BİTKİLERDE BAZI MAKRO VE MİKRO BESİN ELEMENTİ EKSİKLİKLERİ VE BELİRLENMESİ

Benzer belgeler
Ato Serisi. Atofer TOPRAKTAN UYGULAMA PREPARATI ŞELATLI DEMİR. Demirin Bitkilerdeki Fonksiyonu. Demirin Topraktaki Yarayışlılığı

Docto Serisi Topraktan ve yapraktan uygulama preparatı

Yerfıstığında Gübreleme

ARIKÖY TOPLU YAPI YÖNETİMİ BİTKİLER NE İSTER

Meyve ağaçları, sebzeler, tarla bitkileri, narenciyeler, elma, armut, şeftali, erik ve süs bitkileri.

Gübreleme Zeytin ağacında gübreleme ağacın dikimi ile başlar bunu izleyen yıllarda devam eder. Zeytin ağaçlarının gereksinimi olan gübre miktarını

Magnezyum Sülfat. Magnezyum Sülfat nedir?

BİTKİ BESLEME ÜRÜNLERİ KATALOĞU

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Solem Organik / Ürün Kullanımı

ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

İÇİNDEKİLER VII. SULAMA GİRİŞ SULAMANIN GENEL PRENSİPLERİ Sulamanın Amacı ve Önemi... 32

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

- Zn 120. Çinkolu Gübre Çözeltisi. Lignosulfanate UYGULAMA ŞEKLİ VE DOZLARI

Nasıl Kullanılır? Garanti Edilen İçerik;

Bitkideki fonksiyonu Bitkideki miktarı

Dolu Teminatı için Sigortaya Son Kabul Tarihleri

b) Bitkiye Uygulama Püskürtülerek uygulama (yaprak gübreleri, % 0,2-0,4) Tohuma bulaştırılarak (kaplama) uygulama (% 0,2)

HACETTEPE ÜNĐVERSĐTESĐ EĞĐTĐM FAKÜLTESĐ FĐZĐK ÖĞRETMENLĐĞĐ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

zeytinist

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

BİTKİ BESİN MADDELERİ (BBM)

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Buğday ve Arpa Gübrelemesi

Bioredworm- S(Solid)-Katı ve Bioredworm-L(Liquid)-Sıvı Uygulama tablosu Bitki Türü Gübre Türü Uygulama dönemi Dozlar / saf gübre olarak /

BAZI KÜLTÜR BİTKİLERİNDE KLASİK GÜBRELERE İLAVETEN ÖZEL GÜBRELERİN KULLANILMASI

AZOT (N) amonyum (NH + 4 ) nitrat (NO3 )

BALIKESİR SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

YAPRAĞI YENEN SEBZELERDE GÜBRELEME

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

EC FERTILIZER TOPRAĞINIZA DEĞER KATAN GÜBRE

Orijin: Asya ve Avrupa (Mısır, Yunan ve Roma medeniyetleri döneminden beri biliniyor. Yabani form: Lactuca serriola x L.

BALIKESİR SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ

NPK GÜBRE SERİSİ. Formüller. Formüller. Formüller

BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

Mineral Maddeler (1)

ŞEFTALİNİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN

Kullanma Kılavuzu. 10 dönüm için 1 l gübre kullanılarak ilkbaharda sürgünler püskürtme(ya da damlama) yöntemiyle

1-16 Nisan İçerik Raporu

BALIKESİR SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ

Elmada Acı Benek (bitter pit)

12. SINIF KONU ANLATIMI 23 BİTKİLERDE BESLENME BİTKİLERDE TAŞIMA

son hacim litre olacak şekilde sulandırılarak toprak yüzeyine püskürtülüp, cm toprak derinliğine karıştırarak uygulanabilir.

4.Sınıf Fen Bilimleri

BESİN MADDELERİNİN KSİLEM VE FLOEMDE UZUN MESAFE

ULUSAL BOR ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ Ankara. Bor Bitkiler İçin Neden Çok Önemli?

zeytinist

7 ve 8. hafta SEBZE YETİŞTİRİCİLİĞİNDE EKOLOJİK FAKTÖRLER. ã Kök gelişimini engelleme. Optimum sıcaklık ( Optimum sıcaklık ( C)

zeytinist

BAHÇE ÜRÜNLERİNDE HASAT & DERİM PROF.DR.NURDAN TUNA GÜNEŞ

MEYVE AĞAÇLARINDA GÖZLER MEYVE AĞAÇLARINDA DALLAR

MUAMELE GÖREN MADDELERİN FİYATI (YTL.) SATIŞ MUAMELE CİNS VE NEVİLERİ AŞAĞI YUKARI ORTALAMA MİKTARI BİRİM TUTARI ŞEKLİ ADEDİ

Ekonomik Rapor Tablo 57. Kişi Başına Gayri Safi Yurt İçi Hasıla. Yıllar Nüfus (1) (000 Kişi) Türk Lirası ( )

Arpada Hastalıklara Bağlı Olmayan Yaprak Lekeleri

EKİM AYI ARA ÖĞÜN ÖNERİLERİ EKİM AYI BESLENME İÇİN MEYVE VE SEBZE ÖNERİLERİ

Prof.Dr. Filiz ERTUNÇ

Elma kış dinlenmesine ihtiyaç duyan meyve türü olup, soğuklama gereksinimi diğer meyvelere göre uzundur.

ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME

8. BÖLÜM: MİNERAL TOPRAKLARDAKİ BİTKİ BESİN MADDELERİ

BİTKİ MATERYALİ II: ANGIOSPERMAE

Antepfıstığında Gübreleme

YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLERDE TANE

Bilim adamları canlıları hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve mikroskobik canlılar olarak dört bölümde sınıflandırmışlar.

CEVİZİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN

ÜRETİM AŞAMASINDA ADIM ADIM GÜBRELEME

DOĞRU VE DENGELİ GÜBRE KULLANIMI BİTKİLERE HASTALIK VE ZARARLILARA KARŞI DAYANIKLILIK KAZANDIRIR

BACTOGEN ORGANİK GÜBRELER,

ÖNEMLİ ZARARLILARI. Spodoptera spp. (Yaprak kurtları) yumurta

Uygun koşullar altında gelişen bir bitkinin ilk çiçek taslaklarının görüldüğü zamana kadar geçen dönemi gençlik (juvenile) olarak isimlendirilir.

Satınalma Şartnameleri Taze Meyve Sebze

BORSA BÜLTENİ

GÜBRELEME TEKNĠĞĠ VE BAĞLARDA BĠTKĠ BESĠN MADDE EKSĠKLĠKLERĠ. Zir. Yük. Müh. Özen MERKEN BAĞLARDA GÜBRELEME. Ca K. Mg K. Zn Mn.

ALKALİ BESLENME HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER

4. Hafta Bahçe bitkilerinin ekolojik istekleri: İklim ve toprak faktörleri, yer ve yöney

Kullanım Yerleri. İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir

SERA TASARIMI ve İKLİMLENDİRME. Cengiz TÜRKAY Ziraat Yüksek Mühendisi. Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Erdemli-Mersin 12 Ekim 2012

GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları

KİRAZ AĞAÇLARININ TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN

Meyveli Bitki Besin Elementlerinin Alımı Ve Taşınması

T.C. MUĞLA TİCARET BORSASI AYLIK BORSA BÜLTENİ. Enaz Fiyat. Ençok Fiyat. Ortalama Fiyat ARPA YEMLİK MTS , KG 3,596.

T.C. MUĞLA TİCARET BORSASI AYLIK BORSA BÜLTENİ. Enaz Fiyat. Ençok Fiyat. Ortalama Fiyat YULAF , KG 73,

BAHÇE BİTKİLERİNDE BUDAMA TEKNİKLERİ

T.C. DENİZLİ TİCARET BORSASI AYLIK BORSA BÜLTENİ. Ortalama Fiyat. Enaz Fiyat. Ençok Fiyat YULAF , KG 9,750.

