Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, uçurumdan atlayanlar n...



Benzer belgeler
Cimcime yemek masasına kurulmuş, ödev yapıyordu.

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, uçurumdan atlayanlar n...

Kap y açt m. Karfl daireye tafl nan güleç yüzlü Selma Teyze yi gördüm.

Yaz ma Aziz Nesin in özyaflamöyküsü Böyle Gelmifl Böyle

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

Amerika Birleflik Devletleri nde dikkatimi ilk çeken her fleyin

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR

Yeniflemeyen Zarlar B:

Bir yaz mda, kimbilir hangisinde,

256 = 2 8 = = = 2. Bu kez de iflik bir yan t bulduk. Bir yerde bir yanl fl yapt k, ama nerde? kinci hesab m z yanl fl.

Tavla ve Bilimsel Düflünce

Minti Monti. Kızak Keyfi. Kızak Bir Kış Eğlencesi KIŞIN SOKAK Yeni Yıl Kartı Hazırlayalım Kar Hakkında Neler Biliyorsun?

Bu yaz girifle gereksinmiyor. Do rudan, kan tlayaca m z

YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ

SOSYAL S GORTALAR VE GENEL SA LIK S GORTASI KANUNLARI VE GERÇEKLER SEMPOZYUMU

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı. Filistin ile yatıp, Gazze ile kalkıyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti ne YAHUD SOYKIRIMI SUÇLAMASI

Ak ld fl AMA Öngörülebilir

Derleyenler FERYAL SAYGILIGİL - BEYHAN UYGUN AYTEMİZ Gülebilir miyiz Dersin?

Kocaeli Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Ö retim Üyesi. 4. Bas

Autobiographie - Istanbul - Orhan Pamuk

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

Yanlış Anlaşılan Faizci

19 ARALIK 2011 PAZARTESİ

Matematikte sonsuz bir s fatt r, bir ad de ildir. Nas l sonlu bir s fatsa, matematikte kullan lan sonsuz da bir s fatt r. Sonsuz, sonlunun karfl t d

Ard fl k Say lar n Toplam

BİR ÖMRÜN HİKÂYESİ. Erkek Öğrenci. Yıl 1881 Ilık rüzgarlar esiyordu Selanik ovalarında ; Dağ başka, sokaklar başka başka ;

eyve Metin Uf uf!.. Yani flu arkadafllar m da... Sanki benim ad m n önüne "Meyve" sözcü ünü koymasalar, "Aaa acaba bu çocuk kim?" diyecekler.

TEKNOLOJİ VE TASARIM

Başkan Kocadon Muğla basınını Bodrum da ağırladı

Olas l k hesaplar na günlük yaflam m zda s k s k gereksiniriz.

Avrupal lara Kremal Kahve ile Çikolatal Kahveyi Kim Ö retti?

Her noktas ya maviye ya k rm z ya boyanm fl bir düzlem

Oyunlar mdan s k lan okurlardan -e er varsa- özür dilerim.

ÜN TE KES RLERDEN ALANLARA. Kesirleri Tan yal m. Basit Kesirler

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır.

Bu dedi im yaln zca 0,9 say s için de il, 0 la 1 aras ndaki herhangi bir say için geçerlidir:

Çocuk dergilerinin flaflmaz sorusudur: Afla daki karenin

İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı

Beynimizi Nas l De ifltiriyor? Çeviri: DEN Z BENER

Araştırma Notu 15/177

1.Temel Kavramlar 2. ÆÍlemler

Walt Whitman. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Cümlede Anlam İlişkileri

Bundan sonra, alttan ikinci s ran n en sa ndaki çubu u so-

TOPLULUĞU Doğayı Koruma ve Milli Parklar Çorum Şube Müdürlüğü

Tam yağlı süt ürünleri tüketen erkeklere kötü haber

Rastgele Bir Say Seçme ya da Olas l k Nedir

Bugün uzaklardaki bir YİBO'dan İLKYAR'ın yıllar önce gittiği bir YİBO'dan değerli fedakar YİBO öğretmenlerimizden biri yazmış...

