TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI



Benzer belgeler
İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 25 Mart 2016 Ankara

Mart Ayı Enflasyon Gelişmeleri

6. Kamu Maliyesi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası. Tablo 6.1. Merkezi Yönetim ve Genel Devlet Bütçe Dengesi (GSYİH'nin Yüzdesi Olarak)

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

TÜRKONFED KOBİ PERSPEKTİFİ MAYIS 2016

Plan ve Bütçe Sunumu. Erdem Başçı Başkan. 6 Aralık 2012

2014 AĞUSTOS AYI ENFLASYON RAPORU

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim 2012

Ekonomi Bülteni. 30 Mayıs 2016, Sayı: 22. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

2014 HAZİRAN AYI ENFLASYON RAPORU

EKONOMİK GELİŞMELER Eylül 2013

BAKANLAR KURULU SUNUMU

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Mart Toplantı Tarihi: 24 Şubat 2015

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 11 Ocak 2016

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Mayıs Toplantı Tarihi: 24 Mayıs 2016

2016 Ocak SEKTÖREL GÜVEN ENDEKSLERİ 25 Ocak 2016

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Ekim Toplantı Tarihi: 21 Ekim 2015

MESLEK KOMİTELERİ DURUM TESPİT ANKETİ

2013 Yılında Yabancıların Gayrimenkul Alımı Yüzde 15,7 Artarak 3,0 Milyar Dolar Oldu

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2012, No: 40

Özel sektör tasarrufları Hanehalkı Şirketler kesimi Kamu sektörü tasarrufları

TÜRK SANAYĠSĠNĠN KALBĠ TEKSTĠL VE HAZIR GĠYĠM SEKTÖRÜNDEKĠ GELĠġMELER

MESLEK KOMİTELERİ DURUM TESPİT ANKETİ

HABER BÜLTENİ Sayı 66

BASIN DUYURUSU 30 Nisan 2015

İNŞAAT MALZEMELERİ SANAYİ ENDEKSLERİ SAYI-7 TEMMUZ 2015

HABER BÜLTENİ xx Sayı 17

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 25 Mayıs 2016 Ankara

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 4 Mart 2008

TÜTÜN ÜRÜNLERİ İMALATI SEKTÖRÜ

RAKAMLARLA TÜRKİYE

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Aralık 2015 Ankara

TEPE TEPE_Mevsimsellikten Arındırılmamış Seri

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2012, No: 39

Sayı: Mayıs PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 18 Mayıs 2010

HABER BÜLTENİ xx Sayı 18

Şubat 2013 Fiyat Gelişmeleri

7. Orta Vadeli Öngörüler

Günlük Yorum. IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı. Piyasalarda Bugün Ne Oldu? BRENT PETROL EURUSD ALTIN GBPUSD USDTRY

LİTVANYA ÜLKE RAPORU

7. Orta Vadeli Öngörüler

MESLEK KOMİTELERİ DURUM TESPİT ANKETİ

HABER BÜLTENİ xx Sayı 16

Politika Faizi: %7,50 (Önceki: %7,50) Borçlanma Faizi: %7,25 (Önceki: %7,25) Marjinal Fonlama Faizi: 9,00% (Önceki: 9,50%)

2015 Yılında Para ve Kur Politikası. Erdem BAŞÇI Başkan. 10 Aralık 2014 Ankara

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 4 Eylül 2007

EKONOMİK GELİŞMELER Aralık 2015

BASIN DUYURUSU ŞUBAT AYI ENFLASYONU, İLERİYE YÖNELİK BEKLEYİŞLER VE FAİZ ORANLARI

Enflasyon Gelişmeleri ve Para Politikası

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2014 HAZİRAN İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 24 Şubat 2016 Ankara

EKONOMİK GÖRÜNÜM RAPORU

HABER BÜLTENİ xx Sayı 37 KONYA DA PERAKENDE SEKTÖRÜ, TÜRKİYE GENELİNDEN DAHA İYİ DURUMDA:

DÜNYA EKONOMİSİNDE NELER OLUYOR?

ENFLASYON ORANLARI

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

Ekonomi Bülteni. 4 Temmuz 2016, Sayı: 27. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Makro Ekonomi ve Strateji. Haftalık Veri Akışı

2. Uluslararası Ekonomik Gelişmeler

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

Bu sektör raporu kapsamına giren ürünler şu şekilde sınıflandırılmaktadır: Ürün Adları. Eşyası. Yastık, Yorgan ve Uyku Tulumları

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

Esentepe Mah. Ali Kaya Sok. Polat Plaza A Blok No: 1A/52 Kat 4 Şişli / İstanbul Tel: (0212)

Fatih TOMAKĠN Yurtiçi Sermaye Piyasaları Uzman. Tel : Faks : TÜĠK BÜLTENĠ

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

EKONOMİK GÖRÜNÜM RAPORU

Bu sunum, borç stoku ve borçlanma ile ilgili güncel bilgileri. kamuoyuna kapsamlı olarak sunmak amacıyla hazırlanmıştır.

Cinsiyet Eşitliği MALTA, PORTEKİZ VE TÜRKİYE DE İSTİHDAM ALANINDA CİNSİYET EŞİTLİĞİ İLE İLGİLİ GÖSTERGELER. Avrupa Birliği

Merkez Bankası Gecelik Borçlanma Faizi (%)

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Temmuz 2013, No: 64

ARALIK AYI FİYAT GELİŞMELERİ 6 OCAK 2015

PARA POLİTİKASI ve ENFLASYON GÖRÜNÜMÜ

NİSAN AYI FİYAT GELİŞMELERİ 6 MAYIS 2013

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Aralık Toplantı Tarihi: 22 Aralık 2015

EKONOMİK GÖRÜNÜM RAPORU

Temel Ekonomik Gelişmeler

DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİN DEĞERLENDİRMELER İLE İNŞAAT SEKTÖRÜ İÇİN BEKLENTİLER

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 5 Şubat 2007

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Ekim 2012, No: 43

TÜRKĐYE CUMHURĐYET MERKEZ BANKASI

LİDERLİK TEKSTİL VE OTOMOTİVDE... Dr. Can Fuat GÜRLESEL

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SUNUMU

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Kasım 2013, No: 78

Ekonomi Bülteni. 27 Haziran 2016, Sayı: 26. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Makro Ekonomi ve Strateji

1. Genel Değerlendirme

TEFE VE TÜFE ENDEKSLERİ İLE ALT KALEMLERİNDEKİ MEVSİMSEL HAREKETLERİN İNCELENMESİ* Soner Başkaya. Pelin Berkmen. Murat Özbilgin.

2. Uluslararası Ekonomik Gelişmeler

Temel Ekonomik Gelişmeler

Para Politikaları ve Finansal İstikrar

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

Özet; 1) TL Opsiyonlarında Son Durum 2) Kur Normalleşiyor 3) Tarihlere Göre Kur Oynaklığı 4) Döviz Opsiyonlarını Kullanarak Kur Tahmini

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

Temel Ekonomik Gelişmeler

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

Analiz. seta KÜRESEL FİNANS KRİZİ ÖNCESİ VE SONRASI DÖNEMDE TÜRKİYE DE EKONOMİK BÜYÜMENİN DİNAMİKLERİ SAMİ TABAN

Küresel Kriz ve Yükselen Piyasa Ekonomileri

HAZİNE BAŞKANLIĞI Ekonomik Araştırmalar Birimi REEL SEKTÖR yılı Kasım ayında % oranında artan sanayi üretim 12 8,3 1,8 4,8 3,5 2,7

Transkript:

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI BAKANLAR KURULU / TBMM PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SUNUMU Başkan Durmuş YILMAZ Mayıs 27 1

Sunum Planı I. I. Enflasyonla Mücadele i. i. 27 27 Yılı Yılı Enflasyon Gelişmeleri ii. ii. iii. iii. Görünüm Temel Risk Risk Unsurları II. II. III. III. IV. IV. Para ve ve Kur Kur Politikaları, Piyasalar Uluslararası Piyasalar Büyüme V. V. İstihdam VI. VI. Ödemeler Dengesi Gelişmeleri 2

27 Yılı Enflasyon Gelişmeleri 3

Enflasyon 27 Yılı İlk Dört Ay Enflasyon 26 yılında, yüzde 5 olan hedefin üzerinde yüzde 9,65 düzeyinde gerçekleşmiştir. TÜFE Gıda-Alkolsüz İçe. Tüketici Fiyat Endeksi ve Alt Kalemleri (Nisan 27, yıllık yüzde değişim) 1.72 13.31 Konut 12.97 27 yılı Nisan ayı itibarıyla; - Yıllık enflasyon yüzde 1,72 - Dört aylık birikimli yüzde 3,6 Lokanta ve Oteller Ev Eşyası Alkollü İçe.-Tütün Ulaştırma Eğlence-Kültür 1.87 1.17 9.63 8.73 12.4 TÜFE (27 yılı, aylık yüzde değişim) Aylık Ocak 1, Şubat,43 Mart,92 Nisan 1,21 Çeş.Mal-Hizmet 8.63 Eğitim 7.79 Sağlık 7.61 Giyim-Ayakkabı 6.22 Haberleşme 1.13 2 4 6 8 1 12 14 Kaynak: TÜİK 4

Enflasyon 27 Yılı İlk Dört Ay Yıllık enflasyonun 27 yılında çift haneli rakamlara yükselmesinde; işlenmemiş gıda, yönetilen ve yönlendirilen ürün fiyatları, güçlü baz etkisi ve mevsimsel fiyat hareketlerindeki düzensizlikler etkili olmuştur. İşlenmemiş gıda fiyatları Ocak ayında aylık bazda yüzde 8,82 artış göstermiştir. Bu oran 23 baz yıllı endekste bugüne kadar gerçekleşen en yüksek artıştır. - Bu artışta taze meyve ve sebze fiyatları belirleyicidir. Şubat ve özellikle Mart aylarında ise kısmi bir düzelme yaşanmış ve aylık artışlar sırasıyla yüzde 2,11 ve yüzde,56 seviyesinde gerçekleşmiştir. Nisan ayında ise aylık artış yüzde 1,62 seviyesindedir. 21 18 15 12 9 6 3 TÜFE ve İşlenmemiş Gıda Fiyatları (Ocak 25 Nisan 27, yıllık yüzde değişim) TÜFE İşlenmemiş Gıda 25 ve 26 yıllarında ilk 4 ayda yüzde 3 oranında artan meyve fiyatları 27 yılı aynı döneminde yüzde 42,52 gibi yüksek bir oranda artmıştır. Bu grupta yıllık enflasyon Nisan ayı itibarıyla yüzde 16,63 gibi oldukça yüksek bir düzeydedir. -3 1-5 4-5 Kaynak: TÜİK 7-5 1-5 1-6 4-6 7-6 1-6 1-7 4-7 5

