Akut solunum yolu infeksiyonları çocukluk çağında en sık geçirilen infeksiyonlardır.



Benzer belgeler
Çocuklarda anesteziye engel bir durum nedeniyle planlanan operasyonu ertelemenin maliyete etkisi

Geçmişten günümüze. Pediatride günübirlik anestezi. Preoperatif. Preoperatif. Postoperatif. Peroperatif. Preoperatif

Astım hastalarının hava yollarındaki aşırı hassasiyet, hava akım kısıtlanması ve aşırı mukus salgılanması

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU ANESTEZİ PROGRAMI DÖNEM İÇİ UYGULAMA DEĞERLENDİRME FORMU

Perioperatif süreçte kan basıncı yükselmesinin olumsuzlukları nelerdir?

Acil Serviste Sedasyon ve Analjezi

Postanestezik ajitasyon

Perioperatif Hedefe Yönelik Tedavi Protokol Özeti

Ameliyat Riskinin Değerlendirilmesinde Akciğer Kapasitesi Akif Turna

AKUT AĞRI UYGULAMALARINDA TÜRKİYE DEN VERİLER

Postoperatif Noninfeksiyoz Ateş. Dr.Dilek ARMAN GÜTF Enfeksiyon Hastalıkları AD

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

ÇOCUK HASTADA PREOPERATİF DEĞERLENDİRME

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE):

UFUK ÜNİVERSİTESİ ANESTEZİ TEKNİKERLİĞİ PROGRAMI UYGULAMA DOSYASI

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

DIŞ KULAK YOLUNDAN YABANCI CİSİM / POLİP ÇIKARTILMASI AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU

Hazırlayan Oya SAĞIR Bahçelievler Aile Hastanesi Eğitim Gelişim Hemşiresi 2014

N-ASETİL SİSTEİNİN AÇIK KALP CERRAHİSİ SONRASI NÖROKOGNİTİF FONKSİYONLARA ETKİSİ. Uzm.Dr. Canan ÜNLÜ Dr. Fatma UKİL

Meme Kanseri ve Ateş. Dr. Ömer Fatih Ölmez Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilimdalı

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER***

PERİOPERATİF ANEMİ. Dr. Hüseyin İlksen TOPRAK İnönü Ün. Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Rean AD

PEDİYATRİK KALP CERRAHİSİNDE REKTAL YOLLA VERİLEN KETAMİN, MİDAZOLAM VE KLORALHİDRAT PREMEDİKASYONLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

Solunum Fizyolojisi ve PAP Uygulaması. Dr. Ahmet U. Demir

Kardiyopulmoner bypass uygulanacak olgularda insülin infüzyonunun inflamatuvar mediatörler üzerine etkisi

TÜTÜN VE ASTIM. Kısa Ders 2 Modül: Tütünün Solunum Sistemine Etkileri

Hastane Çalışanlarının Cerrahi Alan Enfeksiyonlarının Önlenmesi ve Kontrolüne Yönelik Bilgi Durumunun Değerlendirilmesi

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

Pediatrik Havayolu Yönetimi

Birinci Basamakta Hasta Çocuğa Yaklaşım

TİROİD (GUATR) CERRAHİSİ HAKKINDA SIK SORULAN SORULAR FR-HYE

Kış Sezonunda Görülen İnfluenza Virüsü Tipleri ve Tedavide Oseltamivir in Etkinliği

HASTANESİ KARDİYOLOJİ KLİNİĞİ KALICI KALP PİLİ TAKILMASI İÇİN HASTANIN BİLGİLENDİRİLMİŞ ONAM (RIZA) BELGESİ

26-29 Mayıs 2010 tarihinde Ankara da yapılan 17. Ulusal Cerrahi Kongresi nde Poster olarak sunulmuştur.

