BORUN İNSAN SAĞLIĞINA ETKİSİ. Prof.Dr. Gülhan Özbayoğlu Atılım Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı



Benzer belgeler
BİSFENOL A (BPA ) NIN YENİDOĞAN VE BEBEKLERİDE İÇEREN İNSAN POPÜLASYONU. SAĞLIĞINA ETKİSİ RAPORLARI ve GÖRÜŞ

TOKSİKOLOJİ. Risk değerlendirmesine giriş Introduction to risk assessment

Esansiyel Bir Komponent: Bor -Borun Günlük Alımı ve Fizyolojik Etkileri-

Borun Üreme ve Gelişim Toksisitesi Üzerine Etkileri

TOKSİKOLOJİ. Risk Karakterizasyonu Risk characterization. Ankara Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi F. Toksikoloji Anabilim Dalı, Tandoğan, Ankara

Bölüm 4 Nükleer Fiziğin Uygulamaları. Prof. Dr. Bahadır BOYACIOĞLU

MENOPOZ. Menopoz nedir?

Farmasötik Toksikoloji

19-40 YAŞ ARASıNDAKi SEDANTER VE DÜZENli SPOR YAPAN BAYANLARıN KEMiK MiNERAL YOGUNLUKLARI ile FiziKSEL AKTiViTE SEViYELERi

Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar.

Prof.Dr. Muhittin Tayfur Başkent Üniversitesi SBF, Beslenme ve Diyetetik Bölümü

RDA. Ek 1. Türkiye İçin Enerji ve Besin Ögeleri Referans Değerleri. Öngörülen Miktar. Diyetle Alınması

(İnt. Dr. Doğukan Danışman)

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

raşitizm okul çağı çocuk ve gençlerde diş çürükleri büyüme ve gelişme geriliği zayıflık ve şişmanlık demir yetersizliği anemisi

TÜRKİYE AŞIRI TUZ TÜKETİMİNİN AZALTILMASI PROGRAMI

/ info@boren.com.tr

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri

OKUL ÇAĞINDA BESLENME

LOGO. Doç. Dr. Esin SUZER. Prof. Dr. Aynur KONTAŞ. Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Deniz Kimyası Bölümü

Dünya nüfusunun hızla artması sonucu ortaya çıkan dünyanın artan besin ihtiyacını karşılamak ve birim alandan daha fazla ürün almak amacı ile

TOKSİKOLOJİ. Akut ve kronik toksisitenin doz tanımlayıcıları Dose descriptors of acute and chronic toxicity

BOR ELEMENTI VE BOR ELEMENTININ TARIHSEL GELIŞIMI

Günde bir elma doktoru evden uzak tutar.

HAS İş Sağlığı ve Güvenliği II 01- UYGULAMA İLKELERİ

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar

MRL Nedir? (Maksimum Kalıntı Limiti) Özden Güngör Ziraat Mühendisleri Odası Genel Merkez Yönetim Kurulu Başkanı 10.Temmuz.

Özgeçmiş. İletişim Bilgileri. Doğum tarihi 09 / 10 / Çalışma Alanları

BOR ELEMENTİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ VE TERMİNOLOJİSİ

Güneydoğu Anadolu Bölgesi nde Pestisit Uygulama Davranışları ve Sağlık Etkilerine İlişkin Bilgi Durumu

Genellikle 50 yaş üstünde görülür ancak seyrekte olsa gençler de de görülme olasılığı vardır.

Vitaminlerin yararları nedendir?

ECZACILIK FAKÜLTESİ TOKSİKOLOJİ. Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K

Zeytin ve Zeytinyağının Besin Değerleri

Vitamin D Prof. Dr. Gülçin Saltan İşcan AÜEF Farmakognozi ABD

Omega 3 nedir? Balık ve balık yağları, özellikle Omega-3 yağ asitleri EPA ve DHA açısından zengin besin kaynaklarıdır.

BOR BİLEŞENLERİ KULLANARAK ANTİMİKROBİYAL HİJYENİK YÜZEYLER VE ÜRÜNLER ELDE EDİLMESİ

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir tablet 2 mg loperamid e eşdeğer 2,16 mg loperamid HCl içerir.

KULLANMA TALİMATI. ROBİSİD 500 mg film tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Bir film kaplı tablet 500 mg sodyum fusidat içerir.

