ÇEVRE STANDARTLARINI KARŞILAMAK VERGİ ÖDEMEK VE GÜMRÜK BİRLİĞİNDEN İSTİFADE ETMEK



Benzer belgeler
AVRUPA BİRLİĞİ NDE TARIM POLİTİKASI VE ÇEVRE

DÜNYA GIDA GÜNÜ 2010 YENİ GIDA YASASI VE 12. FASIL MÜZAKERE SÜRECİ. Fatma CAN SAĞLIK Tarım ve Balıkçılık Başkanı Avrupa Birliği Genel Sekreterliği

Ortak Tarım Politikasında Korumacılık

TÜRKİYE TARIMI, GELİŞMELER ve GENÇ TARIMCILAR

Tarımın Anayasası Çıktı

AB ORTAK PİYASA DÜZENİNE UYUM ÇALIŞMALARI. AB Ortak Piyasa Düzeni

FASIL 18 İSTATİSTİK. Öncelik 18.1 ESA 95 e uygun anahtar ulusal hesap göstergelerinin zamanında oluşturulması. 1 Mevzuat uyum takvimi

T.C. Kalkınma Bakanlığı

İYİ TARIM UYGULAMALARI VE EUREPGAP. Prof. Dr. Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

TARIMA MÜDAHALE ŞEKİLLERİ

GIDA GÜVENCESİ-GIDA GÜVENLİĞİ

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

TARIM POLİTİKASI. Prof. Dr. Emine Olhan. A.Ü.Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

GIDA ve KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Dursun KODAZ Gıda Mühendisi Gıda İşletmeleri ve Kodeks Daire Başkanlığı

AB Bütçesi ve Ortak Tarım Politikası

FASIL 11 TARIM VE KIRSAL KALKINMA

Yrd. Doç. Dr. Münevver Cebeci Marmara Üniversitesi, Avrupa Birliği Enstitüsü

11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina nın Ortaklık başvurularını kabul etti.

GIDA GÜVENLİĞİ, VETERİNERLİK VE BİTKİ SAĞLIĞI POLİTİKALARI FASLI

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

MÜZAKERE SÜRECİ ve AB YE UYUM

BİRİNCİ BÖLÜM... 1 KAYIT DIŞI İSTİHDAM... 1 I. KAYIT DIŞI EKONOMİ...

AVRUPA BİRLİĞİ TARİHÇESİ

tarihli 184 sayılı AB Tarım Mevzuatı Değişiklikleri

TKDK DESTEKLERİ AKSARAY YATIRIM DESTEK OFİSİ

Birliği. Avrupa Birliği. Avrupa. Politikaları. Ortak Tarım. Dr.Mustafa ALTUNTAŞ Uzman Veteriner Hekim. ığır r ve Dana Eti. 3.

Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 14.Hafta SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM VE GİRDİ KULLANIMI. Dr. Osman Orkan Özer

Doç. Dr. Ahmet M. GÜNEŞ Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi. Avrupa Birliği Hukukuna Giriş

EKONOMİ BAKANLIĞI Gümrük Birliği Kapsamında Kimyasalların Ticaretine Etki Eden Teknik Düzenlemeler Duygu YAYGIR Dış Ticaret Uzmanı

ÇEVRESEL TARIM POLİTİKASI

TARIM ve KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI 2007 YILI KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU

Ziraat. Müh. Fatma MAMAK

Dış Ticaret Politikası. Temel İki Politika. Dış Ticaret Politikası Araçları Korumacılık / İthal İkameciliği

6- REKABET POLİTİKASI

Sağlıklı Tarım Politikası

ÇEVRESEL TARIM POLİTİKASI

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

Türkiye de hayvancılık sektörünün önündeki sorunları iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar;

TAMAMLAYICI VE DESTEKLEYİCİ SAĞLIK SİGORTALARI

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.

TARIM POLİTİKASININ ARAÇLARI Ulusal Tarım Politikası Araçları

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI

DTÖ İLERİ TARIM MÜZAKERELERİ

MEVZUATLAR KANUNLAR. TEBLİĞ, TALİMAT ve KARARLAR YÖNETMELİKLER KANUNLAR. Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanunu

4. Gün: Strateji Uygulama Konu: Kanun Tasarısı Hazırlamak

Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı

Tarımsal Gelir Politikası/Amaç

Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi. Avrupa Ekonomik ve Sosyal

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu

AVRUPA TOPLULUKLARININ TARİHSEL GELİŞİMİ

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

G20 BİLGİLENDİRME NOTU

İYİ TARIM UYGULAMALARI VE EUREPGAP. Prof.Dr. Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

TARIM STRATEJİSİ ( )

TARIM ANLAŞMASI İÇ DESTEKLER. Özge Sarıal AB Uzman Yrd. ABDİGM ETİ

2000 Yılı Sonrası Reformu - I

DTÖ DOHA MÜZAKERELERİ VE TARIM POLİTİKALARI. Prof. Dr. Ahmet ŞAHİNÖZ Başkent Üniversitesi

4- SERMAYENİN SERBEST DOLAŞIMI

Küreselleşme. Ticaretin Küreselleşmesi. Dünya Ticaretinin Serbestleşmesi: Küreselleşme ve Ekonomik Birleşmeler

TÜRKİYE ÇEVRE POLİTİKASINA ÖNEMLİ BİR DESTEK: AVRUPA BİRLİĞİ DESTEKLİ PROJELER

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

Dış Ticaret Politikasının Amaçları

2000 Sonrasında Tarım Kanunu ve Getirdikleri

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

AVRUPA BİRLİĞİ GELİŞİMİ, KURUMLARI ve İŞLEYİŞİ

18 Aralık 2009, İstanbul Ayşen SATIR

Av. Gizem YILMAZ İstanbul Barosu AVRUPA BİRLİĞİ ORTAK PAZARINDA MİKTAR KISITLAMALARINA EŞ ETKİLİ ÖNLEMLER

Avrupa Birliği Lizbon Hedefleri ne UlaĢabiliyor mu?

Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği

Birliği. Avrupa Birliği. Avrupa. Politikaları. Ortak Tarım. Dr.Mustafa ALTUNTAŞ Uzman Veteriner Hekim. ığır r ve Dana Eti. 3.

İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KURUM/KURULUŞ. Hazine Müstaşarlığı Kalkınma Bakanlığı Maliye Bakanlığı Sosyal Taraflar

FASIL 29 GÜMRÜK BİRLİĞİ

Dünya Ticaret Örgütü Çok Taraflı Ticareti Kolaylaştırma Anlaşması Yönetici Özeti

OECD Ticaretin Kolaylaştırılması Göstergeleri - Türkiye

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

TBMM DIŞİLİŞKİLER VE PROTOKOL MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR

BVKAE

GIDA GÜVENLİĞİ VE YENİ TARIM POLİTİKASINA İLİŞKİN ÖNERİLER

Birliği. Avrupa Birliği. Avrupa. Politikaları. Ortak Tarım. Dr.Mustafa ALTUNTAŞ Uzman Veteriner Hekim. ığır r ve Dana Eti. 3.

AB ĠLE MÜZAKERE SÜRECĠNDE AB MÜKTESEBATINA UYUMUN VE BU BAĞLAMDA ÇEVĠRĠNĠN ÖNEMĠ. Nilgün ARISAN ERALP TEPAV AB ENSTİTÜSÜ DİREKTÖRÜ

Yeniden Yapılanma Süreci Dönüşüm Süreci

TARSUS TİCARET BORSASI

TÜRKİYE DE SÜT HAYVANCILIĞI POLİTİKALARI

BANDIRMA AB YOLUNDA PROJESİ ANKET SONUÇLARI DEĞERLENDİRMESİ

AVRUPA BİRLİĞİ BÜTÇESİ

GİTES TEKSTİL VE DERİ EYLEM PLANI

Göç ve Serbest Dolaşım Eğilimler ve Engeller. Ayşegül Yeşildağlar Ankara, Turkey

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

Tarım Politikasının Uygulama Alanları

Sayı: 7/2017. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı. yapar:

Sağlık ve Tüketiciyi Koruma Genel Müdürlüğü

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

TARIM - AGRICULTURE. İlkay Dellal. 6 th March 2018, Bilkent Hotel, Bilkent- Ankara 6 Mart 2018, Bilkent Otel, Bilkent Ankara

AVRUPA BİRLİĞİ İLE KATILIM MÜZAKERELERİ ANA UNSURLAR TOBB AB MÜDÜRLÜĞÜ -30 ARALIK 2004

ÜYE DEVLET HÜKÜMETLERİ TEMSİLCİLERİ KONFERANSI. Brüksel, 25 Ekim 2004 CIG 87/1/04 EK 2 REV 1. Konu :

21- BÖLGESEL POLİTİKA VE YAPISAL ARAÇLARIN KOORDİNASYONU

KOOPERATİFLERE YÖNELİK HİBE DESTEĞİ

Türkiye de Kırsal Kalkınma Politikaları ve Geleceği

YENİ EKONOMİ PROGRAMI YAPISAL DÖNÜŞÜM ADIMLARI 2019

Transkript:

AB-Türkiye Odalar Forumu (ETCF) projesi Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir Türk İş Dünyası İçİn AB Mevzuatı 1 2 3 4 5 6 Ortak Pazarda TicareT ETKİN REKABET ETMEK ÇEVRE STANDARTLARINI KARŞILAMAK VERGİ ÖDEMEK VE GÜMRÜK BİRLİĞİNDEN İSTİFADE ETMEK AB DIŞINDA İŞ YAPMAK TARIM VE BALIKÇILIKTA STANDARTLARI KARŞILAMAK

