EĞİTİM FAKÜLTELERİNDE



Benzer belgeler
T.C. DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ANABİLİMDALI İLKÖĞRETİM PROGRAM SINIF ÖĞRETMENLİĞİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDE YENİ YAKLAŞIMLAR

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

FEN BİLGİSİ ÖĞRETMENLERİNİN LABORATUVAR KULLANIMI VE TEKNOLOJİK YENİLİKLERİ İZLEME EĞİLİMLERİ (YEREL BİR DEĞERLENDİRME)

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Matematik Öğretimi. Ne? 1

KALKINMANIN YOLU EĞİTİMDEN GEÇER

İLKÖĞRETİMİN BİRİNCİ KADEMESİNDE SINIF ÖĞRETMENİ YETİŞTİREN OKULLARIN PROGRAMLARININ ANALİZİ VE KARŞILAŞTIRILMASI

DERS TANIMLAMA FORMU

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ ve OKUL YÖNETİMİ. 8. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

ÇANKIRI VALİLİĞİ İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

TEMEİ, ESER II II II

OKUL ÖNCESİNDE MÜZİK ETKİNLİKLERİ

LĠSELERDE TÜRKÇE ÖĞRETĠMĠ SORUNLARI

Başkent Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. Doç. Dr. S. EKER

12. HAFTA PFS105 TÜRK EĞİTİM TARİHİ. Prof. Dr. Zeki TEKİN.

Türkiye Milli Eğitim Sisteminin Yasal Dayanakları. 2. Eğitim ve Öğretimi Düzenleyen Yasalar. 3. Milli Eğitim Şuraları. 4.

MURAT ÖZBAY SERİSİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar

Microsoft Yenilikçi Öğretmenler ğ Programı 2008 Türkiye Forumu

ÖĞRETMEN ADAYLARININ ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNİ TERCİH SEBEPLERİ

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

KAZANIMLAR OKUMA KONUŞMA YAZMA DİL BİLGİSİ

31/2000 TALİM VE TERBİYE DAİRESİ (KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI) YASASI

ŞUBAT T.C. KÜLTÜR ve TURİZM BAKANLIĞI GÖREVDE YÜKSELME SINAVI SORULARINA YAPILAN İTİRAZLARA İLİŞKİN SINAV KOMİSYON RAPORU

Her Okulun Bir Projesi Var

Eğitim Modeli Ve Avrupa Koleji

İlköğretim Fen ve Teknoloji Öğretim Programı. Fen ve Teknoloji Program ve Planlama Dersi

Atatürk Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü Müdürlüğü Öğretim Üyesi

Bilişim Teknolojileri- Nermin YILMAZ

TÜRKÇE NİN EĞİTİMİ-ÖĞRETİMİ BÖLÜMLERİNDE KURULMASI GEREKLİ GÖRÜLEN ANABİLİM DALLARI HAKKINDA YENİ PROJELERİMİZ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH BÖLÜMÜ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS BİLGİ PAKETİ

3/7/2010. ÇAĞDAŞ EĞİTİMDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİNİN YERİ ve ÖNEMİ EĞİTİM EĞİTİM ANLAYIŞLARI EĞİTİM

Komisyon 7 Özel Eğitim Komisyonu Kararları

İÇİNDEKİLER BUGÜNKÜ ŞEKLİYLE FEDERAL ALMANYA CUMHURİ YETİ NDE HUKUKÇULARIN YETİŞTİRİLMESİ

CAMBRİDGE SERTİFİKA TÖRENİ

EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR

8. SINIF T C İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ

KUYUMCULUK VE TAKI TASARIMI PROGRAMI ÖĞRENCĐLERĐNĐN OKULDAN BEKLENTĐLERĐ VE MESLEKĐ GELECEKLERĐNĐN DEĞERLENDĐRĐLMESĐ

SAĞLIK BİLGİSİ DERSİ MÜZÂKERE KONULARI

İngilizce İletişim Becerileri II (ENG 102) Ders Detayları

PROF. DR. MURAT ÖZBAY IN TÜRKÇE ÖĞRETİMİ ÜZERİNE ARAŞTIRMA VE İNCELEMELER ADLI ESERİ ÜZERİNE

BĠR MESLEK OLARAK ÖĞRETMENLĠK

GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ AKTS. Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Dersin Kodu TAR - 102

AÇIK SİSTEM. Sistemler, çevrelerinden girdiler alarak ve çevrelerine çıktılar sunarak yaşamlarını sürdürürler. Bu durum, sisteme; özelliği kazandırır.

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK EBEDİYETE İNTİKALİNİN 78. YIL DÖNÜMÜNDE TÖRENLERLE ANILDI

T.C. NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı İLGİLİ MAKAMA

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ATAKENT ORTAOKULU 8/ A SINIFI 2. DÖNEM ŞUBE ÖĞRETMENLER KURULU TOPLANTI TUTANAĞIDIR.

