MEVDUAT BANKACILIĞINDA KARLILIK VE MAKROEKONOMİK DEĞİŞKENLER İLİŞKİSİ: TÜRKİYE ÜZERİNE BİR UYGULAMA



Benzer belgeler
TÜRKİYE DE TURİZM GELİRLERİ İLE EKONOMİK BÜYÜME ARASINDAKİ İLİŞKİ ( )

NDEK LER I. Finansal stikrarın Makroekonomik Unsurları II. Bankacılık Sektörü ve Di er Finansal Kurulu lar

DIŞ TİCARETİN SERBESTLEŞMESİ ve EKONOMİK BÜYÜME

Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı 33, Ağustos

Ekonomik Büyüme İle Vergi Gelirleri Arasındaki İlişki: Sınır Testi Yaklaşımı 1

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE BÜYÜME İLE İŞSİZLİK ORANLARI ARASINDAKİ NEDENSELLİK İLİŞKİSİ

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İÇ KONTROL STANDARTLARI EYLEM PLANI 1- KONTROL ORTAMI STANDARTLARI

SESSION 1. Ahmet Kamacı (Artvin Çoruh University, Turkey) Yener Oğan (Artvin Çoruh University, Turkey) Abstract

GİRİŞ BİRİNCİ BÖLÜM FİNANSAL KRİZ KAVRAMI VE FİNANASAL KRİZLERİN TEORİK ÇERÇEVESİ

Journal of Economics, Finance and Accounting (JEFA), ISSN: Year: 2015 Volume: 2 Issue: 1

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması

TÜRKİYE NİN NET PETROL İTHALATININ FİYAT VE GELİR ESNEKLİKLERİ: ARDL MODELLEME YAKLAŞIMI İLE EŞBÜTÜNLEŞME ANALİZİ

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Finansal Varlık Fiyatlama Modelleri Çerçevesinde Piyasa Risklerinin Hesaplanması: Parametrik Olmayan Yaklaşım

TÜRKİYE EKONOMİ KURUMU. TARTIŞMA METNİ 2005/14 http :// org.tr

BBH - Groupama Emeklilik Gruplara Yönelik Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI TABLO LİSTESİ

TAMSAYILI PROGRAMLAMA İLE PORTFÖY ÇEŞİTLENDİRME PROBLEMİNİN ÇÖZÜMÜ

VII PARA, BANKA VE MALÝ PÝYASALAR

Sosyoekonomi / / Tuba ŞAHİNOĞLU & Kenan ÖZDEN & Selim BAŞAR & Hayati AKSU. Sosyo Ekonomi

sonucu kamu harcamaları artırıldığı zaman faiz oranı ne kadar çok yükseliyorsa, her bir durumda maliye politikasının dışlama etkisi o kadar büyük

Alternatif Yabancı Yatırım Araçlarının İMKB İndeksi Üzerine Etkisi

YÖNETİM VE EKONOMİ Yıl:2011 Cilt:18 Sayı:2 Celal Bayar Üniversitesi İ.İ.B.F. MANİSA

GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2010 YILI 9 AYLIK FAALİYET RAPORU


KISA VADELİ SERMAYE AKIMLARININ BELİRLEYİCİLERİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ

Net Portföy Yatırımları ile Reel Faiz Arasındaki İlişkinin Küresel Kriz Çerçevesinde Değerlendirilmesi: Türkiye Uygulaması

Finansal Hesaplar İstatistik Genel Müdürlüğü

Ekonomi II. 23.Uluslararası Finans. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

ENFLASYON HEDEFLEMELİ REJİM ALTINDA TÜRKİYE EKONOMİSİNDE FAİZ ORANI VE DÖVİZ KURU İLİŞKİSİ

ING PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş. KISA VADELİ BORÇLANMA ARAÇLARI FONU NA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU

Grafik I.1 Seçilmiş Ülkelerde Piyasa Güven Göstergeleri 1 Grafik I.2 Kredi İflas Takası Endeksleri 2 Grafik I.3 Gelişmiş Ülke Borsa Endeksleri 2

2015 Yılında Para ve Kur Politikası. Erdem BAŞÇI Başkan. 10 Aralık 2014 Ankara

II. MALİ SEKTÖRÜN GENEL YAPISI

Faiz Döviz Kuru İlişkisi Üzerine Ampirik Bir Çalışma

Ülke Riski Bileşenlerinin Bankacılık ve Reel Sektör Üzerine Etkileri: Türkiye Örneği,

Türkiye de Enflasyon Hedeflemesi Stratejisi Uygulanması Ve Para Politikasına Etkisi:

SAY REKLAMCILIK YAPI DEKORASYON PROJE TAAHHÜT A.Ş HALKA ARZ FİYAT TESPİT RAPORUNA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME RAPORU

GENEL DEĞERLENDİRME TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

Türkiye de Özel Yatırımlar ve Kamu Yatırımları Arasındaki İlişkinin Ampirik Analizi: Sınır Testi Yaklaşımı

Türkiye de Cari İşlemler Hesabının Finansmanı: ARDL Sınır Testi Yaklaşımı *

Mali Analiz Teknikleri

A. Regresyon Katsayılarında Yapısal Kırılma Testleri

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

İhracat, Doğrudan Yabancı Yatırımlar ve İşsizlik: Türkiye Örneği*

ENFLASYON VE NOMİNAL FAİZ ORANLARI ARASINDAKİ UZUN DÖNEM İLİŞKİNİN FİSHER HİPOTEZİ ÇERÇEVESİNDE TEST EDİLMESİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ 1

BANKACILIK SEKTÖRÜNDE KARLILIĞI ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN PANEL VERİ ANALİZİ İLE İNCELENMESİ : TÜRKİYE ÖRNEĞİ

SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI SN. DOÇ. DR. TURAN EROL UN

ZİRAAT HAYAT VE EMEKLİLİK A.Ş. ALTIN EMEKLİLİK YATIRIM FONU FAALİYET RAPORU

TÜRKİYE, KURU İNCİR İHRACATININ EKONOMETRİK ANALİZİ. AN ECONOMETRIC ANALYSIS OF DRIED FIGS EXPORT in TURKEY

ÖĞRENCİ MEMNUNİYET DÜZEYİ Aralık 2010

TABLO I: Bağımlı değişken; Tüketim,- bağımsız değişkenler; gelir ve fiyat olmak üzere değişkenlere ait veriler verilmiştir.

HEDEF GİRİŞİM SERMAYESİ YATIRIM ORTAKLIĞI ANONİM ŞİRKETİ FİYAT TESPİT RAPORUNA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME RAPORU

Türkiye de Ticaret, Ulaşım, Finans Ve Konut Sektörlerindeki Büyümenin Tarım Sektöründeki Büyümeye Etkisi: Ekonometrik Bir Analiz

2016 Ocak Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı. Erdem BAŞÇI Başkan. 26 Ocak 2016 Ankara

Değerli Okuyucularımız,

TÜRKİYE EKONOMİ KURUMU. TARTIŞMA METNİ 2010/10 http :// org.tr

KMÜ Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi 16 (27): , 2014 ISSN: ,

MAYIS 2012 FON BÜLTENİ

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

Bankacılık sektörü değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

KONUT ELEKTRiK TALEP DENKLEMiNiN TAHMiNi: Türkiye Örneği, (*)

Ekonomik Büyüme İle Vergi Gelirleri Arasındaki İlişki: Sınır Testi Yaklaşımı 1

Ata. Fonu ( Fonun BaşlangıcındB Performans. 4 Aralık 2012 : %44.93 : %9.41 : %34.79 : 2.7 ATYADEG TI)

BEH - Groupama Emeklilik Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ ÜNİTE EKONOMİK VE FİNANSAL SİSTEM İKİNCİ ÜNİTE PARANIN ZAMAN DEĞERİ

Groupama Emeklilik Fonları

GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2007 YILI 12 AYLIK FAALİYET RAPORU

TÜKETİCİ KREDİLERİ VE CARİ AÇIK ARASINDAKİ İLİŞKİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ. Alınış Tarihi: 16 Ocak 2015 Kabul Tarihi: 15 Mart 2015

BEKLENTİ ANKETİ (Şubat 2016)

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU'NA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU A

BANKACILIK SEKTÖRÜ YÖNETİCİ KESİMİ BEKLENTİ ANKETİ

C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 11, Sayı 1,

HAM PETROL FİYATLARININ BİST 100 VE BİST ULAŞTIRMA ENDEKSLERİ İLE İLİŞKİSİ

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI GRAFİK LİSTESİ

PARA POLİTİKASINI ANLAMAK

STRATEJİ PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş. STRATEJİ PORTFÖY BİRİNCİ HİSSE SENEDİ FONU (HİSSE SENEDİ YOĞUN FON)

2016 Temmuz Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı. Murat ÇETİNKAYA Başkan. 26 Temmuz 2016 Ankara

ZİRAAT HAYAT VE EMEKLİLİK A.Ş. ALTERNATİF KATKI EMEKLİLİK YATIRIM FONU FAALİYET RAPORU

BEKLENTİ ANKETİ (Aralık 2013)

MALİYE ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

Bireysel Emeklilik Fon Bülteni...

2012/3.DÖNEM SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK SINAVLARI FİNANSAL TABLOLAR VE ANALİZİ 2 Aralık 2012-Pazar 13:30-15:00 SORULAR

BEKLENTİ ANKETİ (Ocak 2016)

Türkiye de Tarımsal Üretim ile Tarımsal Kredi Kullanımı Arasındaki Nedensellik İlişkisi

Türkiye de Kamu Harcamaları ve Büyüme İlişkisi: Sınır Testi Yaklaşımı

Ekim 15. Emeklilik Fon Bülteni. Değişen dünyanın sigortası

GÖSTERGELER YABANCI HAREKETİ:

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT-KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU'NA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU

Bireysel Emeklilik Fon Bülteni...

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

Takasbank- MKT Stres Testi Uygulamaları

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

İÇİNDEKİLER. BDDK, Veri ve Sistem Yönetimi Daire Başkanlığı 2

Makro Veri. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre -5,6 puan olan dış ticaretin büyümeye katkısını daha yüksek olarak hesaplamamızdan kaynaklandı.


