MDT 225 Türkiye Ekonomisi ve Avrupa Birliği TÜRKİYE NİN SOSYO-EKONOMİK GÖSTERGELERİ

Benzer belgeler
ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

2012 YILI OCAK-EYLÜL DÖNEMİ BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİ 2012 YIL SONU BÜTÇE TAHMİNLERİ 2013 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE TASARISI MEHMET ŞİMŞEK MALİYE BAKANI

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

Turkey Data Monitor. 1 Nisan Grafikte Büyüme Rakamları

Politika Notu Nisan ve 2008 Krizlerinin Karşılaştırması. Müge Adalet Sumru Altuğ

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 4 Ekim 2016

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

Makro Veri. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre -5,6 puan olan dış ticaretin büyümeye katkısını daha yüksek olarak hesaplamamızdan kaynaklandı.

Araştırma Notu 13/156

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

MİLLİ GELİR VE BÜYÜME

FİNANSAL RİSKLER & KORUNMA YÖNTEMLERİ

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ

CARİ AÇIK NEREYE KADAR?

TRC2 BÖLGESİ NDE İŞSİZLİK ORANI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

MERKEZ BANKASI VE FİNANSAL İSTİKRAR

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18

1.56% -4.1% 20.3% 11.4% % Kasım 18 Ekim 18 Kasım 18 Aralık 18

Büyüme Değerlendirmesi: Çeyrek

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 25 Mayıs 2016 Ankara

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

GSYH (Milyar TL, Cari Fiyatlarla) GSYH (Milyar $, Cari Fiyatlarla)

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

5.21% 4.6% 21.6% 11.1% % Ekim 18 Eylül 18 Ekim 18 Kasım 18

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Temmuz 2014

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 86

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2011, No:5

Bankacılık sektörü değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

Küresel İktisadi Görünüm

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 74

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Ekim 2011, No:9

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Ocak 2012, No: 20

7.26% 9.9% 10.8% 10.8% % Mart 18 Şubat 18 Mart 18 Nisan 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Mayıs 2013

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ

SEKTÖREL GELİŞMELER İÇİNDEKİLER Otomotiv. Beyaz Eşya. İnşaat. Turizm. Enerji. Diğer Göstergeler. Sektörel Gelişmeler /Ağustos

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

Mayıs. Sanayi sektörünün. Reel Kesimin Beklentileri İyileşti Tüketici Güveni Haziran da Zayıfladı. Kapasite Kullanımı Güçlenmeyi Sürdürdü

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ağustos 2013

Büyüme Değerlendirmesi : Çeyrek

Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Orta Vadeli Program. 22 Kasım 2013

Ekonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ekim 2014

Büyüme Değerlendirmesi : Çeyrek

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

Ekonomi Bülteni. 22 Ağustos 2016, Sayı: 33. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Grafik-4.1: Cari Açığın GSYH ye Oranı (%)

Ekonomi Bülteni. 21 Kasım 2016, Sayı: 45. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI SN. DOÇ. DR. TURAN EROL UN

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

GÖSTERGELER BÜYÜME: Yıllık büyüme hızının seyri (%)

TÜRKon/HED/13-39 DEĞERLENDİRME NOTU. Faks: +90 (212) TÜRKİYE EKONOMİSİ. Sanayi üretiminde kritik gerileme.

Ekonomi Bülteni. 24 Ağustos 2015, Sayı: 24. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

FEDERAL ALMANYA EKONOMİK GELİŞMELER RAPORU Yılı. II. Çeyrek Dönem Değerlendirmesi. Berlin Ekonomi Müşavirliği

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2011, No:4

Orta Vadeli Program : Bir AKP Masalı Ekim 2012

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

Finansal Krizler ve Türkiye Deneyimi. Nazlı Çalıkoğlu Aslı Kazdağlı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Nisan 2013, No: 56

