TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ www.tisk.org.tr

Benzer belgeler
AYDIN TİCARET BORSASI

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

EKONOMİK GELİŞMELER Eylül 2012

Ekonomi Bülteni. 16 Mart 2015, Sayı: 11. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

2015 Ekim ENFLASYON RAKAMLARI 3 Kasım 2015

A N A L Z. Seçim Öncesinde Verilerle Türkiye Ekonomisi 2:

ÖZET ...DEĞERLENDĐRMELER...

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85

Ekonomi Bülteni. 6 Haziran 2016, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 23 Mayıs 2016, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

İçindekiler. İSO Sanayi Gelişim ve Girdi Fiyatları Endeksi. İSO Sanayi Girdi Fiyatları Endeksi

2015 KASIM AYI ENFLASYON RAPORU

1- Ekonominin Genel durumu

Haftalık Yurtiçi Ekonomi Raporu. Geçtiğimiz Hafta Açıklanan Veriler...

MECLİSİ TEMMUZ 2008 SAYI:31

2016 Ocak ENFLASYON RAKAMLARI 3 Şubat 2016

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

-Bursa nın ciroları itibariyle büyük firmalarını belirlemek amacıyla düzenlenen bu çalışma onikinci kez gerçekleştirilmiştir.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2015 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU

Mart Ayı Enflasyonu ve Görünüm

Ekim. Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2015 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran

Euro Bölgesi İzleme Raporu: Temmuz 2003

Ekonomi Bülteni. 14 Eylül 2015, Sayı: 27. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ENFLASYON ORANLARI

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

Strateji Planlama ve Kurumsal Performans Yönetimi. Aylık Ekonomi Bülteni

BBH - Groupama Emeklilik Gruplara Yönelik Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu

Ocak. Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU

2016 ŞUBAT AYI ENFLASYON RAPORU

KONYA TİCARET ODASI İÇİNDEKİLER. 1- Konya Perakende Güven Endeksi (KOPE) 2 Konya Hizmet Sektörü Güven Endeksi (KOHİZ)

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

DÖVİZ. Döviz Kurları / Pariteler DÖVİZ PİYASASI GÖRÜNÜMÜ VERİ GÜNDEMİ. Ekonomik Notlar Makro Görünüm Teknik Görünüm

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

Genel Görünüm OCAK Faiz Oranları Gelişmeleri

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU İKİNCİ 3 AYLIK RAPOR

Doç.Dr.Mehmet Emin Altundemir 1 Sakarya Akademik Dan man

AVRUPA BĠRLĠĞĠ EKONOMĠSĠNE ĠLĠġKĠN ARA TAHMĠN RAPORU*

SANAYİNİN KÂRLILIK ORANLARI ÖNEMLİ ÖLÇÜDE AZALDI

Dünya Çavdar ve Yulaf Pazarı

Ekim. Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

Dünyaya barış ve refah taşıyor, zorlukları azimle aşıyoruz

Fon Yönetimi Başkanlığı VakıfBank REEL SEKTÖR

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor!

Aralık. Günlük Araştırma Bülteni Gün sonu RAPORU

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI MALİ SEKTÖRLE İLİŞKİLER VE KAMBİYO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YURTDIŞI DOĞRUDAN YATIRIM RAPORU 2013

EURO BÖLGESİ İZLEME RAPORU (1 TEMMUZ-31 TEMMUZ 2000) 1.Genel Ekonomik Göstergelere İlişkin Gelişmeler:

EV TEKSTİL SEKTÖRÜ 1. ÜRÜNÜN TANIMI: 2. TÜRKİYE DE ÜRETİM: 3. TÜRKİYE NİN DIŞ TİCARETİ:

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

Politika Faizi: %7,50 (Önceki: %7,50) Borçlanma Faizi: %7,25 (Önceki: %7,25) Marjinal Fonlama Faizi: 10,00% (Önceki: 10,50%)

YERLİ ÜRETİCİLER TARAFINDAN ÇİN HALK CUMHURİYETİ MENŞELİ PVC İTHALATINA YÖNELİK YAPILAN KORUNMA ÖNLEMİ BAŞVURUSUNUN GİZLİ OLMAYAN ÖZETİ

FONLAR GETİRİ KIYASLAMASI

2. Uluslararası Ekonomik Gelişmeler


1- Ekonominin Genel durumu

01/01/ /09/2009 DÖNEMİNE İLİŞKİN GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

tarihleri arasında fon getirisi -%1,41 olarak gerçekleşirken, yönetici benchmarkının getirisi -%0,60 olarak gerçekleşmiştir.

Haftalık Yurtiçi Ekonomi Raporu. Geçtiğimiz Hafta Açıklanan Veriler... İşsizlik oranı Mart ayında %10.8 olarak açıklandı...

