ÇEVİRİNİN ARAPÇA ÜZERİNDE ETKİLERİ *

Benzer belgeler
İsimleri okumaya başlarken- و ب س ي د ن ا - eklenmesi ve sonunda ع ن ه ر ض ي okunması en doğrusu.

Durûs Kitabı 1. Cilt Gramer Kuralları. Üç Hareke

Damla Yayın Nu: Editör Mehmet DO RU. Dil Uzman lyas DİRİN. Görsel Tasar m Uzman Cem ÇERİ. Program Gelifltirme Uzman Yusuf SARIGÜNEY

MEKANLAR - toplu halde -

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. (Fâtiha, 1/5)

İman; Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve âhiret gününe iman etmendir. Keza hayrı ve şerriyle kadere inanmandır.

Bismillahirrahmanirrahiym Elhamdü lillahi Rabbil Alemiyn, Vessalatü vesselamu ala Rasülina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmeiyn.

Seyyid Yahyâ-yı Şirvânî nin Vird-i Settâr ı *

HADİS II DERSİ EZBER HADİSLER


KURAN DA TEKRARLANAN AYETLER

İSİMLER VE EL TAKISI

2015 YILI MEZİTLİ MÜFTÜLÜĞÜ

Ne kadar kötü ب ئ س Temel-esas. Alçattı-küçük

Ders :24 Konu: ASABİYYET, IRKÇILIK ve İSLAM DAKİ YERSİZLİĞİ

KUR AN-I KERİMİ ÖĞRENMENİN (OKUMANIN) FAZİLETİ HAKKINDA HADİS-İ ŞERİFLER

Allah, ancak samimiyetle ve kendi rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder. (Nesâî, Cihâd, 24)

Bir kişinin kalbinde iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hıyanet ile emanet bir arada bulunmaz. (İbn Hanbel, II, 349)

İmam Tirmizi nin. Sıfatlar Hususundaki Mezhebi

MARDİN MÜFTÜLÜĞÜ 2013 YAZ KUR AN KURSU HADİS YARIŞMASI HADİS VE TERCEMELERİ

Tam Fiil- Nakıs Fiil Her bir fi il içün bir merfû,yani fail (özne ) lâzımdır. Eğer fi il, o merfu ile, kelâm yönünden tamâm olup, başka bir şeye

Kur an Kelimelerinin %80 i. (Kolay ezberleme için Sınıflandırılmış kelime listesi)

Kur ân-ı Kerîm den İçinde Hitabı Geçen Ayetler 2/Bakara 104: 2/Bakara 153: 2/Bakara 172 2/Bakara 178 2/Bakara 183

5. Ünite 1, sayfa 17, son satır

SAHABE NİN ÖNDERİ HZ. EBU BEKİR

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

TESLİMİYET KAHRAMANI ÜMMÜ SÜLEYM BİNT MİLHÂN (Radıyallahu anha)

Öğretim İlke ve Yöntemleri 1

Onlardan bazıları. İhtilaf ettiler. Diri-yaşayan. Yüce. Sen görüyorsun ت ر dostlar. ..e uğradı

EV SOHBETİ DERSLERİ. Biz insanı en güzel biçimde yarattık. (Tîn, 95:4)

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

Kur an-ı Kerim I. Hafta 2 SAKARYA ÜNİVERSİTESİ. Yrd.Doç.Dr. Alican DAĞDEVİREN

باسمه سبحانه وتعالى األسئلة الكالسيكية من كتاب األمثلة EMSİLE SORULARI:

Bayram hutbesi nasıl okunur? - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

Kur an Anahtarı احمد سداد اوستون

( ) 2 ﻥﺎﺗﺪﻴﺼﻗ ﻭ ﻥﺍﺮﻋﺎﺷ ﻕﺎﻳﺁﲑﻣﺩ ﻥﺎﻌﻨﻛ ﺭﻮﺘﻛﺪﻟﺍ ﺫﺎﺘﺳﻷﺍ :ﺩﺍﺪﻋﺇ

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

Murat eğitim kurumları. Arapça 4 konu 2. İsim ve fiil cümlelerinde olumsuzluk (nefy)

SALÂT I NÛR VE TERCÜMESİ

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

Arapça 4 konu 4. Mukarebe, reca ve şuru fiilleri

(40 Hadis-7) SEÇME KIRK HADİS

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm

İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir.

Türkçe ve Arapçada Sessiz Harfler Karşılaştırma Çalışması

CENAB-I HAKK IN O NA İTAATİ KENDİNE İTAAT KABUL ETTİĞİ ZAT A SALÂT VE SELAM

ب Namaz. İbadet ederiz Sen-senin Yol göster

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

audio emsile dersleri

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

İLAHİYAT LİSANS TAMAMLAMA PROGRAMI FİNAL SINAVI

Kur an Kelimelerinin %80 i. (Kolay ezberleme için Sınıflandırılmış kelime listesi)

ARAPÇA ÖĞRENCİ ÇALIŞMA KİTABI İLKÖĞRETİM YAZARLAR. Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ali Kılay ARAZ Selahattin DEMİRCİ Murat DEMİR

ADÂB-I MUÂŞERET VE GÖRGÜ KURALLARI

tyayin.com fb.com/tkitap

IGMG Ev Sohbeti. IGMG Ev sohbeti 1

Kur an-ı Kerim den Seçme Metinler

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

İşte bu peygamberler. (ki) biz bazısını bazısına üstün kıldık. Onlardan bazısı Allah ile konuştu. Ve bazısını derecelerle yükseltti

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

EV SOHBETLERİ DERSLERİ

Kur an-ı Kerim den Seçme Metinler

MAĞFİRET VE VASİYET RİSALESİ ISKÂT-I SALÂT RİSALESİ

Question. Neden Hz İsa Ruhullah (Allah ın ruhu) olarak adlandırılmıştır? Yüce Allah ın kendi ruhundan. Peygamberi Âdem e üflemesinin manası nedir?

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuk Usulü II

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

İşaret zamiri. İşaret isimleri. Bu ikisi. Bunlar. Şu ikisi. Şunlar. Onlar. Yakın mesafe için*bu* uzak mesafe için *şu-o* Çoğul İkil Tekil.

