Felsefenin çaðdaþ ve pratik sorunlarýný, sahip olduðu güçlü teorik donaným eþliðinde inceleyen Sinan Özbek in, ilk baskýsý...



Benzer belgeler
ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU


Fiskomar. Baþarý Hikayesi

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor


ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ KURUMSAL KÝMLÝK KILAVUZU ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ 2006


DOÐALGAZ ÝÇ TESÝSAT MÜHENDÝS YETKÝLENDÝRME KURSU DÜZENLENDÝ

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden

FÝYATLAR A. FÝYATLARDAKÝ GENEL GÖRÜNÜM

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

Kanguru Matematik Türkiye 2015

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz aralýk 2005/sayý 91 Kasým

GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK

ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI

Kanguru Matematik Türkiye 2017

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Basýnda Odamýz kasým 2005/sayý 90


STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

ünite1 Sosyal Bilgiler

Platformdan Yeni ve Ýleri Bir Adým: Saðlýk ve Sosyal Güvence için Bir Bildirge

Barodan Haberler. Edinilmiþ Mallara Katýlma Semineri (Akþehir) Anayasa Mahkemesine Bireysel Baþvuru Semineri. Türk Borçlar Kanunu Semineri

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi


Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

Kanguru Matematik Türkiye 2017

KOBÝ'lere AB kapýsý. Export2Europe KOBÝ'lere yönelik eðitim, danýþmanlýk ve uluslararasý iþ geliþtirme projesi

3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA BÖLÜM

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý


KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Basýnda Odamýz eylül 2005/sayý 88 Aðustos 2005 Aðustos 2005 Aðustos

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM

Programýmýz, Deneyimimiz, Çaðdaþ Demokrat Ekibimiz ve Çaða Uygun Vizyonumuz ile Yeniden

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

7 Mart Çýkmýþ 62 Soru ve Cevabý Gönderen : total - 08/03/ :00


Örgütsel Davranýþýn Tanýmý, Tarihsel Geliþimi ve Kapsamý


1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý

OKUL ÖNCESÝ EÐÝTÝM KURUMLARI YÖNETMELÝÐÝNDE DEÐÝÞÝKLÝK YAPILMASINA D YÖNETMELÝK Çarþamba, 10 Eylül 2008

BÝRÝNCÝ BASAMAK SAÐLIK HÝZMETLERÝ: Sorun mu? Çözüm mü?

SENDÝKAMIZDAN HABERLER

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Gelir Vergisi Kesintisi

ACADEMY FRANCHISE AKADEMÝSÝ FRANCHISE ALIRKEN VERÝRKEN ÝÞLETÝRKEN. bilgi kaynaðýnýz. iþbirliði ile


17 ÞUBAT kontrol

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

mmo bülteni mart 2005/sayý

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme


TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler 1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý

Genel Bakýþ 7 Proje nin ABC si 9 Proje Önerisi Nasýl Hazýrlanýr?

Yat, Kotra Ve Her Türlü Motorlu Özel Tekneler Ýçin Geçerli Olan KDV Ve ÖTV Ora

ünite doðal sayýsýndaki 1 rakamlarýnýn basamak deðerleri toplamý kaçtýr?

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Kanguru Matematik Türkiye 2017

SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler

Corporate Stars, Türkiye nin en iyi markalarını bir araya getiren sosyal bir iş platformudur.

01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1


YAZI ÝÞLERÝ KARARLAR VE TUTANAKLAR DAÝRE BAÞKANLIÐI

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.


TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7



Kanguru Matematik Türkiye 2018

MALÝYE DERGÝSÝ ULAKBÝM ISSN

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154

SENDÝKAMIZDAN HABERLER

25 Mart 2007 Kol Toplantýsý

TUM DERS LER SOR U BAN K AS I HAYAT BİLGİSİ FEN BİLİMLERİ - TÜRKÇE MATEMATİK - İNGİLİZCE


ÇALIùMA HAYATINA øløùkøn ANAYASA DEöøùøKLøKLERø "Türkiye Cumhuriyeti Anayasasýnýn Bazý Maddelerinin Deðiþtirilmesi Hakkýnda Kanun" Av.

6111 Sayýlý Yasa Kapsamýnda Kdv Arttýrýmýnda Bulunmak Ýsteyen Mükellefleri Bekleyen Süpriz Salý, 01 Mart 2011


DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012


KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. KONSOLÝDE BÜTÇE ÝLE ÝLGÝLÝ ORANLAR (Yüzde)

Transkript:

HACIBEKTAÞ DERGAHI TÜMÜYLE CEMEVÝ DÝR Hacýbektaþ Dergahý tümüyle bir Cemevi dir. Dergah ta Cemevi mevcut olup, hünkarýn sýrlandýðý mekanýn adý Meydan Evi, yani Alevi dilindeki Cemevi dir. Hünkar Hacýbektaþ ýn sýrlandýðý makamýn yanýnda Kýrklar Meydaný denen Alevi erkanýnýn, ceminin yürütüldüðü makam vardýr diyen Bülbül, Hacýbektaþ Dergahý ndaki caminin 1834 yýlýnda, II. Mahmut döneminde yapýldýðýný vurguladý. KATLÝAMCI ECDADI NIN YOLUNDA ÝLERLÝYOR Bülbül, þunlarý ekledi: Türk/Ýslamcý zihniyetin ecdadýmýz diye övündüðü II. Mahmut, Hacýbektaþ Dergahý ný talan etmiþ; mürþit, pir ve dedelerimizin kimini katletmiþ, kimini de sürgüne göndermiþtir. Bununla yetinmeyen ecdat, Hacýbektaþ Dergahý na devþirme hocalarý postniþin diye atamýþtýr. Bizim tarihimizi, yolumuzu ve inancýmýzý bize öðretmeye çalýþanlar tarihin hakikatleri karþýsýnda edepten üryan ve cahildirler. Ecdadýn oyunundan politika devþirenler Serçeþmemiz Hünkar Hacýbektaþ ve onun yolu karþýsýnda akýl fukarasýdýrlar. 12 Eylül ürünü olarak 6 Kasým 1981`de kurulan Yükseköðretim Kurulu, 31. Yýlý biterken kaldýrýlmasý yönündeki toplumsal mutabakata raðmen varlýðýný sürdürmekte, hatta sahip olduðu merkezi iktidar "yeniden yapýlandýrma" çalýþmalarýyla daha fazla güçlendirilmek istenmektedir. Yýllardýr söylediðimiz gibi YÖK, otoriter, baskýcý yapýsý ve zihniyetiyle tüm yükseköðretimi tahrip etmiþ ve etmeye devam etmektedir. Nevþehir Üniversitesi Rektörlüðü ve Nevþehir Ticaret ve Sanayi Odasýnýn desteðiyle NEÜ Ýktisadi ve Ýdari Bilimler Fakültesi Dekanlýðý ve Kamu Yönetimi Bölüm Baþkanlýðý tarafýndan `Ýnsan Haklarýnda Kuramsal ve Güncel Sorunlar konulu panel düzenlendi. NEÜ Ýktisadi ve Ýdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonunda düzenlenen panele; Ýl Jandarma ve Garnizon Komutaný Jandarma Kýdemli Albay Dursun Ertuðrul, NEÜ Rektörü Prof. Dr. Filiz Kýlýç, Vali Yardýmcýsý Vural Demirtaþ, Ýktisadi ve Ýdari Bilimler Fakültesi Dekaný Prof. Dr. Þevki Özgener, üniversite akademik ve idari personeli ile öðrenciler, hukukçular, sivil toplum kuruluþ temsilcileri katýldý. Sürgü beldesinde Alevi aileye yönelik linç giriþimine yönelik açýlan dava kapsamýnda, 58 sanýðýn yargýlanmasýna baþlanan duruþmada, sanýklarýn ifadeleri alýnýrken, bilgisayardaki kayýtlar silindi. Mahkeme Baþkaný, Ulusal Yargý Aðý Biliþim Sistemi (UYAP) üzerinden yapýlan kayýtlarýn kasýtlý mý, sehven mi silindiðinin incelenmesine karar vererek, duruþmayý erteledi. Doðanþehir Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruþmaya, 58 sanýktan 52'si katýldý. Felsefenin çaðdaþ ve pratik sorunlarýný, sahip olduðu güçlü teorik donaným eþliðinde inceleyen Sinan Özbek in, ilk baskýsý...

Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Zaten de kýlýk kýyafet diye kaydettim birçok haber ve paylaþýmý bilgisayarýma. Ne yazarým bilemem. Ancak þu kadarýný biliyorum. Üniforma görece de olsa yoksulluðu kýsmen gizliyor. Ýþ üniforma ile bitmiyor ki. Servisi var, kantini var, çift kaþarlý tostu var, cep telefonu var, lap topu var, çantasý var, ayakkabýsý var, gocuðu var, montu var, kalemliði var, resimliði var, var oðlu var, var kýzý var. Bu sýnýf farkýný lise yýllarýmda fark etmeye baþladým. Ben yýlda bir takým elbiseyi diktiremezken; yýlda iki takým elbise diktiren arkadaþlarýmýz da oldu. Liseyi ayný ceket ve iki pantolon ile bitiren dostlarýmýz da oldu. Kýz arkadaþlarýmýzýn belirli bir üniformasý vardý. Fark edilmiyorlardý. Üniformayý ilkokulda giydik. Onu da en güzel Can Dündar ifade etmiþ: Ama hepimizin gönülsüz içine týkýldýðý o kara formalarýn, yoksulluðu kamufle etmeye yetmediðini de hatýrlýyorum. Üstüne kaç önlük dikersen dik, fukaralýk, pantolonundaki yamadan, üç numara saç týraþýndan, kenarlarý kývrýk metot defterinden ele verir kendini; götürür sýnýfýn en arka sýrasýna oturtur seni... O yüzden çabuk kirlenir yoksul çocuklarýnýn kolalý yakalarý; silgileri kokmaz, önlüklerinden sökük, pabuçlarýndan delik, karnelerinden kýrýk eksik olmaz. Demem o ki, ne kadar tek formaya hapsetsen de fukaralýk bir yolunu bulur, söyler ailenin gelirini... Tersinden bakarsanýz, sosyal adalet fikriyle giydirilen üniformanýn, özünde sýnýfsal farklýlýklarý gizleyen, hatta göz ardý ettiren bir kara battaniyeye dönüþtüðü de söylenebilir. Asýl amaç, yoksulluðu önlükle örtmek yerine sosyal politikalarla tarihe gömmek olmalýdýr. Yeni yönetmelik ile ilgili internetten ilk aldýðým tepkiyi de geçmek olmazdý. Okula üniformayla gelmek demek: 1- Dolabýnda doðru düzgün giyecek kýyafeti olmayan çocuklarýn maddi durumu iyi olan öðrencilerle aralarýndaki farkýn en azýndan görünüþ açýsýndan ortadan kalkmasý demek. 2- Öðrencilerin kendilerine "Acaba yarýn okula giderken ne giysem" diye sormayýp derslerini düþünmeleri demek. 3- Çocuklarýn anne babalarýna Daha bunu dün giydim, ayný kýyafeti yarýn da giymem, Arkadaþlarým hep farklý kýyafetler giyiyorlar, ben de istiyorum, Bu eteðimin aynýsý Ayþe'de de var, ben bunu istemem dememeleri demek. 4- Bin bir zorlukla evlerine bakmaya çalýþan anne babalarýn çocuklarýna güzel kýyafetler alamadýklarý için kendilerini rahatsýz hissetmemeleri demek. 5- Öðrencinin pantolonunun kýsa, kotunun yamalý, tiþörtünün dikili olduðunu göstermemek için tahtadaki soruyu cevaplamaya çýkma korkusunun olmamasý demek. 6- Çocuklarýn kýyafeti güzel olanlar ve kötü olanlar diye gruplaþmamalarý demek. 7- Kýzlarýn erkekleri, erkeklerin kýzlarý kendilerine beðendirmeye çalýþmalarýnýn en aza indirgenmesi demek. 8- Çocuklarýn sýrf okula ayný kýyafetle gitmek istemediði için hasta numarasý yapmamasý demek, 9- Yine çocuklarýn harçlýklarýný sýrf yeni kýyafetler almak için biriktirip, gerekirse aç kalmalarýna engel olmak demektir. 10- Öðrencilerin okulda ilgilerini süs püs yerine eðitim-öðretime ayýrýp, ilerde kendilerine güzel meslekler seçebilmeleri, güzel hayatlar yaþayabilmeleri demek... Ortada bunca önem taþýyan konu varken KIYAFET SERBESTLÝÐÝ? Prof. Dr. Selçuk Candansayar ise farklý bir boyuttan bakýyor: Yönetmelikte esas niyet baþörtüsünü serbest hale getirmektir. Yönetmelik baþörtüsünü serbest hale getirmek adýna bir araç olarak kullanýlýyor. Vücut hatlarýný belli eden þort, tayt gibi kýyafetler ile diz üstü etek, derin yýrtmaçlý etek, kýsa pantolon, kolsuz tiþört ve kolsuz gömlek giyemez yasaðýnýn ortaokul çocuðuna getirilmesi zihniyetteki bozukluðun ispatýdýr. Ortaokula giden bir çocuða vücut hatlarý belli olan kýyafet giyememesi hali çocuða kadýn gözüyle bakýþý gösteriyor. Müfettiþler Derneði Baþkaný Doðan Ceylan, Birisi öðrencilerin saç uzunluðu. Önceki yönetmelikte saçlarýn kýsa olacaðý, ensenin düz ve açýk olacaðý hükmü yeni yönetmelikte yer almýyor. Bu durumda erkek öðrenciler de uzun saçla okula gelebilecekler. Ýkinci husus favori. Önceki yönetmelikte öðrencilerin favori, sakal ve býyýk býrakamayacaðý yer alýrken yeni yönetmelikte sadece sakal ve býyýk býrakýlamayacaðý yer almaktadýr. Dolayýsýyla öðrencilerin favorileri uzun olabilecektir. Üçüncü husus ise taký. Önceki yönetmelikte bilezik, küpe, süs ve ziynet eþyasý takýlamayacaðý hükmü varken yeni yönetmelikte buna yer verilmedi. Bu durumda öðrencilerin küpe, kolye, bilezik, yüzük gibi takýlarla okula gelebilecekler diye yorumluyor. Prof. Dr. Suat Çaðlayan, bir radyodan, MEB'in Müsteþar Yardýmcýsý Çelik'ten dinlediði açýklamayý sýralamýþ: 1- Tek tip okul giysisi Rusya gibi demir perde ülkelerinden kalmadýr. (Yani komünist artýðý bir sistemi yok ettik!) 2- Tek tip giysi uygulamasý artýk hiçbir batý ülkesinde yok. (Elbette bu doðru deðil.) 3- Ýsteyen her yoksul öðrenci 'sosyete pazarlarýndan' önemli markalarý satýn alýp giyebilirler. (Þu iþe bakýn! Bir de yoksul öðrencileri kaçak giysi satýn almaya zorluyorlar) 4- Zaten biz, ayný mahallede oturanlarý o mahalledeki okula gönderiyoruz. Baþka mahalleye gitmelerine izin vermiyoruz. Örneðin, Ankara'da Keçiören'de oturan bir öðrenciyi Çankaya'daki bir okula göndermiyoruz. (Þu açýklamayý görüyor musunuz? Yoksul mahallelerde oturanlar zenginlerin oturduðu mahallelere gönderilmezse nasýlsa bir sorun çýkmaz diye düþünüyorlar.) Ne kadar inkar etmeye çalýþýrsa çalýþsýnlar, hedefleri baþörtüsünü ilkokullara kadar sokmak. Þimdi bu uygulamanýn, 4+4+4'ün devamýndan baþka bir þey olduðunu söyleyebilir misiniz? diye söyler Çaðlayan Hoca... Ne söylesek azdýr. Komþular ile sýfýr sorun ile baþlayan macerada, sorunsuz komþu kalmadý ki. Ekonomi özellikle de konfeksiyon giyim, kuþam sektörü de zor günler yaþýyor. Kýyafet serbestisi ile hiç olmazsa iç piyasayý adam akýllý canlandýrýrýz düþüncesi ile bir taþla bir kaç kuþ düþürme þark kurnazlýðý yapýlmýþtýr. Hani, þey gibi iþte. Cambaza bak olayý. Muhteþem diziye bak denilip, füze rampalarý yerleþtirilmesi gibi. Ve/veya kýlýk kýyafet serbestisine bak deyip çocuklarýn bürünme serbestisi ve ombudsmanýmýzýn hayýrlara vesile olmasý gibi... EÐÝTÝM SEN, DÝSK, KESK, TMMOB ve TTB`nin de aralarýnda yer aldýðý emekmeslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve siyasi partiler, YÖK`ün yükseköðretimi yeniden yapýlandýrma çalýþmalarý üzerine 11 Aralýk 2012 tarihinde Mülkiyeliler Birliði`nde bir basýn toplantýsý düzenledi. Toplantýya TMMOB`yi temsilen Genel Sekreter N. Hakan Genç katýldý. 