Doz Birimleri. SI birim sisteminde doz birimi Gray dir.

Hayvan Yemlerinde Mikotoksin Problemi - Ekonomi ve Sağlığ

Diyet Önerileri ve Etkisi

MİNERALLER. Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI

Prof. Dr. Sedat BOYACIOĞLU

GÜNLÜK OLARAK NEDEN YETERLİ MİKTARDA KALSİYUM ALMALIYIZ?

MOLEKÜLER EKOTOKSİKOLOJİ LABORATUARI

Diyet yoluyla Menakinon alımı, daha az Koroner Kalp Hastalığı riski ile ilişkili: Rotterdam Çalışma

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM

Bebeğinizin Beslenme Sağlığı ve Zeytin Yağı

Conjugated Linoleic Acid

FİBRO GEL YayınTarihi:

Sağlıklı bir hamilelik için izlenmesi gereken 10 adım

Kimyasallarda Sağlık Gözetimi. Dr. Dilek TİRYAKİ

RİSK ANALİZİ TEHLİKE VE RİSK

RİSK DEĞERLENDİRMESİ

«DM Patogenezinde unutulan riskler» Endokrin Bozucular & Çevresel Etkenler

FİZYOLOJİ ANABİLİM DALI

Bileşenler Kons%w/w EEC No Cas No Tehlike işareti Tehlike sınıflandırması Bordo Bulamacı Xn,N R20,R41,R50/53 Dolgu maddesi

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da

Eskişehir Karayolu 5. km Bozüyük BİLECİK Telefon: Fax:

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur..

Distribution of Oral Ascorbic Acid in Leucocyte and Plasma Related to Smoking

ÇOCUKLARDA FİZİKSEL AKTİVİTE VE FİZİKSEL UYGUNLUK PROF. DR. ERDAL ZORBA

ÖZGEÇMİŞ. Görev Kurum/Kuruluş Yıl Araştırma Görevlisi. Erzincan Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu. Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu

PSİKOLOJİ DE. Besinsel. Destekleyiciler

DENGELİ BESLENME NEDİR?


MERVE SAYIŞ TUĞBA ÇINAR SEVİM KORKUT MERVE ALTUN

AMİNOASİTÜRİ. İdrarda Aminoasit; İdrarda Aminoasit için normal değerler:

HÜGAM POLİKARBONAT DAMACANA AMBALAJLARDA SATIŞA SUNULAN DOĞAL KAYNAK SULARI VE DOĞAL MİNERALLİ SULARDA BİSFENOL-A MİGRASYONU

DİYABETTEN KORUNMADA CİNSİYET İLİŞKİLİ FARKLILIKLAR. Dr. İlhan TARKUN Kocaeli Üniversitesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı

T.C Uludağ Üniversitesi Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu. Burcu EKMEKÇİ

HİDROJEN PEROKSİT, SAÇ BOYALARI ve KANSER

GEBELİK DÖNEMİNDE BESLENME. Dr. Hülya YARDIMCI A.Ü. Beslenme ve Diyetetik Bölümü

Premium quality Dry Dog

Dr. Erdal DUMAN. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı. Şair Eşref Bulvarı No:65 Alsancak İzmir. Tel:

Kadınlar ve Salgıbozar Etkilenimi. Prof. Dr. Çağatay Güler Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI

PROF. DR. ERDAL ZORBA

Gıdalardaki Pestisit Kalıntıları. Dr. K.Necdet Öngen

YAŞLILIK VE KANSER. Prof.Dr.A.Önder BERK

5. Sınıf Fen ve Teknoloji

Güçlü bir kas sistemi, beyin ve kalp için kuruyemiş tüketin!

Pazardan Sofraya:Pazarlama ve Tüketim Beslenmede Balığın Yeri ve Önemi

KULLANIM KILAVUZUNDA BULUNACAK BİLGİLER

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

DÜNYA DEVİ MÜHENDİSLİĞİ İLE

KALINTILARI. Pestisit nedir? GIDALARDAKİ PESTİSİT KALINTILARI 1. pestisit kalınt kaynağı. güvenilirmidir. ? Güvenilirlik nasıl l belirlenir?