Kur an-ı Kerim de Geçen Ticaret, Alım-Satım, Satın Alma Ayetleri ve Mealleri

DUA KİTABIM 2016 HAZİRAN

2 İSLAM BARIŞ VE EMAN DİNİDİR 1

KÖTÜ HUYLAR (KÖTÜ SANMAK-KUSUR ARAŞTIRMAK-ARKADAN ÇEKİŞTİRMEK)

Fatiha süresi-dil Yönünden İnceleme

AÖF İLAHİYAT ÖNLİSANS PROGRAMI 1. KİTAP ÜNİTE 1. Okuma Parçası. Tercüme

KUR AN-I KERIM DE EN SIK GEÇEN 500 KELIME

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

BERAT KANDİLİ. Dr. Hamdi TEKELİ

[ Arapça Gramer Özeti, Sözlük, İ rab (Kelime Analizi) ve Meal ] Sözlük İlaveli İ RABLI KUR AN ve MEALİ

Yarışıyorlarkoşuyorlar

ARAPÇA YAZMA ESERLERİN DİZGİSİNDE TAKİP EDİLECEK YAZIM KURALLARI

Cihad Gönderen Kadir Hatipoglu - Şubat :23:10. Cihad İNDİR

FAİZ VE ZARARLARI Bünyamin OKUMUŞ I-Konunun Planı II- Konunun Açılışı ve işlenişi

12. CÜZ KURAN OKULU KURAN-DER HASAN TEMUR

Çocuk odasında; etrafta birçok oyuncak bulunduğu hâlde namaz kılınır mı?

ÖRNEK VAAZLAR LÜTFİ ŞENTÜRK 299 CENNET VE NİMETLERİ

DUA KAVRAMININ ANLAMI*

(Dersini sabah namazından sonra yapmanı tavsiye etmekle birlikte, sana uygun olan en münasip bir vakitte de yapmanda bir sakınca yoktur.

Peygamberlerin Kur an da Geçen Duaları

EV SOHBETLERİ AT. Ders : 6 Konu : Kitaplara İman. a) Kitaplara Topyekün İman

94. SOHBET İslam da İbadet Kavramı Çerçevesinde "Çalışmak İbadet "midir?

VEDA HUTBESİ. Zafer KOÇ

GİRİŞ KABUL olan DUALAR

SURE VE AYET SIRASIYLA KUR AN SÖZLÜĞÜ KİTABINDAN ÖRNEK SAYFALAR OTUZUNCU CÜZ سورة النبا (78)

HADİS EZBERLEME YARIŞMASI HADİS METİNLERİ

9. CÜZ KURAN OKULU KURAN-DER HASAN TEMUR

Kadınların Dövülmesi. Konusuna Farklı Bir Bakış. (Nisa [4] 34)

Kendi kendine kolay Arapça

Transkript:

İ.Ü. Şarkiyat Mecmuası Sayı 19 (2011-2) 171-296 171 ÇEVİRİNİN ARAPÇA ÜZERİNDE ETKİLERİ * Muhammed Hasen Muhammed Usfûr ** Arapçadan çeviren: Eyyüp Tanrıverdi *** Özet:Bu makalede çeviri nin Arapça üzerinde meydana getirdiği ve getirmeye devam ettiği etki ele alınmıştır. Bu etkinin iki yönü vardır. Biri olumludur, diğeri olumsuzdur. Olumlu etki bilim, teknoloji ve sanat alanlarında binlerce kelimenin arapçalaştırma yoluyla, çok sayıda kelime ve ifadenin de çeviri yoluyla Arapçaya katılarak bu dilin zenginleştirilmesidir. Ne var ki çeviri yapı, türetme ve naht yoluyla yeni kelimelerin türetilmesi açısından da Arapçanın tabiatını olumsuz etkilemeye başlamıştır. Bu olumsuz etki sadece dilin doğru kullanımına itina göstermeyen ve doğru Arapça ifadenin gereklerini önemsemeyen çevirmenlerin yaptığı çeviri ile sınırlı kalmamaktadır, aksine çeviri olmamakla beraber önemli derecede yabancı dil etkileri taşıyan telif yazılarda da görülmeye başlamıştır. Bu da kötü çevirinin bir etkisidir. Anahtar kelimeler: Çeviri, etki, sesler, yapılar, kelime kadrosu, türetme, ön ekler, son ekler * Te sîru t-terceme ale l-lugati l-arabiyye, Mecelletu Câmiati ş-şârika li l-ulûmi ş-şer iyye ve l-insaniyye, c.4, sayı 2, (2007), ss.195-216. I would like to thank Professor Mohamad H.M.Ausfour, the author of the article, for his permition to publish a Turkish translation of this valuable article and for checking the translation draft. And also special thanks goe to Dr.Khalil Nofal of Philadelphia University who lead me to the author. ** Prof.Dr., Özel Fîlâdelfiyâ Üniversitesi, Ürdün. *** Doç., Dr., Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Arap Dili ve Belagati Anabilim Dalı Öğretim Üyesi (eyyuptanriverdi@hotmail.com)

172 ÇEVİRİNİN ARAPÇA ÜZERİNDE ETKİLERİ The TranslatIon Impact On ArabIc Abstract: This article studies the impact that translation has had and is still having onarabic. The study shows that the process of translation has produced both positive and negative results. Arabic has, for instance, been enriched by the addition of thousands of lexical items in science and technology through Arabicization and countless other terms in various fields through calquing or loan translation. The negative impact of translation has been made manifest by its impact on the very structure of the Arabic language and in the way words are coined and combined together. This negative aspect of translation is not limited to translations produced by incompetent translators who do not show sufficient respect for good Arabic but is spreading to original compositions in Arabic that often sound translated or even foreign. Key terms: translation, impact, lexical items, structure, derivation, sounds, prefixes, suffixes الخالصة تأثير الترجمة على اللغة العربية يتناول هذا البحث التأثري الذي أحدثته الرتمجة وما تزال حتدثه يف اللغة العربية.وهلذا التأثري وجهان أحدمها إجيايب واآلخر سليب.أما التأثري اإلجيايب فيتمث ل يف إثراء العربية بآالف املفردات يف العلوم والتكنولوجيا والفنون عن طريق التعريب وبأعداد كبرية جد ا من املفردات والعبارات عن طريق الرتمجة.لكن الرتمجة أخذت تؤثر سلب ا على طبيعة اللغة العربية من حيث البنية واالشتقاق وحنت الكلمات اجلديدة.وهذا األثر السليب ال ينحصر يف الرتمجات اليت يقوم هبا مرتمجون ينقصهم احلرص على سالمة اللغة ويستهينون مبتطلبات التعبري العريب السليم بل أخذ يظهر أيضا يف كتابات غري مرتمجة تتصف بقدر ال يستهان به من الع جمة وذلك بتأثري الرتمجات السيئة. المفردات المفتاحية :ترمجة تأثري أصوات تراكيب مفردات اشتقاق سوابق لواحق

