Tıp Araştırmaları Dergisi: 2009 : 7 (1) :30-36 T AD ARAŞTIRMA Oksijen iletkenliklerinin farklı iki yumuşak kontakt lensin kornea kalınlığı üzerine etkisi Alparslan Şahin 1, Ahmet Özkagnıcı 2 1 Harput Devlet Hastanesi, Göz Hastalıkları Kliniği, ELAZIĞ 2 Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi, Göz Hastalıkları Anabilim Dalı, KONYA Özet Amaç: İlk kez kontakt lens kullanmaya başlayan olgularda, oksijen iletkenlikleri farklı olan iki yumuşak kontakt lensin kornea kalınlığı üzerine etkisinin araştırılması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Çalışmada 28 hastanın 56 gözü prospektif olarak incelendi. Kornea kalınlık ölçümleri Pentacam (Oculus Inc) cihazı ile yapıldı. Grup I de Soflens Comfort (Bausch & Lomb), Grup II de ise O 2 Optix (Ciba Vision) kontakt lensleri kullanıldı. Olguların kornea kalınlıkları kontakt lens kullanmaya başlamadan önce, kontakt lens kullanımının 15., 30. ve 90. gününde 9 farklı korneal bölgede ölçüldü. Bulgular: 15. gün alınan tüm ölçümlerde kornea kalınlık artışı saptandı ancak gruplarda sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı. Her iki grup toplamında ise 15. gün ölçümlerinde santral, süperior, inferior nasal, inferior ve süperior temporalde istatistiksel olarak anlamlı kalınlık artışı saptandı. 30. gün ve 90. gün ölçümlerine ise başlangıç değerine göre istatistiksel olarak anlamlı olmayan kalınlık artışı saptandı.her iki kontakt lens kullanımı ile ilk haftalarda korneal kalınlıkta artma, birinci aya doğru kornea kalınlığında azalma saptandı. Üçüncü aya doğru ise kornea kalınlığında istatistiksel olarak anlamlı olmayan artış tespit edildi. Kornea kalınlık değişimleri gruplar arasında karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı sonuçlar bulunmadı. Yazışma Adresi: Dr Alparslan ŞAHİN Elazığ Harput Devlet Hastanesi, Göz Hastalıkları Kliniği, ELAZIĞ Tel: 0 505 4849446 e-posta: dralparslansahin@yahoo.com Sonuç: Kullanılan kontakt lenslerin Dk/t değerleri 15.7 ve 138 dir. Bu değerler günlük kullanım modalitesinde korneal oksijenasyonu etkileyecek kritik Dk/t değerinin üzerindedir. Çalışmadaki lenslerin kornea kalınlığında anlamlı artış yapmamasını bu değerler açıklamaktadır. Bu nedenle günlük kullanım modalitesinde korneal oksijenasyonu etkileyecek kritik Dk/t değerinin üzerindeki kontakt lenslerin kornea kalınlığına etkileri arasında anlamlı fark olmadığı söylenebilir. Anahtar Kelimeler: korneal kalınlık, oksijen, yumuşak kontakt lens The effects of two soft contact lenses with different oxygen transmissions on corneal thickness Aim: The investigation of the effects of two soft contact lenses with different oxygen transmissions on corneal thickness in patients who were wearing contact lens for the first time was aimed. Materials and Methods: In the study, 56 eyes of 28 patients are investigated prospectively. Corneal thickness was measured using Pentacam (Oculus Inc). Soflens Comfort (Bausch & Lomb) contact lenses were used in Group I and O 2 Optix (Ciba Vision) contact lenses were used in Group II. Thickness measurements were performed in nine regions of cornea at the baseline examination and 15th, 30th and 90th days of contact lens wear. Results: An increase in the corneal thickness was noted at the 15th day compared to the baseline measurements in both study groups, though it was not statistically significant. However the statistical analysis of the measurements at the 15th day in both groups together showed a significant increase in corneal thickness in the superior, inferior nasal,