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyak Yoğun Bakım Sertifika Programı

Trakea Rüptürü. Nadir Bir Entübasyon Komplikasyonu. Doç. Dr. Aydın KARAKUZU Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Lefkoşe, KKTC Nisan 2011

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

Serap Kalaycı, Halide Oğuş, Elif Demirel, Füsun Güzelmeriç, Tuncer Koçak

Astım hastalığı, kronik yani süreklilik gösteren ve ataklar halinde seyir gösteren bir hava yolu

Astım Hastasının Cerrahi Operasyon Sürecinde Değerlendirilmesi

VARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI. Endovenöz Radyofrekans Ablasyon

Kardiyak Problemler ve Karaciğer Nakli

Solunum sistemi farmakolojisi. Prof. Dr. Öner Süzer

PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ

RATLARDA ANNE YOKSUNLUĞU SENDROMUNA ZENGĠNLEġTĠRĠLMĠġ ÇEVRENĠN ETKĠSĠ. Serap ATA, Hülya İNCE, Ömer Faruk AYDIN, Haydar Ali TAŞDEMİR, Hamit ÖZYÜREK

Ağrısız Doğumda Sezaryen Endikasyonu Gelişirse! Tülay ÖZKAN SEYHAN

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ

Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları

TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever

Dahiliye Konsültasyonu için Altın Öneriler: En Sık Görülen On Olgu Örneği Asıl Deniz alt Güney başlık Duman stilini düzenlemek için tıklatın Marmara

UÜ-SK GÜNÜBİRLİK MEDİKAL, CERRAHİ, İNVAZİV GİRİŞİM VE İŞLEM PROSEDÜRÜ

TRAKEOSTOMİ REVİZYONU (CİLDE AĞIZLAŞTIRILAN SOLUK BORUSU GİRİŞİNİN GENİŞLETİLMESİ) AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU

Noninvazif Mekanik Ventilasyon Kime? Ne zaman?


Türk Pediatrik Hematoloji Derneği (TPHD) Hemofilide Cerrahi Çalıştayı Uzlaşı Raporu

Manyetik Rezonans Görüntüleme Ünitesindeki Pediyatrik Olgularda Anestezi Deneyimlerimiz

İNFEKSİYON ÖNLEM. Uzm.Dr. Yeliz Karakaya İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Medicabil Yalın Sağlık Enstitüsü

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Anestezi Teknikerlği Ders Programı. Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma

Omurga-Omurilik Cerrahisi

ACOG Diyor ki! İNFLUENZA ŞÜPHELİ VEYA TANILI GEBELERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE TEDAVİSİ (ACOG Committee Opinion Number: 753.

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

Doç.Dr. Mehmet Güngör KAYA

Pediatrik Hastaların Preoperatif Değerlendirmesi

PIHTIÖNLER(KAN SULANDIRICI) İLAÇ KULLANIM KILAVUZLARI DABİGATRAN(PRADAXA)

ÜRÜN BİLGİSİ. ETACİD, erişkinler, 12 yaş ve üzerindeki adolesanlarda mevsimsel alerjik rinitin profilaksisinde endikedir.

ANESTEZİ UYGULAMALARINDA HASTA ANKSİYETESİNİ NASIL AZALTABİLİRİZ?

1. Amaç: Bu talimat, UÜ-SK ya başvuran çocuk hastalara detaylı tıbbi değerlendirme yapılmasına yönelik bir sistem oluşturmayı amaçlamaktadır.

HASTALARIN ANESTEZİ, ANESTEZİST VE GÖREVLERİ HAKKINDAKİ BİLGİ DÜZEYLERİ: ANKET ÇALIŞMASI

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

KULLANMA TALĐMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALĐMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

S Bulun, T Kudsioğlu, N Yapıcı, A Aygün, Z Tuncel, I Doğusoy, T Okay, Z Aykaç

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

Postüral Drenaj Uygulama

ERCP de Sedasyon ve Analjezi

Diyabetik Ayak Yarası ve İnfeksiyonunun Tanısı, Tedavisi ve Önlenmesi: Ulusal Uzlaşı Raporu

Taner KÜÇÜKCERİT, Atakan ERKILINÇ. Halide OĞUŞ, Füsun GÜZELMERİÇ, Tuncer KOÇAK Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul

TRAKEAL REZEKSİYON VE ANASTOMOZ AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU

DEĞİŞİK TAZE GAZ AKIM HIZLARININ PEROPERATİF KAS GEVŞETİCİ TÜKETİMİ ÜZERİNE ETKİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

