Türkiye'de keçi yetiştiriciliği



Benzer belgeler
Koyun ve keçi sütü ve ürünlerinin üretiminde karşılaşılan temel sorunlar ile muhtemel çözüm önerileri

ULUSAL SÜT KONSEYĠ ARAġTIRMA VE DANIġMA KURULU SÜT SEKTÖRÜ 2010 YILI GENEL DEĞERLENDĠRME RAPORU 2.ÜLKEMĠZ SÜT HAYVANCILIĞINDA MEVCUT DURUM

Türkiye de hayvancılık sektörünün önündeki sorunları iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar;

Çukurova Bölgesi Sığır Yetiştiriciliğinin Yapısı. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ

HALK ELİNDE KÜÇÜKBAŞ HAYVAN ISLAHI ÜLKESEL PROJESİ. Dr. Bekir ANKARALI Daire Başkanı

Trakya Kalkınma Ajansı. Edirne İlinde Yem Bitkileri Ekilişi Kaba Yem Üretiminin İhtiyacı Karşılama Oranı

TÜRKİYE DE KÜÇÜKBAŞ HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ

Batı Anadolu İçin Bir Süt Keçisi: Bornova Keçisi

Prof. Dr. Zafer ULUTAŞ. Gaziosmanpaşa Üniversitesi

ÇİFTLİK HAYVANLARINDA LİF ÜRETİMİ. 5. Hafta. Prof. Dr. Gürsel DELLAL

talebi artırdığı görülmektedir.

TÜRKİYE DE SIĞIR YETİŞTİRİCİLİĞİ

TEKİRDAĞ İLİNDE KABA YEM ÜRETİMİ VE İHTİYACI KARŞILAMA ORANI

DÜNYADA ve TÜRKİYE DE YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER TARIMI

Anadolu'ya özgü olan bu ırk, tüm dünyada da Ankara Keçisi (Angora goat) olarak tanınmaktadır.

BESLENME VE SAĞLIK AÇISINDAN KEÇİ SÜTÜNÜN NİTELİKLERİ

İLİMİZDE HAYVANCILIĞIN DURUMU

BAŞ DAMIZLIK SAANEN KEÇİSİ ÖN FİZİBİLİTE RAPORU. Nihal GÜVEN Tarım Danışmanı Ziraat Mühendisi/Zooteknist

KONYA-EREĞLİ TİCARET BORSASI TÜRKİYE DE VE İLÇEMİZDE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ SORUNLARI

AR&GE BÜLTEN 2016 OCAK-ŞUBAT SEKTÖREL SÜT SEKTÖRÜNE BAKIŞ

TÜRKİYE ET ÜRETİMİNDE BÖLGELER ARASI YAPISAL DEĞİŞİM ÜZERİNE BİR ANALİZ

KIRMIZI ET SEKTÖRÜNÜN SORUNLARI ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ. Dr. Ahmet YÜCESAN Ulusal Kırmızı Et Konseyi Bşk. İSTANBUL 2014

Islah Stratejileri ve Türkiye Ulusal Sığır Islah Programı

SÜT ve SÜT ÜRÜNLERİ. Durum ve Tahmin TARIMSAL EKONOMİ VE POLİTİKA GELİŞTİRME ENSTİTÜSÜ TEPGE. Hazırlayan. Zarife Nihal GÜLAÇ. Durum ve Tahmin 2015

TARIM İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

SÜT SEKTÖRÜNDE MEVCUT DURUM. Yusuf GÜÇER Ziraat Mühendisi İzmir İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü

Keçi sütünün Beslenmede Yeri

Besi Hayvanları Pazarlama Politikası ve Canlı Hayvan Borsaları Komitesi. Sonuç Raporu

BÜYÜKBAŞ HAYVANCILIK ARAŞTIRMALARI ÇALIŞMA GRUBU. Önder SÖZEN Koordinatör

KONYA SÜT SEKTÖR RAPORU (Konya Süt Eylem Planı)

Durum ve Tahmin. Kırmızı Et T.C. GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞİ TARIMSAL EKONOMİ VE POLİTİKA GELİŞTİRME ENSTİTÜSU

AMASYA KÜÇÜKBAŞ HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ VE SORUNLARI

İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflamasına Göre Düzey 2 (TRA1 ve TRA2) Bölgelerinde Büyükbaş Hayvan Varlığı ve Süt Üretiminin Karşılaştırılması

TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF

T.C...İLÇESİ SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA VAKFI BAŞKANLIĞI KOYUNCULUK PROJESİ

Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği

Kaynak (1) Dr. Cemal ÇAKMAK

BÜYÜKBAŞ-KÜÇÜKBAŞ HAYVAN VARLIĞI VE SÜT ÜRETİMİ MEVCUT DURUMU TÜRKİYE İZMİR KARŞILAŞTIRMASI

MANİSA TİCARET BORSASI

Patatesin Dünyadaki Açlığın ve Yoksulluğun Azaltılmasındaki Yeri ve Önemi

Current Status of Cattle, Sheep and Goat Breeding in Turkey

Türkiye ve Dünya da Manda Yetiştiriciliği 1

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ


İZMİR DE SÜT HAYVANCILIĞI

ARAŞTIRMA. Anahtar Kelimeler: Saanen, Kıl keçisi, Melezleme, Büyüme, Yaşama Gücü

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

TÜRKİYE'DE HAYVANSAL ÜRETİM VE HAYVANCILIK İŞLETMELERİNİN ÖZELLİKLERİ

TÜRKİYE DE SİMENTAL IRKININ SÜT VE ET ÜRETİMİNE OLASI KATKILARI. Gülhan ERDOĞDU TATAR Ziraat Yüksek Mühendisi

SU ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ TÜRK EKONOMİSİNİN NERESİNDE

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN DÜZCE

Türkiye de Simental Genotipinin Yaygınlaştırılması. Araş. Gör. Ayşe Övgü ŞEN Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN GÜMÜŞHANE

Simental sığır ırkının anavatanı İsviçre dir. Simental hem süt ve hemde etçi olmalarından dolayı kombine bir sığır ırkıdır. Dünyada bir çok ülkede

HAYVANCILIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Altyapı ve Çevre İzleme Daire Başkanlığı ANKARA / 25 AĞUSTOS 2014

ÇİFTLİK HAYVANLARINDA LİF ÜRETİMİ. 4. Hafta. Prof. Dr. Gürsel DELLAL

İzmir İli Seferihisar İlçesinde Yetiştirilen Keçilerden Elde Edilen Sütlerde Biyokimyasal Parametrelerin Türk Standartlarına Uygunluğunun Belirlenmesi

Hazırlayan: Mehmet M. Sarı. Danışman: Prof. Dr. Cengiz Sayın. Konu:Hayvancılıkta Destekleme Politikaları

ÖNSÖZ. Dr. Ahmet ALTIPARMAK Antalya Valisi BAKA Yönetim Kurulu Başkanı. Tuncay ENGİN BAKA Genel Sekreteri

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (MAYIS 2015)

Sığır yetiştiriciliğinde Sıcaklık Stresi ve Alınabilecek Önlemler. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi

BULDAN HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ

TÜRKİYE DE YEM BİTKİLERİ ÜRETİMİNİN DURUMU VE KABA YEM İHTİYACI

EKONOMİK GELİŞMELER Mart 2012

Ağrı İlinde Küçükbaş Hayvancılığın Mevcut Durumu, Sorunları ve Çözüm Önerileri

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ELAZIĞ

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

TÜRKİYE DE KIRSAL EKONOMİK KALKINMADA TARIM VE HAYVANCILIĞIN YERİ VE ÖNEMİ VE YENİDEN YAPILANMADA ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER

En son istatistiki verilere göre Türkiye'de hayvan cinsleri itibariyle toplam süt üretimine ilişkin bilgiler aşağıda verilmiştir.

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

SU ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜNDE DESTEKLEMELER. Fatma Tuğba ÇÖTELİ Ziraat Yük.Mühendisi Elazığ Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

Türkiye Arıcılığının Yapısı, Sorunları ve Sürdürülebilir Arıcılık Açısından Değerlendirilmesi. Yrd. Doç. Dr. Ayhan GÖSTERİT

Türk Tarım - Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi

Türkiye Tarımında Enerji Tüketimi

Türkiye Sığırcılık Sektöründe Yetiştirici Birliklerinin Yeri

BİTKİSEL YAĞ SEKTÖRÜNDE İTHALATA BAĞIMLILIK SÜRÜYOR

An evaluation of dairy cattle breeding in the kahraman maraş province

ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ve TARIM VE GIDA GÜVENCESĠ

Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı

TARSUS TİCARET BORSASI

YÖNETİCİ ÖZETİ. Proje ile yüksek genetik kapasiteli damızlıklar öncelikle yurt içinden temin edilmeye çalışılacaktır.