GÖSTERGELER ENFLASYON. Özel sektörün dış borcu rekor düzeyde (Milyon $) TÜFE nin ilk çeyrek-son üç çeyrek seyri (%)

Ödemeler Dengesi Bülteni

İZMİR FIRÇA SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ FİYAT TESPİT RAPORUNA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME RAPORU

Rapor N o : SYMM 116 /

Transkript:

Atatürk Ü. İİBF Dergisi, 10. Ekonoetri ve İstatistik Sepozyuu Özel Sayısı, 2011 243 MEVDUAT BANKACILIĞINDA KARLILIK VE MAKROEKONOMİK DEĞİŞKENLER İLİŞKİSİ: TÜRKİYE ÜZERİNE BİR UYGULAMA Fata GÜNDOĞDU 1 Hayati AKSU 2 Özet: Çalışanın aacı, sınır testi yöntei kullanak suretiyle, üçer aylık verilerle, Türkiye de evduat bankaları kapsaında, karlılık rasyoları (aktif, özkaynak ve seraye karlılığı) ile akroekonoik değişkenler (reel faiz, fiyatlar genel düzeyi, bütçe açığı ve sanayi üreti endeksi) arasındaki uzun ve kısa döne ilişkilerinin incelenesidir. Analiz sonuçları itibariyle; reel faiz oranları, fiyatlar genel düzeyi, konsolide bütçe açığı ve sanayi üreti endeksinin, banka karlılıklarını uzun ve kısa dönede etkileeleri, ayrıca aktif ve seraye karlılığının kendi gecikeli değerlerinden de etkileneleri nedeniyle, akroekonoik istikrarın sağlanasının, istikrarlı ve karlılık düzeyi tatinkar bir bankacılık sistei için gereklilik arz ettiği vurgulanabilektedir. Anahtar Kelieler: (Banka karlılığı, karlılık rasyoları, sınır testi) Abstract: The objective of the study is to investigate the short and long ter relations between the profitableness of the deposit banks ( assets, equity capital and capital profitableness) and the acro variables (real interest rate consuer prices, budget deficit and industrial production indices) in Turkey by eploying ridge regression technics on quarterly data. The results show that real interest rates, consuer prices, consolidated budget deficit and industrial production affects bank profitableness in the long and short run. On the other hand, asset and capital profitableness are affected their own lagged values. Those facts indicate that acro econoic stability is essential to a stable and satisfactorily profitable banking syste. Anahtar Kelieler: (Bank profitability, profitability ratios, bounds testing) I.Giriş Bankalar, finansal sisteiizin ourgasını oluşturakta ve fon arz edenlerle fon talep edenler arasında aracılık açısından öneli rol oynaaktadırlar. Ticari bankalar karlarını aksiize eteye ve piyasa paylarını genişleteye çalışan firalar olarak nitelendirilebileleri nedeniyle, karlılıklarını etkileyen faktörlerin belirlenesi, gerek banka düzeyinde gerekse akroekonoik düzeyde politika tespitleri açısından öne taşıaktadır. Makroekonoik istikrarın sağlanası, istikrarlı bir bankacılık sistei için gereklilik arz etekte, bankaların çağdaş deneti ve düzenlee kurallarına uyu sağlayabilesi ancak akroekonoik istikrarın sağlandığı bir ortada gerçekleştirilebilektedir (Goldstein and Turner; 1999: 90-91). 1 Yrd. Doç. Dr., Atatürk Üniversitesi, İİBF., İktisat Bölüü 2 Yrd. Doç. Dr., Atatürk Üniversitesi, İİBF., İktisat Bölüü

244 Fata GÜNDOĞDU, Hayati AKSU Bu bağlada, çalışada 1994 2008 dönei itibariyle, Türkiye de evduat bankalarında karlılık ve karlılığın akroekonoik belirleyicileri olarak genel kabul gören reel faiz oranları, fiyatlar genel düzeyi, konsolide bütçe açığı ve sanayi üreti endeksi arasındaki ilişkinin incelenesi aaçlanaktadır. Çalışanın ikinci bölüünde, evduat bankalarının perforans göstergeleri ve bu göstergeler kapsaında yer alan karlılık kriterleri ve karlılığın belirleyicileri ele alınakta, bu konuda yapılış olan çalışalara ilişkin özet bilgi verilektedir. Üçüncü bölüde, Türkiye de evduat bankalarında karlılık ve akroekonoik değişkenler ilişkisi analiz edilekte, sınır testi yöntei kullanak suretiyle, üçer aylık verilerle, karlılık rasyoları (aktif, özkaynak ve seraye karlılığı) ile akroekonoik değişkenler (reel faiz oranları, fiyatlar genel düzeyi, bütçe açığı ve sanayi üreti endeksi) arasındaki kısa ve uzun döne ilişkileri irdelenektedir. Son bölüde ise, analiz sonuçları ve değerlendirelere yer verilektedir. II. Mevduat Bankacılığında Karlılık ve Belirleyicileri Karlılık, bir bankanın faaliyetlerine deva edebilesi ve en azından bulunduğu düzeyi koruyabilesi açısından son derece önelidir. Mevduat bankacılığında elde edilen karların, banka bazında ölçülü ve yeterli olup oladığı konusunda değerlendire yapılabilesi için dikkate alınası gereken etenler vardır. Bunlar (Akgüç; 1989: 63): -Serayenin farklı kullanı alanlarında sağlayabileceği gelir, -Genel ekonoik koşullardaki gelişeler, -Bankanın kar hedefleri ve diğer bankaların kar oranlarıdır. Buradan hareketle, bankaların perforanslarının ekonoik yönü ile değerlendirilesi duruunda farklı finansal perforans kriterleri kullanılabilektedir. Bu kriterler genel olarak; karlılık (seraye yeterliliği, aktif kalitesi, likidite, gelir-gider yapısı, grup ve sektör payı) ve risk (likidite, kredi, faiz oranı, seraye) kriterleridir (Albayrak ve Erkut, 2005: 51-52). Bir bankanın elde ettiği vergi sonrası net kar değeri, bir bankanın perforansını ölçebilek için başlı başına bir ölçüt olasına rağen, banka büyüklüğünü içerediği için diğer bankalarla karşılaştıra yapak açısından yeterli görüleektedir. Aktif büyüklüğünü de kapsayan en öneli perforans göstergesi, aktif karlılık oranıdır. Bu oran, banka varlıklarının, kar oluşturabilek aacıyla hangi etkinlikte kullanıldığını gösteresi bakıından banka yönetiinin etkinlik kriteri olarak da kabul edilektedir. Bununla beraber, ortaklar daha çok bankaya koydukları serayenin karlılığı ile ilgilendikleri için bankaya koyulan serayenin hangi karlılıkla çalıştırıldığını gösteresi açısından teel bir karlılık kriteri olarak özkaynak karlılık oranı kullanılaktadır

Atatürk Ü. İİBF Dergisi, 10. Ekonoetri ve İstatistik Sepozyuu Özel Sayısı, 2011 245 (www.ekodialog.co, 2009). Şirket ortaklarının sağladığı serayenin, şirket ortaklarına yansıyan karlılık düzeyini gösteren diğer bir karlılık kriteri ise seraye karlılığıdır. Bankaların özkaynakları, yedek akçeleri (kar yedekleri) içeresi nedeniyle, ödeniş serayeden çok büyük, ancak hesap döneinde uğranılan zarar veya geçiş dönelerdeki birikiş zararları da içeresi nedeniyle, ödeniş serayeden küçük olabilekte ve karlılık kriteri olarak kullanıı yanıltıcı sonuçlara ulaştırabilektedir (Akgüç; (1989 :63-64). Bir bankanın perforansını ölçede kullanılan net faiz arjı kriteri ise, bir biri varlık için elde edilen faiz gelirini ifade etekte olup, bankaların aktif ve pasif yönetiindeki başarılarının bir göstergesi olarak kabul edilebilektedir. Bankacılık sektöründe karlılığın belirleyicileri ve karlılığa dayalı banka perforansının analizine yönelik olarak yapılan uygulaalı çalışalarda genelde; seraye, verililik artışı, kredi riski, faaliyet giderleri yönetii ve büyüklük ikro (bankalara özgü), ülkiyet -yabancı seraye ya da pazar payıve banka konsantrasyonu * sektöre özgü, büyüe hızı, konjonktürel çıkış, enflasyon oranı, enflasyon beklentileri, bütçe açığı, reel faiz oranı, vergi oranı ve piyasa kapitalizasyon oranı ** akro belirleyiciler olarak dikkate alınaktadır. Diğer taraftan, topla evduat, topla kredi, enkul değerler cüzdanı gibi bilanço kalelerinin topla aktifler içerisindeki paylarının da ikro belirleyiciler arasında yer aldığı farklı çalışalar gözlelenebilektedir. Mevduat bankaları, kar aaçlı organizasyonlar olaları nedeniyle, ekonoik istikrara yönelik bekleyişleri diğer firalarla benzerlik gösterektedir. Ekonoinin genişlee döneinde kredi kullanıını artırırlarken, gerilee döneinde daraltaktadırlar. Dolayısıyla da, güneşi görünce şesiyelerini açan, yağur yağınca şesiyelerini kapatan kuruluşlar ifadesiyle eleştirilebilektedirler. Mevduat bankaları, fonlarının kaynak ve kullanıına bağlı olarak, ekonoik büyüe ve istikrara katkıda bulunabilekte, bankaların fon kaynaklarındaki genişlee, büyüeyi kolaylaştırırken; bankaların kar aaçlı işlelerinin ekonoik dalgalanaları şiddetlendireyecek boyutta gerçekleşesi istikrarın korunasına yardıcı olabilektedir (Parasız; 1997: 123-124). Bir ekonoide, finansal istikrarsızlığın ortaya çıkışı; faiz oranlarında artış, banka bilançolarında bozula, borsada düşe ve belirsizlikteki artış olarak dört ana nedene dayandırılabilektedir. Bu nedenler, ortaya çıkış sebebi ya da şekilleri itibariyle farklılıklar içerse bile he yükselen he de sanayileşiş ekonoiler için geçerlilik arz etektedir. (Mishkin; 1997: 73). * : Konsantrasyon oranı bankacılık sektörünün en büyük ilk beş kuruluşunun sektördeki topla ağırlıklarını ifade etektedir (aktif itibariyle en büyük beş bankanın aktif toplaı/sektör aktif toplaı). **: Piyasa kapitalizasyonu, borsada işle gören hisse senetlerinin çıkarılış noinal serayelerinin kapanış fiyatları itibariyle piyasa değerleri toplaını ifade etektedir. Kapitalizasyon oranı, piyasa kapitalizasyonunun, gayrisafi illi hasıla ya da bankacılık sektörü aktif toplaına oranlanası ile belirlenebilektedir.

