Türkiye Doğu Akdeniz Sahillerindeki Yalıtaşı Oluşumlarının Güncel Tektonik ve Holosen Deniz Düzeyi Oynamaları Bakımından Önemi



Benzer belgeler
Türkiye nin Akdeniz Sahillerindeki yalıtaşlarının Holosen deniz düzeyi oynamaları ve tektonizma açısından önemi

VII. KIYILAR. Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları

Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel)

Atoller (mercan adaları) ve Resifler

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

Temel Kayaçları ESKİŞEHİR-ALPU KÖMÜR HAVZASININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ GİRİŞ ÇALIŞMA ALANININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ

EVAPORİTLER (EVAPORITES)

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

EĞNER-AKÖREN (ADANA) CİVARI JEOLOJİSİ

Sarıçam (Adana, Güney Türkiye) Jeositi: İdeal Kaliş Profili. Meryem Yeşilot Kaplan, Muhsin Eren, Selahattin Kadir, Selim Kapur

ARKEOJEOFİZİKSEL ÇALIŞMA RAPORU

KAYAÇLARDA GÖRÜLEN YAPILAR

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ

MENDERES GRABENİNDE JEOFİZİK REZİSTİVİTE YÖNTEMİYLE JEOTERMAL ENERJİ ARAMALARI

TUFA ve TRAVERTEN-III

Başlıca Kıyı Tipleri, Özellikleri ve Oluşum Süreçleri

1. GİRİŞ 1.1 AMAÇ. Şekil 1. Çalışma sahası yer bulduru haritası 1.2 KAPSAM

2. MİKRO İNCELEME ( PETROGRAFİK-POLARİZAN MİKROSKOP İNCELEMESİ)

Çok yaygın olmamakla birlikte CaCO 3 ın inorganik olarak sudan direkt çökelimi mümkün iken, çoğunlukla biyolojik ve biyokimyasal süreçler yaygındır.

T.C. BAŞBAKANLIK AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ BAŞKANLIĞI DEPREM DAİRESİ BAŞKANLIĞI AYLIK DEPREM RAPORU

Türkiye de bir ilk: Mersin ilinde omurgalı fosili Metaxytherium (Deniz İneği) bulgusu

HEYELAN ETÜT VE ARAZİ GÖZLEM FORMU

4. BÖLÜM ANTALYA NIN JEOLOJİSİ VE DEPREMSELLİĞİ

Kıyı turizmi. Kıyı turizminin gelişiminde etkili olan etmenler; İklim Kıyı jeomorfolojisi Bitki örtüsü Beşeri etmenler

Sedimanter kayaçlar: Yer kabuğunda farklı koşullar altında oluşmuş magmatik, metamorfik ve sedimanter kayaçların genel olarak fiziksel ve kimyasal

Ön Söz Çeviri Editörünün Ön Sözü

Rüzgarlar kum çakıl gibi gevşek maddeleri havalandırarak taşımak, zemine çarparak aşındırmak ve biriktirmek suretiyle yeryüzünü şekillendirirler.

TOPOGRAFİK, JEOLOJİK HARİTALAR JEOLOJİK KESİTLER

Potansiyel. Alan Verileri İle. Hammadde Arama. Endüstriyel. Makale

PETMA BEJ MERMER OCAĞI. PETMA MERMER DOĞALTAŞ ve MADENCİLİK SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ

17 EKİM 2005 SIĞACIK (İZMİR) DEPREMLERİ ÖN DEĞERLENDİRME RAPORU

KARTEPE-MAŞUKİYE-SAPANCA GEZİMİZ

HARİTA, TOPOGRAFİK HARİTA, JEOLOJİK HARİTA. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

FAYLARDA YIRTILMA MODELİ - DEPREM DAVRANIŞI MARMARA DENİZİ NDEKİ DEPREM TEHLİKESİNE ve RİSKİNE FARKLI BİR YAKLAŞIM

7. Türkiye nin Sismotektoniği SİSMOTEKTONİK DERSİ (JFM 439)

İNM Ders 1.2 Türkiye nin Depremselliği

Deniz ve kıyı jeolojisi:

GİRİŞ. Faylar ve Kıvrımlar. Volkanlar

KİREÇTAŞLARI (Limestone)

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 21 TEMMUZ 2017 GÖKOVA KÖRFEZİ - AKDENİZ DEPREMİ

Fielding ve diğ. 1994, Geology


SEDİMANTER KAYAÇLAR (1) Prof.Dr. Atike NAZİK, Çukurova Üniversitesi J 103 Genel Jeoloji I

TÜRKİYE NİN YER ALTI SULARI ve KAYNAKLARI

11 MART 2011 BÜYÜK TOHOKU (KUZEYDOĞU HONSHU, JAPONYA) DEPREMİ (Mw: 9,0) BİLGİ NOTU

Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2.

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

ÖSYM YGS / SOS M Diğer sayfaya geçiniz.

Bursa İl Sınırları İçerisinde Kalan Alanların Zemin Sınıflaması ve Sismik Değerlendirme Projesi

DOĞRULTU ATIMLI FAYLAR KIRIKLAR VE FAYLAR. Yaşar ar EREN-2003

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 21 TEMMUZ 2017 GÖKOVA KÖRFEZİ- AKDENİZ DEPREMİ

SENOZOYİK TEKTONİK.

YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ TOPOGRAFYA, YÜKSELTİ VE RÖLİYEF

HARİTA OKUMA BİLGİSİ

Yapısal jeoloji. 3. Bölüm: Normal faylar ve genişlemeli tektonik. Güz 2005

KALINLIK VE DERİNLİK HESAPLAMALARI

EGE DENİZİ DEPREMİ

Ö:1/ /02/2015. Küçüksu Mah.Tekçam Cad.Söğütlü İş Mrk.No:4/7 ALTINOLUK TEL:

TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

Ters ve Bindirme Fayları

FAYLAR FAY ÇEŞİTLERİ:

VIII. FAYLAR (FAULTS)

Posta Adresi: Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü, 54187, Adapazarı, Sakara

AKSARAY YÖRESĠNĠN JEOLOJĠK ĠNCELEMESĠ

T.C. BAŞBAKANLIK AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ BAŞKANLIĞI DEPREM DAİRESİ BAŞKANLIĞI AYLIK DEPREM RAPORU

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

V. KORELASYON. Tarif ve genel bilgiler

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 21 TEMMUZ 2017 GÖKOVA KÖRFEZİ- AKDENİZ DEPREMİ

KİTABIN REHBERLİK PLANLAMASI. Bölümler. Bölümlere Ait Konu Kavrama Testleri KONU KAVRAMA TESTİ DOĞA VE İNSAN 1 TEST - 1

BÖLÜMLERİ: - 1. Adana Bölümü - 2. Antalya Bölümü YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ: AKDENİZ BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: Akdeniz Bölgesi

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

SEDİMANTOLOJİ FİNAL SORULARI

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS

BÖLÜM YEDİ DEPREM TÜRLERİ

Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü

Şekil 1. Doğu Tibet Platosu'nun tektonik ve topografik haritası. Beyaz dikdörtgen ANHF'nin çalışma alanını gösterir. Kırmızı yıldızlar Mw=7.

KAYAÇLARDA GÖRÜLEN YAPILAR

UYUMSUZLUKLAR VE GÖRECELİ YAŞ KAVRAMI

BÖLÜM BEŞ LEVHA SINIRLARI

KLİVAJ / KAYAÇ DİLİNİMİ (CLEAVAGE)

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK-MİMARLIK FAKÜLTESİ MADEN MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ADANA

JURA my. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

MUGLA LETOON ANTİK KENTİ ÖZDİRENÇ UYGULAMALARI

Kıyı Sistemi. Hava Deniz Kara

Diğer sayfaya geçiniz YGS / SOS

YENİLME KRİTERİ TEORİK GÖRGÜL (AMPİRİK)

DÜNYA KÖMÜR YATAKLARI GONDWANA KITASI BİTUMLU KÖMÜR YATAKLARI KUZEY AMERİKA VE AVRUPA TAŞKÖMÜR YATAKLARI

TOPOĞRAFİK HARİTALAR VE KESİTLER

ARAZİ ÖLÇMELERİ. Koordinat sistemleri. Kartezyen koordinat sistemi

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü. Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN

CEV 361 CBS ve UA. Koordinat ve Projeksiyon Sistemleri. Yrd. Doç. Dr. Özgür ZEYDAN Yerin Şekli

Kapaklıkuyu, Zopzop ve Sarıçiçek Yaylası Özdirenç-Yapay Uçlaşma Etüdü Raporu

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

ARAZİ ÖLÇMELERİ. Koordinat sistemleri. Kartezyen koordinat sistemi

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

ROMA DÖNEMİNE AİT YÜZLERCE TAŞ GÜLLE BULUNDU

CEV 361 CBS ve UA. Koordinat ve Projeksiyon Sistemleri. Öğr. Gör. Özgür ZEYDAN Yerin Şekli

DALGALAR NEDEN OLUŞUR? Rüzgar Deniz Araçları (Gemi, tekne vb) Denizaltı Heyelanları Depremler Volkanik Patlamalar Göktaşları Topografya ve akıntılar

Transkript:

Türkiye Doğu Akdeniz Sahillerindeki Yalıtaşı Oluşumlarının Güncel Tektonik ve Holosen Deniz Düzeyi Oynamaları Bakımından Önemi Proje No: 104Y261 Prof. Dr. Attila ÇİNER Prof. Dr. Eric FOUACHE Dr. Stéphane DESRUELLES Yrd. Doç. Dr. Erdal KOŞUN Dr. Rémi DALONGEVILLE Mart 2008 ANKARA