31 Farklı iki yumuşak kontakt lens ve kornea kalınlığı inferior and superior temporal corneal regions. Measurements performed at the 30th and 90th days were also higher than the baseline measurements but the statistical analysis revealed no significance. An increase in the corneal thickness was determined in the first weeks which decrased at the 30th day in both contact lens groups. The 90th day measurements showed an increase again, however, it was not statistically significant. When corneal thickness changes in both groups were compared with each other, the analyses were not statistically significant. Conclusion: The Dk/t values of the contact lenses used in the study were 15.7 and 138. These values are over the critical Dk/t value that might effect the corneal oxygenisation in daily wear modality. These values explain the insignificant increase of corneal thickness after contact lens wear in the study. These results denoted that contact lenses with a Dk/t higher than the critical level did not cause a significant difference on corneal thickness in daily wear. Key Words: corneal thickness, oxygen, soft contact lens Gözlük camları ile elde edilen optik düzeltmede sınırlı bir görme alanı vardır. Refraksiyon kusurunun derecesine göre görüntü boyutları değişir, ışık sapmaları ve sferik aberasyonlar oluşur. Anizometropi durumunda ise iki göz arası refraktif fark nedeniyle tam bir düzeltme yapılamaz. Buna karşın kontakt lensler ile elde edilen görüntünün tüm bakış yönlerinde aynı olması, laterale bakış durumlarında gözlük camları ile oluşan oblik astigmatizmanın olmayışı, geniş bir görme alanı sağlamaları, anizometropi olgularında gözlük camları ile elde edilen farklı retinal hayalin kontakt lensler ile normale yakın olması kontakt lenslerin önemli avantajlarıdır. Kontakt lenslerin, refraksiyon kusuru olan kişilerde görme fonksiyonunu en üst seviyeye çıkartması, gözlük kullanımındaki gibi estetik açıdan rahatsızlık hissi vermemesi gibi avantajlarının yanında birtakım dezavantajları da mevcuttur. Kontakt lensler gözde kaldığı süre içinde kronik bir travma oluşturarak kornea fizyolojisini etkilemektedir. Az ya da çok olmak üzere korneal kalınlık ve kurvatur değişikliklerine sebep olabilmektedir. Yumuşak kontakt lensler, kullanım ve uyum kolaylığı nedeniyle son yıllarda dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Yumuşak kontakt lensler üretildikleri materyalin özelliklerine, su içeriklerine ve kullanım şekline göre korneaya olan etkileri de farklı olabilmektedir. Bu çalışma, ilk kez kontakt lens kullanmaya başlayan olgularda, oksijen iletkenlikleri farklı olan iki yumuşak kontakt lensin kornea kalınlığı üzerine olan etkisini değerlendirmek amacıyla yapıldı. Gereç ve Yöntem Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Kontakt Lens Bölümüne lens kullanmak için ilk kez başvuran 28 olgunun 56 gözünde, oksijen geçirgenlikleri farklı olan iki yumuşak kontakt lens kullanımının