Editörler: Prof. Dr. Gürer GÜLSEVİN Yrd. Doç. Dr. Metin ARıKAN



Benzer belgeler
Paragraftaki açıklamaya uygun düşen atasözü aşağıdakilerden hangisidir?

Tıp Tarihine Yaklaşım

ŞAMANİZM DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2

Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı

2. SINIF İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN TEST ÇALIŞMASI. Hazırlayan Engin GÜNEY İşitme Engelliler sınıf Öğretmeni

MEVSİM İLKBAHAR SAĞLIKLI YAŞAM. İlkbahar mevsiminin özelliklerini öğreniyoruz.

ERGENLİKTE HİJYEN SAĞLIK VE KİŞİSEL BAKIM. Hazırlayan Okul Rehber Öğretmeni İrem YILDIRIM

KISA DÖNEMLİ AMAÇLAR MATERYAL YÖNTEM- TEKNİK. Maketi Gerçek Kişi, 3 Kol ve bacakların vücudun ana bölümlerinden olduğunu söyler.

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri

3. Sınıf Varlıkların Özelliklerini Belirten Sözcükler ( Ön Ad Sıfat )

Zehirlenmelerde İlkyardım. Zehirlenmeler. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın Acil Tıp AD

CANLILAR DÜNYASINI GEZELİM TANIYALIM

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ

BİZE KATILIR MISINIZ?

CÜMLE BİLGİSİ. ( Cümle değildir. Anlamı yok)

GİRİŞ. Sağlıklı Beslenme ve Vücudumuzun Sağlıklı Beslenme Piramidi. Ana Gıda Grupları

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi UĞUR BÖCEKLERİ OCAK

09/11/2015 BEYAZ KAN HÜCRELERİ. Lökosit ya da akyuvarlar olarak adlandırılan beyaz kan hücresi, kemik iliğinde üretilir.

ÜNİTE 3 YAŞAM KAYNAĞI TOPRAK

yuvarlak masa yeşil erik üç kalem ihtiyar adam

VÜCUDUMUZDAKİ SİSTEMLER. Boşaltım Sistemi

B unl a r ı B i l i yor mus unuz? MİTOZ. Canlının en küçük yapı biriminin hücre olduğunu 6. sınıfta öğrenmiştik. Hücreler; hücre zarı,

Șarbon. Nedir? Nasıl Korunmalıyız?

Doğada Keşif Yapıyoruz

Mevsimler & Giyisilerimiz. Elif Naz Fidancı

Omega 3 nedir? Balık ve balık yağları, özellikle Omega-3 yağ asitleri EPA ve DHA açısından zengin besin kaynaklarıdır.

Besin Glikoz Zeytin Yağ. Parçalanma Yağ Ceviz Karbonhidrat. Mide Enerji Gliserol Yapıcı Onarıcı. Yemek Ekmek Deri Et, Süt, Yumurta

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU MART AYI 3. HAFTASINDA NELER YAPTIK?

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... III

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler.

Sonsuza Kadar Beraber Sonsuza Kadar Ayrı

BEP Plan Hazırla T.C Menemen Kaymakamlığı Cumhuriyet ilkokulu Müdürlüğü Toplumsal Yaşam Becerileri Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

Selin A.: Yağmur yağdığında neden gökkuşağı çıkar? Gülsu Naz Ş.: Neden sonbaharda yapraklar çok dökülür? Emre T.: Yapraklar neden sararır?

Kemoterapi Hastalarında Tedavi Uyumunun Arttırılmasında Eczacı Danışmanlığı

HUBUBAT. T.C. GÖNEN TİCARET BORSASI AYLIK BORSA BÜLTENİ. Tarih: Sayı: - 30/06/2018. Sayfa: 1-10 Miktarı Br. Tutarı İşlem Sayısı

Ö.Ç BİLFEN ANAOKULU 5 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

T.C. ÇORUM TİCARET BORSASI HAFTALIK BORSA BÜLTENİ. Ortalama Fiyat. Enaz Fiyat. Ençok Fiyat ÇELTİK ,679, KG 7,779,556.

ALANYA BELEDİYESİ ÇEVRE KORUMA VE KONT.MD YETERLİ VE DOĞRU BESLENME KURALLARI

ARALIK AYI +3 YAŞ ÖZEL YAKACIK BALKANLAR KOLEJİ Eğitim Öğretim Yılı AYIN TEMASI

KURALLI VE DEVRİK CÜMLELER. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir.

SINAV KAYGISI. Sınav Kaygısının Belirtileri Nelerdir? * Fiziksel Belirtiler

Bilim adamları canlıları hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve mikroskobik canlılar olarak dört bölümde sınıflandırmışlar.

T.C. DENİZLİ TİCARET BORSASI İKİ TARİH ARASI BORSA BÜLTENİ. Enaz Fiyat. Ençok Fiyat. Ortalama Fiyat

T.C. GÖNEN TİCARET BORSASI AYLIK BORSA BÜLTENİ. Ortalama Fiyat. Enaz Fiyat. Ençok Fiyat ARPA YEMLİK MTS , KG 155,626.

