DIŞ TİCARETTE GİRİŞİMCİLİK

Benzer belgeler
EIS526-H02-1 GİRİŞİMCİLİK (EIS526) Yazar: Doç.Dr. Serkan BAYRAKTAR

İŞL 203U YENİLİK YÖNETİMİ

T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 3275 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2138 HAVACILIK EMNİYETİ

Girişimciliğin Fonksiyonları

EIS526 -H01-1 GİRİŞİMCİLİK (EIS526) Yazar: Doç.Dr. Serkan BAYRAKTAR

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

BLM2051 SEMİNER DERSİ NOTLARI Hazırlayan: Dr.Öğr.Üyesi Yunus Emre SELÇUK Sunan: Dr.Öğr.Üyesi Zeyneb KURT GİRİŞİMCİLİK

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

İÇİNDEKİLER SAYFA NO ÖNSÖZ IX GİRİŞ.. XI

Bilgi Toplumunda Sürekli Eğitim ve Yenilikçi Eğitimci Eğitimi

R KARLILIK VE SÜRDÜRÜLEB

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2

GİRİŞİMCİLİK. Nedir? Nasıl Girişimci olunur?

Alabalık ÜretimindePazarlama Sorunları ve Çözüm Önerileri

ERDOĞAN YÜKSEL KOSGEB Çanakkale Müdürü

TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

1.Girişimcilik Kavramı, Çeşitleri ve Girişimcilikte Etik. 2.Girişimciliğin Ekonomik, Toplumsal Kültürel Temelleri

ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ ENERJİ TÜKETİMİ

Tanışalım, Kaynaşalım GİRİŞİMCİLİK. Arzu Akalın GİRİŞİM GİRİŞİMCİLİK GİRİŞİM? GİRİŞİM NEDİR?

Orta Karadeniz Bölgesel İnovasyon Stratejisi

ÜSİMP 2013 Altıncı Ulusal Kongresi, Mayıs 2013, Düzce Üniversitesi

ELEKTRONİK TİCARET (OSP254) Yazar: Öğr.Gör. Hakan TUNAHAN S1

İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ İŞLETME BÖLÜMÜ DERS BİLGİ PAKETİ Dersin Kodu / Adı İŞL 104/ YÖNETİM VE ORGANİZASYON 1. Sınıf Bahar Dönemi

Giriş Bölüm 1. Giriş

SAĞLIKLI ŞEHİR YAKLAŞIMI

YENİ HÜKÜMET PROGRAMI EKONOMİ VE HAZIR GİYİM SEKTÖRÜ İÇİN DEĞERLENDİRME EKONOMİ VE STRATEJİ DANIŞMANLIK HİZMETLERİ 30 KASIM 2015

İSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDAL BAHÇIVAN IN KONUŞMASI

H1. GİRİŞ VE TEMEL KAVRAMLAR 1.1. Girişimcilik

Türkçe'de daha çok yenilik olarak kullanılan, Latince innovatus'tan türetilen, İngilizcede innovation sözcüğü karşılığında inovasyon kelimesi

YÖNETİCİ YETİŞTİRME VE GELİŞTİRME EĞİTİM PROGRAMI İÇERİĞİ

DIŞ TİCARETTE KÜRESEL EĞİLİMLER VE TÜRKİYE EKONOMİSİ

Girişimcilik GİRİŞİMCİLİK. Ders 01. ŞENYURT / 1

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI

1.Yönetim ve Yönetim Bilimi. 2.Planlama. 3.Örgütleme. 4.Yöneltme. 5.Denetim. 6.Klasik Yönetim. 7.Neo-Klasik Yönetim. 8.Sistem ve Durumsallık Yaklaşımı

Düzce Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ve ilgili mekanizmaların vizyonu, Bölgesel, ulusal ve

İÇİNDEKİLER. Contents I. KISIM İŞLETMECİLİK İLE İLGİLİ TEMEL BİLGİLER

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

Eğitimin Ekonomik Temelleri

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK: YEŞİL BİNALAR & NANOTEKNOLOJİ STRATEJİLERİ. Muhammed Maraşlı İMSAD-UNG Çalışma Grubu Üyesi

İŞLETME POLİTİKASI (Stratejik Yönetim Süreci)

YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ DORA KİTABEVİ, EYLÜL 2018, 302 SAYFA

YÖNT 101 İŞLETMEYE GİRİŞ I

Yeşil Kitap Çerçeve, Temel Bulgular ve Politika Önerileri

HAZİRAN 2016 Gebze Ticaret Odası Ticaret Bölümü

Isuzu Garaj (Kurum İçi Girişimcilik ve İnovasyon Takımı Kurulumu)

Girişimcilik Kavramı ve Özellikleri GİRİŞİMCİLİK VE KÜÇÜK İŞLETME YÖNETİCİLİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120

KAMU YÖNETİMİNDE ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR

VERİ YAPILARI VE PROGRAMLAMA (BTP104)

Fikirden Girişime EN HIZLI YOL

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

EĞİTİM VE ÖĞRETİM 2020 BİLGİ NOTU

GİRİŞİMCİLİK. Dr. İbrahim Bozacı. Örnekler ve İş Planı Rehberli. Kırıkkale Üniversitesi, Keskin Meslek Yüksek Okulu Öğretim Üyesi.

