ÖNEMLĠ OLAN NEDĠR, PKK NIN NE ĠSTEDĠĞĠ MĠ, YOKSA NE YAPILMASI GEREKTĠĞĠ MĠ?



Benzer belgeler
Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır.

Cümlede Anlam İlişkileri

Yanlış Anlaşılan Faizci

Kadınları Anlamak Erkeklere Düşüyor

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

DENEY 2: PROTOBOARD TANITIMI VE DEVRE KURMA

HİZMET ALIMLARINDA FAZLA MESAİ ÜCRETLERİNDE İŞÇİLERE EKSİK VEYA FAZLA ÖDEME YAPILIYOR MU?

Para Arzı. Dr. Süleyman BOLAT

2001 yılında otomotiv sektörünün dolar bazında cirosu 1997 yılı düzeyine, tekstilin cirosu ise 1999 yılı düzeyine geriledi.

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85

TEDAŞ Dışında Bir Elektrik Tedarikçisinden Elektrik Almak İçin Hangi Koşullar Gerekmektedir?

CMK 135 inci maddesindeki amir hükme rağmen, Mahkemenizce, sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespitine karar verildiği görülmüştür.

Başkan Acar Bursa da Sosyal Güvenlik Reformunu Anlattı

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi :

Firmadaki Mevcut Öğrenme Faaliyetleri 2.2. Aşama

Yeni teşvik sisteminin 4 boyutu var

ANALOG LABORATUARI İÇİN BAZI GEREKLİ BİLGİLER

BİT ini Kullanarak Bilgiye Ulaşma ve Biçimlendirme (web tarayıcıları, eklentiler, arama motorları, ansiklopediler, çevrimiçi kütüphaneler ve sanal

Türk İşaret Dili sistemi oluşturuluyor

19 ARALIK 2011 PAZARTESİ

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

AR& GE BÜLTEN. Enflasyonla Mücadelede En Zorlu Süreç Başlıyor

MAT223 AYRIK MATEMATİK

33. BÖLÜM İLK VE SON SORUŞTURMA İNŞAAT SAHİBİNE PARA CEZASI İNŞAATA YIKIM KARARI VE BU KARARIN İPTALİ SUÇLAMA; KARARA İTİRAZ ETMEMEK!

TEŞVİK BELGELİ MAKİNA VE TEÇHİZAT TESLİMLERİNE UYGULANAN KDV İSTİSNASINDA BİR SORUN

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

DEVLET KATKI SİSTEMİ Devlet katkısı nedir? Devlet katkısı başlangıç tarihi nedir? Devlet katkısından kimler faydalanabilir?

Ek 1. Fen Maddelerini Anlama Testi (FEMAT) Sevgili öğrenciler,

İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ

Sayın Valim, Sayın Rektörlerimiz, Değerli Hocalarımız ve Öğrencilerimiz Ardahan Üniversitesi Değerli öğrenciler, YÖK Kültür Sanat Söyleşileri

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN

Araştırma Notu 11/113

BBY 310 BİLGİ SİSTEMLERİ TASARIMI TASARIM PLANI ÖDEVİ [HİLAL ŞEKER& GÜLÜMCAN KAYI]

8. SINIF 4. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 1. Din Ve Din Anlayışı Kazanım :Din ve din anlayışı arasındaki farklılığı ayırt eder.

Anaokulu /aile yuvası anketi 2015

-Bursa nın ciroları itibariyle büyük firmalarını belirlemek amacıyla düzenlenen bu çalışma onikinci kez gerçekleştirilmiştir.

TEKNOLOJİ VE TASARIM

YABANCI İŞÇİLERİN ÜÇ AYDAN SONRA SİGORTALI OLMALARI ZORUNLU MU? I- GİRİŞ :

VAR-MI

Fizik ve Ölçme. Fizik deneysel gözlemler ve nicel ölçümlere dayanır

İşletme Gelişimi Atölye Soruları

Büyükşehir Bodrum halkına yeni süreci anlattı


YENİLENEBİLİR ENERJİDE EĞİTİM

Araştırma Notu 15/177

Bodrum da hafriyat atıkları geri kazanım tesisi hizmete başladı

3- Kayan Filament Teorisi

İçindekiler Şekiller Listesi

25 Nisan 2016 (Saat 17:00 a kadar) Pazartesi de, postaya veya kargoya o gün verilmiş olan ya da online yapılan başvurular kabul edilecektir.

