ERGENLİK DÖNEMİNDE PSİKOLOJİK BELİRTİLERLE SEYREDEN YAPAY BOZUKLUK: BİR OLGU SUNUMU



Benzer belgeler
Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİ YATAN HASTA DEĞERLENDİRME FORMU

ÇOCUK VE ERGEN RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJI

Çocuk Ýstismarýna Birimler Arasý Yaklaþým: Bir Olgu Sunumu

Dersin adı: Elektif (Çocuk Psikiyatrisi) Görüşme Saatleri: Salı:14:00-15:00

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

Ruhsal Travma Değerlendirme Formu. APHB protokolü çerçevesinde Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) tarafından hazırlanmıştır

HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ

ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE İNTİHAR GİRİŞİMİ

ÇOCUK VE ERGEN RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJI

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler

Çocuk Psikiyatrisi Uygulamalarında İstismar Olgularının Tanınması. Prof. Dr. Elvan İŞERİ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatri A.D.

İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ Dönem 6 Öğrenim Esasları. A. Genel Tanıtım B. Çalışma Kılavuzu C. Rotasyon Tablosu D.Dönem Kurulu E.

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem 5 PSİKİYATRİ STAJ TANITIM REHBERİ

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem 6 RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJ TANITIM REHBERİ

ERGENDE AİLE KRİZLERİNE MÜDAHALE. Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç

Koç Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Güz Dönemi

Çocukluk çağındaki fiziksel ve ruhsal gelişimin uygunluğunu bilecek, Doğru ebeveynlik becerilerinin aile içi ilişkilerde nasıl olması gerektiğini

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Eğitim Yılı Dönem V Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Staj Eğitim Programı

POSTPARTUM BAŞLANGIÇLI DEPRESYONDA GİDİŞ VE SONLANIM

YENİDOĞANLARDA EVDE SAĞLIK UYGULAMALARI

Adana RSHH'de zorunlu tedavi ve sorunları DR. GÖZDE CİĞERLİ

ACİL TIP ACİL TIP STAJININ AMACI

TANI, TEDAVİ VE ARAŞTIRMA AÇISINDAN CİNSEL BOZUKLUKLAR VE DSM 5. Prof. Dr. Cem İncesu Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

TABURCUYUZ, YA SONRASI?

ÜROLİTİAZİS TANISI İLE BAŞVURAN BİR OLGUDA MUNCHAUSEN SENDROMU

BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

İstismar olgularında adli uygulamada yaşanan güçlükler. Doç. Dr. Ayten ERDOĞAN Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi AD

Doç. Dr. Fatih Öncü. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Histeri. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir.

ULUSLARARASI TRAVMA ÇALIŞMALARI PROGRAMI - İSTANBUL - NEW YORK İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi nde KLP Çalışmaları Amaçlar Yurtdışında Yan Dal süreci

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

PSİKİYATRİDE KÜLTÜREL FORMÜLASYON. Prof. Dr. Can Cimilli DEÜTF Psikiyatri AD

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Prof.Dr. Kamil Nahit Özmenler Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Gülhane Tıp Fakültesi Ankara

Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek. Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

hükümet tabibi olarak görev yaptıktan sonra, 1988 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi nde başladığım

Konu: Davranışın Nörokimyası. Amaç: Bu dersin sonunda öğrenciler davranışın biyokimyasal mekanizmalarını öğreneceklerdir. Öğrenim hedefleri:

Kanserli Hasta Yönetiminde Danışman Hemşirenin Rolü

Füsun KURDOĞLU-ERÜRETEN Uzman Psikolog

1. Amaç: Bu talimat, UÜ-SK ya başvuran çocuk hastalara detaylı tıbbi değerlendirme yapılmasına yönelik bir sistem oluşturmayı amaçlamaktadır.

ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI RUHSAL DEĞERLENDİRME FORMU. Temel Yakınmalar. . Üniversitesi Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi Çocuk Koruma Birimi

EĞİTİM VEREN BİR DEVLET HASTANESİ PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN TANI GRUPLARINA GÖRE SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri

ADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ. Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu

AÇIKLAMA Araştırmacı: Yok. Konuşmacı: Yok. Danışman: Yok

Dr. Figen HANAĞASI Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Nöroloji Bölümü

AYAKTAN HASTA DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ

Bilge Togay* Handan Noyan** Sercan Karabulut* Rümeysa Durak Taşdelen* Batuhan Ayık* Alp Üçok*

Doğum sonrası anksiyete bozukluğu için riskli dönem. Sıklığı?? Klinik seyir??

