AB ÇEVRE MEZVUATINA UYUM SÜRECİNDE TÜRK SANAYİ SEKTÖRÜNÜ BEKLEYEN YÜKÜMLÜLÜKLER, MALİYETLER VE BUNLARIN FİNANSMANI Yrd.Doç.Dr. Ahmet MUTLU * Avrupa Birliği (AB) çevre mevzuatına uyum sağlanması ve bu mevzuatın uygulanması, Türk sanayisi için zorlu bir süreç olacaktır. Uyum sürecinin önemi ve zorluğu, çevre konusunun kapsamının çok geniş olmasından ve bu sürecin sanayiye ve ülkeye olan ekonomik etkilerinin bilinemezliğinden kaynaklanmaktadır.2003 yılı Türkiye'nin Katılım Yönünde İlerlemesi Raporu'nda çevre alanındaki alt sektörler itibariyle müktesebatın uyumlaştırılması ve uygulanmasına yönelik çalışmaların henüz başlangıç aşamasında olduğu ve güçlendirilmesine ihtiyaç olduğu vurgulanmaktadır. Uygulamaya ilişkin olarak özellikle yatay düzenlemeler, hava kalitesi, atık yönetimi, su kalitesi, doğanın korunması, endüstriyel kirliliğin önlenmesi ve risk yönetimi konularında daha fazla çaba gösterilmesi ve orta vadede de somut yatırımların yapılması gerektiği belirtilmiştir. Yukarıda değinilen ve Türk sanayi sektörü için hakkında yeterli farkındalığın oluşmadığı çevresel unsurlar, AB uyum sürecinin gereği olarak yakın gelecekte firmaların esaslı yükümlülükleri arasına gireceklerdir. Bu konuda sanayi sektörünün dikkate almak durumunda olduğu düzenlemelerin öncelikli olanları ve bunlara ilişkin Çevre ve Orman Bakanlığı nın 2006 yılında tamamladığı AB Entegre Çevre Uyum Stratejisi nde yer alan direktifler Tablo 1. deki gibidir: Tablo 1. Uyumlaştırılması Hedeflenen AB Mevzuatına İlişkin Uyumlaştırma ve Uygulama Takvimi Yukarıdaki tabloda öngörülen tablodan da anlaşılabileceği gibi gelecek dönemde * Öğretim Üyesi, Hitit Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, ahmutlu@yahoo.com
endüstriyel kirlenme alanında mevzuata yönelik hazırlıklar hızlanacaktır. Bunun anlamı açıktır: Sanayi sektörünün yatırım maliyetleri içinde çevre de önemli bir kalem haline gelecektir. Yukarıdaki tablodan çıkarılabilecek bir diğer sonuç da uyumlaştırma için öngörülen tarihlerin çok uzak olmamasıdır. AB'de 1996 yılında yürürlüğe giren EKÖK direktifine uyum için üye devletlere tanınan geçiş süresi 2008 yılında tamamlanacaktır. Aday ülkelere ise direktif kapsamında farklı geçiş süreleri tanındığı görülmektedir. Aday ülkeler geçiş süresi talep ettikleri her direktif için, komisyona detaylı bir uygulama programı ve yatırım planı sunmaktadır. Geçiş süresi istekleri kabul edilmediği takdirde aday ülkeler, birliğe katılım tarihinde direktifin gerekliliklerini yerine getirmek durumundadırlar. Yürürlüğe girecek mevzuat arasında sanayinin yüksek yatırımlar yapmasını gerektirecek en önemli direktiflerden biri Entegre Kirliliğin Önlenmesi ve Kontrolü Direktifi (EKÖK-IPPC) dir. Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 2005 yılında tamamlanan "Yüksek Maliyetli Çevre Yatırımlarının Planlanması için Teknik Yardım Projesi"nde Türkiye'de EKÖK Direktifini uygulamak için özel kuruluşların yapması gereken yatırımın toplam 13-14 milyar Avro civarında olacağı öngörülmüştür. 27 Sanayi kolunu içeren bu çalışmada tespit edilen uyum maliyetleri Tablo 2'de verilmiştir. Aynı projede kamu sektöründe ise yaklaşık 50 milyar Avro yatırım yapılması gerektiği belirtilmektedir. Kimyasallar için öngörülen yatırım miktarının da bu rakamlara dahil edilmesi gerekmektedir. Bu rakamların, sanayinin büyük kısmını oluşturan KOBİ düzeyindeki işletmeleri çok ciddi olarak etkileyeceği açık bir gerçektir. Tablo 2. 27 Endüstri faaliyetinde IPPC direktifini uygulamanın maliyetleri (milyon Avro) (Yüksek Maliyetli Çevre Yatırımlarının Planlanması Projesi, 2005)
