Mayõs 2007. Ankara Ticaret Odasõ. Editör Önder DOĞAN onderdogan@atonet.org.tr Tel:0312 285 95 02



Benzer belgeler
Rakamlarla 2011'de Türkiye Ekonomisi

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

ŞUBAT Sanayi Üretim Endeksi 2015 Kasım ayında 130 seviyesinde gerçekleşerek yıllık bazda %3,6 artış kaydetti. Endeksin bu

KALKINMA BAKANLIĞI EKONOMİK GELİŞMELER. (Ocak Şubat Mart 2016) Yıllık Programlar ve Konjonktür Değerlendirme Genel Müdürlüğü

Martta, ilk iki ayın toplamından daha fazla döviz geldi. (Milyon Dolar) Ocak Şubat Mart Ocak- Ocakvar.

EKONOMİK GELİŞMELER. KALKINMA BAKANLIĞI Nisan 2014 İÇİNDEKİLER

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Mart Toplantı Tarihi: 24 Şubat 2015

KALKINMA BAKANLIĞI EKONOMİK GELİŞMELER. (Ekim Kasım Aralık 2015) Yıllık Programlar ve Konjonktür Değerlendirme Genel Müdürlüğü

ÜÇ AYLIK EKONOMİK RAPOR

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Aralık 2012

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AYDIN TİCARET BORSASI

EKONOMİK GELİŞMELER Aralık 2012

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

İçindekiler. İSO Sanayi Gelişim ve Girdi Fiyatları Endeksi. Kaynak: İSO. İSO Sanayi Girdi Fiyatları Endeksi

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

Turkey Data Monitor Ekonomi Bülteni. 07 Mart 2016 I. KÜRESEL GELİŞMELER

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Nisan 2012, No: 30

AYDIN TİCARET BORSASI

ARALIK 2018-BÜLTEN 11 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

GÖSTERGELER YABANCI HAREKETİ:

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Her. Pazar BRUNCH. #OlmasadaOlur. Düzenli destekte bulunmak için ü arayabilirsiniz.

AYDIN TİCARET BORSASI

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER. (Temmuz 2015)

GÜNE BAŞLARKEN 1 Haziran 2009

AYDIN TİCARET BORSASI

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Nisan 2013, No: 58

MİLLİ GELİR VE BÜYÜME

ŞUBAT 2019-BÜLTEN 13 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

AYDIN TİCARET BORSASI

Cari açıktan fazla döviz geldi, on yılda 68 milyar Merkez Bankası rezervine eklendi (Milyon $)

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AYDIN COMMODITY EXCHANGE ARALIK 2013 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ.

Ekonomi Bülteni. 16 Mayıs 2016, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Makro Ekonomi ve Strateji. Haftalık Veri Akışı

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER. (Haziran 2015)

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

BIST-100 Teknik Analiz

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

PARA POLİTİKASI KURULU DEĞERLENDİRMELERİ ÖZETİ

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER. (Ağustos 2015)

T.C. AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI Ekonomik ve Mali Politikalar Başkanlığı

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Mart 2012, No: 28

AYDIN TİCARET BORSASI

Günlük Bülten 13 Nisan 2012

Ekonomi Bülteni. 22 Mayıs 2017, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Mayıs Toplantı Tarihi: 24 Mayıs 2016

AYDIN TİCARET BORSASI

Enflasyon tahmini güncellendi, para politikası sıkılaştı

Şubat 2013 Fiyat Gelişmeleri

Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

BIST-100 Teknik Analiz

MİLLİ GELİR VE BÜYÜME

Ekonomi Bülteni. 16 Mart 2015, Sayı: 11. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

39,000 37,000 35,000 33,000

İçindekiler. İSO Sanayi Gelişim ve Girdi Fiyatları Endeksi

Ekonomi Bülteni. 21 Mart 2016, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

Yıllık açık 100 milyar doları aşacak... DIŞ TİCARET ALARM VERİYOR!

HALI SEKTÖRÜ 2015 ŞUBAT AYI İHRACAT PERFORMANSI

Aralık Tekstil ve Hammaddeleri Sektörü 2014 Ocak-Kasım Dönemi İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Mayıs 2014, No: 92

AYDIN TİCARET BORSASI

Ekonomi Bülteni. 2 Ocak 2017, Sayı: 1. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

EKONOMİK GELİŞMELER Mart 2012

Mayıs. Sanayi sektörünün. Reel Kesimin Beklentileri İyileşti Tüketici Güveni Haziran da Zayıfladı. Kapasite Kullanımı Güçlenmeyi Sürdürdü

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 15 Mayıs 2017, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Enflasyon çift haneye yaklaştı, cari açık daralıyor

2012 Nisan ayında işsizlik oranı kuvvetli bir düşüş ile 2012 Mart ayına göre 0,9 puan azalarak % 9 seviyesinde

AYDIN TİCARET BORSASI

Yurtdışına kâr transferi 8 yılda 54 milyar doları aştı

Ekonomi Bülteni. 23 Mayıs 2016, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Şubat 2012

EKONOMİK GELİŞMELER Mart 2013

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs 2012

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Mart 2013, No: 53

DÖVİZ KURU PARİTE DEĞİŞİMİ VE PETROL FİYATLARINDAKİ DÜŞÜŞÜN CARİ İŞLEMLER DENGESİNE ETKİSİ ( 5 Şubat 2015 ) ( Zafer YÜKSELER )

Makro Veri. Cari açık yeni rekorda. Tablo 1: Cari Denge (milyon $) -month,

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

AYDIN TİCARET BORSASI

Transkript:

AYLIK EKONOMİK GÖRÜNÜM Mayõs 2007 Ankara Ticaret Odasõ Editör Önder DOĞAN onderdogan@atonet.org.tr Tel:0312 285 95 02

İÇİNDEKİLER 2 EKONOMİNİN GÖRÜNÜMÜ.. 3 BÜYÜME VE İSTİHDAM... 7 -İhracatçõ sektörlerin üretimi azaldõ.. 8 -İşsizliğin gerçeği yüzde 19 u buluyor. 9 -Üretim, verimlilik,ihracat, arttõ işgücü azaldõ.. 11 ÖDEMELER DENEGESİ.. 12 -Ödemeler Dengesinin Finansmanõ.. 13 -Cari işlemler açõğõ ve artan kõrõlganlõk DIŞ TİCARET... 17 -Ham madde ithalatõ.. 18 BÜTÇE: MALİ DİSİPLİNİN SONU MU?.... 19 -Vergi gelirlerinde reel azalma İÇ BORÇLANMA TÜM HIZIYLA SÜRÜYOR..... 21 -İç Borç stoku büyüyor... 22 -İç borçlanma faizleri.. 23 KREDİ VE MEVDUAT GELİŞMELERİ. 24 ENFLASYONDA HEDEF İÇİN UMUT KALMADI. 25 -Üretici fiyatlarõ 26 -Para politikasõnõn itibarõ 27 SEÇİLMİŞ TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELER. 29 2

EKONOMİNİN GÖRÜNÜMÜ Türkiye, normal zamanõna çok az bir süre kalmasõna rağmen, Cumhurbaşkanlõğõ seçimindeki başarõsõzlõk yüzünden erken bir genel seçime gitmek zorunda kaldõ. Seçim dönemleri her zaman ekonomik politikalarõn yoğun olarak tartõşõldõğõ bir platform olmuştur. Seçime katõlan partiler seçim beyannameleriyle birlikte kamuoyuna birer de ekonomik program açõklamak zorunluluğunu hissetmişlerdir. Bu seçimlerde de siyasi partiler benzer ekonomik programlarla kamuoyunun önüne çõkacaklar. En son 2002 yõlõnda yapõlan seçimlerde, ekonomik politikalar, IMF nin desteklediği Güçlü Ekonomiye Geçiş programõ etrafõnda tartõşõlmõştõ.. Bunda programõn mimarõ Kemal Derviş in, parlamentoya giren iki partiden biri olan CHP den aday olmasõnõn da büyük rolü oldu. Seçimi IMF politikalarõnõ reddeden AKP kazandõ. Ancak, seçimden sonra ABD nin Irak a Türkiye üzerinden asker göndermesini öngören tezkereyi TBMM den geçiremediği için ABD den beklediği parasal desteği alamayan AKP hükümeti, IMF programõnõ 4.5 yõllõk iktidarõ boyunca uyguladõ. AKP hükümeti, Türkiye nin IMF politikalarõ dõşõnda seçeneği olmadõğõnõ kabul etti ve önceki stand-by anlaşmasõnõ devam ettirmenin yanõ sõra Mayõs 2008 e kadar uygulanacak ayrõ bir stand-by anlaşmasõ daha imzaladõ. Gerçekten Türkiye nin IMF programõndan farklõ bir ekonomik program uygulayamaz mõ? Tüm ülkelere aynõ programõ uygulatan IMF nin ekonomik programlar konusunda söyledikleri tartõşõlmaz doğrular mõdõr? Ekonomik programlarõn temel amacõ, ülke ekonomisi ve özellikle de istihdamõn istikrarlõ bir şekilde geliştirilmesi olmalõ. Oysa, son sekiz yõlõnõ IMF tarafõndan belirlenen ekonomik programlar uygulayarak geçiren Türkiye de, bunun tam tersi bir tablo oluştu. Türkiye ekonomisi spekülatif sermayenin hõzlõ hareketlerine eskisine göre çok daha açõk ve bu sermayenin en küçük bir olayda hõzla ülkeyi terk etme olasõlõğõ yüzünden eskisinden de daha istikrarsõz ve kõrõlgan bir hale geldi. İşsizlik ise geçen yõl yaşanan küçük düşüşlere rağmen iki haneli olarak kalmaya devam etti. Gelinen bu nokta, IMF politikalarõnõn ülkeleri krizden çõkarmak için değil, en hõzlõ şekilde rezervleri yükseltip yabancõ kreditörlere olan borcun ödenmesini sağlayacak şekilde tasarlandõğõ görüşünü doğruluyor. 2002 yõlõndan sonra Türkiye ekonomisi gerçekten hõzlõ bir büyüme süreci yaşadõ. Bu IMF nin ve hükümetin hanesine başarõ olarak yazõldõ. Türkiye gibi ülkelerde ekonomi politikalarõnõn başarõsõnõ, 3