Resim 1: Kongre katılımı (erken kayıt + 4 günlük kongre oteli konaklaması) için gereken miktarın yıllar içerisindeki seyri.

KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI)

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

OYUN GELİŞTİRME AŞAMALARI-I

1- Ekonominin Genel durumu

T.C. BİLECİK İL GENEL MECLİSİ Araştırma ve Geliştirme Komisyonu

ın Kısa süre içinde çıkacak mesajını verdiği karar Bakanlar Kurulu ndan geçti ve Resmi Gazete

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor?

BAŞINI BİRAZ DAHA YUKARI KALDIR

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com

Meriç Uluşahin Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili. Beşinci İzmir İktisat Kongresi

2- Hastalara muayenehaneye ilk defa mı? Sürekli mi? geldikleri sorulduğunda %30 u ilk defa %70 i sürekli geldiklerini bildirmişlerdir (Şekil 2).

TÜRKİYE SERMAYE PİYASALARINDA MERKEZİ KARŞI TARAF UYGULAMASI 13 MAYIS 2013 İSTANBUL DR. VAHDETTİN ERTAŞ SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ

İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı

Kasım. Günlük Araştırma Bülteni Sabah RAPORU

ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİ

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. KATKI EMEKLİLİK YATIRIM FONU'NA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU

Digitus un alışılmış kutu tasarımı Powerline Wireless 300N Access Point in kutusu için de geçerli. Ürünün ön kısmında yeşil ve beyaz renkler

Yel kenin Everest Tepesi olarak kabul edilen Vendee Globe a katılmaktı ve bu umudun peşinde soluğu Fransa da almıştı.

GYODER SEKTÖR BULUŞMASI 28 MAYIS 2013 İSTANBUL DR. VAHDETTİN ERTAŞ SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ

Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi. Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü PROJE HAZIRLAMA ESASLARI

Devleti Yönetecek Güç Sandıktan Çıkan İradedir

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

MİKRO İKTİSAT ÇALIŞMA SORULARI-10 TAM REKABET PİYASASI

İNTEGRAL MENKUL DEĞERLER A.Ş. BİLGİLENDİRME POLİTİKASI

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

SINIF KURALLARI. Amaç: Öğrencilerin sınıf kurallarını öğrenmesi ve uygulaması. Düzey: 1. sınıf ve üstü

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar,

Ancak İş-Kur lara bu konu ile ilgili bakanlıktan gelen bilgi notu var.

Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır.

Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor!

Ara Dönem Faaliyet Raporu MART 2014

Üniversite Hastaneleri Mali Sorunları ve Ortak Kullanım Yönetmeliği

Brexit ten Kim Korkar?

LG BİREYSEL AKILLI TELEFON KAMPANYA TAAHHÜTNAMESİ

Parti Program ve Tüzüklerin Feminist Perspektiften Değerlendirilmesi i

ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ

BİR SAYININ ÖZÜ VE DÖRT İŞLEM

Olasılık ve İstatistik Dersinin Öğretiminde Deney ve Simülasyon

Giresun Üniversitesi Akademik Değerlendirme Ve Kalite Geliştirme Uygulama Yönergesi

BLACKBERRY BİREYSEL AKILLI TELEFON KAMPANYA TAAHHÜTNAMESİ


Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

Transkript:

