Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 14, Haziran 2015, s. 449-455 Canan ERTOĞAN 1 Serdar KOCAEKŞİ 2 İlker YILMAZ 3 OLİMPİK KULAÇLAR YARIŞMASINA KATILAN 11-12 YAŞ YÜZÜCÜLERİN YARIŞMA DURUMLUK KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLİ ZAMAN ARALIKLARINDA İNCELENMESİ Özet Çalışmamız Olimpik Kulaçlar Yarışmasına Katılan 11 12 Yaş Yüzücülerin Yarışma Kaygı düzeylerinin incelenmesini amaçlamaktadır. Çalışmamıza,10 kadın 17 erkek sporcu olmak üzere Toplam 27 lisanslı sporcu katılmıştır. Verilerimizin analizinde tanımlayıcı istatistkler ve MANOVA analizi kullanılmıştır. Martens, Vealey ve Burton (1990) tarafından gelistirilen Koruç ve Yılmaz (2004) tarafından Türkçeye uyarlanan Sporda Yarısma Kaygısı Testi Çocuk Formu (SCAT-C) 2. Ve 3.günü yarışmadan bir saat önce yüzücülere uygulanmıştır. Verilerin Sonuçlarında 2. Günü (F=,07 ; p >0.05 ) ve 3. Gününde (F=,09 ;P>0.05) Yüzücülerin Durumluk Kaygı Düzeylerinde anlamlı bir fark bulunmamıştır. Anahtar Kelimeler: Kaygı, Sporda Yarışma Kaygısı, Yüzücü OLYMPIC STROKES OF THE SWIMMERS WHO PARTICIPATE IN THE COMPETITION EXAMINING COMPETITION STATE ANXIETY LEVELS AT CERTAIN TIMES Abstract The aim of study participating in the olympic swim competition in Eskişehir on 11-12 years old swimmer competition aim to examine the state anxiety levels. Participated in study voluntarily in total 27 female and male swimmers, 17 male 1 Anadolu Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, canan.ertogan@gmail.com 2 Yrd. Doç. Dr., Anadolu Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, skocaeksi@anadolu.edu.tr 3 Prof. Dr., Anadolu Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi
Canan Ertoğan- Serdar Kocaekşi- İlker Yılmaz 450 swimmers and 10 female swimmers. Sport Competition Anxiety Test Child form Which developed Martens, Vealey and Burton (1990) developed by adapted to Turkısh by Koruç and Yılmaz (2004) used for study. Descriptive statistics and MANOVA analysis were conducted on the collect data. The result of analysis show that an data swimming Competition 2nd day( F=,07 ; p >0.05) and 3rd day (F=,09 ;P>0.05) There is no significant difference in anxiety levels of swimmers. Key Words: Anxiety, Sport Competition Anxiety, Swimmer GİRİŞ Türkiye de küçük yaştan İtibaren tercih edilen yüzme sporu Çocuğun sadece fiziksel gelişimine değil psikolojik ve fizyolojik gelişimine de devamli olarak yapıldığında katkılar sağladığı görülmektedir. Yüzme Branşı ile uzun süreli ilgilenen sporcular yoğun antrenman programlarına katılım sağlamaktadırlar ve bunların yanı sıra kara antrenmanları ve ekstra su antrenmanları ile takviye edilmektedirler, bu süreçteki çocuklar zaman içerisinde yoğunlukları dolayısıyla ve yarışmaların etkisiyle kendileri için zaman içerisinde kaygı duymaya başlamaktadırlar. Ailelerinin onlara olan baskısı, yüzülen her yarışta antrenörün baskısı ve kendi içinde blinçsizce yapmış olduğu baskılar çocuğun kaygısını