yalnõzca milli gelirdeki (GSMH) büyümeye bakarak değerlendirmek yanlõş sonuçlar verir. Ekonomik politikalarõn başarõsõnõn, ülkede yaşayanlarõn yaşam standardõnõ ne ölçüde artõrdõğõ, sürdürülebilir, dengeli ve demokratik bir kalkõnmaya ne ölçüde yol açtõğõna bakarak değerlendirmek daha doğru olur. Başarõlõ bir ekonomik büyümenin toplumun tüm kesimlerinin yaşam kalitesini yükseltmesi, yoksullarõn ve desteğe muhtaç kesimlerinkini ise biraz daha hõzlõ yükseltmesi gerekir. IMF SİZ BİR EKONOMİK PROGRAM MÜMKÜN Ülkelerin kalkõnmasõ, yalnõzca ekonominin belli oranlarda büyümesi değil, ülkede yaşayan insanlarõn yaşamõnõn yeniden biçimlendirilmesi, yaşam kalitesinin yükseltilmesidir. IMF programlarõ ise devletin, eğitim, sağlõk, güvenlik, adalet, istihdamõ teşvik gibi, halkõnõn yaşam kalitesini yükseltebileceği alanlardaki görevlerini yerine getirmesini engelleyen unsurlar içerir ve gelirin adil dağõlõmõnõ göz ardõ eder. Bu nedenle IMF programlarõ, diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye de de devletin, kalkõnmanõn teşvikinde ve yoksulun korunmasõnda daha aktif rol almasõnõ engelledi. Bu alanlardan tümüyle çõkmaya zorladõ. Devletin, iş dünyasõnõ geliştirip istihdam yaratacağõ bir iklimi oluşturmasõnõ önledi ve bu konudaki görevlerini unutturdu. İşsizlik oranõ yüzde 11 lerde seyrederken, bu sorunu hafifletebilecek bir önlem olan istihdam üzerindeki kamusal yüklerin azaltõlmasõna izin verilmedi. IMF, Merkez Bankasõ na, sadece enflasyonun indirilmesine odaklanmasõnõ şart koşarak, para politikasõnõn ülkenin istihdam, yatõrõm, cari işlemler açõğõ ve benzeri yakõcõ sorunlarõnõn göz ardõ edilmesini istedi ve yaptõrdõ. IMF ve Dünya Bankasõ, 1998 yõlõndaki yakõn izleme anlaşmasõndan başlayarak Türkiye ye tüm sorunlarõn serbest piyasa düzeni içerisinde çözümlenebileceğine dönük düzenlemeler yaptõrdõlar. Oysa ekonomistlerin büyük çoğunluğu, piyasalarõn tek başlarõna ekonomik sorunlarõ çözemeyeceğini devletin belli ölçülerde müdahalesinin gerektiğini savunuyorlar. IMF ve Dünya Bankasõ gibi kuruluşlarõn programlarõnõn tek doğru olduğunu savunanlarõn, ileri sürdükleri en önemli gerekçeyi, küreselleşme oluşturuyor. Küreselleşmeyi yok sayamayõz. Ancak Türkiye nin, Çin ve Hindistan gibi ülkelere bakarak küreselleşmeyi kendisinin yönetmesi, başka bir ifadeyle küreselleşmenin altõnda ezilmeden olanaklarõndan yararlanmayõ bilmesi gerekiyordu. Bunun yapõlabilmesi ise ayrõm 4

yapmadan hemen her ülkeye aynõ ekonomik reçeteyi yazan IMF ve Dünya Bankasõ nõn etkili olmadõğõ bir programla mümkün bulunuyor. NASIL BİR PROGRAM Son yõllarda uygulanan ekonomik politikalarõn yol açtõğõ sonuçlar Türkiye nin yeni dönemde nasõl bir ekonomik program uygulamasõ gerektiğinin ipuçlarõnõ veriyor.! Yeni programõn ekonomideki büyümenin nimetlerini yalnõzca küçük bir azõnlõğõn değil, geniş halk kitlelerinin paylaşmasõnõ sağlamasõ gerekiyor.! Eğer Türkiye seçimden sonra da yola IMF ile devam ederse, IMF, Türkiye ye kamu borç stokunun GSMH ye oranõnõn yüzde 30 a kadar indirilmesini ve kamu harcamalarõna üst sõnõr uygulanmasõnõ dayatacak. Bu devletin daha az eğitim, sağlõk, altyapõ, güvenlik ve benzeri harcamalar yapmasõ, diğer bir deyişle, devleti olabildiğince küçültüp sosyal devleti yok etmek anlamõna gelir. Bütçe harcamalarõna IMF tarafõndan tavan konulmasõ TBMM nin bütçe yapmak gibi devredilemez bir yetkisinin IMF tarafõndan kullanõlmasõ anlamõna gelir.! Merkez Bankasõ ve hükümet sadece fiyat istikrarõna odaklanõp istihdam sorunu unutmamalõdõr. Çünkü enflasyonu düşürme hedefinin her şeyin önüne konulmasõ, dõş ticaret, üretim istihdam gibi sorunlarõ içinden çõkõlamaz hale getiriyor.! Para politikasõ en azõndan iş gücüne yeni katõlanlar kadar iş yaratõlmasõna, mevcut istihdamõn korunmasõna olanak sağlayacak şekilde dengelemelidir. Ülkenin uluslararasõ piyasalardaki rekabet gücünü azaltmayacak bir kur politikasõ seçilmelidir.! Kalkõnmanõn gereksinim duyacağõ insan kaynaklarõnõn yetiştirilmesi için okul öncesinden başlayarak tüm aşamalarõnda eğitime önem verilmelidir. Eğitim için yapõlmasõ gereken kamu harcamalarõ IMF nin insafõna bõrakõlamaz.! Devlet enerji, ulaşõm, haberleşme ve benzeri her türlü alt yapõyõ geliştirilerek üretim maliyetleri düşürülmelidir.! Bir yandan geleneksel sektörler verimlilik artõşõ ve benzeri yollarla geliştirilirken diğer yandan da devlet teknolojinin geliştirilmesinde aktif rol üstlenmelidir. Türkiye gibi ülkelerin teknoloji gerektiren sektörlerde gelişmesinin başka yolu da yoktur. 5

! Yerli imalat sanayi ve tarõm sektörüne zarar vermemek için piyasalarõn, liberalleşme süreci ekonominin başarabileceği bir hõzla yürütülmelidir.! Teknoloji transfer eden işgücünü eğiten, uzun vadeli yabancõ sermaye yatõrõmlarõ teşvik edilmeli.! Çok kõsa sürelerde ülkeye girip çõkan paraya güvenerek fabrikalar kurulamayacağõ, istihdam yaratõlamayacağõ göz önüne alõnarak ülkenin sõcak para riskinden kurtulmasõna yönelik önlemler alõnmalõ.! IMF, özellikle doğrudan yabancõ sermaye yatõrõmlarõna yönelik bir teşvik olmasõ için kurumlar vergisi oranlarõnda indirim yapõlmasõna izin verirken, bütün vergi yükünün de dolaylõ vergiler yoluyla dar gelirli halkõn ve çalõşanlarõn üzerine binmesine yol açtõ. Gelire orantõlõ vergilendirme ortadan kalktõ. Yeni dönemde yapõlacak vergi ve sosyal güvenlik reformunun bu gelişme dikkate alõnarak gerçekleştirilmesi gerekiyor.! IMF ve Dünya Bankasõ Türkiye yi hõzlõ bir özelleştirmeye zorladõ. Çok önemli kamu varlõklarõ, gerçek değeri olup olmadõğõ tartõşmalõ bedellerle özelleştirildi. Oysa milli varlõklar satõlarak bütçe açõğõnõn kapatõlmaya çalõşõlmasõ sürdürülebilir bir yöntem değildir. Bu yöntem ülkeleri zenginleşmez aksine daha da yoksullaştõrõr.! Türk bankacõlõk sektörünün önemli bir kõsmõ şimdiden uluslararasõ büyük bankalarõn eline geçti. Yabancõ bankalarõn sektördeki payõ önemli ölçüde arttõ. Sürmekte olan bazõ görüşmeler ve özelleştirme baskõsõyla bu oran gelecek dönemde daha da artacak.! Büyük uluslararasõ bankalarõn kredi vermek için yine kendileri gibi büyük uluslararasõ şirketleri tercih etmeleri ve bu bankalarla rekabet etmekte zorlanacak yerli sermayeli bankalarõn sistemdeki ağõrlõklarõnõn giderek azalmasõ küçük işletmelerin kredi kanallarõnõ kurutacak. Ülkedeki bankacõlõk sektörünün önemli bir kõsmõnõn büyük uluslararasõ bankalara geçmesinde asõl kaybeden taraf küçük işletmeler olacak. Bu nedenle yeni dönemde, yabancõ sermayenin bankacõlõk sektöründe sahip olacağõ paya belli bir sõnõrlama getirilmesi önem kazanacak. 6