BULDAN DAKİ İLKÖĞRETİM SINIF ÖĞRETMENLERİNİN YAPISALCI ÖĞRENME HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ

HALK EĞİTİMİ MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜ

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI

40 yılı aşkın bir süre, önce öğrenci, sonra değişik unvanlarla öğretim elemanı ve

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

(saat/hafta) Teorik anlatım, tartışma, soru-cevap. Hacettepe TÖMER Öğretim Elemanları

1. Çocukları Tanıma Çocukların fiziksel özelliklerini tanıma Çocukların sosyo-ekonomik özelliklerini tanıma

T.C. INKILÂP TARİHİ ve ATATÜRKÇÜLÜK

TÜRKİYE DE MESLEKİ EĞİTİM

Sentez Araştırma Verileri

Sağlık Kurumları Yönetimi

Eğitim Tarihi. Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi

KÖY VE ŞEHİR YERLEŞİM YERLERİNDEKİ AİLELERİN MATEMATİK ÖĞRETİMİNE KATILIMI

YABANCI DİLLE EĞİTİM VE ÖĞRETİM VE BİR ANKET

İngilizce İletişim Becerileri II (ENG 102) Ders Detayları

2005, yıl:1, sayı:4, ss de yayımlanmıştır.

Bloomberg Businessweek. BASINDA GeniuSpy. Zihni Birleştirir, Zekâyı Geliştirir 1/6

BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ ALANI BİLGİSAYAR PROGRAMLAMA TEKNİKLERİ KURS PROGRAMI

TRK Türk Dili I

Müdafaa-i Hukuk Hareketi bu hakları savunmak ve geliştirmek için kurulmuştur.

EĞİTİMLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

2016 KONYA İKİ DOĞU İKİ BATI ULUSLARARASI ÖĞRENCİLER AKADEMİSİ BAŞVURU KLAVUZU

Eğitim Sen Yayınları Şubat 2016

Kimya Öğretmen de Hizmet İçi Eğitim Türkiye'de İhtiyaçları

GENEL MÜZİK EĞİTİMİNDE TÜRKÜ YA DA TÜRKÜ KAYNAKLI OKUL ŞARKILARININ ÖĞRETİLMESİNDE OKUL ÇALGISI OLARAK GİTARIN YERİ VE ÖNEMİ

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ AVUKATLIK MESLEĞİNİN ETKİNLİĞİNİN ARTIRILMASI İÇİN YAPILMASI GEREKENLER PROJE : SEN SAVUN

ARAŞTIRMA NEDEN YAPILDI?

PROF. DR. OSMAN GÜNDÜZ İLE YRD. DOÇ. DR. TACETTİN ŞİMŞEK İN UYGULAMALI KONUŞMA EĞİTİMİ EL KİTABI ADLI ESERİ ÜZERİNE

KURSLARI. gerçekleştirilmektedir.

2014 YILI KUTLU DOĞUM HAFTASI SEMPOZYUMU HZ. PEYGAMBER VE İNSAN YETİŞTİRME DÜZENİMİZ

Ýlkokuma yazma öðretiminin amacý öðrencilere okuma yazmanýn öðretilmesinin. doðru olarak anlama gücü kazandýrmak,

ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK YILI TÜRK DİLİ DERSİ İZLENCESİ TURK 101

YENİ YÜZYIL ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEK OKULU HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM BÖLÜMÜ DERS İÇERİKLERİ

Rehberlik bir süreçtir. Bir anda olup biten bir iş değildir. Etkili sonuçlar alabilmek için belli bir süre gereklidir.

DERS BİLGİLERİ TÜRK DİLİ-I TRD

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

TÜRKİYE DE MÜHENDİSLERİ N SORUNLARI VE MÜHENDİS

MESLEKİ EĞİTİM İŞSİZLİĞE ÇÖZÜM OLABİLR Mİ?

AVCILIK. İnsanlığın tarihi kadar eski bir fenomen ve bir faaliyettir.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ GİRESUN ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ TARİH BÖLÜMü BİLGİ FORMU

KÜLTÜREL MUHİTİN ÖĞRENCİ BAŞARISINA ETKİSİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

CHP CUMHURİYET HALK PARTİSİ PARTİ İÇİ EĞİTİM YÖNETMELİĞİ

ÖZEL DERSANELER VE TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN GENEL AMAÇLARI 1 * 1. Nihat BÜYÜKBAŞ

ÖRNEK: 1-2 yıllık Meslek Yüksekokulu mezunu olup teknik hizmetler sınıfında "Tekniker" kadro

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI FEVZİ ÖZBEY İLKOKULU 3.SINIF SERBEST ETKİNLİKLER DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

DERS TANIMLAMA FORMU. Proje/Ala n Çalışması

DERS KATEGORİSİ TEORİ+UYGULAMA (SAAT) Arapça dan Türkçe ye Çeviri II AE ÖN KOŞUL DERSLERİ. DERSİN VERİLİŞ BİÇİMİ (Örgün ya da Uzaktan)

YARATICI ÖĞRENCİ GÜNLERİ Her Öğrenci Yaratıcıdır

İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ

İstiyoruz ki; Veliler Okulumuzun En Büyük Destekçisi Olsun. Her Veli; Öğrencisine Öğrenme İçin Her Türlü Fırsatın Verildiğini Bilsin.

