www.kampusistanbul.org Haziran 2013 Üniversitelinin Aradığı Herşey... Göklerin Özgür Sakinleri Evlerini Kaybediyor Teknolojinin Bedeli: Obezite

Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Şişmanlık (obezite); sağlığı bozacak düzeyde vücutta yağ miktarının artmasıdır.

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

SIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir.

TÜRKİYE DE EN FAZLA GÖRÜLEN BESLENME HATALARI

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı


ANTALYA ALTIN PORTAKAL'DA JÜRİ HEYECANI!

21 yıllık tecrübesiyle SiNCAN da

BİR ACAYİP SOYGUN ADANA İŞİ. - Basın Toplantısı Haber Küpürleri Ocak 2015 Adana Hilton Otel

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

2013 / 2014 SAYI: 17. Haftanın Bazı Başlıkları

Üniversite Üzerine. Eğitim adı verilen şeyin aslında sadece ders kitaplarından, ezberlenmesi gereken

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

OBEZİTE DİYABET VE METABOLİK HASTALIKLAR DAİRE BAŞKANLIĞI

Mutluluk nedir? Kenan Kolday

/elaresort /elaresort

DEĞERLER EĞİTİMİ PROJESİ

66 Fotoğrafçı Etkinlik Listesi. 52 Haftalık Fotoğrafçılık Yetenek Sergisi

Günlük Kent Gazetesi

sağlıklı çocuklar, mutlu aileler FOR WOMEN OF STYLE & SUBSTANCE medya kit wwww.parentsturkiye.com

GÜNLÜK OLARAK NEDEN YETERLİ MİKTARDA KALSİYUM ALMALIYIZ?

Proje Adı. Projenin Türü. Projenin Amacı. Projenin Mekanı. Medeniyetimizin İsimsiz Taşları. Mimari yapı- anıt

Selman DEVECİOĞLU. Gönül Gözü

ÇOKLU ZEKA ÖZELLİKLERİ

"Nereden başlasam, nasıl anlatsam..."

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU TAVŞANLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

BAŞARI ÖDÜLSÜZ KALMAZ!

TEMALARIMIZ UZAY VE GEZEGENLER DÜNYA GÖKYÜZÜ İNSAN HAKLARI VE DEMOKRASİ HAFTASI YERLİ MALLARI VE TUTUM HAFTASI YENİ YIL

''Hepimiz Atatürk'üz''

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir?

Öğretmen: Başak Berna CORDAN. Duvarlar Konuşuyor, Pera nın Ziyaretçileri Dinliyor

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ DEKANLIĞINA

İstanbul Boğaz Turları

Oxford Big Read İç Anadolu Bölge Finalistleri. Yabancı Diller Festivali 2016

İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali

SOSYAL VE KÜLTÜREL HAYAT ANASINIFI FAALİYET TAKVİMİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM DÖNEMİ EYLÜL AYI HAZIRLIK-ARI GRUBU BÜLTENİ

R E Z İ D A N S - O F İ S - Ç A R Ş I

Mavi Pupa Montessori Anaokulu nun Sevgili Anne ve Babaları,

Özel gereksinimli çocuklar


OKULLAR YENİ YAŞAM ALANLARIMIZ

TED AİLESİ, ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLAMASI VE PLAKET TÖRENİ İÇİN DÜZENLENEN YEMEKTE BİR ARAYA GELDİ

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

ANAVARZA BAL ÇOCUK TİYATROSU

Stillistanbul. Sabiha gökçen Hava Limanı. Neomarin AVM. Pendik Marina. Divan Otel. Modern istanbul un Kalbindeyiz

Nasıl Bir Zekâya Sahipsiniz? - Genç Gelişim Kişisel Gelişim. Ayın Testi

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3. SINIFLAR VELİ BİLGİLENDİRME MEKTUBU 2

Dünya üzümden sadece şarap yaparken, biz ise üzümden sadece şarap değil, başka neler yapacağımızı göstermeye devam edeceğiz.

SINIFLAR, SELÇUKLU UYGARLIĞI MÜZESİ NE GEZİ YAPTI

BOĞAZA. sevgiyle gülümseyen bir ev... Özlem ve Halit Akyürek ten Boğaz da bir restorasyon çalışması...

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.

HAKKIMIZDA. Çalışmak bizden rahat ve huzur içinde yaşamak sizden ŞİRKETLER GRUBU İŞTİRAKİDİR

TUVAL GARDEN, bir TPD GRUP Projesidir.

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ VAKFI ADIGÜZEL ANAOKULU GÖKYÜZÜ SINIFI KASIM AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

ÖZEL EFDAL GÖZTEPE ANAOKULU DENIZYILDIZI GRUBU KASIM AYI BÜLTENİ

EĞİTİM TATİLİ TANIŞMA. Eğitim yolculuğu. Haus Kreisau. v a r d ı ğ ı m ğ z d a h e r k e s

TÜRK DÜNYASI VAKFI. Bana Bir Hikaye yaz projesinin web portalına hoş geldiniz!

ÇEVRENİN GENÇ SÖZCÜLERİ

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

4 Eylül tarihinde yaptığımız Sezona Merhaba buluşması siz sayın müşterilerimizin yoğun katılımıyla başarıyla gerçekleşmiştir.

ÇOCUKLARDA BESLENME. Dr.Belkıs Kütük Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Liv Hospital Ankara

GİRİŞ. Sağlıklı Beslenme ve Vücudumuzun Sağlıklı Beslenme Piramidi. Ana Gıda Grupları

Bodrum Deniz Filmleri Festivali

Beşiktaş Gazetesi. Ustalarının izinden!..

TÜRKİYE BÜLTENİ MART, 2013 KAMPANYA

Bölge Uzmanı Nihai Form

Bir evden öte; cennetten ilham almış bir köşeye hoş geldiniz.

EĞİTİM VE ÖĞRETİM DÖNEMİ DENİZYILDIZI GRUBU MART AYI BÜLTENİ

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

TEMA: OKULUMUZU TANIYALIM KONU: OKULUMUZ TARİH: 01 EYLÜL / 30 EYLÜL YAŞAYAN DEĞERLER: SEVGİ

BASIN SPONSORLUĞU DOSYASI

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

ORGANLARI 5 KİŞİYE HAYAT VERDİ

Bireyin bedensel, ruhsal, zihinsel ve sosyal yönden tam bir iyilik ve uyum halidir. Sağlık nedir?

Okuma- Yazmaya Hazırlık. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim. Fen Ve Doğa Etkinlikleri

Özlemle Anıyoruz. Robot Kulübü * Ahşap Boyama * Ebru Sanatı * Hayat Güzeldir * Gizli Gelen Davetiye. Bu Hafta Neler Oldu?

