GÜNLÜK EKONOMİ BÜLTENİ



Benzer belgeler
Ekonomi Bülteni. 15 Haziran 2015, Sayı: 15. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Türkiye Ekonomisindeki Son Gelişmeler

Sanayi üretimi azaldı

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

Tüketici güveni yılın en düşük seviyesinde

Ekonomi Bülteni. 7 Kasım 2016, Sayı: 43. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

KATILIM EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. ALTERNATİF STANDART EMEKLİLİK YATIRIM FONU 6 AYLIK RAPOR

Ekonomi Bülteni. 27 Mart 2017, Sayı: 13. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 21 Kasım 2016, Sayı: 45. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

Ekonomi Bülteni. 20 Şubat 2017, Sayı: 8. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 22 Haziran 2015, Sayı: 16. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 3 Temmuz 2017, Sayı: 27. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

İhracat azaldı, Merkez Bankası faiz indirdi

Ekonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

GÜVEN ENDEKSLERİ. Kaynak: TCMB & TÜİK SANAYİ SEKTÖRÜ

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN COMMODITY EXCHANGE ARALIK 2013 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ.

Ekonomi Bülteni. 01 Aralık 2014, Sayı: 48. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 03 Ağustos 2015, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER. (Ağustos 2015)

1 Kasım Piyasalar İngiltere Merkez Bankası Faiz Kararına Odaklandı. 01 Kasım 2018

Ekonomi Bülteni. 27 Temmuz 2015, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 6 Şubat 2017, Sayı: 6. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

Ekonomi Bülteni. 22 Mayıs 2017, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU

Abdi İpekçi Caddesi No : 57, Reasürans Han, E Blok 7.Kat Harbiye İstanbul Tel : +90 (212)

MİLLİ GELİR VE BÜYÜME


PROJEKSİYON. DOLAR ARTIŞI ve DIŞ BORÇ:

Küresel Kriz Sonrası Türkiye de Finansal Sistem Bankacılık Sektörü

Ekonomi Bülteni. 7 Ağustos 2017, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

Ekonomi Bülteni. 15 Mayıs 2017, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Bankacılık sektörü değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

2017 AĞUSTOS FİNANSAL TREND RAPORU

Esentepe Mah. Ali Kaya Sok. Polat Plaza A Blok No: 1A/52 Kat 4 Şişli / İstanbul Tel: (0212)

GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2010 YILI 9 AYLIK FAALİYET RAPORU

Ekonomi Bülteni. 06 Temmuz 2015, Sayı: 18. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Sayı: 2009/18 Tarih: Aileler krize borçlu yakalandı; sorunu işsizlik katladı

Ekonomi Bülteni. 5 Haziran 2017, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ MAYIS 2018

AYDIN TİCARET BORSASI

Ekonomi Bülteni. 3 Ekim 2016, Sayı: 38. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

SEKTÖREL GELİŞMELER İÇİNDEKİLER Otomotiv. Beyaz Eşya. İnşaat. Ana Metal. Turizm. Enerji. Diğer Göstergeler. Sektörel Gelişmeler /Mart

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ OCAK 2018

GÖSTERGELER BÜYÜME: Yıllık büyüme hızının seyri (%)

Ekonomi Bülteni. 08 Haziran 2015, Sayı: 14. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 8 Mayıs 2017, Sayı: 19. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

AYDIN TİCARET BORSASI

Mayıs. Sanayi sektörünün. Reel Kesimin Beklentileri İyileşti Tüketici Güveni Haziran da Zayıfladı. Kapasite Kullanımı Güçlenmeyi Sürdürdü

Enflasyon çift haneye yaklaştı, cari açık daralıyor

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Nisan Konya Ekonomik Verileri

HAFTALIK BÜLTEN 28 ARALIK OCAK 2016

Ekonomi Bülteni. 26 Haziran 2017, Sayı: 26. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 10 Ağustos 2015, Sayı: 22. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

HAFTALIK BÜLTEN 03 AĞUSTOS AĞUSTOS 2015

Ekonomi Bülteni. 13 Nisan 2015, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 11 Mayıs 2015, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Mayıs Konya Ekonomik Verileri

Yeni yıla yüzde 13 seviyesinde başlayan işsizlik. Borsa İstanbul da işlem gören 10

AYDIN TİCARET BORSASI

HAFTALIK EKONOMİ RAPORU

-2.98% -7.3% 19.7% 13.5% % Şubat 19 Ocak 19 Şubat 19 Mart 19

Ekonomi Bülteni. 29 Haziran 2015, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

PROJEKSİYON İŞSİZLİK: GÖSTERGELER. Son on yılın aylara göre işsizlik oranı (Yüzde)

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER. (Kasım 2015)

Abdi İpekçi Caddesi No : 57, Reasürans Han, E Blok 7.Kat Harbiye İstanbul Tel : +90 (212)

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

NUROL YATIRIM BANKASI A.Ş YILI İKİNCİ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

ŞUBAT Sanayi Üretim Endeksi 2015 Kasım ayında 130 seviyesinde gerçekleşerek yıllık bazda %3,6 artış kaydetti. Endeksin bu

Abdi İpekçi Caddesi No : 57, Reasürans Han, E Blok 7.Kat Harbiye İstanbul Tel : +90 (212)

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE YAŞANAN GELİŞMELER VE 2011 YILI EKONOMİK BEKLENTİLERİ. Dr.Süleyman Yaşar. 17 Nisan 2011

Abdi İpekçi Caddesi No : 57, Reasürans Han, E Blok 7.Kat Harbiye İstanbul Tel : +90 (212)

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU FAALİYET RAPORU

Ekonomi Bülteni. 24 Ağustos 2015, Sayı: 24. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 9 Mayıs 2016, Sayı: 19. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 24 Ekim 2016, Sayı: 41. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER. (Temmuz 2015)

INCOMING TURİZM RAPORU / ARALIK 2017

Ekonomi Bülteni. 8 Ağustos 2016, Sayı: 31. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU'NA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU A

AYDIN TİCARET BORSASI

Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 23 Ocak 2017, Sayı: 4. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım 2013

AYDIN TİCARET BORSASI

Ekonomi Bülteni. 2 Ocak 2017, Sayı: 1. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

SEKTÖREL GELİŞMELER İÇİNDEKİLER Otomotiv. Beyaz Eşya. İnşaat. Turizm. Enerji. Diğer Göstergeler. Sektörel Gelişmeler /Ağustos

Transkript:

26 ARALIK 2011 PAZARTESİ YIL: 37 SAYI:9174 GÜNLÜK EKONOMİ BÜLTENİ 11 AYDA 49 BİN 12 ŞİRKET KURULDU, 11 BİN 367 ŞİRKET KAPANDI Kurulan şirket sayısı bu yılın ilk 11 ayında geçen yıla göre yüzde 7.5 artarak 49 bin 12 ye, kapanan şirket sayısı ise yüzde 17.4 artarak 11 bin 367 ye ulaştı. IMF BAŞEKONOMİSTİ BLANCHARD DAN 2011 DEĞERLENDİRMESİ: TOPARLANMAYI RAYINA OTURTMAK BİR YIL ÖNCESİNE GÖRE ZOR BDDK: ULUSLARARASI PİYASALARDAKİ BELİRSİZLİKLERİN TÜRKİYE NİN BÜYÜMESİNİ OLUMSUZ ETKİLEME RİSKİ VAR TÜRKİYE Yİ 11 AYDA 30.3 MİLYON YABANCI TURİST ZİYARET ETTİ

ANKA Günlük Ekonomi Bülteni ANKA-Ankara Ajansı A.Ş. yayınıdır ANKA EKONOMİ BÜLTENİ nin haber, yorum ve tabloları izin alınmadan yayınlanamaz Kurucu Altan Öymen Onursal Başkan Müşerref Hekimoğlu Genel Müdür Vekili Nuri Sefa Erdem Sorumlu Yazı İşleri Md. Bünyamin Bekbulat İstanbul Temsilcisi Necmi Çelik Ekonomi Servisi Conxita Işık Orhan Aysezen Hülya Genç Sertkaya Hamide Hangül Ebru Aydın Barış Şimşek Parlamento Mehtap Gökdemir - Nergiz Demirkaya Ünsal Ergel Başbakanlık Zehra Sayan Dış Temsilcilikler New York Can Kamiloğlu Grafik Uygulama Ceren Çanalp Abone ve Reklam İşleri Sinan Demirtaş Yönetim Yeri Cinnah Cad. 11/5 Kavaklıdere/ANKARA Telefon: (0-312) 468 25 00 (Pbx) Faks: (0-312) 426 84 71 www.ankaajansi.com.tr e-mail: anka@ankaajansi.com.tr İstanbul Bürosu Abide-i Hürriyet Cad. No: 177/7 Abide Palas Şişli/İSTANBUL Telefon: (0-212) 231 15 68 İÇİNDEKİLER * Nazif Ekzen, Geçen hafta/bu hafta...................................3 * IMF Başekonomisti Blanchard dan 2011 değerlendirmesi: Toparlanmayı rayına oturtmak bir yıl öncesine göre zor..................4 * 11 ayda 49 bin 12 şirket kuruldu, 11 bin 367 şirket kapandı...............5 * Kükürdioksit ortalaması en yüksek il Edirne............................6 * Türkiye yi 11 ayda 30.3 milyon yabancı turist ziyaret etti................7 * Babacan: Tüketici kredisi hacmi 50 milyar TL'yi aşabilir.....................8 * Merkez Bankası geçen hafta 900 milyon dolarlık döviz satışı yaptı..............9 * Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, tahkim davasını kazandı...........10 * EPDK idari para cezalarını 1 Ocak 2012 den itibaren yüzde 10.26 oranında artırdı......................................11 * SPK, bankalara ceza yağdırdı.....................................12 * BDDK: Uluslararası piyasalardaki belirsizliklerin Türkiye nin büyümesini olumsuz etkileme riski var........................................13 * Kredi kartı faiz oranları TL işlemlerde artırıldı........................15 * Bakan Yıldırım: Türkiye 10 yıl içinde denize kıyısı olmayan ülkelerin ihtiyaçlarını karşılayacak...........................................16 * TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: Yeni teşvik sisteminde, denizcilik ve gemi inşa sektörleri mutlaka yer almalı......................17 * Garanti 10 yıl vadeli krediyi erken itfa opsiyonu kullanarak Şubat ayında ödeyecek..........................................18 * Kredi ertelemesinden yararlanacak afetzede üreticiler, 20 Ocak a kadar başvuruda bulunacak.............................18 * Mevduatta vade kademeli olarak uzadı..............................19 * İNTES Başkanı Koçoğlu: Fransa ile restleşmenin inşaat sektörüne herhangi bir zararı olacağını düşünmüyorum..........................21 * Türkiye de ilaç ve tedavi masraflarını kendi karşılayanların oranı yüzde 11.7...24 * TAPDK, 2012 yılı tesis kurma, üretim ve proje tadilat izin bedellerini belirledi 25 * Baz yağlar, 30 Haziran 2012 den itibaren bir başka katıkla piyasaya baz yağ olarak sunulamayacak...................................26 * Türkiye ve Ukrayna arasında enerji alanında işbirliğine ilişkin anlaşma onaylandı..............................................28 * ANKESOB: Akyurt taki yeni fuar alanının Ankara ya katkısı büyük olacak.28 * Para arzı 689.7 milyar TL ye yükseldi...............................29 * Ekonomide geçen hafta..........................................30 * Ekonomide bu hafta.............................................31 * Ekonomik verilerin son durumu....................................32 * GSYH.........................................................33 * Parasal göstergeler - İş gücü durumu.................................34 * Sermaye piyasaları...............................................35 * Dünya ekonomi gündemi.....................................36 * Türkiye ekonomi gündemi....................................37 * Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası...............................38 * Bankacılık sektörü günlük göstergeler...........................39 * Merkez Bankası piyasaları..................................40-41 * İMKB endeksleri ve İAB İşlemleri..............................42 * Grafikler.................................................43 Faks: (0-212) 231 15 67 Abone Bedeli/ 3 Aylık 400 TL 6 Aylık 700 TL Yıllık 1.300 TL (KDV hariç) ISSN 1301-1995 ANKA Ankara Haber Ajansı basın meslek ilkelerine uyar.