arttırmaktadır. Bu kaygı zaman içerisinde çocuğun yüzme branşından uzaklaşmasına neden olmaktadır. Karen Horney, çocukluk yıllarındaki kaygının sonraki kaygılar zincirine bir temel olusturdugunu belirtmektedir. Fakat kaygı tümüyle çocukluk yıllarına ait bir tepki olarak ele alınmaz. Horney e göre çaresizlik duygusu her zaman kaygıya eslik eder (Geçtan, 2000). Kaygı sözcüğünün kökü eski Yunanca "anxietes" olup endişe, korku, merak anlamına gelir. İlk olarak Çiçero tarafından kullanılmış, baskı boğulma anlamına gelen ve geçici olarak (angor) kavramından ayrılmıştır. Kaygı kavramı psikoloji alanına yüzyılın ilk yarısında girmiş, bu alanda ilk araştırma ve çalışmalar 1940'lı yılların sonunda yapılmıştır. Ruh bilim alanında kaygı sözcüğünü ilk kullanan ve bunu bir kavram olarak tanımlayarak nedenlerini araştıran Freud olmuştur (Freud 1996). Kaygı, tehditin algılanmasıyla artan fizyolojik uyarılmışlıkla birlikte meydana gelen subjektif gerginlik hissidir (Anshel, Freedson, Hamill, Haywood, Horvat ve Plowman, 1991). Spielberger ise kaygıyı, gerginlik hissi, korku ve sinirlilik, hoş olmayan düşünceler ve fizyolojik değişikliklerin kombinasyonunu içeren heyecansal tepkiler olarak tanımlamıştır. (Cox, 1994, Martens, Burton ve Vealey, 1990). Kaygının Türleri: Durumluk Kaygı Gerçek ve gözlenebilir bir tehlikeye bağlı olarak, bir durum tehdit olarak düşünülürse, bu tehdite maruz kalan şahıs durumluk kaygı hisseder. Belli bir durumda belli bir anda bir şahsın nasıl hissetttiğini anlatır. Diğer bir ifadeyle çevre koşullarına bağlı bir stresten dolayı ortaya çıkan tehlike ve tehdit durumlarında, bireyin gösterdiği kompleks heyecansal reaksiyonların
451 Olimpik Kulaçlar Yarışmasına Katılan 11-12 Yaş Yüzücülerin Yarışma Durumluk Kaygı Düzeylerinin Belirli Zaman Aralıklarında İncelenmesi ifadesidir ve bunun evrensel ve normal bir insan duygusu olduğu kabul edilir (Tiryaki, 1990;s.137). Sürekli Kaygı Gerçek ve gözlenebilir bir tehlikeye bağlı olmadan bir durum tehdit olarak düşünülürse, bu tehdite maruz kalan şahıs sürekl kaygı hisseder. Çevresel koşullardan bağımsız olarak bireyin, huzursuzluk, vesvese, endişe duyma, karamsar olma, stress altında aşırı duyarlılık gösterme ve yoğun heyecansal reaksiyonlarda bulunma eğilimidir. Sürekli kaygı; fiziksel strese karşı kişinin genel davranışıdır. Sürekli kaygı durağandır. Fiziksel strese karşı kişinin genel davranışıdır. Spielberger (1972) e göre Sürekli-Durumluk Kaygı Teorisi, özel bir durumu tehdit edici olarak varsayan bir şahsın buna bir durumluk kaygısı ile cevap vereceğini düşünür. Gerçek bir tehlike olsa bile bu şahıs, bu durumdan dolayı durumluk kaygı tepkisiyle yaklaşır. Gerçek ve gözlenebilen bir tehlikeye bağlı olmadan tehdit olarak düşünülen durum, reaksiyon şiddeti ve süresi şahsın bu duruma olan tehdit miktarına göre ve o durumun tehditkar olmasına olan inancına göre belirlenebilir. Bir durumun herhangi bir şahsa tehditkar gelip gelmeyeceği, o