UNDP Türkiye nin Ocak 2011 elektronik bültenini okumak için lütfen aşağıdaki linke tıklayınız: http://www.undp.org.tr/gozlem3.aspx?



Benzer belgeler
Saros Körfezi koruma altında. UNDP ile işbirliği şart. Yönetim etkinliği izlenecek. Sürdürülebilir iş liderleri yaratmak

ARTIK VERİMLİLİK DE GÜVENLİK KADAR ÖNEMLİ!

Hedef 1: KAPASİTE GELİŞTİRME

ORMAN VE SU ĠġLERĠ BAKANLIĞI

Küresel Çevre Yönetimi için Ulusal Kapasite Öz Değerlendirme Analizi

Proje Faaliyetleri ve Beklenen Çıktılar

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

Türkiye de Stratejik Çevresel Değerlendirme: İhtiyaçlar, Zorluklar ve Fırsatlar

Kadıköy Belediyesi Bütüncül ve Katılımcı İklim Eylemi Projesi İKLİM ELÇİLERİ DANIŞMA 1. TOPLANTISI

SANAYİDE & KOBİLERDE ENERJİ VERİMLİLİĞİNİN ARTIRILMASI PROJESİ HAZIRLIK ÇALIŞTAYI

Proje alanı, süresi ve bütçesi

Orta Karadeniz Bölgesel İnovasyon Stratejisi

SAĞLIKLI ŞEHİR YAKLAŞIMI

AB ve Türkiye Sivil Toplum Diyaloğu - IV Tüketicinin ve Sağlığın Korunması Hibe Programı

21- BÖLGESEL POLİTİKA VE YAPISAL ARAÇLARIN KOORDİNASYONU

Düzce Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ve ilgili mekanizmaların vizyonu, Bölgesel, ulusal ve

Güneydoğu Anadolu Bölgesi nde Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Kullanımı ve Enerji Verimliliğinin Arttırılması Projesi

İKİNCİ KISIM. Amaç ve Hukuki Dayanak

T.C AKDENİZ BELEDİYELER BİRLĞİ 2011 YILI ÇALIŞMA PROGRAMI

Dünya Bankası Finansal Yönetim Uygulamalarında Stratejik Yönelimler ve Son Gelişmeler

Türkiye Cumhuriyeti Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. Yalın Altı Sigma Konferansı-5 / 7-8 Kasım 2014

DİKMEN BÖLGESİ STRETEJİK GELİŞİM PLANI

3 Kasım 2006, İstanbul

Sivil Yaşam Derneği. 4. Ulusal Gençlik Zirvesi Sonuç Bildirgesi

European Union / Instrument For Pre- Accession Assistance (IPA) Energy Sector Technical Assistance Project

STRATEJĠ GELĠġTĠRME MÜDÜRLÜĞÜ PROSEDÜRÜ

TÜSİAD Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Çalışma Grubu Sunumu

AKILLI, SÜRDÜRÜLEBİLİR VE KAPSAYICI ÇÖZÜMLER

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

İklim Değişikliği ve Hava Yönetimi Koordinasyon Kurulu Çalışma Grupları

İşletmelerin Karşılaştığı Tehdit Nedir? Zafer-İn Operasyonu nun Hedefleri Nedir?

vizyon escarus hakkında misyon hakkında Escarus un misyonu, müşterilerine sürdürülebilirlik çözümleri sunan öncü bir şirket olmaktır.

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK

GAP BÖLGESİ NDE TARIM VE TARIMA DAYALI SANAYİDE ENTEGRE KAYNAK VERİMLİLİĞİ PROJESİ

ISSAI UYGULAMA GİRİŞİMİ 3i Programı

KOOPERATİFLERE YÖNELİK HİBE DESTEĞİ

PROGRAM KÜNYESİ PROGRAMIN ADI 2016 YILI TEKNİK DESTEK PROGRAMI PROGRAM REFERANS NO TRC2/16/TD

Avrupa Yeşil Çevre Eğitimi Ağı: GREEEN

İSTANBUL BÖLGE PLANI. 27 Haziran 2013

Hedef Çalışan Memnuniyetini Arttırmak

Fark Ettikçe, Birlikte Güçleniyoruz...

T.C AKDENİZ BELEDİYELER BİRLİĞİ

YEREL ÇEVRESEL PLANLAMA

SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA HEDEFLERİ, İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ve ÖZEL SEKTÖR

Resmî Gazete Sayı : 29361

TURMEPA Deniz Temiz Derneği/TURMEPA Deniz Temiz Turmepa

AB Destekli Bölgesel Kalkınma Programları

T.C. İSTANBUL KALKINMA AJANSI

Fransız Kalkınma Ajansı (AFD) AquaforMed Side Event. Istanbul, Mayıs 2014

Dr. Müge ŞANAL. Ziraat Mühendisi Antalya

KOSGEB KOBİ lerde Enerji Verimliliği için harekete geçiyor.

ÇEKAP PROJESİ KAPANIŞ TOPLANTISI DÜZENLENDİ

ULUSAL HAVZA YÖNETİM STRATEJİSİ

AB MALİ YARDIMLARI VE TÜRKİYE

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti. Ülkesel Fizik Planı. Bölüm III. Vizyon, Amaç ve Hedefler (Tasarı)

PROJE KAYNAKLARI KAYNAK 5: ANKARA KALKINMA AŞANSI DESTEK PROGRAMLARI 1

Türkiye de Dünya Bankası: Öncelikler ve Programlar

MMKD Stratejik İletişim Planı Araştırma Sonuçları

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI. İhracat Genel Müdürlüğü KOBİ ve Kümelenme Destekleri Daire Başkanlığı. Hatice Şafak BOZKIR İG Uzmanı

SERA GAZLARININ İZLENMESİ ve EMİSYON TİCARETİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE İRAN İSLAM CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA ÇEVRE ALANINDA MUTABAKAT ZAPTI

