ALASDAIR MACINTYRE 1929 y l nda skoçya da (Glasgow) do du. E itimini büyük ölçüde ngiltere de yapan MacIntyre yüksek lisans ve doktoras na Manchester Üniversitesi nde tamamlayarak ayn üniversitede 1951 y l nda din felsefesi dersleri vermeye bafllad. Önce ngiltere de, 1970 den sonra da Amerika ya yerleflip Amerika da çeflitli üniversitelerde felsefe ve siyaset bilimi dersleri veren MacIntyre, halen Indiana Notre Dame Üniversitesi nde felsefe profesörüdür. Çeflitli dergilerde say s z makalesi yay nlanan MacIntyre n temel eserleri flunlard r: Marxism and Christianity (1954), New Essays in Philosophical Theology (Ed. 1955), Metaphysical Beliefs (Ed. 1956), The Unconscious: a conceptual analysis (1958), A Short History of Ethics (1965), Secularisation and Moral Change (1967), Marcuse: an exposition and a polemic (1970), Sociological Theory and Philosophical Analysis (Ed. 1971), Against the Self-images of the Age (1971), After Virtue (Erdem Peflinde, 1981), Whose Justice? Which Rationality? (1988) ve Three Rival Versions of Moral Enquiry (1990). MacIntyre, as l ününü 1980 den sonra yapt çal flmalara borçludur. Bu çal flmalar, özellikle ahlâki görüfl ve prati in yan s ra etik teorileri de flekillendiren toplumsal-tarihsel de iflimlerle ilgilidir. Ça m zdaki birçok akademik felsefi çal flmaya damgas n vurmufl olan analitik ve linguistik yaklafl mdan uzak durmaya özen gösteren MacIntyre, Erdem Peflinde de, toplum ve bireyi flekillendiren tarihsel, kültürel, sosyolojik, dinsel ve benzeri ö elerin oluflturdu u oldukça genifl bir arka plana önem verir ve bu arka plana dayanarak ahlâksal kavramlar n ve görüfllerin dayand temelleri (ve ayn zamanda ahlâksal sözcük hazinesindeki de iflimleri nedenleriyle birlikte) ortaya koymaya çal fl r. MacIntyre n yap tlar ndaki bu al fl lm fl n d fl ndaki özellik, geleneksel akademik çal flma yöntemlerini benimseyenlerce elefltiriyle, etik sorunlarla profesyonel anlamda u raflmayanlar taraf ndan büyük ilgi ve be eniyle karfl lan r. Günümüzde ad erdem eti i yle birlikte an lan MacIntyre n etik alan nda kazand bu hakl ün ve önemli konumuna birbiriyle ba lant l üç temel yap t n büyük katk s vard r. Bunlar, After Virtue (Erdem Peflinde) (Londra, 1981), Whose Justice? Which Rationality? (Londra, 1988) ve Three Rival Versions of Moral Enquiry d r (Londra, 1990). Geçmiflte ve günümüzde birçok ahlâk felsefecisinin ahlâksal diskurun do as na iliflkin ezeli-ebedi hakikatler ya da ahlâksal ak l yürütmenin dayand temeller olarak sundu u fleylerin asl nda bir hiç oldu u görüflü, di er iki yap t n oldu u gibi bunlar n ilki olan Erdem Peflinde nin de ana fikridir.
