KANT VE METAFİZİK PROBLEM Martin Heidegger



Benzer belgeler
KANT IN SAF AKLIN ELEŞTİRİSİ NİÇİN BİR VARLIKBİLİM OLARAK ANLAŞILMALIDIR?

ESTETİK; Estetiğin konusu olarak güzel;

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

Matematik Ve Felsefe

İÇİNDEKİLER. Yedinci Baskıya Önsöz 15 İkinci Baskıya Önsöz 16 Önsöz 17 GİRİŞ 19 I. BÖLÜM FELSEFE ÖĞRETİMİ 23

4.HAFTA/KONU: IMMANUEL KANT IN ETİK GÖRÜŞÜ: İNSANIN DEĞERİ. Temel Kavramlar: Ahlak yasası, isteme, ödev, pratik akıl, maksim.

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS

6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler

Felsefe Nedir OKG 1201 EĞİTİM FELSEFESİ. Felsefe: Bilgelik sevgisi Filozof: Bilgelik, hikmet yolunu arayan kişi

10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK)

Heidegger'in "Ontoloji Tarihi"nde Kant Felsefesinin Yeri

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

BILGI FELSEFESI. Bilginin Doğruluk Ölçütleri

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ)

FELSEFE BÖLÜMÜ SOFİSTLER DERSİ DERS NOTLARI (3)

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı

Not. Aşağıdaki Kant la ilgili notlar Taylan Altuğ un Kant Estetiği (Payel Yayınları, 1989) başlıklı çalışması kullanılarak oluşturulmuştur.

EĞİTİMİN FELSEFİ TEMELLERİ. 3. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

MALTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Güz Yarıyılı. TIP İÇİN FELSEFE PHL 154 AKTS Kredisi:2 2. yıl 1. yarıyıl Lisans Seçmeli 2 s/hafta 2 kredi

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ

FELSEFE BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ I.YARIYIL DERSLERİ

Giorgio Colli, Felsefenin Doğuşu / Çev. Fisun Demir Dost Yayınları, Ankara, 2007, s. 94.

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FELSEFEYE GİRİŞ DKB

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

KAMU YÖNETİMİ LİSANS PROGRAMI

Eğitim Tarihi. Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi

1.Tarih Felsefesi Nedir? 2.Antikçağ Yunan Dünyasında Tarih Anlayışı. 3.Tarih Felsefesinin Ortaçağdaki Kökenleri-I: Hıristiyan Ortaçağı ve Augustinus

GÜNÜMÜZDEN GELECEĞE FELSEFE VE FELSEFE AÇISINDAN ÜNİVERSİTE KAVRAMI. Betül ÇOTUKSÖKEN

AŞKIN BULMACA BAROK KENT

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ

KANT FELSEFESİNDE PRATİK AKLIN ÖZGÜRLÜK POSTULATI

BİLGİ KURAMINA GİRİŞ

V. ÜNİTE SANAT FELSEFESİ

1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar. 2.Sanat ve Teknoloji. 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili. 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler

I. KİTAP: BATI FELSEFE GELENEĞİ: ÖĞRETİ VE KAVRAMLAR AÇISINDAN YAKLAŞIM FELSEFEYE GİRİŞ

İçindekiler. xiii. vii

Din Felsefesi ve Hermenötik Atölye Çalışması (15 Mayıs 2010)

Fen - Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü

YZM 2108 Yazılım Mimarisi ve Tasarımı

ETHOS: Felsefe ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Temmuz 2008 // Sayı: 1/4. SCHELLING İN KANT ELEŞTİRİSİ Ogün Ürek ÖZET

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

Sosyoloji. Konular ve Sorunlar

BİLGİ KURAMI DERS NOTLARI DİL VE TARİH-COĞRAFYA FAKÜLTESİ, FELSEFE BÖLÜMÜ

Bahar Dönemi Fizik Bölümü Fizik II Dersi Çıktılarının Gerçekleşme Derecesi Program Çıktılarının Ders Kazanımlarına Katkısı Anketi

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF FELSEFE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

DOĞRU BİLGİNİN ÖLÇÜTÜ PROBLEMİ: Doğruluk Kuramları. Bütün dillerdeki bütün doğru lar ortak bir özü paylaşırlar mı?

EĞİTİM FELSEFESİ KISA ÖZET KOLAYAOF

ÖDEV ETİĞİ VE İMMANUEL KANT

Süreklilik Göstergesi. Kavram Haritaları. Etkileşim Göstergesi. Problem/Çözüm Göstergesi Karşılaştırma Matrisi. (Anlam Çözümleme Tablosu)

Sanatsal Güzel, Estetik Yargı ve Toplumsal Geçerlilik Mersin Üniversitesi, Mart 2011

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ KISIM FELSEFENİN AMAÇLARI VE DEĞERLERİ 7

FELSEFİ YAPIDA EĞİTİM MODELLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

VARLIKBİLİMSEL KANIT ÜZERİNE KANT IN DÜŞÜNCESİ

Adnan Menderes Üniversitesi Bilgi Paketi. Dersin Verildiği Düzey Ön Lisans ( ) Lisans ( ) Yüksek Lisans( ) Doktora( )

FELSEFE + SANAT => SANAT FELSEFESI

Günün sorusu: Kişisel gelişim nedir?

HESAP. (kesiklik var; süreklilik örnekleniyor) Hesap sürecinin zaman ekseninde geçtiği durumlar

Ders Kodu: FIZ 234 Ders Adı: Klasik Mekanik Dersin Dönemi: Bahar Dönemi Dersi Veren Öğretim Üyesi: Yrd. Doç. Dr.

