TÜRKÝYE DE DOÐAL GAZ TEMÝN VE TÜKETÝM POLÝTÝKALARI Basýna ve Kamuoyuna 10 Ocak 2005 Oda Baþkanýmýz Emin KORAMAZ Odamýzýn Doðalgaz alanýnda yaptýðý çalýþmalarý ve Türkiye deki Doðalgazýn durumu hakkýnda basýn toplantýsý gerçekleþtirmiþtir. Ayrýca Odamýzýn hazýrlamýþ olduðu doðalgaz temin ve tüketim politikalarý raporu da basýn mensuplarýna daðýtýlmýþtýr. Hoþ geldiniz. Bu basýn toplantýsýnda, Enerji Çalýþma Grubumuzun hazýrladýðý "Türkiye'de Doðal Gaz Temin ve Tüketim Politikalarýnýn Deðerlendirilmesi" baþlýklý Oda görüþü'nün yalnýzca kýsa bir sunuþunu yapacaðým. Oda görüþü metninin veri zenginliðini kýsa süreli bir basýn toplantýsý ile yansýtmanýn güçlüklerinden ötürü yapacaðým açýklamanýn yaný sýra metnin kendisini de, yayýnlarýnýzda deðerlendirilmek üzere sizlere ayrýca sunuyoruz. Zamlar, yolsuzluklar ve antlaþmalarýn arka planýndaki gerçekler Biliyorsunuz son 3 ayda doðal gaza 3 kez zam yapýldý. Zamlarýn 2005'te sürecek olmasý dikkat çekicidir. Ýki Enerji Bakanýnýn Yüce Divan'da yargýlandýðý yine bilinmektedir. Cumhurbaþkanlýðý Denetleme Kurumu Raporlarýna konu olan siyasetçi-müteahhit-bürokrat/ teknokrat iliþkileri, yolsuzluk ve usulsüzlüklere iliþkin önemli veriler sunuyor. Ayrýca doðal gaz boru hatlarý, Rusya ile yapýlan antlaþmalar ve çeþitli spekülasyonlar, basýn toplantýmýzda dile getireceðimiz gerçeklere iliþkin yüzeye çýkan olgulardan yalnýzca birkaçýdýr. Bu basýn toplantýsý ile bu olgularýn nedenselliklerine dikkat çekecek ve ülkemiz lehine ne tür düzenlemeler yapýlmasýný dile getireceðiz. Doðal gazýn Türkiye'deki kullanýmý ve abartýlý talep tahminleri Doðal gazýn bizdeki öyküsü, özellikle Türkiye'ye ilk geldiði dönemde fuel oil vb. birçok yakýta göre ucuzluðu, kullaným kolaylýðý, stoklama sorununun olmayýþý vb. göreli üstünlükleri ile baþlamýþtýr. Bu durum doðal gaza talebi hýzla artýrmýþtýr. Önümüzdeki yýllarda, doðal gazýn elektrik enerjisi üretiminde ve doðal gaz kullanýmýna yeni geçecek çok sayýda kent ve sanayide daha yaygýn bir biçimde kullanýmý planlanmaktadýr. Bu nedenle doðal gaz talebinin artmasý bekleniyor. Ancak bu noktada çarpýk ve abartýlmýþ talep tahminleri esas alýnarak Türkiye'nin, ihtiyaç ve tüketebileceðinin çok üzerinde doðal gaz ithalatýný öngören sözleþmelerin imzalanmýþ olmasýna kamuoyunun dikkatini çekmek istiyoruz. Elektrik enerjisi üretiminde doðal gazýn aþýrý ve yanlýþ kullanýmý Diðer yandan doðal gaz tüketimi içinde elektrik enerjisi üretimi için kullanýlacak doðal gazýn payý 2002'de % 67, 2003'de % 64 gibi yüksek oranlarda seyretmektedir. Sonuçta elektrik enerjisi içinde doðal gazýn %45'lere kadar varmasý gaz ve enerji sektöründeki çarpýk politikalarý ortaya koymaktadýr. Dünyanýn diðer ülkelerinde doðal gaz kullanýmý içinde elektrik enerjisi üretimi bu denli yüksek bir öncelik almamaktadýr. Ýthal bir enerji kaynaðý olan doðal gazýn elektrik enerjisi üretimi içindeki payýnýn bu denli yükselmesi ekonomik ve politik baðlamlarýyla rasyonel deðildir. 21