Türkiye nin Yeni Anayasa Arayışı: TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu Tecrübesi

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı

Transkript:

EĞİTİM FAKÜLTELERİNDE TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜNÜN KURULUŞU VE HEDEFLERİ -I- Prof. Dr. Abdurrahman GÜZEL * Tarihin başlangıcından günümüze ve geleceğe değin varlığını devam ettiren yüce Türk milleti, dünden bugüne her zaman ve her devirde Türkçe yi Anadil olarak kabul etmiştir. Bugün ise, Türkiye Cumhuriyeti, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Sovyetler Birliği nin dağılmasından sonra bağımsızlıklarına kavuşan beş Türk Cumhuriyetleri Türkçe yi resmi dil olarak konuşurken, diğer devletlerin bünyesinde bulunan Türkler de hâlâ Türkçe konuşmakta ve Türkçe yi korumaya devam etmektedirler. Karamanoğlu Mehmet Bey in, Farsça karşısındaki milliyetçi ve Türkçeci tavrı sonraki devirlere de örnek olmuştur. Onun; - Bundan gerü divanda, dergâhta, bârgâhta, mecliste ve meydanda Türkçe den gayrı dil kullanılmayacaktır. fermânının içindeki ana dil şuuru bütün Türk devletlerinde daima uyanık tutulmuş ve dilimiz Resmî Dil olarak teminat altına alınmıştır. Nitekim Türkiye Cumhuriyeti Anayasa sının başlangıç kısmında, Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe dir. (T.C. Anayasası 1982: 8) hükmü yer almaktadır. Aynı hükmün değiştirilemeyeceği de ayrıca vurgulanmıştır. Çünkü dil, hem millet olmanın temel unsuru, hem de kültür birliğinin temini ve yeni nesillere aktarılmasında en önemli vasıtadır. * Gazi Üni. Gazi Eğitim Fak. Öğretim Üyesi.

8 TÜBAR-XIII-/2003-Bahar/Prof. Dr.Abdurrahman GÜZEL Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, bu gerçeği çok iyi bilen ve tedbirleri zamanında alan bir devlet başkanıdır. O, Türk dilini yönlendirmek için verdiği belli başlı talimatlarında, cumhuriyetimizin kuruluş gerçeklerine uygun olarak, dil ile millet arasındaki bağı ön plânda tutmuştur. Bilindiği gibi, millet hâlindeki toplumlarda dilin sosyal yapıyı birleştirici ve geliştirici önemli fonksiyonları vardır 1 (Korkmaz 1985: 16). Özellikle O, inkılaplarını bellibaşlı çağdaş realitelere dayandıran bir devlet adamı olarak; Bir topluluğun millet olabilmesi için, o topluluğu meydana getiren fertler arasında dil, din, tarih, vatan, gelenek, görenek, sanat vb. birliğinin mevcut bulunması gerekir. demektedir. Atatürk milleti de; Dil, kültür ve mefkûre birliği ile birbirine bağlı vatandaşların teşkil ettiği siyasi ve içtimaî bir hey et (Güzel 1993: 14-15) olarak tarif etmektedir. Millet olmanın en önemli unsuru ise dil dir. Aynı dil i konuşan insanlar millet denilen sosyal varlığın temelini teşkil ederler. Dil, duygu ve düşünceyi insandan insana aktaran bir vasıta olduğu için, insan topluluklarını bir yığın olmaktan kurtarır ve onları millet hâline getirir(kaplan 1982: 45). Milli birlik ve bütünlük ancak toplumun fertlerini birbirine bağlayan dil le sağlanabilir. Bu gerçekleri Atatürk; Türkiye Cumhuriyetini kuran Türk halkı, Türk milletidir. Türk milleti demek Türk dili demektir. Türk dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği nihayetsiz felaketler içinde ahlâkını, an anelerini, hatıralarını, menfaatlerini, kısacası bugün kendi milliyetini yapan her şeyini dili sayesinde muhafaza etmiştir. Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir (Korkmaz 1985: 16) cümleleriyle ifade etmiştir. O, başka konuşmalarında da ; Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması millî hissin inkişafında başlıca müessirdir. Türk dili dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki bu dil şuurla işlensin! Ülkesini, yüksek istiklâlini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmalıdır., Türk dili zengin ve geniş bir dildir, her mefhumu ifadeye kabiliyeti vardır. Yalnız onun bütün varlıklarını aramak, bulmak, toplamak, onlar üzerinde işlemek lâzımdır. Türk milletini ve dilini medeniyet tarihinin ve kültür dillerinin dışında görmenin ne yaman bir yanlış olduğunu bütün dünyaya göstereceğiz. (Atatürkçülük 1982: 5-6) diyerek Türkçe ye verdiği önemi belirtmiştir.