kornea kalınlığı üzerine etkileri araştırıldı. Olguların Snellen eşeli kullanılarak tashihsiz ve tashihli görme keskinlikleri tespit edildi. Göziçi basınçları pnömotonometre ile (Topcon CT-60) ölçüldü. Ön segment ve fundus muayenesi biomikroskopla (Nikon FF-3) yapıldı. Oftalmolojik muayenelerinde refraksiyon kusuru bulunan olgular kontakt lens birimine yönlendirildi. Pentacam (Oculus Inc) cihazı ile kornea kalınlıkları ölçüldü. Daha sonra hastalara oksijen geçirgenlikleri farklı iki kontakt lensin özellikleri anlatıldı ve lens seçimi hastanın tercihine bırakıldı. Ölçüm sonucuna göre kontakt lens takılarak biomikroskop muayenesi ile değerlendirilen olgular, bir saat bekletilip biomikroskopi ile lens uygunluğu tekrar değerlendirildi. Kontakt lense yeterli uyum gösteren olgulara lens reçete edilip, lensin kullanılması, bakımı ve temizlenmesi öğretildi. Her iki grupta da, olguların kontakt lensleri günlük kullanım modalitesi şeklinde uygulaması anlatıldı. Olgular kullandıkları lens cinsine göre iki gruba ayrıldı. Soflens Comfort (Bausch & Lomb) kullanan gruptaki (Grup I) 15 olgunun 30 gözü, O 2 Optix (Ciba Vision) kullanan gruptaki (Grup II) 13 olgunun 26 gözü değerlendirmeye alındı. Her iki grubun da lens kullanmaya başlamadan önce, kullanmaya başladıktan 15 gün, 30 gün ve 90 gün sonra olmak üzere toplam 4 kez Pentacam (Oculus Inc) cihazı ile pakimetri ölçümleri alındı. Pakimetri ölçümleri santral kornea ve santralden 3 mm uzaklıkta 8 periferik noktadan alındı. Günlük değişimleri en aza indirmek için ölçümler 10.00 14.00 saatleri arasında yapıldı. Kontrol ölçümleri kontakt lensin çıkarılmasından hemen sonra gerçekleştirildi. Soflens Comfort lensleri hilafilcon B adı verilen hidrojel materyalden üretilmiştir. Döküm kalıp tekniği ile üretilen hilafilcon B, HEMA polimerlerinden oluşmaktadır. Lensin su içeriği %59 dur. Refraktif indeksi 1.40 tır. Oksijen
32 Şahin ve Özkagnıcı Tablo 1. Grup I ve Grup II de yer alan olguların özellikleri Erkek Kadın Toplam Yaş ortalaması (yıl) (ort. ± SD) Refraksiyon değerleri (D) (ort. ± SD) Göz içi basıncı (mmhg) (ort. ± SD) Grup I 3 12 15 21.8±6.2 2.81±1.75 15.8±1.9 Grup II 6 7 13 21.4±3.6 2.59±0.90 13.8±1.7 Toplam 9 19 28 21.6±5.1 2.74±1.41 14.9±2.1 Tablo 2. Grup I de yer alan olguların başlangıç, 15. gün, 30. gün ve 90. gün kornea kalınlık ölçümü ortalamaları Başlangıç 15. gün 30.gün 90. gün Santral (µ) 554µ21 560µ30 558µ28 561µ28 Süperior (µ) 677µ24 690µ31 682µ33 685µ44 Süperonazal (µ) 659µ26 667µ30 662µ31 663µ34 Nazal (µ) 634µ22 641µ33 635µ34 64µ233 İnferonazal (µ) 641µ25 651µ36 646µ36 651µ37 İnferior (µ) 625µ26 635µ34 631µ31 634µ29 İnferotemporal (µ) 615µ20 622µ27 618µ27 621µ29 Temporal (µ) 619µ20 624µ32 623µ31 623µ33 Süperotemporal. ( µ) 644µ19 653µ35 648µ30 648µ35 Tablo 3. Grup I de yer alan olguların başlangıç, 15. gün, 30. gün ve 90. gün kornea kalınlık ölçümü farkı ortalamaları 15. gün (ort. ± SD) 30.gün (ort. ± SD) 90. gün (ort. ± SD) Santral (µ) 7.10±13.21 4.90±14.67 6.80±12.18 Süperior (µ) 11.23±18.18 3.16±15.18 6.33±21.26 Süperiornazal (µ) 9.90±16.83 2.36±17.19 4.20±15.47 Nazal (µ) 10.96±15.33 4.83±22.07 8.63±16.34 İnferiornazal (µ) 13.56±18.90 9.70±29.76 9.93±18.63 İnferior (µ) 10.23±18.47 5.40±20.18 7.60±16.71 İnferiortemporal (µ) 