ANKARA ÜNİVERSİTESİ KALECİK MESLEK YÜKSEKOKULU PEYZAJ ve SÜS BİTKİLERİ PROGRAMI BİTKİSEL UYGULAMA TEKNİĞİ ÖZELLİK GÖSTEREN YERLERDE BİTKİLENDİRME
ISLAK VE BATAKLIK YERLER İÇİN ÖZEL DİKİM YÖNTEMLERİ Islak ve bataklık yerler için çeşitli tepe dikimi metotlarına başvurulur. Bunun yanı sıra bu ıslak koşullara uyan, tolerans gösterebilen bitki türü seçimi de mutlaka yapılmalıdır. Söğüt Sığla Kızılağaç Bataklık servisi Dişbudak Kavak gibi türler yüksek toprak nemine toleranslı bitkilerdir.
4-5 m aralıklarla, üstü daha geniş olmak üzere açılan hendeklerden çıkan topraklar iki hendek arasına set halinde yığılır. Dikim bu setler üzerine yapılır. Bu yöntemle hendekler drenajı sağlarlar. Hendeklerin ana drenaj hendeğine mutlaka bağlanması gerekmektedir. Set dikimi
Tepe dikim yöntemi ile; bitki kökleri fazla nemin etkilerinden korunmakta, don tehlikesinden korunmakta, çoğu zaman sık gelişen diri örtünün boğma tehlikelerinden de fidanlar korunmaktadır.
YAMAÇ DİKİM YÖNTEMİ Yamaç üzerinde açılan çukurun toprağı, vadi tarafına yığılarak bir tepe oluşturulur. Fidan bu tepe üzerine oturtularak köklerin büyük kısmı tepeciğin yamaca bakan yüzeyine getirilir. Yamaç dikimi
Dik ve kuru yamaçlarda bu metot, yamaçtan akan suyun yamaç tarafındaki çukurlukta toplanmasını ve köklerin bundan yararlanmasını sağlar. Bu dikim yöntemi kısmen erozyonu da önleyici niteliktedir.
YÜZEYSEL EROZYONU ÖNLEMEK İÇİN BİTKİLENDİRME Teraslama Teraslama, fazla eğimli arazide esas itibariyle toprağın ve/veya suyun korunması amacıyla uygulanan yöntemlerdendir. Teraslar, tarım alanlarında, ağaçlandırma ve mera ıslahı çalışmalarında ve peyzaj onarımında sık sık başvurulan mekanik koruma önlemleri olarak büyük önem taşırlar. Fonksiyonlarına göre teraslar; 1. Eğimli (akıtıcı) teraslar 2. Eğimsiz (emdirici) teraslar olarak ayrılır.
Eğimli teraslar, bir ucundan diğer ucuna doğru % 0.5-% 1 arasında bir eğime sahip olan, içlerinde toplanan suyu bir dere yatağına ya da oyuntuya akıtan teraslardır. Bunlar bol yağışlı yörelerde, yüzeysel akışı kısa mesafelerde tutarak yamaç dışına aktarmak suretiyle toprak taşınmasını engellerler. Başka bir deyişle eğimli teraslar, birinci derecede toprağın korunması amacına hizmet ederler. Eğimli teraslarda her bir teras uzunluğunun 400 m'yi aşmamasına dikkat edilir. Daha uzun teraslarda eğim hataları yapılması riski büyüktür.
Eğimsiz teraslar ise, esas itibariyle sağanak yağışların etkili olduğu kurak/yarı kurak yörelerde suyu tutmak, yetersiz yağışları toprağa emdirip bitkilerin yararlanmasına sunmak, sağanak yağışlarda da derelere ulaşan yüzeysel akış miktarını azaltarak sel ve taşkınları hafifletmek amacıyla yapılırlar.
Teraslar enkesitlerine göre; 1. Yammuk (trapez) enkesitli teraslar 2. V enkesitli (gradoni) teraslar Olmak üzere ikiye ayrılır.
Yamuk enkesitli teraslar eğimi %40 ı aşmayan yamaçlarda kullanılmaktadır. Teras tabanının yamaç yüzüne yakın kısmında toprak kabaca çapalanarak doldurunun yamaçla daha iyi kaynaşması sağlanmakta, bu sayede suyun infiltrasyonu ve dikilen fidanların köklerini geliştirmeleri kolaylaşmaktadır. Bu teraslarda taban genişliği 30 cm, derinlik 20 cm dolaylarındadır. Yamuk (trapez) enkesitli teras
Gradoni tipi teraslar genellikle "V" enkesitli olmakta ve eğimi %60'a kadar olan yamaçlarda kullanılabilmektedir. Bunlarda da teras tabanı kısmen gevşetilir. Gradonilerde teras tabanına içeriye doğru % 15-40 arasında bir eğim verilir ve taban genişliği 60-80 cm, teras derinliği 20-30 cm arasında değişir. Gradoni tipi teras
Gradonilerin ülkemizde geliştirilen ve elverişsiz koşullarda başarıyı arttıran kanallı gradoni ve çalı takviyeli gradoni gibi tipleri de vardır. Kanallı gradoni Çalı takviyeli gradoni
KUMUL STABİLİZASYONU Sahil ve kara kumullarının durdurulması amacıyla; kumulların mekanik yöntemlerle stabilizasyonu kumulların ağaçlandırılması söz konusu olur.