1 ÖNEMLĠ OLAN NEDĠR, PKK NIN NE ĠSTEDĠĞĠ MĠ, YOKSA NE YAPILMASI GEREKTĠĞĠ MĠ? Münir Aktolga Ağustos 2015 En basit soru: PKK nın istediği tam nedir diyor Halil ve devam ediyor: Sadece bir talepler platformu, lütfen. Bir de savaşla ilişkisi (yani neden bu hedeflere başka türlü varılamıyacağının, aksine savaşla varılabileceğinin gösterilmesi). Bu yapılsın, yeter. Her şeyi baştan düşüneceğim diyor! http://serbestiyet.com/yazarlar/halil-berktay/en-basit-soru-pkknin-istedigi-tam-nedir- 159952 Son derece haklı bir soru, ama KCK tüzüğünde bu sorunun cevabı var aslında! Ne istediğini de orada gayet açık bir şekilde ortaya koyuyor PKK. Ve de, Demokratik Modernite adı verilen devletsiz-komünal bir düzene geçiş için devrimci halk savaşından başka yol olmadığını açıkça ifade ediyor orada. Bu konuda daha geniş açıklamalar için: http://www.marmarayerelhaber.com/munir-aktolga/14923-ocalanin-21-mart- CAGRISIArtik-silahlar-sussun-fikirler-ve-siyaset-konussun-5 Peki bu neden önemli? Neyi yeniden düşünecek Halil acaba, bu konuda bir tereddüt mü var ki!... Üstelik, PKK, Demokratik Modernite sistemini sadece Türkiye ve Kürdistan için değil, bütün bir dünya için de model olarak öneriyor. Demokratik Modernite sistemi anlayışının Marksist-Leninist teorinin günümüze ilişkin olarak geliştirilmiş bir biçimi olduğunu iddia ediyor. Yani bu, hem bir Marksizm eleştirisi, hem de Öcalan ın ifadesiyle onun geliştirilmiş şekli... İşin ilginç tarafı da, bunları, bu teorik açıklamaları yapan Öcalan. Yani öyle, Öcalan iyi de PKK kötü falan diye birşey yok ortada, bu türden hesap hataları hep kendi kendini oyalama, aldatma!... PKK ve KCK ne yapıyorsa Öcalan ın ideolojik önderliği altında yapıyor. Önce bu noktanın bir altını çizelim... Aşağıdaki paragraf Öcalan ın kaleminden çıkmış, KCK Tüzüğünde yer alıyor (yukarda linkini verdiğim çalışmadan): Demokratik modernite, kapitalist modernitenin çıkışı, gelişimi, yapısal krizi ve aşılması temelinde hep alternatif DĠYALEKTĠK ANTĠTEZĠ OLARAK çözümleme konusu olacaktır. Marksizm in tarihi yanlışlıklarına düşülmeyecektir. Özellikle temel çelişkinin burjuva-işçi sınıfı gibi içeriği sürekli değişen bir olguya bağlanma tuzağına düşülmeyecektir. Diyalektik mantığın Hegel den beri ilk defa başarılı bir uygulanışı Ortadoğu toplumsal doğasına uyarlanmaya çalışırken bu deneyimin daha başarılı sonuçlar ürettiği görülecektir. K. Marks ın söyleyip de başaramadığı Diyalektiği ayakları üstüne dikmek deyimine daha anlamlı bir yaklaşım sergilenecektir. Bir kere, Öcalan ın çözüm önerisinin-paradigmasının içinde devlet diye birşey yok! Devlet olmayınca, öyle iktidara gelmek falan da yok! Yani, bunlar benim

