ALL IN ONE ADEZİV KULLANILARAK CAM İYONOMER SİMAN VE KOMPOMER İLE RESTORE EDİLMİŞ OLAN SÜT AZI DİŞLERİNDE MİKROSIZINTININ İNCELENMESİ



Benzer belgeler
Diş Dokularına Adezyon ve Dentin Bağlayıcı Sistemler (2)

Cam İyonomer Hibrit Restorasyonlar

Cam İyonomer Hibrit Restorasyonlar

ALL İN ONE ADEZİV KULLANILARAK KOMPOZİT VE KOMPOMER İLE RESTORE EDİLMİŞ OLAN SÜT AZI DİŞLERİNDE MİKROSIZINTI NIN İNCELENMESİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 2. SINIF RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ TEORİK DERS PROGRAMI

ASİT JEL TEKNİK ŞARTNAMESİ

DAİMİ DOLGU MADDELERİNDEN KAVİTE VERNİK VE KAVİTE LİNER LARININ KLİNİK UYGULAMA YÖNTEMLERİ (Restoratif Tedavisi Dersi)

TEK BİLEŞENLİ SELF-ETCH BONDİNG

RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ

CAM İYONOMER YAPIŞTIRMA SİMANI

GLUMA Ömür boyu güçlü bağlantı.

GC Türkİye. Kış. Kampanyaları

Dentin Bağlayıcı Sistemler

PROF.DR.L.ŞEBNEM TÜRKÜN

CAM İYONOMER SİMANLAR ŞEBNEM TÜRKÜN. Prof. Dr. L. Şebnem Türkün

ADEZİV REZİNLERİN KLİNİK UYGULAMA YÖNTEMLERİ

GEÇİCİ KRON ve KÖPRÜLER. Prof. Dr. Ahmet Saraçoğlu

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İNCELENMESİ. Barış KARABULUT PEDODONTİ ANABİLİM DALI DOKTORA TEZİ

DENTİN ADEZİV SİSTEMLER BİTİRME TEZİ. Stj. Dişhekimi: Cemil KIYMAZ. Danışman öğretim üyesi: Prof. Dr. Necmi GÖKAY

Metacem, rezin bazlı, Dual-cure, yüksek dayanıklılıkta, daimi yapıştırma simanıdır.

DİŞ HEKİMLİĞİNDE KULLANILAN ADEZİVLER

2. Kimyasal adezyon, primer ve sekonder kimyasal bağların etkisi ile olur.

Geçici dolgu maddeleri

1 Mayıs 2012'den itibaren geçerli olan 3M ESPE Fiyat Listesi

ESTETİK RESTORATİF MATERYALLER VE KOMPOZİT REZİNLER

Diş Dokularına Adezyon ve Dentin Bağlayıcı Sistemler

KOMPOZİTLER Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği

DENTAL ADEZİVLER DENTAL ADHESIVES

Vivaglass cem Yüksek translüsensi özellikte, kimyasal sertleşen cam iyonomer siman

3M Oral Care. 3M post ve kor çözümleri. Karmaşık işlemler şimdi daha basit.

T.C BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ PEDODONTİ ANABİLİM DALI

ExciTE F IŞIKLA SERTLEŞEN T O T A L - E T C H - A D E Z İ V. ExciTE F DSC D U A L SERTLEŞEN. Bonding uygulaması şimdi ışıklı ve ışıksız!

CLEARFIL TRI-S BOND, dentin ve minenin tek bir ürün ile eş zamanlı tedavi görmesine olanak

LABORATUVAR LİKİT A-SİLİKONU

NANOFİL İÇERİKLİ REZİN MODİFİYE CAM İYONOMER SİMANIN MİKROSIZINTISININ KARŞILAŞTIRMALI OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ

REVETMAN. Prof Dr Övül KÜMBÜLOĞLU. Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

FARKLI ÇÖZÜCÜ İÇEREN DENTAL ADEZİVLERİN FARKLI UYGULAMA YÖNTEMLERİNİN DENTİNDE MİKROGERİLİM BAĞLANMA DAYANIKLILIĞI ÜZERİNE ETKİSİ

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

Baumit ArtlinePutz. Kaplama

Metal Yüzey Hazırlama ve Temizleme Fosfatlama (Metal Surface Preparation and Cleaning)

Alt santral-lateral diş kök kanal tedavisi. Alt kanin diş kök kanal tedavisi. Üst molar diş kök kanal tedavisi. Alt molar diş kök kanal tedavisi

Hasta bilgilendirme broşürü. Tam-seramik. ile mükemmel dişler

Prof. Dr. Nuran Ulusoy. Kompozit Dolgu Maddeleri

Teknik Föy Fenomastic Hygiene Emulsion Matt

III. KONTRENDİKASYONLARI Metakrilat monomerlerine hipersensitivite hikayesi olan hastalarda kullanılamaz.

Başlıca uygulama alanları şu şekilde özetlenebilir:

1) Anterior ve posterior dişler için direkt restorasyonlar (Sınıf I-V kaviteler)

Anterior ve posterior dişler için direkt restorasyonlar (Sınıf I-V kaviteler)

KOMPOZİT RESTORASYONLARDA BAŞARISIZLIK NEDENLERİ

FIRÇALAR ÇANTADA DİŞLER YOLUNDA. Hakan Yusuf GÜNER Vali

Teknik Föy Fenomastic Pure Colours Emulsion Matt

Baumit GranoporTop. (GranoporPutz) Kaplama

Dişhekimliğinde MUM. Prof Dr. Övül KÜMBÜLOĞLU. Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Ç.Ü. DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ TEHLİKELİ MADDE ENVANTERİ

YENİ NESİL ADEZİV SİSTEMLER

ARTİKÜLASYON KAĞIDI U FORMU

Anterior ve posterior dişler için direkt restorasyonlar (Sınıf I-V kaviteler, servikal çürükler, kök erozyonları)

Fill-Up! Derin. Hızlı. Mükemmel.

FARKLI IŞIK KAYNAKLARI İLE POLİMERİZE EDİLEN REZİN SİMANIN FİZİKSEL ÖZELLİKLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Çimento Araştırma ve Uygulama Merkezi Betonda Dayanıklılık Sorunları ve Çözümleri- Çiçeklenme

02 Kompozitler 02 i-xcite LC 03 i-light 04 i-flow 05 i-xcite CC. 07 Fissür Örtücü ve Kaideler 07 i-seal LC, i-liner

TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma

POLİASİT MODİFİYE KOMPOZİT REZİN İLE NANO DOLDURUCULU BİR KOMPOZİT REZİNİN KENAR SIZINTILARININ KARŞILAŞTIRILMASI

SINIF-V HİBRİD KOMPOZİT REZİN RESTORASYONLARIN MİKROSIZINTI DÜZEYLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

kapatılmasında, kaide maddesi olarak, kavitelerin kaplanmasında, sınıf III ve V kavitelerde kullanılabilmelidir.

diastema varlığında tedavi alternatifleri

İLERİ SOL JEL PROSESLERİ

Hazırlayan: İnş.Yük.Müh. Yasin Engin

DÖNER ALETLERİN KANAL TEDAVİSİNDE KULLANIMI

POSTERİOR DİŞLERDE DİREKT ve İNDİREKT YÖNTEMLERLE YAPILAN ESTETİK RESTORASYONLARDA BAŞARI BİTİRME TEZİ

EĞİTİM DANIŞMANLARI Serdar Gürel Özlem Coşkun

VivaStyle. Paint On Plus. Beyaza giden profesyonel yol. Diş beyazlatma ile ilgili sorular ve cevaplar