BÜYÜME VE İSTİHDAM 2006 yõlõnda yüzde 6 oranõnda bir büyüme sergileyen Türkiye ekonomisi 2007 yõlõna nispeten yavaşlayan bir büyüme eğilimiyle girdi. Yõlõn ilk üç aylõk dönemine ilişkin veriler, iç talebin büyüme hõzõnda geçen yõlõn aynõ dönemine göre kõsmi bir yavaşlama yaşandõğõnõ, buna karşõlõk, dõş talebin güçlü seyrettiğini gösteriyor. Sanayi üretimindeki artõş ihracat artõşõnõn da etkisiyle sürerken, dayanõklõ tüketim malõ ve otomobil gibi ürünlerin iç pazar satõşlarõnda yaşanan azalma dikkatleri çekiyor. Türkiye nin ihracat pazarlarõ olan AB ve Ortadoğu ülkelerindeki güçlü büyüme eğilimi ihracatõn ekonomik büyümeye katkõsõnõn bu yõlda devam etmesini sağlayacak. İç talepte gözlenen yavaşlamaya rağmen ithalat da özellikle aramalõ ithalatõnõn etkisiyle şaşõrtõcõ bir şekilde artmaya devam ediyor. Bu öncü göstergeler ekonomide 2006 yõlõnõn ikinci yarõsõndaki görünümün bu yõlõn ilk yarõsõnda da devam ettiğine işaret ediyor. Bu nedenle de bu yõlõn ilk yarõsõ için yüzde 5 civarõnda büyüme tahminleri yapõlõyor. İlk çeyrek büyüme oranõnõn da yüzde 5 civarõnda açõklanmasõ bekleniyor. GSMH geçen yõlõn birinci çeyreğinde yüzde 6.4, ikinci çeyreğinde yüzde 9.3, üçüncü çeyreğinde yüzde 4.3 ve son çeyreğinde ise yüzde 4,6 oranõnda büyüme kaydetmişti. Ekonomide geçen yõlõn aynõ dönemine göre bir yavaşlanma izlense de yõlõn ilk üç aylõk dönemindeki sanayi üretimi geçen yõlõn aynõ dönemin üzerinde gerçekleşti. Martta yüzde 2.6 ya kadar gerilemekle birlikte ocak ve şubat aylarõndaki yüksek oranlõ artõşlarõnõn etkisiyle yõlõn ilk çeyreğinde sanayi üretimindeki artõş yüzde 7.8 oldu. Sanayi Üretim Endeksi (1997=100) 150,0 145,0 140,0 135,0 130,0 125,0 120,0 115,0 110,0 117,8 129,9 113,4 132,7 128,4 133,3 132,4 130,6 141,6 132,2 129,9 138,2 111,7 119,8 146,7 147,4 143,5 141,7 141,9 138,4 136,8 136,4 145,0 142,3 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 1 2 3 128,3 145,4 128,5 2005 2006 2007 2006 yõlõnõn ilk çeyreğinde yüzde 3.3 olan sanayi üretiminde bu yõlõn ilk çeyreğinde kaydedilen yüzde 7.8 oranõndaki büyüme, bu yõlõn ilk çeyreğine ilişkin GSMH büyüme hõzõna 2.8 puana yakõn bir katkõ sağlayacak. Bu ölçüde bir katkõ da yüzde 5 lik büyüme hedefiyle uyumlu 7

gözüküyor. Sanayi üretimi yõlõn ilk çeyreğinde GSMH içerisinde yüzde 33 oranõnda bir ağõrlõğa sahip bulunuyor. İHRACATÇI SEKTÖRLERİN ÜRETİMİ AZALDI Bu yõl ocakta yüzde 14.8, şubatta yüzde 7.3 olan sanayi üretim artõş hõzõnõn martta yüzde 2.6 da kalmasõnda, ihracat açõsõndan kritik bazõ alt sektörlerin üretimindeki azalma etkili oldu. Bu yüzden imalat sanayi üretim artõşõ hõzõ yüzde 2.1 e kadar geriledi. İmalat sanayi üretimi tekstil, giyim, akaryakõt, metalik olmayan mineraller gibi alt sektörlerin üretimindeki azalma ve otomotiv sektörünün üretimindeki artõşõn yüzde 0.2 düzeyinde kalmasõ yüzünden düşük oranda arttõ. Martta üretimleri azalan sektörlerle üretim artõş hõzõ sõfõra yakõn bir düzeyde kalan otomotiv sektörünün ihracatõ da sürükleyen sektörler olduğu dikkate alõnõrsa, gelecek aylarda ihracat artõş hõzõnda da bir yavaşlama yaşayabilme olasõlõğõ artõyor. Martta sadece imalat sanayinin değil, madencilik ve enerji sektörlerinin de üretim artõş hõzõ geçen yõlõn altõnda kaldõ. Madencilik üretimindeki artõş yüzde 10.7 den yüzde 4.1 e, enerji sektörünün üretimindeki artõş ise yüzde 8.5 ten yüzde 7.1 e indi. Toplam sanayi üretiminin yüzde 7.8 arttõğõ ocak-mart döneminde ise madencilik üretiminde yüzde 8, imalat sanayi üretiminde yüzde 7.6 ve enerji sektörünün üretiminde ise yüzde 8.4 oranõnda artõş kaydedildi. Sanayi Üretimindeki Aylõk Değişim (%) 2005 2006 2007 Ocak 5,0-5,2 14,9 Şubat 10,7 5,7 7,3 Mart 3,4 9,1 2,6 Nisan 5,0 6,5 Mayõs 2,4 8,1 Haziran 1,8 10,0 Temmuz -1,4 8,7 Ağustos 6,8 4,5 Eylül 8,3 4,1 Ekim 7,0 3,2 Kasõm 10,0 11,6 Aralõk 7,5 3,0 Yõllõk 5,4 5,8 İŞSİZLİĞİN GERÇEĞİ YÜZDE 19 U BULUYOR TÜİK in Ocak-Mart 2007 dönemini kapsayan Hanehalkõ İşgücü Anketi ne göre bu yõlõn ilk çeyreğinde işsizlik oranõ yüzde 11.4 le geçen yõlki düzeyinin 0.5 puan altõnda kaldõ. Geçen yõl aynõ dönemde işsizlik oranõ yüzde 11.9 olarak açõklanmõştõ. Bu dönemde istihdam büyük ölçüde hizmetler ve tarõm sektörlerinden kaynaklanmak üzere 794 bin 8

kişi artarak, 21 milyon 398 bin kişiye çõkarken resmi işsiz sayõsõ ise 2 milyon 760 bin olarak açõklandõ. Bu dönemde tarõm dõşõ işsizlik oranõ yüzde 14.8 den yüzde 14.2 ye, iş bulamayacağõ gerekçesiyle iş aramayanlar ve mevsimlik çalõştõğõ için bu mevsimde işi olmayanlar da dahil edilerek hesaplanan gerçek işsizlik oranõ ise yüzde 22.8 den yüzde 18.8 e geriledi. Geçen yõlõn ilk çeyreğinde 6 milyon 166 bin kişi olarak hesaplanan gerçek işsiz sayõsõ bu yõl 5 milyon 549 bine indi. İşsizlik oranlarõnõn aylõk gelişimi İşsizlik Oranõ (%) Tarõm Dõşõ İşsizlik (%) Gerçek İşsizlik (%) Gerçek İşsiz (Bin kişi) 2006 Ocak 11,8 14,9 22,3 5.977 Şubat 11,9 14,8 23,0 6.166 Mart 10,9 13,7 21,0 5.649 Nisan 9,9 12,5 18,3 4.974 Mayõs 8,8 11,5 16,0 4.363 Haziran 8,8 11,5 15,6 4.281 Temmuz 8,8 11,7 15,5 4.271 Ağustos 9,1 12,0 16,0 4.444 Eylül 9,1 12,0 16,2 4.460 Ekim 9,3 11,9 16,9 4.629 Kasõm 9,6 12,2 17,4 4.759 Aralõk 10,5 13,3 19,1 5.221 2007 Ocak 11,0 13,7 20,0 5.430 Mart 11,4 14,4 18,8 5,549 Son bir yõllõk dönemde işsizlik oranõnda yaşanan azalmanõn kaynağõnda tarõm sektörünün istihdamõndaki 170 bin kişilik artõşõn önemli etkisi oldu. Son yõllarda istihdamõ sürekli azalan tarõm sektörünün, tarõm mevsimi olmamasõna rağmen bu yõlõn ilk çeyreğinde fazladan 170 bin kişiye nasõl istihdam sağladõğõnõn sorgulanmasõ gerektiğine inanõyoruz. Toplam istihdamõn yüzde 3.9 oranõnda arttõğõ son bir yõlda tarõm sektörünün istihdamõnda yüzde 3.3 lük bir büyüme kaydedildi. Tarõm dõşõ sektörlerdeki istihdam artõş oranõ ise yüzde 4 düzeyinde gerçekleşti. Son yõllarda üretimini önemli ölçüde artõran sanayi sektörünün istihdamõndaki artõş yüzde 3.3 olarak gerçekleşirken, inşaat sektörünün istihdamõ yüzde 3.6 artarak 1 milyon kişiye, hizmetler sektörünün istihdamõ ise yüzde 4.4 oranõnda artarak 10.7 milyon kişiye ulaştõ. İstihdam artõşõ işteki duruma göre değerlendirildiğinde ise en yüksek artõş, Türkiye de gerçek işsizliği gizleyen önemli bir kavram olan ücretsiz aile işçiliği nde yaşandõ. Son bir yõllõk dönemde yüzde 7.2 lik 9

artõş yaşanan ücretsiz aile işçiliğinin istihdam içerisindeki payõ ise yüzde 12.5 ten yüzde 12.9 a yükseldi. Ücretsiz aile işçiliği tarõm sektöründe yaygõn bulunuyor. Son bir yõllõk dönemde hem tarõm sektöründe istihdamõn artmasõ hem de ücretsiz aile işçilerinin sayõsõnõn artmasõ, makro ekonomideki gelişmelerle uyum göstermiyor. İstihdamõ artan tarõm sektörünün milli gelir içerisindeki payõ azalõyor. İstihdamõn Dağõlõmõ (Bin kişi) 2006 1. Çeyrek 2007 1. Çeyrek Sayõ Pay % Sayõ Pay % Değişim(%) TOPLAM 20.604 100,0 21.398 100,0 3,9 İŞTEKİ DURUM Ücretli 10.553 51,2 11.174 52,2 5,9 Yevmiyeli 1.150 5,6 1.184 5,5 3,0 İşveren 1.159 5,6 1.121 5,2-3,3 Kendi hesabõna 5.156 25,0 5.150 24,1-0,1 Ücretsiz aile işçisi 2.585 12,5 2.770 12,9 7,2 EKONOMİK FAALİYETE GÖRE İSTİHDAM Tarõm 5.167 25,1 5.337 24,9 3,3 Tarõm Dõşõ 15.438 74,9 16.062 75,1 4,0 - Sanayi 4.209 20,4 4.346 20,3 3,3 - İnşaat 971 4,7 1.006 4,7 3,6 - Hizmetler 10.258 49,8 10.710 50,1 4,4 Son aylardaki iyileşmeye rağmen Türkiye hala dünyanõn çift haneli işsizlik oranõna sahip birkaç ülkesi arasõnda yer almaya devam ediyor. Yüzde 46.8 düzeyinde bulunan toplam işgücüne katõlõm ve yüzde 24 düzeyinde bulunan kadõnlar arasõndaki işgücüne katõlõm oranõyla dünyanõn en kötü istatistiklerine sahip olan Türkiye nin istihdamõ artõrma konusunda ek çaba göstermesi gerekiyor. Çalõşmak isteyen her 100 kişiden 20 sinin işsiz olduğu Türkiye de seçimden çõkacak yeni iktidarõn, ekonomik ve sosyal politikalarõnõ işsizlik sorununun çözümlenmesine odaklamasõ gerekiyor. İşsizlik sorununun çözümü yoksulluğun azaltõlmasõ ve gelir dağõlõmõndaki adaletsizliğin azaltõlmasõnda da kilit rol oynayacak. 10