GEÇEN HAFTA- BU HAFTA Geleceğin Gelişi 2011 yılının son yazısını, komşu ülke Irak ta dokuz yıl boyunca yaşanmış olan, tarihin yüz karası bir işgal-savaşın görünürde sonlanmış olmasının yarattığı iyimserlik içinde kaleme almak istedik. Irak ın sıradan insanlarına geçmiş olsun diyoruz. 2011 yılı ile birlikte 2000 li yılların ikinci on yıllık dönemine girerken ilk on yıllık döneme bakarak daha iyimser olmak istiyorduk. 2000 li yılların ilk on yıllık döneme damgasını vuran gelişme; uluslararası kuralları ve merkez dışındaki ülkeleri hiçe sayan bir hegemon gücün, siyasi ve ekonomik alanda dünya ölçeğinde yarattığı kaos olmuştur. Dönemin ilk yarısında bu ülkelerin hayali-yalan gerekçelerine dayandırılan yıkıcı savaşların dehşetini yaşarken ikinci yarının son yıllarından başlayarak ve günümüzde de bütün şiddeti ile süren, yıkıcı ekonomik alt-üst oluşların çaresizliklerini yaşıyoruz. 2012 yılına girerken Irak ta işgal bitmiş olması yarına umutla bakmamızı sağlıyor. Ancak, 2011 yılı içinde son dört yıldır süren finansal yıkıntının en tahrip edici dönemini yaşadık ve yarattığı sonuçlara bakarak ekonomik gelecek için aynı umutları taşıyamıyoruz. Uluslararası finansal sistemin İkinci Dünya Savaşı sonrasında üzerinde oturduğu üç ayaklı sehpa; yani IMF, Dünya Bankası ve Kontrollü Döviz Kuru sistemi 1980 sonrası Neo-liberal finansal köktencilik sürecinde bu bacaklarından birini (gelirin değil borçlanma araçlarının türevi olarak yaratılan yüksek hareket hızına sahip kısa vadeli finansal araçların uluslar arası sisteme kontrolsüz bir biçimde dahil edilmesiyle) kaybetti ve sistem giderek kısalan sürelerde finansal krizler yaşamaya başladı. Geleceğin Gelişi gerçekte 1995 sonrasından başlayarak görülmüştü. Asya Krizi, Latin Krizi, Türkiye Krizi somut finansal kriz örnekler olarak ortaya çıktı. 1990 lı yıllarda yaşanan finansal krizler neo-liberal köktenciliğin zararlı yetersizliklerini açıkça ortaya koyduğu halde Merkez Ülkeler krizin faturasının gelişmekte olan ülkelere çıkartabildikleri sürece seslerini çıkartmadılar. Ancak finansal kriz merkez Nazif EKZEN nazifekzen@hotmail.com ülkelerini 2007 yılından bu yana bırakmıyor. Ekonomik kriz ile birleşerek dalgalar halinde sürüyor. Finansal krizin baskısı ile zaten yavaşlamış olan ekonomik büyüme ve gelir artışı ile yükselmekte olan işsizliğin yanına 2011 yılında kamu harcamalarının sınırlanması ek bir ekonomik daralma dayatması daha geliyor. Yansıra, daha düşük ücret seviyesi ve daha uzun çalışma süreleri. Kapitalizmin yanlış kaynak tahsisi süreçlerinin bedelini bir kez daha, daha düşük ücretlerde daha uzun süre çalışmaya zorlanan ya da işsiz kalan sıradan insanlara ödetiyor. Son dört yıldır yaşanan bu süreç gel-git ler ile ulusal devletleri her aşamasında daha farklı bir yönden tahrip ediyor. 2011 yılının ikinci yarısında 1980 sonrası neo-liberal yapının arkaik finansal sistemi artık Demokrasiye zarar vermeye başladı. Ülkeler son üç yıllık dönemin ekonomik kısır döngüsünden çıkabilmek için Demokrasiyi askıya alma noktasına geldiler. Yunanistan ve İtalya bunun açık örneği. İnsanoğlu bir süredir çağ değişimine yakın tanıklık ediyor. Sanayi toplumunun, enformasyon ve bilginin egemen olduğu bir topluma dönüşümü, tarihin önceki dönemleri ile karşılaştırıldığında görülmemiş bir hız ve genişlikte gerçekleşiyor. Bu sürecin itici gücü bio-teknoloji ile enformasyonu içeren teknoloji devrimi. Enformasyonun, ekonominin, ticaretin ve sermaye hareketlerinin hızla sınır-aşan hale gelmesi, hızlı gelişmenin yeni ülkelere ve bölgelere olduğu kadar sağlık hizmetleri ile tarım alanlarındaki bilimsel değişmeye de ulaşmasıyla kanıtlanan önemli etkileri yepyeni fırsatlar yaratıyor. Ne var ki,şimdiye kadar bu gelişmenin-değişimin görünür olan sonuçları ülkelerin içinde ve dünyanın değişik bölgelerinin tümünde her alandaki eşitsizliğin aşırı derecede artıyor olması. Yarına her şeye karşın umutla bakıyoruz. Bu bize sevgili Müşerref Hekimoğlu nun armağanı. Yitirmiyoruz. Sağlık ve Esenlik içinde geçecek bir yıl diliyoruz. 26.12.2011 3 anka

IMFBAŞEKONOMİSTİ BLANCHARD DAN 2011 DEĞERLENDİRMESİ: TOPARLANMAYI RAYINAOTURTMAK BİRYILÖNCESİNE GÖRE ZOR IMF Başekonomisti ve Ekonomi Danışmanı Olivier Blanchard, ekonominin toparlanması için umutların kaybolmadığını belirterek, Ancak toparlanmayı yeniden rayına oturtmak bir öncesine göre daha zor olacak. Güvenilir ve gerçekçi mali konsolidasyon, çoklu dengelerden kaçınmak için likidite temini, sadece ilan edilen değil aynı zamanda uygulanan planları gerektirecek dedi. Blanchard, imfdirect blogunda, 2011 yılını değerlendirdi. 2011 e zayıf ve dengesiz biçimde de olsa umutlu bir toparlanma modunda başlandığını belirten Olivier Blanchard, ABD de konut sektöründeki borçlarla, euro bölgesi çevresindeki ülkelerdeki düzenlemelerle nasıl başedileceği, yükselen ekonomilere sermaye akışlarındaki oynaklıkla nasıl başa çıkılacağı ve finansal sektör düzenlemelerinin nasıl iyileştirileceği gibi daha uysal sorunlar görünüyordu dedi. Ekonomilerin önünde şimdi uzun fakat yetişebilecekleri bir gündem bulunduğunu kaydeden Blanchard, Şimdi yılsonuna yaklaşırken birçok gelişmiş ülkede toparlanma duraklama noktasında, bazı yatırımcılar euro bölgesinde dağılma potansiyelinin etkilerini araştırıyor ve 2008 deki koşullardan daha kötüsünü görme olasılığı gerçek dedi. Yaşananlardan dört ana ders çıkardığını kaydeden IMF Başekonomisti Olivier Blanchard bunları özetle şöyle saydı: 1-2008-2009 krizi sonrası dünya ekonomisi, büyük makroekonomik etkileri ve iyimserlik ya da kötümserliğin kendi kendini besleyen sonuçlarıyla çoklu dengelere gebeydi. Çoklu dengeler karşımıza yeni çıkmıyor, kendi kendini besleyen bankalara hücumları uzun süredir biliyoruz, bu mevduat sigortasının nasıl oluşturulduğunu açıklıyor. Çapalı döviz kurlarına karşı kendi kendini besleyen müdahaleler kitapların konusu oldu. 2-Tamamlanmamış ya da kısmi politika önlemleri işleri daha kötüye götürebilir. Bir çözüm vaadinde bulunulan ancak bu çözümlerin sadece yarısının gerçekleştiği yüksek düzeyli toplantılardan sonra algılamaların sık sık nasıl kötüye gittiğini ya da, tantanayla açıklandıklarında nasıl yetersiz kaldıklarını veya pratik engellere tosladığını IMF Başekonomisti ve Ekonomi Danışmanı Olivier Blanchard 2011 yılını değerlendirdiği açıklamasında, Önemli mali konsolidasyona gereksinim var ve borç seviyeleri düşürülmeli. Ancak bu Angela Merkel in sözleriyle yüz metre koşusundan çok bir maraton. Borcun ihtiyatlı düzeylere dönmesi 20 yıldan fazla alacak. Buraya uygulanacak bir atasözü ise var: Yarışı yavaş ve sağlam giden kazanır dedi. gördük. Bana göre bu tip toplantılar ve planlar politikaların sınırlarını ortaya koydu, nedeni de ülkeler arasındaki görüş farklarıydı. Deneyip yanılmak, hiç denememekten iyidir atasözü daima uygulanmıyor. Borcun ihtiyatlı düzeylere dönmesi 20 yıldan fazla alacak 3- Finans yatırımcıları mali konsolidasyon ve büyüme konusunda şizofrenik durumda. Mali konsolidasyon haberlerine olumlu, fakat konsolidasyon sıklıkla olduğu gibi- düşük büyümeye yolaçtığında olumsuz tepki veriyorlar. Önemli mali konsolidasyona gereksinim var ve borç düzeyleri düşürülmeli. Ancak bu Angela Merkel in sözleriyle bir yüz metre koşusundan çok bir maraton. Borcun ihtiyatlı düzeylere dönmesi 20 yıldan fazla alacak. Buraya uygulanacak bir atasözü ise var: Yarışı yavaş ve sağlam giden kazanır. 4- Algılar gerçeğe şekil veriyor. Doğru ya da yanlış algılamalar da olaylarla değişiyor. Algılar değiştiğinde de geriye dönüş bulunmuyor. Örneğin İtalya da bütün yaz boyunca birşey olmadı. Ancak bir kez İtalya nın riskte olduğu sezildiğinde bu algı devam etmedi. Reel para yatırımcıları bir kez bir piyasayı terk ettiklerinde bir gecede geri gelmezler... Yılın ikinci yarısında euro bölgesindeki ekonomik durum fazla değişmedi. Fakat piyasalar ve yorumcular euroda olası bir dağılmadan söz etmeye başladıklarında algı durdu ve devam etmesi kolay olmayacak. Pekçok mali yatırımcı olay meydana geldiğinde uygulayacakları stratejileri oluşturmakla meşgul. Toparlanmanın rayına oturması zor Olivier Blanchard dört faktörle 2011 in neden başlangıcına göre kötü bittiğinin açıklanabileceğini belirtti ve şöyle dedi: Tüm umutlar tükendi mi? Hayır, fakat toparlanmayı yeniden rayına oturtmak bir öncesine göre daha zor olacak. Güvenilir fakat gerçekçi mali konsolidasyon, çoklu dengelerden kaçınmak için likidite temini, sadece ilan edilen değil aynı zamanda uygulanan planları ve tüm ilgililer arasında daha etkin bir işbirliğini gerektirecek. Bunun gerçekleşeceğinden umutluyum, alternatifiyse çok sevimsiz. 4 anka 26.12.2011

11AYDA49 BİN 12 ŞİRKETKURULDU, 11 BİN 367 ŞİRKETKAPANDI Kurulan şirket sayısı bu yılın ilk 11 ayında geçen yıla göre yüzde 7.5 artarak 49 bin 12 ye, kapanan şirket sayısı ise yüzde 17.4 artarak 11 bin 367 ye ulaştı. Kasım ayında ise kurulan şirket sayısı geçen yılın Kasım ayına göre yüzde 6.5, kapanan şirket sayısı ise yüzde 22.1 arttı. Kasım ayında Gümüşhane de şirket kuruluşu gerçekleşmedi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği 2011 yılı Kasım ayına ait Kurulan ve Kapanan Şirket İstatistiklerini açıkladı. Buna göre, kurulan şirket sayısı Ocak-Kasım döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7.5 artarak 49 bin 12 ye yükseldi. Söz konusu dönemde kurulan kooperatif sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 32.3 azalarak 936 e gerilerken, kurulan gerçek kişi ve tiçaret işletmesi sayısı yüzde 19.3 artarak 54 bin 857 ye ulaştı. Kapanan şirket sayısı yüzde 17.4 arttı bu yılın ilk 11 ayında tasfiye edilen şirket sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 27.7 artarak 18 bin 266 ya yükselirken, tasfiye edilen kooperatif sayısı söz konusu dönemde yüzde 8.7 azalarak 2 bin 555 e geriledi. Bu yılın Ocak-Kasım döneminde kapanan şirket sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17.4, kapanan gerçek kişi ve ticari işletme sayısı ise yüzde 37.8 artarak sırasıyla 11 bin 367 ye, Kurulan şirket sayısı bu yılın ilk 11 ayında geçen yıla göre yüzde 7.5 artarak 49 bin 12 ye, kapanan şirket sayısı ise yüzde 17.4 artarak 11 bin 367 ye ulaştı. Kasım ayında ise kurulan şirket sayısı geçen yılın Kasım ayına göre yüzde 6.5, kapanan şirket sayısı ise yüzde 22.1 arttı. Kasım ayında Gümüşhane de şirket kuruluşu gerçekleşmedi. Kurulan ve kapanan şirketler 37 bin 864 e ulaştı. Anılan dönemde geçen yıla göre yüzde 2.7 gerileme gösteren kapanan şirket sayısı ise bin 629 oldu. Kasım da kurulan şirket sayısı yüzde 6.5, kapanan şirket sayısı yüzde 22 arttı Kasım ayında kurulan şirket sayısı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6.5 artarak 3 bin 539 a, kurulan gerçek kişi ve ticari işletme sayısı yüzde 9.7 artarak 3 bin 910 a yükseldi. Kasım ayında kurulan kooperatif sayısı ise geçen yılın Kasım ayına göre yüzde 11.9 azalarak 74 e geriledi. Kapanan şirket sayısı bir yılda yüzde 22 arttı Tasfiye edilen şirket sayısı Kasım da geçen yılın aynı ayına göre yüzde 39.8, kooperatif sayısı ise yüzde 60.1 azalarak sırasıyla 639 ve 67 ye geriledi. Anılan ayda kapanan şirket sayısı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 22, kapanan kooperatif sayısı yüzde 13.9 arttı. Böylece Kasım da kapanan şirket sayısı 773, kapana gerçek ve ticari işletme sayısı bin 521 e ulaştı. Kasım da kapanan kooperatif sayısı ise yüzde 13.4 artarak 139 oldu. Kasım ayında Gümüşhane de şirket kuruluşu gerçekleşmedi 2011 yılı Kasım ayında kurulan toplam 3 bin 603 şirket ve kooperatifin yüzde 91.7 si limited şirket, yüzde 6.2 si anonim şirket, yüzde 2.5 i ise kooperatif Şirket Türü Kurulan* Tasfiye Kapanan** 2011 2011 Bir önceki aya göre 2010 Bir önceki yıla göre Ocak-Kasım İlan Türü Kasım Ekim Değ.(%) Kasım Değ.(%) 2010 2011 Değ. (%) Şirket 3.529 4.354-18,95 3.315 6,46 45.609 49.012 7,46 Kooperatif 74 59 25,42 84-11,90 1423 963-32,33 Ger.Kişi Tic.İşi. 3.910 4.844-19,28 3.565 9,68 45.982 54.857 19,30 Şirket 639 1.749-63,46 1.062-39,83 14.303 18.266 27,71 Kooperatif 67 168-60,12 134-50,00 2.798 2.555-8,68 Şirket 773 909-14,96 633 22,12 9.679 11.367 17,44 Kooperatif 139 139 0,00 122 13,93 1.675 1.629-2,75 Ger.Kişi Tic.İşi. 1.521 2.505-39,28 2.118-28,19 27.479 37.864 37,79 * Kurulan ticaret ünvanlı işyerleri sayısı adi ortaklıkları da içermektedir. Bu ayda adi ortaklık olmamıştır. ** Kapanan ticaret ünvanlı işyerleri sayısı, yapılan tebligatlarla ticari faaliyeti bulunmadığı tespit edilen ticaret ünvanlı işyerlerinin kayıtlarının ilgili ticaret sicil memurlukları tarafından ticaret sicil tüzüğünün 41. maddesine istinaden re'sen silinen işyerlerini de kapsamaktadır. 2011 yılı Kasım ayında 92, Ocak- Kasım döneminde 12.926 gerçek kişi ticari işletmesi re'sen kapatılmıştır. 26.12.2011 5 anka

