Cevheri Ferdin ispat Hakkında*

Benzer belgeler
SAYILAR DOĞAL VE TAM SAYILAR

VARLIĞIN KISIMLARININ BELİRLENMESİ *

MHN 113 Teknik Resim ve Tasarı Geometri 2

İbn Sînâ nın Kitâbu l-burhân Eserinde Bilimin Konu Sorunsal ve İlkelerinin Açıklanması

BÖLME ve BÖLÜNEBİLME

ĐBN MEYMÛN DA TANRI-ÂLEM ĐLĐŞKĐSĐ Hüseyin Karaman, Karadeniz Basın Yayın, Rize 2007, 261 s.

ÖZET. Basit Makineler. Basit Makine Çeşitleri BASİT MAKİNELER

CĠSMĠN Hacmi = Sıvının SON Hacmi - Sıvının ĠLK Hacmi. Sıvıların Kaldırma Kuvveti Nelere Bağlıdır? d = V

TEKNİK RESİM. Ders Notları: Doç. Dr. Mehmet Çevik Celal Bayar Üniversitesi. İzdüşümler

Bölünebilme Kuralları Video Anlatım Testi

TEKNİK RESİM. Ders Notları: Mehmet Çevik Dokuz Eylül Üniversitesi. İzdüşümler

TEKNİK RESİM. Ders Notları: Mehmet Çevik Dokuz Eylül Üniversitesi. Perspektifler

6. Ders. Mahir Bilen Can. Mayıs 16, 2016

AYT 2018 MATEMATİK ÇÖZÜMLERİ. ai i İçler dışlar çarpımı yapalım. 1 ai i a i 1 ai ai i. 1 ai ai 1 ai ai 0 2ai a 0 olmalıdır.

Bağıl hız ve bağıl ivme..

Fizik 101: Ders 4 Ajanda

Metal kalıplar Tabanı plastik enjeksiyonla üretilen, sayası ısı ile form alması istenilen (Rok ) ayakkabıların imalatında kullanılmaktadır.

Metafizik (Tanrı-bilim) ve Kelam Arasındaki Fark Üzerine*

STATIK VE MUKAVEMET 4. Ağırlık Merkezi. Yrd. Doç. Dr. NURHAYAT DEĞİRMENCİ

Perspektif: Bir cismin bir bakışta, genel olarak üç yüzünün birden görünecek şekilde çizilen resimlerine denir. PERSPEKTİF. Kavaliyer Kabinet Militer

İNS1101 MÜHENDİSLİK ÇİZİMİ. Bingöl Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü 2018

İBN SİNA FELSEFESİNDE METAFİZİK BİLGİNİN İMKÂNI SORUNU. Ömer Türker, İstanbul: İsam Yayınları, 2010, 272 s.

MÜHENDİSLİK MEKANİĞİ (STATİK)

= Seçilen Sorular = A A C q= C için r= A?...

KALDIRMA KUVVETİ. A) Sıvıların kaldırma kuvveti. B) Gazların kaldırma kuvveti

Maddenin Halleri DDENİN HALLERİ

MÜHENDİSLER İÇİN VEKTÖR MEKANİĞİ: STATİK. Bölüm 1 Temel Kavramlar ve İlkeler

KÂDI ABDULCEBBAR B. AHMED'İN İNSAN FİİLLERİNİN YARATILMASI VE EŞ ÂRÎ NİN KESB GÖRÜŞÜNÜ ELEŞTİRMESİ

İBN SİNA'NIN BİLİMLER SINIFLAMASI

TEKNİK RESİM. Ders Notları: Mehmet Çevik Dokuz Eylül Üniversitesi. İzdüşümler

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 10 (2016), ss

Gerçekte yükler yayılı olup, tekil yük problemlerin çözümünü kolaylaştıran bir idealleştirmedir.

Gönderim Tarihi: Kabul Tarihi:

Bir cisme etki eden kuvvetlerin bileşkesi sıfır ise, cisim ya durur, ya da bir doğru boyunca sabit hızla hareketine devam eder.

