KÜP KAPA I Bir zamanlar, ülkenin birinde bir kral vard. Kral n üç o lu birbirinden yak fl kl delikanl lard. Üçü de evlenme ça na gelmifllerdi. Ama hiçbiri buna yanaflm yordu. Babalar s k s k art k yafllar n n ilerledi ini, evlenmeleri gerekti ini söylüyordu. Ama, onu dinlemiyorlard. Hiçbiri evlenmek istemiyordu. Çünkü delikanl lar ülkedeki k zlardan hiçbirini be enmiyorlard. Bir gün babalar na, neden evlenmek istemediklerini aç klay nca kral onlara: Neden daha önce söylemediniz bunu, dedi. Mademki ülkemizde kendinize uygun k z bulam yorsunuz, o hâlde di er ülkelere gidin. Oralarda gezin, inceleyin. Nerede kendinize uygun bir k z bulursan z onu al p getirin, benim gelinim olsunlar. Babalar n n bu önerisi çocuklar n hofluna gitti. Hemen haz rl klar n yapt lar. Sonra babalar yla vedalafl p yola ç kt lar. Komflu ülkeye varana kadar hemen hemen hiç konuflmadan yol ald lar. Bir akflam yollar üstünde gördükleri küçük bir evin kap s n çald lar. Kap y yafll bir kad n açt. Onlara: 44 45

Hofl geldiniz çocuklar, dedi. Hay rlar ola! Nereden gelip nereye gidiyorsunuz? Buralarda ifliniz ne? Çocuklar kad n n sorular na yan t verdiler, ne amaçla yolculuk yapt klar n anlatt lar. Kad n bunlar dinledi. Sonra çocuklara: Anlad m, anlad m, dedi. Siz hele karn n z güzelce doyurun. Sonra yat p bir güzelce uyuyun. Sabah olsun bir fleyler düflünürüz. Kad n atefli tutuflturdu. Tencerede güzel bir çorba kaynatt. Çocuklar sofraya buyur etti. Delikanl - lar t ka basa doydular. O güne kadar böyle lezzetli yemek yemediklerini söyleyerek kad na teflekkür ettiler. Sonra da yataklar na uzan p m fl l m fl l uyudular. Sabah dinlenmifl olarak uyand lar. Kad na gerek verdi i yemekler için, gerekse yatacak yer gösterdi i için teflekkür ettiler. Yafll kad n onlar yolcu ederken her birinin aln ndan öptü. Sonra her birine kocaman bir k rm z elma verdi. Sonra da bu elmalar konusunda aç klama yapt : Bunlar gözünüz gibi saklay n, dedi. Bu elmalar size çok yararl olacakt r. Sak n ola ki su bulunmayan bir yerde kesmeyin. Yoksa çok piflman olursunuz. Çocuklar kad na, verdi i elmalar için de teflekkür ederek evden ayr ld lar. Yedi gün boyunca durmadan, hiçbir yerde e lenmeden yol ald lar. Hiçbiri kad n n verdi i elmaya dokunmad. Oysa onlar yemek çok hofl olacakt. Zaman zaman susuzluktan dudaklar kuruyordu. flte o zaman elmalar n yemek istiyorlar ama kad n n sözlerini hat rlay p bu isteklerini unutuyorlard. Yedinci akflam a açl k bir yerde durdular. Orada oturup dinlenmeye bafllad lar. En büyükleri elmas n ç kar p eline ald. Evirdi çevirdi. Elmaya dikkatle bakt. Kendi kendine düflündü: fiu elmay ikiye bölüp yar s n yiyeyim. Yar s n da yar n yerim. Kim bilir ne tatl d r? Kim bilir nas l serinletir içimi? Bunlar düflününce kad n n sözlerini falan unuttu. Cebinden çak s n ç kard. Elmay tam ortas ndan ikiye böldü. Ayn anda elman n içinden bir k z ç kt ortaya. Hem de ne k z! Öyle eflsiz bir güzellikteydi ki günefle bak labilir ama bu k za bak lamazd. Öylesine p - r l p r ld. Göz kamaflt r yordu. Yürek yak yordu. Nefes kesiyordu. Ne yaz k ki k z elmadan ç kar ç kmaz yürekler ac s bir sesle hayk rmaya bafllad : 46 47