9 TÜBAR-XIII-/2003-Bahar/Türkçe Öğretmenliği Bölümünün Kuruluşu Atatürk ün 1928 yılında Harf, 1932 yılında da Dil inkılabı ile ele almış olduğu dilimiz, Millî Eğitim alanındaki gelişmelerin de temelini teşkil etmiştir. Onun, dil inkılâbı ile ulaşmak istediği hedefleri şöyle özetleyebiliriz: 1. Dilimizi, yabancı dillerin Türkçe ye zarar veren pürüzlerinden ayıklamak; yazı dilinden, Türkçe ye yabancı kalmış olan unsurları atmak. 2. Aydınların dili ile halkın dili, konuşma dili ile yazı dili arasındaki, yabancılaşma dolayısıyla ortaya çıkmış olan açıklığı kapatarak, dile millet varlığı içinde birleştirici ve bütünleştirici bir nitelik kazandırmak. 3. Türk diline, yapı ve özelliklerine uygun millî bir gelişme yolu çizebilmek, 4. Türkiye Cumhuriyetinde öğretim birliğine paralel olarak eğitimi millîleştirmek ve öğretimi millî terbiyenin gerekli kıldığı bir millî eğitim diline kavuşturabilmek, 5. Türkçe nin güzellik ve zenginliklerini ortaya koyabilmek ve onu dünya dilleri arasındaki değerine yaraşır bir seviyeye ulaştırabilmek için dilimizi bir bilim dili olarak ele almak ve üzerinde kaynaklarına inen derinlemesine araştırma ve incelemeler yapmak, 6. Dile, kelime türetme imkânları bakımından işlerlik kazandırarak Türkçe yi millî kültürümüzün eksiksiz bir ifade vasıtası yapabilmek; uzun vadede çağdaş medeniyet seviyesinin gerekli kıldığı bütün kelime ve kavramları karşılayabilecek işlek ve zengin bir kültür dili durumuna getirebilmektir (Korkmaz1985: 18-19). Bu maddelerde görülen, dilimizin zenginliklerini araştırıp ortaya çıkarmak, kendi varlığına yönelerek yapı ve işleyişine uygun millî bir gelişme yolu çizmek, onu millî eğitim dili hâline getirmek gibi önemli görüş ve düşünceler, okullarımızda Türkçe öğretiminin daha ciddi ve sistemli olarak yapılmasının lüzumunu da ortaya koyuyordu. Atatürk Türk dilinin yanı sıra edebiyat ile de yakından ilgilenmiş, edebiyatı toplum yararına yöneltmek için direktifler vermiş ve öğretim programlarının da bu yapıda tanzim edilmesini istemiştir. Atatürk e göre edebiyat etkili bir eğitim aracıdır. O edebiyatı şöyle tarif eder: Osmanlı devrinde ve kuruluşundan günümüze Cumhuriyet döneminde ve bundan evvelki Türk kültür dönemlerinde ve hatta bütün kültürel medenî cemiyetlerde edebiyat denildiği zaman şu anlaşılır: Söz ve mânâyı, yani insan dimağında yer eden her türlü bilgileri ve insan kudretinin en büyük duygularını, bunları dinleyenleri veya okuyanları

10 TÜBAR-XIII-/2003-Bahar/Prof. Dr.Abdurrahman GÜZEL çok alâkalı kılacak surette söylemek ve yazmak sanatıdır (Borak 1972: 71). Bu sözlerden de anlaşılacağı üzere Atatürk, edebiyatı yüce duygu ve düşüncelerde ifadesini bulan etkili bir eğitim vasıtası olarak görmektedir. Atatürk ün esaslı bir eğitim aracı olarak gördüğü dil ve edebiyat eğitimin amaçlara uygun bir şekilde yürütülmesi ile millî eğitimin amaçlarının ve kültür yönünden fonksiyonunun yerine getirilmesi arasında yakın ve anlamlı bir ilişki olduğu açıktır. Bu sebeple, öğrencilere; duygu, düşünce ve tasarılarını doğru ve etkili olarak anlatma, yazma kabiliyeti ile, güzeli çirkinden, iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırabilecek, mantık gücü kazandırmada Türk dili ve Edebiyatı öğretimine büyük görevler düşmektedir(sever 1986: 28-29). Türk dili XX. asrın başlarından itibaren hızlı bir gelişme ve değişme temposu içine girmiştir. Bu sebeple, Türkiye genelinde; ilk, orta, lise ve yüksek öğretimde Türkçe ve Türk Edebiyatı ders programlarının olumlu bir şekilde uygulanamayışı nesiller arasındaki kopukluğa sebep olmuş ve bu yüzden de konuşma ve yazmada ana dillerini iyi kullanamadıkları gerçeğini ortaya çıkarmıştır. Zira bu dönem içinde yetişen gençlerimiz ve aydınlarımız yetersiz, cılız ve yanlış bir kelime kadrosu içinde sıkışıp kalmışlardır. Duygu ve düşüncelerini istedikleri gibi anlatamamakta ve yazamamaktadırlar. Cümle yapıları, vurgu ve telaffuz yanlışları çok yaygındır. Bazıları mahallî dil özelliklerini devam ettirmektedirler (Güzel 1987: 436-437). Türk gençliğinin okuduğunu anlayamadığı, anladığını sözlü ve yazılı şekillerde ifade edemediğinden aklı başında herkes şikâyetçidir Türk dili, edebiyatı öğretimi ile ilgili olanlar ilk sırayı almak üzere, hemen herkes, son kırk yılda yetişenlerin ifade bozukluğu hastalığına dûçar olduğunda birleşiyor (Tural 1979: 109-111). Ortaokul, lise ve hatta üniversitelerden mezun olan gençlerin duygu ve düşüncelerini anlatabilecek duruma geldiklerini söylemek oldukça zordur.üniversiteyi bitirip hayata atılan gençler arasında bildiği bir konuda rahatlıkla kalem oynatan, gördüğü bir manzarayı anlatabilen kaç kişi vardır? Yaşadığı veya şahit olduğu bir hadiseyi doğru bir şekilde dile getirebilenlerin ne kadar az olduğunu inkâr etmeyelim. Üniversite mezunu insanlarımızın, milletvekili, hatta bakan olmuş kimi aydınlarımızın Türkçe yi kullanmadaki yanlışlıkları bilinen bir gerçektir (Aktaş 1989: 21-23).