HASTANESİ KARDİYOLOJİ KLİNİĞİ PERKUTAN KORONER GİRİŞİMLER (KORONER BALON VE STENT TEDAVİSİ) İÇİN HASTANIN BİLGİLENDİRİLMİŞ ONAM (RIZA) BELGESİ

ACİL CERRAHİ GİRİŞİM GEREKTİREN ENDOKRİN PATOLOJİLER: ERKEN TANI & HIZLI TEDAVİ

SEZARYEN İLE DOĞUM YAPAN ANNELERİN EPİDURAL ANESTEZİ SEÇME NEDENLERİNİN İNCELENMESİ

Yapılan her öneri için bakım sürecinde önemini gösterecek açık bir sıralama verilmelidir.

Çalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı)

FİZYOTERAPİNİN PREOPERATİF ve POSTOPERATİF BAKIMDA YERİ Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı

BIR GRİP SEZONUNUN BAŞıNDA İLK OLGULARıN İRDELENMESİ

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI

T.C SAĞLIK BAKANLIĞI MÜMİNE HATUN HASTANESİ

GİRİŞ. Serebral Oksimetre (NIRS) kardiyak cerrahide beyin oksijen sunumunun monitörizasyonunda sıklıkla kullanılmaktadır

Hazırlayan ekip : Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çalışma Grubu. Üyeler - Dr.Baktash Morrad - Dr.Ayşe Hüseyinoğlu - Dr.

KAMU HASTANELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ VERİMLİLİK VE KALİTE UYGULAMALARI DAİRE BAŞKANLIĞI

Yabancý cisim aspirasyonu (YCA) soluk alma sýrasýnda aðýz

DÖNEM 4 -GENEL CERRAHİ ( CTB 402) 1. HAFTA EYLÜL 2014 PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA

U.Topuz, T.Akbulak, T.Altunok, G.Uçar, K.Erkanlı, İ.Bakır İstanbul Mehmet Akif Ersoy GKDC Eğ. Ar. Hastanesi

Transkript:

DERLEME Hacettepe T p Dergisi 2006; 37:84-88 Çocuklarda üst solunum yolu infeksiyonu ve anestezi Nalan Çelebi 1, Özgür Canbay 1, Didem Dal 2, Varol Çeliker 3 1 Uzman Dr., Hacettepe 2 Doç. Dr., Hacettepe 3 Prof. Dr., Hacettepe Akut solunum yolu infeksiyonları çocukluk çağında en sık geçirilen infeksiyonlardır. İki-altı yaş grubu çocuklar yılda 6-10 arası üst solunum yolu infeksiyonu (ÜSYİ) geçirmekte ve bu hasta grubu elektif cerrahiler için ameliyathaneye gelebilmektedir [1]. Akut ÜSYİ geçiren çocuklara anestezi verilip verilmemesi ya da ne kadar süre sonra anestezi verilebileceği tartışmalı bir konudur. Rita Mae Brown un dediği gibi iyi kararlar tecrübeden gelir tecrübe ise sıkça kötü kararlardan kaynaklanır [2]. Anestezist için ÜSYİ olan çocuğa anestezi vermek; tecrübesine, çocuğun postoperatif bakım şartlarına, komplikasyonların tedavi edilebileceği hastane ve ameliyathane koşullarına sahip olunup olunmamasına ve yarar-zarar oranına göre değerlendirilip verilmesi gereken çok zor bir karardır. yi ertelemek, özellikle hastalar ve aileler için eğer uzak mesafelerden geliyorlarsa ekonomik olarak sorunlara neden olmaktadır. ÜSYİ geçirmekte olan çocuklarda anestezinin getirdiği ekstra yüklerin açıkça bilinmesi ve hem aileye hem de klinisyene açıklanması hasta açısından çok önemlidir. Öncelikle ÜSYİ nin tanınması özellik göstermektedir. Aileden alınan anamnez ÜS- Yİ nin tanınmasında çok önemlidir. Burun kanaması, boğaz ağrısı ya da gıcıklanması, hapşırma, burun tıkanıklığı, kırıklık, kas ve eklem ağrıları, öksürük ve ateş semptomlarının iki veya daha fazlasının varlığı akut bir ÜSYİ yi tanımlar. Akut ÜS- Yİ nin yaygınlığı çocuk yaş grubunda %30-70 arası değişmektedir [3]. Sınıflandırma amacıyla ÜSYİ olan hastalar üç gruba ayrılabilir [4]: 1. Akut ÜSYİ; ateş, pürülan rinit, balgamlı öksürük, adventisiyal akciğer sesleri, 2. den iki gün önceki sürede başlayan akut ÜSYİ başlangıcı; a. Berrak rinore bulgusu varken ateş ya da öksürük, adventisiyal akciğer sesleri ve aktivitede azalma yok, b. den önceki gün berrak ya da yeşil rinore, öksürük, düşük düzeyde ateş varken adventisiyal akciğer sesleri yok. 3. den önceki haftalarda ÜSYİ öyküsü; a. Düzelen belirtiler, b. Sebat eden rezidüel belirtiler. İlk gruptaki hastaların cerrahileri kesinlikle ertelenmelidir, çünkü perioperatif ve postoperatif sorunlar için yüksek risk taşımaktadır. İkinci grup sıklıkla cerrahi olacağı günün sabahı ameliyat için başvurduğu ve hemen operasyon öncesi değerlendirilmek durumunda kaldığından en zor grubu oluşturur. Bu hastalar ayrıntılı bir 84 H ACETTEPE T IP D ERG S

