Süt Verme Evresindeki Sıçanlarda Deneysel Kısmi Obstrüksiyonunun Đleuma Etkisinin Işık Mikroskop Düzeyinde Değerlendirilmesi



Benzer belgeler
ABSTRACT ANAHTAR SÖZCÜKLER / KEY WORDS

OMÜ TIP FAKÜLTESİ DERS YILI DÖNEM I HAYATIN DEVAMI III UYGULAMA REHBERİ

ARAŞTIRMA - RESEARCH ARTICLE. Gazi Tıp Dergisi / Gazi Medical Journal 2009: Cilt 20: Sayı 3:

Özofagus Mide Histolojisi

OMÜ TIP FAKÜLTESİ DERS YILI DÖNEM I HAYATIN DEVAMI II UYGULAMA REHBERİ

LAKTASYON EVRESİNDEKİ SIÇANLARDA OLUŞTURULAN KISMİ OBSTRÜKSİYONUNUN YENİDOĞAN İNCE BAĞIRSAK ULTRASTRÜKTÜRÜNE ETKİSİ

DR. OKTAY ARDA. İnce Barsak. Sindirimin Sona Erdiği Yer Besin Maddesi Absorbsiyonu Endokrin Sekrasyonu

II.Hayvansal Dokular. b.bez Epiteli 1.Tek hücreli bez- Goblet hücresi 2.Çok hücreli kanallı bez 3.Çok hücreli kanalsız bez

Örtü Epiteli Tipleri:

SAFRA KANAL SİSTEMİ VE SAFRA KESESİ. Yrd.Doç.Dr.Sevda Söker

Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi

ENDOTEL YAPISI VE İŞLEVLERİ. Doç. Dr. Esra Atabenli Erdemli

Kınalı Keklik (Alectoris chukar) Lens inin Işık Mikroskopik Düzeyde Araştırılması

SERVİKAL YETMEZİĞİNDE MCDONALDS VE MODDIFIYE ŞIRODKAR SERKLAJ YÖNTEMLERININ KARŞILAŞTIRILMASI

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi / Patoloji A:B:D

ÇİNKO KATKILI ANTİBAKTERİYEL ÖZELLİKTE HİDROKSİAPATİT ÜRETİMİ VE KARAKTERİZASYONU

Kör Fare (Spalaxehrenbergi, Nehring, 1898) Kolonunun Histolojik ve Histometrik İncelenmesi

HATHA YOGANIN VE KALiSTENiK EGZERSiZLERiN STATiK DE GE ÜZERiNDEKi ETKiLERi

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ

HİSTOLOJİ VE EMBRİYOLOJİ ANABİLİM DALI. Doç. Dr. Meltem KURUŞ Yrd.Doç. Dr. Aslı ÇETİN

Epitel hücreleri glikokaliks denen glikoprotein örtüsü ile çevrilidir. Epitel hücrelerinin birbirine yapışmasını sağlar. Epitel hücrelerinin üzerine

T.C. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM & ÖĞRETİM YILI DÖNEM II

Tükürük kreatinin ve üre değerleri kullanılarak çocuklarda kronik böbrek hastalığı tanısı konulabilir mi? Dr. Rahime Renda

Mezenkimal Kök Hücre Uygulaması Farelerde Oluşturulan Kronik Astım Modelinde Akciğer Histopatolojik Bulguları Hafifletmektedir

Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması

BASKETBOL OYUNCULARININ DURUMLUK VE SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ

YAŞLANAN OLFAKTOR MUKOZADAKİ DEĞİŞİMLERİN İNCE YAPI DÜZEYİNDE ARAŞTIRILMASI

İzmir Atatürk Lisesi Dokuz Eylül Üniversitesi Denizli Tıp Fakültesi İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Genel cerrahi A.B.

ÜZERiNE ETKiSi. performansı etkilemediğini göstermektedir. Anahtar Kelime/er: Kreatin, kreatin fosfat, futbol, slalom koşusu, performans.

MEME HAMA}lTOMU ÖZET SUMMARY. histopathologicala features of this lesion are evaluated and compared with the literature.

Histoloji ve Embriyolojiye Giriş. Histolojiye Giriş

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

METALOGRAFİK MUAYENE DENEYİ

Kalın Barsak Mukoza. Villi yoktur Kıvrımlar yoktur. Distal bölümde (Rectal) vardır DR. OKTAY ARDA

Erkan ALATAŞ 1, Banuhan ŞAHIN 2 *, Sevgi ÖZKAN 3, Metin AKBULUT 4

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

PRENATAL VE POSTNATAL DÖNEMDE TAVŞAN MİDE FUNDUS UNUN ELEKTRON MİKROSKOBİK OLARAK İNCELENMESİ

İNSAN TUBA UTERİNA AMPULLA VE FİMBRİYA BÖLGELERİ MUKOZA EPİTELİNDE MENSTRÜEL SİKLUS SÜRESİNCE MEYDANA GELEN ULTRASTRÜKTÜREL DEĞİŞİKLİKLER*

TÜM MİDE BİYOPSİLERİNE RUTİN OLARAK GIEMSA VE ALCIAN BLUE UYGULAMALI MIYIZ?