KAYMALI YATAKLAR I: Eksenel Yataklar

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

ÖĞRENME ALANI: Kuvvet ve Hareket 2.ÜNİTE: Kaldırma Kuvveti ve Basınç. Kaldırma Kuvveti

Teknik Resim TEKNİK BİLİMLER MESLEK YÜKSEKOKULU. 3. Geometrik Çizimler. Yrd. Doç. Dr. Garip GENÇ

Eğer piramidin tabanı düzgün çokgense bu tip piramitlere düzgün piramit denir.

UZAY KAVRAMI VE UZAYDA DOĞRULAR

Tek Doğal Sayılar; Çift Doğal Sayılar

5. ÜNİTE İZDÜŞÜMÜ VE GÖRÜNÜŞ ÇIKARMA

ÖZEL YUNUS GÜNER FEN ve ANADOLU LĐSESĐ MATEMATĐK OLĐMPĐYATI KTS 1

Gök Mekaniği: Giriş ve Temel Kavramlar

B-) Aşağıda verilen sözcüklerden uygun olanları ilgili cümlelere uygun biçimde

GAZİ ÜNİVERSİTESİ TEKNİK EĞİTİM FAKÜLTESİ ÖĞRENCİNİN

Page 1. b) Görünüşlerdeki boşluklar prizma üzerinde sırasıyla oluşturulur. Fazla çizgiler silinir, koyulaştırma yapılarak perspektif tamamlanır.

MKM 308 Makina Dinamiği. Eşdeğer Noktasal Kütleler Teorisi

KÜMELER ÜNİTE 1. ÜNİTE 1. ÜNİTE 2. ÜNİTE 1. ÜNİT

TEKNİK RESİM. Ders Notları: Mehmet Çevik Dokuz Eylül Üniversitesi. Perspektifler-2

Kaldırma kuvveti F k ile gösterilir birimi Newton dur.

Fonksiyon Optimizasyonunda Genetik Algoritmalar

DİNAMİK - 7. Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ali Dayıoğlu Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi. Tarım Makinaları ve Teknolojileri Mühendisliği Bölümü

Örnek...1 : Yandaki bölme işlemin de bölüm ile kalanın toplamı kaçtır?

25 Nisan 2010 Pazar,

MATEMATİK ASAL ÇARPANLARA AYIRMA. ÖRNEK 120 sayısını asal çarpanlarına ayırınız. ÖRNEK 150 sayısının asal çarpanları toplamını bulunuz.

TEMEL MEKANİK 14. Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ali Dayıoğlu Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Makinaları ve Teknolojileri Mühendisliği Bölümü

Örnek...1 : Yandaki bölme işlemin de bölüm ile kalanın toplamı kaçtır?

Jeodezi

FELSEFENİN TEMEL MESELELERİ* Çev. Mahmut Kaya

Dinamik. Fatih ALİBEYOĞLU -10-

Yönler ve Yön Bulma. Yönler ikiye ayrılır.

ENLEME BAĞLANTILARININ DÜZENLENMESİ

Genel Bilgi. İz Düşüm Düzlemleri ve Bölgeler. Yrd. Doç. Dr. Garip GENÇ Şekil: İz düşüm düzlemlerine bakış doğrultuları. Page 1.

FARABİ DE HEYULANİ AKIL-FAAL AKIL İLİŞKİSİ

Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi Atatürk University Journal of Faculty of Letters Sayı / Number 59, Aralık / December 2017,

Temel Kavramlar. Alıştırma Şekil ile, ifade edilişini eşleştiriniz.

Doğru ve eğri şeklinde, kesik veya sürekli herhangi bir şekildeki bir başlangıç noktasını bir bitiş (son)

PROJE ADI: PARALEL AYNALARDA GÖRÜNTÜLER ARASI UZAKLIKLARININ PRATİK HESAPLANMASI

VEKTÖR UZAYLARI 1.GİRİŞ

PARALEL KUVVETLERİN DENGESİ

TEKNOLOJİNİN BİLİMSEL İLKELERİ. Öğr. Gör. Adem ÇALIŞKAN

Gerçekten Asal Var mı? Ali Nesin

Bu yazı sitesinin sahibi hacı Mehmet Bahattin Geçkil tarafından hazırlanmıstır Herhangi bir medyada yayınlanması

JFM 301 SİSMOLOJİ ELASTİSİTE TEORİSİ Elastisite teorisi yer içinde dalga yayılımını incelerken çok yararlı olmuştur.

