KRİZ GELİYORUM DER Mİ? DOES CRISES GIVE A SIGNAL BEFORE IT COMES? 1



Benzer belgeler
Günay Deniz D : 70 Ekim finansal se krizler, idir. Sinyal yakl. temi. olarak kabul edilebilir. Anahtar Kelimeler:

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE KRİZ ÖNCÜ GÖSTERGELERİ VE İKİZ AÇIK. Burhan DOĞAN 1 (Anadolu Üniversitesi, Türkiye)

Banka Kredileri ve Büyüme İlişkisi

2001 ve 2008 Yılında Oluşan Krizlerin Faktör Analizi ile Açıklanması

F. Gülçin Özkan York Üniversitesi

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması

TÜRKİYE İÇİN ERKEN UYARI ENDEKSİ ÖNERİLERİ *

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

JAPON EKONOMİSİNİN ANA BAŞLIKLAR İTİBARİYLE ANALİZİ

AVRO BÖLGESİ NDE YENİ KORKU: DEFLASYON Mehmet ÖZÇELİK

Rakamlarla 2011'de Türkiye Ekonomisi

MESLEK KOMİTELERİ DURUM TESPİT ANKETİ

FİNANSAL KRİZLERİN ÖNGÖRÜSÜNDE REGRESYON AĞAÇLA- RI MODELİ: GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK BİR ANALİZ 1 Muhammet Ali AVCI 2 Nasuh Oğuzhan ALTAY 3

FİNANSAL KRİZLERİN SİNYAL YAKLAŞIMI İLE ÖNGÖRÜLMESİ: TÜRKİYE, ARJANTİN, TAYLAND VE İNGİLTERE İÇİN BİR ANALİZ*

Ekonomik Rapor 2011 I. MAKRO BÜYÜKLÜKLER AÇISINDAN DÜNYA EKONOMİSİNE GENEL BAKIŞ 67. genel kurul Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği /

ÖZET Günümüzde ülke ekonomilerini en çok

NDEK LER I. Finansal stikrarın Makroekonomik Unsurları II. Bankacılık Sektörü ve Di er Finansal Kurulu lar

1998 YILINDA RUSYA DA YAŞANAN BANKACILIK KRİZİ VE ÖNCÜ GÖSTERGELERİ

SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI SN. DOÇ. DR. TURAN EROL UN

Ekonomi II. 23.Uluslararası Finans. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

TEMEL MAKROEKONOMİK GÖSTERGELER - BÜYÜME

DERS PROFİLİ. Parasal İktisat ECO312 Bahar Yrd. Doç. Dr. Bilgen Susanlı

HAFTALIK RAPOR 23 Şubat 2015

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 5

BASIN DUYURUSU 30 Nisan 2015

SESSION 2C: Finansal Krizler 381

Türkiye de Sigara Fiyatları ve Tüketim İlişkisi

2015 Yılında Para ve Kur Politikası. Erdem BAŞÇI Başkan. 10 Aralık 2014 Ankara

DERS ÖĞRETİM PLANI. Tarım Piyasalarının Analizi. Dersin Kodu Dersin Türü. Seçmeli Lisans

FİYAT İSTİKRARI ACI KAHVE

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ

Türkiye nin dış ticaret ve yatırım bağlantıları: Güçlü yönler

MESLEK KOMİTELERİ DURUM TESPİT ANKETİ

ÜÇ AYLIK EKONOMİK RAPOR

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

FİNANSAL KRİZLERİN ÖNGÖRÜSÜNDE MARKOV REJİM DEĞİŞİMİ MODELİ: GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK BİR ANALİZ

FİNANSAL KRİZLERİN TAHMİNİNDE ÖNCÜ GÖSTERGELERİN LOGİT-PROBİT MODEL İLE ANALİZİ: TÜRKİYE UYGULAMASI

ABD Eşik Altı (Subprime) Finans Krizi. Yrd. Doç. Dr. Cem Demiroğlu Koç Üniversitesi

T.C. AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI Ekonomik ve Mali Politikalar Başkanlığı

Özel sektör Dış Borçları: Yeni bir kırılganlık kaynağı mı?

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ

BANKACILIK SEKTÖRÜ YÖNETİCİ KESİMİ BEKLENTİ ANKETİ

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Doktora Bankacılık Bilim Dalı Marmara Üniversitesi,

BAKANLAR KURULU SUNUMU


Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ağustos 2013

SYSTEMIC BANKING CRISES DATABASE Luc LAEVEN & Fabian VALENCIA IMF Economic Review Vol.61, No.2 (2013) DEVRİM YALÇIN

GENEL DEĞERLENDİRME TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

ÖZGEÇMİŞ. Dağıtılmış Gecikmeli Modellerin Analizi ve Firma Verilerine Uygulanması, Prof. Dr. Ali Hakan Büyüklü

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

İkiz Açık İlişkisi Kriz Öncü Göstergelerini Etkiler mi? 2008 Küresel Kriz Işığında ABD ve Türkiye Analizi*

7. Orta Vadeli Öngörüler

Nitel Tepki Bağlanım Modelleri

FİNANS PORTFÖY TÜRKİYE YÜKSEK PİYASA DEĞERLİ BANKALAR HİSSE SENEDİ YOĞUN BORSA YATIRIM FONU'NA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

TÜRKİYE NİN CARİ AÇIK SORUNU VE CARİ AÇIĞIN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ SEDA AKSÜMER

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

7. Orta Vadeli Öngörüler

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

Finansal Krizler ve Türkiye Deneyimi. Nazlı Çalıkoğlu Aslı Kazdağlı

ADMIT: Öğrencinin yüksek lisans programına kabul edilip edilmediğini göstermektedir. Eğer kabul edildi ise 1, edilmedi ise 0 değerini almaktadır.