246 Fata GÜNDOĞDU, Hayati AKSU Daha açık ifadeyle, bankacılık krizlerinin oluşadığı, şoklara dayanıklı, ödeeler sisteinde bir tıkanıklık bulunayan, finansal varlık fiyatlarının düşük oynaklıkgösterdiği, yuuşak hareketli faiz oranlarına sahip, tasarrufları yatırılara kanalize eden, güçlü ve sektöre haki kuruluşları barındıran bir sistein varlığı, finansal istikrarın sağlandığı anlaına gelektedir ki, bu da enflasyon oranının yüksek olaasına bağlıdır. Fiyat istikrarının ve dolayısıyla parasal istikrarın sağlanaadığı ekonoilerde, kırılgan bir yapıya dönüşen finans sistei, ülkedeki birçok olusuzlukların ve krizlerin de nedeni olaktadır (Erçel; 2004). Fiyatlar genel düzeyinin sürekli ve hızlı olarak artışını ifade eden enflasyonun yüksek oranlı seyretesi duruunda, ekonoide bankacılık sektörü üzerindeki etkilerinden bir kaçı aşağıda başlıklar halinde özetlenebilektedir (Doğan ve Şarsel; 1994: 3-10). a.reel faizlerin tahini sorunu: Yüksek oranlı enflasyon, reel faizlerin tahin edilesinde öneli bir güçlüktür. Bu etki piyasa içerisinde yer alanların bilgi değerlendire ikanlarını sınırlandıraktadır. Bu duruun bankacılık sektörü üzerindeki ilk etkisi ise alı-satı fiyatları arasındaki farkın açılasıdır. Aylık olarak açıklanan enflasyon rakaları, gecelik faizlerle çalışan bir piyasa için iyi bir gösterge olaktan uzaktır ve belirsizlik alı-satı farkıyla para piyasası ürünlerini kullanan kurulara yansıaktadır. Bankacılık sektörü, piyasa şartlarının getirdiği aliyetleri doğrudan bankacılık ürünlerine yansıtakla beraber, alı-satı farkının bedelini de ödeektedir. Çünkü TL. borçlana-değerlendire aliyetleri yükseldikçe sektöre olan talep azalaktadır. Bu tür bir gelişe döviz pozisyonunu vadeli işlelerle düzenleyen bir bankanın, pozisyonunu değiştiren her işlede faiz farkı nedeniyle zarara uğrayacağına da işaret etektedir. b.faizlerde kısa vadeye sıkışa: Yüksek oranlı enflasyonun piyasalarda geleceğe yönelik oluşturacağı belirsizlik ile gelecek dönede enflasyonda gerçekleşen oynaalar noinal faizlerde reel faizlerle paralellik göstereyen değişelere sebep olacak ve uzun vadeli kredi kullandıran bankaların kredi faiz aliyetine ilaveten noinal faizlerdeki oynaaların getireceği ek aliyeti üstlenek zorunda kalacaklardır. Noinal faiz oranlarının yükselesi ile genellikle aktiflerinin vadesi pasiflerinin vadesinden uzun olan bankalar faiz riski ile karşılaşaktadırlar. Dolayısıyla uzun vadede belirsizlik, uzun vadede yüksek faize dönüşekte, böylece he yatırıcı he tasarrufçu he de bankalar belirsizlikten kaçak için kısa vadeye yönelek duruunda kalacaklardır. c.sabit faizlerden kaçış: Uluslar arası piyasalarda bankalar, vade uzunluğuna bakaksızın üşterilerine sabit faiz ikanı sunabilektedirler. Bu uygulaa, reel sektör için de avantaj sağlaakta, borçlana gereksinii içindeki kuruluşları faizlerdeki oynaalara karşı koruaktadır. Enflasyona bağlı olarak faiz oranlardaki oynaalar ise, oluşacak belirsizlik ortaı nedeniyle, uzun vadeye yönelip faiz risklerini sabitleek isteyen kredi

Atatürk Ü. İİBF Dergisi, 10. Ekonoetri ve İstatistik Sepozyuu Özel Sayısı, 2011 247 üşterileri için borçlana aliyetlerini artırarak reel sektörde zarara yol açaktadır. d.enflasyon tasarruf ilişkisi: Enflasyonun uzun vadeli tasarrufun çekiciliğini kaybetesine neden olabilektedir. Buna bağlı olarak, para piyasalarında kısa vadeye kaya nedeniyle, uzun vadeli kaynak sağlayaayan bankalar, uzun vadeli plasanlardan kaçınakta ve uzun vadeli işlelerin aliyeti yükselektedir. Bu açıdan enflasyon, tasarruf düzeyi ve dolayısıyla yatırı düzeyinde olusuz etkileri ile illi gelir düşüşü ve bankacılık sektörünün zayıflaası sonucunu doğuraktadır. Özetle, yüksek oranlı seyreden bir enflasyon, öncelikle bankaların gelecek dönelerde beklediği fon girişlerinin satınala gücünde bir belirsizliğe neden olaktadır. Bunu takiben de, enflasyon oranındaki artışlar, enflasyonist bekleyişler kanalıyla noinal faiz oranlarının yükselesine ve bankaların net faiz gelirlerinin azalasına yol açaktadır. Bu olusuz etkilerden koruna arayışına giren bankalar, aktiflerinin satın ala gücünü korua aacıyla yabancı para işlelerine yönelebilekte, bu işlelerin büyüklüğü oranında kur riski ile karşılaşaktadırlar. Yine, atıl fon bulundura aliyetini yükselterek bankaların fazla rezerv bulunduraktan kaçınalarına neden olan enflasyon, yüksek tutarda fon çıkışları sonucu, likidite sıkıntısına düşelerine yol açakta böylece bankaların aldıkları risk kaldıraayacakları boyuta ulaşabilektedir (Çilli; 1994: 8-12). Yüksek oranlı bir enflasyonun bankacılık sektörü üzerindeki etkilerinden hareketle, etkin ve sağlıklı olarak çalışan bir sektörün varlığının, tasarrufların, illi gelirin büyüe hızını adeta birebir yansıtan sanayi sektöründe üreti artışını sağlaaya yönelik olarak en verili biçide kullanılasında da büyük öne arz ettiği görülektedir. Sanayi sektörünün güçlülüğüne bağlı olarak sorunlu kredi tutarlarındaki düşe sonucunda, batık kredilerden kaynaklanabilecek zararlar azalakta ve karlılık artaktadır. Ekonoideki bir yavaşlaa nedeniyle, sanayi sektörünün darboğaza giresi halinde ise, kredi talebi azalakta ve bankalar daha küçük kar arjları ile çalışaya zorlanabilektedir. Dolayısıyla, ekonoik istikrarın sağlanası, enflasyonun düşürülesi ve yüksek büyüe perforansı, bankacılık sektörünün kapasitesini harekete geçirebilesi için uygun bir orta oluşturaktadır. Bununla beraber, istikrarın sürdürülebilirliğini sağlaada; bütçe açıklarının azaltılası da öneli rol oynaaktadır. Bütçe açıkları, ekonoideki istikrarsızlıkların başlıca kaynaklarından biri olup, bankaların, devletin bütçe açığını finanse ete eğilii taşıaları duruunda, özel sektörü dışlayarak, fon aliyetini yükseltici bir faktör niteliğini taşıyabilektedir (Devlet Planlaa Teşkilatı; 2009: 141). Bütçe açığının küçülesi için, vergi gelirleri artırılaadığı ve harcaalar kısılaadığı şartlarda, açığın iç borçlana suretiyle giderilesi yoluna gidilebilekte ve faiz oranları, özellikle kriz zaanlarında yoğun olak üzere, yüksek belirlenen ve riski sıfır olarak kabul

248 Fata GÜNDOĞDU, Hayati AKSU edilen devlet iç borçlana senetlerinin birincil piyasada ağırlıklı alıcısı bankalar olabilektedir. Bu duru, bankalar tarafından reel kesie aktarılabilecek fonların daralasına yol açakta ve ekonoi hızla darala sürecine girekte ve bu süreçte sorunlu krediler nedeniyle bankaların aktif kaliteleri zayıflayabilektedir. Bankacılık sektöründe karlılığı belirleyen faktörler ve karlılığa dayalı banka perforansının analizi konularında, tek bir ülke ya da karşılaştıralı olarak birçok ülkeyi kapsayan çalışalar bulunaktadır. Örneğin; Bourke (1989); 1972-1981 dönei itibariyle, Avrupa, Kuzey Aerika ve Avustralya'da on iki ülkedeki 90 bankayı kapsayan, konsantrasyon ve bankaların karlılığını belirleyen diğer faktörleri, iç ve dış ayrıı yapak suretiyle incelediği çalışasında, konsantrasyonun yüksek kar oranlarına neden olduğu ve bankalara özgü bir değişken olan seraye (özkaynak/topla varlıklar) ile karlılık arasında güçlü ve istatistiksel olarak anlalı pozitif ilişki bulunduğu sonuçlarına ulaşıştır. Molyneux ve Thornton (1992); 1986-1989 dönei itibariyle, 18 Avrupa ülkesi için, özel sektör bankaları, kooperatif bankaları ve tü kau sektörü kredi kuruluşlarını incelee konusu yaparak, banka karlılığının belirleyicileri üzerine çalışışlar ve ülkelerin faiz oranı düzeyi, banka konsantrasyonu ve hüküetin pay sahipliği ile hisse senedi getirisi arasında pozitif ilişki saptaışlardır. Deirgüç-Kunt ve Huizingha (1998); 1988-95 dönei itibariyle, Türkiye de dahil 80 ülke için banka özellikleri, akroekonoik koşullar, vergi, evduat sigortası gibi teel, yasal ve kurusal göstergeler itibariyle, faiz arjları ve bankaların karlılığını etkileyen çeşitli belirleyiciler üzerine çalışışlardır. Hukuk, düzen ve yolsuzluk endeksi gibi çeşitli kurusal faktörlerin gelişekte olan ülkelerde faiz arjları ve banka karlılığı üzerinde gelişiş ülkelere göre daha belirgin etkide bulunduğu ve yabancı serayenin özellikle gelişekte olan ülkelerde yüksek faiz arjları ve karlılığa sahip olduğu sonuçlarına ulaşışlardır. Deirgüç-Kunt ve Huizingha (2000), 1990-1997 döneinde gelişiş ve gelişekte olan 44 ülkeyi kapsayan diğer bir çalışalarında, ali yapının banka perforansı üzerindeki etkilerini irdeleyerek; finansal gelişelerin özellikle az gelişiş ali sistelerde ülke için potansiyel büyüe artışı sağlayacağı, ikro ve akro düzeyde bankacılık sektörünün verililiğini artıracağı sonucuna ulaşışlardır. Saunders vd. (2000); 1988-1995 dönei itibariyle, Avrupa Birliği nden seçilen 6 ülke ve Aerika Birleşik Devletleri ndeki topla 614 bankayı kapsayan araştıralarında net faiz arjlarının belirleyicilerini ortaya koyaya çalışışlar ve büyük faiz oranı oynaklığının banka net faiz arjı üzerinde öneli bir etkiye sahip olduğu sonucuna ulaşışlardır. Kosidou vd. (2005); dengesiz panel veri seti kullanak suretiyle, 15 Avrupa Birliği ülkesinde faaliyet gösteren yerli ve yabancı ticari bankaların karlılığını etkileyen bankaya özgü (içsel), akroekonoik ve ali yapı (dışsal)