KURALLI VE DEVRİK CÜMLELER. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir.

Çoğunluk olmak, azınlığı yok saymak

TEST. 7. Dişer ne zaman fırçalanmalıdır? A. Yemeklerden sonra B. Okuldan gelince C. Evden çıkmadan önce

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Mayıs 2010 DİKKAT

EKİM 15. Şarkiye Mahallesi Kocakişi Sokak No: Altınordu/ORDU.

SINIF İÇİ ETKİNLİKLER OKUMA YAZMAYA HAZIRLIK ETKİNLİĞİ SANAT ETKİNLİĞİ TÜRKÇE DİL ETKİNLİĞİ MÜZİK-OYUN ETKİNLİĞİ. Sevgili Velilerimiz,

IEEE Türkiye Başkanlar Kurultayı

V İ L L A L A R V E S U İ T L E R

Beykoz Yerel Basını: Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ - Özgün Haber

Obezite Nedir? Harun AKTAŞ - Trabzon

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU 3-4 YAŞ GRUBU AYLIK PROGRAMI. Tekerlemeler: Hanım kızı, ebe tekerlemelerini öğreniyorum.

TEKNOLOJİK GELİŞMELERİN ÇOCUK KALP SAĞLIĞINA OLUMSUZ ETKİLERİ


> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

Transkript:

www.kampusistanbul.org Üniversitelinin Aradığı Herşey... Haziran 2013 Göklerin Özgür Sakinleri Evlerini Kaybediyor Teknolojinin Bedeli: Obezite Yazar, Sunucu ve Anne ESRA harmanda HAYAL DÜNYASININ İZLERİ

4 Küçük Bir Kalpte Onlarca Umut İçindekiler Künye Zamanın Halleri 5 EDİTÖR Özlem ARIKAN HABER MERKEZİ Betül CAN Gül ÜNGÖRMÜŞ Yeşim DAĞSUYU Züleyha YILDIRIM 6 Popüler Kültürün Vazgeçilmez Gizemi: UFO Göklerin Özgür Sakinleri Evlerini Kaybediyor 8 KATKIDA BULUNANLAR Büşra Betül ÇİÇEK Ece KÖY Özge ÖZKUL 12 Teknolojinin Bedeli: Obezite TASARIM Ömer AYDIN MATBAA Bion Matbaa Hayal Dünyasının İzleri 14 16 Hürrem Sultan Dârü şşifası Yazar, Oyuncu, Sunucu ve Anne Esra 18 KAMPÜS İSTANBUL AKADEMİ MERKEZİ Süleymaniye Mah. Kirazlı Mescit Sokak No:16 Fatih - İstanbul TEL: 212 522 83 73 GSM: 534 055 08 58 MAİL: info@kampusistanbul.org www.kampusistanbul.org 20 Bir Öğrenci Klasiği; Çiğ Köfte Kitap, Sinema, Etkinlikler 22 /kampusistanbul /kampusistanbul

Küçük Bir Kalpte Onlarca Umut Hayatta sadece kendiniz için değil herkes için yaşanılabilir ortamlar oluşturabildikçe hayatınızdan lezzet alırsınız. Tamda bunu gerçekleştirmeye çalışan ve hayatı daha yaşanılır hale getirmek için hayırda yarışan bir topluluk, Bi Damla Umut grubu. Grupta çok farklı kesimlerden insanlar var. Bu üyelerin ortak noktası ise gönüllü olmaları. Züleyha Yıldırım Zamanın Halleri Grup maddi imkanı olmayan ve perişan bir halde. Tabi ki vaktinin ne zaman geldiğini yalnız İlk olarak Palyaço Halim abi çık- unutturmak için herkes ordaydı. ailelerin çocuklarının ihtiyaçlarını karşılıyor. Tabi sadece Allah bilir lakin hastalığı ve artık tı eğlenceli oyunlarıyla çocukları maddi ihtiyaçlar değil mane- önü alınamayan ağrıları onu iyice coşturdu, ardından Derya Tiyat- Geçen her saat vi ihtiyaçlara da aynı hassasiyeti halsiz ve mutsuz hale getirmiş. ro grubu evlerin arasına sahne gösteriyor. Çocuklar için talepleri Grup üyeleri Dilara nın acılarını hazırlamaya başladı (hiçbir ücret tarihin isli doğrultusunda bu anlamda çeşitli paylaşmak ve bir nebze olsun hafifletmek için bir araya geldiler ve seve gerçekleştireceklerini belir- almadan ve hatta etkinliğe seve sayfalarında yer etkinlikler düzenliyorlar. Örneğin Kutlu Doğum Programı, 23 Nisan hummalı bir organizasyon başladı. Şaşkınlık içerisinde izliyordum terek). Ece Köy ediniyor kendine. etkinliği, tiyatro, piknik gibi etkinlikler gerçekleştirerek çocukla- nasıl olacak? açık hava da üste- Zaman hızla ilerliyor. Biz gök- kıpırdanıyor yüreğimizde. Aslın- Zaman geçip gidiyor ra sosyal ortamlar hazırlıyor. Dilara nasıl mutlu olur? lik hava rüzgârlı. arka sahne olan yüzünün maviliğine dalmış da farkında olmadan dünü değil, gözler önünden. Bi Damla Umut un son etkinliği Akla gelen proje için hemen hazırlıklara başladılar. Dilara nın ğarsa? Peki ya kostüm değişiklinirken o bize aldırmadan dönüruz. Düşünüyoruz, zamanı kav- perde ya uçarsa? Ya yağmur ya- hayal dünyamızda sürükle- geçen bir saat öncesini özlüyo- Ve her geleceğe ise görülmeye değerdi, grubun ilgilendiği çocuklardan küçük evinin sokağı süslendi, arkadaşları davet edildi, tiyatro grubu endişelerim boşa çıktı. Tam bir ği nasıl olacaktı? Neyse ki bütün yor. Dönüyor ve her an bir ömür rıyoruz. Gitti mi daha dönmeyen yaklaşışta daha çok Dilara lösemi hastası ve hastalığı kaybettiriyor. Sadece kaybediyoruz ulaştığımız çok bir şey yok lerimizde hissediyoruz. İlle dağ ama en kıymetlimiz zamanı ilik- özlemle sarılıyor ilerlemiş durumda, doktorlar %20 çağırıldı, palyaço geldi, müzik profesyonel olan tiyatro grubu zor yaşama şansının olduğunu söylüyor. Ailesi ne yapacağını şaşırmış lara ya bir nebze olsun ağrılarını den minikleri neşeye boğdu. Bu ayarlandı Her şey hazırdı Di- koşullardan zerrece etkilenme- insan geçmişe. şimdilik. Rabbimin akıl almaz aşmak okyanus geçmek değil ya rahmeti üzerine bir anne karnından dünyaya geliyoruz. Önce ma- hasret ayrılık. Biz farkında olmadan ciğerlerimize soluduğumuz o daha çok özlemle sarılıyor insan sırada etraftan komşular camlara, den. Ve her geleceğe yaklaşışta balkonlara çıkmış yaşlı gözlerle sum bir bebek oluyoruz. Yüreğimizin bütün saflığıyla hissetmeye haba diyor ve anne karnındaki gunluk katıyor, kolay değil bir to- izliyorlardı programı. El birliğiyle o küçük masumlarla dolu dolu ilk hava ile hasret diyarına mer- geçmişe. Gelen her gün bir ol- dakikalar yaşandı. Dilara çok çalışıyoruz. Kendimizi, çevremizi, masum, en korunaklı yolculuktan kat çarpıp yüreğine öyle geçiyor. mutlu olmuştu, en çokta tiyatrodaki yaşlı dedeyi sevmişti. Dilara ce tanımlamaya çabalıyoruz. Çok zi açarak ilk ayrılığı da öğrenmiş bir değer kazandırıyor. Her toka- soluduğumuz havayı kendimiz- sonra engebeli hayata gözlerimi- Yediğin her tokat geçen zamana acılarına, ağrılarına rağmen gülümseyebilmişti. Onca insanın bulmaya başlıyoruz. Çevre bile Hayat her dem yakıyor. Aldığın Son nefes hayatın en gizli sahnesi. geçmiyor yavaş yavaş kendimizi oluyoruz. dın ardından bir diğeri özleniyor. tek amacı gerçekleşmişti. O gün hayat bir çocuğun gülümsemesindeymiş dedim. Eğer insanları mutlu etmek istiyorsanız bulunduğunuz koşullar ne olursa olsun sadece yanında olup derdini paylaşmanız dahi yetiyormuş. bir başka anlam kazanıyor gözümüzde. Büyüyoruz. Her adımda olgunluğa kucak açıyoruz ve her adımda yaşlanıyoruz. Bir zaman çocukluktan çıkıp yetişkinliğin verdiği havayı soluyoruz ciğerlerimizde. Ve duraksıyoruz, düne ilk nefesle ciğerlerini yakan hava geçen her zaman içine biraz daha işliyor. Dünya sürekli dönüyor. Bazen yaşamak seni yoruyor ama dönmek dünyayı hiç yormuyor. Geçen her saat tarihin isli sayfalarında yer ediniyor kendine. Zaman ne zaman, nerede, nasıl rol alıyor bilinmiyor. Geçen her gün derken bir gün bedendeki can kayboluveriyor. Kuru bir ceset kalıyor dönen dünyanın ardından. Yalan dünya kayboluveriyor. Şimdi tek gerçeğe yöneliyorsun. Bir sandalın kürek- 4 bakıyoruz. Tarifi yapılamaz bir şey geçip gidiyor gözler önünlerini sonsuzluğa çekiyorsun. 5