HİSTOLOJİ. DrYasemin Sezgin

Sıçanlarda Özefagus ve Midede Yaşa Bağlı Değişimlerin Histomorfolojik Açıdan İncelenmesi

Enteral beta glukanın ratlarda oluşturulan deneysel kısa barsak modelinde intestinal adaptasyon üzerindeki etkisi

Doç. Dr. Ahmet ALACACIOĞLU

KKTC YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

A UNIFIED APPROACH IN GPS ACCURACY DETERMINATION STUDIES

Histolojik inceleme teknikleri Hemşirelik Agnes.A. A- Omon

PLASENTANIN OLUŞMASI. Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS

BARSAKLAR -Midede mekanik ve kimyasal olarak parçalanan besin maddelerinin en önemli enzimatik değişimlere uğradığı yerdir. Karbonhidratlar ağızda,

KARE VE D KDÖRTGEN KUTU PROF LLER SQUARE & RECTANGULAR HOLLOW SECTIONS

MODELi OLARAK KISA SÜRELi YÜZME EGZERSizi*

Okul Öncesi (5-6 Yaş) Cimnastik Çalışmasının Esneklik, Denge Ve Koordinasyon Üzerine Etkisi

Hemşirelerin Hasta Hakları Konusunda Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi

Nesrullah AYŞİN 1, Handan MERT 2, Nihat MERT 2, Kıvanç İRAK 3. Hakkari Üniversitesi, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu, HAKKARİ

Aydın İlindeki Bazı Süt Sağım Tesislerinin Teknik Özellikleri. Technical Properties of Some Milking Parlours in Aydın Province

Adenovirüs serotip 5 ve adenovirüs serotip 36 nın Colo-320 hücre hattında adipojenik etkilerinin gösterilmesi

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DÖNEM II 4. DERS KURULU PROGRAMI SİNDİRİM SİSTEMİ VE METABOLİZMA

NANO KURġUN ÜRETĠMĠ VE KARAKTERĠZASYONU

KALP KASI Kalpte ve kalpten çıkan büyük damarlarda bulunur. Miyofilamanların organizasyonu iskelet kasındakilerle aynıdır; histolojik kesitlerde

Açlığın Sıçan Kolon Mukozasında Yol Açtığı Histolojik ve Histokimyasal Değişiklikler +

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Eğitim Yılı Dönem II 3. Ders Kurulu GASTROİNTESTİNAL SİSTEM VE METABOLİZMA Eğitim Programı

ELECTRON MICROSCOPIC CHANGES IN THE RAT UTERUS DURING THE MENSTRUAL CYCLE

DIŞKININ TOPLANMASI ve SAKLANMASI

DÖNEM II DERS YILI SİNDİRİM VE METABOLİZMA DERS KURULU ( 24 ARALIK MART 2019)

Parkinson hastalığında Uyku yapısı Eşlik eden uyku bozuklukları Gündüz uykululuk Bektaş Korkmaz, Gülçin Benbir, Derya Karadeniz

Amiloidozis Patolojisi. Dr. Yıldırım Karslıoğlu GATA Patoloji Anabilim Dalı

11. SINIF KONU ANLATIMI 42 SİNDİRİM SİSTEMİ 1 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖNEM PROJESİ TAŞINMAZ DEĞERLEMEDE HEDONİK REGRESYON ÇÖZÜMLEMESİ. Duygu ÖZÇALIK

TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ

Bağ doku. Mezodermden köken alır. En Yaygın bulunan dokudur ( Epitel, Kas, Kemik sinir)

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ

Şimdi hep beraber değişme zamanı BD Micro-Fine + 4mm

DÖNEM II DERS YILI SİNDİRİM VE METABOLİZMA DERS KURULU ( 25 ARALIK 02 MART 2018)

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi. Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

THE IMPACT OF AUTONOMOUS LEARNING ON GRADUATE STUDENTS PROFICIENCY LEVEL IN FOREIGN LANGUAGE LEARNING ABSTRACT

SİNİR HÜCRESİ ( NÖRON) PERİFERİK SİNİR

KUMAŞLARDA YIRTILMA MUKAVEMETİ TEST YÖNTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA

GİRİŞ-AMAÇ YÖNTEM-GEREÇLER

Birincil IgA Nefropatisinde C4d Varlığının ve Yoğunluğunun Böbrek Hasarlanma Derecesi ve Sağkalımı ile Birlikteliği

KAS FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

DOKULAR. A-Hücreler B-Hücrelerarası madde (intersellüler substans) veya -Temel madde (Fundamental substans)

Doç. Dr. Kültigin TÜRKMEN Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi

T.C. Hitit Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. İşletme Anabilim Dalı

BARİATRİK CERRAHİ GEÇİRMİŞ HASTALARDA SAÇ DÖKÜLMESİ VE NEDENLERİ

FLEP OPERASYONU ve YARA İYİLEŞMESİ. Prof.Dr.Yaşar Aykaç

KAS DOKUSU. Kontraksiyon özelliği gelişmiş hücrelerden oluşur Kas hücresi : Fibra muskularis = Kas teli = Kas iplikleri

Meme koruyucu cerrahi sonrası daima RT gereklidir. Dr. Ferah Yıldız Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi A.D.