Ayr nt : 325 nceleme dizisi: 168 Erdem Peflinde Ahlâk Teorisi Üzerine Bir Çal flma Alasdair MacIntyre ngilizceden çeviren Muttalip Özcan Yay ma haz rlayan Sedef Özge Kitab n özgün ad After Virtue A study in moral theory Alasdair MacIntyre & University of Notre Dame Press Bu kitab n Türkçe yay m haklar Ayr nt Yay nlar na aittir Kapak illüstrasyonu Sevinç Altan Kapak düzeni Arslan Kahraman Düzelti Mehmet Celep Bask ve cilt Mart Matbaac l k Sanatlar Ltd. fiti. (0 212) 212 03 39-40 Birinci bas m 2001 Bask adedi 2000 ISBN 975-539-329-3 AYRINTI YAYINLARI Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No: 3 Ca alo lu - stanbul Tel.: (0 212) 512 15 00 Faks: (0 212) 512 15 11 www.ayrintiyayinlari.com.tr & info@ayrintiyayinlari.com.tr
Alasdair MacIntyre Erdem Peflinde Ahlâk Teorisi Üzerine Bir Çal flma
N C E L E M E D Z S fienl KL TOPLUM/I. Illich Ë YEfi L POL T KA/J. Porritt Ë MARKS, FREUD VE GÜNLÜK HAYATIN ELEfiT R S /B. Brown Ë KA- DINLIK ARZULARI/R. Coward Ë FREUD DAN LACAN A PS KANAL Z/S. M. Tura Ë NASIL SOSYAL ZM? HANG YEfi L? N Ç N T NSELL K?/R. Bahro Ë ANTROPOLOJ K AÇIDAN fi DDET/Der: D. Riches Ë ELEfiT REL A LE KURAMI/M. Poster Ë K B N E DO RU/R. Williams Ë DEMOKRAS ARAYIfiINDA KENT/K. Bumin Ë YARIN/R. Havemann Ë DEVLETE KARfiI TOPLUM/P. Clastres Ë RUSYA DA SOVYETLER (1905-1921)/O. Anweiler Ë BOLfiEV KLER VE fiç DENET M /M. Brinton Ë EDEB YAT KU- RAMI/T. Eagleton Ë K FARKLI S YASET/L. Köker Ë ÖZGÜR E T M/J. Spring Ë EZ LENLER N PEDAGOJ S /P. Freire Ë SA- NAY SONRASI ÜTOPYALAR/B. Frankel Ë fikencey DURDURUN!/T. Akçam Ë ZORUNLU E T ME HAYIR!/C. Baker Ë SES- S Z YI INLARIN GÖLGES NDE YA DA TOPLUMSALIN SONU/J. Baudrillard Ë ÖZGÜR B R TOPLUMDA B L M/P. Feyerabend Ë VAHfi SAVAfiÇININ MUTSUZLU U/P. Clastres Ë CEHENNEME ÖVGÜ/G. Vassaf Ë GÖSTER TOPLUMU VE YORUMLAR/G. Debord Ë A IR ÇEK M/L. Segal Ë C NSEL fi DDET/A. Godenzi Ë ALTERNAT F TEKNOLOJ /D. Dickson Ë ATEfi VE GÜNEfi/I. Murdoch Ë OTOR TE/R. Sennett Ë TOTAL TAR ZM/S. Tormey Ë SLAM IN B L NÇALTINDA KADIN/F. Ayt Sabbah Ë MEDYA VE DEMOKRAS /J. Keane Ë ÇOCUK HAKLARI/Der: B. Franklin Ë ÇÖKÜfiTEN SONRA/Der: R. Blackburn Ë DÜNYANIN BATI- LILAfiMASI/S. Latouche Ë TÜRK YE N N BATILILAfiTIRILMASI/C. Aktar Ë SINIRLARI YIKMAK/M. Mellor Ë KAP TAL ZM, SOS- YAL ZM, EKOLOJ /A. Gorz Ë AVRUPAMERKEZC L K/S. Amin Ë AHLÂK VE MODERNL K/R. Poole Ë GÜNDEL K HAYAT KILA- VUZU/S. Willis Ë S V L TOPLUM VE DEVLET/Der: J. Keane Ë TELEV ZYON: ÖLDÜREN E LENCE/N. Postman Ë MODERNL - N SONUÇLARI/A. Giddens Ë DAHA AZ DEVLET DAHA ÇOK TOPLUM/R. Cantzen Ë GELECE E BAKMAK/M. Albert - R. Hahnel Ë MEDYA, DEVLET VE ULUS/P. Schlesinger Ë MAHREM YET N DÖNÜfiÜMÜ/A. Giddens Ë TAR H VE T N/J. Kovel Ë ÖZ- GÜRLÜ ÜN EKOLOJ S /M. Bookchin Ë DEMOKRAS VE S V L TOPLUM/J. Keane Ë fiu HA N KALPLER M Z/R. Coward Ë AK- LA VEDA/P. Feyerabend Ë BEY N FAL fiebekes /A. Mattelart Ë KT SAD AKLIN ELEfiT R S /A. Gorz Ë MODERNL N SI- KINTILARI/C. Taylor Ë GÜÇLÜ DEMOKRAS /B. Barber Ë ÇEK RGE/B. Suits Ë KÖTÜLÜ ÜN fieffafli I/J. Baudrillard Ë ENTELEKTÜEL/E. Said Ë TUHAF HAVA/A.Ross Ë YEN ZAMANLAR/S. Hall-M. Jacques Ë TAHAKKÜM VE D REN fi SANAT- LARI/J.C. Scott Ë SA LI IN GASPI/I. Illich Ë SEVG N N B LGEL /A. Finkielkraut Ë K ML K VE FARKLILIK/W. Connolly Ë ANT POL T K ÇA DA POL T KA/G. Mulgan Ë