11 TÜBAR-XIII-/2003-Bahar/Türkçe Öğretmenliği Bölümünün Kuruluşu Üniversite sınavlarına katılan gençlerin, ana dili başarı ortalamasının oldukça düşük olduğu, hatta sıfır alan aday sayısının bir hayli yüksek çıktığı bilinmektedir. Bu imtihan sonuçları ve şikâyetler de göstermektedir ki, Türk gençlerine ana dilleri gereği gibi öğretilememektedir. Hatta bir ifadeyle, Türkçe dersi en kolay derslerden biri sayılmaktadır. Bu sebeple öğrenciler, veliler, hatta bütün toplum için geçerli olan Türk çocuğu Türkçe yi; ana dilini zaten bilir; ondan sınıfta kalmak da olmaz kanaatinin yaygınlığı, öğretmenlerimizin birçoğunu da etkilemiş durumdadır. Başarısızlığın sebeplerini ise genel olarak şöyle sıralayabiliriz: 1.Toplumumuzda kitap ve gazete okuma alışkanlığının yerleşmemiş olması. 2.Öğretmenlerin, kalabalık sınıflar sebebiyle öğrencinin her biriyle ilgilenilememesi. 3.Ders kitaplarının metin, soru, bilgi ve yönlendirme açısından yetersiz oluşu. 4. Haftalık ders sayısının az oluşu. 5. Sınıf ve okul kitaplıklarının yetersizliği veya buralardan faydalanılamayışı. 6. Diğer branşlardaki öğretmenlerin, öğrencilerin dil yanlışlarını düzeltmemesi ve bunlara kayıtsız kalması. 7. Dil ve imlâ birliğinin temin edilememiş olması. 8.Öğretim programlarının yanında eğitim programının hazırlanmamış olması. 9. Eğitim teknolojisinden yeterince yararlanılamaması. 10. Basın- yayın organlarından Türkçe nin yanlış kullanılması ve bunların toplumda süratle yayılması. 11. Nitelikli öğretmen yetiştirilememesi vb. (Özbay 1995: 40-41) Bu sebeplerin en önemlisi elbette ki nitelikli öğretmen meselesidir. Zira, eğitim sistemimizin zaman zaman tutarsız ve yetersiz şekilleri, öğretmenlerin gerekli bir formasyon almasını engellemiştir. Bu formasyon meselesinde Millî Eğitim Bakanlığı nın hatası gözden kaçmamaktadır. Zira bakanlık bir ara 15 ve 45 günde yüz yirmi bin öğretmen imâl etmiştir. Elbette bu imâlat hatalıdır.

12 TÜBAR-XIII-/2003-Bahar/Prof. Dr.Abdurrahman GÜZEL 1982 yılında çıkan 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu çerçevesinde, öğretmen yetiştirme görevi üniversitelere yüklenmiştir. Bu sebeple Üniversitelerin de bu işi çok ciddi olarak ele almaları gerekir. Bunun için Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Bölümü ile Türkçe öğretmenliği Bölümleri nden yetiştirilecek olan edebiyat öğretmenleri ve Türkçe öğretmenleri nin sağlam bilgi ve beceriye dayalı, bu bilgi ve beceriyi ezbere değil, bütünüyle bilimsel bir şekilde öğrencilere aktarılması suretiyle güçlü öğretmen yetiştirmemiz şarttır. Öğrencilerin kişilik kazanmalarında, zihnî ve ruhî gelişmelerinde ana dili öğretiminin rolü büyüktür. Çünkü insan, sosyal bir varlıktır ve toplum içerisinde yaşar. Bu esnada çevresi ile daima iletişim kurması gerekmektedir. Bunun için de dil e ihtiyaç duyar. Dil becerilerinin gelişmesi lâzımdır. Bilindiği gibi dil becerilerini genel olarak; 1. Anlama becerileri (Dinleme, okuma,. İzleme) 2. Anlatma becerileri (Konuşma, yazma) şeklinde tarif edebiliriz. Türkçe öğretiminin genel amaçları arasında ise bu becerilerle ilgili olarak; a. Öğrencilere, görüp izlediklerini, dinlediklerini, okuduklarını, incelediklerini tam ve doğru olarak anlama gücü kazandırmak, b. Onlara görüp izlediklerini ve düşündüklerini, tasarladıklarını söz ya da yazı ile doğru ve amaca uygun olarak anlatma beceri ve alışkanlığı kazandırmak tan söz edilmektedir(meb 1981). Bu maddelerin özünde okuma, dinleme, konuşma ve yazma becerilerini geliştirmek gayesi vardır. Aslında ilkokul, ortaokul, lise ve üniversitelerde okutulan Türkçe derslerinin amaçları aşağı yukarı aynıdır. Her kademedeki ana dili eğitim programlarının temel hedefi okuma, dinleme, konuşma ve yazma becerilerini geliştirmektir (Özbay 1995: 33). Görüldüğü gibi, Türkçe öğretiminin temel amaçlarından biri öğrencilerin dinlediklerini, okuduklarını doğru anlamak ise, biri de duygu ve düşüncelerini doğru ve düzgün bir şekilde anlatmaktır. Anlama ve anlatma becerileri çocuğun okul öncesi çevresinde başlamakla beraber, sağlıklı bir şekilde gelişimi okullarda devam etmektedir. Okullarda bu becerilerin geliştirilebilmesi için de nitelikli öğretmenlere ihtiyaç vardır. Bilindiği gibi devletimizi bir dünya devleti kılma ve milletler arasında lâyık olduğu seçkin yeri elde edebilme idealine yönelik hızlı kalkınma gayretleri içinde olan toplumumuz, yüce Atatürk ün belirlediği hedefe ancak bedenî, zihnî, ruhî özellik ve yetenekleri istenilen seviyede geliştirmiş insanlarımızla ulaşabilecektir.

