ALERJiSiNE DiKKAT! DiKKAT!



Benzer belgeler
ANKARA İLİ KIZILCAHAMAM İLÇESİ TIBBİ VE AROMATİK BİTKİ YETİŞTİRİCİLİĞİ PAZAR ARAŞTIRMASI

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ

ZEYTİNYAĞI SEKTÖR RAPORU-2013

plastik sanayi PLASTİK SEKTÖR TÜRKİYE DEĞERLENDİRMESİ VE 2014 BEKLENTİLERİ 6 AYLIK Barbaros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

Dünya Seramik Sektörü Dış Ticareti a) Seramik Kaplama Malzemeleri

SEKTÖRÜN TANIMI TÜRKİYE TEMİZLİK MADDELERİ SEKTÖRÜ

SEKTÖRÜN TANIMI TÜRKİYE KOZMETİK ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ

Tablo 4- Türkiye`de Yıllara Göre Turunçgil Üretimi (Bin ton)

2013/ 2014 (%) 3301 Uçucu Yağlar ,63 3,97

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Düzce Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen Düzce Fındık Çalıştayı İstiklal Konferans Salonu nda gerçekleştirildi

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

HAZİRAN 2016 Gebze Ticaret Odası Ticaret Bölümü

TEMİZLİK MADDELERİ SEKTÖRÜ

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

TORBALI TİCARET ODASI MOBİLYA SEKTÖR ANALİZİ

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

İhracat azaldı, Merkez Bankası faiz indirdi

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

Ekonomik Araştırmalar ÖDEME DAVRANIŞLARI. Mayıs Şirketlerin işletme sermayesi ihtiyaçları için iyi stok yönetimi çok önemli

Söz konusu dönemde benzinli otomobil sayısı ise yüzde 27,8'lik azalışla 4 milyon 62 bin adetten 2 milyon 929 bin adete geriledi.

TÜRKİYE DIŞ TİCARETİNDEN İZMİR İN ALDIĞI PAYIN ANALİZİ

KURU İNCİR DÜNYA ÜRETİMİ TÜRKİYE ÜRETİMİ

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

2003 yılında tarımın milli gelirlerimizdeki payı yüzde 12,6 iken, 2006 yılında yüzde 11,2 ye indi.

Enerji ve İklim Haritası

2017 yılı İhracatçı Eğilim Araştırması. 1. Çeyrek Gerçekleşme 2. Çeyrek Beklenti Sonuçları

Dış Ticaret Verileri Bülteni

DÜNYA PLASTİK SEKTÖR RAPORU PAGEV

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

2017 yılı İhracatçı Eğilim Araştırması. 1. Çeyrek Gerçekleşme 2. Çeyrek Beklenti Sonuçları

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU

Dünyada ve Türkiye de Organik Tarım

İYİ TARIM UYGULAMALARI VE EUREPGAP. Prof. Dr. Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

Plastik, 1850'li yıllarda sert kauçuğun kullanılmasıyla birlikte doğal maddeler yerine kullanılabilen kimyasal bir maddeden elde edilmiştir.

HOLLANDA ÜLKE RAPORU

Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye

FAO SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ FİYAT VE TİCARET GÜNCELLEME: KASIM 2014

Ekonomi Bülteni. 15 Haziran 2015, Sayı: 15. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

M. Nuri GÖRENOĞLU. MESLEK KOMİTELERİ ORTAK TOPLANTISI 7 Aralık İSO Meclis Üyesi ORMAN, KAĞIT ÜRÜNLERİ, MOBİLYA VE BASIM SANAYİİ

Türkiye de Organik Tarım

KURU İNCİR. Hazırlayan Çağatay ÖZDEN T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

Ayakkabı Sektör Profili

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

Cari işlemler açığında neler oluyor? Bu defa farklı mı, yoksa aynı mı? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti

SEKTÖREL GELİŞMELER İÇİNDEKİLER Otomotiv. Beyaz Eşya. İnşaat. Turizm. Enerji. Diğer Göstergeler. Sektörel Gelişmeler /Ağustos

TEKSTİL MAKİNALARI. Hazırlayan Hasan KÖSE T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

ULUDAĞ İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ AR&GE ŞUBESİ

ULUDAĞ İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ AR&GE ŞUBESİ

Ekonomi Bülteni. 3 Ekim 2016, Sayı: 38. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR

Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri Sektör Raporu 2010

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

Makro Veri. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre -5,6 puan olan dış ticaretin büyümeye katkısını daha yüksek olarak hesaplamamızdan kaynaklandı.

ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI SEKTÖRÜ RAPORU

Günlük Bülten. Günlük Bülten. Gedik Forex Günlük Bülten. 15 Ağustos 2017 Salı. Piyasa Gündemi

İHRACATTA VE İTHALATTA TL KULLANIMI

Türkiye ye Yönelik Beklentiler Olumsuz Olamaz

DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ

6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı

11-16 ŞUBAT DEMİR CEVHERİ PİYASA FİYATLARI

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

Ekonomi Bülteni. 22 Mayıs 2017, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

FİNANS KILAVUZ COINKILAVUZ GÜNLÜK BÜLTEN FOREXKILAVUZ HİSSEKILAVUZ. /finanskilavuz. /forexkilavuz. /hissekilavuz.

Enflasyon arttı, ihracat yavaşlıyor

T.C. Ekonomi Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğü Ankara

KÜRESEL OTOMOTİV OEM BOYALARI PAZARI. Bosad Genel Sekreterliği

Ekonomi Bülteni. 8 Ağustos 2016, Sayı: 31. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

SAĞLIK SEKTÖRÜ RAPORU

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

DAX Haftalık Temel/Teknik Görünüm

Makro Veri. Cari açık yeni rekorda. Tablo 1: Cari Denge (milyon $) -month,

İSPANYA ÜLKE RAPORU AĞUSTOS 2017 ULUSLARARASI İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ

TCMB ENFLASYON SUNUMU SONRASI BİZİ NE BEKLİYOR?

Dış Ticaret Verileri Bülteni

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR

Piyasalardaki Dalgalanma Otomotiv Sektörüne Nasıl Yansıyor?

Tekstil-Hazır Giyim Gülay Dincel TSKB Ekonomik Araştırmalar Kasım 2014

Basın Bülteni Release

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Mayıs 2014, No: 92

GİRİŞİM SERMAYESİ YATIRIM ORTAKLIĞI SİSTEMİ

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

CAM SANAYİİ. Hazırlayan Birsen YILMAZ T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

KİMYEVİ MADDELER, PLASTİKLER VE MAMULLERİ

İçindekiler İçindekiler... 2 Şekil Listesi Bağ Ve Bağ Ürünleri Sektörü Dünya da Bağ ve Bağ Ürünleri Sektörü Bağ Alanı...

tepav Biyoteknolojide son yıllarda artan birleşme ve satın alma işlemleri ne anlama geliyor? Haziran2014 N POLİTİKANOTU

HAZİRAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Mayıs. Sanayi sektörünün. Reel Kesimin Beklentileri İyileşti Tüketici Güveni Haziran da Zayıfladı. Kapasite Kullanımı Güçlenmeyi Sürdürdü

Teknik Bülten. 24 Ağustos 2016 Çarşamba

SEKTÖREL GELİŞMELER İÇİNDEKİLER Otomotiv. Beyaz Eşya. İnşaat. Ana Metal. Turizm. Enerji. Diğer Göstergeler. Sektörel Gelişmeler /Mart

HABER BÜLTENİ Sayı 4

TÜRKon/HED/13-39 DEĞERLENDİRME NOTU. Faks: +90 (212) TÜRKİYE EKONOMİSİ. Sanayi üretiminde kritik gerileme.