SPORDA STRATEJİK YÖNETİM. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

Türkiye de işsizler artık daha yaşlı

Dış Paydaş Toplumsal Katkı Araştırması Anketi Sonuçları

Türkiye Makine ve Teçhizat İmalatı Meclisi

SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ II

İŞLETMELERİN EKONOMİDEKİ ÖNEMİ IMPORTANCE OF ENTERPRISES IN THE ECONOMY

İşletmenin temel özellikleri

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

TÜRKİYE DE MESLEKİ EĞİTİM

T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü. Kümelenme Destek Programı

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

ELEKTRONİK İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ (ELECTRONIC HUMAN RESOURCES MANAGEMENT) E- İKY / E- HRM (I)

CAL 2302 ENDÜSTRİ SOSYOLOJİSİ. 9. Hafta: Post-Endüstriyel Toplumlarda Emek

VERİ YAPILARI VE PROGRAMLAMA

İçindekiler kısa tablosu

«KUŞAK VE YOL» VİZYONU

Editörler Prof.Dr.Mustafa Talas & Doç.Dr. Bülent Şen EKONOMİ SOSYOLOJİSİ

VERİ YAPILARI VE PROGRAMLAMA

Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu 28. Toplantısı. Yeni Kararlar

Rekabet üstünlüğü, bıçaklarla yapılan bir kavgada, bir tabancaya sahip olmak gibidir.

KONYA OTOMOTİV YAN SANAYİ İŞ KÜMESİ

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

HALKLA İLİŞKİLER (HİT102U)

KOBİ EĞİTİMLERİ HALİM ALTINIŞIK GÜVENLİK-KİŞİSEL GELİŞİM-YÜZ OKUMA UZMANI

İKTİSAT ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS

KOSGEB DESTEKLERİ NEVŞEHİR TİCARET VE SANAYİ ODASI

PROJE YAPIM VE YÖNETİMİ İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ ŞEYMA GÜLDOĞAN

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

Ekonomi II. 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL

Örgütsel Yenilik Süreci

Doç. Dr. Arzu ÜLGEN AYDINLIK

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

Küresel Rekabetin ARGE ve İnovasyon Boyutu

AB 2020 Stratejisi ve Türk Eğitim Politikasına Yansımaları

2010/8 SAYILI ULUSLARARASI REKABETÇİLİĞİN GELİŞTİRİLMESİ DESTEĞİ T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI

Girişimcilik. Dr. Yıldız

Sürdürülebilir Büyümeyi Hızlandırmak için... KOBİ DÖNÜŞÜM GELİŞİM PROGRAMI

ONBĠRĠNCĠ BÖLÜM BÜYÜME, KALKINMA VE YOKSULLUKLA MÜCADELE

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

HALKLA İLİŞKİLERİN AMAÇLARI

Transkript:

T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 2480 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 1451 DIŞ TİCARETTE GİRİŞİMCİLİK Yazarlar Yrd.Doç.Dr. Emre Ozan AKSÖZ (Ünite 1, 6) Doç.Dr. Funda Rana ÖZBEY ADAÇAY (Ünite 2, 4) Yrd.Doç.Dr. Rıdvan KOZAK (Ünite 3) Yrd.Doç.Dr. Ethem ESEN (Ünite 5, 7) Yrd.Doç.Dr. Hasan BAKIR (Ünite 8) Editör Doç.Dr. Fatih TEMİZEL ANADOLU ÜNİVERSİTESİ i

Bu kitabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Üniversitesine aittir. Uzaktan Öğretim tekniğine uygun olarak hazırlanan bu kitabın bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan izin almadan kitabın tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayıt veya başka şekillerde çoğaltılamaz, basılamaz ve dağıtılamaz. Copyright 2012 by Anadolu University All rights reserved No part of this book may be reproduced or stored in a retrieval system, or transmitted in any form or by any means mechanical, electronic, photocopy, magnetic, tape or otherwise, without permission in writing from the University. UZAKTAN ÖĞRETİM TASARIM BİRİMİ Genel Koordinatör Doç.Dr. Müjgan Bozkaya Genel Koordinatör Yardımcısı Doç.Dr. Hasan Çalışkan Öğretim Tasarımcıları Yrd.Doç.Dr. Seçil Banar Öğr.Gör.Dr. Mediha Tezcan Grafik Tasarım Yönetmenleri Prof. Tevfik Fikret Uçar Öğr.Gör. Cemalettin Yıldız Öğr.Gör. Nilgün Salur Kitap Koordinasyon Birimi Uzm. Nermin Özgür Kapak Düzeni Prof. Tevfik Fikret Uçar Öğr.Gör. Cemalettin Yıldız Grafiker Gülşah Yılmaz Dizgi Açıköğretim Fakültesi Dizgi Ekibi Dış Ticarette Girişimcilik ISBN 978-975-06-1149-0 2. Baskı Bu kitap ANADOLU ÜNİVERSİTESİ Web-Ofset Tesislerinde 3.000 adet basılmıştır. ESKİŞEHİR, Temmuz 2013 ii

İçindekiler Önsöz... iv 1. Ekonomide Girişimcilik ve Girişimciliğin Fonksiyonları. 2 2. Girişimcilik Türleri ve Dış Ticarette Girişimcilik... 28 3. Dış Ticarette Girişim Olanakları ve Bir Dış Ticaret Şirketinin Kuruluşu... 58 4. Dış Ticaret İle İlgili Meslekler... 84 5. Nasıl İhracatçı Olunur? Nasıl İthalatçı Olunur?... 116 6. Dış Ticaret İle İlgili Mesleki Örgütler ve Girişimciye Yönelik Katkıları... 150 7. Dış Ticaretin Girişimciler Tarafından Organizasyonu, Uluslararası Tedarik Zinciri... 180 8. İş Planı, Fizibilite Raporu ve Değerleme Yöntemleri... 204 Sözlük... 233 iii

