haftalık bülten 31 Aralık 2012 Geçen haftanın özeti TCMB finansal istikrarı sağlamak için makroihtiyati tedbirler kullanmaya devam edecek. TCMB Başkanı Erdem Başçı düzenlediği basın toplantısında, Banka nın 2013 yılı için para ve kur politikası çerçevesini açıkladı. Toplantıda Başçı, 2015 yılı için enflasyon hedefinin %5 olduğunun ilk resmi açıklamasını yaptı; ayrıca, %5 lik 2013 yılı enflasyon hedefinin etrafındaki belirsizlik aralığının iki tarafta da %2 olarak kalacağını duyurdu. 2012 yılı için kredi büyümesi projeksiyonlarının %14 olduğunu ve bu seviyenin %6.5 civarında bir yıl sonu enflasyonuyla tutarlı göründüğünü hatırlatan Başçı, yıllık kredi büyümesinin hali hazırda projeksiyonlarını aşmış olmasına karşın, işlenmemiş gıda fiyatlarının olumlu seyretmesi sayesinde, yıl sonu enflasyonunun büyük olasılıkla %6.5 in altında olacağını açıkladı. Başçı konuşmasında ayrıca, enflasyon hedeflemesi başladığından beri, en düşük yılsonu enflasyonunu bu sene gözlemleyeceğimizi kaydetti. Geçmiş yıllardaki en düşük yıl sonu enflasyonunun 2010 yılındaki %6.4 olduğunu dikkate alınca, Başçı nın yorumları yıl sonu enflasyonunun bu değerin altında yer alacağına işaret ediyor. Bu da, Aralık ayı enflasyonunun aylık bazda %0.6 dan düşük olmasını gerektiriyor. İnan Demir +(90) 212 318 5087 inan.demir@finansbank.com.tr Başak Karaaslan basak.karaaslan@finansbank.com.tr Deniz Çiçek deniz.cicek@finansbank.com.tr Gökçe Çelik gokce.celik@finansbank.com.tr TCMB, Ocak ayı başından bu yana aktif olarak kullanmadığı gün içi döviz satış ihalelerine ve döviz depo piyasasındaki aracılık faaliyetlerine 2 Ocak 2013 itibariyle son vereceğini açıkladı. İlgili bir notta, bankaların MB den alabilecekleri döviz depolarının vadesini, bir aydan bir haftaya indireceğini duyurdu. TCMB ayrıca istisnai durumlar haricinde, döviz alım ihalesi yapılmayacağını bildirdi. Genel olarak, Başkan Başçı TCMB nin dalgalı döviz kuru rejimi izlediğini ve dolayısıyla döviz kuru için nominal veya reel bir hedefleme yapmadığını tekrarladı; bununla birlikte, kur üzerindeki güçlü değerlenme baskılarına kayıtsız kalmayacaklarının da altını çizdi. Başçı sunumunda ayrıca MB nin yeni yapısal politika aracı olan kaldıraca dayalı zorunlu karşılık uygulamasını açıkladı. Döngüsellik karşıtı bu yeni politika aracı, aşırı kaldıraç kullanan bankalara ek ZK tutma zorunluluğu getirecek. Başçı 2013 yılında bankalarla birlikte bu mekanizmanın ön çalışmasının yapılacağını ve 2013 yılının son çeyreğine ait bilanço verilerinin ek ZK tesisine esas olacak kaldıraç oranı aralığını belirlemede kullanılacağını belirtirken Uygulamanın 2014 te aktif olarak başlayacağını ve 2015 in son çeyreğine kadar kaldıraç oranı aralığının kademeli olarak genişletileceğini söyledi. Buna göre, kaldıraç oranı için belirlenen kritik sınır 3.5 oldu. Bu yeni mekanizma, kaldıraç oranı 3.25-3.5 arası olan bankaların ek 1 yüzde puan daha ZK tutmalarını ve kaldıraç oranı küçüldükçe tutulacak ek ZK miktarının artmasını öngörüyor.