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MADEN MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MADEN İŞLETME LABORATUVARI. ( Bahar Dönemi) BÖHME AŞINMA DENEYİ

İMPLANT VAKALARININ SINIFLANDIRILMASI

Baumit SilikatTop. (SilikatPutz) Kaplama

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ PEDODONTİ ANABİLİM DALI

CEPHE KAPLAMA MALZEMESİ OLARAK AHŞAPTA ORTAM NEMİNİN ETKİSİ

ARALIK 2013 İÇİNDEKİLER

T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K DPE 603 Fiziksel, psikolojik, sosyal gelişim ve davranış

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ

Tetric N-Collection. En yeni Koleksyonumuzu keşfedin. Nano-optimize restoratif sistem. Tetric

ESTETİK RESTORATİF MATERYALLER VE KOMPOZİT REZİNLER

İki Farklı Kendiliğinden Yayılan Şap Kinetiği PÇ Baskın & KAÇ Baskın- Çimento Araştırma ve Uygulama Merkezi

DENTAL YAPIŞTIRMA SİMANLARIN ANTİMİKROBİYAL ÖZELLİKLERİ

İlk çamur arıtım ünitesidir ve diğer ünitelerin hacminin azalmasını sağlar. Bazı uygulamalarda çürütme işleminden sonra da yoğunlaştırıcı

Sabit Protezlerde İdeal Restoratif Materyal Seçimi

DİREKT VE İNDİREKT KOMPOZİT RESTORASYONLARDAKİ MİKROSIZINTININ KARŞILAŞTIRILMASI

Lab Cihazları Dersi Çalışma Soruları

TC GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DİŞ HASTALIKLARI VE TEDAVİSİ ANABİLİM DALI BİTİRİLEN TEZLER LİSTESİ ( )

TÜM SERAMİK RESTORASYONLAR VE ADEZİV SİMANTASYON

Baumit DuoContact. Yapıştırma ve Sıva Harcı

Lava Ultimate. Restoratif. Preparasyon ve Kullanım Yönergeleri

DİŞ HEKİMLİĞİNDE İLERİ TEKNOLOJİ İLE MİNİMAL İNVAZİV OPERATİF TEKNİKLER Prof. Dr. Nuran Ulusoy

ANTERİOR BÖLGE DİREKT KOMPOZİT RESTORASYONLARDA

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

SPRİNG KÖPRÜ (Vaka Raporu)* Yavuz BURGAZ** Hüsnü YAVUZ YILMAZ * **

III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler

İTİCİLİK ÖZELLİĞİNE SAHİP MALZEME

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DİŞ HASTALIKLARI VE TEDAVİSİ ANABİLİM DALI

Transkript:

T.C Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Pedodonti Anabilim Dalı ALL IN ONE ADEZİV KULLANILARAK CAM İYONOMER SİMAN VE KOMPOMER İLE RESTORE EDİLMİŞ OLAN SÜT AZI DİŞLERİNDE MİKROSIZINTININ İNCELENMESİ Bitirme Tezi Stj. Diş hekimi: Meltem DEVECİ Danışman Öğretim Üyesi: Prof. Dr. Ali Rıza ALPÖZ İZMİR-2013

ÖNSÖZ Bu tez çalışmamın oluşmasında, değerlendirmesinde kısacası tezin her aşamasında benden fikirleriyle ve yardımlarıyla desteğini esirgemeyen, yol gösteren sevgili hocam Prof. Dr. Ali Rıza Alpöz e, laboratuar çalışmalarında yardımcı olan İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsündeki Prof. Dr. Oğuz Bayraktar ve Metin Tanoğlu na çok teşekkür ederim. İZMİR/2013 Stj. Diş Hekimi Meltem DEVECİ

İÇİNDEKİLER 1. GİRİŞ VE AMAÇ...1 2. GENEL BİLGİLER...2 2.1 Çürük...2 2.2 Adezyon 3 2.3 Smear Tabakası...3 2.4 Nanosızıntı 4 2.5 Mikrosızıntı 5 2.6 Dentin Bonding Sistemlerinin Gelişimine Göre Sınıflandırılması 7 2.6.1 1. Kuşak Dentin Bonding Sistemler.7 2.6.2 2.Kuşak Dentin Bonding Sistemler...7 2.6.3 3. Kuşak Dentin Bonding Sistemler.7 2.6.4 4. Kuşak Dentin Bondong Sistemler 8 2.6.5 5. Kuşak Dentin Bonding Sistemler...8 2.6.6 6. Kuşak Dentin Bonding Sistemler 9 2.6.7 7. Kuşak Dentin Bondong Sistemler.10 2.7 Pedodontide Kullanılan Restoratif Materyaller..11 2.7.1 Cam İyonomer Simanlar.12 2.7.1.1 Konvansiyonel Cam İyonomer Simanların Gelişimi 13 2.7.1.2 Konvansiyonel Cam İyonomer Simanların Yapısı..13 2.7.1.3 Konvansiyonel Cam İyonomer Simanların Sertleşme ve Diş Dokusuna Bağlanma Reaksiyonu. 14 1.7.1.4 Cam İyonomer Simanların Avantajları.15

1.7.1.5 Cam İyonomer Simanların Dezavantajları..15 1.7.1.6 Cam İyonomer Simanların Endikasyonları..16 1.7.2 Poliasit Modifiye Kompozit Rezin( Kompomer)..16 1.7.2.1Kimyasal Yapıları ve Sertleşme Reaksiyonları...17 1.7.2.2 Kompomerlerin Kullanım Avantajları..18 1.7.2.3 Kompomerlerin Endikasyonları...18 1.7.2.4 Uygulama Teknikleri...18 3. MATERYAL VE METOD.19 2.1 Diş Seçimi ve Grupların Oluşturulması 19 2.2 Değerlendirme...21 2.3 Bulgular..22 4. TARTIŞMA.24 5.SONUÇ 26 6. KAYNAKLAR.28 7. ÖZGEÇMİŞ 31

GİRİŞ VE AMAÇ Bakteri, sıvı, molekül ve iyonların kavite duvarı ve restoratif materyal arasından sızması olarak tanımlanan mikrosızıntı, günümüze değin restorasyonların başarısızlığı ve tekrarının en önemli nedenlerinden birisi olarak kabul edilmiştir.mikrosızıntının varlığı, dolguların konulmasından bir süre sonra postoperatif duyarlılık, dolgu ve diş kenarında renkleşme, sızıntı derinliğinin fazla olduğu koşullarda sekonder çürük ve pulpa enflamasyonu bulgularıyla ortaya çıkar.(1) İyi bir kenar uyumu sonucunda çürük ve periodontal hastalıkların gelişimi önlenecek veya geciktirilebilecek ayrıca ağız sıvılıarının dentine doğru sızması sonucu bakteri ve toksinlerinin dentin kanalları yoluyla pulpada iltihapsal değişmelere neden olması engellenebilecekir. Mikrosızıntı açısından restoratif materyallerin fiziksel özellikleri önemli bir parametredir. Polimer yapılı restoratif materyallerin sertleşmesi sırasında görülen polimerizasyon büzülmesi, restoratif materyal ile diş dokuları arasındaki ısı genleşme katsayısındaki farklılık ve restoratif materyalinin su emmesi mikrosızıntı açısından klinik başarıyı etkileyen faktörler olarak bildirilir.

