Olmak ya da Olmamak. Cumhuriyetin temel niteliklerine



Benzer belgeler

ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN*

SOSYAL BÝLÝMLER 1 TESTÝ (Sos 1)

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00



Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00

657 sayýlý yasada deðiþiklik ve hedeflenenler

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK

ÝNTES ÝN AYLIK GELENEKSEL TOPLANTISI 01 HAZÝRAN 2001 TARÝHÝNDE ÝSTANBUL DA YAPILDI

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

Modern Muhafazakarlýk ve Liberal Politikalar Arasýnda Doðal Varlýklar: AKP nin Çevre Politikalarýna Bir Bakýþ

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar

*NELER OLDU 1-6 MART 2010 (UÖÞ, kriz, demokrasi, borçlanma, enflasyon, yargý, TSK, özelleþtirme)

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

mmo bülteni þubat 2005/sayý 81 doðalgaz temin ve tüketim politikalarý raporu da basýn mensuplarýna daðýtýlmýþtýr.

Editörler: Prof. Dr. Müberra Babaoðul Araþ. Gör. Uzm. E. Betül Sürgit

ÝÞ SAÐLIÐI GÜVENLÝÐÝ EÐÝTÝMÝ GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ

SEÇİM SİSTEMLERİ SUNUŞU

ODADAN HABERLER ASANSÖR KONTROL MERKEZÝ ONAYLANMIÞ KURULUÞ GÖREVLENDÝRME SÖZLEÞMESÝ ÝMZA TÖRENÝ YAPILDI ODA'DAN HABERLER

TÜRK-RUS ÝLÝÞKÝLERÝ: SORUNLAR VE FIRSATLAR. Prof. Dr. Ýlter TURAN

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX

Cumhuriyet Halk Partisi

Türk Kütüphaneciliði 21,1(2007), 75-87

============================================================================

ÝÞYERÝ SAÐLIK BÝRÝMLERÝ VE ÝÞYERÝ HEKÝMLERÝ ÝLE ÝLGÝLÝ YENÝ YÖNETMELÝÐÝN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ

İ Ç İ N D E K İ L E R

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE DE SOL GELENEĞİNİ VE SİYASİ LİDERLİĞİ TARTIŞTI

Viyana nýn Horburg sarayýnda


ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama Haftanýn Testi...25

TERÖR VE TERÖRLE MÜCADELE. Hazýrlayan: M. Sadi Bilgiç RAPOR NO: 17

TÜRKĠYE DE ANAYASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ: NEDENLER, YAġANANLAR VE SONUÇLAR

Tarihte, Günümüzde ve Devrimci Mücadelede Kadýnlar

135 yýlý geride býrakan köklü bir mizah dergisi geleneðine sahibiz, ama mizah dergilerimiz

ODTÜ G.V. ÖZEL LĠSESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ZÜMRESĠ Eğitim-Öğretim Yılı. Ders Adı : Siyaset ÇalıĢma Yaprağı 13 SĠYASET

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi

Haberler / News. Dizin / Index. Hayýrsever iþ adamýndan

Örgüt Kültürü. da öðrenmek isteyecektir.


DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ!

Baþkan Hisarcýklýoðlu: Reformlarýn hayata geçmesi için hükümetle çalýþacaðýz

" ENERJÝ VERÝMLÝLÝÐÝ " KONULU RESÝM ve AFÝÞ

TAKIM KURMA. 4) Üyeler arasýnda yüksek derecede güven duygusu geliþmiþtir. 2. TAKIM ÝLE ÇALIÞMA GRUBU ARASINDAKÝ FARKLILIKLAR :

Türkiye de Kutuplaşmanın Boyutları Araştırması. 1 Şubat 2016

Emekli Assubaylar-ArsivSite1. Kayýt Tarihi: Mar 2004Nerede: istanbul, kadiköy, Türkiye.Ýletiler: 6.220

maliyet muhasebesi ders notlarý Gönderen : guliz - 18/12/ :27

uzman yaklaşımı anayasa Branş Analizi Şahin BİTEN

PROTOKOL KURALLARININ ÖNEMİ

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

2000 li Yıllar / 8 Türkiye de Eğitim Bekir S. GÜR Arter Reklam Ağustos-2011 Ömür Matbaacılık Meydan Yayıncılık-2011

Bettina Knab Tel: / Þu anda çocuðunuzla tedavi için hastanede bulunuyorsunuz. Bu elbette sizin ve aileniz için kolay bir durum deðil.

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

Türkiye nin Milli Güvenliği: Güncel Durum ve Gelecek

20 EKÝM DE ALANLARDAYIZ

TBMM İÇTÜZÜĞÜNÜN KOMİSYONLARLA İLGİLİ MADDELERİ

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi

SAYIN TAKİPÇİLERİMİZ,

4 DE 2 DE 7 DE 3 DE Devamý 2 DE 8 DE 3 DE 7 DE 7 DE 5 DE 6 DA

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Ýþverenlerin SSK Yüklerini Azaltan Kanun

1-Hâkim ve Savcılar idari görevleri dolayısıyla aşağıdaki kurumlardan hangisine bağlıdır?