GEOMETR 7 ÜN TE III S L ND R

ELEKTROMANYETIK ALAN TEORISI

BÖLÜNEBĐLME KURALLARI

İslam İtikadında Sünnet: Hamdi GÜNDOĞAR /

Bodrum Kat Planı. Zemin katın altında bulunan katlara bodrum kat denilir ve (-) kot ile ölçülendirilir. Zemin Kat Planı

ELEKTRİK-ELEKTRONİK ÖLÇME TESİSAT GRUBU TEMRİN-1-Mikrometre ve Kumpas Kullanarak Kesit ve Çap Ölçmek

Teknik Resim 4. HAFTA

1.5. Doğrularla İlgili Geometrik Çizimler

Buna göre, bir devrede yük akışı olabilmesi için, üreteç ve pil gibi aygıtlara ihtiyaç vardır.

Bilimsel Yasa Kavramı. Yrd.Doç.Dr. Hasan Said TORTOP Kdz.Ereğli-2014

<<<< Geri ELEKTRİK AKIMI

TEMEL BAZI KAVRAMLAR. Uzay: İçinde yaşadığımız sonsuz boşluktur. Uzay, bir noktalar kümesidir. Uzay, bütün varlıkları içine alır.

İMAMİYYE NİN İMAMET NAZARİYESİNİN TEŞEKKÜL SÜRECİ Metin BOZAN İSAM Yayınları, İstanbul 2009, 272 s. Harun TÜRKOĞLU

TEKNİK RESİM DERSİ ÖĞR. GÖR. BERIVAN POLAT

Newton un II. yasası. Bir cismin ivmesi, onun üzerine etki eden bileşke kuvvetle doğru orantılı ve kütlesi ile ters orantılıdır.

Dr. Öğr. Üyesi Sercan SERİN

* Bu metin Resiii/u İhvfini's-Safii, Beymt 1957ı c. III, s (35. Risalenin bir bölümü) in çevirisidir.

Alınan Yol Geçen Zaman Sürat. m (metre) s (saniye) m/s (metre/saniye) km (kilometre) h (saat) km/h(kilometre/ saat

ÖLÇÜ ALMA YÖNTEMLERİ, AYAK VE BACAKTAN ALINAN TEMEL ÖLÇÜLER ÖLÇÜ ALMA YÖNTEMLERİ

Bilgi İletişim ve Teknoloji

7. SINIF DENEME SINAVLARI DAĞILIMI / TÜRKÇE

Tanım 2.1. X boş olmayan bir küme olmak üzere X den X üzerine bire-bir fonksiyona permütasyon denir.

TASARI GEOMETRİ SINAV SORULARI

mercek ince kenarlı (yakınsak) mercekler kalın kenarlı (ıraksak) mercekle odak noktası odak uzaklığı

Transkript:

Cevheri Ferdin ispat Hakkında* Abdulkerlm eş-şehristanl Çev. Ömer Ali YILDIRIM** Cismin bölünmesi, bölünme kabul etmeyen bir sınırda durur. Kelamcılar bunu "cevher-i ferd" olarak isimlendirirler. Filozoflara göre dsim, bölünme kabul etmeyen bir sınırda durmaz. Problemin özü şudur ki kelamcılara göre dsim sorılu cüzlerden meydana gelmiştir. Kendisini sarılar ve kenarlar kuşatan sonsuz olanı kapsayamaz Filozoflara göre dsimde bilfiil ortaya çıkan parçalar ya kendiliğinden (rızan), ya kırmayla, ya dsınin yayılmasıyla, ya iki arazın ayrılmasıyla, ya vehimle ya da kuvvetle meydana gelir. Cisim yer kaplayan parçalardan değil de heyılla ve sılretten meydana gelmiştir. Bu meselede kelamcıların delili şudur: Uçları ve kenarları sarıl u olanın sonsuza kadar bölünen parçaları kapsaması imkansızdır. Sorılarla kuşatılan sonsuz olanı.kuşatamaz, aynı şekilde dsimde duyularla algılanan birleşme duyuyla sorıludur. Şüphe yoktur ki ayrışma kendinden önce olan bir birleşmeyi ister. Eğer dsim [sonsuz] bir şekilde bölünseydi bu durumda onda sonsuz bir birleşme olmuş olması gerekirdi. Bilfiil bir ayrışma olsaydı ondan önce bilfiil bir birleşme olmuş olurdu. Eğer ayrışma bilkuvve ve vehmi olsaydı ondaki birleşme de bilkuvve ve vehmi olurdu. Onun birleşmesi kuvve ve fiil olarak sorılu ise ayrışmasının da böyle olması gerekir. Cismin kapsadığı ölçü sarıl u, sayılabilir ve sınırlı olan bir ölçüdür. Eğer dsim iki kısma ayrılsa ve iki parçadan birisi sonsuz ölçüleri olacak şekilde sonsuza kadar bölünmeyi kabul etse bu durumda yarım olan daha azın, bütün olan daha fazla gibi olması [ona eşit olması] gerekirdi ve ölçüler bakımından sonsuz olanın daha az ve daha fazla olana eşit olması gerekirdi ki bunun her ikisi de.imkansızdır. Eğer deniliise söyledikleriniz bilfiil dsınin kısımları bakımından doğrudur. Zira sarıl u bir dsim, sonsuz olanın kısımlarını bilfiil kapsamaz. Fakat biz o sonsuz olanın kısımlarını bilkuvve kapsar diyoruz. Nitekim kendisi bilfiil kuşatılmış olan sonsuz olanı bilfiil kuşatamaz ancak sonsuz olanı bilkuvve kuşatması niçin tutarlı flurada çevirisi sunduğumi!z eser, Şehristani'nin fı İsbati Cevheri'l-Ferd adlı risalesi olup, Alfred Guilliarne risaleyi Şehristaru'nin Nihdyetii'l-İkdam fı 'İlmi'l-Kelam adlı eserinin sonunda ek olarak neşretmiştir. rusalenin çevirisinde bu neşri esas aldık. Bkz., Şehristani, Niht1/ıetii'l-İkdt1m fı 'İlmi'l-Kelam, ed. Alfred Guillarne, (London, Oxford University Pres, 1934), s. 505-514. Metinde köşeli parantez içindeki ifadeler tarafımızca konulmuş olup aynca zorunlu görülen yerlerde de açıklarnalara dipnot halinde ve [çev. not] ibaresiyle yer verilmiştir. ** Yrd. Doç. Dr.,, ilahiyat Fakültesi, İslam Felsefesi Anabilim Dalı yildirirnomerali@gmail.com 155 ilahiyat Fakültesi