FİNANS VE MAKROEKONOMİ. Finansal Sistem ve Ekonomik Büyüme. Finansal Krizler ve Ekonomi

Dengesi Dr. Dilek Seymen Dr. Aslı Seda Bilman

EMİNE KILAVUZ ÖZGEÇMİŞ VE YAYINLAR. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kayseri. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü, 1985

Öncü Göstergelerle Finansal Kırılganlık Endeksi: Türkiye Örneği ( )

Turkey Data Monitor Ekonomi Bülteni. 07 Mart 2016 I. KÜRESEL GELİŞMELER

Cari işlemler açığında neler oluyor? Bu defa farklı mı, yoksa aynı mı? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti

Küresel Kriz ve Yükselen Piyasa Ekonomileri

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ


İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 25 Mayıs 2016 Ankara

ç e v i r i Asya ve Latin Amerika da Yaşanan Finansal Krizler: Sonrası ve Bugün G. L. Kaminsky, C. M. Reinhart 1 (Çeviren: M.

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Siyasal Bilgiler Fakültesi / Ankara Üniversitesi 1992

TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER

Chapter 15. Para, Faiz Oranları ve Döviz Kurları. Slides prepared by Thomas Bishop. Copyright 2009 Pearson Addison-Wesley. All rights reserved.

Türkiye Ekonomisinde Dönüşüm

Güven, Saygı, Kalite ve Şeffaflık

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

Finansal Kurumlar ve Piyasalar. Zorunlu Yüksek Lisans. 1. yıl 1. yarıyıl / Güz Doç. Dr. Mehmet Güçlü. Uzaktan Öğrenim Türkçe Yok

7.26% 9.9% 10.8% 10.8% % Mart 18 Şubat 18 Mart 18 Nisan 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

CARİ AÇIK NEREYE KADAR?

Ayrım I. Genel Çerçeve 1

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT-KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU'NA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU

BBH - Groupama Emeklilik Gruplara Yönelik Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu

Para Politikaları ve Finansal İstikrar

FİNANSAL KRİZLERİN ORTAYA ÇIKMASINDA SERMAYE HAREKETLERİNİN ROLÜ: RUSYA, TÜRKİYE VE ARJANTİN KRİZLERİ Nihat IŞIK

Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom ve Denkleştirici

109 MİLYAR DOLARLIK YABANCI PORTFÖYÜ VAR

GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2007 YILI 12 AYLIK FAALİYET RAPORU

Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt: 27, Sayı: 1,

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Mayıs 2013

Prof.Dr. Ayten Ayşen Kaya

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

Finansal Krizlerin Regresyon Ağaçları Modeli ile Öngörülmesi: Gelişmiş Ülkelere Yönelik Bir Analiz

Ekonomide Değişim. 15. ÇözümOrtaklığı Platformu. 15 Aralık

Transkript:

KRİZ GELİYORUM DER Mİ? DOES CRISES GIVE A SIGNAL BEFORE IT COMES? 1 Prof. Dr. İhsan ERSAN İ.Ü. İşletme Fakültesi Finans Anabilim Dalı ersan@istanbul.edu.tr Arş. Grv. Semra TAŞPUNAR İ.Ü. İşletme Fakültesi Finans Anabilim Dalı semrataspunar@yahoo.com Özet Küreselleşen dünyada, geçtiğimiz yüzyıl içinde sebep ve sonuçları birbirinden farklı çeşitli krizler yaşanmıştır. Yaşanan krizler, spekülatif ataklar üzerine birçok teorinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerin, finansal krizlerin zarar verici etkilerinden korunması amacıyla bu krizlerin tanımlanması, nedenlerinin belirlenmesi ve önceden öngörülebilmesi gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı, öncü göstergeler yaklaşımını esas alarak küresel kriz öncesi ekonomik göstergelerin nasıl bir değişim içinde bulunduklarını, Türkiye ekonomisi açısından öncü göstergelerle krizin öngörülüp öngörülemeyeceğini incelemektir. Bu çalışmada 1997:01-2009:12 dönemleri arası reel faiz oranı, döviz kuru, GSMH gibi göstergelerden yola çıkarak, probit ve logit olasılık modelleri kullanılarak Türkiye de yaşanan finansal krizlerin önceden tahmin edilebilirliği olgusu incelenecektir. Seçilen değişkenlerden istatistikî olarak anlamlı modeller elde edilmek suretiyle, krizlerin tahmininde kullanılabilecek değişkenler tespit edilmeye çalışılacaktır. Yapılan analiz sonucunda seçilen öncü göstergelerin bir bütün olarak krizi öngörmede iyi bir performans sergileyeceği öngörülmektedir. Anahtar Kelimeler: Küresel Kriz, Kriz Öncü Göstergeleri, Erken Uyarı Sistemi, Logit-Probit Model Abstract In a globalizing world, several crises with different causes and consequences have been experienced in the past century. Some experienced crises caused several theories on speculative attacks to be 1 Bu çalışma 12-15 Ekim 2011 tarihinde düzenlenen 15. Finans Sempozyumu nda bildiri olarak sunulmuş ve tam metni bildiri kitabında yer almıştır.

revealed. In order to protect developing countries from the debilitative effects of financial crisis, definition, identification of the causes and anticipation of these crisis is vital. The objective of this study is to reveal whether global crisis may be forecast with the leading indicators approach along with observation of different economic indicators in global crisis setting with the aid of leading indicators approach. The predictability of financial crises in Turkey by the chosen indicators like real interest rate, exchange rate and GDP, during 1997:01-2009:12 has been investigated by using probit and logit probability models. Statistically meaningful models have been achieved from the chosen indicators for the use of prediction of financial crises. As a result of this analysis, it is projected that selected leading indicators have exhibited outstanding performances in forecasting the crisis as a whole. Key Words: Global Crisis, Leading Indicators of Crisis, Early Warning System, Logit-Probit Model