Muhammed Hasen Muhammed Usfûr/Çev. Eyyüp Tanrıverdi Şarkiyat Mecmuası Sayı 19 (2011-2) 171-196 173 Giriş: Arapların iletişim kurduğu başka dilleri etkileme ve onlardan etkilenme konusunda Arapçanın diğer dillerden bir farkı yoktur. Arapçanın sözgelimi Farsça, Türkçe, Urduca ve İspanyolca üzerindeki etkileri bilinmektedir. Aynı şekilde Arapçanın çok erken dönemlerden itibaren başka dillerden etkilendiği de bilinmektedir. Nitekim bu etki, Kur an-ı kerim de varit Arapça olmayan kelimeler etrafında yapılan tartışmalardan açıkça ortaya çıkmaktadır. Arapça, arapçalaştırılmış Farsça kelimeler olarak nitelenen pek çok kelime içermektedir. Ancak çeviri yoluyla Yunancadan Arapçaya girmiş kelime sayısı fazla değildir. Bunları da hekimler ve felsefeciler alıp kullanmışlardır. Nitekim günümüzde başka dillerden sayılamayacak kadar kelime alıp kullanmaktayız. 1 Bu kelimeler bilhassa İngilizceden Arapçaya geçmektedir. Bundan dolayı araştırmamızda İngilizceden geçen kelimeler ele alınacaktır. Bilindiği üzere etki, normal şartlarda etkileyen dilin sahibinin siyasî, ekonomik ve kültürel gücüyle uyumlu olarak ortaya çıkar. Bir milletin siyasî, ekonomik ve kültürel gücü zayıfladıkça, dilinin diğer diller üzerindeki etkisi de azalır. İbn Haldûn, Mukaddime de galip in mağlup üzerindeki etkisi bahsinde bunu bir ilke olarak ortaya koymuştur. 2 O zamandan bu yana bunun istisnası çok olmamıştır. Arap milleti günümüzde mağlup milletler sırasında yer almaktadır. Bu nedenle Arapçanın başka diller üzerindeki etkisinin az olması buna karşılık diğer dillerden çok etkilenmesi doğaldır. Ayrıca günümüzde Arap milleti kültür ve bilim alanında genel olarak üretici değil alıcı konumundadır. Bundan dolayı medya araçlarında ayrıca eğitimde ve günlük yaşantıda çok sayıda Arapçada hazır karşılıkları bulunmayan yeni kelime ve kavram ile etkileşmek zorundadır. Çevirmenler bunları çeviri ya da arapçalıştarma yoluyla nakletmeye çalışmaktadır. Bunda da başarı oranı duruma göre değişmektedir. Bazı çeviriler kaynak metinleri okuma ihtiyacı bırakmamaktadır, bazılarında ise çevirinin anlaşılabilmesi için kaynak metnin de okunması gerekmektedir. Bu araştırmanın amacı bu olguyu olumlu ve olumsuz yönleriyle ele almaktır. Etkinin olumlu yönü, sadece modern Arapçanın sayısız yeni kelime ve ifade biçimleri ile zenginleşmesinden ibaret değildir, aynı zamanda bu 1 İbrâhîm b. Murâd, bu eksikliği görmüş ve iki ciltten oluşan bir sözlük hazırlamıştır. Bu sözlükte eski Arapça kitaplarda yer alan tıp ve eczacılık kelimelerini tespit etmiştir. Sözlüğü el-mustalahu l-a cemî fi t-tibb ve ssaydaleti l-arabiyye (Dâru l-garbi l-islâmî, Beyrut 1985) şeklinde isimlendirmiştir. 2 el-mukaddime, Dâru l-keşşâf, ty.,beyrut, 147, s.379.

174 ÇEVİRİNİN ARAPÇA ÜZERİNDE ETKİLERİ dilde kullanılan yeni sesleri ve harfleri de içermektedir. Olumsuz yönü ise türetme, arapçalaştırma, yabancı dildeki yapıların uygunsuz bir şekilde taklidi ve Arapların eşzamanlı çeviri dışında yazdığı yazılarda yabancı etkinin yayılması ile ilgili karmaşadır. Bütün bunlar düşünme ve ifade biçimi üzerinde yabancı etkinin nüfuzunu göstermektedir. Durum bu şekilde devam ettiği takdirde bunun önünü almak oldukça zor olacaktır. Bu araştırmada bu etki olumlu ve olumsuz sonuçları açısından çeşitli yönleriyle değerlendirilecektir. Konuyu açık bir şekilde ortaya koymak için herbir husus uygun başlıklar altında ele alınacaktır. Kelimeler Konumuzla ilgili olarak etkileme ve etkilenmenin en açık şekli herhâlde bir dilin başka bir dilden kelime almasıdır. Kelime alma, fertlerin iletişimi ve eşyaların intikali ile gerçekleşebilir. Ancak günümüzde bu daha çok bu kelimeleri yayan çeşitli medya araçları ile eğitim üzerinden ve çeviri yoluyla meydana gelmektedir. Modern ilimlerle ilgili çeviri veya telif bir metin okuyucusunun ister istemez dikkatini, yapı ve anlam açısından yabancı kökenli olduğu açık pek çok kelime çekecektir. Çünkü modern Arap kültürü ihraç ettiğinden daha fazlasını ithal etmektedir. Bu nedenle de kelimeleri arapçalaştırma veya çevirmek zorunda kalmaktadır. Fakat bu kelimelerin Arapçaya girişi, onda bazı değişiklikler meydana getirmektedir. Bazılarına göre bu kelimeler dil için tahrip edicidir. Bazılarına göre ise bunlar, Arapçayı zenginleştirmektedir ve bu sayede Arapça modern hayatın bütün biçimleriyle baş edebilmektedir. 1.Kelimelerin Arapçalaştırılması Kelimelerin arapçalaştırılması kolaylık ve zorluk açısından farklılık göstermektedir. Bazen yabancı sesler, Arapçaya uygun olması için otomatik olarak Arapça sesler ile değiştirilir. Arapçalaştırma, bazen de Arapçanın yapısına göre kuru kalan ya da Arapçanın şu veya bu sebeple içselleştirmediği kalıplarla naht (iki veya daha fazla kelimeden tek kelime türetme) yapmayı gerektirebilir. Durum eski kitaplarımızda mezîdât (ekler) denilen kelimelerle ya da yeni kitaplarımızda prefixes çevirisi olarak sevâbik (ön ekler), suffixes çevirisi olarak levâhik (son ekler) ya da bunların her ikisini ifade eden affixes çevirisi olarak