8.06±12.94-0.76±21.80-2.56±20.78 Temporal (µ) 7.53±18.10 5.26±19.08 5.86±19.27 Süperiortemporal(µ) 12.30±21.71 4.36±21.69 6.60±21.30 geçirgenliği 22 dir. Oksijen iletkenlik değeri ise 15.7 dir. Lensin temel eğrisi 8.6 mm ve santral kalınlığı ise 0.14 mm dir. Kullanıcının lensi rahatlıkla görebilmesi için hafif mavi renkli olarak üretilmiştir. Lensin çapı 14.2 mm dir. Lens FDA sınıflamasında Grup II de yer almaktadır. O 2 Optix lensleri, yaklaşık %33 su ve %67 lotrafilcon B den (hidrojel içeren bir silikon) oluşmaktadır. Döküm kalıp tekniği ile üretilen O 2 Optix, siloxane makromerleri ve N,Ndimethylacrylamide polimerlerinden oluşmuştur. Ayrıca kullanıcının lensi daha rahat görebilmesi
33 Farklı iki yumuşak kontakt lens ve kornea kalınlığı için phthalocyanine denilen ve lense hafif mavi renk veren bir madde de içermektedir. Yüzey iyileştirilmesi, 25 nm kalınlığında yüksek refraktif indeksli plazma kaplama tekniği ile sağlanmıştır. Lensin refraktif indeksi 1.42 dir. Oksijen geçirgenliği 110 dur. Oksijen iletkenlik değeri ise 138 dir. Lens çapı 14.2 mm, santral kalınlığı 0.08 mm dir. Lensin temel eğrisi 8.6 mm dir. O 2 Optix lensi FDA sınıflamasında Grup I de yer almaktadır. İstatistiksel değerlendirme için SPSS (Statistical Package for Social Science, Worldwide Heaquarters SPSS Inc.) 9.05 Windows paket programı kullanıldı. Verilerin özeti, ortalama±standart sapma şeklinde gösterildi. Gruplar arası yapılan karşılaştırmada iki yönlü varyans analizi kullanıldı. Gruplar içinde her iki grup toplamında sağ-sol gözlerin karşılaştırılmasında ise Mann Whitney U testi kullanıldı. Anlamlılık seviyesi p<0.05 olarak kabul edildi. Bulgular Çalışmaya dahil edilen 28 olgunun tamamında basit miyopi tespit edildi. Olguların 19 u kadın 9 u erkekti. Gruplarda yer alan olguların demografik ve diğer özellikleri Tablo 1 de gösterilmiştir. Grup I de yer alan tüm olguların kornea kalınlık değerleri ortalaması Tablo 2 te gösterilmiştir. Grup I deki olgulardan alınan ölçümler değerlendirildiğinde 15. günde yapılan ölçümlerde başlangıca göre tüm bölgelerde saptandı (p>0.05). Otuzuncu günde başlangıca göre alınan ölçümlerde tüm ölçüm bölgelerinde saptandı (p>0.05). Doksanıncı günde başlangıca göre alınan ölçümlerde tüm ölçüm bölgelerinde saptandı (Tablo 3)(p>0.05). Onbeşinci gün ve 30. günde alınan ölçümler arasında, tüm ölçüm bölgelerinde istatistiksel olarak anlamlı olmayan korneal kalınlık azalması saptandı (p>0.05). Onbeşinci gün ve 90. gün alınan ölçümler karşılaştırıldığında, santral ve nazalde korneal kalınlık artışı, diğer bölgelerde ise kalınlık azalması saptandı, ancak hiçbir değer istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı (p>0.05). Otuzuncu gün ve 90. gün alınan ölçümler arasında tüm ölçüm bölgelerinde istatistiksel olarak anlamlı olmayan kalınlık artışı saptandı (p>0.05). Grup II de yer alan tüm olguların kornea kalınlık değerleri ortalaması Tablo 4 te gösterilmiştir. Grup II deki olgular değerlendirildiğinde 15. günde yapılan ölçümlerde başlangıca göre tüm bölgelerde istatistiksel olarak anlamlı olmayan kalınlık artışı saptandı (Tablo 5) (p>0.05). 