Deprem bölgesi için 27 okul taahhüdü var Kasım 15, 2011-1:45:29 Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, deprem bölgesinde yaklaşık bin ile bin 500 öğretmenin konaklayabileceği şekilde çalışmalar yaptıklarını belirterek, ''5 Aralıkta eğitim yapmak üzere planlarımızı uygulamaya koyduk'' dedi. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, deprem bölgesinde yaklaşık bin ile bin 500 öğretmenin konaklayabileceği şekilde çalışmalar yaptıklarını belirterek, ''5 Aralıkta eğitim yapmak üzere planlarımızı uygulamaya koyduk'' dedi. Dinçer, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, bakanlığının 2012 yılı bütçesinin sunumunda, Van depreminin ardından eğitim alanında yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Komisyon, depremde hayatını kaybeden öğretmenlerin anısına 1 dakikalık saygı duruşunda bulundu. Van'da bin 18 okulun bulunduğunu, depremin yaşandığı Van merkez, Muradiye ve Erciş'te ise 459 okulun olduğunu bildiren Dinçer, her iki depremden sonra yapılan incelemelerde 22 okulun kullanılamayacak hale geldiğini belirtti. Dinçer, bu okullardan birinin tamamen yıkıldığını, 21'inin ağır hasırlı olduğunu ifade ederek, öğrencilerin hayatlarını, sağlıklarını riske etmemek için ağır hasarlı okullarda eğitim yapmamaya karar verdiklerini söyledi. Dinçer, depremden sonra, eğitimin yapıldığı okullar, öğrenciler ve öğretmenler olmak üzere 3 ayrı alanda önlem aldıklarını vurguladı. Bütün okulların, uzmanlar tarafından tek tek incelendiğini, hangilerinde eğitim yapılıp yapılmayacağının tespit edildiğini dile getiren Dinçer, bu tespitlerin sadece sözlü değil, yazılı olarak da gerçekleştirildiğini bildirdi. Dinçer, 459 okul içinde şu ana kadar görebildikleri kadarıyla 155 okulda hafif hasarın bulunduğunu belirterek, bunların tamamının gözden geçirilmesi ve eğitime hazır hale getirilmesi için her türlü
önlemi aldıklarını, ihaleleri yaptıklarını, bunların işlemlerine başladıklarını, büyük ihtimalle 5 Aralıka kadar hazır hale getireceklerini bildirdi. 22 okuldaki öğrencileri en yakın yerlere dağıttıklarını, taşımalı sistemle o okullarda eğitimi dönem sonuna kadar yapacaklarını ifade eden Dinçer, çadır kentler, konteynerlere yakın yerlerde de prefabrik okullar yaparak, fiziki kapasitelerini artıracaklarını kaydetti. Dinçer, bunları da en kısa zamanda tamamlayarak, hizmete sunacaklarını vurguladı. Dinçer, bu okulların dışında, hayırseverlerden 27 okul taahhüdünde bulunulduğunu, ayrıca yurt taahhütlerinin de olduğunu ifade ederek, gerekli tespitlerin yapıldığını, ilgili kişilerle irtibat kurulduğunu, hızlı şekilde bu taahhütlerin yerine getirilmesine yönelik takiplerinin devam ettiğini anlattı. ''Her türlü önlemi almaya çabalıyoruz'' Deprem bölgesinde eğitimine devam etmek isteyen öğrenciler için her türlü önlemi almaya çabaladıklarını dile getiren Dinçer, eğitim yapılamayacak 22 okuldaki öğrencilerin, en yakın yerlerdeki sağlam okullara kaydırıldığını söyledi. Başka illere gitmek isteyen ailelerin çocuklarının eğitimlerinin aksatılmamasına yönelik önlemleri de aldıklarını ifade eden Dinçer, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Göç eden aileler, ister kalıcı ister geçici göç etsinler, gittikleri yerde çocuklarını en yakın yerdeki okula kaydettiriyor. Şayet sınavla kayıt yapmayan bir okulsa zaten sorun yok. Gittikleri yerde