Muhammed Hasen Muhammed Usfûr/Çev. Eyyüp Tanrıverdi Şarkiyat Mecmuası Sayı 19 (2011-2) 171-196 175 levâsik denilen eklerle ilgili olduğunda arapçalaştırma daha çok zorlaşır., ر اد ي و Durum en çok fiillerin arapçalaştırılmasında karmaşık olur. Burada gibi Arapçanın ayrılmaz bir ف اك س, تت ل ف ون, ك م ب ي وت ر, ت ل ف از, تت ل ف ز ي ون parçası hâline gelen yüzlerce kelime ile vakit kaybetmeyeceğiz. Bunun yerine mezîdât yani ekler ihtiva eden isimlerin arapçalaştırılması ve yabancı kökenli kelimelerden fiil türetme konusu üzerinde duracağız. 2. ek ihtiva eden isimler İngilizcede çok sayıda sevâbik yani ön ekler ve levâhik yani son ekler bulunur. Bu ekler, anlamı kök kelime ile sıkıca irtibatlı yeni kelimeler türetmeyi kolaylatırır. Özellikle ön ekler in, neredeyse sabit hususî anlamları vardır. Yine de bunlar mutlaka kök bir kelimeye bağlı olarak kullanılırlar, müstakil olarak kullanılmazlar. Örneğin pre- ve post- ön eklerinin anlamı sabittir. Bundan dolayı bu kelimeleri modern, romantic ve industrial kelimeleri ile kullanmak mümkündür. Pre-, önce, post-, sonra anlamı verir; premodern, postmodern, preromantic, postromantic, preindustrial, postindustrial gibi. Arapça ekler ise bu şekilde sabit anlam vermezler. Arapçada eklerin sabitliği gramer görevi ya da Batılı kavram ile aspect ile ilgilidir. Meselâ إست eki, pek çok fiilde eylemin gerşekleşmesini taleb i ifade eder. Meselâ تت غ ف ر إ س yani mağrifet istedi, ت ك ت ب ا س yani yazmasını إ س ت م ر yani bilgi istedi. Ancak bu talep anlamı meselâ ا س تت ع ل م istedi, ek gibi fiillerde yoktur. Arapça, ön ا س تت ه ان ve إ س تت ع د, ا س ت ح ال, إ س تت ق ر, veya son ek ihtiva eden yabancı kelimeleri usul olarak tek bir kelime hâlinde arapçalaştırır, ön eklere veya son eklere bakmaz. Böyle kelimeler, تت ل غ ر اف, ف ون وغ ر اف, م ل يم رت, س ن ت يم رت, ك يل وم رت, ك يل وغ ر ام örneğin; çoktur, yani أ ل ف ve benzeri kelimeler böyledir. Arapça م ي ك ر وو يف, تت ل ف ز ي ون, تت ل ف ون bin kelimesini ifade etmek üzere ك يل و ön eki ya da م ائ ة yani yüz kelimesini ifade etmek üzere س ن يت, ya da بت ع د ع ن yani uzaktan anlamını karşılamak üzere تت ل ön eki ve benzerleri Arapça kökenli kelimelerde kullanılamaz. Ancak bu kural, bazı çevirmenlerin tek kelimeden oluşan yabancı kelimenin yine tek kelimeden oluşan Arapça veya arapçalaştırılmış bir kelime ile çevrilmesi şeklindeki dile zarar verici düşünceye bağlılıkları

176 ÇEVİRİNİN ARAPÇA ÜZERİNDE ETKİLERİ dolayısıyla kırılmaya başlamıştır. Meselâ Dr.Abdulazîz Hammûde nin bir kitaplarında kullanılan م يت انت ق د kelimesi 3 ile Arapça gazetelerde kullanılan bu, kelimesi tarzında; aksi hâlde ا ل بت ر ول يت ار ي ا (göründüğü kadarıyla 4 ا ل ع س ك ر ت ار ي ا İngilizce the military kelimesinin çevirisi veya arapçalaştırılmış formu, الكبيتوز, ح ام ض ال ك ب يت يك olur) kelimesinin kullanımı böyledir. Ayrıca ve يك (citric acid) gibi kelimelerde olduğu üzere ح ام ض الل ي م ون يك, ا لس ك ر وز (adrenalin; böbreğin üzerinde ا ل ك ظ ر ين son eklerinin kullanımı, keza وز ا ل ع اج ني, hormon) yani adrenal gland ın salgıladığı ا ل غ د ة ال ك ظ ر ي ة bulunan (dentin; diş kemiği) gibi tıp kavramlarında çokça kullanılan ني son ekinin kullanımı böyledir. Bir dilden başka bir dile kelime girmesi çok alışılmış bir durumdur. Ancak ön ek ve son ek lerin girmesi nadir görülen bir durumdur. Bu sadece aynı köke mensup diller arasında olur. Örneğin İngilizce, Lâtince ve Yunancadan çok sayıda ön ve son ek almıştır. Çünkü bu dillerin tamamı aynı dil ailesine mensuptur. Oysa Arapça farklı bir dil ailesine mensuptur. Bu nedenle bu tip ekleri çok sınırlı bir şekilde kabul etmiştir. Bu kabulde dahi sürekli bir endişe hâli mevcuttur. Aynı şekilde başka dillerde vaki olduğuna bakılarak bu şekilde ön ve son ek icat etmek de daha az endişe verici değildir. Çünkü bu da farklı bir dil ailesine mensup bir dile ait bir yapıyı, tabiatı itibariyle onu kabul etmeyen bir dile uygulamaktır. Buna şöyle bir örnek verebiliriz: İngilizcede doğal çokluk kipi kelimenin sonuna (-e)s ekini ilave etmekle elde edilir. Ancak İngilizce, Lâtinceden index, appendix ve formula gibi bir kelime aldığında Lâtince çokluk kiplerine kendi düzenli (kıyasî) çokluk eki olarak (-e)s ekini ilave eder. Böylece bu kelimeler düzenli çokluk formu ile çoğul yapılmış olur, Lâtince çokluk kipi kaldırılmasa bile. İngilizcede muslims derler, muslimin demezler; souks derler, aswaq demezler. Çünkü İngilizce de diğer diller gibi, 3 Örneğin Abdulazîz Hammûde nin el-merâyâ el-muhaddebe: mine l-binyeviyye ile t-tefkîk (el-meclisu lvatanî li s-sekâfe ve l-funûn ve l-âdâb, Kuveyt 1998, s. 143) adlı eserine bakınız. Ayrıca ميتا ön eki hakkında Alî eş-şevk in Esrâru l-mûsîkâ (Dâru l-medâ, Dimaşk 2003, s. 41) adlı kıymetli kitabına bakınız. Bilimsel dürüstlük gereği burada benim de daha önce Kuveyt Bilgi Dünyası Serisi (silsilet âlemi l-ma rife el-kuveytiyye) kapsamında çevirdiğim bir kitapta ميتالغة kelimesini, Arapçanın felsefede الميتافيزيقا kelimesini kabul ettiği gerekçesiyle, kullandığıma işaret etmeliyim. 4 Sözgelimi el-askertâriyâ fi l-meşhedi s-siyâsiyyi l-arabiyyi, Fârûk Sa d a ait bir yazının başlığıdır, yazı es-sabâh gazetesinde yayınlanmıştır, bkz. Çevirimiçi: http://www.alsabaah.com/paper.php?source=akbar& mlf=interpage&sid=1001, Keza Fî nakdi l-askertâriyâ el-arabiyyeti de Abdulilâh Belkîz e ait bir yazıdır, el-vatan gazetesinde yayınlanmıştır, bkz. Çevirimiçi :http://www.alwatan.com.sa/daily/2004-01-04/writers/ writers04.htm