12 Eylül ürünü olarak 6 Kasým 1981`de kurulan Yükseköðretim Kurulu, 31. Yýlý biterken kaldýrýlmasý yönündeki toplumsal mutabakata raðmen varlýðýný sürdürmekte, hatta sahip olduðu merkezi iktidar "yeniden yapýlandýrma" çalýþmalarýyla daha fazla güçlendirilmek istenmektedir. Yýllardýr söylediðimiz gibi YÖK, otoriter, baskýcý yapýsý ve zihniyetiyle tüm yükseköðretimi tahrip etmiþ ve etmeye devam etmektedir. Bu nedenle YÖK, sadece bir üst kurul olarak deðil, üniversitede resmi ideolojinin yeniden üretilmesini saðlayan, sermayenin çýkarý doðrultusunda yarattýðý iliþkiler sisteminin bir toplamý olarak algýlanmalýdýr. Bu sistem, toplumla organik bað kuramayan, toplumsal aidiyeti olmayan, yalnýzlaþmýþ, iktidar ve güce tapýnan, varlýðý koþulsuz "uyum" saðlamak olan insanlarý yaratmayý hedeflemektedir. YÖK`ün "yeniden yapýlandýrma" adý altýnda yayýmladýðý ve üniversiteye yeni bir saldýrý metni olan "yasa taslaðý önerisi" de özünde bu merkeziyetçi yapýyý daha da güçlendirmeyi hedeflemektedir. Yaklaþýk 30 yýldýr, YÖK`ün kaldýrýlmasý ve üniversitelerin bilimsel özgürlük; eþitlikçi özgürlükçü demokratik özyönetim, kurumsal özerklik, kamusal finansman ve iþ güvencesi temelinde, niteliði artýrma amacýyla yeniden yapýlandýrýlmasý üzerindeki toplumsal mutabakata raðmen, YÖK ün yürüttüðü çalýþmalarda bu taleplere yer verilmediði görülmektedir. Aksine AKP nin otoriter, muhafazakar ve piyasacý yönelimi, çalýþmalarýn temel dayanaðý haline getirilmiþtir. Diðer taraftan, "yeniden yapýlandýrma çalýþmalarýyla" yükseköðretim alaný, kapitalizmin dünya ölçeðinde etkinleþen iþleyiþine eklemlenmek istenmekte, kamusal kaynaklar sermayenin ihtiyaçlarýný karþýlamak üzerine seferber edilmektedir. Bu çalýþmalar, sermayenin ve siyasal iktidarlarýn denetimindeki YÖK düzeni tarafýndan zaten tahrip edilmiþ üniversiteyi, yükseköðretimi yeniden yapýlandýrmak adý altýnda yok edecektir. YÖK ün bu çalýþmalarý aslýnda çok manidardýr. Çünkü, neresinden tutsak elimizde kalan yükseköðretim sisteminde yýllar içerisinde; Yükseköðretim, alýnýr satýlýr bir hizmet haline getirilmiþ, Parasý olanýn ve olmayanýn farklý niteliklerde bu hizmet alanýndan yararlanmasýna neden olunmuþ, Akademisyenler, devletin sýnýrlarýný belirlediði ve ticari deðeri olan bilgi üretmeye zorlanmýþ, Üniversiteler birer ticarethane, öðrenciler de müþteri olarak görülmüþ, Niteliði deðil; rekabeti, kaliteyi, esnek ve güvencesiz istihdamý hedefleyen "iþletmeci" uygulamalar yürürlüðe koyulmuþtur. Üstelik bu uygulamalar, bizzat YÖK eliyle hayata geçirilmiþtir. Bugün ise YÖK ün bu zamana kadar oynadýðý iþlev unutturulmaya çalýþýlarak, "demokratlýk" kisvesi altýnda yeni bir süreç iþletilmek istenmektedir. Eleþtiriler ve talepler dile getirildiðinde manidar bir sessizliðe bürünerek bu eleþtiri ve talepleri adeta bir kara delik gibi yutan kurumun, 30 yýldýr yukarýdaki süreci bizzat yöneten YÖK olmasý, aslýnda her þeyi özetlemektedir. Bilinmelidir ki, YÖK ün yapýlandýrma çalýþmalarý eðitim hakkýný, akademik ve bilimsel özgürlükleri, üniversitelerin özerkliklerini, bilginin paylaþýlabilir olmasýný ortadan kaldýracak düzenlemelerin son adýmý olacaktýr. Dolayýsýyla bu çalýþmalar taþýdýðý amaç ve hedef gereði, 12 Eylül cuntacýlarýnýn açtýðý yoldan ilerlemekte ve yükseköðretim hizmeti alanýna bütünlüklü bir saldýrýyý kendisine görev edinmektedir. Bu nedenle; Kamusal hizmet olarak eðitim ve bilimi savunduðumuzdan, tamamen kar amaçlý çalýþacak olan özel yükseköðretim kurumlarýný, öðrencilerin müþterileþtirilmesini ve paylaþýlmasý gereken bilginin satýlmasýný kabul etmiyoruz! Bilginin paylaþýlmasýný esas aldýðýmýzdan dolayý, bilginin alýnýr satýlýr bir ürün olarak görülmesini kabul etmiyoruz! Demokratik özyönetimi savunduðumuzdan, sermayenin ve siyasal iktidarýn üniversite yönetiminde daha da belirleyici olmasýnýn yolunu açacak olan "üniversite konseyleri"ni kabul etmiyoruz! Eleþtirel düþüncenin, bilimsel ve akademik özgürlüklerin önünde iþsiz kalma bir tehdit unsuru haline getirilmiþken, Türkiye nin dört yanýnda araþtýrma görevlilerinin iþine son verilirken, araþtýrma görevlilerinden idari personele, öðretim görevlilerinden öðretim üyelerine kadar iþ güvencesini ortadan kaldýracak hiçbir düzenlemeyi kabul etmiyoruz! Performans kriterlerinin daha fazla kar için olduðunu bildiðimizden, üretilen eðitim hizmetinin ve bilimin niteliðini daha da düþürecek olan performans sistemi uygulamasýný kabul etmiyoruz! Bizler, aþaðýda imzasý bulunan örgütler olarak, bir gerçeðin altýný çizmek istiyoruz: Ýþ güvencesi yoksa akademik özgürlük, Üniversite bileþenleri yoksa demokratik özyönetim, Akademik özgürlük ve demokratik özyönetim yoksa kurumsal özerklik, Kurumsal özerklik yoksa özgür bilim ve eðitim, Özgür bilim ve eðitim yoksa özgür düþünce, Tüm bunlar yoksa üniversite YOKTUR. Bizler, yükseköðretim de dahil eðitimi temel bir hak olarak kabul etmekte; insan, toplum ve doða yararýna; parasýz, bilimsel, anadilinde, nitelikli, özgürleþtirici eðitimi; üniversitelerin kurumsal özerkliðini, akademik özgürlükleri, tüm bileþenlerin katýlýmýyla demokratik eþitlikçi özyönetimi savunmakta, etnik ve cinsiyete dayalý vb. her türlü ayrýmcýlýðý reddetmekteyiz. Bu nedenle, yükseköðretimin 4+4+4 ü olan "yeniden yapýlandýrma çalýþmalarýna" karþý, güçlü bir muhalefeti örgütlemek, üniversiteleri birer direniþ mekânlarý haline getirmek için tüm gücümüzle hareket edeceðiz. EÐÝTÝM SEN KESK DÝSK TMMOB TTB

Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Hüseyin KAÝM Nevþehir Belediye Baþkaný Hasan Ünver, Kapadokya bölgesi turizminin geleceðinin etkin þekilde belirlenmesi amacýyla Tarihi Kentler Birliði,ÇEKÜL Vakfý ve Nevþehir Belediyesi'nin iþbirliðinde ilki 20 Kasým'da düzenlenen Kültür Öncelikli Bölgesel Yol Haritalarý-Kapadokya Stratejik Yön Planý Kayseri Çalýþtayý'na katýlarak bir konuþma yaptý. Kayseri Valisi Þerif Yýlmaz,Kayseri Büyükþehir Belediye Baþkaný Mehmet Özhaseki, Nevþehir Belediye Baþkaný Hasan Ünver, Çevre ve Kültür Deðerlerini Koruma ve Tanýtma Vakfý(ÇEKÜL) Baþkaný Prof. Dr. Metin Sözen,Tarihi Kentler Birliði yetkilileri,çeþitli turistik merkezlerin belediye baþkanlarý ile turizmcilerin katýldýðý Kültür Öncelikli Bölgesel Yol Haritalarý-Kapadokya Stratejik Yön Planý Kayseri Çalýþtayý, Kayseri Büyükþehir Belediyesi Meclis toplantý salonunda gerçekleþtirildi. Çalýþtayda konuþan Nevþehir Belediye Baþkaný Hasan Ünver, tarih boyunca 8 i büyük,20 farklý toplumun hayat sürdüðü Kapadokya bölgesinin çok kültürlülükten kaynaklanan önemli bir potansiyel oluþturduðunu belirtti. Bölgenin gelecekte kültürel turizm anlamýnda etkinliðini daha da aktif olarak sürdürebilmesi adýna bu tür sivil toplum örgütlerinin çalýþmalarýný önemsediklerini ifade eden Ünver, çok farklý kesimlerin bir araya gelip düþünceleri ile bölgesel turizm geliþmiþliðine katký saðladýðý çalýþtayýn baþarýlý geçmesi dileðinde bulundu. Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Cuma Onur ÞAHÝN Nevþehir Esnaf ve Sanatkârlar Odalarý Birliði Baþkaný Ýsmail Ördü, yerli malý kullanmanýn ulusal bir görev olduðunu kaydetti. 12-18 Aralýk Tutum, Yatýrým ve Türk Mallarý Yerli Malý Haftasý dolayýsýyla bir mesaj yayýnlayan Ördü, yerli malý tüketilmesi için halkýn bilinçlendirilmesinde esnaf teþkilatlarýna da önemli görevler düþtüðünü söyledi. Dünyanýn pek çok ülkesinde Türkiye`de üretilen ürünlerin satýþa sunulduðu halde Türk üretimi mallarýn, iç piyasada yeterli deðeri görmediðini ifade eden Ördü: "Ekonomileri ülkemiz ekonomisinden güçlü olan ülkelerde düzenlenen kampanyalar ile ülke insaný kendi ülkesinin malýný satýn almasý için örgütleniyor. Diðer ülkelerin kendi ekonomilerinde söz sahibi olmasý engelleniyor. Ama ne yazýk ki bizim ülkemizde yabancý markalarý tercih etme konusunda halkýmýzda yýlardýr süregelen bir özenti vardýr. Tutum, yatýrým ve yerli mallarýn tercih edilmesi, çocuklarýmýza küçük yaþlardan itibaren aileden baþlayarak öðretilmesi gereken önemli ve gerekli bir olgudur ancak bu noktada yalnýzca çocuklarýmýzýn deðil yediden yetmiþ yediye tüm vatandaþlarýmýzýn bu özel ve önemli haftayý bilmesi ve farkýndalýk içinde olmasý gerekmektedir. Vatandaþlarýmýzýn kimliðini, dilini, tarih bilincini, binlerce yýllýk geleneklerini kaybetmeden mevcut milli kaynaklarý savurganlýða gitmeden kullanmasý, dýþarýya baðýmlýlýðýmýzý azaltacak ve kazançlarýmýzý ülkemiz için yatýrýmlarda kullanmanýn yolunu açacak, Türkiye`nin baðýmsýz geleceði için önemli bir katký saðlayacaktýr. Bu vesile ile tüm halkýmýzý yerli malý kullanmaya davet ediyor saygýlar sunuyorum." dedi. Hacýbektaþ ilçe Müftülüðünün Aþure daðýtýmý Hacýbektaþ Kýz meslek Lisesi önünde gerçekleþti. Sulucakarahöyük/ Hacýbektaþ Haber: Hasan Kankal Muharrem ayýnýn son gününde Hacýbektaþ ilçe müftülüðü halka aþure daðýttý. Ýlçe müftüsünün kýsa konuþmasýnýn ve Kerbela þehitleri için Yapýlan dua nýn ardýndan Ýlk aþure daðýtýmýný Hacýbektaþ kaymakamýnýn Ýkramýyla baþladý. Hacýbektaþ Kaymakamý, Belediye baþkaný ve Emniyet Müdürünün hazýr bulunduðu Aþure daðýtýmýna ilginin yoðun olduðu gözlendi. Hacýbektaþ pazarý için gelenlerde aþureden nasiplerini aldýlar ve tadýna baktýlar. Hacýbektaþ Müftülüðüne aþure daðýtýmlarý için memnuniyetlerini dile getirdiler. Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Cuma Onur ÞAHÝN Nevþehir de 12.12.2012 tarihinde saat 12.12'de dünyaya gelen kýz bebek, hastane personeli ve hasta yakýnlarýndan büyük ilgi gördü. 12.12.2012 tarihinde bir bebek dünyaya getiren Gamze-Ýbrahim Eskin çiftinin kýzlarý, özel bir hastanede saat 12.12 de doðdu. Nevþehirli ailenin bebeði hastane personelinden ve hasta yakýnlarýndan da yoðun ilgi gördü. Böylesine özel bir günde anne olduðu için çok mutlu olduðunu ifade eden Gamze Eskin, "Bebeðin adýný henüz kararlaþtýrmadýk. Aklýmýzda birkaç isim var ve eþimle birlikte karar vereceðiz. Gerçekten çok güzel bir duygu. Tam bugüne denk geldi. 12 inþallah bebeðimize uðurlu gelir" dedi. Hastane yetkilileri 2 kilo 950 gram doðan bebeðin saðlýk durumunun iyi olduðunu bildirdi.

