Tekrarlayan Gebelik Kayıplarında Tanı ve Tedavinin Yönlendirilmesi. Konu Yazarı Doç. Dr. Erkan ALATA



Benzer belgeler
Trombofili nin Tekrarlayan Gebelik Kayıplarındaki Rolü. Dr. Ayhan SUCAK

Plasenta ilişkili gebelik komplikasyonları ve trombofili. Dr. Kadir Acar Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Erişkin Hematoloji BD.

Doç. Dr. Ahmet Gül TJOD İstanbul, Ocak Not: Bu sunum daha önce MFTP Kongresi Ekim 2012, İstanbul da yapılmıştır

Doç. Dr. Ahmet Gül MFTP Kongresi Ekim 2012, İstanbul

Progesteronun Preterm Doğumları ve Düşüğü Önlemede Yeri Var mıdır? Prof. Dr. Feride Söylemez A.Ü.T.F Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

GEBELİK KAYIPLARINDA TROMBOFİLİ. Yrd. Doç. Dr. Emine TÜREN DEMİR N.E.Ü Meram Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve ABD

TROMBOFİLİ TARAMASI VE TEDAVİSİ. Dr. Aytül Çorbacıoğlu Esmer. İstanbul Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A.B.D.

Tekrarlayan gebelik kayıplarında kanıta dayalı yaklaşım

TROMBOFİLİ ve TEKRARLAYAN GEBELİK KAYBI. Dr. Mustafa ÇETİN Erciyes Hematoloji 2004

Metilen Tetrahidrofolat Redüktaz Enzim Polimorfizmlerinde Perinatal Sonuçlar DR. MERT TURGAL

HEREDITARY THROMBOPHILIAS AND LOW MOLECULAR WEIGHT HEPARIN (HEREDİTER TROMBOFİLİLERDE DÜŞÜK MOLEKÜLER AĞIRLIKLI HEPARİN KULLANIMI)

Rekürren Gebelik. Ultrasonografi. 20mm. Spontan abortuslarda muhtemel nedenler. 14mm. başvurular kanamalardır Gebeliklerin %25 inde.

Tekrarlayan Gebelik Kayıpları: Epidemiyoloji, tanımlar ve etiyolojik faktörler

TROMBOFİLİ TARAMASI KİME NE ZAMAN NASIL. Doç. Dr. Özgür Yeniel

Tekrarlayan Gebelik Kayıplarında Bir Sonraki Gebeliğin Sonucu: Prognostik Faktörler

Gebelikte Viral Enfeksiyonlar

Gebelikte Antifosfolipid Antikor Sendromu ve Yonetimi

İLK TRİMESTERDE PROGESTERON. Dr. Tuncay Nas Gazi Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim

PCOS ve GEBELİK KOMPLİKASYONLARI. Prof. Dr. Nazan Başak Yıldırım Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A.D.

Tekrarlayan gebelik kaybı (TGK) öyküsü olan çiftler hekim tarafından empati yapılarak

Prof Dr Rıza Madazlı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı

TEKRARLAYAN GEBEL K KAYIPLARI. Dr. Güvenç Karl kaya Bahçeci Fulya Tüp Bebek Merkezi

Prof.Dr.Babür Kaleli Pamukkale Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A.D. 8.MFTP Kongresi Ekim 2012 İstanbul

İlk Üç Ayda Plasenta Yetmezliğinin Öngörüsü. Doç. Dr. Halil Aslan İstanbul Kanuni Sultan Süleyman EAH Perinatoloji Kliniği

Çukurova Üniversitesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği, Adana 2

Tekrarlayan Erken Gebelik Kayıplarına Yaklaşım

ERKEN GEBELİK KAYIPLARINDA LABORATUVAR TARAMASI (Plasenta Kökenli Kayıplar / Plasentanın Vasküler Problemleri)

TEKRARLAYAN GEBELİK KAYIPLARINDA (TGK) GÜNCEL YÖNETİM

TEKRARLAYAN GEBELİK KAYIPLARINDA TROMBOFİLİLER

Kısa Serviks Tanı ve Yönetim. Prof.Dr.Sermet Sağol EÜTF Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

Hiperkoagülabilite Trombofili Tarama ve Tedavi DR ERMAN ÖZTÜRK

HİÇBİR KADIN YAŞAM VERİRKEN ÖLMEMELİ! GÜVENLİ ANNELİK. Doç. Dr. Günay SAKA MAYIS 2011

TEKRARLAYAN ERKEN GEBEL K KAYIPLARINDA MATERNAL TROMBOF L LER

Tekrarlayan Gebelik Kayıpları

İNFERTİL HASTANIN HORMON DEĞERLENDİRMESİ NASIL YAPILMALIDIR? DOÇ. DR. ERCAN BAŞTU

GEBELİKTE SİFİLİZ. Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği

Tekrarlayan düşükleri olan ailede herediter mthfr c677t mutasyonunun olası rolü


GEBELİK VE TROMBOFİLİ

ENDOMETRİOZİS- KOH-IUI UYGULAMALARI. Yrd.Doç.Dr. Cemil Kaya Ufuk Üniversitesi,Tıp Fakültesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

Perinatal Tıp ta Düşük Doz «Düşük Molekül Ağırlıklı Heparin in» Proflaktik Uygulaması

UTERİN FAKTÖRLERE BAĞLI. Prof. Dr. Cihat Ünlü

Polikistik Over Sendromu ve Hiperandrojenemi

Antifosfolipid Sendromu

Ektopik Gebelik. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU...