ÖĞRENİM HEDEFLERİ Öğrenciler 3. sınıfın sonunda;

Hastanın tedaviye karşı iç görüsüz ve uyumsuz olması Kendisine veya çevresine zarar verme riskinin yüksek olması

ÇÖZÜM ODAKLI TERAPİLER & KİŞİLERARASI İLİŞKİLER TERAPİSİ PSİKOTERAPİ KURAMLARI II

Doğuş Üniversitesi, KLİNİK PSİKOLOJİ İstanbul ( % 100 Burslu)

İNTİHAR DAVRANIŞINDA TEDAVİ STRATEJİLERİ ve İNTİHARIN ÖNLENMESİ. Dr Çiğdem Aydemir

Psikiyatri Acil Servise Başvuran Perinatal Dönemdeki Hastaların Sosyodemografik ve Klinik Özellikleri

Bu bozukluk madde kullanımına veya genel tıbbi durumdaki bir bozukluğa bağlı değildir.

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

TPOG İSKİP Merkez Çalışma Kodu: Hasta TC Kimlik No Hasta İsim, Soyadı. Gönüllü Bilgilendirilmiş Onam Formu. Sayın Anne Babalar,

ÇOCUK VE AİLENİN SERVİSE KABULU

Son iki yılda ilaç endüstrisi ve başka kuruluşlarla gelir getirici ilişkim olmamıştır.

Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımın belirtileri ve etkileri Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımı önlemek için yapmamız gerekenler

663 Sayılı KHK Madde 34

RUH SAĞLIĞI ALANINDA ÇALIŞAN MESLEKLER

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

Zorlu Yaşantılar Sonrası Stres Belirtileri (Travma Sonrası Stres Bozukluğu)

CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARINDA DSM 5

Dr.Sinem SEVİL Dr.Reyhan Dağ Karataş Doç.Dr.Altan Eşsizoğlu Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fak. Ruh Sağlığı ve Hastalıkları A.B.

ÇOCUK VE GENÇLERDE DUYGUDURUM BOZUKLUKLARI

Clayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125: Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL.

AÇIKLAMA Araştırmacı: Yok. Konuşmacı: Yok. Danışman: Yok

İntihar Girişimlerinde İlk Yardım: Yapılması ve Yapılmaması Gerekenler. Danışman: Halise DEVRİMCİ ÖZGÜVEN

SÜRÜCÜ BELGESİ İLE İLGİLİ İŞLEMLERDE PSİKİYATRİK MUAYENE REHBERİ

Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi

Çekirdek belirtileri açýsýndan duygulaným alanýnda. Birinci Basamakta Depresyon: Tanýma, Ele Alma, Yönlendirme. Özet

DANIŞMANLIK TEDBİRİ UYGULAMALARI ÇOCUK TANIMA FORMU

HARRAN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ Dersin Adı Kodu Yarıyıl T+U Kredi AKTS Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği

Bir Eğitim Hastanesi nde Yatan Hastalar İçin İstenen Çocuk ve Ergen Psikiyatri Konsültasyonlarının Değerlendirilmesi

Eğitim Tarihleri: 5-6/ 11 /2016 ve / 11 /2016 (2 hafta Cumartesi ve Pazar toplam: 32 saat) Eğitim Ücreti: 400 TL + KDV (Öğrencilere %25 indirim

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ RUH SAĞLIĞI ve HASTALIKLARI A.D. İNTÖRN DOKTOR STAJ KARNESİ

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD.

SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

Aripiprazole Bağlı NREM Parasomni Olgusu

OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU. Prof. Dr. Berna Özsungur Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD

Serhat Tunç 1, Yelda Yenilmez Bilgin 2, Kürşat Altınbaş 3, Hamit Serdar Başbuğ 4 1

Ruhsal Bozukluklar ile İlgili Sık Görülen Yanlış İnançlar ve Gerçekler. Osman SEZGİN

SOSYAL FOBİ. Sosyal fobide karşılaşılan belirtiler şu şekilde sıralanabilir.