oldu. Şirket ve kooperatiflerin yüzde 39.5 i İstanbul da, yüzde 10.6 si Ankara da, yüzde 6.6 sı İzmir de kuruldu. Bu ay Gümüşhane de şirket kuruluşu gerçekleşmedi. Bu yılın ilk 11 ayında Gümüşhane de 26 şirket kurulurken, 8 şirket kapandı. Kurulan şirketlerin sermayelerinin toplamı yüzde 17 azaldı 2011 yılı ilk 11 ayında toplam 49 bin 975 şirket ve kooperatif kuruldu. Bu dönemde kurulan toplam 46 bin 308 limited şirket, toplam sermayenin yüzde 38.4 ini, 2 bin 678 anonim şirket ise yüzde 61.5 ünü oluşturdu. Kasım ayında kurulan şirketlerin sermayelerinin toplamı, Ekim ayına göre yüzde 17.01 oranında azaldı. Kasım da 987 şirket ve kooperatif ticaret sektöründe kuruldu Bu yılın Kasım ayında 987 şirket ve kooperatif ile bin 284 gerçek kişi ticari işletmesi, ticaret sektöründe kuruldu. Kasım ayında kurulan toplam şirket ve kooperatiflerin; 987 si toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 632 si inşaat, 536 sı da imalat sektöründe gerçekleşti. Kasım da kurulan gerçek kişi ticari işletmelerinin; bin 284 ü toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 988 i inşaat, 450 si imalat sektöründe meydana geldi. Söz konusu ay kapanan Türkiye genelinde Ekim ayında kükürtdioksit ortalaması en yüksek il Edirne, partiküler madde ortalaması en yüksek il Afyonkarahisar oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ekim 2011 Hava Kalitesi İstatistiklerini açıkladı. En yüksek kükürtdioksit ortalaması Edirne de, partiküler madde ortalaması ise Afyonkarahisar da gerçekleşti 2011 yılı Ekim ayında kükürtdioksit (SO2) ortalamalarının en yüksek bulunduğu il ve ilçe merkezleri sırasıyla Edirne, Muğla, Bolu, Uşak ve Niğde oldu. Aynı dönemde partiküler madde (PM10)(1) ortalamalarının en yüksek bulunduğu il ve ilçe merkezleri ise Afyonkarahisar, Malatya, Batman, Gaziantep ve 6 anka 26.12.2011 Kasım ayında 296 adet yabancı ortak sermayeli şirket kuruldu. Kasım da kurulan 296 yabancı ortak sermayeli şirketin 56 sı İran, 24 ü Alman, 26 sı da yurtdışında yerleşik Türk vatandaşlarının ortaklığı olarak kuruldu. şirket ve kooperatiflerin; 302 si toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 220 si inşaat, 142 si imalat sektöründe oldu. Bu ay kapanan gerçek kişi ticari işletmelerinin 697 si toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 271 i inşaat, 148 i imalat sektöründe meydana geldi. 296 adet yabancı ortak sermayeli şirket kuruldu 2011 Kasım ayında 296 adet yabancı ortak sermayeli şirket kuruldu. Kasım da kurulan 296 yabancı ortak sermayeli şirketin 56 sı İran, 24 ü Alman, 26 sı da yurtdışında yerleşik Türk vatandaşlarının ortaklığı olarak kuruldu. 2011 yılı ilk 11 ayında; kurulan yabancı ortak sermayeli şirket sayısı 3 bin 234 oldu. Bu şirketlerin 592 si İran, 331 i Almanya, 181 i Azerbaycan ve 125 si Irak ortaklı oldu.kurulan 3 bin 234 yabancı ortak sermayeli şirketin 361 i anonim, 2 bin 873 ü limited şirket oldu. Bu şirketlerin bin 121 i toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 459 u imalat ve 319 u inşaat sektöründe kuruldu. Kurulan yabancı ortak sermayeli şirketlerin toplam sermayelerinin yüzde 75.48 i yabancı sermayeli ortak payı oluşturdu. Yurtdışında yerleşik Türk vatandaşlarının ortak olduğu 295 adet yabancı ortak sermayeli şirket kuruldu. KÜKÜRDİOKSİTORTALAMASI ENYÜKSEK İLEDİRNE K.Maraş (Elbistan) yer aldı. Partiküler madde ortalamalarında sınır değer ve uyarı eşiği aşıldı 2011 yılı Ekim ayında il ve ilçe merkezlerinde ölçüm yapılan istasyonlardan elde edilen SO2 ortalamaları incelendiğinde, Kısa Vadeli Sınır (KVS) Değeri ve İlk Seviye Uyarı Eşiği ölçüm yapılan hiçbir istasyonda aşılmadı. Aynı dönemde PM10 ortalamaları incelendiğinde, KVS Değeri Adıyaman, Afyonkarahisar, Gaziantep, Malatya, K.Maraş (Elbistan), Mardin, Siirt, Van, Batman ve Kilis de aşılırken, İlk Seviye Uyarı Eşiği Afyonkarahisar, Malatya, Mardin ve Batman da üzerine çıkıldı.

TÜRKİYE Yİ 11AYDA30.3 MİLYONYABANCITURİSTZİYARETETTİ Türkiye yi 2011 yılının 11 ayında ziyaret eden yabancı turist sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10.2 artışla 30 milyon 261 bin 347 kişiye ulaştı. Ocak-Kasım döneminde Türkiye ye en çok ziyaretçi gönderen ülkeler sıralamasında Almanya yüzde 15.44 pay ile birinci, Rusya yüzde 11.3 ile ikinci, İngiltere yüzde 8.42 ile üçüncü sırada yer aldı. Kasım ayında Türkiye yi ziyaret eden yabancı sayısı ise yüzde 7.1 artışla 1 milyon 596 bin 295 kişi düzeyinde gerçekleşti. Kültür ve Turizm Bakanlığı nın Emniyet Genel Müdürlüğü nden elde ettiği 2011 yılı Kasım ayı Geçici Giriş-Çıkış Yapan Yabancı ve Vatandaşlar verilerini açıkladı. Buna göre, Türkiye yi ziyaret eden yabancı sayısı 2011 yılının 11 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10.18 artışla 30 milyon 261 bin 347 ye yükseldi. Bu ziyaretçilerin 2 milyon 95 bin 391 inin günübirlikçi olduğu belirlendi. 2011 yılının Ocak-Kasım döneminde Türkiye ye gelen yabancı ziyaretçilerin yüzde 34.19 unu oluşturan 10 milyon 347 bin 283 kişinin Antalya dan, yüzde 24.81 ini oluşturan 7 milyon 507 bin 799 kişinin İstanbul dan giriş yaptığı belirlendi. En çok girişin yapıldığı diğer sınır kapıları şöyle oldu: Yüzde 10.15 pay ile Muğla, yüzde 8.35 ile Edirne, yüzde 4.44 ile İzmir. Kasım da ziyaretçi sayısı yüzde 7.1 arttı 2011 yılı Kasım ayında Türkiye yi ziyaret eden yabancı sayısı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 7.06 artışla 1 milyon 596 bin 295 e ulaştı. Kasım ayında Türkiye ye gelen yabancı ziyaretçinin 154 bin 973 ünü günübirlikçiler oluşturdu. Günibirlikçilerin, toplam yabancı ziyaretçiler içindeki oranı yüzde 9.71 oldu. 2011 yılının Kasım ayında Türkiye ye gelen yabancı ziyaretçilerin yüzde 37.34 ü İstanbul dan, yüzde 18.56 sı Antalya dan, yüzde 11.53 ü Edirne den, yüzde 6.11 i Artvin den ve yüzde 4.38 i İzmir den giriş yaptı. Türkiye ye en çok ziyaretçiyi Almanya gönderdi 2011 yılı Kasım Ayında Türkiye ye en çok ziyaretçi gönderen ülkeler sıralamasında Almanya yüzde 17 oranıyla başı çekti. Almanya dan Türkiye yi ziyarete 271 bin 367 kişi geldi. Bunu yüzde 8.34 oranıyla ve 133 bin 60 kişi ile Bulgaristan, yüzde 7.45 oranıyla, 118 bin 941 kişiyle İran izledi. Kasım ayında Türkiye ye en çok ziyaretçi gönderen diğer ülkeler ise şöyle: Gürcistan, Suriye, İngiltere, ABD, Fransa, Rusya Federasyonu ve İtalya. 2011 yılı Ocak-Kasım döneminde ise Türkiye ye en çok ziyaretçi gönderen ülkeler sıralamasındaalmanya yüzde 15.44 oranıyla ilk sırada yer aldı. Almanya dan Türkiye ye gelen ziyaretçi sayısı 11 ayda 4 milyon 671 bin 431 kişi düzeyinde gerçekleşti. Bunu yüzde 11.3 oranıyla, 3 milyon 420 bin 468 ziyaretçiyle Rusya Federasyonu, yüzde 8.42 oranıyla, 2 milyon 549 bin 79 kişiyle İngiltere izledi. Yılın 11 ayında Türkiye ye en çok ziyaretçi gönderen diğer ülkeler şöyle: İran, Bulgaristan, Hollanda, Fransa, Gürcistan, Suriye veabd. Yabancı ziyaretçilerin sayısı Değişim (%) 2009 2010 2011* 2010/2009 2011/2010 OCAK 751.817 809.974 975.723 7,74 20,46 ŞUBAT 898.927 953.848 1.079.505 6,11 13,17 MART 1.207.729 1.414.616 1.617.782 17,13 14,36 NİSAN 1.750.281 1.744.628 2.290.722-0,32 31,30 MAYIS 2.718.788 3.148.337 3.283.125 15,80 4,3 HAZİRAN 3.263.089 3.500.024 3.780.637 7,26 8,02 TEMMUZ 4.343.025 4.358.275 4.597.475 0,35 5,49 AĞUSTOS 3.760.372 3.719.180 4.076.783-1,10 9,6 EYLÜL 3.136.010 3.486.319 3.923.546 11,17 12,5 EKİM 2.617.193 2.840.095 3.039.754 8,52 7,0 KASIM 1.403.740 1.491.005 1.596.295 6,22 7,1 ARALIK 1.226.143 1.165.903 0-4,91 TOPLAM 27.077.114 28.632.204 5,74 11 AYLIK TOPLAM 25.850.971 27.466.301 30.261.347 6,25 10,2 * Veriler geçicidir. Kasım Ayında Ülkemize Gelen Yabancıların Milliyetlere Göre Dağılımı - İlk 10 Ülke ÜLKELER 2011* MİL.PAY% 2010 MİL.PAY% 2009 MİL.PAY% ALMANYA 271.367 17,00 248.727 16,68 253.574 18,06 BULGARİSTAN 133.060 8,34 130.078 8,72 110.648 7,88 İRAN 118.941 7,45 135.582 9,09 139.469 9,94 GÜRCİSTAN 93.030 5,83 94.659 6,35 58.284 4,15 SURİYE 86.982 5,45 80.392 5,39 65.532 4,67 İNGİLTERE 64.461 4,04 48.016 3,22 50.513 3,60 A.B.D. 58.123 3,64 44.262 2,97 55.531 3,96 FRANSA 58.056 3,64 44.480 2,98 40.777 2,90 RUSYA FED. 56.081 3,51 65.417 4,39 58.955 4,20 İTALYA 49.381 3,09 43.331 2,91 30.574 2,18 DİĞER 606.813 38,01 556.061 37,29 539.883 38,46 GENEL TOPLAM 1.596.295 100,00 1.491.005 100,00 1.403.740 100,00 * Veriler geçicidir. 26.12.2011 7 anka