Çocuklarda üst solunum yolu infeksiyonu ve anestezi muayene gerektirir. Eğer çevresel tütün maruziyeti, astım, başka bir akciğer hastalığı gibi çevresel faktörler mevcutsa tam kan sayımı, göğüs röntgen filmi gibi ek tetkikler, genel anestezi ve cerrahiye uygunluğun belirlenmesi için kullanılabilir. İkinci alt grup ise risklerin öngörülmesi zor olduğundan klinik değerlendirme, perioperatif komplikasyonların artmış olması nedeniyle operasyonun ertelenmesini öngörebilir. Üçüncü grup hastalar ise belirtilerin düzelmesine göre sınıflandırılmıştır. Düzelen belirtileri olan hastalar, orta derecede solunum yolu komplikasyonu riskiyle güvenli olarak anestezi alabilir. Üçüncü grubun ikinci alt grubu ise sorunludur. Kapsamlı bir öykü alınması ve fizik muayene anestezi sırasındaki risklerin belirlenmesi için gereklidir (Şekil 1). ÜSYİ olan çocuklarda anestezi ertelenmesinin nedeni; çocuklarda larengospazm, hipoksemi, atelektazi, vagal yolla uyarılmış hava yolu reaktivitesine yatkınlığa neden olabilen solunum işlevlerinde değişikliklerle ilişkilidir. ÜSYİ ler çeşitli anormalliklere neden olmaktadır. Periferik hava yollarındaki patofizyolojik değişiklikler; difüzyon kapasitesinde azalma, kompliyansta azalma, dirençte artış, kapanma hacimlerinde artış, genel anesteziye eşlik eden fonksiyonel rezidüel kapasite (FRK) de azalma ve hipoksemi insidansında artış olarak sıralanabilir. Viral kaynaklı olan ÜSYİ ler solunum yolu epitelini ve mukozasını hasarlamaktadır. Ayrıca, anestezi de solunum yolunu gaz ve salgıların tahriş edici etkilerine karşı daha hassas kılar, bu da solunum yollarında düz kasların aktivasyonunu ve kasılmasını arttırır. Viral infeksiyonlar ventilasyon-perfüzyon uyumsuzluğuna, kapanma kapasitesi ve difüzyon kapasitesine zarar verir [4]. Parainfluenza virüsüne maruz bırakılan koyunlarda artmış şant ve FRK da azalma ile ventilasyon-perfüzyon uyumsuzluğu olduğu gösterilmiştir. Bütün bu hücresel olaylar ÜSYİ başladıktan altı-sekiz hafta, klinik semptomlar başladıktan dört-altı hafta sonra normale döner. Genel olarak elektif cerrahiler solunum yolu ve akciğerlerdeki değişiklikler giderilene kadar ertelenmelidir [5]. Ancak çocuklarda hastalıksız ve nekahatin geçirilmiş olduğu bir dönemi yakalamak yılda altı-sekiz defa ÜSYİ geçirdikleri düşünülürse çok zordur. Çocuklarda solunum fonksiyon testlerinin uygulanmasının güçlüğü nedeniyle de kesin bir zamanlama verilememektedir. Ancak infeksiyondan iki hafta sonraya kadar elektif cerrahilerin ertelenmesi genel olarak kabul görmektedir [6]. Elektif girişimler de ÜSYİ si olan çocukların, olmayanlara göre üç kat daha fazla, trakeal entübasyon yapılırsa 11 kez daha fazla istenmeyen