YEN B R SOL ÜZER NE TARTIfiMALAR/H. Wainwright Ë DEMOKRAS VE KAP - TAL ZM/S. Bowles-H. Gintis Ë OLUMSALLIK, RON VE DAYANIfiMA/R. Rorty Ë OTOMOB L N EKOLOJ S /P. Freund-G. Martin Ë ÖPÜfiME, GIDIKLANMA VE SIKILMA ÜZER NE/A. Phillips Ë MKÂNSIZIN POL T KASI/J.M. Besnier Ë GENÇLER Ç N HA- YAT B LG S EL K TABI/R. Vaneigem Ë CENNET N D B /G. Vassaf Ë EKOLOJ K B R TOPLUMA DO RU/M. Bookchin Ë DE- OLOJ /T. Eagleton Ë DÜZEN VE KALKINMA KISKACINDA TÜRK YE/A. nsel Ë AMER KA/J. Baudrillard Ë POSTMODERN ZM VE TÜKET M KÜLTÜRÜ/M. Featherstone Ë ERKEK AKIL/G. Lloyd Ë BARBARLIK/M. Henry Ë KAMUSAL NSANIN ÇÖKÜfiÜ/R. Sennett Ë POPÜLER KÜLTÜRLER/D. Rowe Ë BELLE N Y T REN TOPLUM/R.Jacoby Ë GÜLME/H. Bergson Ë ÖLÜME KARfiI HAYAT/N. O. Brown Ë S V L TAATS ZL K/Der.: Y. Coflar Ë AHLÂK ÜZER NE TARTIfiMALAR/J. Nuttall Ë TÜKET M TOP- LUMU/J. Baudrillard Ë EDEB YAT VE KÖTÜLÜK/G. Bataille Ë ÖLÜMCÜL HASTALIK UMUTSUZLUK/S. Kierkegaard Ë ORTAK B R fieyler OLMAYANLARIN ORTAKLI I/A. Lingis Ë VAK T ÖLDÜRMEK/P. Feyerabend Ë VATAN AfiKI/M. Viroli Ë K ML K MEKÂNLARI/D. Morley-K. Robins Ë DOSTLUK ÜZER NE/S. Lynch Ë K fi SEL L fik LER/H. LaFollette Ë KADINLAR NEDEN YAZDIKLARI HER MEKTUBU GÖNDERMEZLER?/D. Leader Ë DOKUNMA/G. Josipovici Ë T RAF ED LEMEYEN CEMAAT/M. Blanchot Ë FLÖRT ÜZER NE/A. Phillips Ë FELSEFEY YAfiAMAK/R. Billington Ë POL T K KAMERA/M. Ryan-D. Kellner Ë CUMHUR YETÇ L K/P. Pettit Ë POSTMODERN TEOR /S. Best-D. Kellner Ë MARKS ZM VE AHLÂK/S. Lukes Ë VAHfiET KAV- RAMAK/J.P. Reemtsma Ë SOSYOLOJ K DÜfiÜNMEK/Z. Bauman Ë POSTMODERN ET K/Z. Bauman Ë TOPLUMSAL C NS - YET VE KT DAR/R.W. Connell Ë ÇOKKÜLTÜRLÜ YURTTAfiLIK/W. Kymlicka Ë KARfiIDEVR M VE SYAN/H. Marcuse Ë KU- SURSUZ C NAYET/J. Baudrillard Ë TOPLUMUN McDONALDLAfiTIRILMASI/G. Ritzer Ë KUSURSUZ N H L ST/K.A. Pearson Ë HOfiGÖRÜ ÜZER NE/M. Walzer Ë 21. YÜZYIL ANARfi ZM /Der.: J. Purkis & J. Bowen Ë MARX IN ÖZGÜRLÜK ET /G. G. Brenkert Ë MEDYA VE GAZETEC L KTE ET K SORUNLAR/Der.: A. Belsey & R. Chadwick Ë HAYATIN DE ER /J. Harris Ë POST- MODERN ZM N YANILSAMALARI/T. Eagleton Ë DÜNYAYI DE fit RMEK ÜZER NE/M. Löwy Ë ÖKÜZÜN A SI/B. Sanders Ë TAHAYYÜL GÜCÜNÜ YEN DEN DÜfiÜNMEK/Der.: G. Robinson & J. Rundell Ë TUTKULU SOSYOLOJ /A. Game & A. Netcalfe Ë EDEPS ZL K, ANARfi VE GERÇEKL K/G. Sartwell Ë KENTS Z KENTLEfiME/M. Bookchin Ë YÖNTEME KARfiI/P. Feyerabend Ë HAK KAT OYUNLARI/J. Forrester Ë TOPLUMLAR NASIL ANIMSAR?/P. Connerton Ë ÖLME HAKKI/S. nceo lu Ë ANARfi Z- M N BUGÜNÜ/Der.: Hans-Jürgen Degen Ë MELANKOL KADINDIR/D. Binkert Ë S YAH AN LAR I-II/J. Baudrillard Ë MODER- N ZM, EVRENSELL K VE B REY/fi. Benhabib Ë KÜLTÜREL EMPERYAL ZM/J. Tomlinson Ë GÖZÜN V CDANI/R. Sennett Ë KÜ- RESELLEfiME/Z. Bauman Ë ET E G R fi/a. Pieper Ë MEKÂNLARI TÜKETMEK/J. Urry Ë YAfiAMA SANATI/G. Sartwell Ë AR- ZU ÇA I/J. Kovel Ë KOLONYAL ZM POSTKOLONYAL ZM/A. Loomba Ë KREfiTEK YABAN /A. Phillips Ë ZAMAN ÜZER NE/N. Elias Ë TAR H N YAPISÖKÜMÜ/A. Munslow Ë FREUD SAVAfiLARI/J. Forrester Ë ÖTEYE ADIM/M. Blanchot Ë POST- YAPISALCI ANARfi ZM N S YASET FELSEFES /T. May Ë ATE ZM/R. Le Poidevin ËAfiK L fik LER /O.F. Kernberg Ë POST- MODERNL K VE HOfiNUTSUZLUKLARI/Z. Bauman Ë ÖLÜMLÜLÜK, ÖLÜMSÜZLÜK VE D ER HAYAT STRATEJ LER /Z. Bauman Ë TOPLUM VE B L NÇDIfiI/K. Leledakis Ë BÜYÜSÜ BOZULMUfi DÜNYAYI