2 programımda olan şeyler, yarın ben iktidara gelirsem bak böyle bir düzen kuracağım falan yok! O diyor ki, hemen şimdi kuracağız bu düzeni-komünal yapıyı. Nasıl mı? Aşağıdan yukarıya doğru örgütlenerek. İşte KCK ve PKK bu, bunun için var. Öyle devletmiş, sınırlarmış, bunlar bizi ilgilendirmiyor, bunlar bize engel değil diye düşünüyor Öcalan. Ve diyor ki, üç tane hukuka tabi olacağız, devletin hukuku, AB hukuku, KCK da ifadesini bulan kendi hukukumuz, diğerleri ne kadar bizim hukukumuza uyarlarsa biz de o kadar onların hukukuna uyacağız. Yani, defacto bir durum burada yaratılmak istenen. Yukarda linkini verdiğim çalışmada şöyle demişiz: İyi güzel de benim anlayamadığım bir konu var ortada: Ne yapıyorsun sen, en alttan başlayarak mahalle-köy komünleri şeklinde örgütleniyorsun. Hiyerarşikkomünal bir yapı çıkıyor ortaya. Bu yapının nasıl işleyeceğini de KCK Sözleşmesiyle koymuşsun zaten ortaya. Benim anlayamadığım şu şimdi: Diyelim ki siz belirli bir bölgede-örneğin Diyarbakır da- yukarda ifade edildiği gibi örgütlendiniz ve geliyor buraya bir kapitalist yatırım yapmak istiyor, diyelim ki bir fabrika kuracak. Ne olacak şimdi, müsade edecek misiniz buna? Adı üstünde kapitalist bu gelen adam, kâr amacıyla geliyor ve bu işin özü de artı değer elde etmeye dayanıyor. Yani sizin komünal yapınıza ters bir girişim. Kapitalist Modernite nin bir uzantısı bu, sizin kurduğunuz sisteme bir müdahale söz konusu. Ne yapacaksınız, hayır sen bizi sömürmeye geliyorsun buraya, çek git mi diyeceksiniz? Hayır gitmiyorum derse, onun iş makinalarını, fabrikasını tahrip mi edeceksiniz? Ya da en fazla, o zaman gel bakalım, burada aynı zamanda bizim hukukumuz da geçerlidir bize de vergi vermek zorundasın mı diyeceksiniz? Çok somut bir soru! Demokratik Modernite Sistemi ne ters bir girişim var ortada ve siz ne yapacaksınız? Eğer hal böyleyse ve ben doğru anlıyorsam bu durumda yapacak tek şey kalıyor: Sadece KCK Sözleşmesine katılan yurttaşların -bunlar son tahlilde komün üyeleridirhakkı olmalıdır bu türden bir girişim. Ki, bu durumda, bu da, onların bireysel olarak kendi adlarına-kâr amacıyla- yapacakları bir yatırım olmayacaktır. Komün adına, komünal sermayenin girişimi olacaktır. Veya, en fazla, komüne ekstradan vergi ödemeyi kabul eden bir girişim olacaktır! Yani sen, varolan bir devletin içinde yer aldığın için, senin üyelerin, ya da senin bölgende yatırım yapmak isteyen kişiler, hem sana hem de söz konusu devlete iki çeşit vergi ödemiş olacaklar. Başka birşey gelmiyor benim aklıma!.bunun dışında öyle, yabancı sermayeymiş, yatırımmış falan, bunlar hep o Kapitalist Modernite nin unsurları olduğu için Demokratik Modernite Sistemi nin dışında kalacaklardır! İyi güzel de, peki böyle komünal bir sistemi kapitalizmin ve devletin (halâ) egemen olduğu bir dünyada zor kullanmadan-ya da zora başvursanız bile- nasıl hayata geçirip ayakta tutabileceksiniz? Hadi git falan demeyle olmaz bu! Gel bu işi komün adına yap dersen de gelmez adam! O oraya kâr elde etmek için geliyor! E, o zaman ne olacak peki, sonunda, iş gene gelecek devletin silahlı güçleriyle çatışmaya dökülmeyecek mi? İnşallah bu söylediklerim hep yanlış anlamadır, yoksa gerçekten hiçbir art niyetim yok, sadece anlamaya çalışıyorum... Bakın bu satırlar iki yıl önce barış süreci başladığı zaman kaleme alınmış. Eğer bu gün varılan noktayı daha iyi kavramak istiyorsanız 5 bölümde yayınlanan bu çalışmanın hepsini okuyun derim... Şimdi geliyoruz bugüne!..