5 YAŞ HAZIRLIK GRUBU HAFTALIK VELİ BÜLTENİ SAYI : 2 SAĞLIĞIM VE ANATOMİM DÜNYA ÇOCUK KİTAPLARI HAFTASI KASIM

Editörler: Prof. Dr. Gürer GÜLSEVİN Yrd. Doç. Dr. Metin ARıKAN

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

Defne ağacı, bahçeye güzellik verir. Defne yaprağı, yemeklerinize lezzet katar. Defne yağlı sabunu ise cildinizi güzelleştirir

4.Sınıf Fen Bilimleri

SU HALDEN HALE G İ RER

GÜNLÜK OLARAK NEDEN YETERLİ MİKTARDA KALSİYUM ALMALIYIZ?

9. Sigarayı bırakma zamanı

5 YAŞ HAZIRLIK GRUBU HAFTALIK VELİ BÜLTENİ SAYI : 1 DUYU ORGANLARIMIZ 31 EKİM-04KASIM

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer,

ÇEVREMİZDEKİ VARLIKLARI TANIYALIM

MADDENİN DEĞİŞİMİ VE TANINMASI

c harfi ile gösterilir. Birimi J/g C dir. 1 g suyun sıcaklığını 1 C arttırmak için 4,18J ısı vermek gerekir

Günümüzde diş ve diş eti hastalıkları bütün dünyada yaygın ve önemli bir sorundur. Çünkü ağız ve diş sağlığı genel sağlığımızla yakından ilişkilidir.

Suyun yeryüzünde, buharlaşma, yağış, yeraltına süzülme, kaynak ve akarsu olarak tekrar çıkma, bir göl veya denize akma vs gibi hareketlerine su

gece bana gündüzleri uğramaz gece uykudayken gelir şşşşşşt deyince ağzı şarap tadındadır hatıralarım karışır

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

T.C. DENİZLİ TİCARET BORSASI HAFTALIK BORSA BÜLTENİ. Ortalama Fiyat. Enaz Fiyat. Ençok Fiyat

Burun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir!

BİLMEN LAZIM BİTKİLERİN VE HAYVANLARIN DÜNYASINA TEFEKKÜR PENCERESİNDEN BAKALIM

Dengeli Beslenme. Efe Kaan Fidancı

1. SINIF 2. Dönem Günlük Ödevler HAFTA-1

ünite1 Fen Bilimleri Beş Duyumuz Beş Duyumuz 3. Burundaki kılları koparmak Çok sıcak cisimlere dokunmak

DENGELİ BESLENME NEDİR?

MEYVE AĞAÇLARINDA GÖZLER MEYVE AĞAÇLARINDA DALLAR

VÜCUDUMUZ SAĞLIĞIMIZ

T.C. DENİZLİ TİCARET BORSASI İKİ TARİH ARASI BORSA BÜLTENİ. Ortalama Fiyat. Enaz Fiyat. Ençok Fiyat

Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Bilim Etkinlikleri

Sağlıklı besleniyoruz Sağlıkla büyüyoruz. Diyetisyen Serap Orak Tufan

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ

VÜCUT BAKIMI VE TEMĠZLĠĞĠ

OKULUN ADI: DERİN DÜŞLER ANAOKULU YAŞ GRUBU: AY

Yaralanmalar. Bölüm 5

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi

YANIT S ANIT S YF ARI

HUBUBAT T.C. DENİZLİ TİCARET BORSASI İKİ TARİH ARASI BORSA BÜLTENİ - 31/08/2017. Tarih: Sayı: 1 Maddelerin Cins ve Nev'ileri

T.C. DENİZLİ TİCARET BORSASI İKİ TARİH ARASI BORSA BÜLTENİ. Ortalama Fiyat. Enaz Fiyat. Ençok Fiyat

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI OCAK AYI BÜLTENİ BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR. Yeni yıl (31 Aralık-1 Ocak)

T.C. DENİZLİ TİCARET BORSASI İKİ TARİH ARASI BORSA BÜLTENİ. Ortalama Fiyat. Enaz Fiyat. Ençok Fiyat

Yukarıda verilen canlılardan hangisi ya da hangileri yaşamsal faaliyetini sürdürebilmek için beslenmek zorundadır?

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.

AHMET ALİ YAĞCI VETERİNER HEKİM

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Şiir BEZ BEBEKLE KUKLASI. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

T.C. ÇORUM TİCARET BORSASI AYLIK BORSA BÜLTENİ. Enaz Fiyat. Ençok Fiyat. Ortalama Fiyat ÇELTİK , KG 884,599.

Geleneksel Çin Tıbbı mucizesi Akupunktur/akupressur meridyen ve noktaların tanıtımı. Prof. Dr. Şahin Ahmedov

İLK YARDIM DENEME SINAVI Aşağıdakilerden hangisi yaşam bulgusu değildir? A) Bilinç. B) Solunum ve dolaşım. C) Vücut ısısı kan basıncı

T.C. ELAZIĞ TİCARET BORSASI AYLIK BORSA BÜLTENİ. Ortalama Fiyat. Enaz Fiyat. Ençok Fiyat ARPA BEYAZ , KG 633,644.

Bu yüzden kendinizi ve de özellikle çocuğunuzu suçlamak için en ufak bir nedeniniz yoktur!