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER

Reuters haberine göre G7 ülkelerinden bakan ve merkez bankası yetkililerinin bugün içinde telefonla acil görüşmelerde bulunacakları açıklandı.

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

GÜNLÜK BÜLTEN (06 Haziran 2016)

BBH - Groupama Emeklilik Gruplara Yönelik Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu

DÜNYA DA VE TÜRKİYE DE EV TEKSTİLİ TİCARETİ ÜZERİNE GÜNCEL BİLGİLER. İTKİB GENEL SEKRETERLİĞİ AR & GE ve MEVZUAT ŞUBESİ

Genel Görünüm. Faiz Oranları Gelişmeleri. Fiyat Gelişmeleri EYLÜL 2010

Yrd. Doç. Dr. Emre HORASAN

Gündem Türkiye 7,50% İngiltere 0,50% Amerika 0,25% İsviçre -0,75% Euro Bölgesi 0,05% Japonya < 0.10%

2015 OCAK ÖZEL SEKTÖR DI BORCU

Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı. Panel Konuşması

Ekonomik Rapor ULUSLARARASI MAL PİYASALARI 67. genel kurul Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği /

ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIM VERİLERİ BÜLTENİ

Ekonomi Bülteni. 09 Haziran 2014, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler

Altın Piyasası Haftalık Temel ve Teknik Görünüm (2-6 Mart 2015)

Araştırma Notu 15/177

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

Banka Kredileri E ilim Anketi nin 2015 y ilk çeyrek verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankas (TCMB) taraf ndan 10 Nisan 2015 tarihinde yay mland.

BASIN DUYURUSU 2001 YILI PARA VE KUR POLİTİKASI

Groupama Emeklilik Fonları

KURUYEMİŞ SEKTÖR RAPORU

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2012, No: 23

Türkiye de Dış Ticaret ve Dış Ticaret Finansmanı: İhracattaki Düşüşte Finansman Sıkıntısı Ne Kadar Etkili?

TOHUMCULUK ÜRETİM. Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

Gündem Türkiye 7,50% İngiltere 0,50% Amerika 0,25% İsviçre -0,75% Euro Bölgesi 0,05% Japonya < 0.10%

Aylık Elektrik Tüketimi

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. KATKI EMEKLİLİK YATIRIM FONU'NA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU

Ekonomi Bülteni. 07 Mart 2016, Sayı: 10. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Makro Ekonomi ve Strateji. Haftalık Veri Akışı

Güncel Ekonomik Yorum

2015 MART AYI ENFLASYON RAPORU

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 4 Mart 2008

Euro Bölgesi 0,00% Japonya -0,10% Parite EURUSD GBPUSD USDJPY USDTRY Altın Brent. Yüksek 1,1125 1, ,145 2, ,15 39,72

İRAN ENERJI GÖRÜNÜMÜ

POMPA ve KOMPRESÖRLER

plastik sanayi İKİNCİ 500 FİRMA FİRMALARININ DEĞERLENDİRMESİ İÇİNE GİREN PLASTİK Barbaros aros DEMİRCİ Genel Sekreter PLASFED - PAGDER

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

Transkript:

TİSK AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ- MAYIS 2016 (SAYI: 87) GENEL DEĞERLENDİRME 03.06.2016 Kıdem tazminatında işletmelerin maliyetini artıracak ve işçi-işveren ilişkilerini bozacak düzenlemelerden kaçınılmalı Gelecek yıllarda küresel ekonomi açısından başlıca sorun büyüme olacak. Sorun, 2007 yılında başlayan krizden bu yana sürüyor. 2016 yılının ilk çeyrek dönemine ait küresel büyüme oranları da umut vermedi. Faiz oranları birçok ülkede büyümeye kıyasla çok daha düşük olmasına rağmen, yatırımlar ve tüketim artmıyor. Büyüme-yatırım ile faiz oranı arasındaki negatif ilişki koptu. Veriler küresel ekonominin likidite tuzağına düştüğünü gösteriyor. Ekonomiler adeta sürekli durgunluk durumunda. Ülkemizin büyüme oranı gelişmiş ülkelere kıyasla yüksek olmakla birlikte, Türkiye 2012 yılından bu yana potansiyel olarak görülen %5 lik büyüme oranını yakalayamadı. Oldukça kırılgan yapıdaki bu ortamda ekonomik birimlerin temel beklentisi, 65. Hükümet in işbaşına gelmesi ile birlikte yurt içi ve yurt dışı kaynaklı risklerin en aza indirilmesi ve ekonomide güven ortamının yeniden sağlanması. Sanayi üretimi 2016 yılı Mart ayında geçen yıla göre yükseliş göstermiş olsa da, aylık bazda kırılganlık sürüyor. Nitekim Mart ayında sanayi üretimi, Şubat ayına göre %0,5 oranında azaldı, tüm alt sektörler ivme kaybetti. Sanayi üretimi yıllık bazda ise %2,9 oranında yükseldi. Mart ayındaki durağanlık Nisan ve Mayıs ta da görülebilir. Sanayi sektöründe, özellikle imalat sanayiinde üretim 2016 yılının ilk çeyreğinde istikrar bulamadı. Maliyet artışlarının yanı sıra jeopolitik riskler sanayiciyi zorluyor. 2014-2016 döneminde işsizlik oranının belirlenmesinde kamu sektörünün istihdam politikası etkili oldu. Türkiye de kritik fiyat değişkenleri olan faiz oranı ve döviz kurundaki kırılganlıklar devam ediyor. Cari açığın gerilemesine rağmen, ihracattaki azalış bu düşüşü gölgeliyor. İhracat 2015 Ocak ayından bu yana sadece üç ay artış gösterdi, on üç ayda ise azaldı. Cari açığın finansmanı net hata noksan olgusuna dayalı. Yılın ilk dört ayı sonunda merkezi yönetim bütçe dengesi yapısal reformlar uygulanmak suretiyle değil, TCMB nin kâr transferi ile sağlandı. Ekonomi yönetiminin kaynak arayışında olduğu anlaşılıyor. Otomatik bireysel emeklilik yaklaşımı ve kıdem tazminatında yeni bir sistem oluşturma isteği çalışma hayatına yönelik regülasyonlardan çok, kaynak bulma ihtiyacını giderme çerçevesinde değerlendirilebilir. İç tasarrufları artırmak herkesin iştirak ettiği bir amaç olmakla birlikte, özellikle kıdem tazminatında işletmelerin maliyetlerini artıracak ve işçi-işveren ilişkilerini bozacak düzenlemelerden kaçınılması gerekiyor. 1

DÜNYA EKONOMİSİ: TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU Gelecek yıllarda küresel ekonomi açısından başlıca sorunun büyüme olacağı anlaşılmaktadır. Büyüme sorunu 2007 yılında başlayan krizden bu yana sürmektedir. 2016 yılının ilk çeyrek dönemine ait küresel büyüme oranları da beklentilerin aksine yine umut vermemiştir. Mayıs ayı içinde OECD tarafından açıklanan büyüme rakamları gelişmiş ülkelerin 2015 yılına benzer bir büyüme performansı ile karşı karşıya olduklarını göstermiştir. 2016 yılının ilk çeyreğinde OECD Ülkeleri bir önceki çeyreğe göre %0,4, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre ise %1,8 büyümüştür. Bu oranlar 2015 in ilk çeyreğinde sırasıyla %0,5 ve %2 olduğundan, 2015 in gerisine düşülmüştür. Euro Alanı Ülkeleri de parasal genişlemeye rağmen yine 2015 yılının gerisinde kalarak, 2016 yılının ilk çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre %0,5 büyümüşlerdir. Bir başka parasal genişlemeci ülke olan Japonya da da benzer bir durum yaşanmış ve büyüme oranı %0,4 düzeyinde gerçekleşmiştir. Büyüme oranında göreli istikrar sağlayan ülkeler ABD ve İngiltere olmuştur. ABD yılın ilk çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre %0,1, 2015 yılının ilk çeyreğine göre %1,9 büyümüştür. İngiltere GSYH de sırasıyla %0,4 ve %2,1 oranında artış sağlamıştır. Tablo 1: GSYH Büyüme Oranı-Faiz İlişkisi Büyüme Oranı (2016 1Ç)* Faiz Oranı ABD 1,9 1,76 İngiltere 2,1 1,51 Japonya 0-0,1 Almanya 1,6 0,12 İtalya 1 1,47 Fransa 1,3 0,49 Çin 6,7 2,69 Hindistan 7,3 7,43 Rusya -3,8 8,83 Euro Alanı 1,7 0,12 Türkiye 5,7 10,02 Kaynak: OECD Quarterly National Accounts, 20 May 2016 ve The Economist 21-27 May 2016 *2015 yılının ilk çeyreğine göre büyüme oranı. Türkiye ve Hindistan için büyüme oranı 2015 yılının 4. Çeyreğini göstermektedir. Büyüme oranının düşük kalması küresel ekonominin başrol oyuncularının durgunluğun kıyısında bulunduğunu göstermektedir. Çünkü faiz oranları birçok ülkede büyümeye kıyasla çok daha düşük olmasına rağmen, yatırımlar ve tüketim artmamaktadır. Büyüme-yatırım ile faiz oranı arasındaki negatif ilişki kopmuştur (Tablo 1). Veriler küresel ekonominin likidite tuzağına düştüğünü göstermektedir. Likidite tuzağı özünde para politikasının yetersizliğini ifade etmektedir. Para arzının artırılmasına rağmen, ekonomide büyüme ve enflasyon oranı yükselmemektedir. Para politikasının yanında uygulanan maliye politikası da çok işe yaramamıştır. Ekonomiler adeta Alvin Hansen ın 1936 yılındaki tanımlaması ile sürekli durgunluk halindedir. 2

