Sevgili Eyüplüler; Yeni kültür ve sanat sezonuna merhaba dediğimiz eylül ayı itibariyle gerçekleştirdiğimiz tüm organizasyonlara göstermiş olduğunuz yoğun ilgiden dolayı sizlere teşekkür ederek sözlerime başlamak istiyorum. Kültür ve sanat programlarına başladığımız günden itibaren göstermiş olduğunuz yoğun ilgi dolayısıyla bu sene bazı programlarımız Göktürk te bulunan Hisar Okulları nın salonunda gerçekleştirme kararı aldık. Bu vesile ile bizlere okullarının kapılarını açan Hisar Okulları yetkililerine de sizler adına buradan teşekkürlerimi sunarım. Aramızdan ayrılışının 74. yılında, Ulu Önderimiz Atatürk ü her yıl olduğu gibi bu yıl da minnet ve şükran duyguları ile yâd edeceğiz. Bu vesile ile Perihan DÖNMEZ hocamızın bizler için hazırladığı Ulu Önderimizin sevdiği arkılardan oluşan bir repertuar ile gurur dolu bir anma gecesi gerçekleştireceğiz. Hisar Okulları sahnesinde sizleri ağırlayacağımız ilk programımız, kişiyi kendine ve çevresine yabancılaştıran çağın en baş edilmez hastalığı Alzhemir in konu edildiği Sonbaharı Beklerken adlı tiyatro oyunu ile tiyatromuzun usta isimleri 17 Kasım Cumartesi günü saat 20:00 da bizlere unutulmaz anlar yaşatacak. Hisar Okulları sahnesinde sizleri ağırlayacağımız bir diğer program ise, her yaştan müzikseverin ilgi ile takip ettiği, yıllarca Ezginin Günlüğü grubunda solistlik yapan ve Solo adlı yeni albümü ile de gönüllerimize yeniden taht kuran Hüsnü ARKAN, 24 Kasım Cumartesi günü saat 20:00 da Öğretmenler Günü Özel Konseri ile bizlerle birlikte olacak. Her daim sevgiyle kalınız.
Mevlana nın hayat görüşünü çocuklarımıza anlatmanın en doğru yolu, O nun ölümsüz ve en çok bilinen eseri olan MESNEV den hikâyelerdir Mevlana'nın mesnevisinden güzel hikayeler.. O güzel hikâyelerin içinden çıkan bir oyun Ormandaki hayvanlar aslan tarafından yenmekten bıkmışlardır. Aslanla bir anlaşmaya varırlar. Her gün aralarından birini seçerler ve onu gönül rızasıyla aslana yollarlar. Böylece hepsi huzura kavuşmuşlardır. Çünkü her an yakalanma korkusuyla yaşamaktan kurtulmuşlardır. Ancak bir süre sonra bu da zor gelmeye başlar. Her gün kura çekilir ve hepsinin yürekleri ağızlarına gelir. En sonunda tavşan çıkar kurada ve 'ben bu aslanı yenerim' kendimi de yedirmem der 'Akıllı olan kazanır' 'Aklını kullanmak çok önemlidir' Ana fikirlerini veren, eğlenceli, şiirsel, öğretici bir oyun
STANBUL ; Tarihi üç yüz bin yıl önceye kadar uzanan üç büyük imparatorluğa başkentlik yapmış Avrupa ile Asya kıtalarının kesiştiği noktada bulunan bir dünya kentidir. Şehir çağlar boyunca farklı uygarlık ve kültürlere ev sahipliği yapmış, yüzyıllar boyu çeşitli din, dil ve ırktan insanların bir arada yaşadığı kozmopolit ve metropolit yapısını korumuş ve tarihsel süreçte eşsiz bir mozaik hâlini almıştır. Uzun zaman dilimleri boyunca her alanda merkez olmayı ve iktidarda kalmayı başaran dünyadaki ender yerleşim yerlerinden biri olan stanbul geçmişten günümüze bir dünya başkentidir. Doğal güzellikleriyle birçok ressama,şaire,müzisyene ilham kaynağı olan stanbul için yazılmış yüzlerce şarkı bulunmaktadır.bizde bu şarkılardan oluşan repertuarımızla sizlerin karşısında olacağız.