BABACAN:TÜKETİCİ KREDİSİ HACMİ 50 MİLYARTL'YİAŞABİLİR Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, tüketici kredisi hacminin geçen yıl 43 milyar TL arttığını, bu yıl 50 milyar TL'yi geçeceğinin öngörüldüğünü belirterek, "Hane halkımızın yüzde 45'i aylık gelirinden daha fazla harcıyor. Mutlaka ayağımızı yorganımıza göre uzatmamız gerekiyor" uyarısında bulundu. Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu nun (TUSKON) 2011 yılının son yönetim kurulu toplantısına katılan Babacan, toplantı öncesinde gazetecilere açıklamalarda bulunarak, Türkiye ekonomisinin 2011 yılını değerlendirdi ve 2012 yılına yönelik beklentilerini açıkladı. Enflasyonda güncel bazı sebeplerden dolayı artışlar görünse de, genel trendin düşüş eğiliminde olduğunu belirten Babacan, ay sonu itibariyle yüzde 9,48 olan enflasyonda, 2012 sonu itibariyle yüzde 5'e yakın bir sonuç elde etmeyi beklediklerini açıkladı. "Enflasyonda 2012 sonunda yüzde 5'lik sonuç bekliyoruz" Kurdaki artış ve kurdaki geçişkenlikten dolayı enflasyona etkisi olduğunu belirten Babacan, ayrıca tekstil ve hazır giyim ürünlerine getirilen ek vergilerin de en az yarım puan olarak enflasyona yansıdığını ifade ederek, "Son sigara satışı da enflasyonu tüm yüzde 1 artırdık ve yüzde 20'lik zam geldi. TÜFE sepetinde sigaranın ağırlığı yüzde 5,6. Dolayısı ile enflasyondaki yüzde 9,48'lik oranın içinde belki en az 3-4 puan bu saydığım sebepler bulunuyor" dedi. Bunların hepsinin geçici sebepler olduğunu, ayrıca bazı yörelerde yaşanan seller dolayısıyla da sebze ve bir miktar meyve fiyatlarında da artış olduğuna işaret eden Babacan, "Dikkat ederseniz, bunların hepsi para politikalarından bağımsız. Farklı sebeplerden gelen artışlar nedeni ile para politikalarında duruşu çok çok değiştirecek bir sonuç değil. Bu geçici etkilerin ortadan kalkması ile 2012'nin ikinci yarısından itibaren enflasyonda yüzde 5'lik bir sonuç elde etmeyi bekliyoruz" dedi. "2012 de belirsizlik fazla" Babacan, 2012 yılını değerlendirirken, karşılarında gelecek yılla ilgili belirsizliklerin yüksek olduğu bir tablo görüldüğünü söyledi. Japonya'nın borçların 8 anka 26.12.2011 Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, tüketici kredisi hacminin geçen yıl 43 milyar TL arttığını, bu yıl 50 milyar TL'yi geçeceğinin öngörüldüğünü belirterek, "Mutlaka ayağımızı yorganımıza göre uzatmamız gerekiyor" uyarısında bulundu. milli gelire oranındaki artışı nasıl durdurabileceği hesabını yaptığını, 14 AB üyesi ülkenin ise risk priminin Türkiye'nin üzerinde olduğuna işaret ederek, şunları söyledi: "2012 yılında Avrupa'ya bağlı olarak ve Avrupa'daki işler kötüleşmezse, mevcut durumu idare edebilirse eğer, bize de bunun yansımaları kuşkusuz olacak. Böylece yüzde 4'lük bir büyümeyi bekliyoruz. Fakat Avrupa'da işler kötüye giderse oraya olan ihracatımız da kuşkusuz olumsuz şekilde etkilenecektir. Bizim büyüme rakamımızı da bu bir miktar aşağıya çekebilir." Türkiye'nin artık bütçe açığı ve kamu borç sorununu fazla dillendirilmediğini belirten Babacan, "Bunlar bir risk alanı olarak çok şükür görülmüyor. 2011 yılını muhtemelen yüzde 7,5'in üzerinde bir büyüme rakamı ile kapatacağız" dedi. Babacan, büyümenin 7-8'den yüzde 4'e inmesini bazılarının, "daralma" olarak tabir ettiğini, ancak bir geriye gidişin söz konusu olmadığını, bu durumu "gelinen noktanın üzerine bir şeyler eklenecek" şeklinde yorumlamanın daha doğru olacağını ifade etti. "2013 ve 2014 programına muhafazakar rakamlar koyduk" Türkiye ekonomisine ilişkin olarak 2013 ve 2014 yıllarına ilişkin orta vadeli programlarına muhafazakar rakamlar koyduklarını söyleyen Babacan, "Bundan daha iyi bir gelişme olursa kuşkusuz bu artı olarak yazacaktır genel dengelerimize" ifadelerini kullandı. Türkiye'de büyümeyle birlikte istihdamda da ciddi oranda bir artışı meydana geldiğini kaydeden Babacan, 2009'un ilk yarısında istihdam rakamının 21 milyonun biraz altında olduğunu, şu anda 24,5 milyona çıktığını, krizin başlangıcına göre mukayese edildiğinde yaklaşık 3,5 milyon ilave istihdam sağlandığını bildirdi. Türkiye'de gelir dağılımının düzeldiğini savunan Babacan, 2002 yılında en zengin yüzde 10'un en düşük yüzde 10'un 18 katı gelire sahip olurken, 2010 yılında bu rakamın yüzde 11,7 katına düştüğünü söyledi. En düşük yüzde 10'luk dilimin

reel gelirinin yüzde 58 arttığını, en yüksek gelir grubundaki yüzde 10'un reel gelirinin ise yüzde 1,7 arttığına işaret eden Babacan, "Gelir arttıkça, muntazam bir şekilde yüksek gelir grubunun da reel gelir artışı düşüyor" dedi. "Kolay para kazanma dönemi bitti" Türkiye'de günlük 1 doların altında geliri olan nüfusun kalmadığını söyleyen Babacan, yoksullukla mücadele de önemli mesafeler kat edildiğini, evli ve üç çocuklu bir asgari ücretli vatandaştan, gelir vergisinin sıfırlandığını kaydetti. Türkiye'nin bütçe açığının ise pek çok ülkeye göre daha düşük seviyelerde olduğunu dile getiren Babacan, ayrıca bankaların tahsili geçmiş alacaklarının yüzde 2,7'ye indiğini, dönen çeklerin oranının ise yüzde 3 seviyesinde seyrettiğine ve bankaların sermaye yapılarının güçlü olduğunu vurguladı. Türkiye'de kolay para kazanma döneminin bittiğini ve rekabetin daha iyi çalıştığını söyleyen Babacan, Anadolu'da da çok ciddi güçlü firmaların oluşmaya başladığını söyledi. "İşgücü piyasalarına yönelik reform, önemli ölçüde hazır" İşgücü piyasalarıyla ilgili reformun da önemli ölçüde hazır olduğunun altını çizen Babacan, 2012 Ocak-Şubat aylarında bu reformları tamamlamayı planladıklarını açıkladı. Türkiye'de tasarruf oranının Merkez Bankası Cuma günü açtığı 1 milyar 350 milyon dolarlık döviz satım ihalesinde 50 milyon dolarlık döviz satışı gerçekleştirdi. Merkez Bankası, geçen hafta düzenlediği 5 ihalede 900 milyon dolarlık döviz satışı yaptı. Merkez Bankası ndan yapılan açıklamaya göre Cuma düzenlenen en fazla 1 milyar 350 milyon dolarlık döviz satım ihalesine 1 milyar 8 milyon dolarlık teklif geldi. 50 milyon dolarlık döviz satışının yapıldığı ihalede en düşük fiyat 1.8811 TL, ortalama fiyat 1.8811 TL, en yüksek fiyat 1.8815 TL oldu. Türkiye'de günlük 1 doların altında geliri olan nüfusun kalmadığını söyleyen Babacan, yoksullukla mücadele de önemli mesafeler kat edildiğini, evli ve üç çocuklu bir asgari ücretli vatandaştan, gelir vergisinin sıfırlandığını kaydetti. ise tarihi en düşük seviyede olduğunu vurgulayan Babacan, şunları söyledi: "'Şu anda tasarruf oranımız yüzde 12'ye düşmüş durumda. Bu, tarihi en düşük seviye... Milli gelirimizin yüzde 12'si kadar tasarrufumuz var. Ancak milli gelirimizin 22'si kadar yatırım harcamamız bulunuyor. Aradaki fark zaten eşittir cari açık. Cari açığın iktisattaki denklemi yatırımlarla tasarruflar arasındaki fark. Gelişmekte olan diğer ülkelere baktığımız zaman, yüzde 30'lar mertebesinde tasarruf oranı görüyoruz. Ancak, yüzde 30'lar mertebesinde yatırım görüyoruz. Türkiye'nin yaptığı yatırım harcaması, özel sektör ve kamu, diğer gelişmekte olan ülkelerin altında. Tasarruf, onun da altında. Bir tüketim ekonomisi, israf ekonomisi olmamamız gerekiyor. Maalesef hane halkımızın yüzde 45'i aylık gelirinden daha fazla harcıyor. Geçen yıl tüketici kredisi hacmimiz 43 milyar TL arttı. Yani Türk halkı tüketim amacı ile 43 milyar TL daha fazla borçlanmış oldu. Bu yıl 50 milyar TL'yi geçecek gibi görünüyor. O nedenle bizim, bankacılıkla ilgili 'aman kredilere dikkat edin', 'aman tüketiciler üzerinde şu tedbiri alalım', 'vergileri yükseltelim' diye üzerinde durmamızın nedeni, biraz da bu sebeplerden dolayı. Mutlaka ayağımızı yorganımıza göre uzatmamız gerekiyor." MERKEZ BANKASI GEÇEN HAFTA900 MİLYON DOLARLIK DÖVİZ SATIŞIYAPTI Merkez Bankası Cuma günü açtığı 1 milyar 350 milyon dolarlık döviz satım ihalesinde 50 milyon dolarlık döviz satışı gerçekleştirdi. Merkez Bankası, geçen hafta düzenlediği 5 ihalede 900 milyon dolarlık döviz satışı yaptı. Bu arada Merkez Bankası, 27-28 Aralık tarihlerinde en fazla toplam 1 milyar 700 milyon dolarlık döviz satabileceğini duyurdu. 4.5 aydır düzenlenen ihalelerde 10.1 milyar dolarlık döviz satışı gerçekleşti Merkez Bankası geçen hafta düzenlediği 5 ihalede 900 milyon dolarlık döviz satışı gerçekleştirdi. Döviz satım ihalelerine 5 Ağustos ta başlayan Merkez Bankası nın yaklaşık 4.5 aylık dönemde gerçekleştirdiği döviz satışı 10 milyar 110 milyon dolar düzeyine ulaştı. 26.12.2011 9 anka

ENERJİVETABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI, TAHKİM DAVASINI KAZANDI Uluslararası Ticaret Mahkemesi, Kanel Elektrik in istediği 309 milyon dolar tazminat talebini reddetti, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, tahkim davasını kazandı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Biz, enerjide dışa bağımlılığı azaltırken, kazandığımız bu davalarla ayrıca Türkiye ekonomisine de katkıda bulunmuş oluyoruz. 2011 yılı, enerjide yeni santrallerin devreye girmesi ve yerli üretimin artmasının yanında, art arda kazandığımız hukuk başarılarıyla da önemli bir yıl oldu dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ndan yapılan yazılı açıklamada, Bakanlığın, Uzan Ailesi güdümünde olan Libananco ve iki Polonya menşeli Şirketin ICSID nezdinde açmış oldukları 3 adet dava ve yine ÇEAŞ, Kepez ve bu iki şirketin hissedarlarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde açtıkları tüm davaları Devletin lehine sonuçlandığı belirtilerek, tüm bu davaların mali boyut olarak 235 milyar dolara karşılık geldiği kaydedildi. Açıklamada, diğer yandan Aktaş Elektrik Ticaret A.Ş nin Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine AİHM de açtığı davanın Eylül ayında sonuçlandığı; AİHM nin, Aktaş ın 245 milyon dolar tazminat talebini reddettiği anımsatıldı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı nın, Uzan ve Aktaş davalarından sonra uluslararası yargı önünde bir büyük davayı daha devletin lehine sonuçlandırdığı belirtilen açıklamada, Kanel Kangal Elektrik Limited Şirketi nin Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine ICC (Uluslararası Ticaret Mahkemesi) nezdinde açtığı dava sonuçlandı. ICC, Kanel Elektrik in 309 milyon dolar kar mahrumiyetine ilişkin olarak istediği tazminat talebini reddetti denildi. 2011 önemli bir yıl oldu Açıklamaya göre, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ise konuşla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: Uzan, Aktaş ve Kanel davaları hakkında; gerek ulusal gerekse uluslararası yargı organlarının kararları, Devletin ve Bakanlığın haklılığını tescil 10 anka 26.12.2011 Uluslararası Ticaret Mahkemesi, Kanel Elektrik in istediği 309 milyon dolar tazminat talebini reddetti. eden kararlardır. Biz, enerjide dışa bağımlılığı azaltırken, kazandığımız bu davalarla da ayrıca Türkiye ekonomisine de katkıda bulunmuş oluyoruz. 2011 yılı, enerjide yeni santrallerin devreye girmesi ve yerli üretimin artmasının yanında, art arda kazandığımız hukuk başarılarıyla da önemli bir yıl oldu. İlk dava 2002 de başladı Kanel Kangal Elektrik Limited Şirketi (KANEL) ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı arasında, Kangal Termik Santralinin İşletme Hakkı Devrine ilişkin 7 Ocak 1999 tarihinde imtiyaz sözleşmesi imzalandığı belirtilen açıklamada konuyla ilgili şu bilgilere yer verildi: Geçmiş Hükümetler tarafından çıkarılan 4501 sayılı Kanunla, daha önce ihalesi tamamlanmış imtiyaz sözleşmelerine Uluslararası Tahkim Şartı getirilmişti. Bununla da kalınmamış, o anda İmtiyaz Sözleşmesi imzalanmış projelere de geriye dönük olarak tahkim yolu açılmıştı. Kanel ile Bakanlık arasında imzalanan İmtiyaz Sözleşmesi, 8 Temmuz 2000 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı istihsal edilerek özel hukuk hükümlerine göre yeniden düzenlenmiş, 6 Kasım 2000 tarihinde Kanel ile Bakanlık arasında uluslararası tahkim şartı içeren yeni bir Uygulama Sözleşmesi imzalandı. Danıştay, açılan davalar üzerine; İmtiyaz sözleşmesi ile uygulama sözleşmesinin imzalanması hususunda Bakanlığa yetki veren Bakanlar Kurulu kararlarını, kamu yararına aykırılık gerekçesiyle iptal etmişti. Böylece, söz konusu uygulama sözleşmesinin uygulanması ve bu anlamda santralin işletme hakkının Kanel e devredilmesi hukuken imkansız hale geldi. Kanel, uygulama sözleşmesinin 14. maddesi gereğince imzalanması gereken proje anlaşmalarının imzalanmadığını ve taahhüt edilen hazine garantilerinin verilmediğini ileri sürerek 16 Aralık 2002 tarihinde Bakanlık aleyhine ilk tahkim davasını başlattı. İlk tahkim davasında verilen 16 Mart 2004 tarihli karar ile davacının kar kaybına ilişkin tazminat talebi, sözleşmede yer alan risk olayı maddesi çerçevesinde değerlendirilerek reddedildi. Kanel tarafından Elektrik Piyasası Kanununda