Enflasyon 27 Yılı İlk Dört Ay Gruplar İtibarıyla Nisan Ayı Enflasyonu (Birikimli, yüzde) Gruplar İtibarıyla Yıllık Enflasyon (Yüzde) 26 27 16 26 (yıl sonu) 27 (Nisan itibarıyla) 13 14 11. 12 25 (yıl sonu) 9 1 7 8 5 25 6 3 4 2 1-1 Hizmet Enerji İşlenmemiş Gıda Enerji ve İşlenmemiş Gıda dışı Mal Hizmet Enerji İşlenmemiş Gıda Enerji ve İşlenmemiş Gıda dışı Mal Kaynak: TÜİK 6

Enflasyon 27 Yılı İlk Dört Ay İşlenmemiş gıda fiyatlarındaki artış, etkisini gıda ve alkolsüz içecekler kalemi üzerinde güçlü bir biçimde hissettirmiştir. - Gıda ve alkolsüz içecekler grubu fiyatlarında, Ocak ayında aylık bazda yüzde 4,44 artış yaşanmıştır. Bu artışın 3,1 puanı sebze fiyatlarındaki artıştan kaynaklanmıştır. - Yılın ilerleyen aylarında, bu grubun aylık fiyat artışlarında gerileme görülmüştür. Nisan ayı yıllık fiyat artışı yüzde 13,31 olarak gerçekleşmiştir. -İşlenmiş gıda kaleminde ise Aralık ve Ocak aylarında yıllık bazda enflasyon oranlarında bir düşüş, Şubat ve Mart aylarında tahıl grubu fiyatlarındaki artışlara bağlı olarak kısmi bir yükselme görülürken, Nisan ayında bu grubun yıllık enflasyonu yatay seyrini korumuştur. 25 2 15 1 Gıda ve Alkolsüz İçecekler, İşlenmemiş Gıda, İşlenmiş Gıda Fiyatları (Ocak 26 Nisan 27, yıllık yüzde değişim) Gıda ve Alkolsüz İçecekler İşlenmemiş Gıda Hava koşulları ve arz şokları gibi para politikasının doğrudan kontrolü altında olmayan gelişmelerden güçlü bir şekilde etkilenen işlenmemiş gıda kalemindeki ani fiyat değişimleri ve bu değişimlerin gıda fiyatları üzerindeki etkisi enflasyonla mücadelede önemli belirsizlik alanlarından birini oluşturmaktadır. 5 1-6 2-6 3-6 4-6 5-6 6-6 7-6 8-6 9-6 1-6 İşlenmiş Gıda 11-6 12-6 1-7 2-7 3-7 4-7 Kaynak: TÜİK 7

Enflasyon 27 Yılı İlk Dört Ay Yönetilen ve yönlendirilen ürün grubu kapsamında; TÜFE Alt Kalemleri (Ocak Nisan 27 - ilk 4 ay birikimli yüzde değişim) -Şubat ve Mart aylarında tütün ürünlerindeki vergi artışına bağlı olarak alkollü içecekler ve tütün grubunda yüzde 2,51 ve yüzde 7,22 oranında artış yaşanmıştır. - Bu artışın Şubat ayı enflasyonuna,12, Mart ayı enflasyonuna ise,5 puanlık katkısı olmuştur. - Mart ayında, Türk Telekomun telefon hizmetleri fiyatlarında artış ve azalış yönünde yaptığı düzenlemelerin birbirini telafi etmesi ve cep telefonu ücretlerindeki fiyat azalışları, haberleşme grubu enflasyonunun aşağı çekilmesine yol açmıştır. Alkollü İçe.-Tütün Gıda-Alkolsüz İçe. TÜFE Lokanta ve Oteller Çeş.Mal-Hizmeler Ulaştırma Konut Ev Eşyası Sağlık 3.6 3.15 2.85 2.77 2.37 2.22 1.67 9.94 7.78 Bu artışlar aylık enflasyon rakamlarını önemli ölçüde yukarıya çekmektedir. Bu tür fiyat ayarlamaları her ne kadar genelde bir defaya özgü yapılsa da, yıllık enflasyon rakamlarındaki etkisi baz etkisi kalkıncaya kadar devam etmektedir. Haberleşme.55 Eğitim.33 Eğlence-Kültür -.42-4.94 Giyim-Ayakkabı -5-3 -1 1 3 5 7 Kaynak: TÜİK 8

Enflasyon 27 Yılı İlk Dört Ay Geçen yıl Ocak ayında aylık bazda yüzde 6,25 oranında azalan giyim ve ayakkabı grubu fiyatları, bu yıl Ocak ayında daha yüksek bir oranda; aylık bazda yüzde 8,43 oranında gerilemiştir. Giyim ve Ayakkabı Grubu Fiyatları (Yıllar bazında Ocak Nisan dönemleri, dönemsel yüzde değişim) 24 25 26 27 Şubat ve Mart aylarında gerçekleşen yüzde 6,47 lik ve yüzde,28 lik düşüşler ise geçen senenin oldukça gerisinde kalarak baz etkisi nedeni ile Şubat ve Mart ayı enflasyon rakamlarını yukarıya çekmiştir. Yeni sezon fiyatlarının uygulandığı Nisan ayında yıllık yüzde 11,31 oranında artış yaşanmıştır. Geçmiş yıllara göre yüksek olan bu artış ile birlikte, Ocak Nisan döneminde bu grup enflasyonundaki düşüş diğer yılların altında kalmıştır. -5-5.45-7.2-4.94 Mevsimsellikteki kaymalar aylık enflasyon rakamlarındaki oynaklığı artırmak suretiyle enflasyon üzerinde etkili olmaktadır. Bu etkinin önümüzdeki dönemde de devam etmesi beklenmektedir. -1 Kaynak: TÜİK, TCMB -8.8 9

Enflasyon 27 Yılı İlk Dört Ay Hizmetler grubu fiyatlarında temel eğilimlerde belirgin bir değişim görülmemesine rağmen, yılın ilk aylarında yıllık bazda bir gerileme gözlenmiştir. Nisan ayı itibarıyla; - Hizmetler grubunda yıllık enflasyon, 26 yılının Eylül ayından bu yana en düşük seviyeye gerilemiştir. - Kira kalemindeki artış yıllık bazda yüzde 19,89 seviyesindedir. - Ulaştırma hizmetleri fiyatları yılın ilk dört ayında yüzde,65 gibi oldukça sınırlı bir artış göstermiştir. Hizmetler Grubu ve Seçilmiş Alt Kalemleri Fiyatları 22 2 18 16 14 12 1 (Ocak 25 Nisan 27, yıllık yüzde değişim) Hizmetler Grubu Ulaştırma Hizmetleri Kira Lokanta ve Oteller Ancak fiyat katılıkları sürmektedir. Bu grupta fiyat katılıklarının azaltılabilmesine yönelik rekabeti ve arzı artırıcı önlemlerin alınması, enflasyonla mücadelenin en önemli aşamalarından birini oluşturmaktadır. 8 6 1-5 4-5 7-5 1-5 Kaynak: TÜİK, TCMB 1-6 4-6 7-6 1-6 1-7 4-7 1

Enflasyon 27 Yılı İlk Dört Ay Özel kapsamlı TÜFE göstergeleri yıllık bazda Kasım 26 - Ocak 27 döneminde düşüş eğilimi göstermiş, ancak Şubat ayında bir kesinti söz konusu olmuştur. Mart ayında yönetilen ve yönlendirilen ürünlerin hariç tutulduğu TÜFE göstergelerinde düşüş; diğer göstergelerde yükseliş görülmüştür. Nisan ayında ise özel kapsamlı TÜFE göstergelerinin tümünde, dayanıklı tüketim malları ile hizmet fiyatlarındaki olumlu gelişmelere bağlı olarak yılık bazda bir düşüş söz konusudur. Yakından takip ettiğimiz H göstergesi; Ocak ve Şubat aylarında sırasıyla yüzde,34 ve,11 oranlarında aylık bazda düşüşler göstermesine rağmen, baz etkisi nedeni ile yıllık artışını yılın ilk çeyreğinde sürdürmüştür. Nisan ayında ise bu göstergede kısmi bir düşüş gerçekleşmiştir. Bu göstergelerin aylık değerlerinden ziyade sergiledikleri eğilimler önemli olup, yakından takip edilmektedir. 15 14 13 12 11 1 9 8 7 6 5 4 1-6 2-6 3-6 Kaynak: TÜİK Özel Kapsamlı TÜFE Göstergeleri (Ocak 26 Nisan 27, yıllık yüzde değişim) TÜFE 4-6 5-6 6-6 7-6 8-6 9-6 G H 1-6 11-6 12-6 1-7 2-7 G: Enerji, alkollü içecekler, tütün ürünleri ve fiyatları yönetilen / yönlendirilen diğer ürünler, dolaylı vergiler ve işlenmemiş gıda ürünleri hariç TÜFE H: Enerji, işlenmemiş gıda ürünleri, alkollü içecekler ve tütün ürünleri ile altın hariç TÜFE 3-7 4-7 11

Enflasyon - Görünüm 12

Enflasyon Görünüm Talep Talep Koşulları: --Merkez Merkez Bankası Bankası Özel Özel Tüketim Tüketim Endeksi Endeksi (MBÖTE) (MBÖTE) --Kredi Kredi Gelişmeleri Gelişmeleri Tüketici, Tüketici, konut, konut, taşıt taşıt kredileri kredileri ve ve ticari ticari krediler krediler --Beyaz Beyaz Eşya Eşya ve ve Otomobil Otomobil Satışları Satışları --Tüketici Tüketici Güven Güven Endeksi Endeksi ve ve Tüketim Tüketim Beklenti Beklenti Endeksi Endeksi Maliyetler: --Verimlilik Verimlilik ve ve Reel Reel Birim Birim Ücret Ücret --Uluslararası Uluslararası Enerji, Enerji, Emtia Emtia ve ve Metal Metal Fiyatları Fiyatları Beklentiler Enflasyon Orta Orta Vade Vade Hedefler 13