ÜRETİM, VERİMLİLİK, İHRACAT ARTTI İŞGÜCÜ YOKSULLAŞTI Türk imalat sanayi sektörüyle ilgili göstergeler, 2000 yõlõndan sonra imalat sanayinde bir yandan istihdam ve reel ücretler azalõrken, üretim, verimlililik ve ihracatõn arttõğõnõ gösteriyor. TÜİK in endekslerinden yararlanarak oluşturduğumuz aşağõdaki endeksler, 2000 yõlõnda 100 olan imalat sanayi sektöründe üretimde çalõşanlarõn sayõsõ 2006 yõlõnda 94.5 e indi, çalõşan başõna verimlilik 141.8 e, toplam üretim ise 133.9 a çõktõ. Çalõşan sayõsõnõn yüzde 5.5 oranõnda azaldõğõ 2000-2006 yõllarõ arasõnda artan verimlilik yüzünden üretiminde yüzde 33.9 luk artõş yaşandõğõ halde imalat sanayi sektöründe çalõşanlarõn reel kazançlarõ yüzde 22.2 azaldõ. Diğer bir ifadeyle 2000 yõlõnda 100 olan işçilerin reel kazancõ 2006 yõlõnda 77.8 e kadar indi. Aynõ dönemde imalat sanayi sektörünün ihracatõ ise miktar olarak yüzde 149.3 oranõnda arttõ. 2000 yõlõnda 100 olan ihracat miktarõ 2006 yõlõnda 249.3 e kadar çõktõ. İmalat sanayi sektörüyle ilgili bu veriler Cin ve diğer uzak doğu ülkelerinin ağõr rekabetiyle karşõ karşõya bulunan Türk ihracatçõsõnõn, Türk Lirasõnõn ÜFE ye göre yüzde 23.9 oranõnda değerlendiği bu koşullarda ihracatõnõ nasõl artõrabildiğinin de cevabõnõ veriyor. Verilerinin karşõlaştõrõlmasõ, Türk Lirasõndaki değerlenmenin Türkiye yi nasõl bir ucuz emek ülkesi haline getirdiğini ve ihracatõn işçileri ve üreticileri yoksullaştõrarak sürdürüldüğünü ortaya koyuyor. İmalat sanayinde çalõşanlar endeksiyle, reel kazanç endeksini çarparak hesapladõğõmõz imalat sanayi sektörünün toplam reel işgücü maliyeti ise 100 den 73.5 e kadar geriledi. Yani 2000-2006 yõllarõ arasõnda imalat sanayi sektörü, reel işgücü maliyetini yüzde 26.5 oranõnda azalttõ. Sektörün toplam reel işgücü maliyetini, üretim miktarõna bölerek hesapladõğõmõz birim üretim başõna reel iş ücret ise aynõ dönemde 100 den 54.9 a kader geriledi. Birim üretim başõna ödenen reel ücret söz konusu dönemde yüzde 45.3 oranõnda azaldõ. Merkez Bankasõ nõn istihdam ve ödemeler dengesi gibi sorunlarõ göz ardõ edip sadece enflasyon hedefine odakladõğõ para ve kur politikasõ sonucu Türk Lirasõnda yaşanan değerlenme nedeniyle, Türkiye nin ihracatõnõ ve üretimini ancak ucuz işgücü ve verimlilik artõşõyla sürdürebildiğini gösteriyor. Yani daha az işçiye, daha az reel ücret ödeyerek ve daha fazla üreterek ihracat sürdürülebiliyor. AB üyesi olma vizyonuyla yola çõkan Türkiye, şimdilik Avrupa nõn Çin i ya da ucuz iş gücü rolüyle yetinmiş gözüküyor. Çeşitli kuruluşlarõn yaptõğõ anketler (Ankara Ticaret Odasõ, İstanbul Sanayi Odasõ) üretici/ihracatçõlarõn ihracatlarõnõ sürdürebilmek için kar marjlarõndan da fedakarlõk yaptõklarõnõ gösteriyor. İmalat Sanayinde Çalõşan Sayõsõ, Verimlilik, Üretim, Reel Kazanç Endeksleri ve Reel İşgücü Maliyetleriyle, Birim Üretim Başõna Reel Ücret (2000=1000) Sektörün Birim toplam üretim Reel İhracat Reel Kur reel başõna Çalõşan Verimlilik Üretim Kazanç Miktarõ (ÜFE) işgücü reel maliyeti(*) ücret (*) 2000 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0 2001 91,6 99,0 90,5 85,8 121,4 85,9 78,6 86,8 2002 92,3 108,8 100,4 79,7 143,4 101,8 73,5 73,2 2003 93,9 116,9 109,7 74,7 175,1 110,8 70,2 63,9 2004 95,8 126,5 121,2 75,7 202,3 115,7 72,5 59,9 2005 95,2 133,5 126,9 77,0 223,8 125,2 73,3 57,7 2006 94,5 141,8 133,9 77,8 249,3 123,9 73,5 54,9 (*)Reel işgücü maliyeti, üretimde çalõşanlar endeksiyle, reel kazanç endeksi birlikte değerlendirilerek, birim üretim başõna reel ücret ise reel işgücü maliyeti endeksinin, sanayi üretim endeksine bölünmesiyle hesaplandõ. Not: TÜİK in değişik yõllarõ baz alarak hesapladõğõ endeksler, 2000 = 100 bazõna tarafõmõzdan getirildi. 11

ÖDEMELER DENGESİ Cari işlemler açõğõ nispeten yavaşlayan ekonomideki büyüme temposu ve süregelen işsizlik sorunuyla birleştirildiğinde, Türkiye ekonomisi açõsõndan son derece hassas ve kõrõlgan bir denge oluşturmaya devam ediyor. Yõlõn ilk üç aylõk döneminde cari işlemler açõğõ, yüzde 3,9 oranõnda bir büyüme kaydetti ve 9.1 milyar dolar olarak gerçekleşti. İhracat artõşõnõn hõzlanmasõ, yatõrõm mallarõ ithalatõnõn yerinde saymasõ ve tüketim mallarõ ithalatõndaki azalma, cari işlemler açõğõnõn nispeten yatay bir seyir izlemesine yol açtõ. 2005 ve 2006 yõlarõnda ilk üç aylõk dönemdeki cari işlemler açõğõ yõllõk açõğõn yüzde 27 si kadar bir büyüklük oluşturmuştu. Aynõ eğilim bu yõl da sürerse 2007 yõlõndaki toplam cari işlemler açõğõ 34 milyar dolar civarõnda gerçekleşecek. CARİ İŞLEMLER DENGESİ (Milyon dolar) Yõllõk Ocak-Mart 2006 2006 2007 Yõllõk(*) CARİ İŞLEMLER DEN. (1+2+3+4) -31.764-8.710-9.054-32.108 -İhracat f.o.b. 91.889 19.548 24.386 96.727 - İthalat f.o.b. -132.075-28.243-33.045-136.877 Mal Dengesi (1) -40.186-8.695-8.659-40.150 - Hizmetler Dengesi: Gelir 24.414 3.471 3.941 24.884 - Hizmetler Dengesi: Gider -11.057-2.304-2.756-11.509 Hizmet Dengesi(2) 13.357 1.167 1.185 13.375 - Gelir Dengesi: Gelir 4.473 1.184 1.675 4.964 - Gelir Dengesi: Gider -11.095-2.682-3.560-11.973 Gelir Dengesi(3) -6.622-1.498-1.885-7.009 Cari Transferler(4) 1.687 316 305 1.676 (*) Mart 2007 sonu itibariyle son bir yõllõk Ay sonlarõ itibariyle hesaplanan yõllõk cari işlemler açõğõ mart sorunda 32.1 milyar dolara geriledi. Yõllõk cari işlemler açõğõ şimdiye kadar en yüksek düzeyine 33.6 milyar dolarla Kasõm 2006 da ulaşmõş, ancak yõl sonunda 31.8 milyar dolar olmuştu. Bu yõl ocakta yeniden 32.4 milyar dolara yükselen yõllõk cari işlemler açõğõ şubatta 32.3 milyar dolara gerilemişti. Ay Sonlarõ İtibariyle Yõllõk Cari İşlelmer Açõğõ (Milyar $) 0,0-5,0-10,0-15,0-20,0-25,0-30,0-35,0-25,2-26,7-28,5-29,2-30,0-30,5-31,8-33,2-33,6-31,8-32,4-32,3-32,1 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 1 2 3 2006 2007 12