3 Bence önemli olan AK Parti nin ne dediğidir-ne yapmak istediğidir!.. Gene o çalışmada şöyle demişiz: Son bir nokta daha: Bütün bu söylenilenleri Devlet-AK Parti yöneticileri bilmiyorlar mı? Örneğin, Öcalan la görüşmeleri yürüten o MİT ciler KCK Sözleşmesini hiç okumadılar mı acaba? Sanmıyorum! Peki o zaman nedir bu çelişkinin açıklaması? Bana kalırsa, Öcalan ın Çağrı sıyla birlikte ortaya çıkan süreç 21.yy dinamiklerinin zorlamasıyla gündeme gelen somut bir çözüm önerisiydi-umuduydu. Bu aşamadaherkesin farklı beklentileri olmasına rağmen- AK partinin de, Kürt Sorununun çözümünü isteyen bütün diğer insanların da olumlu olarak baktığı, sahip çıktığı bir süreçti bu. Bu işin arkasından yeni bir Anayasa yapımı, Türkiye nin demokratikleşmesi yönünde atılacak diğer yeni adımlar da gelecekti daha. İnsanların içinde (halâ eski düşüncelerini muhafaza etmekle birlikte) dur bakalım, belki de yeni bir başlangıç olur umudu-isteği vardı. Evet, KCK Tüzüğü, PKK nın Demokratik Modernite anlayışı-dün de bugün deapaçık ortada dururken Çözüm Süreci yakın zamana kadar neden devam etti de şimdi son buldu? PKK nın ideolojisinde-programında bir değişiklik yok demiştik. Kobane ve IŞİD dolayısıyla meydana gelen politika değişikliği şu anki konumuzun dışında kalıyor. Çünkü, şu an bizim tartıştığımız konu, sürecin Türkiye boyutundaki YÖNETİMLE ilgilidir. Dış faktörlerde meydana gelen değişiklikler her zaman içerde de etkili olurlar, ancak burada maharet içerdeki süreci dış etkenleri de hesaba katarak belirli bir doğrultudan sapmadan götürebilmektedir. Bu nedenle, topu dışarıya atarak bahane yaratmadan bizim asıl altını çizmemiz gereken nokta, AK Parti nin Süreci yönetme anlayışında meydana gelen değişimin ideolojik nedenlerle PKK nın da işine gelmesi, sonuç olarak da, artık sürecin 21.Yüzyıl paradigması içinde sahibi kalmadığı için onun kolayca 20.Yüzyıl kulvarına taşınmasıyla ilgilidir... Soruyorum ben şimdi, şu an iktidarda gene o eski AK Parti ve Erdoğan olsaydı PKK tutupta devrimci halk savaşından bahsedebilir miydi? Bahsetseydi bile nasıl bir tepki toplardı?... Önce bir kere daha şu noktanın altını çizelim. Bakın ne diyor Erdoğan: Elimizdeki malzemeyi kullanarak bir yere kadar geldik. Ancak şu son iki yıldır daha ileri gidemiyoruz, patinaj yapmaya başladık... İşte bugün karşı karşıya olduğmuz bütün problemlerin özü gelip bu noktaya dayanmaktadır bence. Türkiye nin, AK Parti nin ve de bunlara bağlı olarak Çözüm Süreci nin tıkanışının, patinaj yapar hale gelinmesinin nedeni bu problemin çözümüne bağlıdır. Adam açık açık söylüyor, daha ileri gidemiyoruz diyor. Yani, bitti artık diyor, o eski paradigmayı takip edemiyoruz diyor... Bunun daha ötesi var mı? Şu an burada bu konunun ayrıntılarına girmeyeceğiz elbet. Çünkü son yazılarda bu konuyu yeteri kadar ele almaya çalıştık. İsteyen bunlara dönebilir. Özellikle aşağıdaki çalışmayı öneririm: http://www.marmarayerelhaber.com/munir-aktolga/28986-nereye-geldik-nerededuruyoruz-1