06 Temmuz 10 Temmuz 2015

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

MAYIS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

EDİRNE BELEDİYE BAŞKANLIĞI

Transkript:

YIL:1 SAYI 2 / NİSAN 2012 Lokman Hekimin ve Sarosun Çocukları Aromatik Bitki Pazarı Çığ Gibi Büyüyor Tamamlayıcı Tıp İle Modern Tıp ın Günümüzdeki Yeri BAHAR ALERJiSiNE DiKKAT! DiKKAT! 1

YIL:1 SAYI 2 / NİSAN 2012 1 Lokman Hekimin ve Sarosun Çocukları Aromatik Bitki Pazarı Çığ Gibi BÜYÜYOR Tamamlayıcı Tıp İle Modern Tıp ın Günümüzdeki Yeri BAHAR ALERJiSiNE DiKKAT! DiKKAT! 06... Kamuoyuna Duyuru 07... Meyve Vereb Ağaç Taşlanır 08-09... Bahar Alerjisine Dikkat 10-11... Geçiten Günümüze Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Kullanılması ve Ekonomik Önemi 12-13... Merk.Bankası Başk.Adana da Para Politikalarını Anlattı 14... Defne Define Gibi Oldu 15... Üretim Tesisimiz - Toptan Satış 16-17... Biz Büyük Bir Aileyiz 18-19... Tamamlayıcı Tıp İle Modern Tıbbın Günümüzdeki Yeri 20-21... Nurs Lokman Hekim Tarsus Bayi 22... Kapari MS Hastalığı İçin Umut Vaad Ediyor 23... Aromatik Bitki Pazarı Çığ Gibi Büyüyor 24-25... Gıda ve Ambalajlarında Güvenlik Şartları Yenilendi 26... Bitkilerle Umutkanlık Tedavisi 27... Depresyon Nedir? Bitkilerle Depresyon Tedavisi Nasıl Olur 28-29... Uzun Yaşamın Altın Kuralı 30... Kemik Erimesi Nedir? Bitkilerle Tedavisi Nasıl Olur 31... Bitkilerle Zehirden Kurtulun 32-33... Kanserde Bilinmeyenler 34... Semizotu Sinirleri Dinlendirir 35... Doğanın Altın Sırrının İsmi Ruşeym 36... Lokman Hekim ve Sarosun Çocukları 37... İyi Gıda Üreten İşletmeler Beyaz Yıldız İle Ödüllendirilecek 38-39... Gıda Hijeninde Dikkat Edilmesi Gereken Önemli Notlar 40-41... Biyoenerji Nedir? 42... Koca Karı Değil! Koca Karya İlacı 43... Kaplıcalar 44... Kisu 30 Kuruş Kabuğu 2 TL 45... Sabacı Kültür Festivali Yine Çok Renkli Geçti 46... Bitkisel Sabunlar 48... Bitkisel Yağlar 49... Cilt Lekeleri İçin Bitkisel Çözümler 08-09 Kapak Konusu Bahar Alerjisine Dikkat Alternatif Tıp Sağlık Köşesi 40/41 Bioenerji Nedir? 28/29 Uzun Yaşamın altın Kuralı

Duyuru Kamuoyuna Duyuru Son zamanlarda ; Nurs Lokman Hekim firmasının büyüyüp, gelişmesini hazmedemeyen bazı çevreler tarafından ; firmamız ile ilgili asılsız iddalar ortaya atılmıştır.gerçekten uzak olan, bu iddalar karşısında ; firmamız dik bir duruş sergilemiş olup ; bu asılsız iddalarda bulunan kişiler firmamımızın büyüklüğünün gölgesi altında kalmıştır.nurs Lokman Hekim Firması olarak ; siz değerli tüketicilerimizin sağ duyusuna olan inancımız ve kendimize olan güvenimizin tam olması ışığında ; bu kişilerin başlattığı karalama politikasının amacına ulşamıyacağını ; büyük kurumların, her zaman müşterilerinin de desteği ile, bu tür basit karalamalar ile sarsılmıyacağını ; tüm halkımıza, müşterilerimize ve okuyucularımıza saygıyla duyururuz. NURS LOKMAN HEKİM FİRMASI ; 1990 Yılında Ercan Yılmaz tarafından kurulan Nurs Lokman Hekim ham maddeyi dünya standartlarında işleyerek tüketiciye kaliteyi sunmuştur. Nurs kalitesi tüketicinin gösterdiği teveccühle tescil edilmiştir. Nurs Lokman Hekim her geçen gün değerli tüketicilerimizin güveni ile sektöründe bir marka olmuştur. Kamuoyunda ismi çokça zikredilen bir bal firmasının merdivenaltı (sahte) üretim ile piyasaya sürdüğü ürünler üzerinde bulunan Nurs Lokman Hekim tarafından üretildiği ibaresinden yola çıkan Tarım Bakanlığı hukuki hiç bir araştırma olmadan Sahte ürünü firmamızla ilişkilendirmiş ve bunu web sitesinde yayınlamıştır. Sözkonusu yayında belirtilen Balderesi Nurs Lokman Hekim in bir markası değildir. Nurs Lokman Hekim çeşitli firmalara fason üretim yapmıştır ancak, dolumunu yaptığı süzme bal ile ilgili tüm analizleri yaptırmış ve bu analizler Tarım İl Müdürlüğü denetiminde sürdürülmüştür. Analiz sonuçları temiz çıkan ürünün dolumu yapılmıştır. Nurs Lokman Hekim in fason üretim dahi olsa yaptığı hiç bir üretimde sahtelik sözkonusu değildir. Bu yılın Ocak ayı sonunda ise fason bal üretimini durdurmuştur. Kuruluşumuz Ocak 2012 den sonra hiç bir kuruluşa bal dolumu yapmamıştır. Tarım Bakanlığı Web sitesinde ilan edilen 19 parti seri nolu ürünün ilgili analiz raporları ektedir. Ne var ki sahtecilikte sınır tanımayan gözü dönmüş kişiler sahte etiketin üzerine yine sahte bir parti numarası vererek kurumumuzu zan altında bırakmıştır. Nurs Lokman Hekim Terazide hile yapmanın men edildiği bilinci ile, bu sorumluluk ve titizlikle kalite politikasını oluşturan bir kuruluştur. Alınterimizle, hakkaniyet ölçüleri içinde geldiğimiz bu noktada adımızın bu tarz bir sahtekarlığa karıştırılmaya çalışılmasını hiç bir aklı selim sahibi kabu etmez. Hukuki zeminde hakkımızı aramak için gerekli girişimleri yaptığımızı belirtir, büyük emeklerle oluşturulan bir markanın hiç bir hukuki dayanağı olmadan yanlış işlerle ilişkilendirilmesinin doğru olmadığını bir kez daha önemle vurgularız. Kamuoyuna saygı ile duyurulur. Ercan YILMAZ Nurs Lokman Hekim Yönetim Kurulu Başkanı 6