TC. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI GAP ULUSLARARASI TARIMSAL ARAŞTIRMA VE EĞİTİM MERKEZİ. Hayvancılık Raporu

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1239 KAHRAMANMARAŞ'TA SEBZE TARIMININ MEVCUT DURUMU, PROJEKSİYONLAR VE ÖNERİLER

Araştırma Makalesi (Research Article)

/ Mayıs 2009 CUMA. Resmî Gazete. Sayı : TEBLİĞ. Köyişleri Bakanlığından: HAYVANCILIĞIN DESTEKLENMESİ HAKKINDA

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR

HATAY TARIM VİZYONU

TÜRKİYE DE EN FAZLA GÖRÜLEN BESLENME HATALARI

Damızlık İnek Seçimi. Zir. Müh. Zooteknist. Tarım Danışmanı Fatma EMİR

BİRLİĞİN KURULUŞU: 1995 yılında 13 kişi. Türkiye nin 2. Birliği.

ÖZEL SEKTÖR BAKIŞ AÇISINDAN: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE ÜNİVERSİTE KAMU ÖZEL SEKTÖR İŞ BİRLİĞİNİN GELİŞTİRİLMESİ

AMASYA İLİ DAMIZLIK SIĞIR YETİŞTİRİCİLERİ BİRLİĞİ

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BOLU

KOP BÖLGESİNİN ET ÜRETİM POTANSİYELİ

BİLİMSEL MAKALELER. Cevat SİPAHİ* Özet

İZMİR DE SÜT SEKTÖRÜNE BAKIŞ

YÖNETMELİK. c) Merkez (SİU KEÇİMER): Siirt Üniversitesi Keçi Uygulama ve Araştırma Merkezini,

KÜRESELLEŞME STRATEJİLERİ İÇERİSİNDE TÜRKİYE SÜT SEKTÖRÜ NE YAPACAK?

Transkript:

Türkiye'de keçi yetiştiriciliği Son bir iki yıl kendi içinde değerlendirildiğinde keçi varlığı artmış gibi görünebilir, ancak Ülkemizde son 20 yılda keçi varlığı %52 azalmıştır. Türkiye de 1986 yılında 11 295 000 baş olan kıl keçi sayısı her yıl azalarak 2008 yılında 5 593 561 başa kadar düşmüştür. 1991 yılında 1 184 942 baş olan Tiftik keçisi 2011 yılında 151 091 başa kadar azaldığı ve bu süreçte azalışın neredeyse %87 oranında gerçekleştiği düşünülürse sahip olduğumuz değerlerin giderek yok olduğunu üzülerek söyleyebiliriz. Koyun (baş) Keçi (baş) Dünya 1.043.712.633 875.530.184 Amerika 5.480.000 2.996.000 Avrupa Birliği 96.788.620 13.214.651 Türkiye 25.031.565 7.277.953 Son iki yılda ülkemiz keçi sayısındaki hızlı azalışının durdurulduğu gözlenmektedir. Ülke hayvancılığı açısından bu sevindirici bir gelişmedir. 2012 TÜİK verilerine göre toplam keçi varlığımız 7 277 953 baş olup, sağılan toplam keçi sayısı 2 968 157 baş, elde edilen süt miktarı 318 273 ton, kesilen toplam keçi sayısı 1 254 092 baş ve elde edilen et miktarı ise 26 318 ton olarak gerçekleşmiştir. Tarımsal işletmelerde üretilen sütün %3,3 ü, üretilen kırmızı etin % 4,6 sı keçilerden elde edilmektedir. Türkiye de keçi yetiştiriciliği; kıt kanaat olanaklarla, sadece yetersiz meralarda otlatılan, bulundukları bölgelerin iklim ve tarımsal üretim döngüsüne adapte edilmiş bir ırk olan kıl keçileri ile gerçekleşmektedir. Kıl keçisi kombine verimli bir keçi ırkı olup ülkemizde sayıca en çok olan keçi ırkıdır. Irkın varlığı, hemen hemen her bölgede az çok bulunmakla birlikte özellikle, Akdeniz, Ege ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yoğunluk kazanmıştır. Ege ve Akdeniz Bölgelerindeki büyük sürülerin önemli bir bölümünü her yıl azalan, hatta bazı bölgelerde ortadan kalkan göçer sürüler oluşturmaktadır. Bu azalmayı sosyo-ekonomik ve politik faktörler etkilemektedir.