Dr. Fevzi Altuntaş Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi

GEBELİKTE TİROİD FONKSİYONLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Gebede HSV İnfeksiyonu. Dr. Süda TEKİN KORUK Koç Üniversitesi Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü

ÇOCUKLARDA TROMBOEMBOLİK HASTALIKLAR

KROMOZOM DÜZENSİZLİKLERİ

SEREBRAL TROMBOZLU ÇOCUKLARDA KLİNİK BULGULAR VE TROMBOTİK RİSK FAKTÖRLERİ

DÖNEM VI GRUP F DERS PROGRAMI

INTRAUTERiN GELiŞME GERiLiGi OLGULARlNDA LUPUS ANTiKOAGÜLANI

Hangisi Doğru? Konu Testi. Konu Yazarı Prof. Dr. Hikmet HASSA

Dr. H. Atilla Özkan Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ABD. Hematoloji BD, Kemik İliği Nakli Ünitesi

Gebelikte Tromboz ve Tromboproflaksi. Dr Şahika Zeynep Akı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı

POLİKİSTİK OVER SENDROMU VE GENİTAL KANSER İLİŞKİSİ

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA

Prof.Dr.İ.Cüneyt EVRÜKE Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı

PREİMPLANTASYON GENETİK TANIDA KULLANILAN YÖNTEMLER ve ÖNEMİ

Preeklampsi. Prof Dr Rıza Madazlı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi. Preeklampsi Maternal Sendrom /Endotel Disfonksiyonu

POLİKİSTİK OVER SENDROMU

Girişimsel olmayan prenatal tanı testi. Prof.Dr.Mehmet Ali Ergün Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

SİGARANIN GEBELİĞE ETKİLERİ. Mini Ders 2 Modül: Sigara ve Üreme Sistemi

VIII. FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU BÖLÜM ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013

Bu amaçları yerine getirebilmek için genetik danışmanın belli basamaklardan geçmesi gerekir. Bu aşamalar şunlardır:

Komplikasyonlu gebeliklerde trombofili

GEBELİK TİROİD TARAMASI? EVET

GEBELİKTE HİPOTİROİDİ TANI VE TEDAVİSİ

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI (Grup 3)

Tromboz ve tromboz tedavisi komplikasyonları. Prof. Dr. Özcan Bör Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi

KONGENİTAL KALP HASTALIKLARINDAN KORUNMA. Doç. Dr. Kemal Nişli İTF Pediatrik Kardiyoloji

MENOPOZ. Menopoz nedir?

PRETERM EYLEM ÖNGÖRÜSÜ. Doç. Dr. Derya EROĞLU

Gebelikte İnfeksiyonların Değerlendirilmesi

TROMBOFİLİ SAPTANAN GEBELERDE PERİNATAL SONUÇLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

İNFERTİLİTE NEDENLERİ. İlknur M. Gönenç

İnsizyonel Ektopik Gebeliğin Doğru Yönetimi Nasıl Olmalıdır?

Progesteron un düşük ve preterm doğumları önlemedeki yeri (Lehine) Prof.Dr.S.Cansun Demir Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi

FİBRİN YIKIM ÜRÜNLERİ

STEROİDE DİRENÇLİ NEFROTİK SENDROM OLGULARINDA SİKLOSPORİN TEDAVİSİ: 12 AYLIK TAKİP

Bebekte doğum öncesinde kromozomsal ve genetik anormalliklerin tespiti amacıyla yapılır.

ACOG Diyor ki! ANTİFOSFOLİPİD SENDROMU. Özeti Yapan: Dr. Namık Demir

Gebelikte Astım Yönetimi. Dr. Dilşad Mungan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ABD İmmünoloji ve Allerji BD

TEKRARLAYAN GEBELİK KAYBI SONRASI OLUŞAN GEBELİKLERDE DOĞUM VE NEONATAL BULGULARIN KARŞILAŞTIRILMASI

Trombofili saptanan gebelerde perinatal sonuçlarının değerlendirilmesi

KROMOZOM YAPISINDAKİ BOZUKLUKLAR

Gebelik ve Enfeksiyonlar. Prof.Dr. Levent GÖRENEK

Ayfle Seyhan ve ark. TANIM VE NS DANS Tekrarlayan gebelik kayb (TGK) ayn partnerle oluflan ard fl k 3 veya daha fazla gebeli in 20. gebelik haftas nda

Dr. Özlem Dural. İstanbul Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı

ADRENAL KORTİKAL KANSER TEDAVİSİNDE LAPAROSKOPİK CERRAHİ

86. Doğum eylemi süresince fetal başın yaptığı eksternal rotasyon hareketi hangi aşamada gerçekleşir?

Jinekolojide teşhis ve muayene yöntemleri Esra Gür. Öğle tatili. Gebelikte sık karşılaşılan problemler Serkan Güçlü

DÖNEM IV GRUP B DERS PROGRAMI

Koryoamniyonitin Neonatal Sonuçlara Etkileri. Prof.Dr.Esin Koç Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Neonatoloji Bilim Dalı

Dicle Tıp Dergisi / Dicle Med J (2018) 45 (3) :

PRETERM-POSTTERM EYLEM

Prof Dr Ayten Bilir Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı

Maternal serum 25 OH vitamin D düzeylerinin preterm eylem ve preterm doğumda rolü var mıdır?