TÜRKİYE EKONOMİSİ: Ülkemizin büyüme oranı gelişmiş ülkelere kıyasla yüksek olmakla birlikte, Türkiye 2012 yılından bu yana %5 lik potansiyel büyüme oranını yakalayamamıştır. Büyüme oranı %2-4 bandında inip çıkmaktadır (Grafik 1). Kaynak: TÜİK verileri kullanılarak çizilmiştir. Oldukça kırılgan yapıdaki bu ortamda ekonomik birimlerin beklentisi 65. Hükümet in işbaşına gelmesi ile birlikte yurt içi ve yurt dışı kaynaklı risklerin en aza indirilmesi ve ekonomide güven ortamının yeniden sağlanmasıdır. Sanayide Üretim, Ciro ve Kapasite Kullanımı: Sanayi üretimi 2016 yılı Mart ayında geçen yıla göre yükseliş göstermiş olsa da, aylık bazda kırılganlık sürmektedir. Nitekim Mart ayında sanayi üretimi, Şubat ayına göre %0,5 oranında azalmış, tüm alt sektörler ivme kaybetmiştir. Şubat ayına göre üretim kaybında başı %3,2 ile madencilik çekerken, onu %0,4 ile imalat sanayii ve %0,2 ile enerji sektörü izlemiştir. Ana sanayi grupları açısından üretimini artıran tek sektör %2,8 ile sermaye malı imalatı olmuştur. En fazla üretim düşüşü ise %2,4 ile enerjide gerçekleşmiştir. Üretimi Mart ayına göre değişmeyen tek sektör dayanıklı tüketim malı olmuştur. İmalat sanayiinde aylık bazda en yüksek üretim artışı %21,7 ile bilgisayar ve optik ürünlerde gerçekleşmiştir. Üretim artışında bu sektörü %7,4 ile tütün ürünleri ve %6,7 ile ağaç ürünleri izlemiştir. En yüksek üretim düşüşü ise %13,5 ile eczacılık ürünleri ve %4,1 ile makine hariç fabrikasyon metal ürünlerinde izlenmiştir. Sanayi üretimi yıllık bazda ise %2,9 oranında yükselmiştir. Yıllık üretim artışı imalat sanayiinde %3,4; enerjide %2,6 olurken, madencilik sektöründe %3,8 oranında üretim kaybı yaşanmıştır. 3

Ana sanayi grupları içinde yıllık bazda en yüksek üretim artışı %3,8 ile sermaye malında yaşanmıştır. Bu sektörü %3,4 ile dayanıksız tüketim malı ve %2,7 ile ara malı imalatları izlemiştir. İmalat sanayiinde ise yıllık bazda en yüksek üretim artışı %61,9 ile bilgisayar ve optik ürünlerde gerçekleşmiştir. Üretim artışında bu sektörü %19,7 ile ağaç ürünleri izlemiştir. İmalat sanayiinde yıllık bazda üretim kaybında ilk sırayı %11,3 ile diğer imalatlar almıştır. Bu sektörü %2,9 ile kok kömürü ve petrol ürünleri imalatı takip etmiştir. 2016 yılının ilk çeyreğinde mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi 2015 yılının son çeyreğine göre %1,5 oranında, 2015 yılının aynı çeyreğine göre ise %4,7 oranında artmıştır. Sanayi sektörü üretimindeki dalgalı seyir Ciro Endeksine de yansımıştır. Sanayide ciro ortalama olarak Mart ta aylık bazda %1,3 azalırken, yıllık bazda %7,4 yükselmiştir. Sanayi alt sektörleri ciroda aylık bazda farklı seyir izlemiştir. Ciro madencilikte %3,3 artarken, imalat sanayiinde %1,5 azalmıştır. Ana sanayi grupları içinde en yüksek ciro artışı %2,6 ile enerjide gerçekleşmiştir. En yüksek ciro düşüşü ise %4 ile sermaye malı imalatında yaşanmıştır. İmalat sanayinin alt sektörlerinde ise, en yüksek ciro artışı %21,9 ile diğer imalatlarda gerçekleşmiştir. Bu sektörü %5,7 ile kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri ve %4 ile ağaç ve mantar ürünleri izlemiştir. En yüksek ciro kaybı ise %8,1 ile fabrikasyon metal ürünleri ve %6,8 ile tütün ürünleri imalatı takip etmiştir. Yıllık bazda ise ciro, sanayinin alt sektörlerinden madencilikte %5,7; imalat sanayiinde %7,4 oranında artmıştır. Ana sanayi gruplarına gelince, en yüksek ciro artışı %17 ile dayanıklı tüketim malında, en yüksek ciro düşüşü ise %13,6 ile enerjide kaydedilmiştir. İmalat sanayiinde yıllık bazda en yüksek ciro artışı %19,8 ile bilgisayar ve optik ürünlerde gerçekleşmiştir. Ciro artışında bu sektörü %19,7 ile mobilya imalatı izlemiştir. İmalat sanayiinde yıllık bazda ciro kaybında ilk sırayı %26,0 ile diğer ulaşım araçları ve %14,1 ile kok kömürü ve petrol ürünleri takip etmiştir. Sanayi sektöründe, özellikle imalat sanayiinde üretim 2016 yılının ilk çeyreğinde istikrar bulamamıştır. Maliyet artışlarının yanı sıra jeopolitik riskler sanayiciyi zorlamaktadır. Sanayi üretiminde Mart ayındaki durağan seyrin Nisan ve Mayıs verilerinde de görülmesi muhtemeldir. Nitekim Mayıs ayında imalat sanayinde kapasite kullanım oranı, Nisan ayına göre ancak 0,4 puan artarak %75,7 düzeyine ulaşmıştır. Mevsim etkisinden arındırılmış kapasite kullanım oranı ise bir önceki aya göre değişmeyerek %75,4 düzeyinde kalmıştır. 4

