/. O. İşletme Fakültesi Dergisi, C: 26, S: i /Nisan 1997, s. 109-113. İŞ KAZASI İSTATİSTİKLERİ VE OLAY ORANI Yrd. Doç. Dr. Ömer SADULLAH Özet: İş güvenliği çalışmalarına yön vermek ve faaliyetleri gereksinim duyulan alanlara yöneltebilmek için istatistik verilerden yararlanmak gereği açıktır. İş güvenliği açısından en çok kullanılan istatistik verilerin başında kaza istatistikleri gelir: Geniş bir kullanım alanına sahip olan bu istatistikleri kullanım amacına göre "kaza önleme" ve " tazminat ödeme" amaçlı istatistikler şeklinde iki temel grupta toplayabiliriz. Bu yazıda yaralanma ile sonuçlanan a/ıcak iş göremezlik yaratmayan kazaları da dikkate alan bir oran olan olay oranı tanıtılmak istenmiştir. İşgöreınczlik yaratan iş kazaları aynı zamanda resmi kurumlara bildirilmesi gereken türden kazalardır. Ancak yaralanma ile sonuçlanan rakat iş göremezlik yaratmayan kazalar genel olarak kutlanılan kaza istatistiklerinde yer almazlar. Olay oram bu tür kazaları da dikkate aldığı için iş güvenliği çalışmalarına daha gerçekçi verileri sağlayacaktır. Summary; The necessity of utilizing statistical data is obvioııs in order to direct safety activities to (he ncedy areas. From the safety viewpoinl, the most used statisticai dala are the accident slatislics. These slatistics, which can be utilized diversely, can be grouped under two basic groups as "accident prevention" and "conıpensaüon payınent pıırpose" stafistics according to their purpose of usage. This article introdtıces a rate called the "incitleııce rate" that takes into account also Ihe injury accidents Ihat do not catıse disabilily. Accİdents thaı cause disability are the oncs that must be reported to the offıcial organs. However, accidents that caııse injury but not disability are not represented in the standart accident statistics. Incidence rate will provide more realisüc data by taking into accouni ali injury accidents. A- GİRİŞ İş güvenliği çalışmalarının odaklandığı olgu iş kazalarıdır. Çalışmaların gerçek gereksinim alanlarına yöneltilebilmesi için bu alanların doğru belirlenmesi gerekir. Bu alanların gerçekçi olarak saptanabilmesi açısından kaza istatistikleri gerekli verileri sağlar. Kaza istatistiklerini kullanım amacına göre kaza önleme ve tazminat ödeme amaçlı olmak üzere iki grupta toplayabiliriz. Kaza önlemeye yönelik istatistiklere tazminat ödemeleri için yapılan İstatistİklerede bu ayırımın bilincinde olmak gerekir^'). Çünkü tazminat ödeme amaçlı istatistikler daha çok idari amaçlarla yapılmakta ve genellikle kaza sayısı, kaza ağırlığı ve iş göremezlik sürelerini kapsamaktadır. Ayrıca bu tür istatistikler yasalarda yapılan kaza tanımı ile bağlıdır. Başka bir ifadeyle tazminat ödeme amaçlı istatistiklerde kaza kelimesi yaralanma ile eş anlamlı kullanılır. Yine bu tür istatistiklerde yaralanmanın mutlaka iş göremezlikle sonuçlanmış olması gerekmektedir. Kaza, yaralanan işgörenin İşinden en az yirmidört saat uzak kalmasına neden olmalıdır. İş güvenliği analizlerinde iş göremezlik yaratan kazaların ne sıklıkta yinelendiğini ölçen ve standart bir oran olana kaza sıklık oranının ise eleştirilecek bazı noktalan vardır. Bunların başında bu oranının küçük işletmeleri olduğundan daha kötü durumda göstermesi gelir. Yine kaza sıklık oranı salt iş göremezlik yaratan kazaları dikkate alır.