Tablo 1.Yıllara göre Türkiye koyun ve keçi sayısındaki değişim 1 Keçi - Kıl Keçi - Tiftik (baş ) (baş) 1991 9 579 256 1 184 942 1992 9 439 600 1 014 340 1993 9 192 000 941 000 1994 8 767 000 797 000 1995 8 397 000 714 000 1996 8 242 000 709 000 1997 7 761 000 615 000 1998 7 523 000 534 000 1999 7 284 000 490 000 2000 6 828 000 373 000 2001 6 676 000 346 000 2002 6 519 332 260 762 2003 6 516 088 255 587 2004 6 379 900 230 037 2005 6 284 498 232 966 2006 6 433 744 209 550 2007 6 095 292 191 066 2008 5 435 393 158 168 2009 4 981 299 146 986 2010 6 140 627 152 606 2011 7 126 862 151 091 2009 yılına kadar azalış gösteren küçükbaş hayvancılığımızda daha sonraki yıllarda azalışın durduğu görülmektedir. 2011 yılında bir önceki yıla göre küçükbaş hayvan sayısı % 10 oranında artış göstermiştir. Ankara Keçisi (Tiftik Keçisi), en yoğun olarak Orta Anadolu bölgesinde yetiştirilmekle birlikte Siirt, Mardin, Bitlis ve Sivas illerinde de bulunmaktadır. Ankara Keçisinin en önemli verimi tiftik olup ülkemiz keçi varlığı içinde üçüncü sırada yer almaktadır. Türkiye 1960 lı yıllarda Tiftik pazarını kaybetmeye başlamıştır. Değişen hayvancılık politikaları ve pazar koşulları nedeniyle Güney Afrika ve Amerika Birleşik Devletleri bu pazarda yer almaya başlamıştır. Özellikle sentetik liflerin devreye girmesi, tiftiği bitirmiştir. Asıl verimi tiftik olan Ankara Keçisinin yetiştiricileri, giderek önemini yitiren tiftiğe alternatif bir verim elde etmek için et verimini artırmaya yönelmiş, bu amaçla ellerindeki Ankara Keçilerini başta kıl keçisi olmak üzere farklı genotiplerle melezlemişlerdir. Özellikle tiftiğin de yeterince desteklenmemesi sonucu ülkemizde Tiftik keçisi yetiştiriciliği zamanla azalmış, buna karşın, elinde yıllar önce ülkemizden götürülen ve ıslah edilen Tiftik keçilerini bulunduran ülkelerde önemli bir hayvansal üretim kolu haline gelmiş ve pazarı da oluşturulmuştur.

Ülkemizde keçiciliğinin genel durumu değerlendirildiğinde; ülke ekonomisi açısından önemli olmasına rağmen, yıllardır yaşanan sorunlar nedeniyle sektörün son 2-3 yıl hariç her yıl giderek gerilediği görülmektedir. Küçükbaş hayvan varlığı, dolayısıyla küçükbaş ürünleri hızlı bir şekilde azalmaktadır. Ülkemizde özellikle geçmiş yıllarda küçükbaş sektörünün gereken ilgiyi görmediği, hatta ihmal edildiğini söylemekte yanlış olmaz. Oysa Türkiye nin kırmızı et açığını sadece sığırcılıkla kapatması mümkün olmayıp küçükbaş sektörünün geliştirilmesinden başka seçeneği bulunmamaktadır. Ülkemiz sığırcılığına ve işletmelerine verilen önem ve desteklemelerle karşılaştırıldığında, Avrupa Birliği üye ülkeleri karşısında Türkiye hayvancılığının en büyük silahı konumunda olan koyun ve keçi yetiştiriciliğine hak ettiği değerin altında destek verildiği görülmektedir. Son yıllarda yapılan devlet politikaları ile yok olmak üzere olan bu sektör diriltilmiş ancak sorun henüz tam olarak çözüme kavuşturulamamıştır. Büyükbaş yetiştiriciliği ile karşılaştırıldığında koyun ve keçi yetiştiriciliğine uygulanan desteklemeler çok düşük düzeydedir. İngiltere de az gelişmiş alanlarda koyun çiftliklerine net çiftlik gelirinin 3-4 katı doğrudan destek verilmektedir. Koyun ve keçi yetiştiriciliğinin desteklenmesi, Avrupa Birliği ülkelerine göre çok düşük düzeylerdedir. Ayrıca ülkemizde koyun keçiye verilen birim hayvan başına desteğin büyükbaşa göre oransal olarak düşük düzeyde kaldığı görülmektedir. Avrupa Birliği nin 1962 yılında başlattığı CAP (Ortak Tarım Politikaları) desteğinin hareket noktası, koyun ve keçi yetiştiricilerinin, kayıplarını karşılayarak bulundukları yörelerde tutmaktır. Bu uygulamanın amacı, yetiştiricilerin kırsaldan kente göçünü ve onun beraberinde getirdiği sosyo-ekonomik sorunları baştan durdurmak ve küçükbaş hayvancılığın çok özel ve kıymetli ürünlerinin üretimini sürdürülebilir kılmaktır. Günümüzde kırmızı et ihtiyacının bir bölümü zaman zaman ithalat yoluyla karşılanmaktadır. Bunun yerine meralardan her mevsim yararlanabilen küçükbaş yetiştiriciliğini teşvik edecek tedbirleri alarak kırmızı et ihtiyacını karşılama yoluna gitmek daha doğru olacaktır. Politika yapıcıları hayvancılık politikalarını yaparken diğer dünya ülkeleriyle rekabet edebileceğimiz küçükbaş yetiştiriciliğini özendirmek amacıyla politikalar oluşturmalıdırlar. Özellikle genç nüfusun bölgeden göç etmesini önlemek amacıyla küçükbaş sektörünü karlı hale getirmenin yolları aranmalıdır. Avrupa Birliği nde küçükbaş yetiştiriciliğine önemli destekler verilmektedir. Bu destekler Türkiye de de verilmelidir. Kuzu ve oğlak üretimini artırmaya yönelik olarak, yavru desteği ve dişi genç hayvan materyal için de ayrıca destek verilmelidir. Ülkemizde Büyükbaş hayvan başına ödenen destekleme miktarı