Cari işlemler açõğõnõn son aylarda GSMH nin yüzde 8 i civarõnda yatay bir seyir izlemesinde dõş ticaret açõğõnõn benzeri bir eğilim göstermesi etkili oldu. Ödemeler dengesindeki tanõmõyla dõş ticaret açõğõ geçen yõlõn ilk üç aylõk döneminde olduğu gibi bu yõl da 8.7 milyar dolar olarak gerçekleşti. Turizm gelirlerindeki nispi iyileşmeye rağmen, hizmetler dengesindeki fazla geçen yõlla aynõ düzeyde seyrederken, faiz, portföy yatõrõmõ giderleri ve yabancõ sermayeli şirketlerin kar payõ transferlerindeki artõş nedeniyle gelir dengesindeki açõk büyüyor. ÖDEMELER DENGESİNİN FİNANSMANI Şu ana kadar finansmanõnda bir sorun yaşanmamasõna rağmen cari işlemler açõğõ Türkiye ekonomisinin en kõrõlgan yanõnõ oluşturmaya devam ediyor. Cari açõğõn finansmanõnda son yõllarda doğrudan yabancõ sermaye girişlerinin ağõrlõğõ artsa da dõş borçlanma da hõzlõ bir şekilde sürüyor. Ödemeler Dengesinin Finansmanõ ( Milyon $) Ocak-Mart 2006 2007 Yõllõk(*) 1. Cari İşlemler Dengesi -8.710-9.054-32.108 2. Net Hata Noksan -785 1.579-816 I. Toplam Finansman İhtiyacõ (1+2) -9.495-7.475-32.924 II. Finansmanõn Kaynaklarõ (A+B+C) 9.495 7.475 32.924. A) Sermaye hareketleri (net) 17.258 16.004 54.590 -Doğrudan yabancõ yatõrõm(net) 1.318 7.946 25.819 *Giriş(net) 1.138 9.177 28.164 *Çõkõş(net) 180-1.231-2.345 - Portföy yatõrõmlarõ 3.578 4.231 8.013 * Hükümet tahvil ihracõ (net) 2.306 3.377 4.405 * Bankalarõn tahvil ihracõ (net) 0 0 0 * Yabancõlarõn Türkiye'de menkul alõmõ 1.579 1.885 8.374 * Yerleşiklerin yurt dõşõnda menkul alõmõ -307-1.031-4.766 - Krediler (IMF kredileri hariç) 11.288 7.843 23.079 * Genel hükümet -203 146-363 * Bankalar 2.433 782 4.162 * Diğer sektörler 9.058 6.915 19.280 - Mevduat 1.451-4.291-1.120 - Diğer -377 275-1.201. B) IMF kredileri -1.790-2.284-5.005. C) Rezerv değişimi (- artõş) -5.973-6.245-16.661 - Bankalar döviz varlõklarõ 1.135 169-11.241 - Resmi rezervler -7.108-6.414-5.420 (*) Mart 2007 sonu itibariyle son 12 aylõk toplam 13

Bu yõlõn ilk üç aylõk döneminde cari işlemler açõğõ için 7.5 milyar dolarlõk bir finansmana gereksinim duyulduğu halde, doğrudan yabancõ yatõrõm, dõş borçlanma, mevduat, portföy yatõrõmõ ve benzeri yollarla toplam 16 milyar dolarlõk bir sermaye girişi yaşandõ. Sermaye girişinin 8 milyar dolarlõk kõsmõ doğrudan yabancõ yatõrõm girişlerinden 4.2 milyar dolarõ portföy yatõrõmlarõndan, 7.8 milyar dolarõ ise dõş borçlanmalardan kaynaklandõ. 4.3 milyar dolarlõk ise mevduat çõkõşõ yaşandõ. Böylece net 16 milyar dolar olan sermaye girişinin 2.3 milyar dolarõ IMF ye borç geri ödemesi için kullanõlõrken, uluslararasõ rezervlerde de 6.2 milyar dolarlõk artõş oldu. Sermaye hareketlerinin türü (IMF kredileri hariç-net hata noksan dahil) (Milyon Dolar) Borç Yaratanlar 14.668 7.204 25.163 Borç yaratmayanlar 2.590 8.800 29.427 Dõş varlõk artõşõ (- artõş) -127-2.262-7.111 Mart sonu itibariyle son bir yõllõk dönemde ise 32.9 milyar dolar olan cari işlemler açõğõnõn finansman gereksinimine rağmen 54.6 milyar dolarlõk bir sermaye girişi kaydedildi. Bunun da 25.8 milyar dolarõ doğrudan yatõrõm, 23 milyar dolarõ borçlanma yoluyla gerçekleşti. Portföy yatõrõmõ girişi ise 8 milyar dolarõ buldu. Son bir yõllõk dönemde Türkiye nin uluslararasõ rezervlerinde 16.7 milyar dolarlõk artõş kaydedildi. ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- CARİ İŞLEMLER AÇIĞI VE ARTAN KIRILGANLIK Cari işlemler açõğõnõn GSMH nin yüzde 8 ine yakõn bir büyüklükte seyretmesine rağmen, şimdiye kadar finansmanõnda bir sorun yaşanmamõş olmasõ yüzünden sorunun ağõrlõğõ göz ardõ ediliyor. Oysa dõş dengede yaşanan bu açõğõn ekonomide yarattõğõ kõrõlganlõk, Türkiye nin dõş dünyayla olan ekonomik ilişkilerine yönelik verilerde kendisini gösteriyor. 2002-2006 yõllarõ arasõnda toplam 78 milyar dolarlõk cari işlemler açõğõ verildi Aynõ dönemde Türkiye nin uluslararasõ yatõrõm pozisyonundaki açõğõ ise 109.6 milyar dolar büyüdü. Uluslararasõ yatõrõm pozisyonundaki açõğõn GSMH ye oranõ 2006 yõlõnda yüzde 48.7 ye kadar çõktõ. Bu oran 2002 yõlõnda yüzde 47 düzeyinde bulunuyordu. Ülkenin toplam yurtdõşõ varlõk ve yükümlülüklerinin belli bir tarihteki stok değerlerini gösteren uluslararasõ yatõrõm pozisyonunun yükümlülükler bölümünde son dört yõllõk dönemde toplam 184.9 milyar dolarlõk, buna karşõlõk varlõklar bölümünde ise 75.3 milyar dolarlõk bir artõş yaşandõ. Dõş yükümlülüklerin 147.9 milyar dolardan 322.8 milyar dolara kadar yükseldiği bu dönemde dõş varlõklar ise 62.8 milyar dolardan 138.1 milyar dolara çõktõ. Cari işlemler açõğõ, bir ekonominin dõş dünya ile olan döviz işlemlerinin dengesidir. Cari açõk, bir bakõma yurt iç tasarruf-yatõrõm açõğõnõ verir. Cari işlemler açõğõnõn finansmanõnõ sağlayan sermaye girişleri (borçlanma, doğrudan yatõrõm, portföy yatõrõmõ, mevduat vb.) ise nihai olarak Türkiye nin dõş yükümlülüklerini artõrmaktadõr. Bu dönemde uluslararasõ yatõrõm pozisyonundaki açõğõn cari işlemler açõğõndan çok daha yüksek düzeyde artmasõ yabancõlarõn Türkiye deki varlõklarõnõn değerinde yaşanan artõştan kaynaklandõ. 14

Sözgelimi Türkiye ye toplam 28.3 milyar dolarlõk doğrudan yabancõ sermaye girişi yaşanan 2002-2006 yõllarõ arasõnda, yabancõlarõn Türkiye deki doğrudan yatõrõmlarõnõn değeri 60.2 milyar dolar artõş kaydetti. Bu dönemde yabancõlarõn sahip olduğu doğrudan yatõrõmlarõn değeri 31.9 milyar dolar artarak 18.8 milyar dolardan 79 milyar dolara yükseldi. Aynõ şekilde yabancõlarõn İMKB deki hisse senedi ve Devlet tahvillerinden oluşan Türkiye deki portföylerinin toplam değeri ise 4.9 milyar dolardan 60.9 milyar dolara yükseldi. Toplam 56 milyar dolarlõk artõş yaşanan bu dönemde yabancõlarõn Türkiye ye hisse senedi ve Devlet tahvili almak üzere getirdikleri yatõrõm tutarõ ise net 29.6 milyar dolar düzeyinde bulunuyor. Bu yabancõlarõn bu dönemde portföylerinin değerinde, Türkiye deki varlõk değerlerinin artmasõ ve döviz kurundaki düşüş nedeniyle toplam 26.4 milyar dolarlõk bir artõş yaşandõğõna işaret ediyor. Sõcak para olarak isimlendirdiğimiz yabancõlarõn Türkiye deki portföy yatõrõmlarõ, mevduatlarla birlikte bu yõl nisan ayõ sonunda 82.5 milyar dolara kadar yükselmiş gözüküyor. Türkiye nin dõş varlõklarõnõn önemli bir bölümünü ise dõş borçlar oluşturuyor. 2002-2006 yõllarõ arasõnda dõş borç stokunda 76.8 milyar dolarlõk bir büyüme kaydedildi. Dõş borç stokunun son yõllarda yüzde 50 nin altõna inen GSMH ye oranõ 2006 yõlõnda yeniden yüzde 51.7 ye kadar yükseldi. Dõş borç stokuyla ilgili olarak dikkat çekilmesi gereken önemli noktalardan birini kõsa vadeli borçlarõn stok içerisindeki payõnõn yüzde 12.7 den yüzde 20.3 e kadar tõrmanmasõ, ikincisini ise özel sektörün bu dönemde ilk kez dõş borçta kamu sektörünü geride bõrakarak 121.2 milyar dolara kadar yükselmesi oluşturuyor. ULUSLARARASI YATIRIM POZİSYONU : YIL SONLARI İTİBARİYLE DIŞ VARLIK VE YÜKÜMLÜLÜKLER (Milyon dolar) 2002 2003 2004 2005 2006 Uluslararasõ Yatõrõm Pozisyonu, net -85.108-105.247-126.630-167.467-190.576 VARLIKLAR 62.771 74.491 87.001 106.162 142.187 Yurtdõşõnda doğrudan yatõrõmlar 5.847 6.138 7.060 8.315 8.866 Portföy yatõrõmlarõ 809 1.963 936 732 3.126 Diğer yatõrõmlar 28.030 31.217 41.362 44.685 66.909 Ticari krediler 3.972 5.158 7.005 6.721 8.575 Krediler 2.370 2.816 2.189 1.348 1.946 Döviz varlõklarõ ve mevduatlar 19.788 21.209 30.143 34.610 54.263 Diğer varlõklar 1.900 2.034 2.025 2.006 2.125 Rezerv varlõklar 28.085 35.173 37.643 52.430 63.286 Parasal altõn 1.279 1.558 1.635 1.915 2.373 Özel Çekiş Haklarõ 31 30 14 16 12 IMF nezdinde rezerv varlõklar 153 167 175 162 170 Yabancõ Para 26.622 33.418 35.819 50.337 60.731 YÜKÜMLÜLÜKLER 147.879 179.738 213.631 273.629 332.763 Yurtiçinde doğrudan yatõrõmlar 18.795 33.536 38.519 64.433 79.035 Portföy yatõrõmlarõ 23.883 30.024 45.751 73.095 84.793 Hisse senetleri 3.450 8.954 16.141 33.876 34.199 Borç senetleri 20.433 21.070 29.610 39.219 50.594 Diğer yatõrõmlar 105.201 116.178 129.361 136.101 168.935 Ticari krediler 8.455 10.666 14.928 17.139 20.218 Krediler 79.685 84.059 90.215 97.055 120.730 Mevduatlar 17.061 21.453 24.218 21.907 27.987 15