şahsın kişisel olarak duruma yaklaşmasına ve geçmiş tecrübelerine dayanır. Sürekli kaygı durağan olmasına rağmen, durumluk kaygı oldukça değişkendir (Ediş, 1994;s.5). Genel Kaygı ve Duruma Özgü Kaygı Birçok davranış bilimci durumluk kaygı ile çeşitli davranışlar arasındaki ilişkiyi aramıştır. Ancak öncelemesi ve sezinlemesi yapılabilecek sonuçlar elde etmede başarısız olunmuştur. Bir psikoloğa göre bunun nedeni, yetersiz ve bütünsel olmayan ölçüm teknikleridir (Artok, 1994). Kaygının duruma karşı öğrenilmiş bir tepki olduğu düşünülmüştür. Başka bir değişle, bir kişi matematik dersi alırken veya dişçi koltuğuna otururken kaygılı olabilir. Ancak bu kişi basketbol maçına çıkmadan önce aynı kaygıları taşımayabilir ve kendini çok daha rahat hissedebilir. Aynı şekilde bu kişi bir müzik aletini çalarken veya araba kullanırken kendini rahat hissedebilir. Bu nedenlerle bizim davranışı daha iyi tahmin edebilmemiz için, yeterli özel durumların bilgisine ve kişilerin bu özel durumlarla nasıl etkileştiklerine önemle dikkat etmemiz gerekir. Bu nedenle son zamanlarda beden eğitimi ve spor ortamına özgü olarak geliştirilen, gerçek durumları daha iyi temsil eden testlerin kullanılması giderek önem kazanmaktadır. Kişinin duruma özgü kaygı yatkınlığı ve diğer durumsal özellikleri bilindiğinde, davranış tahmini daha iyi gerçekleşecektir. Daha önce yapılan araştırmaların değerlendirilmesi yapıldığında, genel olarak duruma özgü sürekli kaygının ölçümünün, belirli bir stres niteliğinde olan durumlarda, durumluk kaygıyı, genel durumluk kaygı ölçümlerine göre, daha iyi tahmin ettiğini söyleyebiliriz (Artok, 1994). Somatik Kaygı Doğrudan otonom uyarılmadan gelişen ve kaygı üzerinde etkili olan fizyolojik parametreleri göstermektedir. Somatik kaygı, süratli kalp atım oranı, kısa ve kesik nefes alma-verme, nemli eller, karın ağrısı ve gergin kaslar gibi tepkisel reaksiyonlarla kendisini gösterebilmektedir (Konter,1996). Bu tip bir kaygıya aşırı uyarılma (overstimulation), bilişsel uyuşmazlık (cognitive incongruity) ve davranım yokluğu (bulunmaması; response unavailability) neden olmaktadır. Bunlardan ilki, kişinin bilgi hücumuna uğramasını anlatır. Gerçekte de yarışmalar sırasında ve özellikle de oyun araları ve molalarda bazı koçlar çoğu zaman bu tür bir tutum sergilerler. İkincisi yani bilişsel uyuşmazlık, kişinin bazı olaylarla uzlaşmada çektiği güçlüğü ifade eder. Örneğin bir sporcunun gösterdiği performansın iyi olmasına rağmen kadro dışı bırakılması gibi. Üçüncüsü de kişinin güç bir durumla nasıl başa çıktığını bilmemesinden ortaya