Aman n su! Su bulun bana Su bulun, su verin bana Yoksa hemen ölürüm. Delikanl deli gibi f rlad. Çevrede su aramaya kofltu. Oraya bakt, buraya bakt. Neredeyse elleriyle topra kaz p su ç karacakt. Ama tüm çabas na karfl n bir damla su bulamad. Soluk solu a a ac n alt na döndü ünde k z n ölmüfl oldu unu gördü. Yan bafl na diz çöktü. H çk r klarla, gözyafllar yla a lad. Ama bunun hiçbir yarar olmad. K z, kardefllerinin yard m ile orac kta topra a gömdü. Hepsi sonsuz bir keder içinde yola ç kt lar. Akflamüzeri bir a ac n alt nda oturdular. Bu kez ortanca çocuk elmay ç kard. Eline al p dikkatle bakt. Düflünmeye bafllad. Acaba elmay kesse, bunun içinden de bir k z ç kar m yd? Bu k z da di er elmadan ç kan kadar güzel miydi? Çocuk bir yandan bunlar düflünürken, a açl - n hemen yak n nda bir göl oldu unu sand. O yana bakt nda suyun fl lt s n ve k m lt s n görüyordu. Ne olursa olsun deyip çak s n ç kard. Elmay ortadan ikiye böldü. Elman n içinden güzel mi güzel, güzel ne demek, güzeller güzeli bir k z ç kt ortaya. Ona bakanlar n gözleri kamaflt. Yürekleri hoop etti. K z hemen yalvar p yakarmaya bafllad : Aman Su! Su bulun Su bulun Ölürüm ben Elmay kesen delikanl hemen gölün bulundu u yana kofltu. Göl de sanki onun önünden kofltu. leriye do ru kay p gitti. O kofltukça uzaklaflt. O yaklaflt kça ilerledi. Asl nda çocu un göl sand fley bir do a aldatmacas yd. Çocuk bunu göl sanm flt. Sonunda bunu anlad ama k z n bulundu u yerden epeyce uzaklaflm flt. Nefes nefese geri döndü- ünde onu yerde cans z yatarken buldu. K z gözyafllar içinde gömdüler. A abey ile ortanca kardefl bu tats z olaylardan sonra tüm umutlar n yitirmifllerdi. Bu nedenle geri dönmeye karar verdiler. Küçük kardefllerine: Biz flans m z denedik ve her fleyi yitirdik, dediler. Sen yoluna devam et. Biz yurdumuza dönece- iz ve Tanr bilir hiç evlenmeyece iz. Belki de istedi- ini bulur, kendine denk bir k zla evlenirsin. 48 49

Kardefller birbirleriyle vedalaflt lar. kisi geriye, ülkelerine do ru yol ald. Küçük kardefl ise çok uzaklarda kuleleri görülen kente do ru ilerledi. Az sonra bir kuyu bafl nda durdu. Kendi kendine, elmay burada keserse k z n istedi i suyu bu kuyudan bulabilece ini düflündü. Elmay kesmek için buradan daha uygun bir yer bulamazd her hâlde. Çak s n ç kard. Elmay ortadan ikiye böldü. Ayn anda elman n içinden güzeller güzeli bir k z ç kt ortaya. Güzelin böylesi o güne kadar ne görülmüfl, ne de anlat lm flt. Çocuk onu görür görmez âfl k oldu. Kalbi çarpmaya, elleri titremeye bafllad. Nefes alamaz oldu. K z ortaya ç kar ç kmaz hayk rd : Su Aman su bulun Su bulun Ölüyorum. Çocuk hemen kuyuya kovay dald rd. Oradan çekti i suyu k z n a z na dayad. K z suyu doya doya içti. O zaman canland. Kendine geldi. Rengi biraz daha pembeleflti. Solgun tenine bir canl l k geldi. Eskisinden bin kat daha güzel oldu. Kral n o lu buna çok sevindi. K za: Beni dinle güzel k z, dedi. fiimdi ben flu kente gidip sana görkemli giysiler alaca m. Seni güzelli- ine yak fl r biçimde giydirece im. Ben kentten dönene kadar beni burada bekle. Olur mu? Olur, diye yan t verdi k z bir müzik parças gibi uyumlu sesiyle. Ama sen gelene kadar beni kimselerin görmemesi gerek. Beni flu a aca ç kar orada saklanay m da kimse görmesin beni. Çocuk k z kucaklad. Bir yerini incitmemeye çaba göstererek a aca ç kard. Orada, yapraklar n en