ÖDP : Maraþ'ý unutmayacak unutulmasýna izin vermeyeceðiz

mmo bülteni ekim 2005/sayý 89

TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ

Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

2 Temmuz 2011 Staja baþlama sorularý ve cevaplarý Gönderen : guliz - 05/07/ :30

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

13 Kasým 2009 tarihli Resmi Gazete'de yayýmlanan Bakanlar Kurulu kararýyla, çeþitli üniversitelerde

SARACAĞIZ YARALARIMIZI

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

KURTULUÞ CEPHESÝ. Düðmeye Kim Bastý? AB mi, ABD mi? Uyuyan Güzeller Nasýl Uyandýrýldý? ... Ve Yeni Versiyon: Son Kale CHP. Solda Kuzular ve Kurtlar

TMMOB'DAN BÝZ GERÇEK BÝR YAPI DENETÝMÝ ÝSTÝYORUZ

Öðrenmeyi öðrenmiþ, Araþtýran, Bilgi üreten, Yabancý dil bilen, Teknolojiyi kullanabilen, Sosyal bilimlere açýk,

ABD'DE ÝÞ SAÐLIÐININ YÜKSELÝÞ VE DÜÞÜÞÜ*

DANIÞMANLIK TEDBÝRÝ KARARLARININ UYGULAMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA TEBLÝÐ Perþembe, 30 Ekim 2008

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ

Arkan & Ergin Uluslararası Denetim ve Y.M.M. A.Ş.

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ANAYASA KAVRAMI

Beşiktaş Gazetesi. Gençlere anlatacaklar

Yeni Okul ve Yeni Fýrsatlar. Olgu ve Görüþ. Bilimsel Araþtýrma Yapýyorum. Haklarýmýz Sorunlarýmýzýn Çözümünde Anahtardýr

Kullanım kılavuzunuz AEG-ELECTROLUX EOB3612X EU R05

Tam Gün Anayasa ya aykýrýdýr!

BAKANLAR KURULU KARARI

KÜRŞAT ATILGAN ÖMER ÇELĐK AKP

Sami Paþazade Sezai Kedi Öykülerinin En Güzelini Yazdý

İsviçreli siyasetçi ve örgütler: Diktatörlüğe karşı Kürtlerle dayanışma büyütmeli

Anayasa Mahkemesi nin Đki Kararı Üzerine: Haluk Ulusoy ve Cargill Kararı

MISIR IN SİYASAL HARİTASI

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK / SON 16 YIL OKS, SBS VE TEOG ÜNİTE BAZINDA SINIFLANDIRILMIŞ ÇIKMIŞ SORULAR FASİKÜLÜ

ÝÞE ÝADE EDÝLEN ÝÞYERÝ SENDÝKA TEMSÝLCÝSÝNÝN ÝÞE BAÞLADIÐI TARÝHE KADAR BOÞTA GEÇEN DÖNEMÝ SÝGORTALILIK SÜRESÝ OLARAK DEÐERLENDÝRÝLEBÝLÝR MÝ?

Transkript:

2007y ý l ý ü l k e - m i z için bir ol-mak ya da olmamak savaþýna sahne olacaða benziyor. AKP, çeþitli kesimlerden gelen uya-rýlara raðmen ülkemizi bir is-lâm devletine dönüþtürme tutkusundan vazgeçmedi, vazgeçemiyor. AKP nin bu inadýna karþýlýk olarak ilk ciddî uyarý, 12 Nisan 2006 tarihinde Harp Akademileri Konfe-ransýnda yaptýðý konuþma ile Cumhurbaþkanýmýz Ahmet Necdet SEZER den geldi. Cumhurbaþkanýmýz bu konuþmasýnda þöyle diyordu: Benzer biçimde, irticaî tehdit de bölücü terör gibi duyarlý olduðumuz bir konu olmaya devam etmektedir. Ýrticaî tehdit kaygý verici boyutlara ulaþmýþtýr. Türkiye nin en büyük güvencesi lâik düzendir. Ýrtica siyasete, eðitime ve Devlete sýzmaya çalýþmakta, Cumhuriyetin temel niteliklerine yönelik baþta, milliyetçilik ve lâiklik gibi, top-lumun büyük kesimince özümsenmiþ deðerlerin yýpratýlmasýna yönelik etkinlikleri sistemli bi-çimde uygulamaktadýr. AKP nin kanatlarý altýndaki kurumlar ve kiþiler Cumhurbaþkanýmýz ýn bu uyarýlarýný ciddiye almadýlar. Baþbakan Erdoðan, Cum-hurbaþkanýmýza ceva-ben: Siz dindar insanlarý siyasetten alýkoymak için bunlarý konu-þuyorsunuz, bu millet sizi affetmez. Bu ülkede dindar insanýn da siyaset yapma hakký vardýr. Kimse bize kalkýp da irtica dersi vermesin. Mürekkep yaladýk. Bize bunu anlatmasýnlar. Olmak ya da Olmamak Diyecek kadar kendini kaybetti. Mürtecileri de dindar insanlar olarak tanýmladý. AKP iktidarý, Baþbakan ýn bu meydan okumasýndan aldýðý cesaretle ülkeyi islâm devletine dönüþtürme çabalarýný arttýrarak sürdürmeye Benzer biçimde, irticaî tehdit de bölücü terör gibi duyarlý olduðumuz bir konu olmaya devam etmektedir. Ýrticaî tehdit kaygý verici boyutlara ulaþmýþtýr. Türkiye nin en büyük güvencesi lâik düzendir. Ýrtica siyasete, eðitime ve Devlete sýzmaya çalýþmakta, Cumhuriyetin temel niteliklerine yönelik baþta, milliyetçilik ve lâiklik gibi, toplumun büyük kesimince özümsenmiþ deðerlerin yýpratýlmasýna yönelik etkinlikleri sistemli biçimde uygulamaktadýr. Cumhurbaþkaný BÝR HARÝCÝYECÝ GÖZÜYLE METÝN MEKÝK (E.Büyükelçi) de-vam ediyor. Cumhurbaþkanýmýz, 1 Ekim 2006 günü TBMM nin 5.Yasama Yýlýnýn açýlýþýnda yaptýðý konuþmada da lâiklik ve irtica konularýnda þunlarý söylemiþtir: Anayasa nýn 1. maddesinde Türkiye Devleti nin bir Cumhuriyet olduðu belirlenmiþ, 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti nin Baþlangýç Bölümü nde yer verilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devleti olduðu vurgulanmýþ, 4.maddesinde de 1. ve 2. maddelerdeki Cumhuriyet in ve Cumhuriyetin niteliklerinin deðiþtirilemeyeceði, deðiþtirilmesinin önerileme-yeceði belirtilmiþtir. Böylece, Türkiye Cumhuriyetinin niteliklerinden olan lâiklik, anayasal içeriði ile güvence altýna alýnmýþtýr. A n a y a s a n ý n Baþlangýç Bölümü nde lâiklik ilkesi gereði kutsal din duygularýnýn Devlet iþlerine ve politikaya kesinlikle karýþtýrýlmayacaðý belirtilmiþtir. Böylece Cumhuriyetin nite-liklerinin en önemlisi ve diðer niteliklerin temeli olan lâiklik, Anayasa ya yön veren ilkeler arasýndaki yerini almýþ ve anaya-sal tanýmýný bulmuþtur. Bu tanýma göre, lâiklik,dinin, sosyal, siyasal ve hukuksal bir güç ve düzenleyici olmasýný önleyen temel ilkedir. Bu iþlevine uygun olarak Anayasa nýn 24. maddesinde: -Devletin sosyal, ekono-mik, siyasal ve hukuksal