adrese dayalı kayıt sistemindeki şartlar aranmaksızın o öğrencilerimizin oraya ister misafir ister kalıcı olarak kayıt ve nakillerinin yapılmasıyla ilgili gerekli önlemleri aldık. Eğer sınavla öğrenci kaydı yapan kurumlarsa, iki tür önlem aldık. Sınavla kayıt yapan okullarda, göç eden ailelerin çocukları, gittikleri okullara puan ve şartları tutuyorsa kontenjan sınırı aranmaksızın kayıtları yapılacak. Nakil şartlarını taşımıyorsa, puanları yeterli değilse, haziran sonuna kadar misafir öğrenci olarak kayıtları yapılacak. Şartlar hazır olduğunda kendi okullarına dönecek.'' TOKİ'den 48 konut Bakan Dinçer, deprem bölgesindeki öğretmenlere yönelik yapılan çalışmalar hakkında da bilgi verdi. Dinçer, ''Yaklaşık 75 öğretmenimizi kaybettik. Onların derin bir acısı oldu içimizde. Hatıralarını yaşatmak için gerekli önlemleri alıyoruz. En az onun kadar önemlisi mevcut öğretmenlerimizin orada sağlıklı şekilde eğitim hizmetlerine devam edebilmelerini sağlayacak önlemleri almak. Öğretmenlerimizin eğitim için kalabilecekleri yerlerin sağlanmasına yönelik çalışmaları yoğun şekilde yürütüyoruz'' diye konuştu. Van merkezde, TOKİ'den yeni yapılan 48 konut devraldıklarını, buraya öğretmenlerin yerleşmesi için hazırlıkları yürüttüklerini bildiren Dinçer, Erciş merkezde bitmek üzere olan öğrenci pansiyonunu, öğretmenlerin kullanabileceği şekle dönüştürdüklerini belirtti. Dinçer, yaklaşık 200 yataklı bu yerin öğretmenlere yönelik pansiyon olarak kullanılacağını, bunun iç donanımlarını tamamladıklarını, hemen hemen bitmek üzere olduğunu bildirdi.
Dinçer, sözlerini şöyle tamamladı: ''Tek katlı anaokullarda, birer sınıfı boşaltarak özellikle, bekar, kız öğretmelerimiz için anaokullarındaki banyo, tuvalet, mutfak imkanı olan birer odayı öğretmenlerimize ayırıyoruz. Buradan da önemli bir kapasite yaratmış oluyoruz. TOKİ, öğretmenlerimize, nispeten diğerlerinden daha konforlu olacağını düşündüğümüz konteynerler hazırlıyor. En az 200 civarında konteyneri bu maksatla 5 Aralıka kadar hazır edecekler. Şu ana kadar 100'e yakın konteyner için hazırlık tamamlandı. Yaklaşık bin ile bin 500 öğretmenimizin konaklayabileceği bir potansiyeli şimdiden hazır etmiş görünüyoruz. Başka bir aksilik çıkmazsa, her türlü önlemin alındığı şekilde, 5 Aralıkta eğitimi yapmak üzere planlarımızı uygulamaya koyduk.'' Bakan Dinçer'in sunumunun ardından CHP İstanbul Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu, depremde hayatını kaybeden öğretmenler için 1 dakikalık saygı duruşunda bulunulmasını önerdi. Bu öneri üzerine komisyon, öğretmenlerin anısına 1 dakikalık saygı duruşunda bulundu. Dinçer de hassasiyeti için Aslanoğlu'na teşekkür etti. Dinçer, bir ülkenin yaşam kalitesi, gelir dağılımı, yoksulluk, suç ve terörle ilgili sorunları varsa, eğitimle ilgili de sorunlarının olduğunu ifade etti. Dinçer, Türkiye'nin bilimsel, teknolojik ve ekonomik alanda olduğu kadar, insani değerler bağlamında da gelişmesini sağlayacak en önemli unsurun eğitim olduğunu söyledi. Dinçer, temel hedeflerinin nitelikli ve donanımlı bireylerin yetiştirilmesine uygun eğitim imkanlarının ve ortamlarının zenginleştirilmesi, yaygınlaştırılması ve her vatandaşa ulaştırılması olduğunu ifade etti. Dinçer, eğitimin yaygınlığı yanında, kalitesinin de artırılmasının bundan sonraki süreçte en öncelikli gündem maddeleri olacağını