tanımlanan mevcut sözleşme kavramının uygulama sözleşmesi için de geçerli olduğundan bahisle, 2007 yılında yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinin geçici 29. Maddesi kapsamında EPDK ya lisans başvurusunda bulunuldu. Ancak söz konusu başvuru, Bakanlık görüşü de alınmak suretiyle, uygulama sözleşmesinin mevcut sözleşme hükmü kapsamında değerlendirilemeyeceği ve geçici 29. Maddenin işletme hakkı devri projelerine uygulanmasının mümkün olmadığı gerekçeleriyle EPDK tarafından reddedildi. Bunun üzerine; ilk tahkim davasını kaybeden Kanel Elektrik Ltd. Şti, Türkiye Cumhuriyeti aleyhine, 27 Ekim 2010 tarihli başvurusu ile ICC nezdinde ikinci tahkim davasını başlattı. Davacı Kanel Şirketi; bu tahkim davasında, davada lisans verilmemesi nedeniyle uğradığı zararlara istinaden 309 milyon dolar talep etti. Davada, karşılıklı beyanlar, hukuki mütalaalar, uzman raporları ve tanık beyanları tahkim heyetine sunulmuş, 9-10 Kasım 2011 tarihlerinde Cenevre de yapılan duruşmaları müteakiben 19 Aralık 2011 tarihinde verilen nihai karar bakanlığa 22 Aralık 2011 tarihinde bildirildi. Buna göre; davacının lisans verilmemesi nedeniyle uğradığını iddia ettiği 309 milyon dolar tutarındaki zarar talebi reddedildi. EPDK İDARİ PARACEZALARINI 1 OCAK 2012 DEN İTİBAREN YÜZDE 10.26 ORANINDAARTIRDI Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) petrol, elektrik, doğalgaz ve sıvılaştırılmış petrol gazları (LPG) piyasasında uygulanan idari para cezalarını 1 Ocak 2012 den itibaren geçerli olmak üzere yüzde 10.26 oranında artırdı. EPDK nın Petrol Piyasası Kanununun 19.ncu Maddesi Uyarınca 2012 Yılında Uygulanacak Para Cezaları Hakkında Tebliğ Resmi Gazete de yayımlandı. Buna göre EPDK petrol piyasasına yönelik idari para cezalarını Maliye Bakanlığı nın 2011 yılı için yüzde 10.26 olarak belirlediği yeniden değerleme oranı çerçevesinde 1 Ocak 2012 den itibaren artırdı. İdari para cezalarının belirlendiği 19. madeninin a bendi çerçevesinde, lisans almaksızın lisansa tabi faaliyetlerde bulunanlar, fiyat oluşumunu dolaylı veya dolaysız olarak engelleyenler veya engellenmeye teşebbüs edilmesi durumunda uygulanacak idari para cezaları 739 bin 666 TL den 815 bin 555 TL ye çıkarıldı. Lisans almaksızın hak konusu yapılan tesislerin yapımına veya işletimine başlanması ile bunlar üzerinde tasarruf hakkı doğuracak işlemlerin yapılması, sahip olunan lisansın verdiği haklar dışında faaliyet gösterilmesi gibi durumlarda 19. maddenin b fıkrası çerçevesinde uygulanan idari para cezası 308 bin 194 TL den 339 bin 814 TL ye yükseltildi. 19. maddenin a ve b fıkraları dışında kalan ancak Kanunun getirdiği yükümlülüklere uymayanlara ise Kurumca bin 358 TL den 67 bin 962 TL ye kadar idari EPDK, petrol, elektrik, doğalgaz ve sıvılaştırılmış petrol gazları piyasasında uygulanan idari para cezalarını 1 Ocak 2012 den itibaren geçerli olmak üzere yüzde 10.26 oranında artırdı. para cezası verilecek. Bu arada bayiler için uygulanacak para cezası miktarları ise söz konusu ceza tutarlarının beşte biri oranında uygulanacak. Doğalgaz piyasasında idari para cezaları 407 bin 777 TL den başlayacak Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılması Ve Doğal Gaz Piyasası Hakkında Kanunun 9. Maddesi Uyarınca 2012 Yılında Uygulanacak Para Cezaları Hakkında Tebliğ Resmi Gazete de yayımlandı. Buna göre doğalgaz piyasasında 1 Ocak 2012 den itibaren uygulanacak idari para cezaları 407 bin 777 TL ile 815 bin 555 TL arasında değişecek. Elektrik piyasasında idari para cezaları 271 bin 851 TLile 679 bin 629 TLarasında değişecek Elektrik Piyasası Kanununun 11. Maddesi Uyarınca 2012 Yılında Uygulanacak Para Cezaları Hakkında Tebliğ Resmi Gazete de yayımlandı. Buna göre elektrik piyasasında 1 Ocak 2012 itibariyle (11. madde çerçevesinde) uygulanacak idari para cezaları 271 bin 851 TL ile 679 bin 629 TL arasında değişecek. Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu Ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 16. Maddesi Uyarınca 2012 Yılında Uygulanacak Para Cezaları Hakkında Tebliğ Resmi Gazete de yayımlandı. Buna göre 1 Ocak 2012 den itibaren uygulanacak idari para cezalarının yüzde 10.26 oranında artırılmasıyla ceza bedelleri 134 TL ile 679 bin 629 TL arasında değişiklik gösterecek. 26.12.2011 11 anka

SPK, BANKALARACEZAYAĞDIRDI Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), bankalara ceza yağdırdı. Türkiye İş Bankası na toplam 960 bin TL idari para cezası veren SPK, Akbank a toplam 937.2 bin TL, Yapı ve Kredi Bankası na 135.1 bin TL, Finansbank a 125.4 bin TL, Garanti Bankası na 83.7 bin TL, Denizbank a 45 bin TL idari para cezası kesti. SPK nın haftalık bültenine göre Kurul, Seri: VIII No:39 sayılı Tebliğ i ile Seri: VIII No:54 sayılı Tebliğ ine aykırı fiilleri nedeniyle Türkiye İş Bankası hakkında 2008 yılı ceza üst limiti dahilinde dört ayrı fiil için 400 bin TLve 2009 yılı ceza üst limiti dahilinde 5 ayrı fiil için 560 bin TL olmak üzere toplam 960 bin TL idari para cezası verdi. Kurul, Finansbank hakkında 2008 yılı ceza alt limiti dahilinde 5 ayrı fiil için 75.000 TL ve 2009 yılı ceza alt limiti dahilinde 3 ayrı fiil için 50 bin 400 TL olmak üzere toplam 125 bin 400 TLidari para cezası verirken, Türkiye Garanti Bankası hakkında 2008 yılı ceza alt limiti dahilinde bir fiil için 15 bintlve 2010 yılı ceza alt limiti dahilinde 4 ayrı fiil için 68 bin 680 TL olmak üzere toplam 83.680 TL; Denizbank hakkında 2008 yılı ceza alt limiti dahilinde 3 ayrı fiil için toplam 45 bin TL, Akbank hakkında 2009 yılı ceza üst limiti dahilinde 2 ayrı fiil için 112 bin TL, 2010 yılı ceza üst limiti dahilinde 3 ayrı fiil için 343 bin 392 TL ve 2011 yılı üst ceza limiti dahilinde 3 ayrı fiil için 369 bin 834 TLolmak üzere toplam 937 bin 226 TL idari para cezası verilmesini öngördü. Kurul, Yapı ve Kredi Bankası hakkında 2008 yılı ceza alt limiti dahilinde 8 ayrı fiil için 101 bin 504 TL ve 2009 yılı ceza alt limiti dahilinde 2 ayrı fiil için 33 bin 600 TLolmak üzere toplam 135 bin 104 TL idari para cezası uygulanmasına karar verdi. SPK dan yeni faaliyet izni SPK nın haftalık bültenine göre FibabankaA.Ş nin Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası A.Ş. de faaliyet göstermek üzere türev araçların alım satımına aracılık yetki belgesi almak üzere Kurul'a yapmış olduğu başvuru olumlu karşılandı. Özel durumlar SPK, Ostim Endüstriyel Yatırımlar ve İşletme A.Ş. nin, hisse senetlerinin İMKB tarafından belirlenecek pazar veya platformda işlem görmesi öncesinde sermaye piyasası mevzuatına uyum amacıyla esas sözleşmesinin 3, 4, 6, 7, 8, 10, 11, 13, ve 15 inci maddelerinin değiştirilmesi için hazırlanan tadil tasarılarına uygun görüş verilmesi talebini olumlu karşıladı. 30 Haziran 2012 ye kadar ek süre verdi Kurul un 3 Haziran 2011 tarihli kararı çerçevesinde hisse 12 anka 26.12.2011 SPK, 6 bankaya para cezası yağdırdı. Türkiye İş Bankası na toplam 960 bin TL, Akbank a 937.2 bin TL idari para cezası veren Kurul, Yapı ve Kredi Bankası na 135.1 bin TL, Finansbank a 125.4 bin TL, Garanti Bankası na 83.7 bin TL, Denizbank a 45 bin TL idari para cezası kesti. senetleri İMKB tarafından belirlenecek pazar veya platformda İşlem görmesine karar verilen yeni Gimat İşyerleri İşletmesi A.Ş. nin, 15 Mayıs 2011 tarihli olağan genel kurul toplantısında şirketin gayrimenkul yatırım ortaklığına dönüşümü için yönetim kuruluna yetki verildiği, ayrıca 4 Kasım 2007 ve 15 Mayıs 2011 tarihli genel kurul toplantılarında verilen yetkiye istinaden ECE European Prime Shopping Centre GP Fund A/B/C S.a.r.l den şirket hisselerinin satın alınmasına yönelik olarak şartlı teklif gelmiş olduğu ve bu teklife ilişkin görüşmelerin devam ettiği gerekçesiyle 30 Haziran 2012 tarihine kadar ek süre verilmesine de karar verdi. SPK, Gözlük Sanayi nin, İMKB Gelişen İşletmeler Piyasası nda sermaye artırımı yoluyla halka arz yapmayı planladığı ve 31 Aralık 2011 tarihli mali tabloları ile halka arz için çalışmalara başladığı, Saray Halı nın, halka arz için ön hazırlık sürecinde bulunduğu ve İMKB tarafından belirlenecek olan söz konusu platform yerine İMKB İkinci Ulusal Pazarda İşlem görmenin ve fiili halka arzın tercih edildiğini dikkate alarak, anılan bu şirketlere 30 Haziran 2012 tarihine kadar ek süre tanıdı. Sardes PORTFÖY yönetimi nin, sözleşme tadili talebini olumlu karşıladı Kurul ayrıca, Sardes Portföy Yönetimi A.Ş. nin 240 bin TL si nakit, 260 bin TL sinin ise 3 yıl içerisinde nakit ödenmesi şartıyla, sermayesinin 500 bin TL den 1 milyon TL ye artırılması amacıyla esas sözleşmesinin Sermaye başlıklı 9. maddesinin tadili talebinin olumlu karşılanmasını karara bağladı. Meksa Yatırım Menkul Değerlerin ortaklık lyapısı SPK, Meksa Yatırım Menkul Değerler A.Ş. nin bildirime tabi pay devri başvurusundan bilgi edinildiğine dikkat çekerek, aracı kurumun ortaklık yapısına bülteninde yer verdi. Buna göre pay devri öncesi pay oranı yüzde 89.51 olan Meksa Holding A.Ş. nin pay devri sonrası pay oranında değişiklik yaşanmadı. Mehmet Emin Sazak ın yüzde 7.59 oranındaki payı devir sonrası yüzde 7.78 e yükselirken, Arnt Güven Sazak ın, Ayşe Öztan ın ve Tülin Vatan ın yüzde 0.57 şer hissesi yüzde 0.76 ya çıktı. Küçük hisse sahibi Ömür Ferhatoğlu, Yurdal Sert, Kaan Ferhatoğlu, İsmail Öncel, Saffet Avdan, Vesile Şarlığıoğlu nun sahip olduğu paylarda değişiklik olmadı. Turid Sazak ın ise daha önce 0.76 düzeyindeki hissesi, pay devri sonrasında sıfırlandı.