s k oldu u bir yere oturttu. Oradan, kendisi gelinceye kadar ayr lmamas n söyledi. A açtan afla ya indi. K z n bulundu u yere dikkatle bakt. Oradan görünmedi ini anlay nca, gönlü rahat olarak kente do ru ilerledi. Az sonra kuyunun bafl na bir çingene kad n geldi. Su içmek için e ilince, suyun aynas nda güzeller güzeli bir yüz gördü. Gözlerine inanamad. Sevinç içinde hayk rd : fiu Tanr n n ifline bak yahu! Amma da güzelleflmiflim, kraliçeler gibi olmuflum. Bunlar söyledi ama bir an flüphelendi. Bu iflin içinde baflka bir ifl olmal yd. 50 51

Bafl n yukar ya, a ac n tepesine çevirince durumu anlad. Suya yans yan kendi görüntüsü de il, a ac n tepesindeki k z n görüntüsüydü. Yukar ya seslendi: Hey, a ac n tepesindeki k z! Sen kimsin? Orada ne ar yorsun? Söyle bakay m bana. A ac n üstündeki güzel k z, bu sorular yan tlad. Her fleyi oldu u gibi anlatt. Çingene kad n bunlar duyunca hemen bir plân kurdu. K z aldatmak için diller döktü. Onu afla ya indirmek için türlü yalanlar söyledi: Ben flimdiye kadar tüm dünyay dolaflt m, senin gibi bir güzel görmedim, dedi. A açtan afla ya in de flu güzel yüzüne yak ndan bakay m. Bakay m da gözlerim nurlans n, kalbim sevinçle dolsun. K z buna karfl l k afla ya inemeyece ini söyledi. Kral n o lu gelene kadar yukar da beklemeliydi. Ona böyle söz vermiflti. K z bunlar aç klad ktan sonra çingene kad na bir öneride bulundu: Mademki beni yak ndan görmek istiyorsun, o hâlde sen ç k a aca. Ç k, yan ma gel, beni istedi- in gibi yak ndan gör. Çingene kad n bu öneriyi yürekten kabul etti. K - za seslendi: Geliyorum bahar çiçe i, geliyorum periler prensesi. Sonra bir kedi çevikli iyle a aca ç kt. K z n bulundu u dala kadar t rmand. Kollar n açt. K za: Gel seni bir kucaklayay m, dedi. K z hiç kuflkulanmadan kad n n yan na geldi. O anda çingene, k z afla ya ittirdi. Zavall k z bir tafl gibi kuyunun içine düflüverdi. Bir süre sonra genç delikanl kuca na ald giysilerle dolu olarak kuyunun bafl na geldi. A aca t rmand. Orada güzel k z n yerine kapkara, çirkin mi çirkin birini bulunca neye u rad n anlayamad. Oldu u yerde sanki tafl kesildi. Ne bir ad m atabildi, ne bir sözcük söyleyebildi. Hain çingene kad n hemen bir yalan uydurdu: Böyle karard ma, mafla gibi oldu uma flafl - yorsun de il mi, diye sordu. Hiç tasa etme. Ben yine eski güzelli ime kavuflaca m. Hele sen beni evine götür. Beni nikâhl kar n yap. Göreceksin bak eskisinden daha güzel olaca m. 52 53

Delikanl olanlara çok üzüldü. Ama yapacak bir fley yoktu. Kad n n sözlerine inand. Onu a açtan afla ya indirdi. Getirdi i s rmalarla iflli, inciler, yakutlarla bezeli giysileri giydirdi. Bu arada çingene kad n, kuyuda k rm z bir bal - n yüzmekte oldu unu gördü. Bunun güzel k zdan baflkas olamayaca n hemen anlad. Elini uzat p onu yakalamak istedi. Ama k rm z bal k parmaklar - n n aras ndan kay p uzaklaflt. Elini yeniden uzatt. Tam bal tutacakken, yine kaç p baflka bir yana uzaklaflt. Çocuk s rmal giysiler içindeki çirkin çingene kad n at n n terkisine bindirdi. Birlikte yola ç kt lar. Ama kad n n içine büyük bir korku düflmüfltü. fiu k rm z bal k iflini bir türlü unutam yordu. Bu nedenle sesi solu u ç km yor, kötü kötü düflünüyordu. Sonunda delikanl n n ülkesine vard lar. Papaz n karfl s nda