İstihdam ve İşsizlik: TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU 2016 yılı Şubat döneminde işgücüne katılan sayısı 2015 yılının aynı dönemine göre 877 bin kişi artarak 29 milyon 680 bin kişiye, işgücüne katılma oranı 0,7 puan artarak %50,8 düzeyine yükselmiştir. İşgücüne katılma oranı erkeklerde 0,3 puan artışla %70,9; kadınlarda 1,1 puan artışla %31,1 olmuştur. Şubat 2016 döneminde istihdam edilenlerin sayısı 880 bin kişi artmış ve 26 milyon 456 bin kişiye ulaşmıştır. Böylece istihdam oranı 0,9 puan yükselerek %45,3 olmuştur. Şubat 2016 döneminde tarım sektöründe çalışan sayısı 93 bin kişi, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı ise 786 bin kişi artmıştır. Çalışanların %18,4 ü tarım, %19,9 u sanayi, %6,7 si inşaat ve %55 i ise hizmetler sektöründe istihdam edilmiştir. İstihdam hizmetler sektöründe 1 puan, inşaat sektöründe 0,3 puan artarken, tarım sektöründe 0,3 ve sanayi sektöründe 1 puan azalmıştır. Tarımın toplam istihdamdaki payı %18,7 den %18,4 e, sanayinin payı %20,9 dan %19,9 a düşerken, inşaatın payı %6,4 den %6,7 ye, hizmetlerin payı %54 den %55 e yükselmiştir. Hizmetler sektöründe istihdam artışının etkisi ile kayıtdışı istihdam oranı bu dönemde %31,7 den %32,1 e yükselmiştir. İşsiz sayısı 2015 yılının aynı dönemine göre 2 bin kişi azalarak 3 milyon 224 bin kişiye gerilemiştir. İşsizlik oranı da 0,3 puan düşerek %10,9 olmuştur. Bu dönemde tarım dışı işsizlik oranı 0,5 puanlık azalarak %12,7 ye gerilemiştir. Genç işsizlik oranı da 1,4 puan azalarak %18,6 ya düşmüştür. Kaynak: TÜİK, HİA Bültenleri 2014-2016 döneminde işsizlik oranının belirlenmesinde kamu sektörünün istihdam politikası etkili olmuştur. Kamu istihdamı son üç yılda (2013 ün 1. çeyreğinden 2016 nın 1. çeyreğine) 381 bin kişi artmış, son 6 yıldaki artış ise 666 bin kişi ve %22,7 olmuştur (Grafik 2). Özelleştirmeler sonrasında mal ve hizmet üretiminin büyük ölçüde özel sektöre bırakıldığı düşünüldüğünde, kamu istihdam oranındaki artış yüksektir. 5