T.C. DENİZLİ TİCARET BORSASI İKİ TARİH ARASI BORSA BÜLTENİ. Enaz Fiyat. Ençok Fiyat. Ortalama Fiyat

ORTODONTİ ANABİLİM DALI

VİTAMİN NEDİR? Vitaminler organik besinler grubunda bulunup

Transkript:

FİKRET TÜRKMEN ARMAGANI Editörler: Prof. Dr. Gürer GÜLSEVİN Yrd. Doç. Dr. Metin ARıKAN Düzenleme Kurulu: Prof. Dr. Mustafa CEMİLOGLV Prof. Dr. Zeki KAYMAZ Prof. Dr. Metin EKİcİ Doç. Dr. Alimcan İNAYET Arş. Gör. Özgür AY Arş.Gör, Ferah TÜRKER Dizgi - Yazı İşleri: Arş. Gör. Özgür AY ISBN: 975-00740-0-9 Baskı Adedi: 500 Baskı Tarihi: Aralık 2005 Basım Yeri: KANYILMAZ MATBAASI Sanat Caddesi 609 Sokak No: 13 Çamdibi - İZMİR Tel: 0.232449 1443

Prof Dr. Ftkret Türkmen Armağanı SAHA TÜRKLERİNDE HALK HEKİMLİGİİLE İLGİLİ PRA TİKLER VE BU PRA TİKLERİN DEGERLENDİRİLMESİ Muvaffak DURANLI' Lewis Henry Morgan, "Eski toplum" olarak dilimize çevrilen eserinde insanoğlunun geçirdiği evreleri incelerken "Varlığı Sürdürme Sanatları" başlığı altında insanın en büyük sanatının yiyecek üretimi olduğunu belirtmektedir. L. H. Morgan'a göre eğer bu denetim olmasaydı insan "... bütün yeryüzüne yayılamayacak..., kalabalık uluslar durumuna gelemeyecekti'", Elbette insanoğlunun yiyecek temini için verdiği çaba onun varlığını sürdürme uğraşındaki ilk başarısı sayılabilir. Fakat insanoğlunun "kalabalıkuluslar" durumuna ulaşmasının ardında onun kendini tedavi etme sanatı yatmaktadır. Geçmişte yaşanan toplu ölümlerinin ardında açlıktan çok salgın hastalıklarınyer aldığı unutulmamalıdır. Makalemizde Türk toplulukları içinde yer alan Saha topluluğunun geçmişteki halk hekimliği pratiklerine değinecek ve Sahaların zor koşullar içeren bu coğrafyada sağ kalmasını sağlayan halk hekimliği pratiklerini değerlendirmeye çalışacağız. Elbette günümüzde Saha Türkleri çağdaş hayatın getirdiği tıp biliminin nimetlerinden yararlanmaktadır. Fakat geçmişte bütün diğer toplumlarda olduğu gibi onlar da atalarının yüzyıllar içinde kuşaktan kuşağa aktardıkları halk hekimliğini temel tedavi aracı olarak kullanmışlardır. Saha Türkleri, diğer Türk topluluklarındanizole bir hayat sürdürmek zorunda kalmışlardır. Bu izolasyonda temel faktör coğrafyadır. Sahaların bulunduğu coğrafya, aynı zamanda Sahaların halk hekimliğindeki pratiklerin genel Türk dünyası pratiklerinden farklı olmasına neden olmuştur. Bütün Türk dünyasında halk hekimliğinde şifalı bitkilerin kullanımının yaygın olduğu bilinmektedir. Saha toprağına gelindiğinde karşımıza farklı bir tablo çıkmaktadır. Saha Türklerinin yaşadığı coğrafyayı bilimsel anlamda ilk araştıran Vatslav Leopoldoviç Seroşevskiy, Sahaların yaşadıkları bölgeye pek çok bitki türünün ve bazı hayvanların bölgeye Rusya'dan büyük ölçekli göçlerin olduğu dönemde geldiğini belirtmektedir. Göçlerle birlikte yaşanan bu değişimler öncesinde Saha Türklerinin çevrelerindeki bitki örtüsüne yaklaşımları oldukça çekingendir. V. L. Seroşevskiy, bu çekingen yaklaşımı şu cümlelerle verir. "Sahaların düşüncesine göre bitkilerin çoğu zehirlidir. Bunlar arasında Sahalar 'arı ot' adını korkuyla söylerler, bu otun kökü şalgama benzer, beyaz, etli ve oldukça zararlıdır. Ondan bir parça yiyen ineklerin dudakları ve burun delikleri şi şer; daha çok yenilmesi kramplara ve ölüme neden olur... Bu bitkinin örneklerini elde etmeyi başaramadım, çünkü Sahalar ona dokunmaya korkarlar'". Bu bilgi bize Saha Türklerinin çevrelerindeki bitki örtüsüne karşı dikkatli ve neredeyse ondan kendini korur bir yaklaşım içinde olduklarını göstermektedir. Sahaların bu yaklaşımı ve yaşadıkları toprağın ormanlarla kaplı olması onların halk hekimliğinde hayvansal ürünlere yönelmelerinin başlıca nedeni olduğunu düşünebiliriz. Sahaların halk hekimliğinde hayvansal ürünlerinin kullanılmasının yanı sıra inanç merkezli pratikler de söz konusudur. Elbette inanç merkezli tedavinin temel şahsı geçmişte şamanlar olmuştur. Saha kültürü üzerine değerli çalışmalarıyla bilinen A. E. Kulakovskiy, Saha inanç sistemi içersinde özellikle de hastalıkların bazı ruhlar tarafından insana verildiğini belirtmiştir. Örneğin Sahaların, Yrd. Doç. Dr., Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü. ı Lewis Henry Morgan, Eski Toplum I, Payel Yayınevi, İstanbul Mart 1986, (çev. Ünsal Oskay), (İngilizce ilk basım 1877, Yapıtın özgün adı. Ancient Society). 2 V. L. Seroşevskiy, Yakun, S. Petersburg 1896, s. 66. 207