Canan Ertoğan- Serdar Kocaekşi- İlker Yılmaz 452 çıkar. Örneğin bir güreşçini müsabaka sırasında rakibinin o ana kadar hiç bilmediği bir tekniği uyguladığında buna karşı nasıl bir davranışta bulunacağını bilmemesi gibi (Tiryaki,2000). Bilişsel Kaygı 1960 ların sonlarında araştırmalar, kaygının benzer bir şekilde olmayan, çok yönlü boyutlara sahip olduğunu ortaya koymuştur. Liebert ve Morris (1967), kaygının bilişsel ve duygusal uyarılmışlığı içine aldığını, daha sonra yapılan araştırmalarda ise, Endler (1978), Davidson ve Schwartz (1976) ve Borkovec (1976) bilişsel ve bedensel hem durumluk, hem de süreklik kaygı için uygulanabilir olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bilişsel kaygı, kaygının zihinsel bölümüdür ve kişinin kendi negatif değerlendirmeleri veya başarıyla ilgili negatif beklentileri tarafından ortaya çıkmaktadır. Bilişsel kaygı, kişinin sıkıntılarından, rahatsız edici görsel imgelerden ve bunlarla ilişkili olarak hoş olmayan hislerden, bilinçli şekilde haberdarlığıyla karakterize edilmektedir. Bu karşımıza genel olarak sporda, özel olarak ise futbolda, futbolcunun kendisini negatif olarak değerlendirmeleri ve negatif performans beklentileri ile çıkmaktadır (Konter,1996). Kaygının bilişsel ve somatik olarak ayrılabilir ya da ayrılamaz olduğu ile ilgili olarak bir çelişkiye düşülebilir. Bir başka anlatımla, somatik ya da fizyolojik bir uyarılmışlık durumunda da bir bilişsel yön olduğu düşünülebilir. Örneğin çevremizde işittiğimiz bir otomobil egzosu patlaması kalbimizin daha hızlı atmasına ya da göz bebeklerimizin açılmasına neden olabildiği gibi, bilişsel olarak bazı olumsuz duyguları da beraberinde getirebilir. Ancak Hardy ve Whitehead in çalışmaları, endişe (worry) ya da bilişsel kaygı ile somatik kaygının birbirinden bağımsız olduğunu ortaya koymuştur (Tiryaki,2000). Araştırmanın Amacı : 11-12 Yaş Olimpik Kulaçlar Yarışmasına katılan Yüzücülerin Yarışma Durumluk Kaygı Düzeyinin çeşitli zaman aralıklarında İncelenmesi. Problem : 11-12 Yaş Olimpik Kulaçlar Yarışmasına katılan Yüzücülerin Yarışma Durumluk Kaygı Düzeylerinde Anlamlı bir fark var mıdır? YÖNTEM Evren ve Örneklem: Bu çalışmanın evrenini, Eskişehirdeki Osmangazi Üniversitesi Spor Klübü, Yüzme İhtisas Spor Klubü, Kamer Spor Klüplerinde Olimpik kulaçlar Yarışmasına Katılan 27 sporcudan sporculardan oluşmuştur. Veri Toplama Aracı ve Veri Toplama Süreci: Çalışmamızın veri toplama sürecinde 11-12 Yaş arasındaki 3 ayrı klupte yarışmalara katılan 27 lisansli yüzücüye yarışmanın 2. ve 3. Günü iki yarışmadan yarışmadan 1 saat önce eğerlendirme ölçeği uygulanmıştır. Veri Toplama Aracı: SCAT-C Martens, Vealey ve Burton (1990) tarafından gelistirilen Sporda Yarısma Kaygısı Testi Çocuk Formu (SCAT-C) 10 ve 14 yasları arasındaki çocuklar için gelistirilmistir. Testte 15 soru maddesi bulunmaktadır. Tüm maddeler üçlü ölçek (Hiçbir Zaman, Bazen, Sık Sık) kullanılarak cevaplandırılmaktadır. Testteki 10 madde yarısma sürekli kaygısı ile ilgili bireysel farkları ortaya koyarken, 5 madde ise degerlendirilmeye alınmayan dolgu sorulardan olusmustur. Testteki 6. ve 11. sorular ise ters maddelerdir ve ters olarak degerlendirilmektedir. SCAT- C deki toplam puan 10 (düsük yarısma durumluk kaygısı) ile 30 (yüksek yarısma durumluk