Enflasyon - Talep Koşulları Merkez Bankası Özel Tüketim Endeksi nin (MBÖTE) 26 yılı son çeyrek ve 27 yılı ilk çeyrek verileri özel nihai tüketim harcamalarının 26 25 24 23 22 MBÖTE (24 1. çeyrek 27 1. çeyrek, endeks) ve Özel Nihai Tüketim Harcaması (24 1. çeyrek 26 4. çeyrek, bin YTL) Özel Nihai Tüketim Harcamaları (sabit fiyatlarla, mevsimsellikten arındırılmış, sol eksen) 115 114 113 112 111 11 19 18 kısmi bir düşüş eğilimi içinde olduğunu 21 MBÖTE (sağ eksen) 17 16 2 15 göstermektedir. 24Ç1 24Ç2 24Ç3 24Ç4 25Ç1 25Ç2 25Ç3 25Ç4 26Ç1 26Ç2 26Ç3 26Ç4 27Ç1 MBÖTE yi oluşturan seriler: Mevsimsellikten arındırılmış tüketim malları ithalatı, mevsimsellikten arındırılmış reel dahilde alınan mal ve hizmet vergileri, mevsimsellikten arındırılmış toplam beyaz eşya iç piyasa satışları, mevsimsellikten arındırılmış iç piyasa otomobil satışları Kaynak: TÜİK, TCMB 14

Enflasyon - Talep Koşulları Tüketici kredilerinin yıllık reel artış hızındaki yavaşlama sürmektedir. 3 2 Tüketici, Taşıt ve Konut Kredileri (Ocak 22 Nisan 27, yıllık reel yüzde değişim) Haftalık Nominal Yüzde Değişim (Aylık Ortalamalar, Ocak 26 Nisan 27) 1 Reel tüketici kredilerinde 27 yılı Ocak -1 ayında bir önceki aya göre yüzde,6 oranında 5 1-6 2-6 3-6 4-6 5-6 6-6 7-6 8-6 9-6 1-6 11-6 12-6 1-7 2-7 3-7 4-7 daralma gözlenirken, Şubat, Mart ve Nisan 4 3 aylarında ise sırasıyla yüzde,9, 2,4 ve 1,6 2 Taşıt Kredileri oranlarında sınırlı artışlar gerçekleşmiştir. 1 Tüketici Kredileri Taşıt kredilerinde Nisan ayı itibarıyla reel daralma yıllık bazda yüzde 18, aylık bazda ise yüzde 2,2 seviyesindedir. Konut Kredileri -1 1-2 4-2 7-2 1-2 1-3 4-3 7-3 1-3 1-4 4-4 7-4 1-4 1-5 4-5 7-5 1-5 1-6 4-6 7-6 1-6 1-7 4-7 Kaynak: TCMB 15

Enflasyon - Talep Koşulları Ticari kredilerin reel artış hızında Şubat ayından itibaren bir gerileme söz konusudur. Reel Ticari Kredi Endeksi* (Ocak 2 Nisan 27, yıllık yüzde değişim) 5 Mevduat bankaları reel şirket kredilerinin yıllık artış hızı, 27 yılı Ocak ayında 6 5 4 4 3 2 1 yüzde 29,5 iken Mart ve Nisan aylarında sırasıyla yüzde 22,9 ve yüzde 21,8 3 2 1 2-6 4-6 6-6 8-6 1-6 12-6 2-7 4-7 seviyelerine gerilemiştir. Mevduat bankaları reel ihtisas kredilerinin yıllık artış hızı Ocak ayındaki yüzde 3,7-1 -2-3 seviyesinden Mart ayında yüzde 21,9 a, Nisan ayında ise yüzde 2,3 e düşmüştür. -4 1-6- 11-4-1 9-1 2-2 7-2 12-2 5-3 1-3 * Ticari krediler: Şirket kredileri + ihtisas kredileri 3-4 8-4 1-5 6-5 11-5 4-6 9-6 2-7 Kaynak: TCMB 16

Enflasyon - Talep Koşulları Mevsimsellikten arındırılmış verilerde, beyaz eşya ve otomobil satışlarında gerileme gözlenmektedir. 48 44 Yurtiçine Yapılan Beyaz Eşya Satışları (Ocak 24 Mart 27, mevsimsellikten arındırılmış, aylık, bin adet) İç piyasaya yapılan beyaz eşya satışlarında Ocak ayında bir yükseliş, Şubat ayında yüzde 7,9 oranında bir düşüş görülmektedir. Mart ayında ise kısmi bir artış gerçekleşmiştir. - Yılın ilk çeyreğindeki ortalama satış rakamı, 26 yılı son çeyreğindeki seviyesinin altında olup kısmi bir düşüşe işaret etmektedir. 4 36 32 6 5 1-4 3-4 5-4 7-4 9-4 11-4 1-5 3-5 5-5 7-5 9-5 11-5 1-6 3-6 5-6 7-6 9-6 11-6 1-7 3-7 Yurtiçine Yapılan Otomobil Satışları (Ocak 24 Nisan 27, mevsimsellikten arındırılmış, aylık, bin adet) Otomobil satışlarında 26 yılı Haziran ayında başlayan düşüş eğilimi 27 yılı ilk 4 çeyreğinde de devam etmiştir. Nisan ayında 3 ise düşüş eğiliminde bir duraksama görülmektedir. 2 1-4 4-4 7-4 1-4 1-5 4-5 7-5 1-5 1-6 4-6 7-6 1-6 1-7 4-7 Kaynak: OSD, BESD, TCMB 17

Enflasyon - Talep Koşulları Tüketici Güven ve Tüketim Beklenti endeksleri 26 yılının ortalarında hızlı bir biçimde geriledikten sonra ılımlı bir iyileşme eğilimine girmiştir. Tüketici Güven Endeksi ve Tüketim Beklenti Endeksi (Ocak 24 Nisan 27) 125 12 Tüketim Beklenti Endeksi (sağ eksen) 25 Tüketici Güven Endeksi yatay bir seyir izlemektedir. - Tüketici Güven Endeksinde bir önceki aya göre; Ocak ve Mart aylarında sırasıyla yüzde,2 ve yüzde,3 oranlarında sınırlı düşüşler, Şubat ve Nisan aylarında ise yüzde 1 ve yüzde 1,3 oranlarında sınırlı artışlar gerçekleşmiştir. 115 11 15 1 95 2 15 1 Tüketim Beklenti Endeksi ise yükselme 9 5 eğilimi sergilemektedir. - Tüketim Beklenti Endeksinde 27 yılının ilk dört ayında kademeli bir artış söz konusudur. Nisan ayındaki artış yüzde 14 seviyesindedir. 85 8 2-4 5-4 8-4 11-4 Tüketici Güven Endeksi (sol eksen) 2-5 5-5 8-5 11-5 2-6 5-6 8-6 11-6 2-7 Kaynak: TCMB, TÜİK 18

Enflasyon - Maliyetler Maliyet koşullarının enflasyon üzerindeki olumlu etkisi devam etmektedir. 17 Özel İmalat Sanayinde Reel Birim Ücret Endeksi ve Verimlilik Endeksi (1998 1. çeyrek 26 4. çeyrek, çalışılan saat başına, yıllık hareketli ortalama) 115 16 Verimlilik Endeksi (sol eksen) 15 Özel imalat sanayinde; 15 95 - Verimlilik, 26 yılının son çeyreğinde 14 85 13 sınırlı bir düşüş göstermekle beraber yüksek 12 75 seviyesini korumaktadır. 11 65 - Verimlilik artışları reel ücretlerdeki 1 9 Reel Birim Ücret Endeksi (sağ eksen) 55 45 artışların üzerinde seyretmektedir. 1998Ç1 1999Ç2 2Ç3 21Ç4 23Ç1 24Ç2 25Ç3 26Ç4 Kaynak: TÜİK, TCMB 19

Enflasyon - Maliyetler Uluslararası enerji ve emtia fiyatlarında 26 yılının ikinci yarısında bir düşüş, 27 Mart ayı itibarıyla ise bir yükselme görülmüştür. - Emtia fiyatlarında, Mart ayında 26 yılı ortalamasına göre yüzde,4 oranında, bir önceki aya göre ise yüzde 3,9 artış yaşanmıştır. - Enerji fiyatları ise, 26 yılı ortalamasına göre yüzde 4,7 oranında bir düşüş, bir önceki aya göre yüzde 4,6 oranında bir artış göstermiştir. Metal fiyatları Mart ayında tarihindeki en yüksek düzeye ulaşmıştır. - Mart ayı itibarıyla metal fiyatları, yıllık bazda yüzde 41,1, aylık bazda ise yüzde 6,5 oranında artış göstermiştir. 29 23 17 11 5 29 23 17 11 5 1-2 1-2 Seçilmiş Ürünlerin Uluslararası Fiyat Endeksleri (Ocak 22 - Mart 27, 2=1) 5-2 5-2 9-2 9-2 1-3 1-3 5-3 5-3 9-3 9-3 1-4 1-4 Emtia Fiyatları 5-4 5-4 9-4 9-4 1-5 Enerji Fiyatları 1-5 5-5 5-5 9-5 9-5 1-6 1-6 5-6 5-6 9-6 9-6 1-7 1-7 Uluslararası emtia, enerji ve metal fiyatları enflasyon üzerindeki etkileri nedeniyle dikkatle takip edilmektedir. Mevcut durumda bu fiyatlar enflasyonun orta vadede düşme eğiliminde bozulmaya yol açabilecek bir gelişme göstermemekte, ancak çok hızlı değişimler olabilmektedir. 29 23 17 11 5 1-2 5-2 9-2 Kaynak: IFS 1-3 5-3 9-3 Metal Fiyatları 1-4 5-4 9-4 1-5 5-5 9-5 1-6 5-6 9-6 1-7 2