Önsöz Dış Ticaret, ülkeler arasındaki rekabetin tüm çıplaklığı ve tüm şiddeti ile gözlenebildiği bir alandır. Dış ticarette başarılı olmanın pek çok ön koşulu sıralanabilir. Bunlar arasında bir tanesi vardır ki, bu konuda ön alanların başarısı tartışmaya yer bırakmamaktadır. Dış Ticarette donanımlı girişimcilere sahip ülkelerin küresel rekabette önemli avantajları olmaktadır. Dış ticarette çok sayıda değişken ile ilgili kararlar alması ve uygulaması gereken girişimcilerin bu karmaşık uluslararası ticaret iklimine hazırlıklı olmaları gerekmektedir. Ülkelerin girişimcilerini uluslararası rekabette yalnız bırakmamak ve ellerini güçlendirmek amacıyla geliştirdikleri çok sayıda teşvik programı bulunmaktadır. Bu kapsamda finansmandan, vergilemeye uzanan bir yelpazede destekler yer almaktadır. Bu tür olanaklardan yararlanmak için öncelikle farkında olmak gereklidir. Yerel düzeydeki organizasyonların uluslararası bağlantılarının ilişkilerinden yararlanmak için bu tür organizasyonların bir parçası olmaya ihtiyaç vardır. Girişimde bulunmadan önce, anılan konularda hazırlık yapabilmek ve bu sayede etkin bir yol haritası oluşturabilmek önem taşımaktadır. Dış Ticarette Girişimcilik kitabı bu alanda öğrenim gören öğrencilere ve diğer okurlarına önemli bir kaynak ve yol gösterici olarak tasarlanmıştır. Bu amacın en üst düzeyde gerçekleşmesi dileği ile okurla buluşmasında emeği olanlara saygı ve şükranlarımızı sunarız. Editör Doç.Dr. Fatih Temizel iv

ARKA KAPAK YAZISI Girişimcilik, gelişmekte olan ülkelerin en değerli sermayesidir. Ticaretin küreselleşmesi, girişimciliğin de dış ticaret alanında kendini daha çok göstermesine olanak sağlamaktadır. Dış ticaret alanında girişimcilerin yeteneklerini gösterebilecekleri fırsatların sayısı çok daha fazladır. Bu durum, beraberinde yönetilmesi gereken değişkenleri de artırmaktadır. Riskler ve fırsatlar, dış ticarette yerel ticaret ile kıyaslanamaz düzeylere ulaşmaktadır. Dış ticarette işlem hacimlerinin genellikle daha büyük olması nedeniyle girişimcilerin ölçek ekonomisinden fayda sağlama olanaklarının bulunduğu belirtilmelidir. Bu kitap ile dış ticaret alanında girişimde bulunmayı hedefleyenlere büyük kolaylık sağlayabilecek bilgiler bir arada sunulmaktadır. Dış ticaretin ithalat ve ihracat olmak üzere iki boyutu bulunmaktadır. Ülkemizin cari açık problemi göz önüne alındığında insanımızın ihracat konusuna daha fazla ağırlık vermesinin ülke ekonomisi açısından da faydalı olacağı açıktır. Bu bakış açısı ile kitap incelendiğinde dış ticaret girişimcileri açısından bir tür yol haritası olduğunu ifade etmek yanlış olmayacaktır. v

1 Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; Ekonomide girişimcilik kavramını tartışabilecek, Ekonomi ve girişimcilik arasındaki ilişkiyi tartışabilecek, Girişimcilik özellikleri ve girişimci olmaya iten faktörleri açıklayabilecek, Başarılı bir girişimci olmak için gereken özellikleri açıklayabilecek, Genel ve çağdaş girişimcilik fonksiyonlarını açıklayabilecek, Girişimcilikte Proaktif Kişiliği açıklayabilecek, Çağdaş girişimciliğin desteklenmesi için yapılması gerekenleri açıklayabilecek bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz. Anahtar Kavramlar Ekonomi Girişimciliğin Fonksiyonları Ekonomide Girişimcilik Proaktif Kişilik Girişimcilik İçindekiler Giriş Ekonomide Girişimcilik Kavramı Ekonomi İle Girişimcilik Arasındaki İlişki Girişimcilik Özellikleri ve Girişimci Olmaya İten Faktörler Girişimcilik Fonksiyonları Çağdaş Girişimcilik Fonksiyonları 2