Popüler Kültürün Vazgeçilmez Gizemi: UFO 6 Bilim adamlarının UFO ve dünya dışı yaşam ihtimalinin bulunmadığını belirtmesine rağmen, uzaylılar ve onların uçan daireleri insanlık için gizemini korumaya devam ediyor. Yeşim Dağsuyu UFO Unidentifed Flying Object kelimelerinin baş harflerinden oluşuyor ve tanımlanamayan uçan cisim anlamına geliyor. UFO meraklıları, tanımlanamayan bu cisimleri görebilmek amacıyla durmadan gökyüzüyle yaşıyor. Bilim adamları tarafından UFO ların aslında olmadıkları söylenirken, UFO gördüğünü söyleyen insanlar sonuna kadar hikâyelerine sahip çıkmakta. En sık görüldüğü söylenen UFO türleri ise parlak ışık küreleri, geniş kâseler, ince tüpler ve yumurta şekilli olanlar. UFO lar popüler kültürde çok uzun zamandır yer alan bir olgu ve bazılarına göre en eski medeniyetlerden beri hayatımızdalar. Öyle ki Mısır Piramitleri yapılırken Mısırlıların, uzaylılardan yardım aldıkları iddia edilir. Uzayda hayat arayan uzay sondaları henüz bir sonuca ulaşmış değil. Bu yüzden UFO ların varlıklarını kanıtlamak, yokluklarını kanıtlamak kadar zor görünüyor. İÜ Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölüm Başkan Prof. Dr.Türker Özkan, UFO ların hayal ürünü olduğunu ve uzaydan gelmelerinin mümkün olmadığını söylüyor. NASA nın elinde uzaylılarla ilgili veri olması durumunda bunu saklamayacağını vurguluyor. DİKKAT UFO ÇIKABİLİR Mİ? Prof.Dr.Özkan: UFO lar, aslında zaman zaman insanların gökyüzünde gördükleri ve o an için tanımlayamadıkları cisimlerdir. Zaten literatürdeki adı da tanımlanamayan gök cisimleri olarak geçiyor. Bu cisimler özellikle geceleri görülebilir ancak bu görülen UFO değil, ışıklı bir cisimdir. Bu cisimler uçak, Venüs ya da başka bir gezegen olabilir. Ayrıca bir ışığın bulutlarda oluşan bir yansıması da olabilir. Dolayısıyla insanlar yanılgılara düşebiliyorlar ancak bunların çoğunun meteorolojik bir açıklaması var. Göktaşları, meteorolojik balonlar, roket veya askeri çalışmalar sırasında atılmış bir alet de olabilirler. Bu cisimlerin uzaydan geldikleri düşünülse bile, bu tamamen yanlış bir inanış. Bugün Türkiye de dahil olmak üzere bütün dünyada gökyüzünü ve uzayı inceleyen birçok gözlemevi bulunuyor. Dolayısıyla böyle bir şey olsaydı biz teleskoplarımızla onları kolaylıkla görürdük çünkü 24 saat boyunca gözlem yapıyoruz. Bu cisimleri görenler bu tür incelemeleri yapan kişiler değil de dışarıdan geçen insanlar oluyor. Bu, biraz mantıkdışı o yüzden bunları çok fazla dikkate almamak gerekiyor. UFO İDDİALARI KAZANÇ GETİRİYOR UFO iddialarının birçoğunun altında başka şeylerde yatabileceğine dikkat çeken Özkan: Bir insan UFO lara inanıp onlardan etkilenmişse bizim söylem ve açıklamalarımızı yeterli bulmuyor. Hele ki bazı insanlar bu durumdan yararlanarak televizyon, gazete ve radyoya çıkmak, ön planda olmak istiyorlar. Kendini daha da akıllı hissedenler ise bu konuyla ilgili kitap yazmaya çalışıyorlar ve bu sayede para kazanıyorlar. Bu kişilerin ortaya çıkışındaki ana sebep işte budur. İnsanları doğru söylediklerine inandırmaya çalışan açıklamalar yapıyorlar ancak bunların hiçbiri doğru değil. UFOLOJİ DİYE BİR ALAN YOK Prof.Dr.Özkan: Aslında Ufoloji diye bir bilim dalı yok. Bu iş bir fotoğraf çekmekle, gözle görmekle olmuyor. Fotoğraf ve videolarda her türlü yanlış bilgilendirme ve hile yapılabilir. Onun için bunlara çok fazla değer vermemek lazım çünkü önemli olan bilim ve bilimin yaptığıdır. UFO dediğimiz şeyi nedense sadece bir-iki kişi görüyor. Dolayısıyla buna inanmamız beklenmemeli. Bu yanıltıcı duruma, akıllı mantıklı kişiler taviz vermemelidir. Zaten astronomi bilimcileri olarak amacımız halkı doğru bilgilendirip gerçekleri göstermektir. KIYAMET SENARYOLARI HER SENE DEĞİŞİYOR Özkan: Birde kıyamet söylentileri var. Gelecek yıl için bir kıyametten söz ediliyor. Fakat bu iddialar her zaman ötelenir. Daha önceki yıllarda da böyle yapılmıştı ve tahminler tutmayınca tarihi ileriye attılar. Bu tarih birkaç yıl önce de Aralık 2012 olarak belirlenmişti Mars a gidiş için 6 Türk başvurdu Hollandalı bir şirketin dünyayı terk edip Mars ta kalmak isteyenler için başlattığı projeye, 80 binin üzerinde başvuru yapılırken, başvuranlardan 6 sı ise Türk vatandaşı. 6 Türk, şimdi hazırladıkları videolarıyla Mars a tek yön gidiş bileti alabilmek için yarışa girdi. Levent Semt Polikliniği nde çocuk doktoru olan Koray Barlas, Mars taki bebeklerin öncelikli olarak bir doktora gereksinim duyduklarını, bu nedenle de orada bulunmak zorunda olduğunu söyledi. İNSANLIĞIN BANA İHTİYACI VAR Barlas, Küçüklüğümden beri bilim kitaplarını okumaya çalışırım. Denememiş olsam vicdan azabı çekerdim dedi. Barlas, tek gidiş biletine ilişkin olarak Dönüşü yok diye düşününce insan etkilenmeden duramıyor. Ancak yeni bir dünyaya değer sanıyorum dedi. Evinde koltuğunda ekrana merhaba diyen Ferdi Tarla, bilgisayar programcılığına ilgi duyduğunu belirtirken kendisiyle ilgili bilgi kısmına Her gün evreni, uzayı ve zamanı düşünüyorum notunu düştü. İstanbul da elektrik-elektronik mühendisliği okuyan Deniz Uzuner ise Projenin, yeni dünya düzenine sahip olmak için insanlık adına büyük bir adım olduğunu kaydetti. Orduda doktor olduğunu belirten Fatih Cam (25) da Askerim ve nasıl hayatta kalacağımı biliyorum. İnsanlığın bana ihtiyacı var dedi. Ankara Üniversitesi nde Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü nde okuyan Cankat (22) isimli aday, Afet durumunda insanlar panik haldeyken insanları yönlendirecek biri lazım. Şu anda ona bakıyorsunuz diye konuştu. Kaynak: veteknoloji.com 7