Atatürk Ü. İİBF Dergisi, 10. Ekonoetri ve İstatistik Sepozyuu Özel Sayısı, 2011 249 faktörleri -büyüe hızı, enflasyon oranı, piyasa kapitalizasyon oranı, banka konsantrasyonu gibi- inceledikleri çalışalarında, ali yapı ve akroekonoik faktörlerin karlılığı etkiledikleri sonucuna ulaşışlardır. Athanasoglou vd. (2008); 1985 2001 döneini kapsayan ve Yunan bankalarının karlılığını belirleyen seraye, verililik artışı, kredi riski, faaliyet giderleri yönetii, büyüklük gibi bankalara özgü, ülkiyet ve konsantrasyon gibi sektöre özgü ve enflasyon beklentileri ile konjonktürel çıkış gibi akroekonoik değişkenler üzerine dinaik panel data odeli uygulaak suretiyle yaptıkları çalışalarında, büyüklük, konsantrasyon ve enflasyon beklentileri dışındaki faktörlerin bankacılık sektörünün perforansını etkilediği, bu etkinin seraye, verililik artışı, ülkiyet ve konjonktürel çıkış için pozitif yönlü olduğu sonucuna ulaşışlardır. Türkiye de bankacılık sektörü üzerine yapılan çalışalara yönelik olarak ise aşağıdaki örnekler verilebilektedir. Türker Kaya (2002); 1997-2000 dönei itibariyle panel data kullanarak, karlılık göstergelerinin ikro ve akroekonoik belirleyicilerini incelediği çalışasında, net faiz arjı üzerinde ikro belirleyiciler olarak, özkaynaklar, likidite, personel harcaaları, evduatlar ve piyasa payının; akroekonoik belirleyiciler olarak, enflasyon ve konsolide bütçe açığının etkili olduğu sonuçlarına ulaşıştır. Aktife göre getiri üzerinde ikro belirleyiciler olarak, özkaynak, likidite, personel harcaaları, krediler, kötü aktifler ve evduatların; akroekonoik belirleyiciler olarak, enflasyon ve konsolide bütçe açığının; özkaynağa göre getiri üzerinde ise, bankacılık sektörüne özgü belirleyiciler olarak, özkaynaklar, enkul değerler cüzdanı, likidite, personel harcaaları, krediler, evduatlar, yabancı para pozisyonu ve piyasa payının; akroekonoik belirleyiciler arasında da enflasyon, konsolide bütçe açığı ve reel faizin etkili olduğu Türker Kaya nın ulaştığı diğer sonuçlardır. Civelek ve Durukan (2004); 1994-1999 dönei itibariyle, yatay kesit verileri kullanak suretiyle, Türk ticaret bankacılık sistei için piyasa yapısı ile perforans değişkenleri arasındaki ilişkiyi araştırdıkları çalışalarında, Herfindahl-Hirschan Endeksi (HHI) ve karlılık (aktif) ile ölçtükleri piyasa yoğunluğu ile perforans değişkenleri arasında pozitif bir ilişki bulunduğu, büyüklüğün banka karlılığını belirleede rol oynadığı, ancak büyük-küçük banka ayrıının karlılık düzeyi üzerinde bir farklılık oluşturadığı sonuçlarına ulaşışlardır. Atan (2005); 1999 2002 dönei itibariyle, seçiliş kau, özel ve yabancı ticaret bankalarında karlılığı etkileyen faktörleri, görünüşte ilişkisiz : Sektörel yoğunlaşa HHI ile hesaplanakta ve konsantrasyon değerlendirilektedir. HHI, yüzde olarak ifade edilen pazar paylarının karelerinin toplaını gösterekte olup, bu doğrultuda 0 ile 10.000 arasında değerler alaktadır.

250 Fata GÜNDOĞDU, Hayati AKSU regresyon (SUR) yönteini uygulaak suretiyle incelediği çalışasında, evduat, krediler toplaı, enkul değerler cüzdanı, takipteki krediler, şube ve personel sayısının, döneler, konjoktürel ve sektörel dalgalanalara göre değişi gösterdiği sonucuna ulaşıştır. Tunay ve Silpagar (2006a); Türk ticari bankacılık sektöründe yer alan bankaları küelee analiziyle ikili (büyük ve küçük olarak) ve üçlü (büyük, orta ve küçük olarak) gruplara ayırarak, 1988-2004 ve 1960-2004 döneleri itibariyle, regresyon tahinleri kullanak suretiyle, yaptıkları karlılığa dayalı perforans analizi çalışalarında, ikro veya içsel, sektörel ve akroekonoik değişkenlerin daha ileri ve farklı odelleelerde geleceğe yönelik tahinlerde ticari bankaların perforanslarının analizinde basarıyla kullanılabilecekleri sonucuna ulaşışlardır. Tunay ve Silpagar (2006b); bu çalışanın devaı niteliğindeki panel veri tekniğini kullandıkları çalışalarında ise, bankaların içsel değişkenleri, perforansı arttırak için en etkin şekilde yönlendireleri gerektiği ve bunu da büyük ölçüde başardıkları ve başaraayanların da sektörden bir şekilde çekilek zorunda kaldıkları sonucuna ulaşışlardır. Bir yandan akroekonoik istikrarın, diğer yandan da genel finansal yapının ve rekabet koşulları istikrarının, bankaların etkinlik ve perforanslarında teel koşul olduğu sonucunu ortaya koyuşlardır. Atasoy (2007); 1990-2005 dönei itibariyle bankalara özgü, endüstriye ilişkin ve akroekonoik değişkenlerin, Türk ticaret bankalarının net faiz arjı ile aktif karlılıkları üzerindeki etkilerini panel veri regresyon tekniğini kullanarak incelediği çalışasında, bankalara özgü değişkenler ile akroekonoiye ilişkin değişkenlerin yanı sıra finansal yapıya iliksin göstergelerin de bankaların karlılık perforansını etkilediği, büyüe oranı ve bankacılık sektöründe konsantrasyonun arttığı dönelerde net faiz arjının daraldığı sonuçlarına ulaşıştır. III. Ekonoetrik Yönte ve Bulgular A.Değişken Seti ve Model: Çalışa, Ocak 1994-Aralık 2008 döneini kapsayan ait üçer aylık verilerden oluşaktadır. Modellerde kullanılan değişkenler ve tanılaalarına Tablo 1 de yer verilektedir. Çalışada kullanılan odeller, AK t = a 11 + a 12 RF t + a 13 P t + a 14 BA t + a 15 Y t + ε 1t (1) ÖK t = a 21 + a 22 RF t + a 23 P t + a 24 BA t + a 25 Y t + ε 2t (2) SK t = a 31 + a 32 RF t + a 33 P t + a 34 BA t + a 35 Y t + ε 3t (3) şekillerinde tanılanaktadır.