temel düzeninin kýsmen de olsa din kurallarýna dayandýrýlamayacaðý; -Din in ya da din duygularýnýn yahut dince kutsal de-ðerlerin, siyasal ya da kiþisel çýkar yahut nüfuz saðlama amacýyla kötüye kullanýlamayacaðý açýk biçimde kurala baðlanmýþtýr; -Din devlet iþlerinde egemen olamaz; -Din, bireylerin manevî yaþamýna iliþkin olan inanç bölümündeki yerinde, sýnýrsýz özgürlük tanýnarak anayasal güvenceye alýnmýþtýr; -Dinin bireyin manevî yaþamýný aþarak, toplumsal yaþamý etkilemesine izin verilemez; bireyin inanç ve ibadet yaþamýna, kamu düzenini, güvenini ve çýkarlarýný korumak ama-cýyla sýnýrlamalar konulabilir; dinin kötüye kullanýlmasý ve sömürülmesi yasaklanabilir; -Devlet e, kamu düzeni-nin koruyucusu sýfatýyla, dinsel hak ve özgürlükler üzerinde denetim yetkisi tanýnmýþtýr. A n a y a s a M a h k e m e s i n i n, Anayasa dan kaynaklanan yorum yetkisiyle kararlarýnda yer verdiði bu gerekçeler, lâikliðin, anayasal çerçevede iþlevini ortaya koyarak taný-mýný yapmaktadýr. Ülkemizin iç güvenliðine yönelik bir diðer tehdit de, Cumhuriyetin kuruluþundan beri var olan, bugün de etkinliðini arttýrarak sürdüren irtica tehlikesidir. Türkiye deki irticaî tehdidi yeterince algalamayanlarýn, özellikle son yirmi yýlda yaþanan olaylarý üst üste koyup birlikte deðerlendirmesi, Tür-kiye deki toplumsal ve bireysel yaþamýn nereden nereye geldiðini iyi çözümlemesi gerekmektedir. Ýrticaî tehdidin, Devletin temel Her fýrsatta lâikliði yeniden tanýmlayalým diyenler yok mudur? Bu kiþiler Devletin en üst düzeylerinde yer almýyorlar mýdýr? Cumhuriyetimizin kurucusu ulu Önder Atatürk ün yalnýz þahsý deðil, düþünce sistemi, Cumhuriyet rejimimizin temel nitelikleri aðýr bir saldýrý altýnda deðil midir? Her fýrsatý Türk Silâhlý Kuvvetlerini yýpratmak için kullananlar kimlerdir? Toplumsal yapýmýzý bozarak insanýmýzý çað dýþý bir görünüme sokmak isteyenler yok mudur? Bu sorulara : hayýr Türkiye de bunlar yoktur diyebiliyor musunuz? Diyemiyorsunuz. Türkiye de irtica tehdidi vardýr ve bu tehdide karþý her türlü önlem alýnmalýdýr. Genel Kurmay Baþkaný niteliklerini deðiþtirme hedefinden sapmadýðý gözlemlenmektedir. Bu çerçevede, Cumhuriyetin kazanýmlarýnýn ortadan kaldýrýlmasý, lâiklik kavramýnýn çeþitli biçimlerde yo-rumlanarak içinin boþaltýlmasý, irticaî tabanýn giderek geniþletilmesi, kadrolaþma ve dini bireysellikten çýka-rarak toplumsallaþtýrma ve miþtir : siyasete yansýtma çaba-larýnýn yoðunlaþtýrýlmasýnýn toplumda gerginliði arttýrdýðý dikkat çekmektedir. Bu konuþmanýn ardýndan Baþbakan Erdoðan sadece: Türkiye de irtica tehlikesi yoktur. diyebilmiþtir. S a y ý n Cumhurbaþkanýmýzýn bu konuþmasý, iktidara yönelik çok net ve çok doðru bir hukuk dersi olarak yorumlanýrken AKP çevrelerinde giderek yoðunlaþan bir panik ve korku yaratmýþtýr. Bu hava devam ederken benzer bir uyarý da Genelkurmay Baþkaný Orgeneral Yaþar Bü- yükanýt - tan gelmiþtir. Genelkurmay Baþkanýmýz, 2 Ekim 2006 günü Harp Akademileri 2006-2007 Eðitim ve Öðretim Yýlý açýlýþ konuþmasýnýn ikinci bölümünde þunlarý söyle- Konuþmamýn ikinci bö-lümünde irtica ve bölücü terör konusuna deðinmek istiyorum. Ýrtica konusunda Kuvvet Komutanlar-ýmýz Harp Okullarýnýn öðretim yýlý açýlýþ törenlerinde yapmýþ olduklarý konuþmalarda Türk Si-lâhlý Kuvvetlerinin görüþlerini net olarak dile ge-tirmiþlerdir. Ancak, ben de bu konuda bir kaç hu-susa deðinmek isterim. Türkiye de:

-Her fýrsatta lâikliði ye-niden tanýmlayalým di-yenler yok mudur? Bu k-iþiler Devletin en üst dü-zeylerinde yer almýyorlar mýdýr? -Cumhuriyetimizin kurucusu ulu Önder Atatürk ün yalnýz þahsý deðil, düþünce sistemi, Cumhuriyet rejimimizin temel nitelikleri aðýr bir saldýrý altýnda deðil midir? -Her fýrsatý Türk Silâhlý Kuvvetlerini yýpratmak için kullananlar kimlerdir? -Toplumsal yapýmýzý bozarak insanýmýzý çað dýþý bir görünüme sokmak isteyenler yok mudur? Deðerli konuklar, bu listeyi uzatmak mümkündür. Ben þunu ifade ediyorum bu sorulara : hayýr Türkiye de bunlar yoktur diyebiliyor musunuz? D i y e m i y o r - s u n u z. Türkiye de irtica tehdidi vardýr ve bu tehdide karþý her türlü önlem alýnmalýdýr. Genelkurmay Baþkanýmýzýn da deðindiði gibi, Kara Kuv-vetleri Komutaný Orgene-ral Ýlker Baþbuð, 25 Eylül 2006 günü Kara Harp Okulunun açýlýþ töreninde yaptýðý konuþmada þunlarý söylemiþtir: Türk Silâhlý Kuvvetlerinin, ulus devlet, üniter devlet ve lâik devleti korumak için ya-salarla verilen görevi yapmamak gibi bir lüksü yoktur. Türk Silâhlý Kuvvetleri, ulus devlet, üniter devlet ve lâik devletin korunmasýnda her zaman taraf olmuþtur ve taraf olmaya devam edecektir. Ýrtica ve gericilik kaygý verici boyutlara ulaþmýþtýr. Topyekûn bir mücadele verilmelidir. Hava Harp Okulunun açýlýþýnda konuþan Hava Kuvvetleri Komutaný Orgeneral Faruk Cömert: irtica ve terörü besleyen farklý yaklaþýmlar ulusumuzu felâkete götürür. Çatý yýkýlýrsa herkesin altýnda kalacaðý bir son kaçýnýlmaz olur. demiþtir. Deniz Harp Okulu And Ýçme, Meç Kuþanma ile 2006-2007 Eðitim ve Öðretim Yýlý açýlýþ töreninde konuþan Deniz Kuvvetleri Komutaný Oramiral Yener Karahanoðlu, öðrencilere, Atatürkçü Düþünce Sistemi baþlýklý ilk dersi verirken: Atatürk ilke ve devrimlerinin temelinde lâikliðin yattýðýný, Türk Silâhlý Kuvvetlerinin, ulus devlet, üniter devlet ve lâik devleti korumak için yasalarla verilen görevi yapmamak gibi bir lüksü yoktur. Türk Silâhlý Kuvvetleri, ulus devlet, üniter devlet ve lâik devletin korunmasýnda her zaman taraf olmuþtur ve taraf olmaya devam edecektir. Ýrtica ve gericilik kaygý verici boyutlara ulaþmýþtýr. Topyekûn bir mücadele verilmelidir. Kara Kuvvetleri Komutaný sonsuza kadar Türkiye Donanmasý ve Türkiye Cumhuriyetini koruyacaklarýný, Türk Silahlý Kuvvetleri nin, AB idealleri ve AB uyum süreci uðruna Türkiye Cumhuriyeti Devleti nin Anayasa ile belirlenmiþ temel deðerlerinden asla sarfý nazar etmeyeceðini ve edilmesine de aþýndýrýlmasýna da müsamaha göstermeyeceðini kesin bir dille açýklamýþtýr. Kamunun ülkede en güvenilir kurumlar olarak kabul ettiði Cumhurbaþkanlýðý ve Türk Silâhlý kuvvetleri yetkilileri ülkemize yönelik en tehlikeli iki tehdit olarak terör ve irticayý gösterirken Baþ-bakan Erdoðan, isim vermeden, Sayýn Cumhurbaþkanýmýzýn Harp Akademilerinde yaptýðý konuþmaya deðinerek Türkiye de lâikliðin tehlikede olduðunun neye dayanýlarak öne çýkarýldýðýný anlayamadýðýný belirttikten sonra irticanýn varlýðýna dair kanýtlarý varsa ge-tirsinler inceliyelim diye konuþtu ve devamla irti-cayý yeniden tanýmlayalým sonra araþtýralým dedi en sonunda da bütün bunlarý Milli Güvenlik Kurulunda da görüþebiliriz diyerek Cumhurbaþkanlýðý ve Türk Silâhlý Kuvvetlerini ne de-rece ciddiye aldýðýný güya, kendisine mahsus, mizah anlayýþý içinde açýkladý. Daha sonra ABD ziyaretine çýkarken beraberinde gö-türdüðü gazetecilere : irtica bugünün tartýþmasý de-ðil. Bana göre saðlýksýz bir kavram olarak gündemde tutuluyor. Bundan nema-lananlar var. diyebiliyor, ancak nemalananlarýn kimler olduðunu açýklayamý-yor. Oysa irtica hemen yaný baþýnda, Baþbakanlýk Müsteþarý ve yakýn dostu Ömer Dinçer, islâmi bir rejim kurulmasýný bas bas baðýrarak istiyor. Belli ki Baþbakan Erdoðan, Sayýn Cumhurbaþkaný-mýz, Genelkurmay Baþkanýmýz ve kuvvet komutanlarýmýzýn söz konusu konuþmalarýný kapalý kapýlar arkasýnda deðil de doðrudan kamu önünde yapmalarýndan çok rahatsýz olmuþ. Kanýmca, Atatürk ilke ve devrimleri ile Cumhuri-