MENOPOZ VE ANTİHİPERTANSİF TEDAVİ

GEBELİKTE YETERLİ ve DENGELİ BESLENME

Güvenlik verileri föyü

KULLANMA TALİMATI. BUTAMCOD 7.5 mg/ 5ml Şurup. Ağızdan alınır.

Mineraller. İnorganik maddeler. Prof. Dr. Gülçin Saltan İşcan Farmakognozi ABD

TÜBERKÜLOZ. Verem; TB; TBC; Tüberküloz nasıl yayılır? Tüberküloz şikayetleri nelerdir?

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

Toksisiteye Etki Eden Faktörler

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ BESLENME ÜNİTESİ BESLENME DEĞERLENDİRME KILAVUZU

Hastalık sahra altı Afrika da ve güney Amerika da yaşayanlarda ve bu bölgeye seyahat edenlerde görülür.

BİR BAKIŞTA SAĞLIK -AVRUPA

Transkript:

BORUN İNSAN SAĞLIĞINA ETKİSİ Prof.Dr. Gülhan Özbayoğlu Atılım Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı 1920 lerden beri borun canlıların yaşamasında ve gelişmesinde gerekli bir mikrobesleyici olduğu bilinmektedir. Meyvelerin, sebzelerin, özellikle fındık, avokado, yer fıstığı, üzüm, ceviz,vişne, elma, ananas, şarap vb yiyecekler ve içeceklerin bor bakımında zengin olduğu bilinmektedir. Örneğin, fındık 14 mg/kg, taze meyveler 3 mg/kg ve yeşil sebzeler 2 mg/kg B içermektedir (1,2). Bu yiyeceklere dayalı sağlıklı diyetler insanların bor ihtiyacını karşılamaktadır (3). İnsanlar boru ağızdan (yiyecek, içecek ve vitaminler yoluyla), havadan (özellikle bor madenlerinde ve tesislerinde çalışanlar solunum yoluyla) ve deriden (sabun, deterjan ve kozmetik yoluyla) almaktadır. Deri yoluyla bor absorpsiyonu, deride herhangibir yara yoksa ihmal edilebilir düzeydedir. Bor (borik asit ve boraks) organizmaya alındıktan sonra boratlar halinde çok hızlı şekilde bağırsaklar yoluyla absorbe edilmekte ve yarı ömrü çok kısa olan ( 21 saat veya daha kısa) borun tamamına yakın kısmı üre yoluyla dışarı atılmaktadır ; çok düşük seviyelerde ise kemikte birikmektedir (4,5). İnsanların aldıkları bor miktarı, kan ve ürede yapılan ölçümler ile saptanmaktadır. Rainey (6) in 6 farklı ülke insanı üzerinde yaptığı araştırmada Amerikalı yetişkinlerin günde 1 mg ın biraz üstünde B aldıklarını ve listede en alt sırayı işgal ettiklerini; Amerikalıların aldığı bor miktarının İngiliz ve Mısırlılardan % 7-10, Alman, Kenya ve Meksikalılardan % 32-41nisbetinde daha az olduğunu saptamıştır. Kanadalı yetişkinlerin içme sularından günde 0,86 mg B, yiyeceklerden ise günde 2,5 mg B olmak üzere günde toplam 3,4 mg B aldıkları tahmin edilmektedir (5). Sağlıklı bir beslenmede insanlar günde 9-13 mg B almakta ve bu miktar güvenli üst sınır olan 20 mg B/gün değerini ( tolere edilen günlük doz erkeklerde 12-28 mg B, kadınlarda 10-24 mg B) aşmamaktadır (6). Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) yetişkinlerde kabul edilebilir B sınırını günde 1-13 mg olarak vermiştir (1).WHO nun çevresel sağlık kriterlerine göre insanların aldıkları bor miktarının havadan 0,44 µg/gün, içme sularından 0,2-0,6 mg/gün ve yiyeceklerden 1,2 mg/gün civarında olduğu sanılmaktadır (7). Borun toksik etkisini inceleyen araştırmaların çoğu hayvanlar (rat, fare, tavşan, kurbağa, köpek) üzerinde gerçekleştirilmiştir (8,9,10,11,12). Hepsinde olumsuz etkinin gözlenmediği bor düzeyi olarak 9,6 mg B/kg/gün değeri (NOAEL-No observed adverse effect level) alınmıştır. İnsanlarda ise kronik bor toksisitesinin eşik değeri(loael-olumsuz etkinin gözlendiği en düşük bor düzeyi) kesin olarak bilinmemektedir. Hayvanlardaki risk değerlendirmesi tipindeki çalışmalarda toksitliğin en hassas (son) noktası olarak borun hamile ratların gelişmesine olan negatif etkisi, yani vucut ağırlığının azalması kabul edilmiştir Hayvanlar üzerindeki risk değerlendirmesi çalışmalarında chemical-specific adjustment factor (CSAFs) kullanılmıştır. CSAFs de ratlarla insanların beslenmeye bağlı B maruziyetindeki farklılıkları gözönüne alınmamaktadır. Araştırmalarda kontrol ratlar bile, bor madenlerinde çalışan işçilerin aldığı B dan daha fazla ( yaklaşık 45 defa daha fazla) bor maruziyetine bırakılmaktadır. Hamile hayvanlara verilen yüksek dozdaki borik asit (yetişkin kadınların günlük B alımının 800 katı) düşük ağırlıklı doğum, doğum oranında azalma ve hamilelikte