yılda 300 TL ye kadar destekleme yapılırken, koyun ve keçilere hayvan başı 18 TL dir. Oransal olarak bu destek düşük kalmaktadır. Ülkemizde 2008 yılına kadar koyun ve keçi sayısında hızlı bir azalma olduğu görülmektedir. Bu azalmanın nedenleri genel olarak yıllarca yanlış hayvancılık politikalarının uygulanışı, yeterli desteklemelerin yapılmaması, üreticilerin örgütsüz ve sahipsiz bırakılması ve canlı hayvan ve hayvansal ürünlerin her geçen gün düşen fiyatlarla pazarlanması etkili olmuştur. Ülkemiz keçi yetiştiriciliğinin azalışında için genel olarak bu sebeplerin etkili olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle çiftlik hayvancılığı içinde en zor koşullarda yetiştirilebilen, hiçbir hayvanın tüketemeyeceği çalılık ve makiliklerden beslenerek, ürüne dönüştürebilen ve karlı bir üretim dalı olduğu bilinen kıl keçiciliğinin azalmasında temel neden ormana zarar verdiğinin düşünülmesidir. Başta göçer keçiciler olmak üzere binlerce yıldır ormanla iç içe yaşayan ve aslında ormana faydalı olduğu orman çalışanları tarafından da bilinen keçi yetiştiricilerine uygulanan baskı ve para cezaları nedeniyle keçi ve yetiştirici sayısı yıllar içerisinde azalmıştır. Ancak son yıllarda üniversiteler başta olmak üzere, son dönemde koyun ve keçi yetiştiriciliğine büyük ivme kazandırmaya başlayan Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliğimiz önderliğinde il birliklerimizin destekleri sonucunda, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Çevre ve Orman Bakanlığı ile ortak çalışmaların sonucu bugün kıl keçisinin ormanın bir parçası, ormanın bir üretim kolu olduğu kabul edilmiş, çıkartılan torba yasa ile orman alanlarının uygun bölgelerinin keçi yetiştiriciliği için önemli bir otlak alanları olduğu kabul edilmiştir. Keçi ormanın ayrılmaz bir parçası olarak bilinmeli ve ormandan sağlanan önemli bir gelir kaynağı olarak görülmelidir. Ormanların da birer mera alanı olduğu unutulmamalıdır. Keçi üretiminin hayvansal üretim değerine yaptığı katkı önemlidir. Özellikle az gelişmiş kırsal alanlarda üreticiye gelir ve istihdam katkısı sağlaması bakımından vazgeçilmez üretim dallarındandır. Ülkemizde orman içi ve orman kenarında 20.430 orman köyü bulunmakta ve 7,5 milyon dolayında insan yaşamaktadır. Bu insanların bir kısmı bitkisel üretimden geçimini sağlarken büyük bir kısmı ise geçimini koyun- keçi yetiştiriciliği ile yürütmektedir. Özellikle ülkemizde yaygın olarak yürütülen göçer keçicilik, gerek ekonomik katkıları gerekse yüzyıllardır sürdürdükleri kültürel katkı önemlidir. Avrupa da olduğu gibi geleneksel ve doğal üretim sistemlerini sürdürmeleri için göçer koyun ve keçi yetiştiricileri ek desteklemeler yapılmalıdır. Unutulmamalıdır ki ülkemizde özellikle keçi yetiştiriciliğinin büyük bir kısmı göçer keçi yetiştiriciliği yapmaktadır. Zor koşullarda yaşayarak kendilerine olduğu kadar ülkeye katkı sağlayan bu insanlar yardım değil, önlerini açmak ve koşullarını düzelterek daha