BÜYÜLEMEK/G. Ritzer Ë KAHKAHANIN ZAFER /B. Sanders ËEDEB YATIN YARATILIfiI/F. Dupont Ë PARÇALANMIfi HAYAT/Z. Bauman Ë KÜLTÜREL BELLEK/J. Assmann Ë MARKS ZM VE D L FELSEFES /V. N. Voloflinov Ë MARX IN HAYALETLER /J. Derrida Ë ERDEM PEfi NDE/A.MacIntyre Ë DEVLET N YEN DEN ÜRET M /J. Stevens Ë ÇA DAfi SOSYAL B L MLER FELSEFES /B. Fay H A Z I R L A N A N K T A P L A R ARMA ANIN MANTI I/Der.: A. Schrift Ë B L NÇALTINDA DEVLET/R. Lourau Ë YAfiAMA FELSEFES /A. Nehamas Ë P YASA/J. O Neil Ë POSTMODERN EDEB YAT KURAMI/N. Lucy Ë FOUCAULT NUN UÇUfi GÜCÜ/J.W. Bernauer Ë GENEL ET K/A. Heller Ë
Babam n ve onun erkek ve k z kardefllerinin an s na
6
çindekiler ÖNSÖZ................................................9 I. RAHATSIZ ED C B R ÖNER...........................13 II. GÜNÜMÜZDEK AHLÂKSAL GÖRÜfi AYRILIKLARININ DO ASI VE DUYGUCULU UN DD ALARI...............20 III. DUYGUCULUK: TOPLUMSAL BA LAM VE TOPLUMSAL ÇER K...................................45 IV. B R ÖNCEK KÜLTÜR VE AYDINLANMANIN AHLÂKLILI I TEMELLEND RME PROJES.............................64 V. AYDINLANMANIN AHLÂKLILI I TEMELLEND RME PROJES N Ç N BAfiARISIZ OLMAK ZORUNDAYDI?......85 7
VI. AYDINLANMA PROJES N N BAfiARISIZLI ININ BAZI SONUÇLARI....................................101 VII. OLGU, AÇIKLAMA VE UZMANLIK...................124 VIII. SOSYAL B L MLERDEK GENELLEMELER N KARAKTER VE ÖNGÖRÜ GÜÇLER N N ZAYIFLI I..................136 IX. NIETZSCHE M, ARISTOTELES M?....................166 X. HERO K TOPLUMLARDA ERDEM......................183 XI. ESK AT NA DA ERDEM...............................198 XII. ARISTOTELES N ERDEM ANLAYIfiI...................219 XIII. ORTAÇA DAK GÖRÜNÜM VE DURUM................245 XIV. ERDEMLER N DO ASI................................268 XV. ERDEMLER, NSAN HAYATININ BÜTÜNLÜ Ü VE B R GELENEK KAVRAMI.............................301 XVI. B RÇOK ERDEMDEN TEK B R ERDEME VE SONRASI....333 XVII. B R ERDEM OLARAK ADALET: DE fien TASARIMLAR.359 XVIII. ERDEM PEfi NDE: NIETZSCHE M, ARISTOTELES M? TROÇK VE ST. BENEDICT.............................376 XIX. K NC BASKIYA EK.................................387 A. Felsefenin tarihle iliflkisi..............................388 B. Erdemler ve görecilik meselesi.........................400 C. Ahlâk felsefesinin teolojiyle iliflkisi.....................407 KAYNAKÇA.........................................409 D Z N..................................................411 8
Önsöz Bu kitap, ahlâk felsefesi alan nda daha önce yapt m çal flmalar n yetersizlikleri hakk nda gelifltirdi im düflüncelerin ve ba ms z, baflka alanlardan yal t labilir bir araflt rma alan olarak düflünülen bir ahlâk felsefesi tasar m konusunda gitgide artan hoflnutsuzlu- umun sonucu olarak ortaya ç kt. Bu çal flmalar n (A Short History of Ethics, 1966; Secularisation and Moral Change, 1967; Against the Self- Images of the Age, 1971) büyük ço unlu unda ana tema, de iflik ahlâksal pratikler, inançlar ve kavramsal flemalar tarihinden ve antropolojisinden ders almam z gerekti i hususunda yo unlaflmaktayd. Ahlâk felsefecilerinin, sadece, Oxford tarz nda, koltu una gömülüp, kendilerinin ve baflkalar n n eylemleri ve söylemleri üzerine s rf düflünerek ahlâk kavramlar üzerinde çal flabilece i gö- 9