MATEMATİĞİN ONTOLOJİSİ BAKIMINDAN KANT İLE FREGE KARŞILAŞTIRMASI. Yalçın Koç

KARġILAġTIRMALI EĞĠTĠM

Meslek seçmek;hayat biçimini seçmek demektir.bu nedenle doğru ve gerçekçi seçim yapılması önemlidir.

DOKTORA TEZ ÖNERİSİ HAZIRLAMA KILAVUZU

Tanrının Varlığına İlişkin Argümanlar Atölye Çalışması (20-21 Mayıs 2011)

AYRIK YAPILAR ARŞ. GÖR. SONGÜL KARAKUŞ- FIRAT ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ FAKÜLTESİ YAZILIM MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ, ELAZIĞ

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ FELSEFE BÖLÜMÜ Bahar Onsekizinci Yüzyılda Felsefe (Christian Wolff ve Ontoloji/Dört)

Nesnellik. İdelerin Öznelliği

YÖNETİM Sistem Yaklaşımı

Üçüncü baskıya ön söz Çeviri editörünün ön sözü Teşekkür. 1 Giriş 1

Ders Kodu: FIZ 131 Ders Adı: FİZİK I Dersin Dönemi: Güz Dönemi

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

OKULLARDA TEKNOLOJİ KULLANIMI İLE BEŞERİ ALTYAPI ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN İNCELENMESİ. Demet CENGİZ

Güz Dönemi Fizik Bölümü Maddenin Manyetik ve Dielektrik Özellikleri Dersi Çıktılarının Gerçekleşme Derecesi

Program Yeterlilikleri hazırlama Ders Öğrenme Çıktıları Yazma AKTS Hesaplama. Fahri YAVUZ 1 Nisan 2010, Kültür Merkezi Mavi Salon Erzurum

Ders Kodu: FIZ 306 Ders Adı: Katıhal Fiziği-İntibak Dersin Dönemi: Güz Dönemi Dersi Veren Öğretim Üyesi: Yrd. Doç. Dr.

HUKUK FELSEFESİNİN TEMEL SORUNLARI

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ FELSEFE BÖLÜMÜ 8 YARIYILLIK DERS PROGRAMI (İNG. KAPANDIKTAN SONRA)

On Yedinci Yüzyılda Felsefe Descartes. Prof. Dr. Doğan Göçmen Dokuz Eylül Üniversitesi Felsefe Bölümü Ders: 03/10/2016

11/26/2010 BİLİM TARİHİ. Giriş. Giriş. Giriş. Giriş. Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri. Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir?

Sınama Durumları. Sınama durumlarını düzenlerken dikkat edilecek hususlar şunlardır:

ÜNİTE:1. Sosyal Psikoloji Nedir? ÜNİTE:2. Sosyal Algı: İzlenim Oluşturma ÜNİTE:3. Sosyal Biliş ÜNİTE:4. Sosyal Etki ve Sosyal Güç ÜNİTE:5

Doç. Dr. Doğan Göçmen (Dokuz Eylül Üniversitesi Felsefe Bölümü)

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ- FELSEFE YÜKSEK LİSANS PROGRAMI BİLGİ PAKETİ

HUKUK VE HUKUK BİLİMİ ÜZERİNE

FİZİK. Mekanik İNM 103: İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ. Mekanik Nedir? Mekanik Nedir?

5 (%) 1 Bu ders ile ilgili temel kavramları, yasaları ve bunlar arasındaki ilişkileri

DERS 4. Yardım Kampanyalarına Eleştirel Bakmak

BİZ SİZ HEPİMİZ. Biz: Hakkımızda I Siz: Misyonumuz I Hepimiz: Vizyonumuz

Estetik (MTT194) Ders Detayları

HEIDEGGER VE FELSEFE

KİTAP İNCELEMESİ SİSTEMATİK FELSEFE BAĞLAMINDA PLATON ARİSTOTELES KARŞILAŞTIRMASI. Prof. Dr. Arslan Topakkaya, İstanbul, Nobel Yay. 2013, 310 s.

PROGRAMLAR. Türk Din Musikisi Lisans Programı

TAŞINMAZ KÜLTÜR VARLIKLARININ VE SİT ALANLARININ KORUNMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ İÇİN GEREKLİ PROJELER VE PLANLAR NELERDİR?

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Siyasal Düşünceler Tarihi PSIR

13 Global Hedeflerinize Ulaşmanıza Yardımcı Oluyoruz

Literatür Değerlendirmesi ARAŞTIRMALARDA LİTERATÜR TARAMASI VE ETİK. Literatür kaynakları neler olabilir?

ÜNİTE:1. Felsefe Nedir? ÜNİTE:2. Epistemoloji ÜNİTE:3. Metafizik ÜNİTE:4. Bilim Felsefesi ÜNİTE:5. Etik ÜNİTE:6. Siyaset Felsefesi ÜNİTE:7.