13 TÜBAR-XIII-/2003-Bahar/Türkçe Öğretmenliği Bölümünün Kuruluşu Kültür kavramı içerisine giren her şey başkalarına dille aktarılmaktadır. Kültür, varlığını nesilden nesle intikale borçludur. Kültürün nesilden nesle geçmesi, böylece devamı ve yaşaması kültür taşıyıcı eserler, eğitim öğretim yolu ile olur Dolayısıyla eğitim ve öğretimin esas görevi kültürün intikali ve devamını sağlamaktır. Dilin öğrenilmesi ve kullanılması, kültürün de öğrenilmesi demektir. Her kelime, her cümle, kültüre ait bir göstergeyi temsil etmektedir (Özbay 2002: 116). Kültür, taşıyıcı ve aktarıcı fonksiyonu ile en önemli bir eğitim öğretim aracı olan dilimizin öğretimi, bu yüzden her geçen gün daha da artan bir önem arz etmektedir. Millî birlik ve bütünlüğün, refah ve mutluluğun aracı olan Türkçe mizin eğitim ve öğretiminde ortaya çıkan problemlerin çözümü, zorlukların giderilmesi çalışmaları cumhuriyetimizin kuruluşundan bu yana devam ederken, mevcut problemlere, gelişen yurt ve dünya şartları içinde yenileri eklenmiştir. Eğitim Fakültelerindeki; Türkçe ve Türk Dili ve Edebiyatı ABD nın önemi her geçen gün artmaktadır. Zira Türkçe yi öğretmek mecburiyetinde olduğumuz hedef kitle de bir hayli kabarıktır. Bunlardan birkaçını şöyle sıralayabiliriz: 1. Okul öncesi (Ana okulu, kreş, çocuk yuvası vb.) çocuklarına Türkçe öğretimi. 2. Ana dili Türkçe olan çocuklarımıza Türkçe öğretimi, 3. Ana dili yabancı dil olanlara Türkçe öğretimi, 4. Birleştirilmiş sınıflarda Türkçe öğretimi, 5. İki dillilere Türkçe öğretimi, 6. Yurt dışındaki işçi çocuklarına Türkçe öğretimi, 7. Yüksek öğrenim için başka ülkelerden gelen yabancı öğrencilere Türkçe öğretimi, 8. Yetişkinlere Türkçe öğretimi, 9. Türk Cumhuriyetlerinden yurdumuza gelen orta ve yüksek öğrenim gençlerine Türkçe öğretimi vb leri, Bütün bu problemlerin çözümü, her seviyede Türkçe eğitim ve öğretiminin amaç, konu, metot, teknik ve araçlarında benzerlikler gösterse de aslında önemli farklılıklar ortaya çıkarmakta ve Türkçe öğretmenlerinin kazanmaları gereken formasyonlarda da farklılıklar yaratmaktadır.