2 Önsöz Proje TÜBİTAK (No: 104Y261) Bilimsel Araştırmalar Birimi tarafından 30 ay süre ile desteklenmiştir. Bu süre zarfında gerçekleştirilen 5 arazi çalışmasında Fethiye ile Suriye sınırı arasında kalan sahil şeridi detaylı olarak ele alınmış ve yalıtaşları haritalanarak örneklenmiştir. Türk ekibinin her türlü arazi masrafları ile 2 Doktora öğrencisine kısmi maddi yardım şeklinde olan bu katkı sonucu (toplam 47.000 YTL lik proje bütçesinin 39.700 YTL si harcanmış, geri kalan 7.300 YTL ise iade edilmiştir) projede amaçlanan çalışmalar eksiksiz gerçekleştirilebilmiştir. Proje ekibinde yer alan 3 Fransız araştırmacı ise tamamen kendi maddi olanakları ile Türkiye ye gelmişler ve ayrıca aşağıda sıralanan analizlerin finansmanını üstlenmişlerdir: 1. Toplanan örneklerin ince kesit yapımları, SEM ve katodolüminesans çalışmaları (Lille Üniversitesi Jeoloji Laboratuvarı, Fransa) 2. Taneler arası bağlayıcı çimentolardan elde edilen kalsitten 14 C yaş tayini analizleri (Polonya nın Mickiewicz Üniversitesi Poznan Radyokarbon Laboratuvarı) 3. Deniz suyu örneklerinin 14 C yaş tayinleri (Paris-Sud Üniversitesi, UMR 8148 IDES, Orsay, Fransa). Proje süresince Fransa ve Avustralya da yapılan kongrelerde sözlü sunumlar yapılmış olup 1 adet makale Marine Geology ye gönderilmiştir. Proje sonuçlarının tartışılacağı daha kapsamlı bir diğer makale de hazırlanma aşamasındadır.

3 İçindekiler Sayfa Önsöz 2 İçindekiler 3 Öz 10 Abstract 11 1. Giriş 12 2. Dünya da ve Türkiye de Yalıtaşı Oluşumları 13 2.1. Tanım 13 2.2. Yayılım 14 2.3. Yalıtaşlarının Oluşumları ile İlgili Kuramlar 16 3. Kapsam ve Yöntem 17 4. Akdeniz Sahilinde Yalıtaşları 19 4.1. Bölgesel Jeoloji 19 4.2. Çalışma Alanlarının Tanımı 20 4.2.1. Finike 22 4.2.2. Adrasan-Olimpos-Faselis 25 4.2.3. Kemer 26 4.2.4. Kargacık (Çarşak) 28 4.2.5. Belek 31 4.2.6. Side 32 4.2.7. Çimtur (Okurcalar) 34 4.2.8. Incekum 35 4.2.9. Değirmentaş (Batı Alanya) 38 4.2.10. Alanya 40 4.2.11. Doğu Alanya 41 4.2.12. Kahyalar (Gazipaşa) 44 4.2.13. Anamuryum 46 4.2.14. Aydıncık 47 4.2.15. Viranşehir (Mersin) 50 4.2.16. Gözcüler 51 4.2.17. Arsuz 53 4.2.18. Samandağ 54 5. Laboratuvar Çalışmaları 58 5.1. İnce kesit sonuçları 58 5.1.1. Gelgit arası alanda çökelen ilksel çimento 60 5.1.2. Kalsit spar çimento 63

4 5.1.3. Taneler arası mikrit dolgusu 64 5.2. Yalıtaşlarının 14 C yaş tayinleri 69 5.3. Deniz suyu analizleri 73 6. Yalıtaşlarının Bölgesel Dağılımı 74 6.1. Bölge I 79 6.2. Bölge II 79 6.3. Bölge III 81 6.4. Bölge IV 82 6.5. Bölge V 83 7. Tartışma ve Sonuçlar 84 8. Kaynaklar 90 Ek-3: Bibliografik Bilgi Formu 97

5 Tablolar Tablo 1: Çalışılan alanlarda mikroskop altında incelenen örneklerde gözlenen karbonat yapı elemanlarının türleri ve yalıtaşılarınının oluşumu sırasındaki zamanlamaları 59 Tablo 2: Çalışılan alanlardaki örneklerin 14 C yaş tayinleri 72 Tablo 3: Kemer de alınan su örneklerinin denizsuyu yaşlı gösterme etkisinin anlaşılması için gerçekleştirilmiş analizleri 73 Tablo 4: Çalışma bölgesinde gözlenen yalıtaşları ve dalga aşındırma düzlüklerinden elde edilmiş 14C yaşları. 75 Sayfa

6 Şekiller Sayfa Şekil 1: Akdeniz kıyı şeridi boyunca çalışılan yerleri gösterir harita 21 Şekil 2: Finike plajı. Güncel yalıtaşları gözlenmemekte birlikte 4-4.5 m derinlikte yaygın geçmiş dönemlere ait yalıtaşları bulunmaktadır 22 Şekil 3: 4.5 m derinlikte dalgıç tarafından çekiç ve keski ile yalıtaşı örneği alınması 23 Şekil 4: Finike sahili ve sahilden 250 m açıkta ve 4-4.5 m derinlikte bulunan yalıtaşı tabakasını gösteren kroki kesit ve örnek yerleri 23 Şekil 5: Andriake taş ocağı. Roma dönemi olduğu tahmin edilen bu ocaktaki taban seviye bugün denizin 1.5 m kadar altındadır 24 Şekil 6: Batıkşehir de (Demre) denizin 3 m kadar altında kalmış bina duvarı 24 Şekil 7: Adrasan plajı yalıtaşı kroki kesiti 25 Şekil 8: Adrasan plajı ve deniz altında kalan yalıtaşı 25 Şekil 9: Kemer sahilinde kısmen yüzeylemiş yalıtaşı mostrası ve falez 26 Şekil 10: Kemer kıyı şeridinde gözlenen yalıtaşlarının kroki kesitleri 27 Şekil 11: Deniz altında kalan (-2.2 m) yalıtaşının görüntüsü 27 Şekil 12: Kıyı gerisi. Çakıllar bariz tabakalı ve denize doğru biniklenmelidirler 28 Şekil 13: Kıyı gerisinde hızlı bir şekilde çimentolanmaya başlamış çakıllar 28 Şekil 14: Kargacık sahilinin uzaktan görünümü 29 Şekil 15: Kargacık kıyı şeridinde gözlenen yalıtaşlarının kroki kesitleri 30 Şekil 16: Denizaltında -3.5 m de çekiç ve keski yardımı ile örnek alma çalışması 30 Şekil 17: Denizaltından alınan Kar4 no lu yalıtaşı örneği 30 Şekil 18: Belek açıklarında deniz seviyesinin hemen altında kalmış yalıtaşları 31 Şekil 19: Belek sahilinin kroki kesiti 31 Şekil 20: Side doğusunda gözlenen yalıtaşlarının kroki kesiti. 32

7 Şekil 21: Yalıtaşlarının yay şeklindeki görünümleri 33 Şekil 22: Side doğusunda yalıtaşları 33 Şekil 23: Side yalıtaşları 33 Şekil 24: Çimtur da güncel plaj çökelleri altında kalmış yalıtaşı kesiti 34 Şekil 25: Çimtur (Okurcalar) koyunda gözlenen yalıtaşlarının kroki kesiti 34 Şekil 26: Canlı verme resifinin detay görüntüsü 35 Şekil 27: Vermet resifleri içinde yaşayan solucan türü canlı 36 Şekil 28: Deniz seviyesinden 1m yukarıda gözlenen ve 14 C yaş tayini için örneklenen vermet resifi ve yakın görüntüsü 37 Şekil 29: İncekum burnunda aşınım sonucu oluşmuş güncel dalga aşındırma düzlüğü 38 Şekil 30: Kireçtaşından oluşan dalga aşındırma düzlüğünün karstik aşınması 38 Şekil 31: Değirmentaş mevkiinde kıyıdaki yalıtaşları 39 Şekil 32: Alanya nın batısında gözlenen yalıtaşları ve değirmentaşı olarak kesilmiş ancak yerinden çıkarılmamış çember şeklindeki blok 39 Şekil 33: Alanya şehrinin batısında gözlenen yalıtaşları 40 Şekil 34: Alanya Kalesi içinde bulunan Selçuklular döneminden kalma tersanelerin görünümü ve güncel deniz seviyesi ile olan uyum 41 Şekil 35: Alanya doğusundaki plajlarda yanal devamlı ve kalın mostralar veren yalıtaşlarının görünümü 42 Şekil 36: Alanya doğu çıkışında kıyı şeridinde gözlenen yalıtaşlarının kroki kesiti 43 Şekil 37: Kıyı şeridine inşa edilen istinad duvarı ve yol ile yalıtaşları ilişkisi 43 Şekil 38: Kahyalar da (Gazipaşa) gözlenen yalıtaşları 44 Şekil 39: Kahyalar (Gazipaşa) sahili kroki kesiti 45 Şekil 40: Deniz seviyesinin 2 m kadar üzerinde oluşmuş fosil yalıtaşı seviyesi 45 Şekil 41: Anamuryum kıyısında bulunan 7.yy dan kalma binanın temel duvarı ve yan tarafta 2 kademe olarak gözüken çakıl plajı ile plaj gerisinde gelişen toprak örtü 46