Oksoloji Çocukluk Çağında Vücut Ölçümleri. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

MEME KARSİNOMLARINDA GATA 3 EKSPRESYONU VE KLİNİKOPATOLOJİK PARAMETRELER İLE İLİŞKİSİ

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı KAS FİZYOLOJİSİ. Düz Kas. Dr. Sinan CANAN

AEROBiK VE ANAEROBiK EGZERSiZ

Hazırlayan: Dr.Ufuk MEMİŞ

28. Ulusal Patoloji Kongresi Çıkar İlişkisi Beyanı

Ar-Ge Birimi Lif Analiz Çalışmaları

Curriculum Vitae for Faculty Members. Correspondence. Name. Yavuz Kaya. Title. Department. General Surgery.

Yoğun Bakım Ünitesinde Gelişen Kandida Enfeksiyonları ve Mortaliteyi Etkileyen Risk Faktörleri

Ankara tavşanı ince bağırsağında Paneth hücrelerinin morfolojisi, histokimyası ve ince yapısı üzerinde çalışmalar *

Transkript:

Fırat Tıp Dergisi 2007;12(3): 163-167 Deneysel Araştırma www.firattipdergisi.com Süt Verme Evresindeki Sıçanlarda Deneysel Kısmi Obstrüksiyonunun Đleuma Etkisinin Işık Mikroskop Düzeyinde Değerlendirilmesi Fatma HELVACIOGLU a, Deniz ERDOĞAN, Çiğdem ELMAS Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı, ANKARA ÖZET Giriş: Bu çalışmada, bağırsak mukozasında birtakım değişikliklerin olaylandığı süt verme evresindeki sıçanların, ileumlarına uygulanan deneysel kısmi obstrüksiyonun, olası etkilerinin belirlenmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Çalışmada Spraque Dawley cinsi gebe sıçanlar kullanıldı. Süt verme evresinin 7. gününde (erken dönem) ve 14. (geç dönem) günlerinde deneysel kısmi bağırsak obstrüksiyonu uygulandı. Kontrol grubu deneklerde de cerrahi girişim aynen uygulanmakla birlikte obstrüksiyon gerçekleştirilmedi. Uygulamayı izleyen 14. ve 21. günlerde her iki gruba ait ileum doku örnekleri alışılmış elektron mikroskop izleme yöntemlerinden geçirildi. Yarı ince kesitler toluidin mavisi ile boyanarak DM 4000 Leica analyzer ışık mikroskobunda incelendi. Bulgular: Alınan yarı ince kesitler kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, obstrüksiyon uygulanan süt verme evresindeki sıçanlarda, bağ dokusunda yer yer açılmalar, epitele yakın bölgelerde mast hücrelerinin yoğun olduğu izlendi. Ayrıca süt verme evresinin geç döneminde olan deney grubunda epitele yakın bölgelerde damarlanma dikkati çekti. Yapılan morfometrik değerlendirmelerde saf kontrol grubu ve deney grupları karşılaştırıldığında süt verme evresinin erken döneminde alınan doku örneklerinde kas katmanının 1.6 kat artığı, süt verme evresinin geç döneminde alınan doku örneklerinde ise kas katmanının 2.5 kat artmasına karşın istatistiksel olarak anlamlı olmadığı saptanmıştır. Sonuç: Süt verme evresinde uygulanan ince bağırsak obstrüksiyonun, ince bağırsakta epitel doku, bağ dokusunda ve kas katmanında yapısal değişikliklere neden olduğu kanısına varıldı. 2007, Fırat Üniversitesi, Tıp Fakültesi Anahtar kelimeler: Đnce bağırsak, Obstrüksiyon, Süt Verme, Histoloji ABSTRACT Light Microscopic Evaluation of the Effects of Experimental Partial Obstruction on the Ileum of the Lactating Rats. Objectives: In this study, it was aimed to determine the ultrastructural alterations that may take place in the small intestines of rats that have undergone partial ileum obstruction on the 7th or 14th days of lactation. Material and Methods: Sprague-Dawley type pregnant rat were used. Experimental partial obstruction was apllied on the 7th (early period) day of lactation, on 14th (late period) day of lactation. Control group rats were also surgically operated but no obstruction was applied. On the 14th and 21st days following the obstruction; ileum samples of the both groups underwent routine electron microscobic examination. Semi thin sections were stained with toluidin blue and observed with microscope DM 4000 Leica analyzer light microscope. Results: When compared to the control group; at lactation period rats that underwent obstruction, loss of integrity was observed in the connective tissue and a large number of mast cells were seen nearby the epithelium. In addition there was a vasculation at the spaces adjacent to epithelium at late lactation period rats. After morphological examinations of the muscle wall thickness; we concluded that in early lactation period rat s muscle wall was 1.6 times thickened whereas at late lactation period thickening was 2.5 times more when compared to control group. These results were accepted as nonsense as a result of statistical analyses..at morphometric studies of experimental groups; we observed that absorbative cells had hyperthrophy and as a result; cell number per unit area had decreased. Conclusion: As a result; we concluded that small intestine obstruction at lactation period caused morphological changes in epithelium, connective tissue and muscle layer. 2007, Firat University, Medical Faculty Key words: Small intestine, Partial obstruction, Lactation, Histology. Đnce bağırsak tüm yaşam süresince normal koşullar altında yapısal ve işlevsel açıdan gebelik ve özellikle de süt verme evresinde değişiklik gösterir. Gebeliğin başlaması ile birlikte besin tüketimindeki hızlı artış süt verme evresinde de artarak sürer. Besin alınımındaki bu hızlı artış ince bağırsak yüzeyindeki hücrelerin hiperplazi ve hipertrofiye uğramasına, bezlerin salgı miktarında ve emilim gücünde artışa neden olur. Süt verme evresinin sona ermesiyle bu değişimler tümüyle ortadan kalkar (1-5). Bağırsak obstrüksiyonu ince bağırsak lümeninin kapanmasına, bakteriyel enfeksiyonlara, beslenme yetersizliğine ve vücudun diğer bölümlerinde oluşabilecek kas sorunlarıyla karakterizedir (6). Klinikte, bağırsak obstrüksiyonları, chorn hastalığının ya da intraperitoneal adezyonların gerçekleşmesi ile ortaya çıkan olgulardır (7,8). Đnce bağırsakda gerçekleştirilen deneysel kısmi obstrüksiyonun ise, obstrüksiyonun ağız bölgesinde besin birikimi, lümende genişleme kas tabakasında belirgin olarak izlenen hipertrofiye neden olduğu çalışmalarda bildirilmiştir (9-11). Literatürde süt verme evresinde ileum bölgesinde oluşturulan deneysel kısmi a Yazışma Adresi: Dr. Fatma Helvacıoğlu, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı, ANKARA * Bu çalışma 18-21 Haziran 2005 tarihinde Mersin de yapılan 7.Ulusal Histoloji ve Embriyoloji Kongresinde poster bildirisi olarak sunulmuştur. Tel: +90 1322024726 Faks: +90 312 212 4647 e-mail: fatmahelvacioglu@yahoo.com 163