Hanife Kutlu ERDEMLĐ Doğa Koruma Dairesi Başkanlığı Burdur

Piyasaya Hazırlık Ortaklık Girişimi

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ

Bir Bakışta Proje Döngüsü

ÜLKEMİZDE SİBER GÜVENLİK

İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Binalarda Enerji Verimliliği Bildirgesi Uygulama Kılavuzu

Tarımın Anayasası Çıktı

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNDE ÖNCÜLERİN EĞİTİMİ -II

ÇEVRE VE DOĞA KORUMAYLA İLGİLİ ULUSAL VE

UNESCO Eğitim Sektörü

SAĞLIK ALANI AR-GE FAALİYETLERİ ÇALIŞTAYI 7-8 Mayıs 2015

İZMİR DE (TEMİZ ÜRETİM)

Türkiye nin Tarım Vizyonu ve Geleceği

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve 2030 Sonrası Kalkınma Gündemi

TEKLIF ÇAĞRILARI SIVIL TOPLUM DIYALOĞU (CSD-IV) AB VE TÜRKIYE ARASINDA KAPSAMINDA YAYIMLANAN. Fikirden Projeye. Hazırlayan: Öğr. Gör.

REC TÜRKİYE NİN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ve YEREL YÖNETİMLERLE İLGİLİ ÇALIŞMALARI

EGE BÖLGESİ SANAYİ ODASI. Faaliyet Programı

BÖLGESEL TURİZM GELİŞTİRME KOMİTELERİ BİLGİ NOTU

TTGV Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Destekleri

İSTANBUL ATIK MUTABAKATI

Global Compact Türkiye Üye Etkileşim Toplantısı. 25 Ekim yıl

ÇEVRE DENETİMİNDE KÜRESEL GÜNDEM VE EUROSAI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN DENETİMİ SEMİNERİ

TÜRKİYE ÇEVRE POLİTİKASINA ÖNEMLİ BİR DESTEK: AVRUPA BİRLİĞİ DESTEKLİ PROJELER

18 Aralık 2009, İstanbul Ayşen SATIR

İKLİM DOSTU ŞİRKET MÜMKÜN MÜ?

Doğu Anadolu Turizm Geliştirme Projesi (DATUR)

Eğitimde ve Toplumsal Katılımda Cinsiyet Eşitliğinin Sağlanması Projesi

AFD Sürdürülebilir bir gelecek için

Proje Önerileri Çağrısı

Sn. M. Cüneyd DÜZYOL, Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı Açılış Konuşması, 13 Mayıs 2015

ULUSAL SİBER GÜVENLİK STRATEJİ TASLAK BELGESİ

BURSA ESKİŞEHİR BİLECİK KALKINMA AJANSI

İSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDAL BAHÇIVAN IN KONUŞMASI

PERFORMANS PROGRAMI HAZIRLIK DANIŞMANLIĞI

Karbon Piyasasına Hazırlık Teklifi Market Readiness Proposal (MRP)

Street Smart Marketing

Dağlık alanda yaşayan insanlar ve yaşadıkları çevreler için birlikte çalışmak

Transkript:

UNDP Türkiye nin Ocak 2011 elektronik bültenini okumak için lütfen aşağıdaki linke tıklayınız: http://www.undp.org.tr/gozlem3.aspx?websayfano=2816

14 02 2013 www.undp.org.tr/print.aspx?websayfano=2818 SAYI 61 > OCAK 2011 SAROS KÖRFEZİ KORUMA ALTINDA Türkiye de sayısı 14 olan Özel Çevre Koruma Bölgeleri ne (ÖÇKB) bir yenisi eklendi. Ankara, Ocak 2011 - Bakanlar Kurulu nun, Resmi Gazete de yayımlanan kararıyla Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilen Saros Körfezi nde doğal güzelliklerin, tarihi ve kültürel kaynakların, biyolojik çeşitliliğinin, sualtı, su üstü canlı ve cansız varlıkların korunmasına yönelik koruma kullanma esaslarının belirlenmesi, imar planlarının oluşturulması, revize edilmesi ve resmen onaylanması kararlaştırıldı. Bakanlar Kurulu nun bu kararıyla, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı nın (UNDP) uygulayıcı ortağı olduğu Çevre ve Orman Bakanlığı Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı (ÖÇKKB) tarafından yürütülen Türkiye nin Deniz Ve Kıyı Koruma Alanlarının Güçlendirilmesi adlı büyük ölçekli projenin önemli taahhütlerinden biri de yerine getirilmiş oldu. Saros Körfezi ÖÇK Bölgesi ile ilgili çalışmalar kapsamında, ÖÇKKB yetkililerinin bölgeyi ziyaret ederek, koruma-gelişme, çevre ve altyapı ihtiyaçları ile planlama konusundaki eksikliklerin giderilmesi için katılımcı bir şekilde eylem planı hazırlamaları öngörülüyor. Gökova da gündemde Çevre ve Orman Bakanlığı nın talebi üzerine alınan Bakanlar Kurulu kararı uyarınca, Saros Körfezi nin, yaklaşık 75 bin hektarlık bölümü ÖÇK Bölgesi ilan edilierken Gökova ÖÇK Bölgesi de yaklaşık 50 bin hektar daha genişletildi. Böylece toplam yüzölçümü daha önce 1 milyon 211 bin 200 hektar olan ÖÇK bölgelerinin büyüklüğü 1 milyon 223 bin 500 hektara; bin 115 km olan toplam kıyı uzunluğu bin 195 km ye ve 176 bin hektar olan deniz ve kıyı alanları büyüklüğü ise yaklaşık 276 bin hektara çıktı. Editör : Faik Uyanık Muhabir : Ece Ergen www.undp.org.tr/print.aspx?websayfano=2818 1/1