T.C. BOLVADİN TİCARET BORSASI AYLIK BORSA BÜLTENİ. - 31/01/2014 Şube Adı: BOLVADİN TİCARET BORSASI. Sayfa: 1-6 Maddelerin Cins ve Nev'ileri

SERA HIYARINDA DENGELİ GÜBRELEME

Ceviz Fidanı-Ağacı İklim ve Toprak İstekleri

SARI ÇAY AKARININ ÇAY BİTKİSİ ÜZERİNDE OLUŞTURDUĞU ZARARLANMALAR. RAPOR

BİTKİ BESİN ELEMENTLERİ BİTKİ BESİN ELEMENTLERİ, TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI

T.C. MUĞLA TİCARET BORSASI AYLIK BORSA BÜLTENİ. Ortalama Fiyat. Enaz Fiyat. Ençok Fiyat YULAF , KG 71,435.

BADEM YETİŞTİRİCİLİĞİ

MISIR TARIMI. GAP TEYAP Kerem AKDOĞAN

BİTKİ BESLEME KATALOĞU 2017

MAGNEZYUM. Biotit, serpantin, hornblend ve olivin gibi ferro-mg mineralleri kolay ayrıştıklarından

T.C. MUĞLA TİCARET BORSASI AYLIK BORSA BÜLTENİ. Enaz Fiyat. Ençok Fiyat. Ortalama Fiyat YULAF , KG 35,

Solunum (respirasyon)

T.C. MUĞLA TİCARET BORSASI AYLIK BORSA BÜLTENİ. Enaz Fiyat. Ençok Fiyat. Ortalama Fiyat ARPA YEMLİK MTS , KG 62,506.

Transkript:

BİTKİLERDE BAZI MAKRO VE MİKRO BESİN ELEMENTİ EKSİKLİKLERİ VE Nesibe Devrim ALMACA Ziraat Yüksek Mühendisi BELİRLENMESİ Müslüm COŞKUN Ziraat Yüksek Mühendisi Toprak ve Su Kaynakları Araş. Enstitüsü Müdürlüğü Toprak Yönetimi Bölümü Şanlıurfa-2007

MAKRO VE MİKRO ELEMENTLER Bitki besin elementleri makro ve mikro elementler diye ikiye ayrılır. -Makro elementler bitki tarafından nisbeten fazla miktarda ihtiyaç duyulan ve bitki bünyesinde fazla bulunan elementlere denilmektedir. -Mikro elementler ise makroların tersine bitki bünyesinde az bulunan ve bitki tarafından az alınan elementlerdir. MAKRO ELEMENTLER N, P, S, K, Ca, Mg MİKRO ELEMENTLER Fe, Zn, Mn, Cu, B, Cl, Mo

Bitkilerin genetik özelliklerine bağlı olarak gelişim gösterebilmesi, uygun çevresel faktörlerin sağlanması ile mümkündür. Bitkiler ne kadar yüksek verim kapasitesine sahip olursa olsun, besin maddelerince fakir bir ortamda gelişimlerini sürdüremez ve beklenen verim düzeyinin altında kalır. Bitkilerin gelişim süresi boyunca makro ve mikro element eksiklikleri gözle görülebilir arazların oluşmasına sebep olurlar ve bunun olumsuz etkilerini ortadan kaldırılması için bitkinin ihtiyacı olan elementin saptanarak uygun dönemlerde ve uygun miktarlarda verilmesi gerekmektedir.

MAKRO VE MİKRO BESİN ELEMENTLERİNİN BİTKİDE Kİ EKSİKLİĞİNİN NEDENLERİ Bitkilerde besin noksanlıkları çok çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilmektedir. En çok rastlanılan nedenleri aşağıda verilen başlıklar altında toplamak mümkündür. - Toprakta besin maddesinin mutlak noksanlığı - Besin maddesinin bitki tarafından alınabilirliğini sınırlandıran toprak ve diğer çevre etmenleri - Topraksız yetiştirilicilikte bitki yetiştirme ortamının besin maddelerince yeterince zenginleştirilmemiş olması - Dengesiz gübreleme - Besin maddesinin alınması ve kullanılmasını zorlaştıran bitkisel özellikler - Besine olan talebi arttıran genetik bitki özellikleri ve bitki büyüme düzenleyicilerin etkileri. Bitkilerde makro ve mikro besin elementlerinin noksanlığı farklı belirtiler ile kendini göstermektedir. Aşağıda makro ve mikro besin elementleri eksikliği durumunda görülen simptomlar incelenecektir.

BİTKİLERDE AZOT NOKSANLIĞINDA GÖRÜLEN BELİRTİLER Azotun doğadaki kaynağı atmosferdir. Azot bitkide birçok önemli organik bileşiğin yapısında yer alır. Bitkide yeni hücrelerin oluşumu için azot gereklidir. Azot noksanlığında bitkilerde büyüme oranı düşer. Yani bitkinin büyümesi yavaşlar. Bitki küçük kalır. Sürgün sayısı azalır ve sürgün boyu normalden kısa olur. Yapraklar küçülür ve yaşlı yapraklarda vaktinden önce dökülme olur. Kök gelişimi ve özellikle köklerde dallanma zayıflar. Azotun yetersizliğinde bitkilerin görünümleri koyu ve canlı yeşil yerine, açık yeşil bir haldedir. Noksanlığın daha ciddi boyutlarda olması halinde, yapraklarda kloroz görülür. Azot noksanlığında yapraklarda görülen kloroz, bütün yaprağın homojen olarak sararması şeklinde ortaya çıkar. Sarama ilk önce yaşlı yapraklarda görülür. Bu nedenle yukarıdan aşağıya doğru renk açılır ve sararır. Noksanlığın ileri devresinde ve çok şiddetli olması durumunda yapraklarda nekrozlarda görülebilir.

Azot noksanlığı özellikle bitkinin vegetatif gelişmesini olumsuz etkiler. Yaprak ve gövde sistemi oldukça zayıf olur. Vegetatif gelişme periyodu kısalır, bitkiler erken olgunlaşır. Erken çiçek açar.

Tahıllarda azot noksanlığında bitkiler ince, zayıf ve kısa boylu olurlar. Tarlanın genel görünümü açık yeşil veya sarımsı yeşil renklidir. Yaşlı yapraklar uçlardan başlayarak sarıya döner, bazen kahverengileşir, sonunda solarak erken ölürler. Gövdenin alt kısmı genellikle kırmızımsı renk değişimi gösterir. Kardeşlenme zayıftır, hatta noksanlık çok şiddetli ise kardeşlenme hiç olmaz. Başaklar küçük kalır.

Mısır bitkisi azot noksanlığını çok belirgin şekilde gösteren bir bitkidir. Bitkiler sarımsı yeşil renkte olurlar. Yaşlı yapraklar sarıya döner, uçlardan başlayarak ana damar boyunca ilerleyen bir solgunluk görülür. Gövde kısa ve ince kalır.

Baklagil bitkileri, Rhizobium bakterileri aracılığı ile, havadan azot fikse etme kabiliyetinde olduklarından ötürü, azot noksanlığından fazla etkilenmezler. Bununla birlikte, eğer bir baklagil bitkisi açık yeşil görünümlü ve yaşlı yapraklar erken sararıyor ise, ya nodül oluşmadığı veya nodüllerin effektif olmadığı düşünülmelidir.

Domateste azot noksanlığı yaprakların küçük kalmasına, açık yeşil ve sarımsı renk almalarına, ileri aşamalarda kahve rengine dönerek solmasına sebep olur. Bitki sert ve dik bir görünümdedir. Gövde ince, sert ve lifsi bir yapıdadır. Çiçekler genellikle olgunlaşmadan dökülürler. Meyveler normalden küçük olurlar ve kızarmadan önce uzun bir süre açık yeşil renkli kalırlar. Salatalık bitkisinde gövde ince, sert ve lifsi yapılı olur. Yapraklar genelde açık yeşil renkli, özellikle yaşlı yapraklar sarımsı olurlar. Meyveler kısa, açık yeşil renkli ve çiçek burnu büzülmüş vaziyette olur.