2. 1. SAYILARIN GÜCÜ. ALIfiTIRMALAR VE PROBLEMLER 1. Afla da onluk taban bloklar yla modellenen say lar yaz n z ve okuyunuz.

ÖNEMLİ NOT: 2016 BÜTÇESİ HAZIRLAMA ÇALIŞMASI. NYC Nilgün Yetiş Koçluk ve Danışmanlık. Gözden Geçirme Tarihi:

Bir odada sonsuz say da insan n bulundu unu varsayal m. Bu

TÜRK DİZİLERİ. Türk dizilerinde bu ay konumuz MEDCEZİR KARAKTERLERİMİZ MİRA BEYLİCE SELİM SEREZ ASIM ŞEKİP KAYA BEREN BEYLİCE FARUK BEYLİCE TUĞÇE

YARIŞÇI Senaryo - Kemal ÇİPE

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

Avrupal kad nlar n güzelli ine Türkiye nin katk s

Saymak San ld Kadar Kolay De ildir

Ertesi gün hastaneden taburcu olma vakti gelmi ti. Annesi odaya gelerek Can haz rlarken, babas hastane lemlerini yap yordu. Vitaboy hastaneden ç kman

Bir önceki yaz da, n bir tek tamsay oldu unda n n sihirli

Çocuğum Krup Oldu! Türkischer Elternratgeber Krupp. Doktorunuzla birlikte çocuğunuza nasıl yardımcı olabilirsiniz.

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha

Türk Bas n ve Gazetecilik Tarihi

OKUL ÖNCESİ KİTAPLARI - 7. PARMAKKIZ Andersen ISBN

performansi_olcmek 8/25/10 4:36 PM Page 1 Performans Ölçmek

Yel kenin Everest Tepesi olarak kabul edilen Vendee Globe a katılmaktı ve bu umudun peşinde soluğu Fransa da almıştı.

Başkan Acar Bursa da Sosyal Güvenlik Reformunu Anlattı

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları

Oyunumuz iki kifli aras nda ve n m boyutlu bir dikdörtgenin

PALANDÖKEN'E KATKILARIM

Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV Sayfa ISBN

YARGITAY 2. HUKUK DA RES

Bir önceki yaz da, yaz -tura oyununda yoksulun zengine karfl

ATAÇ Bilgilendirme Politikası

Atatürk Döneminde Türkiye Cumhuriyeti Ermeni Soyk r m Propagandas n Nas l Susturdu?

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

Türk İşaret Dili sistemi oluşturuluyor

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

YILDIZLAR NASIL OLUŞUR?

JOHN DEWEY DEN ATATÜRK E Ö RENC ANDI VE YURTTAfiLIK

Kemal Ahmet Arû yu Anarken. Doğan Hasol

Okulumuz Bilgisayar Programcılığı Bölümü öğrencilerinden Gizem COŞKUN Çanakkale Şehitlerine adlı şiiri okudu.

TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE

İşletme Gelişimi Atölye Soruları

DEVLET KATKI SİSTEMİ Devlet katkısı nedir? Devlet katkısı başlangıç tarihi nedir? Devlet katkısından kimler faydalanabilir?

ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ

Euro Bölgesi 0,05% Japonya < 0.10% Parite EURUSD GBPUSD USDJPY USDTRY Altın Brent. Yüksek 1,0875 1, ,551 2, ,19 37,70

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

BEH Ç. Çocuklar n Dünyas na S nan Yazar. Yaflamdan Kesitler

MALAT SANAY N N TEMEL GÖSTERGELER AÇISINDAN YAPISAL ANAL Z

ONLİNE KATALOG TARAMA (YORDAM KÜTÜPHANE OTOMASYON PROGRAMI)

Olas l k Hesaplar (II)

Uyumayan Şehir. Uyumayan Şehir New York için artık bir slogan. Çoğu kişi gibi ben. de New York u izlediğim filmlerden tanıdım ve gerçekte filmlerdeki

Cep Yönderi Dizisi. Cep Yönderi Dizisi yöneticilerin ifl yaflam nda her gün karfl laflt klar

B02.8 Bölüm Değerlendirmeleri ve Özet

yaz -tura at yor. Yaz gelirse birinci oyuncu, tura gelirse ikinci oyuncu kazanacak. Birinci oyuncu oyunun bafl nda ortaya 1 lira koyuyor.