1. Giriş 2000 li yıllarda küreselleşme ve serbestleşme ile simgelenen yeni finansal mimari arda arda finansal krizleri gündeme getirmiştir. Özellikle Güney Asya krizi sonrası bulaşma etkisi ile ön plana çıkan ve 2008 Mortgage krizi sonrası dalga dalga yayılan kriz, finans yöneticilerinin kararlarını büyük ölçüde etkilemekte; finansman ve yatırım kararları giderek daha karmaşık bir nitelik kazanmaktadır. Küresel krizler, öncelikli olarak gelişmekte olan ülkeleri etkilemiştir. Bu ekonomilerden biri olan Türkiye için de 1970 li yıllardan sonra daha sık aralıkla krizler gerçekleşmiştir. Yaşanan krizlerin nedenleri arasında; ekonomide yapısal değişikliklere geçiş, yanlış makroekonomik politikalar, katı kur rejimi, zamansız finansal serbestleşmeye geçiş belirtilebilir. Bu nedenle finansal piyasalarda baskıları arttırmış, tetikleyici olaylar meydana getirmiştir. 2001 krizinde ağır tahrip alan Türkiye ekonomisi, gerçekleştirdiği yapısal düzenlemeler ve sağlıklı bankacılık sistemi ile dünyayı alt üst eden son küresel krizi en az hasarla atlatmaya çalışmaktadır. Finansal piyasalarda kırılganlıkların arttığı, banka ve şirket iflasları sonrası ülke iflaslarının da görüldüğü son kriz; finans yöneticilerinin geleceğe yönelik bilgilenmelerini gerektirmektedir. Sağlıklı finansal kararlar oluşturarak yol gösterir nitelikteki bu verilere, uluslararası finansta öncü göstergeler (leading indicators) denmektedir. Cari açığa, borçluluğa ilişkin oranlar, reel kur endeksi, büyüme oranı, kapasite kullanım oranı, sanayi üretim endeksi, enflasyon gibi ülke ekonomisine yönelik göstergelerin yanı sıra; uluslararası düzeyde likidite durumu gösteren yeni nesil endeksler de öncü gösterge olarak nitelendirilebilir. Bu göstergelerin bir kısmı genel ekonomik faaliyetin en düşük düzeye inmesinden bir süre önce en düşük düzeye inerken; bir kısmı genel ekonomik faaliyetin en yüksek düzeye ulaşmasından bir süre önce en yüksek düzeye çıkarlar. Bu çalışmada öncü göstergeler yaklaşımıyla küresel bir kriz öncesinde ekonomik göstergelerin nasıl bir değişim içinde bulundukları; Türkiye ekonomisi açısından öncü göstergelerle krizin öngörülüp öngörülemeyeceği incelenecektir. Finansal kriz modellerine kısaca değinildikten sonra literatür değerlendirilip, seçilen makroekonomik öncü göstergeler açısından ilgili krizler test edilecektir. Son bölümde ise çalışmanın sonuçlarına yer verilmiştir. 2. Finansal Krizlerin Oluşumu 1990 lı yıllarda art arda çok sayıda finansal kriz yaşanmaya başlanmıştır. Avrupa Para Krizi (1992-1993), Latin Amerika Krizi (1994-1995), Türkiye Krizi (1994), Güney Doğu Asya Krizi (1997-1998),

Rusya Krizi (1998), Brezilya Krizi (1999), Türkiye Krizi (2001), Arjantin Krizi (2002) ve sonrasında meydana gelen pek çok kriz bulunmaktadır. Finansal kriz, finansal piyasalarda ortaya çıkan bozulmalar sonucu finansal kurumların finansal performansının olumsuz etkilenmesi ve tüm ekonomiye yayılması; bunun sonucu olarak da kaynakların etkin şekilde dağılımının engellenmesi olarak tanımlanabilir. Mishkin (2001) ise finansal krizi şöyle tanımlamaktadır: Finansal kriz, ters seçim ve ahlaki riziko problemlerinin artığı finansal piyasalardaki bir bozulmadır. Finansal piyasalardaki bu bozulma, yatırım fonlarının en üretken yatırım fırsatlarına aktarılmasını etkinsizleştirmektedir. Bu tanımdan yola çıkarak finansal kriz piyasaların görevlerini etkin şekilde yerine getirememesi olarak da tanımlanabilir. Mishkin e (2001:3) göre finansal kriz sürecinin başlangıcındaki belirtiler; belirsizliklerdeki artış, faiz oranlarındaki artış, bankacılık sektöründe meydana gelen sorunlar ve menkul kıymet borsalarının çöküşü olarak sıralanmaktadır. Finansal kriz kavramının hangi ekonomik duruma karşılık geldiği, en az tanımlanması kadar önemlidir. Schwart a (1986) göre gerçek ve gerçek olmayan finansal krizler mevcuttur. Schwartz ın tanımlamasına göre gerçek olmayan finansal krizler sadece servette kayıp oluşturup; başlangıçta olağandan fazla iyimser bir bekleyişin belirsizliğe dönüşmesiyle oluşur. Bu kayıp da gerçek anlamda finansal kriz anlamına gelmez. Bu nedenle para arzında meydana gelen ciddi bir düşüş yoksa ya da varlık fiyatlarında aşırı düşme meydana gelmiyorsa, gerçek finansal kriz olarak nitelendirilmemesi gerektiğini savunmuştur. Ekonomide meydana gelen dengesizliklerin tümünün finansal kriz olarak nitelendirilmemesi gerektiğini ifade etmiştir. Eğer ülkede uygulanan finansal politikalar güvenilir ve finansal sistem sağlam ise, ekonomide meydana gelen dengesizlikler krize yol açmaz. Finansal krizlerin ortak özellikleri olmakla birlikte, her birinin kendine özgü birtakım ayırt edici özellikleri bulunmaktadır. Ancak ortak noktaları hepsinin önemli maliyetler yaratmalarıdır (Turgut, 2006-2007:2). 1990 lı yıllarda oluşan finansal krizlerin en önemli ayırt edici özelliği, bu krizlerin oluştuğu bölge başta olmak üzere dünya üzerinde yarattıkları global etkilerin artmış olmasıdır (Özer, 1999:29). Genel kabul gören yaklaşıma göre finansal krizler başlıca dört ana grupta toplanabilir. Bunlar: para krizleri, bankacılık krizleri, dış borç krizleri ve sistematik finansal krizlerdir.(sachs, 1998:243). Para krizi bir başka deyişle döviz krizi, döviz kurundaki ani bir hareket ve sermaye hareketlerindeki keskin bir değişme sonucu ortaya çıkmaktadır. (Yay ve arkadaşları, 2001:20) Para krizinde para değer