Uyarmýþtýk, Elektrik enerjisi üretiminin büyük ölçüde doðal gaza dayandýrýlmasýna yönelik politikalara karþý, Odamýz ile Elektrik Mühendisleri Odasý'nýn yýllar önce dile getirdiði önerilere ne yazýk ki kulak verilmemiþtir. TMMOB ve baðlý odalar ile Devlet Planlama Teþkilatý'nýn gaz talep tahminlerinin abartýldýðý, doðal gaza dayalý yeni enerji santrallerine ihtiyaç olmadýðý yolundaki uyarýlarýnýn dikkate alýnmadýðýný kamuoyu ile paylaþmak istiyoruz. Enerji planlamasý ve kamu yatýrýmý yapýlmamaktadýr Enerji sektöründe kamu yatýrýmlarýnýn gecikmesi ve yetersizliðinin hep "kamu kaynaklarýnýn sýnýrlýlýðý" gerekçesine baðlandýðýný hatýrlayalým. Oysa bu gerekçe geçersizdir. Sorun kýsa ve uzun vadeli doðru bir enerji planlamasýnýn ve bu planlamaya uygun yatýrýmlarýn zamanýnda yapýlmamasýndan, mevcut enerji üretim tesislerinin yönetim ve denetiminde yeterli eþgüdüm olmamasýndan kaynaklanmaktadýr. Bütün siyasal iktidarlarca "kamu kaynaklarýnýn yetersizliði vb." gerekçelerle, Dünya Bankasý, IMF ve bugün AB politikalarý doðrultusunda "yatýrýmlarýn kamu tarafýndan deðil, özel sektör aracýlýðýyla yapýlmasý" yaklaþýmý egemen olmuþtur. Enerji üretiminde kamusal planlama, kamusal üretim ve yerli kaynak kullanýmýný reddeden özelleþtirme politikalarý ülkemizi enerji alanýnda da darboðaza sokmuþtur. Elektrik enerjisi üretimi amaçlý kamu yatýrýmlarýnýn aksama, gerileme ve gecikmesinin temel nedeni budur. Bugüne deðin ithal doðal gaza dayalý elektrik enerjisi üretim tesislerinin hýzla teþvik edildiðine dikkatinizi çekmek istiyorum. Yurtiçi hidrolik (suya dayalý) kaynaklardan daha yüksek bir verimle yararlanýlmasýna yönelik kamusal politika ve uygulamalar ise yetersiz kalmýþtýr. Bugün kamu bu alandan tümüyle çekilmekte, hidrolik esaslý enerji üretim tesisleri artýk yabancý þirketler tarafýndan kurulmaktadýr. Doðal gazdaki "al ya da öde" cezasý, kömürün elektrik enerjisi üretimindeki payýný düþürüyor Þimdi dikkatinizi çekmek istediðim nokta, ulusal bir kaynak olan kömür üretiminin düþmekte oluþu ile baðlantýlýdýr. Elektrik üreten santrallerin üretimleri azalmaya zorlanmakta, dolayýsýyla kömür alýmlarýný kýsmalarý nedeniyle kömür üretimi düþmektedir. Bu durumun nedeni, doðal gaza dayalý santrallere verilen gaz alým garantileri ve doðal gaz alým sözleþmelerindeki "al ya da öde" cezalarýdýr. Böylelikle ulusal enerji kaynaðý olan kömüre yönelik arama ve yatýrým çalýþmalarý sürekli olarak gerilemekte; TKÝ ve MTA'nýn kömür arama sondaj çalýþmalarý gereken ödenek ve desteðin verilmemesi nedeniyle zayýflatýlmaktadýr. Ýthal doðal gaza dayalý yeni enerji santralleri ulusal kaynaklarý devre dýþý býrakýp enerjide