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları)

Transkript:

ERGENLİK DÖNEMİNDE PSİKOLOJİK BELİRTİLERLE SEYREDEN YAPAY BOZUKLUK: BİR OLGU SUNUMU Kayhan BAHALI*, Hamiyet İPEK**, Sema KURBAN**, Caner MUTLU*, Ayten ERDOĞAN*** ÖZET Yapay bozukluk hasta rolünü benimsemek amacıyla fizik ya da psikolojik belirtilerin istemli olarak oluşturulması ya da taklit edilmesi ile belirlidir. Yapay bozukluğun üç alt tipi vardır. Psikolojik belirtilerin ön planda olduğu, fiziksel belirtilerin ön planda olduğu ve her iki tip belirtinin bir arada olduğu biçimde görülebilir. Varsanılar, depresyon, intihar düşünceleri, dissosiyatif belirtiler ve bellek yitimi sıklıkla üretilen klinik belirtilerdir. Yapay bozukluklar önemli düzeyde mortalite ve morbiditeye neden olabilen bozukluklardır. Bu yazıda, psikolojik belirtilerle çocuk ve ergen psikiyatri servisine başvuran bir ergen yapay bozukluk olgusu sunulacak ve ayırıcı tanı süreci yazın ışığında tartışılacaktır. Anahtar Sözcükler: Ergenlik, psikolojik belirtiler, yapay bozukluk. SUMMARY: FACTITIOUS DISORDER WITH PSYCHOLOGICAL SYMPTOMS IN ADOLESCENCE: A CASE REPORT Factitious disorder is characterized by the intentional production or feigning of physical or psychological symptoms with the objective of adopting the patient role. There are three subtypes of factitious disorder. The subtypes could be seen as prominent with physical symptoms, psychological symptoms or both combined. Commonly presented clinical problems include hallucinations, depression, suicidal ideation, dissociative symptoms, and amnesia. Factitious disorders can cause serious morbidity and mortality. In this report, we present an adolescent case diagnosed with factitious disorder who was admitted to a child and adolescent psychiatry unit with psychological symptoms and the process of differential diagnosis is discussed in the light of relevant literature. Key Words: Adolescence, psychological symptoms, factitious disorder. GİRİŞ İlk kez Asher tarafından Munchausen Sendromu adıyla tanımlanan yapay bozukluk (YB) geçen yüzyıldan bu yana yazında kendisine yer bulmaktadır (Asher 1951). YB, hasta rolünü benimsemek amacıyla psikolojik ya da fiziksel belirtilerin istemli olarak oluşturulması ya da taklit edilmesi ile belirlidir. Hastalar psikolojik, fiziksel ya da bileşik belirtiler sergileyebilir. Psikolojik belirtilerin ön planda olduğu tipinde, açık bir ruhsal durumun belirti ve bulgularının önde geldiği klinik görünüm tanımlanır (Amerikan Psikiyatri Birliği 2000). Klinik görünüme her tür psikopatoloji egemen olabilir (Noyan 2000). Varsanılar, dissosiyatif belirtiler, nöbetler, depresyon, intihar düşünceleri ve bellek yitimi sıklıkla üretilen belirtilerdir (Amerikan Psikiyatri Birliği 2000). *Uzm.Dr., Bakırköy Prof.Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı **Asis.Dr, Bakırköy Prof.Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ***Doç.Dr. Bakırköy Prof.Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı YB nin gerçek sıklık ve yaygınlık oranları belirli değildir (Noyan 2000). Sağlık personelini aldatmaya yönelik çabaların olması nedeniyle tanılamada yaşanan güçlükler ve farklı hastane/doktorlara başvuruların olması nedeniyle hastalığın gerçek yaygınlığının belirlenmesi zordur (Amerikan Psikiyatri Birliği 2000). Çocukluk çağında psikolojik belirtilerin ön planda olduğu YB ile ilgili alan yazınında az sayıdaki olgu sunumları dışında ayrıntılı bilgi bulunmamaktadır (Çolak ve Kerimoğlu 2011, Grover ve ark. 2005, Stayer ve ark. 2004). Günümüzde, özellikle çocuk ve ergenlerde, YB nin nedenleri, klinik görünümü, tanısı ve tedavisi gibi pek çok yönü hakkındaki bilgilerimiz kısıtlıdır. Bu yazıda, psikolojik belirtilerin klinik görünüme egemen olduğu bir ergen YB olgusu sunulacak, tanı ve ayırıcı tanı süreci yazın ışığında tartışılacaktır. OLGU R, 16 yaşında kız ergendi. Polikliniğimize sesler duyma, hayaller görme, şüphecilik, korkular ve sinirlilik yakınmalarıyla başvurdu. Tıbbi öyküsünde; yakınmalarının yedi yaşında başladığı, 8 Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi : 21 (1) 2014 45