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Aralık 2013

TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Temmuz 2013, No: 65

1930 DÜNYA BUHRANI DÂHİL, TÜRKİYE BU KADAR AĞIR KRİZ YAŞAMADI.

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

A YLIK EKONOMİ BÜLTENİ

Ekonomi Bülteni. 27 Temmuz 2015, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

2012 Nisan ayında işsizlik oranı kuvvetli bir düşüş ile 2012 Mart ayına göre 0,9 puan azalarak % 9 seviyesinde

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

12,00 10,00 8,00 6,00 4,00 2,00 0,00

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

8. Finansal Piyasalar. 8.1 Finansal Koşullar ve Para Politikası

Mevsimlik Çalışma Arttı, İşsizlik Azaldı: Nisan, Mayıs, Haziran Dönemi

2015 NİSAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

İŞGÜCÜ PİYASALARINDA MEVSİMLİK ETKİLER AZALIYOR

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

EKONOMİK GÖRÜNÜM Bursa Ticaret ve Sanayi Odası

Yıllık artışın yönü de yukarı

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKONFED KOBİ PERSPEKTİFİ MAYIS 2016

Ekonomi. Dünya Ekonomisi. FED varlık alımlarını durdururken, Avrupa Merkez Bankası negatif faiz uygulamaya. başlamıştır.

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU

GÖSTERGELERİ > > TÜRKİYE NİN HABER

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Ağustos 2012, No: 38

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)

Büyümeyi Sürdürmek: Yurtiçi Tasarrufların Önemi

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 24 Şubat 2016 Ankara

Transkript:

Türkiye ekonomisinin günümüzdeki çerçevesini daha 1980 de alınan 24 Ocak Kararları, ondan sonra 1989 da sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesi ve IMF-Dünya Bankası gözetimindeki diğer kararlar çizmiştir. Genel olarak, toplam yurtiçi tasarruflar, yatırımları finanse etmekte yetersiz kalmış, bu açık da dış kaynaklarla kapatılmaya çalışılmıştır. Özellikle 2000 sonrası dünya ekonomisindeki likidite bolluğu da bu dış kaynak girişini kolaylaştırmıştır. Bu dış kaynakların girişi kısa dönemde büyüme hızını artırmış ama ekonomik yapıda dengesizliklere yol açmıştır. Özellikle 1990 larda yaşanan krizler büyük ölçüde bu dengesizliklerin ürünüydü. Ayrıca geçen hafta gördüğümüz gibi, ekonomik işleyişte başlangıç noktası yurtiçindeki talep genişlemesinden ziyade dışarıdan ülkeye gelen sermaye olmuştur ve dışarıdan sermaye girişi yaşandıkça ekonomi büyümüş, sermaye girişi yavaşladığında ya da tersine döndüğünde de küçülme yaşanmıştır. Dış kaynaklara bağımlı yapı, dış borç stokunu, dış ticaret açığını ve cari açığı artırmıştır. Şimdi Türkiye nin belli başlı sosyo-ekonomik göstergelerine bakalım ve bunları kısaca yorumlayalım. TOPLAM NÜFUS VE YAŞ GRUPLARINA GÖRE DAĞILIMI Yıllar Toplam Nüfus (milyon) Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı (%) 0-14 15-64 65+ 1950 20,947 38,3 58,3 3,3 1955 24,065 39,2 57,2 3,4 1960 27,755 41,2 55,1 3,5 1965 31,391 41,9 54,0 4,0 1970 35,605 41,8 53,7 4,5 1975 40,348 40,5 54,7 4,6 1980 44,737 39,0 55,9 4,7 1985 50,664 37,5 58,1 4,2 1990 56,473 34,5 60,7 4,3 2000 64,259 29,4 63,8 6,8 2001 65,135 29,0 64,2 6,8 2002 66,009 28,6 64,6 6,7 2003 66,873 28,3 65,1 6,7 2004 67,734 28,0 65,4 6,6 Öğr. Gör. Emre Ergüven Sayfa 1