ÖNSÖZ Bir yanda, Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında, 1963 yılında imzalanan Ankara Anlaşması na dayanan ve 1996 yılında yürürlüğe giren Gümrük Birliği, diğer taraftan Avrupa Birliği Devlet ve Hükümet Başkanlarının 17 Aralık 2004 tarihli Zirvesinde aldığı karar doğrultusunda 3 Ekim 2005 tarihinde Lüksemburg ta yapılan Hükümetlerarası Konferans ile Türkiye nin resmen AB ye katılım müzakerelerine başlaması, Türk iş dünyasının iş yapış tarzı ve geleceğe dair stratejileri üzerinde ciddi sonuçlar doğurmaktadır. Bu sebepten dolayı, iş dünyası temsilcisi kuruluşlar olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (EUROCHAMBRES), iki yıl süreli, AB-Türkiye Oda Forumu (ETCF) projesini yürütmeye karar vermiştir. ETCF projesinin amacı, sivil toplumun önemli birer üyesi olan Türk ve Avrupalı Odalar arasında karşılıklı bilgi, diyalog ve uzun dönemli işbirliğini geliştirmek, bu sayede AB ve Türk iş camialarının entegrasyonuna yardımcı olmaktır. TOBB ve EUROCHAMBRES işbirliğinde Kasım 2008 de yayımlanan AB Üyeliği için Türkiye deki Kurumsal Hazırlıklar başlıklı anket, Türkiye de, AB ile ilgili konulardaki bilgi eksikliğine dikkat çekmiştir. Sadece AB nin ilgili mevzuatı ile alakalı bilgi değil, AB ve Türkiye arasındaki müzakere süreci ile ilgili olarak da iş dünyası ne yazık ki yeterli bilgiye sahip değildir. Türk Oda ağı içerisinde, şirketleri AB süreci ve sürecin iş dünyası üzerindeki mevcut ve muhtemel etkileri hakkında bilgilendirebilecek ve dolayısıyla şirketler kesiminin de dolaylı veya doğrudan müzakere sürecine katılmalarını sağlayabilecek, ciddi bir AB uzmanlığına ihtiyaç duyulmaktadır. İşte bu ihtiyacın giderilmesine yardımcı olmak için ve Türk Oda temsilcilerine yönelik olarak, Ankara Üniversitesi Avrupa Toplulukları Araştırma ve Uygulama Merkezi (ATAUM) ve Bahçeşehir Üniversitesi ile işbirliği halinde TOBB ve EUROCHAMBRES tarafından düzenlenen eğitim programını tamamlayıcı olarak altı kitapçık basılmaktadır. Bu altı başlığın seçiminde Türk iş dünyasının öncelikleri göz önünde bulundurulmuştur. Bu çerçevede, ortak tarım ve balıkçılık politikaları üzerine hazırlanmış bu kitapçığı sizlerle paylaşmaktan memnuniyet duyuyoruz. Günümüzde Avrupa Birliği politikaları içinde gıda sağlığı ve güvenliği önemli bir yer tutmaktadır. Ortak tarım ve balıkçılık politikaları, Birlik içinde tarım ve balıkçılığa birtakım standartlar getirmektedir. Bu standartların bilinmesi, balıkçılık ve tarımla uğraşan Türk şirketlerinin AB standartlarında üretim yapmaları ve AB ortak pazarına ürün sağlayabilmeleri için önemlidir. Dolayısıyla, Türk iş dünyasının tarım ve balıkçılık müzakere başlıkları ile ilgili yeterli bilgiye sahip olması büyük önem taşımaktadır. Pierre SIMON Başkan, EUROCHAMBRES M. Rifat HİSARCIKLIOĞLU Başkan, TOBB

Bu proje AB tarafından finanse edilmektedir. EUROCHAMBRES ve TOBB 2009 Bu kitapçık AB-Türkiye Oda Forumu Projesi (ETCF) çerçevesinde yayımlanmıştır. ETCF projesi Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (EUROCHAMBRES) ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından yürütülen iki yıllık bir projedir. ETCF projesi 2006 yılı Katılım Öncesi Mali Yardım Programı kapsamında, tamamen Avrupa Birliği (AB) tarafından finanse edilmektedir. Proje, Türk Ticaret ve Sanayi Odaları ile AB deki muhatapları arasında karşılıklı bilgi, diyalog ve uzun vadeli işbirliğini güçlendirmeyi; böylece AB ile Türk iş çevrelerinin entegrasyonunu kolaylaştırmayı amaçlamaktadır. Bu doküman aşağıdaki internet sitelerinden ücretsiz olarak indirilebilir: www.tobb.org.tr, www.eurochambres.eu, www.etcf.org.tr EUROCHAMBRES ve TOBB tarafından hazırlanmıştır EUROCHAMBRES Avenue des Arts 19 A/D B 1000 Brussels Belgium Tel: +32 (0)2 282 0850 Fax: +32 (0)2 230 0038 TOBB Dumlupınar Bulvarı No: 252 (Eskişehir Yolu 9. km) 06530 ANKARA Tel: +90 (312) 218 23 86 Fax: +90 (312) 218 23 84 Basım: Morris & Chapman, Brüksel, Belçika http://www.morris-chapman.com ETCF kitapçıkları EUROCHAMBRES ve TOBB un ürünüdür. Çalışmanın içeriği kaynak açık bir şekilde ifade edilerek kullanılabilir.

İçindekiler I. Ortak Tarım Politikasının Oluşumundan günümüze yaklaşımlar, gelişmeler ve izlenen çizgiler, Prof. Dr. Gülcan Eraktan... 8 1. Neden Bir Ortak Tarım Politikası?... 8 2. Ortak Tarım Politikasında Gelişmeler ve Krizler... 9 3. Ortak Tarım Politikasında Çevre ve Gıda Güvenliği Kavramı...14 4. Ortak Tarım Politikasında Dönüşüm Çizgileri - Yanlış Gidenler ve Bulunan Çözümler...17 II. Ortak Tarım Politikasının Günümüzdeki uygulamalar ve gelecek için beklentiler, Prof. Dr. Gülcan Eraktan...18 1. Amaçlar...18 2. Ortak Tarım Politikası Uygulama Alanları ve Gelecek İçin Beklentiler...19 3. Ortak Tarım Politikasının Finansmanı...23 4. Gelecekteki Ortak Tarım Politikası Hakkında Düşünceler...24 III. türkiye nin ortak tarım politikasına uyumu ve türk tarımına etkileri, Prof. Dr. Gülcan Eraktan...26 1. Türk Tarım Politikasının Ortak Tarım Politikasına Uyum Gereği...26 2. Yatay Düzenlemeler...28 3. Hayvan ve Bitki Sağlığı...29 4. Kalite Politikası...29 5. Organik Tarım...30 6. Tarım İstatistikleri...30 7. Türkiye- Avrupa Birliği Gümrük Birliği...30 8. Uyum Çalışmalarının Genel Değerlendirmesi...31 9. Türk Tarımı Açısından Beklentiler...34 IV. PEYNİR ÜRÜNLERİ ÖRNEĞİNDE GIDA GÜVENLİĞİ, Antonio ROMEO ve Laura CELENTANO (Dintec)...36 1. Sunuş ve Genel Çerçeve...36 2. Terimler ve Tanımlar...37 3. Gıdaların Bağlayıcı ve İsteğe Bağlı Uygulama Alanlarındaki İzlenebilirliği...38 4. Zorunlu ve İsteğe Bağlı Uygulama Alanlarında Hijyen ve Sağlık Güvenliği...42 V. ZEYTİNYAĞı ÖRNEĞİNDE GIDA GÜVENLİĞİ, Antonio ROMEO ve Laura CELENTANO (Dintec)...48 1. Sunuş ve Genel Çerçeve...48 2. Terimler ve Tanımlar...49 3. Gıdaların Bağlayıcı ve İsteğe Bağlı Uygulama Alanlarındaki İzlenebilirliği...50 4. Zorunlu ve İsteğe Bağlı Uygulama Alanlarında Hijyen ve Sağlık Güvenliği...55 VI. AB ORTAK TARIM POLİTİKASI İLE İLGİLİ DAHA FAZLA BİLGİ İÇİN, Prof. Dr. Gülcan Eraktan...62 1. AB Ve Türkiye deki Temas Noktaları...62 2. Temel Kaynaklar...64 3. Internet Sayfaları...69 4. Kaynakça...70

VII. ab ortak balıkçılık politikası, Dr. Şebnem Karauçak...72 1. Ortak Balıkçılık Politikası nın Hukuki Temelleri ve Gelişimi...72 2. Kaynakların ve Çevrenin Korunması...73 3. Su Ürünleri Yetiştiriciliği...76 4. Ortak Piyasa Düzeni...76 5. Yapısal Önlemler ve Finansman...78 6. Gıda Güvenliği ve Hayvan Sağlığı...79 7. Sosyal Şartlar...79 VII. türkiye nin ab balıkçılık politikası na uyumu, Dr. Şebnem Karauçak...80 1. İdari Yapılanma...80 2. AB Balıkçılık Müktesebatına Uyum...81 3. Gıda Güvenliği...87 4. Sosyal Şartlar...88 5. Müzakere Süreci...88 6. Yeni AB Üyelerine Tanınan Geçiş Süreleri...88 IX. ab müktesebatına uyumun türk balıkçılık sektörüne etkileri, Bahar Balta...90 1. Ortak Balıkçılık Politikası Mevzuatına Uyum...90 2. Gıda Güvenliği Koşullarına Uyum...94 3. Sosyal Şartlara Uyum...98 X. AB ORTAK BALIKÇILIK POLİTİKASINA İLİŞKİN BİLGİ KAYNAKLARI, Dr. Şebnem KARAUÇAK...100 1. AB ve Türkiye deki Temas Noktaları...100 2. Temel Kaynaklar...102 3. İnternet Sayfaları...106 4. Kaynakça...106 Yazarların Özgeçmişleri...107

ortak tarım oluşumundan günümüze yaklaşımlar, gelişmeler ve politikası İzlenen çizgiler Prof. Dr. Gülcan ERAKTAN 1. NEDEN BİR ORTAK TARIM POLİTİKASI? Avrupa Birliği (AB) tarafından oluşturulan ilk ortak politikalardan birisi Ortak Tarım Politikasıdır (OTP). İlk geliştirilme süreci zor ve sancılı olduğu gibi, zaman içinde ihtiyaçlar çerçevesinde OTP de reformlar yapılması gerektiğinde de karar alma süreçleri kolay geçmemiştir. Bu kadar sorunlu süreçlere rağmen OTP nin oluşturulma ve geliştirilme fikrinden vazgeçilememesi çok temel ve önemli gerekçelere dayanmaktaydı. Her şeyden önce Avrupa ülkeleri uzun süren savaş dönemleri sırasında gıda maddelerine erişimin stratejik önemini, toplumların kendi ülkelerinde yeterli gıda maddesi üretimi olmaması halinde karşılaşacakları sorunları yaşayarak öğrenmişlerdi. İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde de Avrupa Topluluğunun kurucusu olan devletler bir bütün halinde düşünüldüklerinde, tarım ürünleri ve gıda maddeleri açısından dışa bağımlı, ithalatçı bir karakter sergilemekteydiler. Oysa barış, refah ve sağlam bir gelecek gıda güvenliği sağlanmadan düşünülemezdi. Zaten bu nedenledir ki, daha Avrupa Topluluğu kurulmadan önceki dönemlerde bile Avrupa da tarım alanında bir ortak hareket arayışı başlamıştır. Avrupa Kömür Çelik Topluluğu ile bir Siyah Havuz oluşturulmaya çalışılırken, gene 1950 li yıllarda Avrupa da bir Yeşil Havuz oluşturulma çabalarının da başladığı görülmektedir. Bu amaçla çeşitli Avrupa ülkelerinde çeşitli öneriler geliştirilmiştir 1. Burada başı Fransa çekmiş, tarım ürünleri ihracatını genişletmek ve Avrupa Kömür Çelik Topluluğundan sonra tarım alanında da Avrupa da bir Avrupa Tarım Topluluğu kurma yolunda çabalara girişmiştir. 1955 Haziran ayında toplanan Messina Konferansı nda kurulan komitelerde Roma Antlaşmasının temelini belirleyecek konular 8