DIŞ TİCARET Türk parasõndaki değerlenmeye rağmen Türkiye 2007 yõlõna geçen yõla oranla daha yüksek bir ihracat artõşõ temposuyla başladõ. Motorlu kara taşõtlarõ, makine ve teçhizat, ana metal sanayi ve plastik ve kauçuk gibi imalat sanayinin alt sektörlerinin sürüklediği ihracat yõlõn ilk üç aylõk döneminde ortalama yüzde 24.2 oranõnda artõş kaydetti. 23.1 milyar dolarlõk ihracatõn 21.7 milyar dolarla büyük bölümünü oluşturan imalat sanayi ürünleri ihracatõnda yüzde 24.4 oranõnda bir büyüme kaydedilirken, tarõm ürünleri ihracatõndaki artõş ise yüzde 6.2 düzeyinde kaldõ. Türkiye nin ihracat artõşõnõn bundan sonra da sürmesi Avrupa Birliği ve petrol gelirlerine bağlõ olarak Ortadoğu ülkelerindeki yaşanan büyüme eğiliminin devam etmesine bağlõ bulunuyor. Ocak-Mart döneminde Türkiye nin ithalatõ yüzde 17.6 oranõnda artarak 34.8 milyar dolar olarak gerçekleşirken, dõş ticaret açõğõ yavaşlayarak da olsa büyümeye devam etti ve 11.7 milyar dolara kadar yükseldi. Bu dönemde ithalatta dikkat çeken en önemli gelişmeyi yatõrõm mallarõ ithalatõndaki artõş hõzõnõn yüzde 2.1 de kalmasõ, tüketim malõ ithalatõnõn ise yüzde 1.4 oranõnda gerilemesi oldu. Her iki gösterge de geçen yõlõn son çeyreğinde toplam iç talep artõş hõzõnda yaşanan düşüşün bu yõlõn ilk çeyreğinde de devam ettiğini gösteriyor. Mart sonu itibariyle son bir yõllõk ihracat 90 milyar dolar sõnõrõna ulaştõ. Yõllõk ihracatta yüzde 20.2 düzeyinde bir artõş yaşanõyor. Yüzde 19 oranõnda artan yõllõk ithalat ise 143.5 milyar dolar düzeyine çõktõ. Dõş Ticaret (Milyon dolar) İhracat İthalat Denge Karşõlama Oranõ(%) Tutar Değ.(%) Tutar Değ.(%) Tutar Değ.(%) 2000 27.775 4,5 54.503 34,0-26.728 89,8 51,0 2001 31.334 12,8 41.399-24,0-10.065-62,3 75,7 2002 36.059 15,1 51.554 24,5-15.495 53,9 69,9 2003 47.253 31,0 69.340 34,5-22.087 42,5 68,1 2004 63.167 33,7 97.540 40,7-34.373 55,6 64,8 2005 73.476 16,3 116.774 19,7-43.298 26,0 62,9 2006 85.479 16,1 138.290 17,6-52.811 22,0 61,8 2007 -Ocak 6.553 27,7 10.450 28,3-3.896 29,3 62,7 -Şub. 7.655 26,4 11.336 15,7-3.679-1,6 67,5 -Mart 8.890 20,0 12.966 11,8-4.076-2,8 68,6 Ocak- Mart 23.101 24,4 34.752 17,6-11.651 6,4 66,5 Yõllõk dõş ticaret açõğõ ise mart sonu itibariyle son bir yõllõk dönemde yüzde 17 oranõnda bir büyüme temposuyla artõşõnõ sürdürüyor. Mart 16

2006 sonunda 45.7 milyar dolar olan yõllõk dõş ticaret açõğõ Mart 2007 sonunda 53.5 milyar dolar seviyesinde seyrediyor. Son aylarda dõş ticarette yaşanan gelişmeler, yõllõk açõğõn 53.5-55 milyar dolar arasõnda seyredeceğine işaret ediyor. HAMMADDE İTHALATI Merkez Bankasõ nõn geçen yõl enflasyonu kontrol edebilmek için faiz oranlarõnda yaptõğõ artõşõn, toplam iç talep üzerinde yarattõğõ etki yüzünden yatõrõm mallarõ ithalatõndaki arõş yavaşlayõp, tüketim mallarõ ithalatõ azalmaya başlarken, ara mallarõ ithalatõnõn hõz kesmeden devam ettiği gözleniyor. Bu artõş daha önce ham petrol fiyatlarõnõn etkisiyle açõklanõyordu. Ancak bu yõlõn ilk üç aylõk döneminde Türkiye nin ham petrol dahil toplam enerji ithalatõ geçen yõlõn aynõ dönemine göre sadece yüzde 13 oranõnda artarak 6.9 milyar dolar oldu. 2006 yõlõnda bu tutar 6.1 milyar dolar düzeyinde bulunuyordu. Bu dönemde ham petrol ve petrol ürünleri ithalatõ yüzde 8.3, doğalgaz ve mamul gaz ithalatõ yüzde 18.5 ve kömür ithalatõ yüzde 7 oranõnda artõş kaydetti. Bu dönemde aramalarõ ithalatõndaki toplam artõş oranõ ise yüzde 24.6 olarak gerçekleşti. Kömür, ham petrol ve petrol ürünleri, doğalgaz ve mamul gaz hariç aramalarõ ithalatõ ise geçen yõlõn aynõ dönemine oranla yüzde 29 oranõnda bir büyüme kaydetti. İTHALATIN EKONOMİK SINIFLAMASI ( Ocak-Mart;Milyon dolar) 2006 2007 Değ(%) TOPLAM İTHALAT 29.543 34.752 17,6 YATIRIM (SERMAYE) MALLARI 4.883 4.987 2,1 Yatõrõm (sermaye) mallarõ (Taşõmacõlõk araçlarõ hariç) 4.228 4.447 5,2 Sanayi ile ilgili taşõmacõlõk araç ve gereçleri 655 540-17,6 HAMMADDE (ARA MALLAR) 20.904 26.043 24,6 Sanayi için işlem görmemiş hammaddeler 1.458 2.354 61,5 Sanayi için işlem görmüş hammaddeler 9.530 12.269 28,7 İşlem görmemiş yakõt ve yağlar 4.166 4.785 14,9 Yatõrõm mallarõnõn aksam ve parçalarõ 1.729 1.967 13,8 Taşõmacõlõk araçlarõnõn aksam ve parçalarõ 1.927 2.270 17,8 Esasõ yiyecek ve içecek olan işlenmemiş hammad. 158 354 124,2 Esasõ yiyecek ve içecek olan işlenmiş hammaddeler 196 143-27,1 İşlem görmüş diğer yakõt ve yağlar 1.742 1.902 9,2 TÜKETİM MALLARI 3.654 3.604-1,4 Binek otomobilleri 940 687-26,9 Dayanõklõ tüketim mallarõ 491 548 11,5 Yarõ dayanõklõ tüketim mallarõ 762 908 19,2 Dayanõksõz tüketim mallarõ 887 927 4,5 Esasõ yiyecek ve içecek olan işlenmemiş tüketim mal 99 94-5,4 Esasõ yiyecek ve içecek olan işlenmiş tük. Mallarõ 161 194 20,3 Motor benzini ve diğer hafif yağlar 234 224-4,5 Sanayii ile ilgili olmayan taşõma araç ve gereçleri 80 22-72,2 DİĞERLERİ 101 119 17,1 17

Bu gelişme değerlenen Türk Lirasõ yüzünden, nispeten daha ucuz olduğu için imalat sanayi sektörünün ithal aramalõ kullanõmõna giderek daha fazla ağõrlõk vermesinden kaynaklanõyor. Tek başõna aramalõ ithalatõndaki bu büyüme bile ihracat ve üretimindeki büyümenin, istihdama yeterince yansõmamasõnõn nedenini açõklamaya yetiyor. İmalat sanayi sektörü değerlenen YTL nedeniyle zayõflayan rekabet gücünü, üretiminde kullandõğõ ara mallarõnõ düşük kur nedeniyle ucuza ithal ederek, reel ücretleri azaltarak ve verimliliğini artõrarak toparlõyor. Bu gelişme çoğu küçük ve orta boy işletme olan yerli aramalõ üreticilerini güç durumda bõrakõyor. Bu işletmelerin istihdam ve üretimlerini artõrmalarõnõ engelliyor. Sanayi sektörünün üretimde daha fazla ithal aramalõ kullanmasõ, üretimle yurt içinde yaratõlan toplam katma değerin düşük kalmasõna yol açõyor. İHRACATIN EKONOMİK SINIFLAMASI ( Ocak Mart; Milyon dolar) 2006 2007 Değ(%) TOPLAM İHRACAT 18.597 23.101 24,2 YATIRIM (SERMAYE) MALLARI 1.953 3.047 56,0 Yatõrõm mallarõ (Taşõmacõlõk araçlarõ hariç) 785 1.202 53,1 Sanayi ile ilgili taşõmacõlõk araç ve gereçleri 1.168 1.845 58,0 HAMMADDE (ARA MALLAR) 8.032 10.494 30,6 Sanayi için işlem görmemiş hammaddeler 460 590 28,3 Sanayi için işlem görmüş hammaddeler 5.399 6.941 28,6 İşlem görmemiş yakõt ve yağlar 1 Yatõrõm mallarõnõn aksam ve parçalarõ 484 706 45,8 Taşõmacõlõk araçlarõnõn aksam ve parçalarõ 989 1.351 36,6 Esasõ yiyecek ve içecek olan işlenmemiş hammad. 74 80 8,0 Esasõ yiyecek ve içecek olan işlenmiş hammad. 180 204 13,4 İşlem görmüş diğer yakõt ve yağlar 446 622 39,5 TÜKETİM MALLARI 8.356 9.466 13,3 Binek otomobilleri 1.126 1.489 32,2 Dayanõklõ tüketim mallarõ 1.655 1.731 4,6 Yarõ dayanõklõ tüketim mallarõ 2.331 2.752 18,1 Dayanõksõz tüketim mallarõ 1.493 1.639 9,7 Esasõ yiyecek ve içecek olan işlenmemiş tük. mal 722 842 16,5 Esasõ yiyecek ve içecek olan işlenmiş tük. Mal. 732 766 4,6 Motor benzini ve diğer hafif yağlar 266 212-20,1 Sanayii ile ilgili olmayan taşõma araç ve gereçleri 31 35 13,6 DİĞERLERİ 256 94-63,2 18