Muhammed Hasen Muhammed Usfûr/Çev. Eyyüp Tanrıverdi Şarkiyat Mecmuası Sayı 19 (2011-2) 171-196 177 doğal bir refleksle kendi aslî yapılarını kullanma eğilimi gösterir. Kendisinde mevcut olmayan ön ve son eklerin sokulması ile Arapçanın İngilizceye benzetilmesi ifade ettiğimiz üzere endişe verici bir durumdur. Dr.Abdulazîz Hammûde nin intertextuality kelimesinin çevirisi olmak üzere ن ص ي ة ا ل بت يت kelimesini 5 kullanması böyledir. Burada inter kelimesine karşılık البي kelimesinin kullanımı, bir dilin başka bir dilde mevcut bir yapıya uydurulması demektir. Bu ise bu açıdan Arapçaya boyun eğdirmek demektir. Hiçbir şekilde olur verilemeyecek olan bu naht ın sebebi, hiçbir esası olmayan bir düşüncedir. Bu düşünceye göre herhangi bir dildeki tek kelimeden ibaret olan kelime hedef dile de tek kelime şeklinde çevrilmelidir. Örneğin ل الن ص وص ت د اخ ifadesi kullanılırsa Arapçanın yapısını bozmadan intertextuality kelimesinin anlamını karşılamış oluruz. Bu da aklımıza başka bir çeviri gelmemişse. Çünkü ا لتت ن اص kelimesi bu kelimeyi tamamen bir Arapça kip ile eksiksizce karşılamaktadır. Yine de bu konuda Dr.Hammûde yi belki de mazur görmeliyiz. Çünkü bu tip ön eklerden naht yapma eğiliminin meşhur bir sözlükte yaygın olarak kullanıldığını görmekteyiz. Bu sözlük, Munîr el-ba lbekkî nin yazdığı بت ي خ ل و ي anlamında el-mevrid dir. Bu sözlükte meselâ intercellular kelimesini, intercontinental anlamında ق ار ي بت يت kelimesini, intercostals anlamında ل ع ي بت ي ض kelimesini, intercultural anlamında بت ي ثت ق ايف kelimesini ve interstate anlamında بت ي و ال ي ات kelimesini görmekteyiz. Bu kelimeler naht yöntemiyle oluşturulmuştur. Bunlarda البي İngilizcedeki inter- ön ekini karşılamaktadır. Ancak İngilizcedeki ön ek ile Arapça için önerilen bu ön ek arasında fark vardır. İngilizcede bu ön ekin tek başına iken dahi bir anlamı vardır. Oysa Arapça için önerilen بي ön ekinin hiçbir anlamı yoktur. 6 Arapçanın koşulsuz bir şekilde kabul ettiği iki ön ek vardır. Bunlardan biri ال dır; mesela ا لال أ خ ال ق ي ة, ا لال ف ل ز ي ة ve ا لال أ د ر ي ة kelimelerinde 7 ا ل م ات ر يد ي ة kelimesinde, 8 ا ل م او ر ائ ي ة dır; mesela ما olduğu gibi. Diğeri ise 5 Abdulazîz Hammûde, a.g.e., 304. 6 Abdulvâhid Lu lu e, intersubjectivity kelimesinin çevirisi olarak ا ل ب ي ن ذ ات ي ة kelimesinde ب ي ن de nûn u muhafaza etmiştir. Bu şekilde en azından ön ekin anlamı açık kalmaktadır. Ancak bu deneme de özü itibariyle Munîr el-ba lbekkî ve diğerlerinin bir dildeki bir olgunun başka dile uygulanması girişiminden farklı değildir. Bkz. Abdulvâhid Lu lu e, es-savt ve s-sadâ: dirâsât ve mutercemât nakdiyye, el-muessesetu l-arabiyye li ddirâsât ve n-neşr, Beyrut 2005, s. 234. 7 Abdulvâhid Lu lu e nin Edward Saîd e ait bir makale çevirisinde ا لال ي م ك ن kelimesi kullanılmıştır. Bu kelimede ön ek fiilin önüne konulmuş ve fiil, isim muamelesi görmüştür. Şi r adlı derginin bazı şairlerinin böyle bir âdeti vardır. Bkz. Abdulvâhid Lu lu e, es-savt ve s-sadâ, 172. 8 Önceki dipnotta adı geçen kitapta ام ين م ع ر ف ي ة و م او ر اط ب يع ي ة م ض ifadesi geçmektedir. Son kelime Abdulvâhid