30. günde alınan ölçümlerde, başlangıca göre tüm ölçüm bölgelerinde istatistiksel olarak anlamlı olmayan kalınlık artışı saptandı (p>0.05). Doksanıncı günde yapılan ölçümlerde ilk ölçüme göre tüm bölgelerde kalınlık artışı saptanırken, sadece santral, temporal ve inferior temporalde istatistiksel olarak anlamlı kalınlık artışı tespit edildi (p<0.05). Onbeşinci gün ve 30. günde alınan ölçümlere göre, tüm ölçüm bölgelerinde istatistiksel olarak anlamlı olmayan korneal kalınlık azalması saptandı (p>0.05). 15. gün ve 90. gün alınan ölçümlere göre, inferior nazalde korneal kalınlık artışı, diğer bölgelerde ise kalınlık azalması saptandı, ancak hiçbir değer istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı (p>0.05). Otuzuncu gün ve 90. gün alınan ölçümler karşılaştırıldığında tüm ölçüm bölgelerinde saptandı (p>0.05). Her iki grup içinde ve kümülatif olarak tüm olgularda sağ korneal kalınlık değerleri ile sol korneal kalınlık değerleri karşılaştırıldı ve aradaki fark istatistiksel olarak anlamsız bulundu (p>0.05). İki farklı lens kullanan Grup I ve Grup II de yer alan olguların başlangıç, 15., 30. ve 90. gün alınan korneal kalınlık değerleri gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı değildi (p>0.05). Tartışma Kontakt lensler, refraksiyon kusurunu düzeltmede alternatif bir unsur olması yanında kozmetik nedenlerden dolayı son yıllarda, gelişen teknolojiler sayesinde daha geniş bir kullanıcı kitlesine ulaşmıştır. Ancak bunun yanında kontakt lens kullanımına bağlı istenmeyen oküler etkiler oluşabilmektedir. Kontakt lensler, korneanın oksijenizasyonunu bozarak ve kornea üzerine mekanik travmaya neden olarak bu komplikasyonlara yol açabilmektedir. Korneanın atmosferik oksijeni kullanmasında bariyer etkisine neden olan kontakt lenslerin oksijen iletkenliği önem arzetmektedir. Her ne kadar günümüzdeki teknolojik gelişmelerin sonucunda daha yüksek oksijen geçirgenliği olan lensler üretilse de, kontakt lensler korneanın oksijen ihtiyacını tam olarak karşılayacak düzeye erişememişlerdir. Bu nedenle kontakt lens kullanımına bağlı olarak korneanın fizyolojisi ve şekli etkilenmektedir.
34 Şahin ve Özkagnıcı Tablo 4. Grup II de yer alan olguların başlangıç, 15. gün, 30. gün ve 90. gün kornea kalınlık ölçümü ortalamaları Başlangıç 15. gün 30.gün 90. gün Santral (µ) 537±40 543±39 541±38 546±35 Süperior (µ) 655±41 659±41 655±42 659±42 Süperonazal (µ) 639±44 642±42 639±41 645±41 Nazal (µ) 617±45 622±41 617±39 624±39 İnferonazal (µ) 629±43 636±46 629±42 633±40 İnferior (µ) 612±40 617±40 614±40 617±37 İnferotemporal (µ) 593±36 598±38 597±40 603±35 Temporal (µ) 596±40 606±40 602±38 611±37 Süperotemporal. (µ) 621±41 629±41 624±40 629±40 Tablo 5. Grup II de yer alan olguların başlangıç, 15. gün, 30. gün ve 90. gün kornea kalınlık ölçümü farkı ortalamaları 15. gün (ort. ± SD) 30.gün (ort. ± SD) 90. gün (ort. ± SD) Santral (µ) 6.53±14.71 5.69±13.60 9.61±13.91 Süperior (µ) 5.03±15.05 1.19±12.32 4.50±14.94 Süperiornazal (µ) 5.38±14.25 2.84±11.06 5.53±11.42 Nazal (µ) 4.26±14.42 2.65±13.39 5.76±15.08 İnferiornazal (µ) 8.11±15.98 5.00±15.54 6.34±17.64 İnferior (µ) 6.00±16.39 4.92±14.02 7.07±15.43 İnferiortemporal (µ) 6.11±15.15-1.03±11.48 4.07±9.93 Temporal (µ) 6.84±18.66 5.23±18.46 10.03±20.84 Süperiortemporal(µ) 6.07±14.69 4.38±11.65 7.65±13.67 Kornea kalınlığı, korneanın metabolik durumunun iyi bir