BİLGİ VARLIK İLİŞKİSİ VE DEĞİŞİM PROBLEMİ. -İki Gizli Müttefik: PARMENİDES ve HERAKLEİTOS-

İş Kazalarının Önlenmesi konusunda Öneriler

E.G.O. Grubu Kurumsal İlkeleri

Transkript:

KANT VE METAFİZİK PROBLEM Martin Heidegger Çeviri Zehragül Aşkın, Rahman Akalın GĐRĐŞ Araştırmanın Konusu ve Bölümleri Aşağıdaki araştırma, temel ontolojinin bir sorunu olarak metafiziğin problemini gözler önüne sermek için Kant ın Saf Aklın Eleştirisi ni metafiziğin temellendirilmesi olarak yorumlamayı amaçlamaktadır. Temel ontoloji, sonlu insan özünün ontolojik açıdan çözümlenmesi anlamına gelir. Bu ontolojik çözümleme, insanın doğasına ait metafizik için temel hazırlamalıdır. Temel ontoloji, metafiziğin olanaklılaşması için gerekli olan insan(sal) Dasein ın(ın) metafiziğidir ve tüm antropoloji türlerinden, felsefi antropolojiden de temelden ayrışır (ayrılır). Bir Temel ontoloji idesini (fikrini) açıklamak demek, Dasein a ilişkin tanımlı ontolojik çözümlemeyi kaçınılmaz bir gereksinim olarak görmek ve bu yolla temel ontolojinin insan nedir? biçimindeki somut soruyu hangi amaçla ve hangi tarzda, hangi sınırlama içerisinde ve hangi koşullar altında sorduğunu açıklığa kavuşturmak demektir. Ancak bir fikir öncelikle bir olguyu ya da olayı aydınlatma gücüne dayanarak beliriyorsa, temel ontoloji idesi de bir metafiziğin temellendirilmesi olarak Saf Aklın Eleştirisi nin bir yorumunda kendini savunmalı ve göstermelidir. Martin Heidegger. Kant und Das Problem Der Metaphysik. Vittorio Klostermann GmbH-Frankfurt am Main. 1991.s.1-18 Doç. Dr. Mersin Üniversitesi Felsefe Bölümü, zgerdoganaskin@gmail.com Arş.Gör. Mersin Üniversitesi Çeviri Bölümü, akalinra@hotmail.com 149

Bu noktada, temellendirmenin aslında neyi ifade ettiği, peşinen açıklanmış olmalıdır. Bu ifade, anlamını inşaat terminolojisinde bulmaktadır. Gerçi metafizik, mevcut bir bina değildir, ancak bütün insanların içinde doğal tesis olarak gerçektir; reeldir. O halde metafiziğin temellendirilmesi, bu doğal metafiziğin altına bir temel koymak; başka bir anlatımla daha önce konmuş temeli yenisiyle değiştirmek anlamına gelir. Sadece bu düşünce bile, adeta hazır; bitmiş bir bina için dayanakları temin edermiş gibi; temellendirme fikrine uzak düşmektedir. Temellendirme, daha çok inşa planının kendisinin tasarlanmasıdır. Bir bütünlük içinde bu plan, inşanın neyin üzerinde ve nasıl kurulacağını gösteren bir kılavuzdur. Ancak yine de inşa planının tasarlanması olarak metafiziğin temellendirilmesi, bir sistemin ve onun alanlarının boş yere üretilmesi değildir. Metafiziğin temellendirilmesi, metafiziğin içsel olanaklılığının; mimari sınırlarının belirlenmesi ve ortaya konması; eş deyişle metafiziğin özünün somut olarak belirlenmesidir. Tüm özsel belirlemeler, zaten öncelikle özsel zeminin açığa çıkarılmasıyla tamamlanır. O halde metafiziğin içsel olanaklılığının tasarımı olarak temellendirme, ortaya konan zeminin (temelin) taşıyıcı özelliğini kaçınılmaz olarak etkinleştirmedir. Bunun olup olmadığı, oluyorsa nasıl gerçekleştiği, bir temellendirmenin kökenselliği ve yayılımının ölçütüdür. Saf Aklın Eleştirisi nin buradaki yorumu, metafiziğin kökeninin kökenselliğini gün yüzüne çıkarmada başarılı olursa, bu kökensellik özüne uygun olarak gerçekten anlaşılmış olacaktır. Ancak bunun için bu kökensellik somut olarak ortaya çıkarılmalıdır yani metafiziğin temellendirilmesi tekrar etmelidir. Metafizik insanın doğasına aitse ve bununla olgusal olarak varoluyorsa, her hangi bir biçimde çoktan oluşmuştur. Metafiziğin kesin olarak temellendirilmesi, bu yüzden hiçbir zaman hiç ten hareketle değil, ona olanakları gösteren bir aktarımın gücü ve güçsüzlüğü içerisinde gerçekleşir. 150

Kendi içinde saklı bir aktarımla olan bağıntısıyla birlikte her temellendirme, eski ancak aynı ödevin türevi olan diğer ödevlerle ilişki içindedir. Öyleyse metafiziğin temellendirilmesi olarak Saf Aklın Eleştirisi nin yorumu olan bu çalışma, bunu dörtlü bir bölümlemede gün yüzüne çıkarmayı denemektedir: 1. Başlangıçta Metafiziğin Temellendirilmesi. 2. Uygulamada Metafiziğin Temellendirilmesi. 3. Kökenselliği Đçerisinde Metafiziğin Temellendirilmesi. 4. Bir Yinelenme Đçerisinde Metafiziğin Temellendirilmesi. Metafiziğin Temellendirilmesi Olarak Saf Aklın Eleştirisi nin Yorumlanması Yoluyla Bir Fundamental Ontoloji Đdesinin Açıklanması Birinci Bölüm Başlangıçta Metafiziğin Temellendirilmesi Metafiziğin temellendirilmesine ilişkin Kantçı yaklaşımın doğuşu, şu sorunun yanıtında aranmalıdır: Metafiziğin temellendirilmesi Kant için neden Saf Aklın Eleştirisi ne dönüşmektedir? Yanıt, aşağıdaki üç yan sorunun tartışılması yoluyla bir araya getirilmelidir: 1. Kant tarafından önceden bulunan metafizik kavramı, hangisidir? 2. Bu Gelenekle gelen metafiziğin temellendirilmesinin başlangıcı nedir? 3. Bu temellendirme, neden Saf Aklın bir Eleştirisidir? Gelenekle Gelen Metafizik Kavramı Kant ın metafizik gördüğü ve içerisinde kendi temellendirmesini yapmak durumunda kaldığı bakış alanı, kabaca Baumgarten ın tanımıyla şöyle nitelendirilebilir: Metaphysica est scienta prima cognitionis humanae principia continens. Metafizik, insanın bilmesinin neyi kapsadığına ilişkin ilk 151