Transkript:

Konu Yazarı Doç. Dr. Erkan ALATA Yazı ma adresi Pamukkale Üniversitesi Kadın Hastalıkları Anabilim Dalı DEN ZL Tekrarlayan Gebelik Kayıplarında Tanı ve Tedavinin Yönlendirilmesi

Erkan Alata : Tekrarlayan gebelik kayıplarında tanı ve tedavinin yönlendirilmesi T ekrarlayan gebelik kayıplarının (TGK) klasik tanımı yirminci gebelik haftasından önce arka arkaya gerçekle en üç ve üzerinde spontan dü ük olarak tarif edilmi tir. nsidans açısından bakıldı ında toplumda bir kez dü ük yapma olasılı ı % 15-40, iki kez dü ük gerçekle mesi % 2-5, üç kez ardarda dü ük olu ma ansı ise %1 den azdır. Epidemiyolojik bulgu-lara göre ya anmı bir dü ük olayını takiben tekrar dü ük olma olasılı ı ailenin ya ayan bir çocu u varsa % 24, yoksa % 46 civarındadır. Tekrar dü ük riski, daha önce iki kez dü ük yapanlarda %24, üç kez dü ük yapanlarda ise % 40 civarında bulunmu tur. Sosyal nedenlerle uygulanmı indüklenmi abortusların bir sonraki gebelik prognozuna olumsuz etkisi bulunmadı ı için bu tip dü ükleri TGK tanımına dahil etmemek gerekmektedir. Epidemiyolojik bulgulara göre iki veya üç dü ük sonrası beklenen gebelik prognozu benzer oranlardadır. Bu nedenle geçmi de TGK etiyolojisine yönelik ara tırmalar tanım gere i üç ardı ık dü ük sonrası önerilirken, son zamanlarda hastanın ya ve iste ini göz önüne alarak iki dü ük sonrası incelemeye ba lamayı önerenler artmaktadır (1-3). Tekrarlayan gebelik kayıplarının etiyolojisi günümüzde yedi ana ba lıkta incelenebilmektedir (Tablo I). Gebeli in farklı dönemlerinde etki eden etiyolojik faktörlerin farklı olması nedeniyle gebelik kayıplarının preembryonik, embryonik ve fetal dönem olarak ayrı ayrı sınıflanması ve çalı maların bu ekilde planlanmasını önerenlerde vardır (4). Günümüzde bilinen etiyolojik faktörlerin hepsi incelense bile TGK nedeniyle ba vuran hastaların yakla ık yarısında belirgin bir neden saptanamamaktadır. Ancak hiçbir tedavi uygulanmasa dahi TGK hastalarının önemli bir kısmında canlı do umla sonuçlanan ba arılı gebeliklerin gerçekle ti i unutulmamalıdır. Tablo I: Tekrarlayan gebelik kayıplarında etiyolojik faktörler 1- Genetik nedenler: Parental yapısal kromozomal bozukluklar, gebelik ürününe ait kromozomal bozukluklar 2- Endokrin nedenler: Luteal faz defekti, Hipo/ Hipertiroidi, D. Mellitus, PCOS, Hiperprolaktinemi 3- Enfeksiyona ba lı nedenler: U.Urealyticum, M.Hominis, T.Gondii, Rubella, CMV, Coxackie, Herpetik viruslar 4- Anatomik nedenler: Konjenital uterin anomaliler, Ascherman sendromu, Servikal yetmezlik, n utero DES maruziyeti 5- mmunolojik nedenler: Otoimmun, Alloimmun 6- Trombofili: Kalıtsal, Edinsel 7- Di er: Sigara, Alkol, Kimyasallar, Radyasyon GENET K NEDENLER Anormal kromozomal yapıya sahip embryoların yakla ık %90 kadarı nasıl oldu u tam olarak bilinmeyen bir yöntemle abortusa u ratılır (do al seleksiyon). Abortus materyallerinde en sık trisomiler, monosomi X ve daha az sıklıkla triploidiler bulunur. Abortus materyalinde rastlanan en sık trisomi 16. kromozoma aittir. lerleyen anne ya ı ile fetal kromozomal anomali riski belirgin artmaktadır. Baba ya ının ellinin üzerinde olması da anormal kromozomal yapıdaki spermlerin fertilizasyona katılma ansını arttırmaktadır. n vitro fertilizasyon sonrası Preimplantasyon Genetik Tanı (PGT) uygulanan TGK grubundaki hastaların embryolarında anöploidi riski normal hastalara göre daha yüksek bulunurken, bu hastaların embryo seleksiyonu sonrası olu an gebeliklerinde abortus riski beklenenden daha az bulunmu tur (5,6). Abortus materyalinde kromozomal anomali ara tırılan bir çalı mada, önceki abortuslarında anöploidi tesbit edilen hastalarda kromozomal anomali riski % 70 cıvarında bulunurken, ilk abortuslarında kromozomal anomali bulunmayan hastalarda aynı oran %20 bulunmu tur (7). Abortus materyallerinin sitogenetik incelemesinin ailenin sonraki gebelik prognozu hakkında de erli bilgiler vermesine ra men, abortus materyallerinin rutin incelemeye tabii tutulması yöntemin maliyeti ve getirisi göz önüne alındı ında yaygın kabul görmemektedir. TGK nedeniyle ba vuran yirmi çiftten birinde Parental kromozomal bozukluklu una rastlanır. En sık rastlanan kromozom bozuklu u dengeli translokasyonlardır. Homolog olmayan iki kromozom arasında segment de i imini ifade eden Resiprokal translokasyonlar bu grubun yarısından daha fazlasını olu turur. Akrosentrik iki kromozomun kısa kollarını kaybederek sentromerde birle mesini belirten Robertsonian translokasyonlar ise % 40 civarında görülmektedir. Daha nadir görülen di er bir kromozomal bozukluk, kromozomdan kopan bir segmentin ters yönde tekrar aynı yere yapı ması anlamına gelen inversiyonlardır. Gerek dengeli translokasyonlar gerekse inversiyon sonrası geli en mayoz bölünmede yer de i imine u rayan genetik materyalin ya duplikasyonu ya da eksikli i ortaya çıkacaktır. Parental kromozomal anomalili çiftlerin ço unun sa lıklı çocuk sahibi olması mümkündür. Ancak çok nadir rastlanan homolog Robertsonian translokasyonlarda fetal anöploidi kaçınılmaz oldu u için, aileye oosit/sperm donasyonu veya evlat edinme gibi yöntemler önerilmelidir. Parental 20