BDDK: ULUSLARARASI PİYASALARDAKİ BELİRSİZLİKLERİN TÜRKİYE NİN BÜYÜMESİNİ OLUMSUZ ETKİLEME RİSKİVAR Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu nun Türk Bankacılık Sektörü Kur Riski Değerlendirme Raporu na göre küresel ekonomideki sıkıntılar Türkiye açısından önemli bir risk oluşturuyor. Türkiye her ne kadar son iki yılda en hızlı büyüyen ekonomilerden olsa da, uluslararası Piyasalardaki belirsizlikler, Avrupa borç krizi, ABD ve AB ülkelerindeki düşük oranlı büyüme gibi faktörlerin Türkiye nin de büyüme oranlarını olumsuz etkileme potansiyeli bulunuyor. Yeni küresel kriz ortamında, Türkiye nin kırılganlık noktalarını, Türkiye nin gelişmekte olan ülkeler kategorisinde olması, yatırım yapılabilir ülke derecesine sahip olmayışı ve yüksek cari açığı oluşturuyor. Bu nedenle Türkiye nin mali disiplinden taviz vermeden ihtiyatlı para politikasına devam etmesi önem taşıyor. BDDK, Eylül 2011 Türk Bankacılık Sektörü Kur Riski Değerlendirme Raporu nu yayınladı. BDDK nın raporunda, başlangıcını daha erken tarihler olarak belirleyen analistler olsa da, Eylül 2008 dönemi ile şiddetlendiği konusunda herkesin mutabık olduğu küresel krizin, şekil ve boyut değiştirerek en az üç yılı askın bir süredir devam ettiğine dikkat çekildi. Raporda, bugünün gündemini Amerika Birleşik Devletleri ndeki esikaltı mortgage kredileri ile başlayan, finansal sistem yoluyla tüm dünyaya yayılan, reel sektöre sıçrayarak ülke, bölge ve dünya ekonomilerinin küçülmesine neden olan ve olumsuz etkilerinin giderilmesine yönelik alınan önlemlerin bugün ülkeler açısından borç krizine dönüşmesine yol açan küresel kriz sürecinin ne kadar daha devam edeceği, olası etkileri, alınacak önlemler, kurtarma paketleri gibi konuların oluşturduğu vurgulandı. Talep yetersizliği bir türlü aşılamıyor Özellikle Avrupa Birliği ülkelerinin yüksek borçluluklarının, bu ülkelerin tahvillerini portföylerinde bulunduran Avrupa bankaları açısından önemli bir risk unsuru haline geldiğine işaret edilen Rapor da, bu BDDK nın Türk Bankacılık Sektörü Kur Riski Değerlendirme Raporu na göre küresel ekonomideki sıkıntılar Türkiye açısından önemli bir risk oluşturuyor. Uluslararası piyasalardaki belirsizlikler, Avrupa borç krizi, ABD ve AB ülkelerindeki düşük oranlı büyüme gibi faktörlerin Türkiye nin de büyüme oranlarını olumsuz etkileme potansiyeli bulunuyor. Yeni küresel kriz ortamında, Türkiye nin kırılganlık noktalarını, Türkiye nin gelişmekte olan ülkeler kategorisinde olması, yatırım yapılabilir ülke derecesine sahip olmayışı ve yüksek cari açığı oluşturuyor. Bu nedenle Türkiye nin mali disiplinden taviz vermeden ihtiyatlı para politikasına devam etmesi önem taşıyor. tahvillere sahip bankaların bulunduğu ülkelerin de, kendi finansal sistemlerinin sağlığını koruyabilmenin yollarını aradığı belirtildi. Raporda, Her ne kadar eski itibarlarını kaybetmiş olsalar da, alternatifi olmadığı için yatırım kararlarına yön vermeye devam eden derecelendirme kuruluşları da hem borçluluk düzeyi yüksek ülkeleri, hem de söz konusu bankaları not baskısı altında tutmaktadırlar. Bunun yanında AB üyesi ülkeler, AB nin kurtarma paketlerini alabilmek için ileri sürülen koşulları ve borç sarmalından kurtulabilmek için atılması gereken adımları halklarına kabul ettirmekte zorlanmaktadırlar. Bu nedenle birçokab ülkesinde siyasi yapı yeniden şekillenmiş, hükümetler değişmiş, bazı ülkelerde teknokratlardan oluşan hükümetler kurulmuştur. Dünya ekonomilerinde yaşanan tüm bu belirsizlikler, piyasa aktörlerini de tedirgin etmekte, para yön bulmakta zorlanmaktadır. Kurtarma paketleri kapsamında ABD ve AB tarafından yaratılan parasal genişleme ve faiz oranlarının düşüklüğü gelişmiş ekonomilerde reel sektöre beklenen ivmeyi sağlayamamıştır. Üstelik belirsizlikler ve borç krizi önümüzdeki yıllara ilişkin büyüme tahminlerinin de sürekli aşağı yönlü revize edilmesine neden olmakta, uluslararası düzeyde devam eden talep yetersizliği bir türlü aşılamamaktadır ifadelerine yer verildi. Taviz vermeden ihtiyatlı para politikası uygulamalarına devam edilmeli Küresel ekonomideki tüm bu sıkıntıların Türkiye açısından önemli bir risk oluşturduğuna dikkat çekilen raporda şöyle denildi: Her ne kadar son iki yılda en hızlı büyüyen ekonomilerden biri olmuş olsak da, uluslararası piyasalardaki belirsizlikleri, Avrupa borç krizi, ABD ve AB ülkelerindeki düşük oranlı büyüme gibi faktörler önümüzdeki dönemde Türkiye nin de büyüme oranlarını olumsuz etkileme potansiyeline sahip 13 26.12.2011 anka

bulunduğuna işaret edildi. Bu yeni küresel kriz ortamında, Türkiye nin kırılganlık noktaları şöyle sıralandı: Türkiye nin gelişmekte olan ülkeler kategorisinde olması, yatırım yapılabilir ülke derecesine sahip olmayışı ve yüksek cari açığı. Bu nedenle önümüzdeki dönemde ülke olarak bugüne kadarki başarıyı sağlamış olan mali disiplinden taviz vermeden ihtiyatlı para politikası uygulamalarına devam edilmesi önem taşıdığı dile getirildi. Krizden sonraki süreçte Türkiye de kurdaki oynaklık, euro dolar paritesinden etkilendi Rapora göre piyasaların Avrupa ve ABD kaynaklı gelişmelerin iyiliğinden çok hangisinin daha az kötü olduğuna göre yön aldığı, ekonomik, sosyal ve siyasi dengelerin hızla değiştiği, sorunlara uluslararası seviyede mutabık kalınan çözümler üretilemediği son dönemde, ülkeler arası ticari ve mali ilişkilerde büyük önem arz eden ülke para birimlerinin birbiri karsısındaki değerleri de söz konusu belirsizliklerden nasibini aldı. Rezerv para olma özelliği olan ve dünya ticaretinin büyük kısmının yapıldığı euro ve dolar paritesindeki oynaklık (volatilite) azalmadı. Türkiye açısından değerlendirildiğinde, euro/dolar paritesindeki oynaklığın düşük olduğu 2008 öncesi dönemde içsel faktörler nedeniyle dolar/tl ve euro/tl kurlarındaki oynaklık yüksekken, krizden sonraki süreçte her iki kurdaki değişimlerin büyük ölçüde euro/dolar paritesinden etkilendiği gözlendi. Belirsizlikler yatırımcıların risk iştahında belirleyici oldu Öte yandan, yurtdışı piyasalardaki belirsizlikler, yatırımcıların risk iştahları üzerinde etkili oldu ve her ne kadar makro ekonomik göstergeleri sağlam olsa da, içinde bulunduğu yılın üçüncü çeyreğinde yaşandığı şekilde, zaman zaman Türkiye gibi gelişmekte olan veya yatırım yapılabilir notu olmayan ülkelerden çıkma eğilimi oluşturdu. Bu çıkışlar da kurlarda yukarı yönlü bir baskı yarattı. Bu durum dövizde açık pozisyon taşıyan, dövizle işlem yapan veya döviz cinsinden varlık ve yükümlülükleri olan ekonomik birimler için risk oluşturdu. Önümüzdeki dönemde ihracatımızın önemli bir kısmının gerçekleştirildiği Avrupa ülkeleri kaynaklı dış talep yetersizliği ile karşılaşılabileceği, Avrupa ülkeleri ve bankalarındaki küçülme nedeniyle 14 anka 26.12.2011 Türk bankacılık sektörü genel olarak bilanço içi açık pozisyonla çalıştı ve bilanço dışı türev işlemler ile net genel pozisyonunu sınırlandırdı. Geçmiş kriz tecrübeleri ile artan farkındalık düzeyi ve bankacılık sektöründe önemli ölçüde yerleşmiş olan risk yönetim uygulamaları sektörün maruz kaldığı kur riskini azaltıcı faktörler oldu. yatırımcıların gelişmekte olan ülke risklerini azaltmaları dolayısıyla doğrudan veya portföy yatırımları seklindeki sermaye girişlerinin azalabileceği ve hatta aynı nedenle cari açığın finansmanında önemli rol oynayan portföy yatırımlarında çıkışlar yaşanabileceği, bu kapsamda şirketler kesiminin ve finansal sektörün yurtdışı fon bulma imkanlarının azalabileceği gibi risk faktörleri ile TCMB nin döviz rezervleri birlikte göz önünde bulundurulduğunda, döviz pozisyonu taşıyan ekonomik birimlerin çok daha dikkatli bir risk yönetimi uygulamaları gereken bir sürece girileceği değerlendirildi. Bankacılık sektörü bilanço açık pozisyonla çalıştı Türk bankacılık sektörü genel olarak bilanço içi açık pozisyonla çalıştı ve bilanço dışı türev işlemler ile net genel pozisyonunu sınırlandırdı. Geçmiş kriz tecrübeleri ile artan farkındalık düzeyi ve bankacılık sektöründe önemli ölçüde yerleşmiş olan risk yönetim uygulamaları sektörün maruz kaldığı kur riskini azaltıcı faktörler oldu. Sektörün 2011 yılında mevduatındaki büyümenin toplam aktif büyümesinin altında kalmasına karsın ağırlıklı olarak yurtdısından sağladıkları fonlar ile büyümelerini finanse ettikleri gözlendi. Yurtdışından ağırlıklı olarak Yabancı para cinsinden sağlanan kredi, mevduat, sendikasyon, seküritizasyon, sermaye benzeri kredi ve repo seklindeki fonların artmasına rağmen bunların refinansmanında şimdiye kadar herhangi bir zorluk yaşanmadı. Bu şekilde yurtdışından sağlanan YP (yabancı para) fonların bir kısmı swap işlemleri yoluyla TL ye çevrilerek plasman yapılması, sektörün bilanço içi pozisyon açığının en önemli sebebi oldu. Türev işlemlerinin önemli kısmının karşı tarafı uluslararası bankalar Bankaların türev işlemlerinin önemli kısmının karşı tarafı uluslararası bankalar oldu. Banka ve banka grupları bazında farklı stratejiler izlenmekle birlikte, sektör verilerine yansıması bakımından genellikle TL nin değer kaybettiği dönemlerde bilanço içi açık pozisyonun azaltıldığı, TL nin değer kazandığı dönemlerde ise bilanço içi açık pozisyonun artırıldığı gözlendi. Yabancı ortaklı bankaların YP fon sağlama avantajları nedeniyle pozisyonlarını kur düzeyinden bağımsız olarak belirledikleri, buna karşılık sektöre de

yansıdığı gibi özel bankaların kurların yönüne göre pozisyonlarını değiştirme şeklinde bir tutum izledikleri görüldü. Şirketlerin yurtdışı bankalardan kullandığı krediler önemli bir büyüklüğe ulaştı TCMB nin düzenli olarak açıkladığı verilere göre halihazırda, şirketler kesiminin de yurtdışı bankalardan kullandığı kredi tutarı önemli bir büyüklüğe ulaştı. Şirketler kesiminin taşıdığı yabancı para pozisyon ile ilgili bankalar gibi herhangi bir düzenlemeye tabi olmaması ve risk yönetim anlayışı, şeffaflık, denetim mekanizmaları gibi konulardaki eksiklikler söz konusu şirketler bakımından doğrudan, bu şirketler ile kredi ilişkisi içindeki bankalar açısından ise dolaylı bir kur riski oluşturdu. Bu kapsamda bankaların kredi kullandırım sürecinde şirketlerin taşıdıkları kur riskini mutlaka analiz etmeleri gerektiği değerlendirildi. Net genel pozisyon sıfıra yakın düzeylerde oluştu Rapor da, bankacılık sektörü ve gruplar bazında yabancı para pozisyonun haftalık gelişimi incelendi. Bankalarca taşınan yabancı para net genel pozisyonu ile ilgili olarak, incelenen dönem boyunca yasal sınırlara uyumsuzluk gözlenmedi. Banka grupları bazında farklılıklar gözlenmekle birlikte, genel olarak bilanço içi pozisyonlar bilanço dışında türev işlemler ile dengelendi, net genel pozisyon sıfıra yakın düzeylerde oluştu. Rapor da, bankaların bilanço içi pozisyonlarını dengeledikleri türev işlemlerin detayları incelendi. Banka grupları bazında farklılaşabilmekle birlikte sektörde en fazla başvurulan türev işlemin swap sözleşmeleri olduğu görüldü. Bankalar faiz riskine maruz Rapor da, sektörün kur ve faiz riski irdelendi ve yeniden fiyatlama dönemine göre döviz bazında GAP analizine yer verildi. (GAP analizi, yeniden fiyatlama dönemleri itibari ile faize duyarlı varlık ve yükümlülükler arasındaki çeşitli vade dilimlerindeki farka dayalı olarak, faiz değişimlerinin sonuç hesaplarına etkisine yönelik analizi ifade ediyor.) Sektörün yeniden fiyatlama dönemine göre varlık ve yükümlülük yapıları incelendiğinde bankaların önceki dönemlerde olduğu gibi kısa vadede en fazla TL, dolar ve euro bazında negatif GAP taşıdıkları ve bu anlamda faiz riskine maruz oldukları anlaşıldı. Sektörde en fazla başvurulan türev işlemi swap sözleşmeleri Rapor da, bankaların bilanço içi pozisyonlarını dengeledikleri türev işlemlerin detayları incelendi. Banka grupları bazında farklılaşabilmekle birlikte sektörde en fazla başvurulan türev işlemin swap sözleşmeleri olduğu görüldü. Yurtdışı şubelerde yurtiçi yerleşiklere yapılan YP kredi kullanımı azaldı Yurtdışı şubelerden yurtiçi yerleşiklere yapılanypkredi kullandırımının azaldığı, yurtiçi şubelerden yapılan YP kredi kullandırımının ise arttığı izlendi. Türk bankacılık sektöründe gerçeklesen hisse devirleri sonucunda yabancı sahipliğine geçen bankalar, incelenen dönem boyunca dahil oldukları grupta değerlendirildi. KREDİ KARTI FAİZ ORANLARITLİŞLEMLERDEARTIRILDI Merkez Bankası kredi kartlarında Türk lirası işlemlerde uygulanan aylık azami akdi faiz oranını ve aylık azami gecikme faiz oranlarını 1 Ocak 2012 den itibaren artırdı. Türk lirası işlemlerde aylık azami akdi faiz oranı yüzde 2.34, aylık azami gecikme faiz oranı ise yüzde 2.84 olarak uygulanacak. Kredi kartlarında dolar ve euro işlemlerinde uygulanan aylık azami akdi faiz oranı ile gecikme faiz oranında ise değişikliğe gidilmedi. Merkez Bankası nın Kredi Kartı İşlemlerinde Uygulanacak Azami Faiz Oranları Hakkında Merkez Bankası kredi kartlarında Türk lirası için aylık azami akdi faiz oranını ve aylık azami gecikme faiz oranlarını 1 Ocak 2012 den itibaren artırdı. Kredi kartlarında dolar ve euro işlemler için uygulanan faiz oranlarında ise değişikliğe gitmedi. Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete de yayımlandı. Buna göre kredi kartlarında aylık azami akdi faiz oranı Türk lirası için yüzde 2.12 den yüzde 2.34 e çıkarılırken, dolar için yüzde 1.70 te, euro için yüzde 1.64 te sabit tutuldu. Aylık azami gecikme faizi oranı, Türk lirası için yüzde 2.62 den yüzde 2.84 e yükseltilirken, dolar için yüzde 2.20 de, euro için yüzde 2.14 te sabit tutulmasına karar verildi. Karar, 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek. 3 aylık dönem için geçerli olacak. 26.12.2011 15 anka