Ekonomide Girişimcilik ve Girişimciliğin Fonksiyonları GİRİŞ Fransızca entrepreneur kelimesinden gelen girişimci terimi günümüze kadar farklı sektörlerde ve farklı açılardan ele alınmıştır. Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş ile birlikte girişimcilik daha büyük bir önem kazanmıştır. Girişimcilik ile ilgili olarak yakın zamana kadar özellikle tanımlardaki belirsizlik göze çarpmaktadır. Bunun temel nedenleri arasında, girişimcinin bir yönetici olarak düşünüldüğü ve değerlendirildiği dönemler ile Avrupa ekonomisinde girişimciliğe engel olan feodal sistemi sayabiliriz. Girişimcilik kavramı özelikle bu anlayışlar nedeniyle ekonomi bilimi tarafından uzun süre yeterli rağbeti görmemiştir. Son dönemlerde bahsedilen anlayış günümüz koşullarından dolayı değişmeye başlamıştır. Küreselleşme süreci ile önemi giderek artan ve ekonomide ağırlıklı bir yere sahip olan girişimcilik, aynı zamanda rekabet edebilme niteliklerinin güçlendirilmesine yardımcı olmaktadır. Günümüz ekonomik sistemlerinde, girişimcilik anlamında üst seviyelerde olan toplumların kalkınmışlık düzeyinin de yüksek olduğunun görülmesi girişimciliğin ekonomideki önemini göstermektedir. Bu anlamda bakıldığında; içinde bulunduğumuz modern dünyada girişimcilik kavramının önemi ekonomik kalkınma anlamında da giderek artmaktadır. Özellikle 2000 li yıllardan sonra, girişimcilik ve ekonomi kavramları birbirlerinden ayrı olarak düşünülmeyen kavramlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durumu girişimcilik ile ilgili yapılan tanımlarda da görmek mümkündür. Girişimcilerin ekonomik değişimlerin birer temsilcisi olarak adlandırılmaları ve girişimciliğin teşvik edilmesi ile ekonomik gelişme arasında bir ilişkinin olması bu tanımlara verilebilecek en uygun örneklerdir. Ekonomik anlamda girişimciliğin atağa geçtiği bir dönem olan günümüz ekonomik düzeninde, girişim hürriyeti anlayışı, modern girişimciliğin en önemli hamlesidir. Bu hamle ile birlikte ekonomistlerin, girişimciliğin ve girişimcilerin serbest piyasa ekonomisinin gelişimine yaptıkları katkıların önemini her ortamda dile getirdikleri bilinmektedir. Serbest piyasa ekonomisi içinde girişimcilik farklı bir konuma ulaşmıştır. Bu konumun girişimciliğe bazı sorumluluklar getirdiği söylenebilir. Bu sorumlulukların bazıları çevreye duyarlılık, piyasa mekanizması içerisinde fark edilerek yakalanan fırsatların üretim yatırımlarına dönüştürülmesi ve sürdürülebilir olmasıdır. Bu sorumluluklar girişimcilik fonksiyonu adı altında yer almaktadır. Daha önceleri girişimciliğin; yenilikler, yeni fırsatlar, yaratıcılık ve bu özelliklerin sürdürülebilir özelliklere sahip olması gibi çağdaş ve modern topluma uygun fonksiyonları yoktu. Bu özellikler kendi doğası gereği çağdaş girişimciliği ortaya çıkarmıştır. Bu anlamda bakıldığında, çağdaş girişimcilik ile girişimcilik fonksiyonları da değişkenlik göstermeye başlamıştır. Girişimciliğin fonksiyonları içinde, teknik, yönetsel ve bireysel beceriler yer almaktadır. Girişimciliği diğer yönetsel alanlardan ayıran teknik, yönetsel ve bireysel becerilerin günümüz şartlarında durağan bir yapıda olmadığı ve bu nedenle sürekli olarak girişimcinin gündemi takip ederek bu becerilerini geliştirmesi gerektiği açıktır. Bir ülkede emek, sermaye, doğa gibi üretim faktörleri nasıl sınırlı ise sanayileşme ile birlikte üretim faktörü niteliği kazanan girişimciler de sınırlıdır. Toplumda her bireyin iş kurma ve girişimde bulunma gibi bir arzusu olduğunu düşünmek mümkün değildir. Bu anlamda, ülke politikalarında, girişimciliği geliştirmek ve desteklemek gerekmektedir. Girişimciliği geliştirmek ve desteklemek demek yalnızca girişimcilerin önlerindeki engelleri kaldırmaya çalışmak onlara sermaye ve kaynak sağlamak demek değildir. Girişimcilerin ülke ekonomisi içindeki yerlerinin önemini bilerek ve onları ekonomik yaşam içerisinde etkin yerlerde görebilmek için istikrarlı politikalar ve yasalarla destelemek gerekmektedir. Bu bağlamda, ekonomi ile girişimcilik arasındaki ilişkinin ve kapsadığı alanın iyi bilinmesi gerekmektedir. Bu ünitede ekonomi ile girişimcilik arasındaki ilişki ve girişimciliğin ve çağdaş girişimciliğin fonksiyonları ve girişimcileri desteklemek için yapılması gerekenler üzerinde durulacaktır. 3

EKONOMİDE GİRİŞİMCİLİK KAVRAMI Girişimcilik kelimesi, ekonomik yazında ilk kez 1730 larda Fransa da yaşayan İrlandalı ekonomist Richard Cantillon tarafından kullanılmıştır. Cantillon a göre girişimcilik, henüz belirginleşmemiş bir bedelle satılmak üzere üretim girdilerini ve hizmetlerini satın almak ve üretmek anlamına gelmektedir. Cantillon dan sonra Jean Baptise Say, girişimcinin risk üstlenmesi kadar üretim girdilerini örgütleme ve yönetme niteliğine sahip olması gereği üzerinde durmuştur. A.Schumpeter ise girişimcinin yenilikçi ve dinamik olma özelliğini, ekonomik kalkınmada, insan kaynaklarının temel yapı taşlarından birisi olarak vurgulamış, girişimciyi toplumda değişimi yaratacak kişi olarak görmüştür. 18.yüzyıldan günümüze kadar girişimcilik çeşitli evrelerden geçmiştir. Girişimciliği karar verici rolü ile öne çıkaran Cantillon- Say-Schumpeter e kadar uzanan düşünsel evrim çizgisi, hâkim ekonomi konusundaki Neoklasik ekonomi içinde başlarda yaygın bir kabul görmemiştir. 20. yüzyılın başlarında yayınlanan The Theory of Economic Development (İktisadi Kalkınma Teorisi) adlı eseri ile Schumpeter, girişimcilik kavramının ekonomi teorisine katılmasına önemli katkıda bulunmuştur. Schumpeter e göre girişimcilik sadece bilinen üretim faktörlerini bir araya getirme göreviyle sınırlı değildir. Aynı zamanda yenilik yapma özelliğine de sahip olması gerektiğini savunmuştur. Girişimci karar alan, beklentiler oluşturan, belirsizliklerle karşılaşan, zorlukların üstesinden gelmek isteyen kişidir. EKONOMİ İLE GİRİŞİMCİLİK ARASINDAKİ İLİŞKİ Ekonomik açıdan bakıldığında, insan hayatını sürdürmek için gerekli mal ve hizmetlerin sürekli olarak üretilmesi gerekmektedir. Bilindiği gibi, insanlar bireysel olarak mal ve hizmetleri üretemediklerinden bu mal ve hizmetlerin üretimi işletmeler aracılığıyla gerçekleşmektedir. Üretimin gerçekleşebilmesi için işgücü, doğal kaynak ve sermaye gibi üretim faktörlerine ihtiyaç vardır. Bu anlamda, girişimci ise dördüncü üretim faktörü olarak karşımıza çıkmaktadır. Girişimcinin bu faktörleri bir araya getirerek üretim faaliyetlerini gerçekleştirmesi gerekmektedir. Günümüzde, özellikle gelişmiş ülkelerde her yıl milyonlarca iş fikri ortaya çıkmakta ve bunların çoğu girişim olarak kurulmaktadır. Bu girişimler zamanla büyüyerek geleceğin dünya şirketlerinin temelini oluşturmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, girişimciliğin ekonomi için öneminin oldukça önemli boyutlarda olduğu söylenebilir. Girişimciliğin ekonomik açıdan ön plana çıkan unsurları aşağıda sıralanmıştır: İşsizlik sorununa önemli bir çözüm olanağı sunmaktadır. Ekonomik büyümede en etkin rollerden birine sahiptir. Yeni endüstrilerin doğmasına yol açmaktadır. Teknolojileri kullanan sektörlerde verimliliği artırmaktadır. Hızla büyüyen sektörler yarattığı için ekonomik büyümeyi hızlandırmaktadır. Girişimci, ekonomik kaynakların düşük üretkenlik alanlarından yüksek verimlilik alanlarına aktarılma sürecinde baş aktördür. Girişimci yeni düşüncelerin yaratılması, yayılması ve uygulanmasını hızlandırmaktadır. Yukarıdaki maddeler ışığında, girişimcilik ile ekonomi arasında yakın bir ilişki olduğu ve girişimciliğin ekonomik gelişmenin içerisinde ve ekonomik kalkınmada önemli bir yer teşkil ettiğini söylemek mümkündür. Özellikle gelişmekte olan ülkelerin ilerlemesi ve gelişmesi girişimcilerin sayısının çokluğuna bağlıdır. Girişimciliğin ekonomik gelişme ile ilişkisini ortaya koyan bir araştırmaya göre, G7 ülkelerinde (Amerika, İngiltere, Japonya, İtalya, Almanya, Fransa ve Kanada) ekonomilerin yıllık büyüme oranları ile girişimcilik düzeyi arasında güçlü bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Günümüzde hızla değişen teknolojik gelişmeler ve küreselleşmenin etkileri ekonomik değişimin temel sürükleyicileri olarak karşımıza çıkmaktadır. Gelişmiş ülkelerde bilgi temelli ekonomiye doğru hızla bir geçiş ile girişimcilik kavramı önemini arttırmıştır. Gerek küçük gerekse büyük işletmelerde girişimcilik ekonomik anlamda farklı şekillerde kendini göstermektedir. Girişimcilik, kaynaklardan daha çok fırsatlarla ilgilenen bir davranış türüdür. Bu davranış türü, hem küçük, hem de büyük işletmelerde ortaya çıkabilir. Küçük işletmeler, girişim için araçtırlar, gelir ve iş verme kaynağıdırlar. Küçük işletmelerde genellikle bir kişi 4