KESK Araþtýrma Departmaný KESK- AR, 4 kiþilik bir aile için 2012 yýlý Kasým ayýna ait açlýk ve yoksulluk sýnýrýný açýkladý. Yapýlan araþtýrmada 4 Kiþilik ailenin saðlýklý beslenmek için yapmasý gereken minimum aylýk gýda harcamasý olan açlýk sýnýrý, Eylül ayýndaki 1060 TL seviyesinden Kasým ayýnda 1101 TL ye artýþ gösterdi, açlýk sýnýrýnýn tüketim harcamasýna daðýtýlmasý ile elde edilen yoksulluk sýnýrý ise 3351 (Þekil 1) eden küresel durgunluðun, uygulanan mali ve para politikalarýnýn etkisi ile açlýk riski ve yoksullaþma süreci üzerindeki tehdidini arttýrýyor. Önümüzdeki süreçte küresel likitide bolluðunun ve uygulanan para politikasýnýn etkisi ile enflasyonun yeniden týrmanýþa geçmesi beklenmektedir. Enflasyonun yeniden çift hanelere geçmesine iliþkin beklenti ise, hali hazýrda giderek olumsuzlaþan açlýk ve yoksulluk sýnýrýný daha da yukarý itici etkiye sahip. Diðer bir ifade ile mevcut politikalarýn sürdürülmesi halinde gelecek dönem daha fazla bir nüfus açlýk sýnýrýnýn altýnda yaþamaya mahkum olacak, yoksullaþanlarýn sayýsý ciddi bir oranda artacak. (Þekil 2) TÜÝK Gerçeklere Müdahale Ediyor! Açýk bir bir dezenformasyon süreci içinde, birçok analize, birçok tahlil ve yoruma veri oluþturacak TÜÝK raporlarý gerçeði yansýtmamaktadýr. AKP hükümetinin kamuoyuna sunduðu açýklamalara paralel TÜÝK tarafýndan açýklanan verilere göre iþsizlik azalýyor, reel ücretler artýyor, enflasyon bir sorun olmaktan çýkýyor, yani kýsaca herkesin yaþam koþullarýndan memnun olduðu bir pembe tablo çiziliyor. Oysa gerçeklere açýkça müdahale ediliyor! Türkiye de yaþayan emekçilerin, yaþadýðý koþullar günden güne zorlaþýyor, emekçiler her gün biraz daha yoksulluða hatta açlýk sýnýrýnýn altýnda bir refah seviyesine doðru itiliyor. Reel ücretler geriliyor, enflasyon yine yüksek seyrediyor, zam üzerine zam yapýlýyor, kýsaca hayat pahalýlýðý karþýsýnda refah kayýplarý sürekli artýyor, giderek yoksullaþan kesimden sürekli zenginleþen dar kesime bir gelir transferinin süreklileþtirilmesini saðlayacak politikalar hýzlýca hayata geçiriliyor. Yoksullaþmaya ve refah kayýplarýna doðrudan etki eden enflasyonun hesaplamasýnda gelir gruplarý dikkate alýnmýyor, açýklanan enflasyon halkýn enflasyonunu yansýtmýyor. Her gelir grubunun farklý olan harcama kalýplarý dikkate alýnmýyor, emekçi halkýn birebir yaþadýðý hayat pahalýlýðý ortaya çýkarýlmýyor. Nitekim enflasyona baðlý belirlenen ücret zamlarýnda da bu gerçeði yansýtmayan oranlar dikkate alýnýyor, emekçiler yine hayat pahalýlýðý karþýsýnda yenik duruma düþürülüyor. Ýþsizlik hesaplamalarýnda da ayný durum söz konusudur. Haftada 2 saat çalýþan iþçiyi bile çalýþýyor sayan TÜÝK, uzun dönem iþ arayanlarý da iþsiz saymýyor. Dolayýsý ile 4 Aralýk tarihinde TÜÝK tarafýndan açýklanan yoksulluk oraný ve yoksulluðun azaldýðýna dair yorumlar da gerçek dýþý kalmaktadýr. TÜÝK söz konusu hesaplama yönetiminde ülkede en fakirden baþlayarak en zengine kadar üst üste dizilen gelirlerin en ortasýndaki gelir rakamýný medyan gelir olarak kabul ediyor. Bu en ortadaki gelir rakamýnýn yüzde 50 sinin, yarýsýnýn altýnda geliri olanlar göreceli olarak yoksul sayýlýyor. Gelir adaletsizliðinin uçurumlaþtýðý ülkemizde yoksulluk hesaplamalarýnda bir bireyin saðlýklý beslenmek için yapmasý gereken minimum aylýk gýda harcamasýnýn tüketim harcamasýna daðýlýmý incelenmeli, izlenecek yöntemde bu inceleme dikkate alýnmalýdýr. Bu gerçeklerin göz ardý edilerek geliþtirilen yöntemler sadece mizansen niteliðinde kalmaktadýr. * KESK-AR tarafýndan yapýlan Açlýk ve Yoksulluk hesaplamasý, her ay TÜÝK tarafýndan açýklanan Tüketici Fiyatlarý Endeksi tarafýndan açýklanan veriler kullanýlarak hazýrlanmaktadýr. Kiþilerin yaþamýnýn sürdürmesinde ihtiyacý olan asgari tüketim harcamalarýnýn hesaplanmasýnda Saðlýk Bakanlýðý ve Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyabetik bölümünün hazýrladýðý Türkiye ye özgü beslenme kalýbý dikkate alýnmaktadýr. KESK-AR TL den 3481 TL ye yükseldi. Açlýk ve Yoksulluk Sýnýrý Yüzde 4 Arttý! (Þekil 1) Hesaplamaya göre 4-6 Yaþ Kýz Çocuðu için açlýk sýnýrý 215,93TL, 15-19 yaþ erkek çocuðu için 312,85TL, yetiþkin kadýn için 281,17TL ve yetiþkin erkek için ise 291,05TL olarak gerçekleþti. Genel ortalamada açlýk sýnýrý Eylül ayýna göre Kasým ayýnda yüzde 4 artýþ gösterirken, alt kalemlerde en yüksek artýþ 15-19 yaþ arasý erkek çocuðu için zorunlu gýda harcamalarýnda meydana geldi. Eylül-Kasým aylarý içinde yoksulluk oranýnda da yüzde 4 lük bir artýþ izlenirken, en fazla artan harcamalar arasýnda Giyim ve Ayakkabý harcamalarý yer aldý. Emekçilerin bütçesinde en büyük harcama payý ise gýda harcamalarýna ayrýlýyor. Bu sýralamayý, konut, su, elektrik, gaz ve diðer yakýtlar izlerken, eðitim ve saðlýk harcamalarý da uygulanan politikalarýn bir sonucu olarak emekçinin bütçesindeki payýný giderek arttýrýyor. Enflasyonla Birlikte Büyüyen Riskler 2012 yýlý Kasým ayýnda 2003 Temel Yýllý Tüketici Fiyatlarý Endeksi nde on iki aylýk ortalamalara göre %9,26 artýþ gerçekleþti. Eylül ve Ekim ayýnda %9,53 olan enflasyon rakamýnda kýsmen yaþanan düþüþ, devam (Þekil 2)