178 ÇEVİRİNİN ARAPÇA ÜZERİNDE ETKİLERİ kelimesinde 9 ج ر ى م ا nın 10 çoğulu olan ر ي ات ا ل م اج kelimesinde olduğu gibi. Açık olduğu üzere ister tek başına ister başka kelimeler ile beraber kullanılsın, bu iki kelimenin bir anlamı vardır. el-mevrid de önerilen ön ek بي hakkında söylediklerimiz bu sözlükte önerilen diğer ön ekler için de حت م ائ ي ön ekidir; underwater anlamında حت geçerlidir. Bunlardan biri de kelimesi, underwing anlamında ن اح ي حت ج ve undersurface anlamında, ق و ب ن ف س ج ي ekidir; ön قو kelimelerinde olduğu gibi. Diğer biri حت س ط ح ي قت و ح س ي ve supersensible anlamında ا ل ق و س ع ي ات supersonics anlamında kelimelerinde olduğu gibi. 3.Yabancı kökenli kelimelerden fiil türetme Başka bir çalışmamızda dikkat çektiğimiz üzere, rübai olduğu takdirde yabancı kökenli isimlerden Arapça fiil türetilebilir, bunun dışındakilerden türetilmez. 11 Buna göre إ يد ي ول وج ي ا, ه د ر ج, أ ك س د, تت ل ف ز, تت ل ف ن 12 kelimesinden ve benzeri ه ر ط ق kelimesinden ا هل ر ط ق ة heresy-heretic anlamında, أ د ل pek çok fiil türetilebilirdi. Mevrid bu kurala uyarak computerize fiiline karşılık ك م تت ر kelimesini önermiştir. Arapça kökenli anlaşılır bir kelime olması açısından ح و س ب fiili daha geniş çaplı bir kabul görmemiş olsaydı, ك م تت ر kelimesi de en az biraz önce sözü edilen kelimeler kadar yaygınlaşacaktı. Ancak durum her zaman bu kadar basit değildir. Fiil türetmenin Lu lu e nin metaphysical kelimesine karşılık yaptığı çeviridir, Abdulvâhid Lu lu e, a.g.e., 239. 9 Örneğin bkz. Çevirimiçi: http://www.khayma.com/kshf/m/madorydyah.htm. 3rd. maddesi için bkz. Hans Wehr, A Dictionary of Modern Written Arabic, ed.j.milton Cowan, جرى 10 ed.(ithaca, N.Y.:Spoken Langugaes Services, 1971). Mutâ Safedî, Fransîs Fûkûyâmâ nın Nihâyetu t-târîh ve l-insânu l-ahîr adlı kitabının çevirisine yazdığı girişte ي خ وخ ة ال م اي ح د ث ش ifadesini kullanmıştır. Bu ifadenin anlaşılabilmesi için İngilizce ya da Fransızca çevirisine ihtiyaç vardır. Kitabın onun nazaretinde yapılan çevirisi için bkz. (Merkezu l-inmâi l-kavmî, Beyrut 1993, s.14). Diğer taraftan between gibi İngilizce basit bir kelimeden naht yöntemiyle ا ل م اب ي ن şeklinde Arapça karşılık türetenler dahi vardır, bkz. Abdulazîz Hammûde, el-merâyâ el-muhaddebe, s.91. Alî eş-şevk ise sözü edilen kitabında أ ص ب ح ال م اب ع د م ا ق ب ل ه ل (s.44) şeklinde bir soru sormaktadır. Naht yöntemiyle türetilen bu kelimeleri ister kabul edelim, ister kabul etmeyelim, ما ön eki bize garip gelmemektedir. Bu konuda, itiraz ettiğimiz takdirde, itirazımız bütün kelime ile ilgilidir. 11 Bkz. Problems in Modern English-Arabic Lexicography, Zeitschrift für Arabische Linguistik, sayı 42 (2003), ss.41-52. 12 Sâir Dîb, Edward Saîd in Teemmulât havle l-menfâ adlı kitabının çevirisinde (Dâru l-âdâb, Beyrut 2004, s.143) ون ا ل م ؤ د ل ج kelimesini kullanmıştır. Fârûk Abdulkâdir ise Râymûnd Wîliyâmz ın Tarâiku l-hadâse: Didda l-mutevâ imîne l-cudud, (el-meclisu l-vataniyyu li s-sekâfe ve l-funûn ve l-âdâb, Kuveyt 1999, s.54) adlı kitabının çevirisinde م ل ي ة ال د ل ج ة ال م ف ت وح ة ع tabirini kullanmıştır.

Muhammed Hasen Muhammed Usfûr/Çev. Eyyüp Tanrıverdi Şarkiyat Mecmuası Sayı 19 (2011-2) 171-196 179 önünde iki engel vardır. İlki dilcilerin dil selîkası dedikleri ile ilgilidir. İkincisi dilin tabiatı ve bu dilin naht ve türetmeyi kabul düzeyidir. Dil selîkası, ilmî kıyasa boyun eğmez, dilcilerin hislerine boyun eğer. Buna göre dil selîkası dilcilerin hislerine göre bir kullanımı ikna edici sebepler gösteremeden uygun veya uygunsuz olarak değerlendirmesidir. Mesela disco fiilinin çevirisi olarak - ي د س ك د س ك, organize fiilinin çevirisi ي د ق ر ط olarak democratize fiilinin arapçalaştırılmışı, يت ع ض ي olarak fiiilini hatalı buluyorum. Bu örneklerin hepsi el-mevrid den alınmıştır. Daha önce Hasen el-kermî nin el-muğni l-kebîr adlı sözlüğünde yer alan ve bazı gazetelerde kullanılmakta olan م ق ر ط د fiilini de hatalı buluyorum. Çünkü Arapçanın tabiatı, aslî harfleri dörtten fazla olan bir fiil türetimini kabul etmez. 13 Eski Arapça ikiden fazla kelimeden oluşan ifadelerden naht yöntemiyle dörtlü fiil türetmiştir. Mesela, ح و ق ل, ب س م ل ح د ل fiilleri gibi. el- Mevrid de bunu değerlendirmiş ve iki veya daha fazla kelimeden oluşan ifadelerden naht yöntemiyle pek çok dörtlü fiil türetmiştir. Kanaatime göre bunlar neredeyse hiç yaygınlık kazanmamıştır. Çünkü kastedilen anlamı anlamak için sürekli bunlara dair arapça açıklamalara ya da yabancı dildeki aslına bakmak durumunda kalıyoruz. Burada fazla örnek üzerinde durma imkanı olmadığından sadece beş örnekle yetineceğiz: يت ز ق ط ب : ي ز يل اإل س ت ق ط اب depolarize يت ز أ ك ج : ي ز يل األ ك س ج ني deoxidize يت ز م و ه : ي ز يل ال م اء dehydrate يت نت ز و ر : يت ن ز ع و ر ق الش ج ر defoliate يت نت ز ه ر : يت ن ز ع الز ه ر ع ن الن ب ات deflower Açık olduğu üzere burada yazar bu Arapça kelimelerde birinci kelimenin bir bölümünü almış bunu diğer kelimenin bir bölümüyle birleştirmiştir. Böylece bu tuhaf kelimeler ortaya çıkmıştır. Bunun sebebi daha önce ifade ettiğimiz üzere kaynak dildeki tek kelime, hedef dilde de tek kelime olarak çevrilmeli şeklindeki yanlış düşüncedir. 13 Bkz. Abbâs Hasen, en-nahvu l-vâfî, 3.b., Dâru l-maârif, Kahire, IV/748.