etkilerle karşılaştıkları bilinmektedir [6]. ÜSYİ nin arttırdığı risklerin neler olduğuna bakacak olursak; bunlar, bronş spazmı, larengeal spazm, nefes tutulması, satürasyon düşüklüğü, yeniden entübasyon ihtiyacının doğması ve bu tekrarlayan entübasyon ihtiyacına ait riskler, bronşiyal hiperreaktivite gelişmesi, viral infeksiyonun üzerine sekonder bir bakteriyel pnömoni eklenmesi ve tekrar hastaneye yatma ihtiyacı sayılabilir. Binyetmişsekiz hastanın dahil edildiği bir çalışmada; birinci grubun yoğun ÜSYİ semptomları bulunmakta, ikinci grubun önceki dört hafta içinde başlamış yakın zamana ait ÜSYİ bulguları bulunmakta ve üçüncü grubun ise hiç ÜSYİ bulguları bulunmamaktadır. Postoperatif solunumla ilgili istenmeyen yan etkiler en çok yoğun ÜSYİ bulguları olan birinci grupta görülmüştür [7]. Bu semptomlardan da en çok apne, bronşiyal spazm izlenmiştir [8]. Yine günlük cerrahiye başvuran 15,858 hastadan oluşan bir popülasyonda yapılan çalışmada, aktif ÜSYİ olan hastalarda larengospazm riskinin iki kat arttığı bulunmuştur. Diğer risk faktörleri ise küçük yaş, hava yolu cerrahisi ve daha az deneyimli anesteziyolog olarak belirlenmiştir [9]. ÜSYİ varlığında anesteziden kaynaklanan risk faktörleri de vardır; anestezi altında iken solunum yolları salgılarını gidermekten sorumlu kirpikli aparat etkisizdir. Sekresyonlar yoğunlaşmakta ve birikerek tıkaçlara yol açmaktadır. Ayrıca, entübasyon da başlı başına bir risk faktörüdür. Yapılan bir çalışma göstermiştir ki, ÜSYİ olan çocuklarda entübasyon yapılan grupla yapılmayan grup arasında bronşiyal spazm görülme oranı dokuz kat fazladır [10]. Larengeal maske ya da yüz maskesine oranla entübe edilen grupta komplikasyonlar anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. ÜSYİ olan çocuklarda yapılan anestezinin etkilerini inceleyen araştırmalara ait sonuçların değerlendirilmesini zorlaştıran unsurlar çocuklardaki semptomların yeterince bağımsız olarak değerlendirilememesidir. Çünkü doktorlar, hastaların komplikasyonlarını açık olarak bildirmemekte, normalden daha düşük komplikasyon oranları bildirmektedir. Bu duruma açıklık getirmek için hastanın hem ameliyat öncesi semptomlarının hem de ameliyat sonrası istenmeyen etkileri değerlendirmek için bağımsız gözlemcilerin varlığına ihtiyaç vardır. ÜSYİ geçirmekte olan çocuklarda hangi cerrahinin yapılacağı da çok önemlidir. Kalp cerrahisi akut solunum yolu infeksiyonu varlığında mutlaka ertelenmelidir. Çünkü yapılan bir çalışmada, yoğun ÜSYİ geçiren çocuklarda kardiyak cerrahi sonrası yoğun bakımda kalış ve entübasyon süresinin uzadığı, bakteriyel infeksiyon sıklığının, mortalite ve morbidite oranlarının arttığı Cilt 37 Say 2 2006 85