rüflü, k s r bir görüfltür. Ve bu kan dan vazgeçmek için flimdiye kadar iyi bir neden bulmufl da de ilim; Birleflik Devletler e göçmem, bana, durumun Cambridge, Massachusetts, Princeton veya New Jersey de de pek farkl olmad n ö retti. Fakat, ahlâksal inanç, yaflant ve kavramlar n de iflkenli ini ve heterojenli ini onaylarken ayn zamanda kendi kendimi farkl inanç, yaflant ve kavramlar n de erlendirilmesiyle yükümlü k l yor oldu umun fark na vard m. Söz gelimi, de iflik ahlâk yap lar n n do uflu ve çöküflüne dair aç klamalarda bulundu um veya bulunmaya çal flt m ve bütün bu tarihsel ve sosyolojik aç klamalar n oldukça farkl bir de erlendirme anlay fl na dayand ve baflka türlü de olamayaca, benim için oldu u kadar baflkalar için de aç k bir durumdu. Daha özgüllefltirilerek ifade edilirse, ay rt edilebilir ölçüde modern olan toplumlardaki ahlâksal topluluk ve yarg n n, baflka ça lar ve baflka yerlerde mümkün olmufl olan türden ahlâksal ölçütlere baflvurulmas na art k izin vermeyen bir do aya sahip oldu unu ileri sürüyor gibiydim ve bu ahlâksal bir felaket demekti! Ama, e er analizim do ru idiyse, bu tür bir fleyi neye dayanarak ileri sürüyor olabilirdim? Ayn zamanda, de erli The New Reasoner dergisine katk da bulunma ayr cal na sahip olanlar aras na kabul edildi im günden beri, Stalinizmin ahlâksal reddinin neye dayand sorusuyla u rafl p duruyordum. Stalinizme karfl ç kanlar n birço unun karfl ç k fl gerekçesi, köklü elefltirisi Marksizmin temelini oluflturmufl olan liberalizm ilkelerine dayanmaktayd. Tafl d klar ruh bak m ndan benimsedi im ve hâlâ da benimsemekte oldu um bu elefltirilerde arad m yan t bulam yordum. Leszek Kolakowski nin benimsedi i görüfllere karfl flöyle yazm flt m: Stalinist bir tarihsel geliflme görüflünü kabul edip, buna yaln zca liberal ahlâk ilave ederek Marksizmdeki ahlâksal içeri i canland ramazs n z. (New Reasoner 7, s. 100). Ayr ca, Marksizmin, liberalizmden ayr ld noktalardan dolay oldu u kadar, liberal bireycilikten miras ald fleylerden dolay da afl r ve tehlikeli boyutlara ulaflan bir ahlâksal yoksulluk içerisinde oldu unu anlamaya bafllam flt m. Böylece ulaflt m ve bu kitapta cisimleflen sonuç her ne kadar as l konuyu Marksizm oluflturmasa da- fludur: Marksizmin ahlâk 10
alan ndaki kusurlar ve baflar s zl klar, aynen liberal bireycilik gibi, onun ay rt edilir ölçüde modern ve modernlefltirici dünya ethos unu cisimlefltirmesinden kaynaklanmaktad r ve bu ethos u büyük ölçüde reddetmeyen hiçbir tutum, yarg ve edimlerimiz esnas nda baflvurabilece imiz ve ba l oldu umuz ahlâksal görüfle karfl mücadele veren çeflitli rakip ve heterojen ahlâk flemalar n de erlendirirken esas kabul edece imiz, rasyonel aç dan ve ahlâken savunulabilir bir konum sa lamayacakt r bize. Eklemeye gerek yok ki, bu a r sonuç, önceki çal flmalar ma getirdikleri cömert ve hakl elefltirileriyle bu konudaki hatalar m tamamen olmasa da büyük ölçüde görmemi sa lam fl olanlara, Eric John, J. M. Cameron ve Alan Ryan a atfedilemez. Bende b rakt klar olumlu etkileri y llarca sürmüfl olan meslektafllar m ve ayn zamanda yak n arkadafllar m olan Heinz Lubasz ve Marx Wartofsky de vard m bu sonuçtan sorumlu tutulamaz. Boston Üniversitesi nden iki meslektafl m, elyazmalar m n büyük bir bölümünü okuyarak birçok yönden yararland m, ayd