14 02 2013 www.undp.org.tr/print.aspx?websayfano=2820 SAYI 61 > OCAK 2011 UNDP İLE İŞBİRLİĞİ ŞART UNDP nin uygulayıcı ortağı olduğu Orman Koruma Alanları Yönetiminin Güçlendirilmesi Projesi nin bir diğer ortağı olan Doğal Hayatı Koruma Vakfı WWF-Türkiye nin Doğa Koruma Direktörü Sedat Kalem, proje ekibinin sorularını Yeni Ufuklar için yanıtladı. Ankara, Ocak 2011 - WWF-Türkiye, Küre Dağları Milli Parkı ve tampon bölgesinde yürütülen Orman Koruma Alanları Yönetiminin Güçlendirilmesi Projesi nin aktif ortaklarından biri. Bu projenin önemi nedir? Projedeki rolünüzü kısaca anlatır mısınız? Daralan doğal yaşam alanları ve giderek şiddetlenen küresel iklim değişikliğinin etkileri karşısında yeryüzünde yaşamın sigortası sayılan korunan alanlar hala yeterli düzeyde değil. Üstelik dünyanın birçok ülkesinde, bu alanlarda etkin bir doğa korumanın sağlandığını söylemek de mümkün değil. Halen yüzde 6 civarında ve etkin yönetimden yoksun korunan alanlarıyla hala bu hedefin çok uzağında olan Türkiye de buna dahil. Oysa, bu yıl Nagoya da yapılan Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi Taraflar Konferansı korunan alanlarla ilgili daha yüksek hedefler koydu. Bu koşullar içinde WWF nin stratejik hedeflerinden biri, dünya üzerindeki korunan alanların arttırılması ve bu alanlarda daha etkili bir yönetimin sağlanmasına katkıda bulunmak. Küresel Çevre Fonu (GEF) desteği ve UNDP/Çevre ve Orman Bakanlığı işbirliğiyle yürütmekte olduğumuz Orman Koruma Alanları Yönetiminin Güçlendirilmesi Projesi işte bu hedefe ulaşmadaki başlıca araçlarımızdan biri. Proje kapsamındaki en önemli rolümüz, özetle, etkin doğa koruma için yerel kapasitenin geliştirilmesi ve milli parkın PAN Parks sistemine dahil olabilmesi için gerekli teknik desteğin sağlanması. Bu amaçla, milli parkın sürdürülebilir turizm stratejisinden, mühendisler ve muhafaza memurlarına yönelik biyolojik çeşitlilik ve doğa koruma eğitim programlarına, yerel gönüllülük sisteminin kurulmasından, iletişim-bilinçlendirme ve savunu stratejilerine varıncaya kadar bir dizi etkinlik WWF-Türkiye tarafından gerçekleştiriliyor. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) da projenin ortaklarından biri. UNDP ile işbirliğinizi değerlendirir misiniz? Küre Dağları 2000 yılında milli park ilan edildikten sonra başta bakanlık ve WWF-Türkiye olmak üzere ilgi gruplarının önündeki en büyük görev, kağıt üzerinde belirlenen bir dizi hedefi yerine getirmekti. Bu kabarık liste, yeterli sayı ve nitelikte personeli, ekipmanı, ziyaretçi hizmetleri ile milli parkın etkin bir şekilde korunması için güçlü bir idari altyapının oluşturulması, alanın tanıtılması, yöre halkı için alternatif geçim kaynaklarının ve ekoturizmin geliştirilmesi, biyo-çeşitlilik araştırma ve izleme sisteminin kurulması, çevresel farkındalığın arttırılması gibi bir dizi iddialı hedefi içermekteydi. Kuşkusuz, bütün bu iddialı hedefleri gerçekleştirmek için kaynakları ve süresi sınırlı bir projenin sağlayacağı imkanlar yetersiz kalabilir. Yine de belirlenen hedeflere yönelik ilk kilometre taşlarının döşenmesinde projenin rolü yadsınamaz. Bu noktaya, yani projeyi uygulama aşamasına gelinceye kadar çok zorlu yollardan geçtik. Bu projenin gerisinde büyük bir emek var. Bugün eğer, projeyi uygulama aşamasına getirebildiysek bunda UNDP Türkiye nin çok büyük katkısı olmuştur. UNDP- Türkiye nin bu yoldaki kararlı tutumunda diğer işbirliği ortaklarıyla birlikte WWF-Türkiye ye olan güveninin de rolü olduğunun farkındayız. Bu nedenle, proje kapsamında üzerimize düşen görevi layıkıyla yapmaya çalışırken, ortak ulvi hedeflerimize ulaşabilmek için proje dışında gerek kendi imkanlarımız ve gerekse WWF networkünün bize sağlayabileceği fırsatlardan azami ölçüde yararlanma yoluna gidiyoruz. Türkçeye çevrilen Korunan Alanlar İş Programı ve bu kapsamda proje ortaklarımızla işbirliği içinde hazırlanmasına önayak olduğumuz Ulusal Korunan Alanlar ve İklim Değişikliği Taslak Stratejisi bunun en güzel örneklerinden biridir. UNDP ile işbirliğimiz Küre Dağları ile de sınırlı değil. Coca Cola desteğiyle yürütülen Her Damla Değer Katar kampanyası kapsamında ürettiğimiz Karadeniz Eğitim Seti nin hayata geçirilmesini de bu işbirliğine borçluyuz. Karadeniz in sahip olduğu biyolojik değerler ve karşı karşıya bulunduğu sorunlar hakkında ilköğretim çağındaki çocuklar arasında farkındalık yaratmayı amaçlayan proje kapsamında Karadeniz kıyısındaki illerde bugüne kadar en az 500 eğitimciyi eğitme olanağı bulduk. Hedefimiz 2000 öğretmen ve yüzbinlerce öğrenciye ulaşmak. Biyolojik çeşitlilik kaybı ve küresel iklim değişikliği geri dönülmez noktalara doğru giderken, UNDP ve WWF gibi önemli aktörler arasında her düzeyde işbirliği yalnız bir iyi niyet ifadesi değil kaçınılmaz bir zorunluluk. UNDP gibi WWF-Türkiye de uzun süredir Küre Dağları Milli Parkı ve tampon bölgesinde çalışmalar yürütüyor. Bölgede bugüne kadar yapmış olduğunuz çalışmaları bizimle paylaşır mısınız? www.undp.org.tr/print.aspx?websayfano=2820 1/3