2.GENEL BİLGİLER 2.1 ÇÜRÜK Diş çürüğü, multifaktöriyel enfeksiyöz bir hastalıktır. Çürük bir tek olay değildir aksine birbirini izleyen olaylar dizisidir.(2) Çürük, bir dizi olaylar içinde dişin kimyasal yapısında, dolayısıyla ultrasütrüktüründe ortaya çıkan geri dönüşümü olamayan ilk patolojik değişmedir.newburn diş çürüğünü, üç temel faktör olan konak, mikroflora ve diyetin rol oynadığı multifaktöriyel bir hastalık olarak tanımlamış, daha sonra bu faktörlerin belli bir süre bir arada olması gerekliliği nedeniyle zaman dördüncü faktör olarak ilave edilmiştir.bu faktörler birbiri içine giren dört halka şeklinde tasvir edilmiştir.(3) Diş çürüğü diş üzerinde bulunan bakteri plağındaki asidojen mikroorganizmaların, bireyin yiyecek ve içeceklerle aldığı şekeri plak içerisinde metabolize edip asit üretmesi ve bu asitler karşısında diş sert doku elemanları olan kalsiyum fosfat kristallerinin çözünmesiyle başlamaktadır. Diş yüzeyinde kavite yada defekt oluşturarak yıkımı bakteri enfeksiyonunun işaretidir.(4) Süt dişleri arasında en fazla çürüyen dişler alt ikinci azılardır. Sürekli dişlerde ise en fazla çürük 1. büyük azılarda oluşmaktadır. Çürüme sıklığı açısından 1.büyük azıları ; ikinci küçük azılar, ikinci büyük azılar, kesiciler izlemektedir. Çürük oluşumunda etkili olan faktörler arasında dişlerin morfolojik yapıları, tükürüğün yapısı, dil,dudak,yanak hareketleri ile mekanik olarak temizlenebilme,beslenme, ağız hijyeni, immun sistem, eğitim seviyesi gibi nedenler yer almaktadır.(5) 2

2.2 ADEZYON Adezyon, valans kuvvetlerinden veya bağlayıcı kuvvetlerden ya da her ikisinden meydana gelen ara yüzey kuvvetleri ile iki yüzeyin bir arada tutulduğu bir durum olarak ifade edilir. Adezyon kelimesi Latince olan adhaeree (yapışmak) kelimesinden gelmektedir. Adeziv genellikle vizköz kıvamda, iki substradı bir araya getiren ve katılaşarak yükü bir yüzeyden diğerine aktarabilen bir materyaldir.(6) Diş dokusuna bağlanma, inorganik diş dokusunun sentetik rezin ile yer değiştirmesi esasına dayanır. Mineden ve dentinden kalsiyum ve fosfat kaldırılarak mikroporoziteler oluşturulur. Rezin, oluşturulan mikroporozitelere infiltre olarak polimerize olur. Bu durum, difüzyon mekanizmasına dayanan mikromekanik bağlanmayla sonuçlanır. Mikro mekanik bağlanma, asit işlemi uygulanmış mineye rezin tagların oluşması özelliği ile mineye bağlanmanın esas nedenini oluşturur. Eğer kavite sınırları sağlam dentin veya mine dokusuyla sınırlıysa çürükten etkilenmiş dentin klinik olarak bir problem oluşturmaz ve rezin adezivlerle çok kuvvetli bağlantı kuvvetleri sağlanabilir.(7) 2.3 SMEAR TABAKASI Smear tabakası, çelik, elmas frezlerle ve el aletleriyle kavitenin hazırlanması sırasında dentin dokusu üzerinde oluşan amorf bir debris tabakasıdır. Smear tabakasının kalınlık, yoğunluk, pürüzlülük ve altındaki diş dokusuna bağlanma derecesi yüzey preparasyonunun şekline göre değişir. Smear tabakasının kalınlığı taramalı elektron mikroskop (SEM) çalışmalarına göre 0.5-2 µm dir.(8) Hem intertübüler hem de intratübüler geçirgenliği 3

azaltan bu tabaka kanal ağızlarına 1-10 mikron girerek smear tıkacı adını alır.(9)iyatrojenik olarak üretilen bu tabakanın kesilen diş dokusu ve restoratif materyal arasındaki bağlanmaya etkisi büyüktür.(10) Smear tabakası pulpadan kavite dışına doğru sürekli varolan dentin lenfi akışını engellemesine rağmen altındaki sağlıklı dentin dokusuna zayıf olarak tutunur. Asitleme işleminden sonra smear tabakasının uzaklaşmasına bağlı olarak serbest yüzey enerjisi oldukça düşer ve adezyonu olumsuz yönde etkiler.(9) Adeziv dişhekimliğinin gerektirdiği restoratif prosedürlerin bir parçası olarak smear tabakası kaldırılmalı, modifiye edilmeli veya smear tabakası üzerine rezin uygulanarak diş ve restoratif materyal arasında bağlanma sağlanmalıdır. İlk dentin adeziv sistemlerin düşük performansı smear tabakasının kaldırılmaması ve adeziv materyalin sadece smear tabakasına bağlanması, alttaki dentin dokusuna etki etmemesi ile ilgiliydi. 2.4 NANOSIZINTI Diş yüzeyine dentin adeziv sistemlerinin mikro-mekanik adezyonu mikrosızıntıyı büyük ölçüde azaltır. Bununla birlikte adeziv rezinin demineralize dentine tamamen penetre olduğu ideal durum nadiren elde edilir. Bu durumda bile açığa çıkmış kollagen fibrilleri içinde bazı pürüzlü alanlar vardır. Bu pürüzlü yapı içerisine gümüş nitrat gibi solüsyonlar penetere olabilir ve buna da nanosızıntı adı verilir. Nanosızıntı, hibrit tabakası içindeki kollagen fibrillerin etrafındaki nanometre boyuttaki boşluklarda oluşan sızıntıdır.nanosızıntı, hibrit tabakasının kalitesi ve tıkamasında kullanılan önemli bir olaydır. Nanosızıntı restorasyon içinde nanometrik boyutlardaki Ag iyonlarının kanallar boyunca yayılması şeklinde 4

tanımlanmaktadır.nanosızıntı için en önemli durum rezinin tamamen hibrit tabaka içine penetere olmamasına bağlı olarak sıvı penetrasyonu için aralık bırakmasıdır. Nanosızıntıda sıvı penetrasyonu dentin bonding ajanın başarısızlığın sebep olabilir. Nanosızıntının oluşma nedenleri arasında adeziv rezinin demineralize dentin içerisine difüzyonunun tam olarak gerçekleşmemesi, etrafı rezin ile çevrili olmayan kollajenin ayrılması ya da polimerizasyon büzülmesi, primerdeki çözücünün tam olarak uzaklaştırımaması, tam polimerize olmayan monomerlerin ortamdan uzaklaşması, kollajen veya rezin polimerin hidrolize olması ya da bozulması ve kollajenin yetersiz ıslanması sayılabilir.(11) 2.5 MİKROSIZINTI Adeziv tekniklerdeki gelişmelere rağmen mikrosızıntı önemli bir problemdir. Mikrosızıntı, kullanılan restoratif materyaller ile kavite duvarı arasında meydana gelen mikroaralıktan bakteri ve oral sıvıların geçişidir.(12) Diş ve restorasyon ara yüzeyindeki sızıntının engellenmesi restorasyonların başarısı ve klinik ömrü açısından büyük önem taşımaktadır. İdeal bir restorasyon materyali kavite duvarlarına iyice adapte olabilmeli ve iyi bir yalıtım sağlamalıdır. Yetersiz yalıtım sonucunda oluşan kenar aralığı, plak birikimine, bakteri ve toksinlerinin geçişine, yani mikrosızıntıya sebep olacak ve bunun sonucunda kenar renkleşmesi, post-operatif hassasiyet, sekonder çürük, dişeti iltihabı ve pulpa hastalıkları gibi istenmeyen durumlara neden olabilecektir. İyi bir kenar uyumu sonucunda çürük ve periodontal hastalıkların gelişimi önlenecek veya geciktirilebilecek ayrıca ağız sıvılarının 5