14 TÜBAR-XIII-/2003-Bahar/Prof. Dr.Abdurrahman GÜZEL Bilindiği gibi, ülkemizde 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu nun yürürlüğe girmesiyle bütün yüksek öğretim kurumları, özellikle öğretmen yetiştiren yüksek okullar da YÖK bünyesinde toplanmıştır. Böylece ilkokullara Sınıf öğretmeni yetiştiren yüksek öğretmen okulları, ortaokullara Türkçe ve diğer branşlarda öğretmen yetiştiren yüksek öğretmen okulları (Eski Eğitim Enstitüleri) üniversitelerin kapsamına alınmıştır. Eğitim Fakültesi adıyla teşkilatlanan bu kurumlarda köklü değişiklikler yapılmıştır. Bu fakültelerde açılan Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Bölümleri, Lise ve dengi okullara Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni yetiştirmeyi hedeflemiştir. Fakat bu sisteme baktığımız zaman, ilkokul ve ortaokullara yönelik Türkçe öğretmeni yetiştirmeyi hedef dışı bırakmıştır. Millî Eğitim Bakanlığı ise bu öğretmenlere olan ihtiyacını, Lise ler için yetiştirilen Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenleri veya asıl olarak da Sınıf öğretmenleri tarafından karşılamaya çalışmıştır. Bugün ise, İlköğretimin birinci kademesinde branş öğretmeni olarak Türkçe öğretmeni bulamazsınız. Bu nasıl bir tatbikattır ki, Türk milletinin ana dili Türkçe, Anayasa sındaki resmi dili de Türkçe dir, fakat Türkçe derslerini sahanın uzmanları değil, bu alanla hiç alakası olmayan iş bulmazlar- vermektedir. Böylece de toplumumuzda bir Türkçe konuşma özürlülüğü devam etmektedir. İlköğretimin ikinci kademesi ne Türkçe öğretmeni olarak; Türkçe Öğretmenliği bölümü, Sosyal Bilgiler Bölümü, Yabancı diller bölümü ve daha başka her bölüm den mezun olan öğretmenler gönderilmektedir. Burada çok açık olarak büyük bir başarısızlık örneği göze çarpmaktadır. Şöyle ki; a. İlköğretimin ikinci kademesi için yetiştirilmesi hedeflenen Türkçe Öğretmenliği bölümü nde zaten alan dersleri kırpılmış, bunun yerine ilgisi olmayan yan alan dersleri konulmuştur. b. Bu bölüme yan alan olarak da Sosyal Bilgiler eklenmiş ve böylece Türkçe Öğretmenini buradan da yetiştirmeyi nasılsa üstün bir zeka ile düşünmüşlerdir, yani Sosyal Bilgiler bölümünden mezun olanlar da Türkçe öğretmeni oluyor. c. Yabancı Diller veya başka bölümler den mezun olanlar da Türkçe öğretmeni olarak atanmışlardır. Burada görülen gerçek şudur ki, a ve b şıklarındaki bölümlerin her ikisi de bu konuda yarım bilgi sahibi olduklarından Türkçe öğretimi gereği gibi onlar tarafından öğretilememektedir.

15 TÜBAR-XIII-/2003-Bahar/Türkçe Öğretmenliği Bölümünün Kuruluşu Özellikle ikinci ve üçüncü guruplar, Türkçe, Dilbilgisi, Güzel Konuşma ve Yazı dersleri ni hangi formasyona göre vereceğini bilemedikleri içindir ki, zarar bizim insanımızın Türkçe öğrenmesine yönelik olmaktadır. İlmi şahsiyetlerine gölge düşürmek istemeyen, Fakültelerimizin Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunları ise, Türkçe derslerini vermek istemiyorlar. Niçin? Çünkü bunlar hadlerini bildikleri için kendileri edebiyat öğretmeni olmaları sebebiyle Türkçe öğretmenliği ne talip olmamışlardır. Ayrıca yıllardır, branşı Türkçe olduğu halde, ihtiyaçtan dolayı Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yapan tecrübeli öğretmenler de şimdi Türkçe dersi okutmayı pek istememektedirler. Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi bölümlerinden lisan eğitimi alan genç öğretmenler ise, Türkçe öğretmeni olmadıklarını öne sürerek bu dersi okutmaya istekli görünmemektedirler. Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde 1989 yılında kurulan TEGEM tarafından Türkiye genelinde yapılan bir araştırmada Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu öğretmenlerin Türkçe Öğretmenliği yapmak istemediği, bunun temel sebebinin ise; bu öğretmenlerin ortaokullarda Türkçe yi öğretecek yeterli bilgi ve beceriye sahip olmadıkları kanaatini taşımaları olduğu anlaşılmıştır. Neticede, öğretilmesi son derece önemli olan dilimiz neredeyse öğretmensiz kalan, ya da isteksiz ve alandan gelmeyen öğretmenler tarafından okutulan bir ders durumuna düşmektedir. Bütün bunlar 1987 yılında ilk defa tarafımızdan araştırılıp tespit edilmiş ve Gazi Üniversitesi bünyesinde, Türkçe nin Eğitimi ve Öğretimi sahasında lisan, yüksek lisans ve doktora seviyesinde programlar açılması için girişimlerde bulunulmuştur. Bu girişimlerimiz neticesinde Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü nde Türkçe nin Eğitimi-Öğretimi Ana bilim dalı, Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı nın 1.6.1989 tarih ve EÖ/07.02.003/1752-11714 sayılı kararıyla; Yüksek Lisans ve Doktora programları açılmıştır. Yine aynı karar doğrultusunda ilk defa Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Bölümü bünyesinde Türkçe Öğretmenliği Anabilimdalı nın kurulmasıyla, 1992-1993 öğretim yılından itibaren Türkçe Öğretmenliği Anabilimdalı eğitim-öğretime başlamış ve 1995-1996 dan buyana bu sahada Türkiye de Türkçe nin Eğitimi-Öğretimi alanında merkez olmuştur. Ancak bu çalışmaların yeterli olmayacağını, ilkokullarda, Türkçe derslerini alan öğretmenlerinin vermesi gerektiğini, bilhassa belirtmek isterim. Hâlen ilköğretimin birinci kademesinde (1-5 sınıflar) Beden