I. Bölüm. letiflim Kuracak Bir Dil Kullan n

-Bursa nın ciroları itibariyle büyük firmalarını belirlemek amacıyla düzenlenen bu çalışma onikinci kez gerçekleştirilmiştir.

Transkript:

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, yola ç kmaktan çekinmeyenlerin, uçurumdan atlayanlar n... dili, sesi Yeralt Edebiyat...

OCTAVE MIRBEAU: 1848 y l nda Trévière de dünyaya gelen Octave Mirbeau, Vannes da Cizvitler taraf ndan yetifltirildi. Sorunlu bir çocukluk geçirdikten sonra Paris e giderek sanat elefltirmenli i ve gazetecilik yapan Mirbeau, edebiyat n farkl türlerinde kalem oynatm fl verimli bir yazar olarak dikkat çekiyor. Siyasi görüflleri sürekli de iflime u rad. 1860 larda yeniyetme iken cumhuriyetçiydi; 1870 lerde ve 1880 lerin bafl nda sa c, özellikle de Bonaparte ç gazetelerde yaz yazd. Bu dönemde aç kça Yahudi aleyhtar ve kad n düflman yap tlar verdi. 1880 lerin ortas nda fikir de ifltirerek afl r sa reddetti ve henüz kabaca tan mlanm fl olan cumhuriyetçi sola yöneldi. 1890 lara gelindi inde, siyasi görüflleri berraklaflm flt. Anarflist solu tercih etti i art k aç kça ortadayd. Frans z anarflizminin önemli figürlerinden Jean Grave ve empresyonist ressam Camille Pissarro ile dostluk kurdu. Fransa da kültür devriminin bafllang c oldu una inand empresyonizm üzerine yaz lar yazd. 1890 larda arkadafl Emile Zola ile iflbirli i yaparak, Fransa da üçüncü cumhuriyetin siyasal ve toplumsal tarihine damgas n vuran Dreyfus Olay n n kahraman Alfred Dreyfus u savunmaya giriflti. Ordre dergisinde tiyatro elefltirileri kaleme alan, Figaro gazetesinde de yaz lar yazan Mirbeau, 1882 de Les Grimaces adl bir hiciv dergisi kurdu. Normandiya köylüleriyle ilgili öyküler içeren Lettres de ma chaumière ve Frans zlar n 1870 te u rad yenilgiyi anlatan bölümü yüzünden tepki toplayan Le Calvaire adl yap tlar ona öykücü olarak ün kazand rd. 1888 de deli bir papaz anlatt L Abbé Jules ü kaleme ald. Bunu 1890 da, bir süre devam etmifl oldu u Cizvit okulunu ac mas zca yerdi i Sébastien Roch izledi. Baflta Le Jardin des supplices, Oda Hizmetçisinin Günlü ü (Le journal d une femme de chambre) ve Dingo olmak üzere romanlar n n ço u da keskin birer toplumsal yergidir. Mirbeau oyunlar nda da siyaset ve ticaret çevrelerini elefltirmifltir. Yazar n en önemli oyunlar ndan biri Les Affaires sont les affaires dir ( fl Adam, stanbul fiehir Tiyatrolar, 1931-32). Les Mauvais Bergers adl oyunu Henry Becque in yap tlar yla karfl laflt r lm flt r. Bunlar n yan s ra otomobilin öyküsünü anlatt 628-E8 (1907) adl bir romanla, Des artistes bafll alt nda toplanan sanat elefltirileri yazd. Mirbeau nun, kaleminden kötücül ve kokuflmufl bir olgu olarak ç kan cinselli i saplant haline getirmesini, gençli inde Cizvitler taraf ndan cinsel tacize u ramas na yoranlar ç kt. Kimilerince Bukowski, Burroughs, Artaud ve Hubert Selby Jr. n atas olarak de- erlendirilen yazar 1917 de öldü. Döneminin toplumsal kurumlar n ve ruhban s n f n sert bir dille elefltiren Mirbeau, 1903 te kurulan Goncourt Akademisi nin ilk on üyesinden biriydi.