8 Şekil 42: Aydıncık halk plajının kroki kesiti 47 Şekil 43: Aydıncık sahil kesiminin yaklaşık aynı noktadan çekilmiş 1977 deki ve 2006 daki görüntüsü 48 Şekil 44: Toplam kalınlığı 2 m yi bulan yalıtaşları 49 Şekil 45: Aydıncık yalıtaşlarından detay 49 Şekil 46: Güncel vermet resifleri 50 Şekil 47: Viranşehir sahilinde yoğun yapılaşma nedeni ile parçalanmış ve denizin altında kalmış yalıtaşları 51 Şekil 48: Gözcüler halk plajında yalıtaşlarının görünümü 52 Şekil 49: Üzeri yosun kaplı yalıtaşları üzerinde kıyıya dik olarak oluşmuş oyuklar 52 Şekil 50: Gözcüler halk plajı kroki kesiti 53 Şekil 51: Arsuz yalıtaşlarının yol kenarından görünümü 54 Şekil 52: Arsuz sahil kesimi kroki kesiti. 54 Şekil 53: Samandağ kuzeyinde az pekişmiş çakıltaşları üzerinde gelişmiş güncel dalga aşındırma düzlüğü 55 Şekil 54: Samandağ yakınlarında 3 değişik deniz seviyesine ait dalga oyukları 55 Şekil 55: Samandağ yakınlarında deniz seviyesinin biraz üstünde gözlenen dalga aşındırma düzlüğü 56 Şekil 56: Samandağ sahil kesiminde deniz seviyesinin 3 değişik pozisyonunu gösteren dalga oyuklu kireçtaşı mantar kaya 56 Şekil 57: Samandağ yakınlarındaki mantar kaya üzerinde gözlenen dalga oyukları hizasında gelişmiş biyolojik eklenti. 57 Şekil 58: Sarkık şekilli sparitik kalsit çimento. Polarize mikroskop görüntüsü 60 Şekil 59: (a) Kemer yalıtaşlarında taneler etrafını saran kalsit çimento, (b) iğne şekilli kalsit kristalleri 61 Şekil 60: Metamorfiklerden türeme bir kayaç parçasının etrafını saran kalsit çimento (k), aragonit çimento (a) ve mikrit çamuru (m). I) Polarize

9 mikroskop ve II) katodolüminesans görüntüsü 62 Şekil 61: Taneler arası boşluğu dolduran berrak stalaktik çimento ve mikritin binoküler mikroskop görünümü 63 Şekil 62: Karbonat ve silika kökenli taneler arası boşluğu dolduran berrak prizmatik çimento ve krem rengi mikritin binoküler mikroskop görünümü 64 Şekil 63: Küçük kayaç parçaları ve bioklastlarca zengin mikrit. Polarize mikroskop görüntüsü 65 Şekil 64: Finike yalıtaşlarında taneler arası boşluğu dolduran mikritin binoküler mikroskop görünümü 65 Şekil 65: Side örneklerinde bulunan ve taneler arası boşluğu dolduran 2 tür mikritin polarize mikroskop görüntüsü 66 Şekil 66: Üsteki şekilin detay katodolüminesans görüntüsü 66 Şekil 67: Kargacık örneklerinde taneler arası boşluğu doldurur şekilde gözlenen mikritin elektron mikroskopu görüntüleri 67 Şekil 68: Silika ve karbonat kökenli tanecikler (matriks destekli) arasında krem rengi mikritin oluşturduğu birincil (1) ve ikincil (2) dolgu 68 Şekil 69: Çimento ve mikrit içermeyen veya çok az miktarda bulunan yalıtaşının polarize mikroskop görüntüsü 68 Şekil 70. Lambeck & Purcell s (2005) tarafından 6000-2000 BP arasında öngörülen deniz seviyesi değişim modeli 76 Şekil 71: Türkiye Diri Fay Haritası (MTA) 78 Şekil 72: ITRF96 sisteminde hesap noktalarında kestirilen düşey (U) hız alanı (Harita Genel Komutanlığı) 78

10 Öz Türkiye nin Akdeniz kıyısındaki Finike ile Suriye sınırı arasında uzanan kıyı şeridi, kum ve çakıl boyutlu sedimanların gelgit arası (intertidal) bölgede bulunan karbonat çimento sayesinde çok hızlı bir şekilde taşlaşması sonucu oluşan yalıtaşlarının (beachrock) gözlendiği bir bölgedir. Bu çalışma kapsamında ilk defa olarak çeşitli derinliklerde bulunan yalıtaşlarından 14C yaş tayinleri elde edilmiş ve gözlenen diğer jeomorfik, jeolojik ve arkeolojik veriler aracılığı ile Akdeniz kıyısının son 5000 senelik deniz seviyesi değişimleri zaman ve mekan boyutunda ortaya konulmuştur. Çalışma alanı aynı yaş gurubuna ait benzer seviyedeki yalıtaşlarının ve dalga aşındırma düzlüklerinin gruplanması temeline dayanan ve birbirinden en azından son birkaç bin yıldır tektonik olarak farklı hareket ettiği tahmin edilen 5 bölgeye (I-V) ayrılmıştır. I- En batıda bulunan Finike Körfezi ndeki yalıtaşı seviyesi ve Andriake ile Batıkşehir harabelerinin bulunduğu bölüm Roma dönemi sonrası meydana gelen depremler sonucu bugünkü deniz altında bulundukları (-1.5 m - 4 m arası) konuma ulaşmıştır. II- Finike-Antalya-Çimtur arasında bulunan 3 ayrı nesile ait ve deniz altında çeşitli derinliklerde bulunan yalıtaşı seviyelerinden en üstte olanı M.S. 4-7 yy arasında (bu çalışma) bugünkü konumuna ulaşmıştır. III- İncekum ile Adana nın güneyindeki Karataş-Osmaniye Fay Zonu arasında kalan III. Bölge ise yalıtaşlarının genelde bugünkü deniz seviyesi ve üstünde bulunduğu bir alan olarak diğer bölgelerden ayrılır. Ayrıca dalga aşındırma düzlüklerinin İncekum da M.S. 2. yy (bu çalışma) ile 1815 BP - 1545 BP civarında (Kelletat & Kayan, 1983) +0.5 m ile +1.2 m arasında yükseldikleri bilinmektedir. IV- İskenderun Körfezi nin güney ve kuzeyi ile sınırlı bu bölgede bulunan iki değişik nesile ait yalıtaşlarının deniz seviyesinde olanları M.S. 4-7 yy (bu çalışma) arasındaki bir deniz seviyesi sabitlenmesine tanıklık etmektedir. V- Bu bölümde yalıtaşları gözlenmemekte ancak 2 ayrı deniz seviyesine ait dalga oyukları güncel deniz seviyesinin +2.8 m ve +0.8 m kadar üzerinde bulunmaktadırlar. Pirazzoli vd. (1991) ye göre bunlardan en üstte olanı 2500 ± 100 BP daha aşağıda olanı ise M.S. 5-6 yy da bugünkü konumlarına yükselmişlerdir. Mekansal anlamda 5 Bölge ye ayrılan çalışma alanına zaman boyutunda bakıldığında ise toplam 4 değişik deniz seviyesi sabitlenmesi görülmektedir: 1. Kesin yaşı bilinmemekle birlikte (?Orta Holosen) en eski deniz seviyesi -3 m (±0.5 m) civarında bulunan yalıtaşları ile temsil edilir. 2. Deniz seviyesinin ikinci defa durağan hale geldiği M.Ö. 5-7 yy (bu çalışma) arasında oluşan yalıtaşları da bugün denizin -2 m (±0.5 m) kadar altında bulunmaktadırlar. V. Bölge de +2 m ile +3 m kadar deniz yüzeyinin üstünde bulunan (Pirazzoli vd., 1991) dalga oygu izleri de yine bu zaman aralığına aittirler. 3. Üçüncü deniz seviyesi sabitlenmesi ve bunun sonucu olarak bugün II. Bölge deki Kemer de olduğu gibi - 0.4 m (±0.5 m) derinlikte bulunan yalıtaşlarının oluşumu M.S. 4-6. yy lar (bu çalışma) arasında gerçekleşmiştir. IV. Bölge deki Gözcüler de yine aynı seviyede gözlenen yalıtaşlarından elde ettiğimiz yaş bulguları da yine aynı zaman aralığını vermektedir. Bugün deniz altında kalmış kimi Roma dönemi sonrası yapıları (I. Bölge) ile II. Bölge de +0.5 ile +1.2 m ve V. Bölge de +0.8 m deniz üstünde bulunan dalga aşındırma düzlüklerinin de M.S. 4-6 yy lar arasında bugünkü konumlarına geldikleri bilinmektedir (Kelletat & Kayan, 1983; Pirazzoli vd., 1991). 4. Gözlemlerimiz Türkiye nin Akdeniz kıyılarıdaki deniz seviyesinin bugünkü konumuna en geç Selçuklu (M.S. 12 yy) ve hatta olasılıkla Erkan Bizans döneminden sonra (M.S. 4-7 yy) ulaştığını göstermektedir. Bu tarihten beri de deniz seviyesinde önemli bir değişiklik olduğuna dair bir veriye rastlanmamıştır. Elimizdeki veriler çalışma alanımızda yaklaşık olarak son 5000 senede deniz seviyesinde meydana gelmiş değişimlerin nedenlerinin iklimsel ve/veya glasyo-östatik olmasından ziyade tektonik kaynaklı olduklarının kanıtı olarak yorumlanmıştır. Özellikle üçüncü deniz seviyesi sabitlenmesi sonrası (M.S. 4-6 yy) yalıtaşı ve dalga aşındırma düzlüklerinin yükselmesi ve/veya çökmesi Doğu Akdeniz in birçok yerinde tespit edilmiş olan ve Erken Bizans Tektonik Paroksizması (EBTP: Early Byzantine Tectonic Paroxysm, Pirazzoli; 1986) olarak bilinen deprem fırtınası ile bir paralellik kurulması olasılığını gündeme getirmiştir. Her ne kadar birbirinden tektonik olarak çok farklı konumlarda bulunan bu alanlarda oluşmuş depremleri karşılaştırmak doğru bir yaklaşım olmasa da eldeki verilerin ve bilinen kimi tarihsel depremlerin bu zaman arasında yoğunlaşması yine de ilginç bir gözlemdir. Anahtar Kelimeler: yalıtaşı, 14C yaş tayini, dalga aşındırma düzlüğü, deniz seviyes değişimi, tektonik, Holosen, Akdeniz, Türkiye