göstergesidir. Kornea kalınlık ölçümü ile korneal fizyolojik değişiklikler, travma ve hipoksiye bağlı değişiklikler değerlendirilebilir. Özellikle son yıllarda yaygınlaşan refraktif cerrahide kornea kalınlık ölçümlerinin klinik önemi dolayısıyla, refraktif cerrahi planlanan kontakt lens kullanıcılarında kornea kalınlık değişimlerinin tespiti büyük önem kazanmaktadır. Bu çalışmadaki amaç, oksijen iletkenlik özellikleri farklı iki yumuşak kontakt lensin kornea kalınlığına etkisini incelemekti. Bu amaçla daha önce kontakt lens kullanmamış, oküler ve sistemik hastalığı olmayan olguların ölçümlerinde, diurnal değişimlerden etkilenmemek için saat 10.00 14.00 saatleri arasında yapıldı. Bu özellikle korneanın diurnal değişimlerini minimize etmek açısından oldukça önemlidir. Mevcut çalışmalar neticesindeki ortak görüş, kontakt lens kullanımının kornea kalınlığını etkilediği yönündedir. Literatürdeki çalışmalarda, kontakt lens kullanımına bağlı ilk başlarda kornea kalınlık artışı, uzun süreli kullanımlarda ise kornea kalınlığında azalma olduğu gösterilmiştir (1-3). Kontakt lens kullanımını takiben ilk 3 saat ile 3 ay arasında kalınlık artışını bildiren muhtelif yayınlar mevcuttur. Bruce ve Brennan, önceden kontakt lens kullanmayan hastalarına, 3 ay boyunca yumuşak kontakt lens kullandırmışlar, kontakt lensin kornea üzerine etkilerini değerlendirmişlerdir. Kornea ödeminin birkaç gün sonra maksimum seviyeye ulaştığını ve birinci aya doğru yavaş yavaş ödemin çekilip korneanın normal kalınlık değerine yaklaştığını saptamışlardır (4). Bu çalışmada da kontakt lens kullanımını takiben tüm olgularda 15. günde alınan kornea kalınlık ölçümlerinde artış tespit edildi, ancak sadece tüm gruplar birlikte değerlendirildiğinde istatistiksel olarak anlamlı artış saptandı (p<0.05). Grup I ve Grup II ayrı ayrı değerlendirildiğinde tüm bölgelerde kalınlık artışı olmakla beraber istatistiksel olarak anlamlı değildi (p>0.05). Bu durum gruplardaki olgu sayısının az olması ile açıklanabilir. Otuzuncu gün ölçümlerinde tüm olgularda başlangıç ölçümlerine göre anlamlı olmayan kalınlık artışı, 15. gün ölçümlerine göre de anlamlı olmayan kalınlık azalması saptandı (sırasıyla p>0.05 ve p>0.05). 90. gün
35 Farklı iki yumuşak kontakt lens ve kornea kalınlığı ölçümlerinde tüm olgularda başlangıç ölçümlerine göre anlamlı olmayan kalınlık artışı tespit edildi. Tespit edilen bu sonuçlar, literatürle uyumlu çıkmıştır (1-3). Otuzuncu gün yaptığımız ölçümlerde, kornea ödeminin çözüldüğünü ancak normal kornea kalınlık değerlerine inmediği tespit ettik. Doksanıncı gün ölçümlerinde, yine kornea kalınlık değerleri yüksekti ve bu değerler 30. gün ölçümlerine yakın idi. Kornea ödemi 30.güne doğru stabilleşmekte ve sonraki seyrinde de aynı düzeyde devam etmektedir. Çalışmada, 15. gün ölçümlerinde anlamlı kalınlık artışı, sadece tüm gruplar toplamında santral, süperior, inferior nazal, inferior ve süperior temporal bölgelerde saptandı. Burada alt ve üst periferdeki kalınlık artışının fazla olması, göz kapaklarının kontakt lensin oksijen iletimini engellemesine bağlı olabileceğini düşündürmektedir. Çalışmadaki kornea kalınlık artışı, akut dönemde anaerobik glikolizden oluşan ve stromada biriken laktatın osmotik etkisine, kronik dönemde ise