Kırlangıçlar mahallesinde herkes mutlu sakin hayatları- na devam ediyordu. Minik kuş ve annesi, günlük hayat- larını diğer kuşlar gibi geçiriyorlardı. Bir gün mahalleye sırtında garip aletleriyle bazı kuşlar geldi. Kuşların halleri diğer kuşları tedirgin etmişti. Kötü niyetli olduklarını düşünmeleri içinse çok önemli sebepleri vardı. Annesi bu kötü kuşlardan uzak durması için Minik kuşu uyardı. Ama Minik kuş anne- sinin sözünü dinlemedi. Kötü kuşların o sırtlarındaki garip alet Minik kuşu hayran bırakmıştı. Yıldırım gibi uçuyorlardı. Ama bu hızlı uçma tutkusu Minik kuşun başına çok daha büyük işler açacaktı. Minik Kuş kimseyi dinlemeden bir maceranın içine düşmüştü ve kurtuluşu nasıl bulacağını bile bilmiyordu. Canlanmış kocaman kuş kostümleri, renkli dekoru, hareketli müzikleriyle Motorlu Kuş oyunu küçük izleyicilerini kuşlar diyarında bir maceraya götürüyor. Haydi kırlangıçlar mahallesine uçuyoruz!
Orman yangınından kaçan ayı, aslan ve çocuğun yolları kesişir. Küresel ısınma ve orman yangınlarının hayvanlara ve insanlara ne tür zararlar verebileceği sevimli dostlarımızın gözünden, dilinden anlatılır.
Düğün gecesi anlamına gelen Şeb-i Arus, Mevleviliğin kurucusu Hz. Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî nin irtihaline düşürülmüş bir tarihtir. Bu benzetmenin hikmeti ise, Hz. Mevlânâ nın kendi vefat olayını sevgiliye kavuşma olarak nitelemesidir. Bu yıl 739. su düzenlenecek olan vuslat yıldönümü vesilesiyle tertip edilen etkinlik, bir konser yahut icra olmaktan öte bir yâd niteliği çerçevesinde gerçekleşecektir. Etkinlik kapsamında Mevlevi musikisinin önemli eserlerine yer verilecek ve Hz. Mevlânâ bir kez daha hürmetle anılacaktır.
Kata ve Kiro iki iyi arkadaştır. Bir gün dostları Gök Kuşağı Kara Prens tarafından kaçırılır. Kara Prens ülkesindeki tüm ormanları yok etmiş, nehirleri kurutmuştur. Ve artık ülkesine hiç yağmur yağmamaktadır. Ülkesi kuraklık içindedir. Bu sebeple Yağmur u ülkesine getirebilmek için Yağmur un en yakın arkadaşı Gök Kuşağı nı kaçırıp ülkesine götürür. Kata ve Kiro arkadaşlarını kurtarmak için Kara Prens in peşine düşerler. Bu macerada birçok farklı yerlere giderler ve birçok farklı karakterle karşılaşırlar. Sonunda Gök Kuşağı nı Kara Prensin elinden kurtarırlar fakat bir problem daha vardır. Kara Presin ülkesini kurtarmak Yaptıklarından pişman Kara Prens le beraber topraklarına tekrar yağmur yağdırmak için çabalarlar. Kara Prens, büyü yaparak kısa yoldan ormanlarını tekrar geri kazanmanın hayalini kurar. Fakat sonunda büyü diye bir şey olmadığını anlar. Macera sonunda Doğa Ana nın verdiği tohumları alan Kara Prens mutlu bir şekilde ülkesine döner
Avrupa da yaygın olarak yapılar gölgede illüzyon show ile çocuklarımızın; dansın, müziğin, performansın ve illüzyonun bir arada olduğu muhteşem bir gösteriyi izlemelerini sağlayarak, onların bu yeni gösteri biçimiyle tanışmalarını sağlayıp,aynı zaman da sahnenin büyülü yanını daha yakından görme fırsatını elde etmelerini sağlamayı hedeflemektedir. Gösterimizde çocuklarımız eğlenceli zaman geçirirken, birlikte, paylaşarak yaşamanın önemini de çocuklarımıza aktarmayı amaçlamaktayız.