Pamukta Azot Eksikliği

Pamukta Azot Eksikliği

Patateste Azot eksikliği

Portakalda Azot Eksikliği

Buğdayda Azot Eksikliği

Elma ağaçlarında yapraklar küçük, dar, açık yeşil renkli olur. Yaşlı yapraklar sarımsı portakal renkli veya kırmızımsı mor renkli olabilir ve erken dökülürler. Yaprak sapları dal ile dar açı oluşturacak şekilde bir görünümdedir, ince ve kısadır ve eğer noksanlık çok şiddetli ise sapların öldüğü görülür. Sürgün gelişimi zayıftır. Tomurcuk ve çiçek sayısı az, çiçeklerin döllenme süresi kısadır. Meyveler olgunlaşmadan renklenirler. Asma yaprakları yeşil renklerini kaybederek açık yeşil ve sarıya döner. Yaprak kenarları nekrozlu ve aşağı doğru kıvrık olur. Yaprak sapları pembemsi bir renktedir. Sürgünler zayıf, uçlar ölgün vaziyettedir. Çilekte azot noksanlığı gelişmeyi çok zayıflatır. Yapraklar sarımsı yeşil renkli ve küçük olurlar. Yaprak sapları sert ve yukarı doğru dik vaziyettedir. Yaşlı yapraklar kırmızı tonu renklere döner. Yaprak kenar dişleri en önce renk değiştirir ve ölürler.

Soğan kısa kalır fakat sık bir görünümdedirler. Yapraklar açık yeşil renklidir, uçlardan başlayarak yayılan sararma görülür ve erken ölürler. Narenciyede sürekli azot noksanlığı ağaçların büyümemesine sebep olur. Her dönemdeki azot noksanlığı yaprakların açık yeşil renkli ve sarı olması ile kendini gösterir. Sürgünler kısa, zayıf, ince olur ve ağacın değişik yerlerinde düzensiz bir şekilde sürgünlerde ölme görülür. Meyveler küçük, açık renkli, kalın kabuklu olur ve erken olgunlaşır.

Armut, kiraz ve erikte azot noksanlığının simptomları elmadakine benzemektedir. Kirazda meyveler koyu renkli olur. Kayısıda yapraklar kısa ve sarımsı yeşil renkli olurlar. Dallar ince gelişirler. Genellikle çiçek bol olmakla birlikte, meyve sayısı az ve meyveler küçük olur. Şeftalide dal ve sürgünler kısa ve zayıf, kabukları kahvemsi ve morumsu renkli olurlar. Yapraklar sarımsı yeşil renkli, yaşlı yapraklar kırmızımsı sarı ve bazen nekrozludurlar. Erken yaprak dökümü olur. Meyveler küçük ve ekseri bozuk şekillidirler.

FOSFOR NOKSANLIĞI BELİRTİLERİ Toprakta bulunan başta gelen kaynağı kaya ve minerallerdir. Kaya ve minerallerin parçalanması ile serbest hale gelen fosfor bitkiler tarafından kullanılabilir. Fosfor, bitki besinleri arasında önemlim bir yere sahiptir. Fosfor bitkinin generatif organlarında diğer organlara göre daha çok bulunur. Ayrıca fosfor bitkinin daha çok generatif gelişmesi üzerine etkili olan bir element olarak bilinir. Fosfor noksanlığında en çok çiçek, meyve, tohum gibi generatif organlar zarar görür. Bununla birlikte fosfor noksanlığı bitkinin vegetatif gelişmesini de olumsuz etkiler. Fosfor noksanlığı olan bitkilerde büyüme geriler. Tahıllarda başaklanma olumsuz etkilenir. Meyve ağaçlarında sürgün ve tomurcuk oluşumu azalır. Tohum ve meyvenin kalitesi bozulur, olgunlaşma gecikir. Sebzelerde çiçeklenme azalır. Meyveler küçük kalır, kalitesiz olur. Fosfor noksanlığında yapraklar genellikle normalden daha koyu yeşil renkli olur. Birçok tek yıllık bitkilerin yaprak ve gövdesinde fosfor noksanlığında Birçok tek yıllık bitkilerin yaprak ve gövdesinde fosfor noksanlığında kırmızı, kırmızımsı mor renk meydana gelir.

Yapraklarda ve bazı bitkilerde örneğin mısır bitkisinin gövdesinde görülen kırmızı ve kırmızımsı mor renk fosfor noksanlığının tipik belirtisi olup tanınması kolaydır. Meyve ağaçlarında fosfor noksanlığı yaşlı yaprakların kahve rengine dönüşmesine ve erken döküme sebep olur. Fosfor noksanlığı belirtileri önce yaşlı yapraklarda görülür. Genç yapraklar sağlıklı gıbi görünmekte iseler de normalden daha küçük olurlar. Noksanlığın uzun sürmesi halinde yaşlı yapraklarda kahve renkli nekrozlar oluşur. Fasulye, patates ve pancar gibi bazı bitkilerde nekrotik lekeler siyah ve siyaha yakın renkte olmaktadır. Domates bitkisi fosfor noksanlığına şiddetli reaksiyon verir. Yapraklar sert ve dik bir yapıda ve koyu yeşil veya mavimsi yeşil görünümdedirler. Yaprakların altında, damarlar boyunca kırmızımsı menekşe renk oluşumları görülür. Yapraklar geriye doğru kıvrılır. Yaşlı yapraklar sarıya döner, kahvemsi siyah lekeler oluşur ve erken ölürler. Gövde ince ve lifsi bir hal alır ve gövdede koyu menekşe lekeler oluşur. Çiçeklenme ve meyve oluşumu zayıftır. Meyveler küçük ve sert bir yapıda olup olgunlaşmadan, vakitsiz sararır.

Hıyar bitkisinde yapraklar donuk koyu yeşil renkli ve küçük olurlar. Yapraklarda kimi zaman bronz renkli lekeler görülür. Solgun ve sarkık bir şekilde dururlar. Gövde kısa ve incedir. Meyveler donuk yeşil renkli ve bronz lekelidir. Yaşlı yaprakların ayasında şeffaf görünümlü, kahverengi nekrozlar görülür ve yaprak sapları kurur. Marulda büyüme çok geriler. Bitki rozet şeklinde bir görünüşe sahip olup, göbek doldurma geç olur veya hiç olmaz. Yapraklar koyu fakat cansız bir yeşil renkte ve bazen kırmızımsı menekşe renkli lekelidir.yaşlı yapraklar erken ölürler. Havuç yaprakları donuk yeşil renkli ve hafif menekşemsi lekeli olur. Gövde incelir. Yaşlı yapraklar soluklaşır ve erken ölür. Soğan yaprakları da fosfor noksanlığında donuk ve koyu yeşil renkli ve mavimsi kırmızı, menekşe renkli lekeli olur. Yaprakların ucundan alta doğru yeşil, sarı ve kahve renkli nekrotik lezyonlar dağılmış vaziyettedir. Yaşlı yapraklar siyahımsı kahve renk alır, solar ve ölürler. Fasulye ve bezelye gibi baklagillerde yapraklar koyu yeşil ve mavimsi yeşil veya zeytini yeşil renkte olurlar. Sert ve dik fakat zayıf bir yaprak sistemi vardır. Gövde ince ve kısadır. Büyüme geriler. Çiçeklenme zayıftır, Bakla ve tohum oluşumu azdır. Bezelyede yaşlı yapraklar kenarlarından sararak ölürler. Fasulyede yaşlı yapraklarda kahvemsi siyah veya siyah lekeler oluşur ve erken ölürler. Pamukta büyüme yavaşlar ve koyu yeşil renk alırlar. Olgunlaşma gecikir. Dallanma az ve kısa olur. Çiçek ve kolza sayısı azalır.