11 Beachrock Formation on the Eastern Mediterranean Coast of Turkey: Implications for Recent Tectonics and Holocene Sea Level Changes Abstract Beachrocks are early carbonate cemented seashore sedimentary bodies that can be up to 1 m thick and several km long. Because the lithification occurs at the intertidal zone and that their formation requires vertical stabilization of the shoreline they can be used in Holocene sea level change and neotectonic studies. Beachrocks are common futures along the Mediterranean coast of Turkey. Up to 3 different generations of beachrocks at different depths between Finike and Syrian border are 14C dated and a mid-holocene to recent sea level change history is tentatively proposed. According to their positions beachrocks and raised shorelines characterized by surf benches and notches of similar ages are geographically subdivided into 5 areas: I- The westernmost beachrock in Finike Bay and Roman ruins of Andriake and Batıkşehir are found submerged below -1.5 m to - 4 m after post-roman earthquakes. II- 3 different layers of beachrocks are found between Finike and Çimtur. The uppermost beachrock indicates sea level stabilization at c. AD 400-700. III- The third area stretches from İncekum to Karataş-Osmaniye Fault Zone. It is the only area where the central axes of the reconstructed intertidal zones are emerged. Besides in İncekum surf benches between +0.5 m and +1.2 m are dated as c. AD 200 (this study) and 1815 BP - 1545 BP (Kelletat & Kayan, 1983). IV- The southern and northern part of İskenderun Bay limits this area. Two generations of beachrocks, corresponding to two fossil intertidal zones are distinguished: the first one between +0.3 m and -0.8 m (c. AD 400-700) and the second one between -0.7 m and -1.7 m. V- Although no beachrocks are present along the Levant coast of Turkey down to the Syrian border, two emerged shorelines with erosional notches are dated as 2500 ± 100 BP (+2.8 m) and c. AD 500-600 (+0.8 m) by Pirazzoli et al. (1991). As many as 4 relative sea level positions are recognized in the study area: 1. The earliest sea level (? mid-holocene) is represented by beachrocks at -3 m (±0.5 m). 2. The second stabilization of the sea level occurred c. AD 500-700 and is represented by beachrocks at -2 m (±0.5 m). The raised shoreline represented by an erosional notch at +2 m and +3 m near Samandağ (Area V) also belongs to this period (Pirazzoli et al., 1991). 3. The third stabilization of sea level and the formation of beachrocks at -0.4 m (±0.5 m) as in Kemer (Area II) dates back to c. AD 400-600. The beachrocks developed at similar elevations in Gözcüler (Area IV) are also contemporaneous. Several Roman ruins (Area I) and surf benches at +0.5 and +1.2 m (Area II) and at +0.8 m (Area V) are all known to be raised to their actual positions between c. AD 400-600 (Kelletat & Kayan, 1983; Pirazzoli et al., 1991). 4. The sea level reached its present position latest after Selcukid era (c. AD 1200) and most probably after the Early Byzantine period (c. AD 400-700). Since then a significant sea level change is not observed. Our data indicate that the major causes of sea level changes observed along the Turkish Mediterranean coast during the last 5000 years can be attributed to local tectonics rather than to climate and/or glacio-eustacy. Interestingly enough the third sea level position dated as c. AD 400-600 coincides well with several other tectonically controlled sea level changes reported all along the Eastern Mediterranean known as Early Byzantine Tectonic Paroxysm (Pirazzoli, 1986). Even though it is impossible to compare earthquakes that occurred in different tectonic contexts the timing of this 200 earthquake storm is noteworthy. Keywords: beachrock, 14C dating, surf benches, sea level changes, tectonics, Holocene, Mediterranean, Turkey.

12 1. Giriş Ülkemizin Akdeniz kıyısındaki Finike-Samandağ arasında uzanan kıyı şeridi, yaygın yalıtaşı (beachrock) oluşumları nedeni ile gerek Holosen deniz seviyesi değişimleri, gerekse neotektoniğin izlerinin etkin bir şekilde irdelenebileceği ideal bir bölgedir. Doğu Akdeniz de gözlenen yalıtaşları ve bunların Holosen deniz seviyesi ile olan ilişkileri çeşitli araştırmacıların ilgisini çekmiş olmasına rağmen (Négris, 1903; Cayeux, 1914; Flemming, 1969; Kelletat, 1975; Blackman, 1982a, b) kesin ve nicel yaş verilerinin eksikliği önemli bir sorun olarak durmaktadır. Yerel tektonik, östatik ve glasyo-hidro-östatik (Lambeck & Purcell, 2005), faktörlerin neden olduğu bölgesel bağıl deniz seviyesi değişimleri sadece jeolog ve jeomorfologların değil, anılan kıyı şeridi boyunca birçok antik yerleşimin yer alması sebebiyle, arkeologların da ilgisini çeken bir konudur. Bir kıyı kumsalını oluşturan kum ve çakıl boyutlu sedimanların gelgit arası (intertidal) bölgede bolca bulunan karbonat çimento sayesinde çok hızlı bir şekilde taşlaşması sonucu oluşan yalıtaşları tüm Akdeniz e kıyısı bulunan ülkelerde olduğu gibi Türkiye de de gözlenmektedirler (Avşarcan, 1997). Ülkemizde yalıtaşlarının oluşumları ve coğrafi dağılımları konusunda çeşitli çalışmalar bulunmasına rağmen yalıtaşlarının yaşları ile ilgili nicel bir veri bulunmamaktadır. Bu nedenle çalışmamızın amacı Akdeniz sahil kesimi boyunca öncelikle yalıtaşlarından olmak üzere, vermet resifleri, dalga oyukları veya kıyı çentikleri (notch), biyolojik eklenti (bio-constructed rim) ve dalga aşındırma düzlüğü (surf bench) olarak tanımlanan aşınma yüzeylerinden 14 C yöntemi kullanılarak elde edilecek yaş tayinleri aracılığı ile tahminen son 5000 yılda gerçekleşmiş olan deniz seviyesi değişimleri ile bölgenin gelişimine önemli etkileri olduğu düşünülen neotektonik aktivitenin

13 kronolojisinin ortaya konulmasına yardımcı olmaktır. Bunun yanı sıra, kıyı şeridindeki arkeolojik liman şehirlerinin, dolayısıyla insan topluluklarının, deniz seviyesi değişimlerine ve neotektonik aktiviteye olan tepkileri de tanımlanabilecektir. 2. Dünya da ve Türkiye de Yalıtaşı Oluşumları 2.1. Tanım Yalıtaşları kıyı bölgesinin gelgit arası kesiminde kum ve çakıl boyutlu sedimanlarından oluşan, karbonat çimento (Mg kalsit veya aragonit, Bricker, 1971) ile bağlanarak taşlaşmış sedimanter yapılardır (Vousdoukas vd., 2007). Kıyı bölgesinin ön ve arka kesimlerindeki sedimanların kıyıya paralel bir şekilde ve denize doğru belirli bir eğimle (genelde 2-5 arası) kalınlığı birkaç 10 cm den 2.5 m ye varan tabakalar halinde ve çok hızlı bir şekilde taşlaştıkları ve yalıtaşlarını oluşturdukları bilinmektedir (Neumeier, 1998; Vieira & Ros, 2007). Genelde birkaç yüzyıl içinde taşlaştıkları tahmin edilse de (Dalongeville & Sanlaville, 1984; Neumeier, 1998), Emery vd., (1954) II. Dünya savaşı sırasında kullanılmış silah parçalarının tamamen yalıtaşları içinde korunduğu tabakalar gözlemlemişlerdir. Ayrıca birkaç sene gibi bir zaman dilimi içinde taşlaşmış yalıtaşlarının varlığı da bilinmektedir (Frankel, 1968; Easton, 1974; Chivas vd., 1986). Yalıtaşları, sadece kıyı şeridinin doğasını kumsal bir sahilden kayalık alanlara dönüştürmekle kalmayıp, aynı zamanda sahilin ekolojisini (Brattström, 1992) ve morfodinamiğini (Cooper, 1991) de etkilemektedirler. Literatürde yalıtaşlarının kesin yaşları ile ilgili veriler çok kısıtlıdır. Özellikle yalıtaşları içineki karbonat çimento ve/veya yalıtaşının içerdiği kabuklu fosil kavkılarından elde edilmiş 14 C yaşlarının çoğu günümüzden 1000 ile 5000 sene önceki zaman aralığına