453 Olimpik Kulaçlar Yarışmasına Katılan 11-12 Yaş Yüzücülerin Yarışma Durumluk Kaygı Düzeylerinin Belirli Zaman Aralıklarında İncelenmesi kaygısı) arasında degismektedir (Ostrow, 2002). Sporda Yarısma Kaygısı Testi Çocuk Formu (SCAT-C) nun 10-14 yasları arasındaki Türkçe uyarlamasını Koruç ve Yılmaz (2004) Yapmıştır. Verilerin Analizi : Araştırma da verilerin analizi için tanımlayıcı istatistkler ve MANOVA analizi kullanılmıştır. BULGULAR TABLO 1: TANIMLAYICI İSTATİSİTİK TABLOSU 2. Günü Cinsiyet Mean Std. Deviation N Kadın 20,80 1,22 10 Erkek 21,00 2,12 17 Total 20,93 1,81 27 3.Günü Kadın Erkek Total 20,90 21,76 21,44 2,07 2,22 2,17 10 17 27 Variables KADIN ERKEK sd f P N=10 N= 17 Ss X Ss X 2.Günü 3. Günü 20.80 1.22 21.00 2.12.252.07.78 20.90 2.07 21.76 2.22 4.70.09.32 Tablo 1 de görüldüğü gibi 2. Günü (F=,07 ; p >0.05 ) ve 3. Gününde (F=,09 ;P>0.05) Yüzücülerin Kaygı Düzeylerinde anlamlı bir fark bulunmamıştır TARTIŞMA : Koruç ve Acar (2004) yıldız bayan voleybolcular üzerinde yaptığı çalışmada sporcuların yarışma öncesi ve sonrası durumluk kaygı düzeylerinde anlamlı farklılıklar bulmuştur. Erzincan yöresi halk oyunları oyuncularının durumluk ve sürekli kaygı düzeylerini belirlemek amacı ile yapılan araştırma sonucuna göre; halk oyunu oyuncularının cinsiyetlerine göre yarışma öncesi durumluk kaygı puanlarının karşılaştırmasında erkek halk oyuncularının kaygı düzeyi bayan halk oyuncularına göre yüksek olduğu ve aradaki farkın anlamlı olduğu görülmüştür.yarışma sonrası durumluk kaygılarının karşılaştırmasında ise gruplar arasında
Canan Ertoğan- Serdar Kocaekşi- İlker Yılmaz 454 anlamlı bir fark olmadığı görülmüştür, (Başaran ve ark., 2009) farklı branşlarda aktif spor yapan bireylerin cinsiyetlerine müsabaka öncesi durumluk kaygı düzeylerinde erkeklerin bayanlardan anlamlı olarak yüksek bulmuşlardır. Özgül (2003), Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğrencilerinde Durumluk ve Sürekli Kaygı Düzeyleri konulu çalışmasında; öğrencilerin cinsiyetine göre durumluk kaygı puanları arasında fark bulamamış, Sürekli Kaygı puanların-da ise kızların değerlerini anlamlı ölçüde yüksek bulmuştur (Özgül, 2003). Taekwondocular üzerinde yapılmış olan bir araştırmada; sporcuların cinsiyeti ile durumluk kaygı ve sürekli kaygı arasında istatistiksel olarak anlamı bir farklılık bulmamıştır (Yücel, 2003). Develi (2006) çalışmasında; beden eğitimi öğretmenlerinin cinsiyetlerine göre sürekli kaygı düzeyleri karşılaştırılmış ve sonuç olarak, cinsiyet ile sürekli kaygı puanı arasında anlamlı bir ilişki bulamamış-tır. Lök (2008), İnce ve ark. (2004) yılında beden eğitimi spor yüksekokulu özel yetenek sınavına girecek adayların kaygı durumlarının bazı değişkenler açısından incelenmesi çalışmasında ilk kez sınava giren adayların kaygıları ile iki ve daha fazla sınava giren adayların kaygılarının incelendiği bulguda ilk kez sınava giren adayların iki veya daha fazla girenlerden daha kaygılı oldukları saptanmıştır. SONUÇ: Yaptığımız Çalışma Sonucunda Eskişehir