Anadolu Üniversitesi, ĐĐBF, Đktisat Bölümü Bilecik Üniversitesi, ĐĐBF, Đktisat Bölümü



Benzer belgeler
Türk İmalat Sanayinde Enerji Verimliliği Ve Yoğunluğunun Analizi

TEKNOLOJİ EKONOMİ POLİTİKA - III TÜRKİYE DEKİ AR-GE VE YENİLİK FAALİYETLERİ

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

Grafik 16. Türkiye de elektrik üretiminin kaynaklara dağılımı

TÜRKIYE NİN MEVCUT ENERJİ DURUMU

TÜRKİYE TAKIM TEZGAHLARI ALT SEKTÖRÜ

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

ENERJİ VERİMLİLİĞİ MÜCAHİT COŞKUN

EKONOMİ BAKANLIĞI Türkiye Ekonomisi ve Tekstil ve Konfeksiyon Sektörü


HALI SEKTÖRÜ 2015 ŞUBAT AYI İHRACAT PERFORMANSI

Cam Sektörü 2013 Yılı Değerlendirmesi

ŞUBAT Sanayi Üretim Endeksi 2015 Kasım ayında 130 seviyesinde gerçekleşerek yıllık bazda %3,6 artış kaydetti. Endeksin bu

TÜRKİYE DE BU HAFTA 7 11 EYLÜL 2015


Sağlık Sektörünün Olmazsa Olmazı: Tıbbi Malzeme Alt Sektörü

Enerji ve İklim Haritası

CİRO VE KARLAR AZALMIŞ, İHRACAT ARTMIŞTIR. Erol İyibozkurt Uludağ Üniversitesi İ.İ.B.F. ÖğretimÜyesi

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012

İHRACATIN FİNANSMANI METİN TABALU / TİM GENEL SEKRETER YARDIMCISI

MİLLİ GELİR VE BÜYÜME

TTGV Enerji Verimliliği. Desteği

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması

Türkiye: Verimlilik ve Büyüme Atılımının Gerçekleştirilmesi

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım

Türkiye Ekonomisinde Dönüşüm


Ekonomik Rapor 2011 I. MAKRO BÜYÜKLÜKLER AÇISINDAN DÜNYA EKONOMİSİNE GENEL BAKIŞ 67. genel kurul Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği /

Türkiye nin Elektrik Enerjisi Üretimi Kaynaklı Sera Gazı Emisyonunda Beklenen Değişimler ve Karbon Vergisi Uygulaması. Mustafa ÖZCAN, Semra ÖZTÜRK

TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER

BÜRO, MUHASEBE VE BİLGİ İŞLEM MAKİNELERİ İMALATI Hazırlayan M. Emin KARACA Kıdemli Uzman

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2013 HAZİRAN İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

TEMİZ ENERJİ TEKNOLOJİLERİ KURSU. Harran Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makina Mühendisliği Bölümü Osmanbey Kampüsü, Şanlıurfa

Türkiye Ekonomisindeki Son Gelişmeler

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Enerji Verimliliği : Tanımlar ve Kavramlar

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

DÜNYADA VE TÜRKİYE DE BOYA SEKTÖRÜ

KÜRESEL TİCARETTE TÜRKİYE NİN YENİDEN KONUMLANDIRILMASI-DIŞ TİCARETTE YENİ ROTALAR

SANAYİ SEKTÖRÜNDEKİ ENERJİ VERİMLİLİĞİ (EV) GÖSTERGELERİ

$40,00 $30,00 $20,00 $10,00 $

DÜNYA ÜRETİM RAPORU, 2014 YILI 1. ÇEYREK

DÖKÜM VE DÖVME ÜRÜNLERĠ DEĞERLENDĠRME NOTU (MART 2009)

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Mayıs Toplantı Tarihi: 24 Mayıs 2016

EKONOMİK GELİŞMELER Nisan

EKONOMİK GELİŞMELER Mart 2012

TÜRKĐYE DE DÖKÜM SEKTÖRÜ

BASIN DUYURUSU 30 Nisan 2015

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2015 EYLÜL AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU

DIŞ TİCARET VE ÖDEMELER DENGESİ

EKONOMİK GELİŞMELER Aralık 2012

PLASTİK VE KAUÇUK ÜRÜNLERİ İMALATI Hazırlayan Orkun Levent BOYA Kıdemli Uzman

Dünyada Enerji Görünümü

Aralık Tekstil ve Hammaddeleri Sektörü 2014 Ocak-Kasım Dönemi İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği

Türkiye de Plastik Sektörü & Maliyet Tasarrufu Tekniklerinin Önemi

AYDIN TİCARET BORSASI

PETROL FİYATLARINDA KAYDEDİLEN DEĞİŞİMLERİN MAKROEKONOMİK BÜYÜKLÜKLER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİNİN İNCELENMESİ

Ocak 2015 HALI SEKTÖRÜ Ocak Aralık Dönemi İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği 01/2015 Page 1

2008 Yılı. Petrol ve Doğalgaz. Sektör Raporu

NUROLBANK 2011 YILI ÜÇÜNCÜ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

AR& GE BÜLTEN Yılına Girerken Enerji Sektörü Öngörüleri

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat

Türkiye nin Enerji Politikalarına ve Planlamasına Genel Bakış

Dünya Enerji Görünümü Dr. Fatih BİROL Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Ankara, 25 Aralık 2012

T.C. AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI Ekonomik ve Mali Politikalar Başkanlığı

Türkiye nin. Enerji Profili 1/70

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs 2012

AYDIN TİCARET BORSASI

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

KÖMÜRÜN ENERJİDEKİ YERİ

ODA/BORSA BAŞKANLARI. 2 Temmuz 2009, Ankara

MOTORLU KARA TAŞITI, RÖMORK VE YARI-RÖMORK İMALATI Hazırlayan Orkun Levent BOYA Kıdemli Uzman

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

Değişen Dünyada Güçlü İşletmeler Olmak. GİRİŞİM EĞİTİM ve DANIŞMANLIK MERKEZİ

Türkiye Tarımında Enerji Tüketimi

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

Türkiye de Kojenerasyon Potansiyeli, Uygulamaları ve Yasal Durum

ENERJİ VERİMLİLİĞİ. Etüt Çalışmaları ve Yasal Durum. Erdal ÇALIKOĞLU Sanayide Enerji Verimliliği Şube Müdürü V.

tepav Nisan2011 N DEĞERLENDİRMENOTU 2008 Krizinin Kadın ve Erkek İşgücüne Etkileri Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

DIŞ TİCARETTE KATMA DEĞER GÖSTERGELERİ TÜRKİYE 1

ENERJİ VERİMLİLİĞİ BUĞRA DOĞUKAN CANPOLAT

EKONOMİK GELİŞMELER Mart

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

EGE BÖLGESĐ SANAYĐ ODASI RAKAMLARLA TÜRKĐYE VE DÜNYA EKONOMĐSĐ. Ender YORGANCILAR EBSO Yönetim Kurulu Başkanı TOBB Yönetim Kurulu Üyesi

Türkiye nin Enerji Teknolojileri Vizyonu

HAFTALIK RAPOR 23 Şubat 2015

Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA. Yenilenebilir Enerji Kaynakları