Prof. Dr. Fikret Türkmen Armağanı ohsor olarak adlandırdığı felce kötü bir ruh neden olur. "... uyuyan insanın üzerine beyaz bir hayvan biner ve aralıklı olarak adamın bütün eklemlerine vurur. Adam uyandığındakendi uzuvlarına hükmedemediğini görür. Bu korkunç hayvanı sadece içeerr' ve körbüöççü" olan şamanlar görür'", Fakat zaman içinde Hristiyanlığın kabulü ve şamanlığın etkisini kaybetmesiyle birlikte ruh ve hastalık bağlantılı inançlar unutulmuştur. Saha Türklerinin halk hekimliğinde uyguladığı pratiklerle ilgili olarak en ayrıntılı bilgiyi Çarlık Rusya'sı sürgünlerinden İvan Aleksandroviç Hudyakov'un çalışmasında bulmaktayız.i. A. Hudyakov'un diğer politik sürgünlerden ayrılan yönü kendisinin bir halk bilimci olmasıdır. Bu nedenle onun yaklaşımı diğer sürgünlerin verilerinden daha güvenilir niteliktedir. Saha Türklerinin halk hekimliğiyle ilgili geçmişte uyguladıkları pratiklerin hemen hepsini biz onun 1969 da yayınlanan Kratkoe opisanie Verhoyanskogo okruga adlı eserinden aldık. Fakat burada karşımıza çıkan temel eksikliklerden biri, burada vereceğimiz pratiklerin bütün Saha Türkleri tarafından uygulanıp uygulanmadığıdır. Çünkü i. A. Hudyakov'un eserinin önsözüne yazdığı gibi Yakutistan'da bulunduğu süre içinde siyasi baskılar nedeniyle bulunduğu Verhoyansk bölgesinin dışına çıkamamıştır. Bu nedenle vereceğimiz bilgiler genel değil, sadece bir bölgede yaşayan halkın uyguladığı pratiklerdir. Kaynak olarak kullanacağımızikinci eser, V. L. Seroşevskiy'in Yakutı adlı çalışmasıdır. Ne yazık ki çalışmanın halk hekimliği konusunda zayıf kaldığını söylemek zorundayız.. V. L. Seroşevskiy bu konuda yüzeysel bilgilerin dışına çıkmamış, neredeyse bütün hastalıkların şaman tarafından tedavi edildiğini söyleyerek halkın zaman içinde oluşturduğu halk hekimliği pratiklerini yok saymıştır. V. L. Seroşevskiy şamanların tedavi pratikleriyle ilgili olarak şunları yazmıştır. "Şamanlar... tedavi amacıyla hastalara da çağrılır. Şaman bütün hastalıkları, fakat özellikle de "Yakut" hastalıklarını tedavi eder. Daha çok gizemli, sinir hastalıkları bu tür hastalıklardan sayılır: isterizm, delilik, kramplar, Kutsal Vitta Dansı (Tıp. Santo Gi Dansı); daha sonra cinsel hastalıklar. Cinsel zayıflık, kısırlık, loğusa sıtması ve diğer kadın hastalıkları, ayrıca iç organ hastalıkları. Kalp, ciğer, mide ve bağırsak hastalıkları, bu hastalıklar çoğunlukla insanı böğürmeye, bağırmaya ve kendini yerden yere attıracak kadar ağırdır, son olarak her türde çıban, yara, kırık ve kemik parçalanması, baş ağrısı, göz iltihabı, romatizmal sıtma... " 6. V. L. Seroşevskiy görüldüğü gibi neredeyse bütün hastalıkların şamanlar tarafından tedavi edildiğini iddia etmektedir. Saha kültürü üzerine geniş kapsamlı çalışması olan Seroşevskiy'in bazı bilgilerine şüpheyle yaklaşmak gerekmektedir. Yazar aynı çalışmasında şamanların her türlü hastalığın tedavisinde başarılı olamadıklarınıda söylemektedir. ' Örneğin 1883 yılında Kolım bölgesinde çiçek hastalığı belirdiğinde ünlü Saha şamanlarındanbiri bu hastalıkla savaşır, fakat başarılı olamayınca bölgeden ayrılır. Bu hastalığı yok etmeye gelen bir Çukça şaman "... üç gün dua eder, yemez, içmez, dinlenmeden tören yapar, sonunda yere düşer ve bir anda ölür"? V. L. Seroşevskiy, çalışmasında bazen de sadece hastalığın yaygın olduğunu belirtmiş, fakat halkın tedavi için hangi pratiği uyguladığı üzerinde durmamıştır. Örneğin, "... şaşılıkla daha sık 3 İçeen, geleceği gören kişi. 4 Körbüöççü, bilici, otçu. 5 A. E. Kulakovskiy, Nauçnıe Trudı, Yakutsk ı 979, s. 62. 6 V. L. Seroşcvskiy, age.. s. 614. 7 V. L. Seroşevskiy, age., s. 614. 208