nedenleri içeren bilimdir 1. Đnsan bilgisinin ilk ilkeleri kavramında özel ve öncelikle kaçınılmaz bir çift anlamlılık yatmaktadır. Ad metaphysicam referentur ontologia, cosmologia, psychologia et theologia naturalis. Bir okul kavramı olarak metafizik kavramının ortaya çıkış gerekçeleri ve tarihi, burada anlatılmayacaktır. Bu noktada meseleye ilişkin kısa bir bilgi notu, bu kavramın sorunlu içeriğini çözecek ve temellendirmede Kant ın yaklaşımının esas anlamının anlaşılmasına zemin hazırlayacaktır 2. Öncelikle µετα τα φυσικα (Aristoteles in fiziğe ilişkin makalelerinin toplu adı) ifadesinin sözcük anlamının değişerek felsefi bir nitelik kazandığı herkesçe bilinmektedir. Bu anlam değişimi, zararsız bir şey değildir; çünkü alışıldığı üzere yanlış kayda geçilir. Bu anlam kayması, bu makalelerin yorumlanmasını tamamen belli bir yöne hapsetmiş ve Aristoteles in işlediği yaklaşımın metafizik olduğuna hükmetmiştir. Oysa Aristotelesçi metafizik te ortaya çıkan şeyin metafizik olup olmadığı, şüphelidir. Kant ın kendisi de bu ifadeye doğrudan içeriksel bir anlam yüklemektedir. Buna göre metafizik adının tesadüfen; şans eseri doğduğu düşünülemez. Çünkü bu ad, bilimle yakından ilişkilidir, φυσιϛ, doğa anlamına gelir. Ancak doğaya ilişkin kavramlara deneyimden başka bir yolla ulaşamayız. O halde metafizik (µετα, trans ve physica) bilimden sonra gelen bilimdir. Metafizik, adeta fiziğin alanı dışında, fiziğin ötesinde duran bir bilimdir. 3 Bu belli yorumlamaya yol açan söz konusu kitabi ifade, corpus aristotelicum içerisinde düzenlenen yazıların nesnel olarak algılanmasındaki sıkıntıdan kaynaklanmaktadır. Aristoteles in πϱώτη φιλοσοφία olarak; eş deyişle asıl felsefe, her şeyden önce felsefe yapmak olarak burada hedeflediği 1 Metafizik, insanın bilmesinin neyi ifade ettiğine ilişkin esas nedenleri içeriyorsa ilk bilimdir. 2 H. Pichler in çalışmaları ve Christian Wolff un ontolojisinden sonra 1910 da Kant ın geleneksel metafiziğe ilişkin tutumu, yeniden yoğunluklu ve kapsamlı biçimde araştırılmaya başlanmıştır. Krşl. Öncelikle H. Heimsoeth in Die metaphysischen Motive in der Ausbildung des kritischen Idealismus. Kantstudien Bd. XXIX (1924), S 121 ve devamı araştırmaları, ayrıca Chr. A. Crusius da metafizik ve eleştiri. Saf aklın eleştirisinin ontolojik ön tarihine ilişkin bir başka katkı, 18. yy.da gelmiştir. (Schriften der Königsberger Gelehrten Gesellschaft III. Jahr, Geisteswiss. Kl. Hft. 3. 1926.) Öte yandan M. Wundt un daha geniş çaplı eseri; Kant als Metaphysiker. Almanya merkezli felsefenin tarihine ilişkin bir katkı da, 18. yüzyılda gelmiştir. 1924. Kant tan sonra metafizik tarihi bakımından Kant felsefesinin bir betimini de R. Kroner, Kant dan Hegel e kadar vermektedir. 1921 ve 1924. Alman idealizminde metafiziğin tarihine ilişkin krşl. Nic. Hartmann, Die Philosophie des deutschen Idealismus. I Teil 1923, II Teil 1929. Anılan araştırmalara ilişkin eleştirel bir değerlendirme, burada olanaklı değildir. Ancak şu belirtilmelidir ki; bu çalışmalar, saf aklın eleştirisinin bilgi kuramı olduğu konusunda ısrar etmekte, yanı sıra da metafiziği ve metafiziksel itkileri öne çıkarmaktadır. 3 Bkz. M. Heinze, Vorlesungen Kants über Metaphysik aus drei Semestern. Abhdgl. Der K. Sächsisch. Ges. Der Wissenschaften. Bd. XIV, phil.-hist. Kl. 1894. s. 666. (Sep. S. 186.) Krşl.: Kant, Über die Fortschritte der Metaphysik seit Leibniz und Wolff. WW (Cassirer) VIII. S. 301 ff. 152