Patateste yaprak sistemi sert bir görünümdedir. bitkide büyüme geriler ve ince bir gövde oluşur. Özellikle yaşlı yapraklar yukarı doğru kıvrılır ve daha sonra yaprak kenarlarında nekrotik lezyonlar oluşur. Yaprak normalden küçük olur. Yaşlı yapraklar kahve rengine döner ve erken döküm olur. Bazen yumruda kahve rengi lekeler olur. Mısırda yaşlı yapraklarda ve gövdede kırmızı menekşe rengi değişimler görülür buna karşılık geneç yapraklar koyu yeşil renkli olurlar. Yaşlı yapraklarda daha sonra kıvrılma görülür ve erken ölürler. Gövde ince olur, olgunlaşma gecikir. Düzensiz taneli koçanlar oluşur. Şeker pancarı ve yemlik pancarda fosfor noksanlığı etkisini çimlenme aşamasından itibaren gösterir, düzensiz bir çimlenme görülür. Gelişme geriler ve bitkiler normale göre kısa kalır. Buna karşılık yapraklar sert ve dik haldedirler. Bazı durumlarda yaprak sapları yatık, yere paralel dururlar. Yapraklar normalden küçük olurlar ve mor veya siyahımsı lekelerle kaplıdır. Yaprak kenarlarında nekrozlar oluşur. Yaşlı yapraklar yeşile döner ve erken ölürler. Tahıllarda kardeşlenme azalır. Gelişme zayıf olur, gövde ince ve kısa kalır. Yapraklar koyu yeşil mavimsi yeşil renktedirler. Yaprakların rengi azot fazlalığı varmış gibi bir izlenim verir. Yaşlı yapraklar, uçlardan başlayarak sararır, solar, kurur ve erken ölürler. Yapraklar sert fakat uçları aşağı sarkıktır. Başaklar küçük, bazan morumsu kırmızı renkte olurlar.

Narenciye ağaçları canlı durmayan donuk yeşil bir yaprak sistemi oluştururlar. Yaşlı yapraklarda nekrozlar görülür ve erken dökülür. Çiçeklenme çok zayıftır. Meyve sayısı çok az, meyveler iri fakat ekşi, kaba lifsi dokulu ve kalın süngerimsi kabukludur. Elma ağaçlarında yapraklar küçük, koyu yeşil renkli, bronz veya mor lekeli olurlar. Seyrek bir yaprak sistemi vardır. Yaşlı yaprakların kenarlarında koyu kahve nekrozlar oluşur. Erken yaprak dökümü görülür. Çiçek ve meyve sayısı azdır. Meyveler küçük kalır ve olgunlaşmadan dökülür. Meyveler cansız donuk renkli, sert ve sık bir dokuya sahip olup, tatsızdırlar. Fosfor miktarı azota oranla aşırı fazla olduğu taktirde de meyve eti yine kaba dokulu olur. Şeftali yaprakları fosfor noksanlığında yine öncelikle koyu yeşil olur,daha sonra bronz veya kahve rengi lekeler oluşur., bu lekeler özellikle soğuk havalarda kırmızı veya mor renge döner. Yapraklar dik, noksanlığın ileri aşamalarında oldukça dar, mızrak şeklindedir. Yaşlı yapraklar erken dökülür. Ağacın büyümesi geriler. Diğer taş çekirdekli meyve ağaçlarında da fosfor noksanlığı ağacın büyümesini yavaşlatır. Yaprak sistemi koyu yeşil görünümlü, yaprak sapları ve genç sürgünler mor renklidir. Yaşlı yapraklarda bronzlaşır ve erken dökülür. Bağda fosfor noksanlığı koyu yeşil bir yaprak sistemi yaratır. Yapraklar sert, bozuk şekilli, siğil gibi kabarık benekli ve metalik bir parlaklığa sahiptirler. Yaşlı yapraklarda kenarlardan başlayan bronz veya mor nekrozlar görülür

Çilek yapraklarında ince damarlardan başlayarak yayılan mavimsi yeşil ve koyu renk oluşur. Yapraklar aşağı kıvrık, kenarlarda kırmızı, ortalarda mor renkler vardır. Yaprak sapları koyu kırmızı renklidir. Yaprakların alt yüzeyinde orta ve yan damarlar mor görünümlüdür. Çiçeklenme zayıf, meyve az olur. Tütün yapraklarında normalden koyu yeşil renk oluşurken yapraklar küçük ve dar olurlar. Alt yapraklarda hafif kırmızımsı ve siyahımsı kahve lekeler oluşur. Yaşlı yapraklarda solma görülür.

Ayçiçeğinde Fosfor Noksanlığı

Buğdayda Fosfor Noksanlığı

Turunçgillerde Fosfor Noksanlığı

POTASYUM NOKSANLIĞI BELİRTİLERİ Potasyum noksanlığı kumlu, hafif tekstürlü topraklar üzerinde yetiştirilen bitkilerde daha çok görülür. Potasyum noksanlığı bitkilerde hemen görülebilir simptomlar çıkarmaz önce büyüme oranında bir gerileme olur, ancak daha sonra kloroz ve nekrozlar görülür. Potasyum noksanlığı simptomları genelde önce yaşlı yapraklarda görülür. Çünkü, noksanlık durumunda yeni oluşan genç yapraklar yaşlı yapraklardan potasyum desteği yapılmaktadır. Noksanlık belirtileri birçok bitkide önce yaprak kenarlarında ve uçlarında görülmeye başlar. Yaprak kenarları önce sararır, daha sonra bu kısımlarda renk koyu kahve rengine döner. Noksanlığın çok şiddetli olması halinde bu kısımlar siyaha döner, ölür ve kuruyarak dökülür. Özellikle meyve ağaçlarında çok tipik görülen noksanlık belirtilerinde yaprak kenarlarının anlatılan şekilde renk değişikliği gösterip ölmesine karşın, yaprağın geri kalan kısmı uzunca bir süre normal yeşil rengini ve görüntüsünü koruyabilmektedir. Bazı bitki türlerinde, örneğin üçgüllerde potasyum noksanlığı simptomları yaprak kenarlarında görülmeyip, yaprak üzerinde düzgün olmayan bir şekilde dağılmış nekrotik lekeler şeklinde görülür.

Bazı vüritik hastalıklarla kuraklık gibi elverişsiz iklim koşulları da yukarıda anlatılan simptomlara benzer simptomlar yaratabilmektedir. Bu durumda simptomun potasyum noksanlığından ileri gelip gelmediğini anlamak için yaprak analizlerine başvurulabilir. Potasyum noksanlığı çeken bitkilerde turgor basıncı düşer ve su stresi olunca bitkiler gevşek dokulu bir hal alırlar. Kuraklığa ve dona karşı dayanıklılık azalır. Bitki dokularında ve hücre organlarında anormal gelişmeler görülür. Bitkide ksilem ve floem dokularının oluşumu geriler. Potasyum noksanlığında gövde zayıflar. Potasyum bitkide bir çok kalite unsurunu etkileyen bir besin elementidir, özellikle sebze, meyve, tütün ve lif bitkilerinde potasyum noksanlığı kalite özelliklerini çok olumsuz etkiler. Domateste yapraklar koyu yeşil renkte olup yaşlı yapraklar griye çalan yeşil renktedir. Yaşlı yapraklarda beyazımsı açık sarı noktalar halinde nekrozlar oluşur. Gövde ince, zayıf ve noksanlığın şiddetli olduğu durumlarda nekrozlu olur. Meyvelerde olgunlaşma düzensiz ve renk açık olur Hıyar bitkisinde potasyum noksanlığında yapraklar damarlar civarında mavimsi yeşil renkte, yaprak kenarları ise bronza kaçan renk değişimleri vardır. Genç yapraklar dalgalı bir hal alır. Nekrozlu yapraklar sarımsı kahve ve kenarlardan başlayarak kuruma görülür. Meyve yumuşak ve gövde tarafı ince olur.