obstrüksiyonun oluşturabileceği yapısal değişikliklerin değerlendirildiği çalışma bulunmamaktadır. Bu nedenle çalışmamızda süt verme evresinin erken ve geç dönemlerinde oluşturduğumuz deneysel kısmi obstrüksiyonun etkilerini araştırmayı amaçladık. GEREÇ VE YÖNTEM Çalışmada ağırlıkları 200-250 gr arasında değişen dişi Sprague Dawley cinsi dişi 25 sıçan kullanıldı. Denekler Başkent Üniversitesi Deney Hayvanları Üretim ve Araştırma Merkezinden elde edildi. Deneklere süt verme evresinin 7. (erken dönem) ve 14. (geç dönem) günlerinde kısmi bağırsak obstrüksiyonu uygulandı. Tıkanıklık oluşturmak için cerrahi girişim ketasol anestezisi altında yapıldı. Deneklerin karın bölgesi orta hat boyunca açıldı. Đleoçekal bağlantıdan başlayarak ileumda yaklaşık 5cm lik bölge 1-2 mm genişlik olacak şekilde steril ince bir parafilm ile çevrelendi. Parafilm ipek iplikle sabitlendi. Bu şekilde ileum üzerinde kısmi tıkanıklık (obstrüksiyon) gerçekleştirildi (7-9). Đncebağırsak daha sonra karın boşluğuna yerleştirilerek karın ön duvarı dikildi. Cerrahi girişimi izleyen ilk günde deneklerin katı besin alması engellendi. Obstrüksiyon uygulamasından önceki ve sonraki zaman dilimlerinde deneklerin katı ve sıvı besin tüketimleri ve ağırlıklarındaki değişimler her gün izlendi. Uygulamayı izleyen 14. ve 21. günlerde denekler ketasol anestezisi altında kalbe hava uygulanarak sakrifiye edildi. Deneklerin karın bölgeleri orta çizgi boyunca açılarak ileoçekal bağlantının yukarısında kalan deneysel kısmi obstrüksiyon uyguladığımız hipertrofik ileum bölgesi, çevresiyle birlikte çıkartıldı. Çevredeki, ipek iplik ve onun altındaki parafilm çıkartılarak kısmi tıkanıklık gelişen ileum bölgesi tespit solüsyonuna konuldu. Kontrol grubundaki deneklerinde aynı stresi yaşamaları için yalnızca karın ön duvarı açılarak bağırsaklar önce dışarı çıkartıldı, daha sonra tekrar karın boşluğuna yerleştirilerek karın ön duvarı dikilerek kapatıldı. Alınan ileum doku örnekleri %2,5 luk fosfat tamponlu gluteraldehit içine konuldu. Daha sonra alışılagelmiş elektron mikroskop takibinden geçirilen dokular araldite gömülerek incelenmeye hazır duruma getirildi Hazırlanan bloklardan ultramikrotom ile 1 mikron kalınlığında kesitler alındı ve yarı ince kesitler toluidin mavisi ile boyandı. Olympus BH2 fotoışık mikroskobu ile incelenen kesitlerin resimleri çekildi. Morfometrik ölçümler DM4000 Leica analiz ışık mikroskobunda fotoğraflanarak değerlendirildi ve verilere Mann Whitney U testi uygulandı. Deney Grupları Grup 1. Süt verme evresinde olmayan ve hiçbir işlem yapılmış kontrol grubu (n=5). Grup 2. Süt verme evresinin 7. gününde (erken dönem) ) obstrüksiyon uygulanmayan (sham kontrol) operasyon sonrası 21. gününde ileum doku örnekleri alınan grup (n=5). Grup 3. Süt verme evresinin 7. gününde (erken dönem) obstrüksiyon uygulanan ve operasyon sonrası 21. gününde ileum doku örnekleri alınan grup (n=5). Grup 4. Süt verme evresinin 14. gününde (geç dönem) obstrüksiyon uygulanmayan (sham kontrol) operasyon sonrası 14. günde ileum doku örnekleri alınan grup (n=5). Grup 5. Süt verme evresinin 14. gününde (geç dönem) obstrüksiyon uygulanan ve operasyon sonrası 14. günde ileum doku örnekleri alınan grup (n=5). BULGULAR Saf kontrol grubuna ait yarı ince kesitte yüzey epitel hücreleri prizmatik biçimli ve bazale yakın yerleşimli oval çekirdekleriyle ayırt edildiler. Arada goblet hücreleri izleniyordu. Yüzey epitel hücrelerinin üst yüzlerinde kalın çizgili kenar belirgindi. Goblet hücrelerinin içerikleri koyu ya da açık renk boyanmıştı. Bazal sitoplazmaları oldukça dardı. Yüzey epitelinin altında lamina propria gevşek bağ doku özelliği sergiliyordu. Kan damarları ve çeşitli bağ doku hücreleri ayırt ediliyordu. Bağ dokusu içerisinde granül kapsamlarını koruyan mast hücreleri izleniyordu (Şekil 1). Şekil 1. Normal kontrol grubuna ait yarı ince kesitte ince bağırsak mukozasında emilim yapan hücreler (E) ökromatik çekirdekleri (Ç) ile görülüyor. Mukozada ayrıca düzenli yapıları ile çizgili kenar oluşturan (ÇK) mikrovilluslar koyu boyanan goblet hücreleri (G) izleniyor. Lamina propriada (Lp) granül içeriğini koruyan mast hücreleri (Ma) ve düz kas hücreleri (D)izleniyor. (Toluidin mavisi X 400) Şekil 2. Süt verme evresinin 7. gününde obstrüksiyon uygulanan grubun kontrolüne ait yarı ince kesitte emilim yapan hüreler (E) ve yer yer açık ve koyu boyanan goblet hücreleri (G)izleniyor. Gevşek bağ dokusu özelliği gösteren lamina propriada (Lp) mast hücrelerindeki (Ma) artış dikkati çekiyor. ( Toluidin mavisi X 200) Süt verme evresinin erken döneminde (7. gününde) ince bağırsak obstrüksiyonu uygulanan grubun sham kontrol grubundan (obstrüksiyon uygulanan bölgeye hiçbir işlem yapılmadan bağırsak bölümünün yerinden çıkartılıp yeniden yerine konulan kontrol grubundan) alınan yarı ince kesitlerinde yüzey epitelinde emilim yapan hücreler, goblet hücreleri ve alttaki bağ dokusu değerlendirildi. 164