Ayr nt Yay nlar Yeralt Edebiyat Oda Hizmetçisinin Günlü ü Octave Mirbeau

Ayr nt : 423 Yeralt edebiyat dizisi: 18 Oda Hizmetçisinin Günlü ü Octave Mirbeau Frans zcadan çeviren Sevgi Türker Terlemez Yay na haz rlayan Alev Özgüner Kitab n özgün ad Le journal d une femme de chambre, 1982 Pocket Türkçe yay m haklar Ayr nt Yay nlar na aittir Kapak illüstrasyonu Sevinç Altan Kapak düzeni Deniz Çeliko lu Düzelti Ayten Koçal Bask ve cilt Sena Ofset (0 212) 613 38 46 Birinci bas m 2004 Bask adedi 2000 ISBN 975-539-420-6 AYRINTI YAYINLARI Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No: 3 Ca alo lu - stanbul Tel.: (0 212) 512 15 00 Faks: (0 212) 512 15 11 www.ayrintiyayinlari.com.tr & info@ayrintiyayinlari.com.tr

Oda Hizmetçisinin Günlü ü Octave Mirbeau Ayr nt Yay nlar Yeralt Edebiyat

Y E R A L T I E D E B Y A T I D Z S DÖVÜfi KULÜBÜ Chuck Palahniuk Efi KTEK LER Philippe Djian SON SÜRGÜN Dragan Babic YATAK ODASINDA FELSEFE Marquis de Sade ACEM PEZEVENK Ola Bauer TAVANDAK KUKLA Ingvar Ambjörnsen GÖNÜLLÜ SÜRGÜN Suerte Claude Lucas EROJEN BÖLGE Philippe Djian KOZM K HAYDUTLAR A.C. Weisbecker HAYRAN OLUNASI CASANOVA Philippe Sollers GÖSTER PEYGAMBER Chuck Palahniuk KUZEY GÖZCÜSÜ Ola Bauer S S Tristian Hawkins TIKANMA Chuck Palahniuk HIRSIZIN GÜNLÜ Ü Jean Genet DEN ZC Jean Genet FLAMENKO NUN Z NDE Duende Jason Webster ODA H ZMETÇ S N N GÜNLÜ Ü Octave Mirbeau

Say n Jules Huret ye * Sevgili dostum, Güçlü ve bilinen nedenlerden ötürü ad n z koymak istedim kitab n bafl na. Ad n z n benim için ne denli de erli oldu unu anlayas n z istedim önce. kinci neden ise bunu gönül rahatl ile söyleyebilirim bu kitab sevecek olman z. Kusurlar na ra men seveceksiniz bu kitab. Çünkü bu kitapta yalan dolan yok, çünkü bu kitap yaflam n içinden kopup geliyor... sizin, benim, yani bizim anlad m z yaflam n ta kendisi bu kitap. Sosyal ve edebi araflt rmalardan oluflan uzun bir dizide sundu unuz o öylesine insana dair birçok figür hâlâ akl mda, sevgili Huret. Kafam kurcalay p duruyorlar. fiu var ki, insan olman n ac s n ve gülünçlü ünü kimse sizden daha çok ve sizin kadar derinden hissetmedi, insan çehrelerinin karfl s nda...... Güldüren ac y, yüce ruhlar a latan gülünçlü ü. Bu kitapta bu duygular bulursunuz umar m... Octave Mirbeau May s 1900 * Jules Huret (1864-1915): Tan nm fl gazeteci ve araflt rmac. L Echo de Paris de (1891), yaz n n evrimi üzerine yazm flt r; ayr ca Amerika, Almanya gibi de iflik ülkelerde sosyal, ekonomik ve politik durumlar üzerine anketlerin yazar d r. (ç.n.) 7