belirtti. Bakan Dinçer, 2003'den 2011'e kadar toplam 1 milyar 329 milyon 658 bin 51 ücretsiz ders kitabı dağıtıldığını, 2 milyar 279 milyon 789 bin 767 lira ödeme yapıldığını ifade ederek, ''Anayasada hükmünü bulan her vatandaşımız için zorunlu olan ilköğretimde, gerek erişim gerekse fırsat ve imkan eşitliğini sağlamaya yönelik çalışmalar yapılmış ve yapılmaya devam edilecektir'' dedi. 2010 sonuna kadar 747 adet ilköğretim ve ortaöğretim pansiyon binasının açıldığını vurgulayan Dinçer, 2003'den bugüne kadar 169 bin dersliğin yapımının tamamlandığını belirtti. Dinçer, Aralık 2008 itibariyle zorunlu eğitim çağında olup ilköğretime devam etmeyen çocuk sayısını 326 binden, Eylül 2011 itibariyle 52 bin 838'e düşürdüklerini kaydetti. ''Kapalı köy okullarının anaokula dönüştürülmesi'' Hükümetlerinin en temel önceliklerinden olan okul öncesi eğitimde 2002'de yüzde 11 olan okullaşma oranının, 2010-2011 eğitim ve öğretim yılında 48-72 aylık dönemde yüzde 43'e, 60-72 aylık dönemde ise yüzde 67'ye yükseltildiğini vurgulayan Dinçer, 2013'te yüzde 100'e çıkararak, 5 yaş ile zorunlu hale getirmeyi planladıklarını söyledi.
Dinçer, 21 Ekim 2011 tarihi itibariyle bin 692 bağımsız anaokulu sayısına ulaşıldığına işaret ederek, ''Ana sınıflarında ikili eğitime geçilmesine ilişkin düzenleme yapılarak daha fazla çocuğun bu eğitimden yararlanması ve kapalı olan köy okullarının da anaokullarına dönüştürülmesine ilişkin çalışmalar devam etmektedir'' dedi. İlköğretimdeki okullaşma oranı Milli Eğitim Bakanı Dinçer, ilköğretimde net okullaşma oranının 2002'de yüzde 90,98 olduğunu, 2010-20 eğitim ve öğretim yılında yüzde 98,41'e yükseltildiğini belirtti. Dinçer, ortaöğretimde, cinsiyet ve bölgesel farklılıkları giderici biçimde okullaşma oranını, gelişmiş ülkeler düzeyine çıkarmayı, öğrencileri esnek bir yapı içinde, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda, ortak bir genel kültür verilerek üst öğrenime ve geleceğe hazırlamayı amaçlamadıklarını anlattı. Stratejik Planda yer alan hedeflerden birinin, ortaöğretimde plan dönemi sonuna kadar yatay ve dikey geçişlere imkan veren, etkin bir rehberlik ve yönlendirme hizmetini içeren esnek bir yapıya geçmek olduğunu dile getiren Dinçer, ''Bu hedef kapsamında okul türü yerine program türünü esas alan yatay ve dikey geçişlere imkan veren bir modele geçiş yapılması için gerekli alt yapının hazırlanmasına yönelik çalışmalar sürdürülmektedir'' diye konuştu. Dinçer, genel ortaöğretimde 2002-2003 eğitim ve öğretim yılında derslik başına düşen öğrenci sayısının 34 olduğunu, 2010-2011 eğitim ve öğretim yılında 3'e düştüğünü vurgulayarak, 2002'de yüzde 50,57 olan ortaöğretimde net okullaşma oranının 2010-2011 eğitim ve öğretim yılında yüzde 69,33'e yükseltildiğini vurguladı. Dinçer, 2001-2002 eğitim ve öğretim yılı itibarıyla mesleki ve teknik ortaöğretimin, ortaöğretim içerisindeki payı (açık öğretim öğrencileri hariç) yüzde 28,9 iken 2010-2011 eğitim ve öğretim yılında yüzde 46,34'e yükseltildiğini belirtti. Özel öğretim kurumlarının eğitimdeki payı Bakan Dinçer, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bakanlığımız Stratejik Planında toplumun değişen ve çeşitlenen eğitim taleplerinin karşılanması, eğitim sistemimizin daha da gelişmesi, özel öğretimin eğitim sistemi içerisindeki payının artırılması, özel sektörün finansal gücünün eğitim yatırımlarına dönüştürülmesi amaçlanmaktadır. Hükümet olarak da bu yönde özendirici tedbir ve teşvikler sağlanmaya devam edilecektir. Bakanlığımız Stratejik Planında, 2014 yılı sonuna kadar özel sektörün finansal gücünden faydalanmak üzere özel öğretim kurumlarının eğitim sistemi içindeki payının okul sayısına göre yüzde 9'a, öğrenci sayısına göre de yüzde 5'e çıkarılması hedeflenmektedir. 