şeyin kendinden sonraki okul felsefesinde (mantık, fizik, etik) bir disiplin ve çerçeve olarak yeri yoktur; µετα τα φυσικα, temel felsefi bir zorluğun adıdır. Yine bu zorluğun temeli, makalelerde açıklanan sorun ve bilgilerin özünün aydınlatılamamış olmasında yatmaktadır. Aristoteles in kendi ifadelerine göre ilk felsefe nin özünün belirlenmesinde çarpıcı bir çift anlamlılık kendini göstermektedir. Đlk felsefe, hem var olan olarak var olanın bilgisi hem de bir bütünlük içinde var olanın kendisini tanımladığı olağanüstü alanının (bölgesinin) bilgisidir. Đlk felsefenin (πϱώτη φιλοσοφία) bu çift anlamlı kendine özgü niteliği, temelden farklı ve birbirinden bağımsız iki düşünce akışını içermemektedir. Ne biri diğeri lehine zayıflatılabilir veya yok edilebilir, ne de görünen bu ikilik çok çabuk bir uzlaşmayla ortadan kaldırılabilir. Daha çok geçerli olan, görünen bu çelişkinin nedenlerini ve var olana ilişkin bir ilk felsefe nin başat sorunundan çıkan bu iki belirlenimdeki birbirine aitliğin tarzını aydınlatmaktır. Bu ödev öylesine ivedidir ki; anılan bu çift anlamlılık ilk olarak Aristoteles te ortaya çıkmamış bilakis antik felsefenin başlangıcından beri varlık problemine egemen olmuştur. Metafiziğin özsel belirleyimine ilişkin bu problemi kavramak için peşinen söylenmelidir ki; metafizik, böylesine ve bir bütün olarak var olana ilişkin temel bilgidir. Bu tanım ise, şu problemin; daha doğrusu soruların göstergesi sayılabilir: Var olanın varlığına ilişkin bilginin özü nerede yatmaktadır? Bu bilgi, bütün içindeki var olana ilişkin bir bilgiye doğru ne derece açılım gösterir? Bu bilgi, neden yeniden varlığın bilgisinin bilgisine dönüşür? Bu nedenle metafizik, mutlak biçimde felsefenin sıkıntıları (zorlukları) için bir ana başlıktır. Aristoteles sonrası batı kaynaklı metafizik gelişmesini, sözde var olan Aristotelesçi sistemi devralmasına ve devam ettirmesine değil, aksine Plato ve Aristoteles in açıkta bıraktığı noktayı anlamamasına borçludur. Bir okul kavramı olarak metafiziğin gelişimini belirleyen ve kökensel sorunsalın yeniden ele alınmasını yine ve yeniden; sürekli engelleyen iki neden vardır. 153

Bu nedenlerden bir tanesi, metafiziğin içeriksel olarak bölümlenmesi ile ilgilidir ve Hıristiyanlığın dindar dünya yorumundan kaynaklanmaktadır. Bu yoruma göre tanrısal nitelik taşımayan bütün var olanlar bir yaratımdır; diyesi evrendir. Diğer bütün varlıkların arasında insanın özel; kusursuz bir yeri vardır, her şey onun ruhsal kurtuluşuna ve onun sonsuz varoluşuna bağlıdır. Bu yüzden Hıristiyan dünya ve Dasein bilincine göre bütün var olanlar tanrı, doğa ve insan olarak kendi içinde ayrılır. Bunlar, nesnesi en yüce varlık (summum ens) olan teoloji, kozmoloji ve psikolojinin alanına girer ve metafiziğin özel alanlarını (metaphysica specialis) ortaya çıkarır. Bu disiplinlerden farklı olarak genel metafizik (metaphysica generalis); eş deyişle ontoloji, genel içerisinde (ens commune) var olanı kendine araştırma nesnesi yapar. Bir okul kavramı olarak metafiziğin gelişimine etki eden diğer etken onun bilgi tarzı ve yöntemiyle ilgilidir. Metafizik, genel içerisinde var olanı ve herkesin ilgisini çeken (Kant) en yüce var olanı nesne yaptığı için en asil bilim, bilimlerin kraliçesi dir. Buradan hareketle metafiziğin bilgi tarzı en sıkı (katı) ve hiç şüphesiz bağlayıcı bir bilgi tarzı olmalıdır. Bu durum, metafiziğin uygun bir bilgi (bilme) idealiyle örtüşmesini gerektirmektedir. Aynısı matematiksel bilgi için de geçerlidir. Matematik, tam anlamıyla ussal ve apriori, diyesi saf us bilimidir, çünkü rastlantısal deneyimlerden bağımsızdır. Genel içerisinde var olanın bilgisi (metaphysica generalis) ve onun ana alanları doğrultusundaki bilgi (metaphysica specialis), böylelikle salt aklın bir bilimi ne dönüşür. Kant, bu tür metafiziğin amacında ısrar eder ve bu amacı, asıl metafizik, sonal hedefteki metafizik olarak tanımladığı metaphysica specialis e yerleştirir. Bütün saldırıların sürekli bu bilim içerisinde çarpışması, çelişkileri ve etkisizliği göz önünde bulundurulduğunda saf ussal bilginin kazanılmasını amaçlayan bütün uğraşlar, bu alanın içsel olanağına ilişkin soru açıklığa kavuşana kadar önlenmeli, durdurulmalıdır. Metafiziğin özsel belirlenimi anlamındaki bir temellendirme ödevi ancak o zaman gelişir (doğar). Kant metafiziğin bu özsel sınırlandırmasını nasıl kurmaktadır? Geleneksel Metafiziğin Temellendirilmesinin Başlangıcı 154