Marul bitkisinde yapraklar koyu yeşil ve bazan benekli olur. Yaşlı yaprakların uçlarından başlayarak yayılan lekeler şeklinde kloroz görülür. Antosiyan kapsamı yüksek olan çeşitlerin yaprak kenarları ve uçlarda renk morumsu kahverengine döner. Bitki küçük ve gevşek olur, göbek doldurma zayıf olur. Soğanda yaşlı yapraklar orta derecede klorozludur, solgunluk görülür ve erken ölürler. Baş oluşumu zayıf ve kalitesi düşük olur. Patatesde yapraklar koyu yeşil üzerinde metalik bronz renklidir. Bitki bodur ve çalımsı bir görüntü alır. Yaşlı yaprakların kenarlarında renk açılır. Patates yumrularının üzerinde siyah noktalar oluşur ayrıca yumrunun iç kısmında kahverengileşme görülür. potasyum eksikliği patates yumrusunda kuru madde ve nişasta mktarının azalmasına neden olur. Mısır bitkisinde potasyum eksikliği boğum aralarının kısalarak bitkinin bodur kalmasına neden olur ve ince bir gövde oluşur. Yaşlı yaprakların uç ve kloroz ve kuruma görülür. Koçanların uç kısımlarında gelişmenin zayıf olduğu dikkati çeker.

Pamuk bitkisinde potasyum eksikliği yaprak kenarlarında ve damar aralarında sarımsı kahve, kırmızımsı kahve renkli bir görüntü alır. Erken yaprak dökümü olur. Kozalarda gayri muntazam bir oluşum görülür ve olgunlaşmadan dökülme olur. Elma yapraklarının kenarlarında esmer ve kahve renkli bir kloroz oluşur ve bu bölgeler kurur. Meyveler küçük ve soluk, kalın kabuklu olurlar. Şeker miktarı az ve tadı ekşi olur. Kiraz, kaysı ve şeftali gibi taş çekirdekli meyve ağaçlarında potas noksanlığı yapraklarda kıvrılma ve kırmızımsı kahve lekelerle beliren simptomlara neden olur. Sürgün uçlarında ölme, zayıf çiçek oluşumu ve normalden küçük meyveler olur. Narenciye çeşitlerinde yaprak kenarlarında sarımsı kahverengi nekrozlar oluşur. Meyveler normalden küçük, ince kabuklu ve asidik olurlar. Asma yapraklarında sararma ve kahverengileşme görülür. Çiçeklenme zayıf meyve tutumu az ve meyveler ekşi olur.

Bağda Potasyum Eksikliği

Buğdayda Potasyum Eksikliği

Elmada Potasyum Eksikliği

Hıyarda Potasyum Eksikliği

Kanolada Potasyum Eksikliği

Tütünde Potasyum Eksikliği

Tütünde Potasyum Eksikliği

Portakalda Potasyum Eksikliği

Patateste Potasyum Noksanlığı

Pamukta Potasyum Noksanlığı

KALSİYUM NOKSANLIĞI BELİRTİLERİ Toprakta genellikle bitki ihtiyacını karşılamaya yetecek düzeyde kalsiyum bulunur bu nedenle kalsiyum gübrelemesine pek gerek duyulmamaktadır. Fakat bazı faktörlerin etkisi ile bitkilerde kalsiyum eksikliği görülmektedir. Örneğin elmalarda görülen acı benek; kerevizde meyve içinin kararması; brüksel lahanasında içten kahverengileşme kalsiyum noksanlığının meydana getirdiği zararlardır. Torf üzerinde yetiştirilen süs bitkilerinde de kalsiyum noksanlığı sık görülen beslenme problemlerinden birini oluşturur. Kalsiyum noksanlığında meristem dokuların büyümesi yavaşlar, noksanlık belirtileri önce büyüme noktalarında ve genç yapraklarda kendini gösterir, genç yapraklar deforme olur ve yaprak kenarlarında siyah ve kahverengi nekrozlar oluşur. Noksanlıktan zarar gören dokularda hücre duvarları eridiğinden buraları yumuşak bir yapı alır.

Hıyarda Kalsiyum Eksikliği

Karpuzda Kalsiyum Eksikliği

Elmada Kalsiyum Noksanlığı

Domateste Kalsiyum Noksanlığı

MAGNEZYUM NOKSANLIĞI BELİRTİLERİ Magnezyum noksanlığında hemen klorofil miktarı düşer ve fotosentez geriler. Bunun doğal sonucu bitide gelişme geriliği ve ürün kaybıdır. Magnezyum noksanlığı simptomları bakımından bitki türleri arasında farklılıklar olabilmektedir. Bununla birlikte bazı ortak karakterler magnezyum noksanlığının tanınmasını kolaylaştırır. Magnezyum noksanlığının belirtileri yaşlı yapraklarda görülür. magnezyum noksanlığının tipik belirtisi yaşlı yapraklarda damarlar arasında görülen sararmadır. Primer ve sekonder damarlar yeşil renklerini korurlar, üçüncü ve daha ince damarlar arası bölgelerde renk sararır.yaprak bu haliyle benekli bir görüntüye sahip olur. Ekstrem durumlarda krotik dokular ölerek kahverengi nekrozlar oluşur. Özellikle kumlu topraklarda bitki gelişmesinin olgunluk önemlerine doğru magnezyum noksanlığı sık görülür. Geç dönemlerde ortaya çıkan magnezyum noksanlığı ürün miktarında büyük bir kayba yol açmayabilir. Magnezyum noksanlığına en duyarlı sebzeler marul, karnabahar, lahana, havuç, soğan, bezelye, turp bitkileridir. Tütün, patates, pancar, mısır, pamuk meyvelerden narenciye türleri ve bazı elma çeşitleri magnezyum gereksinimi yüksek olan bitkilerdir.

Domateste yaşlı yapraklarda damar aralarında, kenarlardan başlayıp içe doğru ilerleyen sararma şeklinde kloroz görülür. Sonunda bütün yaprak sarıya döner. Kahverengi lekeler oluşur. Yapraklar gövdeye doğru sarkar ve ölür. Hıyar bitkisinde yaşlı yapraklarda damar ve yaprak kenarlarında ince bir bant yeşil kalarak, yaprağın diğer kısımları sararır. Budanmış bitkilerde ana gövde yeni sürgünlerin gereksinimini karşılayacak kadar magnezyum absorbe edemediği için, budamadan sonra noksanlık görülme ihtimali yüksektir. Ispanak bitkisinin yapraklarında beyaz, kağıt gibi bir dokuya sahip lekeler oluşur. Elma ağaçlarının özellikle uzun sürgünlerin yaşlı yapraklarında, damar aralarında, gayri muntazam şekilli, açık yeşil, sarı, bazen grimsi yeşil renkli lekeler oluşur. Yapraklar daha sonra solar, kıvrılır, kurur ve erken dökülür. Meyveler tatsız ve kokusuz olurlar. Taş çekirdekli meyvelerden şeftali magnezyum noksanlığından özellikle fazla etkilenir. Renk açılmaları yaşlı yapraklarda, yaprak kenarından başlayarak yayılır.yapraklarda erken dökülme görülür. Narenciye çeşitlerinde görülen simptomlar, yaşlı yaprakların ana damar çevresinde renk alması şeklinde başlar, gittikçe genişleyerek tüm yaprak sararır. Yaprak uçları renklerini korurlar. Yapraklarda erken dökülme olur.

Asma yapraklarında damar arlarında lekeler şeklinde başlayan kloroz, lekelerin hızla genişlemesi ile sapa doğru yayılır ve yapraklarda ördek ayağı şeklinde tipik görüntü oluşur. Klorotik bölgelerde kahve rengi nekrozlar oluşur. Çilek bitkisinde magnezyum noksanlığı yapraklarda küçük küçük kırmızımsı menekşe renkli lekelerin görülmesi ile kendini belli eder. Daha sonra bu lekeler genişleyerek tüm yaprak kırmızımsı menekşe renkli bir hal alır. Tütün yapraklarında magnezyum noksanlığı simptomları, yaprakların uç kısımlarından başlayıp ortaya doğru ilerleyen ve damar aralarında görülen kama şeklinde sarı veya beyaz şeklindedir. Noksanlık şiddetli ise, yaprak kenarlarında kahve renkli nekrozlar görülür, tüm yaprak klorozlu bir hal alır ve yaprak kağıt dokusuna benzer bir strüktüre sahip olur.