2005 68,582 27,7 65,7 6,6 2006 69,421 27,4 66,0 6,6 2007 70,256 27,0 66,3 6,7 2008 71,517 26,3 66,9 6,8 2009 72,561 26,0 67,0 7,0 20 73,723 25,6 67,2 7,2 2011 74,724 25,3 67,4 7,3 Kaynak: TÜİK, Kalkınma Bakanlığı ÇALIŞMA ÇAĞINDAKİ NÜFUSUN EMEKLİLİK ÇAĞINDAKİ NÜFUSA ORANI 2050 DEKİ TAHMİN Kaynak: OECD Öğr. Gör. Emre Ergüven Sayfa 2

Tablodan da görüldüğü gibi Türkiye nüfusu son 60 yılda neredeyse dörde katlanmıştır. Bunun içinde de çalışma çağındaki nüfus olarak tabir edilen 15-64 yaş arası nüfusun yüksek oluşu dikkat çekicidir. OECD verilerinden alınmış şekil ise daha çarpıcı sonuçlar veriyor. Bu verilere göre çalışma çağındaki nüfusun emeklilik çağındaki nüfusa oranı açısından Türkiye OECD ülkeleri içinde en üst sırada yer alıyor. OECD dışı ülkelerden de Hindistan ve Güney Afrika nın oranları daha yüksek. Bunun anlamı ise açık: Nüfusu, özellikle de emeklilik çağındaki nüfusu beslemek için daha fazla işgücü kaynağının bulunduğu anlamına geliyor. 2050 yılı için yapılan projeksiyonda da Türkiye nin OECD ülkeleri arasındaki birinciliği değişmiyor. Örneğin Japonya da 2050 deki oranın 1,2 olması bekleniyor. Bu da Japonya da çalışabilir durumdaki herkesin kendisinin dışında neredeyse bir kişiyi daha beslemek zorunda kalacağı anlamına geliyor. KENT VE KIR NÜFUSU Yıllar Kent nüfusu (%) Kır nüfusu (%) 1970 28,7 71,3 1975 32,9 67,1 1980 35,9 64,1 1985 45,9 54,1 1990 51,3 48,7 2000 57 43 2007 67,4 32,6 2008 69,2 30,8 2009 70,1 29,9 Kaynak: TÜİK, Kalkınma Bakanlığı Son 40 yıldaki kent ve kır nüfuslarının dağılımı da Türkiye nin demografik yapısında çarpıcı bir dönüşüme işaret ediyor. 1970 te kent nüfusu toplam nüfusun %28,7 sini oluştururken 2009 da durum tam terse dönmüş ve bu oran %70,1 e çıkmıştır. Buradan da Türkiye nin (özellikle 1980 den sonra) hızlı bir kentleşme süreci yaşadığını görüyoruz. Öğr. Gör. Emre Ergüven Sayfa 3

İŞSİZLİK VE İŞGÜCÜNE KATILMA ORANLARI Yıllar İşgücüne Katılma Oranı (%) İşsizlik Oranı (%) 1980 60,9 8,6 1985 55,3 7,6 1990 54,5 8,5 1995 52 8,1 2000 48 7 2001 47,9 8,9 2002 47,6,8 2003 46,4 11 2004 46,3,8 2005 46,4,6 2006 46,3,2 2007 46,2,3 2008 46,9 11 2009 47,9 14 20 48,8 11,9 2011 49,9 9,8 Kaynak: DPT, Kalkınma Bakanlığı TARIM DIŞI İŞSİZLİK ORANI (Mevsimsellikten Arındırılmış, Yüzde) Kaynak: TÜİK, TCMB Öğr. Gör. Emre Ergüven Sayfa 4