yetimizin temel deðerlerine yönelik tehdidin Hükûmet tarafýndan bir türlü önlenememesi karþýsýnda Sayýn Cumhurbaþkanýmýz, Genelkurmay Baþkanýmýz ve Kuvvet Komutanlarýmýz, harekete geçmezden önce, son uyarýlarýný doðrudan kamu önünde yapmak suretiyle görev sorumluluðunun bilincinde olduklarýný göstermiþler ve Hükûmetin gene de söz konusu tehdit karþýsýnda sessiz ve hareketsiz kalmayý sürdürmesi halinde gerektiðinde demokrasiden fedakârlýk etmek zorunda kalýnsa da Cumhuriyetimizi ve rejimimizi sonuna kadar koruyacaklarýnýn bilinmesini istemiþlerdir. Yeni Genelkurmay Baþkanýmýzýn katýldýðý 31 Ekim 2006 tarihli Milli Güvenlik Kurulu toplantýsýndan sonra yapýlan resmî açýklamada doðrusu beklenen olmadý. 2007 yýlýnýn ikinci Yüksek Askerî Þura toplantýsý sonunda yapýlan açýklamalar ve basýna yansýyan bilgilere göre iç ve dýþ tehdit konusunda yapýlan sunuþ daha önceki toplantýlara göre daha uzun sürmüþ ve Ýrticaî çevrelerin devlet kurumlarýndaki örgütlenmelerinden örnekler verilmiþ. Bence asýl önemli olan haber Newsweek dergisinde yayýnlanan bir yorumdu. Yorumun sahibi Zeyno Baran, yorumunda, askerlerin 10 yýl önce dönemin Baþbakaný Necmettin Erba-kan ý iktidardan uzaklaþtýrdýklarýný anýmsatarak o darbeyi yaratan koþullarýn yeniden ortaya çýktýðýný, bir kez daha generallerin Hükûmetin lâik devleti nasýl zedelediðini öfke ile fýsýldadýklarýný ve 2007 yýlýnda Türkiye de % 50 ola-sýlýkla askerî darbe olacaðýný söylüyordu. Baran, bu yorumunu Türkiye de üst rütbeli subaylarla yapmýþ olduðunu belirttiði görüþmelere dayan-dýrýyordu. Bir süre bu yorum hiç bir tepki görmedi. Sonra Baþbakan Erdoðan bu yorumu kötü amaçlý, yakýþýksýz bir davranýþ olarak nitelendirmiþ ve bu yazýyý yazan demokrasiden nasibini almamýþ, hukukun üstünlüðünden nasibini almamýþ. Çirkin buluyorum. Bu, kalkýnmamýzý hazmedemeyen bir anlayýþýn tezahürüdür. Baþta anamuhalefet olmak üzere muhalif güçler, üretecek herhangi bir þey bulamadýklarý için iktidarý acaba bu yolla yýpratabilir miyiz diye Cumhurbaþkanlýðý meselesi, irtica, lâiklik gibi konularý ortaya getiriyorlar. anlamýnda bir açýklama yaptý. Acaba gerçekten durum bu mu? Bu kadar basit mi? Bir diðer ayrýntý ise þu: Yüksek Askerî Þura Ýrtica ve terörü besleyen farklý yaklaþýmlar ulusumuzu felâkete götürür. Çatý yýkýlýrsa herkesin altýnda kalacaðý bir son kaçýnýlmaz olur. Hava Kuvveteleri Komutaný Org.FARUK CÖMERT toplantýlarýnda geleneksel olarak Cumhurbaþkaný tarafýndan verilen öðle yemeðine çalýþmalarýný gerekçe gös-teren Baþbakan Erdoðan katýlmadý.bu manidar deðil mi? Ne dersiniz? Acaba Zeyno Baran ýn yorumu doðru mu çýkacak? Atatürk ilke ve devrimleri (aydýnlanma) ile Cumhuriyetin kazandýrdýklarýna inanmayan, lâik düzene karþý sürdürülen irticaî hareketleri görmezden gelen bu iktidarýn biran önce sona erdirilmesi için daha nelerin olmasý beklenecek? 2007 yýlýnda biri Cumhurbaþkaný seçimi diðeri de genel seçimler olmak üzere yaþamsal önem taþýyan iki seçim var. Baþbakan, Cumhurbaþkanýný bu mec-lis seçecek diyor ve kendi adaylýðý için zemin yoklamasý yapýyor. TBMM kendi emir ve egemenliði altýnda olduðuna göre yoklama yaptýðý zemin acaba hangisi? 30 Aðustos Zafer Bayramý ve hemen arkasýndan gelen Atatürk ün 68. ölüm yýldönümü olan 10 Kasým 2006 da Ankara da yüzbinlerin irticaya karþý lâikliði desteklediði gösteriler ile Baþbakan yuhalanýrken Sayýn Cumhurbaþkanýmýz ile Genel Kur-may Baþkanýmýz ve onun þahsýnda Türk Silâhlý kuvvetlerinin alkýþlanmasý Baþbakaný hangi zeminlere yöneltmiþtir acaba? Belli ki kamu oyu Baþ-bakanýn Cumhurbaþkaný ol-masýný istemiyor. O halde Baþ-bakan için tek zemin TBMM. Zira orada sayýsal üstünlüiðü var. Ýþte asýl sorun burada. TBMM nin Baþbakaný Cum-hurbaþkaný seçmesi nasýl önlenecek? Cumhurbaþkaný-mýz Sayýn Ahmet Necdet Se-zer, milletimiz için çok önemli bir kazançtýr. Vazgeçilmez bir deðer ve fýrsattýr. Demokrasiyi koruyup kollayalým deniliyorsa bana göre yapýlmasý gereken, Milli Güvenlik Kurulunda ÝKNA ve UZLAÞMA yolu ile gerçekleþtirilecek bir oybirliði ile Cumhurbaþakanýmýzýn görev süresinin bir dönem daha (yedi yýl) uzatýlmasýný teminen gerekli yasal deðiþikliklerin saðlanmasýdýr. Zira, AKP içinde deðil Baþbakan ve fakat hiçbir milletvekili Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaþkaný olamaz. Nedeni belli. Demokrasiyi koruyup kollayalým deniliyorsa