Var olanda ve bir bütün olarak onun ana alanlarında bulunan genel olan a ilişkin salt ussal bilgi olarak metafizikte özel olana ve kısmi olana dair deneyimin ötesine geçen bir aşma gerçekleşir. Bu salt ussal bilgi, duyusal olanı aşarak duyular üstü-var olanı kavramaya çalışır. Ancak metafiziğin yöntemi, şimdiye kadar düpedüz el yordamıyla yürümek olmuş; en kötüsü ise salt belli başlı kavramlar altında ele alınmıştı 4 r. Metafizik, kendinden bekleneni kaçınılmaz olarak kendi sınırları dışına çıkarmaya muhtaçtır. Olmak istediği şeyi olmak konusundaki içsel olanağı metafiziğe veren nedir? Metafiziğin içsel olanağını belirleme anlamında metafiziğin temellendirilmesi, öncelikle metafiziğin sonal amacını; eş deyişle metaphysica specialis in özsel belirlenimini hedef almalıdır. Çünkü özel metafizik, istisnai bir anlam içerisinde duyular üstü var olanın bilgisidir. Bu tür bir bilginin içsel olanaklılığını sormak; öyle görünüyor ki; bir var olanı görünür kılma, onu açığa çıkarmanın içsel olanaklılığına ilişkin daha genel soruya geri götürür. O halde metafiziğin temellendirilmesi, var olan şeye doğru bir tutumdaki (Verhalten zum Seienden) özü saydamlaştırmaktır. Var olanın kendini kendinde göstermesi burada olur. Öyle ki var olana ilişkin bütün söylemler, buradan çıkarılabilir. Ancak, var olana doğru bu tür bir tutumun olanağına neler aittir? Böyle bir tutumu olanaklı kılacak olana dair bir işaret var mıdır? Gerçekte doğa bilimcilerinin yöntemi bir işaret olabilir mi? Bir ışık, onlar için doğar. Doğa bilimciler, aklın yalnızca kendi tasarımına göre ürettiği şeyi anladığını, aklın yargı ve ilkeleriyle birlikte değişmez yasalara göre işlediğini kavramışlardır. Akıl doğayı kendi sorularına yanıt vermeye zorlar. Ancak aklın kendi başına doğayı tahakküm altına alamayacağı, doğa bilimciler tarafından anlaşılmıştır 5. Belli bir doğanın önceden tasarlanmış planı her şeyden önce var olanın varlık anlayışını önceden belirler, her araştıran soru, var olana doğru tutum alabilmelidir. Var olanın bu geçici (vorgängig) varlık planı, doğanın ilgili biliminin temel kavramlarına ve temellerine çizilmiştir. Buna göre var olana doğru tutumu (ontik bilgiyi) olanaklı kılan, varlık anlayışını önceden anlamak; diyesi ontolojik bilmedir. 4 BXV. 5 B XIII f. 155

Matematiksel doğabilimi, ontik deneyim ile ontolojik bilgi arasındaki bu temel koşul bağıntısına dair fikir vermektedir. Ancak doğabilimin işlevi, metafiziğin temellendirilmesine gelindiğinde biter. Çünkü bu koşulsal bağıntıya ilişkin yukarıda anılan işaret, sorunun çözümü değil, aksine bu bağıntının öncelikle temel bir genelleme içerisinde hangi yönde aranması gerektiğine dair bir veridir. Bu koşulsal bağlantının yalnızca orada bulunup bulunamayacağı ya da eninde sonunda bulunup bulunamayacağı; diyesi Metaphysica Specialis idesinin tamamen positif (bilimsel) bilgi kavramına uygun olarak tasarlanıp tasarlanamayacağı, hemen hemen belirecektir. Metaphysica Specialis in içsel olanağının tasarımı, ontik bilginin olanaklılığına ilişkin soru üzerinden ontik bilgiyi olanaklı kılan şeyin olanaklılığı sorusuna çıkmaktadır; bağlanmaktadır. Ancak bu sorun, geçici varlık anlayışı; diyesi en geniş anlamıyla ontolojik bilgi problemidir. Ontolojinin içsel olanağı problemi ise, Metaphysica Generalis in olanağı sorusunu kapsamaktadır. Metaphysica Specialis e dair bir temellendirme denemesi, kendi içinde zorunlu olarak Metaphysica Generalis in özü sorusuna geri götürülecektir. Ancak Kant, metafiziğin temellendirmesine girişmekle kendini doğrudan Aristoteles ve Platon la diyalog içine sokmaktadır. Bununla birlikte ontoloji, ilk kez problem halini almaktadır. Geleneksel metafizik binasındaki ilk ve en derin sarsıntı, böylelikle yaşanmıştır. Belirsizlik ve kendiliğinden anlaşılırlık kaybolmaktadır. Metaphysica Generalis şimdiye kadar genel anlamdaki varlığa (ens commune) ilişkin genelleme den bu belirsizlik ve kendiliğinden anlaşılırlık içinde söz etmiştir. Temellendirme sorusu, ilk önce genelleştirmenin tarzı; bununla birlikte varlık tasarımı bilgisinde yatan aşmanın niteliğine ilişkin açıklığı talep eder. Bizzat Kant ın problemi berraklaştırmayı tam olarak başarıp başaramadığı, birincil önemde bir soru değildir. Onun bu gerekliliği görmüş ve açıklamış olması yeterlidir. Ancak bununla birlikte şu açıktır ki; ontoloji, öncelikli olarak pozitif bilimlerin temellendirilmesine dayanmamaktadır. Temellendirmenin gerekliliği ve rolü, insan aklına eşlik eden yüksek bir ilgi içerisinde gerekçelendirilebilir. Ancak Metaphysica Generalis, gerekli 156