Enflasyon - Beklentiler Enflasyon beklentileri hedeflerin üzerinde seyretmektedir. TÜFE Enflasyon Hedefleri (27-29, yıllık yüzde) ve Enflasyon Beklentileri (Ocak 24 Mayıs 27, yıllık yüzde) 26 yılı Mayıs - Haziran döneminde bozulan enflasyon beklentileri, alınan tedbirlere bağlı olarak iyileşme eğilimine girmiştir. 14 12 1 12 Aylık Ancak, 27 yılının ilk aylarında yüksek gelen enflasyon oranlarına bağlı olarak yıl sonu 8 7.84 6.57 24 Aylık enflasyon beklentilerinde artışlar gözlenmiştir. 6 5.44 12 ve 24 ay sonrasına ilişkin enflasyon 4 Yıl sonu yüzde 4 beklentileri ise aşağı // yatay eğilimini korumaktadır. Enflasyon beklentilerinin hedeflere yakınsaması para politikası uygulamaları açısından kritik öneme sahiptir. 2 1-4 7-4 1-5 7-5 1-6 7-6 1-7 7-7 27, 28 ve 29 hedefleri 1-8 7-8 1-9 Kaynak: TCMB 21

Enflasyon Görünüm Tüm bu gelişmeler dikkate alındığında enflasyonun önümüzdeki dönemde kademeli bir düşüş eğilimine gireceği öngörülmektedir. Orta vadeli yüzde 4 hedefimiz ulaşılabilir niteliktedir. 12 1 8 6 4 2 Enflasyon ve Çıktı Açığı Tahminleri (26 4.çeyrek 29 1.çeyrek, yıllık yüzde) Tahmin Aralığı* Orta Vadeli Hedef 27 için Belirsizlik Aralığı Çıktı Açığı Tüm politikalarımız bu hedefin gerçekleştirilmesine yönelik olarak -2-4 uygulanmaktadır. -6 27 28 29 26Ç4 27Ç1 27Ç2 27Ç3 27Ç4 28Ç1 28Ç2 28Ç3 28Ç4 29Ç1 Hedef 4, 4, 4, * Enflasyonun tahmin aralığı içinde kalma olasılığı % 7 tir. Kaynak: TCMB 22

Enflasyon Temel Risk Unsurları 23

Enflasyon Temel Risk Unsurları Bugün, enflasyonla mücadele açısından tarihi bir bir dönüm noktasında bulunmaktayız. Güçlü bir ekonomi ve toplumsal refah artışı için bu mücadelenin mutlaka kazanılması gerekmektedir. Enflasyonla mücadelenin sadece bir para politikası meselesi olmadığı, bu mücadelenin toplumdaki herkes için yapıldığı unutulmamalıdır. Enflasyonla mücadelede yorgunluk oluşması, toplumca ama denilmeye başlanması, önceliklerin kısa dönemler için bile olsa, farklılaştırılması talepleri, bu yönde bir eğilim sergilenmesi, mücadelenin gücünü zayıflatacak, son beş yıldaki tüm kazanımları tehlikeye atacaktır. 21 18 15 12 9 6 3 12 1 8 6 4 2 2.3 2.6 Avrupa Birliği Ülke Gruplarına Göre Enflasyon (26 yılı, yıl içi değerlerinin ortalaması, yüzde) G7 Ülkeleri Politika Faiz Oranı Enflasyon Oranı 3.8 Dünya * Enflasyon oranları Mart ayı itibarıyladır. Kaynak: IMF, Ülke Merkez Bankaları İnternet Siteleri 5.2 5.3 Gelişmekte olan ülkeler Doğu Avrupa 1.1 Seçilmiş Ülkelerin 27 Yılı Nisan Ayı Enflasyon Oranları ve Politika Faizleri 12.5 Brezilya* 1.5 9. 7.5 7.25 7.7 7.75 7.2 6.1 4.25 3.5 4.25 4.25 4. 3.99 3.77 2.5 2.47 2.3 2.3 2.7 2.3 2.5 1.8 Çek Cumhuriyeti Meksika Filipinler Polonya Romanya Rusya Slovakya G.Afrika* Kanada* Yeni Zelanda* Türkiye Tayland 17.5 1.72 Türkiye 24

Enflasyon Temel Risk Unsurları Sıkı maliye politikası mutlaka devam ettirilmelidir. Merkezi Yönetim Bütçe Dengesi (Ocak - Nisan; 26-27, milyon YTL) Maliye politikası enflasyonla mücadelenin sac ayaklarından biridir. Sıkı maliye politikası, sadece talebin kontrolü açısından değil, program uygulamalarına yönelik kararlılığın en güçlü göstergesi olması dolayısıyla da önem taşımaktadır. Beklentiler üzerinde belirleyici etkisi vardır. 22 yılından bugüne bütçe dengesinin GSMH ye oranında çok güçlü bir iyileşme görülmektedir. 26 yıl sonu itibarıyla yüzde,7 olan açığın milli gelire oranı, son otuz yılın en düşük rakamıdır. Mart ayındaki olumlu rakama rağmen 27 yılının ilk dört ayında bir bozulma söz konusudur. Açıklanan tasarruf tedbirleri olumludur. 6, Ocak Mart 4, Şubat Nisan 2, -2, -4, -6, -8, 26 27 Kaynak: Maliye Bakanlığı 25

Enflasyon Temel Risk Unsurları Tarihsel olarak bakıldığında, bütçe dengesinin GSMH ye oranının 1975 yılından bugüne her genel seçim döneminde, değişik ölçülerde de olsa bozulduğunu görmekteyiz*. - Bu konuda son derece dikkatli olunması gereklidir. - Yerel yönetimlerin harcamalarının takibi şeffaf bir yapıya kavuşmalıdır. -2-4 -6-8 Bütçe Dengesi / GSMH* (1975-26, yüzde) 1975 1976 1977 1978 1979 198 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 199 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2 21 22 23 24 25 26 - Gelirler politikası enflasyon hedeflerini -1 tehlikeye atmamalıdır; toplam talep, beklentiler -12 ve fiyat katılıkları üzerinde etkilidir. - Mali uyumun kalitesi gerek enflasyonla -14 mücadele, gerekse mali disiplin alanındaki -16 başarıların kalıcılığı açısından son derece önemlidir. -18 * Kırmızı ile gösterilen değerler seçim yıllarına aittir. Bütçe açığında 22 yılında 21 yılına kıyasla gerçekleşen azalma değerlendirilirken 21 yılının kriz yılı olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Kaynak: Maliye Bakanlığı, DPT 26

Enflasyon Temel Risk Unsurları Başta Başta sosyal sosyal güvenlik reformu olmak olmak üzere üzere yapısal yapısal reformların kesintiye uğramaması gerekmektedir. Özellikle orta orta ve ve uzun uzun vadeli vadeli beklentilerin yönetilmesi açısından çapaların önemi önemi büyüktür. Ekonomimizin güçlü, güçlü, inandırıcı ve ve orta orta vadeli vadeli bir bir bakış bakış açısı açısı gözeten ulusal ulusal ve ve uluslararası çapalara sahip sahip olması olması son son derece derece önemlidir. IMF IMF ve ve AB AB çapaları bu bu konunun ne ne denli denli hayati hayati olduğunu göstermişlerdir. Bu Bu tür tür bir bir bakış bakış açısının mutlaka gözetilmesi gerekmektedir. Avrupa Avrupa Birliği Birliği sürecine ilişkin ilişkin açıklanan yol yol haritası haritası son son derece derece olumludur. 27

Para ve Kur Politikaları, Piyasalar 28

Para ve Kur Politikaları, Piyasalar Para ve ve kur kur politikaları, 13 13 Aralık 26 tarihinde açıklamış olduğumuz 27 yılı yılı programımız çerçevesinde yürütülmektedir. Temel politika aracımız olan kısa vadeli faiz oranları sadece ve sadece enflasyon hedeflerini gerçekleştirmeye, enflasyonu hedefle uyumlu patikanın içinde kalıcı bir şekilde tutmaya yönelik olarak uygulanmaktadır ve bundan sonra da aynı amaçla ve büyük bir kararlılıkla uygulanacaktır. Bu çerçevede değerlendirme yapan Para Politikası Kurulu en son Mayıs ayında yapmış olduğu toplantıda, son dokuz toplantısında olduğu gibi politika faiz oranlarının değiştirilmemesine, gecelik borç alma faizlerinin yüzde 17,5 seviyesinde sabit tutulmasına karar vermiştir. Para Politikası Kurulu Faiz Kararları (Ocak 26 Mayıs 27) Toplantı Tarihi 23 Ocak 26 23 Şubat 26 23 Mart 26 27 Nisan 26 25 Mayıs 26 7 Haziran 26 2 Haziran 26 25 Haziran 26 2 Temmuz 26 24 Ağustos 26 26 Eylül 26 19 Ekim 26 23 Kasım 26 21 Aralık 26 16 Ocak 27 15 Şubat 27 15 Mart 27 18 Nisan 27 14 Mayıs 27 Kaynak: TCMB Politika Faiz Oranı 13,5 13,5 13,5 13,25 13,25 15, 15, 17,25 17,5 17,5 17,5 17,5 17,5 17,5 17,5 17,5 17,5 17,5 17,5 29

Para ve Kur Politikaları, Piyasalar Kısa vadeli faiz kararlarının temelinde sinyal etkisi vardır. Merkez Bankası bu sinyal etkisi ile aktarım mekanizması üzerinden toplam talebi kontrol etmeyi, beklentileri yönlendirerek enflasyon hedeflerine ulaşmayı amaçlamaktadır. Bu etkinin aktarım mekanizması kanalları üzerindeki gücü, politikalardan arzu edilen sonuçların öngörüldüğü şekilde ve öngörülen sürede alınabilmesini sağlar. Çok genel bir çerçevede, ekonominin yapısal özellikleri, mali piyasaların etkinliği ve belirsizlik alanları bu ilişkinin gücünü belirler. Zaman içinde giderek güçlenmesine rağmen kalıcı ve güçlü bir ilişki ülkemizde henüz arzu edilen düzeyde mevcut değildir. 1. Faizler Genel Düzeyi Basitleştirilmiş Bir Aktarım Mekanizması TCMB KV Faiz Oranı 2. Kredi Piyasası Toplam Talep Yurtiçi Enflasyonist Baskı ENFLASYON 3. Varlık Fiyatları 4. Beklentiler 3