dentine doğru sızması sonucu bakteri ve toksinlerinin dentin kanalları yoluyla pulpada iltihapsal değişmelere neden olması engellenebilecektir. Mikrosızıntı açısından restoratif materyallerin fiziksel özellikleri önemli bir parametredir. Polimer yapılı restoratif materyallerin sertleşmesi sırasında görülen polimerizasyon büzülmesi, restoratif materyal ile diş dokuları arasındaki ısı genleşme katsayısındaki farklılık, ve restorasyon materyalinin su emmesi mikrosızıntı açısından klinik başarıyı etkileyen faktörler olarak bildirilmiştir. (13) Polimerizasyon büzülmesini etkileyen faktörler şu şekilde sıralanabilir; -Kavite geometrisi Konfigürasyon faktörü(c-faktör) Kavite boyutu -Uygulama tekniği Tabakalar halinde yerleştirme Işığın pozisyonu ve ışık şiddeti kullanılması Bağlayıcı ajan ve stres absorbe eden kavite taban materyallerinin -Restoratif materyal Elastisite modülü Boyutsal değişim 6

2.6 DENTİN BONDİNG SİSTEMLERİNİN GELİŞİMİNE GÖRE SINIFLANDIRILMASI 2.6.1 1. Kuşak Dentin Bonding Sistemler: Gliserofosforik asit dimetakrilat siyanoakrilatlar. Poliüretanlar ve N- Fenilglisilin ve Glisid Metakrilat (NPG-GMA) türevleridir. Bu sistemle yapılan çalışmalarda dentine zayıf bağlanma dirençleri gösterdikleri bulunmuştur ve geleneksel bağlanma sistemleriyle kıyaslandığında mikrosızıntıyı önlemede bir gelişme sağlanamadığı görülmüştür.(14) 2.6.2 2.Kuşak Dentin Bonding Sistemler Bu kuşakta temel olarak polimerize olabilen fosfat ilaveli BisGMA rezinleri kullanılmıştır. Ancak asitlemeden sonra pulpa basıncının etkisiyle dentin tübülleri boyunca yüzeye çıkan dentin sıvısı BisGMA nın dentin dokusunu düzgünce ıslatmasını engellemektedir. Böylece polimerizasyonun başlamasıyla birlikte hidrofobok BisGMA hidrofilik dentinden ayrılarak mikrosızıntı, postoperatif hassasiyet ve bunlara bağlı olarak pulpal hassasiyete sebep olmaktadır.(15) 2.6.3 3. Kuşak Dentin Bonding Sistemler Bu grubun kimyası ikinci kuşaktan çok farklıdır. Karakteristik özelliği çok basamaklı uygulamalar içermesidir. Bonding sistemin uygulanmasından önce dentine asitleme işlemi uygulanır.kullanılan asitler smear tabakasını ya modifiye eder ya da çıkartır. Daha sonra hidroofilik primer ve bonding sistemi uygulanır. Bu sistem dentin ve sement marjinlerindeki mikrosızıntıyı 7

azaltmada kendinden öncekilerden genellikle daha etkilidir.ancak mikrosızıntıyı tamamen önleyememiştir.(15) 2.6.4 4. Kuşak Dentin Bonding Sistemler Dentin bonding sistemlerdeki çok önemli gelişmeler total asitleme kavramının ve çok basamaklı bonding sistemlerinin geliştirilmesiyle başladı ve bunun sonucu olarak dördüncü kuşak bonding sistemler geliştirildi. Bu sistemin dentine bağlanma stratejisi 3 esasa dayanır: 1.Demineralize dentin yüzeyine rezinlerin girmesiyle hibrit tabakasının oluşumunun sağlanması, 2.Asitlenmiş dentin yüzeyindeki tübüller içinde rezin tag oluşumunun sağlanması, 3.Dentinin inorganik ve organik içeriğinin kimyasal birleşimidir. Dördüncü kuşak bonding sistemler üç basamakta (Total-etch) ya da iki basamakta(self-etch) uygulanmışlardır. Bu sistemde dentine bağlanma çeşitli asitlerle smear tabakası ya modifiye edilerek ya çözülerek ya da tamamen çıkarılarak sağlanır.(14) 2.6.5 5. Kuşak Dentin Bonding Sistemler Beşinci kuşak dentin bonding sistemler, dördüncü kuşağın üç basamaklı sistemindeki zor ve karışık olan uygulama prosedürünü en aza indirmek, kolaylaştırmak ve hızlandırmak amacıyla piyasaya sürülmüşlerdir. Günümüze kadar diş yüzeyini asit ile pürüzlendirme işleminden sonra 8

primerle bonding beraber uygulandığı tek şişe sistemler geliştirilmiştir. Bu sistemi basitleştirmek için primer ve adeziv rezin birleştirilerek bir şişe içinde kullanıma sunulmuştur. Bu yüzden bu sisteme tek şişe sistemler de denilmektedir. Bu sistemin gelişiminin uygulanan basamak sayısını azalttığı doğru olmasına rağmen, bunun daha kolay ve hızlı bir uygulama sağladığı ifadesi yanlıştır. Çünkü bu sistemde de mine ve dentinin asitlenmesi ve kat kat primer- adeziv rezin uygulama basamaklarını içerir.(16) 2.6.6 6.Kuşak Dentin Bonding Sistemler Son zamanlarda klinik uygulamayı kolaylaştırmak için dentin conditioning, primer ve bonding özelliklerin kombine edilerek tek aşamada toplandığı altıncı kuşak self-etch sistemler adıyla piyasada yerini almıştır. Bu adezivlere yıkama ve kurulama işlemlerinin de yapılmadığı tüm basamakları bir araya getiren no-bottle veya all-in-one sistemlerde denilmektedir. Altıncı kuşakla birlikte self-etch kavramı geliştirilmiştir. Asit ve primer birleştirilmiştir. Yıkama ve kurutma aşaması kaldırılmıştır. Ancak araştırmacılar bu kuşaktaki bağlayıcı sistemlerin dentine iyi bağlanmasına rağmen, asiditesinin düşük oranda olmasından dolayı mineye yeterince iyi bağlantı oluşturmadıkları eleştirisini getirmişlerdir. Dentine bağlanma kuvvetleri ortalama 20-30 MPa olarak bildirilmektedir. Bağlanma Kuvveti dördüncü ve beşinci kuşaktan düşüktür. 9

Tablo1. 6. Kuşak dentin bonding sistemlere ticari örnekler(17) İki basamaklı self etching ajanlar Mineye bağlanma özellikleri geliştirilmiştir. AdheSe (Vivadent) Clearfil Liner Bond 2V (Kuraray) Clearfil Protect Bond (Kuraray) Clearfil SE Bond (Kuraray) Contax (Zenith) FL Bond (Shofu) Tek basamaklı self etching ajanlar One-Up Bond F Plus (Tokuyama Dental) Tenure Uni Bond( Den-Mat) Touch & Bond (Parkell) Xeno III (Dentsply) Adper Prompt L-Pop (3M) Brush &Bond Admira Bond (Voco) 2.6.7 7. Kuşak Dentin Bonding Sistemler Asit, primer ve bond tek şişededir. Tek basamaklıdır. Bundan dolayı all-in-one olarakta isimlendirilirler. Teknik hassasiyet gerektirmezler. Aseton/su çözücü içerisinde UDMA ve 4- META içerirler. Laboratuvarda yapılan çalışmalar bağlanma gücü ve kenar örtücülüğünün altıncı kuşak sistemlerle eşit olduğunu göstermektedir.(16) 10