Çelebi, Canbay, Dal ve Çeliker ÜSYİ semptomları varlığında acil mi? Etyoloji infeksiyöz mü? Semptomlar ağır mı? yi 4 hafta ertele /Geçirilmiş ÜSYİ Genel anestezi mi uygulanacak? Risk faktörleri? Astım hikayesi Endotrakeal entübasyon Bol sekresyon Nazal konjesyon Ebeveynlerde sigara kullanımı Hava yolu ile ilgili cerrahi Prematürite Diğer faktörler? ihtiyacı Ailenin uzakta yaşaması nin daha önce ertelenmiş olması Hastanın anestezi konforu Kar-zarar oranının belirlenmesi Yüksek Az yi 4 hafta ertele Anestezi planı Endotrakeal entübasyondan kaçınmak LMA kullanmaya çalışmak Pulse-oksimetri Hidrasyon Antikolinerjikler? Şekil 1. ÜSYİ bulunan çocuklarda izlenecek algoritma [7]. 86 H ACETTEPE T IP D ERG S

Çocuklarda üst solunum yolu infeksiyonu ve anestezi tespit edilmiştir [11]. Yakın zamanda ÜSYİ geçiren çocuklarda hava yoluna ait komplikasyonlarda da anlamlı artışlar bulunmuştur. Komplikasyonlar ÜSYİ yi izleyen ilk birkaç gün içinde en yüksek oranda görülmüş ve altı haftalık bir süre boyunca da yüksek seyretmiştir [12]. İstenmeyen vakaların önceden tahmin edilmesi komplikasyonları azaltabilir. Ancak böyle bir test günümüzde henüz mevcut değildir. Böyle bir testin güvenilir, hızlı, düşük maliyetli ve hastaların kolay adapte olabilir düzeyde olması gerekmektedir. İlk akla gelen akciğer fonksiyon testleri olabilir. Orta şiddette ÜSYİ geçirmekte olan çocuklarda yapılan akciğer fonksiyonları ile ilgili epidemiyolojik çalışmalar ÜSYİ nin ilk gününde, statik hacimler, alveola ait nitrojen eğimleri ya da kapanış hacimlerinde değişiklik olmaksızın zorlu ekspiryum volümünün azalmış olduğunu, daha ileri zamanlarda da üst solunum yolu kapanış hacminin hafifçe arttığını göstermiştir [13]. Ancak akciğer fonksiyon testleri altı yaş altında yapılamamakta bu nedenle asıl ÜSYİ tanısı koymakta zorlandığımız hasta grubunda işlevsel olamamaktadır. Bronş spazmını tespit ederek şiddetini değerlendirebilecek testlerden olan nefesle verilen karbondioksit ve nitrojen sürüklenme eğrileri kullanılabilir. Astım hastalarında solunum ile çıkartılan karbondioksit, bronş spazmının şiddetiyle ilişkilidir ve hasta kooperasyonuna ihtiyaç duyulmayan bir test olduğu için çocuklarda rahatlıkla uygulanılabilir. Solunumla ilgili bu testler ileride ÜSYİ li çocuklarda ortaya çıkabilecek komplikasyonları göstermesi açısından uygulanılabilir ancak bununla ilgili kapsamlı çalışmalara ihtiyaç vardır. Son yapılan çalışmalar göstermiştir ki, solunumla ilgili istenmeyen vakaların otonom bir temeli olup dakikalarca süren elektrokardiyografi (EKG) kayıtlarından elde edilen kalp atışı değişiklikleri solunumla ilgili sonuçların önceden göstergesi olabilir. Bu da deneysel düzeydedir ve daha takibe ihtiyaç vardır [14]. İstenmeyen sonuçların önceden önlenmesi için çeşitli araştırmalar yapılmaktadır. Özellikle çok sık olarak karşılaştığımız bronşiyal spazmı önlemek için lidokain ya da entübasyon sonrasında hava yolu direnç artışını azaltmak için bronkodilatörler kullanılabilir. Yapılan 104 vakalık bir çalışmada, ÜSYİ geçirmekte olan çocuklarda