BAKANYILDIRIM:TÜRKİYE 10YILİÇİNDE DENİZE KIYISI OLMAYAN ÜLKELERİN İHTİYAÇLARINI KARŞILAYACAK Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Türkiye önümüzdeki 10 yıl içinde artık kendi ihtiyacını değil, bölgesini kuşatan, denize kıyısı olmayan ülkelerin ihtiyaçlarını gören bir liman işletmeciliği anlayışını geliştirmek durumunda. Yapacağımız çalışmalar amaca yönelik olacak dedi. TOBB Deniz Ticaret Odaları Konseyi toplantısı, TOBB Birlik Merkezi nde yapıldı. Toplantıda bir konuşma yapan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, sorulara cevap aranırken, sektörün fotoğrafının çekilirken Türkiye ve dünya ekonomisinin göz önünde bulundurulması gerektiğini söyleyerek, 2009 Amerika da başlayan, daha sonra Avrupa ülkelerinde yaşanan ekonomik kriz bir hastalık gibi ülkeden ülkeye sıçrıyor ve ülke ekonomilerini temelden sarsmaya devam ediyor. Bugüne kadar alışılmış olan şirketlerin batması, üretim araçlarının zarar görmesi ve para piyasalarında sorunlar yaşanmasıydı. Bunun karşısında da hükümetler çeşitli teşviklerle yeni politikalarla krizlerin üstesinden gelmeye çalışırdı. Ancak bu sefer yaşanan ekonomik kriz öncekilerden çok farklı bir yapıya sahip. Artık şirketler değil ülkelerin batması konuşuyor. Ayrıca krizin ne kadar daha devam edeceği, nasıl sonuçlar doğuracağını, hangi sektörün bundan ne kadar etkileneceğini de tam anlamıyla hesaplamak mümkün değil ifadelerini kullandı. Küresel bozulmalar taşımacılık sektörüne yansıyor Avrupa yı etkisine alan küresel ekonomik krizin her sektörü az ya da çok etkilediğine işaret eden Yıldırım, denizcilik sektörünün de küresel krizden en önce ve en fazla etkilenme özelliğini koruduğunu kaydetti. Denizcilik sektörünün küresel ticaretle çok yakın ilişkisi olduğunu anlatan Yıldırım, küresel ticarette meydana gelen bozulma ve küresel ticaretin finansmanında Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Türkiye önümüzdeki 10 yıl içinde artık kendi ihtiyacını değil, bölgesini kuşatan, denize kıyısı olmayan ülkelerin ihtiyaçlarını gören bir liman işletmeciliği anlayışını geliştirmek durumunda. Yapacağımız çalışmalar amaca yönelik olacak dedi. yaşanan zorlukların doğrudan birebir değil, bire dört oranında, taşımacılık sektörüne ve taşımacılık sektörü içinde de denizcilik sektörüne yansıdığının altını çizdi. Yıldırım, ticaretin en az dörtte üçünün deniz yoluyla yapıldığı düşünüldüğünde bu anlamda krizin denizcilik sektörüne yansımalarının çok daha rahat görülebileceğini kaydetti. Bakan Yıldırım, Amerika da ve Avrupa da yaşanan krize rağmen inatla Türkiye büyümesini sürdürüyor. Göstergeler aynı muhafaza ediliyor, hatta artarak devam ediyor. 2009 krizinde krizin ilacı yatırımdır dedik ve altyapı yatırımlarını hız kesmeden artırarak sürdürdük dedi. Türkiye nin hedeflerinin 3 dönemlik bir iş planı gerçekleşeceğini kaydeden Yıldırım, Bu çalışmalar içerisinde şüphesiz, denizcilik sektörünün alt yapısına yönelik önemli yatırımlarda yer almaktadır dedi. Türkiye de limancılık taşımalarının ağlıklı bir gelişime gösteremediğini dile getiren Yıldırım, 180 i bulan irili ufaklı iskele çok az sayıda limanla ölçek ekonomisine uymayan bir operasyon yapmak mecburiyetindeyiz. Ancak bu yılın ilk yarısında Kuzey Ege de temelini attığımız liman tamamlandığında dünyanın en büyük 10 limanı arasında yer alacak ve büyük bir transfer limanı olarak görev yapacak. Türkiye önümüzdeki 10 yıl içinde artık kendi ihtiyacının taşımalarını, operasyonlarını değil, bölgesini kuşatan, denize kıyısı olmayan ülkelerin ihtiyaçlarını gören bir liman işletmeciliği anlayışını geliştirmek durumundadır. Yapacağımız çalışmalar amaca yönelik olacaktır ifadelerini kullandı. Çok ciddiye alınmasına gerek yok Bakan Yıldırım ayrıca Fransa da yaşanan insanlık ayıbının çok ciddiye alınmasının gerek olmadığını vurgulayarak, Türk milletinin Fransız aymazlığına ve Fransız kalmaya devam edecektir dedi. 16 anka 26.12.2011

TOBB BAŞKANI HİSARCIKLIOĞLU:YENİTEŞVİK SİSTEMİNDE, DENİZCİLİKVE GEMİ İNŞASEKTÖRLERİ MUTLAKAYERALMALI Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği(TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, sadeceab üyesi devletler değil, asıl rakip konumundaki Çin, Kore, Brezilya, Hindistan ve Rusya da, gemi inşa sanayine, doğrudan ya da dolaylı destekler geliştirildiğine işaret ederek, Türkiye de sektörümüz, büyük ölçüde teşvik kapsamı dışında kaldı. Hazırlanan yeni yatırım teşvik sisteminde, denizcilik ve gemi inşa sektörlerimiz mutlaka yer almalıdır diye konuştu. TOBB Deniz Ticaret Odaları Konseyi toplantısı, TOBB Birlik Merkezi nde yapıldı. Burada bir konuşma yapan Hisarcıklıoğlu, denizcilik sektörünün son yıllarda hızla gelişerek, hem istihdam hem de döviz kazandırma açısından, Türkiye nin yıldız sektörlerinden biri olduğunu vurgulayarak, Sadece gemi inşa sanayindeki istihdam, küresel kriz öncesi itibariyle son 10 yılda, 5 binden 40 bine ulaşmıştır. Sektörün ihracatı, 250 milyon dolardan, 3 milyar dolara yükselmiştir. 2003 öncesinde belli bir alanda sıkışıp kalan tersanelerimiz, doğru yatırım teşvikleriyle, Hopa dan İskenderun a kadar geniş bir bölgeye yayılmıştır. 40 civarında olan tersane sayısı, 100 ün üzerine çıkmıştır. Böylece Türkiye, gemi üretim kapasitesi anlamında dünyada 23. sıradan ilk 10 ülke içine girmiş, hatta sipariş adedi anlamında 5. sıraya kadar yükselmiştir ifadelerini kullandı. Hisarcıklıoğlu, 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat olmak üzere, 1 trilyon doların üzerinde dış ticaret hacmi hedeflendiğine işaret ederek, O halde, hem gemi inşa sanayimizi, hem deniz taşımacılığını, hem de limanlarımızı geliştirmeye ve büyütmeye ihtiyacımız var dedi. Geçen senenin aynı dönemi ile karşılaştırıldığında, bu yılın ilk 10 ayında navlun gelirlerinin 160 milyon dolar artışla 2,9 milyar dolar olurken, navlun giderlerinin 470 milyon dolar artarak 5,2 milyar dolara ulaştığını kaydeden Hisarcıklıoğlu, Demek ki denizcilik sektöründe daha fazla yatırıma ve büyümeye ihtiyacımız bulunuyor. Bu çerçevede, denizcilik sektörümüze, bir bütün olarak yatırım teşvik sistemi içinde özel bir yer verilmesini bekliyoruz dedi. Sadece AB üyesi devletler değil, asıl rakip Hisarcıklıoğlu, Türkiye de denizcilik sektörü, büyük ölçüde teşvik kapsamı dışında kaldı. Hazırlanan yeni yatırım teşvik sisteminde, denizcilik ve gemi inşa sektörlerimiz mutlaka yer almalıdır dedi. konumundaki Çin, Kore, Brezilya, Hindistan ve Rusya da, gemi inşa sanayine, doğrudan ya da dolaylı destekler geliştirildiğini belirten Hisarcıklıoğlu, Ancak Türkiye de sektörümüz, büyük ölçüde teşvik kapsamı dışında kaldı. Hazırlanan yeni yatırım teşvik sisteminde, denizcilik ve gemi inşa sektörlerimiz mutlaka yer almalıdır diye konuştu. Deniz taşımacılığı ve gemi inşa sektörlerinin gösterdikleri başarıların Türkiye nin küresel rekabetteki gururu olduğunu vurgulayan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Küresel rakiplerinin aldığı desteklere benzer desteklere ihtiyacı vardır. İtalya ile Çin arasında en büyük ekonomiyiz, sanayi malı tedarikçisiyiz, ticaret yolları üzerindeyiz. Ama mesela ekonomik büyüklüğü bizimle hemen hemen aynı olan, ama kıyı şeridi bizimkinin 15 te biri olan Hollanda, bizden daha fazla yükleme-boşaltma işlemi gerçekleştiriyor şeklinde konuştu. Avrupa nın ilk 20 limanı içinde yer alacak limanımız yok Türkiye nin gemi taşımacılığında Avrupa da 6 ıncı sırada olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, Ama potansiyelimiz çok daha yüksek. Son 5 yılda Avrupa da deniz yolu ile taşınan yük, yıllık ortalama yüzde 3 artarken, bizde yüzde 19 arttı. Özellikle transit taşıma neredeyse her yıl ikiye katlanıyor. Bu sayede, taşımacılıkta bizden önde olan Almanya nın önüne geçtik. Buda gemicilik sektöründeki potansiyelimizin yüksekliğini gösteriyor. Ama akaryakıt taşıması çıkarıldığında, hala Avrupa nın ilk 20 limanı içinde yer alacak limanımız yok. Demek ki, hem gemi inşa sanayini, hem deniz taşımacılığını hem de liman yatırımlarını eşgüdüm içinde teşvik etmeliyiz. Bugün gemi inşa sanayimiz dünyada marka olmaya gidiyor ve her türlü gemiyi anahtar teslim yapacak duruma geldik. Gemi inşaatında dünyanın 6. büyük üreticisi, yat üretimindeyse hem Avrupa da üçüncüyüz, hem de küresel bir marka haline geldik. Elbette sektörümüzü büyütürken bunu eğitimli insan gücü olmadan yapamayız ifadelerini kullandı. Bu çerçevede Deniz Ticaret Odalarının mesleki eğitim imkanlarını artırmasının çok önemli olduğunu 26.12.2011 17 anka

vurgulayan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Metin Kalkavan ı bu vizyonundan dolayı tebrik ediyorum. 9 olan meslek lisesi sayısını 59'a çıkarması ve böylece 32 bin gencimizin denizcilik eğitimi alır hale gelmesi bir vizyon işidir. Son olarak da yine adına yakışır bir şekilde Piri Reis Üniversitesi ni kurması, özellikle takdire şayandır. Denizcilik Sektör Meclisimiz de çok başarılı çalışmalar yürütüyor. Erol Yücel kardeşimi de tebrik etmek istiyorum. Denizcilik sektörümüzde pervaneler döndükçe, Türkiye dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma rotasında ilerlemeye devam edecektir dedi. Mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz Dün Türk-Fransız ilişkileri açısından çok olumsuz bir gün yaşandığına işaret ederek, Fransa Ulusal Meclisi tarafından oylanarak Senato gündemine gönderilen yasa, Türkiye-Fransa ilişkileri tarihine bir kara leke olarak geçmiştir. Fransa, bilim adamları ve tarihçilerin çalışmalarına ve arşivlerdeki belgelere aldırmaksızın, siyasal bir kararla resmi tarih yazmaya kalkmıştır. Oysa Fransız aydınlanması sayesinde her şey, aklın mahkemesinde kendini savunma hakkını kazanmıştı. Bir fikrin kendisini savunma hakkını gasp etmeye çalışan bu karar vicdan ve hukuk sınavında sınıfta kalmıştır. Fransa bu kararla üç yüz yıl geriye gitmiş, kendi aydınlanma tarihini reddetmiş ve tercihini Orta Çağ karanlığından yana kullanmıştır. Düşünce körlüğü gözün körlüğünden daha kötüdür diye bir Fransız atasözü vardır. Fransız siyaseti bizim nezdimizde artık kör bir siyasettir. Kendi şahsi çıkarlarını, seçim hesaplarını ülke çıkarlarının önüne koyan siyasetçiler unutmasın ki hakikatler yasalardan üstündür. Dileriz ki bu haksız girişim Fransız Senatosu tarafından durdurulur. Türk iş dünyası olarak bu kararın Fransız Senatosu nda bozulması için mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz ifadelerini kullandı. GARANTİ 10YILVADELİ KREDİYİ ERKEN İTFAOPSİYONU KULLANARAK ŞUBATAYINDAÖDEYECEK Garanti Bankası 5 Şubat 2007 tarihinde 10 yıl vadeli ve 5 yıl sonunda erken itfa opsiyonuna sahip olan 500 milyon dolar tutarında sermaye benzeri temin ettiği krediyi erken itfa opsiyonu kullanılarak 6 Şubat 2012 tarihi itibari ile geri ödeyecek. Garanti Bankası nın Kamu Aydınlatma Platformu na yaptığı özel durum açıklamasında, Garanti, Şubat 2007 tarihinde 10 yıl vadeli ve 5 yıl sonunda erken itfa opsiyonuna sahip olan krediyi erken itfa opsiyonu kullanılarak Şubat ta geri ödeyecek. banka tarafından 5 Şubat 2007 tarihinde 10 yıl vadeli ve 5 yıl sonunda erken itfa opsiyonuna sahip olan 500 milyon dolar tutarında sermaye benzeri kredi temin edildiği anımsatılarak, söz konusu kredinin tamamının Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ndan alınan izin doğrultusunda, erken itfa opsiyonu kullanılarak 6 Şubat 2012 tarihi itibari ile geri ödeneceği bildirildi. KREDİ ERTELEMESİNDENYARARLANACAKAFETZEDE ÜRETİCİLER, 20 OCAK AKADAR BAŞVURUDABULUNACAK Gıda ve Tarım Bakanlığı, doğal afetlerden olumsuz etkilenen üreticilerin kredi borçlarının bir yıl süreyle ertelendiğini vurgulayarak, borç ertelemesinden faydalanmak isteyen çiftçilerin ÇKS kayıtlarını 20 Ocak a kadar güncellemeleri gerektiğini bildirdi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ndan yapılan açıklamaya göre 15 Eylül-20 Ekim 2011 tarihleri arasında Antalya, Aydın, Hatay, Denizli, Manisa, Muğla ve Rize illerinde meydana gelen sel, fırtına, heyelan, aşırı yağış, dolu ve hortum afetleri ile 4-14 Kasım 2011 tarihleri arasında Kayseri, Muş, Nevşehir ve Niğde illerinde meydana gelen don afetine maruz kalan ve söz 18 anka 26.12.2011 konusu afetler sebebiyle ekilişleri, ürünleri, hayvan varlıkları, tesisleri veya seraları zarar gören Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) kayıtlı gerçek ve tüzel kişi üreticilerin borçları bir yıl süreyle ertelendi. Kararnameye göre; sel, fırtına, heyelan, aşırı yağış, dolu, don ve hortum afetlerinden zarar gören ve kredi borçlarının ertelenmesini isteyen çiftçilerin, söz konusu kararnamenin yayınlandığı 21 Aralık 2011 tarihinden itibaren 20 Ocak 2012 tarihine kadar Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı İl veya İlçe Müdürlüklerine başvurarak, ÇKS kimlik ve arazi bilgilerini güncellenmeleri gerekecek.