110 B- KAZA SIKLIK ORANI (KSO) VE KÜÇÜK İŞLETMELER Kaza sıklık oranı bir milyon saate kaç iş göremezlik yaratın kaza düştüğünü verir. Bu oranın küçük işletmelerde durumu olduğundan daha kötü gösterebileceğine yukarıda değinmiştik. Burada bir örnekle açıklayalım. 1991 yılında ülkemizde yaklaşık 130.000 iş kazası olmuştur* 2 *. Yine yaklaşık 2.5 milyon sigortalı işgören çalışmaktadır. Haftalık çalışma saatinin 45 olduğunu ve yılda 50 hafta çalışıldığını kabul ederek bu verileri kaza sıklık oranında kullanalım. Buna göre durum aşağıdaki gibi olacaktır: 130.000 x 1.000.000 F(KSO) = =23.11 45 x 50 x 2.500.000 Bu verilere göre 1991 yılında bir milyon saate yaklaşık 23.11 iş göremezlik kazası düşmektedir. Buna göre aynı formülde bir işgöremezlik kazasının kaç çalışma saatinde olduğunu bulmak mümkündür: 23.11= 1 x 1.000.000 X Buradan x, yani toplam çalışma saatleri kolaylıkla hesaplanabilir: lx 1.000.000 X- =43.271 23.11 Ülkemizin 1991 'deki ulusal düzeydeki kaza sıklık ortalamasına göre 1 iş göremezlik kazası İçin gereken çalışma saati toplamı olan bu sayıyı kişi başına düşen yıllık çalışma saatine bölerek ortalama iş gücü büyüklüğü bulunabilir. Yukarıda değindiğimiz gibi kişi başına yıllık çalışma saatini haftada 45 saaten yılda 50 hafta olarak kabul edebiliriz Buna göre: 43.271 2250 =19.23 olacaktır. Bu sayı kaza sıklık ortalaması düzeyindeki bir işgörmezlik kazasının olabilmesi için gereken çalışma saatine göre işgören sayısını vermektedir. Dolayısıyla bu sayıda veya bu sayıya yakın işgören çalıştıran işletme veya birimlerde bir yıl içinde birden çok işgöremezlik kazasının olması kaza sıklık oranını ülke ortalamasının birkaç katma çıkartacaktır. Örneğimize devam ederek bunu görebiliriz. 19 İş görenin çalıştığı bir işletmede yıl içinde iki adet işgöremezlikle sonuçlanan kaza olduğunu varsayarak kaza sıklık oranını hesaplarsak: 2x 1.000.000 2.000.000 KSO = = = 46.78 olacaktır. 19x2250 42.750
111 Görüldüğü gibi işletmenin kaza sıklık oranı bir anda ülke ortalamasının iki katına çıkmıştır. Daha çok işgücüne sahip olan işletmelerde ise sıklık oranının daha düşük olacağı kuşkusuzdur. Dolayısıyla aynı sayıda kaza olan iki işletmede, işgücü sayısı küçük işletmenin kaza sıklık oranı İşletmenin durumunu daha kötü olarak yansıtacaktır. Bu'açıdan bakıldığında küçük işletmelerin veya küçük birimlerin kaza sıklık oranları genellikle yüksek çıkacaktır. İş kazası sigorta primlerinin hesaplanmasında ise kaza sıklık oranı verileri dikkate alın-dığından bu durum küçük işletmelerin aleyhine olacaktır. C- OLAY ORANI (INCIDENCE RATE): Kaza sıklık oranının yaralanma ile sonuçlanan ve en az 24 saat işgöremezlik yaratan kazaları kapsadığını yukarıda belirtmiştirk. Ancak yaralanma ile sonuçlanmasına karşın iş kaybına yol açmayan kazalar da olmaktadır. İş güvenliği açısından bu tür kazaların da incelenmesi gerekmektedir. Hemrich yaralanmanın kazanın bir sonucu olduğunu ve kazaların denetlenebilir olduğunu vurgulamaktadır. Ayrıca salt işgöremezlilk yaratan kazaları incelemek ve istatistikler için bunları temel almak iş güvenliği çalışmalarını yanlış alanlara yöneltebilir^. Ralph V. Hedİan Jr. tarafından geliştirilen olay