nlat c önerilerde bulundular. Thomas McCarthy ve Elizabeth Rapaport a büyük teflekkür borçluyum. Buna benzer önerilerinden dolay, baflka yerlerde görev yapan meslektafllar m Marjorie Grene ve Richard Rorty ye de birçok aç dan minnettar m. Bu kitab defalarca yeniden daktilo eden Julie Keith Conley e ve elyazmalar n kaleme al rken pek çok konuda yard mlar n gördü üm Rosalie Carlson ve Zara Chapin e ve ayr ca Boston Athenaeum ve Londra Kütüphanesi yetkililerine ayr ayr teflekkür borçluyum. Bu kitab n bölümleri de iflik gruplara okutuldu. Onlardan gelen ayr nt l elefltirel yan tlar n de eri benim için çok büyüktür. Özellikle Hastings Center da Befleri Bilimleri Destekleme Ulusal Fonu ndan sa lanan bursla üç y l boyunca birlikte Eti in Temelleri üzerine çal flt m grubu anmak istiyorum -The Foundations of Ethics and its Relationship to the Sciences (1978 ve 1980) dizisinin III. ve IV. ciltlerindeki makalelerden al nma k sa paragraflar bu grup üyelerine sunuldu ve ortaya ç kan sonuçlar bu kitab n 9. ve 14. bölümlerini oluflturdu; Hastings Toplum, Etik ve Yaflam Bilimleri Enstitüsü ne bunlar n yay mlanmas için verdikleri izinden dolay 11
minnettar m. ki grubu daha büyük sayg yla anmal y m: Perspektif Derslerine kat lmam için beni davet eden ve bu kitaptaki fikirlerin geliflmesinde büyük katk lar olan Notre Dame Üniversitesi Felsefe Bölümü yüksek lisans ö rencilerine ve fakülte üyelerine ve Boston Üniversitesi nde verdi im N.E.H seminerlerine kat lan ve yürüttü- üm çal flman n erdemler bölümü üzerine getirdikleri elefltirilerle bu konudaki eksikliklerimin kapanmas nda büyük rol oynayan meslektafllar ma karfl derin minnet duyuyorum. Bu nedenle Befleri Bilimleri Destekleme Ulusal Fonu na bir kez daha teflekkür etmek zorunday m. Bu kitab n ithaf, çok temel bir yap ya duyulan minnettarl ifade eder; e er bunun bu temel oluflturucu niteli ini daha önce fark etmifl olsayd m, bu kitapta dile getirilen sonuçlara do ru ilerleyiflim çok daha az eziyetli olabilirdi. Her zaman oldu u gibi bu konuda da benim için sine qua non olan eflim Lynn Sumide Joy olmasayd, bu yap n n bu sonuçlara ulaflmama yard mc olabilece inin belki de hiçbir zaman fark na varamayacakt m. Watertown, Mass. A.M. 12
I Rahats z edici bir öneri Bir an için, do a bilimlerinin bir felaketin y k c sonuçlar ile karfl karfl ya geldi ini düflünelim. Bir dizi çevre afetinden bilim adamlar n sorumlu tutan halk ayaklan yor. Kargafla her tarafa yay l yor; laboratuvarlar y k l yor, kitaplar yak l yor, bilim adamlar linç ediliyor, araçlar kullan lamaz hale getiriliyor. Ve sonunda bir gün, Hiç- Bir-fiey-Bilmez adl bir siyasal güç egemen oluyor; orta ö retim ve üniversitelerde bilim ö retimine son veriliyor, sa kalan bilim adamlar ya hapse at l yor, ya da öldürülüyor. Çok daha sonralar bu y k c ak ma karfl bir reaksiyon ortaya ç k yor ve bir grup ayd n, bilimi yeniden canland rma çabas na giriyor; ama bunlar ayn zamanda eski bilime iliflkin birçok fleyi de unutmufl bulunuyorlar. Sahip 13