Ödemeler Dengesi: TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU Nisan ayında ihracat 2015 yılı Nisan ayına göre %10,2 azalarak 11 milyar 983 milyon dolara, ithalat ise %11,9 azalarak 16 milyar 190 milyon dolara gerilemiştir. Ocak-Nisan 2016 döneminde ihracat %7,4 azalarak 46 milyar 681 milyon dolar, ithalat %10,9 azalarak 62 milyar 975 milyon dolar düzeyinde gerçekleşmiştir (Grafik 3). Bu gerçekleşmeler sonucunda dış ticaret açığı Nisan ayında %16,3 azalarak 4 milyar 207 milyon dolara, Ocak-Nisan döneminde de %19,7 azalarak 16 milyar 294 milyon dolara gerilemiştir. Böylece ihracatın ithalatı karşılama oranı 2016 Nisan ayında %74 e, Ocak-Nisan 2016 döneminde ise %74,1 e yükselmiştir. İhracat 2015 yılının Ocak ayından bu yana sadece üç ay artış göstermiş, on üç ayda ise düşmüştür. 2016 yılının Nisan ayında ihracatta en fazla düşüş %61,6 ile altın da gerçekleşmiştir. Bu faslı %38,1 ile mineral yakıtlar ve %33,4 ile demir çelik izlemiştir. Ocak- Nisan döneminde de ihracatı en fazla azalan fasıl %37,1 ile yine altın olmuştur. Nisan ayında sebze ve meyve ihracatındaki düşüş %22 de kalmıştır. Nisan ayında Avrupa Birliği ne ihracat %7,5 artmış ve toplam ihracattaki payı 2015 Nisan ayında %39,5 iken, 2016 Nisan ayında %47,3 e ulaşmıştır. Mart ayında cari işlemler açığı, 2015 yılının Mart ayına göre 1 milyar 92 milyon dolar azalarak 3 milyar 677 milyon dolara, Ocak-Mart dönemi cari açığı da 2 milyar 645 milyon dolarlık düşüş ile 7 milyar 878 milyon dolara gerilemiştir. Yıllık cari açıkta 29 milyar 491 milyon dolara düzeyine kadar inmiştir. Cari açığın azalmasında Ocak-Mart döneminde 2015 yılında 11 milyar 408 milyon dolar olan dış ticaret açığının 8 milyar 149 milyon dolara gerilemesi başlıca etken olmuştur. Son yıllarda cari açık düzeyinin belirlenmesinde etkili olan parasal olmayan net altın ihracatı İran a uygulanan ambargonun kalkması ile birlikte önemini yitirmeye başlamıştır. Nitekim parasal olmayan net altın ihracatı 2015 yılının Mart ayına 6

göre 46 milyon dolar azalarak 775 milyon dolara inmiştir. Ocak-Mart dönemindeki net altın ihracatı da geçen yıla göre 1 milyar 371 milyon dolarlık azalış ile 2 milyar 31 milyon dolar düzeyine kadar gerilemiştir. 2016 yılında cari açık hacminin belirlenmesinde seyahat gelirlerindeki kayıplar etkili olmuştur. Mart ayında net seyahat gelirleri geçen yıla göre 381 milyon dolar azalarak 721 milyon dolara gerilemiştir. Ocak-Mart döneminde seyahat gelirlerinden Türkiye nin kaybı 931 milyon dolara ulaşmıştır. Bu şekilde devam etmesi halinde bu kalemden kaynaklanan kayıp 2016 yılında en az 5 milyar dolar olacaktır. Cari açığın finansman kalemlerinden olan doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net girişler, geçen yılın aynı ayına göre 144 milyon dolar azalmış, 650 milyon dolar olmuştur. Bu kalemden Ocak-Mart dönemindeki girişler geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyar 897 milyon dolar küçülmüş ve üç aylık net doğrudan yatırım (sermaye) girişi 1 milyar 268 milyon dolarda kalmıştır. Portföy yatırımlarında ise durum tam tersine bir gelişim göstermiştir. Uluslararası sermaye portföyünü idare edenlerin Mart ayından bu yana boğa davranışına geçmeleri Türkiye ye yönelik sermaye girişini pompalamıştır. Bunda BIST in geçen yıl dolar cinsinden %30 un üzerinde bir kayıpla kapatması önemli rol oynamıştır. Dolayısıyla, Mart ayındaki net sermaye girişi 2 milyar 693 milyon dolara ulaşmıştır. Giren sermayenin 999 milyon doları hisse senedi, 512 milyon doları tahvil alımında kullanılmıştır. Mart ayında bankacılık sektörü geçmiş dönemde aldığı krediler için 1 milyar 537 milyon dolarlık, Hazine 493 milyon dolarlık geri ödemede bulunurken, banka dışı kesim de 1 milyar 760 milyon dolarlık net borçlanmaya gitmiştir. Kaynak: TCMB veri tabanı kullanılarak tarafımızca hesaplanmıştır. 2015 yılından bu yana cari açığın temel finansman kaynağı net hata noksan kalemi olmaya başlamıştır. Nitekim 2014 yılında Net Hata Noksan/Cari Açık oranı %3 iken, bu oran 2015 yılında %29, 2016 yılı Ocak ayında %59, Şubat ayında %155, Mart ayında %31, Ocak Mart 2016 döneminde ise %27 düzeyinde gerçekleşmiştir (Grafik 4). Bu dönemde net hata noksan kaleminden girişlerin arttığı aylarda TCMB nin rezervi artmış, azaldığı aylarda ise rezervler düşmüştür. Mart ayında girişler devam ettiği için rezervler 1 milyar 498 milyon dolar, Ocak-Mart döneminde ise 2 milyar 838 milyon dolar yükselmiştir. 7