BÜTÇE: MALİ DİSİPLİNİN SONU MU? Merkezi yönetim bütçesinde martta Türk Telekom un satõş bedelinin peşin tahsil edilmesiyle yaşanan düzelme, nisan ayõyla birlikte yerini yeniden bozulmaya bõraktõ. Geçen yõl ocak-nisan döneminde 4 milyar YTL olan bütçe açõğõ bu yõl 5.4 milyar YTL ye kadar yükseldi. Açõk geçen yõlõn aynõ dönemine göre yüzde 33.6 oranõnda arttõ, Bir defalõk gelir olan Telekom un bedeli hariç tutulduğunda ilk dört aylõk bütçe açõğõ 11.2 milyar YTL ye kadar yükseliyor ve açõğõn büyüme oranõ ise yüzde 180 i buluyor. Faiz dõşõ bütçe fazlasõ ise yüzde 20.2 oranõnda artarak 13.7 milyar YTL olarak gerçekleşti. Telekom geliri hariç tutulduğunda ise faiz dõşõ fazla, geçen yõlõn aynõ dönemine göre yüzde 31.6 oranõnda azalarak 7.8 milyar YTL ye kadar geriliyor. Bütçe açõğõndaki büyüme hem faiz hem de faiz dõşõ harcamalarõn oldukça yüksek düzeyde artmasõndan kaynaklanõyor. Yõlõn ilk dört ayõnda toplam bütçe harcamalarõ yüzde 20.7, faiz dõşõ harcamalar yüzde 19.5 ve faiz ödemeleri ise yüzde 23.7 oranõnda artõş gösterdi. Yõllõk enflasyonun yüzde 10.7 düzeyinde seyrettiğini dikkate aldõğõmõzda, faiz dõşõ harcamalarda yüzde 8 e, faiz harcamalarõnda da yüzde 12 ye yakõn bir reel büyüme yaşanõyor. Bütçe Uygulama Sonuçlarõ (Ocak-Nisan;Milyon YTL) 2006 2007 Değ.(%) HARCAMALAR 54.517 65.805 20,7 Faiz Hariç Harcama 39.124 46.757 19,5 Personel Giderleri 12.189 14.813 21,5 Sosyal Güv.Kur. Devlet Primi 1.598 1.846 15,5 Mal ve Hizmet Alõmlarõ 3.878 5.343 37,8 Cari Transferler 17.959 20.609 14,8 Sermaye Giderleri 1.506 2.334 54,9 Sermaye Transferleri 402 715 77,8 Borç Verme 1.592 1.098-31,0 Yedek Ödenekler 0 0 - Faiz Harcamalarõ 15.393 19.047 23,7 GELİRLER 50.490 60.424 19,7 Genel Bütçe Gelirleri 49.656 58.831 18,5 Vergi Gelirleri 40.843 43.800 7,2 Teşebbüs ve Mülkiyet Gelirleri 2.446 3.114 27,3 Alõnan Bağõş ve Yardõmlar ile Özel Gel. 137 219 60,7 Faizler, Paylar ve Cezalar 6.108 5.780-5,4 Sermaye Gelirleri 123 5.916 4.713,5 Özel Bütçeli İdarelerin Öz Gelirleri 733 923 26,0 Düzen. ve Denet. Kurumlarõn Gelirleri 101 670 566,4 Bütçe Dengesi -4.027-5.380 33,6 Faiz Dõşõ Denge 11.366 13.667 20,2 Bu yõl toplam bütçe harcamalarõnõn geçen yõla göre yüzde 16,9, faiz dõşõ harcamalarõn yüzde 17.5 ve faiz harcamalarõnõn yüzde 14.4 oranõnda 19

artmasõ hedeflenmişti. Bütçe gelirlerinde ise yüzde 9.8 oranõnda bir büyüme öngörülmüştü. İlk dört aylõk dönemde hem faiz dõşõ harcamalarda hem de faiz ödemelerindeki artõş hõzõ hedefin üzerinde gerçekleşti. Bir defalõk gelir olan Türk Telekom geliri hariç tutulduğunda gelirlerdeki artõş da yüzde 8.1 oranõnda hedefin altõnda gerçekleşti. 2007 yõlõ bütçesi bu yõl Türk Telekom un bir taksitinin kasõm ayõnda tahsil edileceği varsayõlarak hazõrlanmõştõ. Ocak-nisan döneminde bütçe harcamalarõnõn reel olarak çok yüksek düzeyde artmasõnda, faiz oranlarõnõn yüksek seyretmesinin önemli bir rolü bulunuyor. Yõlõn ilk dört aylõk döneminde yapõlan faiz ödemelerindeki artõş, faiz oranlarõnda geçen yõl yaşanan yükselişin bütçe üzerindeki olumsuz etkisinin tahminlerin üzerinde gerçekleşebileceğini gösteriyor. Merkez Bankasõnõn mayõs ayõ toplantõsõnda faiz indirimine gitmemesi, yakõn bir gelecekte de faiz indirimini beklenmemesi bu olumsuz etkiyi artõracak. Faiz dõşõ harcamalardaki yüksek artõşlar ise mal ve hizmet alõmlarõ, yatõrõm harcamalarõ, sermaye transferleri ve personel giderlerindeki yüksek oranlõ büyümelerden kaynaklandõ. VERGİ GELİRLERİNDE REEL AZALMA Bütçedeki olumsuz gelişmenin bir diğer nedenini ise vergi gelirlerindeki artõş hõzõnõn yüzde 7.2 düzeyinde kalmasõ oluşturdu. Kurumlar vergisi, dahilde alõnan KDV ve özel tüketim vergisi tahsilatõndaki azalmalar, ocak-nisan dönemindeki toplam vergi gelirlerinin reel olarak geçen yõlõn aynõ döneminin yüzde 3.2 oranõnda altõnda kalmasõna açtõ. Yõlõn ilk dört aylõk dönemindeki kurumlar vergisi tahsilatõnda yüzde 8.5, dahilde alõnan KDV tahsilatõnda yüzde 3.1, özel tüketim vergisinde yüzde 1 oranõnda azalma yaşandõ. Kurumlar vergisindeki azalma, vergi oranõnda geçen yõl yapõlan indirimden kaynaklanõrken, KDV ve ÖTV tahsilatõndaki azalõşõn ise ilk bakõşta iç talepteki daralmadan kaynaklanmõş olabileceği gözleniyor. Ancak KDV tahsilatõndaki azalmanõn önemli bir nedeninin ücretlilere, alõşverişlerinde topladõklarõ fiş ve faturalar karşõlõğõnda vergi indirimi sağlanmasõna ilişkin uygulamanõn kaldõrõlmasõn oluşturduğunu düşünüyoruz. Otomobil ve diğer motorlu taşõt satõşlarõndaki azalma motorlu taşõtlardan alõnan ÖTV miktarõnõn yüzde 19.7 oranõnda azalmasõna yol açtõ. Şubat ayõnda yüzde 16.7 oranõnda artõrõlmasõna rağmen tütün ürünlerinden alõnan ÖTV miktarõ da geçen yõla göre yüzde 1.7 azaldõ. Alkollü içkilerden alõnan ÖTV yüzde 2.1 ve kolalõ gazozlardan alõnan ÖTV ise yüzde 57.2 oranõnda azaldõ. 20

KDV ve ÖTV gibi vergilerde yaşanan bu azalma dolaylõ vergilerin toplam vergi gelirleri içerisindeki payõnõn yüzde 69.3 ten yüzde 67.9 a gerilemesine neden oldu. Ocak-nisan dönemi bütçe uygulama sonuçlarõ, milletvekili genel seçimleri öncesinde mali disiplinin önemli ölçüde bozulacağõnõn sinyallerini şimdiden veriyor. Bütçedeki olumsuz gelişmenin bu aydan itibaren çok daha belirgin hale gelmesi beklenmeli. Bütçe disiplinin bozulmasõnõn makro ekonomik dengeler üzerindeki olumsuz etkisinin 2008 yõlõndan sonra hissedileceği tahmin ediliyor. Bu gelişmenin yakõn dönemde hissedilecek en önemli olumsuz etkisi ise Merkez Bankasõ nõn bu bozulmayõ dikkate alarak faiz indirimini ertelemesi olacak. Enflasyonun hedefle uygun bir noktaya inmemekte direndiği bir dönemde bütçe dengelerindeki olumsuzluk bu direnci daha da artõrabilecek. İÇ BORÇLANMA TÜM HIZIYLA SÜRÜYOR Mali disiplindeki bozulma Hazinenin açõkladõğõ nakit gerçekleşmelerinden daha kolay izlenebiliyor. Bütçe açõğõnõn 5.4 milyar YTL düzeyinde kaldõğõ ocak-nisan döneminde Hazine nin, özelleştirme gelirlerini gelir kalemleri arasõna dahil etmeden hesapladõğõ nakit açõğõ ise 13.7 milyar YTL olarak gerçekleşti. Bu nedenle de Hazine nakit açõğõnõn finansmanõ için bu dönemde net 11.5 milyar YTL lik bir borçlanmaya gitti. Geçen yõlõn aynõ döneminde net borçlanma sadece 584 milyon YTL olarak gerçekleşmişti. Hazine geçen yõla göre bu yõl yaklaşõk 18 kat daha fazla borçlandõ. HAZİNE NİN BORÇLANMASI (OCAK-NİSAN, Milyon YTL) 2006 2007 Değ(%) BORÇLANMA (NET) 584 11.539 1.875,0 DIŞ BORÇLANMA (NET) -1.563-363 -76,8 - Kullanõm 3.461 5.469 58,0 - Ödeme 5.025 5.831 16,1 İÇ BORÇLANMA (NET) 2.147 11.902 454,2 - Kullanõm 41.503 44.610 7,5 - Ödeme 39.356 32.708-16,9 ÖZELLEŞTİRME GELİRİ 7.328 5.984-18,3 TMSF'DEN AKTARIMLAR 34 77 128,7 DEVİRLİ - GARANTİLİ BORÇ GERİ DÖNÜŞLERİ 223 300 34,5 BANKA KULLANIMI 65-4.183 KUR FARKLARI 138-915 -764,6 KASA/BANKA NET -73-3.268 4.363,0 21