Editörden Meyve Veren Ağaç Taşlanır Dünyada, Türkiye de ve Adana da taşlanan bir ağaç... Evet, meyve veren bir ağaç dünyanın her neresinde olursa olsun devlete, topluma, insanlığa fayda da sağlıyorsa bu birilerinin zoruna gidiyor ve maalesef kötülenip karalanıp faydalı olması engelleniyor. Adana da kendi çapında devletine, insanlığa ve en önemlisi sağlık ( insanlar için en önemli unsur) için çalışma yapan NURS LOKMAN HEKİM,bazı çevreler bazı kişiler tarafından maalesef son zamanlarda haksız, çirkin saldırılara ve karalama kampanyalarına maruz kalmıştır. Nurs Lokman Hekim, Adana da bulunan ABD ye ait olan incirlik hava üssünde bir mağaza açmış, Burada bencil, ırkçı, tuhaf karşılanmıştı. Gelen her Amerikalı: bu ne bicim isim bu NURS markasının içinde NUR kelimesi var diye hiç talep görmedi. Aksine ne işiniz var burada diyen bile oldu. Ve sonuç ne? Kendi devletimizde kendi Adana ilimizde yabancı bir memleket gibi tüm işyerlerinin adı tuhaf ve asimile olmuş bir beldeye girdim ve sonuç hüsran Dayanamadı. NURS markasının içinde NUR var diye kapandı. Olan ülkemize oldu. Ekonomiye katkı sağlayacak ve en önemlisi sağlık dağıtacak olan iş yeri; dışlanmışlık ve ırkçılıkla, kapatıldı. (Dünyada meyve veren ağaç taşlandı ) Bal ile ilgili şubat 2012 yılında karalama kampanyasına başlayan, Türkiye düşmanı bazı çevreler ( tekel olmak isteyen büyük firmalar, şantajcı gazeteciler, yerli üretim düşmanları, rant peşinde koşan siyasetçiler ) Türkiye de ne kadar güzel bal kültürü gelişti. Uzun yıllardır bal üreticilerinin yüzü gülmemişti, yeni yeni ülkemizde ( 2011 ve 2012) bal tüketimi arttı ki hemen kocaman bir balyoz darbesiyle aşağı indirdiler. Bunu yapan ülkede tekel olmak isteyen yıllarca ülkemizdeki o şifa dolu balları bal üreticilerinden ucuz fiyata alarak yurtdışına gönderen firma, büyük rant elde eden işbirlikçiler ve kendi güzelim balımızı başkaları yiyerek şifa buldu. Türkiye de her sofraya girmeye başlayarak bal kültürü yeni yeni gelişmekteydi ki; o an devreye medya, tekelci firmalar ve siyasetçiler üçlüsü sahneye çıktı ve ne yazık ki ülkede balı bitirdi. Kendi çıkar ve kazançlarına zemin hazırladır. Burada gelinen nokta Türkiye de bal bitti, ekonomi katkısı durdu ve devlet zarar etti, firmalar prestij kaybetti. Maddi ve manevi zarar gören firmalar, ulusal ve yerel medya kuruluşlarının karalama kampanyasına konu oldular. Burada Nurs lokman Hekim, bu firmalardan bir tanesi Asıl amacı, sağlık dağıtan bir kuruluş iken direkt sahtekarlıkla suçlanan bir firma konumuna getirildi. Bunu yapan bu ülkenin iyi evladı değil, bu ülkeye zarardan başka bir faydası dokunmayandır. Yargısız infaz yapmamak gerekir. Etini dişine takan ve 22 yıldır firmasına değer katan Nurs Lokman Hekim i hiç bilmeden ağzına dolayan medya şantajcıları iş peşinde. Emek hırsızları, 22 yıl emek vererek büyütülmüş çocuğu ( Nurs )öldürmeye çalışıyor. Her yıl Türkiye ekonomisine çok büyük katkı da bulunan ve en önemlisi sağlık dağıtan bir kuruluşu bitirme çabasına girdiler. Ama haklı çıkamayacaklar. Adalet bunun er yada geç dersini verecektir... Meyve veren ağaç taşlanır... Nurs Lokman Hekim ne yapıyor? 1) Her yıl, tonlarca şifalı bitkiler kül olup gitmeden ülke ekonomisine katkı sağlayan, 2) Doğrudan 300 e yakın, dolaylı 3000 e yakın kişinin evine ekmek parası götürmesine vesile olan, 3) Günlük 5000 e yakın tüketicisine ulaşarak sağlık dağıtan mütevazi bir kuruluş. Nurs Lokman Hekim kimdir? Anadolu nun yükselen sesini tüm Dünyaya duyurmaya çalışan, Türkiye Cumhuriyetini gururla temsil eden,tüm Dünya ülkelerinin büyük ilaç firmalarına taş çıkartan, samimi ve bir o kadarda gerçekçi bir firma. Kısa bir not: Nurs lokman Hekim i bilen biliyor. Kötülemeye çalışanlar boşuna zahmet etmesinler... Çamur atmaya çalışanlar o attıkları çamurda boğulacaklardır... Bunu yapacak olan Nurs Lokman Hekim in tüketicileri ( asıl sahipleridir) bunu unutmasınlar... Atalarımız çok güzel demişler: MEYVE VEREN AĞAÇ TAŞLANIR Daha önce biliyordum ama şimdi tam anladım :) Helal olsun sana Nurs Lokmam Hekim... Durmak yok! Ülkemize, insanlığa,sağlığa faydalı olmaya DEVAM... 7

Kapak Konusu Bahar Alerjisine Dikkat! Bahar alerjisine bitkisel çözüm ile çare arayın Bahar aylarının gelmesiyle birçok insanın şikâyet ettiği bahar alerjisi, burun akıntısı, solunum yollarındaki rahatsızlıklar, astım ve alerjiye bağlı kaşıntının bitkisel yollarla tedavi edilebileceğini söyleyen Doç. Dr. Zeynelov bu alerjenin polene bağlı olarak yayıldığını belirtti. 8

Kapak Konusu Bahar alerjisi yaşam kalitenizi bozmasın I Doç. Dr. Yusuf Zeynelov Iğdır Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi ğdır Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yusuf Zeynelov, bahar aylarıyla birlikte vücuttaki vitaminin yetersiz kaldığını, buna bağlı olarak da vücut direncinin yetersizliğinden insanların bünyelerinin zayıfladığını belirtti. İnsanların bahar alerjisine karşı doğadan elde ettikleri şifalı bitkiler ile tedavi olabileceklerini altını çizen Zeynelov, Türkiye nin doğal bitki olarak zengin bir ülke olduğunu, ancak insanların bunun farkında olmadığını dile getirdi. Bahar alerjisinden korunmak için andız bitkisinin kökünün ve çiçeğinin alerjik hastalıklara en iyi gelen bitki olduğuna vurgu yapan Zeynelov, Andız bitkisinin kökü ve çiçeği tedavi için kullanılabiliyor. Ayrıca papatya da iyi bir antibiyotik olması dolayısıyla vücuttaki mikroorganizmaların canlandırılması amacıyla her zaman kullanılabilir. Bunun yanında alerji tedavisinde huş ağacının tomurcuk ve yaprakları da faydalıdır. Huş ağacının tomurcuklarının mutlaka nisan ayında toplanması ve hemen tüketilmesi gerekir. dedi. Bahar aylarında adeta kış uykusundan uyanan alerjiler, alerjik bünyeye sahip kişilerde burun ve geniz akıntısı, burun deliklerinde tıkanma, kulaklarda kaşınma gibi rahatsızlıklara neden oluyor. Yaşam standartlarının artmasına rağmen alerjik hastalıkların görülme sıklığı tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de giderek artıyor. Yapılan araştırmalar, toplumda her 4 kişiden 1 inin alerjik hastalıklardan etkilendiğini gösteriyor. Alerjik hastalıkların, hem genetik hem de çevresel faktörlerin ortaklaşa etkileşimi ile oluştuğu, görülme sıklığındaki artışın ise modern yaşamın getirdiği yeni alışkanlık ve tutumlar ile ilgili olduğu gözlemleniyor. Alerjik nezle ve astımın sıklığı artıyor En yaygın olarak bahar aylarında ortaya çıkan polenler, nefes alıp verme esnasında solunum yollarına yerleşir ve alerjik faktör gösteren kişilerin burun ve gözlerinde iltihaplanmaya neden olur. Vücut polene karşı hapşırma, burun ve göz akıntısı, gözlerde kaşıntı ve iltihaplanma gibi tepkiler gösterir. Polen sezonunda, bazı hastalarda astım da görülür. Bu belirtiler hastanın etrafındaki kişiler tarafından kolayca anlaşılır fakat diğer tür rahatsızlıklar sadece hasta tarafından hissedilebilen belirtilerdir. Polen alerjisi olan kişi yorgunluk ve halsizlik hisseder, kişinin konsantre olma ve öğrenme kabiliyetinde azalma olur. Kişinin şikâyetleri havada bulunan polen miktarına bağlı olarak artma veya azalma gösterebilir. Polen alerjisi kişinin günlük hayatını olumsuz yönde etkiler. Alerjisi olan kişi duyarlı olduğu bitkinin polen yaydığı mevsimde o bitkinin yoğun olduğu bölgeden uzak kalmalıdır. Bu konuda gelişmiş ülkeler hazırladıkları polen haritası ile polen alerji vakalarının azalmasına büyük katkıda bulunur. Polen alerjisi çoğunlukla 5 40 yaş grubu arasındaki kişilerde görülür ve bu hastalığa yakalanan kişi sayısının günümüzde daha da arttığı görülmektedir. İnsanların korkulu rüyalarından olan sivilcelerin tedavisinin de doğal bitkiler ile yapılabileceğini dile getiren Zeynelov, Genellikle alerjik hastalıklarla ortaya çıkan kaşıntı ve sivilce kırlangıç otu ile giderilebilinir. Ülkenin hemen hemen her yerinde bulunan kırlangıç otundan alınan sütün bekletilmeden direk sivilcelere uygulanmasıyla rahatsızlık bir kaç saat içinde geçer ve kırlangıç otunun yapraklarının kaynatılarak bir bezle vücuda uygulanmasıyla da hastalar şifa bulur. diye konuştu. ŞİFA İÇİN BİTKİ TOPLANMA ZAMANI ÇOK ÖNEMLİ Türkiye de insanların doğal bitki tüketiminin çok az olduğunu dile getiren Doç. Dr. Zeynelov, bitkisel tedavi de en önemli konunun bitkilerin taze ve zamanında toplanması olduğunu söyledi. Her bitkinin bir zamanı vardır ve bu bitkiler zamanına göre hastalıklara şifa olabilir. diyen Zeynelov, Zamanında toplanmayan, zamansız kurutulan bitkilerde faydalıdır fakat mevsiminde toplanan bitki daha faydalıdır. Zamansız toplanan bitkinin de faydası olabilir ancak zamanında toplanan bitkiye göre faydası çok azdır. Bitkiler kurutulacaksa da en iyi zamanında toplanarak kurutulması gerekir dedi. 9