ülke ve tüketici aleyhine ekonomik sonuçlar yaratýyor Makina Mühendisleri Odasý olarak, elektrik üretiminde doðal gaza ve ithal kömüre dayalý yeni enerji santrallerine ihtiyaç olmadýðýný vurguluyoruz. Ayný þekilde, termik santraller için yapýlacak yeni yatýrýmlarýn ulusal enerji kaynaðý olan yerli kömüre dayandýrýlmasý, ülke ve toplum çýkarlarý gereðidir. Önerdiðimiz bu politikanýn yerli kaynaklarý mevcuttur. Böylece yurt içi kömür üretimi katma deðer ve istihdam yaratacak ve elektrik üretim maliyeti alternatif yakýtlara göre daha düþük olacaktýr. Bilinmelidir ki, linyitle çalýþan santrallerin maliyetleri doðal gazdan düþüktür. Ancak bu santraller doðal gaz santralleri lehine çok düþük kapasitede çalýþtýrýlmaktadýr. Oysa bu santrallerin tam kapasite çalýþtýrýlmalarý 22
durumunda üretim maliyetlerinin daha da düþeceði kesindir. "Yap-iþlet" politikasý usulsüzlüklere davetiye çýkarýyor Bu noktada, yerli linyite dayalý santraller için gerekli kaynaklar ayrýlmaz iken, yüksek elektrik alým fiyatlarýyla alým garantisi verilen ve "yap-iþlet" esasýyla kurulan doðal gaz yakýtlý bazý santrallerin kuruluþ ve iþleyiþlerindeki usulsüzlük iddialarýnýn, basýna da yansýyan Devlet Denetleme Kurulu Raporunda ayrýntýlý bir þekilde yer aldýðýný hatýrlatmak istiyoruz. Enerji antlaþmalarý ülke çýkarlarý lehine düzenlenirse, elektrik fiyatlarý düþürülebilecektir Dünyanýn en pahalý elektrik kullanan ülkelerinden biri olan ülkemizde, "elektrik fiyatlarýný düþürme" iddiasýnda olan hükümetlerin bunu gerçekleþtirmemeleri dikkat çekicidir. Oysa doðal gazla çalýþan, gaz temini ve üretilen elektriðe alým garantisi verilen doðal gaz santralleri ile ilgili Türkiye'nin yaptýðý anlaþmalar yeniden görüþme konusu yapýlabilir ve bu anlaþmalardaki ülke çýkarlarýna aykýrý hükümler ile alým garantileri iptal edilebilir ise doðal gazýn elektrik üretimi içindeki son derece çarpýk yüksek payý düþecek, yerli kaynak olan linyite dayalý elektrik üretim yatýrýmlarý atýl durumdan kurtarýlacak, elektrik fiyatlarý düþürülebilecek, istihdam ve katma deðer artacak, elektrik enerjisinde "Enerji Güvenliði" tesis edilebilecektir. Yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarýna yönelim durdurulmuþtur Sorun enerji üretiminde ulusal çýkarlarýn korunmasýný öngören planlý kamusal politikalarýn izlenmemesinden kaynaklanýyor. Ülkemizde bulunan yeni ve yenilebilir enerji kaynaklarýnýn (rüzgar, jeotermal, su, gelgit, hidrojen, güneþ, biogaz enerjisi) kullanýmýnýn yaygýnlaþtýrýlmasý ve teþvik edilmesi gerekmektedir. Ancak bu amaçla hazýrlanan bir yasal düzenleme TBMM Genel Kurul gündemine gelmiþken, son dakikada hükümetçe yabancý petrol ve doðal gaz tekellerinin çýkarlarý lehine geri çekilmiþtir. Alýnmayan doðal gaza ödeme yapýlmasý Türkiye'nin çýkarlarýna aykýrýdýr Türkiye'nin Rusya'dan 