Sonuç olarak 2013 yılı için belirlenen politika çerçevesinin ve Başçı nın açıklamalarının, önümüzdeki yılın para politikası duruşunun düşük kısa vadeli faizler ve sıkı makroihtiyati koşullar şeklinde belirleneceği yönündeki tahminimizle uyumlu olduğunu görüyoruz. İç talepteki canlanmanın, herhangi bir politika tepkisi verilmemesi halinde önümüzdeki yıl aşırı kredi büyümesine ve dış dengede belirgin bozulmaya sebep olacağını öngördüğümüzden, MB nin özellikle makroihtiyati tarafta attığı adımları oldukça olumlu bulduğumuzun altını çiziyoruz. Aralık ayına ilişkin ilk öncü göstergeler zayıf bir performans gösterdi. Aralık ta geçtiğimiz yılın aynı ayına oranla 1.9 yüzde puan gerileyen kapasite kullanım oranı %73.6 değerini aldı. Geçtiğimiz ay Eylül 2010 dan bu yana serideki en düşük seviye olan%72.7 değerini alan mevsimsellikten arındırılmış kapasite kullanım oranı ise Aralık ta 1.7 yüzde puan artış kaydetti. Kasım ayında 101 olan reel kesim güven endeksi ise Aralık ta 97.9 a geriledi ve böylece geçtiğimiz yılın aynı ayından bu yana ilk defa reel sektörde iyimserliği kötümserlikten ayıran 100 sınırının altına düştü. Mevsimsel etkilerden arındırılmış seriye göre ise, Eylül den bu yana aylık bazda artış kaydeden reel kesim güveni, bu ay 1 puanlık gerilemeyle 107.7 değerini aldı. Ancak verinin detaylarına baktığımızda, endeksi oluşturan alt kalemlerin çoğunluğunda bir önceki aya kıyasla zayıflama gözlemlesek de gelecek 3 aydaki üretim hacmi, ihracat siparişleri ve genel gidişat kalemlerinin Aralık değerlerinin, yılın ilk 11 ayında kaydedilen ortalamalarının üzerinde kaldığını görüyoruz. Sonuç olarak Kasım ayında olduğu gibi, Aralık ta da kapasite kullanımı ve reel kesim güven endeksi verilerinin ekonomik aktiviteye ilişkin karmaşık bir tablo çizdiğini söyleyebiliriz. Arındırılmış kapasite kullanımındaki iyileşmeye karşın, açıklanan verilerin son çeyrekte ekonomik aktivitenin hızlandığı görüşünü desteklediğini söylemek zor. Öte yandan, Ağustos tan bu yana 50 sınırının üzerinde bulunan PMI ve Kasım ayında %4 ün üzerinde artış kaydeden tüketici güveni gibi verilerin yanı sıra, kredi büyümesindeki hızlanma da ekonomik aktivitenin toparlanma trendinde olduğunu açıkça gösteriyor. Bu durum, önümüzdeki yıla daha güçlü bir büyüme trendinin taşınacağına işaret ettiğinden, 2013 yılı GSYH büyümesi için piyasa beklentisinin üzerinde olan %5.3 lük tahminimizi koruyoruz. PPK: Enflasyon kısa vadede düşüşe devam edecek. 18 Aralık ta gerçekleşen PPK toplantısının özetine göre, öncü göstergeler işlenmemiş gıdadaki yıllık enflasyonun Aralık ayında düşüşe devam edececeğine işaret ediyor; bu da, Aralık ayında işlenmemiş gıda fiyatlarındaki aylık bazlı artışın, Aralık 2011 deki artıştan daha düşük olacağı anlamına geliyor. Sonuç olarak Kurul, işlenmemiş gıda fiyatlarının olumlu seyri sayesinde, enflasyonun kısa vadede düşmeye devam edeceğini öngörüyor. PPK açıklamasına göre, imalat sanayi firmalarının sipariş beklentileri ve PMI endeksinde görünen artışlar, iktisadi faaliyetin canlanması için yakın dönemde olumlu sinyaller içeriyor. Kurul a göre, güven endeksleri ve kredi büyümesi verileri de bu görünümü destekliyor. Bu bizim, ekonomik aktivitenin yılın son çeyreğinde canlanacağına dair tahminimizle de uyumlu. İlgili bir notta, cari dengedeki iyileşmenin, iç talepteki canlanmaya bağlı olarak yavaşlayarak da olsa devam edeceği öngörülüyor. Bizim görüşümüze göre, ihracattaki yükselen trend büyük ölçüde altın ihracatının önemini korumasından