veya küçük bir grup işletme hakkındaki kararları ve işletmenin geleceğini şekillendirmektedir. Küçük işletmelerde işletme sahibi ya da yöneticisi, kendi adları altında veya tescilli bir ticaret unvanıyla faaliyet gösterebilir ve işin denetleyicisi ve yöneticisi konumunda olabilir. Bununla birlikte, tüm borç ve yükümlülükler kendisine aittir. Küçük işletmelerin yöneticileri çoğunlukla o işletmelerin sahipleridir. Küçük işletme sahipleri hem özel durum riski ile karşı karşıyadır, hem de piyasa riskine karşı büyük işletmelere göre daha duyarlıdırlar. Bu nedenle küçük işletme sahiplerini girişimci olarak nitelemek mümkündür. Büyük işletmeler için ise durum farklıdır. Büyük işletmelerde işletme sahipleri ve işletme yöneticileri farklı rollere sahiptir. Ekonomilerde teknoloji ile birlikte gelen değişim küçük işletmelerin ve beraberinde girişimciliğin önemini artırmıştır. Girişimcilik, sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçerken daha fazla önem kazanmıştır; çünkü artık insanın fiziksel gücü yerine fikri emeğinin ekonomik açıdan daha değerli olduğu kabul edilmektedir. Girişimcilik, aynı zamanda ülke ekonomisinin gelişmesinde vazgeçilmez unsurlardan birisidir. Yukarıdaki açıklamaların sonucunda, ekonomik büyümede girişimciliğin önemi daha net anlaşılmaya başlanmıştır. Bu bağlamda, ekonomide girişimcilik konusunu gerek teorik, gerekse uygulamalı olarak ele almak gerekir. Girişimciliği ekonomik açıdan ön plana çıkaran unsurlar nelerdir? Bu unsurlar dikkate alındığında girişimcilik ile ekonomi arasında nasıl bir ilişki vardır? Ekonomi ile Girişimcilik Arasındaki İlişkinin Teorik Çerçevesi Ekonomi ile girişimcilik arasındaki ilişki eskilerden beri araştırılan ve merak edilen bir konudur. Çalışmaların çok büyük bir çoğunluğu, girişimci sayısının artması ile ekonomide büyüme arasındaki doğru orantılı bir ilişki olduğunu tespit etmişlerdir. Girişimci yenilik faaliyetlerini kendine görev edinirken yeni kâr fırsatları oluşturma arayışındadır. Bu fırsatlar verimlilik artışının bir nedeni veya sonucu olabilir. Her iki durumda da girişimcilik ile ekonomik büyüme arasında doğru orantılı bir ilişki vardır. Girişimcilerin artması ekonomik büyümeyi artırır, ekonomik büyümenin artması da girişimcilere yeni fırsatlar sağlayarak yeni girişimcilerin ortaya çıkmasına neden olur. Bu süreç kendi kendini beslemektedir. Daha öncede belirtildiği gibi; girişimcilik özellikle 20. yüzyılın ortalarından beri ekonomiyle iç içe geçmiştir. Araştırmacılar, girişimciliğin ortaya çıkışını da üç faktöre bağlamışlardır. Genel kabul gören bu üç faktör aşağıda yer almaktadır: 1980'lerden itibaren pazar ekonomisine bağlı olarak ilginin makro ekonomiden mikro ekonomiye kayması ve iş dünyasında girişimciliğin öneminin artması, Endüstriyel işgücü talebinin daralması ve işsizlerin yeni işler kurarak kendilerine ve ekonomiye iş olanağı sağlamaları ve böylece ekonomik büyümenin önemli kaynağı haline gelmeleri, İş dünyasında ayakta kalmak için değişimi ve yeniliği kabul etmenin, fark etmenin ve rekabette avantaj olarak kullanmanın gereğidir. Yukarıdaki üç faktörü özetlersek; girişim, yeni iş alanları oluşturma, rekabet edebilme ve ekonomik büyümeyi sağlama aracıdır. Girişimciliğin diğer katkıları ise; yeni kaynaklarla, yeni teknolojilerle toplumu tanıştırması ve böylece daha önce kullanılmayan ya da daha az kullanılan kaynakları ekonomiye kazandırmasıdır. Bunun sonucu olarak, kullanılmakta olan üretim araçlarının ve mevcut girdilerin değişik biçimlerde kullanılmasıyla üretim arttırılmış olur. Artan üretim ile ülke ekonomisine istihdam, büyüme ve kalkınma anlamında doğrudan katkı sağlanmış olur. Ekonomi teorisinin en önemli konularından olan istihdam yaratma, büyüme ve kalkınma sorunlarına tarihsel açıdan bakılırsa, girişimcilik kadar bu soruna çözüm üreten başka bir kavramın olmadığı görülür. Bu açıdan bakıldığında, ekonomistlerin girişimciliğe büyük önem verdiklerini söylemek mümkündür. Aşağıda ekonomistlerin girişimciliğe bakışlarını gösteren Tablo 1 yer almaktadır: 5