Tarım Ve Balıkçılıkta Standartları Karşılamak: AB Ortak Tarım ve Balıkçılık Politikaları > Ortak Tarım Politikasının Oluşumundan Günümüze Yaklaşımlar, Gelişmeler ve İzlenen Çizgiler belirlenirken OTP oluşturulması da kararlaştırılmış, tarım ürünlerinin Topluluk içinde serbest dolaşıma konu olması kabul edilmiştir. Daha Roma Anlaşması öncesi OTP konusunda ortaya konulan bu fikir, Avrupa da eskiden beri tarım alanında gerçekleştirilmesine çalışılan ortak davranış biçiminin hayata geçirilme adımı olarak değerlendirilebilir. Messina Konferansı çerçevesinde kurulan komitelerce hazırlanan ve Spaak Raporu olarak bilinen sonuç metninin içindeki görüşlerin Roma Anlaşmasına olduğu gibi yansıtıldığı düşünülecek olursa, bu kararlı tutumun ortaya çıkmasında bu alandaki birikimlerin etkisi açıktır. Bunun dışında, tarım kesimine yönelik bir ortak politika oluşturulması kararı tarımın o dönemlerde AB kurucu üyesi devletler için en önemli iktisadi faaliyet alanı olmasından da kaynaklanmaktaydı. Avrupa Topluluğunun kuruluşu dönemlerinde iktisaden faal nüfus içinde tarımda çalışanların payı (%11) ve tarımın GSYH içindeki oranı (%24.8) yüksekti (1965) 2. Tarımda çalışanların gelirleri düşüktü. Kurucu devletler arasında tarımın ekonomik göstergelerdeki durumu farklı da olsa, ortalamalar tarıma dayalı bir ekonominin değerlerini yansıtmaktaydı. Tarımın her ülkedeki doğal, sosyal ve ekonomik özellikleri dışında, ülkelerde farklı tarım destekleri de uygulanmaktaydı. Tarım sektöründe yaşadıkları sorunlara bağlı olarak ulusal hükümetlerce bu alana önemli ölçüde yardımlar yapılmakta, ulusal politikalar birbirinden çok farklı özellikler taşımaktaydı. Örneğin, tarım ürünleri fiyatları ülkeler arasında %30 dan fazla farklılık gösterebilmekteydi 3. Tarım ürünlerinin serbest dolaşımdan yararlanabilmesi için uygulanan politikaların uyumlu olması gerekiyordu. Üye devletler arasında tarım ürünlerinin serbest dolaşımı sadece tarımsal gelişme açısından önem taşımıyordu. Ekonomik birleşmenin temel felsefesi olan dört özgürlükten ilki, yani malların üye devletler arasında serbest dolaşımı tüm ögeleriyle yürütülebilmeliydi. İşlenmiş tarım ürünleri ve girdi talepleriyle birlikte düşünüldüğünde, tarım ürünleri imalat sanayi ürünleri ile aynı piyasalarda yer almaktaydı. Sadece sanayi mallarının serbest dolaşımına dayalı bir mal hareketliliği tek taraflı bir yaklaşım ve bir Tek Pazar oluşturulması fikrinin gerçekleştirilmesinin önünde bir engel olacaktı. Serbest dolaşımın sağlanabilmesi için de rekabeti bozucu ulusal desteklerden kaçınmak gerekiyordu. Bunu sağlamanın yolu bir ortak politika izlenmesinden geçmekteydi. Ülkelerde farklı tarımsal destek politikaları uygulanması gıda maddeleri fiyatlarının, dolayısıyla ücretlerin de değişmesine yol açacaktı. Çünkü gıda maddelerinin fiyatlarının düşük olduğu ülkelere göre fiyatların yüksek olduğu ülkelerde ücretlerin de daha yüksek belirlenmesi gerekecekti. Ücretlerin yüksek tutulması diğer sektörlerde de rekabet koşullarını olumsuz etkileyecek, düşük ücretle işgücü çalıştıran ülkelerde ücret maliyetleri diğer ülkelerdekine göre daha düşük olacağından, bu ülkelerde sanayi maliyetleri de düşecekti. Bu da yalnız sanayi alanında rekabeti bozmakla kalmayacak, sonuçta işgücünün ülkeler arasında serbest dolaşımını da olumsuz etkileyecekti. OTP kuruluşunun önde gelen savunucuları arasında Fransa yer almaktaydı. Kendi tarım potansiyelinin değerlendirilmesi ve güçlü Alman sanayi karşısında tarım pazarlarında söz sahibi olma hedefi bulunmaktaydı 4. Bütün bu nedenler OTP nin oluşumunu beraberinde getirmiş, daha sonraki dönemlerde de yaşanmış bütün sorunlara rağmen sürdürülmesi sağlanmıştır. 2. ORTAK TARIM POLİTİKASINDA GELİŞMELER VE KRİZLER Roma Antlaşmasının 38-47 maddeleri bir ortak pazarın oluşturulabilmesi için bir ortak tarım politikasının kurulmasını amirdir (Amsterdam Anlaşmasıyla ilgili madde numaraları 32-38 olmuştur). Roma Antlaşmasının yürürlüğe girmesinden sonra üye ülkeler arasında tarım politikalarının uyumlaştırılması için neler yapılacağı konusunda çalışmalar başlamıştır. 1962 yılında OTP nin ilkeleri belirlenmiş, ilk piyasa düzenlemelerinin hangi ürünleri kapsayacağı karara bağlanmış, 1964 yılında OTP nin parasal harcamalarını karşılayacak olan Tarımsal Yönlendirme ve Garanti Fonu kurulmuş, 1966-1968 yılları arası ise belli başlı ürünler için piyasa düzenlemelerinin başladığı bir dönem olmuştur. Bu şekilde 1970 yılında bitmesi gereken Geçiş Dönemi 1968 yılında tamamlanmıştır 5. Gene 1968 yılında ilk tarım reformu özelliğini taşıyan tarımsal yapıların iyileştirilmesini öngören Mansholt Planı hazırlanmış, yetmişli yıllar tarımsal yapıları düzenleyici çabalara ağırlık verilen bir dönem görünümü kazanmıştır. 1973 yılında İngiltere, Danimarka ve İrlanda nın katılması ile ilk genişlemesini yapan AB de tarımsal yapı ve üretim deseninde de değişiklikler ortaya çıkmıştır.

Ortak Tarım Politikasının İlkeleri OTP nın hangi temellere dayandırılacağı ve nasıl yönlendirileceğine ilişkin Konsey tarafından belirlenen üç ilke vardır: Tek Pazar İlkesi: AB sınırları içinde, ticari bir engelle karşılaşılmaksızın tek bir ülke piyasasında olduğu gibi, aynı ortak fiyatlar çerçevesinde, insan, bitki ve hayvan sağlığı ve çevrenin korunması açısından ilgili tüzüklere ve rekabet kurallarına uymak koşulu ile üye devletler arasında tarım ürünlerinin serbest dolaşımının sağlanmasıdır. Üye devletler aralarında gümrük vergilerini kaldırmakta, üye ülkeler tek bir ülke gibi dışarıya karşı ortak bir gümrük tarifesi uygulamaktadırlar. Topluluk Tercihi İlkesi: İhtiyaçların önce kendi iç üretimlerinden karşılanması, AB üyesi ülkelerin ürünlerine öncelik tanınması esastır. Bunu sağlayacak gerekli sınır önlemleri alınarak, üçüncü ülkelerden gelecek rekabetin AB tarım ürünleri piyasasını etkilemesinin önüne geçilmesi amaçlanmaktadır. Ortak Mali Mesuliyet İlkesi: OTP nin uygulanabilmesi için gerekli parasal harcamalar üye ülkelerin ortak olarak kurdukları bir fondan yapılmaktadır. Ortak olarak belirlenip, ortak olarak uygulanan tarım politikası önlemlerinin finansmanının da ortak olarak Topluluk bütçesinden karşılanması ilkesidir. Yetmişli yıllar OTP açısından iç ve dış piyasalardaki ekonomik dalgalanmaların ve izlenen yüksek fiyat politikasının neden olduğu büyük üretim artışlarının getirdiği sorunlarla, OTP uygulamasında karşılaşılan anlaşmazlıklarla anılacaktır. 1970 ler dünya tarım ürünleri arzının yetersiz, talebin fazla olduğu, dolayısıyla tarım ürünleri fiyatlarının arttığı yıllardır. Yaşanan iki petrol şoku da bu gelişmelere eklenince, Topluluk tarımsal üretim artışı sağlanmasıyla dünya piyasalarına satış olanaklarının da sürekli olacağı konusunda bir yanlış değerlendirmeye gitmiştir 6. Dünyada nüfus artış hızının yavaşlaması, gelişmekte olan ülkelerde de tarımsal üretimde verimlilik yükselmesi Topluluk ülkelerinin bekledikleri ihracat artışı olanağını kısıtlamıştır. Yüksek seyretmesine özen gösterilen tarım ürünleri fiyatları ise üretimde büyük artışlar yaratmaya başlamıştır. Özellikle süt sektöründe ortaya çıkan aşırı üretimi frenlemek için başvurulan süt hayvanını kesenlere prim vermek, süt tozunun hayvan yemlerine katılması, üretim fazlalarının düşük fiyatlarla dünya piyasalarına sürülmesi, gıda yardımı olarak açlık çeken ülkelere ulaştırılması gibi önlemlere karşılık ürün dağları büyümüştür. Topluluğun ilk genişlemesi ile yeni ürünlerde de kendine yeterlilik oranı artmıştır. Süttozu, tereyağı, hububat gibi ürünlerde büyük stoklar oluşmuş, aşırı üretimin yarattığı sorunların çözümü için gereken finansman ihtiyacı bütçeye büyük yük getirmiş, bu yükün daha çok bazı ülkeler tarafından taşınmakta oluşu bu ülkelerin itirazlarına neden olmuştur. Bu dönem özellikle gıdaların serbest dolaşımı üzerine bazı ipoteklerin konulmaya çalışıldığı bir dönem olarak da kendisini göstermektedir. İç pazarın yaratılması öncesi bütün Topluluk ülkeleri aralarında tarım ürünlerinin serbest dolaşımını hedefledikleri halde, her ülke kendi piyasalarını ve firmalarını koruyabilmek için mümkün olduğunca ithalatı engelleyici sınır koruma önlemleri almaya özen göstermiştir. Bunun örnekleri kimi Avrupa Adalet Divanı Kararları ile açıklanabilir. Dassonville davası Belçika yasalarının Scotch viskisi üzerine koyduğu ticaret kuralları (1974), Cassis de Dijon davası Alman yasalarının Fransız meyve şarabının ithaline izin vermeyişini (1978) sonuca bağlamıştır 7. Benzeri davalar daha sonraki dönemlerde de görülmekle beraber, Tek Pazarın oluşmasıyla bazı sorunların çözümüne yönelik Avrupa Tek Senedinin çıkartılma nedenleri arasında belirtilebilir. Ayrıca, Cassis de Dijon davası sonrası piyasaların yönlendirilmesi amacıyla dikey düzenlemelere geçilmiş, bu yönde mevzuat yenilenmeğe başlamıştır. 1981 yılında Yunanistan ın da tam üyeliği sonrası yeni bazı ürünler daha OTP kapsamına alınmış, harcamalarda kısılma yerine artış olmuştur. Yeni reformlar yapılması isteği yoğunluk kazanmıştır. 1980 li yıllar, yeni genişlemelerin (İspanya ve Portekiz) de etkisiyle ürün fazlası sorunlarının büyüdüğü, ihracat yardımları verilerek ihracatı artırma kanalıyla stok sorunlarının çözülmeğe çalışıldığı bir dönem olmuştur. 10