kaybeder; ya da değer kaybetmesinin önlenmesi için yüksek miktarlarda döviz rezervlerinde azalma veya faizlerde astronomik düzeylerde yükselme meydana gelir. Bankacılık krizleri genelde banka bilançolarının kötüleşmesinden, bilanço yapılarının bozulmasından, banka başarısızlıklarından kaynaklanmaktadır. Bankacılık krizleri, para krizlerinden daha uzun süreli olma eğilimi taşımakta ve ekonomik faaliyet hacmi üzerinde daha şiddetli etkiler doğurmaktadır. (Delice, 2003: 61) Dış borç krizi ülkelerin dış borçlarını düzenli olarak ödemekte olan bir ülkenin borcunun anapara ve faizlerini ödeyemeyeceğini ilan etmesi durumu olarak tanımlanabilir (Sachs,1998:244). Dış borç krizlerinin en önemli özelliği, oluşan krizlerin sürekli değil geçici olmasıdır ve dış borç geri ödeme, miktar ya da vadelerindeki yükümlülüklerini tam ve eksiksiz şekilde yerine getiremeyeceğinin beyanı ile başlar. Sistemik finansal krizler ise, finansal sistemde ortaya çıkan ve finansal sistemin ödeme, varlık değerlemesi gibi önemli birtakım işlevlerini kesintiye uğratan şoklardır. (Marshall, 1998:13) Krizlerin olduğu dönemlerde milli gelirde kayıplar yaşanmakta ve ekonomik kayıplar büyümektedir. Krizler incelendiğinde, finansal krizleri incelemeye yönelik geleneksel ve heterodoks kriz yaklaşımlarının olduğu görülmektedir. Geleneksel finans kriz kuramları 1980 li yıllarda ortaya çıkmıştır. Bu kuram, özellikle Latin Amerika ülkelerindeki krizleri açıklamak için geliştirilmiştir. (Krugman, 1979). Ancak bu kuram 1990 lı yıllarda Avrupa para sisteminde meydana gelen krizleri açıklamada yetersiz kalmıştır. Krugman ın (1997) diğer bir çalışmasında ise Güneydoğu Asya krizini açıklamada, banka ve şirket zararlarına devlet garantisi verilmesine yer vermiştir. Bu yaklaşımda aynı zamanda bankacılık krizleri de açıklanmaktadır. Finansal krizlerini açıklamaya yönelik diğer yaklaşım olan heterodoks kriz yaklaşımına göre kriz, finansal istikrarsızlık ve spekülatif saldırıların doğal bir sonucu olarak görülmektedir (Işık 2004). Heterodoks yaklaşımda finansman/harcama ilişkisi istikrarsızlığın kaynağıdır. Bu yaklaşımın birtakım temel öğeleri vardır. Bu öğeler: borç deflasyonu, sistemik risk, bankacılık kesimindeki finansal kırılganlık aşırı borçluluk durumu. Bu yaklaşımda krizlerin temel nedeni ise piyasadaki aktörlerin aşırı iyimser düşünmeleri ve bunun sonucunda meydana gelen kredilerdeki patlamadır.

3. Yazın Taraması Son yıllarda, gelişmekte olan ülkelerde finansal krizlerin sıklıkla yaşanması ve bunun sonucunda küreselleşmenin etkisiyle, krizlerin gerçekleştiği ülke kadar diğer ülkelere de yayılma olasılığı artmıştır. 1990 lı yılın sonlarından itibaren finansal krizlerin yaygınlaşması, erken uyarı sistemleriyle ilgili çalışmaları hızla arttırmıştır. Finansal krizlerle ilgili yapılan çalışmalarda, krizleri önceden tahmin etmeye yönelik birçok unsur bulunmakla birlikte özellikle sinyal yaklaşımı ve logit/probit yaklaşımları üzerinde çalışmaların yoğunlaştığı görülmektedir. Eichengreen, Rose ve Wyplosz (1996) dövize olan talep artışından kaynaklı döviz kuru üzerindeki baskıyı gösteren bir endeks (döviz kuru baskı endeksi) oluşturmuş; endeks değerinin eşik değerini aştığı durumlar kriz olarak gösterilmiştir. Benzer şekilde Sachs, Tornell ve Velasco (1996) ile Kaminsky ve Reinhart (1999) da çalışmalarında döviz piyasasında oluşan baskıyı gözlemlemek için aynı endeksi kullanmışlardır. Yapılan çalışmada banka borçlarındaki artışlarla kriz arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Frankel ve Rose un (1996) yaptıkları çalışmada, 1971-1992 yılları arasında 105 gelişmekte olan ülkede, 16 değişken içinden ele aldıkları 7 değişken anlamlı bulunarak öncü gösterge kabul edilmiştir. Model sonuçlarından yurtiçi kredi oranının ve faizlerin artmasının, döviz rezervlerinin ve doğrudan yabancı yatırımlarının azalmasının kriz olasılığını arttırıcı yönde etkisi olduğu tespit edilmiştir. Kaminsky ve Reinhart (1996) ise sinyal yaklaşımı yardımıyla krizleri önceden tahmin etmeye yönelik çalışma yapmışlardır. Bu yaklaşıma göre ülkelerin ekonomik temellerini oluşturan çeşitli ekonomik değişkenler için eşik değerler oluşturulur. Yapılan çalışmada, finansal akımların serbestleşmesiyle birlikte para bir başka deyişle döviz ve banka krizlerinin birbirini tetiklemesiyle ekonomide beliren ikiz kriz olarak bilinen modelleri ele alarak erken uyarı sistemi oluşturmuşlardır. Çalışmada 5 gelişmiş ve 15 gelişmekte olan ülke olmak üzere toplam 20 ülkede görülen finansal krizleri incelemişler ve sonucunda finansal krizler ile ilgili olarak bankacılık sektöründeki olumsuzlukların krize yol açtığı, bu nedenle de ekonomide bankacılık krizlerinin önceden algılanabilmesinin ileride çıkacak finansal krizlerin bilinmesine yardımcı olunacağı belirtilmiştir. Sinyal yaklaşımı ile analiz yapılan bir başka çalışma ise Collins e (2001) aittir. Bu çalışmada gelişmiş ve gelişmekte olan olmak üzere toplam 25 ülke için 1985 1998 yılları arasında aylık veriler kullanılarak analiz yapılmıştır. Yapılan çalışmada döviz kurunda ve rezervlerde meydana gelen

