Abby Green - İnatçı Aşık www.cepsitesi.net

Abby Green - İnatçı Aşık

A İe n a C u s a c k : R o m a n ın k a i m k a k ra m a n ı. P a s c a l L e v eg u e : R o m a n ın e rk e k k a k ra m a n ı. D e re k : A İe n a n ın k a m e ra m a n ı. R y a n O C o n n o r : A İ e n a 'm n ö le n k o c a s ı. R o rv H o ^ a n : A İe n a m n p a tr o n u. S o p k ie (S o p k ) : A İ e n a 'm n s e k re te ri. A ilis k : A İ e n a 'm n e n k ü y ü k a k la sı. M a ire : A İe n a 'ın a k la sı. E o in D o n o k o e : R y a n O 'C o n n o r u n ta k ım a r k a d a ş ı. M a tk ie u : P a s c a l in a rk a d a ş ı.

İNATÇI AŞIK BİRİNCİ BÖLÜM ^yv efes kesen bu sonuçla, bunun turnuvadaki en heyecanlı maç olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Ben Alena Cusack, Croke Park tan yaptığımız canlı yayın sona erdi. Tekrar stüdyodayız. Alena, bağlantının kesildiğini belli eden sesi duyana kadar, yüzündeki gülümsemeyi bozmadı. Sonra mikrofonu ve kulaklığını yardımcısı, Aisling e uzattı. Yayından çıktığına memnundu. Hâlâ orada durduğunu bildiği adama bakmaktan, özellikle kaçınıyordu. Adam kayıtsız bir şekilde duvara yaslanmış, ellerini cebine sokmuş, öylece duruyordu. Az önce Fransız oyunculardan biriyle konuşuyordu. Ama şimdi yalnızdı. Adam, ona bakıyordu. Zaten İrlanda ve Fransa arasındaki milli maç sırasında da sürekli onu izlemişti. Onu rahatsız ediyor, aklını karıştırıyordu ve bunun nedenini bilmiyordu. Hayır, yalandı, biliyordu. Esmer ve düşüncelere dalmış bu adamı gördüğü ilk an, midesine yumruk yemiş gibi hissetmişti. Aralarında garip bir çekim vardı ve bu çok rahatsız ediciydi. Daha önce, hiçbir erkek ona böyle şeyler hissettirmemişti.

abby green C k m öv esine giiçlüydii ki, kendini gülümseten ve tek taşın. sora İ L ^ L u Şt, Ve karanda, alayc, pat.te la parlayan koyu renk gözleri görmüştü. " >ammly0rdutd htaut 5 böyle karakteristik yüz hatları olan birini hiç görmemişti. Oturduğu yerden bile, tüm ayrıntıları görebiliyordu. Sonra ona olan tepkisine şaşırarak, yüzü kızardı.. Fransız olmalıydı. Basın locasının hemen altındaki, VIF bölümünde oturuyordu ve zaten önemli biri gibi görünüyordu. Kalabalığın içinde kolaylıkla fark edilen bir görünümü vardı. Yanındaki birçok erkekten daha uzun ve yapılıydı. Bu adamda bir şeyler vardı. Şimdi de, ondan davetkâr bakışlar beklediği için mi hâlâ orada duruyordu? Aİena mn aklındaki tüm düşünceler birden uçup gitti. Asla bu kadar cüretkâr biri olamazdı. Arabaya ihtiyacın var mı Alena? Kameraman Derek ona bakıyordu. Aisling ve diğerleri toplanmayı bitirmişti. Birden kızardığım hissetti. Oysa hiç kızarmazdı. Her zaman soğuk, sakin ve aklı başında göründüğü için, alay konusu bile olurdu. Hayır, dedi hemen. Bu arada, yabancı adamın görüş sahasından çıkmış olduğunun farkındaydı. İçinde bir panik duygusu belirdi. Hemen arkasında onu bekliyor olabilirdi. Akşam bir aile yemeğine gitmem gerektiği için, arabamı aldım. Öyleyse kutlama partisine gelmeyeceksin? Alena alaycı bir şekilde yüzünü astı. Sadece şöyle bir yüzümü gösterecek kadar zamanım var. O da Rory i memnun etmek için Derek omzunu silkti. Aisling ve diğerlerinin arkasından yürümek üzereyken durdu ve tekrar Alena ya döndü iyi yayındı ufaklık Alena içinin mutlulukla dolduğunu hissetti. Bu onun için cok S f iis K S S! " * *» o * s - p" «k goz kırparak dondu ve yürümeye başladı.

İNATÇI AŞIK Alena bir süre, m utluluk ^ kbya ^ o dcl irüge! ^ S ^ f W. birden koltuğun arkas,- mekten sıkılıp, gitmiş olduğu belliydi. A ralarında sessiz bir olduğunu hayal ettiği için, saçmaladığının farkındaydı. J^ıhaya bakmaya gittiğinde, onu kaçırdığını sanmış ve bir an için hissettiği panik duygusundan, hiç hoşlanmamıştı. Ama hâlâ oradaydı. Pascal Leveque kollarını göğsünde kavuşturm uş, önündeki h e yecan verici manzarayı inceliyordu. Dar eteğin sardığı şekilli k alçalar havaya dikilmişti. Kalçaların sahibi eğilm iş, koltuğun altından bir çantayı çekmeye çalışıyordu. Bakışları daha aşağılara kaydı. Doğrulduğunda uzun ve düzgün bacakların doğru açılarla kalçalarından, ince beline doğru uzandığı görülüyordu. A caba baldırlarında biten türden ince çorap mı giymişti? N edense bu düşünce kanını kaynattı. Bu kadında ne vardı da, sürekli ona bakm ış, gitm esi gerektiği halde burada kalmıştı? Neden, maçtan çok onu seyretmişti'? Temiz, düzgün ve zarif bir kadındı. Kravatla tam am lanm ış çizgili gömleğinden, ayakkabılarına kadar, her şeyi fazla düzenliydi v.n - t k 6,kurtulmamı? ola» açların ı ensesinde sıkıca to p layıp, kuçuk bir atkuyruğu yapmıştı, ama serbest bırakıldığında onların yuzunu çevreleyip, omuz hizasına geleceğinden em indi Ne za K-3SSSSS35S5 7 ag

ABBY GREEN yartılmaktan korkmayan, ona zevk vermek için bütün çekiciliklerini kullanan kadınlarla... Oysa şimdi bu kadın, üzerine giydiği uzun siyah mantosunun altına gizleniyordu. Önce öfkelendiğini, sonra da aklının karıştığını hissetti. Televizyonda program sunan bu bebeğe salyaları aka aka bakarak, ne yaptığını sanıyordu? Birazdan döneceğini biliyordu. İşte o zaman, uzaktan hayal ettiği yüzü, daha yakından görecekti Ama burada bulunmasını açıklayacak bir bahane bulması gerekiyordu. Döndüğünde, hâlâ bu bahaneyi bulmaya çalışıyordu. Ağzını açtı, ama hiçbir şey söyleyemedi. Beyni bir anda boşalmıştı sanki... neyle, ya da kimle karşılaşacağını bilmiyordu. Ama birden bire o muhteşem, yakışıklı yabancıyı önünde buluvermişti. Sadece birkaç adım ötesinde, kendisine bakıyordu. Damarlarındaki kan, birden daha hızlı akmaya başlamıştı sanki. Adam, başını hafifçe yana eğmiş, ellerini cebine sokmuş, öylece karşısında duruyordu. Ve Alena gözlerini, bir türlü onun gözlerinden alamıyordu. Nefesinin kesildiğini hissetti. Elindeki kâğıtları göğsüne bastırıp, sıkıca kavrarken, üzerinde mantosu olduğu için garip bir rahatlama hissetti. Bu adam bakışlarıyla sanki elbiselerini eritip, içini görebilecekmiş gibi garip bir his uyandırıyordu. Ne yaptığını fark etmeden başını salladı ve konuşacak gücü bulduğunda, büyük bir rahatlık hissetti. Affedersiniz, yardım edebilir miyim? Birini mi arıyorsunuz? Sesi, ne zamandan beri bir caz şarkıcısının sesi gibi boğuk ve iç gıcıklayıcı çıkıyordu? Bana bakıyordun. Kendi sesindeki suçlayıcı ton, Pascal ın bile irkilmesine neden olmuştu. Ama onunla yüz yüze gelmek, başını döndürmüştü. Onun çekici olmadığıyla ilgili tahminleri tamamen yerle bir olmuştu. Açık tenliydi, ama etrafına parıltılar saçıyordu. Yanakları kızarmıştı. Acaba rüzgardan mı yoksa... Gözleri ender bulunan bir yeşildi. 8