stromal ph nın asidoza kayması sonucu olabilir. Kylce, in vitro tavşan modelinde, laktatın indüklediği osmotik su geçişi teorisiyle, hipoksinin uyardığı stromal laktat konsantrasyon artışının hipoksiye bağlı kornea ödemine yol açtığını bulmuştur (5). Huff tarafından yapılan daha sonraki çalışmalar, laktatın osmotik etkisi teorisi ile uyumludur (6,7). Son yıllarda yapılan çalışmalar, hipoksiye bağlı olarak kornea epitelinin HETE (Hidroksieikosatetraenoik asit) benzeri inflamatuar mediatörler ürettiğini, bu maddelerin de endoteldeki Na-K-ATPaz enziminin bloke ederek stromal ödeme yol açtığını göstermiştir (8). Bunun yanında epitelde üretilen HETE, endotelde ödem oluşturacak kadar yeterli miktara ulaşabildiği henüz gösterilmemiştir. Bundan başka, yapılan bir çalışmada topikal antiinflamatuar bir ilaç olan ve HETE oluşumunu azaltan diklofenak sodyumun, korneal ödem üzerine etkisi olmadığını göstermiştir (9). Korneal ödeme yol açan bir diğer muhtemel faktörde azalmış endotelyal ph dır. Son çalışmalar, birkaç hafta sonra gözlenen laktat üretimindeki azalmaya rağmen korneal ödemin devam etmesini, kontakt lens kullanımına bağlı laktat artışı olmamasının yanında ph düşmesinin endotel fonksiyonlarını yavaşlatacak kadar yeterli düzeye erişmesi ile yorumlanmaktadır. Bu sonuçlar Cohen ve ark nın, endotelyal ph nın düşmesinin endotelyal pompanın etkisini azalttığını, yükselmiş korneal CO 2 konsantrasyonlarının kornea ödeminin çözülme hızını yavaşlattığını gösteren sonuçları ile uyumludur (10). Diğer yandan, nitrojen verilerek oluşturulan korneal ödemin %5 CO 2 eklenmesiyle azalması, asidik ortamın glikolizi ve dolayısıyla laktat üretimini azalttığını düşündürmektedir (11,12). Bununla beraber, tavşan endotelinin in vitro olarak solüsyona batırmak suretiyle ph sının düşürülmesi ile endotelyal ph azalması sağlanmış, ancak sonuç olarak korneal kalınlık ve böylece endotelyal sıvı transportuna bir etkisi olmadığı gösterilmiştir (13). Bu çalışmalar ışığında, akut korneal ödem primer olarak laktatın osmotik etkisine bağlı oluşmakta iken, kronik kornea ödemi ise daha ziyade endotelyal ph nın düşmesi ile etkilenmektedir. Brennan, Dk/t değeri 200 ve Dk/t değeri 20 olan iki kontakt lensin açık gözdeki oksijen basınç profillerini karşılaştırmıştır (14). Bu Dk/ t farklılığına rağmen yüksek Dk/t değeri olan lensin ancak %20 daha fazla oksijen geçişine izin verdiğini saptamış ancak buna karşın her iki lens kullanımı ile korneanın toplam oksijen tüketiminin aynı olduğunu tespit etmiştir. Çalışmada kullanılan lenslerin Dk/t değerleri Grup I de 15.7 ve Grup II de 138 dir. Benjamin in (15) sınıflamasına göre, Soflens Comfort ılımlı, O 2 Optix ise hiper yüksek Dk/t sınıfına girmektedir. Bu farklılığa rağmen çalışmada günlük kullanımda iki lens arasında korneal kalınlık değişimleri arasında anlamlı fark tespit edilmedi. Çalışmada kullanılan her iki kontakt lens ile göz açık kaldığında, özellikle Soflens Comfort lenslerin Dk/t değerinin çok daha düşük olmasına karşın kornea oksijenasyonunun etkilenmediğini göstermektedir. Bu durum kornea oksijenasyonunu bozmayacak kadar düşük Dk/t değerinin, kontakt lenslerin günlük kullanım modalitesi ile kornea kalınlığına etkisi bakımından fark olmadığı sonucuna işaret