). Yang ve ark. (28) bakteriyel endotoksinin artmış düzeylerinin doğuştan gelen bağışıklık sistemi toll benzeri reseptör 4 ün (TLR4) uyarımı yoluyla bağışıklık yollarının aktivasyonuna neden olan bir çok pro-inflamatuvar sitokinlerin yukarı doğru düzenlenmesine neden olduğunu ve bunun ardından ana inflamatuvar-gen transkripsiyon faktörü, NF-kB in aktivasyonuna nasıl yol açtığını tartışmışlardır. NF-kB stimülasyonu, artmış inos aktivitesine yol açarak, alt özofageal sfinkterin gevşemesine yol açarak, dengesiz bakteriler ve bunların inflamatuvar membran bileşenleri de dahil olmak üzere mide içeriğinin özofagus mukozasına temasını arttırır. Ayrıca, NF-kB nin siklooksigenaz-2 (COX-2) sentezini artırması yoluyla NF-kB nin mikrobiyal aktivasyonun, dolaylı olarak gastrik boşalmayı geciktirdiği düşünülmektedir. Böylece, zamanla, disbiyotik mikroplardan inos ve COX-2 nin artmış aktivitesi, GÖRH ye yol açan skuamoz epiteldeki inflamatuvar hasarı arttırmada iki kat fazla etkiye sahip olabilir ve eğer uzarsa Barrett özofagusuna yol açar. Yukarıda verilenler göz önüne alındığında, hidroklorik asit (HCl) üretmekle sorumlu hücrelerin proton pompalarının proton pompa inhibitörü (PPI) ilaçlarıyla kapatılmasıyla GÖRH nı gerçekten iyileştirebilir miyiz? Düşük HCl üretimi, disbiyoz gelişimine yol açan ilk faktör olabilirken, HCl nin özofageal epitele karşı ikincil hasarın, dengesiz barsak mikrobiyatasının, özellikle de gram negatif endotoksin barındıran çeşitliliğin bir sonucu olarak sentezlenen inflamatuvar mediatörlerden sağlandığı görülmektedir. Asıl soru, konağın bireysel mikrobiyotası mı hastalık ilerlemesini başlatıyor, yoksa epitel hücre tipindeki değişiklikler ve kalıcı reflünün varlığında bakteri popülasyonlarında değişiklik yapılmasına mı neden oluyor? Gerçekte özofagus mikro çevresindeki değişikliklerin daha sonra özofagus mukozasındaki değişikliklere neden olabilen mikrobiyatadaki değişikliklere neden olduğu yerde bir kompleks etkileşim olması daha olasıdır. Biriken kanıtlar, dengesiz barsak mikrobiyomunun enterik ortamda özofageal mukozal inflamasyon veya tümörigeneze yol açan değişiklikler yarattığını göstermektedir. Bakteri mikrobiyatasının özofagus kanseri oluşumuna katkıda bulunduğu farklı yolları anlamak özofagus kanseri tanısı, önlenmesi ve tedavisi için yeni olanaklar yaratacaktır. Tip II mikrobiyom, klinik pratiğe müdahale için bir belirteç ve önemli bir hedef olabilir. Hastalığın ilerlemesinde reflü özofajitten özofagus adenokarsinomasına kritik bir rol oynadığı ispatlanırsa, tip II mikrobiyomun bir biyobelirteç olarak kullanılması reflü özofajiti ve Barrett özofagusu olan hastaların yüksek riskli grupla düşük riskli gruplara ayrıştırılmasını arttırmaya yardımcı olabilir. Bu, özofagus adenokarsinomasının erken tespiti için bir sürveyans stratejisinin duyarlılığının yanı sıra özgüllüğünü de geliştirecektir. Ayrıca, tip II mikrobiyomdan tip I mikrobiyomuna, seçici antibiyotikler veya probiyotikler kullanılarak geri dönüş yapılarak kanser riski de azaltılabilir. Özellikle, GÖRH nin özofagus adenokanserine yönelik çok basamaklı evrim modelinde özofagus mikrobiyotasının ya da spesifik patojenlerin disbiyozu tarafından oynanacak potansiyel rolün daha net bir şekilde netleştirilmesi ve belirgin olması çok önemlidir, ki bu hala açık değildir. KAYNAKLAR 1. Savage DC. Microbial ecology of the gastrointestinal tract. Annu Rev Microbiol. 1977;31:107 33. 2. Frank DN, St Amand AL, Feldman RA, Boedeker EC, Harpaz N, Pace NR. Molecular-phylogenetic characterization of microbial community imbalances in human inflammatory bowel diseases. Proc Natl Acad Sci U S A. 2007;104:13780 5. 3. Arpaia N, Rudensky AY. Microbial metabolites control gut inflammatory responses. Proc Natl Acad Sci U S A. 2014;111:2058 9. 4. Hollister EB, Gao C, Versalovic J. Compositional and functional features of the gastrointestinal microbiome and their effects on human health. Gastroenterology. 2014;146:1449 58. 290 ARALIK 2017