Tablo 1.1: Ekonomistlerin Girişimcilik Teorisine Bakışları Richard Contillon Jean-Baptiste Say Alfred Marshall Adam Smith ve David Ricardo Joseph Schumpeter Israel Krizner Giffort Pinchot; Ekonomistlerin Girişimciliğe Bakışları Risk alan Verimli süreç ve üretimleri planlayan Yaratıcı bir kavrayışla ihtiyaçları karşılayan Yöneten Sermaye sağlayan Değişime tepki veren ve ekonominin itici gücü Yenilikçi Modern girişimcilik Yaratıcı - yıkıcı Fırsatları değerlendiren Yeni dengeler kuran İç girişimcilik Kaynak: Bjerke, Hultman, 2002: 50. Daha önce de belirtildiği gibi, ekonomide girişimcilik kavramında ilk yaklaşım Richard Cantillon (1680 1734) tarafından yapılmıştır (Tablo 1.1). Cantillon a göre girişimci, işletme faaliyetlerini yerine getirirken belirsizlikle yüz yüze kalan kişidir. Girişimci herhangi bir malı belli bir fiyattan ve belli bir miktarda satın almaktadır. Bunun yanında, satacağı fiyat ve miktar belirsizdir. Richard Cantillon a göre, girişimcinin risk alan bir özelliğe sahip olması ekonominin gelişmesi anlamında önemlidir. Aynı dönemde İngiltere'de gerçekleşen Endüstri Devrimi de girişimcilerin risk alması ve kaynakları dönüştürmesiyle sağlanmıştır. 1755 yılında Cantillon ın ölümünden 25 yıl sonra basılan Ticaretin Genel Doğası Üzerine Denemeler adlı eserinde Cantillon, özellikle girişimcinin risk üstelenen kişi ve sermaye tedarik eden kişi olmasına dikkat çekmiştir. Diğer bir ekonomist, Jean Baptise Say ise, girişimciliğin ekonomi için önemini girişimciliğin üretim faktörlerinden biri olarak tanımlayarak ortaya koymuştur. Say a göre girişimcilik; işgücü, sermaye ve doğal kaynakları koordine etme görevini üstlenmektedir. Böylece üretim faktörleri tanımı genişlemiştir. Say, girişimci sayesinde toplumun ihtiyaçlarının karşılandığını söylemektedir. Girişimci, işgücü, sermaye ve doğal kaynakları koordine ederek üretimin gerçekleşmesini sağlamaktadır. Böylece, almış olduğu riskin karşılığı olarak üretimden payını kâr olarak almaktadır. Say, girişimcilik ile yöneticilik işlevlerini birbirinden ayırmıştır. Alfred Marshall ise, Neo- Klasik okulun en önemli öncülerinden biri olup; ekonomide girişimcinin önemli bir rol oynadığının farkında olmasına rağmen, girişimcinin fonksiyonunu asla açık bir şekilde belirtmemiştir. Bunun yanında, girişimcileri; koordinatörlük ve yenilikçilik gibi çeşitli rollerle tanımlamıştır. Marshall a göre girişimcinin rolü mal ve hizmet üretmek ve bunun yanında maliyetleri en aza indirmeye yarayacak yeni yöntemler bularak, yeni fırsatlar arayarak yenilikler sunmaktır. Girişimci, firma içerisindeki bütün sorumluluğu üstlenerek kontrol fonksiyonunu yerine getirecektir. Girişimci üretimi yönlendirecek, iş riskini üstlenecek, sermaye ve işgücünü koordine edecek kişidir. Adam Smith ve David Ricardo, girişimciyi, ticari amaçla örgütün oluşumunu üstlenen birey olarak tanımlamıştır. Smith ve Ricardo ya göre, arz yönlü piyasa ekonomisinin itici gücü girişimcidir. Girişimci, ekonomik değişime tepki vermekte ve talebin arza dönüşmesini sağlayan bir güç olarak ekonomide önemli bir rol oynamaktadır. Modern girişimcilik düşüncesi ise, Joseph Schumpeter tarafından ortaya atılmıştır. Schumpeter, yenilikçi olarak gördüğü girişimciyi sadece bağımsız işadamları olarak değil, aynı zamanda bağımlı çalışan yöneticiler olarak da tanımlamıştır. Schumpeter e göre, girişimci, yeni oluşumlar geliştiren ve bu eylemi sürdüren herkes için söylenebilir. Yeni iş kuran herkes girişimcidir, ancak girişimciliği sürdürmek için her zaman girişimci ruha sahip olmak gerekmektedir. Israel Kirzner'e göre, girişimciler durağanlığı engelleyen ve yeni pazar arayışları içinde olan ve fırsatları değerlendiren bireylerdir. Avusturyalı bir iktisatçı olan Kirzner, 1973 deki Competition and Entrepreneurship adlı çalışmasında, tam bilgi ve denge fiyat varsayımlarını sorgulayarak Neo-Klasik dünyaya sert bir eleştiri sunmuştur. Kirzner, dengenin varlığı hakkında Neo- Klasik iktisatla uyuşmamaktadır; çünkü tam bilgi varsayımına inanmamaktadır. Kirzner açısından girişimcilik bilginin eksik dağılımıdır. Kirzner, asimetrik bilginin varlığının piyasada dengesizliği oluşturmaya öncülük ettiğini vurgulamıştır. Bu anlamda iyi girişimcilik, yeteneklerine bağlı olarak bu anormalliklerle yeterince uğraşabilmektir. Giffort Pinchot, ilk kez iç girişimcilik kavramının tanımını 6