TABLO2. I den XII ye bağlayıcı ajanların içerik, uygulama şekilleri ve örnekleri Kuşak Basamak Sayısı İçerikler Uygulama Şekli Örnekler 1. 2 NPG-GMA Mineyi asitle, Cosmic bond, Sevriton bağlayıcıyı uygula 2. 2 Bis-GMA, HEMA Mineyi asitle, bağlayıcıyı uygula Clearfil Scotchbond bond, 3. 3 HEMA,10MDP, Mineyi asitle, Tenure, PENTA, Phenyl-P primeri uygula Scotchbond2,Probond 4. 3 Asit jel Hema-primer Total asitle, All-Bond2, Scotchbond Bis-GMA, HEMA- primeri uygula MP Bağlayıcı 5. 2 Bis-GMA, BPDM, Total asitle, Prime&Bond, HEMA 6. 1-2 Metakrilat Fosforik Ester Bağlayıcıyı uygula Kendinden asitli bağlayiciyi uygula One-Step, SingleBond, Optibond Prompt L-Pop, Clearfil LBII&SE Bond, One-Up Bond 2.7 PEDODONTİDE KULLANILAN RESTORATİF MATERYALLER Pedodontide daha sık kullanılan 4 farklı materyal vardır. Bunlar; Cam iyonomer simanlar Rezin modifiye cam iyonomer simanlar 11

Kompomerler Kompozitler 2.7.1 Cam İyonomer Simanlar Cam iyonomer simanlar, silikat simanla polikarboksilat simanın hibridi şeklinde tanımlanmaktadır. Toz-likit şeklinde hazırlanan cam iyonomer simanlar konvansiyonel ya da geleneksel olarak adlandırılmaktadır. Cam iyonomer simanların büyük bölümü su ile sertleşen türde üretilmektedir.likit içindeki polialkenoik asit ve tartarik asit, kurutulup öğütülerek toza eklenmektedir. Cam iyonomer simanlar cam polialkenoat siman olarak da adlandırılmaktadır.(3) Günümüz dişhekimliğinde cam iyonomer simanlar oldukça yaygın kullanılan restoratif materyallerdir. Materyalin bu denli popüler olma nedenlerinden bir tanesi; mine ve dentine fiziko-kimyasal adezyonu, bunun bir sonucu olarak da çürüğün temizlenmesi sırasında minimal kavite preparasyonunu yeterli kılmasıdır. Bir diğer neden ise; materyalin fior salma kapasitesidir. Araştırmacılar bu özelliğinden dolayı,, materyalin, antikaryojenik etkiye sahip olduğunu, minenin demineralizasyonunu yavaşlattığını ve restorasyona komşu mine yüzeylerinde hem primer çürüklerin hem de sekonder çürüklerin önlenmesinde büyük rol oynadığını iddia etmektedir. Eğer asit atağı sırasında ortamda mevcut flor varsa bu tek başına çürüğü önleyemez ama şiddetini azaltmaya yardımcı olabilir. Bu avantajlar cam iyonomer simanların çok fazla tercih edilmesine neden olmuştur. Ancak neme karşı olan duyarlılıkları nedeniyle ve mekanik kuvvetlere olan dirençlerinin az olması nedeniyle her vakada rahatlıkla 12

kullanılamamıştır. Süt dişleri açısından ise, birkaç yıl içersinde yerini daimi dişlere bırakacağı için yeterli olabilir.(18) 2.7.1.1 Konvansiyonel Cam İyonomer Simanların Gelişimi İlk cam iyonomer siman Wilson ve Kent tarafından 1972 yılında üretilmiş, floroalüminosilikat cam ve poliakrilik asidin sulu ortamda gerçekleştirdiği asit-baz reaksiyonu ürünüdür. Yüksek moleküler ağırlıklı bir organik-inorganik komplekstir. Cam iyonomer simanın basit yapısı polikarboksilik asitler ve iyon salabilen camlara bağlı su molekülleridir. Bu yeni üretilen simana ASPA( Alümino Silikat Poliakrilat) adı verilmiştir. Cam iyonomer simanın tozu G 200 olarak isimlendirilir.bu toz büyük miktarlarda kalsiyum ve florür, küçük miktardasodyum ve fosfat içermektedir.likidi ise poliakrilik asit ve ko-monomerden oluşmuştur. Cam iyonomer simanlar, silikat simanlarla polikarboksilat simanların bir hibridi şeklindedir. Hem silikat simanların hem de cam iyonomer simanların cam tozu florür içeren bir eritici ile kullanılmaktadır. 2.7.1.2 Konvansiyonel Cam İyonomer Simanların Yapısı Floroalüminasilikat cam tozu ve poliasidin sulu solüsyonu arasındaki bir asit baz reaksiyonunun ardından sertleşen bir su bazlı materyal olaraktanımlanabilirler. Cam iyonomer simanların özellikleri kimyasal kompozisyonuna, toz içinde dağılan partikül büyüklüğüne ve yapısına, molekül ağırlığına ve likidi oluşturan poliasidin konsantrasyonuna bağlıdır. 13

2.7.1.3 Konvansiyonel Cam İyonomer Simanların Sertleşme ve Diş Dokusuna Bağlanma Reaksiyonu Polialkenoik asitten salınan hidrojen iyonları cam yüzeyine saldırır. Asit, alümino-silikat cam yapıyı çözerek, kalsiyum, sodyum ve alüminyum katyonlarının salınmasını sağlar. Daha sonra bu katyonlar karboksilat grupları tarafından şelasyona uğrar ve polialkenoik asit zincirlerine çapraz bağlanırlar Polikarboksilik asitin çapraz bağları kalsiyum ve alüminyum iyonları tarafından 24 saat içinde tamamlanmaktadır. Sertleşmiş simandaki alüminyum iyonları karboksilik asit grupları, su, florür iyonları ve diğer iyonik iyonlardan seçilmiş altı atom tarafından koordine edilebilmektedir. Kalsiyum iyonları alüminyuma göre daha hızlı poliakrilat zincirlerine tutunur ve başlangıç sertleşmesinden sorumludur.kalsiyum iyonları tutulduğunda alüminyum iyonları alüminyum poliakrilat zincirlerini oluşturmaya başlayacaktır. Böylece daha az çözünen ve daha dayanıklı olan son matris oluşacaktı. Cam iyonomer simanlarada sertleşme iki aşamalıdır. İlk aşama, karıştırmadan sonraki ilk 10 dakika içinde görülür ve klinik sertleşmedir. İkinci aşama, matris içindeki kalsiyum ve alüminyum katyonların salınımını içeren yavaş ve uzun süre devam eden asit-baz reaksiyonudur.(19) İlk reaksiyon esnasında materyal su alımına hassas iken, ikinci aşamada materyal dehidratasyona çok hassastır. Kısa süreli suya hassasiyet, yüzeyde yumuşama ile sonuçlanır ve düşük aşınma direnci cam iyonomer simanın tüm dental uygulamalardaki kullanımını kısıtlarkonvansiyonel cam iyonomer simanların başlangıç sertleşmesi 14