Tarım Ve Balıkçılıkta Standartları Karşılamak: AB Ortak Tarım ve Balıkçılık Politikaları > Ortak Tarım Politikasının Oluşumundan Günümüze Yaklaşımlar, Gelişmeler ve İzlenen Çizgiler Ama sadece dünyada arz fazlası nedeniyle düşen fiyatlar karşısında her yıl biraz daha yüksek miktarlarda ödenmeğe başlanan ihracat yardımları ile iç piyasa ve stok sorunlarının çözümlenmesi mümkün olamamıştır. Bu baskıların etkisiyle 1982/83 pazarlama yılında hububat için garanti eşiği sistemi getirilmiştir. Bu uygulama Topluluk için iç tüketim ve ihracat rakamları esas alınarak belirlenen bir toplam üretim miktarının üstüne çıkıldığında ürünün fiyatının düşürülmesi şeklinde yürütülmüştür. Bir ürün grubunu üreten tüm üreticilerin o üründe kaydedilen üretim artışlarından sorumlu oldukları görüşünden hareketle, bu fiyat indirimi bir ortak sorumluluk vergisi olarak kabul edilmektedir. Aynı uygulamaya 1977 yılından itibaren süt, 1984/85 yılından itibaren makarnalık buğday için başvurulmuştur. 1982 yılında birçok ürün için, eğer üretim miktarı belirlenen miktarı aşarsa destekleme fiyatlarından azami %5 kesinti yapılması esasına dayanan garanti eşiği uygulaması getirilmiştir. Garanti eşiği belirlenmesiyle beklenen üretim azalışı sağlanamadığı için, 1984/85 üretim döneminde süt üretimine kota konulmuş, kotanın üstünde kalan üretim miktarına %100 oranında süper vergi uygulanmaya başlanmıştır. 1986 yılında hububat için ortak sorumluluk vergisi getirilmiş ve müdahale fiyatının %3 ü kadar üreticiden vergi alınmaya başlanmıştır. OTP de reform yapılması yönünde hem üye devletler ve hem de dünya piyasalarında ürünlerini satamayan ülkeler tarafından yapılan baskılar yoğunluk kazanmıştır. 1986 yılında başlayan 8. GATT (Uruguay) Görüşmelerinde üçüncü ülkelerden gelen eleştiri ve baskılarla 1988 yılında OTP reformu yapılmıştır. Bununla yüksek fiyat politikası uygulamaları durdurulmuş, ekim alanını ve üretimini isteğe bağlı olarak azaltan üreticiye parasal destek sağlanmış, Komisyona tarıma yönelik bütçe harcamalarını sınırlayabilme yetkisi verilmiştir. Böylece üretim artışında en fazla ve en hızlı etkide bulunan politika aracı olan fiyatların kullanımı kısıtlanarak, üretim artırıcı etkisi bir ölçüde de olsa azaltılmıştır. Tarım politikaları oluşturulmaya başlandığı dönemlerden itibaren ortak olarak karşılaşılan sorunlara çözüm ararken, başlangıçta balıkçılık için özel bir politika geliştirilmesi düşünülmemiştir. Bunun nedeni, AB nin kurucu üye devletlerinde yürütülen balıkçılık faaliyetlerinin genelde ulusal balıkçılık sınırları dışında olması, hatta Lüksemburg da herhangi bir balıkçılık faaliyetinin bulunmamasıdır. Ne zaman ki Ortak Gümrük Tarifesinin (OGT) yürürlüğe girmesi sonrası balıkçılık alanında üçüncü ülkelerle serbest bir ticaret yürütülmeğe başlanmıştır, balıkçılık faaliyetleri daha yoğun olan Fransa ve İtalya da sıkıntı yaşanmaya başlanmıştır. Sadece serbest ticaretin getirdiği korunma ihtiyacı değil, avlanma sahalarındaki canlı kaynakların korunma ve muhafazası, balıkçılık faaliyetlerinin sürdürülebilmesi, balıkçılık sanayi ve tüketiciyi koruma gibi kaygılarla balıkçılık alanında da bazı düzenlemelere gitme gereği duyulmaya başlanmıştır. Yıllar süren sıkı müzakerelerden sonra 1983 yılında Ortak Balıkçılık Politikası (OBP) oluşturulmuştur. Dolayısıyla daha sonra OTP ve OBP birbirinden ayrı politikalar halinde ele alınmaya başlanmışlardır. OTP nin 1990 lı yıllarda stratejisi değiştirilerek, üretimin kısılması temeline dayandırılan bir yardım sistemi geliştirilmiştir. OTP de MacSharry Reformu (1992) olarak adlandırılan bu politika değişimi, sonuçlanmakta olan Uruguay Görüşmelerinde alınmakta olan kararlara uyum kadar, üretim fazlası sorununu çözmeğe yönelik yeni unsurlarıyla radikal bazı değişiklikler de getirmektedir. Tarım ürünleri fiyatlarını Topluluk içi ve dünya piyasalarında daha fazla rekabet gücüne kavuşacak şekilde düşürmek, bu yüzden üreticilerin karşılaşacakları gelir düşmelerini telafi edecek, piyasa mekanizmasının işleyişini düzenleyecek ve çevre faktörünü üretim alanına her yönüyle sokacak yardım önlemleri olarak düşünülmüştür. Tarım kesiminin desteklenmesinde kırsal kalkınma önlemleri de bu reformla gündeme gelmiştir. Yeni genişlemeler, tek para sistemine geçiş, ihracat sübvansiyonlarının içsel baskılar ve DTÖ taahhütleri nedeniyle azaltılması gereği, 2000 li yıllarda başlayacak yeni DTÖ görüşmelerine hazırlıklı olma ihtiyacı yeni bir OTP reformuna gitme zorunluluğunu gündeme getirdiğinden, daha sonra Gündem 2000 reformu yapılmıştır. Bu reform gelecekteki OTP nin bir taslağı veya ilk adımı olarak düşünülebilir. Gündem 2000 ile kırsal kalkınma politikaları OTP nin ikinci ayağı olarak kabul edilmekte, piyasalar daha liberal hale getirilmekte, çevre unsuru da üretimin her aşamasına dahil edilmektedir 8. Bu dönemde fiyatların dünya piyasa fiyatları düzeyinde olması hedeflenmiş, üretime çevre ve sürdürülebilirlik boyutu getirilmiş, tarım ürünleri piyasalarında sapmalara yol açmayacak üretimden bağımsız yardımlar ve kırsal kalkınma politikası önlemleri ağırlık kazanmış, tarım mevzuatında sadeleştirme çalışmaları başlatılmıştır.

2002 yılında başlayan Ara Dönem Değerlendirmesi sonucu Haziran 2003 itibariyle Bakanlar Konseyi yeni bir reform paketini kabul etmiştir. AB de 2000 li yılların ikinci yarısı için öngörülen sistem, çiftçilerin daha önce aldıkları yardımlar temel alınarak yapılacak tek bir yardım ödemesi olarak özetlenebilir 9. Böylece tarihinin en büyük genişleme hareketini yaşamakta olan AB bundan tarım harcamaları açısından en az zararla çıkmayı amaçlamıştır. Bunun dışında tarım kesimine yapılacak yardımlarda değişiklik yaparak, üretim artışı yaratılması olgusunun önüne geçilmesi, kaliteli üretim ve gıda güvenliğinin sağlanması, çevre korumanın güçlendirilmesi, daha adil bir yardım düzeni kurulması ve DTÖ görüşmelerinde OTP yi savunabilecek duruma gelinmesi hedeflenmiştir. Ancak, geçmiş yardım miktarları referans alınarak ödenecek yardıma hak kazanma (çapraz uyum olarak adlandırılan) çevre, gıda güvenliği, hayvan ve bitki sağlığı, hayvan refahı standartları, iyi tarımsal uygulamalar ve çevre koşulları ile bağlantılı kılınmaya devam edilmektedir. Bunun dışında daha güçlü bir kırsal kalkınma politikası yoluyla çiftçinin AB üretim standartlarını karşılamaya yardım edilmesi esas alınmaktadır. Büyük işletmelere yapılacak doğrudan desteklerde indirim yaparak, bu ödenmeyecek miktarlarla yeni kırsal kalkınma politikalarına parasal katkı sağlanması amaçlanmıştır. Bu uygulama modülasyon olarak ifade edilmektedir. Tarım bütçesi 2013 yılına kadar belirlenmiştir. Bütçe aşılmayacak şekilde mali disiplin sağlanacaktır. Son reform uygulamasının temeli çiftçilerin 2000-2002 yıllarında tarımsal faaliyetleri nedeniyle aldıkları yardımların ortalaması referans alınarak üretimden bağımsız olarak yapılan tek bir doğrudan yardım ödemesine dayandırılmaktadır. Yani bir tarım üreticisi 2000-2002 yıllarında bitkisel ve hayvansal üretim faaliyetleri için almış olduğu ortalama yardım miktarını artık ne ürettiği, ne kadar ürettiği dikkate alınmaksızın almaya devam edecektir. Bu da üreticinin yaptığı üretimle yardım arasındaki bağlantının kesilmesi, yardım almak için üretim biçimini ve miktarını değiştirmeyeceği, aldığı yardımın sadece bir gelir desteği olması durumunu beraberinde getirmektedir. Bu da artık tarımsal faaliyetlerin yönlendirilmesinin yardımlarla değil, piyasada oluşacak fiyat düzeylerine göre çiftçiler tarafından yapılacağı anlamına gelir. AB üreticileri tarım piyasalarındaki fiyat sinyallerine göre daha rekabetçi olabilmek için daha rasyonel kararlar almak zorunda kalacaklardır. Bu durumu tetikleyen bir unsur da artık Topluluk tarafından tarım ürünleri piyasalarında alım faaliyetlerinin çok sınırlandırılmış olmasıdır. Reformun yasal dayanağı OTP nın doğrudan destek programlarının ortak kurallarını belirleyen ve belirli destek programları oluşturan 29 Eylül 2003 tarih ve 1782/2003 sayılı Konsey Tüzüğü olmuştur. Çapraz uyum, modülasyon ve Entegre İdare ve Kontrol Sistemi konusundaki detaylı kurallar 21 Nisan 2004 tarih ve 796/2004 sayılı Komisyon Tüzüğü, tek ödeme programının uygulanması konusundaki kurallar ise 21 Nisan 2004 tarih ve 795/2004 sayılı Komisyon Tüzüğü ile getirilmiştir. 2008 yılı Kasım ayında AB üyesi devletlerin tarım bakanları OTP nin yeniden gözden geçirilmesi ve bir Sağlık Taraması na tabi tutulması konusunda anlaşmışlardır. Böylece OTP nin günün ihtiyaçlarına göre daha modern, daha sade, daha verimli hale getirilmesi amaçlanmaktadır. Çiftçiler üzerindeki kendi sorumluluklarında olmayan kimi çapraz uyum sınırlamalarının kalkmasıyla çiftçilerin üretimlerini piyasalardaki gelişmelere göre yönlendirmeleri ve yeni atılımlar yapabilmeleri mümkün olabilecektir. 12