Para ve Kur Politikaları, Piyasalar Faizler genel düzeyinin iç-dış gelişmelere ve beklentilere bağlı olarak zaman zaman dalgalı bir seyir izlediği, politika faizleri ile kalıcı bir şekilde aynı yönde hareket etmediği, daha düşük veya daha yüksek seviyelerde oluşabildiği görülmektedir. 35 3 25 Gösterge DİBS Faizi TCMB Gecelik Borç Alma Faizi (2 Ocak 24 18 Mayıs 27, bileşik, yüzde) ABD nin faiz artırımlarına başlaması Cari açık endişeleri IMF programının yenilenme tartışmaları Kıbrıs AB ile ilgili sorunlar Uluslararası likidite koşullarının olumsuza dönmesi Yüksek Nisan enflasyonu Cari açık tartışmaları Petrol fiyatları Siyasi belirsizlik; erken seçim tartışmaları Yüksek enflasyon beklentileri Yapısal reformlarda duraksama 2 15 Gösterge DİBS Faizi TCMB Gecelik Alt Kotasyon 1 2.1.24 19.2.24 2.4.24 18.5.24 1.7.24 13.8.24 28.9.24 11.11.24 28.12.24 11.2.25 28.3.25 1.5.25 23.6.25 5.8.25 2.9.25 2.11.25 19.12.25 6.2.26 21.3.26 3.5.26 16.6.26 31.7.26 13.9.26 2.11.26 15.12.26 1.2.27 16.3.27 1.5.27 Kaynak: TCMB 31

Para ve Kur Politikaları, Piyasalar 22 yılından bugüne politika faizleri, sadece ve sadece enflasyonla mücadele ve fiyat istikrarını sağlamak amacına yönelik olarak ileriye dönük bir bakış açısı ile kullanılmıştır. Bu TCMB, Politika Faizlerini Kararlılıkla Enflasyonla Mücadele İçin Kullanır. => kararlılık enflasyonla ilgili beklentileri iyileştirir, politikalara olan güven Faizler düşer, Kamu maliyesi => vadeler uzar, olumlu Hazine daha => düşük faizlerle etkilenir, => borçlanır, risk primi azalır. bütçe dengesi iyileşir. Makro dengeler güçlenir, ekonominin şoklara karşı dayanıklılığı artar. artar. 32

Para ve Kur Politikaları, Piyasalar Bugün nominal ve reel faizler yüksek düzeydedir. Ancak kısa vadeli faiz oranlarını ekonomik temellerden ve politika taahhütlerinden bağımsız bir biçimde farklı amaçlarla değiştirerek borçlanma faizleri başta olmak üzere faizler genel düzeyini kalıcı bir biçimde etkilemek mümkün değildir. Geçmiş bunun örnekleri ile doludur. TCMB, Farklı Amaçlar ile Politika Faizlerini Düşürürse; Enflasyonla Güvenilirlik Hazine faizleri Kamu mücadele ve azalır, yükselir, reel enflasyon maliyesi politika faizler artar, => => beklentileri => => etkilenir, => uygulamalarına bozulur, risk Hazine daha bütçe ilişkin primi artar, yüksek faizlerle tereddütler Türk parası borçlanmak dengesi oluşur. değer zorunda kalır. bozulur. kaybeder. Makro dengeler tehlikeye girer, ekonomide kırılganlık artar, kısır bir döngü oluşur. 33

Para ve Kur Politikaları, Piyasalar Nominal ve reel faizler; Başta enflasyon olmak üzere belirsizlik alanları azaldıkça, Yapısal reformlar ile ekonomimiz iç iç ve dış şoklara daha dayanıklı hale geldikçe, Makro dengeler ve güven ortamının kalıcı bir şekilde tesisine yönelik adımlar kararlı bir biçimde atıldıkça, Beklentiler iyileşip güven arttıkça, kalıcı bir biçimde arzu edilen seviyelere düşecektir. 34

Para ve Kur Politikaları, Piyasalar Dalgalı kur kur rejimi, enflasyon hedeflemesi rejiminin ve ve mevcut para politikası tasarımının temel dayanak noktalarından biridir. Başarı ile ile uygulanmıştır; çok çok önemli işlevleri vardır. Yüksek faiz => Düşük kur Hükümet ile birlikte seçilmiş olan dalgalı kur rejimi çerçevesinde Bankamız, kur politikasını açıklamış olduğu uygulama esasları dahilinde yürütmektedir. Döviz kuru yakından takip ettiğimiz ve ekonomik değerler üzerinde belli kanallar yoluyla etkili olan bir değişkendir. Ancak kur içsel bir değişkendir ve kurun değeri, sadece para politikasının değil; ekonomik, siyasi tüm politika uygulamalarının ve buna bağlı olarak şekillenen beklentilerin sonucunu yansıtır. Yüksek faiz => düşük kur şeklinde bir politika uygulaması yoktur. Sıcak Para (Ocak 22 Mart 27, 12 aylık birikimli, milyar ABD doları) ve Beklenen Reel Faiz (Ocak 22- Nisan 27, yüzde) 35 3 25 2 15 1 5 1-2 6-2 11-2 4-3 9-3 Sıcak Para (sağ eksen) Beklenen Reel Faiz (sol eksen) 2-4 7-4 12-4 5-5 1-5 3-6 8-6 1-7 25 2 15 1 5-5 -1-15 -2-25 Kaynak: TCMB 35

Para ve Kur Politikaları, Piyasalar ABD Doları / YTL Kuru ve TCMB Politika Faizi (2 Ocak 22 18 Mayıs 27) yüzde ABD Doları /YTL Kuru (sağ eksen) ABD / YTL Merkez Bankası politika faizlerinin 6 1.8 indiği dönemlerde Türk parasının değer 55 5 45 1.7 1.6 kazandığı, faizlerin arttığı ya ya da da sabit 4 1.5 35 1.4 kaldığı dönemlerde ise ise değer kaybettiği 3 1.3 25 süreçler yaşanmıştır. 2 15 TCMB Gecelik Alt Kotasyon (sol eksen) 1.2 1.1 1 1 1-2 4-2 7-2 1-2 1-3 4-3 7-3 1-3 1-4 4-4 7-4 1-4 1-5 4-5 7-5 1-5 1-6 4-6 7-6 1-6 1-7 4-7 Kaynak: TCMB 36

Para ve Kur Politikaları, Piyasalar Bankamız döviz piyasalarında alıcı konumdadır. 1 Kasım 26 tarihinde günlük döviz alım ihalelerine tekrar başlanmıştır. Günlük ihale miktarı 15 milyon ABD doları olup, 3 milyon ABD doları opsiyon kullanma hakkı bulunmaktadır. Altı aylık dönemde 3,8 milyar ABD doları tutarında döviz alımı gerçekleştirilmiştir. 22 yılı Nisan ayından 18 Mayıs 27 tarihine kadar olan dönemde ise toplam 47,5 milyar ABD doları tutarında döviz alımı yapılmıştır. 11 Mayıs 27 tarihi itibarıyla döviz rezervleri 64,3 milyar ABD doları seviyesindedir. --Döviz girişlerine bağlı olarak, program mantığı içerisinde, ihale yöntemi ile ile döviz alımlarına devam edilmesi öngörülmektedir. --Önümüzdeki 4 yılda (27 --21) kamunun 48,6 milyar ABD doları dış borç ödemesi bulunmaktadır. 7 5 3 1 3-2 2 18 16 14 12 1 Merkez Bankası Rezervleri (1 Ocak 22-11 Mayıs 27, altın hariç, milyar ABD doları) 7-2 11-2 3-3 7-3 11-3 3-4 7-4 Dalgalı Kur Rejimi Uygulayan Ülkelerde * 26 Yılında Döviz Rezervinin GSYİH ye ** Oranı Dalgalı Kur Rejimi Uygulayan Ülkeler Ortalaması Türkiye *Hesaplamada Kullanılan Ülkeler: Brezilya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Rusya, Tayland, Hırvatistan, Güney Afrika, Arjantin, Filipinler, Kore, Peru, Endonezya, Slovakya, Şili, Polonya, Meksika, Kolombiya **IMF Tahmini Kaynak: Hazine Müsteşarlığı, TCMB, IMF World Economic Outlook Nisan 27, IFS 11-4 3-5 7-5 11-5 3-6 7-6 11-6 3-7 37

Para ve Kur Politikaları, Piyasalar Finansal piyasalardaki gelişmelere bakıldığında, son dönemlerde küresel likidite koşullarının ve ve risk iştahının dalgalanmalar üzerinde belirleyici olduğu görülmektedir. 24 22 2 18 16 14 Oynaklık Endeksi* (3 Ocak 25 17 Mayıs 27) Oynaklık Endeksi Ortalama Düzeyi Dalgalanmalara yol açan tetikleyici unsurlar birbirinden farklı olabilmektedir. Bir dönem, gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz artırımları dalgalanma nedeni olarak gösterilirken, daha sonra yüksek faizlerin büyüme üzerindeki olumsuz etkilerine ilişkin beklentiler ön plana çıkabilmekte veya yerel siyasi ve ekonomik gelişmeler yayılma etkisi ile uluslararası boyuta taşınabilmektedir. Bu dalgalanmalar sadece gelişmekte olan ülkelerin değil, gelişmiş ülkeler de dahil olmak üzere tüm ülkelerin ulusal piyasalarını değişik oranlarda etkilemektedir. 12 1 8 1-5 4-5 7-5 1-5 1-6 * VIX (Oynaklık endeksi), S&P 5 (5 büyük şirketin işlem gördüğü endeks) endeksi baz alınarak hesaplanan opsiyon fiyatlarının oynaklıklarının interpolasyon yöntemiyle hesaplandığı bir endekstir. Türkiye ve Seçilmiş Gelişmekte Olan Ülkelerin EMBI+ Spredleri* 13 11 9 7 5 3 1-5 4-5 (3 Ocak 25 17 Mayıs 27, endeks) 7-5 1-5 1-6 4-6 Brezilya 4-6 7-6 Meksika EMBI+ * EMBI+: Emerging Market Bond Index, 2 Ocak 24 = 1 7-6 1-6 1-6 1-7 1-7 4-7 Türkiye G. Afrika 4-7 Kaynak: Bloomberg, JP Morgan, Chicago Board of Exchange 38