Bağda Magnezyum Eksikliği

Bağda Magnezyum Eksikliği

Buğdayda Magnezyum Eksikliği

Elmada Magnezyum Eksikliği

Hıyarda Magnezyum Eksikliği

Maydanozda Magnezyum Eksikliği

Portakalda Magnezyum Eksikliği

Portakalda Magnezyum Eksikliği

Şeftalide Magnezyum Eksikliği

KÜKÜRT NOKSANLIĞI BELİRTİLERİ Kükürt organik maddenin yapısına giren bir elementtir. Bu nedenle toprakta organik ve inorganik formda kükürt bulunur. Bitkilerin kükürt kapsamları, hemen hemen, fosfor kapsamı ile aynı düzeyde olmasına rağmen, kükürt gübrelemesi bitki gelişmesinde fosfor gübrelemesi kadar öneme sahip değildir. bunun nedeni, kükürdün toprakta fosfor kadar sıkı tutulmaması ve kolay alınması, atmosferde bulunan kükürt dioksit gazının yapraklardan emilerek kullanılması ve diğer makro besinlerin gübrelenmesinde kullanılan gübrelerin ayrıca kükürt içermeleridir. Bitkilerde kükürt noksanlığı olduğu taktirde, azot noksanlığına oldukça benzeyen simptomlar görülür. Yani yapraklarda homojen bir sararma vardır. Kükürt noksanlığını azot noksanlığından ayıran taraf, sararmanın önce genç yapraklarda görülmesidir. Oysa azot noksanlığında görülen sararma önce yaşlı yapraklarda ortaya çıkmaktadır. Endüstri bölgelerinde atmosferde bulunan fazla kükürt, bitkilerde çeşitli zararlanmalara yol açabilmektedir.

Marulda Kükürt Noksanlığı

Kanolada Kükürt Noksanlığı

Kanolada Kükürt Noksanlığı

Kabakta Kükürt Noksanlığı

Hıyarda Kükürt Noksanlığı

Domateste Kükürt Noksanlığı

Çeltikte Kükürt Noksanlığı

MİKRO ELEMENTLER Bazı besin elementleri bitkide az miktarda bulundukları için mikrobesinler veya mikroelementler diye adlandırılırlar. Bu besinler bitkide az miktarda bulunmakla beraber, önemleri makrobesinlerden daha az değildir.

DEMİR Kurak ve yarı kurak bölgelerde oluşan topraklarda yetiştirilen bitkilerde noksanlığı en çok görülen mikrobesin maddesi demirdir. Bu tür topraklarda bitkilerde demir eksikliğinin bulunma nedeni toprakta demirin yetersiz bulunmasından ziyade,toprakta fazla miktarda kireç bulunması ph nın yüksek olmasıdır. Demir noksanlığı simptomları bitkilerin genç yapraklarında ve özellikle son çıkan yapraklarında, damarlar arasında sararma şeklinde ortaya çıkar, demir eksikliğine maruz kalan yaprakların görünümleri oldukça tipiktir.en ince damarlar dahi yeşil kalarak bu damarlar arasındaki kısımlarda renk tamami ile sarıya döner. Geniş yapraklı bitkilerde yapraklar adeta sarı zemin üzerinde yeşil bir ağ manzarası gösterirler. Noksanlığın şiddetli olması durumunda damarlarda sararır. Bazı bitkilerde yapraklarda kahverengi nekrozlar oluşabilir. Bazı zamanlarda demir noksanlığı simptomları magnezyum noksanlığı ile karıştırılmaktadır. Dikkat edilecek husus magnezyum noksanlığının yaşlı yapraklarda görülmesi, demir noksanlığının ise genç yapraklarda, bitkinin tepe kısımlarında, sürgün uçlarında görülmesidir.

Noksanlığın hafif olması durumunda, en son çıkan genç yapraklar başlangıçta sarımsı yeşil olur, noksanlık ilerledikçe damarlar arasındaki renk tamamen sarıya döner damarlar ise kesin sınırlarla yeşil kalır. Buğday, arpa, yulaf,mısır gibi bitkilerin yapraklarında, paralel yeşil damarlar ve aralarında sarı çizgiler yaprak ucundan başlayarak uzanır. Meyve ağaçlarında demir noksanlığı simptomlarının bazı dallarda görülüp bazılarında görülmemesi de sık rastlanılan bir durumdur. Demir noksanlığının giderilmesinde, yaprak gübrelemeleri başarılı olmaktadır

Turunçgillerde Demir Eksikliği

Şeftalide Demir Eksikliği

Şeftalide Demir Eksikliği

Soya Fasulyesinde Demir Eksikliği

Portakalda Demir Eksikliği

Patateste Demir Eksikliği

Kirazda Demir Eksikliği

Elmada Demir Eksikliği

Domateste Demir Eksikliği

Bağda Demir Eksikliği

ÇİNKO Topraklarda çinko miktarı çoğu kez düşük düzeydedir. Özellikle yüksek ph sahip ve kireç miktarları yüksek olan topraklarda çinko oldukça düşük miktarda bulunur ve bu gibi topraklarda yetişen bitkilerde çinko noksanlığı görülür. Çinko noksanlığı simptomları yapraklarda damarlar arasında kloroz şeklinde ortaya çıkar. Yapraklarda damarlar yeşil kalırken, damarlar arasında renk açık yeşil, sarı ve hatta beyaza döner. Noksanlık belirtileri genç yapraklarda kendini belli eder. Meyve ağaçlarında yaprak oluşumu olumsuz etkilenir. Sürgün uçları rozet teşekkülü görülür. Rozet oluşumu normal yapraklara göre 20-30 kere daha küçük, çok sayıda yaprağın sık bir şekilde bir araya toplanarak meydana getirdiği rozete benzer bir oluşumdur. Tomurcuk sayısı azalır ve bazı tomurcuklar açılmadan kalır. Sürgünler ölür ve yapraklar erken dökülür. Çinko noksanlığına özellikle meyve ağaçlarında sık rastlanır. En duyarlı meyveler turunçgiller ve şeftalidir.

Tarla bitkileri ve sebzelerden mısır, soya, pamuk, patates, fasulye, soğan çinko noksanlığına duyarlıdır. Lahana, havuç, marul, kereviz, bezelye ve ıspanak orta derecede duyarlı sebzelerdir. Buğdaygiller çinko noksanlığına duyarlı olmakla birlikte, çinko miktarı aşırı derecede düşük olan topraklarda yetişen buğdaygiller bitkilerinde yapılan çinko gübrelemesinden çok olumlu sonuçlar alınmaktadır. Buğdayda yaşlı yaprakların üst kısımlarında gayri muntazam klorozlu lekeler oluşarak gayri muntazam bir ağ manzarası gösterir. Klorozlu bölgeler önce beyaza, sonra kahverengine döner, lekeler birleşerek tüm yaprağı kaplar ve yaprak ölür. Genç yapraklar normal renkli fakat küçük kalmışlardır. Mısırda genç yapraklarda açık yeşil renk ve orta damarların her iki yanında beyaz veya sarı renkli çizgiler şeklinde bir görünüm vardır. Boğum araları kısalır ve bitki cücemsi bir görünüm alır. Çeltik bitkisinde çinko noksanlığı yaygın bir biçimde görülür. Genç yaprakların orta damarları sarımsı yeşil bir renk alırlar. Bu renk değişimi yaprağın orta kısımlarında daha belirgindir.