Felsefenin çaðdaþ ve pratik sorunlarýný, sahip olduðu güçlü teorik donaným eþliðinde inceleyen Sinan Özbek in, ilk baskýsý 2003 yýlýnda yapýlan Irkçýlýk adlý yapýtý geçen günlerde ikinci baskýsýyla okurlarla buluþtu. Pratik Felsefe Yazýlarý, Schriften zur Praktischen Philosophie am Beispiel der Türkiye gibi yapýtlarýnýn ardýndan piyasaya çýkan Irkçýlýk, felsefe çevrelerinde bir otorite kabul edilen güçlü bir teorik perspektif sunuyor. Yazarýn ideoloji kuramlarý konusundaki uzmanlýðý, ýrkçýlýk gibi çaðdaþ bir sorunu ele alýþýna güçlü bir altyapý oluþturuyor. Sinan Özbek, bu yapýtýna ýrk kavramý ve kuramlarýný inceleyerek baþlýyor. Bu kavramsal araþtýrma, tarihsel olarak ýrk kavramýnýn dilsel kökeni üzerine odaklanýyor. Kavramýn Batý dillerinde ve Türkçenin çeþitli lehçelerindeki kullanýlýþ biçimlerini araþtýrarak incelikli bir araþtýrma içine giren yazar, bu kullanýmlar arasýndaki farklýlýklara ve benzerliklere de iþaret ediyor. Batý da bir politika ve sosyal bilim kavramý olarak kullanýlan ýrk kavramýnýn, Türkçede daha çok Türk milliyetçiliðini yaratan kuramsal tartýþmalarda kullanýlmasýna dikkat çekiliyor. Irk sözcüðünün Arapça kökeni konusundaki görüþleri ikna edici bulmayan Sinan Özbek, kavramýn Türkçe kökenini savunan dilbilimcilerin görüþlerini kabul ediyor. Kavramýn dilsel kökeni Göktürk yazýlarýndan Abdülkadir Ýnan ýn Oðuz Destaný na, Kaþgarlý Mahmud un Divani Lugat-it Türk adlý eserine dek inceleniyor. Bu derinlikli araþtýrma yazarýn sorunun kavramsal derinliðine verdiði önemi gösteriyor. Irkçýlýk ýn bir diðer tartýþma baþlýðý, felsefecilerin üstünde pek de mutabýk olmadýklarý bir tartýþmayla özetleniyor. Antikçað da ýrkçýlýk var mýydý? sorusu kavramýn tarihsel kökenini, felsefenin büyük filozoflarýndan biri olan Aristoteles in ýrkçý olduðu savunulan görüþlerinden örneklerle tartýþýyor. Sinan Özbek, Claude Levi- Strauss un görüþlerini anarak tartýþmaya devam ediyor. Irkçýlýðý kapitalizmin bir ideolojisi olarak ele alan Özbek, Antik Yunan da ýrkçýlýk sorgulamasýnda kapitalizmin ortaya çýkmasýndan çok uzun süre önce yaþamýþ olan Aristoteles in görüþleriyle hesaplaþmayý zorunlu bir tartýþma baþlýðý olarak görüyor. Ek olarak antisemitizmin ýrkçýlýk baþlýðý altýnda incelenebilirliðini sorgulayan yazar, Memmi ve Poliakov gibi isimlerle tartýþýyor. Özbek in oldukça önemli olan görüþlerinden biri, antisemitizmin modern anlamdaki ýrkçýlýða dönüþmesine kadar geçen zamanda Yahudilerin uðradýklarý kýyýmlarýn temel olarak dini gerekçelere dayandýðýný ifade ettiði görüþler. Sorunun Türkiye ayaðýna da sýklýkla deðinilen yapýtta Türkiye deki antisemitist görüþlerin yaygýnlaþmasý ve ýrkçý bir nitelik kazanmasý da Yahudilerin ekonomide tuttuklarý yerle iliþkilendiriliyor. Emeðe satmak... Yapýttaki en önemli tartýþmalardan biri ýrkçýlýðýn tarihsel ve ekonomik köklerinin incelendiði üçüncü bölümde geçiyor. Irkçýlýðýn modern zamanlarýn bir kavramý oluþu bu bölümde olumlanýyor. Yazara göre ýrkçýlýðýn baskýcý bir öðreti olarak ortaya çýkmasý, genellikle sömürgecilik dönemiyle birlikte tartýþýlýyor. Immanuel Geiss ýn ve Albert Memmi nin görüþlerinden referanslarla modern anlamda ýrkçýlýðýn yakýn zamanlarýn bir kavramý olduðu ifade ediliyor. Sinan Özbek bu vurguyu Alex Collinicos la birlikte bir adým daha ilerletiyor: Irkçýlýk kapitalizmin dünya ölçeðinde bir üretim tarzý olmasýyla ortaya çýkmýþ bir ideoloji olarak tanýmlanýyor. Kavramýn tarihsel kökeni 17 ve 18. yüzyýllara, Yenidünya nýn sistemli köleciliðiyle birlikte anýlarak geriye götürülüyor. Özbek ýrkçý ideolojinin maddi olarak temellendiðini belirttiði noktayý ise Collinicos a yönelttiði Antikçað da köle emeðinin kullanýlmasý neden bir ýrkçý ideolojiyle temellendirilmeye kalkýþýlmadý? soru üstünden açýklýyor. Devam eden görüþlerini Özbek þöyle özetliyor: Callinicos þöyle cevaplýyor: Bu soru, deðiþik toplumlarda emeðin taþýdýðý nitelik ile iliþkilidir. Bilindiði gibi kapitalizm öncesi toplumlarda sömürü özgür olmayan emeðe dayanýr. Köleci toplumlarda kölenin kendisi özel mülktür. Feodal toplum, eþit olmayan gruplar ayrýmýyla oluþur. Bu toplumlarda gruplarýn eþit olmayýþý hukuksal olarak belirlenmiþtir. Kapitalizmde ise sömürü özgür ücretli emeðe dayanýr. Ýþçi, emeðini satmakta ya da satmamakta özgürdür. Tam da bu nokta, ýrkçý ideolojinin maddi olarak temellendiði yerdir. Bu belirlemeler yapýtýn teorik gücünü bir kez daha ortaya koyuyor. Bu önemli tartýþma baþlýklarýna ek olarak ortaya konan diðer görüþler; Irkçýlýk ve Heterofobi Irkçýlýk ve Cinsiyetçilik, Irkçýlýk ve Milliyetçilik gibi ilgi çekici baþlýklarda inceleniyor. Irkçýlýðýn ve cinsiyetçiliðin ayný ideolojiler olup olmadýðý yönündeki sorun, yapýtýn sistematik yapýsýyla son derece uyumlu görüþlerle tartýþýlýyor. Her iki ideoloji de yapýtta ayný üretim iliþkilerinin egemen olduðu bir toplumsal sistemin ürünü olarak tartýþýlýyor ve her ikisi de söz konusu toplumsal sistemin birtakým týkanýklarýný aþabilmenin, bu sistemin devam edebilmesinin araçlarý olarak tanýmlanýyor. Yine de Özbek, bunlarý ayný ideolojik yapýlarmýþ gibi ele almanýn, kadýnlarýn ýrkçý ideolojiyle olan iliþkilerini kavramayý engellediðini belirtiyor. Görüþlerine cinsiyetçi ve ýrkçý ideolojilerin köklerini bireylerin son derece derinlerine saldýðýný ekleyen yazar, bireylerin bu ideolojileri kendilerinden ayýklamasýnýn özel bir sorgulama ve bilinçlenme çabasýný gerektirdiðini ifade ediyor. Yapýtta benzer þekilde milliyetçiliðin de ýrkçýlýk gibi ayný üretim iliþkisi içinde ortaya çýkýþý anlatýlýyor. Irkçýlýðýn da, milliyetçiliðin de içinden doðduklarý üretim iliþkisinin yerleþmesini ve devamýný saðlayan ideolojiler olduðunu ifade eden Özbek, bu yapýtýnda ýrkçýlýk sorununu bütün derinliðiyle ele alan incelikli tartýþmalara giriþiyor. Batýlý kaynaklarla girdiði tartýþmalara ek olarak sorunun Türkiye de kavranýþ ve uygulanýþ biçimlerini felsefeci kimliðiyle ele alan Sinan Özbek, Türkiye de Irkçýlýk baþlýðý altýnda son derece ilgi uyandýran bir sorgulama süreci içine girerek sosyal bilimler alanýnda ýrkçýlýk konusunu bütün çeperleriyle kuþatmayý baþarýyor. Irkçýlýk konusunda bir kaynak niteliði taþýyan yapýt bir kez daha yeni baskýsýyla okuyucularýyla buluþuyor. IRKÇILIK Sinan Özbek Notos Kitap 2012, 165 sayfa, 14 TL. Radikal Kitap

Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Cuma Onur ÞAHÝN Nevþehir Üniversitesi Rektörlüðü ve Nevþehir Ticaret ve Sanayi Odasýnýn desteðiyle NEÜ Ýktisadi ve Ýdari Bilimler Fakültesi Dekanlýðý ve Kamu Yönetimi Bölüm Baþkanlýðý tarafýndan `Ýnsan Haklarýnda Kuramsal ve Güncel Sorunlar konulu panel düzenlendi. NEÜ Ýktisadi ve Ýdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonunda düzenlenen panele; Ýl Jandarma ve Garnizon Komutaný Jandarma Kýdemli Albay Dursun Ertuðrul, NEÜ Rektörü Prof. Dr. Filiz Kýlýç, Vali Yardýmcýsý Vural Demirtaþ, Ýktisadi ve Ýdari Bilimler Fakültesi Dekaný Prof. Dr. Þevki Özgener, üniversite akademik ve idari personeli ile öðrenciler, hukukçular, sivil toplum kuruluþ temsilcileri katýldý. Panelin açýlýþ konuþmasýný yapan NEÜ Ýktisadi ve Ýdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölüm Baþkaný Yrd. Doç. Dr. Leyla Kahraman, "Ýnsan Haklarý konusunu ayrýntýlý bir biçimde konuþmamýz gerektiði inancýyla konunun ne kadar önemli olduðunu bu panelimizdeki bildiriler aracýyla vurgulamak istedik. Umarýz bugünkü panelimiz, insan haklarýnýn geliþimine, kuramsal ve pratik açýdan duyarlýlýðýmýza ve farkýndalýðýmýzýn artýþýna da katkýda bulunur" dedi. Ýnsan Haklarýný garanti altýna alma yolunun yasa yapmakla deðil, özellikle kamu görevlilerinin eðitilmesiyle olabileceðini söyleyen NEÜ Üniversitesi Ýktisadi ve Ýdari Bilimler Fakültesi Dekaný Prof. Dr. Þevki Özgener, "Ýnsan Haklarý, çaðdaþ uygarlýðýn en önemli ölçülerinden bir tanesidir. Türkiye bugün dünyada Ýnsan Haklarý denince itibar açýsýndan baktýðýmýzda, itibarý düþük ülkelerden bir tanesidir. Bir devlet, bireyleri ve insanlarý koruduðu sürece vardýr. Batýda devletin olmadýðý yerlerde insan haklarýnýn çiðnendiðini görüyoruz. Ama bizde en çok insanlarýn kamu otoritelileriyle iliþkiye girdiklerinde haklarýnýn çiðnendiðini gözlemliyoruz. Dolayýsýyla bizim devlet olarak öyle bir sistem geliþtirmemiz gerekiyor ki, insanlara hizmet edelim. Ýnsanlarýn haklarýný koruyalým, insanlarýmýzý güçlendirelim" diye konuþtu. Panelin açýlýþýnda konuþan Rektör Prof. Dr. Filiz Kýlýç ise, "Ýnsan Haklarýndan bahsettiðimize, haklarýn böyle bir panel konusu edildiðine göre bir sorun var demektir. Bu soruna nasýl bir çözüm getiririz diye, yýllardýr, tartýþýyoruz, daha da tartýþacaðýz. Ana baþlýk Ýnsan Haklarý olmakla birlikte Kadýn Haklarý, Çocuk Haklarý, Engelli Bireylerin Haklarý þeklinde devam edegelen pek çok alt baþlýkta Ýnsan Haklarýný sorguluyoruz. Devlet ve millet olarak yüz yýllardýr insana çok deðer veren felsefemizle dünyaya örnek olduk. `Yaratýlaný Hoþ Gör, Yaratandan Ötürü felsefesini yüzyýllardan beri kendisine þiar edilmiþ bir milletin çocuklarýyýz. Ancak bugün biz de evrensel hukuka baðlý kalarak, imzaladýðýmýz uluslararasý anlaþmalar doðrultusunda Ýnsan Haklarýnýn tam olarak saðlanabilmesi, kanunlarýn uygulanabilmesi hususunda mücadele ediyoruz" ifadelerini kullandý. Sulucakarahöyük/KAPADOKYA Hasan KANKAL Türkiye'nin önemli kültür turizm merkezlerinden biri olan Kapadokya bölgesini bu yýlýn 11 ayýnda 2 milyon 477 bin 136 yerli ve yabancý turist ziyaret etti. Nevþehir Valiliði'nden yapýlan açýklamaya göre, peribacalarý, oyma kaya kiliseleri, yeraltý þehirleri ve sýcak hava balonculuðu ile ünlü Kapadokya bölgesindeki tarihi ve turistik yerleri, bu yýlýn ocak-kasým döneminde 2 milyon 477 bin 136 yerli ve yabancý turist gezdi. Geçen yýlýn ayný döneminde ise bölgeyi 2 milyon 434 bin yerli ve yabancý turist ziyaret etmiþti. Bölgede yýlýn 11 ayýnda en çok ziyaret edilen mekanlar arasýnda Göreme Açýk Hava Müzesi, Kaymaklý Yeraltý Þehri ve Derinkuyu Yeraltý Þehri ilk sýralarda yer aldý. Kapadokya bölgesinde Göreme Açýk Hava Müzesi baþta olmak üzere Zelve, Açýksaray ve Mustafapaþa Ören Yeri, Nevþehir, Ürgüp, Hacýbektaþ Veli Müzesi, Çavuþin, Gülþehir St. Jean, Mustafapaþa Constantin-Eleni, Karanlýk, Tokalý ve El Nazar kiliseleri ile Özkonak, Tatlarin, Kaymaklý ve Derinkuyu yeraltý þehirleri, yerli ve yabancý turistlerin ziyaretine açýk bulunduruluyor. Müze ve ören yerlerinden yýlda ortalama 10 milyon lira gelir elde edilen Kapadokya'da yýl sonuna kadar hem elde edilen gelirin artmasý hem de turist sayýsýnýn 3 milyona yaklaþmasý ve 2011 yýlýna ait olan ziyaretçi rekorunun da kýrýlmasý bekleniyor. Bölgeyi, 2011 yýlýnda 2 milyon 511 bin 955 kiþi ziyaret etmiþti.