diz çöktüler. Nikâhlar k y ld. Eve döndüklerinde kad n çok hasta oldu unu söyleyerek yata a girdi. Örtü döflek yatt. Ne oldu- unu soran kocas na: Ah, ben ölece im galiba, dedi. Beni buldu un o kuyu var ya hani! flte o kuyuda küçük bir k rm z bal k var. Onun bafl n ve gözlerini yiyemezsem tez elden yok olup gidece im. E er beni biraz olsun seviyorsan hemen o bal yakalay p getir bana. Kurnaz kad n, kocas na öyle dil döktü ki gerçekten hasta oldu unu, iyileflebilmek için de o bal n kafas n yemek gerekti ine inand rd. Delikanl saray bal kç s n ça rd. Ona kuyunun bulundu u yeri tarif etti. At n dörtnala koflturup oraya varmas n ve o küçük k rm z bal yakalay p getirmesini buyurdu. Bal kç at n çatlat rcas na koflturarak kuyuya vard. Bal yakalad. Ayn h zla geri döndü. Bal aflç ya verdi. Aflç küçücük bal güzelce k zartt. Yataktan ç kmayan kad na yedirdi. Kad n k sa sürede iyileflti. Yataktan ç kt. Saray n bahçesinde dolaflmaya bafllad. Aflç, bal temizlerken pullar n çöp tenekesine atm fl, ancak bunlardan biri tenekeden afla ya, topra a düflmüfltü. flte tam orada ertesi gün güzel, o güne kadar görülmedik türde bir a aç yükseliverdi. Saray bahç van a ac görünce çok flafl rd. Çünkü oraya bir fidan falan dikmemiflti. Saraydakiler de buna çok flaflt lar. Çünkü o güne kadar böyle bir a aç görmemifllerdi hiç. Art k kraliçe san n alm fl olan çingene kad n a ac görünce rengi soldu. Bunun, sihirli bir a aç oldu unu, bir gün önce k zartt r p yedi i k rm z bal kla, yani kuyuya att güzel k zla ilgili oldu unu anlad. 54 55

Türlü numaralarla kocas na a ac kestirdi. Dal n buda n, kökünü odunculara parçalatt rd. Onlar ocakta, sobada yakt rd. Ama odunculardan biri yere saç lan yonga parçalar ndan birini al p evine götürdü. Eline keseri al p kocaman yonga parças na bir biçim verdi. Kar s bunu küpün üstüne kapak olarak örttü. Ertesi gün oduncunun kar s evden gün do arken ayr ld. Bu nedenle ortal toplamaya zaman olmad. Her yer darmada n k, kap y çekip ç kt. Akflam eve dönünce bir de ne görsün! Oda güzelce süpürülmüfl, darmada n eflyalar yerli yerinde toplanm fl. Her yer tertemiz. Oca n üstünde güzel bir afl n duman tütüyor. Akflamdan kalan bulafl klar da p r l p r l y kanmam fl m? Kad n bu gördüklerine çok flaflt. Ama üzerinde fazla durmad. Ertesi sabah da evi oldu u gibi b rak p ç kt. Akflam dönüflte ayn fleyleri görünce çok flafl rd. Hem bu kez sofra da haz rlanm fl, kad na yapacak hiçbir ifl kalmam flt. Olanlar kocas na anlatt. Oduncu da çok flafl rd. Bu iflin içinde gizli güçlerin etkisi oldu unu söyledi. Ertesi sabah kad n evden ç kt. Ama oradan uzaklaflmadan, bir köfleye gizlendi. Az sonra da kap ya yaklaflt. Anahtar deli inden içerde olanlar izlemeye bafllad. Küpün üstündeki kapak küt diye yere düfltü. Yuvarlana yuvarlana gitti. Karfl köfleye vurdu. Ayn anda ortaya ay fl gibi güzel mi güzel bir k z ç - k verdi. Sonra süpürgeyi kavrad gibi bafllad ortal silip süpürmeye, her fleye bir çeki düzen vermeye. Kad n bunlar izledikçe hayretten küçük dilini yutacak gibi oldu. Daha fazla dayanamad. Kap y anîden aç p içeriye girdi. Elinde süpürge ile çal flmakta olan k z belinden kavrad. Ona: Söyle bakal m sen kimsin, nesin, diye sordu. Buraya nas l geldin? Hepsini anlat bana. K z insan n içine rahatl k veren m r l m r l bir sesle bafl ndan geçenleri bir bir anlatt. Çingene kad n n yapt klar n, onun, kral n o lu ile kendi yerine evlenmifl oldu unu söyledi. Kad n bunlar dinledi. K za oradan ayr lmamas - n, kendisi geri dönene kadar beklemesini söyledi. Sonra h zla ç kt. Rüzgâr gibi koflarak kral n o lunun yan na vard. Üç gündür olup bitenleri bir nefeste anlat verdi. 56 57