Haber Bitkilerin tedavide kullanımları insanlık tarihiyle birlikte başlamıştır. Binlerce yıl önce insan, bitkilerin tedavi edici gücünü tanımış ve sağlıklı yaşayabilmek için ondan yararlanmıştır. Halk hekimliği uygulamalarına yaygın olarak rastlanan Anadolu da halk ilaçları, uzun tecrübeler sonunda günümüze kadar gelmiş uygulamalardır. Modern tıpta kullanılan pek çok ilaç da bitkilerden elde edilmektedir. Geçmişten Günümüze Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin kullanılması ve Ekonomik Önemi D ünya Sağlık Örgütü (WHO) araştırmalarına göre tedavi amaçlı kullanılan tıbbi bitkilerin sayısı 20.000 civarındadır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de doğal bitki örtüsünde bulunan bitkilerin halk arasında tedavi amaçlı kullanılması geleneksel kültürel zenginliğimizin bir parçası olmuştur. İnsanlık tarihi boyunca birçok hastalık (şeker hastalığı, sarılık, nefes darlığı vb.) bitkiler kullanılarak tedavi edilmeye çalışılmış ve çalışılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), dünyada yaklaşık 4 milyar insanın sağlık sorunlarını ilk etapta bitkisel ürünler ile gidermeye çalıştıklarını bildirmektedir (dünya nüfusunun % 80 i). Ayrıca, gelişmiş ülkelerde reçeteli ilaçların yaklaşık % 25 ini bitkisel kökenli etken maddeler (vimbilastin, rezerpin, kinin, aspirin vb.) oluşturmaktadır. Özellikle 1990 lı yıllardan sonra, tıbbi ve aromatik bitkilerin yeni kullanım alanlarının bulunması, doğal ürünlere olan talebin artması; bu bitkilerin kullanım hacmini her geçen gün arttırmaktadır. Günümüzde tıbbi bitkiler piyasasının yıllık yaklaşık 60 milyar dolarlık bir rakama sahip olduğu tahmin edilmektedir. Türkiye coğrafi konumu, iklim ve bitki çeşitliliği, tarımsal potansiyeli, geniş yüzölçümü sayesinde tıbbi ve aromatik bitkiler ticaretinde önde gelen ülkelerden biridir. Türkiye nin bu önemi; gelişmiş ülkelerdeki yerleşmiş bitkisel ilaç, bitki kimyasalları, gıda ve katkı maddeleri, kozmetik ve parfümeri sanayilerinin girdisini oluşturan pek çok bitkisel ürünü veren bitkilerin ülkemiz florasında bulunmasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla bu bitkiler çoğunlukla doğadan toplanarak pazarlanmaktadır. Tıbbi ve aromatik bitkiler ağırlıklı olarak Ege, Marmara, Akdeniz,Doğu Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinden toplanmaktadır. Tıbbi ve aromatik bitkilerde sürdürülebilir üretim ve pazar potansiyelini yeterince değerlendirmek için bu ürünlerin istenen miktar ve kalitede olması gerekmektedir. Tüketici ve sanayici taleplerine cevap veren kaliteli ve standart ürün için ıslah edilmiş çeşitlerin geliştirilmesi, uygun ekolojik koşulların belirlenmesi, doğal bitkilerin doğaya zarar vermeden zamanında toplanması, hasat sonrası işlemler ve işleme teknolojisinin belirlenmesi tıbbi ve aromatik bitkilerde üretim ve pazar olanaklarını arttıracaktır Anadolu da Bitkisel Drog Ticaretinin Tarihi Tarih öncesi dönemden başlayarak Mezopotamya, Eski Mısır, Hitit, Yunan, Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde bitkisel ilâçlar kullanılmıştır. Cumhuriyet Dönemi nde de halk tıbbı (tıbbî folklor) araştırmaları İyapılmıştır. Anadolu insanının Yontmataş (Paleolitik) çağından beri bitkileri tedavi amacıyla kullandığı ve yaklaşık 50.000 yıldan beri bitkilerden çeşitli amaçlarla yararlandığı bilinmektedir. Osmanlı döneminde halkın ilaç gereksinimleri hekimler ya da aktarlar tarafından hazırlanan karışımlar ile karşılanıyordu. 1868 yılında İstanbul da 45 eczaneye karşılık 2000 aktar bulunması, aktarların halk sağlığındaki önemini belirleyen bir kanıttır. Tarihte bilinen en eski reçete 10