donanımı 6 Metaphysica Specialis e verdiği için temellendirmede bunların özsel belirlenimleri de dönüşmek durumundadır. Metafiziğin temellendirilmesi, bütününde ontolojinin içsel olanağının açığa çıkarılmasıdır. Kant ın Kopernikçi dönüşüm başlığı altında tanımladığı ancak sürekli yanlış yorumlanan gerçek metafizik anlam budur. Şimdiye kadar kabul edilen, tüm bilgimizin nesnelere yöneldiği; ancak bilgimizi genişleten kavramlar yoluyla ve önsel (a priori) olarak nesnelere ilişkin bir şeyler bilme uğraşlarının bu koşul altında boşa çıktığıydı. Metafizikle ilgili ödevlerde ilerleme kaydedilip kaydedilmediği bilinmese de denenen, nesnelerin bizim bilgimize göre şekillendiğini kabul etmek olmuştur. Buna göre, sahip olduğumuz bilgi, bize verilmeden önce nesnelere ilişkin bir şeyleri saptaması gereken bilgi olanağı ile önsel olarak örtüşür 7. Kant ın bununla kastettiği şudur; her bilgi ontik değildir ve ontik olmayan bilgiler ancak ontolojik bilgiyle olanaklı hale gelir. Varolana ilişkin bilginin Uygunluğu (adaequatio) anlamındaki eski hakikat kavramı; Kopernikçi dönüşüm yoluyla kısmen sarsılmıştır. Yani Kopernikçi dönüşüm, hakikat kavramının koşulsal zeminini hazırlamış, diyesi onu gerekçelendirmiştir. Eğer var olan olarak var olan önceden açık (offenbar) ise, yani varlık tasarımında görülüp anlaşılıyorsa ontik bilgi, var olana ( nesnelere ) benzeşir, uyar. Nesneler, diyesi nesnelerin ontik belirlenebilirlikleri, bu sonal bilgiye göre hareket ederler. Var olanın açıklığı (ontik hakikat), var olanın varlık tasarımı (ontolojik hakikat) üzerindeki örtünün kaldırılması etrafında döner; ancak ontik bilgi, nesnelere göre hareket etmez. Çünkü ontik bilgi, ontolojik bilgi olmaksızın bir kere bile bir olanağa sahip olamaz. Buraya kadar, geleneksel metafiziğin temellendirilmesinin ontolojinin içsel olanağı sorusunda filizlendiği açıklığa kavuşmuştur. Ancak bu temellendirme, neden Saf Aklın Bir Eleştirisi ne dönüşmektedir? 6 Über die Fortschritte, a. a. O. S. 302. 7 B XVI. 157

Saf Aklın Eleştirisi Olarak Metafiziğin Temellendirilmesi Kant, ontolojinin olanağı sorununu şu soruya götürmektedir: Sentetik yargılar, önsel olarak nasıl olanaklıdır? Bu problem ifadesi, metafiziğin temellendirilmesinin saf aklın bir eleştirisi olarak uygulanması için açıklama sunmaktadır. Ontolojik bilginin olanağı sorusu, bu bilginin geçici (yitimli) özelliğini gerektirir. Kant, bu kalıp içinde, geleneğe uygun olarak bilmeyi yargıda bulunma olarak kavrar. Hangi tür bilgi, ontolojik anlamada önceldir? Var olan, bu ontolojik anlama içerisinde anlaşılır. Ancak orada bilinen şey, var olana aittir ve her daim olduğu gibi deneyimlenmiş ve belirlenmiş olabilir. Var olanın bu anlaşılmış neliği, tüm ontik deneyimden önceki ontolojik bilgi içerisinde öğretilir. Var olanın ne olduğunu; eşdeyişle var olanın kendisini açığa çıkaran bilgiyi, Kant sentetik bilgi olarak tanımlamaktadır. Böylece ontolojik bilginin olanağı sorusu, a priori (önsel) sentetik yargıların özü problemine dönüşür. Varlığa ve var olana ilişkin bu nesne odaklı yargıların temellendirme yeri, deneyimde bulunmaz; çünkü var olanın deneyimi hep var olanın ontolojik anlayışına güdümlüdür. Bu anlayışa ise, belirli bir bakımdan deneyim ile erişilir. Buna göre ontolojik bilgi, deneyime göre öğretilmesi zorunlu olmayan temellere (ilkelere) göre yargıda bulunmadır. Fakat Kant, ilkelerden çıkarak önsel olarak bilme yetimizi saf akıl olarak tanımlar. Saf akıl, bir şeyi kesin olarak bilmenin ilkelerini kapsayan akıldır. Buna göre akılda bulunan ilkeler, önsel bir bilginin olanağını veriyorsa, ontolojik bilginin olanağının açığa çıkması, saf aklın özünün ortaya çıkması halini alır. Saf aklın özünün sınırlarını çizmek, aynı zamanda onun yokluğunu (Unwesen) ayırt edici biçimde belirlemek, bununla birlikte onu sınırlamak ve onun özsel olanaklarına indirgemektir. Ontolojinin özünün açığa çıkması olarak metafiziğin temellendirilmesi, saf aklın eleştirisi dir. Ontolojik bilgi, başka bir anlatımla önsel bireşim, tüm eleştirinin bu bilginin uğruna var olmasıdır. Bu bireşimin daha yakından belirlenmesi, metafiziğin gerekçelendirilmesindeki başat 158