İşsizlik ve işgücüne katılma oranlarına baktığımızda ise çok parlak bir tabloyla karşı karşıya değiliz. Öncelikle işgücüne katılma oranı yüzde 50 nin altına oturmuş durumdadır. Bu da çalışabilir durumdaki nüfusun yarısından çoğunun işgücüne katılmadığını gösteriyor ve bir kaynak kaybı anlamına geliyor. İşgücüne katılma oranları kadınlarda ise çok daha düşük seviyelerde seyrediyor. İşgücüne katılma oranı, OECD ya da ülkelerinde ortalama olarak %70 e yakındır. Ayrıca Türkiye de son yılda işsizliğin de çift haneli rakamların altına düşmediği görülüyor. 2008-2009 yıllarındaki kriz dönemini saymasak bile yüzde un üzerine oturmuş bir işsizlik söz konusu; hem de işgücüne katılma oranları bu kadar düşükken. İşsizlik oranı, (iş arayanlar / çalışanlar +iş arayanlar) şeklinde hesaplandığından, eğer işgücüne katılma oranı daha yüksek olsaydı işsizlik oranı da büyük ihtimalle daha da yüksek görünecekti. Tarım dışı işsizlik oranına baktığımızda da yüzde 12-13 ün altına inmeyen bir oran karşımıza çıkıyor. TÜRKİYE DE VE GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERDE ENFLASYON Öğr. Gör. Emre Ergüven Sayfa 5

Enflasyon oranlarına baktığımızda 2000 li yıllarda hızlı bir düşüş görüyoruz. Bu da Türkiye nin 2001 sonrasında merkez bankasını özerkleştirip tek amaç olarak fiyat istikrarını benimsemesi ve daha sonra da enflasyon hedeflemesi rejimine geçmesiyle doğrudan bağlantılıdır. Bunun en büyük sebebi de küresel finans sermayesinin, faiz gelirlerinin enflasyon karşısında erimemesi için, gelişmiş ülkelerden başlayarak tüm ülkelerde enflasyon oranlarının düşürülmesini dayatması vardır. Enflasyonu düşürmenin en önemli aracı da merkez bankalarının bağımsızlığı olmuştur. Hatta Türkiye diğer gelişmekte olan ülkelere nazaran bu sürece daha geç uyum sağlamıştır. SANAYİ ÜRETİMİ VE KAPASİTE KULLANIM ORANI (Mevsimsellikten Arındırılmış) Kaynak: TÜİK, TCMB. Türkiye nin son yıllardaki büyüme oranlarına baktığımızda, kriz dönemlerinde dünya ortalamasının üzerinde küçüldüğünü, krizden çıkış yıllarında ise dünya ekonomisinden daha hızlı toparlandığını görüyoruz. Bu da büyük ölçüde Türkiye ekonomisinin dış şoklara karşı daha kırılgan bir yapıya sahip olmasından kaynaklanıyor. GSYH deki büyümenin en önemli belirleyicilerinden olan sanayi üretimindeki dalgalanmaları da bu çerçevede ele almak gerekiyor. Öğr. Gör. Emre Ergüven Sayfa 6