Para ve Kur Politikaları, Piyasalar Dalgalanmaların ulusal piyasalar üzerindeki etkisinin boyutu yerel risk risk algılamalarına ve ve içinde bulunulan ekonomik sürece bağlı olarak farklı şiddette olmaktadır. Etkilerden tamamen kaçınmak mümkün değildir. Riske maruz alanların azlığı ve makro istikrarın gücü, etkinin boyutunu, özellikle de süresini etkilemektedir. Ülkemizde 22 yılından bugüne mali piyasalara baktığımızda, yurtiçinde ayrıca bir olumsuzluk olmadığı sürece güçlenen makroekonomik yapıya bağlı olarak dalgalanmaların şiddetinin daha az, süresinin daha kısa olduğunu görmekteyiz. Zaman zaman iç iç koşullara bağlı olarak özellikle döviz piyasasında hızlı ve ani hareketler gözlense de, genel bir ifade ile piyasalarda temel eğilim hep istikrarın yeniden tesisi yönünde olmuştur. Ancak, temel eğilime dönülmekle beraber dalgalanmaların önemli maliyetleri olmaktadır. 1.7 Temmuz 22 16 1.29 Dalgalanma Dönemlerindeki Dalgalanma Süresi ve Kurdaki Değişim* (22-27) 1.68 1.52 Aralık 22 37 En yüksek değer Mart 23 Dalgalanmanın boyutu Dalgalanmanın süresi (gün) 1.75 22 1.6 1.5 47 1.35 En düşük değer Eylül 23 Nisan 24 1.56 49 1.54 1.31 1.43 Temmuz 24 63 1.39 1.26 1.32 1.38 * Dalgalanmanın boyutunu ve süresini gösteren barların uzunluğu, dalgalanmanın yaşandığı dönemde kurlarda oluşan değişimlerin büyüklükleri ve dalgalanma süresinin uzunlukları arasında orantı kurulmak suretiyle oluşturulmuştur. Kaynak: TCMB Mart 25 22 1.7 Mayıs 26 53 1.46 Şubat 27 9 39

Para ve Kur Politikaları, Piyasalar Dolarizasyonun, alınan mesafeye rağmen halen yüksek olması, dalgalanmaların etkisinin ekonomik değişkenlerle birlikte gündelik hayatta da daha kuvvetli hissedilmesine yol açmaktadır. Dolarizasyon göstergelerine bakıldığında, 26 yılı Mayıs Haziran dalgalanması sonrasında yerleşiklerin döviz hesaplarında bir artış gözlenmiştir. - Ancak bu kalıcı bir portföy tercihi değişikliğine işaret etmemektedir. - Veriler, özel kesimdeki satın alma ve birleşmeler sonucu elde edilen dövizleri de kapsamaktadır. Döviz kurunun yükseldiği dönemlerde döviz hesaplarında azalmalar yaşandığı görülmektedir. 5 48 46 44 42 4 38 36 34 Döviz Tevdiat Hesaplarının Toplam Mevduat İçindeki Payı (2 Ocak 24 4 Mayıs 27, hafta sonları itibarıyla, yüzde) Döviz Tevdiat Hesapları (24 1.çeyrek 27 1.çeyrek, milyar ABD doları) 12 8 4 24 Ç1 24 Ç2 24 Ç3 24 Ç4 25 Ç1 25 Ç2 25 Ç3 25 Ç4 26 Ç1 26 Ç2 26 Ç3 26 Ç4 27 Ç1 Dolarizasyon para politikası uygulamalarımız açısından mutlaka ilerleme kaydetmemiz gereken alanlardan biridir. 32 3 1-4 2-4 4-4 5-4 7-4 9-4 1-4 12-4 1-5 3-5 5-5 6-5 8-5 9-5 11-5 1-6 2-6 4-6 6-6 7-6 9-6 1-6 12-6 2-7 3-7 5-7 Kaynak: TCMB 4

Para ve Kur Politikaları, Piyasalar Finansal piyasalarda farklı farklı boyutlarda dalgalanmalar her her zaman zaman olacaktır. Bu Bu yüzden, beklenti yönetiminde son son derece derece dikkatli dikkatli olunmalı, program öngörü öngörü ve ve hedefleri doğrultusunda uygulamalar kararlılıkla ve ve zamanında gerçekleştirilmelidir. Modern risk risk kültürünün benimsenmesi ve ve risk risk yönetim araçlarının kullanılması dalgalanmaların maliyetini azaltacaktır. Finansal sektörde risk risk yönetim ilkelerinde elde elde edilen edilen ilerlemenin reel reel kesim kesim tarafından da da katedilmesi, dalgalanmaların ekonomiye etkisinin azaltılması açısından çok çok önemlidir. 41

Uluslararası Piyasalar 42

Uluslararası Piyasalar G3 Ülkeleri Merkez Bankalarının ABD (Fed), Avrupa ve Japonya merkez Kısa Vadeli Politika Faiz Oranları (Ocak 24 - Mayıs 27, yüzde) bankalarının faiz politikaları; küresel likidite 6 5.25 koşulları ve gelişmekte olan ülkelere yönelik 5 Fed sermaye akımları üzerindeki etkileriyle 4 3.75 uluslararası piyasalarda giderek artan bir biçimde belirleyici rol oynamaktadır. 3 Bankamızca bu süreçler yakından 2 Avrupa Merkez Bankası izlenmekte, olası gelişmelerin yaratabileceği 1 Japonya Merkez Bankası.5 etkiler farklı senaryolar altında analiz edilmektedir. 1-4 4-4 7-4 1-4 1-5 4-5 7-5 1-5 1-6 4-6 7-6 1-6 1-7 4-7 Kaynak: Merkez Bankalarının İnternet Sayfaları 43

Uluslararası Piyasalar - ABD Amerikan ekonomisi 26 yılında yüzde 3,3 oranında büyümüştür. 27 yılı büyümesinin, ABD ekonomisi için potansiyel büyüme seviyesi olarak kabul edilen yüzde 3 ün altında gerçekleşebileceği öngörülmektedir. 8 6 4 2-2 2Ç1 ABD de GSYİH Büyümesi (2 1. çeyrek 27 1. çeyrek, yıllık yüzde değişim) 2Ç4 21Ç3 22Ç2 23Ç1 23Ç4 24Ç3 25Ç2 26Ç1 26Ç4 - Tarım dışı istihdam artışları, emek piyasasının güçlü konumunu koruduğunu göstermektedir. - Konut piyasasında yavaşlama görülmektedir. Geri dönmeyen kredilerin toplam kredilere oranının artmasıyla bu piyasada olası iflaslara ilişkin kaygılar artmıştır. - Mart ayında beklentilerin altında kalan imalat sanayi üretim endeksi ise Nisan ayında beklentilerin üzerinde gerçekleşmiştir. 7 6 5 4 3 2Ç1 2Ç3 ABD de İşsizlik Oranı (2 1. çeyrek 27 1. çeyrek, yüzde) 21Ç1 21Ç3 22Ç1 22Ç3 23Ç1 23Ç3 24Ç1 24Ç3 25Ç1 25Ç3 26Ç1 26Ç3 27Ç1 Kaynak: Bureau of Labor Statistics, Bureau of Economic Analysis 44

Uluslararası Piyasalar - ABD ABD de Nisan ayı enflasyonu aylık bazda yüzde,6; yıllık bazda yüzde 2,6 olarak gerçekleşmiştir. Yıllık enflasyon beklentileri yüzde 2,4 düzeyindedir. Enflasyonun seyrinde önemli bir değişiklik beklenmemektedir. Ancak; - Çekirdek enflasyonun istenen seviyenin üzerinde olması, - Sanayi üretiminin güçlü seyri ve kapasite kullanım oranındaki artış nedeniyle fiyat baskısının devamı, - Güçlü emek piyasasına bağlı olarak tüketici harcamalarındaki artış, Fed in enflasyon karşısında temkinli olmasına neden olmaktadır. Fed yüzde 1 seviyesinden yüzde 5,25 düzeyine çıkarmış olduğu faiz oranlarını son yedi toplantısında sabit tutmuştur. 27 yılının sonunda faiz indirimlerine gidebileceği öngörülmektedir. 5 4 3 2 1 1-6- ABD Tüketici Fiyatları Endeksi (Ocak 2 Nisan 27, yıllık yüzde değişim) 11-4-1 * Gıda ve Enerji Hariç 9-1 2-2 7-2 12-2 5-3 1-3 TÜFE Çekirdek TÜFE * 3-4 8-4 1-5 6-5 11-5 4-6 9-6 2-7 Kaynak: Bureau of Labor Statistics 45

Uluslararası Piyasalar Euro Bölgesi Euro bölgesi ekonomisi 26 yılında yüzde 2,7 oranında büyümüştür. 5 4 3 2 Euro Bölgesi nde GSYİH Büyümesi (2 1. çeyrek 26 4. çeyrek, yıllık yüzde değişim) 27 yılında büyümenin bir miktar 1 yavaşlayacağı öngörülmektedir. 2Ç1 2Ç4 21Ç3 22Ç2 23Ç1 23Ç4 24Ç3 25Ç2 26Ç1 26Ç4 İşsizlik oranı 27 yılı Mart ayında yüzde 7,2 düzeyine kadar inmiştir. Güçlü küresel büyüme ve düşen işsizlik oranlarına bağlı olarak iç iç talebin canlılığını 9, 8,5 8, 7,5 Euro Bölgesi nde İşsizlik Oranı (2 1. çeyrek 27 1. çeyrek, yüzde) koruması Euro bölgesi büyüme performansına olumlu katkıda bulunmaktadır. 7, 2Ç1 2Ç3 21Ç1 21Ç3 22Ç1 22Ç3 23Ç1 23Ç3 24Ç1 24Ç3 25Ç1 25Ç3 26Ç1 26Ç3 27Ç1 Kaynak: Avrupa Merkez Bankası 46

Uluslararası Piyasalar Euro Bölgesi Euro bölgesinde Nisan ayında, yıllık enflasyon yüzde 1,9 seviyesinde gerçekleşmiştir. Ancak enflasyona yönelik riskler sürmektedir. - Beklenenden hızlı artan iş iş bulma ve ve büyüme oranları, - Geniş tanımlı para arzının rekor seviyelerde seyretmesi, - Reel sektöre verilen kredilerin yavaşlamaması, - Sıkı maliye politikasının gecikmeli etkisi, enflasyonun görünümünde yukarı yönlü risk unsurları olmaya devam etmektedir. Avrupa Merkez Bankasının 27 yıl sonu enflasyon beklenti aralığı ise yüzde 1,5 ile yüzde 2,1 arasındadır. 27 yılı Mart ayında faiz oranını yüzde 3,75 e çıkaran Avrupa Merkez Bankası, Mayıs toplantısında bu oranı değiştirmemiştir. Faiz artırımının yılın ikinci yarısında olması beklenmektedir. 4 3 2 1 1-6- 11-4-1 9-1 * İşlenmemiş gıda ve enerji hariç 2-2 7-2 12-2 Kaynak: Avrupa Merkez Bankası Euro Bölgesi Tüketici Enflasyonu (Ocak 2 Nisan 27, yıllık yüzde değişim) 5-3 1-3 TÜFE Çekirdek TÜFE * 3-4 8-4 1-5 6-5 11-5 4-6 9-6 2-7 47