180 ÇEVİRİNİN ARAPÇA ÜZERİNDE ETKİLERİ 4.İfadelerin çevrilmesi Yabancı dillerin etkisiyle Arapçaya çok sayıda kelime katılmıştır. Bu da çeviri sırasında dilin dahilî unsurlarının kullanılması ile olmaktadır. Bu türden çok sayıda kelime oldukça yayılmış ve artık dilin bir parçası haline gelmiştir. Böylesi çok sayıda kelime Arapça tartılara uygun olarak türetilmiş, bu da onlara geçerlik kazandırmıştır. Mesela ع ل ل ة فت tartısında ا ل ك ه ر ب ة değil), ا ل م ي ك ن ة (hiçbir izahı olmayan ا ل م ك نت ن ة, ا ل ع و ل م ة oluşturulan tartısında تت ف ع يل ve benzeri kelimeler bunlardandır. Ayrıca ا حل و س ب ة, oluşturulan ص يب, ا لت أ م يم, ا لت ش خ يص, ا لتت ع ق يم, ا لت ط ب يع, ا لت ص ن يع ا لت خ ve, ا لت ص ح ر tartısında oluşturulan تت ف ع ل benzeri kelimeler de böyledir. Yine böyledir. gibi kelimeler de ا لت أ قت ل م ve ا لت ج ن س Fakat ان ي ة ا لر وح ve م ان ي ة ا جل س kelimeleri gibi pek çok metinde geçmekte olan örneklerine rağmen, dilde hiçbir dayanağı olmayan kipler de kullanılmaktadır. Naht yöntemiyle türetilmiş olup Edward Said in Sâir Dîb çevirisi olan Teemulât havle l-menfâ adlı kitabında kullanılan şu ا لت ار خي ان ي ة historicism ; 31), (29, ا أل ف ر يق ان ي ة Africanism ; kelimeler böyledir: (153). ا ل ك ل ي ان ي ة universalism ; (149), ا جل و ه ر ان ي ة essentialism ; (149), Yine başka kitaplarda kullanılan formalism ; ك ال ن ي ة ا لش, personalism ; böyledir. ve benzeri kelimeler dahi ا ل ع ل م ان ي ة secularism ;, ا لش خ ص ان ي ة ا لش ك ال ن ي ة ile ا لش ك ل ي ة kelimeleri; keza ا لت ار خي ان ي ة ile ا لت ار خي ي ة Hakikaten örneğin kelimeleri arasındaki fark üzerinde uzunca düşündüm, ancak bir sonuca ulaşamadım. Eğer انية son eki, İngilizce -ism son ekiyle karşılanan bir anlamı ifade ediyorsa, bu Arapça için bir kazanç olabilir. Fakat böyle bir anlamın varlığı açık değildir. Çünkü eskiden beri bu anlam, nisbet yâsı ve tenis tâsı ile oluşturulan yapma mastar ile ifade edilmektedir, günümüzde de böyledir. Bu arada institutionalization kelimesi karşılığında س س ة م أ kelimesi yayılmaya başlamıştır. Bu kipin bize س - ي أ س س م أ س şeklinde fiil kipi vermesi beklenir. Ancak Arapçada mîm li mastar lardan fiil türetilmez. 14 Yine يت ت م و ق ع ve يت ت م ر ك ز kipi yaygınlık kazanan kiplerdendir. Mesela ت ف ع ل يت ت م ف ع ل (mesela; م ت م و ق ع Dîb, a.g.e., s. 153), ayrıca situated kelimesi karşılığında, 14 Dr.Fuâd Şa bân, cihristianize kelimesi karşılığında ي ح ة م س kelimesini kullanmıştır. Oysa bu anlam için mevcut doğal kelime ير ت ن ص dir. Fuâd Şa bân ın Min ecli Sihyevn: et-turâsu l-mesîhiyyu fi s-sekâfeti l- Emrîkiyye, (Dâru l-fikr, Dımaşk 2003, s. 103) kitabına bakınız.

Muhammed Hasen Muhammed Usfûr/Çev. Eyyüp Tanrıverdi Şarkiyat Mecmuası Sayı 19 (2011-2) 171-196 181 يت ت م و ض ع 67); s. şeklinde kullanılan (Fuâd Şaban, تت و ض ع bazı çevirmenlerin gibi kelimelerde bu kipin kullanımı görülmektedir. Yine son zamanlarda ب أ د ile ilgisiz bir şekilde literature kelimesinin karşılığı olarak أ د ب ي ات kelimesi yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu, ingilizce kelimenin tam bir harfi çevirisidir. Ancak hiçbir geçerli izahı yoktur. Oysa أ د ب ي ات kelimesinin doğal tekil karşılığı أ د ب ي ة tir. Böyle bir kelime ise yoktur. ب أ د kelimesinin çoğulu ise أ د ب ي ات değil, آد اب dır. Fakat sözünü ettiğimiz kullanımlarda literature kelimesi, herhangi bir konu ile ilgili kitaplar, araştırma ve incelemeler anlamına gelmektedir. Sözgelimi medical literature den denilebilir; ya da ister, sosyal bilimler olsun, ister insanî ilimler grubunda olsun muhtelif bilim alanlarından herhangi bir bilim dalından bu bu kelime kullanılarak söz edilebilir. أ د ب ي ات literature in hususî bir çeşididir. Açık olduğu üzere, أ د ب Oysa kelimesi, cemü l-müennes salim kipinde çokluk formunda olan ancak ا لر ي اض ي ات girmektedir; gerçekte çoğul olmayan ilmi kavramlar grubuna gibi. Bunlar çeviri tesiri altında bu formu almış ا أل ل ك تت ر ون ي ات, ا لط ب يع ي ات, kavramlardır. Çünkü bunların İngilizce karşılıkları çoğul formdadır, ancak tekil gibi işlem görürler. SESLER VE HARFLER Arapların günlük hayatlarında kullandığı sesler, Fasih Arapçada kullanılan seslerden ibaret değildir. Bilindiği Arap Yarımadası nın bazı güney sakinleri ق harfini Kahirelilerin ج harfini telaffuz ettikleri gibi telaffuz ederler, yani İngilizce go kelimesindeki g gibi. Keza İngilizce church kelimesindeki ch sesinin, Şam, Irak ve Körfez bölgelerinde geniş bir kullanım alanı vardır. Anlaşıldığı kadarıyla bu iki ses Arapçada eskiden beri vardı. Çeviri yoluyla Arapçaya iki ses daha girmiştir; bunlar غ yani üç noktalı گ, چ, پ p ve v sesleridir. Matbaalar dahi harflerinin seslerine karşılık majisküller edinmişlerdir. Ancak ڤ ve (ڠ) yerel lehçelerde ya da başka dillerden çeviri yapıldığında gösterilmesine ihtiyaç duyulan uzunluk sesleri için majisküller henüz oluşturulmamıştır. Bu şu anlama gelmektedir: Arap alfabesi artık sadece yirmi sekiz harften değil, ( hemzeyi müstakil bir harf saymamaya devam edersek) otuz iki harften oluşmaktadır. Bu, mühim bir değişmedir, etkisi de önemlidir.