GSYH BÜYÜME ORANI (Yıllık, %) Kaynak: TCMB Öğr. Gör. Emre Ergüven Sayfa 7

YURTİÇİ TASARRUFLARIN VE SABİT SERMAYE YATIRIMLARININ GSYH İÇİNDEKİ PAYI (%), 1975-2009 Yıllar Kamu Tasarrufu Özel Tasarruf Yurtiçi Tasarruflar Kamu Sabit Sermaye Yatırımları Özel Sabit Sermaye Yatırımları Toplam Sabit Sermaye Yatırımları 1975 4,6 17,7 22,4 6,1 14,8 20,9 1976 4,5 20,9 25,4 6,7 16,7 23,5 1977 3,5 17,8 21,3 7,5 17,5 25,0 1978 5,4 14,2 19,5 6,3 15,8 22,1 1979 2,5 17,2 19,7 6,0 13,7 19,6 1980 3,4 9,4 12,8 6,6 13,7 20,3 1981 5,6 11,8 17,4 6,8 12,3 19,2 1982 5,2 8,9 14,1 6,2 12,1 18,2 1983 4,8 9,2 14,0 6,5 12,5 19,0 1984 4,5 9,3 13,8 6,0 12,2 18,2 1985 5,8 14,7 20,5 6,9 12,4 19,3 1986 6,1 19,0 25,1 7,6 14,1 21,7 1987 4,9 21,2 26,2 7,4 15,5 22,9 1988 5,1 24,0 29,1 6,6 17,6 24,2 1989 3,6 20,8 24,4 5,7 15,5 21,1 1990 2,6 22,1 24,7 5,2 16,0 21,2 1991 0,7 23,9 24,6 5,6 16,5 22,1 1992-0,6 24,6 24,0 5,5 16,4 21,9 1993-0,7 25,8 25,1 5,4 19,2 24,6 1994-0,1 25,0 24,9 3,7 19,1 22,8 1995-0,1 24,6 24,6 3,1 19,6 22,8 1996-1,1 23,4 22,3 3,8 20,0 23,8 1997 0,8 22,6 23,4 4,6 20,5 25,1 1998-1,4 25,7 24,3 4,8 18,3 23,1 1999-5,0 25,1 20,1 4,9 14,4 19,3 2000-3,4 21,8 18,4 5,2 15,7 20,8 2001-7,1 25,5 18,4 4,7 11,7 16,4 2002-4,8 23,4 18,6 4,9 12,2 17,1 2003-4,1 19,6 15,5 3,8 13,6 17,4 2004-1,0 16,9 16,0 3,2 17,5 20,7 2005 2,8 13,1 15,9 3,8 17,6 21,4 2006 4,2 12,3 16,5 3,8 18,9 22,6 2007 2,4 13,1 15,5 3,9 17,9 21,8 2008 1,7 15,1 16,8 4,1 16,1 20,2 2009-0,9 14,0 13,1 4,1 13,1 17,2 20 1,6 12,3 13,9 4,3 14,8 19,1 Kaynak: Kalkınma Bakanlığı Öğr. Gör. Emre Ergüven Sayfa 8

Sabit sermaye yatırımlarının ve yurtiçi tasarrufların GSYH ye oranına baktığımızda iki önemli sonuç çıkarabiliriz. Birincisi kamu kesiminin sabit sermaye yatırımlarının hem GSYH içindeki hem de toplam sabit sermaye yatırımları içindeki payı genel olarak bir düşüş eğilimindedir. Bunda da en önemli etken (daha önceki haftalarda gördüğümüz gibi) 1994 ten itibaren faiz dışı fazla hedefinin Türkiye nin önüne konması ve bu faiz dışı fazla hedefinin gerçekleştirilmesi için kamu gelirlerinin artırılmasından çok kamu harcamalarının kısılmasının esas alınmasıdır. Bu durum, kamunun fiziki ve sosyal altyapı yatırımlarına ve ülkedeki teknolojik yenilikleri geliştirecek teknolojik altyapı yatırımlarına gerekli kaynağı ayırmasını engellemiştir. Kamu kesimi ile özel sektör arasındaki tamamlayıcılık ilişkisini de göz önünde bulundurursak, kamu yatırımlarının ihmal edilmesinin orta ve uzun dönemli büyüme üzerindeki etkilerinin olumsuz olacağı açıktır. Diğer yandan, italik olarak belirtilmiş toplam yurtiçi tasarruflarla toplam sabit sermaye yatırımlarını karşılaştırdığımızda özellikle 2003 ten itibaren yurtiçi tasarrufların toplam yatırımların gerisinde kaldığını görüyoruz. Yani yatırımların tamamını finanse edecek kadar bir tasarruf olmadığı görülüyor. Bu tasarruf açığı da dış tasarruflarla, yani dışarıdan giren kaynaklarla kapatılmıştır. Daha önce gördüğümüz gibi, dünya ekonomisinde 2002 den sonra söz konusu olan likidite bolluğu bu dış tasarrufların bulunmasını kolaylaştırmıştır. Bunun sonucu olarak da, aşağıdaki tablodan da görüldüğü üzere, dış borçlar hızla artmıştır. DIŞ BORÇLAR (milyon dolar) Yıllar Toplam Dış Borç Borçluya Göre Vadeye Göre Kamu Özel Kısa Vadeli Orta ve Uzun Vadeli 1989 43.911 37.272 6.638 5.745 38.166 1990 49.035 41.611.770 9.500 39.535 1991 52.381 42.495 11.128 9.500 42.881 1992 58.595 43.205 15.390 12.660 45.935 1993 70.512 46.933 23.579 18.473 52.039 1994 68.705 51.518 17.186 11.187 57.518 1995 75.948 54.174 21.774 15.500 60.448 1996 79.299 52.573 26.725 17.072 62.227 1997 84.356 50.832 33.523 17.691 66.665 1998 96.351 54.325 42.026 20.774 75.577 1999 3.123 55.113 48.011 22.921 80.202 2000 118.602 64.171 54.431 28.301 90.301 2001 113.592 71.480 42.112 16.790 96.802 2002 129.591 86.536 43.056 16.424 113.167 Öğr. Gör. Emre Ergüven Sayfa 9