olmasın? Bu konuda tartışma vardır. Deriz ki [Şehristani]; bilkuvve olarak takdir ettiğiniz şeyin akılda fiile çıkması mümkün müdür değil midir? Eğer mümkün değilse, imkansızlığı ortaya çıkar ve geriye akli burhanın aksine delalet ettiği salt bir vehim kalır. Eğer fiile çıkması mümkünse ve biz de bunu takdir etsek, bahsettiğimiz üzere bu imkansız olur. Bu, vehiın bir sınırda ya da sonda durmadığı için dsirıı konusunda ona başka bir dsınin birleşmesinin mümkün olduğunun söylenınesi gibidir. Dahası bu, varlığı tasavvur edilen sonsuz bir dsme delalet de etmez. Bilakis dsirııdeki birleşme, bu imkansız boyutuna kadar ulaşmayan bir sınıra değin mümkündür. Vehirıı salt bir vehiın durumunda kalsa bile bu [varlığı. imkansız olan] sonsuz bir dsınin tasavvurudur. Buradaki vehiın, takdiri bir vehim durumunda kalırsa bu, vehiınde bulunan alemin dışındaki boşluğun hayal edilmesi (temessül) gibidir. Bu, alem için bir sınır ve son olarak vehmedilmekte sonra da alemin kendisiyle sonlandığı bir uzay ve boşluk takdir edilmektedir, aksi durumda [yani buradaki vehirıı salt takdiri bir vehirıı değilse] boş bir hala ortaya konmuş olur ki bu da akla ve akli burhana terstir. İmamü'l-Haremeyn cevher-i ferdin ispatı konusunda başka bir yol takip etti ve dedi ki: Gerçek bir küre ve gerçek bir yüzey hakkındaki durumu düşünelim: topu yüzeye vurduğumuzda o, yüzeye temas eder mi yoksa etmez mi? Eğer temas etmişse onun bu teması bölünebilir bir yerle mi bölünemez bir yerle midir? Eğer teması bölünebilir bir yerle ise bu top (yuv<)ilak)değil yüzey olur; eğer tem~sı bölünemez bir yüzeyle olursa işte bu cevher-i ferttir. Bu delil sınırlarıyla sonlu bir yüzeye de uygulanabilir: Sınır bir çizgidir ve çizgi de genişliği olmayan bir uzunluktur. Bu durumda dsirıı sonlu olmuş olur. Eğer dsınin kendisinde sonlandığı sınır bölünebiliyorsa bu çizgi değildir. Genişlik olarak bölünemeyip uzunluk olarak bölünebiliyorsa, bölünemeyen bir noktaya kadar bölünebilir ki, kelamcılara göre parçalanamayan kısım (el-cüz'ü'l-ferd) budur ve bu da her halükarda sonludur. Muhakkak ki o yüzey, çizgi ve nokta olarak bölünemeyen bir şeyle son bulamaktadır, aksi takdirde sonlu olmazdı. Eğer denilirse yüzey, çizgi ve nokta bize göre arazdır. Nokta çizgi için arazdır, çizgi yüzeydeki bir arazdır ve yüzey de dsirııdeki bir arazdır. Araz olansa bölünmeyle vasıflandırılmayı kabul etmez. Size göre cevher-i ferdin bir hacmi ve ölçüsü vardır. Bundan dolayıdır ki size gereken şey, üç boyut konusunda bize gerekmez. Deriz ki tut ki onlar dsimle kairıı arazlar olsunlar. Araz olanlar dsınin bölünmesiyle bölünmezler mi? Size göre nokta, bölünmeyi kabul etmeyen bir şeydir. Çizgi uzunluk olarak bölünen ancak genişlik olarak bölünemeyen bir şeydir. Yüzey uzunluk ve genişlik olarak bölünen ancak derinlik olarak bölünemeyen bir şeydir. Cisirıı ise uzunluk, genişlik ve derinlik olarak bölünebilen bir şeydir. Arazlar 156 Ilahiyat Fakültesi