kaynaklanıyor. Dolayısıyla, altın dışarıda bırakıldığında, dış dengedeki iyileşmenin sonuna geldiğimizi görüyoruz. İç talebin büyümeye daha yüksek oranda katkı yapacağını öngören Kurul, iç talebi ve banka kredilerini finansal istikrarı ve fiyat istikrarını koruyacak şekilde sürdürülebilir seviyelerde tutmanın gerekliliğinin altını çizdi. Bu sebeple, Kurul son aylarda piyasa faizlerinde gözlenen belirgin düşüşün, iç talep ve krediler üzerindeki etkilerini yakından takip edeceğini bildirdi. PPK, sermaye girişlerinin hızlandığı mevcut konjonktürde, kısa vadeli faizleri düşük ve makroihtiyati koşulları sıkı tutmanın doğru olacağını ifade etti. Bu amaçla, Kurul politika faizini sınırlı oranda düşürürken, zorunlu karşılıklara ilişkin ölçülü adımlar atılmasını uygun buldu. Kurul ayrıca, önümüzdeki dönemde finansal istikrar açısından gerekli görülmesi halinde, faiz koridorunda ölçülü bir ayarlamanın gündeme gelebileceğini belirtti. Kurul un politika duruşu, genel olarak bizim daha yüksek ROK lar ve daha önemlisi ZK lar yoluyla makroihtiyati sıkılaştırma yapılması yönündeki görüşümüzle de uyumlu. Döviz kurunun performansına bağlı olarak, gecelik borç verme faizinde bir indirime gerek olabileceğini kabul ediyoruz. Yabancı ziyaretçi sayısı Kasım da %2.21 oranında artış kaydetti. Turizm Bakanlığı tarafından yayımlanan verilere göre Kasım ayında gelen yabancı ziyaretçi sayısı geçen yılın aynı ayına oranla %2.21 artarak 1.63 milyon oldu. Yabancı ziyaretçi sayısı son dört aydır iyileşiyor. Kasım daki artış hızı, %9.65 lik Ağustos değerinin altında olsa da, %1.73 ve %0.37 olan Eylül ve Ekim ayı artış oranlarının üzerinde gerçekleşti. Geçen yılın aynı dönemine oranla %0.66 büyüyen 12 ay birikimli turist sayısı ise 31.63 milyona ulaştı. Ocak Ekim döneminde kaydedilen turizm gelirlerini turist sayısı ile karşılaştırdığımızda, gelirlerdeki artışın daha güçlü olduğunu görüyoruz. Yılın ilk on ayında kaydedilen net turizm gelirleri, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla %1.12 büyürken, söz konusu dönem için yabancı ziyaretçi sayısındaki yıllık artış %0.5 oldu. Önümüzdeki haftaya bakış Aralık ayı enflasyonu Perşembe günü açıklanacak. Tüketici fiyatlarının geçen yılın aynı ayına göre %0.5 artış göstermesini bekliyoruz. Bu durumda, 2012 sonu yıllık bazlı enflasyon oranı, Kasım daki %6.4 lük değerine göre biraz düşerek %6.3 olacak. Bu, aylık bazda %0.4 olan piyasa beklentisinin biraz üzerinde, ama bu bile yıl sonu enflasyon değerini, TCMB Başkanı Başçı nın geçen hafta değindiği gibi, enflasyon hedeflemesi başladığından beri en düşük seviyeye getirecek. Diğer yandan, 2013 e bakınca, bizim enflasyon hakkındaki görüşümüz TCMB den farklı. Reel kur değerlenmesi, hızlanan ekonomik aktivite, artan yönlendirilmiş fiyatlar ve gıda fiyatlarının muhtemelen tersine dönmesi enflasyondaki düşüşü olumsuz etkileyebileceğinden, daha fazla düşüş beklemiyoruz. Sonuç olarak, 2013 için enflasyon hedefimiz %6.4 te kalıyor. Bu değer, enflasyon hedefinin etrafındaki belirsizlik aralığında kalmasına rağmen, TCMB nin tahmini olan %5.3 ün ve %5 lik enflasyon hedefinin oldukça üzerinde.
Bu haftanın takvimde ayrıca, yarın açıklanacak Aralık ayı İstanbul enflasyonunu ve öncü ihracat verilerini, ve Çarşamba açıklanacak Aralık ayı PMI verisi var. Hazine Araştırma ve Satış Grubu olarak yeni yılınızı kutlarız.
Bu rapor, Finansbank Hazine Araştırma ve Satış Grubu tarafından müşterilerini bilgilendirmek amacıyla düzenlenmiştir. Raporun Finansbank ile ilişkili bir kuruluşun müşterisi tarafından kullanılabilirliği, alan kişi ve bu kuruluş arasındaki akdi ilişkiye tabi olacaktır. Bu raporda sunulan bilgi, yorum ve tavsiyeler raporu hazırlayan Finansbank Hazine Bölümü ne ait görüşleri yansıtmakta olup yatırım danışmanlığı hizmeti kapsamında değildir. Mali durum ile risk ve getiri tercihlerinin çeşitliliğini göz önünde bulundurunca sadece bu raporda yer alan görüşlere dayanarak verilecek yatırım kararları beklentilere uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu rapordaki bilgilerin derlenmesinde güvenilirliğine inanılan sağlam kaynaklardan faydalanılmıştır; ancak bilgilerin doğruluğu bağımsız olarak teyit edilmemiştir. Finansbank bilgilerin doğruluğu ve bütünlüğü konusunda garanti vermemekte ve doğabilecek hatalarda sorumluluk üstlenmemektedir. Raporda sunulan bilgiler üzerinde önceden belirtilmeksizin değişiklik yapma hakkı saklıdır. Finansbank ve ilişkili kuruluşlar ile bu kurumlarda çalışan personel araştırma raporlarında sözü edilen menkul kıymetlere yatırım yapabilir ve zaman içerisinde pozisyonlarını değiştirebilir. Bu raporda yer alan bilgilerin bir kısmı ya da tamamının kopyası çıkarılamaz ya da dağıtılamaz.