Para ve Maliye Politikası: 2016 yılının ilk dört ayında iktisat politikasının maliye bacağında göreli olarak başarı sağlanmıştır. Merkezi yönetim bütçesi (kamu bütçesi) Nisan ayında 5 milyar 357 milyon TL, Ocak-Nisan döneminde ise 5 milyar 404 milyon TL fazla vermiştir. Diğer yandan Nisan ayında faiz dışı bütçe fazlası geçen yılın aynı ayına göre %7,8 oranında bir artış ile 8 milyar 41 milyon TL, Ocak-Nisan döneminde ise geçen yıla göre %22 oranında artış ile 24 milyar 553 milyon TL ye ulaşmıştır. Kaynak: TCMB 2015 Yıllık Raporu kullanılarak hazırlanmıştır. Nisan ayında bütçe fazlası geçen yıla göre %289,7 oranında artmıştır. Bu yüksek oranlı bütçe fazlasının kaynağı yapısal reformlar olmayıp, TCMB nin 2015 yılına ait 13 milyar 857 milyon TL lik vergi sonrası net kârının 9 milyar 303 milyon TL sini Nisan ayı içinde Hazine ye aktarmasıdır (Grafik 5). Nitekim Nisan ayında vergi gelirleri %1,7 artarken, vergi dışı gelirler %63 oranında artmıştır. TCMB nin ödediği kurumlar vergisi de buna eklendiğinde TCMB nin bütçeye katkısı 11 milyar 653 milyon TL ye ulaşmaktadır. Bu da Bütçe Kanununda 2016 yılı için öngörülen bütçe açığının %44,2 sine denk gelmektedir. Dolayısıyla TCMB nın kârının bu kadar yüksek olması merkezi yönetim bütçesini rahatlatmıştır. 2015 yılında Seçimler nedeniyle zayıflayan mali istikrarın TCMB nin katkısı ile 2016 yılında kurulmaya çalışıldığı söylenebilir. Bu dönemde faiz dışı bütçe de geçen yıla göre %22 oranında artmış ve 24 milyar 553 milyon TL düzeyinde gerçekleşmiştir. 2016 yılı Ocak-Nisan döneminde bütçe gelirleri 2015 yılının aynı döneminde göre %16,2 artarak 181 milyar 420 milyon TL olurken, bütçe giderleri % 9,9 oranında artarak 176 milyar 16 milyon TL ye çıkmıştır. Bu dönemde faiz hariç bütçe giderlerinin ise %15,3 oranında artarak 156 milyar 867 milyon TL ye ulaştığı görülmüştür. 2016 yılı Ocak-Nisan döneminde vergi gelirleri %10 oranında artmış, 140 milyar 989 milyon TL düzeyinde kalmıştır. 8