esnasında, simanı oluşturan kalsiyum ve alüminyum iyonları tükürükle kontak halinde kolaylıkla uzaklaşabilir. 2.7.1.4 Cam İyonomer Simanların Avantajları Isısal genleşme katsayısı ve ısı iletkenliği diş dokusu ile uyumlu, aşınmaya ve kırılmaya karşı direnci düşüktür. Termal genleşme katsayısı diş dokusuna benzerdir ve biyolojik olarak uyumlu bir materyaldir. Cam iyonomer simanların mine ve dentine adezyonu vardır. Adezyon, yiyecek artıkları ve bakterilerin diş dokusuna penetrasyonunun önlenmesi, retansiyon amacıyla gereksiz diş dokusunun kaldırılmasına engel olunmasıve dolgu ile diş dokusu arasında yapısal bir bütünlük sağlanması istendiği için önemlidir.cam iyonomer simanlar nemli diş dokusuna yapışabilmesi ve kimyasal olarak bağlanabilmesi nedeniyle avantajlıdır. Cam iyonomer simanların en büyük avantajı flor salınımıdır. Flor deposu olan cam iyonomerden flor salınımı, ilk hafta maksimum düzeyde olup, 2-3 hafta içinde azalır, ancak 18 ay süreyle devam eder.sertleştikten sonra ağız sıvılarında hemen hemen hiç çüzünmemektedir. Klinik uygulama hızlı ve basittir.(20) 2.7.1.5 Cam İyonomer Simanların Dezavantajları Cam iyonomer simanların zayıf bir kırılma dayanıklılığı vardır. Bükülmeye karşı direnci amalgam ve kompozite göre oldukça düşüktür.sertleşme sırasında dehidratasyona karşı oldukça hassastır. Cam iyonomer simanların bu dezavantajını gidermek erken dönemde suya maruz kalma hassasiyetini azaltmak, sertliğini ve aşınma direncini artırmak ve yoğun çiğneme kuvvetlerine maruz kalan alanlarda kullanılabilmelerini sağlamak amacıyla son yıllarda daha visköz cam iyonomer simanlar 15

piyasaya sunulmuştur. Bu materyallerde toz/likit oranı, partikül boyutları ve dağılımı değiştirilerek ayrıca cam partiküllerinin yüzeyindeki fazla kalsiyum iyonları uzaklaştırılarak daha sağlam mekanik özellik ve aşınma direnci elde edilmiştir. Çalışmalarda diğer cam iyonomer simanların aksine yüksek viskoziteli cam iyonomer simanın sertleşme reaksiyonunu daha hızlı tamamladığından dolayı erken dönemde suya maruz kalmasının bu materyalin fiziksel özelliklerini olumsuz yönde etkilemediğini bildirmiştir. Ayrıca günümüzde üretici firmalar tarafından farklı isimlerde piyasaya sunulan yüksek viskoziteli cam iyonomer simanlar üretici firmalar bu materyallerin erken dönemde suya maruz kalmalarının önlenmesi ve aşınma dirençlerinin artırılması için koruyucu rezinlerle birlikte uygulanmalarını önermektedir.(2) 2.7.1.6 Cam İyonomer Simanların Endikasyonları Cam iyonomer simanlar orta derecede dayanıklılık gerektiren durumlarda, yüksek çürük aktivitesine sahip bireylerde, estetiğin çok fazla önemli olmadığı restorasyonlarda ve nispeten daha kolay uygulamanın gerekli olduğu bireylerde endikedir.(3) 2.7.2 Poliasit Modifiye Kompozit Rezin (Kompomer) 1990'lı yılların başında, cam iyoner simanlar ile kompozit rezinlerin bazı üstün özelliklerini içeren yeni restoratif materyaller geliştirilmiştir. Bunlara üretici firmalar tarafından "kompomer" adı verilmiştir. Bu materyallerin sertleşme reaksiyonu daha çok kompozit rezinlerin sertleşme reaksiyonuna benzemektedir. Işık ile polimerizasyonu takiben, absorbe ettiği su ile yapısında bir miktar asit-baz reaksiyonu meydana gelmektedir. Ancak bu reaksiyon cam iyonomer simanlarda meydana gelen oranda olmadığından, 16

sertleşme sonunda meydana gelen ürün cam iyonomer simanların özelliklerini taşımaktadır. Bununla birlikte, asit-baz reaksiyonun oluşması kompomerler ile rezin modifiye cam iyomer simanların arasında tanım kargaşasının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu 1994 yılına kadar sürmüştür. 1994 yılında McLean ve arkadaşlarının, bu materyallere '"Poliasitmodifiye kompozit rezin" adı vermesi ile bu materyallerin rezin-modifiye cam iyonomer simanlardan farklı materyaller olduğu kabul edilmiştir. Poliasit-modifiye kompozit rezinler; kapsül veya şırınga şeklinde, ışıkla sertleşen, kendilerine özel bağlayıcı ajanları ile birlikte kullanılan materyallerdir.(21) 2.7.2.1 Kimyasal yapıları ve sertleşme reaksiyonları Poliasit-modifiye kompozit rezinler; esasen rezin (urethan dimetakrilat, HEMA ve bütan tetrakarboksilik asit) ve asit monomerden oluşur. Bunlara ilaveten yapılarında, florosilikat cam, reaksiyon başlatıcılar (initiatorlar), stabilizörler ve pigmentler bulunur. Rezin matriksi, genelde bütan tetra karboksilik asit ve hidroksi metil metakrilatın reaksiyon ürünü olan TCB'dir. TCB rezinin, her molekülü iki metakrilat ve iki de karboksilat grubu içerir. Doldurucu ise, Fluorid içeren reaktif silikat camdır. Işık uygulamasını takiben, monomerler arasında kompozit rezinde olduğu gibi çapraz bağlantılar meydana gelir ve materyalin ilk sertleşme reaksiyonu gerçekleşir. Sertleşen materyalin ağız ortamı (nem) ile temas etmesi sonucu, materyal içine su emilimi başlar. Bu haftalarca, hatta aylarca devam edebilir ve sonuçta H iyonları salınarak cam partikülleri ile reaksiyona girer. Böylece asit-baz reaksiyonu başlamış olur ve Fluorid iyonu salınmaya 17

başlar. 2.7.2.2 Kompomerlerin Kullanım Avantajları Kıvamlarının koyu olması ve uygulama esnasında aletlere yapışmaması nedeni ile kullanımlarının kolay olduğu, iyi estetik özellik gösterdiği, sert diş yapılarına bağlanabildiği bildirilmiştir. Bu materyaller, flor salınımı yaparlar, mine ve dentine asitleme yapılmaksızın bağlanabilirler. Ayrıca bu materyallerin kompozitlere benzer estetik özelliklere sahip olması, ışıkla sertleşmesi, iyi fiziksel ve mekanik özelliklere sahip olması, radyoopasite göstermesi, biyouyumlu olması, bitirme işlemlerinin kolay olması, klinik ömürlerinin uzun süreli olması diğer olumlu özellikleri arasında yer alır. (9) 2.7.2.3 Kompomerlerin Endikasyonları 5. sınıf kaviteler ve servikal erezyon/abrazyon lezyonları, kök çürüğü lezyonları, 3. sınıf kaviteler, 2. sınıf laminat ve açık sandviç tekniği, süt dişleri, kırılmış dişlerin geçici tamiri, diş kronunun yaklaşık yarısının kaldığı vakalarda kurona destek sağlamak amacı ile core yapımında kullanılabilirler. 2.7.2.4 Uygulama Teknikleri Poliasit-modifiye kompozit rezinlerin uygulanma prensipleri, üretici firmalarına göre değişmesine rağmen, genelde uygulanım prensipleri aynıdır. İlk önce tüm estetik restoratif materyallerde olduğu gibi renk skalası kullanılarak uygun renk seçimi yapılır. Daha sonra diş ağız ortamından izole edilerek (ruber dam, pamuk rulolar kullanılarak), çürük temizlenir (Kavite preparasyonu yapılacaksa, mümkün olduğu kadar en az doku kaybına neden olacak şekilde yapılmalı ve internal kenarlar yuvarlaklaştırılmalıdır. Preparasyon yapılmayacak ise, restorasyon yapılacak diş yüzeyi pomza ile temizlenmelidir) ve daha sonra kavite yıkanarak, kurulanır. Eğer kavite çok 18