değişmenin ağırlıklı ortalamasının eşik değeri 3 olarak hesaplanmış; hesaplamalar yüksek enflasyon yaşayan ülkeler için ayrı yapılmıştır. Bussiere ve Mulder ın (1999) 2 çalışmalarında, birçok gelişmekte olan ülke ekonomisinin içinde bulunduğu toplam 46 ülkenin krizlerini gözlemlenmiş; döviz kurunun ve rezervlerdeki değişmenin ağırlıklı ortalamasının eşik değeri hesaplanmıştır. Çalışmada, politik istikrarsızlığın seçim öncesi ve seçim sonrası olmak üzere krizin derinliğini önemli ölçüde etkilediği ifade edilmiştir. Günal (2001), çalışmasında Kasım 2000 krizini, Minsky nin finansal istikrarsızlık hipotezi ile açıklamış; finansal istikrarsızlık hipotezine benzer şekilde, Merkez Bankası nın bankaların rezerv ihtiyaçlarını karşılamaması durumunda krizin ortaya çıkacağını göstermiştir. Karaçor ve Alptekin in (2006) yapmış olduğu çalışmada, Türkiye ekonomisinde finansal krizler öncesi öncü göstergelerin hareketleri incelenmiştir. Kaminsky, Lizondo ve Reinhart tarafından geliştirilen KLR metodunun uygulandığı bu çalışmada bazı makroekonomik göstergeler Kasım 2000 ve Şubat 2001 krizlerinin öncü göstergeleri olarak belirlenmiştir. Göstergelerde meydana gelen değişiklikler incelenmiş ve bu çalışmanın sonucuna göre; öncü göstergelerin her iki kriz öncesinde de sinyal verdiği gösterilmiştir. Aziz, Caramazza ve Salgado (2000), 30 tanesi gelişmekte olan ve 20 tanesi gelişmiş olmak üzere toplam 50 ülke üzerinde öncü göstergelerin geçerli olup olmadığını incelemişlerdir. 1975 1997 dönemi aylık ve yıllık verilerden hareketle işsizlik oranı, dünya faiz oranları ve kısa dönemli sermaye hareketlerinin de dahil olduğu 23 değişken yardımıyla göstergelerin geçerliliğini ölçmeye çalışmışlardır. Yapılan analizde, rezervlerde ve döviz kurunun ağırlıklı ortalamasında 1,5 kat oranında ortaya çıkan standart sapma ve toplam ortalama kriz olarak tanımlanmıştır. Kittelman ve diğerlerinin (2006) yapmış olduğu çalışmada Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Rusya gibi ülkelerin 1993-2004 yılları arasındaki ekonomik kırılganlıklarını belirlemek için erken uyarı sistemi olarak Markov Rejim Değişimi Modeli ni (Markov regime - switching model) kullanmışlardır. Yapılan çalışmanın sonucunda, bazı ülkelerde (Macaristan, Slovakya vb.) krizlerin çoğu iç politikadaki tutarsızlıklar ve temel makroekonomik göstergelerdeki kötüye gidişle, birinci 2 Aktaran Eser: Karaçor, Zeynep ve Alptekin, Volkan (2006). Finansal Krizlerin Önceden Tahmin Yoluyla Değerlendirilmesi: Türkiye Örneği.Yönetim ve Ekonomi Dergisi, 13(2), s.241

nesil kriz modelleri ile açıklanırken; Rusya ve Ukrayna için ise ikinci ve üçüncü kuşak kriz modellerine ilişkin göstergeler kırılganlığı açıklamada etkili olmuştur. Racoru ve diğerleri (2006) çalışmalarında para krizleri için erken uyarı sistemlerini incelemişler, bazı gelişmekte olan ülkeler için para krizlerini araştırmışlardır. Çalışmalarında KLR ve çok sınıflı logit modelleriyle öncü göstergeler belirlemişlerdir. Ayrıca Romanya için 1994-2004 yılları arasında gerçekleşen üç para krizini incelemişler ve sonucunda, para krizleri üzerinde en önemli etkiye sahip faktörler olarak paranın aşırı değer kazanmasını ve M2/Rezerv oranını bulmuşlardır. Blanco ve Garber (1986) çalışmalarında, 1973-1981 yılları arasında Meksika da yurtiçi kredi büyüklüğünün olası bir devalüasyon için kritik bir seviyeye yakınlığını ifade etmişlerdir. Bunun yanı sıra, Bussiere ve Fratzscher (2002) ele aldıkları çalışmalarında, finansal krizleri tahmin etmek için multinominal logit model bazlı yeni erken uyarı sistemi geliştirmişlerdir. Weber (1998) ise yukarıdaki çalışmalardan farklı olarak aylık verileri kullanmış ve yapısal Vektör Otoregresyon (VAR) modeli ile analiz yapmıştır. Tosuner in (2005) yapmış olduğu çalışmada sinyal yaklaşımı metodu kullanmış; döviz rezervleri, reel döviz kuru, yurtiçi krediler, M2 büyüklüğünin öncü gösterge olarak nitelendirilebileceğini gözlemlemiştir. Kaya ve Yılmaz ın (2007) çalışmalarında, daha önce konu hakkında yapmış oldukları çalışmaları özetlemiş ve genişletilmiş veri seti kullanarak, logit ve sinyal yöntemi ile analizler yapmışlardır. Çalışmada Türkiye ekonomisi için öngörülen para krizi sisteminin başarı şansı ele alınmıştır. Ural ve Balaylar (2007), çalışmalarında finansal istikrarsızlık dönemlerini belirlemek ve krizleri öngörmek için baskı indekslerini kullanmışlardır. Türkiye için 1987-2007 dönemi aylık verileri kullanılarak, istikrarsızlığa yol açan etmenler dikkate alınarak bir indeks geliştirilmiştir. Bu çalışma ile krizlerin yaklaşmakta olduğunun anlaşılabileceği; ancak zamanının tam olarak tahmin edilemeyeceğini sonucuna varmışlardır. Aydın ve Kara nın (2008) kriz öncü göstergeleri üzerine yaptıkları çalışmada, döviz kurunun ve reel faizin ekonomik konjonktürün bir göstergesi mi yoksa ekonomik konjonktürün belirleyicisi mi olduğunu Markov Rejim Değişimleri yöntemiyle analiz etmişlerdir. Modele dahil ettiği GDP nin