TJD Uzmanlık Sonrası E itim Dergisi 2004;6:19-25 kromozomal bozuklukları ortaya çıkarmada fenotipik bulgular, aile anamnezi veya reproduktif anamnez yeterli olmadı ı için TGK ile ba vuran hastalarda parental karyotipleme önerilmelidir. Bu sayede tekrarlayan dü üklerin sebebinin genetik olup olmadı ı, genetik ise tekrarlama riskini de içeren genetik danı ma verilme ansı mümkün olacaktır. ENDOKR N FAKTÖRLER Luteal faz yetmezli i(lfy), hiperprolaktinemi, PCOS gibi hiperandrojenik durumlar, Tiroid fonksiyon bozuklukları ve diabetes mellitus gibi endokrinopatiler TGK nedenleri arasında sayılmaktadır (8). Siklus günü ile histolojik günleme arasında en az 3 gün fark bulunması ve bunun en az iki siklusda gösterilmesi eklinde tariflenen LFY tekrarlayan gebelik kayıplarının tartı malı nedenleri arasındadır (9). Endometrial biopsilerin de erlendirilmesinde konulan histolojik günleme tanısının de erlendiren ki iye göre farklı olabilmesi, hatta aynı preparatın de i ik zamanlarda aynı ki i tarafından de erlendirilmesinde bile belirgin fark olması nedeniyle yöntemin, dolayısıyla tanının güvenilirli i azalmaktadır. Endometriyal biopsinin invaziv, a rılı ve pahalı bir yöntem olması nedeniyle serum progesteron seviyelerinin tespiti alternatif te his yöntemi olarak önerilmi tir. Progesteronun pulsatil salgılanması nedeniyle tek örnek yerine, üç örnek alınmasını ve üçünün toplamının 30 ng/dl ve üzerinde olması halinde LFY ihtimalinin ortadan kalktı ı belirtilmi tir. Ancak TGK grubunda uygulanan prospektif, kontrollü bir çalı mada endometriyal biopsi sonuçlarına göre %17 LFY tespit edilirken serum progesteron seviyeleri tüm hastalarda normal bulunmu tur (10). Sonuç olarak standart te his kriterlerinin olmaması, kontrollu çalı malarda TGK etiyolojisindeki olası rolünün ispatlanamaması ve LFY ne yönelik tedaviye ra men TGK oranlarında iyile me gösterilememesi nedeniyle, LFY nin TGK üzerinde önemli bir rolü olmadı ı dü ünülmektedir. Pratik uygulamada ampirik progesteron takviyesi sıklıkla uygulanmakla birlikte yararı çok tartı malıdır. Gebelik kaybını önlemeye yönelik hormon tedavisi ancak LFY te hisi kesin olarak konmu ise önerilmelidir. A ikar hipo veya hipertiroidi TGK nedenleri arasında sayılmaktadır. Ancak hafif veya subklinik tiroid disfonksiyonu TGK ile ili kilendirilmemelidir. Antitiroid antikorların TGK grubundaki hastalarda daha sık rastlandı ı, ancak bu antikorların gebelik üzerine olumsuz etkisi olmadı ı bildirilmi tir (11). Kontrolsüz diabet spontan abortus riskini üç kat arttırmaktadır. Yüksek HbA1c seviyelerinin görüldü ü kontrolsüz diabette TGK riski artmaktadır (12). Kan ekeri ve HbA1c seviyeleri normal olan kontrollü diabette ise TGK riski normal populasyondan farklı de ildir. Genel populasyonda %1 oranında rastlanan oligomenore TGK grubunda daha sık görülmektedir. Yüksek LH ve androjen seviyelerinin varlı ında TGK riski artmaktadır (13). Oligomenoreli hastalardan elde edilen abortus materyallerinde normal karyotip oranı daha yüksek bulunmu tur (14). Bu nedenle PCOS gibi oligomenore ve hiperandrojenemi ile karakterize durumlarda endometriyal reseptivitede olu an de i ikliklerin implantasyonu etkileyerek TGK riskini arttırma ihtimali akla gelmektedir. ENFEKS YONA BA LI NEDENLER Geçmi de M. Hominis, U. Urelyticum, T. Gondii, rubella, H. Simplex, Coxackievirus, Cytomegalovirus, Chlamydia ve Grup B ß-Hemoloitik streptokok gibi birçok organizma gebelik kaybıyla ili kilendirilmi tir. Preterm eylem ve do umla yakın ili kili bulunan Bakteriyel vajinoza TGK lı hastalarda daha sık rastlanır, ancak bu hastalarda sonraki gebelikde abortus riski artmaz. Geleneksel olarak TGK etiyolojisinde birçok enfeksiyon ajanı suçlanmı sa da, bugüne kadar TGK da rolü ortaya konmu, ispatlanmı hiçbir enfeksiyon etkeni bulunmamaktadır. ANATOM K NEDENLER Tekrarlayan gebelik kayıplarının yakla ık %5 kadarından sorumlu tutulan konjenital uterin anomalilerin, yakla ık yarısını septat ve bicornuat uterus olu turur. Uterin septumun varlı ı uterin kavitede daralma, plasental vaskülarizasyon ve implantasyon ortamının bozulmasına yol açması sonucunda gebelik kayıplarına sebebiyet verdi i dü ünülmektedir. Uterin septumun modern tedavisi histeroskopik rezeksiyondur. lem sırasında perforasyon riskini azaltmak amacıyla laparoskopik gözlem yapılmasını önerenler de vardır. Gebelik kaybına yol açan uterin anomaliler arasında daha nadiren unikornuat uterus, uterus didelphys, inutero ortamda dietilstilbesterol (DES) 21