Tablo 1. Deney gruplarında, birim alandaki hücre sayısı, villus uzunluğu ve kas katmanı kalınlığı ölçülmüştür. Verilere Mann Whitney U testi uygulandı. ± S.D. (n=5) Deney Grupları Hücre sayısı (epitel hücre)(mm 2 ) Villus uzunluğu (µm) Kas katmanı kalınlığı (µm) Normal kontrol (n=5) 27.36 ±7.5 54.24±5.08 174.18±39.17 Laktasyonun 7. günü(sham kontrol)(n=5) 25.08± 1.96 57.44±3.22 146.26±6.1 Laktasyonun 7. günü obstrüksiyon (n=5) 24.08±2.3 67.39±16.73 219.38±9.05 Laktasyonun 14. günü (sham kontrol)(n=5) 30±7.5 79.39±15.74 138.46±14.86 Laktasyonun 14. günü obstrüksiyon (n=5) 21.24±5.59 88.07±17.29 387.8±52.7 Yüzey epitel hücreleri oldukça normal yapıdaydı. Goblet hücrelerinin ise yer yer açık ve koyu renk olarak boyandıkları ilgiyi çekti. Lamina propria gevşek bağ dokusu özelliklerini yapısındaydı. Mast hücrelerinde bir miktar artış gözleniyordu (Şekil 2). Süt verme evresinin geç döneminde (14. gününde) ince bağırsak obstrüksiyonu uygulanan grubun sham kontrol grubundan alınan yarı ince kesitlerinde benzer bulgular izlendi. Süt verme evresinin erken döneminde (7. gününde) ince bağırsak obstrüksiyonu uygulanan ve 21 gün sonra bağırsak dokusu alınan grupta yarı ince kesitlerde emilim yapan hücrelerde belirgin bir yapısal değişiklik gözlenmezken kontrol grubuna benzer olarak Goblet hücrelerinin açık ve koyu boyanan sitoplazmaları ilgiyi çekti. Emilim yapan hücrelerde çizgili kenarın yoğun boyanması dikkat çekiciydi. Lamina propriada gevşek bağ dokusu hücrelerinde belirgin bir yapısal değişim gözlenmezken villus a uzanan kas hücreleri oldukça belirgindi. Bu hücrelerde sitoplazmanın açık renk olduğu dikkati çekti. Uygulanan obstrüksiyonun travmatik etkisine bağlı olarak epitele yakın bölgelerde mast hücresi oldukça fazlaydı (Şekil 3). Yapılan morfometrik değerlendirmelerde birim alana düşen hücre sayısında azalma ve villusların boyunda artış saptanmasına karşın anlamlı bir farklılık gözlenmedi (Tablo 1). Goblet hücreleri kadehe benzer şekilleri ve apikal sitoplazmalarında salgı birikimiyle izleniyordu. Goblet hücrelerinden salgının lümene atıldığı gözlemlendi. Bağ dokusunda yer yer açılmalar ve bol damarlanma belirgindi (Şekil 4). Bu gruptaki kas tabakasındaki hipertrofi daha belirgin olarak izlendi. Yine bu gruptada yapılan morfometrik değerlendirmelerde, birim alandaki hücre sayısı diğer gruplara göre azaldığı görülürken, villusların boyunun uzadığı ve kas katmanı kalınlığının normal kontrol grubuna göre yaklaşık 2.5 kat arttığı saptanmasına karşın istatistiksel değerlendirmede anlamlı bir farklılık gözlenmedi (Tablo 1). Şekil 4. Süt verme evresinin 14. gününde obstrüksiyon uygulanan ve 14 gün sonra bağırsak dokusu alınan grubun yarı ince kesitlerinden elde edilen resiminde emilim yapan hücrelerin (E) bazalinde açılmalar ( ), apikal sitoplazmasında vakuoller (v) izleniyor. Salgısını lümene boşaltan goblet hücresi (+), lamina propriada yer yer açılmalar (*) ve yoğun damarlanma (D) dikkati çekiyor. (Toluidin mavisi X 400) Şekil 3. Süt verme evresinin 7. gününde obstrüksiyon uygulanan ve 21 gün sonra bağırsak dokusu alınan grubun yarı ince kesitinde ince bağırsak mukozasında emilim yapan hücreler (E) ile birlikte açık (*) ve koyu boyanan (+) goblet hücreleri (Go). Emilim yapan hücrelerde çizgili kenarın ( ) koyu boyanması dikkati çekiyor. Gevşek bağ dokusu özelliği gösteren lamina propriada (Lp) villus'a uzanan düz kas hücrelerinin (DK) belirgin olduğu ve epitele yakın bölgelerde mast hücrelerinin (Ma) yoğun olarak bulunduğu izleniyor. (Toluidin mavisi X 400) Süt verme evresinin geç döneminde (14. gününde) ince bağırsak obstrüksiyonu uygulanan ve 14 gün sonra doku örnekleri alınan grubun yarı ince kesitlerinde emilim yapan hücreler ve goblet hücreleri yapısal yönden incelendiğinde emilim yapan hücrelerde özellikle bazalde hücreler arasında yer yer açılmalar, apikal sitoplazmada vakuoller belirlenirken, TARTIŞMA Süt verme evresindeki sıçanların ince bağırsaklarında olaylanan yapısal değişimler birçok araştırmaya konu olmuştur (1-5). Boyne ve arkadaşları (1) hipertrofik ve hiperplastik değişimleri araştırmışlardır. Süt verme evresindeki sıçanların ince bağırsaklarının gebe ve eşleşmemiş sıçanlara oranla uzunluklarının ve nitrojen içeriklerinin arttığını belirtmişlerdir. Doğumdan sonraki 30. günde ise mide ve ince bağırsak ağırlıkları ile toplam nitrojen içeriklerinin, gebeliğin 21. günüyle aynı düzeye döndüğünü bildirmişlerdir. Makroskobik olarak ince bağırsak ve çekumda hipertrofi ve mikroskobik olarak da villusların boyunda, özellikle jejenum ve ileumda artış ve buna bağlı olarak ince bağırsak duvarında hipertrofi gözlemlemişlerdir. Bunların yanı sıra ince bağırsak epitelini de hiperplastik olarak saptamışlardır (2-4). Süt verme evresindeki sıçanların ince bağırsak yüzey alanı araştırılan diğer çalışmada mukozal ve serozal yüzey ölçümleri duedonum, jejenum ve ileumun histolojik olarak çekilen resimlerinde değerlendirilmiştir. Süt verme evresinin 165