etmektedir. Çalışma neticesinde kullanılan her iki lens cinsinin günlük kullanım modalitesi ile kornea kalınlığı üzerine benzer etkileri olduğu tespit edilmiştir. Kontakt lens kullanımının ilk haftalarında korneal kalınlık artışı bu çalışmanın da teyit ettiği gibi bilinmektedir. Bunun yanında, uzun dönem kullanım sonrası kornea kalınlığında azalma olduğunu bildiren pek çok yayın mevcuttur (16,17). Sonuç olarak, refraktif kornea cerrahisi için muhtemel adaylar olan kontakt lens kullanıcılarında, kullandıkları lens türüne göre meydana gelen kornea değişikliklerinin bilinmesi, refraktif cerrahi sonrası oluşabilecek komplikasyonların asgari düzeye indirilmesinde önemli katkı sağlayacaktır.
36 Şahin ve Özkagnıcı Kaynaklar 1. Miller D. Contact lens-induced corneal curvature and thickness changes. Arch Ophthalmol 1968; 80: 430 432. 2. Yeniad B, Yiğit B, İşsever H. Effects of contact lenses on corneal thickness and corneal curvature during usage. Eye Contact Lens 2003; 29: 223 229 3. Kaluzny JJ, Orzalkiewicz A, Czajkowski G. Changes of corneal thickness in patients wearing frequent-replacement contact lenses. Eye Contact Lens 2003; 29: 23-26. 4. Bruce AS, Brennan NA. Comparison of clinical diagnostic tests in hydrogel extended wear. Optometry and Vision Science 1994; 71: 98 103. 5. Klyce SD. Stromal lactate accumulation can account for corneal oedema osmotically following epithelial hypoxia in the rabbit. J Physiol 1981; 321: 49 64. 6. Huff JW. Effects of sodium lactate on isolated rabbit corneas. Invest Ophthalmol Vis Sci 1990; 31: 942 947. 7. Huff JW. Contact lens-induced edema in vitro: ion transport and metabolic considerations. Invest Ophthalmol Vis Sci 1990; 31: 1288 1293. 8. Conners MS, Stoltz RA, Davis KL, et al. A closed eye contact lens model of corneal inflammation. Part 2: inhibition of cytochrome p450 arachidonic acid metabolism alleviates inflammatory sequelae. Invest Ophthalmol Vis Sci 1995; 36: 841 850. 9. Goldberg MA, McNamara N, Nguyen NT, et al. Effect of diclofenac sodium (Voltaren) on hypoxia-induced corneal edema in humans. CLAO J 1995; 21: 61 63. 10. Cohen SR, Polse KA, Brand RJ, Bonanno JA. Stromal acidosis affects corneal hydration control. Invest Ophthalmol Vis Sci 1992; 33: 134 142. 11. McNamara NA, Polse KA, Bonanno JA. Stromal acidosis modulates corneal swelling. Invest Ophthalmol Vis Sci 1994; 35: 846 850. 12. Sarroca A, Lin S, Bonanno JA. The effects of low ph and CO 2 on bovine corneal lactate production. CLAO J 1997; 23: 282 285. 13. Huff JW. Contact lens-induced stromal acidosis and edema are dissociable in vitro. Invest Ophthalmol Vis Sci 1991; 32: 731-735. 14. Brennan NA. Beyond flux: Total corneal oxygen consumption as an index of corneal oxygenation during contact lens wear. Optom Vis Sci 2005; 82: 467 472. 15. Benjamin WJ. Downsizing of Dk and Dk/L: The difficulty in using hpa instead of mmhg. Int Contact Lens Clin 1996; 23: 188 189. 16. Holden BA, Sweeney DF, Vannas A, Nillson KT, Efron N. Effects of long term extended contact lens wear on human cornea. Invest Ophthalmol Vis Sci 1985; 26: 1489-1501. 17. Aquavella JV, Rao GN The contact lens physiological considerations. In: Contact lenses, JB. Lippincott Company, Philadelphia, 1987; 1: 1-38.