14 aittir (Vousdoukas vd., 2007). Bugünkü deniz seviyesine yakın konumda bulunan bazı yalıtaşlarının daha genç yaşlar verdiği durumlar da bilinmektedir. Bunun yanı sıra 14 C yöntemi ile ölçülen yalıtaşlarının içindeki bağlayıcı çimentonun içerebileceği daha yaşlı fosil kavkılarının ölçülen yaş aralığını daha yaşlıya doğru kaydıracağı (Chivas vd., 1986) ve dolayısı ile yalıtaşlarının, bizim çalışmamızda yapmak istediğimiz gibi, eski deniz seviyesi değişimlerinin çalışılması sırasında kullanılması sırasında dikkatli olunması gerektiği belirtilmiştir (Hopley, 1986; Kelletat, 2006). Yalıtaşları, oluşumları sırasındaki deniz seviyesini ± 0.5 m hassasiyetinde göstermeleri nedeni ile özellikle Kuvaterner deniz seviyesi ve neotektonik çalışmalarında önemli veri sağlamaktadırlar (Yaltırak vd., 2002; Bezerra vd., 2004). Kimi yalıtaşlarının üst kısımlarında gözlenebilen hava kabarcığı kaçma yapıları (keystone vugs) sayesinde deniz seviyesinin o zamanki konumu ± birkaç 10 cm hassasiyetinde tahmin edilebilmektedir (Beaudoin, 1954; Dunham, 1970). 2.2. Yayılım Amiral Francis Beauford un 1811-1812 yılları arasında Datça dan Gazipaşa ya kadar olan kıyı şeridi boyunca yaptığı gözlemlere dayanan ve 1818 yılında yayımlanan Karamania, or a brief description of Asia Minor and the Remains of Antiquity isimli kitap yalıtaşlarından taşlaşmış sahil (petrified beach) olarak bahsetmekte ve konu ile ilgili sadece ülkemizin değil dünyanın ilk referans kitabı olma özelliğini taşımaktadır (Avşarcan, 1997). Moresby (1835) in Maldiv atollerindeki, Darwin (1841) in de Brezilya kıyılarındaki yalıtaşlarını tanımlaması ile devam eden ilgi sonucu yalıtaşları dünyanın birçok bölgesinde gözlenmiş ve tanımlanmışlardır. İlk başlarda karbonat çimento içeren yalıtaşlarının genelde tropikal-subtropikal bölgelerde oluştukları kanısı hakim olmakla birlikte (Ginsburg, 1953;

15 Russell, 1959) ılıman (Rey vd., 2004) ve ender de olsa soğuk iklime sahip bölgelerde (Kneale &Viles, 2000) de yalıtaşlarının oluşabildikleri bilinmektedir. Yalıtaşları ile ilgili çalışmaların çoğu bu oluşumların 0 ile 40 enlemleri ve özellikle de 20-40 enlem çizgileri arasında yoğunlaştıklarını göstermektedir (Vousdoukas vd., 2007). Özellikle Akdeniz ve Karaibler Denizi, tropikal ve subtropikal Atlantik kıyıları ile Pasifik ve Hint Okyanuslarındaki atollerde yalıtaşı oluşumları çeşitli yoğunluklarda gözlenmektedir. Ülkemizde bulunan yalıtaşları ile ilgili gözlemlerden ilkini yapan Beauford (1818) dan sonra Akdeniz deki Teke kıyılarını tanımlarken taşlaşmış sahil tanımını kullanan Spatt & Forbes (1847) da bu oluşumların kıyıdaki çakıllar arasından süzülen sulardaki kirecin çökelmesinin sonucu meydana geldiğini belirtmişlerdir. Daha yakın zamanda ise Taillefer (1964) Mersin yakınlarındaki Viranşehir de ve Goudie (1966) ise İskenderun Körfez indeki Arsuz da yalıtaşlarının varlığından bahsetmektedir. Türk bilim insanlarının yalıtaşları ile ilgili gözlemler ve bölümler içeren yayınları (İnandık, 1971; Erinç, 2001; Erol, 1971, 1983; Kayan, 1988, 1993) da zaman içinde artmıştır. Özellikle Bener (1974) in Gazipaşa sahil kesiminde gözlenen yalıtaşları hakkında gerçekleştirdiği kapsamlı doktora çalışması ile Avşarcan (1997) ın Türkiye kıyılarındaki yalıtaşları hakkındaki gözlemleri konusu sadece yalıtaşları olan önemli yayınlardır. Ülkemizde yalıtaşlarına özellikle Akdeniz sahil kesimi boyunca (Bener, 1974; Avşarcan 1997; Desruelles vd., 2006, 2008) ve Kuzey Kıbrıs ta (Ertek & Enginal, 2005) yoğun şekilde rastlanmaktadır. Bunun yanı sıra Ege Denizi (Erol, 1971) ve Marmara Denizi (Erol, 1971; Meriç vd., 1995; Ertek & Erginal, 2003) ile Karadeniz in belirli noktalarında (Ertek, 2001)

16 ve ayıca İznik Gölü (Kayan, 1993) ile Ulubat Gölü (Mater vd., 2001) kıyılarında yalıtaşıları tanımlanmıştır. 2.3. Yalıtaşlarının Oluşumları ile İlgili Kuramlar Yalıtaşlarının oluşumlarını fizyo-kimyasal (Ginsburg, 1953; Moore, 1973; Hanor, 1978; Meyers, 1987) veya biolojik (Webb vd., 1999; Neumeier, 1999) etmenlere bağlayan çeşitli araştırmalar bulunmasına rağmen konu ile ilgili henüz bir fikir birliği sağlanamamıştır. Önerilen oluşum mekanizmaları başlıca 4 ana gurupta toplanabilir: 1. Çimentonun CaCO 3 ın tatlı sudan (Russell, 1959; Milliman, 1974) veya deniz suyundan (Ginsburg, 1953; Gischler & Lomando, 1997) doğrudan çökelmesi, 2. Tatlı su ile deniz suyunun karışması ile oluşan CaCO 3 satürasyonu sonucu (Schmalz, 1971; Hanor, 1978; Bernier vd., 1997), 3. Yeraltı suyundan CO 2 salımı (de-gassing) sonucu doygun hale gelen CaCO 3 ın çökelmesi (Hanor, 1978; Matthews, 1971), 4. Alglerin fotosentezi (Nestroff, 1956; Guilsher, 1961; Bernier vd., 1990), alglerin taneler etrafında sarmallanması (Cloud, 1952; Maxwell, 1962) ve bakterilerin etkisi (Pentecost & Riding, 1986; Neumeier, 1998, 1999) gibi biyolojik etkinlikler sonucu yalıtaşlarının oluştukları öne sürülmüştür. Akdeniz de gözlenen yalıtaşlarının oluşum mekanizmaları ile ilgili çalışmaların büyük çoğunluğu bunların deniz suyu ile meteorik suyun karışımı ve CO 2 salımından ziyade deniz suyundan ve/veya tatlı sudan doğrudan CaCO 3 çökelimi sonucu oluştuklarını öne sürmektedir (Milliman, 1974; Vousdoukas vd., 2007).

17 3. Kapsam ve Yöntem 30 ay süren proje kapsamında gerçekleştirilen toplam 5 arazi çalışmasında proje ekibinde yer alan Dr. Dalongeville in 70 li yıllarda yaptığı çalışmalar temel alınmıştır (Dalongeville & Sanlaville, 1977; 1979). Finike ile Suriye sınırında kalan toplam 18 alanda çalışmalar yapılmış, 12 yerden 47 adet yalıtaşı örneği alınarak karadan denize doğru kroki kesitler çizilmiş ve yalıtaşları ile diğer jeomorfik birimler haritalanmıştır (Şekil 1). Bunun yanı sıra hem güncel kıyı boyunca uzanan hem de 1-4 m kadar su altında ve/veya su üstünde kalmış yalıtaşlarından 14 C yaş tayini amaçlı örnekler alınmıştır. Alanların birbirleri ile karşılaştırılabilmesi amacı ile örnekleme ve kroki kesit çıkarma işlemleri hep aynı yöntem kullanılarak yapılmıştır. Buna göre mümkünse 3 ayrı nesile ait (kıyı boyunca, deniz altında ve kıyı gerisinde yüzeyleyen) yalıtaşlarının olduğu alanlar seçilmeye çalışılmıştır. Her alanda konum (GPS ile), topoğrafya ve batimetri ile ilgili bilgiler toplanmıştır. Gözlemler yapılırken güncel deniz seviyesinin o anki durumu özellikle tam deniz hizasında yaşadıkları bilinen güncel vermet resiflerinin konumları ve diğer veriler göz önüne alınarak tespit edilmeye çalışılmıştır. Akdeniz de önemli bir gelgit aktivitesi olmamasına rağmen (± 0.2-0.3 m arası) barometrik dalgalanmaların yıllık ± 0.5 m kadar olabildikleri bilinmektedir (Desruelles vd., 2008). Bu nedenle çizilen kroki kesitlerde gösterilen yalıtaşlarının dikey konumlarında ± 20 cm kadar hata payı olabileceği varsayılmıştır. Bunun yanı sıra her alanın jeomorfolojik ve hidrolojik ortamları da not edilmiştir. Her alan için güncel sahilin en üst kesiminden deniz altındaki en derin yalıtaşının bulunduğu yere kadar kroki kesit çıkarılmış ve yalıtaşlarının adet, eğim, kalınlık, litoloji ve derinlik gibi bilgileri toplanmıştır. Bir nesile ait yalıtaşları setinin onlarca tabakadan