AKP yi Genel Seçimlerde iktidardan uzaklaþtýrmak, kanýmca Cumhurbaþkaný seçmekten iki bakýmdan daha zordur: birinci neden siyasetçilerimizdir. En son örneðine de bugünlerde tanýk olduðumuz gibi AKP ye karþý olan siyasetçilerimiz veya TBMM içindeki ve dýþýndaki siyasî partilerimizin yöneticileri iktidar partisine karþý ortak bir cephe oluþturamamaktadýrlar.bunun acý olan yaný ise önce kiþisel ve sonra örgütsel çýkarlarýn devlet ve ulus çýkarlarýndan daha öncelikli ve önemli tutulmasýdýr. Ýkinci neden ise aþýlmasý çok daha zor görünen tarikatlarýn siyasetteki etkinlikleridir. Prof.Dr.Yaþar Nuri Öztürk tarikatlarýn 6.Yüzyýlýn baþlarýnda oluþmaya baþlayan kültür, edebiyat, san at, felsefe, müzik ve spor kulüpleri olduðunu, bu durumlarýnýn kendilerini dinin temsilcileri sayarak çýkar hesaplarý uðruna siyasete girmelerine kadar sürdüðünü, tarikatlarýn oluþmasýyla Ýslâm ýn yaratýcý bilim ve düþünce devrinin k a p a n d ý ð ý n ý, günümüzde tarikatlarýn tamamen Kur an dýþýna çýktýðýný yazýyor. Eski Diyanet Ýþleri Baþkanlarýndan Mehmet Nuri Yýlmaz tarikatlarýn geçmiþte yönetime karþý bir tepki olarak doðduðunu, ancak kötü insanlarýn toplumda baskýn hale gelmesinin insanlarý tekkeler etrafýnda kümelenmeye, ayrýca aðalarýn baský ve zulmünden býkan insanlarýn tari-katlara sýðýnmaya zorlandýðýný söylüyor. Tarikatlerin sorunu, geçimlerini saðlamaktýr. Bunun için en etkin silâh olarak dini kullanýrlar. Ýnsanlarý barýþ yolu ile Allah a kavuþturacaklarýný vaad ederek temiz, mazlum ve fakat ca-hil olan halký kandýrýr soyarlar. Bunun en güzel örneði YÝMPAÞ olayýdýr. Ulu Önder Atatürk ise 30 Haziran 1925 tarihinde þöyle konuþuyordu: Efendiler ve ey Millet, Ýyi biliniz ki Türkiye Atatürk ilke ve devrimlerinin temelinde lâiklik yatar. Türkiye Donanmasý ve Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar korunacaktýr. Türk Silahlý Kuvvetleri, AB idealleri ve AB uyum süreci uðruna Türkiye Cumhuriyeti Devleti nin Anayasa ile belirlenmiþ temel deðerlerinden asla sarfý nazar etmeyecek ve edilmesine de aþýndýrýlmasýna da müsamaha gösterilmeyecektir Deniz Kuvvetleri Komutaný Oramiral YENER KARAHANOÐLU Cumhuriye-ti, þeyhler, derviþler, müritler, meczuplar ülkesi olamaz. En doðru, en gerçek tarikat uygarlýk tarikatý-dýr.uygarlýðýn buyurduðu ve istediðini yapmak insan olmak için yeterlidir. Tarikat baþkanlarý bu dediðim gerçeði bütün açýklýðý ile algýlayacak ve kendiliklerinden derhal tekkelerini kapatacak, müritlerinin bundan böyle olgunluða eriþtiklerini kabul edeceklerdir. 30 Ekim 1925 tarih ve 677 sayýlý yasa ile tüm tekke ve zaviyeler kapatýlmýþtýr. Bir devrim örneði olan bu yasa 1950 ye kadar titizlikle uygulanmýþ, tarikatlar 1925-1950 arasýnda yeraltýna çeki l m i þ l e r d i r. A n c a k Demokrat Partinin kuruluþu ile 1946 dan itibaren Adnan Menderes ve arkadaþlarý baþta N a k þ i - b e n d i l e r olmak üzere ileri gelen tarikat þeyhleri ile iliþki kurmuþ ve onlarý desteklemiþlerdir. 677 sayýlý yasa kaldýrýlmamýþ ancak uygulanmasý d u r d u r u l m u þ t u r. Bunun bedeli olarak 1950 yýlýndan beri tarikatlar muhafazakâr ve islâmcý partilere oy verniþlerdir. Þurasý altý çizilecek kadar ilginç ve acýdýr ki, 1950 den itibaren Demokrat Partiden son-ra da hiçbir siyasî parti 677 sayýlý kanunu yeniden uygulamaya geçirmemiþ bundan söz bile etme-miþtir. Siyasetçilerimiz için bir utanç olayýdýr, bir yüz karasýdýr. Þu cetvel çok uyarýcý ve ürkütücüdür: Radikal dinî terör örgütleri: Hizbullah Terör Örgütü, (uzantýlarý ile 9 gurup) Radikal Dinî Grup-lar (uzantýlarý ile 19 grup); Diðer Radikal Dinî Gruplar, (uzantýlarý ile 19 grup) Tarikatlar (uzantýlarý ile 11 grup) En güçlü organiza irticaî gruplar: Millî Görüþ, Süleymancýlar, Nakþibendîler, Gülen Cemaati ile birlikte Nurcular.