Haber kalıplarından biri Hititlere aittir. Ancak Sümerlerden ve Mısırlardan kalan tablet ve yazıtlarda da şifalı bitkiler hakkında bilgiler bulunabilmektedir. Eski Mısır dönemine ait tıbbi papirusların bulunması Mısır tıbbı ve ilaçları hakkındaki bilgilerimizi çok genişletmiştir. İlaçlar ve tedavi ile ilgili papirusların en önemlisi İ.Ö. 1550 yıllarında yazıldığı tahmin edilen Ebers papirusudur. Teb de El Assassaif in mezarında bir mumyanın bacakları arasında bulunmuş olup, 77 bitkisel, hayvansal ve madensel drog ve 800 den fazla reçete taşımaktadır. Ondokuzuncu yüzyılın başlarında ise bilinen tıbbi bitki miktarı 13000 i bulmuştur. Asya ile Avrupa arasında bir köprü konumunda bulunan Anadolu yüz yıllardır bitkisel ilaç ve baharat ticaretinde önemli bir rol oynamıştır. Anadolu da ilaç etken maddesi olarak kullanılan bitki ve bitki kısımları ticaretinin çok eski tarihi çağlardan beri yapıldığı bilinmektedir Bizanslılar döneminde 6. yüzyıldan itibaren İstanbul baharat ve drog ticaretinin merkezi haline gelmiştir. Uzak Doğu nun drog ve baharatı (Biber, karanfil, küçükhindistancevizi, kafur, misk, sarısabır, tarçın, zencefil ve diğerleri) eşek, katır veya deve kervanları ile Antakya, İskenderun veya Trabzon limanlarına gelir ve buradan da gemiler ile İstanbul a nakledilirdi. Korsanların denizlere hakim olduğu dönemlerde ise nakliyat karadan, kervanlar ile yapılmıştır. Osmanlı imparatorluğu döneminde de Anadolu baharat ve drog nakliyatındaki önemini korumuştur. Yeni yollar ve kervansaraylar yapılmış ve bunların korunmasına önem verilmiştir. Kral yolu veya İpek yolu gibi isimler verilen yollar Batı Anadolu limanları ile Doğu ülkelerini bağlıyordu. Dünyada ve Türkiye de Ekonomik Önemi Geçtiğimiz on yıl içinde dünyada geleneksel tıbbın kullanımına karşı bir ilgi ve merak canlanmış, Çin de geleneksel tıbbın, tüm sağlık hizmetlerinin yaklaşık %40 ını oluşturduğu, Şili de nüfusun %71 inin ve Kolombiya da nüfusun %40 ının benzer hekimlik yöntemlerini kullandığı bildirilmiştir. Hindistan da kırsal alandaki nüfusun %65 i, temel sağlık hizmetleri ihtiyaçlarını karşılamak için geleneksel tıp yöntemlerini kullanmaktadır. Son yıllarda tıbbi bitkilerin değerlerinin artmasının diğer bir nedeni de hastalık etmenlerinin geliştirdikleri direnç sonucu ortaya çıkan dirençlerdir. dolar ihracat ve 18,6 milyar dolar ithalat olarak gerçekleşmiştir. Üretim bakımından en önemli bitki türlerini; soğan-yumru, çaykahve, baharat, çeşni, kök ve diğer bitki grupları oluşturmuştur. Dünyada tıbbi ve aromatik bitki dış alımını yapan ülkeler içerisinde ABD, ingiltere, Almanya, Fransa, Hollanda, Çin ve Hindistan gibi ülkeler aynı zamanda birçok bitkinin de dış satımını yapan ülkeler arasında yer almaktadır.türkiye de doğadan toplanarak iç ve dışticareti yapılan 347 tür bulunmakta ve bunların %30 unun dış ticareti yapılmaktadır. Türkiye dünya genelinde yaklaşık 100 ülkeye tıbbi ve aromatik bitki dış satımını gerçekleştirmektedir. Dış satımının önemli bir kısmını Kuzey Amerika, Avrupa Birliği, Latin Amerika, Uzak Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerine yapmaktadır. Bu ülkelerden ABD, Almanya, Vietnam, Hollanda, Polonya, Brezilya, Kanada, İtalya, Belçika, Yunanistan, Fransa ve Japonya listenin başında yer almaktadırlar. Türkiye nin ihraç ettiği önemli tıbbi ilaç ve baharat bitkileri kekik, defne yaprağı, kimyon, anason, rezene tohumu, ardıç kabuğu, mahlep, çemen, biberiye, meyan kökü, nane, sumak, adaçayı ve ıhlamur çiçeğidir. Dünyada ticareti yapılan tıbbi ve kokulu bitkilerin % 50 si gıda, %25 i kozmetik ve % 25 i de ilaç sanayinde kullanılmaktadır. Dünya bitkisel ürün ticaretinin 10-13 milyar dolar seviyelerinde gerçekleşmekte olduğu tahmin edilmekle birlikte, ülkemiz maalesef zengin florasına rağmen bu pazardan yaklaşık 5-60 milyon dolarlık bir pay almaktadır. Bu durum aynı zamanda tıbbi ve aromatik bitkileri çoğunlukla işlemeden ham olarak ihraç etmemizden kaynaklanmaktadır.talebin büyüklüğü arzı gerekli kıldığı için bugün bilhassa gelişmiş ülkelerde bitkisel kökenli ilaç ve kozmetik sanayi hızla gelişen sektörler haline gelmiştir. KAYNAK: *Emine FAYDAOĞLU, Metin Saip SÜRÜCÜOĞLU DSİ Genel Müdürlüğü İşletme ve Bakım Dairesi Su Ürünleri Şubesi Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü *Sorumlu yazar: eminefaydaoglu@gmail.com Tıbbi veya aromatik bitkileri özel olarak sınıflandıran bir sistem yoktur. Ürünlerin doğru GTİP numarası ile ihraç veya ithal edilmesi önemlidir. Zira, her ürünün gümrük tarifesinde zaman zaman yapılan kısıtlamalar, getirilen kolaylıklar, konulan fon ve kotalar belirtildiği için ürünün doğru GTİP numarası ile ithal veya ihraç edilmesi hem alıcı, hem satıcı, hem de ülke açısından yararlı sonuçlar getirir. Ancak, bu her durumda mümkün olmayabilir. Çünkü her ürünün özel bir GTİP numarası bulunmayabilir. Bu durumda, o ürün en yakın kategori altındaki diğerleri başlığı altında işlem görmektedir. Türkiye de de kabul edilen sistem Customs Cooperation Council Nomenclature (CCCN) in Avrupa Birliği nde kabul edilen şekli Harmonized Commodity Description and Coding System (HS) dir. HS, Dünya Gümrük Organizasyonu (WCO) tarafından geliştirilmiştir ve bugün 177 den fazla ülke ve ekonomide kullanılmaktadır. Dünya bitkisel drog ticareti son beş yılda ortalama 16,8 milyar 11

Bölgeden Haberler Merkez Bankası Başkanı Adana da Para Politikalarını Anlattı Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkanı Doç. Dr. Erdem Başçı, Adana Sanayi Odası ve Dünya Gazetesi işbirliğiyle düzenlenen toplantıda, Para Politikaları nı anlattı.merkez Bankası Başkanı Başçı, amaçlarının sürekli gündemde olan cari açığı azaltıcı tedbirlerle kademeli olarak azaltmanın olduğunu belirtti. Alınan tedbirlerle aşırı borçlanma eğiliminin frenlendiğine ve finansman yapısının da düzeldiğine işaret eden Başçı, cari açıkta kademeli bir düşüş beklediklerini söyledi. D ünya Gazetesi Başyazarı Osman S.. Arolat ın yönettiği ve Adana Valisi Hüseyin Avni Coş, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zihni Aldırmaz, Oda ve Borsa başkanları ile sanayici ve işadamlarının katıldığı toplantının açılışında konuşan Adana Sanayi Odası (ADASO) Yönetim Kurulu Başkanı Sadi Sürenkök, sanayicilerin Merkez Bankası ndan beklentilerini dile getirdi. SÜRENKÖK: KREDİ KISITLAMASI ÜRETİME, YATIRIMA, İHRACAT YAPANA OLMAMALIDIR ADASO Başkanı Sadi Sürenkök, Merkez Bankası nın yüzde 25 lik kredi kısıtlama uygulamasının finansmana ulaşımı zorlaştırdığını ve faiz oranlarını artırdığını vurgularak, Kısıtlama, üretime, yatırıma, ihracat yapana değil; bilinçsizce kullanılan tüketici kredilerine uygulanmalıdır dedi. İhracatçının can simidi olan Eximbank kredilerine Merkez Bankası aracılığıyla erişimin zorlaştığını ifade eden Sürenkök, şöyle konuştu: Reeskont kredileri arttırılırken 120 günlük vadenin 210 güne çıkarılmasının ihracatçımızın dünya ile rekabet ederken elini güçlendireceğini düşünmekteyiz. İhracatçımızı zor durumda bırakan bir başka husus da döviz kurlarındaki istikrarsızlıktır. Son dönemde birçok sanayici hammadde ithalatını yüksek kurdan yapıp, ihracatını düşük kurdan gerçekleştirdi. Aradaki fark şirket tablolarına zarar olarak yansıdı. Biz sanayiciler daha istikrarlı bir döviz kuru bekliyoruz. Reel kurun enflasyon karşısında düşük kaldığını hatırlatıp Merkez Bankamızın bu konuda önlem alması gerektiğine inanıyoruz. Bugün birçok ülke ile ürün karşılığı ticaret yapılabilir. Geçmişte Irak la petrol karşılığı yapılan ticaret; 12 örneğin İran ve Rusya ile doğalgaz karşılığı; yani barter olarak gerçekleştirilebilir. Bu konuda Merkez bankamızın bir düzenleme yapabileceğini düşünmekteyiz. Yeni pazarlarda çifte vergilendirmeden kaynaklı dövizle gerçekleştirilen ticarette tahsilatta sıkıntılar yaşanabiliyor. Merkez Bankamızın Türk Lirası ile dış ticaret yapılmasına imkan sağlayan düzenlemeyi de kısa sürede hayata geçirmesini bekliyoruz. Ayrıca, çek yasası sonrası artan tahsilat sıkıntısına da Merkez Bankamızın bankalara yaptırım uygulayarak çözüm bulabileceğini düşünmekteyiz. ADANA DOĞU AKDENİZ İN LOKOMOTİF KENTİ Sürenkök, Adana nın, Dünyanın en verimli topraklarına sahip bulunduğunu ve bu potansiyeliyle tarıma dayalı sanayinin de Türkiye de ilk filizlendiği kent olduğunu vurguladı. Gayri Safi Milli Hasıla ya yaklaşık 30 milyar dolar katkı sağlandığına dikkani çeken Sürenkök, Adana, 2011 yılını 4.6 milyar dolarlık dış ticaret hacmiyle kapatmıştır. Türkiye nin ilk 1000 büyük sanayi kuruluşu arasında 25 işletmesi bulunan Adana, son dönemde yatırımların yeni merkezi Doğu Akdeniz in lokomo-