Bunlar duyan delikanl öyle sevindi, öyle sevindi ki, kad na: E er bu dediklerin do ruysa, bu k z benim sevgilim olan o k zsa, dile benden ne dilersen, diyerek saraydan d flar ya f rlad. Kofla kofla oduncunun kulübesine vard. Kap y açt. Güzel k z karfl s nda görünce bir sevinç ç l atarak onu kucaklad. Ard ndan koflan adamlar na emir vererek onlar geri gönderdi. Az sonra adamlar kucak kucak s rmal ifllemeli ipekten, kadifeden giysilerle geri döndüler. K z bunlar giydi. Takt tak flt rd. Sonra getirtilen alt atl bir arabaya bindi. Sevgilisi genç de yan na oturdu. Do ruca saraya vard lar. Avluya girer girmez, dairesinin bulundu u yere do ru hayk rd : Defol cad Defol, git evimden Törene kat lanlar birbirlerine böylesine güzel bir k z görmediklerini söylediler. Hatta süslü püslü, soylu bayanlar bile ayn fleyi düflünüyorlard. Do rusu ya, sevgili prenslerine lây k bir eflti bu güzel k z. Genç adam n verdi i söz gere i sarayda yüksek bir göreve getirilen oduncu da, kar s ile birlikte töreni izlemeye gelmiflti. Oduncu kar s na: Çok güzel bir k z, bugüne kadar böylesi görülmemifltir, de il mi han m, diye sordu. Kad n dirse iyle onu dürttü. Yavaflça: fiu bizim küp kapa m, diye sordu. Oduncu, a z kulaklar na varana kadar güldü. Onu görenler buna bir anlam veremediler. _ Kad n olup bitenleri daha uzaktan izlemiflti. Bu sözlere gerek görmeden saraydan ç km fl, arkas na bakmadan koflarak uzaklaflm flt. Kral n o lu sevgilisinin elinden tutup do ruca papaz n yan na götürdü. Orada diz çöküp nikâhlar k y ld. 58 59

AYI POSTU G YEN ADAM Çok eski zamanda genç bir köylü vard. Bu genci askere ald klar nda savafl bafllam flt. Cesur ve atak genç düflmanla savafl rken büyük kahramanl klar gösterdi. Savafltan, gö sünde madalyalarla döndü. Köyüne geldi. Ne yaz k ki bu arada annesi ile babas ölmüfllerdi. Geriye iki erkek kardefli kalm flt. Onlarla birlikte yaflamak istedi. Ama topraklar yetersizdi. Kardeflleri çoluk çocu a kar flm fllar, birçok bo aza bakmak zorundayd lar. Bu nedenle kardefllerine yük olmak istemedi. Köyden ayr ld. Nerede ifl bulursa orada çal flmak düflüncesiyle yola koyuldu. Ovada yol al rken yan yana befl, alt a aç gördü. Onlar n gölgesine oturdu. Ne yapaca n düflünmeye bafllad. Kendi kendine Ne param var, ne de ifle yarar bir sanat m var. Galiba sonunda açl ktan ölece im. dedi. Bunlar düflünürken yan bafl nda bir ayak sesi duydu. Bafl n kald r nca karfl s nda yeflil mantolu, temiz giysili birini gördü. Ama bunun bacaklar eflek baca gibi k ll, incecik ve uzundu. Bu tuhaf yarat k askere seslendi: 60 61