30 milyar, Ýran'dan 10 milyar, Cezayir'den 4 milyar, Nijerya'dan 1.2 milyar, toplam 45.2 milyar m 3 doðal gazý mevcut yatýrýmlarla alabileceði tespit edilmiþtir. Talep ve tüketimin öngörülen alým miktarlarý kadar artmamasý durumunda, Türkiye almadýðý gaz için "al veya öde" anlaþmalarý uyarýnca para ödemek zorunda kalabilecektir. Buraya kadar aktardýðým gerçeklerin yasa bazýndaki köklerinin Enerji Piyasasý Yasasý ve Doðalgaz Piyasasý Yasasý'nda bulunduðunu ayrýca belirtmemiz gerekiyor. Son olarak, gaz temin programlarýnýn bir dizi teknik parametre yaný sýra, politik parametre içerdiðini belirtmek istiyoruz. Gaz temin anlaþma ve programlarýnýn çok ciddi bir stratejik çalýþma olarak ele alýnmasý gerekmektedir. Zira ülkemiz uluslararasý arenada enerji kozunu elinden çýkarmaktadýr. Önerilerimiz: Odamýzýn enerji ve doðal gaz politikalarýna iliþkin önermelerini sizlere sýralayarak sözlerimi bitireceðim. Türkiye mevcut gaz alým sözleþmelerini, alým miktarlarý, alým fiyatlarý, ödeme þartlarý vb. kriterler yönünden "takrir-i müzakere" konusu yapmalýdýr. Anlaþmalarda fiyat, alýnmayan gazýn bedelinin ödenmesi, ödemelerin nakit olarak yapýlmasý, gazýn 23
üçüncü ülkelere satýlmasýnýn önlenmesi vb. Türkiye aleyhine þartlar iptal edilmelidir. Satýn alýnan gaz bedellerinin mal ve hizmet ihracýyla ödenmesi saðlanmalýdýr. Elektrik iletim ve daðýtým hatlarýnda iletim kayýplarýný azaltacak yatýrýmlar hýzlý biçimde yapýlmalýdýr. Genel olarak enerji tasarrufunu saðlayýcý politika ve zorunlu uygulamalar yürürlüðe konulmalýdýr. Doðal gaz temininde Rusya'ya olan baðýmlýlýk mutlaka azaltýlmalýdýr. Elektrik enerjisi üretiminde ulusal ve kamusal kaynaklar ile yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarýna aðýrlýk verilmelidir. Elektrik üretimi içinde doðal gazýn payý mutlaka düþürülmelidir. Doðal gaz üretim ve tüketim planlamasýnda, politika ve önceliklerin tartýþýlýp, yeniden belirleneceði geniþ katýlýmlý bir platform oluþturulmalý; Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi'nde ilgili tüm taraflar temsil edilmeli ve bu kuruluþa Ulusal Enerji Enstitüsü kimliði verilmelidir. Doðal gazýn ülkemizdeki kullanýmýna iliþkin, Makina Mühendisleri Odasý ve Þubelerinin, Valiliklerin, Belediyelerin, Sanayi Odalarý ve Organize Sanayi Bölge Müdürlükleri ile Üniversitelerin gerek kendi alanlarýnda özgül, gerekse iþbirliði içinde birlikte yapmalarý gereken çalýþmalar eþgüdüm içinde yürütülmelidir. Kamusal bir hizmet olan elektrik üretiminde, "Baþýnýn çaresine bak, kendi enerjini kendin üret" piyasacýlýðý, plansýzlýðý ve kaynak israfýna yol açan politikalar terk edilerek kamu üretimi güçlendirilmelidir. Özel olarak elektrik enerjisi üretiminde genel olarak tüm enerji kaynaklarýnýn temin ve kullanýmýnda ülke ölçeðinde geçerli olacak bir Master Plan