problemin saptanmasında daha da ivedi hale gelmektedir. Kant, bireşim (Synthesis) kavramını, çeşitli anlamlarda kullanmakla kalmaz, onun için bu anlamlar, metafiziğin temellendirilmesindeki problemin formülünde iç içe geçmektedir. Sorun, buradan önsel bireşimsel yargıların olanaklılığına uzanmaktadır. Artık her yargı, bir ben bağlıyorum a denk gelen bir özne-yüklem birlikteliğidir. Bu anlamda özne-yüklem-bağıntısının uyumu, yalnızca öznenin tasarımında yatıyorsa da analitik yargılar da çoktan sentetik olmuştur. Ancak sentetik (bireşimsel) yargılar, iki anlamda sentetik tir: öncelikle yargı oldukları için, ikincil olarak da var olanın kendisinden çıkan bağlama tasarımının yasalarının öğretilmiş olmasından sentetiktir. Burada sorunsallaştırılan önsel sentetik yargılarda, bireşimin başka bir biçimi söz konusudur. Bireşim, var olana ilişkin bir şeyler öğretmeli, deneyimsel olarak var olandan çıkmayan bir şeyler öğretmelidir. Var olanın varlıksal belirlenimini öğretmek, geçici olarak var olana dayalı olmadır. Bu var olana dayalı olma durumu, bir şeye ilişkin saf ilişki nin kendisidir ve ilişkinin neye dönük olduğunu ve ufkunu belirler. Bu ilişki, var olanın kendisinde görgül bireşimle deneyimlenebilir olur. Bu önsel bireşim, bu bireşimin olanaklılığının ortaya çıkarılması sayılır. Bu bireşimin özüyle ilgili yapılan bir araştırmayı, Kant aşkınsal inceleme olarak tanımlar. Önsel olarak olanaklı olduğu ölçüde nesnelerle değil nesneleri bilme tarzımızla ilgilenen her tür bilgiyi aşkınsal olarak tanımlıyorum. O halde aşkınsal bilgi, var olanın kendisini değil, geçici (yitimsel) varlık anlayışının olanağını; eş deyişle var olanın varlık kavrayışını inceler. Aşkınsal bilgi, saf aklın var olanı aşmasına (aşkınsallık) karşılık gelir. Ontolojinin olanağını araştırma problemi yapmak demek; varlık anlayışının aşkınlığının olanağını; diyesi özünü sorgulamak, yani aşkınsal açıdan felsefe yapmak demektir. Bu nedenle Kant, geleneksel ontoloji sorunsalını belirginleştirmek için Metaphysica Generalis (Ontologia) yerine aşkınsal felsefe nitelemini kullanır. Buna uygun olarak da geleneksel ontolojiyi anarken eskilerin aşkınsal felsefesi nden söz eder. Ancak Saf Aklın Eleştirisi, aşkınsal felsefenin bir sistemi ni sunmaz, aksine bunun yöntemine ilişkin bir incelemedir. Ancak buradaki inceleme, yol almadaki tekniğe ilişkin öğreti değil, 159

ontolojinin tüm çerçevesini ve tüm içsel eklemlenişini ortaya koymayı ifade eder. Ontolojinin içsel olanağının tasarımı olarak metafiziğin temellendirilmesinde bütün ön taslak bir metafizik dizgesi olarak saptanır 8. Bu yapıt, deneyimin kuramı ya da pozitif bilimlerin kuramı olarak yorumlanırsa, saf aklın eleştirisinin amacı gözden kaçmış olur. Saf Aklın Eleştirisi nde bilgi kuramı, hiçbir katkı sunmaz. Eğer yorum, bilgi kuramı sayılabilseydi; saf aklın eleştirisinin ontik bilginin (deneyimin) değil, aksine ontolojik bilginin kuramı olduğu söylenebilirdi. Ancak aşkınsal estetik ve aşkınsal çözümlemenin yaygın yorumuna uzak düşen bu yaklaşım bile özsel olanı yakalayamamıştır. Öyle ki aynı şekilde ontoloji, Metaphysica Generalis olarak; yani tüm metafizik içinde bir yapı taşı olarak temellenmekte ve bu noktada ilk defa kendisine dönmektedir. Aşkınlık problemiyle birlikte metafiziğin yerine bilgi kuramı geçmez, aksine ontoloji, içsel olanaklılığı bakımından sorgulanır. Bir bilginin özüne, onun hakikati dahilse, önsel bireşimsel bilginin içsel olanağına ilişkin aşkınsal problem, ontolojik aşkınlığın hakikatindeki öze dair soruna eş değerdir. Esas olan, bütün görgül hakikatlerin önünde yer alan ve onları olanaklı kılan aşkınsal hakikati belirlemektir. Çünkü hiçbir bilgi, bütün içeriğini kaybetmediği sürece; eş deyişle herhangi bir nesneye dönük tüm bağıntısını; yani tüm hakikatini yitirmediği sürece aşkınsal hakikate zıt düşmez. 9 Ontik hakikat, zorunlu olarak ontolojik hakikate yönelir. Bu, Kopernikçi Dönüşüm ün anlamının haklı olarak yeniden yorumlanması anlamına gelir. Bu dönüşümle birlikte Kant, bu nedenle ontoloji problemini merkeze alır. Kökensel ontolojik hakikatin olanağı sorunsalı için hiçbir şey var sayılamaz, en azından pozitif bilimlerin hakikati var sayılamaz. Temellendirme, daha çok önsel bireşimi yalnızca kendi içinde kendisine esas alan nüvelerin izlerini sürmelidir. Her bireşimi geliştiren (özde olanaklılaştıran), bu nüvelerdir. Metafiziğin temellendirilmesinin kendine özgülüğünü daha net kavranması için Kant, Saf Aklın Eleştirisi nden şöyle söz eder: ; Bu çalışma zordur ve kararlı bir okuyucu ister. Okuyucu, aklın 8 B XXIII. 9 A 146, B 185. 160

kendisi dışında hiçbir şeyi temel almayan bir sistem dahilinde ve herhangi bir gerçeğe dayanmadan; yavaş yavaş düşünebilmeli, bilgiyi kendi kökensel nüvelerinden geliştirmek için çabalamalıdır. Bu noktada, ontolojinin olanağının bu gelişimi nasıl kendi nüvelerinden doğuyor; bunu ortaya koymak, bir ödev olarak belirmektedir. 161