Yaşadığımız coğrafya halkının, hayatının her anını anlatabildiği toplumun aynası diyebileceğimiz türküleri, kadının da kendi dünyasını ve kadınla ilgili söylemleri barındıran en önemli kaynaklardır. Kadın; konu edildiği ağıtlarda, en hüzünlü ve üzüntülü durumlarda yardımı dilenilen ana, gurbet ve ayrılık türkülerinde kendisinden bahsedilen, sılada kalan, özlem duyulan, ana, sevgili ve eş, söylediği ninnilerde hayattan beklentilerini anlatan ve çocuğunu geleceği için daha beşikte yönlendirmeye başlayan bilge ve yaratıcı bir kişi konumundadır. Yaşamımızda olduğu kadar türkülerde de bu denli önemli bir yere sahip kadınlarımızın türkülerini esas alan bu proje, sanatçımız Sinem Eroğlu nun dinleyicilere unutulmaz tatlar bırakacak sesiyle can buluyor.
yilik yap iyilik bul oyunumuz ile sevginin, dayanışmanın, yardımlaşmanın önemi vurgulanarak, çocuklarımızın bu anlamda bilinçlenmesini sağlamayı hedeflemekteyiz. Oyunumuz kukla gösterisiyle başlayıp, gölge oyunu ile devam edip(keloğlan, Nasrettin hoca, Şirine, Pepe, Kunfu Panda vs ), oyuncu arkadaşlarımızın canlı performansı ile(üç oyuncu sahneye çıkıp çocuklarımızın eğlenceli zaman geçirmelerini sağlarken birbirinden farklı dans yeteneklerini serğilerler) son bulur. Böylece çocuklarımız tiyatronun 3 biçimini bir arada izleyebilme fırsatı elde etmiş olurlar. Ve oyunumuz bittikten sonra da çocukları sahneye davet ederek, onların da yeteneklerini bizlere göstermelerini isteyerek özgüven kazanmalarını hedeflemekteyiz.
Çoban Mehmet in aşık olduğu güzeller güzeli Prenses Aybuke amansız bir hastalığa yakalanmıştır. Sultan babası kızını iyileştirecek her kim olursa olsun prensesle evlendirip sultan yapacağını ülkenin dört bir yanına duyurur. Çoban Mehmet prensesi nasıl iyileştirebileceğini düşünürken çok sevdiği kuzusu konuşmaya başlar ve kaf dağına gidip Zümrüd-ü Anka Kuşu ndan bir damla gözyaşı alabilirse prensesi iyileştirebileceğini söyler. Çoban Mehmet ve Kuzu dostları Kuş un önderliğinde zorlu yollardan geçerek kaf dağına varırlar. Burada karşılaştıkları Ozan Zümrüd-ü Anka nın dağın içinde yaşadığını, kapıda yazan bulmacayı bir insan bilirse kapının açılacağını ancak Zümüd-ü Anka nın sadece hayvanlarla konuştuğunu söyler. Ozan dan keçilerinin yününü kırpıp kendisine vermesini isteyen Çoban Mehmet Ozan ında yardımıyla bulmacayı bilir ve keçi kostümüyle Zümrüd-ü Anka nın karşısına çıkar. Tam gözyaşı damlasını almışken Zümrüd-ü Anka kandırıldığını fark eder ve Kuzu nun kendisiyle kalması şartıyla gözyaşı damlasını vereceğini söyler. Şimdi Çoban Mehmet i zor bir seçim beklemektedir. Dostu Kuzu mu yoksa çok sevdiği prensesi mi?