Bölgeden Haberler tif kenti özelliğini sürdürmektedir. Kentimizde bugün, otobüsten elektronik karta üretim gerçekleştirilmekte ve başta zor beğenen Avrupa ülkeleri olmak üzere 130 ülkeye ihracat yapmaktadır. Üretim yelpazemiz her geçen gün katma değeri yüksek ürünlerle genişlemektedir dedi. BAŞÇI: PEK ÇOK ÜLKENİN YAPMADIĞINI YAPIYORUZ Ekonomik Görünüm başlıklı sunum yapan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, küresel gelişmeler, para politikası ve ekonomideki son gelişmeleri anlattı. Avrupa daki kriz ortamı gelişince bazı önlemler aldıklarını anlatan Başçı, kredi kullanımı, faiz oranları ve döviz kurlarıyla ilgili aldıkları önlemlerde başarı sağlandığını bildirdi. Avrupa borç kriziyle birlikte bazı müdahaleler de yaptıklarını kaydeden Başçı, Türkiye de aşırı borçlanma eğilimi vardı. Durumu değerlendirerek, bazen sıklaştırıcı bazen gevşetici tedbirler aldık. Türkiye olarak pek çok ülkenin yapmadığını yapıyoruz. Cari açık dengesinde kademeli düşüş ve para politikalarında zaman zaman kısıtlayıcı, zaman zaman da gevşek politikalar izliyoruz dedi. Dünyada bol ucuz ve yabancı para cinsinden borç niteliğinde imkanlar bulunduğuna işaret eden Başçı Bu imkanlar Türkiye de finansal etkenlerin sürüklediği cari açığa yol açtı. Finansman kalitesi o yüzden zayıfladı. Portföy ve kısa vadenin payı o yüzden arttı. Uzun vadeli doğrudan yatırımların payı azaldı. Biz buna karşı tedbirler aldık ve bu tedbirler sonuç verdi. Aşırı borçlanma eğilim bir miktar frenlendi. Finansman yapısı iyileşmeye başladı. Uzun vadeli yatırımların payı artmaya başladı. diye konuştu. ENFLASYON TEKRAR TEK HANEYE DÜŞECEK Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, yüzde 10-11 bandındaki enflasyonun önümüzdeki 2 ay içinde tekrar tek haneli rakama inmesinin beklendiğini söyledi.enflasyonun nisan ayından itibaren düşeceğini aktaran Başçı, enflasyonun geçici nedenlerden arttığını bunun nedeninin ise döviz kuru ve tütündeki verginin olduğunu ifade etti. Tütünde bu yıl yeni vergi olmayacağını ve önümüzdeki yıl hükümetin açıklayacağı cüzi bir miktar olabileceğini anlatan Başçı, Dolayısıyla bu faktörlerin etkisi bu yıl ortadan kalkacak. Enflasyonda büyük ihtimalle Nisan ayında hissedilir düşüş olacak, Mayıs ta tek haneyi görürüz. Mart ayında yatay bir gelişmeyle yıllık enflasyonun yüzde 10-11 bandında olmasını bekliyoruz. dedi. GELECEĞE YÖNELİK BEKLENTİLER BİZDE DAHA İYİ Merkez Bankası nın yaptığı ankete göre, 2012 de büyüme beklentisine haziran ayında yüzde 4,8 olarak cevap verildiğini dikkat çeken Başçı, şubat ayı itibariyle oranın 3,5 e geldiğini hatırlattı. Geleceğe dönük beklentilerin Türkiye de bir miktar daha iyi olduğunu aktaran Başçı, Ocak ayına göre şubatta küçük bir yükseliş var. Bu açıdan Türkiye bu liste içinde tek. Dünya büyümesinde bir yavaşlama öngörülüyor. Burada dikkat çekici olan Euro bölgesi. 2012 yılı için büyüme 1,7 olarak beklenirken, Şubat ayında eksi 0,3 noktasına gelindi. Pek çok uluslararası kuruluş da Avrupa için büyüme oranlarını hafif eksi hafif sıfırın altına çektiler. Almanya da pek çok gösterge iyi bile olsa orada bile büyüme beklentisi yüzde 2 den yüzde 0,6 ya düştü. açıklamasında bulundu. KREDİLERDE AŞAĞI YÖNLÜ RİSK GÖRÜRSEK DESTEKLEYİCİ TEDBİR ALIRIZ Krediler konusunda ise gidişattan son derece memnun olduklarını ileten MB Başkanı Başçı, Krediler konusunda tedbirler başarılı oldu, aşağı yönlü risk görürsek destekleyici tedbirler alırız. TCMB olarak kredilerdeki gidişattan son derece memnunuz. Tahsili gecikmiş alacak oranı da düşük ve bir sorun görünmüyor dedi. Türkiye deki problemin krediler canlansın problemi olmadığını anlatan Başçı konuşmasını şöyle sürdürdü: Krediler çok hızlı artıyor, aşırı borçlanma eğilimi var biz bunu daha kontrollü seviyeye çekelim dedik. Yüzde 25 lik büyüme çok büyük ve iyi bir büyüme krediler için. Bugün için Çin bile bu büyümeyi yakalayamadı. Trend olarak yüzde 20 civarındayız. Son 20 aya baktığımızda ortalama 20 civarında. Yüzde 15 e doğru geleceğini tahmin ediyoruz. İSTİHDAMDA REKOR KIRDIK Türkiye de çok güçlü bir istihdam artışı olduğunu vurgulayan Başçı şöyle devam etti: 2007-2010 ortalamasına bakıldığında yıllık yüzde 4 e yakın bir istihdam büyümesi var. Bu görülmüş bir şey değil. Bir rekor, hem Türkiye nin kendi tarihi açsından hem de diğer ülkelerin karşılaştırdığımızda en yüksek. Sorunlu ülkelerde ise istihdam düşlüyor. İspanya, Amerika, İtalya, Japonya, Fransa, İngiltere gibi ülkelerde olduğu gibi. Bu yüzden Türkiye önemli bir performans gösterdi. Bunun içinde 2008-2009 kriz dönemi olmasına rağmen ciddi bir ortalama istihdam artışı görülüyor. Bunda etkili olan üretim faktörlerinden birisinin sermaye birisinin de emek olduğuna işaret eden Başçı, Sermayeye baktığımızda yatırımlarda çok hafif bir düşüş oldu. Hızlı toparlandık. Şuanda yatırımların yurt içi gayri safi milli hasılaya göre oranı tarihsel açıdan bakıldığında yüksek seviyede. O yüzden Lehman krizi sonrasında sermaye stoku hemen yerine konuldu. Hafif trendin altındayız ama iyi bir büyüme var sermaye stokunda. İkinci faktör emek. Özellikle kadınların iş gücüne katılım oranları önemli bir faktör. Oradaki iş gücündeki artış kriz döneminde gerçekleşti sonra çok fazla düşmedi. Türkiye de emek kıtlığı diye bir şey yok. Gerek emek gerek sermaye gerekse verimlilik üretkenlik olsun her alanda üretim potansiyeli yükseliyor. O yüzden Türkiye yüksek büyüme oranlarını kaldırdı. ifadelerini kullandı. 13