İNATÇI AŞIK Dudakları dolgun ve yumuşaktı. Parıltılı rujlarla öne çıkartılmamıştı. Daha önce bu kadar doğal çekiciliğe sahip birini hiç görmemişti. Anlayamadım. Bu adam kesinlikle biraz eğlence arayan bir turistti ve büyük ihtimalle gülümsemesini yanlış anlamıştı. Sizi bir yerden tanıdığımı sandım, ama yanılmışım. Eğer beni yanlış anlamanıza neden olduysam, kusura bakmayın. Şimdi, izin verirseniz, işime geri dönmem gerek. Adam tüm içtenliğini ortaya koyan bir gülümsemeyle bakınca, Alena başının döndüğünü hissetti. Çalıştığının farkındayım. Seni, İrlanda nın menajeriyle röportaj yaparken gördüm ve bana bakıyordun. Ben sadece bir gözlemimi dile getiriyorum. Hepsi bundan ibaret. Sizin bana baktığınızdan daha fazla değil. Alena ona, aynı onun soğukkanlılığıyla karşılık vermeye çalıştı. Adam topuklarının üzerinde ileri geri sallanırken, gözlerine tehlikeli bir bakış gelmişti. Hem de çok tehlikeli bir bakış... Alena tuzağa düştüğünü görebiliyordu. Koltukların arasındaki boşluk, onu itip geçemeyeceği kadar dardı. Tek çözüm, diğer sıraya atlamaktı, ama üzerindeki etekle bunu yapması imkânsızdı. Alena, bir şekilde gözünün yıldırılmaya çalışıldığım hissetti. Yine de tüm gücünü toparlayıp, bilgisayar çantasını omzuna attı. Bu konuşma bizi bir yere götürmez, dedi onun ima ettiği şeyi anladığını umarak. Şimdi gerçekten işe geri dönmem gerek, Ayrıca çok daha heyecan verici bir yerde olmak isteyeceğinize eminim. Adam geriye doğru çekilip, geçmesi için eliyle yol gösterince, Alena biraz olsun rahatladığını hissetti. Dişlerini sıkarak, onun yanından geçti. Ancak geçerken ona değmemek için çabalamasına rağmen, adımın varlığını fazlasıyla hissetti. Özellikle de heyecan verici kokusunu. Bu, seksin kokuşuydu. Tanrım neyi vardı böyle? Ne zamandan beri seksin kokusunu düşünür olmuştu? Ne zaman beri böyle bir kokuyu tanır olmuştu? Midesinde kıpırtılar hissediyordu. Neyse ki onun yanından geçip, 9

ABBY GREEN asansöre giden merdivenlere ulaşmıştı. Birazdan aşağıya inecek ve gerçeğe geri dönecekti. Ancak adamın onla birlikte asansöre bindiğini görünce, dualarının kabul olmadığını anladı. Asansörün düğmesine basarken, bu yolculuğun mümkün olduğunca çabuk bitmesi için yalvarıyordu. Küçücük alanda, inanılmaz yoğun bir elektrik vardı. Asansör durup, kapılar açıldığında, Alena hemen dışarı çıktı. Tribünlerin arkasındaki ana kapıya yürürken, arabasının dışarıdaki parkta durduğunu görebiliyordu. Sonra birden, arkasında duyduğu ayak sesleri onu durdurdu. Adam, fazla çaba harcamadan ona yetişmişti. Boynunda sıkı bir tasma varmış gibi, huzursuz edici bir duyguya kapıldı. Adam avını takip eden yırtıcı bir hayvan gibiydi, ama henüz öldürmek için harekete geçmemişti. Arkasını döndü. Kalbi hâlâ asansördeki yakınlıktan dolayı hızla atıyordu. İşte o an, yürüdüğü süre içinde nefesini tuttuğunu fark etti. Adam keskin gözleriyle ona bakıyordu. Aslında, çok daha heyecan verici başka bir yerde olmayı istiyorum. Belki sen de bana katılırsın? İnsanın nefesini kesecek kadar yakışıklıydı ve onunla ilgileniyordu. Alena buna inanamıyordu. Bir özelliği olmadığının farkındaydı. Milyonlarca kızdan hiçbir farkı yoktu. Bu adam ondan ne istiyordu? Ona bakan herkes, onun tamamen farklı bir dünyaya ait olduğunu görebilirdi. Beyninde alarm çanları çalmaya başladı. Hem de ısrarla ve yüksek sesle... Başını sallayıp, yeniden döndü ve arabasına en yakın olan kapıya doğru yürümeye başladı. Ama bir şeyler, onu bu adamın yörüngesinde kalması için zorluyordu ve bununla savaşmak zorunda kalıyordu. Yanlarında uzun, siyah bir araba belirdi. Onun arabası olduğu belliydi. Özel kişiler için ayrılan park alanından gelmişti. Alena bir kez daha başını salladı. Özür dilerim Bay... Leveque. 10

İNATÇI AŞIK Bay Leveque. İsmi bile çok seksiydi. Sanki özellikle konmuş gibi. İşe geri dönmeliyim, diye tekrarladı. Bu benim için bir iş. Size Dublin de iyi eğlenceler dilerim. Dışarıda bir sürü güzel kadın var. Şimdi izninizle. Yürüyüp gidecek kadar aptal olma, dedi içindeki bir ses ona, ama Alena bu sese kulak asmayıp, döndü ve arabasına doğru yürüdü. Adam sinirlenmiş görünmüyordu. Onun fikrini değiştirmeye de çalışmamıştı. Verdiği karardan, memnun oldu. Adam, büyük ihtimalle maç için gelen zengin turistlerden biriydi. Spora destek olan bu tip kişileri gayet iyi bilirdi. Bir zamanlar onların bir parçasıydı. Ama artık değildi. i^ a sc a l, kendi arabası onunkinin yanından hızla geçerken, bu kadına arzulu gözlerle bakmamakta kararlıydı. Onun kendisini reddetmiş olduğuna inanamıyordu. En son ne zaman, bir kadın onu umursamadan çekip gitmişti? Hatırlayamıyordu. Dudakları ince bir çizgi halini aldı. Haklıydı, dışarıda bir sürü kadın vardı. Bu kadında özel bir yan yoktu. Öyleyse, neden tek görebildiği o davetkâr yumuşak dudaklar, derinliklerinde bir sürü değişim olan iri, yeşil gözler ve sakladığı vücudu görmek için, onda yırtma isteği uyandıran giysilerdi? Canı sıkkındı. Haftalardır bir sevgilisi olmamıştı. Bu gece bir partiye gidecekti. Tek yapması gereken, etrafına şöyle bir göz atmaktı. Sonrası kendiliğinden gelirdi zaten. Yeniden dengesini bulduğunu hissedince, rahatladı. Gözlerini ondan alamaması hiç normal değildi. Arkasına yaslanıp, kaslarını gevşetti. Ama aniden yeniden gerildi. Onun ismini öğrenmemişti. Evli olup olmadığını bile bilmiyordu. Parmağında yüzük gördüğünü hatırlamıyordu, ama evli olmalıydı. Yeniden sakinleşti. Bu sefer onu aklından tamamen çıkartarak, dikkatini onu çok şeyin beklediği geceye yoğunlaştırdı. 11