BAHALI VE ARK. yaşında epilepsi tanısı konulduğu ancak düzenli takip ve tedavi edilmediği, nöbetler geçirdiği öğrenildi. Nöbetleri ağlama ile başlıyor, nöbet sırasında elleriyle boynunu sıkıyor, tırnaklarıyla kendisine zarar veriyormuş. Nöbet sonrasında şaşkınca çevresine bakıyor, yaklaşık 1-2 dakika sonra düzeliyormuş. Yineleyen özkıyım düşünceleri olan R, yedi ay önce yaklaşık 10 tablet (4-5 adedi risperdal tablet) ilacı içerek özkıyım girişiminde bulunmuş, ailesine haber vermemiş, genel durumunun kötüleşmesi üzerine aile tarafından acilen hastaneye götürülmüştü. Yakınmaları başladıktan sonra biri eğitim araştırma hastanesi, ikisi üniversite hastanesi olmak üzere farklı hastane ve doktorlara çok sayıda başvurusu olmuştu. Hastanemizde de 2011-2012 yılları arasında en az sekiz farklı doktor tarafından muayene edilmiş ve üç kez servis yatışı yapılmıştı. İlk iki yatışı, kendine zarar verme riski nedeniyle, acil servisten olmuştu. Konversiyon bozukluğu, dissosiyatif bozukluk, atipik psikoz ve epilepsi ön tanıları ile izlenmişti. Daha önce hiç depresyon tanısı almamıştı. Fiziksel ve cinsel travma öyküsü yoktu. Tıbbi başvuruları daha çok kendisi talep etmiş, poliklinik takiplerine düzenli gelmişti. Tedavisinde ketiyapin, aripiprazol, risperidon, valproat, fluoksetin, sertralin, biperiden gibi çeşitli ilaçları genel olarak düzenli kullanmış fakat belirgin bir yarar görmemiş, yakınmaları dalgalı bir seyir izlemişti. Aile öyküsünde; kuzeninde şizofreni, teyzesinde panik bozukluk öyküsü olduğu öğrenildi. Hasta olan kuzeni özkıyımla ölmüştü. Aile içi ilişkilerde; annenin dini konularda R ye baskı uyguladığı ve eleştirel yaklaştığı, R ile ablası arasında ise sürekli bir rekabet olduğu öğrenildi. Baba ise R nin her istediğini yapıyordu. Hasta küçüklüğünden itibaren anne-babanın evlilik çatışmalarına şahit olmuştu. İlkokul başarısı iyi olan R ailenin isteği üzerine okulu bırakmak zorunda kalmıştı. İzleminde sonuç alınamayan ve yatış isteği olan R nin psikotik bozukluk ön tanısı ile yatırılarak izlenmesine ve tedavisine tekrar karar verildi. Anneye göre R nin yatmasını gerektirir bir sorunu yoktu. Bu yüzden yatışı önce reddetti ancak R annesini, yatışının yapılmaması durumunda, evden kaçarım şeklinde tehdit edince kabul etti. R nin servise yatışındaki beklentisi tamamen iyileşmekti. Ruhsal muayenesinde; kendine bakımı iyiydi. Konuşma hızı ve miktarı doğaldı. Göz teması kurmaksızın gözlerini bir noktaya sabitleyerek konuşuyordu. Düşünce içeriğini rahatlıkla açıyor, mantıklı konuşuyor ve amaca yöneliyordu. Düşünce içeriğinde çevresinden zarar göreceğine dair kötülük görme ve özkıyım düşünceleri vardı. Görüşme boyunca hastanın duygulanımı kısıtlıydı. Algı muayenesinde kendisini öldürmesi şeklinde emir veren sesler duyduğunu, ellerinde hançer tutan simsiyah uzun boylu bir adam ve kambur bir kadın gördüğünü belirtti. Bellek ve yönelim kusuru saptanmadı. R nin servisteki izleminde yakınmalarında tutarsızlıklar saptandı. Sürekli tedavi ekibinin yanına geliyor, hastalığı ve tedavisi ile ilgili yineleyen sorular soruyordu. Sürekli ilgi bekliyordu. Görüşmelerde ablasının yakınmalarına inanmadığını ısrarla vurguluyordu. Algı muayenesinde saptadığımız bulguları halüsinasyonlarım olarak adlandırmaktaydı. R ye halüsinasyonları hakkında ayrıntılı sorular sorulduğunda hatırlamadığını ya da anlatınca üzüldüğünü söylüyor, ayrıntıya girmek istemediğini belirtiyordu. Yakınmalarının başlama zamanı ile ilgili sorulara tutarsız yanıtlar vermekteydi. Görüşme süresi uzadığında tutarsızlıklar artıyor, yakınmalarını detaylandıramıyordu. Sorulan basit sorulara hemen yanıt vermiyor, üstünde bir müddet düşündükten sonra yanıtlıyordu. Belirtilerini abartıyor, sizi anlamıyorum, bunalıyorum şeklinde karşılıklar veriyordu. Halüsinasyonları sıklıkla evdeyken ve aile içi olumsuz bir olay sonrası başlıyordu. Servisteki diğer hastaların yanında sosyal ilişkilerini daha iyi bir şekilde yürüten hasta, tedavi ekibiyle görüşmeleri sırasında gözlerini bir noktaya dikerek halüsine oluyor izlenimi veriyordu. Neden bu şekilde 46