Proj. Dr. Fikret Türkmen Armağanı karşılaşılmaktadır,göz hastalıkları oldukça yaygındır, yaşlıların çoğu hayatlarının sonuna doğru görme yeteneğini kaybetmektedirler'". Bu konuda i. A. Hudyakov ayrıntılı bilgi vermekte ve göz hastalıklarının tedavisi için uygulanan pratikleri şu şekilde sıralamaktadır. "Arpacığa pis bir el hareketi yaparlar. Göz hastalıklarında harah eme miına adı verilen (göz için tedavi edici bir sabun) sabunu kullanırlar. Bu yardımcı olur, çünkü sabunla yıkanmayan Yakutlar hemen hemen hiçbir zaman gözlerini yıkamazlar. Göz hastalıklarında (katarakt vs.) hastanın önüne su dolu bir kase koyarlar ve hasta yüzünü bu kaseye yaklaştırıp bakar. Bu sırada hastalığa bağırabilen (sangaraaççı) diğer bir adam hastanın arkasında durur ve üç kez onun ensesine doğru bağırır: 'Annı(gı) nan al'çah ayannaata, ürdügünen ügürüö sıılla; kôt- ıstan! '. Üç kez üfler ve sonra yere tükürür. Sonra hastanın kendisi üç kez bağırır, üt1er ve tükürür. Bu sırada hasta geçici bir rahatlama hisseder, suya beyaz küçük bir şeyler düşer. Bu bağırıp çağırma günde üç kez yapılır: sabahleyin güneş doğarken, öğleyin ve güneş batarken; her seferinde bu sözler üç kez söylenir. Sangaraaççı serenomisi sırasında başında şapka, sağ elinde bakır bir sikke veya gri renkte üç boncuk tutar, bu boncuklara tükürür, bu sözlerden sonra onları bir yarığa koyar, duanın tekrarında onları yeniden alır. Eğer bu bağırıp çağırmalar işe yaramaz ve daha önceki gibi gö~ lekesi gözde kalırsa o zaman hastayı evlilik yeminini bozmamış bir kişinin düğün mumuna baktırırlar". 9 Arpacığa karşı tedavi edici bir pratik olarak yapılan pis el hareketi oldukça ilgi çekicidir. Rus bilim adamı Zelenin "Karışık bir seksüel sembololan bu el işareti hortum ve kasırga içinde uçan ruha karşı yaygın bir koruyucu olarak kullanılmaktadır't'" demektedir. G. Popov ve G. S. Vinogradov adlı araştırmacılar bu işaretin Rusçada "pesiy yaçmen'" adıyla bilinen arpacığa karşı da kullanıldığı belirtmişlerdir' ı. Saha Türklerinin özellikle arpacığın tedavisinde kullandıkları bu pratiğe bölgeye gelen Ruslardan aldıkları düşünülebilir. Çünkü ruhlara karşı saygı duyan bir toplumun böyle terbiyesiz bir hareketi inancı içine sokması mümkün görülmemektedir. Saha Türklerinin göz hastalıklarıyla ilgili pratikleri elbette bunlarla sınırlı değildir. "Eğer bu da işe yaramazsa hastanın yanında silah atarlar. Eğer hastalık bunu da 'dinlemezse' o zaman hastayı aniden gözleri açık olarak soğuk suya atarlar. Eğer bu da işe yaramazsa yabancı birisi uzaktan hasta birden irkilsin diye soğuk su fışkırtır. Suyun atılacağını anlamaması için bunu uzaktan yaparlar. Eğer bunu yapan kişi yakın olursa hastalık ona geçer. Diğerleri canlı bir karganın safrasını alır ve onu göze damlatır veya onu göze sürerler. Diğer göz hastalıklarında kilise mumu yakarlar ve hasta gözünü kapatıp ona bakar. Eğer bu işe yaramazsa bakır haça 40-50 veya 100 kez selam verir, sabah erkenden kalkıp güneş doğarken kimsenin kendisini göremeyeceği bir yüksek yere çıkar ve gözlerine bakır haç koyar. Diğer göz hastalıkları ormanın doğu tarafındaki sevimli bir kişi olarak tasvir edilir. Hasta ona döner ve bakar, sangaraaççı ise yan taraftan üç kez 'hyuy! ' diye bağırır... Moma'da göz hastalığında sangaraaççı hasta göze üç kez bakır kolyeyi yaklaştırır ve 'huk! ' diye bağırır. Bazen hasta sağlam gözünü kapatıp hasta gözüyle ağzına kadar su dolu üç ağaç kaba bakar, her kaba birer gri boncuk konulmuştur, 8 V. L. Seroşevskşy, age.. s. 247. 9 i. A. Hudyakov, Kratkoe opisanie Verhoyanskogo okruga, 1964 Moskova, s. 395,35. madde. 10 D. K. Zelenin "Magiçeskaya funktisya primitivnıh orudiy", Sobranie soçineniy, c. 2, s. 107. II G. Popov, Ruskaya narodno- bıtovaya meditsina: Po materialam etnografiçeskogo byuro knyazya V. N. Terıişeva, SPb, 1903; G. S. Vinogradov, "Samovraçenie i skotoleçenie u ruskogo starojilogo nesleniya Sibiri (materialı po narodnoy meditsine i veterinarii). Vostoçnaya Sibir, Tulunovskaya volost, Nijneudinskiy uezd, İrkutskaya guberniya", livaya Starina, 1925, sayı 4, s. 325-432. 209