Atatürk Ü. İİBF Dergisi, 10. Ekonoetri ve İstatistik Sepozyuu Özel Sayısı, 2011 251 Değişken Bağılı Değişkenler* AK ÖK SK Açıklayıcı Değişkenler P Y BA RF d 1 d 2 Tablo 1. Değişken Tanılaaları Tanılaa Aktif Karlılığı, Net Kar(Zarar) / Topla Aktifler Özkaynak Karlılığı, Net Kar(Zarar) / Özkaynaklar Seraye Karlılığı, Net Kar(Zarar) / Ödeniş Seraye Fiyatlar Genel Düzeyi** Sanayi Üreti Endeksi*** Konsolide Bütçe Açığı, Konsolide Bütçe Giderleri/Konsolide Bütçe Gelirleri**** Reel Faiz Oranı, [(1+Noinal Faiz Oranı)/(1+Enflasyon Oranı)]-1 Krizi tesil eden gölge değişken: 2001 ilk üç aylık döne için 1, diğerleri için 0 Kriz sonrası Güçlü Ekonoiye Geçiş Prograı ve Katılı Öncesi Ekonoik Progra kapsaında yapılan değişiklikleri tesil eden gölge değişken: 2001 ikinci üç aylık döne ve sonrası için 1, öncesi için 0 Not: Faiz dışında diğer tü değişkenlerin logaritaları alınıştır. *: Bağılı değişken verileri, Teuz 2002-Aralık 2004 tarihleri arasında enflasyon uhasebesine göre düzenleniştir. Türkiye Cuhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Elektronik Veri Dağıtı Sistei (EVDS), Genel İstatistikler. **: Tüketici Fiyatları Genel Endeksi 1994=100, Türkiye İstatistik Kuruu (TUİK), Tüketici Fiyatları Endeksi Veri Tabanı. ***: Aylık Sanayi Üreti Endeksi 1997=100, TUİK, Sanayi Üreti Veri Tabanı. ****: TCMB, EVDS, Genel İstatistikler. 1.Yönte Makroekonoik zaan serilerinin çoğunlukla durağan oladıkları (trend içerdikleri) bilinekte ve durağan olayan zaan serileri kullanılarak gerçekleştirilen analizlerde sahte (spurious) regresyon sonuçlarına ulaşılabilektedir (Granger and Newbold, 1974). Bu çalışada da durağan olayan zaan serileri kullanılası nedeniyle, sahte regresyon sonuçlarının engellenesine yönelik olarak, serilerin durağanlık özelliklerinin ortaya konulası için genişletiliş Dickey-Fuller (Augented Dickey-Fuller; ADF) biri kök testi uygulanakta ve test sonuçları Tablo 2 de belirtilektedir. Tablo 2 de belirtilen sonuçlara göre, Y değişkeni dışındaki tü değişkenler genellikle he düzey he de fark durağandırlar. Değişkenlerin aynı dereceden durağan olaaları nedeniyle, akroekonoik değişkenlerin (reel faiz oranları, fiyatlar genel düzeyi, bütçe açığı ve sanayi üreti endeksi), aktif, özkaynak ve seraye karlılığı üzerinde uzun ve kısa döne etkilerini tahin etek için Pesaran vd. (2001) tarafından geliştirilen Sınır Testi Yöntei

252 Fata GÜNDOĞDU, Hayati AKSU (Bound Testing Approach) kullanılaktadır. Sınır testi yönteinde değişkenlerin seviye veya birinci farklarının durağan olası yeterli iken Engle- Granger ve Johansen eşbütünleşe testleri, değişkenlerin aynı dereceden durağan olalarını gerektirektedir (Engle-Granger; 1987: 251-276, Johansen; 1988: 231-254). Bu yönüyle sınır testi yöntei, diğer eşbütünleşe yöntelerine göre üstünlük sağlaaktadır. Değişkenler Tablo 2. ADF Biri Kök Testi Sonuçları ADF-t istatistiği (Düzey) Sabitli Sabitli- Trendli Sabitsiz- Trendsiz Sabitli ADF-t istatistiği (Birinci fark) Sabitli- Trendli Sabitsiz- Trendsiz RF -4.76 (c) -6.26 (c) -4.20 (c) -7.34 (c) -7.30 (c) -7.35 (c) P -4.50 (c) -0.25 1.86-3.83 (c) -7.21 (c) -2.93 (c) BA -5.06 (c) -5.08 (c) 0.01-7.97 (c) -7.89 (c) -8.04 (c) Y -1.94-2.59 0.37-2.39-2.50-2.37 (b) AK -2.97 (b) -2.94-2.46 (b) -4.15 (c) -4.12 (c) -4.20 (c) ÖK -2.97 (b) -2.95-2.79 (c) -8.98 (c) -8.90 (c) -9.06 (c) SK -2.46-2.30-2.12 (b) -2.44-2.49-2.46 (b) McKinnon % 1-3.54-4.12-2.60-3.54-4.12-2.60 Kritik % 5-2.91-3.48-1.94-2.91-3.48-1.94 Değerleri %10-2.59-3.17-1.61-2.59-3.17-1.61 Not: McKinnon kritik değerleri; (a) % 10, (b) % 5, (c) % 1 öne düzeylerinde durağanlığı gösterektedir. Sınır testi, bir kısıtlanaış hata düzelte odeline (Unrestricted Error Correction Model; UECM) dayanakta, değişkenler arasındaki uzun döne ve kısa döne ilişkiler Pesaran vd. (2001) tarafından geliştirilen ARDL (Autoregressive Distributed Lag) -gecikesi dağıtılış otoregresif- odelleri kullanılarak tahin edilektedir. Değişkenler arasındaki eşbütünleşe varlığının tespiti için çalışada kullanılan ARDL odelleri aşağıdaki gibidir. ΔAK t =a 101 +a 102 AK t-1 +a 103 RF t-1 +a 104 P t-1 +a 105 BA t-1 +a 106 Y t- 1+a 107 TREND+ a 108iΔAK t-i + i=1 a 109iΔRF t-i + a 110iΔP t-i + a 111iΔBA t-i + a 112iΔY t- i+a 113 d 1 +a 114 d 2 +ε 1t (4)

Atatürk Ü. İİBF Dergisi, 10. Ekonoetri ve İstatistik Sepozyuu Özel Sayısı, 2011 253 ΔÖK t =a 201 +a 202 ÖK t-1 +a 203 RF t-1 +a 204 P t-1 +a 205 BA t-1 +a 206 Y t- 1+a 207 TREND+ a 208iΔÖK t-i + i=1 a 209iΔRF t-i + a 210i ΔP t-i + a 211iΔBA t-i + a 212iΔY t- i+a 213 d 1 +a 214 d 2 +ε 2t (5) ΔSK t =a 301 +a 302 SK t-1 +a 303 RF t-1 +a 304 P t-1 +a 305 BA t-1 +a 306 Y t- 1+a 307 TREND+ a 308iΔSK t-i + i=1 a 309iΔRF t-i + a 310iΔP t-i + a 311iΔBA t-i + a 312iΔY t-i +a 313 d 1 +a 314 d 2 +ε 3t (6) Eşbütünleşe ilişkisi, öncelikle (4), (5) ve (6) nuaralı eşitliklerde verilen odellerin; trendli ve trendsiz olarak en küçük kareler yöntei (EKK) ile ayrı ayrı tahin edilesi ve trendli odel için; H 0 : a 102 =a 103 =a 104 =a 105 =a 106 =a 107 =0 H 1 : a 102 a 103 a 104 a 105 a 106 a 107 0 (Hesaplanan test istatistiği: F ıv ) H 0 : a 102 =a 103 =a 104 = a 105 =a 106 =0 H 1 : a 102 a 103 a 104 a 105 a 106 0 (Hesaplanan test istatistiği: F v ) H 0 : a 102 =0 H 1 : a 102 0 (Hesaplanan test istatistiği: t v ) Trendsiz odel için ise; H 0 : a 102 =a 103 =a 104 =a 105 =a 106 =0 H 1 : a 102 a 103 a 104 a 105 a 106 0 (Hesaplanan test istatistiği: F ııı ) H 0 :a 102 =0 H 102 : a 1 0 (Hesaplanan test istatistiği: tııı) hipotezlerinin test edilesi suretiyle irdelenektedir. Daha sonra Wald (gecikeli düzey değişkenlerin katsayılarının sıfır kısıtlaası) testiyle hesaplanan F istatistikleri ile bağılı değişkenlerin bir gecikeli seviye değerlerinin t istatistikleri Peseran vd. (2001) deki tablo alt ve üst kritik değerleri ile karşılaştırılaktadır. Hesaplanan F ve t istatistikleri; üst kritik değerlerin üzerinde ise seriler arasında bir eşbütünleşe ilişkisi bulunduğuna, alt sınır değerlerin altında ise eşbütünleşe ilişkisinin bulunadığına karar verilektedir. Hesaplanan F ve t istatistikleri, söz konusu alt ve üst sınır değerlerinin arasında ise değişkenler arasında eşbütünleşe olup oladığına karar verileeektedir. Çalışada (4), (5) ve (6) nuaralı eşitlikler için aksiu gecike uzunluğu 6 olarak alınakta, her bir gecike için hesaplanan trendli ve trendsiz tahinlere ait Akaike Bilgi Kriteri (AIC) ve Schwarz Kriteri (SC) değerleri ile birinci ve dördüncü dereceden ardışık bağılılık Breusch Godfrey Lagrange Çarpanı (LM) test istatistikleri Tablo 3a, 3b ve 3c de verilektedir.

254 Fata GÜNDOĞDU, Hayati AKSU Tablo 3a. AK İçin Eşbütünleşe Testi Uygulanacak Model Tahin Sonuçları ΔAK Trendsiz Trendli * AIC SC LM(1) LM(4) AIC SC LM(1) LM(4) 1-6.49-5.78 0.46 1.22 0.55 1.77-6.47-5.73 (0.49) (0.87) (0.45) (0.77) 2-6.49-5.59 3-6.54-5.45 4-6.55-5.27 5-6.78-5.31 6-7.16-5.49 *:, gecike sayısını ifade etektedir. 0.00 18.05 0.00 19.18-6.46-5.53 (0.95) (0.00) (0.94) (0.00) 9.44 20.75 9.88 21.89-6.50-5.38 (0.00) (0.00) (0.00) (0.00) 15.91 32.88 8.22 37.99-6.59-5.28 (0.00) (0.00) (0.00) (0.00) 4.46 29.83 2.48 28.09-6.81-5.30 (0.03) (0.00) (0.11) (0.00) 2.40 22.55 14.40 46.33-7.33-5.62 (0.12) (0.00) (0.00) (0.00) Tablo 3b. ÖK İçin Eşbütünleşe Testi Uygulanacak Model Tahin Sonuçları ΔÖK Trendsiz Trendli AIC SC LM(1) LM(4) AIC SC LM(1) LM(4) 1-1.50-0.79 2-1.68-0.78 3-1.90-0.81 4-2.18-0.90 5-2.58-1.10 6-2.92-1.24 4.14 4.34 4.62 5.14-1.47-0.72 (0.04) (0.36) (0.03) (0.27) 2.68 13.04 3.05 13.25-1.65-0.72 (0.10) (0.01) (0.08) (0.01) 0.92 11.43 0.94 12.10-1.87-0.74 (0.33) (0.02) (0.32) (0.01) 12.01 27.79 11.06 30.79-2.19-0.88 (0.00) (0.00) (0.00) (0.00) 0.76 30.39 0.70 37.78-2.56-1.05 (0.38) (0.00) (0.40) (0.00) 6.14 33.47 8.78 44.47-3.09-1.38 (0.01) (0.00) (0.00) (0.00)