Erkan Alata : Tekrarlayan gebelik kayıplarında tanı ve tedavinin yönlendirilmesi maruziyetine ba lı ekil bozuklukları ve Ascherman sendromu sayılabilir. Ascherman sendomunun tedavisinde histeroskopik adezyolizis sonrası intra kaviter rahim içi araç veya foley sonda yerle tirilmesi ve yüksek doz konjuge östrojen tedavisi önerilmektedir. Di er anomalilerde metroplasti amacıyla uygun cerrahi tedaviler önerilebilir. kinci trimestırda görülen TGK nın %10 u servikal yetmezlik nedeniyledir. A rısız dilatasyon ve efasmanı takiben, sıklıkla amniotik zarın yırtılması ve ardından fetal materyalin atılması eklinde tipik klini i bulunan servikal yetmezli in klasik tedavisi vajinal serkilaj uygulamalarıdır. Önceki gebeliklerinde vajinal serkilaja ra men ba arılı elde edilememi ise, hastaya 10. Hafta civarında abdominal serkilaj uygulanır ve gebelik miada ula ınca sezaryanla sonlandırılmalıdır. MMUNOLOJ K NEDENLER Otoimmun nedenler Antifosfolipid sendrom (APS); vasküler tromboz ve/veya obstetrik morbiditelere (TGK, intrauterin geli me gerili i (IUGR), preeklampsi, açıklanamayan fetal ölüm gibi) yol açan yüksek seviyelerde antifosfolipid antikor (APA) konsantrasyonlarının tespit edildi i otoimmun bir hastalıktır. Çe itli APA lar tariflenmi se de sadece Antikardiolipin antikor (acl) ve Lupus antikoagulant (LA) yaygın kabul görmü tür. Antikoagulan özelli i nedeniyle LA varlı ında fosfolipid ba ımlı pıhtıla ma testleri uzar. Bu testler aktive parsiyel tromboplastin zamanı (aptt), kaolin pıhtıla ma zamanı, seyreltilmi Russel yılan zehiri zamanı (drvvt) ve plazma pıhtıla ma zamanıdır. Bu testler arasında daha pratik oldu u için aptt yaygın kullanılmaktadır. Pıhtıla ma süresi uzayan örnekler mutlaka sa lıklı kontrol serumu ile karı tırılarak süredeki uzamanın faktör eksikli ine ba lı olup olmadı ı test edilmelidir. Testin sonunda LA pozitif veya negatif olarak sonuç bildirilmelidir. Antikardiolipin antikor sonuçları negatif, pozitif (hafif, orta, iddetli) olarak bildirilebilece i gibi kantitatif yöntemle (EL SA) GPL (IgG), MPL (IgM) veya APL (IgA) ünitesi eklinde ölçülebilmektedir. Dola ımda geçici APA olu abilmesi nedeniyle APA-pozitif sonuçlar en az 6 hafta sonra teyit edilmelidir. TGK nın %5-10 kadarından APS sorumlu bulunmu tur. Abortusa yol açtı ı iddia edilen mekanizmalar arasında uteroplasental dola ımda tromboz olu umu ve/veya olu an antikorların trofoblastların maternal spiral arterlere yeterli invazyon yapmasını engellemesi ve bu sayede etkin fetoplasental dola ımın gerçekle ememesi oldu u dü ünülmektedir. Antifosfolipide ba lı TGK tedavisinde immunsupresyon amaçlı kortikosteroidler ve intravenöz immunglobulin (IVIG), dola ımda trombozu önleme amacıyla dü ük doz aspirin (DDA) ve heparin veya bu ajanların çe itli kombinasyonları önerilmi tir. Kortikosteroid (KS) tedavisi sonuçlarının heparin ve DDA tedavisinden daha iyi olmaması ve kortikosteroidlerin yolaçtı ı preterm prematür membran rüptürü, preterm eylem, prematür do um ve prematürite gibi obstetrik morbidite artı ları ve yan etkileri nedeniyle günümüzde KS kullanımı artık tercih edilmemektedirler (15). Kortikosteroid kullanımı daha ziyade gebelik kayıplarının yanı sıra sistemik lupus eritramatozus (SLE) veya trombositopenisi olan hastalarda dü ünülmelidir. Heparin ve aspirin tedavisi altındaki hastaların bir kısımına IVIG tedavisi eklenmi ancak klinik sonuçlarda düzelme görülmemi tir (16). Yeterli sayıda, iyi düzenlenmi çalı ma olmaması nedeniyle ve pahalı olması nedeniyle IVIG TGK da primer tedavi olarak önerilmemelidir. Aspirin kullanımının APS lu hastalarda yararlı oldu unu gösteren çalı maların yanı sıra aksini gösteren çalı malarda vardır (17,18). Randomize, kontrollü iki çalı mada heparin ve aspirin kombinasyonu sadece aspirin kullanımından daha ba arılı bulunmu tur (19,20). Yapılan bir metaanalizde kombinasyon tedavisinin APS lu hastalarda gebelik kaybını %54 azalttı ı belirtilmi tir (21). Ancak 98 hastanın katıldı ı bir çalı mada aspirin ile kombinasyon tedavisi arasında canlı do um oranlarında farklılık bulunmamı tır(sırasıyla %72 ve %78) (22). Antifosfolipid sendromlu ve TGK olan hastalarda optimum tedavi halen tarı malıdır. Dü ük titrajlı APS lu hastalarda ve APS te hisi konmamı hastalarda kombinasyon tedavisi potansiyel yan etkiler nedeniyle tavsiye edilmemektedir. Heparin tedavisinin kanama ve osteoporotik yan etkileri bulundu u için tedavide kalsiyum, D vitamini takviyesi ve egzersiz önerilmelidir. Alloimmun nedenler Endometriyumda bulunan immun ve inflamatuar hücrelerin üretti i sitokinler üreme fonksiyonunu etkileyebilirler. Gebelik ürününün yarısı genetik yük olarak paternal kökenli olmasına ra men sa lıklı gebeliklerde immunolojik ret olayı görülmemektedir. Paternal genetik yüke yönelik immun cevabın nasıl engellendi i tam olarak anla ılamamı tır. Tekrarlayan gebelik kayıplarının olu masında öne sürülen mekanizmalar arasında anne-baba 22