Göklerin Özgür Sakinleri Evlerini Kaybediyor Osmanlı döneminde kuşların kervansarayı olarak inşa edilen tarihi kuş evleri ihmal ve bakımsızlık nedeniyle yok oluyor Özge Özkul Uçsuz bucaksız göklerde özgürce salınan kuşların barınağı olan kuş evleri, 15. yüzyılda klasik Osmanlı mimarisiyle paralel şekilde çoğalarak günümüze kadar geldi. Fakat, 13. asırdan itibaren 19. asrın sonlarına kadar Osmanlı Devleti nin ömrü boyunca özellikle camilerde, medreselerde yer alan sevimli yapıların bakımları ihmal ediliyor. Bu konuyla ilgili proje yürüten, İstanbul Üniversitesi (İÜ) Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu (TBMYO) Cam, Seramik ve Çinicilik Programı nda akademisyen olan Özlem Özer Tuğal ile kuş evleri ve ihmaller üzerine konuştum. YAPILMA AMAÇLARI, HAMİYET VE MERHAMET Türklerin 19. yüzyıla kadar yapımını devam ettirdiği kuş evlerinin amacı, onları fırtınadan, yağmurdan, çamurdan, yakıcı güneşten korumak olarak belirtilir. İnsanoğlunun en güzel tasarımlarından olan kuş evleri, merhamet ve sevgi gibi yüce duyguları sembolize etmekle beraber, dönemin mimarisini, o kuş evini yaptıranın zevkini, inceliğini de yansıtır. Kuş köşkleri, serçe, saka ve kırlangıç gibi korunmaya muhtaç küçük kuşlar için yapılırdı diyen Özlem Özer, kuş evlerinin özellikleriyle ilgili şunları söyledi: Boyalı, oymalı küçük tahta yuvalar biçiminde ağaç dallarına asılanları da yapılmış ama kuş evlerinin ahşap numuneleri yangınlar, yıkımlar yüzünden günümüze kadar ulaşamamış. Merhamet sembolü bu kuş yuvalarının şiddetli esen rüzgârlardan korunaklı, binaların güneye bakan dış cephe kısmına inşa edilmesi de gerekiyor. Tuğla, kiremit, taş ve harç kuş evlerinin inşasında kullanılan malzemeler. Kuş evi bu lunmayan konutların çoğunda, çatı aralığına açılmış, ağzı yıldızı, yoncayı, çiçeği andıran kovuklar da bir nevi kuş evi vazifesi görmekte. İNCE İŞÇİLİĞİN ÜRÜNLERİ Mimari yapılarda görülen kuş evleri yüzeye alçak kabarma ve yapının içine doğru bir ya da daha fazla oyuklar şeklinde olur. Yani cephe yüzeyinden dışa pek taşmayan yapılar diyebiliriz. Köşkü, sarayı andıran estetik, zarif ve süslü evlere örnek olarak, İstanbul da Süleymaniye Cami, Yeni Cami ve Büyükçekmece Köprüsü nü verebiliriz. Öyle ki kimilerinde sakaların, serçelerin beslenmesi içi yemlikler, suluklar, inip çıkabilmeleri için merdivenler, başlarını çıkarıp etrafı kolaçan edebilmeleri için balkonlar bulunur. İnce işçiliğin ürünü olan bu evlerin en güzel örnekleri ise, İstanbul Üsküdar daki Yeni Valide, Ayazma-Selimiye camilerinde ve Topkapı Sarayı ndaki Darphane nin iç avlusundaki binada yer alıyor. İstanbul da bulunan diğer nadide kuş evlerinden bazıları, Feyzullah Efendi, Seyyid Hasan Paşa medreseleri, III. Mustafa Türbesi, Çukurçeşme Hanı, Balat Ahrida Sinegogu ndadır. Bu minik gökyüzü sakinleri, sadece İstanbul u mesken tutmazlar. Türkiye nin dört bir yanında Trakya dan Doğu Anadolu ya kadar, nereye insan eli değdiyse orada mutlaka bir kuş evi var. Kırklareli, Tekirdağ, Edirne, Bolu, Bursa, Milas, Antalya, Amasya, Kayseri, Ankara, Nevşehir, Sivas, Erzurum, Şanlıurfa, Doğu Beyazıt, kuş evi bulunan şehirlerden sadece bazılarını oluşturur. BİR ŞAHESER OLAN BU YAPILARIN PERİŞAN HALLERİ Kuş evi gibi nadide bir düşünce, mimarî harikası köprüler ve camiler yapan, hanlar kuran, hassas sanatını konuşturan, şiir yazıp-söyleyen, en değerli bilim adamlarını yetiştirip baş göz üstünde tutan bir ecdadın geleneğinden rahatlıkla beklenebilecek bir ayrıntı. Ancak bunların birçoğu hava etkenlerinin yaratmış olduğu tahrip, ilgisizlik ve biriken gübrelerin temizlenmeme, bakımsızlık gibi nedenlerle su giderlerinin tıkanması sonucu çatlamalarla, kırılma ve dökülmelerle karşı karşıya kalıyor. Yıllar önce ahşap malzeme kullanılarak yapılanların izlerine ise hiç rastlanmıyor. Bu ihmalcilik karşısında kurumlara, kuruluşlara, medyaya, sanat tarihçilerine ve sanatçılara çok iş düşüyor diyen Özer, Sadece kuş evlerinin korumaya alınması ile ilgili değil, Osmanlı kültürünü yansıtan ne varsa korunması için büyük çaba sarf etmek gerekiyor dedi. Özer, geçmişimize sahip çıkmıyoruz diyerek şöyle devam etti: Geçmişi terk edenin geleceği parlak olamaz. Devletin mimari yapılara ait yenileme çalışmalarını sürdürdüğünü görmekteyiz; fakat kuş evlerinin bakımı konusunda bir çalışma yapıldığına henüz rastlamadık. Sürekli önünden geçtiğimiz kuş evlerinin günden güne yıpranarak parçalarının yok olması bizleri fazlasıyla çok üzüyor. KUŞLAR GÖÇ ETMEYE BAŞLADI Tarihi kuş evlerine önem verilmemesi, yapılan bu ince işçiliğin görülmemesi nedeniyle kuşların şehirlerimizden yavaş yavaş uzaklaştığını belirten Özer, bu konudaki ihmalliği şöyle anlatıyor: Ne var ki artık, ecdadın gönül inceliğinin ve merhametinin tezahürü 8 9