Tarım Ve Balıkçılıkta Standartları Karşılamak: AB Ortak Tarım ve Balıkçılık Politikaları > Ortak Tarım Politikasının Oluşumundan Günümüze Yaklaşımlar, Gelişmeler ve İzlenen Çizgiler REFORM DÖNEMLERİ VE O DÖNEMLERDEKİ GELİŞMELER I. Dönem 1958-68 OTP kurallarının oluşturulması (Bu Geçiş Dönemi içinde üye ülkeler kendi ulusal politikalarını sürdürmeğe devam etmişlerdir.) II. Dönem 1968-81 Fiyat ve pazar politikalarının ağırlık kazanması Mansholt Planı (1971-75 arası yapısal önlemler) Petrol krizi (1974 ve daha sonra 1978 79 yıllarındaki petrol krizleri ile sırasında üretim artarken ihracattaki darboğazlar stoklarının artmasına yol açmıştır.) Enflasyon işsizlik sarmalı Fiyat baskısı (üretim, stok ve tüketici fiyatlarında artış) Genişlemeler: (1973 yılında İngiltere, Danimarka ve İrlanda nın katılımı) Ortak mali sorumluluk vergisinin getirilmesi Reform ihtiyacı III. Dönem 1981-1988 Aşırı üretim Bütçe zorlukları Süt kotaları (1984) Genişlemeler (1981 de Yunanistan, 1986 da İspanya ve Portekiz in katılımı) GATT Uruguay Görüşmeleri (1986 yılında başladı) Reform ihtiyacı IV. Dönem 1988-1992 (1988 reformu) Garanti eşiği Bütçeyi dengeleyici unsurlar (Harcamalardaki yıllık artış GSMH artışının %74ünü geçmemesi, harcamaların bütçede ayrılan miktarları aşmaması için Erken Uyarı Sistemi, Komisyona bu alanda önlem geliştirme görevi, kur dalgalanmalarına karşı ihtiyat akçesi oluşturulması, stokların elden çıkartılması için kurallar oluşturulması) Gönüllü set-aside (nadas), ekstansifleşme uygulamalarına ödeme yapılması Üretim türünün değiştirilmesi (üye devletlerin bu amaçla yapacakları projelere yapılacak yardımların %25 inin bütçeden ödenmesi) Erken emeklilik Sıkı fiyat politikası Reform ihtiyacı IV. Dönem 1992-1999 (1992 reformu) Üretimin kısıtlanması (Ekim alanı ve yardımdan yararlanacak hayvan sayısına sınırlama) Avantajsız bölgelerde hayvancılığın desteklenmesine yönelik yardım mekanizmaları Yan önlemler (İşletmelerde orman kurulması, IACS, yeni erken emeklilik düzenlemeleri, DTÖ taahhütlerini gerçekleştirici kararlar (ihracat ve ithalatta lisans, ihracat sübvansiyonlarında ve gümrüklerde indirim, iç desteklerdeki azalma) Genişlemeler (1995 yılında Avusturya, İsveç ve Finlandiya nın katılımı) Reform ihtiyacı (Tarıma yönelik harcamaların Birlik bütçesinin yarısını oluşturmaya devam etmesi, tarım ve çevre ilişkilerinin artan önemi, BSE krizi ile öne çıkan ürün güvenirliği ve tüketici hakları, DTÖ Dokuzuncu tur görüşmelerine yönelik hazırlıklar, AB üreticilerinin dünya ile rekabetinin artırılması kaygıları, genişleme kararı) V. Dönem 2000-2004 (Gündem 2000) Doğrudan ödemeler (Arazi bazlı ekim alanı kısıtına dayalı yardımlar) Çevre önlemleri (Yardımların çevre ile ilişkisinin kurulması) Kırsal kalkınma (bölgeler arsası gelişmişlik farklarının azaltılması, tarımsal yapının iyileştirilmesi, çiftçilerin refah düzeylerinin artırılması, fiyat mekanizmaları yerine yeni yardımlar) Yeni genişleme hazırlıkları (PHARE, SAPARD programları, görüşmeler) DTÖ görüşmeleri Reform arayışları VI. Dönem 2005-2013 Geçmişte alınan yardımlar baz alınarak tek bir yardım ödemesi, böylece doğrudan ödemeleri üretimden bağımsız hale getirmek Ödemeleri çevre, gıda güvenliği, hayvan refahı,sağlık, iş güvenliği standartları ile bağlantılı kılmak Doğrudan ödemelerle kırsal kalkınmaya destek Bütçe disiplini ve modülasyon Pazar politikalarında değişiklik

3. ORTAK TARIM POLİTİKASINDA ÇEVRE VE GIDA GÜVENLİĞİ KAVRAMI OTP nın uygulama hedeflerinden biri de çevrenin korunmasına katkıda bulunmaktır. Tarımdan ayrılanların boş bıraktıkları topraklar üzerinde, kötü toprak kalitesine ve/veya sert iklim koşullarına sahip bölgelerde tarımsal üretimin devamı, doğal kültürün bozulmaması, tarım girdileri kullanımı nedeniyle çevre sorunları yaratılmaması Avrupa da ortaklaşa yürütülecek bir politika ile sağlanabilecektir. Bu yönüyle bir taraftan verilen çeşitli destekler çevre dostu üretim yöntemlerine bağlanırken (Çapraz Uyum), diğer taraftan çevreye yönelik özel düzenlemeler getirilmektedir. 1970 li ve 1980 li yıllarda uygun yöntemlerle yürütülen tarımsal faaliyetler kavramına çevre konuları da katılmıştır. Örneğin su havzalarında bir takım kullanım sınırlamaları getirilmektedir. Özellikle gübre ve mücadele ilaçları ekolojik yönden büyük önem taşımaktadır. 1990 lı yılların ortasından beri uygun usullerle tarımsal faaliyette bulunma (yani verimli, rasyonel tarım) kavramı yerini iyi mesleki uygulama lara bırakmıştır. Kimyasal ilaç, gübre, toprağın ve tabiatın korunması ile ilgili hukuki düzenlemelerde iyi çiftçilik uygulamalarına atıfta bulunulmaktadır. 91/676 EEC sayı ve 12. Aralık 1991 tarihli Tarımdan Kaynaklanan Nitrat Kirliliğine Karşı Suların Korunmasına İlişkin Konsey Direktifi (OJ. Nr. L 375, S. 1), zirai mücadele ilaçlarının dolaşımı ile ilgili 91/914/ EEC sayı ve 15 Temmuz 1991 tarihli (OJ.Nr.L 230 s.1) Konsey Direktifi ve Kırsal Alanların Gelişmesinin Teşvikine İlişkin 1257/99 sayılı ve 17. Mayıs 1999 tarihli (OJ. Nr L 160, s. 80) (iyi mesleki uygulamadan değil, diğer anlamlarda iyi çiftçilik uygulamasından söz eden) Konsey Tüzüğü buna atıfta bulunmaktadır. İyi mesleki uygulamalar konunun yalnız ekolojik boyutunu içerir; burada doğal kaynakların ve kullanılabilirliğinin korunması ve gelecek kuşaklar da dikkate alınarak doğadan yararlanmadaki başarıyı ve işlevselliği de garanti altına almak amaçlanmaktadır. Örneğin Nitrat direktifinin III sayılı Ekindeki iyi mesleki uygulama ile ilgili kurallar gübrenin tarım topraklarına atılamayacağı zaman aralıkları, toprağın özellikleri, suların kirlemesinin nasıl önleneceği, gübrelerin nasıl depolanacakları gibi konuları ele almaktadır. Ayrıca üye devletler tarımda iyi mesleki uygulama kurallarına münavebe dahil toprak işleme ve ekim koşulları (çayır/tarla arazisi), toprakta asgari bitki örtüsünü muhafaza etmek, gübreleme planı yapmak, bitki köklerinin uzandığı yerler üzerinden sulama sistemine suyun akması veya sızması yoluyla su kirlenmesini önlemleri de öngörür. Avantajsız bölgelerde bazı koşullara uymayı kabul etmiş, çevre ile ilgili sınırlamalara katılmayı kabullenen çiftçilere de telafi edici ödemede bulunulmaktadır. Burada çevre koruma ve üzerinde anlaşmaya varılmış kırsal alanların sürdürülebilirliğini sağlayıcı üretim yöntemlerini uygulayarak iyi çiftçilik uygulamalarına girişen çiftçiler kastedilmektedir (1257/99 sayılı tüzüğün 14. Mad. 2. Fıkrası). Tarım ve kırsal kalkınmada artık çevre faktörü her boyutuyla ele alınmaktadır. Çevre faktörünün dikkate alınması, biyoçeşitliliğin, peyzaj ve doğal parkların korunması, organik üretim gibi faaliyetler yerel ekosistem üzerindeki baskıyı hafifletecektir 10. Çapraz Uyum 1999 yılında çevreyle daha uyumlu bir tarım politikası oluşturma amacıyla doğrudan ödemelerin uygulanmasında dikkate alınması gereken bazı kriterler oluşturulmuştur. Tarımsal üretim faaliyetleri esnasında çevrenin korunması için gerekli görülen önlemlerin alınması koşuluyla yardım mekanizmalarından yararlanma temeli getirilmiştir (1259/1999 sayı ve 17 Mayıs 1999 tarihli Konsey Tüzüğü). Çapraz uyum olarak adlandırılan bu uygulama ile OTP çerçevesinde verilecek doğrudan yardımlar için ortak kurallar getirilmekte ve bu kurallara uyulmaması halinde üretici verilecek yardımın kısılması/kesilmesi veya para cezaları gibi üye devletin insiyatifinde olarak belirlenen şekilde cezalandırılmaktadır. 2003 Ara Dönem değerlendirmesi sonrası çıkartılan 29 Eylül 2003 tarih ve 1782/2003 sayılı Konsey Tüzüğü ile doğrudan gelir desteklerinin verilmesinde çapraz uyum kuralları belirlenmiştir. Bununla çeşitli ürün gruplarına verilen yardımlar kamu, hayvan ve bitki sağlığı, çevre, hayvan refahı konularında getirilecek kurallara bağlanmıştır. Uygulamayla ilgili 796/2004 sayılı Komisyon Tüzüğü ve onu tadil eden tüzükler (en son 9 Haziran 2009 tarih ve 484/2009 sayılı ve 8 Mayıs 2009 tarihli ve 380/2009 sayılı Komisyon Tüzükleri) anılabilir. 14