Ben fleytan m, dedi. Çok fakir oldu unu, paraya gereksinim duydu unu biliyorum. E er bana gerçekten cesur bir adam oldu unu kan tlayabilirsen seni bu fakirlikten kurtar r m. Genç köylü oldu u yerde do ruldu. fieytana: Ben hiçbir fleyden korkmam, dedi. Bunu her zaman kan tlayabilirim. O hâlde arkana bak, dedi fleytan. Köylü bafl n çevirdi. ri bir ay n n homurdanarak üzerine yürüdü ünü gördü. Hemen aya a kalkt. Yan ndaki silâh na davranmak istedi. Ama silâh doldurup atefl etmesi için gerekli zaman yoktu. Çünkü ay n n pençeleri omuzlar na de mek üzereydi. Cesur genç belindeki b ça çekti. Ay n n üzerine sald rd. Bir süre biri altta di eri üstte, amans z bir savafl m bafllad. Ay homurdand, korkunç ba rt s ile çevreyi doldurdu. Ama asker y lmad. B ça n ay ya saplad. Onu ayaklar alt na ald. Nefes nefese aya a kalkt nda, ay yerde cans z yat yordu. fieytan bu didiflmeyi bafltan sona izlemifl, genç köylünün ne kadar cesur oldu unu görmüfltü. Ona: Bravo do rusu, dedi. Gerçekten senin gibi korkusuz, senin gibi cesur adam zor bulunur. Bunu en iyi biçimde kan tlad n. fiimdi sana bir önerim var. Asker b ça ndaki kanlar yerdeki otlara silerek temizledi. Sonra onu belindeki kemere soktu. fieytana: Söyle bakal m, neymifl önerin, diye sordu. Yedi y l süre ile bir kez bile y kanmayacaks n. Ne bedenini, ne yüzünü, ne de ellerini Eee, dedi asker. Baflka ne yapaca m? Bu süre içinde saç n, sakal n, t rnaklar n bir kez bile kesmeyeceksin. Sonra, dedi asker. Sana bir giysi verece im. Bunu yedi y l süre ile s rt ndan ç karmayacaks n. Bu yedi y l içinde ölürsen benim olacaks n. Yok, e er ölmez sa kal rsan yaflam n n sonuna kadar para s k nt s nedir çekmeyeceksin. Kabul, dedi korkusuz köylü. Kabul ama bu süre içinde ne yiyip içece im, nereden para bulaca- m? Sana verece im sihirli giysinin cebine elini her sokuflta orada yeterince para bulacaks n delikanl, diye yan tlad fleytan. Sonra ona bir giysi uzatt. Adam bunu giydi. Elini cebine sokunca gerçekten para ile dolu oldu unu gördü. 62 63

fieytan, bu giysinin üstüne ay n n postunu giymesini de isteyince genç adam n yedi y l süre ile yaz k fl, hiç ç karmayaca giysileri tamamlanm fl oldu. Asker hemen ifle koyuldu. Ay n n postunu ç kard. Onun baz yerlerini kesti, baz yerlerine ba c klar ba lad. Tam bedenine uydurdu. fieytan: fiimdi tamam oldu, dedi be eniyle. Unutma, yedi y l sonra burada, flu a ac n alt nda buluflaca- z seninle. fieytan bunlar söyledikten sonra geldi i gibi anîden ortadan kayboldu. Asker ise s rt nda ay postu, üstünde sihirli giysiler, cebindeki alt nlar fl k rdatarak yürüdü. O günden sonra herkes ona Ay Postu Giyen Adam dedi. Kimse gerçek ad n bilmedi, sormad. Hep böyle ça r ld. Adam n herhangi bir iflte çal flmas, çaba göstermesi gereksizdi. Çünkü elini cebine her sokuflta bol para haz rd. O günden sonra genç köylü da, bay r, ova, çay r durmadan dolaflt. stedi i yerlerde bir süre kald. Gününü gün etti. Can n çeken yiyeceklerden yedi, flaraplardan içti. Böylelikle üç y l bitti. Dördüncü y la girdi. Bu süre içinde fleytana verdi i söze uymufl, elini suya de dirmemiflti. Müthifl kokuyordu. Bu koku daha uzaktan duyuluyor, herkes onun yan ndan uzaklafl yordu. Bir gün yolu üzerinde rastlad bir hana girdi. Hanc dan bir oda göstermesini istedi. Hanc onunla burnunu kapatarak konufltu: Hemen ç k git han mdan, diye ç k flt. Pis kokun burnumun dire ini k rd yahu! Hemen uzaklafl buradan. stedi in paray veririm hanc, diye kibarca üsteledi köylü. Yok, yok, olmaz, diye yan t verdi hanc. Senin yüzünden bütün