olan bu kuş evlerine, mimarimizde hiç rastlayamıyoruz. Bizim duyarsızlığımız ve sevgisizliğimiz karşısında kuşlar şehirlerimizden yavaş yavaş göç etmeye başladı. Tarihi yapıtlarımızın çiniler ve yazıtlardan sonra akla gelen bir süsü de budur. Hatta tek kabartma süs kuşlara iyilik etmek, sevap kazanmak için yapıldı. Modernitenin geleneksel olan her şeyi yutarak hiç olmamış gibi gösterme çabası, batı medeniyetlerine yönelik özenti olarak birçok özelliğimizi de bizden aldı götürdü. Bu muhteşem dünyada bir eşi olmayan kuş sarayları bakımsızlıktan yok olmaya yüz tutmakta. İstanbul un hemen her semtinde kuş evleri bulunmakla beraber bunların çoğunluğu bozulmuş harap olmuş halde. Perşembe Pazarı nda bulunan hanlarda görünenlerin çoğu böyle. Fermeneciler yokuşunda, Sandalyacılar sokağında, Büyük Yeni Valide Han çevresinde yine böyle harap pek çok kuş evleri var. Laleli Cami çevresi de büyük küçük harap kuş evleriyle dolu. Eski Balık Pazarı, Yemiş İskelesi ve Tahmis te kuş evlerinin türlü biçimlerine rastlanır. Pek çok kuş evleri arasında eşine az rastlanan güzel eserlerden biri de Müftü Hoca Feyzullah Efendi Medresesi nde görülen nispeten sağlam kalmış bir kuş evi. türbesinde kuş evlerinin estetik güzelliği ve binanın köşesindeki konumu hayranlık uyandırır. Taksim de bulunan şehir suyunun kente taksim edildiği Taksim Maksemi ndeki sonradan eklenmiş bir çift kuş evi de hala ihtişamını koruyor. Bu kuş evlerinin içinde Topkapı Sarayı Darphane-i Amire binasında inşa edilmiş ve çok katlı sarayı andıran oymalı sırça köşk kuş evi en önemlileri. Bu kat kat, iç içe ve olağanüstü bir mimari kompozisyonunun iç avlusunda yer alan dış duvar yüzündeki kuş evi, önemli bir örnek. Özenle yapılmış ince ve usta bir işçiliğin sergilendiği kuş sarayında serçelerin korunacağı, içinde dolaşabileceği, inip çıkabileceği yollar estetik bütünlük içinde sergilenir. Burada klasik mimarinin ötesinde romantizme vuran bir hayal, bir masal mimari görülür. Basamak basamak yükselen bu yapıda başlangıç ve bitiş diğer kuş evlerinden ayrı bir özelliği temsil eder. Bu eser kuşlar için düşünülen ve yapılan eserlerin onlara en yakını, en uygunu da denebilir. Bunları yapan ustalar bilinmiyor. Alçak gönüllülüğü sanattan üstün tutan kimselerin eserleri. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ NDEN KUŞ EVLERİ PROJESİ Özlem Özer, İÜ TBMYO Seramik, Cam ve Çinicilik Programı olarak, Kuş Evlerini Yeniden Hayata Geçirme Projesi adı altında orijinal kuş evlerine benzer ve modern olmak üzere onlarca kuş evi tasarladıklarını belirtti. Gazete ve dergilerde yazılarda konunun önemini sürekli dile getirdiklerini söyleyen Özer, şöyle devam ediyor: Belediyeler ile ortak Kuruyan ağaçları yaşatma projesi adı altında ağaçlara kuş köşkleri yerleştirdik. İÜ Avcılar Kampüsü Kültür Merkezi önü ve daha birçok yere kuş evlerimizi yerleştirme imkanı bulduk. Bizler projenin uygulama aşamasında insanlarımızın bu konuya oldukça hassas baktığına gördük. Ecdadımızın merhametli yüreğinde sırça köşkler isimli kuş evleri ve sebiller projemiz iki senedir ürünlerini vermeye devam ediyor. Bu arada belediyelerden ve özel kuruluşlardan gelen talepler doğrultusunda da çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bizim dışımızda Maçka Sanat Galerisinin gezici kuş evleri sergisi, projesi var. Bunun yanında Zeytinburnu Belediyesi kuş evlerini çok ayrıntılı anlatan kapsamlı bir kitap yayınladı. 10 EN ÖNEMLİSİ DARPHANE-İ AMİRE BİNASINDA Seyit Hasan Paşa Medresesi nde bulunan çift minareli kuş evinin yapımı, tuğladan ve sıvadan yararlanılarak oluşturulmuş. Burada rampalar ve birbirine geçişli odacıklar ile kuşların etrafı seyredecekleri kafes pencereler bulunuyor. İstanbul Laleli semtindeki Laleli Cami nin alt kapısının yanındaki III. Sultan Mustafa nın 11