Radyo, Televizyon, Haberleşme Teçhizatı Cihazları İmalatı. Emrah ERSOY Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Müdürlüğü Uzman Yardımcısı

TÜRKİYE DE İNŞAAT SEKTÖRÜ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

KÖMÜR REZERVLERİNE SAHİP ÜLKELERDE ELEKTRİK ÜRETİMİNDE KULLANILAN KAYNAKLARIN SEÇİMİ VE TÜRKİYE NİN KONUMU

AYDIN TİCARET BORSASI

Ender YORGANCILAR Yönetim Kurulu Başkanı 26 Aralık 2011

EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz 2013

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

Türkiye Ekonomisindeki Son Gelişmeler

(*Birincil Enerji: Herhangi bir dönüşümden geçmemiş enerji kaynağı) Şekil 1 Dünya Ekonomisi ve Birincil Enerji Tüketimi Arasındaki İlişki

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 OCAK AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

XIII. DERİ SEKTÖRÜ DEĞERLENDİRME TOPLANTISI

Transkript:

TÜRK ĐMALAT SANAYĐNDE ENERJĐ VERĐMLĐLĐĞĐ VE YOĞUNLUĞUNUN ANALĐZĐ Yrd.Doç.Dr. Hasan ĐSLATĐNCE Arş.Gör. Ceyhun HAYDAROĞU ÖZET Dünya genelinde nüfusun giderek artış göstermesi, gelişmekte olan ülkelerin sanayileşme çabaları, teknolojinin yaygınlaşması, ekonomik ve sosyal kalkınma arayışları gibi nedenlerden dolayı, tüm sektörler için girdi kaynağı olan enerjinin, ülkeler için önemi her geçen gün artmaktadır. ye olan ihtiyacın sürekli arttığı buna karşılık enerji kaynaklarının gittikçe azaldığı günümüz dünyasında, bütün enerji kaynaklarının verimli bir şekilde kullanılması büyük önem taşımaktadır. Özellikle sanayi sektöründe ana girdi kaynağını oluşturan enerjinin verimli kullanılması, uluslararası ticarette rekabet ortamının arttığı günümüzde üretim maliyetlerini düşürerek, mal ve hizmetlerin daha ucuza elde edilmesini sağlayacaktır. Bu bağlamda enerjinin önemi belirtilmiş, enerji verimliliği ve yoğunluğu kavramları açıklanmış, Türkiye de enerji kaynakları ele alınmıştır. Türkiye de enerji yoğunluğu değerleri bakımından karşılaştırma yapılmıştır. Türk sanayinin alt dalları itibariyle enerji verimliliği analiz edilmiş, sanayi sektöründe enerjinin verimliliğini arttırmak için çözüm önerileri sunulmuştur. Anahtar Kelimeler:, Verimliliği, Yoğunluğu. ENERGY EFFICIENCY IN THE TURKISH INDUSTRIAL SECTOR ABSTRACT Increases in world population, industrialization ambition of emerging and less developed countries and increased demand from developed world leads enegy s importance to increase more and more as a main input in production process. Increasing world demand for energy and depletion of energy resources in the world brings us to a point that the scarce energy resources s efficient and productive use is essential to be able to produce basic food and services less costly and as a result selling them with lower prices. Thus, efficient and productive use of energy as a result by reducing production costs will create an advantage and competitiveness for the country in international trade. This paper emphasizes the importance of energy once more by explaning the topics of energy productivity and energy intensity and also energy production and consuption in Turkey is evaluated. Energy intensity is analyzed in Turkish industry and in its subsectors and developments in Turkish industry compared with other countries datas and solutions to the issue presented. Key Word: Energy, Energy efficiency, Energy Intensity. GĐRĐŞ Dünya enerji ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılamakta olan fosil yakıt rezervlerinin, kullanım hızı her geçen gün artmaktadır. Özellikle kalkınmakta olan ülkelerin, fosil yakıt taleplerinde kesintisiz bir artış söz konusudur. Buna karşılık, fosil yakıt rezervlerinde paralel bir artış meydana gelmemektedir. Mevcut kullanım düzeylerinin sabit kalması durumunda bile özellikle petrol rezervlerinin, uzun olmayan bir süre içerisinde tükeneceği tahmin edilmektedir. Biraz daha fazla ömür biçilen doğalgaz kaynakları için de benzer Anadolu Üniversitesi, ĐĐBF, Đktisat Bölümü Bilecik Üniversitesi, ĐĐBF, Đktisat Bölümü bir durumun söz konusu olduğunu söylemek mümkündür. Mevcut fosil yakıtların tükeneceği bilinciyle, bir taraftan alternatif enerji kaynaklarının araştırılması, diğer taraftan ise mevcut enerji kaynaklarının etkin biçimde kullanılması sağlanmakta, enerji tüketiminin yaşam standartlarını etkilemeden azaltılması öngörülmektedir. Dünya ekonomisi ile hızlı bir etkileşim süreci içerisinde bulunan Türkiye altyapısını tamamlama, kalkınma hedeflerini gerçekleştirme, toplumsal refahı artırma sanayi sektörünü uluslararası alanda rekabet edebilecek bir düzeye çıkarma çabası içindedir. Bu durum, enerji talebinde hızlı bir artışı beraberinde getirmektedir. Bununla birlikte, enerjinin verimli bir şekilde kullanılması giderek önem kazanmıştır. nin verimli kullanılması; üretim sürecinde aynı miktar ürün elde edebilmek için daha az enerji tüketmeyi ve bu sayede enerji girdi maliyetlerinin azaltılmasını, sanayi kuruluşlarının hem iç hem de dış piyasada rekabet üstünlüklerinin sağlanmasını ve çevreye duyarlı enerji kullanımını sağlamaktadır. Bu çalışmada öncelikle enerji verimliliği ve yoğunluğu kavramları açıklanarak, Türkiye de enerji verimliliği ve yoğunluğu ilişkisi üzerinde durulacak ve Türkiye deki enerji kaynaklarının durumu ortaya konulacaktır. Son olarak, Türk imalat sanayinde enerji verimliliği incelenecek ve enerji verimliliği konusunda neler yapılması gerektiği, özellikle sanayi sektöründe enerji yoğunluğunun düşürülmesi için gerekli öneriler sunulacaktır. ENERJĐNĐN ÖNEMĐ, toplumsal gelişme ve ekonomik kalkınma için özellikle gelişmekte olan ülkeler için en önemli kaynaktır. nin güvenli, sürekli, kaliteli ve çevre sorunlarını baz alan bir şekilde elde edilmesi, insanların yaşam düzeyini ve refah seviyelerini arttıracaktır. Ülkelerin, ekonomik büyümelerini sağlayabilmeleri için sürekli üretim yapmaları ve bunun devamlılığının sağlanması gerekir. Bu yüzden, üretimin önemli bir parçası olan enerjinin, güvenle sağlanması ve ucuz olması önemlidir (Akkoyunlu, 2006:1). Bugün enerji tüketiminin büyük çoğunluğu, fosil yakıt olarak nitelendirilen (kömür, petrol, doğalgaz vb.) kaynaklar tarafından sağlanmaktadır. Ekonomik büyüme ve kalkınma için enerjiye ihtiyaç duyulması, fosil kaynakların rezervlerinin sınırlı olması ve kaynakların ülkeler arasında eşitsiz dağılması sebebiyle enerjiyi, enerji arz güvenliği konusunda önemli bir unsur haline getirmiştir. Gelişmiş ülkeler, enerjiye daha az ihtiyaç duymalarına karşın, refah düzeylerini sağlamaları konusunda enerji arz güvenliğinin önemli olduğunu bilmektedirler ve programlarını buna göre belirlemektedirler. (Akar, 2000:37). Günümüzde dünyada enerji kaynakları bakımından, ağırlıklı olarak fosil yakıtlar kullanılmaktadır. Ancak, fosil yakıtların rezervlerinin tükeneceği ve bir takım kesintilere uğrayacağı bilincinde olan devletler, enerji verimliliği, enerji tasarrufu ve alternatif enerji politikalarına gerekli yatırımlar yaparak, enerjide çeşitlendirmeye gitmektedirler (Özcan, 2005:25). Ülkelerin sahip olduğu enerji, ne kadar az ve pahalı ise, o ekonomi içerisinde enflasyon, işsizlik, durgunluk ve bekleyişlerde belirsizlik ile birlikte ekonomik bakımdan risklere müsait bir ortam oluşmaktadır. politika ve planlamalarının yanlış yapılması, sadece gelişmekte değil aynı zamanda gelişmiş ülkelerin de sosyal ve siyasi istikrarsızlıklarına yol açabilecek, ekonomik durumlarla karşı karşıya bırakabilecektir. Bu nedenle, enerjiyi sadece ekonomik bazda ele almayıp, ulusal güvenlik boyutuyla da değerlendirmede fayda vardır (TÜBĐTAK, 2003:45). Ülkelerin gelişimlerinde itici gücü enerji oluşturmaktadır.