Gösteri; Prof. Dr Üstün Dökmen`in akademik bilgileri ve gözlemlerini paylaşacağı, eğlenceli parodilerle renklendirilmiş, zaman zaman seyircinin katılımıyla interaktif bir boyuta taşınan, bilgilenmenin aynı zamanda çok eğlenceli bir süreç olabileceğini gösteren tiyatral bir şov olarak tasarlanmıştır. Seyircilerin; Kültürel -kişisel boyutlardaki mevcut iletişim sorunlarını fark etmeleri ve bu sorunları giderme yollarını öğrenmeleri; empatik iletişim konusunda beceri kazanmaları; bu becerileri toplumda ve özel yaşamlarında kullanma konusunda motive olmaları; ailede ve toplumda sağlıklı iletişimin, uzlaşmanın ve yaşama sevinci taşımanın önemini kavramaları amacını taşımaktadır. Gösterinin içerdiği bazı konu başlıkları şunlardır; letişim kazaları, nedenleri ve sonuçlar... Beni bir tek sen anladın, sen de yanlış anladın.." Dolaylı iletişim, direkt iletişim, Empatik iletişim Toplumda, Biz i oluşturmada, takım kurmada, ekip olmada ve sinerjiyi artırmada sağlıklı iletişimin ve uzlaşmanın önemi... Toplumda ve ailede ortaya çıkan iletişim çatışmaları, çözüm yolları, çatışmaların kültürel boyutu.. letişim açısından duyguları fark etme, ifade etme ve kontrol etme... Sağlıklı iletişimle yaşama sevincine ulaşma yolları... Mobbing: Farklı ile uğraşmak...öteki ile - Farklı ile uzlaşmak
toplumda ve özel yaşamlarında kullanma konusunda motive olmaları; ailede ve toplumda sağlıklı iletişimin, uzlaşmanın ve yaşama sevinci taşımanın önemini kavramaları amacını taşımaktadır. Gösterinin içerdiği bazı konu başlıkları şunlardır; letişim kazaları, nedenleri ve sonuçlar... Beni bir tek sen anladın, sen de yanlış anladın.." Dolaylı iletişim, direkt iletişim, Empatik iletişim Toplumda, Biz i oluşturmada, takım kurmada, ekip olmada ve sinerjiyi artırmada sağlıklı iletişimin ve uzlaşmanın önemi... Toplumda ve ailede ortaya çıkan iletişim çatışmaları, çözüm yolları, çatışmaların kültürel boyutu.. letişim açısından duyguları fark etme, ifade etme ve kontrol etme... Sağlıklı iletişimle yaşama sevincine ulaşma yolları... Mobbing: Farklı ile uğraşmak...öteki ile - Farklı ile uzlaşmak
talyan yazar Carlo Collodi nin çocuk romanı olan Pinakyo nun hikayesini konu alan Kuklacı, müzikli çocuk oyunu olarak sahneleniyor. 1883 yılında kitap halinde yayınlanan Pinokyo nun başarısı Walt Disney in Pinokyo yu film kahramanı yapmasıyla daha da arttı. Kukla olan Pinokyo akıllı ve sessiz bir çocuk olmak istemesine rağmen, yaramazlık ve tembellik alışkanlıklarını bırakmaz. Bu huyları onun başına olmadık işler açar. ahtadan bir kukla olarak yaratılan Pinokyo nun tek isteği Gepetto babasının dileği gibi gerçek bir oğlan çocuğu olmaktır. Ama bunu elde edebilmesi için kötü huylarından vazgeçmesi gerekecektir. Bunun için Gepetto nun sevgi dolu yuvasından ayrılıp dünyayı keşfetmek üzere eğitici bir yolculuğa çıkar.bu yolculuk sonunda Pinokyo mavi peri tarafından gerçek bir çocuğa dönüştürülür.
Bu oyun, hem bir masal gibi izlenebilecek, hem de okullarda rahatlıkla sahnelenebilir olma özelliğiyle çocuk oyunları alanında önemli bir boşluğu dolduracaktır. Masalların özentiden uzak çocuksu ruhunun renklendirildiği şiirsel bir anlatım içinde gururun ve ihtirasın sembolleri sergilenen KIRMIZI PABUÇLAR, çocuk/palyaço saflığını şakacılığını tiyatro sanatının sıcaklığı ve çekiciliğiyle aktarılmasına büyük açılımlar hazırlıyor. Yoksul bir hizmetçi kız olan Karen, dans etmeyi çok sevmektedir. Ama kötü pabuçları ve bakıcılığını yaptığı hanımı, onun dans etmesine ve eğlenmesine izin vermez. Bir gün kasabaya gelen kötü kalpli dilenci, Karen'i kandırıp sihirli kırmızı pabuçları ona giydirir. Artık kırmızı pabuçlar ve sihirli düğme sayesinde Karen, kötü kalpli dilencinin kontrolündedir. Dilenci Karen'i yaşadığı kasabadan kaçırıp, dans ettirerek onun sırtından paralar kazanmaya başlar. Dilencinin iyi kalpli soytarısı Jemmo, ayakkabı tamircisinin çırağı Nels, kasabanın başkanı ve Karen'in büyükannesi sayesinde Karen, onu esir eden kırmızı pabuçlardan ve dilenciden kurtulur. Oyunun sonunda, kötü kalpli dilenci dışında herkes mutlu olur...