14 02 2013 www.undp.org.tr/print.aspx?websayfano=2820 Bölgede bugüne kadar yapmış olduğunuz çalışmaları bizimle paylaşır mısınız? Küre Dağları her şeyden önce WWF in doğa koruma stratejisinde önemli bir yere sahip. Alana yönelik ilgimiz 1990 lı yıllara kadar gidiyor. O yıllarda, Önemli Bitki Alanları, Önemli Kuş Alanları adı altında Türkiye genelinde yürüttüğümüz çalışmalar sırasında Küre Dağları, olağanüstü peyzajlarının yanısıra doğal orman ekosistemlerinin bütünselliği, yabanıllığı, biyolojik zenginliği, nadir ve tehlike altındaki tür ve habitatları ile dikkatimizi çekmişti. Küre Dağları nı WWF nin, 2000 e bin gün kala, 1997 yılında başlattığı Yaşayan Gezegen adlı uluslararası kampanyası kapsamında Avrupa Ormanlarının Sıcak Noktaları ndan biri olarak önermiştik. Sonuç olarak, Türkiye den seçilen 9 alandan biri de Küre Dağları oldu. Aynı dönemde Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve UNDP desteğiyle Çevre ve Orman Bakanlığı nca başlatılan proje kapsamında alanın, yenilikçi ve katılımcı bir yaklaşımla milli park ilan edilmesi sürecinin sadık bir müttefiki olmakla kalmadık; etkin işbirliğimiz bugüne kadar devam etti. 11 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen güneş tutulmasının dünyada en güzel izlendiği yerlerden biri de Küre Dağlarıydı. Böyle özel bir günde düzenlediğimiz uluslararası basın gezisi ile Küre Dağları Milli Parkı nın, Çevre ve Orman Bakanı tarafından ilanı ve diğer sıcak nokta larımızın da bunu izlemesi yönünde yapılan açıklama, bu sürecin önemli kilometre taşları oldu. Küre Dağları, yukarıda anılan Yaşayan Gezegen Kampanyası kapsamında WWF tarafından 2000 yılında İngiltere de yapılan uluslararası törende Türkiye nin Dünyaya Armağanı olarak kabul edildi. Ancak asıl iş bundan sonra başlıyordu. Bu süreçte, Çevre ve Orman Bakanlığı nın yerel birimleri, yerel yöneticiler, dernekler ve köylülerle birlikte o zamandan bu yana, olanaklar ölçüsünde, doğa koruma adına dayanışma ve işbirliğinin en güzel örneklerini verdiğimizi düşünüyorum. Bunlardan en önemlileri, doğa koruma konusunda yerel kapasitenin ve ekoturizmin geliştirilmesiyle ilgili. Pınarbaşı Paşakonağı ve eğitilen 20 doğa kılavuzu bu çabaların en somut ürünlerinden biri. Bunlara her gün yenileri ekleniyor. İl Çevre ve Orman Müdürlükleri tarafından Pınarbaşı ve Ulus ta yeni ziyaretçi merkezleri açıldı. Azdavay Yanık Ali Konağı ve Zümrüt Köyü de bu süreç içinde elimizde doğan, gelişen ve artık kendi ayakları üzerinde duran Küre Dağları Ekoturizm Derneği nin, yani tamamen yerel bir girişimin ürünü. Küre Dağları artık, hem ülkemizde hem de dünyada, 10-15 öncesiyle kıyaslanamayacak kadar çok insan tarafından biliniyor ve ziyaret edilmek isteniyor. Yalnızca doğal güzellikleriyle değil doğa koruma amacıyla sergilenen örnek çalışmalarıyla da dikkat çekiyor. Ancak burada alanın taşıma kapasitesini aşmamak ve koruma kullanma dengesini elden kaçırmamak gerektiğinin farkındayız. Bundan sonrası için işbirliği ortaklarımızla birlikte Küre Dağları için ortak vizyonumuz PAN Parks sertifikası almak. Yani mavi bayraklı plajlar gibi hatta ondan daha da öte; temiz, iyi korunan, yabanıllığını muhafaza eden, ziyaretçiye iyi konaklama, rehberlik, gibi hizmetler sunarken bundan da yöre halkının refahına katkı sağlamayı hedefleyen bir uygulama için gerekli ölçütleri yerine getirmek ve Küre Dağları nı Avrupa nın elit milli parkları arasına sokmak temel hedefimiz. Türkiye doğasının korunması ve sürdürülebilir kaynak kullanımı konusunda sivil toplum kuruluşlarının önemi nedir? Yapılan çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Üç kıtanın kavşağındaki geniş coğrafyamızda sahip olmakla övündüğümüz zengin biyolojik mirasımız var. Bu zengin miras, giderek artan ve şiddetlenen tehditler ve baskılar karşısında bize aynı zamanda çok büyük bir sorumluluk yüklüyor. İşimiz çok, karşıtlarımız güçlü, ama kapasitemiz ve imkanlarımız kısıtlı. Ülkemizde STK lar ve onları destekleyen kitle ne yazık ki gelişmiş ülkelerle kıyaslanamayacak seviyede. Bu koşullarda, doğamızın korunması ve sürdürülebilir kaynak kullanımı konusunda sivil toplum kuruluşlarımızın gelişmesi ve daha etkili rol alması kritik öneme sahip. Bu konuda hem STK lar daha etkin ve girişken hem de kamu kurumları daha paylaşımcı olmalı. Bir uluslarası doğa koruma ağının parçası olarak WWF-Türkiye ye biçtiğimiz rol, dünyadaki bilgi ve deneyimler ile yenilikçi yöntem ve yaklaşımları hızla ülkemizin yararına sunmaktır. Bunu bazen, Küre Dağları ve Kaş-Kekova da korunan alan yönetimi, Konya Havzası nda sürdürülebilir su kullanımı, Çıralı ve Akyatan da deniz kaplumbağalarının korunması gibi alan bazında iyi uygulama örneklerini ortaya koyarak, bazen de ulusal stratejilerin geliştirilmesine ve politikaların şekillendirilmesine katkıda bulunarak yapmaya çalışıyoruz. Diğer yandan yerel STK ların ve özellikle yöre insanlarının bu gelişmelere karşı sesi giderek yükseliyor. Bu çok sağlıklı bir gelişme. Böylesine geniş ve tehditlerin çok yönlü olduğu bir coğrafyada, her bireyin ve yerel STK nın kendi çevresine sahip çıkarak kendi yöresinde kaynak kullanımının sürdürülebilirliğini sağlama konusunda etkin rol almasıyla Türkiye de kapsamlı ve bütüncül bir doğa koruma sağlanabilir. Bunun için gerekli şartları geliştirmek, yani onları yeterli maddi ve manevi imkanlarla desteklemek ise WWF-Türkiye gibi ulusal düzeyde faaliyet gösteren kuruluşların görevi olmalı. Kısa bir süre önce başlattığımız Türkiye nin Canı kampanyası da bunu amaçlıyor. İlgilenenleri, bu konuyla ilgili web sitemizi incelemeye davet ediyoruz: www.turkiyenincani.org Türkiye de doğa koruma alanında deneyimli sivil toplum kuruluşlarından birisiniz. Oldukça farklı ve yaratıcı kampanyalara imza atıyorsunuz. WWF-Türkiye nin kuruluş amacı, uluslararası ve ulusal ölçekteki faaliyetleri ile ilgili kısa bilgi verebilir misiniz? Biz, dünyanın önde gelen doğa koruma kuruluşlarından biri olan WWF in Türkiye ulusal örgütüyüz. Mottosu yaşayan bir dünya için olan WWF in misyonu, dünyamızın karşı karşıya bulunduğu ekolojik yıkım sürecini durdurmak ve insanların doğayla uyum içinde yaşadığı bir geleceğin kurulmasına katkıda bulunmaktır. WWF olarak, bu misyonu üç yolla gerçekleştirmeye çalışıyoruz: biyolojik çeşitliliği korumak, yenilenebilir kaynakların sürdürülebilir kullanımını sağlamak; kirlilik ve israfı azaltmak. Bunun için uluslararası ve ulusal politikalardan sektörel uygulamalara, toplumsal farkındalıktan, alan temelli iyi uygulama örneklerine kadar geniş bir yelpazede etkili olmaya çalışıyoruz. www.undp.org.tr/print.aspx?websayfano=2820 2/3