Teknolojinin Bedeli: Obezite Gelişen teknoloji ile insanların beslenme alışkanlıkları da olumsuz yönde etkilenmektedir. Beslenme alışkanlığındaki değişiklikler ve fiziksel hareket azlığı gibi bir takım olumsuz şartlar bir araya geldiğinde obezite (şişmanlık) riski artmaktadır. Büşra Betül Çiçek Türkiye de ise obezite oranı yüzde 15,2 ile yüzde 16,9 olan OECD ortalamasının altında. Kadınların %29 u kilolu sınıfında Türkiye de obezite oranı Erkeklerde 21,2, kadınlarda 41,5 dir. Ayrıca kadınların %29 kilolu sınıfında. Türkiye de halkın beslenme durumu bölgelere, mevsimlere, sosyo-ekonomik düzeye ve kentsel-kırsal yerleşim yerlerine göre önemli farklılıklar göstermekte. Gelir dağılımındaki dengesizlik; beslenme sorunlarının niteliği ve görülme sıklığı üzerinde etkili olmaktadır. Türkiye halkının beslenme durumuna bakıldığında, temel besin ekmek ve diğer tahıl ürünleridir. Yıllar içerisinde ekmek, süt-yoğurt, et ve ürünleri, taze sebze ve meyve tüketiminin azaldığı; kuru baklagil, yumurta ve şeker tüketiminin ise arttığı söylenebilir. Son yıllarda ülkemizde, özellikle kentsel bölgelerde çocuk ve gençler arasında ayaküstü beslenmenin (fast-food) sıklıkla tercih edilen bir beslenme şekli olduğu görülmektedir. Obezite; Doğu Anadolu da en düşük (%17.2),İç Anadolu da en yüksektir (%25.0)dır. Yeterli ve dengeli beslenme; açacak ölçüde artması olarak bireyin sağlıklı yaşaması, tanımlanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre ve fiziksel aktivite konularında ekonomik ve sosyal yönden gelişmesi, refah düzeyinin dünyada 400 milyonun üzerinde Bilgisayar başında büyüyen bilgilendirilmelidir. Obezite artması için temel koşullardan obez ve yaklaşık 1.6 milyardan çocuk obeziteden kaçamıyor tedavisi, bireyin kararlılığı biridir. Gelişen teknoloji ile insanların fazla kilolu birey bulunmakta Obezitede dikkat edilmesi gere- ve etkin olarak ka- beslenme alışkanlıkları ve 2015 yılında bu rakamın sıken faktörlerden biri de yaşamın tılımını gerektiren, da olumsuz yönde etkilenmektedir. rasıyla 700 milyon ve 2.3milyara ilk yıllarındaki beslenme şekli. tedavisi zorunlu, Beslenme tarzındaki deği- ulaşacağı tahmin edilmektedir. DSÖ ve UNICEF e göre 6 ay tek uzun ve sürasıyla şiklikler ve fiziksel hareket azlığı Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği başına anne sütü verilmesinin, reklilik gerektiren gibi bir takım olumsuz şartlar bir Örgütünün (OECD) 2011-2012 6.aydan sonra emzirmenin sürdürülmesi araya geldiğinde obezite (şişmanlık) raporunda; son yıllarda önemli ile birlikte tamamlayıcı bir sü- riski artmaktadır. sağlık sorunlarının arasında yer besinlere başlanılmasının, en az 2 reçtir. alan obezitede yüzde 33,8 oranla yıl emzirmenin devam ettirilmesinin Obe- Dünyada 1.6 milyardan fazla Amerika başı çekiyor. Bu oranının obezite ve kronik hastalık zite te- kilolu insan var en düşük olduğu ülkeler ise riskini azaltabileceği belirtilmiştir. davisinde 12 Obezite Yağ dokusunun, sağlıkla ilgili olumsuz sonuçlara yol Japonya, yüzde 8,1 ile İsviçre. vaktini dışarıda oynayarak geçi- bir vücut ağırlı- yüzde 3,8 ile Kore, yüzde 3,9 ile Geçmişte olanaklar çerçevesinde amaç, gerçekçi 13 ren çocuklar günümüzde gelişen teknolojinin etkisiyle artık zamanlarını televizyon ve bilgisayar başında geçirmekte bu da obezite oranının çocukluk ve ergenlik dönemlerinde gittikçe artmasına neden olmaktadırlar. Erkeklerin risk oranı %25 Yüksek sosyo-ekonomik bir bölgede olan Özel Yuva İlköğretim Okulu ve Lisesinde yapılan beslenme araştırması sonuçlarına göre her altı çocuktan birinin obezite sınırında olduğu, kızlarda %16.7, erkeklerde ise %25 sıklıkla görüldüğü saptanmıştır. TV başında fazla süre kalma, TV başında atıştırma, annenin çalışması ve okulda en az 1 öğün tatlı tüketimi bu durumun nedenleri arasında gösterilmektedir. Obezite riskini artıran faktörler arasında yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi gibi etkenler yer alabildiği gibi sigara-alkol tüketimi, doğum sayısı, kullanılan bazı ilaçlarda yer almaktadır. Obezite tedavisi Obezite tedavisi sırasında obeziteden korunma büyük önem taşır. Bu nedenle aile, okul ve yaşanılan çevre yeterli ve dengeli beslenme ğı kaybı hedeflenerek, obeziteye ilişkin morbidite ve mortalite risklerini azaltmak, bireye yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırmak ve yaşam kalitesini yükseltmektir. Obezite; egzersiz, diyet, ilaç, cerrahi ve davranış değişikliği tedavisi gibi çeşitli seçeneklerle bir arada ya da ayrı ayrı tedavi edilebiliyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre dünyada 400 milyonun üzerinde obez ve yaklaşık 1.6 milyardan fazla kilolu birey bulunmakta ve 2015 yılında bu rakamın sırasıyla 700 milyon ve 2.3milyara ulaşacağı tahmin edilmektedir.