Prof Dr. Fikret Türkmen Armağanı kaplar yere konur, şaman ise hastanın gerisinde durur, şeytanların adını ve duayı söyleyerek hastalığı kovar". 12 Bu göz hastalıkları dışında deri hastalıklarının geçmişte Sahalar arasında yaygın olduğu bilinmektedir. Deri hastalıklarının yaygın olmasını V. L. Seroşevskiy kendi gözlemlerine dayanarak şöyle açıklamaktadır. "Temizliğe önem göstermemelerinden dolayı Yakutlar arasında deri hastalıkları oldukça yaygındır: uyuz, çeşitli deri döküntüleri, fistül (akarca), yara, ülser, çıbanlar...,,13. İ. A. Hudyakov çıbanların tedavisiyle ilgili şu pratikleri aktarmaktadır. "Çıban da hastaya sillieççi (Tükürükçü) tükürür ve şöyle der: ' Pis kokan çıban efendi, tahta gibi dümdüz kuru, tutkal gibi iyice kuru. Senin kafana tükürdüm, senin köküne tükürdüm. Saygı değer deden, saygı değer baban zamanından bu yana bu benim alışkanlığım. Ben senin köküne büyüme imkanı vermeyen bir ağza sahibim, sana başlangıç vermeyen, yatan inek büyüklüğünde kara taşa doruktan tükürecek bir ağza sahibim. Bir Yakut'a tükürmüyorum, sana tükürüyorum, sana gece yatma, gündüz uyuklama fırsatı vermiyorum. Benim böyle tüküren bir ağzım, böyle büyülü bir gücüm var. Aç git, sıçra, kalk! ' (Sıtıgan kuturguya toyon! Haptahın tahsa hat; kut tahsa kuur, baska bolbo sillietim; tödügün tüöre sillietim; uluu ehem sagattan tuomnukpun, uluu agam sagattan tuomnukpun, tördügün töröppötöhuduordaahpın, üösküürgün üöskeppeteh udurodaahpın, sıtar ınah saga kürbe taahı töbötünenen haya silliebit uduorboppun, künü öröpöppün. OL kurduk sillieççi udordaahpın; ol kurduk domnoççu tuomnaahpın, ket ıstan tur!). Son kelime çok yüksek sesle söylenir. Daha sonra çıbanın çevresinde üç kez bir kömür parçası gezdirilir, daha sonra da bu kömür eşiğin altına atıhr?". Daha büyük çıbanlarda çıbanın üzerine "... yanmış kav koyarlar. Eğer bu iyi gelmezse taze kesilmiş bir söğüt dalı nı buhara tutar ve hasta yere koyarlar... bu şişkinlik kemiklere ulaşan bir yaraya dönüştüğünde "dört gözlü" kara köpeği öldürür, onun kalbini ve ciğerini çıkarıp yaraya koyarlar ve 'bu yardım eder' diyerek bağlarlar?". Uyuz hastalığını tedavi etmek ıçın de ilginç pratiklerin uygulandığı görülmektedir. İ. A. Hudyakov bu pratikleri üç başlık altında açıklamaktadır. "A) Yazın tarlada bakır bir tencereyi hotuoluur aba adlı kusturucu otun üstüne kapatırlar. Tencerenin çevresindeki o gerçek boyuna ulaştığında uzun bir sırıkla tencereyi bir tarafından iterek rüzgarın estiği yöne doğru yerini değiştirirler, üç dört gece sonra bu otu köküyle kopanr. Kopardıkları köklü otu kımıza koyar ve vücudu bu karışımla ovarlar. B) bazen pek çok yaramaz çocuğu (urguhun) toplar, büyük bir tencereye kapatır ve haşlarlar, sonra sıcak suyla hastanın derisini yıkarlar, o zaman sadece uyuz değil bütün deri de çıkar. c) bazen de yazın uyuz hastaları uzun süre soğuk nehirde yararlar?". Hudyakov'un çalışmasında Sahalar arasında karşılaşılan deri hastalıklarıyla ilgili pratikler daha geniş yer tutmaktadır. Fakat burada belirtilen bu hastalıkların hepsini deri hastalığı olarak adlandırmak doğru değildir. Günün tıp anlayışıyla bu hastalıkların belirtilerinin deri üzerinde görülmesiyle bunlar deri hastalığı olarak adlandırılınış olabilir. Hudyakov, bu hastalıkların modern tıptaki adını vermediği için 12 İ. A. Hudyakov, age., s. 396, 35. madde. 13 Seroşevskiy, age., s. 248. 14 İ. A. Hudyakov, age., s. 396. 15 İ. A. Hudyakov, age., s. 395, 24. madde. 16 İ. A. Hudyakov, age., s. 394. 210