18 oluşabildiği göz önüne alındığında en ortada bulunan yalıtaşı tabakasının o seti temsil ettiği varsayılmıştır. Amacımız bir nesilde oluşmuş yalıtaşlarının yaşını bulmaktan ziyade değişik zaman dilimlerinde (değişik nesillere ait) oluşmuş yalıtaşlarının yaş tayinlerinin yapılması ve deniz seviyesi oynamalarının zaman ve mekan içindeki gelişimlerinin saptanması olmuştur. Buna karşın, aynı nesile ait bir yalıtaşı sisteminin ne kadar süre ile varlığını sürdürdüğünün tespit edilmesinin mümkün olduğunu düşündüğümüz kimi yerlerde yalıtaşı setinin en üstünde (teorik olarak en yaşlı) ve en altında (teorik olarak en genç) bulunan tabakalardan da örnekleme yapılmıştır. 14 C yaş tayini için toplanan örneklerin önemli bir kısmı bu uç noktalardan birinden ve bazen de her ikisinden alınmıştır. Yüzeyde bulunanlar ile deniz seviyesinin 1 m kadar altında kalan yalıtaşları çekiç ve keski yardımı ile alınırken, 1 m den daha derinde bulunan örnekler yalıtaşlarının çok sert ve kırılmaya dirençli olmaları nedeniyle ancak tüplü dalış sayesinde toplanabilmişlerdir. Literatürde tanımlanan yalıtaşları ile ilgili tüm yaş tayinlerin ve çoğu gözlemin bugünkü deniz seviyesine yakın konumda ve/veya tamamen karada bulunan yalıtaşlarından yapılmış olmaları göz önüne alınırsa bu çalışma deniz altında bulunan yalıtaşlarından da sistematik gözlem ve örneklemenin yapıldığı dünyadaki ender çalışmalardan biri (ekibimizdeki Fransız araştırmacıların Yunan adalarında gerçekleştirdikleri çalışmadan sonra; Desruelles vd., 2004) olma özelliğini de taşımaktadır. Deniz altında yapılan çalışmalarda sahilden koparak derine kaymış parçaların değil de yerinde olan tabakaların haritalanmasına ve örneklenmesine özen gösterilmiştir. 4 alanda yalıtaşı gözlenmesine rağmen kesit çıkarılmamış ve örneklemeye gerek görülmemiştir. Bir alanda (İncekum) eski dalga aşındırma düzlüğünde gözlenen vermet resiflerinden örnek alınmış, diğer bir çalışma alanı olan Samandağ da ise yalıtaşları

19 gözlenmemesine rağmen önemli miktarda bulunan ve deniz seviyesinin o zamanki konumunu gösteren çeşitli seviyelerdeki dalga oyukları haritalanmıştır. Ayrıca deniz seviyesinin geçmiş dönemlerini gösteren ve çalışılan bölgeler arasında kalan arkeolojik alanlardaki veriler (Alanya, Anamuryum, Andriake, Batıkşehir) de mümkün olduğunca kayda geçirilmiştir. Toplanan 47 adet yalıtaşı örneğinin 38 inden ince kesitler yapılmış ve bunlar polarize mikroskop, elektron mikroskopu ve katodolüminesans teknikleri yardımı ile incelenmişlerdir. Uygun karbonat çimentonun ayırt edilebildiği örneklerden Polonya nın Mickiewicz Üniversitesi Poznan Radyokarbon Laboratuvarı nda 14 C yaş tayini analizleri gerçekleştirilmiştir. İnce kesitlerin hazırlaması Fransa nın Lille Üniversitesi Jeoloji Laboratuvarı nda, deniz suyu örneklerinin analizleri ise Paris-Sud Üniversitesi nde (Orsay) yapılmıştır. 4. Akdeniz Sahilinde Yalıtaşları 4.1. Bölgesel Jeoloji Türkiye nin Akdeniz sahilinin önemli bir kesimi Toros Dağları na paralel bir şekilde uzanır. Bu kaynak alanlardan türeyen çeşitli litolojilerden oluşmuş sedimanlar yalıtaşlarında bariz bir şekilde gözlenmektedir (Desrouelles vd., 2008). Genel hatları ile belirtmek gerekirse büyük çoğunluğu karbonat kayaçları içeren birimlerin genel dağılımları batıdan doğuya doğru şu şekildedir: Çalışma alanının en batısında bulunan Finike Körfezi nin kuzeyinde Geç Kretase- Paleojen yaşlı Beydağları karbonat platformu yer alır (Poisson, 1977). Çoğunlukla kireçtaşlarından oluşmuş Mezozoik yaşlı allokton birimler ise Kemer ile Antalya arasında

20 yüzeylerler (Robertson, 2000). Antalya ve batısındaki küçük boyutlu Miyosen havzalarında (Aksu, Köprüçay ve Manavgat) ise mercan resifleri içeren kaba klastik malzemeler (Akay vd., 1985; Çiner vd., 2008; Flecker vd., 2005; Karabıyıkoğlu vd., 2000) gözlenir. K-G uzanımlı genç tektonik hatlar ile sınırlanmış bu havzalardaki (Deynoux vd., 2005) çökeller uyumsuz olarak Pliyosen yaşlı flüvyal sedimanlar (Poisson vd., 2003) ve özellikle de Antalya şehri civarında Kuvaterner yaşlı travertenler tarafından üzerlenirler (Bürger, 1990). Manavgat havzası nın doğusunu oluşturan Alanya Masifi ise metamorfik kayaçlardan oluşur (Okay & Özgül, 1984). Daha doğuya doğru ise Miyosen yaşlı Mut ve Adana havzaları derin denizel malzeme ve mercan resifli kireçtaşları içerirler (Şafak vd., 2005; Yetiş vd., 1995). Çukurova nın bulunduğu bölge ise kıyı boyunca güncel delta sedimanları ile kaplı olup doğuda GB-KD uzanımlı Aslantaş Fay Zonu tarafından sınırlanmıştır. Kretase yaşlı ofiyolit ve kireçtaşı içeren bir masif de İ skenderun un güneyinde yüzeylemektedir (Boulton & Robertson, 2007). 4.2. Çalışma Alanlarının Tanımı Proje kapsamında Türkiye nin Akdeniz sahili tamamen taranmış ve birçok alanda gözlemler yapılmıştır. Öncelikle yalıtaşları ile ilgilenilmiş olmakla birlikte Orta Holosen den itibaren deniz seviyesinin bağıl durumunu gösterebilecek her türlü jeomorfik yapı özenle gözlenmiş ve örneklemeler yapılmıştır. Proje açısından önemli olduğu düşünülen yerler Batı dan Doğu ya doğru olacak şekilde Şekil 1 de gösterilmiştir.

Şekil 1: Akdeniz kıyı şeridi boyunca çalışılan yerleri gösterir harita. 21

22 4.2.1. Finike Proje kapsamında çalışılan en batıdaki alan Finike kasabasının batı girişinde bulunan (GPS: 36 20 N/30 15 E) sahil kesimidir (Şekil 2). Güncel plaj birkaç yüz metre eninde olup D-B uzanımlıdır. Her ne kadar güncel plajda yalıtaşlarına rastlanılmamışsa da yapılan denizaltı dalışlarında sahilden 250 m kadar açıkta ve 4-4.5 m derinlikte, kalınlığı 20-50 cm arasında değişen yalıtaşı tabakaları gözlenmiştir (Şekil 3). Birkaç km yanal devamı olan tabakalar sualtında da takip edilebilmektedirler. Yalıtaşları güncel plaja paralel bir konumda olup bileşimleri de güncel sedimanlar ile çok benzerlik göstermektedir. Yalıtaşları genelde çapı 5-10 cm yi bulan kireçtaşı çakıllarının kum boyu sedimanlar içinde taşlaşması sonucu oluşmuşlardır. Yapılan kroki kesitte (Şekil 4) de görüleceği üzere denizaltından alınan beş adet örnekten dördü (F1a-d) yalıtaşı tabakasının en derin olduğu noktadan ve aynı tabakadan (en alttan en üste doğru) alınmıştır. Beşinci örnek ise tabakanın en sığ (kıyıya en yakın) olduğu üst noktadan alınmıştır. Şekil 2: Finike plajı. Güncel yalıtaşları gözlenmemekte birlikte 4-4.5 m derinlikte yaygın geçmiş dönemlere ait yalıtaşları bulunmaktadır.

23 Şekil 3: 4.5 m derinlikte dalgıç tarafından çekiç ve keski ile yalıtaşı örneği alınması. Şekil 4: Finike sahili ve sahilden 250 m açıkta ve 4-4.5 m derinlikte bulunan yalıtaşı tabakasını gösteren kroki kesit ve örnek yerleri (F1 a-d ve F2).

24 Finike Körfezi nin 30 km kadar batısında yer alan Eski Yunan ve Roma dönemlerine ait (M.Ö. 2yy ve M.S. 6 yy arası; Fouache vd., 1999, 2005a) Andriake antik kentinde (Demre eski limanı) kısmen deniz altında kalmış tarihi bir kesme taş ocağında -1.5 m derinlikte fosil bir dalga oygu izi bulunmaktadır (Şekil 5). Kullanılan çekiç izlerinden ocağın Roma dönemine ait olduğu tahmin edilmektedir (Bessac, 1988). Birkaç km batıya doğru gidildikçe yine Roma dönemine ait Batıkşehir antik şehrindeki yapıların temellerini daha da derinde (denizin 2 ile 3 m kadar altında) görmek mümkündür (Şekil 6). Şekil 5: 1.5 m deniz altında kalmış Roma dönemi Andriake taş ocağı. Şekil 6: Batıkşehir de denizin 2-3 m kadar altında kalmış bina duvarı.