14 02 2013 www.undp.org.tr/print.aspx?websayfano=2820 1961 yılında İsviçre de kurulan WWF ile 1975 yılında Türkiye de kurulan ve önce kelaynakların daha sonra deniz kaplumbağaları ve sulak alanlarımızın korunmasına yönelik çalışmalarıyla tanınan Doğal Hayatı Koruma Derneği nin yolları 1980 li yıllarda kesişiyor. Derneğin bazı doğa koruma projeleri WWF tarafından destekleniyor. 90 lı yıllarda derneğin WWF üyesi olmasıyla devam eden bu ilişki, 1996 da Doğal Hayatı Koruma Vakfı nın kurulması ve ardından 2001 yılında vakfın WWF in Türkiye ulusal kuruluşu olarak WWF-Türkiye ünvanını almasıyla sonuçlanıyor. Bugün dünya genelinde 5 milyonu aşkın destekçisi ve 40 ı aşkın ulusal ve bölgesel ofisiyle, yüze yakın ülkede binin üzerinde proje yürütmekte olan küresel bir ağın parçası olan WWF-Türkiye, biyolojik çeşitlilik, iklim değişikliği ve sürdürülebilir kaynak kullanımıyla ilgili dünyadaki gelişmeleri; RAPPAM, PanParks, Ekolojik Ayak İzi gibi yeni kavramları ve bu ağın yarattığı bilgi ve deneyimleri ülkemizin faydasına sunuyor. Bu tecrübelerden elde ettiğimiz dersleri de dünyaya taşıyarak doğa korumada evrensel ile yerel arasında bir köprü işlevi görmeye çalışıyoruz. Bu görevi yerine getirirken yaklaşım tarzımız, gerek resmi kurum ve kuruluşlar ve gerekse özel sektör ve yerel topluluklarla olsun, bütün muhataplarımızla yapıcı ve işbirliğine açık bir anlayış içinde olmak. Bizler de sonuçta ülkemizin, dünyamızın ve gelecek kuşakların menfaati için bu yola çıkmış insanlarız. Daha kapsamlı bilgi için web sitemize www.wwf.org.tr bakmak yeterli. Editör : Faik Uyanık Muhabir : Ece Ergen www.undp.org.tr/print.aspx?websayfano=2820 3/3