Üretim faktörlerinin içine enerji faktörü de ilave edilmiştir. Bu yüzden ülkeler ihtiyaç duyulan enerjiyi, ucuz, sürekli, kaliteli, güvenli ve çevreye duyarlı bir biçimde sağlamak ve bu enerji kaynaklarını enerji arz güvenliği içinde çeşitlendirmek zorundadırlar. Bu çerçevede, yalnız enerjinin sağlanması ve üretilmesinin yanında, çevreye duyarlı bir şekilde temiz enerji kullanımının da sağlanmasına yönelik planlamaların yapılması gerekmektedir (Flavin and Lenssen, 1994:78). Ekonomilerini ve dolayısıyla ticaretlerini rekabet ortamı içerisine sokan ülkeler için rekabet, büyük ölçüde üretim maliyetlerindeki farklılıklarda aranmakta ve maliyetlerde ortaya çıkan değişiklikler fiyatlara yansıyarak, o malın dış piyasada satış imkânlarına doğrudan etki etmektedir. Özellikle bazı sektörlerde rekabet oldukça yoğun olmakta, bu ise kâr marjını düşürmektedir. Ülkeler arasında rekabet edilebilmesi için girdi maliyetleri önem arz etmektedir. Ülke sanayisi açısından bir ülkenin rekabet edebilirliği, sanayinin en önemli girdisi olan enerjinin, ucuz ve kolay elde edilebilmesi ile ölçülebilmektedir. ENERJĐ VERĐMLĐLĐĞĐ kaynaklarına erişimin kolay olmaması veya enerji kaynak rezervlerinin belli coğrafi bölgelerde yoğunlaşması nedeniyle, enerji ürünlerinde ortaya çıkacak maliyet artışlarının, krizleri beraberinde getireceği muhtemeldir. Ayrıca, enerji yatırımlarının, uzun ve pahalı bir yatırım olması, birincil enerji kaynaklarındaki ciddi fiyat dalgalanmaları, enerjiyi öncelik maddesi haline getirmiştir. Ortaya çıkan bu tür gelişmeler, enerji kullanımında bir takım yeni stratejilerin geliştirilmesini zorunlu kılmıştır. stratejisinin ortaya konulması için sürdürülebilir kalkınma çerçevesinde, çevreye duyarlı enerji üretim ve tüketiminden kaynaklanan, sosyal ve ekonomik maliyetleri en aza indiren bir strateji düşünülmelidir. Bu strateji ise, enerji verimliliği olarak adlandırılabilir. Bu strateji ile enerji gereksinimleri yeniden ele alınmaktadır. Aynı mal veya hizmet elde etmek için daha az enerji kullanılması ya da daha az maliyetle sağlanması temeline oturmaktadır. verimliliğinin sağlanmasında en etkili yöntem enerji tasarrufu olmaktadır. tasarrufu, enerji verimliliğini sağlayacak yüksek teknolojili cihazların kullanılması, enerji ile ilgili atıkların değerlendirilmesi ve geri kazanılması ile mevcut enerji kayıplarının önlenmesi sayesinde tüketilen enerji miktarının, ekonomik büyüme ve kalkınmayı azaltmadan, sosyal ve ekonomik refah düzeyini engellemeden, yaşam standartlarını düşürmeden, kalite ve performansı azaltmadan, enerji gereksinimlerinin en aza indirilmesi olarak tanımlanabilmektedir (Çalıkoğlu, 2004:59). verimliliği, enerji tasarrufu kavramını da içine alan geniş kapsamlı bir kavramdır. verimliliği, enerji kaynaklarının üretimi, iletimi ve tüketimini kapsayan ve bu aşamalarda enerjinin en yüksek etkinlikte kullanılmasını ifade etmektedir. verimliliği kapsamında yapılan çalışmalar, enerjinin hem tüketim alanını hem de arz tarafını kapsayan önlemleri içine almaktadır. verimliliği konusunda bir stratejinin oluşturulması, ekonomik açıdan sanayileşmiş ülkelerden çok, gelişmekte olan ülkeler için gerekli ve önemlidir. Bu ülkelerde, enerji verimliliğinde bir stratejinin oluşturulmasının önemi; gelişmekte olan ülkelerin, ekonomik büyüme ve kalkınma çabasında olduklarından, enerji verimliliğinde yüksek potansiyele sahip ülkeler olmasından ileri gelmektedir. Ayrıca, enerji ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli sermaye ve finans imkanları sınırlı olduğundan, enerjiyi verimli kullanmak, enerji yatırımlarından daha kârlı sonuçlar verebilmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde, enerji yatırımlarının gerçekleştirilmesi için gerekli olan kaynakların sınırlı olması ve enerji gereksinimlerinin giderek artış eğilimini sürdürmesi dolayısıyla enerji verimliliği stratejilerinin oluşturulması bir zorunluluk halini almıştır. ENERJĐ YOĞUNLUĞU yoğunluğu, enerji verimliliğinin önemli göstergelerinden biridir. yoğunluğu, tüm dünya tarafından kullanılan ve Gayri Safi Yurt Đçi Hasıla (GSYĐH) başına tüketilen birincil enerji miktarını göstermektedir. yoğunluğu bir ülkede ne kadar düşük ise, birim hasıla üretmek için harcanan enerjinin, o kadar düşük olduğunu göstermektedir. Bu da göstermektedir ki, enerji yoğunluğunun düşük olması, enerjinin verimli bir şekilde kullanıldığını göstermektedir. yoğunluğu göstergesi içinde ekonomik çıktı, enerji verimliliğindeki değişmeler, enerji yakıt ikamesindeki değişmelerin tümünü ifade etmektedir. yoğunluğu, enerji verimliliğinin izlenmesi ve karşılaştırılmasında kullanılan yaygın bir araçtır (Arkun, 2003:7). yoğunluğunun değişmesi; enerji tüketimlerindeki değişme ve gelişmeye, GSYĐH da meydana gelen değişmeye, teknolojide ortaya çıkan değişmelere, enerji verimliliğinde meydana gelen olumlu veya olumsuz gelişmelere bağlıdır. verimliliğinin artışı ve tasarruf yapılması, enerji yoğunluğunu düşürürken, enerji tüketiminin konfor ve lükse bağlı olarak artması ile yaşam standartlarının yükselmesi enerji yoğunluğunu artıracaktır. açısından bir ülkenin gelişmişlik düzeyi, ya kişi başına enerji tüketimi ile ya da enerji yoğunluğu ile gösterilmektedir. Kişi başına enerji tüketiminin yüksek olması, hem ülkedeki ekonomik faaliyetlerin hareketliliğini hem de o ülke insanlarının refah düzeyinin yüksekliğini gösterir. yoğunluğunun düşük olması ise, aynı miktar enerji ile daha yüksek çıktı elde edilmesi veya aynı çıktı düzeyini, daha az enerji kullanarak elde edilmesi olarak anlaşılmaktadır. Bu açıklamalar ile birlikte bir ülkenin enerji açısından gelişmişlik seviyesine ulaşması için, kişi başına enerji tüketiminin yüksek, enerji yoğunluğunun ise düşük olması gerekmektedir. TÜRKĐYE DE ENERJĐ KAYNAKLARI Türkiye de genel olarak enerji üretim rezervlerinin sınırlı olmasından dolayı üretim kapasitesi, toplam enerji talebini karşılayamadığı için enerji açığı ortaya çıkmaktadır. Bu açığı, diğer ülkelerden enerji ithal ederek karşılamaya çalışmaktadır. Türkiye, gelişme yolunda olan bir ülke olduğu için sürekli büyüme ve nüfus artışı içerisindedir. Bu nedenle enerji tüketimi, sürekli olarak artış göstermektedir. Buna karşın enerji üretimi, aynı ölçüde artmamaktadır. Böylece enerji, üretim ve tüketim değerleri arasındaki fark giderek açılmaktadır (USĐAD, 2004:65). Yurt içi talebin yerli üretimle karşılanma oranı, 1990 yılında %48, 1995 yılında %42, 2000 yılında %33, 2006 yılında ise %26.9 olarak yıllar itibariyle azalan bir seyir göstermektedir. Tablo 1. de de görüldüğü üzere, yerli üretimin talebi karşılama oranı 1990-2006 yılları arasında hızla düşmüş ve 2006 yılında ise Türkiye, tükettiği enerjinin yaklaşık %70 den daha büyük bir bölümünü ithal eder duruma gelmiştir. üretiminin, yurtiçi talebi karşılayamayan enerji kaynaklarından büyük bir kısmı, sürekli ithal edilen ham petrol ithalatına ek olarak, 1973 yılından itibaren taşkömürü, 1975 yılından itibaren elektrik enerjisi ve 1987 yılından itibaren doğalgaz ithal edilmesi suretiyle karşılanmaya çalışılmıştır (Laçiner, 2006:20).