Tarım Ve Balıkçılıkta Standartları Karşılamak: AB Ortak Tarım ve Balıkçılık Politikaları > Ortak Tarım Politikasının Oluşumundan Günümüze Yaklaşımlar, Gelişmeler ve İzlenen Çizgiler Gıda güvenliği ise, bugünkü anlayış ve kapsamdan farklı olmakla beraber, tarım ürünleri için Ortak Piyasa Düzenlerinin oluşturulmasıyla beraber adımı atılmış bir konudur. Önce, farklı ürünler için 1966/67 üretim döneminden başlayarak, 1960 lı ve 1970 li yıllarda değişik zaman aralarında kabul edilen piyasa mekanizmalarıyla ürünlerin pazarlama standartları saptanmış ve bu standartlara uyum istenmiştir. 1980 lerde etiketleme, coğrafi işaretler, koruma altına alınmış menşe adı gibi düzenlemeler gündeme gelmiştir. Daha sonra özelliği olan tarım ürünleri ve gıdalar için sertifikalandırmaya gidilmiş, 2003 OTP reformu sonrasında gıda güvenliğinin bir parçası olan kalite politikası daha da genişletilerek yeni düzenlemelerle geliştirilmiştir. Bitki hastalıklarıyla mücadele konusundaki yasal düzenlemelerin de 1969 yılında çıkartılan patates hastalıklarının karantina önlemlerine ilişkin iki direktifle başladığı söylenebilir. 1976 da Bitki Sağlığı Daimi Komitesi kurulmuş ve 77/93/EEC sayılı Konsey Direktifiyle AB üyesi devletler arasındaki ticarette ve üçüncü ülkelerden AB üyesi ülkelere yapılan ithalatta halen geçerli olan kuralların temeli atılmış, zararlı organizmaların listesi direktif ekinde verilmiştir. 1993 yılında Toplulukta İç Pazar ın oluşumuyla bitki ve bitkisel ürünlerin üye devletler arasında serbest dolaşımına izin verecek olan bitki pasaportları kavramı getirilmiştir. 2000/29/ EC sayılı Konsey Direktifi ile de konunun temel hukuki çerçevesi çizilmiştir. Bitki koruma ilaçlarında yer alan bazı aktif maddelerin piyasaya sürülmesi hakkında 1979 yılında çıkartılan 79/117/EEC sayılı Konsey Direktifi daha sonra çeşitli tüzüklerle tadil edilmiştir. İlaçlarla ilgili sertifikalandırma işlemleri, izin ve koşullar mevzuatla belirlenmiştir. Bitki çeşitlerine verilen fikri mülkiyet hakları, genetik çeşitliliğin muhafazası ve kullanımı gibi konular da 1994 yılında (2100/94 sayılı Konsey Tüzüğü) ve onu izleyen yıllarda çıkartılan mevzuatla kurallara bağlanmıştır. Tohumların ve diğer bitki materyallerinin ticareti hakkında kurallar 66/402/EEC ve 66/403/EEC sayılı Konsey Direktiflerinden başlayarak günümüze kadar çıkartılan mevzuatla değişikliklere tabi tutulmuştur. Gene kamu sağlığı açısından genetiği değiştirilmiş gıdalar konusunda da esas olarak etiketleme ve bu yolla tüketiciyi tükettiği ürün hakkında bilgilendirme yolu tutulmuştur. Amaç kamu sağlığını ve çevreyi korumak olduğu kadar, genetiği değiştirilmiş organizmaların (GDO) piyasaya sunumlarının kontrolünü de sağlamaktır. 1990 yılından bu yana GDOların piyasaya sürülmesi ve koşulları hakkında çok sayıda yasal düzenleme getirilmiştir. Gıda güvenliği konusunda bir diğer önemli unsur veteriner hizmetleri açısından öne çıkmaktadır; hayvan sağlığı ve hayvan refahı bu meyanda sayılabilir. Hayvan sağlığı bir taraftan Topluluk içi ticarette ve üçüncü ülkelerden ithalatta koruyucu hayvan sağlığı önlemleri ile canlı hayvan, semen, yumurtalık, embriyo ve hayvansal kaynaklı ürünlerde veteriner kontrolleri, diğer taraftan hayvan hastalıkları kontrol, eradikasyon ve izleme, izlenebilirliğin sağlanması, veteriner ilaçları gibi önlemlerle birlikte anılır. Topluluk içi ve dışından olan ithalatta ilgili canlı hayvan veya hayvansal ürünlerin tabi olacağı genel sağlık kuralları, kesimhanelerin uyması gereken asgari hijyen koşulları, canlı hayvanlardaki kimyasal kalıntıların kontrolü, büyüme hormonlarının kullanımı gibi konulara getirilen kurallar daha 1964 yılında domuz ve büyükbaş hayvanların Topluluk içi ticaretlerini etkileyen 64/432/EEC sayılı Konsey Direktifine kadar uzanır. Daha sonra çıkartılan çok sayıda Konsey direktifi ile canlı hayvan, semen, yumurta, embriyo ve hayvansal kaynaklı ürünlerin Topluluk içi ve dışı ticaretinde uyulması gereken kurallar belirlenmiştir. Veteriner kontrolleri 1989 yılında İç Pazarın tamamlanması doğrultusunda Topluluk içi ticarette veteriner kontrollerine dair 89/662/EEC sayılı Konsey tüzüğüne uzanır. Daha sonra bu veteriner kontrollerinin uygulanışına ilişkin detaylı kuralları belirleyen çok sayıda Konsey tüzüğü, direktifi ve Komisyon kararları yayınlanmıştır. Sağlık ve zootekni kontrolleri Sınır Kontrol Noktalarında yapılmakta, bütün veteriner kontrol otoriteleri birbirine bilgisayar ağı ile bağlanmakta, bütün ithalat yetkililerin girebildiği bilgisayar dosyasına kaydedilmektedir. Zootekni standartları safkan damızlık hayvanlar ve onların semen, yumurtalık ve embriyolarının kullanımının uyumlaştırılması ile ilgili ölçütleri ele alır. Hayvan

yetiştiricilerinin sürü kayıtları, örgütleri, örgütlerin Toplulukça tanınması, pedigri sertifikası özellikleri, besi hayvanlarının genetik değerleri ve performans izlenmesine ilişkin kurallar bu grup içinde ele alınabilir. Daha 1977 yılında safkan küçükbaş hayvanlar hakkında çıkartılan 77/504/EEC sayılı Konsey Direktifi ile başlatılan yasal düzenlemeler diğer çiftlik hayvanları cinsleri için de geliştirilerek, sertifikalandırmadan yetiştirici kuruluşların onayı ve denetlenmesine kadar uzanan konularda çıkartılan Konsey direktifleri ve Komisyon kararlarıyla ihtiyaçlar çerçevesinde düzenlenmişlerdir. Hayvan sağlığı konularının kontrol ve izlenebilmesi için ele alınan bir diğer konu da hayvanların tanımlanması ve kayıt altına alınmasıdır. 92/102/EEC sayılı Konsey Direktifiyle başlatılan hayvanların tanımlanma ve kayıt altına alınma işlemleri daha sonra çeşitli Konsey, Komisyon ve Avrupa Parlamentosu tüzükleriyle sürdürülmüştür. Bir taraftan bir hastalık ortaya çıktığında hastalanan hayvanların izlenmesi, diğer taraftan hayvan hareketlerinin kontrol altında tutulması, bunun yanı sıra hayvanlara yönelik yapılan yardımların doğruluğunun bilinmesi ve kontrolü açısından hayvanların küpelenmesi, kayıtlarının yapılması gerekir. Hayvanların güncel kayıtlarıyla hayvan ticaretinin izlenebilmesi açısından işletmeler kayıt yapmakla, üye devletler de bu işletmelerin listelerini tutmakla, bilgisayar ortamında ulusal veri tabanı oluşturmakla yükümlüdür. İzlemenin tam olarak sağlanabilmesi açısından sığır eti ve ürünleri de etiketleme kapsamına alınmıştır. Hayvan hastalıklarını yok etmek ve hayvanları hastalıklara karşı korumak, hastalıkların bildirimi gıda güvenliği kapsamında hayvancılıkla ilgili 82/894/EEC sayılı 1982 tarihli Konsey direktifine uzanır. Hastalıkların izlenmesi, ortadan kaldırılması ve önlenmesi konularında çeşitli Konsey direktifleri, Konsey ve Komisyon kararları bulunmaktadır. Gene hastalanmış ve tedavi altına alınmış hayvanların kullandığı ilaçların etkinliği ve kullanılan ilaçlar nedeniyle hayvansal gıdaların tüketici sağlığını tehlikeye atmaması amacıyla veteriner ilaçlarının pazarlanması aşamasında bazı kurallar getirilmektedir. İlk defa 1981 yılında üye ülkelerde veteriner ilaçlarına ilişkin yasaların, standartların uyumlaştırılması, test edilmesi hakkında 81/851/EEC ve 81/852/EEC sayılı Konsey direktifleri ve bunu izleyerek çok sayıda maksimum kalıntı sınırı ve iyi üretim yöntemleri konularında mevzuat çıkartılmıştır. Hayvan refahı kavramı çiftlik hayvanlarının çiftlikteki yetiştirilme döneminde, bir yerden bir yere nakli sırasında ve kesim/öldürülmeleri esnasında uyulması gereken kuralları belirleyen bir uygulamalar bütünüdür. Bu konuda ilk adım 1978 yılında tarımsal amaçla elde tutulan hayvanların korunmasına dair Avrupa Konvansiyonu nun oluşturulmasına dair (78/923/EEC) Konsey Kararıdır. 1988 tarihli kesim için kullanılan hayvanların korunmasına dair Avrupa Konvansiyonu nun oluşturulmasına ilişkin Konsey Kararı (88/306/EEC); bunun yanı sıra Avrupa Topluluklarını kuran Anlaşmaların ve Amsterdam Anlaşmasının eki (Hayvan Refahı ve Hayvanların Korunmasına İlişkin Protokol) AB de hayvan refahı konusunda ilk atılımlar olarak belirtilebilir. Daha sonra bu alandaki yeni mevzuat bunları izlemiştir. Gıda güvenliğinin hayvansal ürünlerle ilgili bir diğer konusu hayvan yemleridir. Üye devletler arasında hayvan yemlerine ilişkin mevzuatın uyumlaştırılması için ilk 1970 yılında çıkartılan, daha sonra yeni tüzüklerle üzerinde değişiklikler yapılan yem sektöründe çalışan kuruluşların kaydı ve kabulüne ilişkin Konsey direktifi, bunu tadil eden ve daha sonra yürürlükten kaldıran Komisyon ve Konsey direktifleri, yemlerin etiketlenmesi, pazarlanması, bileşimi, katkı maddeleri ile ilgili mevzuat bunları izlemiştir. Kamu sağlığı açısından bitkisel ve hayvansal gıdalarda maksimum kalıntı sınırlarının belirlenmesi (ki ilk düzenlemeler olarak 76/895/EEC ve 86/362/EEC sayılı kalıntı düzeyleriyle ilgili Konsey Direktifleri belirtilebilir), gene kamu sağlığını korumak için çiftlik hayvanlarında hormon kullanımının (1993 yılında çıkartılan komisyon Kararları ve onu izleyen mevzuatla) belirli maddeler itibariyle yasaklanması gıda güvenliği ile ilgili önemli alanlardır. Üye devletlerde gıda güvenliği ve tüketicinin korunmasıyla ilgili olarak ulusal mevzuat da bulunmaktadır. Bununla birlikte AB düzeyinde (EC) 178/2002 sayılı Konsey Tüzüğüyle gıda kanununun genel ilkeleri belirlenmiştir. Genel Gıda Tüzüğünün amacı gıda mevzuatının geliştirilmesinde uyumlu bir yaklaşımı mümkün kılacak bir çerçeve yaratmaktır. Bunun yanı sıra özel uyum kurallarının kapsamadığı, ama İç Pazarın işlevinin karşılıklı tanınma ile sağlandığı alanlarda bir genel çerçeve yaratmaktır. Bu tüzükle gıda ve yem üretim ve dağıtımının her aşamasını kapsayan tanımlar, ilkeler ve sorumluluklar açıklanmaktadır. 16