olduklar tek fley fragmanlar: Kendilerini anlaml k lan kuramsal ba lam bilgisinden yoksun bir deneyler bilgisi; ellerindeki kuram n di er parçalar yla veya deneylerle iliflkilendiremedikleri kuram parçalar ; nas l kullan ld unutulmufl araç-gereçler; di er bölümleri y rt l p at lm fl veya yak lm fl oldu undan ço u kez tam olarak bir araya getirilemeyen ve okunakl olmayan makale sayfalar, parçalanm fl kitaplar. Fakat her fleye ra men, yeni-fizik, yeni-kimya, yeni biyoloji vb. adlar alt nda yürütülen birtak m çal flmalarda bu fragmanlar yeniden hayat buluyor. Yetiflkinler, görecelik kuram, evrim kuram ya da flojiston kuram n n kendine özgü yararlar hakk nda, bu konulardaki bilgilerinin eksik olmas na ra men birbirleriyle k - yas ya tart fl rlarken, çocuklar da periyodik tablonun sa lam kalm fl bölümlerini büyük bir istekle ö renmekte, Öklid in baz teoremlerini sihirli sözler gibi ezberlemektedirler. Hiç kimse ya da hemen hemen hiç kimse yapt fleyin asl nda herhangi bir flekilde do a bilimi olmad n n fark nda de ildir. Çünkü yapt klar ve söyledikleri her fley belli birtak m tutarl l k ve uygunluk kurallar na uymaktad r ve yapmakta olduklar fleyleri anlamland rabilmek için ihtiyaç duyulan bu ba lamlar belki de bir daha asla bulunamayacak flekilde kaybedilmifl durumdad r. Bu tür bir kültür içerisinde söz gelimi nötron, kütle, atom a rl, özgül a rl k gibi ifadeler bilimsel bilginin henüz yitirilmedi i daha önceki dönemde kullan ld gibi az veya çok sistematik ve genellikle birbirleriyle iliflkili olarak kullan l yor olabilir. Ne var ki bu ifadelerin kullan labilmesi için önceden -var olmas - gereken inançlar n birço u kaybolmufl olaca ndan, onlar n uygulanmas s ras nda bizleri oldukça flafl rtan bir keyfilik, hatta bir tercih ö esi ortaya ç kacakt r. Ortal k, birbirine karfl t ve birbiriyle çat fl yor gibi görünen ve haklar nda daha fazla fley söylenemeyecek türden öncüllerden geçilmez olacakt r. Öznel bilim kuramlar ortaya at lacak ve bunlar, hakikat nosyonunun öznelcilikle ba daflmayan bir bilim anlay fl içinde cisimleflti ini savunan kiflilerce elefltirilecektir. Bu hayali olas dünya, baz bilimkurgu yazarlar n n dünyas na benzetilebilir. Bu dünyay, do a bilimleri dilinin veya bu dilin en az ndan bir bölümünün hâlâ eskisi gibi kullan ld, fakat ciddi bir 14
düzensizli in hüküm sürdü ü bir yer olarak betimleyebiliriz. Dikkatle bak ld nda, bu hayali dünyada ortaya ç kabilecek bir analitik felsefenin, bu düzensizlik olgusunu hiçbir zaman aç a ç karamayaca görülecektir. Çünkü analitik felsefenin yordamlar temel olarak betimlemeye, o anda var olan dilin betimlenmesine dayan r. Analitik felsefeci, hayali dünyada bilimsel düflünme ve söylem olarak benimsenmifl olan n kavramsal yap s n aynen do a bilimlerinin kavramsal yap s n izah etti i gibi izah edecektir. Ayn flekilde fenomenoloji veya varoluflçuluk da herhangi bir yanl fll k sezemeyecek, tüm yönelimlilik yap lar flu anda olduklar gibi kalacakt r. Do a bilimlerinin bu yanl fl taklidine fenomenolojik bir temel sa lama görevi, fenomenolojiye günümüzde yüklenen görevlerden farkl olmayacakt r. Bir Husserl veya bir Merleau-Ponty, bir Strawson veya bir Quine kadar aldanm fl olacakt r. Kurgusal sözde-bilim-adamlar ve gerçek felsefenin bar nd bu hayali dünyay kurgulamakla neyi amaçlamaktay m? Gelifltirmek istedi im tez fludur: çinde yaflad m z fiili dünyada ahlâk dili, betimlemeye çal flt m z hayali dünyada do a bilimlerinin dili ne halde ise o haldedir; yani ciddi bir karmafla içindedir. E er bu