oranı (incidence rate), özellikle kaza sıklık oranının sakıncalarını giderecek nitelikte olup, iş güvenliği çalışmaları açısından da karşılaştırma analizlerinde daha gerçekçi verileri sağlayacaktır* 4 ). Oranın fomül olarak ifadesi aşağıdaki gibidir: Olay (incidence) = İşgören sayısı Yaralanma ile sonuçlanan tüm kazalar* 5 ) Bir örnekle olay oranı ve kaza sıklık oranlarını karşılaştıralım: Bir işletmenin A ve B fabrikalarında kaza sıklık oranının 0 olduğu saptan m ıştır. A fabrikasında 0 sıklık oranı 120.000 çalışma saati karşılığında, B fabrikasında ise 80.000 çalışma saati karşılığında elde edilmiştir. Kaza sıklık oranı ile kıyaslama yapıldığında A fabrikasının iş güvenliği açısından daha iyi bir performans gösterdiği söylenebilir. Çünkü elde edilen 0 sıklık oranı B Fabrikasına kıyasla daha çok çalışma saati karşılığında sağlanmıştır. Ancak A fabrikasında 7 adet, B fabrikasında ise 4 adet yaralanma ile sonuçlanan fakat iş kaybına yol açmayan kaza olmuştur. Kaza sıklık oranında dikkate alınmayan bu verileri iş güvenliği açısından nasıl değerlendirebiliriz? Hedİan bu sorunun yanıtının olay oranı olduğunu söylemektedir. Yukarıda verdiğimiz verileri olay oranına uygulayalım: İşgören sayısı : Her iki fabrikada haftada 40 saaten 50 haftalık çalışma ile kişi başına 200 çalışma saati düştüğü varsayılırsa: (*) Ülkemizde iş kazası sigorta primleri, SSK tarafından iş türü riskine göre saptanmış bir şuandan işverenden alınır. Ancak özel sigorta yapılırsa sigorta şirketi primleri her yılın kaza performansına göre belirleyecektir. Batıda ve ABD'de ise bu yaklaşım esastır.
112 A Fabrikasında = B Fabrikasında = 120.000 2.000 80.000 2.000 = 60 işgören = 40 işgören çalıştığı bulunur. Buna göre A ve B fabrikalarının olay oranını hesaplarsak: 60 Olay Oranı A Fabrikası için = = 8.6 7 40 " " B Fabrikası için = = 10 4 olacaktır. Her iki fabrikada KSO = 0 idi. İş güvenliği açısından veriler olay oranı ile değerlendirildiğinde B Fabrikasının daha iyi bir performansa sahip olduğu görülüyor. Burada oranın yüksek olması iyi performans göstergesidir. Çünkü olay oranı iş gücü sayısına isabet eden kazaları ifade etmektedir. Başka bir anlatımla B fabrikasında 10 işgörene 1 iş kazası isabet ederken, A fabrikasında 8.6 işgörene 1 iş kazası isabet ediyor. Bu durumda B fabrikasının A fabrikasına kıyasla daha iyi bir performansa sahip olduğu açıkça ortaya çıkıyor. Çünkü aynı sayıda iş kazası için A fabrikasında daha az bir işgücü gerekmektedir. D- OLAY ORANININ İŞLETMELERDE UYGULANMASI Örnekten de anlaşılacağı gibi "olay oranı" işgöremezlik kazaları yanında ilk yardım ve tıbbi müdahele gerektiren kazaları da göz önüne alarak kaza sıklık oranı 0'da olsa İş güvenliği açısından gerekli analizlerin yapılmasına olanak tanıyor. Ayrıca kazaların işgörmezlik yaratmasının bir ölçüde de şans faktörüne bağlı olduğu düşünülürse "olay oranı" analizinin daha gerçekçi olacağı görülecektir. Bu açıdan bakıldığında işletmeler olay oranının diğer tekniklerle birlikte kullanarak iş güvenliği çalışmalarını doğru hedefler üzerinde yoğunlaştırabilirler. Hedian'ın on birimli büyük bir işletmede olay ve kasa sıklık oranlan sonuçlarını birlikte kullanarak yaptığı bir kıyaslama örneğine bakatım <7) : BÖLÜM KSO BÖLÜM OLAY ORANI A 0.0 D 14.2 B 0.0 A i 0.0 C 0.0 G 9.0 D 0.0 I 8.0 E 33.9 F 4.0 F 41.2 B 4.0 G 55.5 C 3.7 H 62.5 H 2.0 I 62.5 E 1.3 J 181.8 J 1.2