Gidiþatýn daha beter olduðunun farkýndayýz ve onlar da bizler için beter olanýn kendileri için better (Amerikanca da daha iyi ) olacaðýnýn farkýndalar. Ýstatistikler gösteriyor ki, bizleri yoksullaþtýrdýkça kendileri zenginleþiyor. Bizleri köleleþtirdikçe kendileri özgürleþiyor. Bizlere zulmettikçe içlerinin yaðý eriyor. Ýleri dedikçe gericileþiyorlar. Ampullerini çoðalttýkça karanlýk koyulaþýyor. ABD ye biat ettikçe bitleri kanlanýyor. Osmanlý dan söz ettikçe piyasalarý artýyor. Siyasi Ýslam ý dayattýkça oylarý çoðalýyor. Alevileri hor gördükçe kibirleri kabarýyor. Kürtleri yok saydýkça Türklükleri þahlanýyor. Kapitalizme secde ettikçe maneviyatlarý da yükseliyor. Emek sömürüsü sayesinde sermayeleri birikiyor, küpleri dolup taþýyor. Türkiye yi kendilerinden baþka kimsenin yaþayamayacaðý bir memleket haline getirmelerine pek az kaldý. *** Ýþte bu yüzden dün ÖDP Türkiye yi Yeniden Kuralým kampanyasý baþlattý. Artýk Yeter! diyor. On yýllýk AKP iktidarýnda birileri karunlaþýrken iþsizlerin sayýsý 5 milyona dayandý. Yoksullar yerlerinden sökülüp þehrin kenarlarýna sürülürken bu alanlar sermayenin ve zenginlerin özel mekânlarýna dönüþtürüldü. Ýþçiler, emekçiler sefalet ücretlerine mahkûm edilirken on yýlda doðalgaza yüzde 208, son üç yýlda elektriðe yüzde 120 zam yapýldý. Satýlmadýk ne bir fabrika, ne bir dere býrakýlmadý. En çok parasý ve malý olanýn en deðerli olduðu, parasý olmayanlarýn eðitim ve saðlýk gibi en temel insan haklarýndan dahi mahrum býrakýldýðý, insaný, emeði ve doðayý son damlasýna kadar sömüren bu düzene ÖDP Hayýr! diyor. Ekliyor: Baðýmsýz bir Türkiye Kuralým. Gerçekten laik ve özgür bir Türkiye Kuralým. Barýþýn ve Bir Arada Yaþamýn Türkiye sini Kuralým. Doða ve Yaþamla Uyumlu bir Türkiye Kuralým. Ýþte bunlar için: Emeðin Türkiye sini Kuralým diyor. Kapitalizmin kâr ve sömürüye dayalý mantýðýný ve mülkiyet iliþkilerini kökten deðiþtirdiðimiz, insanýn insana, emeðin sermayeye kulluðuna son vermiþ, ekonomiyi emekçilerin taleplerine, ihtiyaçlarýna yanýt üretecek þekilde düzenleyen, toplumun maddi kaynaklarýnýn paylaþýmýnda, iþ olanaklarýna eriþimde, parasýz ve nitelikli eðitim, saðlýk, sosyal hizmetlerden yararlanmada tam eþitliðin saðlandýðý, özelleþtirilen tüm kamu kuruluþlarýnýn kamusallaþtýrýldýðý, üretenlerin yönetiminde söz, yetki ve karar sahibi olacaðý bir Türkiye için harekete geçtiðini söyleyen ÖDP, çaðrýsýný þöyle bitiriyor: Ülkenin dört bir yanýnda baþlattýðýmýz bu yürüyüþümüzü 9 Haziran da Ýstanbul da gerçekleþtireceðimiz büyük bir mitinge dönüþtüreceðiz. AKP nin baský ve zorbalýkla hâkim kýlmaya çalýþtýðý bu suskunluk ve çaresizlik duvarýný yýlmayan, eðilmeyen, diz çökmeyen, hizaya gelmeyen kararlý mücadelemizi büyüterek yýkacaðýz. Bu direniþi, bu umudu büyütmeye, Türkiye yi yeniden kurmak için birlikte mücadeleye, sesimizi birleþtirmeye çaðýrýyoruz. *** ÖDP nin çaðrýsý böyle Ve bu konuda söyleyeceklerimin hepsini söylemiþ olamadýysam da... Benim adým Hýdýr deðil ama elimden gelen vallahi budur. Çünkü gazete yönetimi köþe yazýlarýnýn üç bin beþ yüz vuruþu (harf ve noktalama iþaretini) geçmemesi gerektiði konusunda uyardý. Saydým, buraya kadar üç bin yüz altmýþ yedi (boþluklu) vuruþ olmuþ Geriye kalaný da BirGün ü Yeniden Kurgulayalým kampanyasý uðruna, gazete yönetimine hediyem olsun! Ama boþluksuz Meclis'te Cemevi açýlmasý için CHP Dersim Milletvekili Hüseyin Aygün'ün açtýðý davada Meclis'ten gelen "Hacý Bektaþ-ý Veli Külliyesi'nde cami var, cemevi yok" açýklamasý Alevi örgütlerinin sert tepkisiyle karþýlaþtý. Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneði Baþkaný Ali Kenanoðlu, "Hacý Bektaþ Külliyesindeki Cami, Alevi-Bektaþiler üzerindeki asimilasyon politikalarýnýn baþladýðý ve Alevi-Bektaþi köylerine zorla cami yaptýrma politikasýnýn ilk uygulanmaya baþladýðý ecdadýnýz II. Mahmut döneminde yapýlmýþtýr. Caminin yapým tarihi 1834 tür" açýklamasýnda bulundu. Dersim Milletvekili Hüseyin Aygün 7 Mayýs 2012 tarihinde Meclis Baþkanlýðý ndan Meclis bünyesinde Alevi inancýna mensup insanlarýn ibadetini yapabilmesi amacýyla bir Cemevi yapýlmasýný talep etmiþ ve talep Meclis Baþkanlýðýnca ret edilmiþti. Bu ret cevabýnýn iptali için Hüseyin Aygün Ankara 6. Ýdare Mahkemesinde dava açmýþtý. TBMM Baþkanlýðý bu davaya iliþkin cevaplarýný göndererek davanýn reddini talep etti. TBMM Baþkanlýðý cevabýnda; Diyanet Ýþleri Baþkanlýðýnýn sadece Sünni-Hanefi Ýslam inancýna deðil bütün Ýslam inancýna hizmet ettiðini, Aleviliðin müstakil bir Din olmadýðý ve Ýslam ýn bir yorumu olduðu, Ýzmir 11. Asliye Hukuk mahkemesine Sinan Iþýk tarafýndan açýlan ve nüfus cüzdanýnýn din hanesine Alevi yazýlmasý talebinin benzer nedenle ret edildiðini, Ýslam ýn tek bir ibadethanesinin bulunduðu, bunun da Cami-mescit olduðu, Tekke ve Zaviyeler kanunu nedeniyle de Cem evlerinde ibadet etmenin yasak olduðunu, Zaten Alevilerin ibadetini camide Sürgü beldesinde Alevi aileye yönelik linç giriþimine yönelik açýlan dava kapsamýnda, 58 sanýðýn yargýlanmasýna baþlanan duruþmada, sanýklarýn ifadeleri alýnýrken, bilgisayardaki kayýtlar silindi. yaptýðýný bu nedenle de Hacý Bektaþ Veli külliyesinde cami bulunduðunu, Bu nedenlerle de Cemevi diye bir ibadethane olmadýðý, Alevilerin de ibadethanesinin Cami olduðunu savundu. ALEVÝ KÖYLERÝNDEKÝ CAMÝLER ASÝMÝLASYON AMAÇLI YAPILDI TBMM Baþkanlýðý yalan söylemekte diyerek tepki gösteren Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneði Baþkaný Ali Kenanoðlu konuyla ilgili itirazlarýný þöyle sýraladý: Alevilerin Diyanet Ýþleri Baþkanlýðýndan hizmet almadýðýný, almak istemediðini, çünkü Diyanetin sunduðu dini hizmetlerin Alevi inancýna uygun olmadýðý cümle alem tarafýndan bilinmekte. Ýzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin Nüfus Cüzdanlarýndaki Din hanesi kararý AÝHM tarafýndan davacý lehine sonuçlanmýþtýr. Sizin asimilasyoncu adaletiniz AÝHM de mahkum olmuþtur. TBMM Meclis Baþkanlýðý AÝHM kararlarýný tanýmadýðýný ilan etti de biz mi duymadýk? Cem evlerinin ibadethane tanýmý dýþýnda tutulmasý Tekke ve Zaviyeler Kanunu ile deðil Bülent Ecevit Baþbakanlýðý ndaki Bakanlar Kurulu kararýyla olmuþtur. Hacý Bektaþ Külliyesindeki Cami, Alevi-Bektaþiler üzerindeki asimilasyon politikalarýnýn baþladýðý ve Alevi-Bektaþi köylerine zorla cami yaptýrma politikasýnýn ilk uygulanmaya baþladýðý ecdadýnýz II. Mahmut döneminde yapýlmýþtýr. Caminin yapým tarihi 1834 tür. Siz ecdadýnýzýn asimilasyon politikalarýný aynen uygulamayý kendinize misyon olarak görseniz de biz de ecdatlarýmýz gibi o caminin ve onun gibi Alevi köylerindeki camilerin asimilasyon amaçlý zoraki yapýldýðýný unutmayacaðýz. Zira Hacý Bektaþ anma etkinliklerine on binler katýlýrken, on binler pirlerine niyaz etmek için uzun kuyruklar oluþtururken o esnada vakit namazlarýný kýlmak isteyenlerin girdiði o asimilasyon camisinde sadece 3-5 kiþinin olduðunu da görebilirsiniz. Gözünüz ve gönlünüz kör, vicdanýnýz saðýr deðilse." DERGAH'TA CEMEVÝ YOK DEMEK, MECLÝS'TE MECLÝS BAÞKANI YOK DEMEK Mahkeme Baþkaný, Ulusal Yargý Aðý Biliþim Sistemi (UYAP) üzerinden yapýlan kayýtlarýn kasýtlý mý, sehven mi silindiðinin incelenmesine karar vererek, duruþmayý erteledi. Pir Sultan Abdal Kültür Derneði Genel Baþkaný Kemal Bülbül, Meclis te Cemevi açýlmasý için CHP Dersim Milletvekili Hüseyin Aygün'ün açtýðý davada Meclis'ten gelen Hacý Bektaþ-ý Veli Külliyesi'nde cami var, cemevi yok savunmayý kýnadý. Bülbül, TBMM adýna yapýlan savunmanýn hakkýn ve hakikatin arayýþý olan Aleviliðe hakaret olduðunu söyledi. TBMM Baþkaný Cemil Çiçek, Aygün ün baþvurusuna cevap verirken Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý dan icazet almýþtý diyen Bülbül, TBMM Baþkanlýðý ülkedeki bütün inançsal ve etnik gruplarý temsil etmesi gereken bir makam olmasý gerekirken Türk/Ýslamcý siyasetin savunucusu haline gelmiþtir ifadelerini kullandý. HACIBEKTAÞ DERGAHI TÜMÜYLE CEMEVÝ DÝR Hacýbektaþ Dergahý tümüyle bir Cemevi dir. Dergah ta Cemevi mevcut olup, hünkarýn sýrlandýðý mekanýn adý Meydan Evi, yani Alevi dilindeki Cemevi dir. Hünkar Hacýbektaþ ýn sýrlandýðý makamýn yanýnda Kýrklar Meydaný denen Alevi erkanýnýn, ceminin yürütüldüðü makam vardýr diyen Bülbül, Hacýbektaþ Dergahý ndaki caminin 1834 yýlýnda, II. Mahmut döneminde yapýldýðýný vurguladý. KATLÝAMCI ECDADI NIN YOLUNDA ÝLERLÝYOR Bülbül, þunlarý ekledi: Türk/Ýslamcý zihniyetin ecdadýmýz diye övündüðü II. Mahmut, Hacýbektaþ Dergahý ný talan etmiþ; mürþit, pir ve dedelerimizin kimini katletmiþ, kimini de sürgüne göndermiþtir. Bununla yetinmeyen ecdat, Hacýbektaþ Dergahý na devþirme hocalarý postniþin diye atamýþtýr. Bizim tarihimizi, yolumuzu ve inancýmýzý bize öðretmeye çalýþanlar tarihin hakikatleri karþýsýnda edepten üryan ve cahildirler. Ecdadýn oyunundan politika devþirenler Serçeþmemiz Hünkar Hacýbektaþ ve onun yolu karþýsýnda akýl fukarasýdýrlar. Cemevimizi yasal olarak tanýmamak için ecdadýn oyununa sýðýnanlarýn ileri demokrasi yürüyüþü 178 yýl sonra ecdadý ile buluþmuþtur. Hacýbektaþ Dergahý nda Cemevi yok demek, TBMM de TBMM Baþkaný yok demekle ayný anlama gelir. (anka-demokrathaber.com) Doðanþehir Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruþmaya, 58 sanýktan 52'si katýldý. Kimlik tespitinin ardýndan, iddianame okundu. Daha sonra sanýklarýn bazýlarý savunmalarýný yaptý. Duruþmanýn devam ettiði öðle saatlerine doðru, sanýklarýn savunmalarýnýn yazýldýðý bilgisayar kayýtlarý silindi. Bunun üzerine Mahkeme Baþkaný Meltem Caner, duruþmaya ara verdi. Aranýn ardýndan bazý müþtekilerin avukatý Ali Hamamcý, kayýtlarýn nasýl ve neden silindiðinin araþtýrýlmasýný istediklerini söyledi. Mahkeme Baþkaný, UYAP üzerinden yapýlan bilgisayar kayýtlarýnýn istenmesine, kayýtlarýn kasýtlý mý sehven mi silindiðinin incelenmesine ve duruþma zabýtlarýnýn mahkemeye gönderilmesine karar vererek, duruþmayý 21 Þubat 2013 tarihine erteledi. (aa)