görüfl do ru ise, ahlâk alan nda günümüzde sahip olduklar m z, belirli bir kavramsal çerçevenin fragmanlar d r; kendilerine belirli bir anlam ve önem kazand ran ba lamlar n art k yitirmifl bulunan bölük pörçük parçalard r; asl nda sahip oldu umuz fley ahlâk n kendisi de il, suretidir. Açar ifadelerin birço unu hâlâ kullan yor olmam za ra men, ahlâk konusundaki hem teorik hem de pratik kavray fl m z, büsbütün de ilse de büyük ölçüde, kaybetmifl bulunuyoruz. Fakat bu nas l mümkün olabilir? Bu önerinin tamam n reddetme itkisi elbette ki çok güçlü olacakt r. Ahlâksal bir dil kullanma, ahlâksal ak l yürütmenin izinde yürüme ve baflkalar yla girdi imiz iliflkileri ahlâksal terimlerle tan mlayabilme kapasitemiz, kendimiz hakk nda sahip oldu umuz görüfl aç s ndan o denli merkezi bir yer tutuyor ki, bu bak mlardan kökten bir yetersizlik sergileyebilece imizi tasavvur etmek bile ne oldu umuz ve ne yapt m z konusundaki görüflümüzü de ifltirmemizi istemek olacakt r. Bunu baflarmak 15
ise oldukça zor. Fakat, her fleye ra men hipotezimiz hakk nda, bak fl aç m zda bu tür bir de ifliklik oldu unda ilk aflamada bizim için önemli olabilecek iki fleyin fark nday z. Bunlardan ilki, felsefi analizin bize yard mc olamayaca d r. Günümüzün analitik ya da fenomenolojik, baflat felsefeleri, gerçek dünyadaki ahlâksal düflünce ve prati in düzensizliklerini ortaya ç karma konusunda, t pk hayali dünyadaki bilimin düzensizlikleri karfl s nda oldu u gibi aciz kalacakt r. Fakat, bu tür felsefelerin acizli ine bakarak, çaresiz oldu- umuz söylenemez. Çünkü, hayali dünyadaki kargaflan n flimdiki durumunu anlayabilmemizin ön-isterlerinden biri, bu hayali dünyan n tarihini, üç ayr aflama halinde yaz lmak zorunda olan bir tarihi kavramakt r. Bunlardan ilki, do a bilimlerinin serpildi i, ikincisi, felakete u rad ve üçüncüsü, felaketten sonra hasarl ve düzensiz bir biçimde yeniden onar ld aflamalard r. Bu noktada, bir gerileme ve çöküflü ifade eden bu tarihin standartlara göre aktar ld na, nötr bir de erlendirmeyle düflülen bir kay t olmad na dikkat etmek gerekir. Öykünün biçimi, aflamalara ayr lmas, baflar ve baflar s zl k, düzen ve düzensizlik standartlar n önkabullenir. Bu, Hegel in felsefi tarih dedi i, Collingwood un ise baflar l tarih yaz m olarak kabul etti i fleydir. Bu yüzden, ahlâk hakk nda ortaya att m hipotezi (size flu anda ne denli tuhaf ve ihtimal d fl görünürse görünsün) araflt rmak için kullanabilece imiz kaynaklar arayacaksak e er, analitik ya da fenomenolojik felsefede bulamad m z kaynaklar Hegel ve Collingwood gibi birbirinden çok farkl yazarlar n savunduklar felsefe ve tarih türünde bulup bulamayaca m z sormak zorunday z. Ama bu öneri, hemen hipotezimin bar nd rd önemli bir güçlü ü akla getirecektir. Çünkü, gerçek dünya hakk ndaki görüflüm flöyle dursun, kurgulad m hayali dünyaya iliflkin görüflüme yönelik bir itiraz, hayali dünya sakinlerinin, maruz kalm fl olduklar felaketin do as n art k kavrayamayacak bir noktaya ulaflm fl olduklar d r. Bununla birlikte, kesinlikle, bu çarp c dünyan n tarihsel boyutlar yla ilgili bir olay, görüfl alan ndan, hem belleklerden hem de yeniden elde edilemeyecek ölçüde tarih kay tlar ndan silinecek flekilde ç km fl olamaz, de il mi? Ve kesinlikle, bu kurgusal dünya 16