mahallerinin bölünmesiyle bölünüp, birleşmesiyle de birleştikleri gibi mahal de arazların birleşmesiyle birleşmektedir. Sizin bu arazları cismin sonu olarak İsimlendirmeniz gibi bize göre de cevher böyledir; uçlar ve s onlardır, uçları olan bir şey değildir. Bunu açıklayacağız. Onların şüphelerine gelince, dediler ki, iki cevher arasında olan bir cevher düşünürsek o sağındaki ve solundakiyle aynı [ yeriyle] mı birleşir yoksa farklı [bir yeriyle] mı? Eğer aynı [yeriyle] derseniz bu safsatadır, eğer farklı [yeriyle] derseniz cevher-i fertteki bölümneyi kabul etmiş olursunuz. Aynı şekilde, ya tamamıyla ya da bir kısmıyla bitişir. Eğer tamamıyla ve bütünüyle birleşirse ikinciye birleşme yeri kalmaz, Tamamen kapsanmış olan (meşgul), başkası tarafından nasıl kapsanır? Eğer bir kısmıyla birleşirse o halde de bölünür. [Filozoflar] onların birine İki cevherle bitişik olan cevherin durumunu da,böyle düşündüler. O kendi altında bulunan iki cevhere bitişiktir. Onlardan her birine diğerinden farklı bir tarafla birleşmiştir. Bu görüşe karşı çıkılırsa altı parçadan meydana gelen bir çizgiyi tasavvur ederler. Buna paralel olan altı parçadan meydana gelmiş bir çizgi daha olsun. İki çizgiden birirıin başında, diğerirlin de sonunda cevher bulunsun. İki cevherin aynı durumda, eşit hareketle hareket ettiğini düşünelim. Şüphesiz onlardan biri ikincisinden ayrıdır; bunlar iki paraleldir ve bir noktada karşılaşırlar. İki paralel ancak üçüncü ya da dördüncü [kısımda] paralel olurlar. O halde üçüncü ve dördüncüye bitişik olan hareketli cevher ikinciye paralel olur. [Onların] Bütün yönlerden kuşatılmış cevherlerin cevherler olmasıyla bizi ilzam etmeleri de böyledir. Şüphe yok ki, cevherlerden her biri geri kalanların temaslarından farklı bir şekilde temas eder. O halde bu [cevher] altı kısma ayrılabilir. 1 Dairedeki nokta da böyledir. O, dairenin parçalarıyla bitişiktir. Birleşmeseydi, dairenin parçalarında değil de bilkuvve olarak dairede bulunurdu, aksi takdirde ona birleşmezdi. Biri dairenin alanının dışında diğeri de dairenin merkezinde hareket ettiğini tasavvur ettiğimiz iki cevherin durumu da böyledir. Bu iki cevherin arasında bunları birleştiren bir çizgi olsun. Dairenin dışındaki cevher bir [birim] hareket ettirilirse ve bir parça yer değiştirse, onun hareketiyle çizgi de hareket eder. Merkezdeki çizginin bu mesafeden daha az hareket etmesi gerekir. Hareketin daha az ve daha fazla olması çizginin boyunun uzunluk ya da kısalığıyla ilgilidir. İşte bu, çevreyle merkez arasındaki mesafedir. Merkezde bir parçadan daha küçük bir hareket oluncaya kadar devam eder. Parçalanmayla ilgilj sözlerinin örneği böyfedir. Güneşin gölgeyle birlikte hareket etmesi örneği de bunun gibidir. Güneş kendi feleğinde adımlarca hareket eder ancak gölgede bir adımlık hareket meydana gelir. Onların hareketlerine ölçü bakımından parça tayin etsek, gölgenin bir parça yerine bin parça hareket etmesi Buradaki altı kısım, altı yöne karşılık gelmektedir. [Çev. notu] 157 ilahiyat Fakültesi

gerekir. O halde farz edilen bu parça parçalanmaktadır. Bu şüphelere iki şekilde cevap verilebilir: Birincisi, suçlamalar ve karşı çıkmalar; ikincisi de incelemedir. Birincisine gelince deriz ki suçlarnaları kendi mezhebinizin gerektirdiği şeyler üzerinde değil de bizim mezhebimizin önermeleri üzerine inşa ettiniz. Sizin mezhebinize göre cevher-i ferd kabul edilemez (la yutasavver). Bu takdir ve faraziye, mezhebimizin gerekliliklerine göre doğru değildir. Bizim delille makul olduğunu ispatladığım;z şey duyusal (mahsus) veya vehmi değildir. Delili; sınırlı, sonlu ve kuşatılınış bir dsınin sonlu, sınırlı ve kuşatılınış olmayan bir şeyi kuşatarnayacağı üzerine kurduk. Bu durumda, dsınin sonsuza kadar bölünmesi mümkün değildir ki orada kendisine akli delil getirilen bir bölünme bulunsun. [Sonsuza kadar bölünmediğinden dolayı] Burada bölünmeyen ve parçalanmayan bir şey kalması gerekir ki biz bunu cevher-i ferd olarak isimlendiriyoruz. Bu, sizin heyula ve sureti iki cevher olarak ispat etmede kabul ettiğiniz o şey gibidir. Siz iki cevher arasına duyusal değil de akli bir ayrım (fasl) kabul ettiniz ve mezhebinizin gerektirdiği üzere bunların birbirinden ayrılmasını mümkün görmediniz..., Burada suçlama (ilzam) size döner. Biz deriz ki; heyula bir mekanda yer kaplamayı ve şekilienmeyi kabul eden bir cevherdir. Bir mekanda yer kaplama ve şekillenme heyuladaki bir sürettir. Cisim heyula ve suretten medyana gelir. HeyUla ve suretten her bir.i kendi başlarına ('alal-infirad) parçalanmayıkabul etmez, birleşik olduklarında kabul ederler. O, parçalanmayı heyuladan dolayı mı, süretten dolayı mı kabul ederler? Eğer parçalanma suretten dolayıdır derlerse bu geçersizdir. Çünkü s'uret, birleşmedir. Birleşme nasıl ayrışmayı kabul edici olabilir? Bilakis ayrışmayı kabul eden başka bir şeydir ve o da heyüladır. O halde deriz ki bu heyula sonsuza kadar bölünmeyi kabul edebilir mi? Onda, bunu kabul edecek kuvvet var mıdır? Eğer buna güç yetiremezse işte bize göre cevher-i ferdin manası budur. Eğer buna güç yetirirse bu parçalanma sonsuz bir şekilde yönlere giden basit dsınin varlığının mümkünlüğüne kadar devarn eder. Delil bunun imkansızlığı üzerine kuruldu. HeyUla ve onun uzunluk, genişlik ve derinlik şeklindeki üç boyut olan süretleri kabulü konusunda söylediklerimizin benzeri, cevheri ferdin bir tek birleşmeyi ve altı yönden birleşmeyi ya da altı birleşmeyi kabulünde de geçerlidir. Ancak kelamcılar buna benzerinin ona birleşmesiyle, filozoflar da suretinin ona birleşmesiyledir, diyorlar. Deriz ki mezhebirnizi ilzam eden, üç cevher konusunda bizim için düşündükleriniz isabetli bir düşünce değildir. Onların kabul ettikleri cevher, bizim kendisinde parçalanma olmadığını söylediğimiz cevherler değildir. Bizim delilimiz; kendisini sonlu dsınin kuşattığı her şeyin sonlu olması gerektiğidir. Sonsuz olanı sonlu olan kuşatarnaz. Biz sonu 158 Ilahiyat Fakültesi