5. Gill SR, Pop M, Deboy RT, Eckburg PB, Turnbaugh PJ, Samuel BS, et al. Metagenomic analysis of the human distal gut microbiome. Science. 2006;312:1355 9. 6. Pflughoeft KJ, Versalovic J. Human microbiome in health and disease. Annu Rev Pathol. 2012;7:99 122. 7. Eckburg PB, Bik EM, Bernstein CN, Purdom E, Dethlefsen L, Sargent M, et al. Diversity of the human intestinal microbial flora. Science. 2005;308:1635 8. 8. Aagaard K, Petrosino J, Keitel W, Watson M, Katancik J, Garcia N, et al. The Human Microbiome Project strategy for comprehensive sampling of the human microbiome and why it matters. FASEB J. 2013;27:1012 22. 9. Morgan XC, Huttenhower C. Meta omic analytic techniques for studying the intestinal microbiome. Gastroenterology. 2014;146:1437 48. 10. Arumugam M, Raes J, Pelletier E, Le Paslier D, Yamada T, Mende DR, et al. Enterotypes of the human gut microbiome. Nature. 2011;473:174 80. 11. Pei Z, Bini EJ, Yang L, Zhou M, Francois F, Blaser MJ. Bacterial biota in the human distal esophagus. Proc Natl Acad Sci U S A. 2004;101:4250 5. 12. Bik EM, Eckburg PB, Gill SR, Nelson KE, Purdom EA, Francois F, et al. Molecular analysis of the bacterial microbiota in the human stomach. Proc Natl Acad Sci U S A. 2006;103:732 7. 13. Justesen T, Nielsen OH, Jacobsen IE, Lave J, Rasmussen SN. The normal cultivable microflora in upper jejunal fluid in healthy adults. Scand J Gastroenterol. 1984;19:279 82. 14. Relman DA. The human microbiome: ecosystem resilience and health. Nutr Rev. 2012;70:S2 9. 15. Lozupone CA, Stombaugh JI, Gordon JI, Jansson JK, Knight R. Diversity, stability and resilience of the human gut microbiota. Nature. 2012;489:220 30. 16. Dominguez-Bello MG, Blaser MJ, Ley RE, Knight R. Development of the human gastrointestinal microbiota and insights from high-throughput sequencing. Gastroenterology. 2011;140:1713 9. 17. Claesson MJ, Cusack S, O Sullivan O, Greene-Diniz R, de Weerd H, Flannery E, et al. Composition, variability, and temporal stability of the intestinal microbiota of the elderly. Proc Natl Acad Sci U S A. 2011;108:4586 91. 18. LoCascio RG, Desai P, Sela DA, Weimer B, Mills DA. Broad conservation of milk utilization genes in Bifidobacterium longum subsp. infantis as revealed by comparative genomic hybridization. Appl Environ Microbiol. 2010;76:7373 81. 19. Lievin V, Peiffer I, Hudault S, Rochat F, Brassart D, Neeser JR, et al. Bifidobacterium strains from resident infant human gastrointestinal microflora exert antimicrobial activity. Gut. 2000;47:646 52. 20. De Filippo C, Cavalieri D, Di Paola M, Ramazzotti M, Poullet JB, Massart S, et al. Impact of diet in shaping gut microbiota revealed by a comparative study in children from Europe and rural Africa. Proc Natl Acad Sci U S A. 2010;107:14691 6. 21. Osias GL, Bromer MQ, Thomas RM, et al. Esophageal bacteria and Barrett s esophagus: a preliminary report. Dig Dis Sci. 2004; 49(2):228 36. 22. Macfarlane S, Furrie E, Macfarlane GT, Dillon JF. Microbial colonization of the upper gastrointestinal tract in patients with Barrett s esophagus. Clin Infect Dis. 2007; 45(1):29 38. 23. Yang L, Lu X, Nossa CW, Francois F, Peek RM, Pei Z. Inflammation and intestinal metaplasia of the distal esophagus are associated with alterations in the microbiome. Gastroenterology. 2009; 137(2):588 97. 24. Liu N, Ando T, Ishiguro K, et al. Characterization of bacterial biota in the distal esophagus of Japanese patients with reflux esophagitis and Barrett s esophagus. BMC Infect Dis. 2013; 13:130. 25. Amir I, Konikoff FM, Oppenheim M, Gophna U, Half EE. Gastric microbiota is altered in oesophagitis and Barrett s oesophagus and further modified by proton pump inhibitors. Environmental microbiology. 2014 Sep;16(9):2905-14. 26. Gall A, Fero J, McCoy C, et al. Bacterial Composition of the Human Upper Gastrointestinal Tract Microbiome Is Dynamic and Associated with Genomic Instability in a Barrett s Esophagus Cohort. PLoS One. 2015; 10(6):e0129055. 27. Pei Z, Yang L, Peek RM, Jr Levine SM, Pride DT, Blaser MJ. Bacterial biota in reflux esophagitis and Barrett s esophagus. World J Gastroenterol 2005;11(46):7277-7283 28. Yang L, Francois F, Pei Z. Molecular Pathways: Pathogenesis and clinical implications of microbiome alteration in esophagitis and Barrett s esophagus. Clinical Cancer Research. 2012; 18(4). GG 291