yapmıştır (intrapreneurship). Pinchot, iç girişimciliği; bağımsız girişimcilerin işletmeyi kurmak ve geliştirmek için kullandıkları düşünce yapısı, davranışlar ve niteliklerin, faaliyetlerini sürdürmekte olan bir işletme içinde kullanılması olarak tanımlamıştır. Ekonomistlerin girişimcilik teorisine bakışları (Tablo 1.2) incelendiğinde, girişimciliğe bakışın, ekonomistler ve yer aldıkları ekollere göre farklılaştığı görülmektedir. Bu bağlamda, Tablo 2 de, ekonomide girişimcilik teorilerinde girişimciliğe bakış ve ekoller yer almaktadır. Tablo 1.2: Ekonomide Girişimcilik Teorilerinde Girişimciye Bakış ve Ekoller Girişimcinin Fonksiyonu/Ekol Neoklasik Ekol Cantillon (1680-1734) Say (1767-1832) Marshall (1842-1924) Knight (1885-1972) Alman Ekolü Schumpeter (1883-1950) Avusturya Ekolü Menger (1840-1921) Kirzner (1930- ) Risk Alan Kişi Aracı Kişi Sermaye Sahibi Yönetici Yenilikçi Kişi Teorinin temel taşı Açıkça dâhil edilmiş Üstü kapalı dahil edilmiş Teorinin temel taşı Tamamen dışlanmış Tamamen dışlanmış Tamamen dışlanmış Açıkça dahil edilmiş Ele alınmamış Açıkça dahil edilmiş Ele alınmamış Üstü kapalı dahil edilmiş Üstü kapalı dahil edilmiş Teorinin temel taşı Üstü kapalı dahil edilmiş Tamamen dışlanmış Teorinin temel taşı Tamamen dışlanmış Tamamen dışlanmış Tamamen dışlanmış Tamamen dışlanmış Ele alınmamış Teorinin temel taşı Teorinin temel taşı Tamamen dışlanmış Tamamen dışlanmış Açıkça dahil edilmiş Ele alınmamış Ele alınmamış Açıkça dahil edilmiş Ele alınmamış Üstü kapalı dahil edilmiş Teorinin temel taşı Ele alınmamış Ele alınmamış Kaynak: Özden, K.; Timurlenk, S.; Başar, S. (2008). Girişimcilik Eğilimi: Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi ve Atatürk Üniversitesi Öğrencileri Üzerine Bir Araştırma, 2. Uluslararası Girişimcilik Kongresi, 7-10 Mayıs Bişkek. Ekonomik gelişme sürecine bağlı olarak girişimci tanımına yeni nitelikler eklenmiştir. Cantillon u takiben, girişimciliğin açıklamasına yönelik olarak üç temel görüş ortaya çıkmıştır (Tablo 2). Bunlardan birincisi, en önemli temsilciliğini Schumpeter in yaptığı Alman Ekolü dür. İkincisi, Say ve Marshall tarafından temsil edilen Neoklasik Gelenektir. Üçüncüsü de özellikle Kirzner tarafından temsil edilen Avusturya Geleneğidir. Bu gelenekler girişimcinin işlevini farklı yönlerden açıklamışlardır. Söz konusu gelenekler arasındaki temel farklılıklar şöyle özetlenebilir: Neo-Klasik ekonomik düşüncenin şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır. Neoklasiklere göre girişimcinin temel rolü, girişimcilik faaliyetleri yoluyla piyasaların dengede bulunmasına katkı yapmaktır. Avusturya Geleneği ise girişimcinin kâr fırsatları yakalama yeteneklerini ön plana çıkarmaktadır. Bu geleneğe göre girişimcilerin önemli bir fonksiyonu tatmin edilememiş ihtiyaçları karşılamak veya piyasa etkinsizliklerini veya eksikliklerini düzeltmektir. Adı Schumpeterci ekol olarak ta bilinen Alman Ekolünde ise girişimcinin bir değişim, reform ya da devrim yapması ön plandadır. Bu bağlamda girişimcinin fonksiyonu, yeni bir mal üretmek ya da mevcut ürününü yeni bir yöntemle üretmeye çalışmak gibi yenilikler ortaya koymaktır. Tablo 1.2 den görülebileceği gibi Neoklasik ekolde risk alma genellikle girişimcinin fonksiyonu içinde yer almaktadır. Ancak Alman ve Avusturya Ekolünde (Menger, Schumpeter ve Kirzner) risk alma fonksiyonu, girişimciliğin temel özelliği olarak görülmemekte; Neoklasik ekolde ise (Cantillon ve Knight) Alman-Avusturya Ekollerinin aksine risk alma, girişimciliğin en temel özelliği olarak algılanmaktadır. Cantillon a göre (1931) girişimcilik, riskin hesaplanmasını ve belirsizliklerin aşılmasını gerektirmektedir. Girişimcilik bu bağlamda riskleri yönetme, en az seviyeye indirme ve belki de riskleri başkalarına aktarmayı gerektirmektedir. Knight (1921) girişimcinin riskleri üstlenirken belirsizlikleri de yönetmek ve iyi ya da kötü tüm sonuçların sorumluluğunu taşımak durumunda olduğunu belirtmektedir. Buna karşılık hem Neoklasik ekolde (Cantillon, Marshall, Menger) hem de Alman ve Avusturya ekollerinde (Schumpeter ve Kirzner) girişimci aracılık yapan kişi olarak yer almaktadır. Özellikle Kirzner 7