gelişme kaybına neden olmaktadır; hayvanların üreme organlarını etkilemesi için verilen bor miktarı ise, yetişkin insanların diyet yoluyla aldıkları günlük bor miktarından 1800 defa daha fazladır (4)). Çünkü rat lerin diyetleri insan diyetinden, özellikle hamile kadın diyetinden çok daha fazla B içermektedir. Bu nedenle ratların plazma seviyeleri insandan çok yüksek olmaktadır. Bu önemli husus toksikoloji çalışmalarında ve risk tahminlerinde gözardı edilmektedir. Avrupa Birliği (AB), deney hayvanlarına ağız yoluyla yüksek miktarda bor verilerek yapılan araştırmalara dayanarak 2008 yılında sodyum boratları ve borik asiti 67/548/EEC sayılı direktifiyle Kategori 2 altında Üremeye toksik etkili maddeler sınıfına dahil etmiştir. Ayrıca, direktif uyarınca, içeriğinde %5,5 ten fazla bor ve türevlerini içeren ürünlerin ihracatında ambalajın üzerine Üreme sağlığı üzerinde etkili toksik madde ibaresi ve kuru kafa ile çapraz kemik işareti konulması şartını getirmiştir. Halbuki Dünya Sağlık Teşkilatı, bor elementini insan sağlığı için gerekli olması muhtemel elementler sınıfına koymuş, hatta günde 2-3 mg bor elementinin alınmasının gerekliliğini öngörmüştür. Erkeklerde bor tüketimi ile prostat kanseri arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırmalar son yıllarda hızlanmıştır (13,14,15). Kaliforniya Üniversitesi Halk Sağlığı Okulunda Zhang ve arkadaşları (2001) Milli Sağlık ve Beslenme Muayenesi Araştırmasının (NHANES) bilgi bankası verilerini kullanmak suretiyle 7727 yaşlı erkek üzerinde borun insan sağlığına faydalı veya ters etkisini araştırmışlar ve borun prostat kanserini azalttığı yönünde bir ilişki bulmuşlardır. Günde en az 1,8 mg B tüketen erkeklerin, günde 0,9 mg B tüketenlere nazaran % 64 daha az prostat kanseri riski taşıdıkları belirtilmiştir (16). Konu üzerinde yapılan başka bir çalışmada, 2000-2002 yılları arasında 35244 erkeğin besinlerden ve vitaminlerden aldıkları bor miktarı ile prostat kanseri arasındaki ilişki anket yoluyla saptanmaya çalışılmıştır. Başlangıç tarihinden 31 Aralık 2004 tarihine kadar 83 kişi prostat kanserine yakalanmıştır. En fazla bor tüketen ile en az B tüketen arasındaki prostat kanseri tehlike oranı 1,17 bulunmuştur. Çalışmada, borun prostat kanserini engellediği görüşünü destekleyecek sonuca varılamadığı ve diyet ve multivitamin yoluyla alınan toplam borun prostat kanseri riskiyle ilintili olmadığı belirtilmiş ve daha fazla çalışmaya gereksinim duyulduğu rapor edilmiştir. (17). Borun insanlarda üremeye olan (reproductive) etkisini saptamak amacıyla Çin de bor madenlerinde ve bor ürünleri tesislerinde çalışan erkekler üzerinde, idrardaki bor konsantrasyonu ile sperm miktarı arasındaki ilişki araştırılmış ve sperm hareketliliği, sperm hareketlik parametreleri, sperm miktarı indeksi ve sperm Zn konsantrasyonu üzerine borun negatif bir etkisinin olmadığı sonucuna varılmıştır (18). İçme suyundaki borun insan sağlığına olan etkisini değerlendirmek amacıyla içinde farklı miktarda bor içeren suların bulunduğu Kuzey Fransa da yöresel jeolojik risk değerlendirmesi çalışması yürütülmüştür (19). Yaş ortalaması 21,2±2 olan 180 sağlıklı insan üzerinde yapılan bu çalışmada doğum-ölüm hızları, seks oranları kandaki bor oranlarına göre değerlendirmeye alınmıştır. Buna göre 0,30 mg /l den daha çok bor içeren suların bulunduğu yöre insanlarında doğum oranı yüksek bulunmuştur (p<10-4 ). Ölüm oranları ise 0,30 mg/l den daha düşük bor içeren suları tüketenlerde 0,94, daha yüksek bor içeren suları tüketenlerde ise 0,92 bulunmuştur. Yüksek borlu yörelerdeki ölüm oranının ise Fransa nın referans alınan coğrafi yörelerinden daha az (p<10-3 ) olduğu saptanmıştır. Sonuçta, borun incelenen seviyelerde insan sağlığına zararlı olduğu etkisini destekleyecek bir sonuç alınmamıştır. Tersine, 1mg B/l den daha az bor içeren içme suyunun faydalı olduğu görülmüştür. WHO 1994 te içme