Ergenlik döneminde yapay bozukluk davrandığı sorulduğunda normal bir şekilde göz teması kurmaya başlıyordu. Serviste yattığı süre içerisinde nöbet geçirmedi. R nin geçmişteki nöbet öyküsünde; günde 3-4 kez olduğu, 5-10 dakika sürdüğü öğrenildi. Nöbet sırasında kalbi sıkışıyor, dilini ısırıyor ve boğazını sıkma gibi kendine zarar verici davranışlarda bulunuyormuş. R nöbet anını hatırlamadığını belirtti. R ye göre, halüsinasyonlarındaki karakterler nöbetini yönlendirmekteydi. Görüşme sırasında epilepsi, sinir krizi ve nöbet kelimelerini birbirinin yerine kullanmaktaydı. Nöbetler sırasında hiç idrar-gaita inkontinansı olmamıştı. Postiktal konfüzyon tariflemedi. Nöbet sıklığının, üzgün olduğu zamanlarda, özellikle de ablasıyla yaptığı tartışmalardan sonra artmakta olduğu öğrenildi. Yapılan fizik ve nörolojik muayenesi doğaldı. Rutin biyokimya, tam kan sayımı, idrar madde metaboliti, elektroensefalogram, beyin manyetik rezonans görüntüleme incelemeleri normal sınırlarda bulundu. Serviste yapılan görüşmeler, gözlemler ve ayrıntılı incelemeler sonucunda psikotik bozukluk tanısından uzaklaşıldı. Nöbetler psikojenik olarak değerlendirildi. R ye taburculuğu ile ilgili bilgi verildi, yakınmalarında tam bir düzelme olmadığı için servisten çıkışını kabul etmedi. Hasta izinli gönderildi sonrasında YB tanısı ile poliklinik izlemine alındı. R kısa bir süre sonra poliklinik takibimizden çıktı. TARTIŞMA Bu yazıda, psikolojik belirtiler ile çeşitli hastanelere başvurusu olan, ileri tıbbi incelemelerle etiyolojisi saptanamayan, olası tıbbi tanılara yönelik tedaviler ile belirtileri gerilemeyen, ancak ergen psikiyatri kliniğine yatırılarak yakın gözlem ile tanısı desteklenen psikolojik belirtilerle seyreden bir ergen YB olgusu sunulmuş ve oldukça kısıtlı olan ilgili alan yazınına katkı sağlanmıştır. YB, hekimler tarafından yeterince tanınmayan ancak önemli düzeyde mortalite ve morbiditeye neden olan bir klinik durumdur (Pekcanlar Akay ve Diler 2008). Klinik görünüm, öznel yakınmaların üretilmesi, objektif bulguların yanıltılması, kendi yarattığı durumlar, önceden var olan genel tıbbi durumların abartılması/alevlenmesi ya da bunların herhangi bir bileşiminden oluşmaktadır. Belirli bir belirtinin istemli olarak oluşturulduğu yargısına doğrudan kanıtlar ve belirtinin diğer nedenlerini dışlayarak varılır. Ayrıca yapay belirtilerin varlığı gerçekten fiziksel ya da psikolojik belirtilerin eşzamanlı bulunmasını da engellemez (Amerikan Psikiyatri Birliği 2000). Çok sayıda hastaneye yatış öyküsü, nedeni saptanamayan yakınmalar/belirtiler, uygun sağaltıma karşın geçmeyen yakınmalar/belirtiler, başka hastalarla yakın ilişkiler geliştirmeme, sürekli değişebilen yakınmalar/belirtiler, oldukça iyi düzeyde tıbbi bilgi, sürekli değişen, abartılı ya da sahte öyküler, tıbbi sonuçlarda tutarsızlıklar, her tür tanısal işleme gönüllülük, sürekli isteme (tetkikten ilgiye), araştırma, öğrenme, özel hasta olma gereksinimi ve istekler karşılanmadığında öfke ve hekim değiştirme YB li hastalarda gözlenen ortak özelliklerdir (Noyan 2000). Kronik ya da ciddi tıbbi bir hastalığa sahip olma, 1. ya da 2. derece akrabalarında psikiyatrik hastalık varlığı, diğer aile bireylerindeki ciddi tıbbi hastalıklara tanık olma, çocuk istismarı (şüpheli) ve koruyucu ailede yaşama ise YB için risk faktörleridir (Ehrlich ve ark. 2008). Olgumuzda, yapılan ruhsal muayene, servis gözlemi ve tetkikler sonucunda psikotik belirtilere neden olabilecek diğer nedenlerin dışlanması; nöbetlerin psikojenik nöbet olarak değerlendirilmesi; belirtilerin daha çok muayene sırasında alevlenmesi; tekrarlayan hastane başvuru ve yatışlarına karşın kesin bir tanının olmaması; çok sayıda ilaç kullanılmasına karşın klinik belirtilerin gerilememesi hatta belirti sayı ve çeşitliliğinde artış olması; servise yatış konusunda istekli olması; yakınmalar aktarılırken tıbbi terim kullanımının fazla olması; belirtilerin hasta rolünü benimseyerek dikkat çekmek amacıyla hasta tarafından istemli bir şekilde ortaya çıkarıldığının gözlenmesi; aile öyküsündeki psikiyatrik hastalıkların varlığı YB tanımızı destek- 47