16. günündeki sıçanlarla eşleşmemiş sıçanlar karşılaştırılmıştır. Süt verme evresi boyunca serozanın mukozal alan/birim uzunluğunun, bağırsağın bütün bölümlerinde arttığı gözlemlenmiştir. Mukozal alan/seroza alanı oranının ise yine arttığı ancak distale doğru bunun azaldığı saptamışlardır (1) Elias ve Dowling, sıçanlarda süt verme evresinde incebağırsak adaptasyonunu inceledikleri çalışmalarında, süt verme evresinde besin tüketiminin artışına bağlı olarak incebağırsağın tüm bölümlerinde emilim kapasitesinin artması ile birlikte mukozal hiperplazi, villusların boylarında ve kripta derinliklerinde artış olduğunu saptamışlardır (12). Süt verme evresindeki sıçanlar üzerinde yapılan bir diğer çalışmada Cairnie ve Bentley (2) doğumu izleyen 14. gündeki sıçanların ince bağırsak epitelinin kontrol grubuna göre %80 daha fazla hücre içerdiğini belirtmişlerdir. Süt verme evresindeki sıçanların ince bağırsaklarındaki epitel yenilenmesinin, ise daha hızlı olduğunu ve villus hücre sayısının bu nedenle arttığını bildirmişlerdir (2). 1997 yılında Pluske ve Webler in yayınladıkları derlemelerinde domuzlarda süt verme evresinin başlamasıyla birlikte villus uzunlukları azalırken kriptaların derinliklerinin ve hücre sayısının arttığını bildirmişlerdir (13). Süt verme evresinde yapılan çalışmalarda birçok araştırmacı villus hipertrofisi ve hücre çoğalması tanımlarken bazı araştırmacılar da bunların yanı sıra ince bağırsak duvarında gelişen hipertrofi ve hiperplaziye değinmişlerdir (14-18). Süt verme evresinin 7 ve 14. günlerinde deneysel kısmi obstrüksiyon uyguladığımız denekler üzerinde yürüttüğümüz çalışmamızda bu araştırmacıların bulgularına benzer bulgular obstrüksiyon uygulamadığımız ve kontrol grubu olarak aldığımız süt verme evresindeki deneklerin epitel hücre mikrovilluslarınında oldukça sık ve düzenli olduğunu belirledik. Ancak kısmi obstrüksiyon uyguladığımız ileum bölgesinde villusların derinlikleri artarken birim alana düşen hücre sayısının azaldığını saptadık. Literatürde kısmi obstrüksiyonun ince bağırsak üzerine etkilerini araştıran oldukça fazla çalışma bulunmaktadır (9-11). Bu çalışmalardan birinde obstrüksiyonlu sıçan ince bağırsağında mukoza ve seroza hipertrofisi araştırılmıştır. Cerrahi olarak oluşturulan tıkanıklıktan sonra, obstrüksiyon uygulanan bölgede besin birikimi olduğu ve bu bölgede lümenin genişlediği bildirilmiştir. Obstrüksiyon bölgesinde ise duvar kalınlığının 3 kattan daha fazla arttığını ancak ileum uzunluğunun değişmediğini saptamışlardır. Villusların önemli ölçüde büyüdüğünü ve uzadığını belirten araştırmacılar, villusların birbirlerinden geniş aralıklarla ayrıldığını da göstermişlerdir. Emilim yapan epitel hücrelerinin ise yapısal ve hacimsel bir değişiklik sergilemediğini vurgulamışlardır. Tıkanıklık uygulanan bölgedeki Peyer plaklarında büyüme ve seroza genişliğinde artış saptanmıştır. Serozayı çevreleyen mezotel hücrelerinin kontrol grubuna karşın daha büyük olduğunu ve geniş aralıklı mikrovilluslara içerdiklerini belirtmişlerdir (9). 1975 yılında yapılan benzer bir çalışmada, Gabella, ince bağırsakda obstrüksiyon uygulanmış sıçanlardaki düz kas hipertrofisini araştırmıştır. Cerrahi girişimden 3 ve 5 hafta sonra düz kas hücrelerinde önemli bir hipertrofi belirlemiştir. Đnce bağırsak uzunluğunda bir artış izlenmezken muskularis eksterna hacminin 10 kat arttığını bildirmiştir. Buna ek olarak mukoza da da yeni oluşan ve dairesel olarak düzenlenmiş düz kas hücreleri bulunduğunu göstermiştir. Đnce yapı düzeyindeki çalışmasında hipertrofik düz kas hücrelerinin iyi