sularında kabul ettiği B sınırını 0.3 mg/l olarak açıklamışken 1998 de sınırı 0,5 mg/l ye yükseltmiştir. EPA çocuklarda içme suyuyla 1 gün için alınan 4 mg/l lık borun veya 10 gün boyunca hergün alınan 0,9 mg/l borun herhangibir ters etkisi yaratmadığını belirtmiştir. Hayat boyu günde alınan 1mg/l B un da olumsuz bir etkisi saptanmamıştır (4). Türkiye de yaşayan 20 yaş üstü insanlar için günlük ortalama bor tüketiminin 1,25 mg/gün seviyelerinde olduğu tahmin edilmektedir (20). Bir yıl boyunca günde ek olarak 3 mg B verilen kadınlarda herhangibir negatif etki tesbit edilmemiştir (21); fakat 4 hafta boyunca günde 10 mg B verilen yetişkin erkeklerde plazma oestradiol ve testosterone seviyelerinde artış görülmüştür (22). Peri-menapozlu kadınlara 60 gün boyunca ilave olarak verilen 2,5 mg B un da palazma oestradiol u artırmaktadır (23) Whorton ve arkadaşları 542 maden işçisi üzerinde yaptıkları araştırmada borun doğum oranına belirgin bir etkisinin olmadığı, fakat kız/erkek çocuk doğum oranında kız çocuk yönünde (önemli olmayan) bir artışın olduğu sonucuna varmışlardır (24). Benzer bir çalışma Türkiye de gerçekleştirilmiş ve İskele ve Osmanca bölgesinde doğan kız bebek sayısında erkek bebeklere nazaran artış olduğu görülmüştür (25). İçme suyunda 2-29 mg/l bor içeren Bigadiç ilçesi, Osmanca köyü ve İskele kasabasında doğup, büyüyen ortalama yaşları 46,20± 2,14 olan kadınlar arasında yapılan bir araştırmada, bu kadınların günlük aldıkları bor miktarının 8,214±0,716 mg olduğu, içme suyunda 2 mg/l den daha az bor bulunan yörelerdeki kadınlarda ise bu miktarın 2,051±0,257 mg/gün olduğu tesbit edilmiştir. Her iki grup sonuçları bariz farklılık göstermiştir (p<0,005) (20). İçinde 2-29 mg/l B bulunan içme sularını tüketen bu kadınlarda kontrol bölgelerindekilere nazaran kısırlıkta bir artış veya doğurganlık özelliklerinde bir farklılık görülmemiş ve borun doğurganlıkta toksisite etkisinin olduğunu kanıtlayacak bir sonuç elde edilmemiştir (25,26,27). Yine bu bölgedeki anti-osteoporotik etkileri olduğu bildirilen bora maruz kalmış 50 yaş üstü kadınlarda yapılan araştırmada kadınların tüm vücut kemik yoğunluğu ölçülmüş ve osteopenik ve osteoporotik oranı % 50 civarında bulunmuştur. Bu sonuç diğer ülke rakamlarıyla karşılaştırılabilir düzeyde, hatta beklenenden yüksektir. Bu yüzden deneysel çalışmalar sonucu Nielson (28) tarafından ortaya atılan borun kemik metabolizması üzerinde olumlu etkisi toplumsal düzeyde gözlenememiştir (29,30). Ancak, bu konuda daha net sonuçlara ulaşabilmek için geniş çaplı analitik araştırmaların yapılması gerekmektedir. Robbins ve arkadaşları kız/erkek çocuk doğum oranında kız çocuklar yönünde olan artışın nedenini araştırmak için ilk defa erkeklerin spermlerinde Y:X oranını incelemişlerdir. Çin in Kuandian şehrindeki 146 erkek üzerinde yapılan bu araştırmada 63 erkek bor endüstrisi işçileri arasından, 39 erkek yüksek bor maruziyeti altında yaşayanlardan, 44 erkek ise düşük bor maruziyeti altında yaşayan insanlardan seçilmiştir.. Bu insanların aldıkları günlük bor miktarları yiyecek ve içeceklerinden ve havadaki tozlardan hesaplanmıştır, ayrıca kan ve idrarda bor analizi yapılmış ve ve sperm miktarları ölçülmüştür. Çalışma, bor maden işçilerinin diğerlerine nazaran Y:X sperm oranlarında azalma olduğunu göstermiştir (p<0,0001). Bu da eski çalışmalardaki kız bebek doğumundaki artışı teyit etmektedir (31). Hayvanlar için akut, öldürücü bor dozu 400-900 mg B /kg (hayvanın vücut ağırlığı) olduğu tahmin edilmektedir. İnsanlarda ise kaza eseri zehirlenme verilerine göre akut, öldürücü borik asit dozunun yetişkinler için 15-20 g, çocuklar için 5-6 g, bebekler için ise 2-3 g olduğunu göstermiştir. Yetişkinler için verilen borik asit miktarının element B eşdeğeri 2,6-3,5 g dır. Düşük dozlardaki akut toksisitede bor insanlarda deride semptom, saç dökülmesi, iştahsızlık ve hazımsızlığa neden olmaktadır. Yüksek dozlardaki zehirlenme semptomları