derin değilse ve herhangi bir pulpa yaralanması söz konusu değilse, restorasyonun altına kaide konulmasına gerek yoktur. Eğer kaide kullanılacaksa da, Ca(OH): esaslı bir kaide kullanılmalıdır. ZnO öjonol içeren kaideler ise, polimerizasyonu inhibe ettiği için kullanılmamalıdır. Preparasyon tamamlandıktan sonra, primer/adeziv sistem (bağlayıcı ajan) mine ve dentine üreticilerinin tavsiye ettikleri sürelerde uygulanır ve bir süre beklenir, kurulanır, ışı uygulayarak sertleşmeleri sağlanır. Hazırlanan kaviteye poliasit-modifiye kompozit rezin tabaka tabaka yerleştirilerek, her tabakaya belirtilen sürelerde ışın uygulanarak sertleşmesi sağlanır. Restorasyon işleminin bitirilmesinden sonra bitirme ve cilalama işlemine geçilir. Bu amaçla değişik bitirme sistemleri (diskler, bitirme frezleri ve pastaları vs.) kullanılabilir. 3. MATERYAL VE METOD 3.1 Diş Seçimi ve Grupların Oluşturulması Bu çalışmada 15 adet çürüksüz, hipoplastik defekti olmayan çekilmiş insan süt molar dişi kullanıldı ve %0.1 timol solüsyonu içinde bekletildi.dişler pomza ile temizlenip suyla durulandı ve kole seviyelerine kadar alçıya gömüldü. Her bir dişin okluzal yüzeylerine hava-su soğutmalı ve yüksek devirli aeratöre takılan 837\016 no lu elmas fissür frez yardımıyla 3 5mm genişliğinde 3 mm derinliğinde Black 1 kaviteler açıldı rastgele 3 gruba ayrıldı. 19

1. gruba polikarboksilat siman(dentsply DeTRey GMbH,GERMANY), 2.Gruba kompomer(prime&bond NT-Dentsply Dyract Extra), 3. Gruba cam iyonomer siman( Ketac Molar Easymix) Tablo 2 de anlatıldığı şekilde uygulandı.. Restoratif materyal uygulanmış dişler bir file içine yerleştirildi ve 30sn lik yayılma süresiyle +5 ve +55 C arasında 500 kere termosiklus uygulandı. (Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Araştırma Laboratuvarı Termal Siklus Cihazı) 20

Tablo 2: Test edilen materyallerin içerikleri, uygulama prosedürleri ve üretici firmalar. Çalışmada İçerik Klinik Uygulama Üretici Firma kullanılan materyaller Prime&Bond All-in-one Adeziv Rezin: kaviteye Dentsply, DeTrey, NT PENTA, UDMA, aseton; uygulanır,20sn Konstanz, Germany inisiyatör, setilamin beklenir, hava hidroflorid, stabilizatör spreyiyle çözücü uzaklaştırılır ve 15sn ışınlanır. Dyract Extra Bisfenol-A, 2mm lik tabakalar Dentsply, dimetakrilat,tegdma,t halinde kaviteye Detrey,Konstanz,G MTMA, TCB, uygulanır, her tabaka ermany kamforokonon, 10sn polimerize edilir. dimetilamin benzoik asit etil Ketac Molar toz:al-ca-la florosilikat toz-likit oranı 1:1 3M ESPE Easymix cam, %5 kopolimer asit Karıştırma süresi 45sn Seefeld, (akrilik ve maleik asit) işleme süresi 3dkdır. Germany Likit: Polialkenoik asit, tartarik asit, su 3.2 Değerlendirme Dişler mezyodistal yönde dikey olarak su soğutması altında elmas separe ile ortadan ikiye ayrıldı. Sonrasında alçıdan ayrılan dişler eş koşullar 21

altında %1 lik metilen mavisi solüsyonunda 48 saat süre ile bekletildi. Böylelike dişlerin metilen mavisi solüsyonu ile tamamen temasa geçmesi sağlandı. Bir haftalık süre ardından dişler 1 hafta distile suda bekletildi ve kurutulduktan sonra 4 büyütmede optik mikroskop ile değerlendirildi.. Elde edilen veriler mikrosızıntı yönünden incelenirken modifiye ridge kriterlerinden yararlanıldı. Modifiye Ridge Kriterleri (A)ALFA: Renklenme yok (B)Beta:Pulpaya penetre olmayan renklenme (C)CHARLİE:Pulpaya doğru penetre olan renklenme 3.3 BULGULAR Gruplar A B C Polikarboksilat 3 1 - Siman Cam Siman İyonomer 5 2 1 Kompomer 5 5-22

1. Grup: Polikarboksilat Siman (Resim-1)Modifiye Ridge Kriterlerine göre: Alfa 2. Grup: Cam iyonomer siman (Ketac Molar Easymix) (Resim-2) Modifiye Ridge Kriterlerine Göre: Alfa (Resim-3) Modifiye Ridge kriterlerine göre: Beta 23

3. Grup: Kompomer (Resim-3) Modifiye Ridge Kriterlerine Göre: Alfa (Resim-4) Modifiye Ridge Kriterlerine Göre: Beta 4.TARTIŞMA Restorasyonlarda oluşan mikrosızıntıyı tespit etmek için; bazik fuksin, gümüş nitrat, metilen mavisi gibi boyalardan, SEM çalışmaları, termal ve mekanik siklus gibi çeşitli yöntemlerden yıllar boyu faydalanılmıştır.(kompomer ile kompozitin kenar sızıntıları)bizim çalışmamızda ise kolay ve yaygın bir yöntem olduğundan boya yöntemi 24

tercih edildi. Molekülleri oral florada bulunan çoğu mikroorganizmadan ve yan ürünlerinden daha küçük olduğu için %1 lik metilen mavisi kullanıldı. 2004 yılında yapılan bir çalışmada, termal siklusden önce örneklerin distile suda 37 C de saklama ortamında 24 saat bekletildiği, termal siklus uygulamasının çok büyük oranda çeşme suyunda gerçekleştirildiği, en sık tercih edilen siklus sayısının 250-500 arasında olduğu, %98.7 oranında iki banyo solüsyonu ve 30 saniyelik (%82.8) banyoda kalma süresi uygulandığı, kullanılan banyoların minimum ve maximum ısıları 5 C -55 C arasında olduğu bildirilmiştir. Aynı araştırmada %79.3 ile en sık tercih edilen yaşlandırma yönteminin termal siklus olduğu vurgulanmıştır. Mikrosızıntı değerlendirmesi yaparken her zaman restorasyon kenarları boyunca aynı şekilde ve derinlikte izlenmediği bildirilmiştir. Üç boyutlu değerlendirme yapıldığında; geleneksel, tek yönde yatay, ortadan bölme veya birkaç kesi almadan daha fazla mikrosızıntı saptandığı, ayrıca uygulayan kişinin deneyimine bağlı olduğu bildirilmiştir.(2. Sınıf mod restorasyonlarda farklı fiber ağlarının) Restoratif materyallerin kaviteye uygulanması sırasında oluşan nem kontaminasyonu özellikle rezin esaslı dolgu maddelerinin polimerizasyonunu olumsuz yönde etkilemektedir. Bu reaksiyonunun tam olarak gerçekleşememesi bu materyallerin kenar uyumlarını bozmakta ve sonuçta da bu şekilde hazırlanan restorasyonlarda meydana gelen kenar sızıntısı uzun dönemde klinik başarısızığa yol açmaktadır. Kompomerlerin diş yüzeylerine tutunması kompozit rezinler gibi uygun bir adeziv sistem olmaksızın yetersiz kalmaktadır. Üretici firmalar bu amaçla özel dentin bonding ajanlarını önerseler de, bazıları kompozitlerle 25