Tablo 1. Talep-Üretim-Đthalat ve Đhracatının Gelişimi (BĐN TEP * ) 1990 1995 1999 2000 2001 2002 ** 2003 2004 2005 2006 TALEP 52987 63679 74275 80501 75403 78354 83826 87818 91362 99590 ÜRETĐM * 25656 26749 27729 26156 24681 24324 23783 24332 24549 26802 ĐTHALAT 30936 39779 49406 56342 52780 58629 65239 67885 73480 80514 ĐHRACAT 2104 1947 2791 1584 2620 3162 4090 4022 5171 6572 ĐHRAKĐYE 355 464 587 467 624 1233 644 631 628 588 NET ĐTHALAT 28477 37368 46028 54291 49536 54234 60505 63232 67681 73354 TYÜKO *** (%) 48,1 42,0 37,2 33,1 32,6 31,0 28,4 27,7 26,9 26,9 * TEP: Ton Eşdeğer Petrol ** Rafineri dışı üretim dahildir. *** TYÜKO: Talebin Yerli Üretimle Karşılanma Oranı Đhrakiye: Ülkenin karasuları ve/veya karasuları bitişiğinde deniz vasıtalarına veya hava meydanlarında yerli ve yabancı hava taşıtlarına vergili veya vergisiz sağlanan akaryakıt ve madeni yağ. Kaynak: ETKB/APKK/PFD den alınmıştır. Fosil yakıtların tüketilmesi için ithalat yoluna gidilmekte, bunun için dış borçlar hızla artmakta, ayrıca ithal edilen doğalgaz ve petrol gibi yakıtlardan elektrik enerjisi elde edildiğinden, elektrik fiyatları yükselmektedir. Aynı şekilde petrol fiyatları artarak, sanayi içinde önemli bir maliyet girdisi oluşturan enerjinin, fiyatının yükselmesine ve bu da ülkelerle rekabet şansının giderek azalması gibi bir sonuca neden olmaktadır (Kılıç, 2005: 15). Türkiye de enerji kaynakları, dışa bağımlı bir ülke olduğu için yüksek maliyetlidir. Bu yüzden, diğer ülkeler ile rekabet etme olanağını, enerjinin yüksek maliyetlerle elde edilmesinden dolayı azaltmaktadır. Türkiye nin önemi, Avrupa ile enerji rezervleri bakımından zengin olan ülkeler arasında, bir geçiş noktasında bulunmasından ileri gelmektedir. Bu avantajdan en iyi şekilde yararlanmak ve dışa bağımlılığını azaltmak için, enerji konusunda plan ve politikaların olması gerekmektedir (Pamir, 2003:11). TÜRKĐYE DE ENERJĐ YOĞUNLUĞU yoğunluğu bakımından Türkiye ekonomisinde kayıt dışılık oldukça fazla ve kişi başına Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) satın alma gücü paritesine göre hesaplandığında enerji yoğunluğu diğer ülkelerin altında olmaktadır. Ayrıca Türkiye sanayi sektöründe stratejisini enerji yoğun sektörlerden yana kullanması ve ağır sanayi olarak nitelendirilen demir-çelik, metal sanayi gibi sanayi gruplarında enerji yoğunluğunun yüksek olması normal karşılanmaktadır (DPT, 2004:218). Türkiye, üretim değerleri açısından bakıldığında enerjiyi verimli bir şekilde kullanamamaktadır. Ekonomide, enerjinin yoğun olması ile birlikte bu yoğunluk artmaya devam etmektedir. yoğunluğunun azaltılabilmesi için ekonominin büyümesi gerekmektedir. Çünkü enerji yoğunluğu ile kişi başına gelir arasında güçlü ve ters yönde bir ilişki bulunmaktadır. Ülkenin GSMH sı arttıkça enerji yoğunluğu düşme trendi gösterecektir. Geçmiş yıllara bakıldığında bugün gelişmiş ülkelerin enerji yoğunluğu sürekli olarak düşmektedir. Bunlara örnek olarak son 100 yıldır Amerika ve Đngiltere nin enerji yoğunluğu %1 oranında düşüş sağlanmıştır. Ayrıca Fransa, Almanya ve Japonya da da buna benzer enerji yoğunluğu düşüşleri sağlanmıştır (TÜBĐTAK, 1998:10). yoğunluğu ile ilgili verilere bakıldığında, ülkeler arasında farkların olduğu görülmektedir. Bu farkların sebebi olarak da ülkelerin gelişmişlik düzeylerinden kaynaklandığı belirtilmektedir. Tablo 2. Çeşitli Bölgelerdeki Kişi Başına Tüketimleri ve Yoğunluğu (2006) Bölgeler GSYH Tüketilen Kişi Başı Nüfus (2000 yılı) Yoğunluğu Tüketimi (Milyon) Milyar TEP/Bin (MTEP*) KEP** Dolar Dolar Dünya 6536 11740 37759 1796 0,31 OECD 1178 5537 29169 4700 0,19 Ortadoğu 189 523 838 2767 0,62 Eski Sovyet Ül. 284 1017 568 3581 1,79 OECD-Dışı Avr. 54 108 162 2000 0,67 Çin 1319 1897 2315 1438 0,82 Asya 2120 1330 2139 627 0,62 Lâtin Amerika 455 531 1796 1167 0,30 Afrika 937 614 773 655 0,79 Japonya 128 528 5087 4125 0,10 Türkiye 73 94 261 1288 0,36 ABD 300 2321 11265 7737 0,21 Almanya 82 349 2011 4256 0,17 Đngiltere 61 231 1685 3787 0,14 Brezilya 189 224 765 1185 0,29 Fransa 63 273 1468 4333 0,19 Hindistan 1110 566 703 510 0,80 Đtalya 59 184 1157 3119 0,16