BAHALI VE ARK. leyen bulgularımızdı. YB, gerçek bir tıbbi durumdan, temaruzdan, konversiyon bozukluğu (KB) gibi gerçek bir ruhsal bozukluktan ve Münchausen by Proxy (MBP) (bakım verenlerin neden olduğu YB) den ayırt edilmelidir (Amerikan Psikiyatri Birliği 2000). Olgumuzdaki amaçlı ve bilinçli olarak belirti oluşturma davranışı temaruzu düşündürebilir. Temaruzu olan bireyler, ekonomik kazanç sağlamak, polisten kaçmak ya da sadece geceyi geçirmek için yatak bulmak çabalarıyla belirti oluşturarak hastaneye yatmak isteyebilir. Hedef çoğu kez açıktır, belirtiler onlar için artık gerekli olmayınca belirtileri durdurabilir. YB de ise kişi genellikle yapay davranışının arkasındaki motivasyonunun farkında değildir ve dışsal kazancı yoktur (Amerikan Psikiyatri Birliği 2000). Ancak çocuklarda ve ergenlerde YB olgularında da az veya çok bir dış etken ve bir kazanç bulunduğu ve bu nedenle özellikle çocuklarda YB ile temaruzun ayırıcı tanısının yapılmasının erişkinlere kıyasla daha zor olduğu, dış etkenin ve kazancın belirginliğine ve ne kadar ön planda olduğuna göre tanılama yapılabileceği belirtilmektedir (Cöngöloğlu ve Türkbay 2010). Olgumuzda temaruzdaki gibi belirgin bir dışsal kazanç söz konusu değildi. Hastalık nedeniyle ailenin diğer bireylerinin gösterdiği ilgi artışı dışsal kazanç gibi görünmekle birlikte belirtilerin şiddetiyle orantısızdı. Varsanı, katılma ve konvulziyon gibi nörolojik belirti ve bulgularla seyreden KB de YB ile karışabilir. YB de belirtiler amaçlı olarak ortaya çıkarılır ya da belirtiler varmış gibi davranılır. YB hastasının temel amacı hasta rolünü benimseyerek tıbbi değerlendirme ve tedavisinin yapılmasını sağlamaktır. Bu amaçlar konversiyon belirtilerindeki ikincil kazançlara benzeyebilir ancak konversiyon belirtilerinin ayırt ettirici özelliği belirti çıkarmada bilinçli bir niyetin bulunmamasıdır (Amerikan Psikiyatri Birliği 2000). Olgumuzda bazı belirtilerin başlaması ya da alevlenmesi öncesinde aile içi çatışmalar gibi stres etkenlerinin bulunması KB yi düşündürse de belirtilerin bilinçli bir şekilde oluşturulduğuna ait direkt gözlemlerimizin olması KB den ayırt etmemizi sağlamıştır. Olgumuz, tedavi ekibi ile görüşmesi sırasında, görsel varsanı ve benzeri psikolojik belirtilerini bilinçli olarak üretmiş, tedavi ekibi tarafından uyarıldığında da bu belirtileri üretmekten vazgeçmiştir. Bununla birlikte yapay belirtilerin varlığı gerçekten fiziksel ya da psikolojik belirtilerin eşzamanlı bulunmasını da engellemeyeceğinden olgumuzun bazı geçmiş nöbetlerinde KB nin dışlanması da zor gibi görünmektedir. Olgumuzda ayırıcı tanıda düşünülmesi gereken bir diğer hastalık ise MBP dir. MBP de aileler veya çocuğa bakmakla yükümlü kişiler çocukta hastalık oluşturmaktadır. MBP de YB nin gerçek sorumlusu bakım veren kişidir. MBP daha çok küçük çocuklarda ve bebeklerde izlenir (Amerikan Psikiyatri Birliği 2000). Olgumuzda tanı yaşının beklenenden yüksek olması, ailenin servis yatışlarını istememesine karşın hastanın yatış için ısrarcı olması ve serviste refakatsiz olarak yatmasına karşın belirtilerin devam etmesi bizleri MBP tanısından uzaklaştırmıştır. Sonuç olarak YB, ergenlerde psikotik bozukluk ve epilepsi ayırıcı tanısında mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Özellikle yakınmaları ile muayene bulguları arasında tutarsızlıklar olan, abartılı klinik bulgulara karşın incelemelerinde patoloji saptanmayan, ciddi bir hastalık tablosu karşısında kaygı düzeyi beklenenden az olan, tekrarlayan hastane başvuruları ve/veya yatışları olmasına karşın tanı konulamayan, çok sayıda ilaç sağaltımına karşın sağaltımı sağlanamayan hastalarda YB tanısı akla gelmelidir. Tanıda en önemli nokta YB den şüphelenmektir. YB nin erken ve doğru tanılanması hastaların zararlı olabilecek tanı/tedavi işlemlerine maruz kalmasını önleyecek; uygun bir tedavi sürecine girmesini hızlandıracak ve yaşam kalitesini artıracaktır. 48