bulantı, kusma, ishal, başagrısı, deride ısılık, böbrekte hasar, merkezi sinir sistemde uyarı ve depresyon, yürümede dengesizlik, çırpınma, dolaşımın iflası ve muhtemelen ölümdür (4). Bordan yoksun diyetle beslenen insanlar ve hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, beynin elektriksel aktivitesinde azalma, motor hızında, dikkat ve kısa dönemli hafızada bozukluklar kaydedilmiştir (32,33). Bu mekanizmalar depresyon hadisesiyle ilişkili olduğu için bu bulguya göre Bigadiç-bor madeninde çalışan işçilerde depresyon düzeyinin çok düşük olması gerekir. Bunu kanıtlamak için 262 işçi üzerinde yüz yüze görüşmek suretiyle veri toplanmıştır. Araştırma Bigadiç bor madenindeki işçilerde depresyon bulunmadığını, fakat stres ve anksiyeteden kaynaklanan sorunlar olduğunu göstermiştir (34). Nielsen, borun insan sağlığına olan etkisini incelediği son makalesinde yapay ortamlarda, hayvanlarda ve diğer canlılar üzerinde yapılan deneylerde biyoaktif bir element olan borun düşük dozlarda kemik gelişimini arttırdığını, merkezi sinir sistemini olumlu yönde etkilediğini, hormon faaliyetini hızlandırdığını ve bazı kanser türlerinde yakalanma riskini azalttığını vurgulamıştır(35). SONUÇ: Gerek yurt dışında, gerekse yurdumuzda yapılan araştırmalarda yüksek bor maruziyeti altındaki yörelerde (yüksek bor içerikli içme suları ve bor maden ve tesislerinin bulunduğu bölgeler) yaşayan insanlarda borun evlilik ve çocuk edinme bakımından cinsel performansı ve doğurganlık özelliklerini etkilemediği, kısırlık yaratmadığı saptanmış ve düşük, kürtaj, sezeryanla doğum sayılarının da kontrol bölgelerinden farklı olmadığı gözlemlenmiştir. Dünyanın en büyük bor rezervlerine sahip olan Türkiye nin bor ticaretini kısıtlamaya yönelik AB nin aldığı 67/548/EEC sayılı karar bilimsel verilere dayanmamaktadır. Kasıtlı olarak çıkarılan bu karara karşı yurt içindeki ve yurt dışındaki bilim adamları bor maruziyetinin insan sağlığına olan etkisi araştırmalarını yoğunlaştırmışlardır. Yurdumuzdaki bor madenlerinin aranması ve işletilmesi faaliyetlerini yürüten Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü konuyla ilgili AB mahkemelerinde dava açmış olup kararın iptali için mücadelesini sürdürmektedir. KAYNAKLAR: 1.Expert group on vitamins and minerals 2003, Risk Assessment- Boron, www.food.gov.uk/multimedia/pdfs/evm_boron.pdf 2. Finkel,H.,The Boron Prescription, The Wine News magazine-wine and Health, www.thewinenews.com/augsep01/comments.html-10k 3. Meacham,S.L., Hunt,C.D., (1998), Dietary boron intakes of selected population in the United States, Biological Trace Element Research 66 (1-3),65-78 4. U.S.Department of health and Human Services, Public Health Service,Atlanta-Georgia, Agency for Toxic Substances and Disease Registry, Toxicological Profile for Boron-Draft, Sept.2007 5. NHPD (Issue analysis summary, Boron as an NHP, www.hc-sc.gc.ca/dhp-mps/alt_formats/hpfbdgpsa/pdf/pubs/boron-bone_e.pdf 6. Rainey, C.J., and L.A. Nyquist ( 2001), Dietary boron intake of adult males and related food consumption patterns. Abstract 834.4. Experimental Biology 2001 Meeting. March 31-April 4. Orlando