Oda Hizmetçisinin Günlü ü ad alt nda yay mlad m bu kitap, gerçekten de bir oda hizmetçisi olan Matmazel Célestine R... taraf ndan bizzat kaleme al nm flt. Bana ilk baflvurdu unda, yaz y gözden geçirmem, düzeltmem ve baz bölümlerini yeniden yazmam istenmiflti. Önce reddettim... çünkü günlük o gelifligüzel haliyle özgündü; kendine özgü bir lezzeti vard. Kendimden bir fleyler kat p onu baya laflt rmaya hakk m yoktu, bu yüzden önce reddettim. Ama Matmazel Célestine R... o kadar güzel bir kad nd ki... Israr etti. Sonunda yenik düfltüm, serde erkek olmak vard ne de olsa!.. tiraf etmeliyim, iyi etmemiflim. Benden istedi i bu çal flmay yaparken, söylemek istedi im, kitab n fluras na buras na birkaç vurgu eklerken, o i neleyici zarafeti bozmufl, bar nd rd hüznü hafifletmifl ve bu sayfalardaki yaflama ve coflkuya de in ne varsa, tümünü basit edebiyat oyunlar ile de ifltirmifl olmaktan ödüm patl yor. Bu aç klamay yapmaktaki amac m, baz sert ve bilgiç kim bilir ne kadar da soylu! elefltirmenlerin er ya da geç bana yöneltecekleri elefltirilere, ne olur ne olmaz diye bafltan yan t vermekti... O.M. 9

I 14 Eylül. ugün 14 Eylül. Ö leden sonra saat üçte, l k, hüzünlü ve ya murlu Bbir hava ile bafllad m yeni görevime. ki y l içinde bu on ikincisi... önceki y llar da cabas, onlar geçiyorum flimdilik; saymakla bitmez çünkü. Övünmek gibi olmas n ama neler gördüm neler bu kap lar n ard nda; kirli ruhlar, türlü türlü insanlar tan d m... bu kadarla da kalsa neyse... Gerçekten de ola anüstü ve bafl döndürücü bir biçimde oradan oraya gidip durdum; evlerden iflyerlerine, iflyerlerinden evlere, Boulogne Orman ndan Bastille e, Observatoire dan Montmartre a, Ternes den Goblins e; gezmedi im yer kalmad, derken hiçbir yere kök salamad m sözün k sas. Vay be! Ne zor iflmifl bu zamanda flu efendi milletini memnun etmek!.. nan l r gibi de il. 11

fl, Figaro gazetesinin küçük ilanlar vas tas ile ba land, evin han m ile görüflmedik bile, yaz flt k sadece. Bu yolla, genelde ifller t k - r nda gider, eh bazen de çift tarafl sürprizler olur. Hakk n yememeli, güzeldi do rusu han mefendinin mektuplar. Ama onun k l k rk yaran, m zm z bir kad n oldu u da anlafl l yor mektuplardan. Aç klamalar, yorumlar, niçinler, çünküler gerekiyor ona... Han mefendi cimri mi bilmiyorum? Öyle ya da böyle, mektup kâ tlar için k yamam fl paraya, Louvre dan al nm fl kâ tlar... Benim gibi bir zü ürt bile ondan daha zevkli do rusu... yi kalite, kokulu spanyol kâ d kullan r m ben; pembesi var, uçuk mavisi var, eski han mlar m n evlerinde biriktirmifltim. Baz lar n n üstünde kabartma kontes armas bile var. Nutku tutulmufl olmal haspam n! Ve iflte Normandiya day m; Mesnil-Roy da. Han mefendinin malikânesinin ad Prieuré ve kasabaya pek uzak de il. Bundan böyle yaflayaca m yerle ilgili bildiklerim afla yukar bu kadar... Ç lg nl ma gelip, taflran n bu ücra köflesine diri diri gömüldü üm için piflman olmad m, endiflelenmedi imi söylersem yalan olur. Gördüklerim içime az da olsa korku sald. Kim bilir yine neler gelecek bafl ma! diye düflünmekten kendimi alam yorum... yi fleyler gelmez elbette! Gelse gelse bela gelir! Eh bu da bizim kaderimiz! Baz lar m z kurtar r kendini; eli aya düzgün, helal süt emmifl bir delikanl ya denk gelir evlenir veya bir moru a yaman r. Buna karfl l k kaç m z n yazg - s kara, kaç m z sefalet kas rgas yla sürüklenir gideriz, kim bilir?.. Seçme flans m yoktu zaten... buna da flükür! Bu benim taflradaki ilk kap m de il. Dört y l önce yine çal flm flt m... ama uzun süre de il... ve gerçekten de ola anüstü koflullar alt nda... Dün gibi an ms yorum. Ayr nt lar aç k saç k kaçsa da, dahas, dehflete düflürse de, anlataca m yine de bu maceray. Ancak okurlar ma içten bir uyar da bulunmak isterim öncelikle; bu günlü ü yazarken niyetim ne kendimle ne de baflkalar yla ilgili hiçbir konuyu üstü kapal geçmemek; aksine tüm içtenli imi, s ras gelince de yaflam n hoyratl - n sergilemekten sak nmayaca m. Örtüleri çekilip al narak üryan b - rak lan ruhlar güçlü bir çürüme kokusu yay yorsa bu benim suçum de il. flte öykünün asl : fl bulma bürosundaki iri k y m bir tür kâhya kad n beni oda hizmetçisi olarak ay rm flt ; Touraine de Mösyö Rabour ad ndaki birinin hiz- 12