14 02 2013 www.undp.org.tr/print.aspx?websayfano=2819 SAYI 61 > OCAK 2011 YÖNETİM ETKİNLİĞİ İZLENECEK Türkiye de ilk kez korunan alan özelliği taşıyan 41 milli park ve 41 tabiat parkında yönetim etkinliği izleme sistemi uygulanacak. Uygulama Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından 2011 yılı içerisinde başlatılacak. Ankara, Ocak 2011 - Uygulama 2873 sayılı Milli Parklar Kanununa tabi alanların daha etkin yönetilmesi, insan gücü ve kaynaklarının daha etkili kullanılması, yönetim etkinliğini azaltan nedenlere zamanında doğru teşhis konması ve buna yönelik doğru ve etkin politikaların geliştirilmesi amacını taşıyor. Bu nedenlerle Orman Koruma Alanları Yönetiminin Güçlendirilmesi Projesi kapsamında Antalya da 15-17 Aralık 2010 tarihlerinde Türkiye de Korunan Alanların Yönetim Etkinliğini İzleme Sistemi Çalıştayı düzenlendi. Türkiye nin dört bir yanından gelen milli park yöneticileriyle Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden oluşan 50 kişilik uzman grubunun katıldığı çalıştay sonucunda; Türkiye deki milli parkların ve tabiat parklarının yönetim etkinliğinin değerlendirilmesi ve belirli standartlarla izlenmesi için bir sistem oluşturuldu. Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN), Küresel Çevre Fonu (GEF), Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) gibi uluslararası organizasyonlar tarafından dünyanın çeşitli ülkelerindeki korunan alanların izlenmesinde kullanılan Korunan Alanlarda Yönetim Etkinliğini İzleme Aracı nın (KAYEİA) Türkiye de de kullanılması kararlaştırıldı. İlk uygulama Olimpos ta Çalıştay kapsamında gerçekleştirilen arazi çalışmasında Korunan Alanlarda Yönetim Etkinliğini İzleme Aracı formu ilk kez Olimpos Beydağları Sahil Milli Parkı için katılımcılar tarafından doldurularak alanın yönetim etkinliği uygulamalı olarak değerlendirildi. Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Milli Parklar Dairesi Başkanlığı, İzleme ve Değerlendirme Şube Müdürü ve Orman Koruma Alanları Yönetiminin Güçlendirilmesi Projesi Yöneticisi Mustafa Yılmaz Türkiye de ilk kez uygulanacak sistem için şunları söyledi: Ülkemizin 1958 yılında ilan edilen ilk milli parkı Yozgat Çamlığı dır. Günümüzde sayıları 41 e ulaşan milli park ve tabiat parkları bugüne kadar insan gücüyle kaynakların kullanılması esasına göre yönetilmeye çalışılıyordu. Ancak korunan alanların yönetimi için kullanılan modellerin değerlendirilmesi, başarılarının ve başarısızlıkların ölçülmesi mevcut yönetim yapısı içinde yer alan insan gücü ile kaynakların ne kadar yerinde ve etkin kullanıldığına dair bir izleme sisteminin bulunmaması nedeniyle mümkün olamıyordu. Dolayısıyla korunan alanların daha etkin yönetilmesinde istenen kurumsallaşma sağlanamamıştı. Ayrıca Türkiye nin de taraf olduğu Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi kapsamında hazırlanan Korunan Alanlar İş Programı nda belirlenen hedefler çerçevesinde 2010 yılına kadar korunan alanların yönetim etkinliğinin alan düzeyi, ulusal ve bölgesel sistemler düzeyi ve sınır ötesi korunan alanlar düzeyinde izleme, değerlendirme ve raporlama çerçevelerinin geliştirilmesi ve uygulanması çalışmalarının başlaması gerekiyordu. İşte bu nedenlerle Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Milli Parklar Dairesi Başkanlığı, İzleme ve Değerlendirme Şube Müdürlüğü bünyesinde oluşturulacak merkezi çalışma ekibi 2011 yılında, taşra teşkilatının da etkin katılımıyla bu izleme aracını tüm milli parklar ve tabiat parkları için uygulamaya başlayacak. Bu uygulama, izleme sisteminin temel verilerini oluşturacak. 3 yılda bir düzenli olarak yapılacak bu değerlendirmeler ile Türkiye nin korunan alanlarındaki yönetim etkinliği, değişimler ve ilerlemeler izlenerek her 3 yılda bir ulusal raporlar hazırlanacak. Editör : Faik Uyanık www.undp.org.tr/print.aspx?websayfano=2819 Muhabir : Ece Ergen 1/2

14 02 2013 www.undp.org.tr/print.aspx?websayfano=2819 www.undp.org.tr/print.aspx?websayfano=2819 2/2

14 02 2013 www.undp.org.tr/print.aspx?websayfano=2821 SAYI 61 > OCAK 2011 SÜRDÜRÜLEBİLİR İŞ LİDERLERİ YARATMAK Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye, sürdürülebilir kalkınmayla ilgili konularda farkındalığı arttırmak ve kapsayıcı piyasaların gelişmesi amacıyla fırsat ve güçlükleri tanımlanayabilmek için Koç Üniversitesi İşletme Lisanüstü Enstitüsü ile mutabakat zaptı imzaladı. Ankara, Ocak 2011 - Stratejik ortaklık, kapsayıcı piyasa gelişimi konularını Türkiye nin önde gelen işletme yönetimi kuruluşlarından birinde öğrenme ve araştırma sürecine entegre ederek kurumsal destek sağlayacak. Ortaklık, Türkiye ve aynı zamanda Güneydoğu Avrupa ülkeleri ve Bağımsız Devletler Topluluğu ndaki değer zincirleri ve kümeleme gibi konularda akademik araştırmaların yapılacağı, Türkiye deki kapsayıcı piyasalar ile ilgili akademik bir girişimin kurulmasına öncülük edecek. Bu girişim, küçük ve orta ölçekli işletmelerin ve küçük üreticilerin uluslararası ve yerel değer zincirlerine entegrasyonunu destekleyecektir. UNDP Türkiye ile bölgesel Büyüyen Kapsayıcı Piyasalar (GIM) girişimi kapsamında ortaklık kuran Koç Üniversitesi, dünya çapında kurumsal sosyal sorumluluğu geliştirmek ve daha kapsayıcı piyasalar oluşturmak ihtiyacına cevap vermek amacıyla işletme okullarının ve diğer akademik kuruluşların küresel çağrısına yanıt vererek önemli bir adım attı. Koç Üniversitesi İşletme Enstitüsü Kurumsal Sosyal Sorumluluk kavramını daha geniş anlamda iyileştirerek müfredat ve araştırmalara evrensel değerleri yerleştirmek amacıyla akademik kuruluşlar için geliştirilen bir çerçeve olan Sorumlu Yönetim Eğitimi İlkeleri nde (SYEİ) imza sahibi olarakkapsayıcı piyasaların akademisyenler arasında tanıtılmasında aktif bir rol oynayacak. Temel amaç olan kapsayıcı iş modelleri, pazar geliştirme ve piramidin tabanında sürdürülebilirlik sağlama; kapsayıcı iş ve pazarlar alanında devlet, sivil toplum, özel sektör ve donör topluluklarında bulunan yerel paydaşların eşleştirilmesi faaliyetleri gibi konular hakkında lisansüstü düzeyde araştırma ve öğretimin kolaylaştırılması ile desteklenecek. UNDP, İşletme Enstitüsü MBA öğrencilerinin yeni girşimci dersleri için dört seminer düzenledi. Bu derste, öğrenciler sorumlu ve kapsayıcı bir perspektif içinde yeni girişimler geliştiriyor. Yoksulluk ve yoksulluğun ölçülmesi ile ilgili ilk seminer, MBA öğrencilerinin yoksulluk anlayışlarını geliştirmeyi ve onları insani gelişme kavramıyla tanıştırmayı amaçlıyor. İkinci seminerde, UNDP Özel Sektör Program Yöneticisi Hansın Doğan, öğrencileri Kurumsal Sosyal Sorumluluk ile ilgili olarak bilgilendirdi ve Türkiye örneğini sundu. Üçüncü seminer, Piramidin Tabanı kavramı üzerine odaklandı. Son seminerde ise UNDP nin kapsayıcı piyasa geliştirme girişimini, Büyüyen Kapsayıcı Piyasalar ın (GIM) yeni web sayfasının ve kapsayıcı iş modelleri veri tabanının analizler için nasıl kullanılacağı tartışıldı. Bu çalışmaları ileriye taşımak için, UNDP ve Koç Üniversitesi İşletme Enstitüsü, önümüzdeki dönemde Türk iş dünyası yöneticileri için Piramidin Tabanı ve kapsayıcı iş modelleri ile ilgili bir çalıştay düzenlemeye karar verdi. Büyüyen Kapsayıcı Piyasalar (GIM) girişimi, kapsayıcı iş modellerinin gelişimini savunarak ve insani ilerleme ve gelişim için uygun katkı sağlayıcı bir çevre yaratılmasını sağlayarak Doğu Avrupa ve Bağımsız Devletler Topluluğu nda daha kapsayıcı piyasaların yayılmasını amaçlıyor. UNDP Türkiye, belirli bölgesel güçlüklere yanıt verebilmek amacıyla Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı (TIKA) ile birlikte GIM girişiminde önemli bir rol oynamaya devam ediyor. Editör : Faik Uyanık Muhabir : Ece Ergen www.undp.org.tr/print.aspx?websayfano=2821 1/1