gecikmeli değeri modeli büyümeyi açıklayan en etkili değişken ve aynı zamanda en önemli öncü gösterge olduğu gözlenmiştir. 4. Araştırma 4.1. Araştırmanın Amacı Geçmişte yaşanmış olan krizlerin, o ülkenin gelecekte meydana gelebilecek herhangi bir krize olan duyarlılığını arttıran etmenler hakkında bilgi üretip üretmediği konusu üzerinde durulması gereken bir husustur. Meydana gelebilecek finansal krizlerin önceden tahmin edilmesi ya da oluşabilecek olumsuz gelişmelerin bilinmesi, politika belirleyicilerin gerekli önlemleri almasına yardımcı olacaktır. Bu çalışmanın amacı öncü göstergeler yaklaşımını esas alarak küresel kriz öncesi ekonomik göstergelerin nasıl bir değişim içinde bulunduklarını, Türkiye ekonomisi açısından öncü göstergelerle krizin öngörülüp öngörülemeyeceğini incelemektir. Bu amaçla yapılan araştırmada kullanılan veri seti ve uygulanan model alt başlıklarda ayrıntılı olarak anlatılmıştır. 4.2. Veri Seti ve Araştırmanın Yöntemi Çalışmamızda Türkiye den seçilen 1997 Ocak - 2009 Aralık dönemi verilerden yararlanarak, krizlerin öncü göstergelerinin tespit edilip edilemeyeceği Logit ve Probit modeller kullanılarak ortaya konmaya çalışılmıştır. Aylık veriler, yıllık verilere göre bazı avantaj ve dezavantajlara sahiptir. Her bir değişken için aylık verilere ait bilgilerin olmaması daha dar kapsamlı bir örneklemin oluşturulmasına yol açar. Ancak bu çalışmada bazı değişkenlerin aylık verilerine ulaşılamadığı için oluşturulan modele dönüşümler yapılarak dahil edilmiştir. Değişkenler, ampirik literatürde anlamlı sonuçlar veren değişkenlerden oluşturulmaya çalışılmıştır. Değişkenlerin tespitinde literatürün yanı sıra bu konuda uzman öğretim üyelerinin görüşleri de göz önüne alınmıştır. Çalışmada kullanılan değişkenler T. C. Merkez Bankası, İMKB, DPT ve Türkiye İstatistik Kurumu nun internet sitelerinden elde edilmiştir. Değişkenler ve değişkenlere ait kısaltmalar Tablo 1 de gösterilmiştir.

Tablo 1. Çalışmada Kullanılan Değişkenler ve Kısaltmaları Cari İşlemler Açığı = CIA Gayri Safi Yurtiçi Hasıla = GSYIH Cari İşlemler Açığı/GSMH = CİA/GSYİH M2/Uluslararası Döviz Rezervi=M2/UDR Cari İşlemler Açığı/MBRezervleri=CİA/MBR Dış Borç Servisi Oranı=DBSO Kısa Vadeli Dış Borç /Döviz Rezervleri=KVDB/DB Reel Faiz Oranı=RFO Kısa Vadeli Dış Borç /Toplam Borç=KVDB/TB Döviz Tevdiat Hesabı/Toplam Mevduat=DTH/TM İhracatın İthalatı Karşılama Oranı=İHR/İTH Döviz Kuru = DK MBRezervleri/İthalat=MBR/İTH Portföy Yatırımları=PY Kapasite Kullanım Oranı=KKO Sanayi Üretim Endeksi =SÜE 4.2.1. Logit - Probit Model Probit model fayda teorisi veya rasyonel tercih davranışı üzerine kurulmuş bir teoridir. Probit model parametrelerin doğrusal olmayan bir fonksiyonudur. Bu modeli birikimli normal birikimli dağılım fonksiyonu kullanmaktadır. Dağılım fonksiyonu doğrusal olmadığından dolayı tahmin yapılmadan doğrusallaştırılır. Bunun için normal birikimli dağılım fonksiyonunun tersi alınır. (Güriş, Çağlayan, 2005:685) P i = F ( β 0 + β 1 X i ) = F (Z i ) şeklinde gösterilir ve burada F; birikimli olasılık fonksiyonu, X ise stokastik değişkeni ifade eder. Normal birikimli olasılık fonksiyonu ise şu şekilde ifade edilebilir: P i = F (Z i ) = (1/ 2π) e -s2/2ds Buradaki s, varyansı 1 ve ortalaması 0 olan normal dağılımlı tesadüfi bir değişkeni ifade eder. Logit model ise 0 E(YiIX) 1 şartını sağlamak üzere geliştirilmiştir. Bu modelin açıklamasında lojistik dağılım fonksiyonu kullanılmaktadır. Bu fonksiyon; P i = F (Z i ) = F (β 0 + β 1 X i ) = 1/(1+e -Zi ) = 1/(1+e -( β0+ β1xi) ) şeklinde ifade edilir ve buradaki P i, açıklayıcı değişken olan X i hakkında bilgi verir ve aynı zamanda i nci bireyin belirli bir seçim yapma olasılığını ifade eder. (Güriş, Çağlayan, 2005: 683-684)