ABBY GREEN o4rlena, henüz gidemezsin. Ama Rory, eve gitmeliyim. Kardeşimin kırkıncı doğum günü. Patronu onu duymazdan geldi. Alena, onunla tanışmak zorundasın. Yarın onunla röportaj yapacaksın. Maçtan sonra şahsen aradı ve özellikle seni istedi. Seni haber sunarken falan görmüş olmalı, zaten kimin umurunda? Bunun ne kadar önemli bir röportaj olacağı hakkında bir fikrin var mı? O, Six Nations un önemli sponsorlarından biri, ünlü bir bekar ve bir milyarder... Alena bir duvara toslamış gibi hissetti. Doğru mu duymuştu? Röportaj mı demişti? İyi de bunda olağan dışı bir şey yoktu ki... Hemen her gün bir sürü insanla röportaj yapıyordu, bunun ne farkı vardı? Endişeli gözlerle saatine baktı. Sürpriz parti yarım saat içinde başlayacaktı ve buradan çıkıp, ailesinin Foxrock taki evine gitmesi için, ancak o kadar zamanı vardı. Partinin başlangıcı kaçırırsa, katılmasının hiçbir anlamı kalmayacaktı. Bunu yapacaksın, dedi Rory, endişeli gözlerle onu süzerken. Biraz daha hoş giyinebilirdin. Alena öfkelenmeye başladığını hissediyordu. Bir sürü insan, onun daha önce olduğu gibi görünmesini istiyordu. Rory, aile içinde verilen parti için giyindim, Fransız takımının kutlamaları için değil. Çoğu kadın gibi uzun dar bir elbise giymiyordu. Gayet saygın bir görünümü vardı ve bu halinden memnundu. Zaten her şeyin fazla dar, fazla küçük olduğu moda dünyasıyla ilgili, çok fazla rahatsız edici anısı vardı. Bunlar ona göre değildi. Eskiyle, şimdiki görünümü arasında tam bir tezat olduğunu biliyordu. Rory onun başının üzerinden bakarken, gerildi. Şimdi geldi, dedi heyecanla. Bu adamın ne kadar önemli olduğunu sana anlatacak zamanım yok. Six Nations taki konumunun yanı sıra, dünyanın en büyük bankalarından birinin CEO su. Seni onunla tanıştıracağım. Sonra gidebilirisin, tamam mı? Hem onun da bu gece için seninle tanışmaktan daha önemli başka işleri olduğundan da eminim. 12

İNATÇI AŞIK Alena bir şey söyleyemeden, Rory onu elinden tutup, sırtı onlara dönük, siyah takım elbiseli adama doğru sürüklemeye başladı. A- damın etrafı ona yaltaklanan insanlar ve dikkat çekecek derecede abartılı giyinmiş kadınlarla çevriliydi. Alena, birden bacaklarının pelte gibi olduğunun hissetti. Kalbinin deli gibi atmaya başladığını duyabiliyordu. Rory kulağına eğilip, İsmi Leveque. Pascal Leveque, dediğinde, korktuğunun başına geldiğini anladı. «J^mırım, sizi daha önce maçla ilgili röportajlar yaparken gördüm, değil mi? Sanki daha önce hiç karşılaşmamışlar gibi, derinden gelen seksi sesiyle, son derece masum bir şekle konuşmuştu. O gün ikinci kez, Alena bu gözlerin içine bakıyordu. Aklından bir türlü atamadığı o gözler... Dudaklarının kuruduğunu, ellerinin terlediğini hissetti. Tepkisi tehlike işaretiydi. Bütün erkeklerden uzak durmaya yemin etmişti. Zaten küçük maceralar yaşamak için zamanı da yoktu. Ama bu adamın, üzerinde böylesine bir etkisi olmasının nedenini bir türlü anlayamıyordu. Pek çok erkek onunla flört eder, dışarıya çıkmak için davette bulunur, ama Alena onları kararlı ve nazik bir şekilde geri çevirirdi. Ama bu farklıydı. Onunla karşılaştığı ilk andan beri, tek yaptığı kaçmaktı ve bunun nedenini bilmiyordu. Sessizlik uzayınca, Rory onu dürttü. Alena otomatik olarak elini uzattı. Evet. Evet, gördünüz. Pascal Leveque onun elini avucunun içine aldı, ama tokalaşmak yerine, gözlerini Alena dan hiç ayırmadan eğildi ve öptü. Alena elinden, bedenine yayılan şok dalgaları karşısında ne yapacağını bilemiyordu. Hemen elini çekmek istedi, ama Pascal buna izin vermedi. Yavaşça doğrulurken, işaret parmağıyla onun hızlanan nabzının olduğu yeri hafifçe okşadı. Bu bir anda olan, ama dünyayı sarsan bir hareketti. Adam, gözünü Alena dan ayırarak, merakla onlara bakan Rory e dönerek, içecek bir şeyler alıp alamayacağını sordu. Doğal 13

I ABBY GREEN olarak Rory bu işe gönüllü olunca, keskin bakışlarını yeniden Alena ya çevirdi. Bakıyorum, üzerini değiştirecek zaman bulmuşsun. Söylesene, bu da iş olarak tanımlanan bir şey mi? Alena, içinde gittikçe artan öfkenin varlığını hissedebiliyordu. Evet, gideceğim parti için üzerimi değiştirdim ve evet bu hâlâ bir i? Pascal ın bakışları, bedenine uyan, ama hiç de heyecan verici olmayan giysinin üzerinde gezindi. Baştan aşağı siyahtı. Ceketin altında dik yakalı bir kazak vardı. Fazlasıyla kapalıydı. Siz de değişmişsiniz, dedi onun üzerindeki resmi siyah takım elbise, beyaz gömlek ve siyah kravata bakarak. Pascal ın bakışları yeniden onunla buluştuğunda, Ceketini çıkartmak istemez misin, diye sordu. Burası sıcak. Alena göğüslerinin arasından yuvarlanan ter damlalarını hissedebiliyordu, ama Hayır, ben iyiyim, dedi. Ceketi, koruyucu kalkanı gibiydi. Onunla bu kadar yakın olmak dengesini alt üst etmişti. Ne yaptığını fark etmeden, elini düzeltmek istercesine saçlarına götürdü. Bu, gergin olduğu zamanlarda yaptığı bir hareketti. Pascal ın da kısık gözleriyle onu izlediğini anlayınca, kızardı. Kahretsin... Onun varlığının farkında olduğunu belli eden bir şey yapmak istemiyordu. Pascal ın dudaklarında bir gülümseme belirdi. Saçların fazlasıyla... Derli toplu... Ona gülüyor muydu? Birden Rory nin söylediklerini hatırlayıp, ona baktı. Röportaj için beni istediğiniz doğru mu? Pascal ilgisiz bir şekilde omuz silkti. Sinir bozucu bir şey, ama zaman zaman basının isteklerini kabul etmek zorunda kalıyorum. Bu yüzden, evet, seni istedim... Senin sorular sormanın, alışkın olduğumdan daha eğlenceli bir deneyim olacağını düşündüm. Bakışları ateşliydi. Ama Alena yine de olabildiğince profesyonel davranarak, ona tatlı bir şekilde gülümsedi. Onun bakışlarındaki tehlikeli parıltılar, kasıklarında hareketlenmeler yaratsa da, bedeni 14

İNATÇI AŞIK nin tepkisini görmezden gelmekte kararlıydı. Bay Leveque, sırf kadın olduğum için, sorularımın hangi rengi sevdiğiniz şeklinde olacağını sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. O anda beynine, akşam bu adamla ilgili araştırma yapması gerektiğini kaydetti. Pascal ın gözleri kısılmış ve soğuk bir ifadeyle bakmaya başlamıştı. Kadın olduğun için, seni yeteneklerini gönnezden geleceğimi sanıyorsan, çok yanılıyorsun. Seninle ilgilenmem, tamamen iş gereği. Çalışmalarını araştırdım ve beni etkiledin. Alena çok şaşırmıştı. Hemen özür dilemek istedi. Ama ona baktığında, soğuk bakışlar altında ürperdiğini hissetti. Yaşanan gergin hava, az önceki ateşli bakışları yok etmişti. Şey... Ben... Bunu düşünmemiştim... Pascal onun özür dileme çabasını yarıda kesti. Söylediğim gibi, sana olan ilgim, röportaj süresince tamamen profesyonellik sınırlarında kalacak. Bununla birlikte... Birden susarak, ona biraz daha yakınlaştı. Aralarındaki hava yine değişmişti. Alena güçlükle nefes alıyordu. Çünkü onun gözlerinin yeniden ateşle parladığım görüyor, bu da aklını karıştırıyordu. İlgimin profesyonellik sınırlarını aşmayacağına söz veremem. Alena bulundukları alanın küçüldüğü hissine kapıldı. Kendini toparlamaya çalışarak, Bay Leveque, dedi. Çok üzgünüm, ama siz de bilirsiniz k i... Evli misin? O kadar çabuk sormuştu ki, Alena şaşırdı. Evet, dedi otomatik olarak. Onun yüzünün karardığını fark etti. Geriye doğru bir iki adım atıp, başını salladı. Tanrım, bu adam beynine ne yapıyordu böyle? Hayır, yani evliydim. Dudağını ısırıp, etrafına bakındı. Rory nin bir an önce gelip, bu konuşmaya bir son vermesini diliyordu. Bakışlarını isteksizce yeniden Pascal a çevirdiğinde, onun merakla kendisine baktığını gördü. Huzursuz edici anılar ve duygular onu mahvediyordu. Aslında burada, bu çevrede bulunmak ona sürekli olarak geçmişini hatırlatıyor, içinin sıkıntıyla dolmasına neden oluyordu. Derin bir nefes aldı. Bu konu hakkında konuşmak zorunda bıraktığı için, sitemli bir şe 15