Prof. Dr. Fikret Türkmen Armağanı hastalıkların ne olduğu tam olarak anlaşılmamaktadır. Bu hastalıklardan bazıları ve onların tedavisi için uygulanan pratikler şu şekildedir. "Kuyahata sıstıbıt (kafa derisi yapışması) hastalığı sırasında hasta yerdeki saçları bağlar ve sonra sert bir şekilde çekerler daha çok da dişleriyle ısırıp koparırlar?". "Likerıde bir kuş yakalar, canlı kuşun kalbini çıkarır ve bu kalpteki sıcak kanı likene damlatırlar. Bazen likene yakılmış kuru söğüt dalı ve demir sürer ve sonra burayı öz suyla yıkarlar":". "Ağız köşelerinde (uos baaha) liken olması halinde sabah akşam hasta noktaya kül sürerler,,19. "Ahsarga ölüü (sırtın bir tarafından diğer tarafına uzanan deri döküntüsü), eğer bu döküntü enlemesine bel kemiği üzerinden geçerse hasta ölür, bu hastalık için çıplak bedeni kırmızı çuhayla sararlar,,20. Bir tüberküloz türü olarak tanımlanan sıraca hastalığında ise "bobılnik veya haşlanmış frenk üzümü içerler, bazen bunun içine rendelenmiş altın da koyarlar?". Frengi hastalığının tedavisi için uygulanan pratik de oldukça ilginçtir. "Frerıgi hastasını sarı- alaca bir ata bindirir ve hızla at iyice terlesin diye giderler 40-50 verst giderler, sonra atı durdurduklarında at işemeye başlar, bu sidik akıntısı altına bir kap koyarlar. Akıntı durunca bu küçük arada hemen diğer bir kap koyarlar. Bu son küçük sidik akıntısını hasta içer, birinci tenceredekiyle de yıkanır. Bazen hasta içtiği sidik yüzünden sarhoş olur ve bayılıp düşer, kendine geldiğinde onu bağlar, ter ve ishal boşalır, 'ondan çeşitli kurtlar düşer', hasta iyileşir ve frengi geçer,m. İ. A. Hudyakov, hastanın bu uygulama sırasında kriz geçirdiğini ve hastanın krizi önlemek için kriz sırasında hastalar (kurban olarak ağaca asılmış) kurbanlık atın kafatasındaki göz çukuruna işediklerini'y' belirtmektedir. Bu pratik oldukça ilgi çekicidir. Şaman inancı içinde belirli bir kutsallığa sahip olan hayvana karşı yapılan bu olumsuz hareketin nedeni tam olarak anlaşılamarnaktadır. Sarılıktaki uygulamada sarı rengin belirgin şekilde kullanıldığı görülmektedir. "Sarılıkta (sahıl ölüü) hastanın önüne su dolu bir kap koyarlar. Bu suya canlı bir turna balığı salarlar. Bu kapla birlikte hasta sarı bir örtüyle örtülür, turna balığına bakar ve şöyle der: 'Sen de benim gibi sarar, benim gibi altın renginde ol, benim gibi süslen! ' (Min kurduk kıhıl kômüs dühünnen; min kiergem- mitim kurduk kiergen!). Eğer hasta iyileşirse balık sararır, daha sonra bu balığı kaptan alır ve canlı olarak geriye nehire veya göle salarlar,,24. Yukarıda belirttiğimiz bu hastalıklar dışındaki rahatsızlıklarda uygulanan pratikleri şu şekilde verebiliriz. 17 İ. A. Hudyakov, age., s. 393,3. madde. 18. i. A. Hudyakov, age., s.. 393, 17. madde. 19 İ. A. Hudyakov, age., 394,, 18. madde. 20 İ. A. Hudyakov, age.,.394,19. madde. 21 i. A. Hudyakov, age., s. 395, 32. madde. 22 İ. A. Hudyakov, age., s. 394. 23 İ. A. Hudyakov, age., s. 394, 22. madde. 24 İ. A. Hudyakov, age., s. 395. 211