Ocak-nisan döneminde Hazine 32.7 milyar YTL lik iç borç anapara ödemesi yapõp, 44,6 milyar YTL lik borçlanmaya gitti. Dolayõsõyla net 11.9 milyar YTL lik net borçlanma gerçekleştirildi. Dõş borçlanma ise net 363 milyon YTL lik geri ödemeyle sonuçlandõ. Bu yõlõn ilk dört aylõk döneminde aktarõlan 5.9 milyar YTL lik özelleştirme gelirine rağmen borçlanmasõnõ tüm hõzõyla sürdüren, Hazine geçen yõlõn tümünde net olarak sadece 166 milyon YTL lik borçlanmaya gitmişti. Nakit gerçekleşmeleri Hazine nin özelleştirme gelirlerini borç geri ödemelerinde kullanmak yerine, piyasalarda iç ve dõş kaynaklõ olarak yaşanabilecek dalgalanmalara karşõ kullanmak üzere hesaplarõnda tutmayõ tercih ettiği gözleniyor. İÇ BORÇ STOKU BÜYÜYOR Yukarõda özetlenen bütçeyle ilgili olumsuz gelişmeler kamunun borç stokunun yeniden yükselmeye başlamasõna yol açtõ. Artõş hõzõ geçen yõl önemli ölçüde azalan iç borç stoku bu yõlõn ilk dört ayõnda yüzde 4,9 oranõnda arttõ. 2006 yõlõ sonunda 251.5 milyar YTL olan iç borç stoku, bu yõl mart ayõ sonunda 263.4 milyar YTL ye kadar tõrmandõ. Borç stokundaki büyüme eğiliminin seçim döneminden itibaren daha da hõzlanmasõ beklenebilir. İç Borç Stokunun vadesi ve döviz/faiz dağõlõmõ (Milyon YTL) 2006 Vadeye Kalan (Ay) Pay (%) 2007 Mart Vadeye Kalan (Ay) Pay (%) NAKİT 208.376 22,3 82,9 221.501 23,9 84,0 YTL - Sabit getirili 111.457 12,9 44,3 116.618 14,8 44,2 YTL Değiş. faizli 63.993 39,8 25,4 71.102 40,2 27,0 Döviz cinsinden 32.927 20,3 13,1 33.781 21,4 12,8 Dövize endeksli - NAKİT DIŞI 43.094 32.0 17,1 42.222 29,6 16,0 YTL - Sabit getirili YTL Değiş. faizli 41.350 32,4 16,4 40.495 30,1 15,4 Döviz cinsinden - Dövize endeksli 1.744 22.1 0,7 1.727 19,0 0,7 TOPLAM STOK 251.470 24.6 100 263.724 24,9 100,0 İç borç stokunun faiz/döviz kompozisyonunda sabit YTL cinsinden borçlarõn ağõrlõğõnõn geçen yõlõn sonunda yüzde 44.3 olan payõ mart sonunda yüzde 44.3 e gerilerken, YTL cinsinden değişken faizli borçlarõn payõ ise yüzde 41.8 den yüzde 42.4 e yükseldi. Döviz cinsinden ve dövize endeksli borçlarõn payõ ise yüzde 13.8 den yüzde 13.5 e gerilmedi. İç borç stokunda değişken faizli borçlarõn payõnõn yüksek seyretmesi, stokun sürdürülebilirliğiyle ilgili kõrõlganlõklarõ artõrõyor. 22

İç Borç Stoku (Milyar YTL) Tahvil Bono Toplam GSMH GSMH/ İç Borç 2000 34,4 2,1 36,4 125,6 29,0 2001 102,1 20,0 122,2 176,5 69,2 2002 112,8 37,0 149,9 275,0 54,5 2003 169,0 25,4 194,4 356,7 54,5 2004 194,2 30,3 224,5 428,9 52,3 2005 227,0 17,8 244,8 486,4 50,3 2006 241,9 9,6 251,5 575,8 43,7 2007 -Ocak 264,6 10,7 257,4 -Şubat 253.5 9,7 263,2 -Mart 254,3 9,5 263,7 İÇ BORÇLANMA FAİZLERİ Hazinenin şubatta yüzde 18.9 a inen, martta yeniden yüzde 19.8 e yükselen iç borçlanma faiz oranlarõ nisanda ise yüzde 19.1 olarak gerçekleşti. Cumhurbaşkanlõğõ seçiminde uğranõlan başarõsõzlõğõn yarattõğõ dalgalanma nedeniyle ayõn son haftasõnda az da olsa yükseliş yaşanan faiz oranlarõ erken seçim kararõnõn açõklanmasõyla birlikte yeniden önceki düzeylerine geriledi. Merkez Bankasõ nõn beklenti anketiyle yüzde 6,63 olarak belirlediği gelecek yõl nisan sonuna ilişkin yõllõk enflasyon tahmini dikkate alõnarak yapõlan hesaplamaya göre nisan ayõ borçlanmalarõnõn beklenen reel faizi ise yüzde 11.69 olarak hesaplandõ. İÇ BORÇLANMANIN NOMİNAL VE REEL FAİZ ORANLARI (%) Ortalama Nominal Faiz Vade (Gün) Gerçekleşen Reel Faiz 1999 479 109,6 35,3 2000 411 38,2-10,5 2001 147 99,9 37,9 2002 250 63,5 30,5 2003 297 44,1 30,3 2004 379 24,7 15,3 2005 749 16,3 6,1 Beklenen Reel Faiz 2006 817 18,1 11,6(*) 2007 Ocak-Nisan 1.013 19,8 -Ocak 632 20,3 12,55(**) -Şubat 1.347 18,9 11,33(**) -Mart 1.340 19,8 12,22(**) -Nisan 940 19,1 11,69(**) (*) Merkez Bankasõnõn yüzde 5.8 e çõkardõğõ olan 2007 enflasyon tahmini dikkate alõnarak hesaplandõ. (**)Merkez Bankasõ nõn beklenti anketiyle belirlediği 12 ay sonrasõna ilişkin yõllõk enflasyon tahmini esas alõnarak hesaplandõ. 23

Hazine iç borçlanma faizinin mart ayõna göre 0.8 puanlõk bir düşüş göstermesinde iç borçlanmanõn ortalama vadesinin 1.340 günden 940 güne kadar kõsaltõlmasõ da belirleyici oldu. Yõlõn ilk dört aylõk dönemindeki borçlanmalarõn ortalama yõllõk bileşik faizi ise yüzde 19.8, ortalama vade ise 1.013 gün olarak gerçekleşti. KREDİ VE MEVDUAT GELİŞMELERİ Mali kuruluşlara verilen krediler hariç, bankacõlõk sektörünün kullandõrdõğõ yurtiçi kredilerde martta yaşanan yüzde 3.3 oranõndaki büyümeden sonra nisanda da yüzde 1.7 oranõnda bir genişleme kaydedildi. Kredi hacmi son bir yõllõk dönemde ise yüzde 32.9 oranõnda arttõ. Yurt içi kredilerde yüzde 20 ye ulaşan reel büyümede hem tüketici kredileri hem de ticari krediler etkili oldu. Son bir yõllõk dönemde tüketici kredileri yüzde 32, diğer krediler ise yüzde 33 oranõnda büyüdü. Kredi stoku189 milyar YTL ye kadar yükseldi. Nisan sonu itibariyle son bir yõllõk dönemde, bankalararasõ mevduat hariç toplam mevduat hacminde yüzde 23.2 oranõnda bir artõş kaydedildi. Toplam mevduat ise 292 milyar YTL ye çõktõ, Ocak 2007 de yüzde 65.2 ye kadar yükselen sektörün topladõğõ mevduatõn krediye dönüşüm oranõ ise şubat ve martta yüzde 64,5 düzeyinde kaldõktan sonra nisanda yenirden yüzde 64.9 seviyesine çõktõ. Hazinenin geçen yõla göre daha fazla net iç borçlanmaya gitmesi yüzünden piyasalar üzerinde artan borçlanma baskõsõ, mevduatõn krediye dönüşüm oranõnda son yõllarda yaşanan artõşõn bu yõl durgun bir seyir izlemesine neden oldu. Kredi ve Mevduatlardaki Gelişim (Milyon YTL) Kredi Stoku Kredilerdeki Yõllõk Değişim(%) Toplam Mevduat Mevduattaki Yõllõk Değişim(%) Kredi/ Mevduat 2001 36.111 26,2 102.583 90,8 35,2 2002 37.488 3,8 131.890 28,6 28,4 2003 55.142 47,1 147.957 12,2 37,3 2004 85.405 54,9 182.762 23,5 46,7 2005 124.539 45,8 223.430 22,3 55,7 2006 178.254 43,1 275.242 23,2 64,8 2007 Ocak 180.477 42,2 276.925 22,4 65.2 Şubat 180.000 39,8 279.021 22,0 64,5 Mart 186.091 37,5 288.543 22,2 64,5 Nisan 189.226 32,9 291.686 23,2 64,9 24