haber Ata KAHYA Adana Orman Bölge Müdürü Defne, define gibi oldu Ormanlık alanlarda doğal ortamda yetişen ve genellikle ilaç sanayi başta olmak üzere, kimya, boya, kozmetik gibi birçok alanda ham madde olarak kullanılan defneden, bu yıl orman köylülerinin 1 milyon TL civarında gelir elde edildi. A dana Orman Bölge Müdürü Ata Kahya, yaptığı açıklamada, odun dışı orman ürünlerinde Türkiye nin önemli bir potansiyele sahip olduğunu söyledi. Kahya, odun dışı orman ürünlerinin, reçine ve sığla yağı başta olmak üzere yaprak, çiçek, meyve, kozalak, tohum, kabuk ve binlerce odunsu ve otsu bitkilerden elde edilen ürünler olduğunu belirterek, bunlardan birçok çeşidin ise ilaç, gıda, boya, kozmetik ver deri sanayisi gibi sektörlerde kullanıldığını söyledi. Bölgede, doğal ortamda yetişen biberiye, defne, kekik, ada çayı, kestane, fıstık çamı, kuşburnu ve keçiboynuzunun orman köylüsüne ekonomik katkı sağladığını belirterek, ülke genelinde başlatılan defne rehabilitasyonunun, orman köylülerinin geçim kaynağı olduğunu ifade etti. Toplandıktan sonra İzmir e gönderilen ve buradan da Avrupa ve ABD ye ihraç edilen defne yaprağının üretiminde Türkiye nin dünyada ilk sırada yer aldığını anlatan Kahya, defnenin başta ilaç sanayi olmak üzere gıda, kimya, boya ve kozmetik gibi birçok alanda hammadde olarak değerlendiriliyor. 10 bin ton olan Türkiye defne üretiminin yüzde 40 ının Adana Orman Bölge Müdürlüğü sorumluluk sahasında üretildiği anlatan Kahya, şöyle devam etti: Müdürlüğümüze bağlı Kadirli, Karaisalı ve Pos (Aladağ) işletme müdürlüklerinde bugüne kadar 3 bin hektar alanda yapılan defne rehabilitasyonu çalışmaları sonucunda orman köylülerimize önemli bir gelir kaynağı oluşturuldu. Bu yıl sorumluluk alanlarımızda bin 905 ton defne hasadı yapıldı. Bu hasat sonucu orman köylülerimiz 1 milyon TL civarında gelir elde etti. Orman köylülerimizin bu işten geçimlerini sağlaması bizleri de mutlu ediyor. Defne sahalarını kendi bahçeleri gibi koruyorlar 14 Kahya, orman köylülerinin ekonomik kazanç sağladığı defneye yoğun ilgi gösterdiğini anlatarak, Bu nedenle Orman köylülerimiz defne sahalarını kendi bahçeleri gibi koruyor dedi. Kadirli Orman İşletme Müdürlüğü sorumluluk sahasında yer alan Koçlu, Tahta, Yoğunoluk ve Kösepınarı köylerinde yapılan defne hasadının geçen ay tamamlandığını anlatan Kahya, Türkiye deki defne üretiminin yüzde 40 ını karşılayan bölgemizde yaklaşık 450 aile bu işten geçimini sağlıyor diye konuştu.

Bizden ÜRETİM TESİSİMİZ Nurs Lokman Hekim; Katkısız %100 Doğal ürünlerden oluşan, Türkiye nin en kapsamlı ürün portföyünü tüketicilerin hizmetine sunuyor. Üretim aşamasında, hijyenik koşullarda, titizlikle hazırlanan ürünler sağlıklı bir şekilde tüketicilerin kullanımına hazırlanıyor. Nurs Lokman Hekim Kalite Güvencesi kapsamında ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemleri Belgesi, ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi Belgesi, ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi Belgesi, OHSAS 18001 İş Sağlığı Güvenliği Belgesi, GMP (İyi Üretim Uygulamaları) Belgesi, Helal Sertifikası, 2011 yılında TÜKETİCİ AKADEMİSİ KALİTE ÖDÜLÜ 2011 AVRUPA TÜKETİCİ KALİTE ÖDÜLÜ ne layık görülerek tüketicinin sonsuz desteğiyle kalitesini bir kez daha dünyaya ispatlamıştır. TOPTAN SATIŞ 15

Bizden BİZ BÜYÜK ÇAKMAK CADDESİ 1 ÇAKMAK CADDESİ 2 OPTİMUM ŞUBESİ TURGUTÖZAL ŞUBESİ MERSİN şubesi Bir sonraki sayımızda Türkiye deki örnek bayilerimizi bulabilirsiniz. Bayi fotoğrafınızı göndermek için mail adresimiz samiyeakin@nurs.com.tr 16

Bizden BİR AİLEYİZ TEPEBAĞ şubesi TEPEBAĞ şubesi ANTALYA ŞUBESİ UŞAK ŞUBESİ NİĞDE şubesi 17

Yazarlarımızdan Murat YILMAZ Nurs Lokman Hekim Yönetim Kurulu Üyesi Tamamlayıcı tıp ile Modern Tıbbın Günümüzdeki Yeri T amamlayıcı tıbbın hızla önem kazandığı bir dönemde yaşıyoruz. Bu nedenle bitkisel ürünlere eğilim günden güne artıyor. Tamamlayıcı tıpla tedavi tüm zamanlarda var olmasına rağmen, özellikle 20. yy ın sonundan itibaren hızla artmış ve 21. Yy da da gelişmeye devam ediyor. Örneğin; günümüzde sık sık yaşanan ve hemen hemen hepimizin yaşadığı baş ağrıları için; Avrupa da özellikle Tamamlayıcı Tıp Uzmanlarına başvurulur. Aslında tamamlayıcı tıp ile modern tıbbın tanımsal kavramına bakıldığında ana teması sağlıktır. Tamamlayıcı tıp mümkün olduğunca insanı bütünsel olarak ele alır ve önce modern tıbba yönlendirir; modern tıp teşhis koyduktan sonra doğal ürünler tavsiye edilir. Tamamlayıcı tıp sadece hastalık esnasında değil, sağlıklı iken dahi insanın hasta olmaması için tedbirler alması konusunda; önleyici olarak da fonksiyon göstermesi noktasında etkilidir. Modern tıp ise; doğrudan hastalığı ele alır. Her iki tıp, her şeyden önce insan sağlığını hedef alır ve bu doğrultuda çalışmayı amaçlar. Aslında birbirinin zıddı olarak değil, aksine içinde bulunduğumuz çağın birbirini tamamlayan iki tedavi biçimi ve Tıp dalı olarak algılanması gerekir. Modern Tıp günümüzde en ileri teknolojiyi kullanarak en hassas organ ameliyatlarını, naklini, hastalık durumu, teşhisleri vb. ile insanlığa hizmet etmektedir. Bu hizmetlerinden dolayı tıbbın tüm dalları modern tıbba bağlı olarak çalışmalı ve her konuda destek almalı ve destek olmalıdır. Gelişmiş bir ülkenin Tıp sisteminde hem tamamlayıcı Tıbba hem de Modern Tıbba yer verilmeli ve kesinlikle bu ikisi birbirine düşmanmış gibi gösterilmemelidir. Fakat ne yazık ki Modern tıp uzmanları sürekli medyada bitkisel ürünlere büyük eleştiriler yaparak sakın kimse bitkisel ürün kullanmasın diye görüş bildiriyorlar. Başka taraftan baktığımızda birçok tıp uzmanı bitkisel ürün dışında ürün kullanmamakta. Bu durum Türkiye de ve Avrupa ülkelerinde çok büyük farklılık gösterir. Bizim ülkemizde tamamlayıcı tıp dediğimiz bitkisel ürün üretim yerleri sürekli kapatılmakla tehdit ediliyor. Bu konuda Sağlık Bakanlığının ve Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı nın haklı tarafları vardır. Buna katılıyorum; şöyle ki: Gıda takviyesi ürünler gelişigüzel üretilmemeli ve üretilen her ürün, gıdaya ve TSE ye uygun olarak üretilmeli aynı zamanda izin sertifikası olmalı. Birçok firma bu uygulamaya uymaktadır. Şu anda içerisinde bulunduğum bitkisel ürün firmasının ürünleri tamamen gıdaya uygun ve tüm ürünler- 18