metine girecektim. Koflullar n görüflülüp kabulünden sonra, filan gün, falan saatte, feflmekân gardan trene binmem kararlaflt r ld. Programa göre gere i yerine getirildi. Kontrol memuruna biletimi henüz vermifltim ki, ç k flta k pk rm z ve as k suratl arabac k l kl biri bana seslendi: Mösyö Rabour un yeni oda hizmetçisi siz misiniz? Evet, benim. Eflyan z var m? Evet, var. Bagaj fiflinizi verin ve burada bekleyin beni... Peronda kalabal a kar flt. Memurlar peflinden se irttiler; Mösyö Louis diye sesleniyorlard ona sayg l bir dostluk tafl yan bir sesle. Louis, üst üste y l duran eflyalar n aras ndan bavulumu ç kard ve onu bariyerin hemen yan nda duran iki tekerlekli gezinti arabas na tafl tt. Eee... Binecek misiniz? S ran n üzerinde, yan na oturdum ve hareket ettik. Arabac çakt rmadan bana bak yordu. Ben de onu incelemekle meflguldüm. Önemli kiflilerin yan nda hiç çal flmam fl, yol yordam bilmez bir uflak, yontulmam fl bir köylü, hödük o lu hödü ün teki ile karfl karfl ya oldu umu anlamakta gecikmedim. Can m s k ld. K l düzgün uflaklardan hofllan r m ben. Güçlü bacaklar saran beyaz deri pantolon kadar akl m bafl mdan alan bir fley olamaz. Ya bizim Louis? Eldivensiz kullan yordu arabay. S rt ndaki, birkaç beden büyük, ucuz kumafltan dikilmifl gri-mavi tak m elbisesi, çift s ra s rma flerit geçmifl yass meflin kasketi ile zarafet yoksunuydu! nan lmaz! Bu memlekette pek geri kalm fllar can m!... Dahas kaba ve as k suratl lar; ama içlerinde kötülük yoktur bunlar n. Bu tipleri bilirim. Önceleri tak fl rlar yenilerle, sonra her fley ray na oturur, hatta biraz fazla girer ray na. Uzun süre tek kelime etmeden kald k öyle. Bir hava, bir hava!... Dizginler gergin, kamç daireler çiziyor, büyük arabac pozlar... çok komikti do rusu! Bana gelince, tüm asaletimi tak n p, hiçbir özelli i olmayan evlere, a açlara, tarlalara; manzaraya bak yordum. Yokuflu ç kmak için at n dizginledi ve alayl bir gülüflle aniden bana sordu: Bari birkaç çift potin getirdiniz mi? Elbette! dedim, bu ilgisiz ve dahas garip soruya flafl rarak. Neden soruyorsunuz, bunu? Bu sordu unuz fley biraz aptalca de il mi babal k ha? 13