Kanada 33 270 845 8182 0,32 Meksika 105 177 666 1686 0,27 Rusya 143 676 373 4727 1,81 Yunanistan 11 31 164 2818 0,19 *MTEP: Milyon Ton Eşdeğer Petrol ** KEP: Kilogram Eşdeğer Petrol Kaynak: International Energy Agency, Key World Energy Statistics, OECD/IEA, Paris, 2008, s.48,52,56. tüketiminin en fazla olduğu bölge OECD, en az olduğu bölge ise OECD dışı Avrupa olarak nitelendirilen bölgedir. Kişi başına enerji tüketimlerine bakıldığında ise yine OECD nin 4700 (KEP) değeri ile en yüksek, Asya ise 627 (KEP) değeri ile en düşük kişi başına enerji tüketim değerine sahiptir. Đncelenen ülkeler arasında en yüksek kişi başına enerji tüketen ülke, 8182 (KEP) değeri ile Kanada, ikinci sırada ise 7737 (KEP) değeri ile ABD gelmektedir. En düşük kişi başına enerji tüketim değerine sahip ülke ise 510 (KEP) değeri ile Hindistan gelmektedir. Türkiye nin kişi başına enerji tüketim değerine bakıldığında 1288 (KEP) ile sadece Afrika ve Asya ülkeleri ile nüfusu bir milyarın üzerinde olan Hindistan ın üzerinde olması, enerji tüketimi açısından bir gelişmemişlik göstergesi olarak ortaya çıkmaktadır. Dünyanın çeşitli bölgelerinin enerji yoğunlukları bakımından incelendiğinde, dünya ortalamasının 0,31 lik bir değer aldığı görülmektedir. Orta Doğu, Eski Sovyet Ülkeleri, OECD Dışı Avrupa, Çin, Asya ve Afrika bölgelerinin bu değerin üzerinde olduğu, OECD ve Latin Amerika ülkelerinin bu değerin altında enerji yoğunluğuna sahip olduğu görülmektedir. yoğunluğu değeri en yüksek olan bölge eski Sovyet ülkeleri, en düşük olduğu bölge ise OECD ülkeleridir. En yüksek enerji yoğunluk değerine sahip ülke 1,81 (TEP/Bin $) ile Rusya dır. Rusya da enerji yoğunluğunun yüksek çıkmasını, kısmen teknoloji geriliği ile açıklayabiliriz. yoğunluğu bakımından ikinci en yüksek ülke ise Hindistan gelmektedir. Hindistan ve Çin in enerji yoğunluk değerlerinin yüksek çıkmasını ise nüfus bakımından aşırı fazla olmaları ile bağlantılıdır. yoğunluğu en düşük olan ülke ise 0,10 (TEP/Bin $) değeri ile Japonya olmaktadır. Türkiye nin enerji yoğunluğu değerine bakıldığında 0,36 (TEP/Bin $) değeri ile Rusya ve Hindistan gibi ülkelerden sonra en yüksek enerji yoğunluğuna sahip ülke konumundadır. TÜRK ĐMALAT SANAYĐNDE ENERJĐ VERĐMLĐLĐĞĐ VE YOĞUNLUĞUNUN ANALĐZĐ Türkiye de sanayinin, enerji verimliliği konusunda yeterli düzeyde bulunmadığı birçok kaynakta belirtilmesine karşın, enerji verimliliği konusu üzerinde objektif verilere dayalı çalışmalar yetersizdir. Đncelenen veriler Türkiye Đstatistik Kurumu (TÜĐK) tarafından sağlanmıştır. TÜĐK e ait verilerde 1992 yılında yapılmış çalışmada bir ayrıma gidilmeksizin genel sanayinin yapısı incelenmiştir. Ayrıca 1995 yılı verilerinde 500 TEP ve üzeri sanayi kuruluşları incelemeye tabi tutulmuş ancak hem ilk çalışma olması hem de 1994 yılı krizinden sonra yapılan bir çalışma olmasından dolayı çalışmamıza 1996 yılından sonraki veriler dahil edilmiştir. Çalışmanın yapıldığı dönemde, imalat sanayindeki üretim miktarları ile satıştan elde edilen gelirlere yönelik veriler en son 2003 yılına kadar elde edilebilmiştir. Buna karşın, enerji verilerinin sanayinin çeşitli dalları ve kaynaklar itibariyle 2001 yılından sonra hazırlanmamış olmasından dolayı analizleri zorlaştıran önemli bir husus olmaktadır. Ancak verilerde ortaya çıkan olumsuzluklar veya yetersizlikler bulunmakla beraber, sanayi dallarında ortaya çıkan genel eğilimleri bu verilerle izlemek mümkün olmaktadır. yoğunluğu hesaplamalarında kullanılan imalat sanayi dalları itibariyle yıllara göre satış rakamları, 1996 yılı Amerikan Doları bazında düzenlenmiştir. Bunun için TÜĐK in, 1994 yılı bazlı imalat sanayine göre Toptan Eşya Fiyatları Endeksi (TEFE) serisi, 1996 yılı baz olacak şekilde dönüştürülmüş, bu seri kullanılarak her bir yıldaki TL cinsinden satış rakamları 1996 yılı bazına çevrilmiş, çıkan sonuçlar da 1996 yılı cari ortalama dolar kuruna bölünerek 1996 yılı fiyatlarıyla satış rakamları hesaplanmıştır. Bu hesaplamalar yapılarak, satış rakamlarında görülen yıllık değişimlerde, dolar kurundan kaynaklanan sapmalar ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır. Tablo 3. Đmalat Sanayii Alt Sektörlerinde Yoğunluğu (TEP/ Çıktı Bin Dolar) Sektörler 1996 1997 1998 1999 2000 2001 Gıda Sanayi 0,102 0,093 0,097 0,096 0,094 0,087 Dok. Giyim Eşy. ve Deri Sanayi 0,082 0,081 0,087 0,115 0,113 0,130 Orman Ürün. ve Mobilya Sanayi 0,100 0,113 0,091 0,119 0,113 0,141 Kâğıt, Kâğıt Ürün. ve Bas Sanayi 0,308 0,306 0,355 0,331 0,347 0,425 Kimya Sanayi 0,219 0,175 0,186 0,152 0,146 0,135 Taş ve Toprağa Dayalı Sanayi 0,982 0,881 0,840 0,977 1,037 1,112 Metal Ana Sanayi 0,817 0,722 0,843 0,877 0,889 0,783 Metal Eşya Sanayi 0,023 0,023 0,022 0,028 0,025 0,032 Sanayi Genel Toplam 0,235 0,211 0,222 0,230 0,228 0,230 Kaynak: Devlet Đstatistik Enstitüsü Yıllık Đmalat sanayii Đstatistikleri 1996-2001 ve DĐE Đmalat Sanayiinde Tüketimi 1996-2001 deki verilerden yararlanılarak hesaplanmıştır. (Đmalat sanayii alt sektörlerindeki enerji kullanımı ve çıktı değerleri DĐE Đmalat Sanayiinde Tüketimi 500 TEP ve Daha Fazla Tüketen Đşyerleri: 1996-2001) Gıda sanayinde enerji yoğunluk değerlerinin 1996-2001 yılları arasında 0,087 ile 0,102 değerleri arasında seyretmesi bize gıda sanayinin enerji yoğunluğu bakımından istikrarlı bir durum gösterdiğini belirtmektedir. Diğer sanayi dalları ile karşılaştırıldığında, gıda sanayinde enerji yoğunluğu bakımından hem istikrarlı bir enerji tüketim seyri göze çarpmakta hem de gıda sanayinin, tüm sanayi genel ortalamaları bakımından karşılaştırıldığında enerji-yoğun bir nitelik taşımadığını belirtmek gerekmektedir. Dokuma, giyim eşyası ve deri sanayinde enerji yoğunluğu sürekli bir biçimde artış göstermektedir. yoğunluğu bakımından 1996 yılında 0,082 olan oranı, 2001 yılında