gelişmiş sarkoplazmik retikuluma sahip olduklarını ve çok sayıda nekzus tipi bağlantı birimleri içerdiklerini bildirmiştir. Kontrol grubuna karşın düz kas hücrelerine gelen akson sayısının daha az olduğunu belirtmiştir (10). Aynı araştırmacı 1984 yılında yaptığı benzer bir çalışmayı kobaylar üzerinde yürütmüştür. Bu çalışmasında hipertrofik kas hücrelerini çevreleyen bazal laminanın kontrol grubuna karşın daha kalın olduğunu belirtmiştir. Kas hücreleri arasındaki bölgede kollajen liflerin yanı sıra amorf madde birikimi ve elektron yoğun maddeler gözlemlemiştir. Đncebağırsak duvarında olaylanan hipertrofi sırasında bazıları pencereli birçok intramuskuler kan damarı geliştiğini saptamıştır. Yeni oluşan bu kan damarlarının uzunlamasına kas tabakasında bulunmadığını belirtmiştir (11). Đncebağırsak obstrüksiyonu uygulanan bir diğer çalışmada prostoglandinlerin koruyucu etkisi araştırılmıştır. Bağırsak obstrüksiyonun amino asit emilimini baskıladığını belirten araştırmacılar bu durumu emilim yapan epitelde oluşan patolojik değişimlere bağlamışlardır. Tıkanıklık öncesinde klinidamisin, indometasin,16,16-dimetil PG2, arakidonik asit uygulanan sıçanlarda bu kimyasalların etkileri araştırılmıştır. Amino asit geri emilimindeki düşüşün tıkanıklıktan sonraki 2. saate belirginleşmeye başladığını 4, 6 ve 18. saate giderek arttığını belirtmişlerdir. 6. saatten sonraki amino asit geri alınım baskılanmasının klinidamisin uygulaması ile önlendiğini, 16-PG2 uygulanımının ise erken dönemde düzeltici etkisi olduğunu belirtmişlerdir. Erken dönemdeki amino asit emilim baskılanmasının metabolik değişimlere bağlı olduğunu, PG2 ve arakidonik asit ile önlenebileceğini ancak geç fazdaki emilim inhibisyonunun bağırsak florasındaki bakterilerin çoğalması ile ilişkili olduğunu savunmuşlardır (6). 2004 yılında So derholm ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada ileum bölgelerinde crohn hastalığı tespit edilen hastalar üzerinde yaptıkları araştırmalarında crohn hastalığının incebağırsak epitel hücrelerinde endositotik antijen alımının arttığını ve buna bağlı olarak da mast hücre sayısında bir miktar atış olduğunu belirtmişlerdir (19). Çalışmamızda, So derholm ve arkadaşlarının bulgularına benzer olarak, deneysel kısmi obstrüksiyon uyguladığımız deney gruplarımızda mast hücrelerinin kontrol grubuna göre artış gösterdiğini saptadık. Çalışmamızda ince bağırsakta yüzey ve kripta epitelindeki mikrovillusların yapısını obstrüksiyon uygulanan ve uygulamayan süt verme evresindeki sıçanlarda karşılaştırmalı olarak araştırdık. Süt verme evresinin 7. gününde bağırsak obstrüksiyonu uygulanan deneklerin ince bağırsaklarında uygulanan deneysel kısmi obstrüksiyonun travmatik etkisine bağlı olarak epitele yakın bölgelerde mast hücresi oldukça fazlaydı. Buna benzer olarak süt verme evresinin 14. gününde obstrüksiyon uygulanan deneklerin ince bağırsaklarındaki emilim yapan hücreler yapısal yönden incelendiğinde bazalde hücreler arasında yer yer açılmalar, apikal sitoplazmada vakuoller belirlenirken, bağ dokusunda yer yer açılmalar ve bol damarlanma belirgindi. Sonuç olarak süt verme evresinde ince bağırsak obstrüksiyonunun emilim mekanizmasında da aksaklıklara neden olduğu kanısına vardık. Teşekkür Deneylerimiz sırasında katkılarından ve desteğinden dolayı üniversitemiz Plastik Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Doç. Dr. M. Sühan AYHAN a ve istatistiksel değerlendirmlerimizdeki katkılarından dolayı üniversitemiz Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Dr. Mustafa ĐLHAN a teşekkür ederiz. 166