Atatürk Ü. İİBF Dergisi, 10. Ekonoetri ve İstatistik Sepozyuu Özel Sayısı, 2011 255 Tablo 3a incelendiğinde, trendsiz ve trendli tahinlerde en küçük AIC ve SC değerlerine sahip ve LM testine göre hata terileri otokorelasyon içereyen 1 gecike sayılı odelin seçilesi uygun görülektedir. Tablo 3b de trendsiz ve trendli tahinlerde LM testine göre tü odellerin hata terileri otokorelasyon içerekte, ancak, yine de eşbütünleşe testinin uygulanasına yönelik olarak, LM(1) test istatistiğine göre hata terilerinde otokorelasyon olayan, en küçük AIC ve SC değerlerine sahip 5 gecike sayılı odelin seçilesi uygun görülektedir. Son olarak, Tablo 3c de de trensiz ve trendli tahinlerde en küçük AIC ve SC değerlerine sahip ve LM testine göre hata terilerinde otokorelasyon bulunayan 1 gecike sayılı odelin seçilesi uygun görülektedir. Tablo 3c. SK İçin Eşbütünleşe Testi Uygulanacak Model Tahin Sonuçları ΔSK Trendsiz Trendli AIC SC LM(1) LM(4) AIC SC LM(1) LM(4) 1-0.25 0.45 2-0.23 0.66 3-0.27 0.80 4-0.27 0.99 5-0.49 0.97 6-0.95 0.71 0.77 2.97 0.92 3.91-0.22 0.52 (0.37) (0.56) (0.33) (0.41) 1.79 12.14 1.98 13.15-0.20 0.72 (0.18) (0.01) (0.15) (0.01) 4.85 20.30 5.04 21.54-0.24 0.87 (0.02) (0.00) (0.02) (0.00) 13.64 30.75 6.70 33.60-0.32 0.98 (0.00) (0.00) (0.00) (0.00) 0.07 29.52 0.08 34.42-0.48 1.02 (0.78) (0.00) (0.77) (0.00) 8.21 23.26 10.97 27.36-0.93 0.77 (0.00) (0.00) (0.00) (0.00) Böylece, sırasıyla ΔAK, ΔÖK ve ΔSK değişkenleri için 1, 5 ve 1 gecikeli eşitliklerde değişkenler arasında eşbütünleşe olup oladığı F ve t istatistikleri yardııyla araştırılakta ve istatistikler Tablo 4 te verilektedir.

256 Fata GÜNDOĞDU, Hayati AKSU Tablo 4. Eşbütünleşe Testi için hesaplanan F ve t İstatistikleri Bağılı. Trendsiz Trendli Değişkenler t ııı F ııı t v F ıv F v 1 ΔAK -2.56 7.27 (c) -2.64 6.07 (c) 6.33 (c) 5 ΔÖK -0.05 1.03-0.21 0.86 0.93 1 ΔSK -2.35 6.29 (c) -2.33 5.18 (c) 4.74 (b) Not: (a) % 10, (b) % 5, (c) % 1 Her üç eşitlik için hesaplanan F ve t istatistikleri, Tablo 5 te verilen kritik değerler ile karşılaştırıldığında, yalnız AK ve SK eşitliklerindeki değişkenler arasında eşbütünleşe, yani uzun döneli bir ilişkinin var olduğu gözlenebilektedir. ÖK eşitliğindeki değişkenler arasında eşbütünleşe olduğuna dair herhangi bir bulgu ortaya çıkaıştır. t ııı F ııı Tablo 5. F ve t Testi İstatistikleri İçin Kritik Değerler Trendsiz Trendli % 10 % 5 % 1 % 10 % 5 % 1-2.57- -2.86- -3.43- -3.1-3.41- -3.96- t -3.66-3.99-4.60 v -4.04-4.36-4.96 2.45-2.86-3.74-2.68-3.05-3.81- F 3.52 4.01 5.06 ıv 3.53 3.97 4.92 3.03-3.47-4.40- F v 4.06 4.57 5.72 Kaynak: Peseran vd., (2001: 300-304). Buradan hareketle, AK ile RF, P, BA ve Y arasındaki uzun döne ilişkisinin tahini aacıyla kurulan ARDL odeli aşağıda belirtilektedir. AK t = β 0 + β 1iAK t-i + i= 1 β 2i RF t-i + β 3iP t-i + β 5iY t-i + υ t (7) β 4iBA t-i +

Atatürk Ü. İİBF Dergisi, 10. Ekonoetri ve İstatistik Sepozyuu Özel Sayısı, 2011 257 Tablo 6. AK İçin Uzun Döne ARDL (6,3,7,0,7) Modelinin Tahin Sonuçları Değişken Katsayı t-istatistiği Prob. Sabit -0.285126-2.038100 0.0523 AK t-1 0.715723 4.167228 0.0003 AK t-2 0.111278 0.613666 0.5450 AK t-3-0.253688-1.680708 0.1053 AK t-4 0.368919 2.779866 0.0102 AK t-5-0.747109-4.834665 0.0001 AK t-6 0.380269 2.361481 0.0263 RF t -0.000340-1.915571 0.0669 RF t-1 0.000878 3.519636 0.0017 RF t-2-0.000803-2.991880 0.0062 RF t-3 0.000719 2.868124 0.0083 P t -0.099033-1.623630 0.1170 P t-1 0.111258 1.184288 0.2474 P t-2-0.023918-0.230885 0.8193 P t-3 0.086281 0.853483 0.4015 P t-4-0.030405-0.339188 0.7373 P t-5-0.178509-1.882336 0.0715 P t-6 0.254441 3.726409 0.0010 P t-7-0.126737-2.439032 0.0222 BA t 0.017603 2.586634 0.0159 Y t 0.018284 0.803484 0.4293 Y t-1 0.055617 1.608584 0.1203 Y t-2-0.006961-0.256705 0.7995 Y t-3 0.031641 1.180696 0.2488 Y t-4 0.013754 0.469721 0.6426 Y t-5-0.028816-0.976025 0.3384 Y t-6 0.033542 1.369359 0.1831 Y t-7-0.051845-2.511013 0.0189 2 2 R = 0.916 R = 0. 825 F = 10. 109 Pr ob. F = 0.000 DW = 1. 922

258 Fata GÜNDOĞDU, Hayati AKSU Tahin edilen ARDL (6,3,7,0,7) odelinden hareketle hesaplanan, AK ile RF, P, BA ve Y arasındaki uzun döneli ilişkiye ait eşitlik aşağıdaki gibidir: AK t = -0.6715 + 0.0010 RF t - 0.1559 P t + 0.0414 BA t + 0.1535 Y t + υ t (8) (0.2709) (0.0010) (0.0063) (0.0220) (0.0535) [-2.44] [1.01] [-24.49] [1.878] [2.86] Eşitlikte yer alan parantez içindeki değerler her bir değişkenin standart hatasını; köşeli parantez içindeki değerler ise t istatistiklerini ifade etektedir. Uzun döneli ilişkide yer alan değişkenlerin işaretleri beklendiği gibidir. Uzun döneli ilişkide, RF ve BA dışındaki değişkenlerin katsayıları istatistiki olarak oldukça anlalıdır. P değişkeni dışında, diğer tü değişkenler AK üzerinde pozitif yönlü etkide bulunaktadır. Değişkenlerin, AK üzerinde etkilerinin büyüklüğü açısından, katsayıları itibariyle, öncelik P değişkenine ait olup, bunu Y ve BA ve RF değişkenleri izleektedir. Söz konusu değişkenlerin AK üzerinde kısa döneli etkilerinin araştırılası için ARDL yaklaşıına dayalı hata düzelte odeli aşağıdaki gibi kurulabilektedir. Kriz sonrası Güçlü Ekonoiye Geçiş Prograı ve Katılı Öncesi Ekonoik Progra kapsaında yapılan değişiklikleri tesil eden gölge değişkeni (d 2 ) istatistiki olarak oldukça anlasız çıktığı için odele dahil edileektedir. ΔAK t=δ 0 + δ 1tΔAK t-i + δ 2tΔRF t-i + δ 3tΔP t-i + δ 4tΔBA t-i +δ 5 Y t- i= 1 i+δ 6 d 1 +δ 7 TREND (9) Bu eşitlikteki hata düzelte terii yukarıda tahin edilen uzun döneli ARDL (6,3,7,07) odelinin hata terilerinin 1 gecikeli değerleridir. Tahin sonuçları Tablo 7 de verilektedir. Tabloya göre, kısa dönede; AK, kendi bir ve altı gecikeli değerlerinden pozitif yönlü ve anlalı, üç ve beş gecikeli değerlerinden negatif yönlü ve anlalı olarak etkilenektedir. Kendi gecikeli değerlerinin AK üzerinde net etkisi, genel olarak, pozitif yönlü ve anlalıdır. RF deki bir değişenin AK üzerindeki şidiki etkisi negatif ve anlasız, gecike etkileri itibariyle; bir ve üç gecikeli etkisi pozitif ve anlalı, iki gecikeli etkisi negatif ve anlalıdır. RF nin şidiki ve gecikeli değerlerinin AK üzerindeki net etkisi, pozitif ve anlalıdır. P deki bir değişenin AK üzerindeki şidiki etkisi negatif ve anlasız, gecike etkileri itibariyle; beş, altı ve yedi gecikeli etkisi anlalı olup, beş ve yedi gecikeli etkisi negatif, altı gecikeli etkisi pozitiftir. P nin şidiki ve gecikeli değerlerinin AK üzerindeki net etkisi negatif ve anlasızdır.