Patateste çeşitler arasında çinko noksanlığına duyarlılık bakımından önemli farklar vardır. Büyüme çok zayıflar, yapraklar deforme olur ve grimsi kahve veya bronz renkli lekelerle kaplanır. Bu görüntü genç yapraklarda daha hakim vaziyettedir. Şeker pancarında yeni çıkan yapraklar sarımsı yeşil renkli olurlar. Noksanlığın devamlı olması halinde yaprak ayası beyazımsı bir renk alırken, damarlar ve yaprak sapları bir süre yeşil renklerini korurlar. Bu görüntü pancarda beyaz leke hastalığı olarak adlandırılır. Sıcak, güneşli havalar bu simptomu artırır. Pamukta boğum araları kısalarak bitki bodur çalımsı bir görüntü alır. Klorotik lekeler önce orta kısımlarındaki tam olgunlaşmış yapraklarda, damar aralarında görülür. Daha sonra damarlarda etkilenerek yaprak ayasını kırmızı lekeler kaplar. Yapraklar normale göre daha kalın olurlar. Genç yapraklarda ise kahverengi lekeler vardır. Noksanlığın ileri devrelerinde yapraklar çok küçülerek rozet oluşumu görülür. Meyve tutumu azalır ve olgunlaşma gecikir. Fasulye bitkisinde boğum aralarının kısalması neticesinde bitki bodur, çalımsı bir hal alır. Yaprak açık yeşil sarı renk alır, çiçek dökümü olur, baklalar küçük ve boş olur. Soyadaki belirtilerde benzer şekildedir.

Sera salatalıklarında çinko noksanlığı şiddetli olumsuz etkiler yapar. Boğum aralarının kısalması neden ile bitki küçük boylu kalır. Yaşlı yapraklar ağ şeklinde lekeli, sarımsı yeşil renklidirler. Noksanlık ilerledikce yapraklar tamamen sarıya veya sarımsı beyaza döner. Genç yapraklar ve büyüme noktaları küçülerek rozet şeklini alırlar. Çiçek sayısı az ve genellikle döllenmemiş durumdadır. Domates bitkisinde boğum araları incelmiş ve normalin yarısı veya üçte biri oranına kısalmıştır, dolayısıyla bitki bodur görünümdedir. Yaşlı yaprakların kenarları yukarı doğru kıvrık olur ve gayri muntazam dağılmış, sarımsı yeşil lekeli bir görüntüdedir. Yaprak tüylülüğü artar gümüşümsü gri bir renk alır, meyveler küçük kızarırlar. Marul rozet şeklinde bir görüntü alır ve büyüme geriler. Yaşlı ve orta yapraklarda kenarlarda kahverengi lekeler, aralarda ince kağıt gibi sarımsı yeşil nekrotik lekeler oluşur ve lekeler genişlerler tüm yaprağı kaplarlar. Yaprakların ışık görmeyen kısımları yeşil ve sağlıklı kalırlar, ancak bitki genel görünüm itibarı ile yanık bir manzara sergiler. Meyve ağaçlarının hepsinde çinko noksanlığı tipik belirtisi, daralmış, küçülmüş yapraklar ve rozet oluşumudur. Bu oluşumun nedeni ise boğum araları oldukça Bu oluşumun nedeni ise boğum araları oldukça kısalmış olmasıdır. Sürgünlerde meyve ve tomurcuk sayısı azalır veya tamamen yok olur.

Bağlarda da çinko noksanlığı yaygın olarak ortaya çıkmaktadır, İlkbaharda oluşan yapraklar küçük, dar ve dişili olurlar. Damarlar arasında çok sayıda klorotik lekeler oluşurken damarların etrafında da 1-2 mm genişliğinde de bir bölge yeşil rengini korur. Alt yapraklar yeşil kalır veya hafifi klorozlu olurlar. Simptomlar sürgün uçlarına doğru daha şiddetli bir hal alır. Salkımlar seyrek ve üzüm taneleri küçük olur. Çayda çinko noksanlığında yapraklar olağanüstü küçük, orak şeklinde kıvrık ve klorozlu olurlar. Daha çok sürgün uçlarında oluşan kloroz bahçeye sarı bir görüntü veririler.

Avakado Bitkisinde Çinko Eksikliği

Bağda Çinko Eksikliği

Bağda Çinko Eksikliği

Çeltikte Çinko Eksikliği

Domateste Çinko Eksikliği

Soya Fasulyesi Çinko Eksikliği

Soya Fasulyesi Çinko Eksikliği

MANGAN Mangan noksanlığı çoğu kez kireçli, ph ı yüksek topraklar üzerinde yetiştirilen bitkilerde görülür. Mangan noksanlığına ait simptomlar magnezyuma benzer yapraklarda damarlar arasında sararma görülür. Ancak magnezyum noksanlığında eksiklik belirtisi önce yaşlı yapraklarda, mangan noksanlığında ise genç yapraklarda görülmesidir. Mangan noksanlığına duyarlı sebzeler, fasulye, soğan, bezelye, salatalık, domates, En az duyarlı olanlar ise pırasa olup diğer sebzeler orta derecede duyarlıdır. Tarla bitkilerinden ve meyvelerden mangan noksanlığına özellikle duyarlı olanlar yulaf, bezelye, şeker pancarı, patates, pamuk, yer fıstığı, elma, kiraz ve turunçgillerdir. Salatalık bitkisi mangan noksanlığına çok duyarlıdır. Noksanlık yapraklarda ağ şeklinde yeşilimsi sarı veya tamamen sarı kloroz şeklinde görülür. Başlangıçta en ince damarlar dahi yeşil renklerini korurlar, sonra ana damarlar dışında renk sarı ve sarımsı beyaza döner. Kahve renkli lekeler oluşur. Uç yapraklar neredeyse tamamen beyaz olurlar.

Domates de yapraklarda ince damarlar arasında renk açılması şeklinde belli eder.yeşil damarlar arasında açık renkli adacıklar şeklinde bir görüntü oluşur.bu hal oldukça tipiktir. Yaprak sapları ve gövde üzerinde da kahverengi ve siyahımsı lekeler olur, noksanlık ilerledikçe büyüme noktaları ölür. Çiçek ve meyve azalır. Marulda noksanlık tüm bitkide rengin sarıya çalan yeşil belirgin sarı bir renk alması şeklindedir. Meyve ağaçlarında mangan noksanlığı ile karıştırılabilir fakat yaprak analizi ile net sonuca varılır.taş çekirdekli meyvelerden şeftali, kayısı ve erik ağaçlarına göre daha çok mangan ihtiyaç gösterir. Asmada yaprak yüzeylerinde sararma olur.yapraklar normalden küçük ve açık yeşil renktedir. Zamanla çok sayıda lekeler olur ve lekeler kahve renkli noktalara dönüşür ve yapraklar ölür.

Bağda Mangan eksikliği

Buğdayda Mangan Eksikliği

Buğdayda Mangan Eksikliği

Çeltikte Mangan Eksikliği

Maydanozda Mangan Eksikliği

Pamukta Mangan Eksikliği

Yulafta Mangan Eksikliği

BAKIR Bakırın bitki bünyesinde hareket kabiliyeti iyi değildir. Bu nedenle belirtileri yeni oluşan yapraklarda görülür, Grimsi yeşil renk, hatta beyazlaşma gibi renk değişimleri ve solma olur, gelişme zayıflar, Meyve ağaçlarında dalların uç kısımlarında kurumalar olur, bazı durumlarda yapraklar normalden büyük bir oluşum gösterir. Tahıllarda kardeşlenme döneminde yaprak uçlarında başlar, yaprak uçları beyazlaşır, yaprak daralır ve kırılır, ve ileri durumlarda başak oluşmaz. Bakır noksanlığının diğer bir özelliği de bitkilerin generatif gelişmesinin yani çiçek ve meyve oluşumu, vegetatif gelişmeye göre daha fazla etkilenmesidir. Bakır noksanlığı görülmesi halinde şelatlı bileşiklerin verilmesi olumlu sonuçlar verir.