4 Burada, bu makalede altını çizmek istediğimiz nokta-aslında bu patinaj olayının da nedeni olan- AK Parti nin başlangıçta, belki de farkında olmadan sahip olduğu 21.Yüzyıla özgü demokratikleşme paradigmasını kaybetmiş olmasıdır. Devleti ele geçirmeye paralel olarak gerçekleşen Devletleşme süreciyle birlikte yeni bir anayasa yapımının, Devletin yeniden yapılanma sürecinin bir yana bırakılmış olmasıdır... Düşünsenize, karşımızda artık her geçen gün eski Devlet yapısına daha çok sahip çıkarak daha çok MHP lileşen bir Erdoğan ve AK Parti var bugün... Verin bize 400 milletvekilini hep beraber demokratik bir anayasa yapalım, Kürt sorununun çözümüne anayasal bir zemin kazandıralım diyecek bir AK Parti yerine, verin 400 milletvekilini geleneklerimize-töremize uygun Türk tipi bir başkanlık sistemine geçelim diyen bir Erdoğan ve AK Parti var!.. O 2005 leri falan düşünün, demokratikleşmeyle küreselleşme, küresel sermayeyi ülkeye çekme arasındaki bağlantının altının çizildiği, Türkiye nin bütün bir Ortadoğu için model ülke haline geldiği, AK Parti nin başı çektiği AK Devrim in yaktığı meşalenin bütün Ortadoğu ülkelerinde elden ele dolaştığı ortamı düşünün... AK Parti nin ve Erdoğan ın, demokratik-ademi merkeziyetçi bir anayasa yla birlikte Yeni Türkiye yi Türk Kürt birlikte inşa edeceğiz söylemlerinin aktüel olduğu, gene Erdoğan ın, bütün milliyetçilikleri ayağımızın altına aldık sözünün aktüel olduğu ortamı getirin gözünüzün önüne... Eyalet sistemi bile olabilir, valiler bile seçimle işbaşına gelebilir sözünün yarattığı demokratikleşme paradigmasının atılan her adıma damgasını vurduğu ortamı düşünün... Hiç kimse soruyor muydu o zaman PKK ne düşünüyor diye!?... Sormuyordu değil mi!... Sormuyordu, çünkü o zaman süreci yöneten devrimci bir AK Parti insiyatifi vardı ortada, ve de AK Parti nin ne dediğiydi önemli olan. Öyle ki, bu insiyatif 21.Yüzyıl paradigmasıyla da uyum halinde olduğundan, bütün iç ve dış dinamikler de bu söylemlerin arkasında idiler. Yani, ne üst akıl vardı o zaman ortada, ne de şeytan haline getirilen bir Batı ve medeniyetler savaşı anlayışı!!... Küresel sermaye de akın akın gelmeye başlamıştı ülkeye... Şaka değil bu, 1923 ten 2003 e kadar 20 milyar doların girdiği bir ülkeye, 2003 ten sonraki on yıl içinde 150 milyar dolar küresel sermaye geliyordu... Niye? Çünkü herkes Türkiye nin demokratileşme ve bir yeniden yapılanma sürecine girdiğine güveniyordu da ondan... Kendi merkez bankasıyla kamu oyu önünde didişerek faiz lobisi avcılığına çıkan bir Erdoğan yoktu o zaman ortada!... Modern bir sağlık sistemine geçişten sonra herkes modern bir Eğitim sistemi hamlesi de bekliyordu AK Parti den... Yani, Kemalist nesiller yerine İslami nesiller yetiştirmek falan yoktu gündemde!... Kısacası, ideoloji değil, 21.Yüzyıl paradigmasıydı gidilecek yolu aydınlatan. Ve işte böyle bir ortamda o zaman hiç kimse tutupta bu işe PKK ne diyecek, PKK ne istiyor falan diye sormuyordu. Sormuyordu çünkü Kürt sorununun çözümüne ilişkin demokratik süreç halka malolmuştu... Süreci 21. Yüzyıl paradigmasına uygun bir duruşu temsil eden iç ve dış dinamiklerin istekleri belirliyordu... Düşünsenize, böyle bir durumda PKK tutupta hayır kardeşim illa da illa ben komünal bir sistem istiyorum diyerek devrimci halk savaşı sloganı altında sağı solu bombalamaya, yol, baraj yapımını engellemeye falan kalkabilir miydi!... Kalkamazdı mı diyorsunuz!... Nedeni açık sanırım, o zaman bu onların kendi kitle temeline, Kürtlerin taleplerine, duruşlarına ters düşerdi... Ve de işte bu nedenle, ideolojik olarak İSTEMESELER DE, karşı da olsalar da, PKK da bu sürecin arkasına takılmış gidiyordu, gitmek zorunda idi...