ABBY GREEN kilde karşısındaki adama baktı ve Evliydim. Ama kocam on sekiz ay önce öldü, dedi. Pascal, bir şey söyleyecekmiş gibi ağzını açtı, ama neyse ki o sırada Alena nm duaları duyuluş gibi, Rory içkilerle yanlarına geldi. Şampanya kadehini Alena ya, viski bardağını da Pascal a uzattı. Alena, içinin yeniden panik duygusuyla dolduğunu hissediyordu. Bardağı yakındaki masaya koydu. Telefonuna bakmak için çantasını açtı. On tane cevapsız arama vardı. İnleyerek, Başım belada, dedi. Sonra Rory e döndü. Gitmek zorundayım. Bakışlarını PascaTa çevirdiğinde, onun rahatsız edici varlığından etkilendiğini göstermemek için, büyük bir çaba harcıyordu. Üzgünüm, ama başka bir randevuya geciktim. Rory nin onaylamayan bakışlarını görmezden gelerek, geriledi. Birine çarpıp, özür diledi. Kurtulan saç tutamını kulağının arkasına attı. Sizinle tanışmak çok hoştu, Bay Leveque. Yarınki röportajı dört gözle bekliyorum. Pascal onu dudaklarında gizemli bir gülümsemeyle izliyordu. Alena şimdiden kadınların onun etrafında toplanmaya başladıklarını görebiliyordu. Nedense içinde bir şeyler kıpırdandı. Ben de, dedi Pascal yumuşak bir sesle. Sonra sanki bunu kutluyormuş gibi, bardağını kaldırdı. Yoksa tehdit eder gibi miydi? Yarın görüşürüz Alena. Vücudu böylesine istekle yanarken, konuşmaya dikkatini vermesi çok zordu. Böyle bir şeyi daha önce hiç hissetmemişti. O- nun evli olmadığını öğrenmiş olmasına rağmen, aklı yine de karışıktı. Onun nereye ve kiminle buluşmaya gittiğini öğrenmek için yanıp tutuşuyordu. Biriyle mi birlikteydi? Sizinle röportaj yapması için Alena Cusack ı isteme kararınızın nedeni ne? Alena nm patronu Rory Hogan, ulusal bir televizyon kanalının spor bölümünün başıydı ve fazla itaatkâr davranışıyla, Pascal ı sinirlendirmeye başlamıştı.

İNATÇI AŞIK Pascal, Alena Cusack ı aklından çıkaramayınca, onun kim olduğunu öğrenmek için bir dizi telefon görüşmesi yapmış ve sonra ertesi günkü röportajı için onu istemişti. Ama tabi bunu, karşısında ondan cevap bekleyen bu adama söyleyecek değildi. Tabi ki, elinizdeki en iyi muhabir olduğu için onu istedim. Rory nin kırmızı yüzü daha da kızardı. Şey, teşekkürler. Evet, iyi. Aslında hepimizi şaşırttı. Etrafına bakındıktan sonra biraz daha yaklaştı. Pascal, onun içki kokan nefesinden uzaklaşmamak için kendini zor tuttu. Bilirsiniz işte, sadece ismi önemli olduğu için ona bu şans verildi. Pascal birden adamın söyledikleriyle ilgilenmeye başladı. Ancak bu ilginin sesine yansımasına engel olarak sordu. Ne demek istiyorsunuz? Rory kahkaha atarak, eliyle etrafı gösterdi. Şu kadınları görüyor musunuz? Pascal ın bakmasına gerek yoktu. Ona biraz olsun yaklaşmak i- çin can atıyorlardı. Yüzünde hoşnutsuz bir ifade belirdi. Bu tür durumlar böyle kadınların her zaman ilgisini çekerdi. Milyoner bir sporcuyla evlenmek, platin kredi kartının sağlayacağı hayatı yaşamak ve buna kavuştuklarında da, büyük bir başarı elde ettiğini düşünen kadınlar. Şey, o da bu kadınlardan biriydi. Aslında onların kraliçesiydi. Ryan O Connor ile evliydi. Pascal bir an için nefes alamadığını hissetti. Küçük bir şok yaşıyordu. Efsanevi İrlandalI futbolcuyu duymuştu. Baştan aşağı siyahlara bürünmüş Alena nın görüntüsü, gözlerinin önünde canlandı. Rory konuşmasına devam ediyordu. İrlanda nın yıllardır görmediği kadar büyük bir düğünle evlendiler. Evliliklerinin ardından İrlanda takımı arka arkaya galibiyetler kazanınca, Alena onların maskotu olarak kabul edildi. Bütün maçlara gitti ve sonra her şeyi mahvetti... Onun kişisel olarak sorumlu olmadığını biliyorum, a- m a... 17

ABBY GREEN Ne demek istiyorsunuz? Pascal, Ryan O Connor hakkındaki bildiklerini hatırlamaya çalışıyordu, ama hâlâ Aİena mn patronunun söylediklerinin şaşkınlığını yaşıyordu. Onu fırlatıp attı... Hem de nedensiz yere. Sonrasında da Ryan iyice raydan çıktı. İrlanda nın şansı tersine döndü. Sora da, boşanmalarından sadece birkaç gün önce, bir helikopter kazasında öldü. Ona bu işi, çok istediği, ısrar ettiği için verdik. Ayrıca sporun hem iç dünyasını, hem de dış dünyasını çok iyi biliyor. Bu onun kanında var. Babası da yıllarca İrlanda için rugby oynadı. Pascal hâlâ söylenenlerle, Aİena mn görüntüsünü birbiriyle bağdaştırmaya çalışıyordu. Az önce geri geri gitmesi, yüzünün kızarması, saçından bir tutamın yüzüne düşmesi hâlâ gözünün önünde canlanabiliyordu. Bütün bunlar dengesini bozmuş, içinde ateşli duygular uyandırmıştı. Ama Aİena mn, onunla bir araya gelmek için her şeyini verecek şu kadınlardan biri olduğunu düşünmek, hiç hoşuna gitmedi. Gerçi, kim olduğunu bilmesine rağmen, onunla flört etmeye, ayartmaya çalışmamıştı. Belki de bu bir taktikti. Öyleyse, kendisi de onunla oynayacak, ne kadar ileri gidebileceğini görecek, yeterince bilgi edinince de, çekip gidecekti. Ancak emin olduğu bir şey vardı ki, o da onu acilen baştan çıkartma isteği, her şeyden baskın geliyordu. (örtesi gün Alena işyerindeki kadınlar tuvaletinde, aynada kendine bakıyordu. Gergindi ve böyle olmaktan nefret ediyordu. Saçlarını düzeltmiş, her zamanki gibi ensesinde sıkıca bağlamıştı. Makyajını daha yakından incelemek için eğildi. Gözlerinin altındaki morlukları gizlemek için, her zamankinden biraz daha ağır bir makyaj yapmıştı. Eve geç saatlerde gelmiş ve Pascal Leveque hakkında olabildiğince çok bilgi bulmak için, neredeyse sabaha kadar uyumam ıştı. Aslında uykusuz kalmasına değecek kadar çok bilgi bulamamıştı. Nadiren röportaj veriyordu. Sonuncusu, neredeyse iki yıl önce