Turunçgillerde Bakır Eksikliği

Soğanda Bakır Eksikliği

Portakalda Bakır Eksikliği

Mısırda Bakır Eksikliği

Buğdayda Bakır Eksikliği

BOR Bitkiler için gerekli bir besin maddesidir. Bor noksanlığına duyarlı bitkiler şeker pancarı, hayvan pancarı, kereviz ve ıspanaktır. Karnabahar, şalgam, lahana, Brüksel lahanası, havuç, pırasa, marul, turp bitkileri de bor noksanlığına duyarlıdır, meyve ağaçlarından elma ve armut bor noksanlığına duyarlıdır. Bor noksanlığı öncelikle bitkilerin büyüme noktalarına zarara verdiği için bitkilerde büyüme çok yavaşlar. Yapraklar ve dallar kolay kırılan, gevrek bir yapı alırlar. Noksanlığın çok şiddetli olması halinde büyüme noktaları ölür ve büyüme tamamen durur. Çiçek ve meyve oluşumu engellenir, yapraklar kıvrılır, kalınlaşır ve koyu mavi- yeşil bir renk alır. Tahıllarda bor noksanlığı fazla görülmez. Noksanlığın görülmesi durumunda gövdede kısalma, genç yapraklarda rengin açık yeşil olması, başaklarda ve tanelerde küçülme, başakların normalden uzun sürede yeşil kalması gibi arazlar görülür. Mısırda boğum aralarının kısalması neticesinde bitkide bodurlaşma, yüzünde orta damar çevresinde beyaz nekrotik lekeler görülür. Koçanlar küçük, çarpık şekilli, koçanda tane sayısı olağan üstü az olur. Çeltik bitkisinde boyuna büyüme geriler ve bu sebeple bitkiler çalımsı bir görünüm alır.

Bor noksanlığının sebep olduğu hastalıklar içerisinde pancarda görülen öz çürüklüğü en çok bilinendir. Noksanlık halinde önce büyüme geriler, genç yapraklar birbirine yakın bir şekilde oluşurlar ve alt kısımları kıvrılır. Genç ve orta yaprakların sapları üzerinde yara kabuğuna benzer gri- koyu kahverengi kabarcıklar oluşur. Yumru içinde kahverengi halkalar şeklinde başlayan öz çürüklüğü ilerledikçe dokuları tamamen öldürürü ve pancarın içinde siyah çürük bir kısım oluşur. Öz çürüklüğü çok ciddi ürür kaybına neden olur. Patates bitkisinde boy kısalır, yan dallanmalar artar, bitki çalımsı bir görünüm alır. Yapraklar kalın ve gevrek olur, bazı durumlarda kenarları içe doğru kıvrıktır. Yaprak sapları düzleşir. Genç yapraklar ve büyüme noktaları başlangıçta koyu yeşil renkli olurlar sonraları kloroz gelişerek ölürler. Noksalığın sürekli olması halinde yaşlı yapraklarda sararır ve solar. Yumru içindeki yuvarlak halka şeklindeki damarlar kahverengine döner. Kabuk koyu renklidir ve kaba bir yapıya sahiptir. Pamukta büyüme gerilemesi, yan sürgünlerde artma, tepe tomurcukların ölmesi kalın ve gevrek yapılı içe kıvrık yaprakların oluşumu bor noksanlığının belirtileridir. Tomurcukların çoğu açılamaz. Kapsüler bozuk şekilli olurlar ve çoğu olgunlaşmadan açılır. Lif kalitesi düşer, ürün azalır ve kapsüller olgunlaşmadan dökülür. Yapraklarda ve bitkinin genel görünümünde açıklanana arazlar olmadan da kapsül dökümü ve lif azalması, kalite bozulması görülebilmektedir.

Ayçiçeğinde bodurlaşma, yan dallarda artma, genç yapraklarda sararma, küçülme ve şekil bozukluğu, yapraklarda içe doğru kıvrılma görülür. Çiçekler az ve bozuk şekil, tohum sayısı az ve içi boş olur. Karnıbaharda süt beyaz renk bozularak kahverengileşme olur. Doku oldukça gevşek ve sapa doğru içi boş olur, yaprak kenarlarında bazen sarımsı kırmızı parlak lekeler oluşabilir. Domateste küçük genç yapraklar kalınlaşmış ve kırılabilir yapıda oluşurlar, yaşlı yapraklar sarı renkli olup kenarlarda renk kahverengine dönüktür. Gövde zayıftır ve büyüme noktaları ölür, gövdede morumsu renk oluşur. Meyve sayısı azalır ve içinde sararma görülür. Salatalık bitkisinde büyüme noktaları ölür. Genç yapraklar grimsi kahve renkli içe doğru kıvrıktırlar ve çabucak ölürler. Boğum araları kısaldığından bitki normalden kısa görülür. Marulda dış yapraklar normalden koyu yeşil renkli olurlar. Genç yapraklar lekeler şeklinde kloroz gösterirler veya tamamen sarı renkli olurlar. Armut ve elma ağaçlarında çiçekler soğuktan zarar görmüş gibi aniden solar ve siyah kahve renk alır. Elma ve armut meyvelerinde büyük şekil bozuklukları iç ve dışta mantarlaşmalar görülür. Meyveler normalden küçüktür ve bazen çatlamalar olur.

Şeftali ve kayısı meyvelerinde kahverenkli lekeler veya mantarımsı doku oluşur.bazı durumlarda meyvelerde çatlama ve büzülme görülebilir.olgunlaşma gayri muntazam olur. Turunçgil türlerinin genç yapraklarında yarı şeffaf görünümlü lekeler oluşur. Damarlar kalın, çatlak ve mantarımsı olur. Meyveler küçük ve sert olur. Meyve içinde kahverengi lekeler, içte ve dışta zamk damlacıkları görülür. Asmada genç yapraklarda damarlar arasında sarı lekeler şeklinde kloroz ortaya çıkar. Kloroz şekil bozukluğu ile birliktedir. Yaprak sapları kısa ve kalın olur. Meyve az olur, salkımlarda üzüm tanelerinin çoğu buruşuk ve çekirdeksizdir, sadece aralarında birkaç tanesi normal durumdadır. Çilekte genç yapraklar küçük, uçları ve kenarları kahve renkli ve kurumuş vaziyettedir. Çiçek az ve solgun olur. Meyveler küçük ve deforme olmuş durumdadır. Tütünde genç yapraklar sarımsı yeşil veya tamamen sarı renkli, küçük, bozuk şekilli ve kıvrık vaziyette olur. Büyüme noktaları ölür.

Domateste Bor Eksikliği

Domateste Bor Eksikliği

Elmada Bor Eksiliği

Şeker Pancarında Bor Eksikliği

MOLİBDEN Bitkiler için gerekli olan besin elementleri arasında toprakta en düşük miktarda bulunana molibdendir. Bazı bitkilerin molibden ihtiyaçları nisbeten daha yüksektir. Karnabahar ve lahananın molibden ihtiyacı yüksektir. Marul, ıspanak, domates, pancar ve turunçgil türleri de molibdene karşı duyarlılıkları yüksek bilinirler. Molibden noksanlığında ortaya çıkan arazlar azot noksanlığı simptomlarına benzer. Yaşlı yapraklar sararır ancak azot noksanlığından farklı olarak yaprak kenarlarında çabucak nekrozlar oluşur, yaprak aya genişliği azalır ve değişik şekilli yapraklar oluşur, bu da genellikle yaprakta orta damar büyümeye devam etmesine karşın, yaprağın geri kalan kısımlarında büyüme olmaz ve ince uzun kamçı gibi yapraklar oluşur. Karnabaharın büyüme konisinde nekrozlar oluşur ve bu bölge ölür, dolayısıyla baş oluşmaz. Turunçgil yapraklarında damarlar arasında başlangıçta hafifi sarı renkli, sonraları kahverengi nekrozlara dönüşen lekeler oluşur ve buna sarı benek hastalığı denilir. Gübrelemesi genellikle yapraktan yapılmak süretiyledir.

Portakalda Molibden Eksikliği

KLOR Bitkilerin klor ihtiyaçları oldukça düşüktür ve noksanlığı çok nadir hallerde görülür. Atmosferde ve yağmur sularında bulunan klor bitki ihtiyacını karşılamaya yetecek düzeydedir. Klor noksanlığında yaprak kenarlarında solma, bazı durumlarda kloroz görülür.

Buğdayda Klor Eksikliği

Buğdayda Klor Eksikliği

Buğdayda Klor Eksikliği

TEŞEKKÜRLER