2003 144.087 95.217 48.870 23.013 121.074 2004 161.008 97.078 63.930 32.205 128.803 2005 170.570 85.836 84.734 38.920 131.650 2006 208.406 87.265 121.141 42.860 165.546 2007 250.412 89.326 161.086 43.152 207.260 2008 281.382 92.534 189.029 52.527 228.855 2009 269.548 96.769 172.779 49.045 220.503 20 292.222 0.903 191.319 77.469 214.753 2011 306.704 3.980 202.724 83.847 222.857 Kaynak: Kalkınma Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı Dış borçların yapısı konusunda da iki dikkat çekici gelişme vardır. Birincisi özel sektörün toplam dış borçlar içindeki payı 1990 ların başında %20 ler civarındayken, 2000 lerin sonunda geldiğimizde bu oran %65 lere çıkmıştır. Bu durum da ekonomide genel olarak kamunun payının ve etkinliğinin azalmasıyla tutarlıdır. İkinci önemli gelişme de kısa vadeli borçların hem miktar hem de oran olarak gösterdiği kayda değer artıştır. Kısa vadeli borçların miktarının ve payının artması ekonomiyi dış şoklar karşısında daha kırılgan hale getirmektedir. KAMU BORÇ STOKUNUN GSYH YE ORANI Kaynak: TCMB Öğr. Gör. Emre Ergüven Sayfa

2001 sonrasında uygulanan sıkı maliye politikaları ve kamunun ekonomideki yerinin daralmasına paralel olarak kamu borç stokunun GSYH ye oranının da 2000 lerde düştüğünü ve Maastricht kriterlerinin belirlediği yüzde 60 lık sınırın altına gerilediğini görüyoruz. Kaynak: TCMB TCMB nin son 1 senedeki kararlarına baktığımızda ise TCMB nin artık proaktif bir politika izlemeye başladığını (yani ileride gerçekleşebileceğini düşündüğü gelişmeleri önceden kestirmeye çalışıp bunlara yönelik aktif önlemler almaya başladığını) ve fiyat istikrarı hedefinin yanına finansal istikrar hedefini de koyduğunu görüyoruz. Bu doğrultuda TCMB Kasım 20 dan itibaren politika faizini düşük tutup zorunlu karşılık oranlarını artırma yoluna gitti. Bunu yaparken de gecelik borçlanma faiz oranını da yüzde 1,5 a kadar düşürdü (Ağustos 2011 de tekrar yüzde 5 e çıkardı). Bu değişikliklerle ekonomide kırılganlıklara yol açan sıcak paranın daha az gelmesi amaçlanırken, düşük faizlerin enflasyona yol açmaması için zorunlu karşılık oranları artırılarak piyasadan TL çekilmiş oldu. Zorunlu karşılıkların artırılmasındaki Öğr. Gör. Emre Ergüven Sayfa 11