İNATÇI AŞIK gerçekleştirilmişti. Leveque BankTn CEO suydu ve genç yaşında en tepeye yükselmeyi başarmıştı. Şimdi otuzlu yaşların ortalarındaydı. Eski tarzda çalışan küçük bankaları, Leveque Bank içinde toplayarak, dünyanın sayılı ve etkili fınans şirketi haline getirmişti. Çocukluğu, ya da ailesi hakkında çok az bilgi vardı. Sadece Paris in kenar mahallelerinden birinde doğduğu ve annesinin evli olmadığı yazılıydı. Babası hakkında hiçbir bilgi yoktu. Eler ne kadar az olsa da, onun özel hayatı hakkında öğrendikleri, içinde evli olabileceğine dair bir kuşku oluşturmuştu. İnternetteki resimlerde kolunda hep bir güzelle görünüyordu. Bunlar dünyanın sayılı artistleri ve modelleriydi. Ama aynı kadınla ikiden fazla görtintülenmemişti. Bu adamın, kadınlar üzerinde uzmanlaşmış, bir çapkın olduğu çok açıktı. Oysa kendisi dikkat çekmeyen, orta sınıfa mensup sıradan biriydi ve onun top koşturduğu alanlarda işi yoktu. O alanların yakınında bile değildi. Pascal Leveque, zengin, güçlü, başarılı, kazanmak için oynayan biriydi. Yani, Alena m bir daha hayatına sokmamaya yemin ettiği her şey, onda vardı. Son bir kez aynadaki görüntüsüne baktı. Denizci mavisi pantolonu ve boğazına kadar ilikli krem rengi ipekli gömleğiyle son derece profesyonel görünüyordu. Boynundaki inci kolyeyi düzeltti. Eğer biraz şansı varsa, Pascal Leveque dün gece verilen partide biriyle tanışmış ve onu unutmuş olurdu. ı^oaşlayalım mı? Pascal stüdyoya girdiğinde, Alena elindeki notlardan başını kaldırıp, sert bir sesle konuştu. Havadaki elektriği ve heyecanı hissedebiliyordu. Dünyanın en ünlü sporcularında bile böyle bir karizma yoktu. Elalka ilişkilerinden sorumlu bir görevli tarafından, özel konulara girmemesi, özellikle kadınlarla ilişkileri hakkında soru sorulmaması konusunda uyarılmıştı. Sanki bu konuları öğrenmek istiyormuş gibi...

a b b y g r e e n Etraf loştu. İşık ve kamerayla onları hazırlamak için koşuşturan insanların konuşmalarım duyabiliyordu. Derek bugun yme onunla çalışıyordu. Sadece birkaç dakika daha, dedi. Işıkları bir kez daha kontrol etmeliyim... Alena kızgınlıkla ağzının içinden homurdandı. Şu ışın bir an önce bitmesini istiyordu. Dün gece geç mi bitti? Alena, hemen, bunu duyan başkası var mı diye etrafına bakındı. Kimse duymuş görünmüyordu. Bu adamın, sanki aralarında bir şeyler varmış gibi, samimi konuşma tarzından nefret ediyordu. O- nunla karşılaşalı yirmi dört saatten az olmuştu. Bu işin önünü bir an önce kesmek zorundaydı. Onu yeniden görmenin vücudunda yarattığı şok dalgalarını görmezden gelerek, bakışlarını karşısında oturan adama yöneltti. Hayır, dedi insanın kanını donduracak kadar soğuk bir sesle. Pek sayılmaz. Ya siz? Bunu neden sormuştu ki sanki? Pascal onun içini hoplatan bir gülümsemeyle bakınca, Alena dişlerini sıktı. Koyu takım elbisesi, açık renk gömleği ve ipekli kravatıyla bugün yine kusursuz bir görünüm sergiliyordu. Bu haliyle, olduğundan daha önemli biri izlenimi veriyordu. Bir fincan sıcak kakao ve senin boğazına kadar iliklenmiş gömleğin ve takım elbiseli halinin hayaliyle, erkenden yattım. Alena nm bir şey söylemesine fırsat bırakmadan, bakışlarını arsızca onun üzerinde gezdirdi. Bakıyorum, bugün farklı bir giyim uygulamışsın. Haftanın her günü için farklı bir tarzın mı var? Alena tüm bedenini ateşlerin sardığını hissetti. Bu adam onunla oynamasına rağmen, ağzını açıp tek kelime edemediği için, öfkeden kuduruyordu. Tamam Alena. Biz hazırız. Derek in sesiyle biraz olsun sakinleşti. Kendini kontrol etmeye çalışarak, uzun bir süre PascaTa baktı. Pascal da bakışlarını ondan bu- saniye olsun ayırmamıştı. Şimdi de masum bir şekilde gülümsüyordu. Alena büyük bir gayretle, soğukkanlı görünümünü takındı. 20

İNATÇI AŞIK ilk birkaç soruya, Pascal kolayca ve zekice cevaplar verince, ta m lamaya başladı. İşine yarayan bir metot bulmuştu. M um kun olabddiğince ona bakmaktan kaçınıyordu. Ve bu yöntem Pascal, Benim le gerçek anlamda bağ kurduğunu hissetmiyorum, diyene kadar epey işe yaramıştı. Alena ona bakmak zorunda kaldı. Anlayamadım. Pascal ın gözlerinde, muzip parıltılar yanıyordu. Kendimi, benimle bir ilişki kurulmuş gibi hissetmiyorum. Alena herkesin ilgiyle onlarda baktığının farkındaydı. Kalkıp, dışarı çıkmak ya da yüzündeki kendini beğenmiş ifadeyi silm ek için ona vurmak istedi. Özür dilerim. Kendinizi sizinle ilişki kurulm uş gibi hissetmeniz için, nasıl yardımcı olabilirim? Pascal masumca açıkladı. Göz kontağının epey yardımı olur. Odadakilerden bazılarının kıs kıs güldüğünü duyabiliyordu. İ- çinde tanıdık bir acı hissetti. Onun başarısızlığını görmek isteyen insanların varlığını hatırlatan bir şeyler her zaman oluyordu. Anlayışlı bir şekilde gülümsedi. Tabi. Bunu izleyen dakikalarda röportajı yapmak, A lena yı tüketti. Çünkü onun gözlerine bakarak konuşmak, Pascal m üzerindeki etkisine karşı direncini etkisiz kılıyordu. Ve Pascal da bunun farkındaydı. Birkaç soru daha sormak için çabaladı, ama her seferinde Pascal onu girdabın içine biraz daha çok çekiyordu. Bir şekilde ona yaptığını ödetmek isteğiyle, elindeki kağıtların tamamen dışına çıkmaya karar verdi. Soru dudaklarından dökülürken, odanın diğer ucunda duran Rory nin gerildiğini hissedebiliyordu. Paris in varoşlarından çıkan bir çocuğun, rugby sporuyla ilgilenmesi nasıl oldu? Bu, daha çok orta sınıf halkın ilgilendiği bir spor dalı değil mi? Alena, halkla ilişkiler görevlisinin de gerildiğini sezebiliyordu. Ama kimse araya girmedi. Ama anlaşılan Pascal Leveque, diğer ünlüler gibi endişeli bir tip değildi. Hangi durumda olursa olsun soğukkanlı kalabilen biriydi. Ama ilk kez, hem en cevap vermedi! Bir süre ona baktı. Alena, korkudan sırtının ürperdiğini hissetti. 21

ABBY GREEN Sonra Pascal, gözlerine ulaşmayan bir şekilde gülümsedi. İyi araştırmışsın. Alena, başıyla onaylamakla yetindi. İşi bu aşamaya getirdiğine pişman olmuştu. Ama Pascal, kısa bir duraksamanın ardından cevap verdi. Büyük babam sayesinde. Büyük babanız mı? Notlarına bakmak için bakışlarını kaçırdı, ama büyük babası hakkında hiçbir bilgi olmadığını biliyordu. On yaşıma girdiğimde, onunla birlikte yaşamak için Fransa nın güneyine gönderildim. Omuzlarını silkti. Yüzündeki ifadeden bir şey anlaşılmıyordu. Büyümekte olan bir çocuk ve Paris in varoşları, pek iyi bir birleşim değildi. Bakışlarındaki bir şeyler Alena da, ona daha fazla bir şey açıklamak zorunda olmadığını söyleme isteği yarattı. Doğrusu bu çok şaşırtıcıydı, çünkü nonnalde acımasız sorular sormaktan hiç çekinmezdi. Şimdi neden rahatsız olduğunu bilmiyordu. Ama Pascal, sanki aralarında hiçbir gerginlik oluşmamış gibi, konuşmaya devam etti. Büyükbabam rugby ile ilgileniyordu. Ama daha çok oyunun tarihe dayanan kısmıyla. Bu oyun, Fransa nın tarihiyle çok bağlantılıydı. İşte bana bu oyunu büyükbabam sevdirdi. Alena, çok özel noktalara dokunduğunun farkındaydı. Pascal'ın gözlerindeki bakış, devam ederse ateşle oynayacağı konusunda onu uyarıyordu. Alena, birden bu ateşle oynamak istedi. Peki, kendiniz oynamayı hiç düşünmediniz mi? Pascal ın bakışları, şimdi çelik gibi sertti. Yavaşça başım salladı. Aklımı kullanarak para kazanmak konusunda yetenekli olduğumu keşfettim ve çamurun içine yuvarlanmayı, profesyonellere bırakmayı tercih ettim. Alena birden kızardı. Pascal, geçmişiyle ilgili sorular sorarak girilmemesi gereken alanlara girdiğini ve belden aşağı vurduğunu mu ima ediyordu. Kendini toparlamak için bakışlarını elindeki notlara çevirdi. Belirlenen bütün soruların, hatta daha da fazlasının soruldu 22