MEVDUATTAVADE KADEMELİ OLARAK UZADI Merkez Bankası nın zorunlu karşılık oranlarına ilişkin aldığı kararlar sonrasında mevduatta vade kademeli olarak uzadı. Ekim 2011 itibariyle 1 aya kadar vadeli mevduat hesaplarının toplam mevduat içindeki payı yıllık bazda 11.1 puan azalışla yüzde 14.6 ya geriledi. Vatandaşın mevduatta vadeyi kademeli olarak uzatmayı tercih etmesiyle 1-3 ay vadeli hesaplarda tutulan mevduatın toplam içindeki payı 1 yılda 5.3 puan artarak yüzde 53.2 ye ulaştı. 3-6 ay vadeli mevduatın payı 3.8 puan artışla yüzde 8.2 ye, 6-12 ay vadeli mevduatın payı 1.2 puan artışla yüzde 2.6 ya, 1 yıl ve üzeri mevduatın payı 1.8 puan artışla yüzde 4.6 ya yükseldi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu nun (BDDK), Ekim 2011 Aylık Bülteni ne göre toplam mevduat 2011 yılının Ekim ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16, 2010 yılı sonuna göre ise yüzde 9.4 artışla 675 milyar 301 milyon TL ye yükseldi. BDDK verileri, Merkez Bankası nın mevduatta vadeye uzatmak amacıyla aldığı tedbirlerin yansımalarını ortaya koydu. Merkez Bankası nın aldığı tedbirler sonrasında mevduatın vadesi kademeli olarak uzamaya başladı. Ekim 2011 itibariyle 1 aya kadar vadeli mevduat hesaplarının toplam mevduat içindeki payı geçen yılın aynı dönemine göre 11.1 puan azalışla yüzde 27.7 den yüzde 14.6 ya geriledi. Vatandaşın mevduatta vadeyi kademeli olarak uzatmayı tercih etmesiyle 1-3 ay vadeli hesaplarda tutulan mevduatın toplam içindeki payı son 1 yılda 5.3 puan artarak yüzde 53.2 ye ulaştı. 3-6 ay vadeli mevduatın payı 3.8 puan artışla yüzde 8.2 ye, 6-12 ay vadeli mevduatın payı 1.2 puan artışla yüzde 2.6 ya, 1 yıl ve üzeri mevduatın payı 1.8 puan artışla yüzde 4.6 ya yükseldi. 1 aya kadar vadeli hesaplardaki mevduat yüzde 39 geriledi Ekim ayı itibariyle 675 milyar 301 milyon Merkez Bankası nın zorunlu karşılık oranlarına ilişkin aldığı kararlar sonrasında mevduatta vade kademeli olarak uzadı. Ekim 2011 itibariyle 1 aya kadar vadeli mevduat hesaplarının toplam mevduat içindeki payı yıllık bazda 11.1 puan azalışla yüzde 14.6 ya gerilerken, 1-3 ay vadeli hesaplarda tutulan mevduatın payı 5.3 puan artarak yüzde 53.2 ye ulaştı. Ekim 2011 itibariyle 3-6 ay vadeli mevduatın payı geçen yılın aynı dönemine göre 3.8 puan artışla yüzde 8.2 ye, 6-12 ay vadeli mevduatın payı 1.2 puan artışla yüzde 2.6 ya, 1 yıl ve üzeri mevduatın payı 1.8 puan artışla yüzde 4.6 ya yükseldi. TL düzeyindeki mevduatın 98 milyar 622 milyon TL sini 1 aya kadar vadeli mevduat hesapları oluşturdu. Bu hesaplarda tutulan mevduat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 39 oranında, 62 milyar 862 milyon TL tutarında azaldı. Merkez Bankası TL yükümlülüklerde 1 aya kadar vadeli zorunlu karşılık oranlarını yüzde 8 olarak belirlemişti. (7 Ocak-3 Şubat yürürlük devresi.)daha sonra sırasıyla TL yükümlülüklerde zorunlu karşılık oranlarını yüzde 10, yüzde 15 ve yüzde 16 olarak uygulamıştı. Merkez Bankası 1 aya kadar vadeli mevduatta zorunlu karşılık oranlarını 28 Ekim 2011 tarihli yükümlülük cetvelinden itibaren geçerli olmak üzere ve 11 Kasım 2011 itibariyle yüzde 11 olarak tesis ediyor. Vadeyi bir anda uzatmak istemeyen vatandaş, 1-3 ay vadeye geçti Vadeyi bir anda uzatmak istemeyen vatandaşın 1-3 ay arası vadeli mevduat hesaplarına yöneldiği görüldü. 1-3 ay vadeli mevduat hesapları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 29 oranında, 80 milyar 235 milyon TL artış yaşandı. 10 aylık dönemde ise sırasıyla yüzde 17.2 oranında, 52.8 milyar TL tutarında arttı. Merkez Bankası, 17 Aralık ta açıkladığı kararla 1-3 ay vadeli TL mevduatta zorunlu karşılık oranını ilk etapta yüzde 7 olarak uygulamaya sokmuştu. Ardından zorunlu karşılık oranları, sırasıyla yüzde 9, yüzde 13 Mevduatın vade yapısı(milyon TL) 2010 2011 2011/2010 Değ. (%) Mevduatın vadesi Ekim Aralık Ekim Ekim/Ekim Ekim/Aralık Vadesiz 91.655 98.252 113.173 23,5 15,2 1 aya kadar 161.484 160.602 98.622-38,9-38,6 1-3 ay arası 279.147 306.567 359.382 28,7 17,2 3-6 ay arası 25.822 25.573 55.066 113,3 115,3 6-12 ay arası 8.260 9.447 17.742 114,8 87,8 1 yıl üzeri 16.029 16.596 31.316 95,4 88,7 Sektör toplamı 582.396 617.037 675.301 16 9,4 26.12.2011 19 anka

ve yüzde 12.5 olarak belirlemişti. 28 Ekim 2011 yükümlülük cetvelinden geçerli olmak üzere Merkez Bankası nın son aldığı kararla birlikte 1-3 ay arası vadeli mevduatta zorunlu karşılık oranı yüzde 11 e indirildi. 3-6 ay vadeli hesaplarda tutulan mevduat yıllık bazda yüzde 113 arttı Ekim ayı itibariyle 3-6 ay vadeli hesaplarda tutulan mevduat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 113 oranında, 29 milyar 244 milyon TL artışla 55 milyar 66 milyon TL oldu. 10 aylık dönemde 3-6 ay vadeli hesaplardaki mevduat yüzde 115.3 oranında, 29 milyar 493 milyon TL tutarında arttı. 6-12 ay arası vadeli hesaplarda tutulan mevduat ise yıllık bazda yüzde 88.7 artışla 17 milyar 742 milyon TL düzeyinde gerçekleşti. 1 yıl ve üzeri hesaplarda tutulan mevduat tutarı 15.3 milyar TL arttı 2011 yılı Ekim ayında 1 yıl ve üzeri vadeli hesaplarda tutulan mevduat geçen yılın aynı dönemine göre 15 milyar 287 milyon TL tutarında, yüzde 95.4 oranında artışla 31 milyar 316 milyon TL ye çıktı. 31 Aralık a göre yaşanan gelişmeler incelendiğinde 1 yıl ve üzeri vadeli mevduat, 2010 yılı sonuna göre yüzde 88.7 oranında, 14.7 milyar TL tutarında artış gösterdi. Mevduatın yüzde 16.8 i vadesiz hesaplarda Türk bankacılık sistemindeki 675.3 milyar TL lik mevduatın yüzde 16.8 ini oluşturan 113 milyar 173 milyon TL lik kısmının vadesiz mevduat hesaplarında tutulduğu belirlendi. Vadesiz mevduat hesapları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23.5 artış gösterdi. Vadesiz mevduat içinde en büyük pay, 31.5 milyar TL ile döviz tevdiat hesaplarının Vadesiz mevduat içinde en büyük bölümü 31 milyar 493 milyon TL yle döviz tevdiat hesabında tutulan mevduatlar oluştururken, vadesiz mevduatların 25 milyar 103 milyon TL sini tasarruf Vadeye göre hesaplarda tutulan mevduatın toplam içindeki payı (%) Mevduatın Vadesi Ekim Aralık Ekim Vadesiz 15,7 15,9 16,8 1 aya kadar 27,7 26 14,6 1-3 ay arası 47,9 49,7 53,2 3-6 ay arası 4,4 4,1 8,2 6-12 ay arası 1,4 1,5 2,6 1 yıl ve üzeri 2,8 2,7 4,6 1 aya kadar vadeli hesaplarda tutulan mevduat Ekim 2011 de, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 39 oranında azalışla 98.6 milyar TL ye gerilerken, 1-3 ay arası vadeli mevduat yüzde 29 artışla 359.4 milyar TL ye, 3-6 ay arası vadeli mevduat yüzde 113 artışla 55 milyar TL ye yükseldi. 2010 2011 mevduatı, 24 milyar 802 milyon TL sini ticari ve diğer kuruluşların mevduatı izledi. 1 yıl ve üzeri tasarruf hesaplarında tutulan mevduat yüzde 272.4 arttı Ekim itibariyle 675.3 milyar TL yi aşan mevduat hesaplarının 265.4 milyar TL si tasarruf hesaplarında, 200.8 milyar TL si döviz tevdiat hesaplarında, 130 milyar TL si ticari ve diğer kuruluşların hesaplarında, 31.5 milyar TL si resmi kuruluşlar hesaplarında bulunuyor. BDDK verilerine göre Merkez Bankası nın aldığı tedbirler tasarruf mevduatı ile ticari ve diğer kuruluşların mevduat hesaplarında vadenin belirgin bir şekilde uzamasında etkili oldu. 1 aya kadar vadeli tasarruf hesaplarında tutulan mevduat yıllık bazda yüzde 59.3 azalışla 25.8 milyar TL ye geriledi. 1-3 ay arası tasarruf hesaplarındaki mevduat yüzde 43.1 artışla 187.4 milyar TL olurken, 3-6 ay vadeli hesaplarda artış yüzde 183.5 artışla 18.8 milyar TL; 6-12 ay arası vadeli hesaplarda yüzde 119.6 artışla 3 milyar 106 milyon TL; 1 yıl ve üzeri tasarruf hesaplarında tutulan mevduat yüzde 272.4 artışla 5 milyar 238 milyon TL oldu. Ticari ve diğer kuruluşların 1 aya kadar vadeli hesaplı hesaplarda tuttuğu mevduat yüzde 28 geriledi Ticari ve diğer kuruluşların 1 aya kadar vadeli hesaplarda tutulan mevduat Ekim ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 27.9 azalışla 23 milyar 280 milyon TL ye geriledi. 1-3 ay arası ticari ve diğer kuruluşların hesaplarındaki mevduat yüzde 16.3 azalışla 54.6 milyar TL olurken, 3-6 ay vadeli hesaplarda ticari ve diğer kuruluşların mevduat artışı yüzde 158.5; 6-12 ay arası vadeli hesaplarda artış yüzde 751.5; 1 yıl ve üzeri hesaplarda artış yüzde 160.9 oldu. 1 aya kadar vadeli döviz tevdiat hesapları yıllık bazda yüzde 24.2; 3 aya kadar olanlar yüzde 39.7; 3-6 aya kadar olanlar yüzde 45.7; 6-12 aya kadar olanlar yüzde 46.5; 1 yıl ve üzerindeki hesaplarda tutulan mevduat yüzde 55.1 artış gösterdi. 20 anka 26.12.2011