Atatürk Ü. İİBF Dergisi, 10. Ekonoetri ve İstatistik Sepozyuu Özel Sayısı, 2011 259 BA daki bir değişenin AK üzerindeki şidiki etkisi pozitif ve anlalıdır. Y deki bir değişenin AK üzerindeki şidiki etkisi pozitif ve anlasız, gecike etkileri itibariyle; bir gecikeli etkisi pozitif ve anlalı, yedi gecikeli etkisi negatif ve anlalıdır. Y nin şidiki ve gecikeli değerlerinin AK üzerindeki net etkisi pozitif ve yönlü ve anlasızdır. Hata düzelte terii beklendiği gibi negatif işaretli ve istatistik olarak anlalıdır. Gecikeli hata düzelte terii katsayısının -1 den büyük, negatif işaretli ve anlalı olası, sistein döne içerisinde dalgalanarak hızlı bir şekilde dengeye geldiğini ifade etekte ve bu dalgalananın her seferinde azalarak uzun dönede dengeye dönüşebileceğine işaret etektedir (Kreers vd.; 1992: 325-348). Tablo 7. AK İçin Kısa Döne ARDL (6,3,7,0,7) Modelinin Tahin Sonuçları Değişken Katsayı t-istatistiği Prob. Sabit 0.002249 0.092154 0.9274 ΔAK t-1 0.795208 2.647290 0.0151 ΔAK t-2-0.111765-0.625330 0.5385 ΔAK t-3-0.431728-2.126836 0.0455 ΔAK t-4 0.298016 1.405920 0.1744 ΔAK t-5-0.774829-3.958970 0.0007 ΔAK t-6 0.501765 2.420475 0.0246 ΔRF t -0.000247-1.534805 0.1398 ΔRF t-1 0.001006 4.530170 0.0002 ΔRF t-2-0.000810-3.912143 0.0008 ΔRF t-3 0.000805 2.991184 0.0070 ΔP t -0.085413-1.625460 0.1190 ΔP t-1 0.097255 1.615697 0.1211 ΔP t-2-0.023154-0.349298 0.7303 ΔP t-3 0.069866 1.087027 0.2893 ΔP t-4-0.027411-0.447899 0.6588 ΔP t-5-0.149504-2.362455 0.0279 ΔP t-6 0.299738 4.540492 0.0002 ΔP t-7-0.187991-2.711879 0.0131 ΔBA t 0.017794 3.646035 0.0015 ΔY t 0.031055 1.400358 0.1760 ΔY t-1 0.074828 2.265207 0.0342 ΔY t-2-0.006547-0.160323 0.8742 ΔY t-3 0.033944 0.974866 0.3407

260 Fata GÜNDOĞDU, Hayati AKSU Tablo 7. AK İçin Kısa Döne ARDL (6,3,7,0,7) Modelinin Tahin Sonuçları (Deva) ΔY t-4 0.008844 0.259595 0.7977 ΔY t-5-0.041034-1.254544 0.2234 ΔY t-6 0.021810 0.867711 0.3954 ΔY t-7-0.057324-2.069535 0.0510 RESID01 t-1-1.139794-3.149071 0.0048 d1-0.009823-1.803980 0.0856 TR -2.74E-05-0.068828 0.9458 2 = 0.882 R Tah. St. Hat.= 0.006 AIC = -7.067 SC = -5.90 χ 2 BG(1) = 2.21 (0.13) χ 2 BG(4)=5.33 (0.25) χ 2 ARCH(1)= 2.41 (0.12) χ 2 ARCH(4)= 3.58 (046) χ 2 JB = 0.25 (0.87) Not: χ2bg: Breusch-Godfrey, χ2arch: Autoregressive Conditional Heteroscedasticity, χ2jb: Jarque-Bera sınaası testleri olup, parantez içindeki sayılar kesin olasılık değerlerini gösterektedir. Krizi tesil eden gölge değişken (d 1 ) in, AK üzerindeki etkisi negatif yönlü ve istatistiki olarak anlalıdır. Bu sonuç, 1999 yılı son çeyreğinden başlayarak, 2000 yılı birinci üç aylık dönei dışında, 2001 yılı son üç aylık döneini kapsayan süreçte, bankaların net karlarının negatif olası ile açıklanabilektedir. Bilineceği üzere, 22 Kası 2000 de bankacılık sektöründe başlayan kriz 19 Şubat 2001 de döviz krizine dönüşerek ikiz kriz (twin crisses) karakterine bürünüştür. Aşırı değerli TL, cari işleler açığının kritik sınırın üzerinde seyretesi, serayeden yoksun ali sektör, açık pozisyonlar (banka reel sektör kau), kau bankalarının görev zararları ve bütün bunların sonucu olarak özellikle ali sektörün taşıdığı kar ve faiz riskinin artası, 2000 2001 yılı krizlerini hazırlayan unsurlar arasındadır. Yaşanan bu ikiz krizler sonrasında ekonoi yüzde 8.5-9 oranında daralış, ulusal gelir 51 ilyar dolar azalış, kişi başına gelir 725 dolar gerileiş, 19 banka kapanış, 1.5 ilyon kişi işsiz kalış, yüzde 30 lara düşen enflasyon yüzde 70 i aşış, hazinenin faiz ödeeleri yüzde 101 artış, iç borç stoku 2000 yılının 4 katına ulaşıştır (Karluk; 2005: 428). Krizler, bankacılık sektörünün içinde bulunduğu sorunları daha da ağırlaştırış ve yeni sorunlar ortaya çıkarıştır. Bankacılık sektörü Kası krizi sonrasında faiz riski, Şubat krizi sonrasında ise, he faiz he de kur riski sonucu öneli kayıplarla karşı karşıya kalıştır. Kası ve Şubat krizlerinin ardından ortaya çıkan istikrarsızlığı süratle ortadan kaldırak, ekonoinin yeniden yapılandırılasına yönelik altyapıyı oluşturak aacıyla, Hüküet tarafından Haziran 2001 de"güçlü Ekonoiye Geçiş Prograı" uygulaaya konuluştur. Bu prograın ana unsurlarından birisi bankacılık sektörünün yeniden yapılandırılası olarak belirleniştir. Bankacılık sektörüne ilişkin alınacak tedbirlerle, kriz ortaından süratle çıkış, faiz ve döviz kurunda istikrar

Atatürk Ü. İİBF Dergisi, 10. Ekonoetri ve İstatistik Sepozyuu Özel Sayısı, 2011 261 sağlaak suretiyle, ekonoik birilere orta vadeli bir perspektif hazırlaak ve akroekonoik istikrarı tesis ederek istikrarlı bir büyüeyi sağlaak hedefleniştir. Progra, 2002 yılı başında üç yıl süreli yeni bir ekonoik prograa (Katılı Öncesi Ekonoik Progra) dönüştürülüş ve uygulanan akroekonoik politikalar ve yapısal reforlarla beraber ekonoide ciddi bir canlana süreci başlaıştır. Bu yeni progra ile güçlü bir ali sistein inşasıyla, ekonoinin krizlere karşı kırılganlığının azaltılası, ve enflasyonun tek haneli rakalara indirilesi aaçlanıştır. Bu çerçevede, yeni progra sağlıklı ve sürdürülebilir bir ekonoik büyüeyi sağlayacak yapısal reforları destekleiştir. Makroekonoik göstergeler, hızla yükselen piyasa ekonoilerinin ortalaa değerlerine yaklaşaya başlaıştır. Niteki, 2002-2004 döneinde 15 ülkenin ortalaa reel GSYİH büyüe hızı yüzde 3.0 iken, Türkiye ekonoisi aynı dönede yüzde 7.3 oranında büyüüştür. Sanayi üretii ortalaa yüzde 9'un üzerinde büyüe sergileiştir. 18. Stand-by Antlaşası çerçevesinde 2002-2004 yılları arasında uygulanan istikrar prograı, Örtük Enflasyon Hedefleesi Stratejisi olarak nitelendiriliştir. Enflasyon oranı 2002 yılı başlarındaki yüzde 73 seviyesinden, 2004 yılı sonunda yüzde 9.4 seviyesine gerileiş, takip eden yıllarda yüzde 7 ile yüzde 12 arasında dalgalanış ve 2006 yılı ile başlanan enflasyon hedefleesi uygulaasında hedeflenen yüzde 5 oranı yaklaşık 4.7 puan aşılıştır. Bu döne sonrasında enflasyon oranının daha fazla aşağı çekilesinde zorluklar yaşanaya başlandığı gözlenektedir. Ekonoik prograın uygulandığı 2002-2004 yılları arasında noinal faiz oranları düşüş eğiliinde olasına rağen, fiyatlardaki düşüş hızının gerisinde kaldığı gözlelenektedir. Aynı dönede kau aliyesinde sağlanan disiplin ile konsolide bütçe açığı 2002-2003 yıllarındaki yüzde 40.6 seviyesinden yüzde 29.2 ye gerileiştir (TÜSİAD; 2007: 11-16). Tahin edilen odelin diagnostik test sonuçları, odelin büyük ölçüde problesiz olduğunu gösterektedir. BG (LM) Testi, odelde 1. ve 4. dereceden otokorelasyon problei oladığına; ARCH (LM) testi odelde 1. ve 4. dereceden değişen varyans sorunu oladığına; JB testi ise, hata terilerinin noral dağıldığına işaret etektedir. Modelin CUSUM (ardışık artıkların küülatif toplaı) ve CUSUM-Q (ardışık artık karelerinin küülatif toplaı) grafiklerinde % 5 aralığından sapa olaası ve değerlerin zaanla değişen işaretli olası yapısal kırılanın oladığına işaret etektedir. Diğer bir ifade ile tahin edilen katsayıların kararlı olduğu söylenebilir (Şekil 1a ve 1b).