entübasyon öncesi damardan ya da lokal olarak uygulanılan lidokainin bronşiyal spazmı eşit derecede önlediği bulunmuştur. Lidokain yine bronşiyal spazmı ve öksürüğü önlemiş, ÜSYİ ye bağlı oluşabilecek komplikasyonları önlediği düşünülmüştür [11]. Afyon türevleri olan opiyoidler öksürük önleyici oldukları için özellikle fentanil hem postoperatif öksürüğü hem de bronşiyal spazmı önlemektedir. Hiperkarbinin de bronşiyal spazmı önleyebildiği akılda tutulmalıdır. Son yayınlarda da magnezyumun lokal ve intravenöz (IV) uygulamalarının bronşiyal spazmı önlediği bildirilmiştir. Yapılan 100 vakalık bir çalışmada bir gruba endotrakeal entübasyondan sonra 15 mg/kg magnezyum, bir diğer gruba serum fizyolojik verilmiş ve magnezyumun bronşiyal spazmı azalttığı istatistiksel olarak gösterilmiştir [15]. IV anesteziklerin bronşiyal spazmı azaltıcı etkileri ile ilgili yapılan bir çalışmada propofol grubunda etomidat ve tiopental grubuna göre daha az spazm görülmüştür. Bronkodilatör ajanlar da spazm tedavisinde efektif olarak kullanılmaktadır. Preoperatif lokal olarak kullanılan bronkodilatörlerin postoperatif komplikasyonları azalttığı gösterilmiştir [16]. Eğer ÜSYİ olduğu bilinen bir çocuk operasyona alınacaksa, cerrahi tipi uygunsa, mutlaka lokal anestezi tercih edilmeli, genel anestezi verilmesi gerekiyorsa mümkünse endotrakeal entübasyondan kaçınılmalıdır [17]. Larengeal maske kullanımı bir alternatif olabilir. Ancak genellikle genel anestezi alan çocuklarda endotrakeal entübasyondan kaçınılamaz ve hatta bronkospazm gelişen çocuklarda hava yolu kontrolünü sağlamak için entübasyon gerekebilir. Bu durumda anestezik ajanlar hava yolu reaktivitesini en aza indirecek şekilde seçilmelidir. İrritan hava yolu reseptörlerini bloke eden ve doğrudan bronkodilatasyon sağlayan ajanlar kullanılmalıdır. Mutlaka deneyimli bir anesteziyolog anestezi idaresini ele almalıdır. Anestezi derinliği özellikle endotrakeal entübasyon sırasında hipoksemiye neden olabilen bronkospazm ve hava yolu hiperreaktivitesini önlemek için dikkatlice monitörize edilmelidir. Anestezide EKG, SaO 2, noninvaziv kan basıncı gibi rutin monitörizasyon dışında kapnolog da mutlaka kullanılmalıdır. Vagal yolla uyarılar refleks yolla bronkospazm riskine neden olacağı için entübasyon öncesinde antikolinerjik kullanımı düşünülmelidir. ve ekstübasyonu takiben hasta arteryel desatürasyon, stridor, şiddetli öksürük, bronkospazm bulguları açısından anestezist tarafından sıkı takip edilmelidir. Postanestezik bakım ünitesine alınmalı, anestezi sonrası derlenmeyi takiben hasta günü birlik cerrahi ünitesinde yakından izlenmelidir. Eğer solunumla ilgili komplikasyonları devam ederse hastanede bir gece yatış verilmelidir. Sonuç olarak; her klinik doktoru er ya da geç yakın zamanda başlayan ÜSYİ bulunan çocuklarda anestezi uygulaması gerektiğinde bu durumun sıkça hasta ve doktor açısından can sıkıcı durumlara yol açacağını öğrenir. Hem akademik hem de özel kariyeri olan 212 kişinin cevap verdiği pratik bir kamuoyu araştırmasında Cilt 37 Say 2 2006 87