Yazarlarımızdan inin gıda sertifikaları mevcuttur. Bitkisel ürünler başlı başına bir sektördür, bitkilerin anavatanı Türkiye olmasına rağmen ülkemizin böyle bir endüstriden uzak kalması kabullenemez bir durumdur. Bitkisel ürün sektörünü oluşturmak ülkemizi hem sanayi, hem ticaret, hem de ekonomik açıdan geliştirmeye katkıda bulunur ve ülkemizin büyük sorunlarından olan işsizliği de azaltır. Başka bir açıdan da konuyu değerlendirecek olursak; bu ürünler Avrupa da özellikle Almanya ve Fransa da daha farklı sevkiyata sunuluyor. Örneğin; Almanya da bitkisel ürünlerin reçeteye tabi tutulması, sadece eczanede mi yoksa gıda takviyesi olarak mı piyasaya sürülebileceği, nerede satılacağı da yine gerekli kanunlarla belirlenmiştir. Eczane dışındaki satışı da yine bu alanda eğitimli elemanların çalıştırıldığı özel mağazalarda mümkündür, bunun dışında satışları yasaktır. Bitkisel ürünler ve diğer ilaçlar konusunda dünyada en tutarlı ve işlevli yasal düzenlemelerin uygulandığı ve olumlu sonuçların alındığı ülkelerden biri Almanya dır. Bizim ülkemizin de bu şekilde olmasını ümit ediyorum. Türkiye de bitkisel ürün eğitiminin verilmesi, bu konuda uzman insanların yetiştirilmesi, bitkisel ürün konusunda her aşamanın kontrollü olması ve bitkisel ürün hazırlama işinin eğitimli insanların eline verilmesi gerekir ama bu konuda ülkemiz çok eksik, bu eğitimli insanlardan kastım; yıllardır kendini bu konuda geliştirmiş olan kişiler, bunun dışında ne yazık ki Türkiye de eğitim merkezleri mevcut değildir. Bir ülkenin en önemli kuruluşlarından olan üniversitelerde dahi bitkisel ürünlerle ilgili herhangi bir bölüm bulunmamaktadır. O yüzden resmi bir eğitim yeri olmadığı için bu konuda kendi çabamızla bilgi ediniyoruz. Bu ürünlerle içlidışlı olduğumuz için bu konuda bakanlığın bize yardımcı olmasını arz ediyoruz. Ve bitkisel ürün eğitim merkezlerinin açılmasını istiyoruz. Normal koşullarda halk ne kadar bilinçle doğru ürünleri talep ederse, piyasa da bunu talep edilen şekilde arz etmek zorundadır. Bu nedenle sağlıklı ürün üretiyoruz fakat sağlık bakanlığı sürekli buna karşı çakarak üretime engel oluyor. Fakat düşünce-bilinç değişimi çok uzun ve zorlu bir süreçtir, bunun kendiliğinden gerçekleşmesini beklemek pek anlamlı olmaz. Sağlık Bakanlığı hem bu sürecin koşullarını hazırlayarak halkı teşvik etmeli, hem de doğal tedaviler ve bitkisel ürünler konusunda gerekli yasal düzenlemeleri gerçekleştirerek koruyucu sağlık konusunda adımlar atmalıdır. Bu konuda yazılması gereken çok şey var ama umarım ileriki zamanlarda doğru adımlar atılır. Aslında bu yazımla ne Modern Tıp hakkında olumsuz bir genelleme yaparak onları karalamak, ne de tamamlayıcı tıp hakkında olumlu bir genelleme yaparak onları savunmak istedim. Fakat sürekli tamamlayıcı tıp teknolojik çağın dışına itiliyor ve hiç ilgilenilmiyor. Günümüzde artık bu iki tıp anlayışı ve uygulanışı arasında geçişler söz konusudur ve bu ince geçişleri görmemizde yarar vardır. Eğer modern tıp ve eczacılar bitkisel ürün üretim yerlerine yardımcı olsalar Türkiye nin hem ekonomisine hem de sağlığına büyük katkıda bulunurlar. Çünkü modern tıbbın tüm kimyevi ilaçların ana maddesi bitkilerden gelmektedir. Herkes bunun farkında ama ilaç firmalarının işine gelmiyor. Umarım bu durum düzelir ve güzelim Türkiye mizde tamamlayıcı tıbbın yeri AB ülkelerindeki gibi olur. 19

Bayi Röpörtaj NURS LOKMAN HEKİM TARSUS BAYİSİ Mustafa YASAK Nurs Lokman Hekim Tarsus Bayi İşletme Sahibi Nurs Lokman Hekim Tarsus Bayisi İşletme Sahibi Mustafa Yasak ile Nurs Lokman Hekim markasının bayisi olmaya nasıl karar verdiği ve şifalı bitkilerin dünyada ki algısı, ülkemiz ve bölgemizdeki gelişimi üzerine söyleşide bulunduk. Mustafa Bey öncelikli olarak neden Şifalı Bitkiler ve Nurs Lokman Hekim markasını seçtiniz? Ş ifalı Bitkiler dünyası o kadar geniş ki ; neredeyse her rahatsızlığın çaresi doğada mevcut.yaşadığımız herhangi bir rahatsızlıkta tıbbi tedavilerin yanı sıra doğal olarak da sağlığımızı koruyacak veya önlem almamızı sağlayacak bir çok şifalı bitki mevcut. Benim bu sektöre yabancı olmamam ve Nurs Lokman Hekim markası nın da tanınırlığının yüksek olması, ürünlerinin kaliteli ve güvenilir olması dolayısıyla bayileri olmaya karar verdim. Bayilik alma çalışmalarınıza nasıl başladınız ve ne gibi aşamalardan geçtiniz? 20 Nurs Lokman Hekim firmasıyla karşılıklı yaptığımız görüşmeler sonucunda kendilerinin de bizleri desteklemesi ile Tarsus Yaremlik bayiimizi 2012 yılının Ocak ayı gibi faaliyete açtık. Bayimiz faaliyete geçmeden önce Nurs Lokman Hekim firmasının Gıda Mühendisleri eşliğinde 60 saatlik eğitim süreci yaşadık.bu eğitimle birlikte hem Nurs Lokman Hekim ürünlerini, hem de şifalı bitkileri daha iyi tanımış olduk. Eğitim süreci tamamlandıktan sonra bayii yetki belgesine sahip olarak faaliyetlerimize başlamış olduk. Şifalı Bitkiler sektörüne geniş kapsamlı bakacak olursak Dünyada ki algısı ve Ülkemiz de ki durumu size göre nasıl? Bitkisel ürün kullanımı ve ticareti Dünyada ülkemize oranlar daha yaygın ve çoğu ülkede devlet tarafından da Destekleniyor. Özellikle Avrupa ve Latin Amerika ülkelerinde doktorlar reçete olarak yazabiliyor ve kullanıcıları bitkisel ürün satan mağazalardan veya eczanelerden rahatlıkla alabiliyor. Gelişmiş ülkelerde bitkisel ürün kullanımı ve ticareti oldukça ileri durumda. Bazı ülkelerde devlet teşvikleri söz konusu. Bizde ise durum çok farklı. Hem mevzuat açıkları söz konusu, hem de bilinçli tüketim