25 4.2.2. Adrasan-Olimpos-Faselis Batı da çalışılan bir diğer alan da Adrasan, Olimpos ve Faselis arasında kalan koylardır (GPS: 36 S 0272 UTM 4020608). Bunlardan sadece K-G uzanımlı Adrasan koyunda denizden 2 m kadar açıkta ve 0.5 ile 1.2 m derinlikte uzanan birkaç yalıtaşı tabakası gözlenmiş ve 1 örnek alınmıştır (Şekil 7-8). Sahilde kireçtaşı çakılları ile ince kum boyutu malzeme bulunmasına rağmen yalıtaşının tane boyu ince kumdur. Şekil 7: Adrasan plajı yalıtaşı kroki kesiti. (A1: örnek yeri). Şekil 8: Adrasan plajı ve deniz altında kalan yalıtaşı (kırmızı ok). Olimpos antik şehrinin bulunduğu alanda ise limana ait yapıların temelleri plaj çakılları tarafından 0.5 m kadar örtülmüştür. Ayrıca Faselis antik şehrinin kuzey limanında bulunan akuadüklerin temelleri de 0.5 m deniz altında bulunmaktadır (Fouache vd., 1999).

26 4.2.3. Kemer Çalışılan alanlar içinde 3 değişik seviyede yalıtaşlarının gözlendiği ve dolayısı ile yaş verileri sonucuna göre önemli bilgiler toplamayı ümit ettiğimiz bir bölgedir. Kemer kasabası nın batı girişinde bulunan (GPS: 36 37.723 N/30 33.460 E) K-G uzanımlı bu sahil kesimi 50 m kadar genişliktedir (Şekil 9-10 Kesit 1). Güncel plaj yer yer faylı olup sahilin eni birkaç metreye kadar düşebilmekte hatta falezler görülmektedir (Şekil 10, Kesit 2). Falezlerin oluştuğu bu alanlarda deniz seviyesinde ve kıyıya paralel gözüken kayaçlar (genelde ofiyolit kökenli) yalıtaşı görünümü vermekle birlikte ana kayalar olup (tarafımızdan sahte yalıtaları olarak adlandırılmışlardır) gerçek yalıtaşları 3 değişik seviyede (0 m, denizaltında -1 m ve -2.2 m de) bulunmaktadırlar. Yalıtaşlarını oluşturan tabakaların kalınlıkları 80 cm yi bulabilmekte ve çeşitli kayaçlardan türemiş (kireçtaşı ve ofiolitler) yassı çakıllar (3-5 cm) sağlam bir çimento ile tutturulmuş gözükmektedirler. Bu tabakaların her birinden birer tane olmak üzere toplam 3 adet örnek (Ke2-4) alınmıştır (Şekil 11). Kum boyu malzeme de kimi zaman çakıllar arasında matriks şeklinde ve kimi zaman da birkaç 10 cm kalınlığında ve yanal devamsız kumtaşı tabakaları şeklinde bulunmaktadır. Ke1 no lu örnek ise kıyı gerisinde kısmen çimentolanmış kum-çakıl ardalanmalarından alınmıştır (Şekil 12-13). Şekil 9: Kemer sahilinde kısmen yüzeylemiş yalıtaşı mostrası.

27 Şekil 10: Kemer kıyı şeridinde gözlenen yalıtaşlarının kroki kesitleri. Kesit 1 sahilin güneyinde Kesit 2 ise 300 m kadar kuzeyindedir. Şekil 11: Deniz altında kalan (-2.2 m) yalıtaşının görüntüsü. Örnek Ke4 buradan alınmıştır.

28 Şekil 12: Kıyı gerisi (backshore). Çakıllar bariz tabakalı ve denize doğru biniklenmelidirler (imbrication). Ölçek ok ile gösterilen jeolog çekici. Şekil 13: Kıyı gerisinde kısmen çimentolanmaya başlamış çakıllar. 4.2.4. Kargacık (Çarşak) Antalya-Kemer yolu arasında tünellerin bulunduğu bölgenin hemen yanında Kargacık (GPS: 36 45.171 N/30 34.067 E) koyu bulunmaktadır (Şekil 14). Her ne kadar güncel plajda yalıtaşlarına rastlanılmamışsa da yapılan denizaltı dalışlarında sahilden 20 ile 60 m

29 açıkta ve 1.5 ile 3.5 m derinlikte 2 döneme ait yaltaşları gözlenmiştir (Şekil 15). Yalıtaşları güncel plaja paralel bir konumda olup bileşimleri çoğunlukla çakıl ve daha az oranda ince taneli sedimanlardan oluşan güncel sedimanlara benzerlik göstermektedir. Denizaltında bulunan yalıtaşı tabakalarında (özellikte -3.5 m de) çakıl boyu malzeme çok boldur. Alınan 5 adet örneğin tümü kireçtaşlarından türemiş çakıltaşlarıdır (Şekil 16-17). Çakıllar çok iyi yuvarlanmış olup yer yer kaba kum matriks destekli, yer yer ise tane desteklidirler. Kar3 ve Kar5 no lu örneklerin alındığı yalıtaşının tam üzerinde bulunan 60 cm kalınlığındaki yalıtaşı tabakasının üstü dairsel ve küvet şeklindeki oyuklar ile kaplıdır. Çapı kimi yerlerde1 m yi bulabilen bu oyukları içeren tabaka bugün deniz seviyesinin 2 m altında bulunmaktadır. Bu gözlemden, taşlaşmış bir yalıtaşı üzerinde bu oyukların oluşabilmesi için deniz seviyesinin göreceli olarak uzun bir süre sabit kalmasının gerektiği sonucu çıkarılmıştır. Şekil 14: Kargacık sahilinin uzaktan görünümü. Denizin 2-3 m altında yalıtaşları seçilebilmektedir (ok). Arka planda Antalya kenti görülmektedir.

30 Şekil 15: Kargacık kıyı şeridinde gözlenen yalıtaşlarının kroki kesitleri. Şekil 16: Deniz altında -3.5 m de çekiç ve keski yardımı ile örnek alma çalışması. Şekil 17: Deniz altından alınan Kar4 no lu yalıtaşı örneği.

31 4.2.5. Belek Antalya nın oteller bölgesi olarak bilinen Belek deki sahil kesiminde ender de olsa deniz seviyesine çok yakın bir konumda (Şekil 18-19) yalıtaşları gözlenmiştir. Genelde ince taneli kireçtaşı taneciklerinden (kalkarenit) oluşan yalıtaşlarında taneler arası boşlukta çimentodan ziyade miktirin hakim olduğu görülmektedir. Şekil 18: Belek açıklarında deniz seviyesinin hemen altında kalmış yalıtaşları (kişinin bulunduğu yer B1 örnek yeridir). Şekil 19: Belek sahilinin kroki kesiti.

32 4.2.6. Side Side antik kentinin birkaç km doğusundaki Side Palace ve Club Robinson otelleri arasında kalan (GPS: 36 45.409 N/31 24.736 E) alanda hem güncel hem de fosil (deniz altında) yalıtaşları kıyıdan 100 m kadar açıkta ve 1-2 m derinlikte yaygın olarak gözlenirler (Şekil 20). Güncel plaj D-B uzanımlı olup küçük tatlı su girişleri ile kesilir. Güncel yalıtaşları birçok tabakadan oluşmakta ve denizin iç kısımlarına doğru yayılmaktadırlar. Tabaka kalınlıkları 20-70 cm arasında değişen ve genelde kaba kum ve ince çakıl boyutunda malzemeden oluşan güncel yalıtaşlarının yayılımı kıyıya paralel olmaktan ziyade bir yay (convex) şeklindedir (Şekil 21-23). Manavgat nehrinin zaman içinde yer değiştirmesi sırasında oluşan deltanın bu şekilde dağılmış yalıtaşlarını oluşturduğu düşünülmektedir. Yapılan kroki kesitte (Şekil 20) de görüleceği üzere 3 değişik nesile ait olduğu düşünülen yalıtaşlarından toplam 8 adet (S1-8) örnek alınmıştır. Alınan örnekler oksidasyondan kaynaklanan kırmızı-kahverengi bir çimento sayesinde çok iyi taşlaşmış durumdadırlar. Şekil 20: Side doğusunda gözlenen yalıtaşlarının kroki kesiti.

33 Şekil 21: Yalıtaşlarının yay şeklindeki görünümleri. Kişinin üzerinde durduğu yalıtaşları ile arka plandaki iskele arasında kalan yalıtaşları (kırmızı ok). Şekil 22: Side doğusunda yalıtaşları. Alçak su seviyesi (barometrik ve mevsimsel) nedeni ile suyun biraz üzerinde görünmektedirler. Şekil 23: Yalıtaşları (3 adet tabakadan biri kısmen su ile kaplanmış durumda). S2, S3 ve S8 nolu örnekler bu yalıtaşlarının karaya bakan tarafından alınmıştır.

34 4.2.7. Çimtur (Okurcalar) Side ile İ ncekum arasında kalan sahil kesiminde Çimtur (GPS: 36 38.980 N/31 40.265 E) mevkilerinde seyrek de olsa yalıtaşlarına rastlanmıştır. Çimtur plajında yalıtaşları yüzeyde olmayıp güncel plajın kumları altında kalmışlardır (Şekil 24). 10-20 cm kalınlığındaki bu yalıtaşları denizaltına doğru devam etmekte olup buradan 2 adet örnek alınmıştır (Şekil 25). Tane boyu genelde kaba kum olup küçük kireçtaşı çakılları da gözlenmektedir. Şekil 24: Çimtur da güncel plaj çökelleri altında kalmış yalıtaşı (ok) kesiti ve dalgaların etkisi ile parçalanmış yalıtaşı blokları (kesik ok). Şekil 25: Çimtur (Okurcalar) koyunda gözlenen yalıtaşlarının kroki kesiti.

