İstanbul da merkez gelişmelerinin büyük çoğunluğu yapılaşmış alanlardadır. Bu nedenle, merkez gelişmesi dönüşümü içerecektir. MİA gelişmesi veya alt-merkez oluşturulmasında iki yaklaşım izlenebilir. Birincisinde, nazım-uygulama imar ve parselasyon planları hazırlanıp onaylanarak gelişmenin piyasa süreci içinde tek tek girişimcilerin imar parsellerini elde edip ticari bina inşaatlarını yapmaları beklenecektir. İkinci yaklaşım ise merkez gelişmesi öngörülen alanın özel proje alanı olarak tanımlanarak hazırlanacak plan ve projelerle hayata geçirilmesidir. Her iki yaklaşımın da başarılı olabilmesi için merkez gelişmesi öngörülen alanın sınırlarının gerçekçi olarak (gerektiğinde talep analizleri de yapılarak) belirlenmesi ve bu alanda belediyelerin ticaret/merkez alanlarında geçerli olan yapılaşma koşullarını uygulaması gerekmektedir. Belediyelerin MİA ve altmerkezlerde uyguladıkları yapılaşma koşulları elden geçirilerek, hem parselde otopark ve servis gereksinimini karşılayacak, hem de ticari yatırımın çekiciliğini arttırırken çevresel kaliteden ödün vermeyecek çözümler geliştirilmelidir. Ancak, iyi işleyecek bir merkezin geliştirilmesinin yalnızca klasik nazım-uygulama planları ve amaca daha uygun hale getirilmiş yönetmelik uygulamasıyla sağlanması mümkün olmayabilir. Başta merkezin ulaşım gereksinimi ve oluşturacağı trafik yükü olmak üzere her konuda ayrıntılı analizlere dayalı olarak alınacak nazım plan kararlarının ardından uygulama imar planı bir kentsel tasarım projesi kapsam ve niteliğinde hazırlanmalıdır. Son olarak, kentin çok merkezli ihtisaslaşmış merkezler bütünlüğü içerisinde etkin çalışabilmesinin temel gerekliliklerinden biri olarak, ulaşım sistemi belirleyici olmaktadır. Bu çerçevede merkezlerin ulaşım sistemleri ile birbirlerine güçlü akslarla bağlanarak bütünleştirilmesi gerekliliği de plan kararları ile sağlanmaya çalışılmıştır. 7.4. SANAYİ ALANLARI Günümüzde küresel kentler, sanayi üretiminde yoğunlaşma yerine; bilgi ve teknoloji üretimine ağırlık vererek üst düzey hizmetler, finans ve bilişim sektörlerinde en rekabetçi öğelerini geliştirmektedirler. Bu doğrultuda, İstanbul un, küresel platformda rekabet üstünlüğü sağlamak üzere kapsamlı bir dönüşüm gerçekleştirerek ekonomik yapının değişimi hedeflenmekte ve bu bağlamda sanayinin desantralizasyonu ve yapısal değişimi, endüstri ağırlıklı ekonomiden hizmet ağırlıklı ekonomiye dönüşüm ve bilgi ve teknolojiye dayalı bir gelişme öngörülmektedir. Mekansal kısıtlardan ötürü büyüyebilme imkanı bulamayan, ileri teknoloji kullanma gereksinimini karşılayamayan ve bu nedenle uluslararası nitelikte ürünler veremeyen sanayilerin yapısal dönüşüm geçirerek, belirtilen türdeki olanakların karşılandığı alanlara yönlendirilmesi Plan ın sanayi ile ilgili temel yaklaşımıdır. 624
İstanbul un özel konumu, doğal eşikleri ve taşıdığı deprem riski; sürdürülebilir ve yaşanabilir bir nüfus büyüklüğünün desteklenmesi ve yönetilmesini gerekli kılmaktadır. İstanbul un ekonomik gücünün artarak devam etmesi, verimlilik ve etkinlik düzeyi yüksek ekonomik sektörlerin desteklenmesiyle gerçekleşecektir. 1/100000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı nın planlama yaklaşımında, 3. Hedef başlığı altında Ana Strateji 3: Sanayi sektörünün kent genelindeki yapısını sıhhileştirerek yapısal dönüşümünü sağlamak şeklinde tanımlanmıştır. Bu doğrultuda Plan da; hizmetler, kültür endüstrileri ve turizm sektörlerinde beklenen gelişmeler yanında, sanayinin de bu stratejiye katkı sağlaması gerekmektedir. İnsan ve çevre sağlığı açısından risk oluşturmama prensibiyle sanayinin rekabet gücünü arttırmak için AR-GE desteğiyle teknoloji üreten ve yeni teknoloji kullanan, etkin bir lojistik sistemle bölgesel ve küresel pazarlara açılan, katma değeri yüksek üretim yapan sanayi türlerine geçiş desteklenmektedir. Marmara Bölgesi ve İstanbul daki hızlı gelişme sürecinin sonucunda İstanbul da sanayi faaliyetleri artan bir şekilde yoğunlaşmıştır. 