182 ÇEVİRİNİN ARAPÇA ÜZERİNDE ETKİLERİ Burada, Arap alfabesine eklenen bu harflerin genel olarak kültürü olumsuz olarak etkilemediğini ifade etmek gerekir. Aksine bunlar Arapçaya, yerel ve çeviri sesleri eskiden olduğundan daha net bir şekilde karşılama imkanı sağlamaktadır. Milli alfabeye yapılan bu eklemelerin örneği İngilizcede de görülmektedir. İngilizce sözlüklerin kelimenin telaffuzunu açıklamak için, International Phonetic Alphabet te (uluslararası telaffuz alfabesi) olduğu şekilde kullandığı ses sembollerinin yanı sıra, başka dillerde mevcut bir takım sesleri karşılamak üzere bazı harfler tadil edilmiştir. Keza yirmi altı harften oluşan İngiliz alfabesinde bulunmayan bazı harflerle yazılan bir takım İngilizce kelimeler de bulunmaktadır. Meselâ façade kelimesinin imlasında kullanılan ç gibi; café veya risqué kelimesinin imlasında kullanılan é gibi; röntgenize kelimesinin imlasında kullanılan ö gibi. İngilizce sözlükler naïve kelimesini hâlâ iki noktalı ï ile yazmaktadır. İngilizce İslâm Ansiklodesi ni okuyanlar, İngilizcede tam karşılıkları olmayan Arapça sesleri tam olarak karşılamak üzere Lâtin alfabesinin tadil edilmiş olduğunu görürler. Fakat Arap çevirmenler, özellikle inceliğe önem vermeyenler ya da bilmeyerek veya yanlış yapma endişesiyle alışkanlık hâlinde kısa uzunlukları ya da harekeleri ihmal edenler, Arapçaya büyük bir kötülük yapmışlardır. Çünkü bunlar hareke yerine uzun uzunlukları kullanmakta ve isimleri, إ يل ي وت, ب وش, ك ل ين ت ون و يل ي ام ve ن ز د يك şeklinde yazmaktadırlar. Bu ihmal sadece yabancı kelimelerde karışıklığa yol açmakla kalmamış, ر ول bizzat Arapça isimlerin imlasını da etkilemeye başlamıştır. Mesela ismi ر وال şeklinde, ن ور ة ismi ن ور ا şeklinde, مج ان ة ismi وم ان ا ج şeklinde yazılmaktadır. SARF el-mevrid adlı sözlüğün, yeni kelimeler türetmek için بت ني kelimesi İngilizce inter- ön eki, حت ت de under- ön ekine karşılık olmak üzere kelimelerini alıp bunların son harflerini hazfederek kalan حت ت ve بت ني kısmı başka kelimelere ekleme keyfiyetine yukarıda temas edildi. Modern sarf kavramlarıyla bu işlem, bağımsız ya da müstakil bir morfem (free morpheme; م ور ف يم ح ر م ور ف يم م س ت ق ل ) alınmakta ve bitişik ya da bağımlı morfem (bound morpheme, م ت ص ل م ور ف يم غ يت ر م س ت ق ل (م ور ف يم yapılmaktadır. el-mevrid dahi iki bağımsız morfem i alıp birleştirerek Arap dilinin hiçbir ölçüsüne

Muhammed Hasen Muhammed Usfûr/Çev. Eyyüp Tanrıverdi Şarkiyat Mecmuası Sayı 19 (2011-2) 171-196 183 uymayan yeni bir kelime icat ederken benzer bir işlem gerçekleştirmiştir. Arapça sarf kurallarını alt üst eden yeni icat aşağıdaki kelimeler bu türdendir: ش ل ل يط ف ل ي : م تت ع ل ق ب ش ل ل األ ط ف ال poliomyelitic حت و ل يت بت ل ر ي : م تت ع ل ق ب الت ح و ل الت بت ل ر ي paramorphous paramorphic, إ خ ت ال ف يم ن ظ ر ي : م تت ع ل ق ب اخ ت ال ف ال م ن ظ ر parallatic س ف ر ي ح يط ي : ذ و ع ال ق ة ب الس ف ر يف ال م ح يط ات أ و م ن اس ب ل ه oceangoing Aşağıdaki kelimeler de Arapça morfemleri zorlayarak kullanmada yukarıdakilerden geri kalmamaktadır: ا ل ع ش ر م : ع ش ر ال م رت decimeter ا ل ع ش ر غ : ع ش ر ال غ ر ام decigram ا ل ع ش ر ل : ع ش ر الل رت deciliter Morfemlerin ayrı ya da bitişik yazılması sadece el-mevrid e has olmayıp oldukça yaygındır. Sözgelimi Atlas sözlüğünde Indo-European karşılığı olarak kullanılan ه ن دأ ور ويب ya da ر و يب ه ن و دأ و kelimesi, Dr.Muhammed Anânî tarafından Afro-American karşılığı olarak kullanılan ر وأ م ر يك ي ون أ فت kelimesi böyledir. 15 Keza medieval kelimesine karşılık olarak Abdulvâhid Lu lu e ve başka yazarlarca sıkça kullanılan ر و س ط ي قت ya da ر و س ط ي ة قت kelimesi, yine Dr.Fuâd Şa bân tarafından eschatological kelimesine karşılık olarak kullanılan (s.192) خ ر ز م ان ي ة ا آل kelimesi sözü edilen türdendir. 16 Kuşkusuz bu tür kiplerin kabulünde yaygınlık belirleyicidir. Bu olguya karşı ne kadar mütesahil olursak olalım, Arapçanın bu tür naht ı kolay kabul etmediğini görmekteyiz. Kavram ve mukabil kavramsal ifadeler geliştirmeye yardım ettiği için bilim ve kültür alanında küçümsenmeyecek bir katkı sağlayan bu olgu yu örneklendirme sadedinde, bu görüşün sahibi Dr.ed-Dîdâvî Arapça asıllı sadece iki örnek tespit edebilmiştir. Bunlar da ا أل ع د اء ile د ق اء ا أل ص nın birleşimi olarak ا أل ع د ق اء ve el-hayât gazetesinde bir Arap zirvesine dair ف ش ح ت olarak in birleşimi ن ح ت ile ف ش ل ت geçen değerlendirme yazısında kelimeleridir. Bu kelimeler, İmîl Habîbî nin icadı olan ائ ل ا ل م ت ش kelimesi 15 Murşidu l-mutercim, Mektebetu Lubnân, Beyrut 2000, s. 208. ع ال م ث ال ث ي ة 16 Sâir Dîb in kullandığı bu itici yapıyı, İngilizce birleşik sıfat olan Third-world karşılığı kullanılan kelimesiyle karşılaştırınız. Bkz. Saîd, Teemmulât havle l-menfâ, 114. Bu kitapta 111.sayfada ise philological kelimesine karşılık ل غ و ي ة ا ل ف ق ه kelimesini kullanmış ve bunu ال م ث ال ث ي ة ع de yaptığı üzere ا ل ف ق هل غ و ي ة şeklinde bileşik kelime yapmamıştır.