uygulanmalýdýr. Kojenerasyon uygulamalarýyla ilgili ülke düzeyinde geçerli olacak uygulama kodlarý ve standartlarý bir an önce yürürlüðe konmalýdýr. Doðal gaz temin politikalarýnýn belirlenmesinde kapalý kapýlar ardýndaki gizli diplomasi yerine, ilgili tüm kesimlerin katýlacaðý ulusal strateji belirlenmesi çabalarýna aðýrlýk verilmelidir. Doðal gazýn sektörel kullaným öncelikleri tartýþmaya açýlmalýdýr. Bu anlamda, ulusal düzeyde tartýþmalar yapacak, stratejiyi belirleyecek yetkili kuruluþ olarak, oluþum, yönetim ve denetiminde doðal gazla ilgili tüm kesimlerin temsil edildiði Doðal Gaz Enstitüsü ve bu Enstitünün alt kollarýnýn bir an önce çalýþmaya baþlamasý zorunludur. Yerli doðal gaz üretimi artýrýlmalýdýr. Zonguldak taþkömürü sahalarýndaki metanýn kullaným imkanlarý saðlanmalýdýr. TPAO'nun Karadeniz'deki doðal gaz arama çalýþmalarý desteklenmelidir. Doðal gazla ilgili politika ve önceliklerin belirlenmesinde etkin konumda olacak Enerji Piyasasý Düzenleme Kurulu'nun çalýþmalarýna Meslek Odalarýnýn düzenli katkýsý saðlanmalýdýr. Kentsel daðýtým þebekelerinde, bina servis baðlantýlarýnda, bina iç tesisatlarýnda, gazýn yýllardýr kullanýldýðý kentlerdeki uygulamalarýn ve deneyimin ýþýðýnda, bütün ülke çapýnda geçerli ve zorunlu olacak standart ve þartnameler, EPDK koordinasyonunda gaz þirketleri, meslek odalarý ve uzmanlýk örgütlerinin katýlýmýyla hazýrlanmalý ve bir an önce uygulamaya konulmalýdýr. TMMOB Makina Mühendisleri Odasý Yönetim Kurulu Baþkaný Emin KORAMAZ 24
Sosyal Devlete Bir Darbe Daha! Köy Hizmetleri'nin Kapatýlmasýyla Türkiye'nin Kýlcal Damarlarýndan Biri Daha Kesiliyor! IMF ve Dünya Bankasý direktifleri uyarýnca, geliþmiþ ülkelerde uygulanan kýrsal kalkýnma politikalarýna karþýt bir yönelimle Köy Hizmetleri ortadan kaldýrýlýyor. "Küreselleþme süreçleri" ve "yapýsal reformlar" olarak adlandýrýlan, tarýmdan enerjiye, ticaretten sosyal hizmetlere ve sosyal güvenliðe kadar uzanan çok geniþ bir alanda ülkemizin üretim yapýsý ve bölüþüm politikalarýný uluslararasý sermaye lehine kökten deðiþtiren; kamunun ulusal politika üretme ve uygulama kapasitesini tahrip eden düzenlemeler bütün hýzýyla sürüyor. Bu amaçla ilk adým, kamu iktisadi iþletmelerinin özelleþtirilmesiyle atýlmýþtý. Þimdi ikinci adým olarak, doðrudan iktisadi faaliyet yürütmeyen ancak kamusal hizmet veren kamu kuruluþlarýnýn parçalanarak özel sermayeye devredileceðini öngören bir geçiþ süreci yaþanmaktadýr. Bu düzenlemelerden biri olan, "Köy Hizmetleri Genel Müdürlüðünün Kaldýrýlmasý'na iliþkin tasarý, TBMM Genel Kurulundan geçmiþ ve konu Cumhurbaþkaný'nýn onayýna sunulmuþtur. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüðü, 1984 yýlýnda, "kamu yönetiminde etkinliðin arttýrýlmasý ve kýrsal alana hizmetlerin bir bütün olarak götürülmesi" gerekçesiyle, Toprak Su, Yol Su Elektrik (YSE) ve Toprak Ýskan Genel Müdürlükleri nin laðvedilerek birleþtirilmeleri sonucu kurulmuþtur. Köy Hizmetlerinin Ýstanbul ve Kocaeli illerinde büyükþehir belediyelerine, diðer illerde il özel idarelerine, iskan konularýna iliþkin hizmetlerinse Bayýndýrlýk ve Ýskan Bakanlýðý na baðlanmasýný ve bunun bir yýl içinde tamamlanmasýný öngören yasa tasarýsý, Anayasanýn 44, 45 ve 166. maddeleri ile devlet tüzel kiþiliðine yüklenen görevleri kamu görevleri olmaktan çýkararak, yerelleþtirme adý altýnda ticarileþtirmekte ve özelleþtirmektedir. Belediyelerle il özel idarelerinin gerek organizasyonel durum ve yetenekleri, gerekse söz konusu hizmetlerin ticarileþtirilmesinin bu kurumlarda yol açacaðý yozlaþma gözetildiðinde, üstlenecekleri bu yükün altýndan kalkamayacaklarýný daha þimdiden söyleyebiliriz. Basýna ve Kamuoyuna 19 Ocak 2005 Bunu Köy Hizmetleri Genel Müdürlüðü nün geniþ faaliyet sahalarýndan görebiliriz. Köy Hizmetleri, köy ve bunlara baðlý yerleþim birimlerinin yollarýný yapmak, bu yerleþim birimlerini yeterli ve saðlýklý içme suyuna kavuþturmak, toprak ve su kaynaklarýný geliþtirmek, bu amaçla çiftçilere kredi vermek, teknik yardým projeleri hazýrlamak, köy içi sosyal tesisleri yapmak, evini yapan vatandaþa konut kredisi vermek, yurtdýþýndan göç edenlere iskan saðlamak, sulama ve hayvan içme suyu temini amacýyla gölet, bent, kanal gibi tesisler yapmak, toprak muhafaza tedbirleri vermek, arazi toplulaþtýrma, tarla içi geliþtirme hizmetleri ve çeþitli drenaj tesisleri yapmak, toprak ve su kaynaklarýnýn geliþtirilmesi ile ilgili araþtýrma çalýþmalarý yapmak görevlerini baþarýyla yerine getirmiþtir. YSE Genel Müdürlüðü nün kurulduðu 1965 yýlýndan bu yana ülkemizde yolu olmayan köy kalmamýþtýr ve toplam yol aðý bugün 294.000 km ye çýkmýþtýr. Türkiye de þehirlerarasý hizmet veren Karayollarý yol aðýnýn 60.000 km olduðu göz önüne alýnýrsa yapýlan iþ ve katedilen mesafenin önemi daha iyi anlaþýlacaktýr. Ayný þekilde Köy Hizmetlerinin, DSÝ nin yarýsý kadar sulama hizmeti sunduðu ve Tarým Reformu Genel Müdürlüðü nün yaptýðý arazi toplulaþtýrmasýnýn birkaç katýný yaptýðý da bir gerçektir. Köy Hizmetleri kýrsal kesimde yaþayan ülke nüfusunun 25 milyonu yani %35 lik bölümüne birçok yaþamsal hizmet götüren önemli bir sosyal hizmet alanýdýr ve þimdi bu alan yok edilerek kýrsal yaþamýmýz önemli sarsýntýlara maruz býrakýlmaktadýr. Öte yandan basýn ve kamuoyunun dikkatini, bilinçli ve ulusal düzeyde bir su politikasý izlenmediði takdirde ülkemizin çölleþme tehlikesiyle karþý karþýya kalabileceði, toprak ve su kaynaklarýnýn titizlikle korunmasý gerektiði noktalarýna çekmek istiyoruz. Köy Hizmetleri konusu böylesi ulusal ölçeklerden hareketle de deðerlendirilmelidir. TMMOB Makina Mühendisleri Odasý Oda Sekreteri Ali Ekber ÇAKAR 25