ilinde Gerçekleşen Olimpik Kulaçlar yarışmasına katılan 27 Sporcumuzun Yarışma öncesi kaygı düzeylerinde yarışmaının 2. ve 3. gününde kaygı düzeylerinde anlamlı bir fark bulunamamıştır. KAYNAKLAR Anshel, M. H., Freedson, P., Hamill, J., Haywood, K., Horvat, M., Plowman, S. (1991). Dictionary of The Sport and Exercises Sciences. Champaign: Human Kinetics Books Artok, F. (1994). Üniversitelerarası Basketbol Müsabakalarına Katılan Basketbolcuların Maç Öncesi Durumluk Kaygı Düzeylerinin Performansa Etkisi, Çukurova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, Adana,, s.49 Başaran, M.H. Taşğın, Ö. Sanioğlu, A. Taşkın, A.K., (2009) Sporcularda Durumluk ve Sürekli Kaygı Düzeylerinin Bazı Değişkenlere Göre İncelenmesi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergi-si, (21); 533-544 Cox, R.H. (1994). Sport Psychology Concepts and Applications. Dubuque: Wm. C. Brown Publisher Develi, E. (2006). Konya da ilköğretim Okullarında Görev Yapan Beden Eğitimi Öğretmenlerinin Sürekli Kaygı Durumlarının İncelenmesi, Selçuk Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Konya Freud S., Yasamım ve Psikanaliz, 3. Baskı, İstanbul, Engin Ofset 1996.
455 Olimpik Kulaçlar Yarışmasına Katılan 11-12 Yaş Yüzücülerin Yarışma Durumluk Kaygı Düzeylerinin Belirli Zaman Aralıklarında İncelenmesi Geçtan, E. (2000). Psikanaliz ve Sonrası, Remzi Kitapevi, Istanbul, Gelistirilmis Dokuzuncu Basım. Konter, E. (1996). Sporda stres ve performans. Saray Tıp Kitabevi, İzmir. Koruç, Z., Altay, F., Yılmaz, V. (2004) "Comparison of pre-competition and post competition anxiety level in national female rhytmıc gymnas-tics team," The 10th. ICHPER. SD Europian Congress. Antalya, Novenber 17-20, 71. Martens, R., Vealey, R.S., Burton, D. (1990). Competitive Publisher. Anxiety in Sport. Wm. C. Brown Özgül, F (2003). Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu Öğrencilerinde Du-rumluk ve Sürekli Kaygı Düzeyleri, Yayınlanmamış Yüksek Li-sans Tezi, Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Sivas. Terzioğlu, A., Koç, Y., Yazıcı, M., Halk Oyunu Oynayanların Durumluk ve Sürekli Kaygı Düzeylerinin Belirlenmesi 1. Uluslararası Türk Halk Oyunları Kongresi 10-12 Mayıs 2012 Tiryaki, Ş ve Moralı, S.(1990). Genç Sporcularda Yarışma-Performans Kaygısı ve Bu Kaygı İle Başa Çıkma Davranışlarının Araştırılması. I. Spor Bilimleri Kongeri Bildirileri, 137-145. Ankara Tiryaki, Ş. (2000). Spor psikolojisi: Kavramlar, kuramlar ve uygulama. Ankara: Eylül Kitap ve Yayınevi. Lök, S., İnce, A., ve Lök, N. (2008). Beden Eğitimi Spor Yüksekokulu Özel Yetenek Sınavına Girecek Adayların Kaygı Durumlarının Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi. Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 2(2). Yücel, E. O. (2003). Taekwondocuların Durumluk ve Sürekli Kaygı Düzey-leri ve Müsabakalardaki Başarılarına Etkisi, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Beden Eğitimi ve Spor Anabilim Dalı, Ankara.