TJD Uzmanlık Sonrası E itim Dergisi 2004;6:19-25 arasında HLA uyumu, maternal blokan antikor yoklu u ve maternal lökositotoksik antikorların yoklu u sayılabilir (23). Sa lıklı gebeliklerin yarısında blokan faktörlerin hiç üretilmedi inin tespit edilmesi ve bu faktörlerin genellikle 28. Haftadan sonra üretildi inin ortaya çıkması nedeniyle geçmi de popüler teorilerden biri olan maternal blokan antikor teorisi, günümüzde geçerlili ini büyük oranda yitirmi tir. Öne sürülen alloimmun mekanizmalardan hiçbirinin insanlarda geçerlili i kesin olarak gösterilememi se de birçok ampirik tedavi yöntemi tarif edilmi tir. Bunlar arasında en popüler yöntemlerden biri annenin paternal lökösitlerle immunizasyonudur. Canlı lökosit kullanımının potansiyel tehlikeleri arasında en önemlisi kan transfüzyonu ile geçen HIV, hepatit, CMV ve benzeri enfeksiyonların geçi idir. Hasta sayısının az oldu u, kalitesi sorgulanabilir nitelikteki çalı malardan yapılan meta-analizlerde lökosit immunoterapisinin klinikde hafif düzeyde etkili oldu u sonucu çıksa da 183 hastanın katıldı ı çok merkezli prospektif bir çalı mada lökosit immunoterapisi verilmesinin klinikde hiçbir katkısı olmadı ı ortaya çıkmı tır (24,25). Etkinli i üpheli, hangi yolla hangi dozda kimlere verilece i konusunda hiçbir standartizasyonu olmayan lökosit immunoterapisi günümüzdeki bilgilere göre TGK tedavisinde önerilmemelidir. Lökosit immunoterapisinin yerine önerilen intravenöz immunglobulin (IVIG) tedavisinin etkinli ini gösteren iyi planlanmı, geni serili çalı malar yoktur. Pahalı olmasının yanısıra hipotansiyon, bulantı, ba a rısı gibi genel semptomlara yol açan IVIG tedavisi ciddi anaflaksi riski, prion hastalı ı ve Creutzfeld-Jacob benzeri hastalıklar açısından da risk ta ımaktadır. leri sürülen teorilerden biri olan trofoblastlara kar ı geli en T helper-1 (TH-1) immunodistrofisinde progesteron uygulaması ile immunsupresyonun sa lanabilece i iddia edilmi tir (26). TROMBOF L LER Normal gebelikte fibrinojen, faktör 2, 7, 10, 12 ve plazminojen aktivatör inhibitör-1(pai-1) seviyelerinde artı ve protein S miktarlarında azalma sonucu pıhtıla ma e ilimi artmaktadır. Trombofili ise tromboz e ilimin arttı ı bir grup pıhtıla ma bozukluklarını içermektedir (27). Koagulasyona artmı e ilim edinsel veya kalıtsal nedenlerle olabilir. Edinsel trombofililerin tipik örne i APS un TGK daki önemli rolü önceki bölümde bahsedilmi tir. Son zamanlarda di er edinsel ve herediter trombofililerin TGK da önemine dikkat çekilmi tir. Bu grupta aktive protein C rezistansı (apcr), protrombin mutasyonu, hiperhomosisteinemi, protein S, protein C ve antitrombin III eksiklikleri sayılabilir (28,29). Kalıtsal trombozların en sık sebebi olan apcr nın %95 inde sebep bir nokta mutasyonudur (Faktör V Leiden, FVL). Bu mutasyon ta ıyıcılarında tromboz riski heterozigotlarda 5-10 kat, homozigotlarda 80-100 kat artmı tır. Tromboz riski Heterozigot Protrombin mutasyon ta ıyıcılarında (Faktör II G20210A) 2 kat, heterozigot AT-III eksikli inde 20-50 kat, homozigot hiperhomosisteinemide (metilen tetrahidrofolat redüktaz; MTHFR C677T) ise 2 kat artmı tır. Kalıtsal trombofililerin sistemik tromboz ile ba lantısı bilinmekte olmasına ra men TGK üzerindeki etkisi halen yeterli çalı ma ile gösterilememi tir. Yakın zamanda yapılan bir çalı mada üç trombofilik gen mutasyonu 101 TGK lı hastada ara tırılmı tır. Çalı manın sonucunda kontrol grubu ile TGK grubu arasında trombofilik gen mutasyon ta ıyıcılı ı açısından fark bulunamamı tır (30). Ancak 31 çalı manın de erlendirildi i bir meta-analizde fetal kayıp ile herediter trombofili ta ıyıcılı ı arasında de i ken bir ili ki bulundu u bildirilmi tir (31). Trombofilik mutasyonların gebelik üzerinde olumsuz etkilerini gösteren çalı maların ço unlu unun retrospektif veriye dayalı olması ve hangi hemostatik testlerin uygulanması gerekti i hakkında henüz yeterli fikir birli i olmaması trombofiliye yönelik testlerin, TGK nedenlerinin birincil incelemesinde kullanılmasını tartı malı hale getirmektedir(32). Preeklampsi, IUGR, ablasyo, fetal ölüm gibi komplikasyonları ya ayan kadınlar arasında trombofilik gen mutasyonlarından birinin bulunma ihtimali %52 bulunurken, normal hastalardan olu an kontrol grubunda aynı oran %17 bulunmu tur. Bu tip geç komplikasyonların tüm gebeliklerde görülme olasılı ının %5 olması ve normal gruptaki gebeliklerde sorun olu maması trombofilik mutasyonlar ile TGK ba lantısını içeren iyi planlanmı yeni çalı malara ihtiyaç oldu unu göstermektedir (33). D ER FAKTÖRLER Üreme sa lı ı konusunda bilgilerimiz arttıkça bazı gebeliklerin neden hep ba arısızlıkla sonuçlandı ını daha iyi anlamaktayız. Günümüzde bilinen yöntemlere ra men TGK nedeniyle incelenen hastaların yakla ık yarısında kesin bir etiyolojik faktör bulunamamaktadır. Kafein, 23