Uluslararası Piyasalar Japonya Japon ekonomisi 26 yılında yüzde 2,3 oranında büyümüştür. Tüketici fiyatları enflasyonu Mart ayında yüzde,1 oranında gerilemiştir. Japonya Merkez Bankası, ekonomiye ilişkin olarak büyümede bir önceki döneme göre istikrarlı, iç iç tüketimde de olumlu bir seyir öngörmektedir. Şubat ayındaki,25 puanlık faiz artırımının ardından, Japonya Merkez Bankası Mayıs ayındaki son toplantısında faiz oranlarını değiştirmeyerek yüzde,5 seviyesinde sabit tutmuştur. Faizlerin ekonomi ve fiyat görünümüne bağlı olarak kademeli bir biçimde artırılacağı öngörülmektedir. 5 4 3 2 1-1 -2-3 2 1-1 -2 2Ç1 1- Japonya Ekonomisinde Büyüme (2 1. çeyrek 26 4. çeyrek, yıllık, yüzde değişim) ve İşsizlik (2 1. çeyrek 27 1. çeyrek, yıllık, yüzde) İşsizlik (sağ eksen) 7-2Ç4 TÜFE 1-1 21Ç3 7-1 1-2 22Ç2 7-2 * İşlenmemiş gıda hariç, enerji dahil 23Ç1 1-3 7-3 23Ç4 1-4 24Ç3 7-4 1-5 25Ç2 Japonya Enflasyon Oranları (Ocak 2 Mart 27, yıllık, yüzde) Kaynak: Cabinet Office, Statistics Bureau Büyüme (sol eksen) Çekirdek TÜFE* 7-5 1-6 26Ç1 7-6 26Ç4 1-7 6 5 4 3 2 1 48

Büyüme 49

Büyüme 26 yılında Türkiye ekonomisi yüzde 6 oranında büyümüştür. Çeyrekler İtibarıyla Büyüme (Bir önceki yıl aynı döneme göre yüzde değişim) Yılın ilk iki çeyreğinde ortalama yüzde 7,9 GSMH 26Ç1 6,4 26Ç2 9,3 26Ç3 4,3 26Ç4 4,6 olan büyüme oranı Mayıs Haziran 26 GSYİH 6,7 8,3 4,8 5,2 dalgalanması sonrasında üçüncü çeyrekte Kaynak: TÜİK yüzde 4,3, dördüncü çeyrekte ise yüzde 4,6 seviyesinde gerçekleşmiştir. 5

Büyüme 26 yılında büyümenin itici gücü son dört yılda olduğu gibi özel sektör olmuştur. Yılın ilk iki çeyreğinde ortalama yüzde 11 büyüyen özel tüketim harcamaları artış hızında üçüncü ve dördüncü çeyreklerde talebin ertelenmesine bağlı olarak hızlı bir gerileme olmuştur. Özel sektör yatırım harcamaları ise, ilk üç çeyrekte ortalama yüzde 19,6 gibi yüksek bir oranda artış gösterirken, dördüncü çeyrekte dalgalanmaya bağlı olarak artış hızında bir yavaşlama görülmüştür. 26 yılında ilk üç çeyrekte kamu sektörünün tüketim harcamalarındaki artış dikkati çekerken, dördüncü çeyrekte alınan tedbirlere bağlı olarak artış hızı önemli ölçüde yavaşlamıştır. Yatırım harcamalarında ise ilk çeyrekte hızlı bir artış gözlenirken, ikinci ve üçüncü çeyrekte küçülme, son çeyrekte ise sınırlı bir büyüme yaşanmıştır. 2 18 16 14 12 1 8 6 4 2 35 25 15 5-5 -15 26Ç1 26Ç2 26Ç1 Özel Reel Tüketim Harcamaları (26 yılı, yıllık yüzde değişim) 26Ç3 Reel Yatırım Harcamaları (26 yılı, yıllık yüzde değişim) 26Ç2 Özel 26Ç4 26Ç3 26Ç4 Kamu Kamu Kaynak: TÜİK 51

Büyüme Sanayi sektörü, büyümeye en yüksek katkı yapan sektör olmuştur. GSMH içinde en yüksek paya sahip olan sanayi sektörü, yılın ikinci yarısında bir yavaşlama gösterse de yüksek oranlarda büyümüştür. İnşaat sektörü, geçmiş yılların aksine 26 yılında oldukça hızlı bir büyüme göstermiştir. Tarım sektöründe ise ikinci çeyrekte küçülme yaşanırken, son çeyrekteki güçlü büyüme ile yıllık büyüme oranı yüzde 2,9 olmuştur. Yüksek ihracat rakamları büyümeye çok güçlü bir destek vermektedir. Özellikle üçüncü çeyrek ve sonrasında, finansal piyasalarda yaşanan dalgalanmanın büyüme üzerindeki olumsuz etkisini telafi edici bir rol oynamıştır. 3 25 2 15 1 5-5 26Ç1 GSMH Seçilmiş Alt Kalemlerinin Büyüme Hızları (Reel, yıllık yüzde değişim) 26Ç2 26Ç3 Tarı m Sanayi İnşaat T icaret Kaynak: TÜİK 26Ç4 52

Büyüme - Görünüm Büyüme --Görünüm: --Sanayi Sanayi Üretimi Üretimi ve ve Kapasite Kapasite Kullanım Kullanım Oranı Oranı -İhracatın -İhracatın Katkısı Katkısı --Baz Baz Etkisi Etkisi --Büyüme Büyüme Beklentileri Beklentileri Sürdürülebilir ve ve Yüksek Yüksek Hızlarda Büyüme --Mikro Mikro Reformlar Reformlar --Kayıt Kayıt Dışı Dışı Ekonomi, Ekonomi, Ar-Ge Ar-Ge ve ve Yeniliklere Yeniliklere Dayalı Dayalı Büyüme Büyüme 53

Büyüme - Görünüm 27 yılının ilk aylarında mevsimsellikten arındırılmış serilerde sanayi üretimi ve kapasite kullanım oranları yüksek seviyelerini korumaktadır. Sanayi Üretim Endeksi (Şubat 22 - Mart 27) ve Kapasite Kullanım Oranı (Şubat 22 - Nisan 27) (Mevsimsellikten arındırılmış, üç aylık hareketli ortalama) 84 82 8 Kapasite Kullanım Oranı (sol eksen) 145 135 Makine ve teçhizat üretimindeki yüksek 78 125 artışlar, reel sektörün yatırım isteğinin 76 74 Sanayi Üretim Endeksi (sağ eksen) 115 devamını göstermektedir. 72 15 İhracata yönelik sektörlerde sanayi 7 üretiminin hız kazandığı dikkat çekmektedir. 68 2-2 6-2 1-2 2-3 6-3 1-3 2-4 6-4 1-4 2-5 6-5 1-5 2-6 6-6 1-6 2-7 95 Kaynak: TÜİK 54

Büyüme - Görünüm Ocak-Şubat aylarındaki ihracat artışları ile Türkiye nin başlıca ihracat ortakları olan AB ve Ortadoğu daki güçlü büyüme, ihracatın büyümeye katkısının 27 yılında da devam edeceğini göstermektedir. 12 1 8 Yıl Sonu GSMH Büyüme Beklentileri ve Gerçekleşmeleri (Reel, yıllık yüzde) Yıl Sonu GSMH Büyüme Gerçekleşmeleri 26 yılının ilk yarısındaki güçlü baz etkisi, 27 yılı ilk yarısı büyüme rakamlarını 6 etkileyebilecektir. 4 Yıl Sonu GSMH Büyüme Beklentileri 27 yılına ilişkin büyüme beklentileri Mayıs ayı itibarıyla yüzde 4,8 seviyesinde seyretmektedir. 2 1-3 5-3 9-3 1-4 5-4 9-4 1-5 5-5 9-5 1-6 5-6 9-6 1-7 5-7 Kaynak: TÜİK, TCMB 55

Büyüme Türkiye ekonomisi, refah düzeyini artırmak, kişi başına gelir seviyesinde gelişmiş ülkelere yakın bir seviyeye ulaşmak ve genç nüfusuna istihdam yaratabilmek için sürdürülebilir bir yapıda ve yüksek hızda büyümek zorundadır. Türkiye ve Euro Bölgesinde Kişi Başı Milli Gelir (Satın alma gücü paritesine göre, ABD doları) Euro Bölgesi 22 26,513 26 29,352 Türkiye 6,676 9,16 Bu yapıyı kalıcı kılabilmek için makro dengelerin tesisine yönelik uygulamaların ve yapısal reformların kararlı bir biçimde devam etmesi, makro yapının mikro reformlar ile desteklenmesi gerekmektedir. Mikro reformlar ekonominin arz tarafı ile ilgili, verimlilik ve performansı yükseltmeye yönelik, iç iç ve dış şoklara karşı direnci artıran sektör bazlı uygulamalardır. Bu çerçevede bir an önce - Sektörel bazda özel planlamaların yapılması, - Rekabetçi bir yapının oluşturulması, - Piyasa aksaklıklarının giderilmesi, -İyi yönetişim ilkelerinin hayata geçirilmesi gereklidir. 12 1 8 6 4 2 Türkiye Türkiye ve Euro Bölgesinde Kişi Başı Milli Gelir (Satın alma gücü paritesine göre, yüzde değişim) Euro Bölgesi 22 23 24 25 26 Kaynak: IMF 56