7. WHO (1994), Assessing human health risks of chemicals: Derivation of guidance values for health-based exposure limits.in: Environmental Health Criteria 170. Geneva, World Health Organization, IPCS. 8. Price,C.J., Strong,P.L., Murray,F.J., et al (1997),Blood boron concentrations in rats fed borik asit throughout gestation. Reprod. Toxicol. 11(6) 833-842 9. Price,C.J., Strong,P.L.,Marr M.C., et al., 1996, Developmental toxicity NOAEL and postnatal recovery in rats fed boric acid during gestation, Fundam. Appli.Tozicol. 32,179-193 10. Fort, D.J., Probst T.L., Stover, E.L., et al, (1998), Adverse reproductive and developmental effects in frogs(xenopus) from insufficient boron. Biol. Trace Elem. Res. 66, (1-3), 237-259 11. Fail,P.A., George,J.D., Grizzle,T.B.,Heindel J.J.,(1991), Reproductive tox.city of boric acid in Swiss(CD-1)mice: Assessment using the continuous breeding protocol, Fundam.Appl.Toxicol. 17,225-239 12.Ku W.W., Chapin R.E., Wine R.N., Gladen B.C., (1993), Testicular toxicity of boric acid: Relationship of dose to lesion development and recovery in the F344 rat., Reprod.Toxicol. 7, 305-319 13. Barranco,W.T., Eckhert C.D.,(2004), Boric acid inhibits human prostate cancer cell proliferation, Cancer Letter 216. 21-29 14. Barranco W.T., Eckhert,C.D., (2006), Cellular changes in boric acid treated D... 145 prostate cancer cells, Br J Cancer,94(6), 884-890 15.Cui Y., Winton, M.I., Zhang,Z., Rainey,C, Marchall,J., De Kernion J.B., Eckhert,C.D., (2004), Dietary boron intake and prostate cancer risk, Oncol. Rep. 11, 887-892 16. Zhang,Z.F., et al. (2001), Boron is associated with decreased risk of human prostate cancer. Abstract 834.3. Experimental Biology 2001 Meeting. March 31 -April 4, Orlando 17. Gonzales,A.,Peters, U., Lampe,J.W., White,E.,(2007) Boron intake and prostate cancer risk, Cancer Causes and Control, Vol.18, Number 10, 1131-1140 18. Ping L., Wei H., Jun X., Fusheng W., Guoping W., Lin X., Robbins W.A.,(2006), The effect of environment pollution on human health- The Proceedings of the Intern.Workshop of Environment Pollution and Human Health, 19. Yazbeck C., Kloppmann W., Cottier R., Sahuquillo J., Debotte G., Huel G.,(2005), Health impact evaluation of boron in drinking water: A geographical risk assessment in Northern France, 27, 419-427 20. Korkmaz M., Şaylı B.S., Şaylı U., Bakıdere S., Ataman O.Y., Titretir S., (2006),Türkiye de bor alanlarında yaşayan insanların günlük bor maruziyetlerinin hesaplanması, 3.Uluslarası Bor Sempozyumu, Ankara, 457-462 21. Meacham, S.L., Taper, L.J., Volpe, S.L. (1994) Effects of boron supplementation on bone mineral density and dietary, blood, and urinary calcium, phosphorus, magnesium, and boron in female athletes. Environmental Health Perspectives 102, 79-82. 22. Naghii, M.R., Samman, S. (1997) The effect of boron supplementation on its urinary excretion and selected cardiovascular risk factors in healthy male subjects. Biological Trace Element Research 56, 273-286. 23. Nielsen F.H., Penland J.G. (1999). Boron supplementation of peri-menopausal women affects boron metabolism and indices associated with macromineral metabolism, hormonal status and immune function. Journal of Trace Elements in Experimental Medicine 12, 251-26 24. Whorton M.D., Haas J.L., Wong O., (1994), Reproductive effects of sodium borates on male employees: Birt rate assessment. Occup.Environ Med. 51, 761-767 25. Şaylı B.S., Tüccar E., Elhan A.H.,(1998),An assessment of fertility in boron-exposed Turkish subpopulations, Reproductive Toxicology, Vol.12, No.3, 297-304 26. Çöl M., Genç Y., Ocaktan M.E.,(2001), Bor minerali bölgesi İskele beldesinde 50 yaş üstü kadınlarda doğurganlık ve genel sağlık durumuyla ilgili özellikler, 7.Halk Sağlığı Günleri, Eskişehir,P-47