Erkan Alata : Tekrarlayan gebelik kayıplarında tanı ve tedavinin yönlendirilmesi etanol, nikotin ve di er sigara metabolitlerinin üreme sisteminde doza ba ımlı negatif etkileri vardır. Arsenik, cıva, kur un, etilen oksit, formaldehid ve benzeri kimyasallar ile radyasyon gibi etkenlerde üremeyi olumsuz etkilemektedir. Hiçbir neden saptanamayan TGK lı hastaların tedavi edilmeseler de büyük oranda canlı do um yapmaları, hastalara umut olmasının yanı sıra bu konuda bilinenlerin bilinmeyenlerden çok daha az oldu unu gösteren bir bulgudur. Hastaların ilerki ya amlarında iskemik kalp hastalı ı riskinde 2.3 kat artı oldu unu gösteren retrospektif veriler nedeniyle TGK grubundaki hastalar genel sa lık hakkında bilgilendirilmeli ve yakın takip sa lanmalıdır (34). SONUÇ Tekrarlayıcı gebelik kayıpları aileler için yıpratıcı bir durumdur. Aileye ilgiyle yakla ılmalı ve gerekliyse profesyonel psikolojik destek almaları sa lanmalıdır. Hastaların yarısında belirgin neden bulunamayaca ı ancak bu gruptaki hastalarda tedavi edilmeden bile ba arılı gebelik oranlarının oldu u hatırlatılmalıdır. Hastaların öyküleri dikkatle alınmalı, gebelik sayısı, canlı çocuk varlı ı, önceki gebeliklerde anomali varlı ı, geçirilmi enfeksiyon varlı ı, akrabalık ve ailede genetik hastalıklar detaylı sorgulanmalıdır. Önceki tetkikler istenmeli APS bulguları ara tırılmalıdır. Tam bir fizik muayeneden sonra uterus, serviks ve vajen anlatılan anomaliler yönünden de erlendirilmelidir. lk incelemede istenmesi önerilen testler tabloda belirtilmi tir (Tablo II). Uterin ve servikal anomaliler uygun cerrahi ile tedavi edilmelidir. Genetik testler te vik edilmeli, kromozomal bozukluk te his edilenlere genetik danı ma verilmesi sa lanmalıdır. Antifosfolilipid sendrom te hisinde acla ve LA haricindeki antifosfolilipid antikor testleri gereksizdir. Heparin ve aspirin kombinasyonu APS tedavisinde daha ba arılı görünmektedir. Uzun yarı ömrü sayesinde tek doz uygulanabilmesi ve koagulasyon takip testlerini gerektirmedi i için dü ük moleküler a ırlıklı heparin (LMWH) tercih edilir. Heparinizasyona canlı fetüs tespit edilir edilmez ba lanmalıdır. Aspirin 75-100 mg/gün dozda gebelik öncesi veya pozitif gebelik testini takiben ba lanabilir. APS tesbit edilmeyen TGK hastalarda aspirin proflaksisinin yararı gösterilmedi i için önerilmemelidir. Herediter trombofili insidansı nadir oldu u için trombofili taraması rutin incelemede önerilmemektedir. Ancak erken ya ta, nedeni bilinmeyen tromboz hikayesi veya gebelik, puerperium veya oral kontraseptif kullanımı nedeniyle tromboz olu an hastalarda trombofili taramasının ilk incelemede yapılması gerekti ini savunan yazarlarda vardır. Trombofili nedenli TGK da antikoagulan tedavi oldukça ba arılıdır. Alloimmun nedenlere yönelik TGK tedavisi günümüz bulgularına göre önerilmemelidir. Gelecekte tekrarlayıcı gebelik kaybının etiyolojik nedenlerinin daha net saptanması, tedavisinde fikir birli i olu abilmesi ve standart tedavi protokollerinin önerilebilmesi için randomize, kontrollü ve geni hasta populasyonlarının dahil oldu u yeni çalı malara ihtiyaç duyulmaktadır. Tablo II: Tekrarlayıcı gebelik kayıplarında önerilen testler * Açlık kan ekeri, TSH * HSG veya histeroskopi * Luteal fazda endometriyal biopsi, patolojik çıkarsa sonraki siklusda tekrarlanır * Parental karyotip incelemesi * Lupus antikoagulan ve antikardiolipin antikor testi * Öykü ve fizik muayeneye göre di er testler Trombofili taraması?? (Aktive protein C rezistans oranı, Antitrombin III, Protein C ve S ölçümü?) KAYNAKLAR 1. Clifford K, Rai R, Regan L. Future pregnancy outcome in unexplained recurrent first trimestr miscarriage. Hum Reprod 1997;12:387-389. 2. Roberts CP, MurphyAA. EndocrinopathiesAssociated with recurrent pregnancy loss. Semin Reprod Med 2000;18:357-362. 3. Regan L, Brande PR, Trembath PL. Influence of postreproductive performance on risk of spontan abortion. BMJ 1989;299:541-545. 4. Dawood F, Quenby S, Farquharson R. Recurrent miscarriage: an overview. Reviews in Gynaecological Practice 2003;3:46-50. 5. Simon C, Rubio C, Vidal F, Moreno C, Parilla J, PellicerA. Increased chromosome abnormalities in human preimplantation embryos after in vitro fertilization in patients with recurrent miscarriage. Reprod Fertil Dev 1998;10:87-92. 6. Munne S, Magli C, Cohen J et al. Positive outcome after preimplantation diagnosis of aneuploidy in human embryos. Hum Reprod 1999;14:2191-2199. 7. Hassold TJ. Acytogenetic study of repeated spontaneus abortions. Am J Hum Genet 1980;32:723-730. 8. Clifford K, Rai R, Watson H, Regan L. An informative protocol 24