KAYNAKLAR 1. Boyne R, Fell BF, Robb I. The surface area of the intestinal mucosa in the lactating rat. J Physiol 1966; 83: 570-575. 2. Cairnie AB, Bentley RE. Cell proliferation studies in the intestinal epitelium of rat. Hyperplasia during lactation. Exp Cell Res 1967; 46: 428-440. 3. Campell RM, Fell BF. Gastro-intestinal hypertrophy in the lactating rat. J Physiol 1963; 171: 90-97. 4. Fell BF, Smith KA, Campbell RM. Hypertrophic and hyperplatic changes in the alimentary canal of the lactating rat. J Path Bact 1963; 85: 179-188. 5. Datta UK, Datta AN, Mukherjee S. Role of hyperphagia in structural changes of small intestine during lactation. Indian J Physiol Pharmacol. 1995; Jul.39: 259-62. 6. Hajjar JJ, Linda BV, Fucci J, Tomicic T. Intestinal absorption in the mechanically obstructed rat intestine: protection by prostoglandins.prostoglandins. 1986; 31: 83-93. 7. Vural B, Canturk NZ, Esen N, Solakoğlu S, Cantürk Z, Kirkali G and Sökmensüer C. The role of neutrophils in the formation of peritoneal adhesions. Human Reproduction.1999; 14: 49 54. 8. Gelbmann CM, Mestermann S, Gross V, Köllinger M, Schölmerich J and Falk W. Strictures in Crohn's disease are characterised by an accumulation of mast cells colocalised with laminin but not with fibronectin or vitronectin. Gut. 1999; 45: 210-217. 9. Gabella G, Bertoni S. Hypertrophy of mucosa and serosa in the obstructed intestine of rats. J. Anat. 2001; 199: 725-734. 10. Gabella G. Hypertrophy of intestinal smooth muscle. Tiss. Res. 1975; 163: 199-214. 11. Gabella G. Hypertrophic smooth muscle cell. Tiss. Res. 1984; 23: 275-283. 12. Elias E, Dowling RH. The mechanism for small-bowel adaptation in lactating rats. Clin Sci Mol Med. 1976; Nov.51: 427-433. 13. Pluske JR, Hampson DJ, Williams IH. Factors ınfluencing the structure and function of the small intestine in the weaned pig: A Rewiew Livestock. Production Sience. 1997; 51: 215-236. 14. Fisher RB, Parsons DS. The gradient of mucosal surface area in the small intestine of rat. J. Anat.1950; 84: 272-282. 15. Goodland RA, Wright NA. Changes in intestinal cell proliferation, absorptive capacity and structure in young, adult, and old rats. J. Anat. 1990; 173: 109-118. 16. Iancu T, Elian E. The intestinal microvillus ultrastructural variability in coeliac disease and cow s milk ıntolerans. Ac. Pediatr.Scand. 1976; 65: 65-73. 17. Mayhew TM, Midlleton C. Crypts, villi and microvilli in the small intestine of the rat. A steological study of their variability within and between animals. J. Anat. 1985; 141: 1-17. 18. Penzes L, Regius O. Changes in the intestinal microvillus surface area during reproduction and ageing in female rats. J. Anat. 1985; 140: 389-396. 19. So derholm JD, Streutker C, Yang P-C, Paterson C, Singh PK, McKay DM, Sherman PM, Croitoru K, Perdue MH. Increased epithelial uptake of protein antigens in the ileum of Crohn s disease mediated by tumour necrosis factor α.. Gut 2004; 53: 1817 1824. Kabul Tarihi: 17.05.2007 167