Çelebi, Canbay, Dal ve Çeliker cevap verenlerin üçte biri ÜSYİ nedeniyle vakalarını nadiren iptal ettiklerini belirtirken, beşte biri ÜSYİ nedeniyle genellikle iptal ettiklerini belirtmişlerdir. Otuzda biri vakaları sürekli iptal ettiklerini ve 100 de biri ise ÜSYİ nedeniyle vakaları hiçbir zaman iptal etmediklerini belirtmişlerdir. Araştırmanın bulgularına göre, 10 yıldan fazla deneyimli olan anesteziyologların, 10 yıldan daha az mesleğini yapmış olanlara kıyasla ÜSYİ den dolayı zorunlu olmayan cerrahi müdahaleyi iptal etme ihtimali daha yüksek bulunmuştur [18]. ÜSYİ vakalarda acil olmayan cerrahiler için anestezi verilip verilmeme kararı halen tartışmalı olan ve anesteziyoloğun deneyim ve öngörüsüne göre karar vermesi gereken zor ve önemli bir karardır. Kaynaklar 1. Tait AR, Voepel-lewis T, Munro HM, et al. Cancellation of pediatric outpatient surgery: economic and emotional implications for patients and their families. J Clin Anaesth 1997; 9:213-9. 2. Elwood T, Bailey K. The pediatric patient and upper respiratuar infections. Best Practice and Research Clinical Anaesthesiology 2005: 35-46. 3. Andrew F. Stasic. Semin Pediatr Surg 2004; 13:174-80. 4. Tait AR, Malviya S, Voepel-lewis T, et al. Risk faktors for perioperative adverse respiratory events in children with upper respiratory tract infections. Anaesthesiology 2001; 95: 299-306. 5. Empey DW, Laitenen LA, JacobsL, et al. Mechanism of bronchial hyperreactivity in normal subjects after upper respiratory tract infections. Anesthesiology 1996; 85:475-80. 6. Çeliker V, Gözaçan A. Tonsillektomi ve adenoidektomide anestezi. Kaya S (editör). Tonsil. Ankara: Bilimsel Tıp Yayınevi, 2005; 198-226. 7. Monto AS, Ullman BM. Acute respiratory illness in an American community. The Tecumseh Study. JAMA 1974; 164-9. 8. Alan R Tait, Shobha Malviya. Anesthesia for the child with an upper respiratory tract ınfection: Still a Dilemma? Anesth Analg 2005; 100:59-65. 9. Skolnick ET, Vomvolakis MS, Buck KA. A prospective evalution of children with upper respiratory infections undergoing a standardized anesthetic and the incidence of adverse respiratory events. Anaesthesiology 1998; 89(Suppl):1309. 10. Rolf N, Cote CJ. Frequency and severity of desaturation events during general anesthesia in children with and without respiratory tract infections. J Clin Anesth 1992; 4: 200-3. 11. Gal TJ. Bronchial hyperresponsiveness and anesthesia: physiologic and therapeutic perspectives. Anesthesiology 1994; 78:559-73. 12. Jacob S, Coates AL, Lands LC, et al. Long-term sequelae of severe bronchopulmonary dysplasia. J Pediatr 1998; 133:193-200. 13. Cohen MM, Cameron CB. Should you cancel the operation when a child has an upper respiratory tract infection? Anesth Analg 1991; 72:282-8. 14. Berry FA. Preexisting medical conditions of pediatric patients. Semin Anesth 1984; 3:24-31. 15. Skolnick ET. Exposure to environmental tobacco smoke and the risk of adverse respiratory events in children receiving general anesthesia. Anesthesiology 1998; 88:1144-53. 16. Kitching A, Walpole A, Blogg C. Removal of the laryngeal mask airway in children: anaesthetized compared with awake. Br J Anaesth 1996; 76:874-6. 17. Fennelly ME, Hall GM. Anaesthesia and upper respiratory tract infections--a non-existent hazard? Br J Anaesth 1990; 64:535-6. 18. Cote CJ. The upper respiratory tract infection (URI) dilemma: fear of a complication or litigation? Anesthesiology 2001; 95:283-5. 88 H ACETTEPE T IP D ERG S