16 TÜBAR-XIII-/2003-Bahar/Prof. Dr.Abdurrahman GÜZEL Eğitimi, Resim-İş, Müzik Eğitimi, Din Kültürü gibi dersler imkânlar dahilinde- branş öğretmenleri tarafından okutulmaktadır. Türkçe nin eğitimi ve öğretimi bu derslerden daha mı önemsiz ki, alan dışı iş bulmazlar tarafından- okutulmaktadır? Bilindiği gibi Türkçe, bir bilgi öğretimi, bir beceri ve sanat eğitimi dir. 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu nun 43. maddesi de;..genel kültür, özel alan bilgisi ve pedagojik formasyonla donatılmış, ihtisas sahibi öğretmenlerin yetiştirilmesi.. hedeflenmiştir. Kanun böyle de, bu Kanun Türkçe için niçin işlemiyor? Kanaatimce bu konuda bazı gerekli tedbirlerin alınması icap etmektedir. Bu tedbirleri ise şöyle sıralayabiliriz: 1.Türkçe eğitimi ve öğretimi yoluyla her yaş grubundaki çocukların seviyelerine uygun Türkçe anlama ve anlatma becerilerinin geliştirilmesi, 2.Ana okulundan itibaren ilk okuma yazma eğitimi ve öğretiminin hazırlık safhasından geçirilmeleri, 3.Dinleme yoluyla anlama yeteneklerinin geliştirilmesi için seviyelerine uygun kelime hazinelerini geliştirme çalışmaları yaptırılması, 4.Birikimlerini dile getirmede sözlü anlatım becerilerinin geliştirilmesi, 5. Okuma zevk ve alışkanlığının kazandırılması, 6.Türk dilinin sevdirilmesi, bu yolla millî kültürümüzün benimsetilip, birlik ve beraberliğin temini çalışmalarının ehil ellerle sağlanması..vb leridir. Yukarıda kısaca ifade ettiğimiz amaçların gerçekleştirilebilmesi ancak bu hususta özel eğitim görmüş, gerekli formasyona sahip, Eğitim Fakülteleri Türkçe Öğretmenliği bölümlerinin yeniden şekillenip; 1. Temel Türkçe Öğretmenliği Anabilimdalı 2. Türkçe Öğretmenliği Anabilimdalı 3. Yabancılara Türkçe nin Öğretimi Anabilimdalları nın kurulması ve bu anabilim dallarında alanın uzmanı Türkçe Öğretmeni yetiştirmemiz ile mümkün olacaktır. (Bu konu devam edecektir.)

17 TÜBAR-XIII-/2003-Bahar/Türkçe Öğretmenliği Bölümünün Kuruluşu KAYNAKÇA AKTAŞ, Şerif. (1989). Kompozisyon Öğretimi Üzerine. Milli Eğitim. S. 81. Ankara. Atatürkçülük. (1982). Ankara: Genel Kurmay Başkanlığı Yayınları. BORAK, Sadi. (1972). Atatürk ve Edebiyat. İstanbul. GÜZEL, Abdurrahman. (1993). Atatürk te Milli Birlik ve Beraberlik Düşüncesi. Milli Eğitim. S.119. Ankara. GÜZEL, Abdurrahman. (1987). Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Programları. Öğretmen Yetiştiren Yükseköğretim Kurumlarının Dünü -Bugünü- Geleceği Sempozyumu. Ankara:Gazi Üniversitesi Yayınları. KAPLAN, Mehmet. (1982). Kültür ve Dil. Ankara: Dergah Yayınları. KORKMAZ, Zeynep. (1985). Dil İnkılâbının Sadeleşme ve Türkleşme Akımları Arasındaki Yeri. Türk Dili. C. XLXI. S. 401. Ankara. MEB. (1981). Temel Eğitim Okulları Türkçe Eğitim Programı. Tebliğler Dergisi. S. 2098. Ankara. ÖZBAY, Murat. (1995). Ankara Merkez Ortaokullarındaki Öğrencilerin Yazılı Anlatım Becerileri Üzerine Bir Araştırma. Gazi Üni. Sos. Bil. Enst. Yayımlanmamış Doktora Tezi. Ankara. ÖZBAY, Murat. (2002). Kültür Aktarımı Açısından Türkçe Öğretimi. Türk Dili. S. 602. Ankara. SEVER, Sedat. (1986). Türk Dili ve Edebiyatı Öğretimi. Milli Eğitim. S. 69. Ankara. T.C. Anayasası. (1986). Ankara. TURAL, Sadık. (1979). Kompozisyon Eğitimimiz Etrafında Düşünceler. Milli Eğitim ve Kültür. S.2. Ankara.