Beni dirse i ile hafifçe dürterek, çifte anlam n ç karmakta zorland m i neli bir alayla, do ru söylüyorum nefleli bir edepsizlik kar - fl m bir bak fl f rlatt ve s r tarak flöyle dedi: Hadi hadi!.. Masum k z rolü yap n bari... Maskara n olacak, zirzop maskara! Daha sonra dilini flaklatt, hayvan yeniden h zland. Akl m kar flm flt. Bu da ne demeye geliyordu flimdi? Belki de hiçbir anlam yoktu... Kad nlarla nas l konuflulaca n bilmeyen sala n teki diye düflündüm. Bir fleyler söylemek istemifl ama daha iyisini bulamam flt herhalde, zaten benim de sohbet etmek gibi bir niyetim yoktu. Mösyö Rabour un malikânesi oldukça güzel ve büyüktü. Aç k yeflile boyanm fl güzel bir yap yd. Etraf göz alabildi ine çimlerle çevriliydi, her taraf çiçeklerle ve s k çam a açlar yla kapl yd ve mis gibi reçine kokuyordu. Oldum olas bay l r m k rlara ama ne tuhaft r ki içimi hüzün kaplar, uyku basar. Evin kap s ndan içeri girdi imde sersem gibiydim; kâhya kad n, antrede beni bekliyordu. Paris teki ifl bulma bürosunda beni ifle sokan kad n n ta kendisiydi; özel al flkanl klar m ve zevklerime dair ne kadar patavats z soru varsa sormufl da karar n öyle vermiflti; daha o zaman kuflkulu yaklaflmal ym fl m ona... Ama insan n her seferinde daha da beterini görüp katlanmas bofluna, bir türlü ak llanm yor... Büroda gördü ümde hofllanmam flt m bu kâhya kad ndan, burada ise, karfl mda belirince ani bir tiksinti duygusu kaplad içimi. Ah gitmifl vah kalm fl bir genelev patroniçesi gibi göründü gözüme. fiiflman bir kad nd, fliflman ve k sayd, k sayd ve sar mt rak ya lar taflan bir puf böre i gibiydi. nek yalam fl gibi duran her iki yana yap flm fl k r saçlar, löp löp sallanan iri memeleri, gevflek, nemli jelatin gibi saydam elleri vard. Kurfluni gözlerinden kötülük okunuyordu; so uk, art niyetli ve sapk n kötülük... Size yönelen sakin ve hain bak fllar ruhunuzu, teninizi defliyor, neredeyse k pk rm z kesiliyordunuz. Beni küçük salona ald. Görevime bafllamadan önce beni görmek isteyen beyefendiye geldi imi haber verece ini söyleyerek hemen yan mdan ayr ld. Beyefendi henüz sizi görmedi, diye ekledi. Sizi ben ifle ald m almas na ama önemli olan sizi onun be enmesi... Etraf incelemeye koyuldum. Tertemiz ve son derece düzenliydi salon. Bak rlar, mobilyalar, kap lar ve parke parlat lm fl, cilalanm flt ; cam gibi parl yordu her fley. Paris in baz evlerinde görmeye al flt m 14