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Plan ın İstanbul için öngördüğü vizyon doğrultusunda, İstanbul un ekonomik yapısının sanayiden hizmet sektörüne kayması gerekliliği, sanayinin içme suyu havzalarını tehdit etmeye başlayan kirletici etkileri ve kentin tüm doğal yapısını tehdit eden kuzeye gelişme eğilimlerini tetikler etkisi, sanayinin kent dışına yönlendirilmesini zorunlu hale getirmektedir. İstanbul da sanayinin desantralizasyonunu sağlayabilmek için iki aşamalı eylem programı önerilmektedir. Öncelikle İstanbul yakın çevresinde ve Marmara Bölgesi ndeki sanayi potansiyelleri değerlendirilmeli, diğer yandan bölge dışında (ülke genelinde) yerel dinamikleri harekete geçirerek dengeli gelişmeyi teşvik eden yaklaşımlar uygulanmalıdır. Bu kapsamda, kent içinde konumu nedeniyle dezavantaj oluşturan sanayi alanları (havza içinde, kent merkezinde gibi), katma değeri düşük ve kirletici sanayiler öncelikle ele alınmalı, sanayinin ihtiyaç duyduğu teknik altyapı yatırımları önceliklendirilmeli, sanayi üretim yapısının niteliksel ve niceliksel olarak değişimi kapsamında sosyal 625
yatırımlara (niteliksiz işgücünün yönelebileceği yeni iş alanlarına, eğitim programları gibi) ağırlık verilmelidir. İstanbul daki sanayi sektörü ele alınırken gözetilen birinci öncelik, sürdürülebilirlik ilkesidir. İstanbul, küresel ölçekte güçlenmiş dünya kenti amacı ve sürdürülebilir çevre, ekolojik denge, kentsel rekabet ve sosyal adalet koşullarının sağlanması ilkeleri çerçevesinde negatif dışsal ekonomiler üreten, yenilikçi olamayan ve ileri teknoloji kullanmayan sanayi yığılmalarının oluşturduğu sanayi kenti kimliğinden uzaklaşmalıdır. Kent içerisindeki sanayi alanları havayı, yüzey ve yeraltı sularını kirleterek kent sağlığını tehdit etmekte, görüntü ve gürültü kirliliği oluşturmakta ve etrafında plansız konut alanlarının gelişmesine neden olmaktadır. Ayrıca, yerleşilebilir arazi miktarının kısıtlı olması ve bu yüzden merkezde artan arazi değerleri de merkezde kalan sanayi alanlarının dönüşümünü, bulundukları yerde faaliyetlerini sürdürmelerinde sakınca olmayanların ise rehabilitasyon yoluyla yeniden organize edilmesini gerektirmektedir. İstanbul İli nde OSB dahil toplam 10.476 ha. brüt (5.374 ha. net) sanayi alanı ve 1.250.000 kişi sanayi işgücü faaliyet göstermektedir. 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı nda 2023 yılı için, Sanayi işgücünün payının % 25 olacağı (yaklaşık 1.400.000 kişi), 1.400.000 Sanayi işgücünün kent içindeki kapasitesi dolmamış sanayi alanlarında (rehabilite edilerek) yeniden organize edileceği, İstanbul yakın çevresi olarak değerlendirilen doğuda Gebze ve Bilecik, batıda ise Çerkezköy ün İstanbul a yönelecek sanayi yatırımları ve işgücü için tampon bölgeler olacağı öngörülmektedir. Bu kapsamda; toplam 450.000 işgücü kapasiteyi alabilecek çeper alanlarda çalışacak işgücü ile birlikte 1.850.000 olarak kabul edilmektedir. Yukarıda çizilen genel çerçeve içinde, İstanbul ve çeperlerinde (Gebze ve Çerkezköy) yer alan sanayilere ilişkin kararlar; çevre yerleşmelerin planlarıyla uyumlu olacak şekilde organize sanayi bölgeleri, sanayi alanları, küçük sanayi siteleri ve tersane alanları başlıkları altında geliştirilmiştir (Harita 7.13). 626
SIHHİLEŞTİRİLMESİ ÖNGÖRÜLEN SANAYİLER DOYGUNLAŞTIRILMASI ÖNGÖRÜLEN OSB ler DÖNÜŞÜMÜ ÖNGÖRÜLEN SANAYİLER Harita 7.13. Plan ın Sanayi Alanları Yaklaşımı Sonuç olarak, söz konusu sanayi alanlarında, ortaya konan planlama yaklaşımı gereği, mevcut üretim altyapısının niteliğini arttırarak, üretim sonrası pazarlama faaliyetlerinin yer alacağı fuar alanları ve tesisleri ile entegre çalışabilen, uluslararası rekabet düzeyi yüksek üretim alanlarının elde edilmesi; İstanbul sanayi sektörünün yeniden yapılanarak güçlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır. 7.4.1. ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ İstanbul da yer alan OSB lerin (Elmalı Su Toplama Havzası nda yer alan Dudullu OSB hariç) kullanılmayan kapasitelerinin değerlendirilerek, mevcut sınırları içerisinde rehabilite edilmesi (ulaşım sorunları, alan büyüklükleri yetersizliğinin giderilmesi gibi) ve doygunluk düzeylerinin sağlanması kararı alınmıştır. Bu doğrultuda, meskun alanlar içinde insan ve çevre sağlığını olumsuz yönde etkileyen, düzensiz yapılaşmış ve kent dışına çıkma eğiliminde bulunan sanayi alanları öncelikle kapasitesi henüz dolmamış organize sanayi bölgelerine yönlendirilmesi kararı alınmıştır. Ayrıca, İstanbul da faaliyet gösteren, ancak güncel ilişkiler bütününde artık İstanbul da bulunmakla bir üstünlük elde edemeyecek OSB dışında faaliyet gösteren sanayi sektörleri de öncelikli olarak İstanbul daki mevcut OSB lere yönlendirilmeli, ikinci bir seçenek olarak kentin çeperlerinde yer alan kapasitesini doldurmamış Çorlu, Çerkezköy ve Gebze OSB ler değerlendirilmelidir. İstanbul da yer seçmeyi düşünen, fakat en az aynı getiri düzeyini ülkenin ve Marmara Bölgesi nin diğer yerlerinde konumlanarak da 627
yakalayabilecek olan potansiyel işletme ve faaliyetlerin de Marmara Bölgesi ne yönlendirilmesi olanakları araştırılmalıdır. OSB alanlarının tam kapasite kullanımının sağlanması, içlerinde faaliyet gösteren hakim sektör dağılımına göre yapılmalıdır. Ayrıca, İstanbul da yer alan organize sanayi bölgelerinin kullanılmayan kapasitelerinin değerlendirilmesi için mevcut durumun ortaya çıkardığı sorunların bertaraf edilmesi hedeflenmektedir. Planlama döneminde yapılmış olan sektörel araştırmalar neticesinde istihdam kapasitelerinin altında doygunluk düzeyine sahip olduğu tespit edilen İkitelli, Beylikdüzü ve Tuzla Organize Sanayi Bölgelerinde söz konusu atıl kapasitelerin optimum düzeyde kullanılması ve bu bölgelerin yakın çevrelerinde dağınık durumda bulunan sanayilerin bu atıl kapasiteler kapsamında organizasyonu öngörülmektedir. İstanbul da yer alan OSB lerde gerekli koşullar sağlanarak (ulaşım sorunları, alan büyüklükleri yetersizliğinin giderilmesi gibi) kullanılmayan kapasitelerinin değerlendirilmesi ile 395.100 işgücü kapasitesine (197.220 kişilik ek istihdam kapasitesi) ulaşılması hedeflenmektedir. Gebze ve Çerkezköy, İstanbul a yakın olmaları ve ulaşım kolaylığı nedeniyle pazar olanaklarından yararlanma avantajına sahiptir. Ayrıca, her iki ilçede de organize sanayi bölgesinin varlığı ve henüz kapasitesini doldurmamış olması da İstanbul a komşu bu alanların avantajları olarak kabul edilmektedir. 7.4.2. SANAYİ ALANLARI İstanbul da mevcut sınırları içinde sağlıklılaştırılacak sanayi alanlarının ileri teknoloji kullanan, katma değeri yüksek üretim yapan, insan ve çevre sağlığına duyarlı bir yapıya kavuşturulması öngörülmektedir. Mevcut sınırları içerisinde sağlıklaştırılarak sanayi fonksiyonu devam etmesi öngörülen yaklaşık 530 ha (toplam kapalı üretim alanı) alanda 191.227 kişi çalışmaktadır. Bu bölgelerde istihdam edilebilecek ek işgücü (100 kişi/ha üzerinden hesaplandığında) ise 104.900 kişi olup; toplamda öngörülen çalışan sayısı yaklaşık 358.400 kişi dir. Mevcutta ileri teknoloji kullanan sanayi alanları ile ileri teknoloji kullanarak sağlıklı bir yapıya kavuşturulması ve yeniden organizasyonu planlanan sanayi alanlarında; ilgili kanun ve yönetmeliklerde türleri tanımlanan ve atıkları itibariyle insan ve çevre sağlığı açısından tehdit unsuru olan imalatların yer alamayacağı ve söz konusu sanayi tesislerinin ihtiyacına yönelik tır-kamyon parkları, antrepo ve depolar gibi lojistik fonksiyonların yer alabileceği Plan ile hükme bağlanmıştır. Avrupa Yakası nda Silivri-Değirmenköy, Silivri-Kavaklı, Kıraç-Hoşdere, Avcılar-Firuzköy (E-5 Karayolu nun güneyi) ve Hadımköy; Anadolu Yakası nda ise Pendik-Şeyhli ve Tuzla OSB kuzeyinde yer alan sanayiler için mevcut sınırları içerisinde sağlıklaştırılması kararı alınmış ve Plan'da sanayi alanı olarak gösterilmiştir (Harita 7.14). Bu alanlardaki sanayiler, sağlıklı bir yapıya kavuşturulacak 628