müflterilerimi kaç rtamam. Genç adam cebindeki alt nlar ç kart p avucuna koydu. Sonra onlar fl k rdatt. Hanc ilk önce istemeden, sonralar dikkatle bakt. Alt nlar n fl k fl k ediflini a z sulanarak izledi. Sonunda genç köylüye han n arka yan nda bir oda verdi. Adam odadan içeriye girdi. Yata n üzerine oturdu. Tanr dan flu yedi y l ayn koflullarda tamamlayabilmesi için sab r ve güç vermesini diledi. Uzun uzun dua etti. Yakar da bulundu. Bu s rada bitiflik odadan h çk r k sesleri duydu. Hemen kalkt. Oraya gitti. Odadan içeriye girdi. 64 65

Yafll bir adam yata a oturmufl, omuzlar h çk r klardan sars larak a l yordu. Genç adam ona yakl flt. Ellerini uzat p omuzlar ndan tuttu. Sevecenlikle sordu: Neyin var amca, dedi. Söyle bana derdini, sana elimden gelen yard m yapmaya haz r m. Adam kendi derdine düflmüfl, öyle derin h çk r klarla a l yordu ki dünyay görmüyordu. Yan na gelen adam n kokusunu falan duydu u da yoktu. Bafl n kald rd. Tan mad bu gence bakt. Gözyafllar içinde durumunu anlatt. Büyük bir felâkete u ram fl, tüm paras n ticarette yitirmiflti. fiimdi evde kendisini bekleyen üç k z yla birlikte çok zor, çok kötü, sefil bir yaflama katlanmak zorunda idi. Ay Postu Giyen Adam bir kahkaha att. Adama: Üzülme amca, dedi. Sana yeterince para verece im. Bu ölümlü dünya para için a lamaya de- er mi? Böyle söyleyerek cebinden ç kard alt nlar adam n ceplerine doldurdu. Zavall adam alt nlar görünce gencin gerçekten kendisine yard m edece ini anlad. Biraz olsun üzüntüsünü unuttu. Ona teflekkür etti: Çok teflekkür ederim evlâd m, dedi. Sen gerçekten çok iyi kalpli bir gençsin. Tanr ne iste in varsa versin. Her tuttu unu alt n etsin. Benim üç k z m oldu unu sana söylemifltim. E er istersen onlardan biriyle evlen, bana damat ol. Bir süre sustu. Ona ilk kez görüyormufl gibi dikkatle bakt. Sonra düflündüklerini aç k aç k söyledi: Gerçi üstün bafl n çok berbat, çok pis kokuyorsun ama bunlar düzeltilebilen fleyler. K z m senin bu durumunu düzeltir. Her fleyi bir hâle yola koyar. Önemli olan senin iyi kalpli oluflun. Ay Postu Giyen Adam y llard r insanlardan uzakta yafl yordu. Yaln zl k can na tak etmiflti. Bu nedenle ihtiyar n önerisini hemen kabul etti. Hangi k z isterse onunla evlenmeye raz oldu unu bildirdi. Birlikte adam n evine gittiler. Büyük k z onu yabanî bir hayvan sanarak kaçt. Odas na kapand. Ortanca k z da midesi bulanarak oradan ç kt. Musluk bafl na kofltu. Küçük k z ise babas n n anlatt klar n dinlerken yabanî görünüfllü adama sevecenlikle bakt. Ona gülümsedi. Babas anlatt klar n tamamlay nca ona: 66 67

Babac m, mademki bu adam seni büyük bir s k nt dan kurtard, çok iyi kalpli biri olmal, dedi. Bu dünyada güzellik, yak fl kl l k gelip geçicidir. Önemli olan insan n kalbinin temiz olmas d r. Ben bu gençle evlenmeyi kabul ediyorum. Bu sözleri duyan genç adam çok sevindi. Parma- ndaki alt n halkay ç kard. kiye böldü. Bir parças - n k za verdi. Di er parças n cebine koydu. Onlara: fiimdi sizden izin istiyorum, dedi. Benim üç y l daha bu yaflam sürdürmem gerekiyor. Üç y l daha sizlerden uzak kalaca m. E er küçük han m bu süre içinde sözünden dönmezse, ben geldi imde dü- ünümüzü yapar z. Yok e er ben üç y l sonra gelmezsem benim ölmüfl oldu umu bilin ve art k yolumu