Pro]. Dr. Fikret Türkmen Armağanı "Eğer çocuk tükürük akıntısından rahatsız oluyorsa o zaman onun tükürüğünü makasla keserler't". "Baş ağrısında alna mendil bağlarlar; bazen başı enine ve boyuna ölçer, ölçüleri karşılaştırıp başın uzadığını söyler (meyiite tahsıbıt 'baş çıktı') ve sonra kafatasını ezerek düzeltirler,,26. "İshalden (öldürücü hastalık) kurtulmak için sütte kaynatılmış mekkeenin adlı kekre kökü kullanırlar'?". Doğumdan sonra kadınlarda sıkça karşılaşılan kan kaybını gidermek için uygulanan pratikler de ilginçtir. "... Bazen kan azlığında inek dışkısını hamur gibi yığarlar, bundan ekmek yaparlar, bu ekmeği sıcak küle koyarlar, o iyice piştiğinde baş örtüsüne sarar ve yanına lapa koyarlar. Bazen sıcak yağ içine darı unu koyar, kaynatır, lapa yapar ve sonra bununla loğusanın karın bölgesini ovarlar,,28. "Kabız durumunda loğusanın karnına tüylü bir kumaş parçası (çoğunlukla tavşan kürkü) koyarlar't". "Sağırlık başlangıcında sıcak kömür üzerine kır bir atın kase şeklinde oyulmuş kemiğini koyarlar, bu kasenin içinde eriyen yağı toplarlar, yağ daha donmadan hastanın kulağına dökerler. Sonra bir yıl boyunca kulakları soğuktan korurlar,,3o. tutmaktadır. Sahalar arasında diş ağrılarıyla ilgili pratiklerde inanma unsuru da tedavide önemli yer "Eğer bir diş ağrırsa o kişiye ağaç kurdu (mas üöne) ısırtırlar. Eğer bu işe yaramazsa hastayla aynı adı taşıyan bir kişinin mezarından bir sopa alırlar ve ağrıyan dişle bu sopayı ısırtırlar. Eğer bunlar etkili olmazsa ayı dişi ısırtırlar, bu da bir işe yaramazsa o zaman kakım kemiği ısırtırlar. Diş gıcırdatmayı önlemek için hastanın dişleri arasına çakmak koyarlar?". Her toplulukta olduğu gibi Sahalar arasında da kemik kırılması ve çıkıklarda uygulanan bazı pratikler bulunmaktadır. Hemen hemen bütün topluluklarda uygulanan pratikler birbirine benzese de bu pratiklerde ayırt edici temel nokta inançtır. Bu konuda İ. A. Hudyakov şu verileri vermektedir. "Kerniklerin kırılması halinde kemikleri düzeltir ve süyekle bağlar, bazen de hasta yere tükürür ve bir şeyler söylerler. Çıkıklarda ilk önce saman kırıntısı ve yosundan lapa yapar, daha sonra küçük tahta parçaları veya kayın ağacıyla yarayı bağlayıp çıkığı düzeltirler. Kemiklerin kırılması halinde de aynı uygulamayı yaparlar, bundan başka sıcak tutkalla karıştırılmış kırmızı ve sarı bakır talaşlarını bunun içine koyarlar; bazen el veya ayak çıkığında kırmızı bakırla sarar veya hasta yeri eski kadın pantolonunun kayışıyla bağlarlar'f". Seroşevskiy göz ve deri hastalıkları dışındaki diğer hastalıkların Sahalar arasında çok da yaygın olmadığını söylemektedir. Hastalık sırasındaki krizleri ise Sahaların insana musallat olan kötü ruhların etkisi olarak kabul ettiklerini belirtmektedir". 25 İ. A. Hudyakov, age., s. 393, ı. madde. 26 İ. A. Hudyakov, age., 393, 2. madde. 27 İ. A. Hudyakov, age., 393,5. madde. 28 İ. A. Hudyakov, age., s. 393, 13. madde. 29 İ. A. Hudyakov, age., 394, 14. madde. 30 İ. A. Hudyakov, age., s. 395, 26. madde. 31 İ. A. Hudyakov, age., s. 395, 29. madde. 32 İ. A. Hudyakov, age., s. 394, 12. madde. 33 V. L. Seroşevskiy, age., s. 248. 212

J Tırnak alışkanlığını yeme tımaklara sürerler". Prof Dr. Fikret Türkmen adlı tohumlarını Armağanı önlemek için çilibuha" bitkinin veya ayı ödünü i Yukarıda verdiğimiz halk hekimliği pratiklerinden hareketle Saha Türklerinin halk hekimliğinin diğer Türk topluluklarından farklı bir gelişim çizgisine sahip olduğunu söyleyebiliriz. Bu gelişim çizgisindeki halk hekimliğini beş ana başlık altında değerlendirmekteyiz. Bu ana başlıklar tedavi pratikleri baz alınılarak oluşturulmuştur. 1. Hiçbir tıbbi ürünün kullanılmadığı inanç ağırlıklı pratikler; 2. İnanç merkezli, fakat yan ürünlerinin kullanıldığı pratikler; 3. Hayvansal ürünlerin kullanıldığı pratikler; 4. Az da olsa çok az bitkinin kullanıldığı pratikler. 5. Saha Türklerinin inançlarına uygun olmayan diğer halklardan (temelde Ruslardan) öğrenilmiş pratikler. Birinci sınıfa giren tedavi pratiklerinin daha çok psikolojik kökenli hastalıklar için kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bu hastalıkların bir kısmı inanç temelinde oluşur, diğer kısmı ise coğrafi koşullar veya beslenme sisteminden kaynaklanan hastalıklardır. Bu hastalıkları tedavi etmek şamanın, Sahaların deyimiyle oyun 'un göreyidir. Diğer hastalıkların tedavisinde halk hekimi rolünde karşımıza sangaraaççı ve sillieççi adı verilen uzmanlar çıkmaktadır. Belki geçmişte bu kişilerin rolünü sadece şaman üstlenmekteydi, fakat diğer Türk topluluklarında olduğu gibi, zaman içinde şamanın toplum içindeki yerini kaybetmesiyle birlikte şaman fonksiyonlarından bazılarını diğer kişiler üstlenmiş. Şamanlık fonksiyonu zaman içinde parçalanmış ve küçülmüştür. Elbette Saha Türklerinin halk hekimliğiyle ilgili pratikler sadece yukarıda verdiğimiz bilgilerle sınırlı değildir. Bu bilgiler, geçmişteki halk bilimcilerin derleme çalışmalarından günümüze ulaşanlardır. Saha Cumhuriyeti, geniş topraklara sahiptir ve geçmişte Saha Türkleri ekonomik koşullar ve yaşam biçimi olarak bu topraklarda dağınık bir şekilde yaşamışlardır. Bu yüzden Saha halk hekimliğiyle ilgili olarak edindiğimiz bilgiler oldukça sınırlıdır ve genel bir karaktere sahip değildir. Kuzeyde yaşayan Saha Türkleri ne yazık ki geçmişte de günümüzde de çok yönlü incelenmemiştir. İleride yapılacak çalışmalarla bu eksikliğin giderilmesi Saha kültürünün araştırılıp incelenmesinde büyük bir başarı olacaktır. 34 Çekirdek meyveleri tıpta kullanılan bir zehir içeren tropik bir ağaç. 35 i. A. Hudyakov, age., s. 395, 30. madde. 213