27. Korkmaz M., Uzgören E., Karadağ N., Başkurt S., Çolak A., Şaylı B.S., (2005), Bor minerali çevresinde yaşayan kadınların doğurganlık özelliklerinin incelenmesi, 1. Ulusal Bor Çalıştayı, Ankara,423-427 28. Nielson F.H.,(1998), The justification for providing dietary guidance for the nutritional intake of boron, Biological Trace Element Research, No.66, 319-330 29. Çöl M., Genç Y., Şaylı B.S.,(1999) Bor minerali bölgelerinden Bigadiç, İskele beldesi 50 yaş üstü kadınlarda osteoporoz prevalansı, Sağlık ve Toplum, 9:1, 34-41 (veya Archives of Complex Env.Studies, 12:3-4, 30-41) 30. Şaylı U., Kormaz M, Şaylı B.S.,(2004), On the Prevalence of Osteoarthritis and Osteoporosis in İskele Town of Bigadiç County,Balıkesir, of Countries Borate Regions: 1.Postmenopausal Osteoporosis, 2.Intern.Boron Symposium, Eskişehir, 569-573 31. Robbins W.A., Wei F., Elashoff D.A., Wu G., Xun L., Jia J., (2008), Y:X Ratio in Boron Exposed Men, Journal of Andrology, 29, 115-121 32. Penland J.,(1994), Dietary Boron, Brain function and cognitive performance, Env.Health Perspectives, 102, Supplement. 33. Devirian A.T., Volpe L.S., (2003), The phsysiological effect of dietary boron, Crit.Rev.Food Sci.Nut.,43-2, 219-231 34. Korkmaz M., Başkurt S., Karadağ N., (2006),Bor madeninde çalışan işçilerdeki depresyon düzeyinin irdelenmesi, 3.Uluslararası Bor Sempozyumu, Ankara, 469-473 35.Nielsen, F.H.,(2014),Update on human health effects of boron, Journal of Trace Elements in Medicine and Biology, http://dx.doi.org/10.1016/j.temb.2014.06.023