5 Ama sonra ne oldu? Ne demokratik bir anayasa söylemi kaldı ortada ne birşey... Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, anadilde eğitim hakkı, vatandaşlık sorununun anayasal zemine kavuşturulması falan artık hiç konuşulmaz hale geldi... Varsa da yoksa da töremize uygun Türk tipi bir Başkanlık sistemi kaldı geride... Buna bağlı olarak da, hangi Kürt sorunu kardeşim, Kürt sorunu falan yoktur artık. Bu sorun çözülmüştür. Hem sonra o Dolmabahçe mutabakatı falan da yanlıştı söylemi kaldı... Bu nedir biliyor musunuz, bu, aldatılmışlık duygusuna dayanan bir travmadır. Düşünün, o kadar zaman size güvenmiş, sizi desteklemiş insanlar, ve de siz onların talepleri doğrultusunda bir çok adımlar atmışsınız, ama bunların henüz daha hiçbir yasal-anayasal garantisi-zemini yok ortada. Böyle bir ortamda siz tutuyorsunuz olay bitmiştir diyerek sanki insanlarla dalga geçiyorsunuz... En azından insanlar-ben bilesizi böyle anlıyorlar!... Bu söylem, bu yaklaşım artık farklı bir söylemdi-yaklaşımdı; eski Türkiye nin Devletinin söylemiydi bunlar. Ve de nitekim kendi karşıtını yaratmakta gecikmedi! Uyuyan-uyumak zorunda kalan-bütün o devrimci hücreler de bu ortamı fırsat bilerek bakın biz dememiş miydik diyerek aktif hale gelmeye başladılar... Bir yanda Devlet, öte yanda da buna karşı reaksiyon olarak ortaya çıkan devrimci halk savaşı söylemleri... Süreç, artık karşıtını üretirken kendi varlığını da üreten eski Türkiye nin güçlerine terkediliyordu... Evet, başa dönersek, Halil in sorusu iyi güzel de, bence bugün artık asıl sorulması gereken soru, AK Parti ve Erdoğan ne istiyor, töremize uygun Türk tipi bir başkanlık sistemine geçiş o kadar kolay görünmediğine göre, bundan sonra ne yapacaklar? Eski Türkiye nin Osmanlı artığı merkeziyetçi Devletiyle bütünleşerek süreci eski Türkiye dinamikleri içinde yönetmeye mi soyunacaklar- ki bu, görünüşte jakoben olan bu politika, onların kendi kendilerini inkarıyla ve tüketmesiyle sonuçlanır- yoksa, biz nerede hata yaptık deyip düşünerek, geminin yelkenlerini yeniden 21.Yüzyıl rüzgarlarına açarak yolundan sapan süreci yeniden yörüngeye oturtabilecekler mi... Eğer bunu başarabilirlerse göreceksiniz o zaman Halil de artık PKK ne istiyor diye sormak zorunda kalmayacak!... Sonuç mu diyorsunuz, tek cümleyle: Süreci kim yönetecek, 20.Yüzyıl paradigması ve 20.Yüzyıl güçleri mi, yoksa 21.Yüzyıl paradigması ve yüzü 21.Yüzyıla dönük güçler-iç ve dış dinamikler mi-?... Önümüzdeki süreçte bu sorunun cevabını hep birlikte vermeye çalışacağız!...