35 4.2.8. Incekum İncekum ile Alanya arasında kalan sahil kesiminde iyi gelişmiş ve korunmuş durumda güncel ve fosil dalga aşındırma düzlükleri veya biyo-erozyon platformları bulunur. Akdeniz kıyısı boyunca çalışılan çeşitli yerlerde deniz seviyesindeki anakayaya tutunarak koloniler oluşturan vermet resiflerine (Dendropoma petraeum) bu kıyı boyunca sıkça rastlanmıştır. Dendropoma petraeum gelişebildiği alan nedeni ile (genelde deniz seviyesi ile 15 cm kadar deniz altında yaşayabilen bir koloni) güncel ve fosil deniz seviyesi ölçümünde çok kesin ve dolayısıyla önemli bir veri olarak kullanılmaktadır (Laborel & Laborel-Deguen, 1994). Alanya nın batısındaki İncekum burnu hem güncel hem de deniz seviyesinden 0.5 m ile 0.8 m kadar yukarıda bulunan fosil vermet resifleri içermesi nedeni ile önemlidir (Şekil 26-27). Şekil 26: Canlı verme resifinin detay görüntüsü.

36 Şekil 27: Vermet resifleri içinde yaşayan canlı (ok). Fosil vermet resifinden 14 C yaş tayini amaçlı örnek alınmıştır (Şekil 28). İ ncekum burnunda plaj olmadığı için yalıtaşı oluşumları bulunmamakla birlikte önemli aşınım morfolojileri gözlenmektedir. Bunlardan en önemlisi kireçtaşı anakaya üzerinde gelişmiş ve bugün 0.5 m kadar deniz seviyesinin üzerinde bulunan dalga aşındırma düzlükleridir (Şekil 29). Bunun yanı sıra bu dalga aşındırma düzlüklerinin üzerileri de karstik aşınım sonucu çapları ve derinlikleri 30-50 cm arasında değişen (kimi yerlerde 1 m yi bulabilen) çukurluklar ile kaplıdır (Şekil 30).

Şekil 28: Deniz seviyesinden 0.5 m kadar yukarıda gözlenen ve 14 C yaş tayini için örneklenen vermet resifi ve yakın görüntüsü. 37

Şekil 29: İncekum burnunda gözlenen dalga aşındırma düzlüğü. Şekil 30: Kireçtaşından oluşan dalga aşındırma düzlüğünün karstik aşınması. Ölçek defter. 4.2.9. Değirmentaş (Batı Alanya) Alanya nın 5 km batısında isimsiz küçük bir koyda gözlenen (tarafımızdan Değirmentaş olarak adlandırılmıştır) yalıtaşlarının özellikle kaba kum boyutunda olanları

tahmin ettiğimiz kadarı ile bölge insanları tarafından değirmentaşları için ocak görevi görmüştür (Şekil 31-32). Gerek koyun küçüklüğü gerek ise hemen yakınında bulunan Alanya nın batı ve doğusunda gözlenen çok bol miktardaki yalıtaşı oluşumlarına olan yakınlığı nedeni ile bu koydan örnek alınmamıştır. Şekil 31: Değirmentaş mevkiinde kıyıdaki yalıtaşları (kalın ok) ofiolit blokları arasında gözlenmektedir.

Şekil 32: Alanya nın batısında gözlenen yalıtaşları ve değirmentaşı olarak kesilmiş ancak yerinden çıkarılmamış çember şeklindeki blok (ok). 4.2.10. Alanya Alanya kentinin batı girişindeki (GPS: 36 32.545 N/31 59.229 E) plaj boyunca çoğu zaman yanal devamlı ve enleri birkaç on metreyi, kalınlıkları ise birkaç metreyi bulabilen yalıtaşı mostraları bulunmaktadır (Şekil 33). Şehrin doğu çıkışında da kilometrelerce devam eden bu yalıtaşı mostraları Doğu Alanya başlığı altında bir sonraki bölümde detaylı olarak (kroki ve örnekleme) çalışılmış olduğu için çok daha küçük olan batı plajından kroki çıkarılmamış ve örnek alınmamıştır. Şekil 33: Alanya şehrinin (arka planda Kale) batısında gözlenen yalıtaşları. Bunun yanı sıra Alanya kalesinin içinde yer alan Selçuklular döneminden kalma tersanelerin taban seviyelerinin güncel deniz seviyesi ile hemen hemen aynı oldukları

gözlenmiş ve en azından M.S. 12. yy dan beri bu bölgede bağıl deniz seviyesinde gözle görülür bir değişikliğin olmadığı sonucuna varılmıştır (Şekil 34). Şekil 34: Alanya Kalesi içinde bulunan Selçuklular döneminden kalma tersanelerin görünümü ve güncel deniz seviyesi ile olan uyum. 4.2.11. Doğu Alanya Alanya doğusu ile Gazipaşa arasında kalan 50 km lik sahil kesimi yalıtaşlarının Türkiye de en yaygın şekilde bulundukları bölgedir (Şekil 35). Alanya nın doğu

çıkışında başlayan kilometrelerce uzunluğundaki bu plajda yanal olarak çok devamlı yalıtaşları bulunmaktadır. Fosil yalıtaşlarına ise -3.5 m derinliğe kadar rastlanmıştır. Kilometrelerce uzunluğundaki KB-GD doğrultulu bu plajı temsil eden bir kesit (GPS: 36 31.891 N/32 02.339 E) ve üzerinde yapılan örneklemeler (DA1-8) aşağıda gösterilmiştir (Şekil 36). Güncel sedimanlar ile yalıtaşlarının bileşimleri çok benzerlik göstermektedir. Tane boyu genelde ince kum olup çakıltaşı ağırlıklı yalıtaşları da gözlenmiştir. Sahil şeridinin kilometrelerce devam ettiği göz önüne alındığında her türlü tane boyundan yalıtaşlarına rastlanacağı açıktır. Tanelerin çoğu kireçtaşından türemiş olmakla birlikte önemli miktarda kuvartz içeren yalıtaşları da mevcuttur. Tabaka kalınlıkları genelde 20-30 cm arasında değişmekle birlikte aynı nesile ait birçok tabakanın üst üste gelmesi sonucu yalıtaşlarının toplam kalınlığı birkaç metreyi bulabilmektedir. Tabakalar üzerinde küvetler şeklinde aşındırma oyukları da sıkça gözlenmektedir.

Şekil 35: Alanya doğusundaki plajlarda yanal devamlı ve kalın mostralar veren yalıtaşlarının görünümü. Şekil 36: Alanya doğu çıkışında kıyı şeridinde gözlenen yalıtaşlarının kroki kesiti. Alanya nın çok önemli bir turizm merkezi olması nedeni ile yerel belediyelerin yalıtaşlarını kırarak plajda kumsal alan açtıkları gözlenmiştir. Ayrıca sahil kesimine geniş bir yolun yapılması sırasında yapılan istinad duvarları plaj alanını daraltmış durumdadır (Şekil 37). Yalıtaşları gerek kıyıya paralel ve denize doğru 3-10 derece eğimli bir şekilde bulunmaları, gerekse sertlikleri ve sağlamlıkları nedeni ile doğal bir dalgakıran görevi görmektedirler. Bu etkinin azalması veya yok olması nedeni ile plaj daralmakta hatta yok olmaktadır. Toros Dağları nın üzerinde yapılan barajlar nedeniyle denize nehirler vasıtası ile daha az sediman taşınabildiği düşünüldüğünde (birçok bölgede sahil negatif sediman bütçesine sahiptir) durumun önemi çok daha net bir şekilde ortaya çıkmaktadır.

Şekil 37: Kıyı şeridine inşa edilen istinad duvarı ve yol ile yalıtaşlarının kırılarak turistik kullanımına açılması doğal dengeyi gittikçe bozmaktadır. 4.2.12. Kahyalar (Gazipaşa) Alanya-Gazipaşa arasında yalıtaşlarının yanı sıra önemli dalga aşındırma düzlükleri de gözlenir. Gazipaşa nın 5 km kadar batısında kalan Kahyalar (GPS: 36 18.156 N/32 15.765 E) ofiolit kayaçlardan oluşan bir falez ile sınırlanmış 50 m kadar eni olan bir koydur. Sahilde bulunan yalıtaşlarının bazıları denizin anakayaya çarparak geri dönerken oluşmuş olmaları nedeni ile beklenenin tersine denize doğru değil de karaya doğru eğimli görülmektedir (Şekil 38). Yalıtaşları genelde kireçtaşı ve ofiyolitlerden türemiş ince kum-küçük çakıl boyutundaki malzemeler içerirler. Çimentolanmanın yer yer zayıf olması nedeni ile kayaç elde dağılabilmektedir. Şekil 38: Kahyalar da gözlenen yalıtaşları (ok) denizin anakayaya çarparak geri dönerken oluştukları için beklenenin tersine 3-5 derece kadar karaya doğru eğimli görülmektedir. KB-GD uzanımlı olan sahil kesiminde K-G doğrulutulu bir kroki kesit çizilmiştir (Şekil 39). Çok az eğimli olan (birkaç derece) ve zaman zaman ters yöne doğru gelişmiş yalıtaşları örneklenmiştir (Kah1-3). Bunun yanı sıra güncel deniz seviyesinden 2-4 m