iyi yaşam koşulları ile daha yüksek üretim yapmalarını sağlamak gerekir. Keçicilik de yerel istihdam anlamında ele alınmalıdır. Türkiye de kıl keçisinin süt verimi düşük olarak bilinir. Ancak zor koşullarda her hangi bir yem vermeden sadece çalılık ve makiliklerde otlayarak yetiştiriciliği yapılan bu ırkımızla ilgili herhangi bir ıslah çalışması şimdiye kadar yapılmamıştır. Bu koşullarda dahi yüksek verime sahip keçilerin olduğu bilinmektedir. Ülkemizde olduğu gibi dünyada da süt keçisi denildiğinde ilk akla gelen Saanen ırkıdır. Dünyada birçok ülkeye götürülmüş saf ya da melezlenerek keçi ıslahında kullanılmıştır. Saanen gibi Toggenburg ve Alpin ırkları da süt verimi yüksek İsviçre orijinli ırklardır. Bu ırklar dışında Alaca Alman Asil keçisi ve Beyaz Alman Asil Keçisi yüksek süt verimine sahip genotipler olup, İsviçre kökenli süt verimi yüksek ırkların kullanılmasıyla geliştirilmiştir. Ülkemizde de 1960 yıllarında Saanen ırkı getirilerek yerli ırklarla melezlenip süt veriminin artırılması için ilk çalışmalar yapılmıştır. Bu gün Batı Anadolu da Saanen ve Saanen-Kıl keçisi melezi genotipleri yaygın olarak yetiştirilmektedir. Son yıllarda özellikle dondurma ve peynir üreticisi birçok firmanın Saanen yetiştiriciliğine yöneldiği ve büyük işletmeler kurulduğu bilinmektedir. Yerli ırklarımız arasında verimi en yüksek süt keçisi Kilis keçisidir. Daha çok Kilis, Gaziantep ve Hatay bölgelerinde yaygın olarak yetiştirilmektedir. Kazançlı bir keçi işletmesi kurmak isteyen yatırımcının başta süt olmak üzere keçi ürünlerini kolaylıkla ve hak ettiği değerden pazarlama imkânına sahip olması gerekir. Pazarlama sıkıntısı olmayan işletmeler, mevcut pazarının talebini karşılayacak büyüklükte bir işletme ve hayvan sayısı ile başlamalıdır. Karlı bir işletme için diğer temel gereksinimler, planlanan hayvan sayısına yetebilecek mera ve otlak alanlarına sahip olmak, yemin ekonomik temini, uygun barınak koşulları sağlamak ve deneyimli hayvan bakıcısı ya da çobana sahip olmak olarak sıralanabilir. Bu koşullar sağlanmadığı sürece işletmede keçicilik kaç başla yapılırsa yapılsın karlı olması mümkün değildir. 2008 yılından sonra hayvan sayısının azalması ve azalan hayvansal ürünlere talep artmaya başlaması, yükselen hayvan fiyatları nedeniyle, sermaye küçükbaş hayvancılığa yönelmiştir. Bu yönelimde verilen cazip banka kredilerinin de büyük rolü olduğu söylenebilir. Keçicilikte ise süt keçi yetiştiriciliğine yatırımlar artmıştır. Ancak pazarını oluşturmadan, yeterli deneyim ve bilgi edinmeden bu sektöre giren birçok yatırımcı bu sektörde başarılı olamamıştır. Keçi yetiştiriciliği ve keçi sütünün son 10-15 yılda ekonomik değer kazandığı bir gerçektir. Henüz ülkemizde keçi sütü ve süt ürünleri yeterince tanınmamakta ve tüketim alışkanlığı ise yeni yeni oluşmaktadır. Yakın gelecekte çok talep edilen ve gittikçe aranan