Kumulların mekanik yöntemlerle stabilizasyonu Kumulların mekanik yöntemlerle stabilizasyonu (durdurulması; tespiti) için yapılan uygulama, genellikle şöyledir: 1. Sahil (kıyı) kumullarının tespitinde, önce bir ön kumul (cephe kumulu) oluşturulur. Bu amaçla kıyıdan 50-150 m içeride, tahta kazıkların kuma çakılması ve birbirine bağlanarak aralarının dallarla örülmesi suretiyle 0,75-1,00 m yükseklikte bir sıra çit yapılır. Bu çit genellikle kıyıya paralel bir hat boyunca ve hakim rüzgâr yönüne dik doğrultuda olur.
http://www.cem.gov.tr/erozyon/anasayfa/resimlihaber/16-02- 19/A%C4%9Fyatan_Lag%C3%BCn%C3%BC_Art%C4%B1k_Emniyette.aspx?sflang=tr
Kum, bu çit sırasının önünde birikir. Böylece oluşan yığının yüksekliği 0,50-0,75m yüksekliğe ulaşınca, birinci çit sırasının üzerine bir çit sırası daha yapılır ve uygulama, oluşan yapay kumulun eğimi ve yüksekliği hareketli kum tanelerinin geçmesini engelleyecek düzeye ulaşıncaya kadar sürdürülür. Genel olarak bu suretle 2-3 yıl içinde 10-15 m yükseklikte bir ön kumul oluşturulabilmekte ve kumulun ön yüz eğimi %30-40 kadar olmaktadır. Ön kumul oluşturulmasında amaç, sahilden gelen kumların iç kısımlara ilerlemesini engelleyecek yükseklikte bir kum tepeciği meydana getirmek, böylece kumulla kaynağı arasındaki bağlantıyı kesmektir.
http://www.cem.gov.tr/erozyon/anasayfa/resimlihaber/16-02- 19/A%C4%9Fyatan_Lag%C3%BCn%C3%BC_Art%C4%B1k_Emniyette.aspx?sflang=tr
https://www.ogm.gov.tr
2. Ön kumul oluştuktan sonra, iç taraflarda yine hakim rüzgâr yönüne dik doğrultuda geçici perdeler tesis edilir (açık sistem) ve buralardaki kumların da hareketi durdurulur. Rüzgâr yönünün çok değişken olduğu yer ve durumlarda kumul alanı paralel perdelerle değil, alanı belli büyüklükte kare ya da dikdörtgenlere bölen perdelerle tespit edilir (kapalı sistem).
http://www.cem.gov.tr/erozyon/anasayfa/resimlihaber/16-02- 19/A%C4%9Fyatan_Lag%C3%BCn%C3%BC_Art%C4%B1k_Emniyette.aspx?sflang=tr
https://www.ogm.gov.tr/sitepages/ogm/ogmhaberler.aspx?l=d48f9a06-6f97-48b9-9ba4-7b9dfae5e8dd&i=11427
3. Kumulların mekanik yöntemlerle stabilizasyonu, hareketi engellenen kum yığınları üzerine kuru dallar serilerek tamamlanır. Dallar, kalın uçları rüzgârın geldiği tarafa bakacak şekilde kum üzerine yerleştirilerek bütün yüzeyi örten bir tabaka meydana getirilir. Kumul üzerine ekim yapılacaksa dal serme işlemi ekim işinden sonraya bırakılır.
Çoğu yer ve durumlarda kumulların üzeri, mekanik stabilizasyondan sonra ekim ya da dikim yolu ile otsu bitkilerle yeşillendirilir. Ekim, kumullara yetişebilen bazı türlerin tohumları karıştırılarak, 25-30 cm aralıklarla açılan 3-4 cm derinlikte ince kanallar içine yapılır. Bazı otsu bitkiler (örneğin Ammophila arenea), kumul alanlarına dikim yoluyla da getirilebilmektedir. Otlandırma hem kumun hareketini engellemekte, hem kuma organik madde katkısı yapmakta, hem de ağaçlandırmaya geçişi kolaylaştırmaktadır.
Kumulların Ağaçlandırılması Kumul hareketinin mekanik yöntemlerle durdurulması ve kumulun otsu bitki ekim/dikimi ile tespiti, geçici stabilizasyon niteliğindedir. Kalıcı stabilizasyon ise, kumulun ağaçlandırılması ile sağlanır. Kumul ağaçlandırmalarında genellikle derin ve kazık kök yapan türler tercih edilir. Genel olarak kumul ağaçlandırmalarında tüplü ya da topraklı fidan kullanılır ve adi çukur dikimi uygulanır. Dikim çukurlarının en az 40-60 cm derinlikte olmasına dikkat edilir. Fidanların 2,50x2,50 m aralık ve mesafe ile dikilmesi uygun olur.
Kumul ağaçlandırmalarında uygun türlerle iyi bir ibreli-yapraklı ağaç karışımı sağlanmalıdır. Bu amaçla yerine göre; fıstık çamı Pinus pinea, sahil çamı (Pinus maritima), kızılçam (Pinus brutia), yalancı akasya (Robinia pseudoacacia), dolgu materyali olarak ılgın (Tamarix gallica), azotça fakir kumulda fidanların azot gereksinmelerini karşılamak üzere de legüminözlerden Cytisus scoparius dikilebilir.
http://www.mudender.org/kumul-agaclandirmalari
Yararlanılan Kaynaklar: Ürgenç, S.İ. 1998. Ağaçlandırma Tekniği Yenilenmiş ve Genişletilmiş İkinci Baskı. İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Yayınları, Yayın No: 441, 600, İstanbul. Görcelioğlu, E. Peyzaj Onarım Tekniği. İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Yayınları, Yayın no: 4351, 320, İstanbul.