bir diğer amaç da ekonominin aşırı ısınmasını önlemek ve çok yüksek miktarlara çıkan kredilerin yıllık artış hızını düşürmekti (%25 e çekilmesi amaçlanıyordu). Ağustos 2011 de dünya ekonomisindeki belirsizliklerin artması ve yeni kriz belirtilerinin ortaya çıkması üzerine bu daraltıcı önlemlerden vazgeçildi ve zorunlu karşılıklarda (özellikle yabancı para zorunlu karşılıklarda) bir miktar esnemeye gidildi. Bu politikalar ve ortam içerisinde Türk Lirası, son bir yılda dolar karşısında en çok değer yitiren para birimlerinden biri oldu. Kaynak: TCMB Öğr. Gör. Emre Ergüven Sayfa 12

Kaynak: TCMB (Boyalı alan öngörülen artış oranıdır) Kaynak: TCMB (Pozitif değişim, dolara karşı değer kaybını göstermektedir) Öğr. Gör. Emre Ergüven Sayfa 13

GELİRE GÖRE SIRALI YÜZDE 20 LİK GELİR DAĞILIMI I. % 20 II. % 20 III. % 20 IV. % 20 V. % 20 Gini Katsayısı 1968 3 7 20 60 1973 3,5 8 12,5 19,5 56,5 1987 5,2 9,6 14,1 21,2 49,9 0,44 1994 4,9 8,6 12,6 19 54,9 0,49 2002 5,3 9,8 14 20,8 50 0,44 2003 6,3 14,5 20,9 48,3 0,40 2004 6,7 15,2 21,9 46,2 0,40 2005 6,1 11,1 15,8 22,6 44,4 0,38 2006 5,1 9,9 14,8 21,9 48,4 0,43 2007 5,8,6 15,2 21,5 46,9 0,41 2008 5,8,4 15,2 21,9 46,7 0,41 2009 5,6,3 15,1 21,5 47,6 0,42 20 5,8,6 15,3 21,9 46,4 0,40 2011 5,8,6 15,2 21,7 46,7 0,40 Kaynak: TÜİK GELİRE GÖRE SIRALI YÜZDE LUK GELİR DAĞILIMI 1994 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 I. % 1,8 1,9 2,3 2,3 2,2 1,8 2,2 2,2 2,1 II. % 3,0 3,4 3,7 3,8 3,9 3,2 3,6 3,6 3,5 III. % 3,9 4,4 4,7 4,9 5,0 4,4 4,7 4,6 4,6 IV. % 4,8 5,4 5,6 5,8 6,1 5,5 5,9 5,7 5,7 V. % 5,7 6,4 6,6 7,0 7,3 6,7 7 6,9 6,9 VI. % 6,9 7,6 7,8 8,3 8,6 8,1 8,3 8,3 8,2 VII. % 8,4 9,3 9,4 9,9,2 9,8 9,7 9,9 9,7 VIII. %,6 11,5 11,5 12,0 12,4 12,1 11,8 12,1 11,8 IX. % 14,4 15,5 15,1 15,3 15,8 16 15,2 15,8 15,4 X. % 40,5 34,6 33,2 30,9 28,7 32,5 31,6 30,9 32,2 Kaynak: TÜİK Öğr. Gör. Emre Ergüven Sayfa 14

Türkiye ekonomisinde sektörlere göre üretim ve istihdam yapısını, önümüzdeki iki hafta tarım ve sanayi sektörlerine bakarken göreceğiz. Dış ticaret ve dış ödemelerle ilgili ekonomik göstergeleri ise Türkiye Dış Ticaretin Yapısı nı işlerken inceleyeceğiz. Öğr. Gör. Emre Ergüven Sayfa 15