14 02 2013 www.undp.org.tr/print.aspx?websayfano=2817 SAYI 61 > OCAK 2011 TÜRKİYE DE EV ALETLERİ ARTIK DAHA VERİMLİ Türkiye nin yoğun nüfusu ve sürekli ekonomik büyümesi, elektrikli ev aletleri pazarını tetikleyen önemli faktörlerden. Konutlardaki elektrik tüketimi 2007 de 36 bin gigawatt/saate yani 20 milyon ton karbondiokside eşit bir miktara ulaştı. Türkiye de enerji tüketiminin ve sera gazları salımının arttığı göz önünde bulundurulduğunda Türkiye de Enerji Verimli Elektrikli Ev Aletlerinin Piyasa Dönüşümü Projesi, konutlarda enerji tüketimini azaltma ve iklim değişikliği ile mücadele etme konusunda önemli çabalardan biri olarak ön plana çıkıyor. Ankara, Ocak 2011 - Aralık 2010 da başlatılan projenin uygulayıcı kuruluşu UNDP, yürütücü kuruluşu ise Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü (EİE). Projenin diğer ortakları Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Arçelik A.Ş. ve Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (BESD) olarak sıralanıyor. Proje Yöneticisi Necmettin Tokur projenin hedeflerini ayrıntılarıyla Yeni Ufuklar ile paylaştı. Yeni Ufuklar (YU): Türkiye de böyle bir projeye neden gerek duyuluyor? Necmettin Tokur: (NT) Türkiye deki net enerji tüketimindeki artışı ve özellikle elektrikli ev aletlerinin binalardaki toplam enerjinin yüzde 30 unu harcadığını dikkate alırsak, piyasanın enerji verimliliği daha yüksek olan ürünlere hızlı bir şekilde dönüşümü, herhangi bir müdahalede bulunulmadığı ve piyasanın normal seyrine bırakıldığı durumla karşılaştırıldığında enerji tüketimini azaltmaya önemli ölçüde katkı sağlayacak, ve bu şekilde Türkiye nin Sera Gazı salımları azaltılmış olacak. Dolayısıyla projenin ana hedefi; enerji verimliliği olan elektrikli ev aletlerinin satışlarını artırıp halen kullanımda olan eski ve daha fazla enerji tüketen elektrikli ev aletlerinin enerji verimliliği yüksek olan yenileri ile değiştirilmesini sağlayarak, enerji tasarrufu sağlamak ve sera gazı salınımlarını azaltmak olduğu için, az önce belirttiğim endişelere cevap vermekte ve Türkiye nin enerji verimliliğini sağlama çabalarına hizmet etmektedir. YU: Elektrikli ev aletlerinin kullananıcıları olarak bir etiketleme sisteminin olduğunu görüyoruz. Bu proje de halihazırda kurulu olan sistemin bir parçası mı? Farklı olarak ne yapacaksınız? NT: Enerji etiketleme sisteminin konsepti açısından projenin kısmen bu sistemin bir parçası olacağını söyleyebilirim. Ama proje tamamen bu sistemden ibaret değil, proje aynı zamanda, yasal yaptırım yoluyla piyasa dönüşümünü hızlandırmak için, projenin kamu ortaklarının (özellikle de Sanayi ve Ticaret Bakanlığı nın) kapasite geliştirme ihtiyaçlarını karşılayarak, Türkiye deki kamu kurumları tarafından, Avrupa Birliğinin enerji kullanan ve enerji ile ilgili ürünler için daha yüksek (ya da daha katı) enerji verimliliği standartları getiren ekotasarım ve enerji etiketleme (A sınıfından A+, A++, A+++ sınıflarına geçiş gibi) düzenlemelerini uyumlaştırılmasını ve uygulamaya konmasını hızlandırmayı da amaçlamaktadır. Unutmamamız gereken bir başka unsur da ürünlerin, yani bu durumda elektrikli ev aletlerinin fiyatının, hala tüketicilerin kararını etkileyen en önemli faktör olması ve enerji etiketlemesinin, enerji verimliliği daha yüksek ürünlere geçişi öngörse dahi ürünün enerji tüketimi konusunda tüketiciyi bilgilendirmekle kalmasıdır. Tüketicilerin ve tedarik zincirinin farkındalığının arttırılması, yaptırım mekanizmaları, finansal destek mekanizmaları gibi konular ülkenin kurumsal uygulama kapasitelerine bağlı kalmaktadır. Bu nedenle proje, yaratıcı farkındalık arttırma faaliyetleri ve karbon finansmanı da dahil bazı finansal destek mekanizmaları geliştirerek tüketicilerin satın alma kararlarını enerji verimliliği yüksek ürünlere yönlendirmeye çalışacak. YU: Projenin hedefleri neler ve bu hedeflere nasıl ulaşılacak? NT: Daha önce de kısaca bahsettiğim gibi, projenin dört ana hedefi şöyle: Türkiye de kurumsal kapasitelerin, ürünlerin enerji verimliliği konusunda etkili politkalar geliştirecek ve uygulayacak şekilde güçlendirilmesi. Bu, enerji arz tarafındaki kuruluşlarla (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı) talep tarafındaki kuruluşlar (Sanayi ve Ticaret Bakanlığı) arasında ortaklık kurulması; mevcut enerji verimliliği politikalarının, kurumsal yapılanmadaki boşlukların ve ürünlerin enerji verimliliğini etkileyen yeni AB düzenlemelerinin incelenmesi ve bu boşlukların giderilmesi ve mevcut politikalarda yeni düzenlemelerin uygulanmasını sağlayacak değişiklikler konusunda tavsiyeler geliştirilmesi; enerji tüketim rakamlarının izlenmesi (EİE için) ve ürünlerin piyasa gözetim ve denetimi için (STB için) iyi yapılandırılmış bir piyasa izleme sistemi kurulması; kamu kuruluşlarına enerji verimliliği düzenlemelerini geliştirecek ve uygulayacak şekilde eğitim verilmesi yoluyla sağlanacaktır. İyi yapılandırılmış uygulama ve doğrulama sistemi kurulması. Bu, mevcut uygunluk kontrol ve yaptırım sisteminin ürün test prosedürlerinin enerji verimliliği düzenlemelerini de içerecek şekilde konsolide edilmesi, hedeflenen ürünler için uygunluk kontrol ve yaptırım programının denenmesi ve piyasa gözetim ve test personelinin önerilen programı uygulayacak şekilde eğitilmesi yoluyla sağlanacaktır. www.undp.org.tr/print.aspx?websayfano=2817 1/2