Logit modeli nitel tercih modelleri içinde en çok kullanılandır. Bu model probit model gibi birikimli olasılık dağılımından türetilmiş lojistik dağılım fonksiyonudur. Bu modelin doğrusal regresyon analizinde kullanılabilmesi için; P i / (1-P i ) =e Zi şeklinde ifade edilen odds oranının hesaplanması gerekmektedir. Modelin doğrusal hale getirilmesi tahminde büyük kolaylık sağlar ve doğrusallaştırma işlemi doğal logaritma alınarak L i = lne Zi = Z i = ln (P i /1-P i ) elde edilir. 5. Bulgular ve Yorumlar Farklı modeller oluşturularak Logit ve Probit analizler yapılmış; ancak anlamlılık düzeyi ve modeli açıklama seviyesi en iyi olan logit ve probit modeli ele alınarak açıklama yapılmıştır. Ele alınan değişkenlerle ilgili logit ve probit model sonuçları Tablo 5.1 ve Tablo 5.2 de yer almaktadır: Tablo 5.1. Model 1 Logit Sonuçları Değişken Katsayı Standart Hata Z istatistiği Olasılık (Prob) C - 10.3765 3.4245-2.9514 0.0025 CİA/GSYİH 0.0985 0.0119 2.0540 0.0312 İHR/İTH -1.1351 1.8239-2.4136 0.0498 CIA/MBR 0.0437 0.2381 2.0753 0.0512 MBR/İTH -1.3176 3.3642-2.9874 0.0178 AIC : 0.16425 LOG LIKELIHOOD : -7.4256 PROB(LR) : 1.8932 MCFADDEN R-SQUARED: 0.689648 Model 1 de C sabit terimi ifade eder. Modelin bağımsız değişkenleri CIA/GSYİH, IHR/ITH, CIA/MBR ve MBR/ITH dir. Bu değişkenlere ait katsayılar sırasıyla 0.0985, -1.1351, 0.0437 ve - 1.3176 çıkmıştır. Bağımsız değişkenlere ilişkin katsayıların işaretleri kriz ile ilişkinin yönünü vermektedir. Bağımsız değişkenin pozitif değer alması, kriz bağımlı değişkeni ile bağımsız değişkenin aynı yönde hareket ettiği; yani bağımsız değişkendeki artışın, bağımlı değişkende de artışa neden olacağı şeklinde yorumlanır. Eğim katsayısının negatif işaretli olması ise tam tersi şekilde yorumlanır.

Model 1 in bağımsız değişkenlerine ait katsayıları incelediğimizde cari işlemler açığında meydana gelecek bir artışın kriz olasılığını arttıracağı ortaya çıkmaktadır. İhracatın ithalatı karşılama oranı ve Merkez Bankası rezervlerinin ithalatı karşılama oranlarında meydana gelecek bir azalmanın da yine kriz olasılığını arttıracağı görülmektedir. Değişkenlere ait katsayıların anlamlılıklarına baktığımızda, CIA/GSYİH, IHR/ITH ve MBR/ITH değişkenlerinin 5%, CIA/MBR değişkeninin ise 10% anlamlılık seviyesinde anlamlı oldukları görülmektedir. Model 1 e ait prbit model sonuçlarına bakıldığında benzer sonuçlar alındığı, yalnızca katsayılarda farklılıklar oluştuğu görülmektedir. Tablo 5.2. Model 1 Probit Sonuçları Değişken Katsayı Standart Hata Z istatistiği Olasılık (Prob) C -12.1450 2.1892-3.0154 0.0025 CİA/GSYİH 0.06132 0.0868 1.8325 0.0312 İHR/İTH -2.7285 1.5413-3.0169 0.0498 CIA/MBR 0.0542 0.2794 2.1628 0.0619 MBR/İTH -3.1648 2.6487-3.2432 0.0178 AIC : 0.16316 LOG LIKELIHOOD : -7.3572 PROB(LR) : 1.8618 MCFADDEN R-SQUARED: 0.69152 6. Sonuç ve Tartışma Geçmişten günümüze krizlerin önceden öngörülmesi birçok araştırmacının önemli amaçlarından biri olmuştur. Sosyal, siyasi ve ekonomik birtakım sonuçları olan krizlerin tahmini geçmişe göre çok daha güncel bir konu haline gelmiştir. Tahmin, olasılıklara göre ulaşılan bir sonuçtur ve bu sebeple kesin bir yargıya varılması pek mümkün değildir. Ancak belirsizlik durumu yerine olası risklerin azaltılmasına yönelik çalışmalar çok daha faydalıdır. Bu çalışmada literatürde krizlerin tahminine yönelik olarak kullanılan sinyal yaklaşımı ile gölge bağımlı değişken yaklaşımı denilen Probit ve Logit modellere ilişkin teorik bir çerçeve sunulmuş, seçilmiş göstergeler ile oluşturulan modellerin sonuçları açıklanmaya çalışılmıştır. 1997: 01-2009:11 dönemi arasındaki Cari İşlemler Açığı, GSYİH, Cari İşlemler Açığı/GSYİH, Cari İşlemler Açığı/MBRezervleri, Kısa Vadeli Dış Borç /Döviz Rezervleri, Kısa Vadeli Dış Borç /Toplam