kullanılan bağlayıcı ajanların da uygulanabileceğini bildirmişlerdir. Bir çok araştırmacı, adeziv sistemlerle birlikte uygulanan kompomer restorasyonlarda da sızıntının oluştuğunu ve mine kenarında sızıntının dentinden daha fazla olduğunu bildirmiştir. Kompomer dolgularda asitle pürüzlendirme işleminin mineye bağlanmayı arttırdığı ve bu bölgelerde oluşan kenar sızıntısını azalttığı bildirilmiştir. Ferrari ve ark., in vivo olarak yaptıkları çalışmada Sınıf V kompomer restorasyonlarda kenar sızdırmazlığının asit uygulanan dolgularda, asit uygulanmayanlara göre anlamlı derecede daha iyi olduğunu saptamışlardır. Abate ve ark. ise, primer ve bağlayıcı ajan uygulamasından önce mineyi asitle pürüzlendirmenin, kompomerle mine arasında daha ideal bir bağlanmaya olanak sağladığını bildirmişlerdir. Bizim örneklerimizde asit uygulaması yapılarak PrimeBond all in one adeziv kullanılmış ve örneklerimizin yarısında A, yarısında B skorları saptanmıştır. Bu sonucun materyalin uygulanması sırasında ortaya çıkan polimerizasyon büzülmesine bağlı olduğunu düşünüyoruz. 5.SONUÇ Kavite hazırlama kuralları, restorasyon materyalleri ve teknikler her gün bir başka yeniliği gündeme getirmektedir. İdeal bir dolgu materyalinin taşıması gereken özelliklerini incelediğimizde; ana unsurların materyal toksisitesi ve diş dokularına uyumunun mükemmel olması, yani iyi bir bağlanma ile sızıntıyı tamamen önlemesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Dolgu yapımı sonrası oluşan ikincil çürükler, kenar kırılmaları, kenar renklenmeleri, hassasiyetler, dolgunun yenilenmesini gerektiren durumlar ve pulpal 26

hasarlardan hep sızıntı sorumlu tutulmaktadır. Güncel gelişmelerin takip edilmesi oluşmakta olan mikrosızıntının azaltılmasında önemli bir yer tutmaktadır. 27

KAYNAKLAR 1.Oba A., Aras Ş.,Fuji II ve F2000 in mikrosızıntı özelliklerinin süt dişinde in vitro koşullarda karşılaştırılması,gü Dişhekimliği Fakültesi Dergisi, 2003; 20(3): 23-28 2.Bayırlı GS,Şirin Ş. Konservatif Diş Tedavisi. Dünya Kitabevi 1982 3. Kuter Berna,Isı uygulamasının konvansiyonel cam iyonomer simanların mekanik özellikleri üzerine etkisi,doktora Tezi, Ege Üniversitesi Pedodonti Anabilimdalı,2006 4.Özata F., Kaya Demirbaş A., Diş çürüğü ve genetik, Ege Üniversitesi Dergisi 2001; 22:13-21 5.Gökay Osman,Diş Hastalıkları ve Tedavisi Anabilimdalı 2. Sınıf Ders Notları, 2011-2012 6.Erçetin H.,Bir Basamaklı Self-etch adeziv sistemlerin mine ve dentine bağlanma etkilerinin ve mekanizmasının in vitro olarak araştırılması,süleyman Demirel Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Diş Hastalıkları ve Tedavisi Anabilim Dalı,Doktora Tezi, 2009 7.Ayaz F., Tağtekin D., Dentine bağlanma ve değerlendirme metodları, Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi, 2011; 4:49-56 8.Bağlar S., Dallı M., Çolak H., Ercan E., Hamidi M., İki farklı restoratif materyalin sınıfv kavitelerdeki mikrosızıntıya etkisi, Cumhuriyet Dental Journal 2010;13(1) 28

9.Uzer E., Türkün Ş., Poliasit modifiye kompozit rezin ile nano dolduruculu bir kompozit rezinin kenar sızıntılarının karşılaştırılması, Atatürk Üniversitesi, 2005;32:181-190 10.Küçükeşmen Ç., Yıldırım E., Süt ve daimi dişlerde bağlayıcı ajanların etkinliği, biyouyumluluğu ve sitotoksisitesi, Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2009; 16(1):48-55 11. Öznurhan F., Yeni geliştirilen ER, CR:YSGG lazer sisteminin süt dişi dentin dokusunda in vitro olarak değerlendirilmesi, Gazi üniversitesisağlık Bilimleri Enstitüsü Pedodonti Anabilim Dalı,Doktora tezi,2008 12.Karaarslan E., Altıntaş S., Cebe MA., Üşümez A., Işıkla aktive edilen dezenfeksiyon işlemi uygulanmış kompozit restorasyonlarda mikrosızıntının değerlendirilmesi, Hacettepe Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi, 2010; 34(1):2-9 13.Erdemir U., Yaman B.,Dişhekimliğinde mikrosızıntı araştırma yöntemleri,istanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi,2011; 45: 25-35 14.Latta, M.A., Barkmeier, WW Dental adhesives in contemporary restorative dentistry, Dert Clin North Am 1998; 42: 567-577 15.Erens D., Farklı adeziv sistemlerin ve kompozit rezinlerin birbirleri arasında değiştirilerek kullanılmasının mikromakaslama dayanımı ve mikrosızıntı yönünden incelenmesi, Doktora tezi, Cumhuriyet Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, Diş Hastalıkları ve Tedavisi ABD, 2006 16.Ulusoy A., Süt dişi dentininde bağlayıcı ajan uygulaması sırasında tükürük kontaminasyonunun bağlanma dayanımına etkisinin in vitro olarak 29

incelenmesi, Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2007 17. Prof. Dr. A. Rıza Alpöz 5. Sınıf seminer notları, Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Pedodonti ABD, 2012 18.Tezel H., Demirci T., Köse T., Cam iyonomer simana komşu minenin demineralizasyona direncinin in vitro olarak karşılaştırılması, Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi 2001; 22:53-58 19.Kleverlaan CJ, Duinen RNB, Feilzer AJ. Mechanical properties of glass ionomer cements affected by curing methods. Dent Mat. 2004;20:45-50 20.Dayangaç B. Kompozit rezin restorasyonlar. Güneş Kitabevi Ltd Şti. Ankara 2000 21.Bala Oya, Poliasit-modifiye kompozit rezinler (kompomerler) literatür taraması, Gazi üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Diş hastalıkları ve tedavisi Anabilim Dalı 30

ÖZGEÇMİŞ 1990 yılında Hatay İskenderun da doğdum. İlköğretimimi Mithat Paşa İlköğretim Okulu nda, lise öğrenimimi İstiklal Makzume Anadolu Lisesi nde tamamladım. 2008 yılında Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi ni kazandım. 31