Bu ortamda, küresel ýsýnmayý durdurmak, doðayý koruyup onarmak ve milyonlarca aç ve yoksul insaný insanca yaþayabilir hale getirebilmek olanaksýz. Tüm bunlar, insanýn, insan olduðu için deðerli, eþit ve özgür olduðu; zor yerini gönüllülüðün, kin, öfke ve saldýrýnýn yerini sevginin, savaþ ve þiddetin yerini dostluk ve barýþýn aldýðý; doðanýn, insanýn ve insan emeðinin saygý gördüðü uygar bir toplumda saðlanabilir. Her þeyden önce, tüm canlý varlýklarla birlikte içinde yaþadýðýmýz doðanýn korunmasý ve tüm insanlarýn temel yaþamsal gereksinimlerinin karþýlanmasý gerekir. Ayýrým gözetmeksizin her birey, insan olmanýn gereklerine uygun koþullara kavuþturulmalýdýr. Herkes, yaratýcýlýðýný, toplumsal bilincini, özgür ve baðýmsýz birey olarak kendisini geliþtirebilmeli ve çok yönlü bilgi ve beceriler edinebilmelidir. Ýnsanlarýn birbirlerine gereksinimi ve birilerinin diðerlerine gönülden desteði ile toplumsal dayanýþma duygusu oluþur. Ýnsan, toplumsal, kültürel ve sanatsal etkinliklere katýlarak, katkýda bulunarak ve yaratýcýlýðýný ortaya koyarak geliþir. Uygar toplum, eleþtiren, sorgulayan ve araþtýran, toplumsallýðý ve toplumsal dayanýþmayý özümsemiþ; kendisini yeniden üretebilen; içinde yaþadýðý doðaya ve canlý varlýklarýn haklarýna saygýlý insanlarýn yaþadýðý; duvarlarý yýkan ve halklarý kaynaþtýran, yarattýklarý ortak kültürü ve kültürel çeþitliliði yaþatan toplumdur. Herkes için, yaþanabilecek tek ortam olan ve büyük bir çoðunluk için insanca yaþanabilir olmaktan çýkmýþ olan dünyamýzda, yaþamýn kendisi de yitirilmek üzere. Koþullar acil olarak tüm toplumsal güçlerin, hýzlý ve büyük adýmlarla uygar toplum için harekete geçmesini gerektiriyor. Bu hareket, amacýndan ödün vermeyen, ama her adýmda insan ve doða adýna önemli kazanýmlar elde etmeyi de göz ardý etmeyen uzun soluklu bir yürüyüþ olmalýdýr. Ýnsanlýða ve doðaya karþý sorumluluk duyan her birey, yaþanacak güzel bir dünya için, insan ve doðanýn sömürüsüne karþý durmalýdýr. Sorgulamaksýzýn, nereden beslendiði ve kimin yanýnda durduðu bilinmeyen örgütlenmelerin çekim alanýnda, onlarýn doðrularýný benimsemek, doðrularýyla hareket etmek ve kampanyalarýyla yetinmek akýl ve bedeni edilgenleþtirir. Karþý duruþ, araþtýrýcý ve sorgulayýcý, katýlýmcý demokratik toplumsal dayanýþmayý ve siyasal iktidar talebi olan aktif hareketi gerektirir. Doða ve insanlýðýn kurtuluþu,, toplumsal güçlerin ortak çabasýyla, ancak uygar toplumda olacaktýr. ************************************* (*) Sonuç mu? Sözün bittiði yer mi? baþlýðýn yorumunu okuyucuya býrakýyorum (**) Kanada lý iklim adaleti aktivisti Cory Morningstar: Eyes Wide Shut tcktcktck exposé from activist insider baþlýklý yazýsýnda: Uluslararasý STÇK larýnýn dünyanýn en güçlü þirketlerinin ellerinden beslendiðini ve reklam þirketleri tarafýndan düzenlenen kampanyalar yürüttüklerini; çok uluslu þirketlerin pek çoðunun STÇK larýn ortaðý olduðunu ve Dünyanýn 1000 den fazla en büyük çok uluslu þirketinin TckTckTck yý desteklediðini; STÇK larda herkesin Ýç çemberde olmak istediði bir güç hiyerarþisinin olduðunu belirtiyor. Kimin kim olduðunu anlamak için lobi kýlavuzlarý indirilmesini öneriyor. TckTckTck (Küresel Ýklim Adaleti Eylem Kampanyasý), kendi web sitesinde, kampanyanýn, Dünyanýn dört bir yanýndan 350'den fazla kuruluþun ittifakýyla oluþtuðu; misyonlarýnýn, insan ve doða için güvenli bir ortamý saðlamak için ekonomilerin düþük karbon geçiþini teþvik etmek; iklim deðiþikliðinden etkilenen topluluklarýn uyum çabalarýný hýzlandýrmak için kamu desteðini harekete geçirmek olduðu belirtiliyor. Doðanýn yýkýmý ve kirlenmesinde önemli katkýlarý olan þirketleri de içeren TckTckTck nýn ortak listesinde, pek çok küresel dev þirket ve STÇK nýn bulunmasý, aralarýndaki iliþki açýsýndan dikkat çekici. STÇK larýn web sitelerinde de, ortak veya sponsor olarak pek çok küresel þirketin adý geçiyor:: http://tcktcktck.org/about http://www.theclimategroup.org/who-weare/our-members/ http://www.cpsl.cam.ac.uk/about-us/corporate- Sponsors.aspx http://wwf.panda.org/what_we_do/how_we_ work/businesses/corporate_support/business_ partners/ KAYNAKLAR 1.http://www.eia.gov/cfapps/ipdbproject/iedin dex3.cfm?tid=90&pid=44&aid=8&cid=ww, &syid=1990&eyid=2010&unit=mmtcd 2.http://en.wikipedia.org/wiki/World_energy_ consumption 3.http://www.eia.gov/cfapps/ipdbproject/iedin dex3.cfm?tid=90&pid=45&aid=8&cid=ww,& syid=2006&eyid=2010&unit=mtcdpp 4. http://en.wikipedia.org/wiki/global_warming 5. http://www.lenntech.com/greenhouseeffect/global-warming-history.htm 6.http://www.ipcc.ch/publications_and_data/p ublications_and_data_reports.shtml 7.http://www.nicolasnierenberg.com/uploads/ 1/1/6/6/1166378/hsns4003_02.pdf, 8. http://www.livescience.com/1292-historyclimate-change-science.html 9.http://www.aip.org/history/climate/timeline. htm/ 10.http://swedish.wunderground.com/blog/De sertphile1/show.html 11.http://en.wikipedia.org/wiki/History_of_cli mate_change_science 12. http://en.wikipedia.org/wiki/gilbert_plass 13.http://www.sourcewatch.org/index.php?titl e=global_climate_coalition 14. Klein N.: Capitalism vs. the Climate The Nation November 9, 2011 http://www.thenation.com/article/164497/capi talism-vs-climate 15.http://www.ucsusa.org/global_warming/sci ence_and_impacts/global_warming_contraria ns/global-warming-skeptic.html 16.http://www.sourcewatch.org/index.php?titl e=global_climate_coalition 17.http://en.wikipedia.org/wiki/Information_ Council_on_the_Environment 18. Global Warming Skeptic Organizations Global Climate Coalition http://www.heatisonline.org/weather.cfm. 19.http://www.unep.org/Documents.Multiling ual/default.asp?documentid=78&articleid=116 20.http://unfccc.int/essential_background/kyo to_protocol/items/1678.php 21.http://en.wikipedia.org/wiki/Leipzig_Decl aration 22.http://www.sourcewatch.org/index.php?titl e=leipzig_declaration_on_global_climate_ Change 23. Robinson, A B., Baliunas, S L., Soon, W., Robinson, ZW. Environmental Effects of Increased Atmospheric Carbon Dioxide (1998) Journal of American Physicians and Surgeons 3, 171-178 24. http://www.petitionproject.org/ 25. National Academy of Sciences. April 20, 1998. http://www8.nationalacademies.org/onpinews /newsitem.aspx?recordid=s04201998. Retrieved 2010-03-04 26. Malakoff D.: climate change: advocacy mailing draws fire. Science Vol:280, no: 5361, p: 195, 1998 27.http://www.oism.org/pproject/GWReview _OISM150.pdf 28.http://regserver.unfccc.int/seors/reports/arc hive.html?session_id 29. Thomas CD, Cameron A., Green RE.: Extinction risk from climate change, Nature 427, 145, 2004 30. IPCC Special report, Carbon dioxide Capture and Storage, 2005 http://www.ipcc.ch/pdf/reports-nonuntranslations/turkish/capture-dioxide-storager/c5-underground-geo-sto-tr.pdf 31. Intergovernmental Panel on Climate Change (IPCC), Contribution of Working Group II1 to the Fourth Assessment Report http://www.ipcc.ch/publications_and_data/ar4 /wg3/en/contents.html 32.http://www.unep.org/greeneconomy/green economyreport/tabid/29846/default.aspx 33. Respiratory Health Effects of Passive Smoking EPA Document Number http://www.epa.gov/smokefree/pubs/etsfs.html) EPA/600/6-90/006F December 1992; 34. G. Monbiot: denial industry, http://www.guardian.co.uk/environment/2006 /sep/19/ethicalliving.g2 35..http://www.ucsusa.org/global_warming/sc ience_and_impacts/global_warming_contrari ans/ exxonmobil-report-smoke.html 36.http://www.greenpeace.org/international/e n/news/features/dirty-money-climate-30032010/ 37.http://point4counterpoint.wordpress.com/t ag/koch-industries 38. 38. Clifford K.: Exxon Chief Cautions Against Rapid Action to Cut Carbon Emissions, NY.Times. 14.02.2007 39. http://en.wikipedia.org/wiki/natural_gas 40. Water and Shale Gas, http//spectrum.ieee.org/energy/fossil-fuels/waterand-shale-gas 41. http://en.wikipedia.org/wiki/shale_gas 42. Stevens P.: The Shale Gas Revolution : Developments and Changes, 2012 http://www.chathamhouse.org/publications/pa pers/view/185311 43.http://www.ucsusa.org/news/press_release/ ExxonMobil-GlobalWarming-tobacco.html. Retrieved January 4, Exposing the dirty money behind fake climate science 44. Monbiot G: climate-change-deniers-top-10 http://www.guardian.co.uk/environment/geor gemonbiot/2009/mar/06/climate-changedeniers-top-10 45. http://www.scribd.com/doc/78620189/4- Degrees-Hotter 46.http://www.thecornerhouse.org.uk/resourc e/democracy-or-carbocracy 47. Baer, P., Harte, J. Haya, B.: Equity and Greenhouse Gas Responsibility, Science, 289, p.2287, 2000 48. Stern Review: The Economics of Climate Change. http://www.hmtreasury.gov.uk/d/executive_summary.pdf 49. Tanuro D.: Kyoto: climate of fear, Monday 5 April 2004, http://www.internationalviewpoint.org/spip.p hp?article80 50.http://www.morganstanley.com/views/pers pectives/print/0fbc1272-41a0-11de-a1b3- c771ef8db296.html 51. Anderson D.: Positive & Negative Effects of Solar Energy http://greenliving.nationalgeographic.com/pos itive-negative-effects-solar-energy-2684.html 52. Environmental Impacts of Renewable Energy Technologies 10/26/02 http://www.ucsusa.org/clean_energy/our-energychoices/renewable-energy/environmentalimpacts-of.html 53.http://www.ewea.org/fileadmin/ewea_doc uments/documents/publications /WETF/Facts _Volum_4.pdf 54.http://www.doganaydal.com/nesneler/imaj lar/dergimakalepdf/17-sabah%20gazetesý- 18%20ekým%202010- hýdroelektrýk%20santrallarý.pdf 55. http://www.amity.edu/aigwes/3.pdf, 56. http://www.fao.org/forestry/11280-03f2112412b94f8ca5f9797c7558e9bc.pdf ) 57.http://www.oxfam.org/en/grow/pressroom/ pressrelease/2012-09-17/europes-thirst-biofuelsspells-hunger-millions-food-prices-shoot-up 58. Agrofuels,Towards a reality check in nine key areas www.biofuelwatch.org.uk 59. IPCC Special report, Carbon dioxide Capture and Storage, 2005 http://www.ipcc.ch/pdf/reports-nonun - translations/turkish/capture-dioxide-storager/c5-underground-geo-sto-tr.pdf 60. http://en.wikipedia.org/wiki/ecotourism 61. Environmental Impacts of Ecotourism http://foris.fao.org/static/pdf/foph/ecotour.pdf 62. Forman J.,Silverstein J.:Organic Foods, Health and Environmental Advantages and disadvantages http://pediatrics.aappublications.org/content/e arly/2012/10/15/peds.2012-2579.full.pdf 63. The State of Food Insecurity in the World http://www.fao.org/docrep/016/i2845e/i2845e 00.pdf 64. Gimenez EH.: We Already Grow Enough Food For 10 Billion People and Still Can t End Hunger The Huffington Post, May 2, 2012 65. Small Scale Sustainable Farmers Are Cooling Down The Earth http://viacampesina.net/downloads/paper5/ EN/paper5-EN.pdf 66. Altieri M.: Agroecology, Small Farms, and Food Sovereignty. http://monthlyreview.org/2009/07/01/agroeco logy-small-farms-and-food-sovereignty 67. Sustainable Peasant and Family Farm Agriculture Can Feed the World http://viacampesina.org/downloads/pdf/en/pa per6-en-final.pdf 68. Final Declaration of the World People s Conference on Climate Change and the Rights of Mother Earth, Cochabamba, Bolivia, 26 April 2010 http://liveearth.org/en/liveearthblog/kkcochabamba 69. Solon P.: Bolivia s Pablo Solon on Why the Green Economy is a wrong path to restore the equilibrium with nature and what alternatives do we have? http://boliviarising.blogspot.com/2012_05_01 _archive.html 70. http://www.unep.org/pdf/2012gapreport.pdf 71. Baþoðlu.M.: Aklýn Çöküþü, Su y. 2011 s:127 72. Angus I., If Socialism Fails. Socialist Voice, July 27, 2008 73. http://www.grain.org/article/entries/4576- slideshow-who-s-behind-the-land-grabs 74. Morningstar C.:H:\January 11, 2010 Eyes Wide Shut tcktcktck exposé from activist insider http://climatejusticelinks.wordpress.com/2010 /01/06/eyes-wide-shut-tcktcktck-expose-fromactivist-insider/ 75. 74. 76. http://tcktcktck.org/about 77. http://www.theclimategroup.org/who-weare/our-members/ 78. http://www.cpsl.cam.ac.uk/about- Us/Corporate-Sponsors.aspx 79.http://wwf.panda.org/what_we_do/how_w e_work/businesses/corporate_support/busines s_partners/ 80. white M.: Clicktivism is ruining leftist activism the guardian, 12 August 2010 http://www.guardian.co.uk/commentisfree/20 10/aug/12/clicktivism-ruining-leftist-activism 81. Universal Declaration of the Rights of Mother Earth, 22 April 2010 http://celdf.org/downloads/final%20universal %20declaration%20of%20the%20rights%20o f%20mother%20earth%20april%2022%2020 10.pdf