262 Fata GÜNDOĞDU, Hayati AKSU 15 10 5 0-5 -10-15 2004 2005 2006 2007 2008 CUSUM 5% Significance 1.6 1.2 0.8 0.4 0.0-0.4 2004 2005 2006 2007 2008 CUSUM of Squares 5% Significance Şekil 1a: CUSUM Grafiği Şekil 1b: CUSUM of Squares Grafiği SK ile RF, P, BA ve Y arasındaki uzun döne ilişkisinin incelenesi aacıyla kurulan ARDL odeli ise aşağıdaki gibidir. SK t = β 0 + β 1i SK t-i + i= 1 β 2i RF t-i + β 3iP t-i + β 5iY t-i + υ t (10) β 4iBA t-i +

Atatürk Ü. İİBF Dergisi, 10. Ekonoetri ve İstatistik Sepozyuu Özel Sayısı, 2011 263 Tablo 8. SK İçin Uzun Döne ARDL (6,3,2,0,1) Modelinin Tahin Sonuçları Değişken Katsayı t-istatistiği Prob. Sabit -1.861155-0.802149 0.4276 SK t-1 0.648341 4.113990 0.0002 SK t-2-0.090046-0.585797 0.5616 SK t-3-0.039935-0.287043 0.7757 SK t-4 0.434640 3.375647 0.0017 SK t-5-0.703983 4.794805 0.0000 SK t-6 0.308758 2.597598 0.0134 RF t-1-0.007899-2.413425 0.0209 RF t-1 0.006252 1.387816 0.1735 RF t-2-0.005715-1.365176 0.1804 RF t-3 0.006638 1.921128 0.0624 P t -1.099916-0.899387 0.3743 P t-1-0.619371-0.291043 0.7726 P t-2 1.520627 1.231448 0.2259 BA t 0.224541 1.499368 0.1423 Y t -0.006829-0.014319 0.9887 Y t-1 0.743723 1.462867 0.1519 R 2 = 0.832 2 R = 0. 759 F = 11. 461 Pr ob. F = 0. 000 DW = 1. 914 Tahin edilen ARDL (6,3,2,0,1) odelinden hareketle hesaplanan, SK ile RF, P, BA ve Y arasındaki uzun döneli ilişkiye ait eşitlik aşağıdaki gibidir: SK t = -4.2086-0.0016 RF t - 0.4492 P t + 0.5077 BA t + 1.6663 Y t + υ t (11) (4.1485) (0.0114) (0.1421) (0.3413) (0.7868) [-1.01] [-0.14] [-3.16] [1.48] [2.11] Uzun döneli ilişkide RF ve BA değişkenleri dışındaki tü değişkenlerin katsayıları istatistik olarak oldukça anlalıdır. RF ve P değişkenleri, SK üzerinde negatif yönlü etkide bulunurlarken, BA ve Y değişkenlerinin SK üzerindeki etkisi pozitif yönlüdür. Değişkenlerin, SK üzerinde etkilerinin büyüklüğü açısından, katsayıları itibariyle, öncelik yine P değişkenine ait olup, bunu Y, BA ve RF değişkenleri izleektedir. Aynı yöntele, SK ile diğer değişkenler arasındaki kısa döneli ilişki ise, hata düzelte terii (HDT) eklenerek aşağıdaki eşitlik yardııyla tahin edilebilir: ΔSK t=δ 0 + δ 1tΔSK t-i + δ 2tΔRF t-i+ δ 3tΔP t-i+ δ 4tΔBA t-i +δ 5 Y t- i= 1 1+δ 6 d 1+ δ 7 d 2+ δ 8 TREND (12) Tahin sonuçları Tablo 9 da verilektedir.

264 Fata GÜNDOĞDU, Hayati AKSU Tablo 9. SK İçin Kısa Döne ARDL (6,3,2,0,1) Modelinin Tahin Sonuçları Değişken Katsayı t-istatistiği Prob. Sabit -0.289622-0.935494 0.3565 ΔSK t-1 0.929630 2.850847 0.0076 ΔSK t-2-0.204976-1.635469 0.1118 ΔSK t-3-0.130927-0.998578 0.3255 ΔSK t-4 0.204730 1.749806 0.0897 ΔSK t-5-0.944712-5.562337 0.0000 ΔSK t-6 0.401883 2.455594 0.0197 ΔRF t -0.006430-2.377733 0.0236 ΔRF t-1 0.013391 2.905196 0.0066 ΔRF t-2-0.000453-0.148851 0.8826 ΔRF t-3 0.009913 2.645217 0.0125 ΔP t -1.548502-1.437252 0.1604 ΔP t-1-0.026107-0.020374 0.9839 ΔP t-2 2.665343 2.278468 0.0295 ΔBA t 0.224765 2.449960 0.0199 ΔY t 0.318131 0.748083 0.4599 ΔY t-1 1.359538 2.652738 0.0123 RESID02 t-1-1.508978-3.891290 0.0005 d1-0.191519-1.438337 0.1600 d2 0.215999 2.100696 0.0436 TR 0.004406 0.821834 0.4173 2 R = 0.776 Tah. St. Hat.= 0.147 AIC = -0.703 SC = 0.077 χ 2 BG(1) = 0.22 (0.63) χ 2 BG(4)=7.08 [0.13] χ 2 ARCH(1)= 1.88 (0.16) χ 2 ARCH(4)= 3.33 (0,50) χ 2 JB = 1.21 (0.54) Tabloya göre, kısa dönede; SK, bir, dört ve altı gecikeli değerlerinden pozitif yönlü ve anlalı, beş gecikeli değerinden negatif yönlü ve anlalı olarak etkilenektedir. Kendi gecikeli değerlerinin SK üzerindeki net etkisi ise, genel olarak pozitif yönlü ve anlalıdır. RF deki bir değişenin SK üzerindeki şidiki etkisi negatif ve anlalı, şidiki ve gecikeli değerlerinin SK üzerindeki net etkisi pozitif ve anlalıdır. P deki bir değişenin SK üzerindeki şidiki etkisi negatif ve anlasız, şidiki ve gecikeli değerlerinin SK üzerindeki net etkisi pozitif ve genel olarak anlasızdır. BA daki bir değişenin SK üzerindeki şidiki etkisi pozitif ve anlalıdır.

Atatürk Ü. İİBF Dergisi, 10. Ekonoetri ve İstatistik Sepozyuu Özel Sayısı, 2011 265 Y deki bir değişenin SK üzerindeki şidiki etkisi pozitif ve anlasız, bir gecikeli etkisi pozitif ve anlalıdır. Hata düzelte terii beklendiği gibi negatif işaretli ve istatistik olarak anlalı olup, kısa dönedeki dengesizliğin uzun dönede düzeltileceğine işaret etektedir. Krizi tesil eden gölge değişken (d 1 ) in, SK üzerindeki etkisi negatif yönlü olup, istatistiki anlalılık seviyesi düşüktür. Kriz sonrası dönei tesil eden gölge değişken (d 2 ) in SK üzerindeki etkisi ise, pozitif yönlü ve anlalıdır. Bilineceği üzere, 15 Mayıs 2001 de kauoyuna açıklanan Bankacılık Sektörü Yeniden Yapılandıra Prograı nın teel aaçlarından birisi; Kası ve Şubat krizlerinin etkisiyle ali bünyeleri ve karlılık perforansları kötüleşen özel bankaların daha sağlıklı bir yapıya kavuşturulası oluştur. Özel bankalara yönelik progra kapsaında, bankaların seraye yapılarının güçlendirilesi, yabancı para açık pozisyonların daraltılası, devir ve birleşelerin özendirilesi, sorunlu kredilerin çözülenesi, iç kontrol ve risk yöneti sisteleri oluşturulası konularında düzenleeler gerçekleştiriliştir (BDDK; 2009 :18). Tahin edilen odelin diagnostik test sonuçları, odelin genellikle yeterli olduğunu gösterektedir. BG (LM) Testi, odelde 1. ve 4. dereceden otokorelasyon (ardışık bağılılık) problei oladığına; ARCH-LM testi odelde 1. ve 4. dereceden değişen varyans sorunu oladığına; JB testi ise, hata terilerinin noral dağıldığına işaret etektedir. CUSUM grafiğinde % 5 aralığından sapa olaası ve değerlerin zaanla değişen işaretli olası yapısal kırılanın oladığına işaret etektedir (Şekil 2a). Görünürdeki tek proble, CUSUM-Q grafiğinde % 5 aralığından sapa olasıdır. Bu duruda, SK ve diğer değişkenler için tahin edilen kısa döne paraetrelerinin kararlı oladığı da düşünülebilektedir (Şekil 2b). 16 12 8 4 0-4 -8-12 -16 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 CUSUM 5% Significance Şekil 2a: CUSUM Grafiği

266 Fata GÜNDOĞDU, Hayati AKSU 1.6 1.2 0.8 0.4 0.0-0.4 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 CUSUM of Squares 5% Significance Şekil 2b: CUSUM of Squares Grafiği IV. Sonuç ve Değerlendire Bu araştırada, 1994 2008 dönei itibariyle, Türkiye de evduat bankalarında karlılık ve karlılığın akroekonoik belirleyicileri olarak genel kabul gören reel faiz, fiyatlar genel düzeyi, bütçe açığı ve sanayi üreti endeksi arasındaki ilişkinin incelenesi aaçlanıştır. Sınır testi yöntei kullanılak suretiyle, üçer aylık verilerle, bağılı değişkenler olarak alınan karlılık rasyoları (aktif, özkaynak ve seraye karlılığı) ile açıklayıcı değişkenler olarak alınan akroekonoik değişkenler (reel faiz oranları, fiyatlar genel düzeyi, bütçe açığı ve sanayi üreti endeksi) arasındaki uzun ve kısa döne ilişkilerinin ortaya konulasına çalışılıştır. Özkaynak karlılığı eşitliğindeki değişkenler arasında eşbütünleşe olduğuna dair herhangi bir bulgu ortaya çıkaıştır. Bu sonuç; teorik çerçevede belirtilen, yedek akçeleri içeresi nedeniyle, ödeniş serayeden çok büyük, ancak hesap döneinde uğranılan zarar veya geçiş dönelerdeki birikiş zararları da içeresi nedeniyle, ödeniş serayeden küçük olabilen özkaynakların, karlılık kriteri olarak kullanıının yanıltıcı sonuçlara ulaştırabildiği şeklinde bilgiye uygunluk gösterektedir. Buradan hareketle, reel faiz oranları, fiyatlar genel düzeyi, konsolide bütçe açığı ve sanayi üreti endeksinin aktif karlılığı ve seraye karlılığı üzerindeki uzun ve kısa döneli analizlerinde ulaşılan sonuçları aşağıdaki gibi özetleek ükündür: Reel faiz oranlarının uzun dönede; aktif karlılığı üzerindeki etkisi pozitif, seraye karlılığı üzerindeki etkisi ise negatif yönlü olup, paraetreler istatistiki olarak anlasızdır. Ancak kısa dönede aktif karlılığı ve seraye karlığı üzerindeki net etkisi (şidiki ve gecikeli değerleri itibariyle) pozitif yönlü ve istatistiki olarak anlalıdır. Dolayısıyla, pozitif reel faiz politikaları uygulaasının kısa dönede banka karlılıkları üzerine olulu etki yaptığı gözlenebilektedir.