TJD Uzmanlık Sonrası E itim Dergisi 2004;6:19-25 for the investigation of the recurrent miscarriage: Preliminary experience of 500 consecutive cases. Hum Reprod 1994;9:1328-1332. 9. Noyes RW, Hertig ATR, Rock J. Dating the endometrial biopsy. Fertil Steril 1975;122:262-263. 10. Tulppala M, Bjorses UM, Stenman UH, Wahlstrom T, Ylikorkala O. Luteal phase defect in habitual abortion. progesterone in saliva. Fertil Steril 1991;56:41-44. 11. Stagnaro-Green A, Roman SH, Cobin RH, El-Harazy E, Alvarez- Marfany M, Davies TF. Detection of at-risk pregnancy by means of a highly sensitive assay for thyroid antibodies. JAMA 1990; 264:1422-1425. 12. Mills JL, Simpson JL, Driscoll SG et al. HICHD-DIEP Study: incidence of spontan abortion among normal women with insulindependent diabetic women whose pregnancies were identified within 21 days of conception. N Engl J Med 1988;319:1617-1623. 13. Tulppala M, Stenman UH, Cacciatore B, Ylikorkala O. Polycystic ovaries and levels of gonadotropins and androgen in miscarriage: prospective study in 50 women. Br J Obstet Gynaecol. 1993;100: 348-352. 14. Ridker P, Miletich M, Buring J et al. Factor V Leiden mutation as a risc factor for recurrent pregnancy loss. Ann Intern Med 1998; 128:1000-1003. 15. Cowchock FS, Reece EA, Balaban D, Branch DW, Plouffe L. Repeated fetal losses associated with antiphospholipid antibodies: A colloborative randomized trial comparing prednisone with low dose heparin treatment. Am J Obstet Gynecol 1992;166:1318-1323. 16. Branch DW, Peaceman AM, Druzin M, et al. A multicenter, placebo controlled pilot study of intravenous immune globulin treatment of antiphospholipid syndrome during pregnancy. Am J Obstet Gynecol 2000;182:122-127. 17. Cowchock FS, Reece EA. Do low-risk antiphospholipid antibodies need to be treated?am J Obstet Gynecol 1997;176:1099-1100. 18. Pattison NS, Chamley LW, Birdsall M, Zanderigo AM, Liddel HS, McDougall J. Does aspirin have a role in improving pregnancy outcome for women with the antiphospholipid syndrome? A randomized controlled trial.am J Obstet Gynecol. 2000;183:1008-1012. 19. Rai R, Cohen H, Dave M, Regan L. Randomized controlled trial of aspirin plus heparin in pregnant women with recurring miscarriage associated with antiphospholipid antibodies. BMJ 1997;314: 253-257. 20. Kutteh WH. Antiphospholipid antibody-associated recurrent pregnancy loss: treatment with heparin and low dose aspirirn is superior to low dose aspirin. Am J Obstet Gynecol 1996:174; 1584-1589. 21. Empson M, Lassere M, Craig JC, Scott JR. Recurrent pregnancy loss with antiphospholipid antibody:asystemic review of therapeutic trials. Obstet Gynecol 2002;99:135-143. 22. Zacur HA, Goodman SB. Repeated pregnancy loss. Wallach EE, Zacur HA (eds). Reproductive medicine and surgery. Mosby year-book, Inc: 1995:881-894. 23. Regan L, Braude PR, Hill DP. A prospective study of the incidence, time of, appearence of, significance of anti-paternal lymphocytotoxic antibodies in human pregnancy. Hum Reprod 1991;6:294-298. 24. Coulam CB, Clark DA, Collins J, Scott JR. Worldwide collaborative observational study and meta-analysis on allogeneic leukocyte immunotherapy for recurrent spontaneous abortion. Am J Reprod mmunol 1994;23:55-72. 25. Ober C, Karrison T, Odem RR et al. Mononuclear cell immunisation in prevention of recurrent miscarriages: a randomized trial. Lancet 1999;354:365-369. 26. Choi BC, Polgar K, Xiao L, Hill JA. Progesterone inhibits in vitro embryotoxic Th 1 cytoxine production to trophoblast in women with recurrent pregnancy loss. Hum Reprod 2000;15: 46-59. 27. Adelberg A, Kuller Ja. Thrombophilias and recurrent miscarriage. Obstet Gynecol Survey 2002;57:703-709. 28. Hague MW. Homocysteine and pregnancy. Best Pract Res Clin Obstet Gyneaecol. 2003;17:459-469. 29. McGlennen RC, Key NS. Clinical and laboratory management of the prothrombin G20210A mutation. Arch Pathol Lab Med 2002;126:1319-1325. 30. Pauer HU, Voigt-Tschirschwitz T, Hinney B, et al. Analyzes of three common thrombophilic gene mutations in German women with recurrent abortions. Acta Obstet Gynecol Scand. 2003:82: 942-947. 31. Rey E, Kahn SR, David M, Shrier I. Thrombophilic disorders and fetal loss: a meta-analysis. Lancet 2003;361:901-908. 32. Regan L, Rai R. Thrombophilia and pregnancy loss. J Reprod Immunol 2002;55:163-180. 33. Kupferminc MJ, Eldor A, Steinman N et al. Increased frequency of genetic thrombophilia in woman with complications of pregnancy. New Engl J Med 1999;340:9-13. 34. Smith GC, Pell JP, Walsh D. Spontaneous loss of early pregnancy and risc of ischaemic heart disease in later life: retrospective cohort study. BMJ 2003;326:423-424. 25