Tarım Ve Balıkçılıkta Standartları Karşılamak: AB Ortak Tarım ve Balıkçılık Politikaları > Ortak Tarım Politikasının Oluşumundan Günümüze Yaklaşımlar, Gelişmeler ve İzlenen Çizgiler OTP tarımsal üretimin ve pazarların düzenlenmesi ve kırsal alanın refah, istihdam ve rekabet gücü açısından gelişme düzeyinin yükseltilmesi yanında daha sağlıklı gıda, kontrol ve izlenebilirlik koşullarını da iyileştirme çabasındadır. Bunu sağlayacak adımlar Tarım ve Kırsal Kalkınma Genel Müdürlüğü ile Sağlık ve Tüketici Genel Müdürlüğünün ilgi alanlarındaki gıda ve yem güvenliği ve kalitesi, hayvan sağlığı ve refahı, hayvan beslenmesi, bitki sağlığı konularındaki çalışmalarıyla sağlanmaya çalışılmaktadır. AB iç pazarında ve üçüncü ülkelerle ticarette, uluslararası kuruluşlarla ilişkilerde, İç Pazarın daha etkin işleyişinin sağlanmasında etkin kontrol sistemleri geliştirmek ve AB standartlarına uyumun değerlendirilmesi esas alınmaktadır. 4. ORTAK TARIM POLİTİKASINDA DÖNÜŞÜM ÇİZGİLERİ - YANLIŞ GİDENLER VE BULUNAN ÇÖZÜMLER Kuruluşundan beri OTP den beklenen tarımda verimliliğin artırılmasıdır. 1960 lı yılların sonu ve 1970 li yıllarda gıda güvencesini sağlamak esas alınmıştır.bunun için verim ve üretim artışı yaratılmış, piyasa dengesini sağlayabilmek için fiyat desteği, yardımlarla da gelir desteği verilmeğe çalışılmıştır. 1980 li yıllar ise hem dünya piyasalarında, hem de AB içinde bir kriz dönemidir. Aşırı üretim, çok yükselen harcamalar, uluslararası anlaşmazlıklar sorunları büyütürken, verimlilik artmaya, yapısal önlemlerle pazar dışı konularda tarımsal gelişmenin önü açılmaya çalışılmıştır. 1992 den sonra verim artışı yanında başka bir kavram gündeme gelmiştir; rekabetçilik. Bir taraftan ürün fazlaları azaltılmaya çalışılırken, çevre, gelir dengesi, bütçe dengesi gibi kaygılarla OTP önlemleri değiştirilmiştir. Fiyat desteklerine set getirilmiş, uluslararası taahhütler gereği iç destekler, gümrük vergileri ve ihracat sübvansiyonları azaltılırken, (Topluluk tercihi ilkesinin en önemli aracı olarak kullanılan) değişen gümrük vergileri uygulamasına esas itibariyle son verilmiştir. Gündem 2000 sonrasında ise verimlilik ve rekabetçilik kavramlarına ek olarak sürdürülebilirlik bir temel hedef haline gelmiştir. Bu dönemde reform süreci derinleşmiş, dünya rekabetine açılabilmek için pazar politikalarında fiyat desteği terk edilmiş, tarım ve kırsal gelişme aracı olarak kırsal kalkınma politikaları oluşturulmuştur. 2003 reformu sürdürülebilirlik çizgisinde gene piyasaya yönelim, tüketici meselelerine verilen önem, bu kez işletme gelirini artırıcı yardımlar, çevre koruma ve kırsal kalkınmaya daha fazla eğilme gibi radikal değişiklikleri içermektedir. 2008 sonrası sağlık taraması 2003 reformunun beklentilerini hayata geçirecek daha ileri adımlar getirmektedir. Artık çapraz uyum ile (çevre, gıda güvenliği, hayvan refahı gibi) standartlara saygı ve kabullenme kaçınılmaz bir gerek haline gelmişir. Doğrudan ödemeler tamamen üretimden bağımsız olarak verildiğinden, yardımların transfer etkinliği artırılmış olmaktadır. Yüksek miktarlarda yardım alan çiftçilerden aldıkları yardım miktarını kısarak, bu fonların kırsal kalkınma alanında kullanılacak şekilde yönlendirilmeleri şeklinde açıklanabilecek modülasyon uygulamasıyla hem OTP de mali disiplin bir anlamda daha sağlanmakta, hem yüksek yardımlarla gelir dağılımının bozulması bir ölçüde engellenmekte, hem de henüz yapılacak çok hamle olan kırsal kalkınma alanında finansman olanağı yaratılmaktadır. Piyasa müdahalelerine getirilen sınırlamalar çiftçilerin piyasadaki fiyat sinyallerine göre üretimlerini yönlendirmelerini sağlayacağından, çiftçiler daha çok piyasa için üretimde bulunmaya başlamakta, bu yönüyle müteşebbis karakterleri güçlenmektedir. Artık OTP, temel felsefesi aynı kalmış olsa bile, ne uyguladığı politika araçları, ne de gelecek için beklentileri itibariyle geçmişin OTP siyle tam anlamıyla örtüşmemektedir. NOTLAR 1 Michael Tracy, Agriculture in Western Europe-Crisis and Adaptation since 1880. Granada Publıshing, London, 1982. 2 Hans Stamer,. Agrarpolitik aktuell. Unser Weg in die Zukunft. Frankfurt/Main, DLG Verlag, 1983, s.70. 3 Otto Strecker, Preis-und finanzpolitische Instrumente in die EWG-Agrarpolitik. in: Agrarpolitik in der EWG. München Basel Wien, BLV, 1968, 275-298. 4 Rosemary Fennell, The Common Agricultural Policy of the European Community. Its institutional and administrative organisation. Granada Publishing, Allanheld, Osmun, Montclair, 1979, s. 6. 5 Andrew Fearne, The History and Development of the CAP 1945-1990. in: The Common Agricultural Policy, Ed: C. Ritson-D.R. Harvey, CAP International. 1997. 11-55 6 Stefan Tangermann, Weltweite ökonomische und politische Rahmenbedingungen für die EG Agrarpolitik in: Wirtschaftliche und soziale Auswirkungen unterschiedlicher agrarpolitischer Konzepte, 1988, 61-72. 7 Bernd van der Meulen-Menno van der Velde, European Food Law Handbook. Waageningen Academic Publishers, 2008, s.232-233. 8 Europaeische Kommission, Die Lage der Landwirtschaft in der Europaeischen Union. Bericht 1999. Brüssel, Luxemburg, 2001, s.27. 9 European Commission, CAP reform - a long-term perspective for sustainable agriculture 22.04.2004 http://www.europa.eu.int/comm/agriculture/capreform/index_en.htm (5 Ağustos 2004). 10 W. Kok, Enlarging the European Union Achievments and Challenges. European University Institute Robert Shuman Centre for Advanced Studies, Belgium, 2003.

ortak tarım günümüzdeki uygulamalar ve gelecek İçİn beklentiler politikası Prof. Dr. Gülcan ERAKTAN 1. AMAÇLAR Ortak Tarım Politikası (OTP) AB nin en eski politikaları arasında yer alır. Ortak pazarın tarım ve tarım ürünlerine de yaygınlaştırılacağına amir olan Amsterdam Anlaşması md. 32 (38) 1. fıkrası tarım ürünlerini bitkisel ürünlerle hayvansal ürünler ve su ürünleriyle bunların ilk işlenme aşamalarında yer alan ürünler olarak adlandırılır. Politikanın temeli tarım ürünleri için bir ortak pazar oluşturmaktır. Bu nedenle OTP nin felsefesinin de işleyen bir tarım ürünleri pazarı kurulması olduğunu söylemek hata olmaz. OTP nin Topluluğun kuruluşuyla beraber gündeme gelen ilk politika alanları arasında yer alma nedenleri kadar, bir OTP uygulanmasıyla resmi olarak ne elde edilmesinin amaçlandığı da önem taşır. Daha Topluluğun kuruluşu sırasında öyle bir ortak tarım politikası belirlenmeliydi ki, bu hem pek çok konuda ulusal politikaların yerine geçmeli, hem de üye devletler açısından giderilmesi gereken sorunlara çözüm yolu getirecek ortak hedeflere yönelmeliydi. Bu ortak hedefler de Roma Antlaşması ile ortaya konulmuş ve Roma Antlaşmasından bu tarafa geçerliliğini korumuştur. Daha sonra Gündem 2000 ile OTP ye yeni hedefler seçilmiştir. 18