ürünler arasına yerini alacağı kesindir. Bu nedenle bugün artık çiftçi, sanayici ve tüketici keçi sütü ve ürünlerine daha çok ilgi göstermeye başlamıştır. Dünyadaki gelişimi paralelinde sağlıklı beslenme ve ekolojik ürün sınıflaması içerisinde yer alan keçi ürünlerine olan talep ülkemizde de artmaktadır. Keçi peyniri aranan bir tat durumuna gelmiştir. Özellikle dondurma sanayinde keçi sütü tercih edilen bir süttür. Buna ilave olarak son yıllarda pazara pastörize keçi sütü de sunulmaktadır. Bu gelişmede kuşkusuz keçi sütünün sağlık açısından diğer sütlerden farklı olmasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca anne sütüne en yakın sütlerden bir olan keçi sütü bebek beslenmesinde önemli bir ürün olduğu bilinmektedir. Avrupa ülkelerinde süt keçilerine (Bebeklerin Sütannesi ) gözü ile bakılır. Çünkü keçi sütünün yağ ve proteinleri, inek sütünden daha ince, küçük ve yumuşak yapıdadır. Bu nedenle de sindirimi daha kolaydır. Özellikle proteinin kolay sindirilmesi bebek beslenmesinde, hastaların ve özel diyetlerin hazırlanmasında pratik öneme sahiptir Keçi sütüne ve ondan yapılan ürünlere verilen önemin gün geçtikçe artmasının sebeplerinin başında keçi sütünün diğer türlere göre özelliklede çok tüketilen inek sütüne göre farklılığıdır. Keçi sütü ile inek sütü protein yapısı oldukça benzerdir. Fakat keçi sütünde kazein oranın çok az bulunması, keçi sütünde bulunan yağ küreciklerinin inek sütüne göre daha küçük olması keçi sütünün bileşiminde bulunan yağ ve proteinlerin daha kolay sindirilebilmesini sağlamaktadır. Özellikle bu bakımdan sindirim rahatsızlıkları olan yetişkinler için önemlidir. Keçi sütünde kalsiyum, potasyum, magnezyum, fosfor, klor gibi minareler ve özellikle A vitamini bakımından içeriği inek sütüne oranla daha fazladır. Anne sütü ile keçi sütünde Beta Laktoglobulin yoktur. İnek sütünde bulunan Beta Laktoglobulin özellikle bebek ve çocuklar başta olmak üzere birçok insanda alerjiye neden olmaktadır. Özetle anne sütüne yakın, sindirimi ve besin değeri bakımından ideal bir besin kaynağı olan keçi sütünün önemi, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde gittikçe aranan bir süt olma yolundadır. Bugün mevcut talebi bile karşılayabilecek oranda keçi sütü üretilmemektedir. Koyun ve keçi yetiştiriciliği bugün gelişmiş ülkelerde doğru ve sağlıklı beslenme kavramları ile birlikte anılmaktadır. Özellikle son yıllarda tarımsal üretimde hormonlar, ilaçlar ve birçok katkı maddelerinin getirdiği bir kirlenme söz konusudur. Bundan dolayı özellikle hayvansal üretimde bu noktada öne çıkan iki hayvan türü koyun ve keçidir. Bu iki türün yetiştirildiği koşullar ve ürettiği ürünlerin diğer hayvan türlerinden elde edilenlere göre daha güvenilir olması bu yönde bir ilgi uyandırmıştır. Son yıllarda her iki türe yönelik özellikle tarımı gelişmiş ülkelerde ciddi desteklerin olduğu görülmektedir. Türkiye koyun ve keçi varlığında da büyük bir kayıp yaşamış olsa da kalan mevcut potansiyeli bu yönde