aracılık faaliyetini girişimcinin en önemli fonksiyonu olarak görmektedir. Bu görüşe göre girişimci ekonomideki fırsatları araştırmakta ve bilgi birikimi ile bu fırsatları her an değerlendirmeye hazır durumdadır. Girişimcinin bir sermaye sahibi olup olmadığı konusu girişimcilik teorilerinde oldukça çok tartışılan ve halen cevabı tam anlamıyla bulunamayan bir olgudur. Neoklasik Marshall ve Cantillon girişimcinin kapitalist ile benzer çağrışımı yapmasına güçlü destek vermektedirler. Hatta Marshall, kapitalizmin girişimciliğin temel bir fonksiyonu olduğu görüşündedir. Buna karşılık Say, Menger, Knight, Schumpeter ve Kirzner ise aksi görüştedirler. Girişimcinin yönetsel fonksiyonu ile ilgili olarak ise Say, Marshall ve Menger aynı görüşlere sahip ekonomistlerdir. Bu bağlamda Say ve Marshall girişimci ile yönetsel faaliyet arasındaki bağlantıları girişimcilik fonksiyonlarının temel taşı olarak görmüşlerdir. Say a göre, girişimci üretim faktörlerini verimliklerinin düşük olduğu alanlardan yüksek olduğu alanlara doğru yönlendiren bir koordinatör işlevi görmektedir. Bu bağlamda girişimci hem üretim faktörlerini bir araya getirmekte hem de söz konusu kaynakları koordine etmektedir. Tablo 2 de görüldüğü gibi, girişimcinin yenilikçi fonksiyonuna ilk olarak Say tarafından vurgu yapıldığı görülmekle birlikte, girişimcinin bu özelliğine en çok Schumpeter tarafından önem verilmiştir. Bu bağlamda, yenilikçilik, yeni malların üretimine başlanması, mevcut üretim süreçlerinde yeni yöntemler uygulanması, yeni pazarlara açılma, yeni hammadde ve finansman kaynakları bulunması gibi bir takım eylemlerden oluşmaktadır. Sonuç olarak, girişimcilikte kâr elde etmenin önemi hemen hemen tüm ekollerde kabul görmekle birlikte, verilen önemin derecesi değişebilmektedir. Say, kâr elde etmenin girişimci ile doğrudan bağlantılı olduğunu belirtmektedir. Cantillon, Marshall, Menger ve Schumpeter kârı girişimcilik fiilinin önemli bir sonucu olarak algılamaktadırlar. Knight ve Kirzner ise kâr elde etmeyi girişimciliğin en önemli konusu olarak ifade etmektedirler. Neoklasik ekolde, girişimcinin risk alan-kapitalist-yönetici fonksiyonları ön plandadır. Alman ve Avusturya ekolleri ise, girişimcinin yenilikçilik-aracılık faaliyetleri üzerinde durmaktadırlar. Girişimcilikle ilgili yukarıda bahsedilen bütün bu katkılar, piyasadaki bir arbitraj fırsatını yakalayabilen bir kişi olarak bir girişimci düşüncesini iletmektedir. Bu katkılar girişimcinin rolü üzerine fazla değinmemektedir. Bu anlamda Schumpeter yenilik ve çok aktiflik yoluyla piyasadaki değişimleri ve dengesizliklerin yaratılmasında girişimcinin rolünü tanımlayan ilk ekonomisttir. Bu bağlamda, ekonomide girişimcilik Schumpeter den beri üzerinde çalışılan bir konu olarak karşımıza çıktığını söylemek doğru bir ifade olacaktır. Özellikle ekonomik girişimcilik denilince ilk akla gelen isim Joseph Schumpeter dir. Schumpeter girişimcilerin ekonomik büyümeye katkısını çeşitli şekillerde ortaya koymaktadır. Bunların en önemlileri, yeteneklerinin somut ifadesi ve yenilik yapma eğilimleridir. Schumpeter yenilikçi faaliyeti yeni bileşimler oluşturma olarak ele almıştır. Bu yeni bileşimleri beş durumda açıklamıştır. Bunlar: Yeni bir ürünün sunulması, bu yeni ürün tüketicilerin daha önce hiç karşılaşmadıkları bir ürün olduğu gibi, mevcut bir ürünün kalitesini artırmak da olabilir. Yeni bir üretim yönteminin geliştirilmesi, Yeni bir piyasanın açılması, Yeni bir hammadde arzının veya yarı-mamulün keşfi, Endüstri yapısının geliştirilmesi (Tekel yaratmak veya mevcut tekeli yıkmak). Schumpeter in yukarıda bahsettiği bu yenilik çeşitleri zaten piyasada var olan ve girişimcinin kontrolü altında olan kaynaklardan gelen yeniliklerdir. Bu durumda yenilik bir icadın sonucu değildir. Girişimciler icatçı olabilirler, fakat bir yeniliğin doğması için icat gerekli değildir. Bu nedenle girişimci bir icatçı değildir. Var olanı en iyi şekilde kullanandır. Schumpeter aynı zamanda, girişimciliği sosyal liderliğin bir biçimi olarak da görmektedir. Schumpeter girişimcinin özellikle yönetim, denetim ve karar verme fonksiyonlarının girişimcinin tamamen ayırıcı rolünü ortaya koymadığını ileri sürmüştür. 8