Borç, İhracatın İthalatı Karşılama Oranı, MBRezervleri/İthalat, MBRezervleri/İthalat, Kapasite Kullanım Oranı, M2/Uluslararası Döviz Rezervi, Dış Borç Servisi Oranı, Reel Faiz Oranı, Döviz Tevdiat Hesabı/Toplam Mevduat, Döviz Kuru, Portföy Yatırımları ve Sanayi Üretim Endeksi verilerinden hareketle elde edilen logit sonuçlarına bakıldığında en güvenilir sonuçlar Model 1 de görülmüştür. Model 1 e ait Akaike bilgi kriteri 0.16425, log-likelihood sonucu -7.4256, prob(lr) değeri 1.8932ve Mc-Fadden R Squared değeri 0.689648olarak çıkmıştır. Model seçiminde akaike bilgi kriteri en düşük, log-likelihood değeri en büyük ve prob(lr) değeri en düşük olan model en güvenilir model olarak seçilmiştir. Probit sonuçları da Logit sonuçlarıyla örtüsür niteliktedir. Model 1 yine en güvenilir sonuçları vermektedir. Model 1 in Akaike bilgi kriteri 0.16316, loglikelihood sonucu -7.3572, prob(lr) değeri 1.8618ve Mc-Fadden R Squared değeri 0.69152olarak çıkmıştır. Model 1 in hem Logit hem de Probit sonuçları anlamlı sonuçlar vermekte olduğu görülmektedir. Model 1 in değişkenlerinden cari işlemler açığında meydana gelen artış, rezervlerdeki ihracattaki azalış kriz olasılığını arttırmaktadır. Sezgisel olarak da bakıldığında değişkenlerin yönü anlamlı görülmektedir. Krizlerin tam olarak ne zaman gerçekleşeceğini belirlemenin zorluğu herkes tarafından kabul edilecek bir olgudur. Ancak seçilen göstergelerin devamlı olarak izlenmesi risk etmenlerinin tespiti açısından önemlidir ve bundan sonra yapılacak çalışmalarda da doğru göstergelerin tespit edilmesi, krizlerin gerçekleşme zamanının aşağı yukarı doğru tahmin edilmesinde faydalı olacaktır. Kaynaklar Aydın, Ü., Kara, O. (2008). Krizlerin Türkiye Ekonomisine Etkisi: Geleceğin Öngörüsüne Yönelik Bir Deneme. 2. Ulusal İktisat Kongresi. Aziz, J., Caramazza F. & Salgado R. (2000). Currency Crises: In Search Of Common Elements. IMF Working Paper, 00/67, IMF, Washington Blanco, H., Garber, P.M. (1986). Recurrent Devaluation and Speculative Attacks on the Mexican Peso. Journal of Political Economy, 94 (February),148-166. Bussiere, M., Mulder C. (1999). Political Instability And Economic Vulnerability. IMF Working Paper 99/46, IMF. Bussiere M. ve Fratzscher M. (2002). Towards a New Early Warning System of Financial Crises. European Central Bank Working Paper Series, 145(1-66)

Collins, S. (2000). University. Model Of The Timing Of Currency Crisis. Basılmamış eser. Georgetown Delice G., (2003). Finansal Krizler: Teorik ve Tarihsel Bir Perspektif. Erciyes Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, 20 (57-81) Eichengreen B, Rose A ve Wyplosz C. (1996). Contagious Currency Crises. NBER Working Paper. 5681 Frankel, J., Rose, A., (1996). Currency Crashes in Emerging Markets: An Empirical Treatment, Journal of International Economics, 41, 351-366. Güris, S., Çağlayan E. (2005). Ekonometri ve Temel Kavramlar, İstanbul Der Yayınları Işık, S. (2004). Post Keynesyen Finansal Krılganlık Yaklaşımının Türkiye de Finansal Krizlere (1990-2001) Uygulanması. İktisat/işletme ve Finans, 218 (51-77) Kaminsky, G., Reinhart, C. (1996). The Twin Crises: The Causes of Banking and Balance of Payment Problems, Board of Governors of the Federal Reserve System. International Finance Discussion, 544. Kaminsky, G., Reinhart C. (1999). The Twin Crises: The Causes of Banking and Balance of Payment Problems, American Economic Review, 89 (3), 473-500. Karaçor, Z., Alptekin, V. (2006). Finansal Krizlerin Önceden Tahmin Yoluyla Değerlendirilmesi: Türkiye Örneği. Yönetim ve Ekonomi, 13(2). Kaya, V., Yılmaz, Ö. (2007). Para Krizleri Öngörüsünde Logit model ve Sinyal Yaklaşımının Değeri: Türkiye Tecrübesi. Türkiye Ekonomi Kurumu Tartışma Metni 2007(1), 1-16. Krugman, P. (1979). A Model of Balance- of- Payments Crises. Journal of Money, Credit, and Banking. 311(25) Marshall, D.(1998), Understanding the Asian Crises: Systemic Risk as Coordination Failure, Economic Perspectives. Federal Reserve Bank of Chicago 3Rd Quarter. Mishkin, Frederic S. (2001). Financial Policies and the Prevention of Financial Crises in Emerging Market Countries. NBER Working Paper Series, 8087, January, Cambridge. Özer, M. (1999). Finansal Krizler, Piyasa Başarısızlıkları ve Finansal İstikrarı Sağlamaya Yönelik Politikalar, Anadolu Üniversitesi Yayınları, No 1096. Sachs, J., Tornell, A. ve Velasco, A., (1996). Financial Crises in Emerging Markets: The Lessons From 1995. Brookings Pap. Econ. Act. 1. Sachs, J. (1998). Alternative Approaches to Financial Crises in Emerging Markets, Capital Flows and Financial Crises (Ed.), Miles Kahler, Cornell University Pres, Ithaca New York, 243-262. Schwartz, A.C., Capie F., Wood G. E., (1986). Real and Pseudo-Financial Crises, Financial Crises and The World Banking System. MacMillan.

Tosuner, A. (2005). Finansal Krizler ve Kırılganlık: Türkiye İçin Bir Erken Uyarı Sistemi Denemesi. İktisat, İşletme ve Finans, 20, 235, 42-61. Turgut, A. (2007). Türleri, Nedenleri ve Göstergeleriyle Finansal Krizler. TÜHİS İş Hukuku ve İktisat Dergisi, 20 (4-5). Weber, A., (1998). Sources of Currency Crises: An Empirical Analysis. Austrian National Bank, 25. Yay, T., Yay, G. G., & Yılmaz E. (2001). Küreselleşme Sürecinde Finansal Krizler ve Finansal Düzenlemeler. İstanbul Ticaret Odası Yayınları 47. http://www. tuik.gov.tr http://www.tcmb.gov.tr http://www.imkb.gov.tr http://www.dpt.gov.tr