Ergenlik döneminde yapay bozukluk KAYNAKLAR Amerikan Psikiyatri Birliği (2000) Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabı, Dördüncü Baskı, Yeniden Gözden Geçirilmiş Tam Metin. Washington DC, Amerikan Psikiyatri Birliği. Asher R (1951) Munchausen s Syndrome. Lancet 1: 339-341. Cöngöloğlu A, Türkbay T (2010) Çocuklar ve ergenlerde simülasyon. Türkiye Klinikleri J Med Sci 30 (suppl 2): 15-20. Çolak M, Kerimoğlu E (2011) Cinsel istismara uğrama iddiası ile başvuran bir olgu: Yapay bozukluk ve diğer ayırıcı tanılar. Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi 18: 59-66. Ehrlich S, Pfeiffer E, Salbach H ve ark. (2008) Factitious disorder in children and adolescents: A retrospective study. Psychosomatics 49: 392-398. Grover S, Kumar S, Mattoo SK ve ark. (2005) Factitious schizophrenia. Indian J Psychiatry 47: 169-172. Noyan MA (2000) Yapay bozukluklar. Anadolu Psikiyatri Dergisi 1: 162-173. Pekcanlar Akay A, Diler RS (2008) Yapay bozukluk. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Temel Kitabı içinde. Çuhadaroğlu Çetin F, Uslu R, Miral S, Coşkun A, Pehlivantürk B, İşeri E, Türkbay T, Motavallı N, Ünal F (Editörler). HYB Basım Yayın, Ankara, s: 455-461. Stayer C, Sporn A, Gogtay N ve ark. (2004) Looking for childhood schizophrenia: Case series of false positives. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry 43: 1026-1029. 49