Çocuklar inanılmaz derecede meraklıdırlar. Bu merakları erişkinler tarafından olumlu karşılanırsa olumlu duygulara sahip bir çocuk, erişkin hayatında da araştırmacı ruha sahip olur. Çocuğun araştırmacı ruhu, erişkinler tarafından engellenirse çocuk yaşantıyı sıkıcı, başarısız ve mutsuz olarak algılar. Hayal Dünyasının İzleri Her çocuğun vazgeçemediği bir oyuncağı vardır. Bu kimisi için tahta bir at kimisi için son model bir araba olabilir. Yeşim Dağsuyu beslenmenin yetersiz olduğu durumlarda başka nesneler seçebilir. Aynı zamanda insanların belli bir yaştan sonra oyuncaklarıyla yatmaya devam etmesi takıntının belirtisi de olabilir. SÜREKLİ YENİ ÖNERİLER ÇOCU- ĞUN HEYECANINI AZALTIR Bingöl sürekli yeni oyuncak ve mekânların çocukların heyecanını ve merakını azalttığını ve bununla ilgili olarak çocuğun strese girdiğine dikkat çekerek Çocuklar kendilerini meşgul edecek ilginç oyunlar isterler. Hayvanat bahçesinde, yüzme havuzunda veya oyun alanlarında yenilikler keşfederler. Bu onlara aşırı bir heyecan verir. dedi ve esas önemli olanın isteğin çocuktan gelmesi olduğunu vurguladı. AKTİF ÇOCUKLAR KENDİLERİNİ GÜÇLÜ HİSSEDER Dr. Hülya Bingöl: Çocuklar kendi hayatlarına kendileri yön vermek isterler. Önemli olan çocuğa bazı aktivitelere katılma izni vermek, bu konuda desteklemek ve sorunlarını kendilerinin çözmelerine yardımcı olmak gerekmektedir. Yani yağmurda dışarıda oynamak, solucanları gözlemlemek, resim yapmak veya kumdan kaleler yapmak onların hakkıdır. Aktif çocuklar etkili olduklarını düşünürler ve bu onları güçlü yapar. 14 90 larda bez bebek, top, atari 200 lerde konuşan yemek yiyebilen akıllı bebekler, pys, android telefonlar Şekil değiştirse de varlığı hayatımızdan hiç çıkmayan oyuncaklar. Varlığı hiç çıkmayan derken abartıldığımız düşünülmesin çünkü İÜ Cerrahpaşa Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü Uzmanı Dr. Hülya Bingöl, çocukların ilerde nasıl bireyler olacağının oyuncaklarıyla ilintili olduğunu söylüyor. İNSANLARIN ERİŞKİN HAYATTA ARAŞTIRMACI OLMASI ÇOCUK- LUKLARIYLA İLİŞKİLİDİR Dr. Hülya Bingöl e göre oyuncak seçimi ve beyin gelişiminin ilintili olduğunun kanıtı beynin gelişimini araştıranların sık sık dile getirdiği şey olan çocukların beyinlerinin şekillendirilebilir ve her zaman bilgiye açık olması halidir. Araştırmacılara göre insan beyni yeni bilgileri eskileriyle bağlantı kurarak daha kolay öğrenir. Çocukların ancak kaba motor hareketler geliştikten sonra ince motor hareketleri yapabilmeleri gibi. Bu yüzden çocukların yaşlarına göre oyuncak seçimi çok önemli. Böylece dünyayı daha iyi öğrenir ve zekâları güçlenir. Çocuklar inanılmaz derecede meraklıdırlar. Bu merakları erişkinler tarafından olumlu karşılanırsa olumlu duygulara sahip bir çocuk, erişkin hayatında da araştırmacı ruha sahip olur. Çocuğun araştırmacı ruhu, erişkinler tarafından engellenirse çocuk yaşantıyı sıkıcı, başarısız ve mutsuz olarak algılar. ÇOCUKLAR UFAK ARAŞTIRMACILARDIR Anne babalar biraz geri çekilip çocuklarının neler yapabileceğini zevkle gözlemlemelidir. Oyuncaklar bu araştırmacı miniklere sosyal, ruhsal ve fiziksel gelişimlerinde yardımcı olacak araçlardır. Dr. Hülya Bingöl: Oyuncak alınırken çocuğun yaşına ve verilerine uygun olanı seçmek gereklidir. Çok fazla oyuncak alınmamalıdır. Çünkü çocuk oynamak için en fazla 3 tane alternatife ihtiyaç duyar. Bundan fazlası çocukta isteksizlik yaratır. İLK GÜVEN TOHUMLARI ETKİLİ BİRİYİM DUYGUSUYLA OLUŞUR Dr. Hülya Bingöl: Daha ilk aylarda bebekler kendisiyle ilgilenen oynayan annesine gülümser. Bu bebekler için bir iletişim kanalıdır ebeveynlerde bu kanalı doğru kullanabilirse bebek için özgüvenin ilk tohumları atılmış olur. DUYGUSAL BESLENME YETERSİZ- SE YETİŞKİNLER OYUNCAKLARIY- LA UYUYABİLİR Dr. Bingöl: İnsanoğlu doğduğu andan itibaren nesne arayışı içerisinde olduğunu ve ilk nesnenin anne olduğunu söylüyor. Birey devamında ise annenin içselleştirebilir fakat duygusal anlamda 15