artarak 0,130 oranına ulaştığı görülmektedir. Bu sanayi dalının enerji yoğunluğu bakımından bir artış trendi göstermesine karşın, bakıldığında Türkiye genel sanayi ortalamasının altında olduğu görülmektedir. Orman ürünleri ve mobilya sanayinin yıllar itibariyle enerji yoğunluğu değerlerine bakıldığında, istikrarlı bir seyir izlemediği ve bir azalıp bir arttığı rahatlıkla görülmektedir. Ancak tüm bu istikrarsız duruma karşı sanayi genel enerji yoğunluğu ortalaması ile karşılaştırıldığında, bu sanayi kolunun ortalama genel sanayi enerji yoğunluğu değerinden çok aşağıda olduğu görülmektedir. Bu sanayi kolunda 1996 yılında 0,100 olan enerji yoğunluğu değeri, 2001 yılında 0,141 değerine ulaşmıştır. Kâğıt sanayinde yıllar itibariyle enerji yoğunluğu değerlerine bakıldığında, bütün yıllarda genel sanayi ortalamasının üstünde seyretmiştir. Ayrıca enerji yoğunluğu değerleri yıllar itibariyle artış göstermiştir. 1996 yılında 0,308 olan enerji yoğunluğu değeri, 2001 yılında 0,425 değerine ulaşmıştır. yoğunluğunda yaşanan bu istikrarlı artış sonrasında, 2001 yılında kâğıt sanayinin enerji yoğunluk değeri, Türkiye sanayi ortalamasından yaklaşık %85 oranında fazla gerçekleşmiştir. Kimya sanayinin enerji yoğunluğunun, Türkiye sanayi ortalamasının altında olduğu görülmektedir. Kimya sanayinde enerji yoğunluğu değerlerine yıllar itibariyle bakıldığında, bir düşüş içerisinde olduğu izlenmektedir. 1996 yılında enerji yoğunluğu bakımından 0,219 gibi bir değerde iken, 2001 yılında azalarak 0,135 değerine düşmüştür. Taş ve toprağa dayalı sanayi dalında enerji yoğunluğu yüksektir. Verilere göre bu sanayi kolundaki enerji yoğunluğu değeri, 1996-2001 yılları arasında yaklaşık %13 oranında artış kaydetmiştir. yoğunluğu değerlerine bakıldığında, 1998 yılına kadar azalmış ancak sonraki yıllarda giderek yükselmiştir. 1996 yılında 0,982 olan enerji yoğunluğu değeri, 2001 yılında 1,112 değerine yükselmiştir. Taş ve toprağa dayalı sanayinin enerji yoğunluk değerinin, 2001 yılı verileri karşılaştırıldığında Türkiye sanayi ortalamasından yaklaşık 5 katı fazla olduğu görülmektedir. Bu sanayi kolu, enerji yoğunluğu açısından tüm sanayi kolları içerisinde en yüksek enerji yoğunluğuna sahip olmaktadır. Metal ana sanayi enerji yoğunluğu bakımından 1996-2000 yılları arasında artış trendi göstermiş, kriz yılı olan 2001 yılında bir düşüş yaşanmıştır.1996 yılında enerji yoğunluğu değeri 0,817 iken, 2001 yılında bu değer 0,783 e düşmüştür. Metal ana sanayi, en çok enerji tüketen sektör olması dolayısıyla enerji yoğunluğunun düşeceği yerde gittikçe yükseliş göstermesi, enerji verimliliği konusunda tehlikeli bir gidişin sinyali olabilir. Bu sektördeki enerji yoğunluğunun Türkiye sanayi ortalamasının yaklaşık 4 katına ulaşması dikkat edilmesi gereken bir husustur. Metal eşya ve makineteçhizat sanayi, enerji yoğunluk değerleri çok küçüktür. Bu sanayi dalı ortalama enerji yoğunluğu değerleri bakımından tüm sanayi sektörleri içinde en düşük paya sahip sektördür. yoğunluğu değerleri bakımından, 1996 yılında 0,023 iken 2001 yılında 0,032 ye yükselmiştir. Bu sektörde enerji yoğunluk değerlerinin düşük çıkmasının nedeni olarak bu sanayi dalında büyük oranda ileri teknoloji kullanılmasının ve bu teknolojilerin enerji verimli teknolojiler olması gösterilebilir. Ayrıca, 1999 ve 2001 yıllarındaki çok küçük yükselmeler olmasına karşın, istikrarlı bir seyir izlemektedir. Bu da sektörün enerji kullanımı açısından oldukça oturmuş bir sektör olduğunu göstermektedir. ĐMALAT SANAYĐ ENERJĐ VERĐMLĐLĐĞĐ GENEL DEĞERLENDĐRME Tüm genel sanayi içinde, her bir sanayi kolunun birbirinden farklı enerji yoğunluğu eğilimlerine sahip olduğu belirtilmelidir. Taş ve toprağa dayalı sanayi ile metal ana sanayi, enerji yoğunluğu bakımından genel sanayi ortalamasının oldukça üstünde olan iki sanayi koludur. Ayrıca kâğıt sanayide enerji yoğunluğu en yüksek üçüncü sanayidir ve genel sanayi ortalamasından yüksektir. Geriye kalan tüm sanayi kolları genel sanayi ortalamasının altında değerlere sahiptir. Metal ana sanayi ve taş ve toprağa dayalı sanayinin enerji yoğunluğu bakımından diğer sanayi kollarından belirgin bir şekilde yüksek olması, sadece Türk sanayi yapısına göre değil, tüm ülkelerde de bu iki sanayinin enerji yoğunluk değerleri yüksek çıkmaktadır. Çünkü hem metal ana sanayi hem de taş ve toprağa dayalı sanayinin yapım süreçleri gereği çok yüksek sıcaklıklarda çalışılması gereği vardır. Örnek vermek gerekirse taş ve toprağa dayalı sanayide, camın elde edilme aşamasında, kumun eritilmesi veya seramik üretiminde toprağın yapısının bozulup dayanıklı malzeme yapılması ve pişirilmesi için yüksek miktarlarda enerji tüketilmektedir. Aynı şekilde metal ana sanayinde, demirin ergitilip sıvı hale getirilmesi aşamasında da büyük miktarlarda enerji tüketilmektedir. Türkiye de imalat sanayinin özellikle enerji yoğun sektörlerinde gerek uluslararası kuruluşlar ile işbirliği yaparak, gerekse öz kaynaklar ile enerji verimliliği konusunda bir takım iyileştirme çalışmaları yapılmıştır. Bu çalışmalar sonucunda bazı iş kollarında ve sanayi kuruluşlarında enerji verimliliği bakımından dikkate değer gelişmeler gözlenmiştir. verimliliği konusunda yapılan iyileştirme çalışmalarına en iyi örnek metal ana sanayinde faaliyet gösteren ERDEMĐR deki gelişmelerdir. Bu sanayi kuruluşunda enerji verimliliği konusunda yapılan çalışmalar ve bilinçlendirme faaliyetleri sonucunda çok önemli iyileşmeler kaydedilmiştir. Tablo 4. de görüldüğü gibi 1982-2003 yılları arasında ERDEMĐR de bir ton sıvı çelik üretimi için harcanan birim enerji, 8.220 Mcal den 5.122 Mcal e gerilemiştir. Bu da yaklaşık %38 lik bir iyileşmeye karşılık gelmektedir. verimliliği konusunda bir diğer önemli nokta ise, özel sektör kuruluşlarının enerji verimliliği konusunda gerekli yatırımları bugüne kadar yeterince yapmamış olmalarıdır. Bunun nedenleri arasında, Türkiye nin sanayileşme sürecini zorluklarla gerçekleştirmesi, enflasyonun uzun yıllar yüksek değerlerde seyretmesi, ülkede sık sık ekonomik krizlerin yaşanması gibi nedenlerle enerji verimliliği konusunda gerekli çalışmalar bir türlü yapılamamıştır. (Kavak, 2005:129) Tablo 4. ERDEMĐR in Çelik Üretimi ve Tüketimi Yıllar Toplam Ham Çelik Üretimi (Ton) Birim Tüketimi (Mcal/ton çelik) 1982 1.081.944 8.220 1985 1.481.235 6.762 1990 1.840.757 6.665 1995 2.041.541 6.105 1998 2.544.783 5.296 2003 3.088.110 5.122