türden cicili bicili fleyler, albenili duvar kâ tlar, nak fllar, süsler yoktu belki ama zengin bir hava esiyordu salonda; rahat ve a rbafll eflyalarla donat lm fl, tuzu kuru bir taflral n n evi oldu u her halinden belliydi. Düzenli ve sakin bir havas vard. Diyece im o ki, insan burada s - k nt dan patlard!.. Vay be!.. Beyefendi teflrif ettiler. Bey de beydi hani; tuhaf bir adam, çok e lendirdi beni!.. Ufac k bir ihtiyar getirin gözünüzün önüne. ki dirhem bir çekirdek, sinek kayd t rafl olmufl, pembe pembe yanaklar ile bir tafl bebek... Baston yutmufl gibi dimdik, çok canl, çok iç aç c. Yalan m yok, çay rdaki çekirge misali z playa z playa yürüyordu. Beni selamlad, kibarl ktan k r l p dökülerek: Sizin ad n z ne çocu um? diye sordu. Célestine, efendim. Célestine... diye yineledi... Célestine öyle mi? Vay can na! Güzel isim do rusu, aksini söyleyemem ama çok uzun çocu um, fazla uzun. En iyisi ben size Marie diyeyim ha... ne dersiniz? fiirin bir isim, üstelik de k sa... Hem sonra tüm oda hizmetçilerimi hep Marie diye ça- rd m ben... Bu al flkanl mdan vazgeçebilece imi hiç sanm yorum, hizmetçimden vazgeçerim daha iyi... Sizi gerçek ad n zla asla ça rmamak gibi bir hastal klar vard r bunlar n hepsinin. Takvimde ne kadar azize ismi varsa hepsini alm fl biri olarak hiç yad rgamad m bunu. O hâlâ srar ediyordu: Yani diyordum, size Marie desem bozulmazs n z de il mi?.. Kabul mü?.. Elbette efendim. Bu k z n kendi de güzel, huyu da, âlâ, âlâ!.. Nefleli, son derece sayg l bir tonda söylemiflti; yüzüme yiyecekmifl gibi bakmadan, gözleri ile üstümde ne varsa soymadan, genelde erkekler hep öyle yaparlar da. Do ru dürüst bakmam flt bile bana, ama salona girdi inden beri gözlerini srarla potinlerime dikmiflti... Daha baflka var m? diye sordu k sa bir sessizli in ard ndan. Gözleri garip bir biçimde parl yordu sanki. Baflka ismim mi, efendim? Hay r çocu um, baflka potin. Daha sonra kedilerin yapt gibi dilini uzatarak birkaç kez duda- nda gezdirdi. Hemen yan tlamad m sorusunu. Potin sözcü ünü duyar duymaz arabac n n alayc bir tarzda etti i o edepsiz laflar geldi akl ma ve irkil- 15

dim. Bir anlam m varm fl bunun? Bu srarla sorulan soru karfl s nda yan tlamak zorunda kald m ama bir hafif meflreplik günah n papaza itiraf eder gibi bo uk ve tedirgin ç kt sesim: Evet efendim, baflkalar da var. Parlak m? Evet, efendim. Çok... çok parlak, öyle mi? Elbette, efendim. Âlâ. Âlâ. Sar deriden de var m? Ondan yok, efendim. Olmal... Ben veririm. Sa olun, efendim. Âlâ, alâ... flimdi susun! Korkmufltum, çünkü bulan k p r lt lar geçen gözleri kanlan p se irmeye bafllam flt... Aln ndan boncuk boncuk terler döküldü. Y l p kalacakm fl gibime geldi. Ç l bas p yard m ça rmak üzereydim ki, kriz geçti. Birkaç dakika sonra yat flm fl bir sesle konuflmaya bafllad. Dudaklar n n kenar ndaki köpükler hâlâ duruyordu. Yok bir fley... geçti... size bir fley söyleyeyim mi çocu um. Benim baz tak nt lar m var... Benim yafl mdaki biri için ay p kaçmaz de il mi? Mesela bir kad n n kendi potinlerini parlatmas n hofl göremem, hele benimkileri asla... Kad nlara sayg m büyüktür benim Marie, buna izin veremem... Potinlerinizi ben parlataca m; minicik potinlerinizi, sevgili minik potinlerinizi... Onlar n bak m n ben yapaca m... fiimdi beni iyi dinleyin! Her akflam, uyumadan önce, potinlerinizi odama getireceksiniz, yata m n yan na, küçük sehpan n üstüne yerlefltireceksiniz ve sabah, pencerelerimi açmaya geldi inizde al p götüreceksiniz. Oldukça flaflk n görünmüfl olmal y m ki, flöyle devam etti: Yapmay n ne olursunuz! Zor bir fley istemiyorum ki sizden... Çok da tabii bir fley üstelik... sözümü dinlerseniz... Cana geldi, elini cebine dald r p ç kard iki louis * uzatt bana. Ak ll, uslu, itaatkâr olursan z, bu tür küçük arma anlar hiç eksik olmaz. Ayl n z kâhya kad n verecek her ay, ama ben Marie, aram zda kals n tamam m? ben size s k s k minik arma anlar verece im. Karfl l nda ne istiyorum peki? Minicik bir fley... Hadi söyleyin Tanr aflk na, önemli bir fley mi bu sizden istedi im? (*) Louis: Frans z alt n. (y.h.n.) 16