İNATÇI AŞIK ğunu anlamıştı. Ona teşekkür edip, yayına son vermek için ağzım açtığında, Pascal şaşırtıcı bir şey yaparak ona doğru eğildi. Şimdi, benim sana bir sorum var. Öyle mi? Şimdi bakışları tamamen değişmişti. Bu gece benimle yemek yer misin? Alena içinin korkuyla dolduğunu hissetti. Sonra korkunun yerini öfke aldı. Herkesin önünde, ona böyle bir soruyu nasıl sorabiliyordu? Kamera hâlâ kayıttaydı. Küçük stüdyodaki gerilimi hissedebiliyordu. Gülmeye çalıştı, ama pek başarılı olduğu söylenemezdi. Korkarım, patronum işle eğlenceyi birbirine karıştırmamızı onaylamaz, Bay Leveque. Rory hemen ileri atıldı. Görevlilere etrafı toparlamaya başlamalarını söyledikten sonra, Saçmalama, Alena, dedi. Bu tamamen farklı bir durum. Yoğun programının arasında bu görüşmeyi yapacak zamanı ayırdığı için, Bay Leveque ye ne kadar minnettar olduğumuzu göstermekten, senin de mutluluk duyacağına eminim. Pascal arkasına yaslanmış, rahat bir şekilde oturuyordu. Bu Dublin deki son gecem. Şehri görmenin hoş olacağım düşünmüştüm. Bana eşlik etmeni istedim Alena. Ama hayır demekte karalıysan, tabi ki seni anlarım. Ayağa kalkıp, Rory e baktı. Görüşmenin kopyasını otelime gönderebilir misiniz? İyi olduğundan eminim, ama yayınlanmadan önce son bir kez görmek isterim. Bu sözlerin içinde gizli bir uyarı olmadığını anlamamak için, insanın aptal olması gerekiyordu. Pascal fikir değiştirip, onların yayın haklarını engelleyebilirdi. Rory nin de aynı şeyi düşündüğü, rengi atan yüzünden belliydi. Alena da ayağa kalktı ve fikrini değiştirmeden hemen konuştu. Buna gerek yok, Bay Leveque. Sizinle yemek yemeği çok isterim. Benim için bir zevk olacak. 23

ABBY GREEN İK İN C İ B Ö L Ü M ' M * e bu tip durumların içine düşürülmekten hiç hoşlanmam Bay Leveque. Pascal, arabanın diğer ucunda oturan Alena nın sert profiline bakarken, bu tip durumların içine düşürülmekten ne kadar hoşlanabileceğini ona göstermemek için kendini zor tutuyordu. Aralarındaki çekimi, onun da hissettiğini biliyordu. Görüşme sırasında, girmemesi gereken konulara girme cesaretini gösterdiğinde, gözleri birkaç saniyeliğine birbirlerine kenetlenmişti. İşte o zaman Pascal, her ne kadar saklamaya çalışsa da, Alena ın yeşil gözlerinin derinliklerine gizlenmiş tutku belirtilerini görmüştü. Ben, bunu nazik bir davet olarak görmeni tercih ederim. Alena yan gözle ona baktı. Yaptığınızda nazik bir taraf yoktu. Tehdidiniz çok açıktı. Yayın hakkımızı engelleyebileceğinizi ima ettiniz Bay Leveque. Bunu hâlâ yapabilirim. Pascal ın sözlerindeki gizli uyarı, Alena nın sesini kesti. Ama gözlerinden ateş saçmaya devam ediyordu. Bu durum, Pascal da alışkın olmadığı bir heyecan dalgası 24

İNATÇI AŞIK yarattı. Herkesin, sorgusuz sualsiz ona boyun eğmesinden bıkmıştı. Ama yeşil gözlü bu cadı, ona böyle davranmıyordu. İşlerinizi normalde böyle mi halledersiniz? Pascal ona yakınlaşınca, Alena geriye doğru irkildi. Onun artık tanıdık gelmeye başlayan kokusunu duyabiliyordu. Pascal kolunu koltuğun arkasına attı ve ona doğru eğildi. Bana hissettirdiklerinin işle hiçbir ilgisi yok. Ama normalde benimle yemeğe çıkması için, bir kadını tehdit etmek zorunda kalmadığımı söyleyebilirim. Bu konudaki performansınızı gördüm. Böyle bir yola başvurmak zorunda kalmadığınıza eminim. Söylesene Alena, neden benimle çıkma konusunda bu kadar isteksizsin? Ya sen neden bu kadar kararlısın, diye bağırmak istedi Alena. Ellerini kucağında kenetledi. Bu hareket Pascal m gözünden kaçmamıştı. Uzanarak, onun ellerini avuçlarının arasına aldı ve okşamaya başladı. Alena, mutluluk ve tutku karışımı garip bir duyguyla sarsıldı. Ben... Senden hoşlanmıyorum bile... Hoşlanıp hoşlanmayacağını bilecek kadar beni tanımıyorsun ki. Ayrıca, aramızdaki bu şeyin hoşlanmakla bir ilgisi yok. Doğru... Bu şehvetti. Ama Pascal bunu söylemeye gerek bile görmemişti. Ben... Onun parmaklarının elleri üzerinde gezindiğini hissetmek, Alena nın kafasında farklı görüntüler oluşturmaya başlamıştı. İnsanüstü bir çabayla ellerini çekti ve ona baktı. Ryan ona böyle duyguları hiç hissettirmemişti ve hayatında bıraktığı yara hâlâ çok tazeydi... Pascal ona biraz daha yaklaşmıştı ve ısrarla Alena ya bakmaya devam ediyordu. Ama havada bir şeyler değişmişti sanki. Gergin değildi. Uzanarak, saçını kulağını arkasına attı. Saçını serbest bırakmanı sevdim. Bak Pascal. 25

ABBY GREEN Pascal, onun bilinçsizce ismini söylemesini sağlamış olmasının verdiği mutlulukla, elini yavaşça çekti. Alena, bu sadece bir yemek. Yemek yiyip, konuşacağız, sonra da seni evine bırakacağım. Alena arabanın yavaşlamakta olduğunu fark etti. İrlanda nın en seçkin restoranlarından birinin önüne gelmişlerdi. Kendi kendine bunun sadece sıradan bir yemek olduğunu söyleyip duruyordu. Hem sonrasında eve dönmek için taksi tutacak ve onu bir daha asla görmeyecekti. Tam am... Alena, restorandan içeri girdikleri an, tüm dikkatlerin üzerlerine çevrildiğinin farkındaydı. Aslında karşısında oturan yakışıklı adama bir kez bakması bile, bu ilginin nedenini anlaması için yeterliydi. Pascal sandalyesine yaslandığında, Alena bacaklarını iyice kendine doğru çekti. Bir kaza sonucu onun bacaklarına sürtünmek istemiyordu. Endişelenmene gerek yok Alena. Bunu iş olarak gördüğünün farkındayım. Alena ona bakınca, alaycı bir şekilde tek kaşını kaldırdı. Benimle otelde buluşmak için ısrar etmen, seni evinden almama izin vermemen, iş giysilerini değiştirmemen, yeterince çok şey anlatıyor. Üzerimi değiştirecek vaktim yoktu ve evet, bu benim için bir iş. Sonra hafifçe eğilerek ekledi. Toplumun meraklı gözlerini üzerimde toplayarak yaşadığım bir dönem oldu ve bunun hayatımda bir daha olmasını asla istemiyorum. Burada seninle olmak, seninle görülmek, beni zor bir duruma sokuyor. İnsanların, bizim çıktığımızı düşünmelerini istemiyorum. Kalbi deli gibi atarak arkasına yaslandığında, Pascal ın keskin bakışlarla kendisini süzdüğünü gördü. Peki, kiminle çıkıyorsun Alena? Kimseyle. Ama Ryan O Connor ile evliydin. Onun bu gerçeği bu kadar kısa zamanda öğrenmiş olması, Aİena mn kendini teşhir ediliyormuş gibi hissetmesine neden oldu. Dudaklarında alaycı bir gülümseme belirdi. Bunu öğrenmek için çok derin araştırmalar yapmak zorunda kalmadığına eminim. 26