Kaynak: Kavak, K. (2005) Dünyada ve Türkiye de Verimliliği ve Türk Sanayinde Verimliliğinin Đncelenmesi, DPT Uzmanlık Tezi, Ankara s.128 Özel sektör sanayicilerinin, enerji verimliliği konusunda yatırım yapmalarını engelleyen etmenler olarak, kredi maliyetlerinin oldukça yüksek olması ve finansman imkanlarının darlığı gösterilebilir. Güçlükle sağlanan krediler ise daha çok üretimi arttırmaya yönelik tesis yatırımlarına yönelmiş, enerji tasarrufuna yönelik yatırımlar ya gereksiz görülmüş ya da ikinci plana atılmıştır. Bütün sanayi kollarının farklı düzeyde enerji tüketim miktar ve paylarının olduğu aynı zamanda her bir sanayi kolunun enerji yoğunlukları açısından farklı eğilimler gösterdiği analizlerden Tablo 5. de görüldüğü gibi en ucuz enerji kullanımı gerçekleştiren sektörler, taş ve toprağa dayalı sanayi, kâğıt sanayi ve metal ana sanayi olmaktadır. En yüksek enerji ortaya çıkmıştır. Her bir sanayi kolunda enerji tüketiminde kaynakların farklı dağılım ve nitelikler göstermesinden dolayı, her bir sanayideki 1 (TEP) enerjinin maliyeti de farklılıklar göstermektedir. Örneğin, linyit veya taşkömürü gibi enerji kaynaklarının ağırlıklı olarak kullanıldığı sanayi kollarında, bu kaynakların birim fiyatları diğer kaynaklara göre daha ucuz olduğundan 1 (TEP) enerjinin maliyeti düşmektedir. Diğer taraftan elektrik, motorin, fuel-oil gibi daha pahalı kaynakların ağırlıklı olarak kullanıldığı sektörlerde 1 (TEP) enerjinin maliyeti yüksektir. maliyeti ise metal eşya ve makine-teçhizat sanayinde gerçekleşmektedir. Sanayi Türü/Değerler Tablo 5. Sektörlere Göre 1 TEP nin Maliyeti 2001 Yılı 2001 Yılı Harcaması Harcaması (1996 (1996 $) MilyonTL) 2001 Yılı Tüketimi (TEP) 1 TEP nin Maliyeti ($/TEP) Gıda Sanayi 24822741 297267655 1165251 255 Tekstil Sanayi 37234675 445908231 1165261 383 Orman Ürünleri Sanayi 3051855 36547849 106643 343 Kâğıt Sanayi 12451807 149118080 709660 210 Kimya Sanayi 53628766 642237596 2779458 231 Taş ve Toprağa Dayalı Sanayi 67617776 809764631 3927415 206 Metal Ana Sanayi 86336958 1033938397 4823751 214 Metal Eşya ve Mak. Teç. Sanayi 14885859 178267356 328574 543 Kaynak: TÜĐK (2001) Đstatistikleri Đmalat Sanayiinde Tüketimi (500 TEP ve Daha Fazla Tüketen Đşyerleri) alınmıştır. SONUÇ Türkiye, birincil enerji kullanımı açısından büyük oranda dışa bağımlı bir ülke olduğundan ve bu durumun ilerleyen yıllarda giderek artış göstereceği öngörüldüğünden, sanayi üretiminin önemli bir girdisi konumundaki enerjinin, verimli kullanılması daha önemli olmaktadır. de oluşan dışa bağımlılığın getirdiği riskleri, en aza indirilebilmek için Türkiye, enerjiyi verimli bir şekilde üretmesi, iletmesi ve tüketmesi gerekmektedir. Türkiye nin enerji verimliliği bakımından, dünya ortalamasının altında bulunduğu, bununla birlikte enerji yoğunluğu değerlerinin pek çok ülkeye göre yüksek olduğu görülmektedir. Aynı şekilde uluslararası alanda, rekabet edecek olan sanayi sektörünün de enerjiyi verimli bir şekilde kullanmadığı, yapılan bu çalışmada ortaya konmuştur. Türk sanayinde, enerjinin verimli bir şekilde kullanılabilmesi için alınabilecek önlemleri şu şekilde sıralayabiliriz; - yoğunluğu yüksek sektörlerdeki, yüksek enerji tüketimine sahip sanayi kuruluşları belirlenerek, bu kuruluşlar ile değerlendirmelerde bulunarak, enerji verimliliğinin arttırılması, hedeflerin belirlenmesi ve bu konuda bazı mali teşviklerin sağlanması, kısa vadede alınabilecek önlemlerdendir. - Sanayi kuruluşlarında, enerji tüketimleri izlenerek, aynı üretim miktarına karşı, sebebi açıklanamayan yüksek enerji tüketimleri tespit edilmeli, bu tür durumlarda kuruluş önce uyarılmalı, daha sonra gerekirse bu kuruluşa karşı, devlet desteğinin sınırlandırılması gibi çeşitli yaptırımlar uygulanmalıdır. Bununla birlikte enerji verimliliği konusunda başarılı olan kuruluşlara da ödüller verilerek bu tür faaliyetler teşvik edilmelidir. Yapılan çalışmaların etkin bir şekilde yürütülmesi için, enerji verimliliği konusunda merkezi bir izleme ve denetleme mekanizmasının oluşturulması gerekmektedir. - Sanayi sektöründe, enerji verimliliğini artırıcı ekipmanlar için yapılan yatırımlarda, üretimlerde veya bu ekipmanların ithalinde çeşitli gümrük vergisi indirimi ve KDV iadesi gibi teşvik edici önlemler alınması sağlanabilir. - sektöründe teknolojik yenilikler, enerjinin verimliliği açısından önemlidir. Bu bağlamda, eski ve hantal teknolojilerin yerine, maliyetleri düşürücü, enerji verimliliğini sağlayıcı, teknolojiler kullanılmalıdır. Türkiye, eskimiş enerji sistemleri yerine teknolojilerini, yeni, yenilenebilir ve temiz enerji yatırımları üzerine kurmalıdır. - Türk sanayinin ağır (enerji yoğunluğu yüksek) sanayiden, katma değeri yüksek, elde edilen ürünün pazar hacmi geniş ve istihdam kabiliyeti yüksek hafif (enerji yoğunluğu düşük) sanayiye doğru yapılandırılması gerekmektedir. Bunu gerçekleştirebilmek için en kısa zamanda sanayi planlaması yapılarak, teşvikler ve tesis kurma izinlerinin, bu plan dâhilinde verilerek, enerji yoğunluğu düşük sanayilere geçiş kolaylaştırılabilir. Ulusal sanayi planlaması yapılırken, Türkiye nin enerji kaynakları bakımından büyük oranda dışa bağımlı bir ülke olduğunu, bu gelişmenin gelecek yıllarda artarak devam edeceğini, bu yüzden de sanayi içerisinde ağırlıklı bir kalem teşkil eden enerjinin, her zaman pahalı olacağının bilinerek, plan yapılması gerekmektedir.