ıstılah olarak tek bir parça ( cüzen ferden) diye isimlendiririz. Bu duyusal değil de akli bir delildir. Çünkü vehmin takdir ettiği ve kendisine burhanın delalet ettiği şey bunun kendisiyle son bulduğu parçadır. Biz deriz ki iki cevher arasındaki bir cevher arılardan birine bir taraftan bitişiktir. Deriz ki o halde bu taraf ya yer kaplayandır ya da değildir. Eğer yer kaplayansa bu bir yön değil cevher-i ferddir. Siz onu bir yön olarak kabul ettiniz. Eğer yer kaplayan değilse o, yer kaplayarıla bulunabilen bir arazdır. Bu da bize göre cüz'ü'l-ferttir, sizin zannettiğiniz gibi değildir. İki yön (taraf) bir birinden ayrı müstakil iki parçadır. Orta da ayrı (ferdun) bir şeydir. Ancak siz, kendisine tutunduğunuz suçlamayla onun iki sonu ve bir ortası bulunduğunu itiraf ettiniz. Bu bize göre üç parçadır (el-eczaü's-selase) ve sonsuza kadar bölünemez. Çünkü yön bölünmez (la yunkasem). Eğer bölünse yön olmazdı. Bu durumda [sizin görüşünüze göre de] her sorılu cisim ve cevher bölünmeyen bir sınırda sorılanır. Cisim bir yüzeyle sorılanır ve bu yüzey de uzurıluk ve genişlik olarak bölünür, derinlik olarak b ölünmez. Yüzey kendi çizgisiyle sorılanır. Çizgi de uzurıluk olarak bölünür, genişlik olarak bölünmez. Çizgi kendi noktasıyla sorılarur, nokta da uzurıluk, genişlik ve derinlik olarak bölünmez. Bu cevher-i ferdiçin de uygun bir örnektir. Ancak nokta size göre vehmidir, bize göre cevher-i ferd var olan (mevcud)dır. Nokta, çizgi ve yüzey size göre arazdır, bize göre cevherdir. Bu onun cevher ya da araz olmasıyla değişmez. Çünkü gaye sorılu olduğunu ispatlamaktır o da ortaya çıktı. Bir şeye bitişeiller ona bir sınır ve sonia bitişirler, bütün sırurlar ve sarılar b ölünmezler aksi durumda birleşme ve bütürıleşme olmazdı. Orıların bize isnat ettikleri kısımlandırma konusunda ayrıcaderiz ki ortadaki, solundakiyle birleştiği yerin zat ve cevher oiarak aynısıyla sağındakiyle de birleşir. Diğerlerine de nispet ve izafe edilir. Bir şeyin nispet ve izafeti bazen çağalır ve bu zatın çoğalmasını gerektirmez. Bu, dairenin ortasındaki nokta gibidir. Nokta tek olmasıyla birlikte dairenin cüzlerinden her birine nispet edilir. Onun kendinden sonra gelene nispeti farklı olmakla ve daireyi genişlettiğirnizde ilispetinin çoğalmasıyla birlikte bu, onun zatında bir çoğalmayı gerektirmez. Tek parça ( el-cüz'ü'lferd) hakkındaki söz de böyledir. O, sağındaki ve solundaki parçaya kendisini kuşatan altı parçaya nispet edilir ve bu, onun zatında çokluk gerektirmez. Deriz ki cismin sureti itibariyle değil de heyfılası itibariyle çoğalmayı kabul ettiğini açıkladık. Birleşmeyi ve ayrışmayı kabul edenin ayrılınada birleşmeden farklı olması gerekir. 2 Çünkü birleşr.iie ayrışmayla ortadan kalkar, kabul etmeyse kabul edile- 2 Bir şeyde bulunan kabul edilleilik vasfıyla onun kabul ettiği şey birbirinden farklıdır. İnsandaki yazma yeteneğiyle onun yazıyor olması farklı şeylerdir. İnsan yazmadığı zamanlarda da bu yeteneği onunla birliktedir. Yazıyor olması ise sadece o fiili gerçekleştirdiği durumlar için geçerlidir. Müellif yukarıda bir şeydeki aynşma ve birleşmeyi kabul edicilik vasfının bir şeyden ayrışma veya bir şeye birleşmeden farklı olduğuna işaret etmektedir [çev. not]. 159 ilahiyat Fakültesi.