Tarım Ve Balıkçılıkta Standartları Karşılamak: AB Ortak Tarım ve Balıkçılık Politikaları > Ortak Tarım Politikasının Günümüzdeki Uygulamalar ve Gelecek İçin Beklentiler Ortak Tarım Politikasının Amaçları Teknik ilerlemenin desteklenmesi, tarımsal üretimin rasyonel gelişmesinin sağlanması, üretim faktörlerinin, özellikle işgücünün en iyi şekilde kullanımı ile tarımda verimliliği yükseltilmesi, Özellikle tarımda çalışanların kişi başına gelirini artırmak suretiyle tarım toplumu için uygun bir yaşam standardı sağlamak, Pazarları dengeye getirmek, Arza erişimi sağlamak, Tüketicilere arzın uygun fiyatlarla ulaşmasını sağlamaktır. (Amsterdam Anlaşması md. 33 (39). Gündem 2000 ile getirilen hedefler Tarım üreticilerinin AB içinde ve dışında dünya piyasalarındaki olumlu gelişmelerden yararlanabilmeleri için düşük fiyatlar yoluyla rekabet gücünü iyileştirmek, Tüketicilere gıda güvenliği ve kalitesini garanti etmek, Tarım toplumuna istikrarlı gelir ve uygun bir yaşam standardı sağlamak, Üretim tekniklerini çevre ile uyumlu hale getirmek ve hayvan sağlığına saygı göstermek, Tarım politikası araçları ile çevreye yönelik hedefleri birleştirmek, Çiftçiler ve aileleri için alternatif gelir ve istihdam olanakları aramak, Birlik mevzuatını sadeleştirmek (SPO, Agenga 2000 and Turkey. Volume I, Directorate general for European Union Affairs, September 1997, s.5). 2. ORTAK TARIM POLİTİKASI UYGULAMA ALANLARI VE GELECEK İÇİN BEKLENTİLER önlemlerinin daha az karmaşık duruma getirilmesini de içeren bir mevzuat sadeleştirmesidir. OTP için belirlenen amaçlar çerçevesinde politika önlemleri alınırken tarımın sosyal yapısından ve çeşitli tarım bölgeleri arasındaki yapısal ve doğal eşitsizliklerden kaynaklanan doğasının, üye devletler ekonomilerinde diğer sektörler ile ilişkisinin ve yavaş bir uyumun yapılması gereğinin öne çıkartıldığı görülmektedir. OTP ilk oluşturulduğunda pazar ve fiyat politikaları ve yapı politikaları olarak iki farklı alanda ele alınmıştır. Gündem 2000 reformu sonrası fiyat politikası araçları büyük ölçüde terk edilerek yardım şeklindeki politika araçlarına ağırlık verildiğinden ilk politika alanı pazar ve doğrudan yardım, ikinci politika alanı ise kırsal kalkınma politikaları olarak isimlendirilmeğe başlanmıştır. Zaman içinde fiyat destekleri ve piyasada yapılan alımlar daha sonra sadece bir güvenlik ağı oluşturulması amacıyla yapılan alımlara dönüşmüş, sağlık taraması düzenlemeleriyle de çok daha sınırlı bir düzeye getirilmiştir. OTP nin 2007-2013 dönemi için geçerli önlemleri ana hatlarıyla aşağıdaki şekilde sıralanabilir. 2.1. Doğrudan Ödemeler Sağlık taraması çerçevesinde son şeklini alan doğrudan yardımlar, 2003-2004 ara dönem değerlendirmesiyle getirilen düzenlemenin değiştirilmesidir. Son durumun açıklanabilmesi mevcut durumun bilinmesini gerektirir. Günümüzde uygulanan OTP önlemlerinin temeli, tarım politikası hedefleri esas alınarak çiftçi gelirlerinin bundan böyle fiyat dışı araçlarla artırılması, ağırlığın güvenli gıda, çevre, hayvan refahı gibi konulara kaydırılması ve OTP 2003 reformuyla radikal bir şekilde değiştirilmeye başlanan tarım politikası araçlarının başında Tek Ödeme Planı (TÖP) sistemi modeli bulunmaktadır. Tek Çiftlik Ödemesi (TÇÖ) olarak da adlandırılan yardım, çiftçiye yürüttüğü

tarımsal üretim faaliyetinden bağımsız olarak destek verilmesi anlamına gelmektedir. Bunda amaç, üreticilerin aldıkları yardıma göre değil de, piyasanın taleplerine göre üretim yapma kararlarını teşvik etmektir. Ayrıca daha basit bir uygulama olduğu için çiftçiye ve bürokrasiye kolaylık getirecektir. Üretim çabasını zorlamayacağı için böylesi bir tarım desteği çevreye ve tarımsal faaliyetlerin ekonomik sürdürülebilirliğine zarar vermeyecektir. Önemli bir diğer unsur da, sürdürülmekte olan Dünya Ticaret Örgütü Doha Görüşmelerinde (beklentileri karşıladığı için) AB nin elini güçlendirecektir. Üreticinin almakta olduğu üretimle bağlantılı destekler yerine geçirilerek, yardımların üretimle olan bağı kesilmek istenmiştir. Üye devletler 1 Ocak 2005 ile Ocak 2007 arasında bu sisteme uyacak düzenlemeleri yapmakla yükümlü tutulmuşlardır 1. En geç 2009 yılına kadar uygulamanın gözden geçirilmesi kararlaştırılmıştır. TÖP çerçevesinde her devletin ulusal tavan olarak tanımlanan geçmişteki bir referans dönemde ödenen toplam yardım veya eşdeğer ödemeler üzerinden belirlenen azami bir harcama sınırı bulunmaktadır. Ulusal tavanların toplamı da toplam TÖP miktarını vermektedir 2. Çiftçilere verilecek yardımlar referans döneminde verilen yardım miktarı işlenen arazi genişliğine bölünerek bulunur. Yardıma konu araziler çok yıllık bitkiler (enerji bitkileri, kısa süreli münavebede kullanılan ağaçlıklar hariç) ve ormanlık alan dışında her türlü üretim alanlarını kapsar. Ödentiler alanla birim alana ödenecek miktarın çarpımıyla bulunur. Meyve-sebze ve depoluk patates için (bölgesel ödeme planı haricinde) yardım yapılmazken 3, yaş meyve ve sebze ortak piyasa düzenlemesi reformuyla (26 Eylül 2007 tarih ve 1182/2007 sayılı meyve sebze sektörünün kurallarını düzenleyici Konsey Tüzüğü, OJ L 273, 17.10.2007, p. 1 30) sektöre yapılabilecek yardımlar belirlenmekte, Sağlık Taraması yla da üründen bağımsız yardımların kuralları getirilmektedir 4. TÖP ın hazırlanması ve hesaplanması değişik şekillerde olmuştur. Tarihsel /temel yaklaşım: Geçmişteki üretim alanları ve alan başına aldıkları yardım üzerinden her çiftçi için ayrı hesaplama yapılması, Bölgesel yaklaşım/sabit oran: Çiftçi bazında değil, içinde bulunulan bölge bazında yardımın hesaplanma durumudur. Referans döneminde bölgedeki çiftçilerin aldıkları toplam yardım miktarı TÖP yürürlüğe girdiği tarihte çiftçilerin bildirdikleri yardıma konu toplam alan genişliğine bölünerek hektar başına alınacak yardım miktarı bulunur. Her çiftçi TÖP yürürlüğe girdiği tarihte ne genişlikte bir alanı işlediğini bildirdiyse, o alan üzerinden yardımı alır. Karışık modeller: Üye devletler ülkelerindeki değişik bölgeler için farklı hesaplama sistemleri uygulayabilirler. TÖP ödemelerini kısmen tarihsel, kısmen sabit oranlı yaklaşıma göre hesaplayabilirler. Bu karma sistemler TÖP ın ilk uygulanması ile tamamen uygulanması dönemlerine göre de değişebilir. Dinamik karma model temel/tarihsel yaklaşımdan, bölgesel/sabit oranlı yaklaşıma geçiş aracıdır 5. Son genişlemelerle katılan üye devletlerin ödemekte oldukları Tek Alan Ödeme Planı (TAÖP) sisteminden TÖP sistemine geçebilmeleri karara bağlanmıştır. AB-15 e dahil üye devletlere de TÖP ü uygulamada esneklik sağlanmıştır; gerekli gördüklerinde bazı üretim alanlarında yardımı üretimle bağlantılı kılmaya devam etmişlerdir. Sağlık Taraması yla üye devletlerin objektif ve ayrımcı olmayan kıstaslarla tarihsel yaklaşımdan bölgesel yaklaşıma aşamalı olarak geçebilmelerinin yolu açılmıştır. Ürüne bağlı yardımlar üretimden bağımsız hale getirilecektir. Tarla bitkilerine yapılan yardımlar 1 Ocak 2010 dan, tohumlar, sığır ve dana eti için ödentiler en geç 1 Ocak 2012 den sonra üretimden bağımsız hale getirilecektir. Yalnız emziren inek, keçi ve koyun primleri ürünle bağlantılı olarak ödenmeğe devam edecektir. Çiftçiler TÖP çerçevesinde bir yardıma hak kazanabilmek için AB tarafından kuralları konulmuş olan iyi tarım ve çevre kurallarına uymak zorundadır 6. Çevre koruma, kamu, hayvan ve bitki sağlığı ve hayvan refahı konularında getirilen kuralları 7 yerine getirmemeleri halinde yardımların kısmen veya tamamen kesilmesi gündeme gelir. Sağlık Taraması yla da çapraz uyum kuralları sadeleştirilmiş, yeni üye devletlere hayvan refahı kuralları yaygınlaştırılmış (AB-10 a 2013 e AB-2 ye 2016 ya kadar süre tanınmış), sadeleştirmeye devam edileceği karara bağlanmıştır. Halen üye devletlerin doğrudan ödemeler için bütçe tavanlarının yüzde onunu çevre koruma, kalite ve pazarlama sorunlarının çözümlenmesi gibi önlemlere ayırabilme kuralı daha da gevşetilmektedir. 73/2009 sayılı Konsey Tüzüğünün 68. maddesi gereği avantajsız bölgelerde yapılan süt, sığır, koyun ve keçi eti ve pirinç üretiminde veya güçsüz üretim 20