beklemeyin. Genç adam bunlar söyledikten sonra üç y l için yeterli olacak kadar paray ihtiyara verdi. Onlara Hoflça kal n. deyip evden ayr ld. Genç adam üç y l boyunca ülke ülke dolaflt. Türlü hay rl giriflimlerde bulundu. Para yard m yapt. Zor durumda kalanlar n yard m na kofltu. Sonunda beklenen gün geldi: O gün yedinci y l bitiyordu. Genç adam fleytanla bulufltuklar a açlar n alt na geldi. Beklemeye bafllad. O s rada bir f rt na koptu. Ard ndan fleytan göründü. Genci karfl - s nda görünce pek flafl rd. Ona: Amma da sab rl ym fls n, diyerek yedi y l önce ald giysilerini önüne att. Ondan vermifl oldu u sihirli giysiyi istedi. Hay hay, dedi genç adam. Ama önce beni temizlemelisin. fieytan onu bir su bafl na götürdü. Tertemiz y kad. Saç n, sakal n, t rnaklar n kesti. Eski giysilerini giydirdi. Sonra ona: Sen kazand n, dedi. Ne istedimse yapt n. Ben gidiyorum. Bundan sonra paras zl k nedir bilmeyeceksin. Her zaman bol paran olacak. Haydi hoflça kal. fieytan anîden gözden kayboldu. Genç adam büyük bir rahatl k duydu. Y llar n verdi i gerilimden kurtulunca üzerine bir hâlsizlik çöktü. Hemen oraya uzan p derin bir uykuya dald. Uyand nda tüm gücünü toplam flt. Kendini her zamankinden daha güçlü, daha kuvvetli hissediyordu. Az k torbas ise a z na kadar alt nla doluydu. Torbay s rtland. Do ru kentin yolunu tuttu. Kendine güzel giysiler, ayakkab lar, çizmeler sat n ald. 68 69

Bunlar için torbas ndan ç kard alt nlar harcarken ald her alt n n yerine bir yenisinin geldi ini sevinçle gördü. Kendi kendine Demek ki, bundan sonra elimi torbaya ne zaman atsam, yeni yeni alt nla dolacak. diye düflündü. Haz rl klar n tamamlay p, herkesin dikkatini çekecek kadar yak fl kl bir genç durumuna gelince evin yolunu tuttu. Aradan uzun y llar geçti i ve delikanl çok de- iflti i için evde onu hiç kimse tan yamad. Büyük kardefl ile ortanca, bu genç ve yak fl kl adam elde etmek için çevresinde dönmeye bafllad lar. Küçük k z ise yabanc sand bu adamla hiç ilgilenmedi. Çünkü o niflanl s n bekliyordu. Genç asker k za yaklaflt. Cebinden yüzük parças n ç kard. Ona: Yan lm yorsam buna benzer bir parça da sizde var, öyle de il mi, diye sordu. K z koflup odas na ç kt. Yüzük parças n getirdi. Genç adam iki parçay birlefltirdi. Yüzük olufltu. K z bu olanlara pek flafl rm flt. Ne yapaca n, ne söyleyece ini bilemeden yan bafl ndaki gencin yüzüne bak p duruyordu. Adam k za: Eee Niflanl na bir hofl geldin demek yok mu, diye sorunca gerçe i anlad. Sevinç içinde niflanl - s n n kollar na at ld. Yafll adam da bu ifle çok sevindi. Damad n özlemle kucaklad. Ona hofl geldin dedi. Bu s rada di er iki k z odalar na çekilip en iyi giysilerini giymifller, boyanm fllar, yak fl kl adam n gözüne girmek için her fleyi yapm fllard. Olanlar anlay nca büyük bir düfl k r kl na u rad lar. Evden ç k p gittiler. O gece evin kap s çal nd. Kap y damat açt. Karfl s nda fleytan gördü. fieytan ona: Seni kaç rd m ama, bu akflam iki can kazand m, dedi. Ard ndan hemen kayboldu. fieytan n kazand n söyledi i iki can, evden kaç p giden iki k zdan baflkas de ildi. _ 70 71

Ç NDEK LER ATEfi KUfiU........................... 5 KRAL ARDIÇSAKAL................... 33 KÜP KAPA I........................45 AYI POSTU G YEN ADAM.............. 61 72