113 Görüldüğü gibi iş güvenliği performası salt KSO ile derecelendirilen ve iyi durumda gözüken birimlerin, olay oranına göre derecelendirilmeleri durumunda, sıralamada yerleri değişmiştir Dolayısıyla iş güvenliği çalışmalarının hangi bölümler üzerinde yoğunlaştırılması sorusu da açıklık kazanmaktadır (Burada özellikle C, H, E, J bölümleri). Sıralama salt KSO'nma göre yapılsaydı, iyi durumda görünen B, C gibi bölümlerin durumu gözden kaçabilecekti. Hedian olay oranında bir yıllık sürenin alınmasının gerekli olduğunu belirtmiştir. Fakat daha az süreler içinde gerekli düzenlemeler yapılabilir. Örneğin 60 kişilik bir işletmede altı ay içinde 4 yaralanma ile sonuçlanmış kaza olmuşsa olay oranı 60x 1 / 2-1.5 şeklinde hesaplayabiliriz. 4 Yine benzer şekilde bir aylık süre için olay oranı 1/12 ile çarpılarak hesaplanır. E- SONUÇ Gerek ülke gerek işletme düzeyinde olsun iş güvenliği çalışmalarını gereksinim duyulan alanlara yöneltebilmek için istatiksel verilerden yararlanma gereği açıktır. Dikkat edilmesi gereken nokta ise bu verilerin hangi amaçla kullanılacağının bilincinde olmaktır. Yazımızda tanıtmaya çalıştığımız "olay oranı" işgörene bedensel hasar veren ancak iş kaybına neden olmayan (24 saatten çok) iş kazalarını da dikkate alan bir orandır. Bu nedenle salt bedensel hasar ve İşgöremezlik yaratan kazaları dikkate alan KSO'mna göre daha gerçekçi değerleme yapabilme olanağını sağlar. Ancak unutmamak gerekir ki bu oran da tek başına mükemmel bir ölçme sağlamayacaktır. Bir iş kazasının bedensel hasar yaratmasının şans faktörüne de bağlı olduğuna yukarıda değinmiştik. Dolayısıyla işletmeler bedensel hasar yaratmayan ancak iş ve üretim akışını kesen ve bedensel hasar dışında hasara neden olan kazaları da incelemeli ve kayıtlarını tutmalıdır. Başka bir ifadeyle gerek olay oranı gerek diğer ölçme teknikleri birbirlerini ikame etmeyecek fakat tamamlayacak şekilde kullanıldıklarında, iş güvenliği alışmaları için geçerli ve güvenli veriler sağlayacaktır. KAYNAKLAR 1. SADULLAH, Ömer: İnsan Kaynakları Yönetimi 10. Ünite. Anadolu Üniversitesi İşletme Fak. Ders Kitapları yayın NO. 20, 1996, Eskişehir, s. 292. 2. SSK istatistik yıllığı, I99İ. 3. HEINRICH, H. W. : Industrial Accident Preventİon: A Scİentific Approach, McGraw Hİ11 Book Co.,4. Bası, 1969, s. 29. 4. SADULLAH, Ömer: Personel Yönetimi Açısından İş Güvenliği ve İşgören Sağlığı ve Melal Sanayii işletmelerinde Yapılan Bir Araştırma. Yayınlanmamış Doktora Tezi, İ.Ü. İşletme Fakültesi, İslanbul 1986, s. 80. 5. Yaralanma ile sonuçlanan tüm kazalar ifadesi I) İlk yardımı gerektiren her kazayı, 2) Her tür tıbbi müdahale gerektiren kazalar, 3) İş göremezlik yaratan tüm kazalar, 4) Sigorta için bildirilmesi gereken tüm yararlanmaları, 5) Resmi kurumlara bildirilmesi gereken tüm yaralanmaları kapsamaktadır. 6. HEDİAN Jr., Ralph V. : "İncidence: A New Tool for Accident Analysis", Safety Maintenancc, Vol. 13.5, No. 5, May 1968, s. 11-13. 7. HEDİAN: a.g.m., s. 12.