nin varlığıyla ortadan kalınaz. Deriz ki heyula sonsuza kadar suretle birleşmeyi kadar kabul eder mi? Kabul ederse, sonsuz bir cisim, sonsuz bir boyut ve sonsuz bir birleşme meydana gelir ki bu da imkansızdır. Sonsuza kadar birleşmeyi kabul etmez, kendisinin sonlandığı bir sınıra kadar bölünüyorsa işte o parçalanmayan cüz'ü'ljferddir. Geriye sı1retin vehmi olarak ayrılması kaldı ki o da bir sırurda durmaz. Hatta sonsuza kadar başka aleme bitişik bir alem düşünülebilir. Bu sadece vehmi bir durum olup ve akli delile de terstir, bunu kabul edemeyiz. Bilakis deriz ki vehim, akla ters olan sonsuz bir cisme gitmeyeceği şartıyla doğru olur. Deriz ki orada veh"ım, akla ters olan, sonsuz olan bir parçaya gitmeyeceği şartıyla onaylarur. Bu, bu konudaki derinlikli incelemenin son bulduğu yerdir. Rakiplerimiz bazen cisimde bilfiil sonsuz olan parçaların varlığını düşünülemez görüyorlar, kuvve ve vehimde de buna karşı çıkıyorlar [kuvve ve vehim olarak sonsuz parçaların varlığıılı kabul ediyorlar]. C ismin heyulasının sonsuza kadar birleşmeyi kabul ederneyeceği gibi kendi kuvvesiyle sonsuza kadar bölünemeyeceğikuvve [bahsinde] de sabit oldu. Vehim konusunda açıkladık ki vehim, başka bir alem gibi, uzayın artması gibi, alemin ötesinde bir boşluk [kabul etmede]da durmadığı gibi sınırlı bir cisme fazlalık düşünülemeyen bir sınırcia durmaz. Benzer bir şekilde cismin daha başka eksilmesinin düşünülmediği bir eksilmede de durmaz. Hatta cisrne sonsuz bir birleşme yeri de takdir edebilir. Bazı filozoflar cisirnlerin sonlu olınalarıyla alemin ötesinde bir boşluk ve uzay olınadığını düşünürler. Onu alemin içinde düşünmezler. Sonsuz parçalarıyla birlikte çevrenin dışında olınayan m~rkeze de dahil olmayan bir doluluk ve uzay ortaya konuldu. Allah bilendir. 160 ilahiyat Fakültesi