görev alacak hekimlerde bulunması gereken özellikler şöyle sırasinin ahvalini (sağlığını) sormalı, be dışında - hastane haricinde Hastaların, küçük - büyük hep- macunlar, - pazartesi ve perşemlanmıştır: hasta ile ilgili en küçük şeyleri bile kimseye verilmeyecekti. Ancak Dârüşşifa da istihdam edilecek ihmal etmemelidir. Onların her hekimler, bu iki şerefli günde, hariçten gelen kimselere de şurup hekimler; tıp ve hikmet kanunlarını bilen, onların bütün mesedavi etmelidir. Eğer hastanın va- veya macun verebilirlerdi. Tek birine en uygun ilâcı vererek, telelerini tafsilatıyla kavramış, birçok tecrübeyle ilimlerinde ihtisas gelmesini gerektiriyorsa, - ihmal teyenlere değil, tedavi gayesiyle ziyeti, hekimin tekrar hastaneye şartla ilâçlar, satmak amacıyla is- kazanmış, ilim tahsili ve tatbiki etmeden - hemen hastaneye koşmalıdır. Hekimler bu şartlara, bir caktı. Bu noktada hekim, vicdani gelen ihtiyaç sahiplerine dağıtıla- (uygulama) sahasında pek çok zaman geçirmiş, onları tamamlama tanesini bile ihmal ve ihlâl etmeden uymak mecburiyetindedir. Şefkat ve merhamet yuvası olan kanaatine göre karar verecekti. hususunda vakit harcamış kimseler arasından seçilmelidir. Dârüşşifa da hizmet verecek doktorların kimlerde aranan maddî - manevî baren hiçbir ayırım yapılmaksızın, Dârüşşifa nın vakfiyesinde, he- bu dârü şşifa, kuruluşundan iti- her biri, selim kalpli, kerim ahlâklı, özelliklerin, bugünün çağdaş her çeşit hastaya kucak açmasına, güzel huylu, endişeden uzak, iyi iş dünyasında, hekimlerde aranan onların dertlerine derman olmaya yapar, ince kalpli, uysal, nasihati niteliklerin çok daha ilerisinde çalışmasına rağmen, ne yazık ki yumuşak, tatlı dilli, hoş sözlü, güleryüzlü, makbul huylu olmalıdır. hekimlerin ilmî ve tıbbî bilgilere tırılmış, yersiz yurtsuz kimselere, olduğu görülmektedir. Vakfiyede, sonraki yıllarda amacından sap- Bu hekimler, hastalara candan birer dost gibi re fet (merhamet ve lirtilirken, hastalara davranışları kadınlara, hatta fahişelere bile ya- iyice vakıf olması gerektiği be- barınacak yeri olmayan tutuklu acıma duygusu) ile nazar etmeli, da en küçük ayrıntıya kadar sıralanmakta, bunun üzerinde ısrarla taklık etmişti. onlara asık yüzle muamele etmemelidir. Onlara, nefret uyandıracak kırıcı sözler söylememelidir. lerde aradığı vasıflara bakıldı- durulmaktadır. Vakfın, hekim- Hürrem Sultan Dârü şşifası Zira sözde bulunan sert bir kelime, bazen hastaya en büyük dertnevî Yasa kabul edilen efsanevî ğında, çağdaş tıp âleminde Ma- Dârüşşifa da hizmet verecek hekim tatlı dilli, güleryüzlü, makbul huylu ten daha ağır gelir. Hekim, hastalarla en lâtif şekilde konuşmalı, rat) yemininden çok daha ileri hekim Hippocrates in (Hipok- olmalı! en güzel biçimde hitap etmelidir. düşünceleri yansıttığı görülür. Can Alpgüvenç Onları tedavi ederken en şefkatli Meselâ; Hippokrates yemininde, Tarihçi - Yazar yolu tutmalıdır. Çünkü söylenen tatlı dil ve güzel sözün hastalar nice söz vardır ki, hastalar üzerinde Cennet kevserinden, zülâl ve den, hastaya içten ilgi ve şefkat üzerinde uyandırdığı derin tesir- 16. yüzyılın ikinci yarısında hizmete giren len ve 335 yıl aynı binada aralık- hacımlar sığdırmış ve 80 yataklı selsebilden (içimi güzel ve tatlı su) gösterilmesi gerektiğinden söz nümüzden 463 yıl önce inşa editaya koymuş, küçük alana büyük sosyal kurumların zarif sız halka şifa dağıtan bu kurum, mükemmel bir hastane meydana daha tatlı tesir icra eder, hastanın edilmez. Yeminin sözleri arasında, hekimde bulunması gereken eserlerinden biri de Kanunî Sultan Süleyman ın ünlü hasekisi yakasında, 16. yüzyıldan bu yana Dârüşşifa, kubbeli odaları ve ku- hastayı şefkat kanatlarının altına nitelikler, açık biçimde belirtil- bütün ilgisizliğe rağmen, İstanbul getirmeyi başarmıştı. tatlı söze ihtiyacı çoktur. Hekim, Hürrem Sultan ın inşa ettirdiği ayakta kalan tek şifahanedir. Bu zeydeki giriş yeriyle değişik bir almalı, onlar üzerinde inayet ve memiştir. Haseki Dârü şşifası dır. Bugünkü Haseki Eğitim Hastanesi nin edilen dârüşşifaların büyük bir nal avlusu, ortası havuzlu, çevresi Hastane dışına ilâç!. binadan önce veya sonra inşa plâna sahiptir. Şifahanenin oriji- himaye kemerleri germelidir. çekirdeğini meydana getiren ve kısmı, maalesef arkalarında hiçbir ağaç ve çiçeklerle çevrili biçimde Çağdaş hekimliğin ilerisinde! Hastanede, hastaların hizmeti için dört hastabakıcı görev Haseki Külliyesi nin son yapısı iz bırakmadan kaybolup gitmiş; tasarlanmıştır. Oysa bugünkü avlunun zemini, şekilli mermerlerle vazifeye başlamalı, hastaların ve yapacaktır. Bunların her biri has- Doktorlar, sabah erkenden olan Haseki Dârüşşifası 1550 de geride kalanlar ise farklı amaçlarla (h.957) tamamlanıp hizmete girmişti. Mimar Koca Sinan, külli- Mîmâr Sinan, kaderin hükmüyle line (durumuna) bakmalı, hastalık rın lâzım gelen işlerini görmek, kullanılmıştır. kaplıdır! illetli (hastalıklı) kimselerin ahvataların hizmetine bakmak, onlayenin nadide bölümlerinden olan çağımıza kadar ulaşan bu dârü şşifasında; Acem, Selçuk ve eski Hürrem Sultan ın 1551 (h.958) nabızlarına kontrol edip, idrarladan hiçbir zaman ayrılmamakla Hastanın tatlı söze ihtiyacı var! ve dertlerinin seyrini takip etmeli, her ihtiyacına koşmak, yanların- dârü şşifayı, güneyde medreseyle karşılıklı, Doğu da ise imaretle Osmanlı dârü şşifalarından tamamen farklı bir mimarî tarz or- ayrılan bölümünde, şifahanede bilinen alâmetlerini araştırmalıdır. rafından karşılanan Şurup veya tarihli vakfiyesinin dârü şşifaya rını gözden geçirmeli, hastalığın vazifelidir. Hürrem Sultan ta- 16 paralel olarak yerleştirmişti. Gü- 17