14 02 2013 www.undp.org.tr/print.aspx?websayfano=2817 Tüketicilerin farkındalığının arttırılması ve tedarik zincirinin enerji verimliliği yüksek ürünlerin satışını arttırcak şekilde özel tanıtım faaliyetleri düzenlemek üzere kapasitelerinin geliştirilmesi. Bu, tüketicilerin kararlarını belirleyen faktörleri tespit etmek üzere tüketici eğilim anketleri yapılması, hem enerji verimliliği yüksek ürünlerin satışını arttırmak hem de kullanılmakta olan eski ve verimsiz ürünlerin değiştirilmesini sağlamak için bu anket sonuçlarına göre özel pazarlama kampanyaları tasarlanması ve uygulanması, tüketicileri enerji verimliliği yüksek ürünlere yönlendirecek bir web sayfası kurulması ve satış personelinin enerji verimliliği yüksek ürünlerin satışını arttıracak satış teknikleri konusunda eğitilmesi yoluyla sağlanacaktır. Proje sonuçlarının sürdürülebilirliğinin sağlanması. Bu belki de projenin en önemli sonucudur, çünkü proje belli bir dönem içinde yani dört yıl süreyle uygulanacak, dolayısıyla proje sonuçlarının sürdürülebilir ve kalıcı olmasını sağlamak özellikle önemli. Bu, kapasite geliştirmeye yönelik proje tavsiyelerinin kamu kuruluşlarının uygulama altyapısının ve faaliyetlerinin bir parçası haline getirilmesi; eğitim kuruluşlarının müfredatında enerji verimliliği konularına giderek daha fazla yer verilmesi ve üniversitelerde ürünlerin enerji verimliliği konusundaaraştırma çalışmaları yapılması ve öngörülen piyasa dönüşümünü hızlandıracak finansal destek mekanizmalarının geliştirilmesi yoluyla sağlanacaktır. YU: UNDP projenin uygulanmasında ne gibi bir rol oynuyor? Kamu ve özel sektör ortakları projede nasıl yer alacak? NT: UNDP, Proje Yönetim Birimi aracılığıyla proje yönetimini ve proje bütçesinin idare ve gözetimini sağlayacak. Yürütücü kuruluş olarak Elektrik İşleri Etüt İdaresi proje uygulamasını koordine edecek, farklı proje paydaşları ile irtibatı kolaylaştıracak ve kamu eş finansmanını sağlayacak. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, ürün düzenlemelerini (AB düzenlemeleri) yayımlayacak ve uygulayacak, enerji etiketleme ve ekotasarım düzenlemeleri kapsamında ürünlerin piysa gözetim ve denetimini yapacak, TÜRKBESD proje kapsamındaki farkındalık arttırma ve eğitim faaliyetlerine iştirak edecek, Arçelik A.Ş. ise proje faaliyetlerine destek vermek üzere personel görevlendirecek ve farkındalık artırma, eğitim faaliyetleri ve tanıtım ve pazarlama kampanyalarına katkı sağlayacaktır. Editör : Faik Uyanık Muhabir : Ece Ergen www.undp.org.tr/print.aspx?websayfano=2817 2/2