KAYNAKÇA Akar, Y. (2000) Türkiye nin Sorunu ve Öneriler, TĐSK- Đşveren Dergisi, Şubat Akkoyunlu, A. (2006) Türkiye de Kaynakları ve Çevreye Etkileri, TASAM (Türkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi) ve Bahçeşehir Üniversitesi, I. Ulusal Türkiye de ve Kalkınma Sempozyumu na Sunulan Bildiri, Đstanbul Arkun, M. E. (2003) Verimliliğine Çağdaş Yaklaşım ve Türkiye, ETKB/EĐEĐ Genel Müdürlüğü/ Tasarrufu Koordinasyon Kurulu ve Ulusal Tasarrufu Merkezi Tarafından Yapılan 22. Verimliliği Haftası Etkinlikleri ne Sunulan Bildiri, Ankara Çalıkoğlu, E. (2004) EĐEĐ Genel Müdürlüğü, Tasarrufu Koordinasyon Kurulu Yayını, Ankara DĐE. (Devlet Đstatistik Enstitüsü) Đstatistikleri Đmalat Sanayiinde Tüketimi, (500 TEP ve Daha Fazla Tüketen Đşyerleri) 1996-2001 Yılları DĐE. (Devlet Đstatistik Enstitüsü) Yıllık Đmalat Sanayii Đstatistikleri, 1996-2001 Yılları DPT. Devlet Planlama Teşkilatı (2004) Türkiye Đktisat Kongresi Çalışma Grubu Raporları, Çalışma Grubu Raporu, Đzmir Flavin C. And Lenssen N. (1994) de Arayışlar, Çeviren: Yaman Köseoğlu Đstanbul: Tema Vakfı, Yayın No: 12 IEA (International Energy Agency) (2008) Key World Energy Statistics, OECD/IEA, Paris. Kavak, K. (2005) Dünyada ve Türkiye de Verimliliği ve Türk Sanayinde Verimliliğinin Đncelenmesi, DPT Uzmanlık Tezi, Ankara Kılıç, N. (2005) 2006 Yılına Girerken Sektörü Öngörüleri, AR&GE Bülten Dergisi, Aralık Laçiner, S. (2006) Türkiye nin Güvenliği, Türk Harb-Đş Dergisi, Sayı: 219 Özcan, M. (2005) Verimliliği Hedefleri ve Uygulamadaki Güçlükler, ETKB/EĐEĐ Genel Müdürlüğü/ Tasarrufu Koordinasyon Kurulu ve Ulusal Tasarrufu Merkezi Tarafından Yapılan 24. Verimliliği Haftası Etkinlikleri ne Sunulan Bildiri, Ankara Pamir, N. (2003) Dünyada ve Türkiye de, Türkiye nin Kaynakları ve Politikaları, Metalurji Dergisi, Yıl:17, Sayı: 134 TÜBĐTAK. (2003) Dünya Bakışı 2002, Vizyon 2023 Teknoloji Öngörü Projesi ve Doğal Kaynaklar Paneli Üretilen Raporu, Ankara TÜBTAK. (1998) Bilim Teknoloji Sanayi Politikaları Tartışma Platformu, Teknolojileri Politikası Çalışma Grubu Raporu, nin Etkin Kullanımı ve Tasarrufu ile Đlgili Teknolojiler, Ankara Ulusal Sanayici ve Đş Adamları Derneği. (2004) Elektrik sinde Bugün ve Geleceğimiz Raporu, Ankara