değerlendirebilecek projeler desteklenmeli ve elde edilen ürünlerin iç ve dış pazar olanakları araştırılmalıdır. Özellikle geleneksel keçi yetiştiriciliği ve geleneksel süt ve ürünleri üretimi her açıdan desteklenmeli, üretilen sütün daha temiz ve sağlıklı elde edilmesi ve ürünlere dönüştürülmesi için çalışılmalıdır. Ülkemiz keçiciliğinin sürdürülebilirliliğinin asıl geleneksel yetiştirme sistemine bağlı olduğu unutulamamalıdır. Süt keçiciliğine yatırım yapacak yatırımcıların uzmanlarından destek alarak iyi bir fizibilite çalışması yapmalıdırlar. Özellikle süt ve süt ürünlerinin hak ettiği değerden pazarlama olanağına sahip yatırımcılar süt keçiciliğine yatırımdan çekinmemelidir. Son olarak, hiçbir yatırımcının kulaktan dolma bilgilere kanmayarak özellikle bu alanda çalışan ve araştırmalar yapan Ziraat Fakülteleri Zootekni Bölümleri ve Veteriner Fakültelerinin ilgili bölümlerinin yanında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez ve İl birlikleri ile mutlak suretle işbirliğine gidip, bilimsel ve teknik destek alarak yatırımlarını ve kaynaklarını doğru kullanma yolunda girişimlerde bulunmaları gerektiğini vurgulamak isterim. Ülkemizde ve dünyada her geçen gün keçi sütü ve süt ürünlerine olan talebin artacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Yararlanılan Kaynaklar: 1.TÜİK. 2012. Türkiye İstatistik Kurumu. http://www.tuik.gov.tr. 2.Kutlu, H.R., Gül, A., Görgülü, M. 2003. Türkiye hayvancılığı; Hedef 2023 sorunlar, çözüm.www.zootekni.org.tr/upload/file/hayvanclk%20rapor-sonhali.pdf.adana (Erişim:18.09.2012) 3. Kaymakçı, M., Taşkın. T., Mustafa S, Kumlu, S., Yalçın, N., Koşum, N., Koyuncu, M. Ün, C., Önenç, A., Karaca, O., Türkiye damızlık üretim stratejisi www.zmo.org.tr/resimler/ekler/77bfda61a0204d4_ek.pdf. (Erişim:18.09.2012) 4. Kaymakçı, M., Taşkın, T. 2008. Türkiye Koyunculuğunda Melezleme Çalışmaları Hayvansal Üretim 49(2): 43-51. 5. FAOSTAT. 2008. www.fao.org (Şubat, 2008). 6. Nevin Demirbaş, N., Tosun, D., Taşkın, T. 2009 AB Üyesi Kimi Akdeniz Ülkeleri ve Türkiye de Koyun-Keçi Üretim ve Dış Ticareti Hayvansal Üretim 50(1): 45-53. 7. Dyrmundsson, O.R. 2005. Sustainability of sheep and goat production in North European countries-from the Arctic to the Alps, Small Ruminant Research. http: www.sciencedirect.com 8. Gürsoy, O. 2009. Türkiye ve Avrupa Birliğinde Küçükbaş Hayvan Yetiştiriciliğinde Örgütlenme. U. Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi, Cilt 23, Sayı 2, 79-95 9. Yılmaz, M., Bardakçıoğlu, H.E., Taşkın, T. Karaca, O. 2010. Türkiye de Göçer Keçi Yetiştiriciliğinin Mevcut Durumu ve Geleceği Muğla-Yatağan Örneği, Ulusal Keçicilik Kongresi, Çanakkale. 11. Kaymakçı, M., Eliçin, A., Tuncel, E., Pekel, E., Karaca, O., Işın, F., Taşkın,T., Aşkın, Y., Emsen,H., Özder, M., Selçuk, E., Sönmez, R. Türkiye'de Küçükbaş Hayvan Yetiştiriciliği www.zmo.org.tr/resimler/ekler/a533591763dfa74_ek.pdf 12. Gençkan, M. S., 1985. Çayır-Mer'a Kültürü Amenajmanı, Islahı. E.Ü. Ziraat Fakültesi Yay. No:483, Bornova-İzmir. 13.Akbağ, H., I., Baytekin H., 2010. Günahları Keçiye Yükledik! Ulusal Keçicilik Kongresi, 24 26 Haziran Çanakkale, s. 426-430. 14. Dellal G., Ertuğrul M., Tekel N., Pehlivan E., 2010. Türkiye de Dağlık-Ormanlık Alanlarda Keçi Yetiştiriciliği: Mevcut Durum ve Gelecek. Ulusal Keçicilik Kongresi, 24 26 Haziran Çanakkale, s. 42 59.

15.Coşkun, H., öndül, E., Keçi sütü ve insan beslenmesindeki önemi. Gıda(2004) 29(6): 411-418 16. Kesenkas, H., Dinkçi, N., Kınık, Ö., Gönç, S., Ender, G., 2010. Saanen Keçisi Sütünün Genel Özellikleri. Akademik Gıda 8 (2), 45-48