Büyüme Kayıt dışı ekonomi mutlaka kayıt altına alınmalıdır. - Kayıt dışı ekonomi haksız rekabet ortamı yaratmakta, kayıtlı kesim üzerindeki yükleri artırmaktadır. - Ekonomide düşük verimliliğe yol açmaktadır. -İstihdamın kalıcı artışını ve işgücünün niteliğini etkilemektedir. - Kamu gelirleri üzerinde olumsuz etki yaratmakta, gelirin yapısını ve miktarını etkileyerek, mali yapının kalitesini bozmaktadır. - Altyapı, eğitim, sağlık gibi uzun vadede beşeri sermayeyi doğrudan etkileyen alanlara yeterli yatırım yapılmasını engellemektedir. 7 6 5 Kayıt Dışı Ekonominin Ağırlığı * (26, endeks) Venezüela Rusya Türkiye Brezilya Bulgaristan İtalya Macaristan Polonya Romanya ABD Çek Cum. Almanya Şili Yeni Zelanda Singapur,48,4,36,34,31,3,27,26,23,2,2,2,19,18,17 * Değer 1 e yaklaştıkça kayıt dışı ekonominin ağırlığı artmaktadır. Şirketlerin Araştırma ve Geliştirme Harcamaları (Endeks) 4 Büyüme süreçlerinde araştırma ve geliştirmeye, yeniliklere (inovasyona) dayalı bir aşamaya geçilmesi, bu yönde yaklaşımların hayata geçirilmesi şarttır. 3 2 İsviçre Japonya ABD Almanya Finlandiya İsrail Kore Kaynak: Global Competitiveness Report 26-27 Malezya İrlanda AB-15 Kanada Türkiye 57

İşgücü Piyasası 58

İşsizlik Bugün, ekonomik ve ve sosyal politikaların çözüm için odaklanmaları gereken temel alanların başında işsizlik gelmektedir. İşsizlik ve Tarım Dışı İşsizlik Oranları (22 1. çeyrek 27 1. çeyrek, yıllık hareketli ortalama, yüzde) Tarım Dışı İşsizlik Oranı 27 yılı ilk çeyreğinde; İşsizlik yüzde 11,4 düzeyinde gerçekleşmiştir. Bir önceki yılın aynı dönemine göre,5 puanlık bir düşüş söz konusudur. Tarım dışı işsizlik yüzde 14,2 düzeyinde olup, bir önceki yıla göre,6 puanlık bir azalış gerçekleşmiştir. 15 14 13 12 11 1 9 8 7 İşsizlik Oranı Tarım dışı sektörlerde son bir yılda 624 bin yeni iş iş yaratılmıştır. 6 22Ç1 22Ç2 22Ç3 22Ç4 23Ç1 23Ç2 23Ç3 23Ç4 24Ç1 24Ç2 24Ç3 24Ç4 25Ç1 25Ç2 25Ç3 25Ç4 26Ç1 26Ç2 26Ç3 26Ç4 27Ç1 Kaynak: TÜİK 59

İstihdam İşgücü piyasasında yapısal bir bir dönüşüm söz konusudur. 22 yılından bugüne tarım sektöründen tarım dışı sektörlere hızlı bir geçiş gerçekleşmektedir. --Tarım sektöründe istihdam, son dört yıl yıl içinde birikimli olarak yüzde 19,6 oranında azalmıştır. Bu Bu sürecin devamı beklenmektedir. Sanayi sektöründe istihdam edilen kişi sayısı yüzde 15,3 oranında bir artış göstermiş ve sektörün toplam istihdam içindeki payı yüzde 9,1 oranında artmıştır. Hizmetler sektörü, toplam istihdam içinde payı en yüksek olan sektördür. Sektör, 22 yılından bugüne istihdam edilen kişi sayısının en fazla arttığı sektör olmuştur. İnşaat sektörünün toplam istihdam içindeki payı 27 yılı ilk çeyreği itibarıyla yüzde 4,7 gibi düşük bir düzeyde de olsa, sektörde büyümenin hızlandığı dönemlerde hızlı istihdam artışları görülmektedir. 6 4 2-2 -4 2, 1, -1, -2, -19.6 Sektörler İtibarıyla İstihdam (23 1.çeyrek 27 1.çeyrek, yüzde değişim) 48.8 16.9 15.3 5.7 Tarım İnşaat Hizmetler Sanayi Toplam Sektörler İtibarıyla İstihdam (23 1.çeyrek 27 1.çeyrek, istihdam edilen kişi sayısında değişim, bin kişi) -132 33 155 577 1154 Tarım İnşaat Hizmetler Sanayi Toplam Kaynak: TÜİK 6

İstihdam Genç, kentsel ve kadın nüfusta işsizlik oranları kısmi düşüşlere rağmen yüksek seyrini korumakta, işgücüne katılım oranları düşük seviyede seyretmektedir. 15 13 Genç, Kadın ve Kentsel Nüfusta İşsizlik Oranları (22 1. çeyrek 27 1.çeyrek, yıllık hareketli ortalama, yüzde) Kentsel Nüfusta İşsizlik (sol eksen) 22 21 27 yılı ilk çeyreği itibarıyla işsizlik oranı; genç nüfusta yüzde 21,7, kentsel nüfusta yüzde 13, kadın nüfusta ise yüzde 11,1 oranındadır. Kadın nüfus başta olmak üzere işgücüne katılım oranları, AB-25 ülkelerinin oldukça altında, düşük düzeylerdedir. 27 yılı ilk çeyreği itibarıyla toplam nüfusun işgücüne katılım oranı yüzde 46,3 seviyesindedir. Kadın ve erkek nüfusun işgücüne katılım oranları ise sırasıyla yüzde 23,4 ve yüzde 69,6 dır. 11 9 7 22Ç1 1 8 6 4 2 22Ç2 22Ç3 22Ç4 Türkiye (25) 23Ç1 Genç Nüfusta İşsizlik (sağ eksen) Kadın Nüfusta İşsizlik (sol eksen) Türkiye (26) 23Ç2 23Ç3 23Ç4 AB-25 (25) 24Ç1 24Ç2 24Ç3 24Ç4 Kadın Erkek Toplam Kaynak: TÜİK, Employment in Europe 26 25Ç1 25Ç2 25Ç3 25Ç4 26Ç1 26Ç2 İşgücüne Katılım Oranları* (yüzde) * AB verisinde kullanılan nüfus 15-64 yaşı kapsamakta, Türkiye verisinde kullanılan nüfus 15 yaş ve üstünü kapsamaktadır. 26Ç3 26Ç4 27Ç1 2 19 18 17 61

İstihdam İşgücü piyasasına ilişkin yapısal sorunların planlı, uzun vadeli ve ve arz arz yönlü politikalar çerçevesinde kalıcı çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Bu Bu kapsamda; --Mesleki Mesleki eğitim, eğitim, --Eğitim Eğitim ile ile işgücü işgücü piyasası arasındaki etkileşimin güçlendirilmesi ve ve planlanması, --Kayıt Kayıt dışının dışının engellenmesi, -İstihdam vergilerinin dünya dünya standartlarına çekilmesi, --Yatırım Yatırım ortamının iyileştirilmesi ve ve reel reel sektör-finans sektörü sektörü ilişkisinin kuvvetlendirilmesi, -İşgücünün ve ve işletmelerin değişimlere uyum uyum kapasitesinin artırılması, çözüm için için mutlaka adım atılması gereken alanlardır. 62

Ödemeler Dengesi Gelişmeleri 63

Ödemeler Dengesi Gelişmeleri - Dış Ticaret 26 yılında ihracat yüzde 16,1, ithalat yüzde 17,6 oranında artmıştır. 2 18 İthalat-İhracat (Ocak 26 - Mart 27, 12 aylık birikimli, yıllık yüzde değişim) 26 yılının ilk üç ayında ithalatta yüksek artışlar gözlenirken, ihracat yavaşlamış; ancak Mayıs ayından itibaren ihracat performansı güçlenmiş ve birikimli yıllık artış oranları ithalat artış oranlarını yakalamıştır. 27 yılının ilk çeyreğinde ihracatta güçlü performans devam etmiştir. Ocak - Mart 27 döneminde ihracat artış hızı yüzde 24,2 seviyesindedir. Dünya genelindeki canlı talep, ihracata destek vermektedir. İhracatta yapısal bir dönüşüm söz konusudur. Sermaye yoğun sektörler ön plana çıkmakta, emek yoğun sektörlerin toplam ihracattaki payı ise gerilemektedir. 16 14 12 1 1-6 AB 2-6 3-6 4-6 İhracat 5-6 6-6 7-6 İthalat Türkiye nin İhracat Yaptığı Başlıca Bölgelerin ve Dünyanın Büyüme Beklentileri Bölgeler Dünya ABD Asya Ortadoğu 5,7 8-6 26 Büyüme Rakamı (yüzde) 5,4 3,3 3,2 9,4 9-6 1-6 11-6 12-6 4,9 2,2 2,8 8,8 5,5 1-7 27 Büyüme Beklentisi (yüzde) 2-7 3-7 Kaynak: TÜİK, IMF World Economic Outlook Nisan 27 64

Ödemeler Dengesi Gelişmeleri - Dış Ticaret Yılın ikinci yarısından itibaren iç iç talepte görülen durağanlık ve gerileyen petrol fiyatlarının ithalat artış hızını sınırladığı görülmektedir. Toplam ithalat artışına en yüksek katkı ara malı grubundan gelmektedir. Sermaye malı ithalatı ise 26 yılı ilk aylarında ara malı ithalatından daha yüksek bir oranda büyüme sergilerken, Mayıs ayından itibaren yavaşlama eğilimine girmiş ve artış hızı toplam ithalat büyümesinin altında kalmıştır. 26 yılının ilk yarısında hem ara malı, hem de sermaye malı ithalatından daha hızlı büyüyen tüketim malı ithalatı, Ağustos ayından itibaren gerilemeye başlamış ve 26 Ağustos 27 Mart döneminde, 25 Ağustos 26 Mart dönemine göre yüzde 2,6 oranında gerilemiştir. 85 75 65 55 45 35 25 15 5 İthalat Alt Kalemleri (Ocak 23 - Mart 27, yıllıklandırılmış, yıllık yüzde değişim) Sermaye Malı Tüketim Malı Ara Malı 1-3 3-3 5-3 7-3 9-3 11-3 1-4 3-4 5-4 7-4 9-4 11-4 1-5 3-5 5-5 7-5 9-5 11-5 1-6 3-6 5-6 7-6 9-6 11-6 1-7 3-7 Kaynak: TÜİK 65