İNATÇI AŞIK Senin, benim hayatımla ilgili yaptığın araştırma kadar derin değil. O profesyonel bir görüşmeydi. Sorularının, elindeki notlarda olmadığını hatırlatmama gerek var mı? Alena kızardığını hissetti. Hemen savunmaya geçti. Basının önüne çıkıyorsan, bu tür sınırları aşan şeylerin sorulma ihtimalini de göze alıyor olmalısın. Pascal başını eğdi. Gözlerinde, röportaj sırasında olduğu gibi dondurucu bir ifade vardı. Tabi ki. O kadar saf değilim. Sadece, nedense senden bunu beklemiyordum. Saçmaydı, ama Alena nedense kendini suçlu hissetti. Pascal haklıydı. Başka biri olsa, önceden belirtilmemiş bu tür sorular sormazdı. Ama bu adamda onu kışkırtan bir şeyler vardı. Neyse ki, o sırada sipariş almak için gelen garson sayesinde konu uzamadı. Garson siparişleri alıp, onları yeniden yalnız bıraktığında, Pascal oturduğu yerde dikleşti. Kendine burada iş için bulunduğunu söyleyebilirsin, ama ben seni buraya iş için davet etmedim. Aslına bakarsan, daha ilginç şeyler tartışabilecekken işle ilgili konuşmayı çok sıkıcı bulduğumu da itiraf etmeliyim. Bakışlarındaki soğuk ifade gitmişti. Ne gibi? Pascal içkisinden bir yudum aldıktan sonra cevap verdi. Biriyle çıkmıyorsan, dün akşam nereye gittiğin gibi. Alena onun sorusuyla otomatik olarak gerildi, ama sonra bir şey oldu ve kendini ona ağabeyinin kırkıncı doğum gününü, ailesini altı kardeşini, on beş yeğenini, anne ve babasını anlatırken buldu. Pascal m dehşet dolu gözlerle kendisine baktığını görünce gülümsedi. Ama aynı zamanda içinde keskin bir acı da hissetti. En küçük ağabeyimle aramda on yaş var. Anlaşılan ben, mutlu bir kaza sonucu olmuşum. Büyük bir aileden geliyormuşum gibi görünse de, ben çoğu zaman kendimi tek çocuk gibi hissettim. Çoğunlukla annem, babam ve ben vardık. 27

ABBY GREEN Anne ve babasını düşününce sessizleşti. Onların gittikçe yaşlandıklarının farkındaydı. Özellikle de, babası geçen yıl kalp ameliyatı geçirdikten sonra. Büyük kardeşleri daha çok kendi aileleriyle ilgili olduklarından, anne ve babasıyla ilgilenme işi ona düşmüştü. Şikâyet etmiyordu. Ailesinin, onun için endişelendiklerinin de farkındaydı. Onun da evlenip, bir yuva kurduğunu görmek istiyorlardı. Özellikle Ryan dan sonra. Alena kahvesini yudumlayıp, PascaPın keskin bakışlarından kaçtı. Pascal sanki aklından geçen düşünceleri okuyabilecekmiş gibi bakıyordu. Aslında, Pascal Leveque ile konuşmak son derece kolaydı. O nazik, çekici ve ilginç biriydi. Peki, sana ne oldu? Alena önce anlayamadı. Ne demek istiyorsun? Evliliğin. Öldüğünde kocandan boşanmak üzereydin, değil mi? Alena nın rahatlığı bir anda kayboldu ve tüm bedeni gerildi. Onun dikkatli bakışlarla kendisini izlediğini görebiliyordu. Biraz önceki sohbet sırsında rahatlayarak çıkarmış olduğu ceketini, bilinçsizce yeniden giydi. O anda ceketi, kendini savunabileceği bir kalkan gibi görünmüştü ona. Konuştuğunda sesi sertti. Bakıyorum, kaynağın her kimse, gerçekler üzerinde pek durmamış. Pascal m çenesi kasıldı. Seni yargılamıyorum Alena. Sadece bir soru soruyorum. Boşanmaya karar vermenin kolay olmadığını tahmin edebiliyorum. Özellikle de seninki gibi bir aileden gelen biri için. Pascal, çok hassas bir noktasına sızmayı başarmıştı. Ama yaşananların yarısını bile bilmiyordu. Ailesi de öyle. Davranışı ülkenin geri kalanına olduğu gibi ailesine de çok garip görünmüştü. Çünkü kocası herkesin sempatisini kazanmak için bütün fırsatları kullanmıştı. Evliliğim hakkında konuşmamayı tercih ederim, dedi onun gözlerinin içine bakarak. Pascal ısrar etmek istiyordu, ama onun sessizleştiğini görebiliyordu. Oysa yemek boyunca epey rahatlamış, hatta ceketini bile 28

İNATÇI AŞIK çıkartmıştı. Bu arada, kim bilir kaç kez gözleri onun göğüslerine takılıp kalmıştı. Bu kadar kapalı giyinmekte neden böylesine ısrarlı olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Ama bu durum, onun ilgisini azaltacağı yerde, körüklüyordu. Belki de onunla çıkmak istemesinin nedenlerinden biri de buydu. Bu kadın, çok ilgisini çekiyordu. Hayatına giren diğer kadınlar onda hiç böyle bir merak uyandırmamışlardı. Onu şimdi zorlarsa, kaybedebileceğini biliyordu. Sabırlı davranmak zorundaydı. Bu işin peşini bırakmaya hiç niyeti yoktu. Yüzüne en nazik gülümsemesini yerleştirerek, Sorun değil, dedi. Sonra da hesabı istedi. I, Alena nın itirazlarını dinlemeyerek, onu evine bırak- makta ısrar etti. Alena nın evi restorandan on dakika uzaklıkta, Dublin in en eski mahallelerinden birinde, küçük, iki katlı bir binaydı. Araba evin önünde durur durmaz, Alena ile birlikte inerek, kapıya kadar ona eşlik etti. Kapının önünde birbirlerine oldukça yakın duruyorlardı. Alena, onun kendisini öpeceği gibi bir hisse kapıldı. Eğer buna teşebbüs ederse, onu durdurmayacaktı. Ama Pascal, bunu yapmak yerine, onun elini dudaklarına götürerek öptü. Bu modası geçmiş davranış, Alena yı çok şaşırtmıştı. Hormonlarının harekete geçtiğini hissedebiliyordu. Pascal gözlerinde anlaşılmaz bir ifadeyle ona baktıktan sonra, arabaya doğru yürümeye başladı. Alena, mantığının sesini duymazdan gelerek ona seslendiğinde, hafifçe döndü. Ben sadece... Sana yemek için teşekkür etmek istemiştim. Pascal yeniden onun yanma geldiğinde, Alena bu kez onun kendisini öpeceğinden emindi. Beklenti ve panik karışımlı bir duyguyla geriledi. Kalbi deli gibi atıyordu. Ama Pascal onun yanma gelince, 29

ABBY GREEN sadece uzanarak, yüzüne düşen saçı geriye doğru attı. Gözlerindeki parıltı, karanlıkta bile seçiliyordu. Bir şey değil Alena. Ama sakın hemen rahatlama. Tekrar karşılaşacağız. Söz veriyorum. Yeniden dönüp yürüdü, arabasına bindi ve uzaklaştı. Alena orada öylece, ağzı bir karış açılmış halde duruyordu. İ- çinde garip bir rahatlama olduğunu hissediyordu. Çünkü gidişini izlemekten çok etkilendiği ve onu durdurmaktan kendini alamadığı için, ona teşekkür etmek bahanesiyle seslendiğini biliyordu. Kendi kendine, onunla ilgilenmediğini söylese de, maçta gözleri ilk kenetlendiği andan itibaren onunla ilgileniyordu. Ryan O Connor ile evlendiğinden ve hayatı bir cehenneme döndüğünden beri etrafına ördüğü duvarı, bu adam yerle bir etmişti. Tanışalı sadece yirmi dört saat olmasına rağmen, tanımadığı bir adam onu öpmediği için hayal kırıklığına uğraması gerçekten çok korkutucuydu. Meşhur soğukkanlılığıyla, hayal kırıklıklarını ve yıkılan hayallerini herkesten, ailesinden bile saklayabilirdi, ama kendisinden asla... Birden yaprak gibi titremeye başladı. (CYtesi sabah çayını yudumlarken, kendini daha sakin hissediyordu. Etrafına bakındı. Ryan ın ölümünden sonra, ancak burayı alabilmişti. Herkesin inandığının aksine, futbol yıldızı kocası öldüğünde, ona milyonlar kalmamıştı. Hâlâ beş yıllık evliliğinin duygusal ve ekonomik yıkımlarını toparlamaya çalışıyordu. Duygusal yaraları günün birinde iyileşecekti, ama ekonomik kısmı, onun uzunca bir süre çok yoğun çalışmasını ve bu küçük evdeki mazbut hayatını devam ettirmesini gerektirecekti. İşin aslı, Ryan arkasında büyük bir borç bırakmıştı. Öldüğünde hâlâ boşanmamış oldukları için de, bu borçlar Alena nın sorumluluğu altına geçmişti. Dalkey deki büyük evi satılmıştı, ama bu parayla borçların ancak küçük bir kısmını ödeyebilmişti. 30