AB Çevre Mevzuatı na Türkiye nin tam uyumunun faturasının 70 ila 90 milyar Avro arasında olacağı düşünüldüğünde (A3), yukarıda 27 sanayi kolu için öngörülen toplam maliyetlerin oldukça düşük kaldığı açıktır. Türkiye nin karşılaşacağı toplam maliyetin 55-60 milyarı kamu, 20-30 milyarı ise özel sektör kuruluşlarının altyapı ve üst yapı yatırımlarına gidecektir. Devlet ve belediyeler kanalizasyon sistemleri ve arıtma tesisleri gibi alt yapı yatırımları yapacaklar. Yeni mevzuata uyum için firmaların yeni yatırımlar yapması söz konusu olacaktır AB Çevre Mevzuatı na Uyum Maliyetleri Nasıl Karşılanacak? Hedeflenen AB mevzuatına ilişkin uyumlaştırma ve uygulama sürecindeki altyapı yatırımları, şüphesiz ki kolay ve az maliyetli gerçekleşecek yatırımlar değildir. Diğer bir deyişle, bu direktifler yönündeki yatırım maliyetleri, işletmelerin esaslı maliyetlerinden birisi olacaktır. Dolayısıyla, bir işletmenin kendi olanaklarıyla bu maliyetleri yüklenmesi, kısa ve orta dönem işletme karlılığını olumsuz yönde etkileyebilir. Söz konusu uyum sürecinde her sanayinin kendi uyum maliyetlerini sektör, tesis ve hatta
ünite bazında belirlemesi, finansman imkanlarını araştırması ve gerekli önlemleri tanımlaması gerekmektedir. Sektörel derneklerin önemli rol üstleneceği Sektörel Etki Analizleri veya mikro ölçekte İşletme Bazındaki Etki Analizleri ile mevcut durumun, uyum için gerekenler ile mevcut durumun arasındaki farkların, uyuma ilişkin ilk yatırım ve işletme maliyetlerinin ve finansman olanaklarının belirlenmesi mümkündür (A). Kamu sektörünün tersine, altyapı yatırımlarının finansmanı ve teknoloji yenilemesi için özel sektörün AB fonlarından doğrudan hibe desteği alması pek mümkün görünmemektedir. Dolayısıyla, bu yatırımların finansmanı çeşitli biçimlerde gerçekleşmek durumundadır. Bu seçenekler şunlar olabilir: a) Firmaların kendi öz sermayeleri, b) Ulusal/uluslararası finans kuruluşlarından kredi bulma, c) Çevre Uyum Sürecine Yönelik çeşitli ulusal/uluslararası fonlardan yararlanma. Olası maliyetleri, çevre uyum sürecine yönelik çeşitli ulusal/uluslararası fonlardan yararlanarak karşılamak, diğer alternatiflere göre daha akılcı görünmektedir. Bu çerçevede farklı fon kaynakları bulunabilecek olmakla birlikte, bunlardan birisi, çevre alanında aday ülkelere yönelik AB mali yardımında bulunan ve Katılım Öncesi Aracı KÖA/ISPA adını taşıyan fon dikkati çekmektedir. Katılım Öncesi Aracı, aday ülkelere iki kategoride mali yardımda bulunmaktadır : 1. Teknik yardım: yakınlaştırmanın mevzuattan doğan güçlükleri ile kurumsal güçlüklerine hitap etmek amacıyla eşleştirmeler (twinning), proje olanağı hazırlama, Sınır Ötesi İşbirliği (SÖİ) projeleri (Phare, CARDS, Türkiye için Mali Araç) 2. Altyapı yardımı: yakınlaştırmanın kurumsal ve mali güçlüklerine hitap etmek amacıyla eşleştirmeler (yatırım bölümü), ISPA projeleri, Türkiye İçin Mali Araç kapsamındaki yatırım projeleri. Katılım Öncesi Aracı KÖA/ISPA nın kapsamı içinde yer alan ve uyum sürecinde öngörülen direktiflerle uyuşan