Bunlarýn gücü nüfu-sun % 3.ü, ekonominin ise % 25 (15 Milyar Dolar) olarak deðerlendirilmektedir. Tarikatlar bugün Ku-r an da yeri olmayan içten ve dýþtan des-tekli ve güçlü bir Ruhban Sýnýfý gibi çalýþmaktadýrlar. Bunlara bir de AKP li belediyeleri eklemek gerekir. Kanýmca bu durumda AKP nin genel seçimlerde hezimete uðramasý çok zor ve hatta demokrasiyi bir süre askýya almadan olanaksýz görünmektedir. Ancak, Deniz Kuvvetleri Komutanýmýzýn da iþaret ettiði gibi gerekirse elbette demokrasiden fedakârlýk edilecektir. Böyle bir durumda sorumluluk daha önce de yaþandýðý gibi baþta Baþbakan Erdoðan ve AKP mensuplarý olmak üzere tüm siyasetçilerimizin olacaktýr. ne Cumhurbaþkanlýðýna ne Genelkurmay Baþkanlýðýna ve ne de Hükûmete danýþmýþ!. Bu bir skandaldýr. Baþbakan büyük bir güven kaybýna uð-ramýþtýr. Bundan sonra ona nasýl inanabiriz? Peki, Baþbakan Erdoðan neden böyle hareket etmiþtir? AB-Türkiye müzakerelerinin kesilmesi kendisi için ne ifade etmektedir? Müzakere süreci durdurulursa bu kendisini iktidardan düþürecek midir? Ýktidar-dan düþmemek için herþeyi yapabilecek midir? Nereye kadar? Bu yazým, MAYA nýn Eylül 2006 (Sayý 241) nüshasýnda yayýnlanan Orta Doðu da Olup Bitenlerin Düþündürdükleri baþlýklý yazýmýn tekrarý deðil ama oldukça uzun bir devamýný oluþturmaktadýr.zira bugün Türkiye nin deðiþmeyen gündemi AKP iktidarýnýn en kýsa zamanda hatta derhal nasýl ve kim veya kimler tarafýndan sona erdirileceðinin ivedilikle tesbitini öngörmektedir. Genelkurmay Baþkanýmýz Yaþar Büyükanýt ýn 8 Aralýk 2006 günü basýna yansýyan açýklamalarý, aslýnda artýk kaybedilecek bir anýn bile kalmadýðýný göstermesi bakýmýndan dikkat çekicidir. Baþbakan Erdoðan, AB nin görüþmeleri kesmesini önlemek amacýyla can havliyle Kýbrýs konusunda bir son dakika önerisinde bulunuyor: -1 Ocak-31 Aralýk 2007 tarihleri arasýnda bir Türk hava limaný Rumlara açýlýr -Karþýlýðýnda Ercan havalimaný KKTC denetiminde sivil uçuþlara açýlýr -Bir Türk limanýna(mersin) karþý Magosa KKTC denetiminde uluslararasý tcarete açýlýr -Bu süreçte, AB Kýbrýs ta BM temelinde kapsamlý çözüm getirilmesini teþvik etmelidir. Genelkurmay Baþkanýmýz bu öneriyi televizyondan öðrendiðini açýklayarak Ada da 40 bin askerimizi bulunduran bir kurumun görüþünün alýnmamýþ olmasýna tepki göstermiþtir. Bir tepki de TBMM Dýþiþleri Komisyonu Baþkaný AKP li Mehmet Dülger den gelmiþtir. Dülger þöyle konuþmuþtur: Ýyi ki Rumlar bu öneriyi reddetmiþler, memnun oldum, yoksa Rum kesimi Kýbrýs ýn meþru temsilcisi olarak tanýnabilecekti. Demek ki, Baþbakan Erdoðan bu öneriyi yaparken