İNATÇI AŞIK Alena çayını yudumlarken, yüzü asıldı. Gurur korkunç bir şeydi, ama aynı zamanda insana asalet de veriyordu. Evliliğinin gerçek durumunu kimseye anlatmamıştı. Kendi yatak odasına girip, Ryan ı yatağında üç kadınla alem yaparken yakaladığını, kimseye söylememişti. Hepsi yüksek dozda kokain almıştı. Öyle ki Ryan, onun yatak odasında olduğunun bile farkında değildi. Ve o sırada, en az üç yıldır, aynı yatağı paylaşmıyorlardı. O gün utancı, dayanma sınırlarına ulaşmıştı. Görünüşte mutlu bir evliliğe sahip olmanın baskısına daha fazla tahammül edemeyeceğini anlamış ve hemen boşanma davası açmıştı. Ama kurnaz kocası, kendini herkese terk edilmiş gibi göstermişti. Utanarak, evden kendisinin gideceğini söylediğinde, Alena onun bu davranışından hiç kuşkulanmamıştı Oysa bilmesi gerekirdi. Evlendiği adam, meşhur olmaya başladıkça, inanılmaz paralar kazanıp, bir futbol starı olmanın tadını aldıkça, çok değişmişti. Evliliğinin başarısız olduğunu kabul etmek, onun ruhunu çok zedelemişti. Bu korkunç gerçeği başkalarına açıklamak istemiyordu. Gerçi, istese de yapamazdı. O günlerde babasının sağlık durumu pek iyi değildi ve annesi sadece onunla ilgileniyordu. Aynı sıralarda ablalarından birine göğüs kanseri teşhisi konmuştu. Onun üç çocuğu vardı ve ailede Alena, kendi ailesi olmayan tek kardeş olduğundan, ablasının evine taşınmış ve Maire iyileşene kadar, birkaç ay onlarda kalmıştı. Bütün bu olaylar, Alena nın evlilikle ilgili sorunları geri planda bırakmıştı ve Alena bu durumdan son derece memnundu. Kısa bir süre sonra da, boşanma işlemleri başlamıştı ve Alena bu konu hakkında konuşmamıştı, konuşmaya hazır da değildi. Aslında, dün gece Pascal onu zorladığında hâlâ hazır olmadığım anlamıştı. Bütün kardeşlerin başarılı evlilikler yaptığı bir aileden gelen biri olarak, evliliğinin başarısız olduğunu kabullenmek çok zordu. Pascal Leveque, kafasına bir sürü soru sokmuştu. Başım sallayıp, düşünceleri uzaklaştırmaya çalıştı. Pascal Leveque yi artık düşünmeyecekti. Zaten, onun çoktan kendisini unuttuğuna da emindi. 31

ABBY GREEN Otuz altı saat geçmişti. Ama bu kadarı yeterli değildi. Pascal, Paris teki bürosunun penceresinden bakıyor, ama hiçbir şey görmüyordu. Aklındaki tek şey Alena Cusack tı. Oysa genellikle kadınları kolaylıkla akimdan çıkarır, uyanık olduğu her an onları düşünmezdi. Kadınlar sadece zevk içindi. Onların gözlerinde beliren ifadeyi, ya da ses tonlarındaki değişikliği fark ettiği an, veda zamanının geldiğini anlardı. Özgürlüğünü seviyordu ve ileriye dönük hiçbir bağ, ya da vaat olmadan yaşamına devam etme niyetindeydi. Ama o yeşil gözleri, boğazına kadar düğmelenmiş gömlekleri hatırladıkça, kanı alevleniyordu. Onu aklından çıkartmak zorundaydı. Kendi kendine ona duyduğu tutkunun, Alena nın zor kadını oynamasından kaynaklandığını söylüyordu. Belki de bu yüzden, şimdiye kadar karşılaştığı bütün kadınlardan daha çok ilgisini çekiyordu. Evliliği de merakını körüklüyordu. Evliliğinin onda bazı izler bıraktığı çok açıktı. Böylesine huysuz, telaşlı, hemen savunmaya geçen ve ihtiyatlı biri olmasının nedeni evliliği olabilir miydi? Hâlâ kocası için yas mı tutuyordu? Sabırsızca elini saçlarının arasında gezdirdi. Bu kadarı yeterdi artık. Diafona basarak, sekreterini çağırdı. Genç kadın, onun talimatlarını dinleyip, detayları not aldı. Pascal m, yapmasını istediği şeyler sıra dışı olmasına rağmen, sekreteri herhangi bir tepki vermeyecek kadar profesyonel biriydi «. b a s a n d a senin için bir şey var Alena. Teşekkürler Soph. Alena öğlen yaptığı görüşmeden yeni dönmüştü. Elindeki notları kontrol ederek odasına geldiğinde, bir anda donup kaydı. Masasının üzerinde, şimdiye kadar görmediği büyüklükte bir buket çiçek vardı. Elindeki notlar parmaklarının arasından kayıp, masanın üzerine düştü. Titreyen parmaklarla çiçeğin üzerinde duran kartı aldı. Kartta sadece tek bir kelime yazılıydı. Bu... 32

İNATÇI AŞIK Çok şaşkındı. Kartta yazılı olan şey tam bir muammaydı. Bu çiçekleri herkes göndermiş olabilirdi, ama etrafında onunla ilgilenen hiç kimse yoktu. Doğum günü de değildi. Günün geri kalanında çok huzursuzdu. Herkesin ofisten ayrıldığına emin olduktan sonra, çiçekleri alarak, evine götürdü. Ertesi gün işe gittiğinde, gelen postaları incelerken, Sophie yine yüzünde haylaz bir gülümsemeyle onu karşıladı. Günaydın. Masanda senin için bir şey var. Alena kalbinin duracak gibi olduğunu hissetti. Hemen odasına gitti. Masasında yine bir buket çiçek vardı. Dünkülerden farklı, ama en az dünkü kadar gösterişliydi. Üzerindeki kartı açıp okurken elleri titriyordu. Akşam... <? 2 fta sonunda, oturma odasındaki masanın başına oturmuş olan Alena, tüm bedeninin uyuştuğunu hissediyordu. Çiçeklerin kokusu tüm evi kaplamıştı. Masanın üzerine dizdiği kartlar, artık anlamlı bir cümle oluşturuyordu. Bu akşam seni görmeye geleceğim... Tabi bunun ne anlama geldiğini anlamıştı. Sabah beşinci kartı aldığından beri, tüm bedeninde heyecanlı kıpırtılar vardı. Sinemaya gitmeyi, ya da dışarı çıkmak isteyen birini bulmayı düşünmüştü. Aradığında evde olmamak için yapabileceği bir şeyler bulmaya çalışmıştı. Henüz buna hazır değildi. Onun da bunu anlamasını sağlamak ve kendi yoluna geri göndermek zorundaydı. Hem bu hareketler, çiçekler, onu görmek için Dublin e gelmek, biraz abartılı değil miydi? O sırada çalan telefon sessizliği bozdu. Kalbi deli gibi atarak yerinden fırladı. Dudakları kurumuştu. Alo? Seninle, Pascal Leveque arasında ne var? Alena koltuğun kenarına oturdu. Ailish. En büyük ve en otoriter ablası her zaman sinirlerini ayağa kaldırmayı başarırdı. Araların 33