TCMB Nisan ayında yaptığı indirimden sonra Mayıs ayında da gecelik faiz oranında 50 baz puanlık indirime gitmiştir. TCMB iki ay içerisinde faiz oranlarını %1 indirmesine karşın, mevcut riskler nedeniyle kredi faiz oranlarında arzulanan aşağıya doğru salınım gerçekleşmemiştir. TCMB nin daha yüksek bir faiz indirimine gitmesini sağlayacak uluslararası bir gelişme ise ufukta görülmemektedir. Tam aksine FED in Haziran ayında faiz oranlarını yükselteceğine yönelik güçlü bir beklenti bulunmaktadır. Diğer yandan TCMB nin faiz oranını belirlemede büyüme oranı ile birlikte temel kriter olarak aldığı enflasyon oranında her ne kadar düşüş görülse de, TCMB nin uyguladığı para politikası ile belirleyici konumda olduğu çekirdek enflasyon oranı hala %9,50 gibi oldukça yüksek düzeylerde seyretmektedir. Nisan ayı Tüketici Fiyat Endeksi gerçekleşmeleri bu öngörülerimiz çerçevesinde gerçekleşmiştir. TÜFE Mart ayına göre %0,78 artarken, 2015 yılının Nisan ayına göre %6,57 yükselmiştir. Nisan ayında fiyatı düşen grup %1,48 ile gıda ve alkolsüz içecekler olurken, aylık en yüksek fiyat artışı %12,60 ile giyim ve ayakkabı grubunda görülmüştür. TÜFE deki artışı frenleyen mal grubu tarım ürünleridir. Rusya nın Türkiye ye karşı uyguladığı yaptırımlar başta meyve ve sebze olmak tarım ürünleri fiyatlarının düşmesine neden olmuştur. Nitekim Nisan ayında tarım ürünleri üretici fiyat endeksi de (Tarım ÜFE) Mart ayına göre %1,91, 2015 yılı Nisan ayına göre %4,03 azalmıştır. Yıllık bazda en yüksek fiyat artışları %12,84 ile alkollü içecekler ve tütün grubu ile %11,35 ile lokanta ve otellerde gerçekleşirken, en düşük fiyat artışı %1,38 ile gıda ve alkolsüz içecekler, %6,59 ile konut harcamalarında gerçekleşmiştir. Tablo 2: Özel Kapsamlı TÜFE Göstergeleri, Nisan 2016 Aylık Değişim (%) Yıllık Değişim (%) A Mevsimlik ürünler hariç 0,51 7,65 B İşlenmemiş gıda ürünleri hariç 1,35 8,32 C Enerji hariç 0,85 7,29 D (B) ve (C) -Çekirdek enflasyon 1,53 9,50 E (C) ve alkollü içkiler ile tütün ürünleri hariç 0,90 6,94 F (E) ve fiyatları yönetilen/yönlendirilen diğer ürünler, 0,93 6,86 dolaylı vergiler hariç G (F) ve (B) 1,72 9,26 H (D) ve alkollü içkiler, tütün ürünleri ile altın hariç 1,68 9,21 I (C), gıda ve alkolsüz içecekler, alkollü içkiler ile tütün 1,94 9,41 ürünleri ve altın hariç Kaynak: TCMB veri tabanı. TCMB para politikası açısından önem arz eden özel kapsamlı TÜFE göstergeleri içinde yer alan mevsimlik ürünler, işlenmemiş gıda ve enerji hariç çekirdek enflasyon Mart ayına göre %1,53, 2015 yılının Nisan ayına göre %9,50 oranında yükselmiştir. Nisan ayında yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) Mart ayına göre %0,52 artarken, 2015 yılı Nisan ayına göre de %2,87 artmıştır. Sanayinin dört sektöründen madencilikte fiyatlar %1,37; imalat sanayiinde %0,58; su sektöründe %0,13 artarken, enerjide %0,53 düşmüştür. 9

Fiyatları en fazla artan gruplar %9,80 ile ham petrol ve doğalgaz ve %2,4 ile ana metaller olmuştur. Ana sanayi grupları içinde en yüksek aylık fiyat artışı %0,92 ile dayanıklı tüketim mallarında görülmüştür. Dayanıklı tüketim malı yıllık bazda da %10,32 ile fiyatı en fazla artan mal grubu olmuştur. Bu da çekirdek enflasyonun neden yüksek olduğunu gösteren sebeplerden birisidir. SONUÇ 2016 yılının ilk beş ayı ülkemiz ekonomisi açısından siyasi ve jeopolitik risklerin etkili olduğu bir dönem olarak kayda geçmiştir. Belirtilen faktörlere ilaveten, seçimlerin üzerinden altı ay geçmesine rağmen hükümet değişikliği yaşanmıştır. Kritik fiyat değişkenleri olan faiz oranı ve döviz kurundaki kırılganlıklar devam etmektedir. Cari açığın gerilemesine rağmen, ihracattaki azalış bu düşüşü gölgelemektedir. Cari açığın finansmanı net hata noksan olgusuna dayalıdır. Diğer yandan yılın ilk dört ayı sonunda merkezi yönetim bütçe dengesi TCMB nin kâr transferi ile sağlanmıştır. Ekonomi yönetiminin kaynak arayışında olduğu anlaşılmaktadır. Otomatik bireysel emeklilik yaklaşımı ve kıdem tazminatında yeni bir sistem oluşturma isteği çalışma hayatına yönelik regülasyonlardan çok, kaynak bulma ihtiyacını giderme çerçevesinde değerlendirilebilir. İç tasarrufları artırmak herkesin iştirak ettiği bir amaç olmakla birlikte, özellikle kıdem tazminatında işletmelerin maliyetlerini artıracak ve işçi-işveren ilişkilerini bozacak düzenlemelerden kaçınılması gerekmektedir. 10