önemli yatırım direktifleri şunlardan oluşmaktadır (A2): Atık su arıtma Atık yönetimi İçme suyu arzı Hava kalitesi Katılım Öncesi Aracı KÖA/ISPA nın göstergesel yeterlik kapsamı içinde yer alan konularda şunlardır: Trans-Avrupa ulaşım ağlarıyla bağlantıya odaklanan ulaşım altyapısı; Atık yönetimi, su arzı, kentsel atık su ve hava kalitesiyle ilgili çevre projeleri. Enerji verimliliği, yenilenebilir enerji ve temiz kentsel ulaşım. Kirlenmiş saha ve arazilerin ıslahı dahil olmak üzere sanayi bölgelerinin yeniden yapılandırılması; Inovasyon ve girişimcilik, bölgesel araştırma ve inovasyon kapasitelerinin güçlendirilmesi, teknoloji transferinin artırılmasına yardımcı olunması, iş ağlarının geliştirilmesi. Bilgi toplumu, hizmet ve uygulamaların geliştirilmesi, geniş bant ağları, bilgi ve iletişim teknolojilerini (BİT ler) üstlenmek ve etkililikle kullanmak üzere KOBİ lere verilen yardım ve hizmetler dahil olmak üzere; Eksikliği bölgesel kalkınmayı sekteye uğratan sosyal altyapılar (Eğitim ve Sağlık) Halihazırda Katılım Öncesi Aracı KÖA/ISPA çerçevesinde, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Macaristan, Letonya, Litvanya, Polonya, Slovakya ve Slovenya 1 Mayıs 2004 itibariyle Uyum Fonu ve Yapısal Fonlar için yeterlik kazanmışlardır. Bulgaristan ve Romanya, bu fondan hala
faydalanmaktadır. Hırvatistan da 1 Ocak 2005 ten bu yana faydalanmaktadır. 2007 itibariyle KÖA/ISPA yerini yeni bir mali araca bırakacaktır: 2007-2013 dönemi için Katılım Öncesi Aracı (KÖA/IPA). 17 Temmuz 2006 tarihinde Avrupa Konsey i tarafından kabul edilen IPA Tüzüğünün hükümlerine göre Topluluk Ek 1 ve Ek 2 de belirtilen ülkelere amacı üyeliğe varmak olan Avrupa Birliği politika ve standartlarına ulaşmaya yönelik süreklilik gösteren çabalarında yardımcı olacaktır. Buna göre IPA ek liste 1 de yer alan aday ülkeler Türkiye, Hırvatistan ve Makedonya ile ek liste 2 de yer alan potansiyel aday ülkeler Arnavutluk, Bosna- Hersek, Karadağ ve Sırbistan a yönelik olarak yapılan harcamaları kapsayacaktır. Türkiye nin de bu fon kapsamına alınmasıyla birlikte, Türkiye sanayi sektörü, Avrupa Çevre Mevzuatı na uyum sürecinde önemli bir olanağa kavuşmuştur. Söz konusu sürecin Türk Sanayi sektörü tarafından dikkatle izlenmesi ve bu çerçevede sektörel dernekler yardımıyla ve ilgili kamu kuruluşları ile yan yana gelerek gerekli hazırlıklara bir an önce başlamak gerekmektedir. Bu çerçevede, özellikle üniversite-sanayi işbirliğinin en önemli olduğu alanlardan birisinin, yukarıdaki yükümlülükler, maliyetler ve bu maliyetlerin karşılanabileceği alternatifler konusu olduğu da unutulmamalıdır. KAYNAKÇA GÖRGÜN, Erdem; ERENGÜÇ, Aslı, Ab Çevre Mezvuatına Uyum Sürecinde Türk Sanayii'nin Yükümlülükleri - Yapılması Gerekenler, http://www.cevreciyiz.net/is_ve_cevre/default.aspx?sectionid=192&contentid=1016 (19.11.2007). ROUAM, Claude, AB fonları ile ilgili geçmiş deneyimler ve Türkiye ye yönelik finansman mekanizmalarının beklentileri AB fonları ve çevresel yükümlülükler, http://216.239.59.104/search?q=cache:yrv9klbrjuuj:www.rec.org.tr/dosyalar/179.ppt+ab+ %C3%87EVRE+MEVZUATI+NEDEN+%C3%96NEML%C4%B0&hl=tr&ct=clnk&cd=18 &gl=tr (19.11.2007) http://www.sedefed.org/default.aspx?pid=26098&nid=12349 (19.11.2007). http://www.sayistay.gov.tr/yayin/dergi/icerik/der63m2.pdf (19.11.2007).