2010-2011 eğitim ve öğretim yılı itibariyle özel öğretim kurumların örgün öğretim kurumları içindeki payı, öğrenci sayısına göre açık öğretim dahil yüzde 2,95, açık öğretim hariç yüzde 3,18, okul sayısına göre ise yüzde 9,4 dür.'' 84 yükseköğretim biriminin kurulması Dinçer, yükseköğretim alanında yapılan çalışmalar hakkında da bilgi verdi. Muasır medeniyet seviyesini yakalamak ve ülkeyi modern dünyaya entegre etmenin, üniversiteyle
başladığına işaret eden Bakan Dinçer, gelecek için en çok odaklanmaları gereken konunun, üniversite eğitiminde kalitenin evrensel ölçülere ulaşmasını sağlamak olduğunu vurguladı. Dünyanın hızla değişiyor ve dönüşüyor olmasının, üniversitelere de yeni görev ve sorumluluklar yüklediğine dikkati çeken Dinçer, şunları kaydetti: ''Uluslararası bilim, teknik ve sanat birikiminden daha fazla yararlanarak ülkemizde bilim-teknoloji-sanat üretme ve kullanma düzeyini artırmak için yurt dışına daha fazla öğrenci göndermek, yükseköğretim kurumlarını ilgili tarafların katkılarıyla, ülke ekonomisinin ve sosyal yapısının ihtiyaç duyacağı alanlarda ihtisaslaştıracak bölgesel işbirlikleri aracılığıyla Türkiye'yi bilimsel çalışmaların merkezi yapmak istiyoruz. Amacımız hem yükseköğretime olan talebi karşılamak hem de bilginin ve teknolojinin üretildiği, paylaşıldığı üniversiteler aracılığıyla dünya ile rekabet edebilen gençler yetiştirmektir. 2002 yılında 53 devlet, 23 vakıf olmak üzere üniversite sayısı 76 iken 2003-2011 yılları arasında 50'si devlet, 39'u vakıf üniversitesi olmak üzere 89 yeni üniversitenin kurulması ile toplam üniversite sayısı 103 devlet, 62 vakıf olmak üzere 165'e ulaşmıştır. Kuruluş aşamasında olan Türk-İtalyan Üniversitesi dahil halen üniversitelerimiz bünyesinde 50 fakülte, 20 yüksekokul ve 14 enstitü olmak üzere toplam 84 yükseköğretim biriminin kurulması ile ilgili iş ve işlemler devam etmektedir. 16 Ağustos 2011 tarihi itibari ile Kredi ve Yurtlar Kurumuna bağlı 81 il ve 117 ilçedeki 289 yurtta, 103 bin 639 erkek, 153 bin 536 kız olmak üzere toplam 257 bin 175 öğrenci barınmaktadır.'' Dinçer, çağdaş eğitim yönetimi açısından sadece günün değil geleceğin de öngörülebilen şartlarına göre bakanlığının kuruluş amacına ve toplumun beklediği işlevine uygun bir bakanlık merkez teşkilatı yapısının oluşturulmasının zorunluluk haline geldiğini söyledi. Öğretmen alımı 2003-2011 yılları arasında 300 bin 924 öğretmen alımı yaptıklarını bildiren Dinçer, 2003'te 22 bin 814, 2004'te 19 bin 29, 2005'te 20 bin 777 öğretmen alımı yapıldığını söyledi. ''Öğretmen alınmıyor'' diye eleştirilerin geldiği dönemde en fazla öğretmen alımının yapıldığını dile getiren Dinçer, ''En çok öğretmen alındığı yıllar 2010 ve 2011 olmuştur. Benden önceki bakanın gayretleriyle aslında bu gerçekleşti. 2010'da belki de geçtiğimiz bütün yıllarda karşılaştırılmayacak kadar öğretmen alındı, 2010'da 40 bin öğretmen, 2011'de 40 bin öğretmen alındı'' dedi.